GELİR VERGİSİ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI

GENEL GEREKÇE



Vergi sistemlerinin karakteristik özelliklerinden birisi de, temel politika hedeflerine ulaşabilmek için, ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmeleri yakından izlemesi ve gelişmelere paralel hızlı reaksiyonlar verebilmesidir.

Vergi esas olarak ekonomik faaliyetlerin bir sonucu olup, ihtiyaçlar doğrultusunda gerektiğinde değiştirilmesi ve günün koşullarına uyarlanması gereken bir sistemdir. Bu çerçevede vergi mevzuatındaki değişiklikler yapısal anlamda değişim ve dönüşümü öngören değişiklikler olabileceği gibi, bazen de günün koşullarının gerektirdiği iyileştirmeler şeklinde de olabilir.

Bu anlayışla hazırlanan Tasarının temel felsefesini, ekonomik faaliyetlerin gelişiminin vergisel açıdan teşvik edilmesi ve bilişim alanlarında meydana gelen ilerlemelerin hukukî düzenlemelerin içinde yer almasını sağlayarak, uygulamaların daha çağdaş hale gelmesini temin etmek, böylece, başta vergi kanunları olmak üzere ilgili kanunlarda bu yeniliklere bağlı yeni düzenleme ve değişikliklerin yapılması oluşturmaktadır.

Tasarı ile, Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu ile getirilen sistemin vergisel açıdan desteklenmesi amacına yönelik olarak, ilgili vergi kanunlarında gerekli düzenlemeler yapılmaktadır

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler(KOBİ)’in birleşmeleri halinde bu birleşmeden doğan kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi suretiyle, bu işletmelerin verimli ölçek büyüklüklerine ulaşmaları ve rekabet güçleri artırmaları yolunda önemli ölçüde vergisel teşvik sağlanması amaçlanmaktadır.

Yatırım, üretim ve istihdam olanaklarını artırmak amacıyla belli bir büyüklükte olan ve projelendirilen yatırımlara katma değer vergisi yönünden vergisel destek sağlanarak, yatırım ve üretim üzerindeki vergi yükü önemli ölçüde azaltılmış olmaktadır.

Bunların yanı sıra, vergi uygulamalarında ortaya çıkan bazı tereddütlerin giderilmesine ve vergi idaresinin teknolojik imkanlardan azami derecede faydalandırılmasına yönelik düzenlemeler de bu Tasarıda yer almaktadır.



MADDE GEREKÇELERİ





MADDE 1- Maddeyle, işe başlatmama tazminatlarının da gelir vergisinden istisna olduğu hususuna açıklık getirilmekte, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde yer alan asgari geçim indiriminden, teşvik kapsamındaki işyerlerinde çalışan işçilerin ne şekilde yararlanacakları hususuna açıklık getirilmektedir. Buna göre, gelir vergisi stopajı teşviki öngörülen yerlerde ücretli olarak çalışan işçilerin ücret gelirleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden öncelikle asgari geçim indirimi mahsubu uygulandıktan sonra kalan tutarın indirim ve istisna uygulamasında dikkate alınması sağlanmaktadır.

Maddeyle ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen bent ile, iktisadi işletmeleri hariç olmak üzere Türkiye Kızılay Derneğine makbuz mukabili yapılan bağış ve yardımların tamamının, gelir vergisi matrahının tespitinde gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilebilmesine imkân sağlanmaktadır.

Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 76 ncı maddeyle tarım ürünleri ticaretini kolaylaştırmak ve geliştirmek üzere oluşturulan tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin teşvik edilmesi amacıyla, 5300 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin alım-satımından elde edilen kazançların 31/12/2013 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesi öngörülmektedir.



MADDE 2- Maddeyle, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen bent ile Türkiye Kızılay Derneğine makbuz mukabili yapılan bağış ve yardımların tamamının, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilmesi sağlanmakta, anılan Derneğin iktisadi işletmelerine yapılan bağış ve yardımların ise bu kapsamda değerlendirilemeyeceği hususuna açıklık kazandırılmaktadır.

