Miras kalan veya bağışlanan gayrimenkullerde vergi yağmuru

skizilot@yaklasim.com

27.11.2008



Aslında bir vergi normal, ikincisi de normal ama üçüncüsü sanki normal değil gibi...



Normal olanlardan birincisi, ‘Veraset ve İntikal Vergisi’ ile ilgili. Bu vergi yönünden bir sorun yok. İkincisi, miras kalan ya da bağışlanan gayrimenkul nedeniyle ödenen ‘Emlak Vergisi’ ile ilgili. Bunda da bir sorun yok. Üçüncüye gelince, işte onu anlamak zor.



ÜÇÜNCÜSÜ NE?



Üçüncüsü ‘Harç’ adı altında istenen, vergi benzeri ödemeyle ilgili...



İsterseniz, olayı kısaca özetleyelim.



1- Miras kalan ya da bağış nedeniyle edinilen gayrimenkul için, beyanname veriliyor ve ‘Veraset ve İntikal Vergisi’ ödeniyor.



2- Miras kalan ya da bağış yolu ile edinilen gayrimenkulün yeni maliki, ilgili belediyeye ‘Emlak Vergisi Bildirimi’ veriyor ve izleyen yıldan itibaren her yıl ‘Emlak Vergisi’ ödeniyor.



3- Miras kalan ya da bağışlanan gayrimenkulün, ‘tapu işlemleri’ sırasında, ayrıca ‘tapu harcı’ da alınıyor. Buna göre;



a) Miras Olayında: Gayrimenkul mirasçılar adına tapuda tescil edilirken, binde 9 oranında ‘İntikal Harcı’ alınıyor. Böylece, miras yolu ile intikal eden gayrimenkul nedeniyle, yüzde 1-10 arasında ‘Veraset ve İntikal Vergisi’, bide 9 oranında da ‘İntikal Harcı’ alınmış oluyor.



b) Bağış Olayında: Gayrimenkulün bağışlandığı kişi, ‘Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi’ veriyor ve yüzde 10-30 arasında (ana, baba, eş ve çocuklara bağışta yüzde 5-15 arasında); Veraset ve İntikal Vergisi ödüyor. Ardından, bağışlanan gayrimenkulün tapu işlemleri sırasında, ayrıca binde 54 oranında ‘tapu harcı’ ödüyor.



Görüldüğü gibi, miras ya da bağış yolu ile intikal eden gayrimenkullerde, edinme olayı nedeniyle, Anayasa’ya aykırı olarak, Veraset İntikal Vergisi ve harç adı altında ‘çifte vergi’ alınıyor.





DİĞERLERİNE YOK



Olaya, miras kalan ya da bağışlanan diğer servet unsurları açısından baktığımızda, bu tür bir uygulamaya rastlamıyoruz. Örneğin;



Miras kalan ya da bağışlanan otomobil nedeniyle, yalnızca Veraset ve İntikal Vergisi alınıyor.



Miras kalan ya da bağışlanan şirket hissesi ya da hisse senedi nedeniyle de yalnızca Veraset ve İntikal Vergisi alınıyor.



*Bankadaki paranın, Hazine Bonosu, Devlet Tahvili; fon, Eurobond ve benzeri menkul kıymetlerin miras kalması ya da bağışlanması durumunda da yalnızca Veraset ve İntikal Vergisi alınıyor.



O halde, gayrimenkullere uygulanan ve Anayasa’ya da aykırı olan bu çifte standart neyin nesi?



Hemen belirtelim, bu yeni bir olay değil, yıllardır böyle uygulanıyor. Bu yazıyı okuyana kadar belki de çok kişi, mirasa ya da bağışa, üç ayrı vergi uygulandığının farkında değildi...



Bu konuda yapılacak olan belli; miras ya da bağış yolu ile edinilen gayrimenkullerde, tapu işlemleri sırasında alınan ‘Tapu harcı’ kaldırılsın, olsun bitsin...





MİRAS KALAN ARSANIN KAT KARŞILIĞI VERİLMESİ



MİRAS kalan ya da bağış (hibe) yolu ile edinilen arsanın, mirasçılar tarafından arsa olarak ya da kat karşılığı müteahhide verilip bağımsız bölümlerin elden çıkarılması olayında, vergilendirmenin nasıl olacağı, tartışılan konular arasında yer alıyor.



Burada, vergilendirme yönünden çok açık ve net olan husus, miras yolu ile edinilen arsanın, arsa olarak mirasçılarca elden çıkarılması yani satılması olayının, gelir vergisine tabi olmadığıdır. Nitekim bu durum, Gelir Vergisi Kanunu’nun ‘Değer artış kazançları’ ile ilgili mükerrer 80. maddesinin (6) numaralı bendinde, parantez içinde ‘İvazsız olarak iktisap edilenler hariç’ denilmek suretiyle, açıkça belirtilmiştir. Buna göre, ivazsız yani miras ya da bağış yolu ile edinilen bir gayrimenkul, edinilme tarihinden itibaren:



Hangi süre içinde elden çıkarılırsa çıkarılsın,



Kaç YTL’ye satılırsa satılsın bundan doğan kazanç, gelir vergisine tabi olmayacaktır.



Yukarıda da belirtildiği gibi, bu husus, ilgili yasa maddesinde çok açık ve net olarak belirtilmiştir. Ancak, hibe şeklindeki olaylarda ‘muvazaa’ olarak nitelendirilecek bir durum örneğin; bağışlanan kişinin, hemen ertesi gün ya da ertesi hafta o gayrimenkulü yüksek bir bedelle elden çıkarması, muvazaanın bir belirtisi olarak öne sürülebilir.



Miras kalan ya da bağış yolu ile edinilen arsanın, belirli sayıda daire ve dükkan ya da buna ilave olarak belli tutarda para karşılığı müteahhide verilmesi olayında, arsa sahibinin edindiği daire ve dükkanlar da;



Bu daire ve dükkanların, arsa sahibince edinilmesi olayı, gelir vergisi ve katma değer vergisine tabi değildir.



Daire ve dükkanların elden çıkarılmasında ise, gelir vergisi açısından; değer artışı kazancı ya da ticari kazanç olarak nitelendirilebilecek, kazanç söz konusu olabilir. Bu konuda, genel bir ifade yerine, her olayı kendine özgü koşullarına göre ve elden çıkarılma tarihine göre, değerlendirmekte yarar vardır. Gerçek kişilerin, maliki olduğu gayrimenkulleri elden çıkarılması olayında ise, KDV söz konusu değildir..

Yorumlar

Popüler Yayınlar