Aynı Kanunun 17 nci maddesine eklenen hüküm ile; tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak kesilecek vergi cezaları dahil her türlü vergi tarhiyatının, tasfiye dönemi için tasfiye memurları adına, tasfiye öncesi dönemleri için kanuni temsilciler müteselsil sorumlu olmak üzere bunlardan herhangi biri adına yapılacağı öngörülmektedir.

Türkiye'de işletmelerin çok büyük bir kısmı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme (KOBİ) niteliğindedir. Genellikle bu şirketler aile şirketleri şeklinde olup aile bireyleri tarafından yönetilmektedir. Çoğu zaman uzmanlık ve bilgiye dayanmayan bir yönetim tarzının hakim olduğu bu şirketlerde, genellikle kurumlaşma sağlanamamakta, iyi yönetişim ilkeleri hayata geçirilememekte olup kayıt dışılık da yüksek boyutlardadır.

Bu şirketlerin iyi yönetilememeleri, ölçek ekonomisini sağlayamamaları ve finansal yapılarının da güçlü olmaması nedenleriyle büyümeleri mümkün olmamakta dahası her yıl küçümsenmeyecek bir oranda iflaslar meydana gelmektedir.

Türkiye'nin geleneksel yapısı içinde şirketlerin normal iktisadi ve ticari gerekçelerle birleşmeleri çok zor olmaktadır. 5520 sayılı Kanuna eklenen geçici madde ile Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ), mali yapılarını güçlendirmek, ölçek verimliliği sağlamak, rekabet ortamına uyum kapasitelerini güçlendirmek, istihdam düzeylerini artırmak ya da korumak gibi amaçlarla birleşmelerinin vergi yoluyla teşvik edilmesi amaçlanmaktadır.

Bu şekilde reel sektörün yeniden yapılanmasına katkıda bulunulacak, daha sağlıklı ve rekabetçi şirketler oluşturulabilecektir. Bu sağlıklı şirketlerle üretimin, istihdamın ve ihracatın artırılması, yabancı ortaklar ve profesyonel yöneticiler nedeniyle kurumlaşmanın sağlanması, buna bağlı olarak bu şirketlerin kayıtlı ekonomi içinde çalışmalarının temini ile vergi gelirlerinin olumlu yönde etkileneceği öngörülmektedir.

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) 31/12/2009 tarihine kadar birleşmeleri halinde bu birleşmeden doğan kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi, birleşme nedeniyle infisah eden kurumun birleşme tarihinin içinde bulunduğu son hesap döneminde elde ettiği kazançları ile birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere üç hesap döneminde elde edilen kazançları üzerinden alınacak kurumlar vergisine ilişkin oranı %75’ ine kadar indirme konusunda Bakanlar Kuruluna, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme hususunda da Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Ayrıca, eklenen diğer bir geçici madde ile, bu Kanunun yayımından önce kesilen ceza ve yapılan tarhiyatlara, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak tasfiye memurları ile kanuni temsilcilerin sorumluluklarını düzenleyen 17 nci maddenin dokuzuncu fıkrası hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür.



MADDE 3- Maddeyle, 3065 sayılı Kanunda, 5300 sayılı Kanuna ilişkin değişiklikler yapılmaktadır. Bilindiği üzere, 5300 sayılı Kanun ile tarım ürünleri ticaretini kolaylaştırmak, depolanması için yaygın bir sistem oluşturmak, ürün sahiplerinin mallarının emniyetini sağlamak ve kalitesini korumak, ürünlerin sınıf ve derecelerinin yetkili sınıflandırıcılar tarafından saptanmasını sağlamak, tarım ürünleri lisanslı depo işleticilerinin kişiler arasında ayrım yapmaksızın tarım ürünlerini kabul etmelerini temin etmek, ürünlerin mülkiyetini temsil eden ve finansmanını, satışını ve teslimini sağlayan ürün senedi düzenlemek ve standartları belirlenmiş tarım ürünlerinin ticaretini geliştirmek üzere, tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin kuruluş, işleyiş ve denetimine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Maddeyle, tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin KDV uygulaması yönünden vergisel altyapısı oluşturulmakta ve KDV uygulaması bakımından gerekli görülen diğer düzenlemeler yapılmaktadır.

Bu kapsamda;

(a) bendi ile ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi, ticari, sınai, zirai faaliyet veya serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde olup olmadığına bakılmaksızın KDV’nin konusuna alınmaktadır.

(b) bendi ile ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara tesliminde, bu işlemlere ait KDV’nin lisanslı depo işleticileri tarafından sorumlu sıfatıyla ödenmesi düzenlenmektedir.

(c) bendi ile ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslim işlemlerinde vergiyi doğuran olay hükme bağlanmaktadır.

(ç) bendi ile Kanunun 13 üncü maddesinin (b) bendinde yapılan düzenlemeyle, Ülkemizin coğrafi özellikleri nedeniyle büyük imkânlar vaadeden deniz ve hava taşımacılığından daha çok yararlanılabilmesi için liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçlarına verilen hizmetlerin yanı sıra ithalat-ihracat ve transit rejim kapsamında işlem gören mallara, bu yerlerde liman ve hava meydanı işleticileri tarafından verilen hizmetler de istisna kapsamına alınmak suretiyle söz konusu işlemler tamamen vergiden arındırılmakta ve sektörün uluslararası rekabet gücünün artırılması amaçlanmaktadır. Söz konusu istisna uygulaması, liman ve hava meydanlarında uluslararası ticarete konu olan ve ithalat-ihracat ve transit rejim kapsamında işlem gören mallara liman ve hava meydanı işleticileri tarafından verilen hizmetleri kapsamaktadır.

Diğer taraftan, ürün senetlerinin, işlem gördüğü borsalar aracılığıyla ilk teslimi KDV’den istisna tutulmak suretiyle bu kapsamdaki işlemlerin KDV’den tamamen arındırılması amaçlanmaktadır.

(d) bendi ile ihraç malı taşıyan araçların ve soğutucu ünitelerin standart yakıt deposuna KDV istisnası uygulanarak teslim edilecek motorin miktarına ilişkin uygulama sonuçları dikkate alınmak suretiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrasında buna uygun düzenleme yapılmaktadır.

(e) bendi ile; konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimlerindeki istisna uygulaması, istisnanın sosyal amacına uygun düşmemesi ve suiistimallere sebebiyet vermesi nedeniyle kaldırılmakta, kooperatiflerin üyelerine yapacakları konut teslimlerinin 1/1/2010 tarihinden geçerli olmak üzere genel KDV rejimine tabi olması sağlanmaktadır.

(f) bendi ile; Kanunun 13/b maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (o) bendinde gerekli düzenleme yapılmaktadır. Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına (t) bendi eklenerek ürün senetlerinin, işlem gördüğü borsalardaki ilk teslimi ile senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi dışındaki teslimlerinin KDV’den istisna tutulması amaçlanmakta ayrıca, bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemlerle ilgili olarak yüklenilen vergilerin indirimine imkân tanınmaktadır.

(g) bendi ile de ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara tesliminde KDV matrahı, ürünün çekildiği tarihte senedin işlem gördüğü borsada oluşan değeri olarak belirlenmekte ve özel matrah şekline göre vergilendirilmesi amaçlanmaktadır.

(ğ) bendi ile; Kanuna eklenen geçici 28 inci madde ile ülke kalkınması, istihdam ve milli gelire önemli katkılarda bulunacak büyük ölçekli sınaî yatırımların gerçekleşmesine finansal kolaylık sağlamak amacıyla KDV istisnası öngörülmektedir. Uygulama kolaylığı ve çok sayıda satıcının yol açacağı KDV iade sorunlarının önlenmesi amacıyla, istisna, verginin önce ödenip daha sonra yatırımcıya iade edilmesi şeklinde uygulanacaktır. Bu düzenleme ile iadenin mükellefi az sayıda yatırımcı olacağından istisna ve iade uygulaması ihtilafsız ve hızlı bir şekilde yürütülebilecektir.

Maddeyle ayrıca, sosyal amacına uygun düşmeyen ve suiistimallere imkân veren konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yaptığı konut teslimleri, m2 sınırlamasına bağlı olmaksızın KDV’den müstesna uygulaması, yapılan düzenleme ile kaldırılmakta, kooperatiflerin üyelerine yapacakları konut teslimlerinin genel KDV rejimine tabi olması sağlanmaktadır. Ancak, bu değişiklik bina inşaat ruhsatı bu düzenlemenin yürürlüğünden sonra alınmış konutların tesliminde geçerli olacaktır. Bina inşaat ruhsatı Kanunun yürürlüğünden önce alınmış konutların, yürürlükten sonraki teslimlerinde istisna hükümlerine göre işlem yapılacaktır. Maddede geçen “bina inşaat ruhsatı” ibaresi, münhasıran konut yapı kooperatifleri adına düzenlenmiş bina inşaat ruhsatlarını ifade etmektedir



MADDE 4- Maddeyle, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu uygulamasında ortaya çıkan sorunların giderilmesi amaçlanmaktadır.

Maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle yapılan düzenleme ile 2901.10.00.90.11 G.T.İ.P. numarasında yer alan “Hekzan” isimli malla benzer özellikler gösteren söz konusu mal ÖTV’ye tabi olmadığından hekzan yerine ÖTV uygulanmaksızın kullanılabilmektedir. Bu durumun ve akaryakıtlarla karıştırılmak suretiyle yasa dışı olarak kullanımının önlenmesi amacıyla bu malın ÖTV kapsamına alınması ve Hekzan isimli malın tabi olduğu tutarda ÖTV’ye tabi olması öngörülmektedir

(b) bendi ile ihraç malı taşıyan araçların ve soğutucu ünitelerin standart yakıt deposunda ÖTV istisnası uygulanarak teslim edilecek akaryakıt miktarına ilişkin uygulama sonuçları dikkate alınarak KDV’de olduğu gibi gerekli değişikliğin yapılması öngörülmektedir.

(c) bendiyle Özel Tüketim Vergisi Kanununa eklenen geçici madde ile, Kanuna ekli (IV) sayılı listedeki 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı malların ithalinde veya yurt içinde üreticileri tarafından tesliminde (IV) sayılı listedeki orana göre hesaplanacak olan vergi tutarının, her bir adet mal için 40 Türk Lirası (TL) olarak hesaplanacak asgari maktu vergiden düşük olması halinde, her bir adet mal için 40 TL vergi ödenmesi öngörülmektedir. 31/12/2013 tarihine kadar uygulanacak olan bu hüküm gereğince, 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı her bir adet mal için (IV) sayılı listedeki orana göre hesaplanacak vergi tutarının 40 TL’den fazla olması halinde, (IV) sayılı listedeki orana göre hesaplanan vergi ödenecektir. Bakanlar Kuruluna, 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı mallarının her bir adedi için bu madde ile belirlenen 40 TL tutarındaki asgari maktu vergi tutarını sıfıra kadar indirme, beş katına kadar artırma konusunda yetki verilmektedir.



MADDE 5- Maddeyle, 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu çerçevesinde, mudi ile lisanslı depo işletmesi arasında düzenlenen mukavelenameler ve ürün senetleri damga vergisinden istisna edilmektedir.



MADDE 6- Maddeyle, arsalar ile ilgili asgari ölçüde birim değer takdirini yapacak takdir komisyonuna defterdarın, vergi dairesi başkanlığı bulunan yerlerde ise vergi dairesi başkanının görevlendireceği iki memurun da katılımı sağlanmakta, ayrıca 213 sayılı Kanunun 72 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan takdir komisyonlarının kurulacağı yerler ve bu madde uyarınca kurulan komisyonların işleyişi ile takdire ilişkin usul ve esasları belirleme hususunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Yine, elektronik olarak verilmesi gereken bildirim ve formların, süresi sonundan itibaren 15 gün içerisinde verilmesi halinde, usulsüzlük cezasının dörtte bir, izleyen 15 gün içerisinde verilmesi halinde yarı oranında uygulanması, ayrıca, beyannamelerinin vermeyenlere, hem beyanname vermemekten hem de beyannamelerini elektronik ortamda vermemekten ötürü iki defa ceza kesilmemesi öngörülmektedir.

Maddeyle ayrıca, genel bütçeye, il özel idarelerine, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç, fon, pay ve benzeri mali yükümler, bunların faiz, zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalarda, hükmedilecek avukatlık ücretlerinin maktu hale getirilmesi öngörülmektedir.



MADDE 7- Maddeyle, 6183 sayılı Kanunda değişiklikler yapılmaktadır. Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile, 6183 sayılı Kanunun “Menkul malların haczi” başlıklı 77 nci maddesine bir fıkra eklenerek resmi sicile kayıtlı olan menkul malların haczinin sicillerine işlenmek üzere sicilin tutulduğu daireye tebliğ edilmek suretiyle de yapılacağı hususunda Kanuna açıklayıcı hüküm konularak, mülkiyetin karinesi olan bu kayıtlara işlenen hacizlerin hukuken geçerli olduğu yönündeki Yargıtay içtihatları doğrultusunda düzenleme yapılmaktadır.

Ayrıca, yapılan düzenleme ile resmi sicile kayıtlı olan menkul malların haczi için tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirilerinin, bu kayıtların tutulduğu kurumlara elektronik ortamda tebliğ edilebilmesine ve bu bildirilere verilecek cevapların da elektronik ortamda alınabilmesine imkan verilmektedir. Elektronik ortamın kullanılması sonucunda işlemlere sürat kazandırılarak iş gücünde, posta masraflarında ve kırtasiyede tasarruf sağlanacaktır.

Belirtilen amaçlarla önerilen düzenlemede, elektronik ortamda yapılacak tebligatlar ve bu tebligatlara verilecek cevapların da elektronik ortamda alınmasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile kamu alacaklarının takibi için tahsil dairelerince gayrimenkullerin ve gemilerin kayıtlı oldukları sicillere işlenmek üzere tebliğ edilecek haciz bildirilerinin elektronik ortamda da tebliğ edilmesini ve cevapların elektronik ortamda alınmasını sağlamak ve elektronik ortamdaki tebligatlara ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla Maliye Bakanlığına yetki vermek üzere 6183 sayılı Kanunun 88 inci maddesine cümle ilavesi öngörülmektedir. Yapılan bu düzenleme ile elektronik ortamın kullanılması sonucunda işlemlere sürat kazandırılarak iş gücünde, posta masraflarında ve kırtasiyede tasarruf sağlanması amaçlanmaktadır.



MADDE 8- Maddeyle, 5602 sayılı Kanunda değişiklikler yapılmaktadır. Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile, şans oyunlarının lisans veya işletim hakkının devri halinde, lisans veya işletim hakkını devreden ve devralan kurum ve kuruluşların paylarının aynı Kanunun 5 inci maddesinde yer alan yatırım ve işletme giderlerine ilişkin sınırlamaya dahil olduğu hususuna açıklık getirilmektedir. Öte yandan, yapılan düzenlemelerle tüm spor müsabakaları üzerine Spor Toto Teşkilat Başkanlığına müşterek bahis düzenleyebilme imkanı getirildiğinden, düzenlenen müşterek bahisler çerçevesinde Futbol Federasyonu dışındaki federasyonlara yapılan aktarımların da yatırım ve işletme giderlerine ilişkin sınırlamaya dahil olduğu hususuna açıklık kazandırılmaktadır.

Maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 5602 sayılı Kanuna eklenen geçici maddeyle, ilgili kurum ve kuruluşların 5602 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ait kanuni defter ve belgelerinde yer alan borçlarından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar ödenmemiş kısmına ilişkin yapılan ödemelerin kamu payından indirimine imkan sağlanmaktadır.



MADDE 9- Maddeyle, 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunda yer alan tanımlar arasına, anılan Kanunun uygulamasına yönelik olarak kamu personeli tanımına da yer verilerek uygulamada tereddüt oluşturan bu hususa açıklık getirilmesi amaçlanmaktadır.

Bazı kurum ve kuruluşlar ile vakıflar tarafından, Türkiye’nin teknolojik alt yapısını geliştirmek, rekabet gücünü artırmak ve Avrupa Birliği standartlarına uyum sağlayabilmek amacıyla teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları çerçevesinde Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarından fon veya kredi temin edilmekte ve temin edilen fon ve krediler teknolojik alt yapının güçlendirilmesi, araştırma ve geliştirme projelerinin desteklenmesi amacıyla kullanılmaktadır.

Yapılan düzenleme ile Dünya Bankası gibi bazı uluslararası finans kuruluşlarından teknoloji geliştirme projesi sözleşmeleri çerçevesinde fon veya kredi temin ederek, temin ettikleri bu fonlarla Ar-Ge projelerini destekleyen bazı kurum ve kuruluşlar ile vakıflar tarafından desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinin de Kanun kapsamındaki teşviklerden yararlanmasına imkân sağlanmaktadır.



MADDE 10- Maddeyle yapılan değişiklikle, 1606 sayılı Bazı Dernek ve Kurumların Bazı Vergilerden, Bütün Harç ve Resimlerden Muaf Tutulmasına İlişkin Kanunla, başta Türkiye Kızılay Derneği olmak üzere bazı dernekler ile kurumlara her türlü vergi, resim ve harçtan muafiyet sağlanmıştır. Bu Kanun kapsamındaki bazı derneklerin piyasa ekonomisi çerçevesindeki faaliyetleri nedeniyle oluşan iktisadi işletmelerin vergilendirilmesi, bu muafiyet hükmü nedeniyle ihtilaf konusu olmaktadır. Ayrıca bu kurumların piyasada ticari faaliyette bulunmaları ve muafiyet hükmünün bu şekilde iktisadi işletmeleri de kapsayacak şekilde yorumlanması durumunda diğer kurumlar vergisi mükellefleri ile aralarında rekabet eşitsizliği ortaya çıkmaktadır. Vergiden muaf tutulan kurumlara ilişkin yasal düzenlemelerin pek çoğunda bu duruma ilişkin açık belirleme bulunmaktadır. Örneğin 3388 sayılı Kanunda Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kurumlar vergisinden muaf tutulurken iktisadi işletmelerinin bu muafiyetten yararlanamayacağı açıkça Kanunda belirtilmiştir. Bu bağlamda, 1606 sayılı Kanunda yapılan düzenleme ile anılan Kanun kapsamına giren bazı dernek ve kurumların iktisadi işletmelerinin muafiyet kapsamında olmadıkları hususuna açıklık kazandırılmaktadır.



MADDE 11- Maddeyle, 3568 sayılı Kanunda değişiklikler yapılmaktadır. Bu Kanunun 45 inci maddesinde yer alan “ticari faaliyette bulunamazlar” hükmü, meslek mensuplarının, hissedar yada pay sahibi olmaksızın da olsa, şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı, üyeliği, denetçiliği görevlerini de üstlenebilmelerine engel oluşturmaktadır. Düzenleme ile, bu kuruluşlara ilişkin bu Kanun kapsamındaki faaliyetleri yürütmemeleri şartıyla; iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile 5018 sayılı Kanun kapsamındaki kamu idarelerine ait bulunan veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun yönetimindeki kuruluşların yönetim kurulu başkanlığı, üyeliği, denetçiliği meslekle bağdaşmayan işler kapsamından çıkarılmaktadır.



MADDE 12- Maddeyle, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun ayın karşılığı olan hisse senetlerinin şirketin tescilinden itibaren iki yıl geçmeden başkalarına devri yasağının, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesine göre yapılacak bölünmelerde uygulanmayacağı öngörülmektedir.



MADDE 13- Maddeyle, Başbakanlık merkez teşkilatına yapılan motorlu taşıt teslimi, kiralanması ve bunlara ilişkin işlemlerin katma değer vergisi, özel tüketim vergisi ve gümrük vergisi dahil her türlü vergi, resim ve harçtan istisna olduğu hususu düzenlenmektedir.



MADDE 14- Maddeyle, 320 sayılı Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca tertip edilen şans oyunlarının lisansının özel hukuk tüzel kişilerine verilmesi halinde, hak ve yetkinin devredildiği kişinin düzenlemiş olduğu tüm şans oyunlarından dağıtılan ikramiyelerin istisna haddini aşan kısımları üzerinden veraset ve intikal vergisi kesintisi yapılması amaçlanmaktadır. Yine, Spor Toto Teşkilat Başkanlığınca futbol dışındaki spor dalları üzerine de müşterek bahis düzenlenmeye başlandığından, yapılan ibare değişiklikleriyle tüm spor dalları üzerine tertiplenen şans oyunlarından kazanılan ikramiyelerin istisna haddini aşan kısımları üzerinden veraset ve intikal vergisi kesintisi yapılması amaçlanmaktadır.

Yapılan düzenlemeyle, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yer alan “Katma” ibareleri “Özel” şeklinde değiştirilerek 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile tanımı yapılan bütçe uygulamalarına paralellik sağlanmakta ve 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun hükümlerine uyum sağlamak amacıyla, anılan Kanunun 16 ve 29 uncu maddelerinde yer alan parasal tutarlarda gerekli değişiklikler yapılarak, arazi vergisine ilişkin istisna tutarı uygulanabilir hale getirilmektedir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci cümlesinde yer alan “nakdi” ibaresi kaldırılmak suretiyle, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerine makbuz mukabilinde yapılan nakdi bağışların yanısıra ayni bağışların tamamının da gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince beyanname üzerinde gösterilmek şartıyla beyan edilen gelir ve kurum kazancından indirilebilmesi sağlanmaktadır.

Uygulanan trafik cezaları için itiraza ilişkin olarak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanacak olması nedeniyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 116 ncı maddesinin aynı hususları düzenleyen, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarının yürürlükten kaldırılması öngörülmektedir.

13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesinde düzenlenen özel iletişim vergisinin mükellefi, Telekomünikasyon Kurumu tarafından yetkilendirilmek suretiyle telekomünikasyon alt yapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmecilerdir. 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu yürürlüğe girmeden önceki düzenlemeye göre, telekomünikasyon hizmeti sunan işletmecilerin 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu uyarınca Telekomünikasyon Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak veya bu Kurumdan ruhsat veya genel izin almak suretiyle yetkilendirilmesi gerekmekteydi.

5809 sayılı Kanunda, yetkilendirme türleri, bildirim ve kullanım hakkı olarak belirlenmiş ve yetkilendirme ile ilgili hükümlerin Kanunun yayımını izleyen 6 ay sonra, diğer hükümlerin ise Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Ayrıca, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ile yetkilendirilmiş olan işletmecilerin, bu Kanun uyarınca Kuruma bildirimde bulunmuş veya gerekli olduğu durumlarda yetkilendirmelerindeki süre ile sınırlı olarak kullanım hakkı almış sayılacağı ve Kurumla imzalanmış olan görev ve imtiyaz sözleşmelerinin; süre bitimi, fesih, iptal veya başkaca herhangi bir nedenle sona ermelerine kadar mevcut hükümleri uyarınca geçerliliklerini devam ettireceği hüküm altına alınmıştır.

5809 sayılı Kanunun yetkilendirme ile ilgili hükümlerinin yürürlüğe gireceği 10/5/2009 tarihinden itibaren, 406 sayılı Kanun uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak suretiyle veya 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca bu Kuruma bildirim yapılması veya bu Kurumca kullanım hakkı verilmesi yoluyla yetkilendirilen veya yetkilendirilmiş sayılan işletmeciler elektronik haberleşme hizmeti sunabileceklerdir.

Yapılan düzenleme ile 5809 sayılı Kanunun yetkilendirmeye ilişkin hükümlerinin 10/5/2009 tarihinde yürürlüğe girmesi dikkate alınarak 6802 sayılı Kanunun “Özel iletişim vergisi” başlıklı 39 uncu maddesinde kurum, hizmet tanımları ve yetkilendirmeye ilişkin gerekli değişiklikler yapılmaktadır.



MADDE 15- Yürürlük maddesidir.



MADDE 16- Yürütme maddesidir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar