DAĞ FARE DOĞURDU…


DAĞ FARE DOĞURDU…

Yabancı Sermayeli Şirketlerin Taşınmaz Mülkiyeti Ve Sınırlı Aynî Hak Edinimine İlişkin Yönetmelik 06.10.2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Herkes eski Yönetmeliğe göre daha kolaylaştırıcı düzenlemeler beklerken, yeni Yönetmelik sektörde tam bir hayal kırıklığı yarattı.

Eski Yönetmelik zaten evlere şenlik düzenlemeler içeriyordu. İlk çıktığında yabancı sermayeli şirketlere saç baş yoldurtması yetmemiş gibi, şimdide sözüm ona durumu kolaylaştıralım derken daha da işi zorlaştırdı. Neden mi?

İki aşamalı işlemden geçeceksiniz

Önce hemen belirtelim yeni yönetmelik işlemleri iki aşamalı hale getirdi. Engel koşucusu gibi önce taşınmazın askeri bölgeler ve özel güvenlik bölgelerinde olup olmadığını öğreneceksin. Bunu geçmeyi başarırsan, ülke güvenliği açısından sakınca varmı, yokmu boynunu büküp o kararı bekleyeceksin. Ülke güvenliğinin kıstası ne? Burada ne esas alınacak belli değil. Yani karar vericinin iki dudağının ucunda. Şayet ülke güvenliğine aykırı olduğuna karar verilirse vay haline. Tasfiyeye tabisin. Şimdi biz hem gel kardeşim bu ülkeye yatırım yap diyoruz. Daha sonrada neredeyse senede bir yaptığımız yeni düzenlemelerle yabancı yatırımcının önüne bir sürü engel koyuyoruz.

Taahhütname vereceksiniz

Yeni Yönetmelik düzenlemeleri , süreler açısından bakıldığında olumlu görünse de, taahhütname alımı ile yabancı yatırımcıya aba altından sopa gösteriyor. Bu taahhütname uygulaması bürokrasinin ileride kendini kurtarmak için yaptığı klasik bir uygulama. Şayet ben bir şey atlarsam işte senin taahhüdün var diyecek.

2003 yılında yürürlüğe giren Doğrudan Yatırımlar Kanunundan sonra Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü çok liberal bir düzenleme ile yabancı sermayeli şirketlerinde aynen Türk şirketleri gibi, tapu işlemleri yapmasına imkân sağladı. Doğrusuda buydu. Meşhur eski Yönetmeliğin 12.11.2008 yılında yürürlüğe girmesine kadar 5 yıl bu işlemler böyle serbestçe yapıldı da ne oldu ?. Ülke güvenliğine bir şey mi oldu.?


Borsada işlem gören şirketlerde düzenleme kapsamında

Yeni Yönetmeliğin getirdiği en önemli değişikliklerden biriside borsada işlem gören şirketlerinde izin kapsamına alınması .Şirket hisselerinin borsada işlem görmesi halinde , borsada işlem gören hisselerden şirket sermayesinin %10'una veya daha fazlasına sahip yabancı ortakların isimlerini veya unvanlarını, tabiiyetlerini ve ortaklık oranlarını içeren, Merkezi Kayıt Kuruluşundan alınan mevcut durumu gösteren belgenin izin başvuruusnda Valilile verilmesi gerekiyor. Borsa gibi herzaman hisse oranları değişebilecek bir ortamda ,bu hisse devirleri nasıl takip edilecek ve izin işlemleri nasıl yapılacak merak konusu.

Kanuna göre sadece taşınmaz edinimi izne tabi
Tapu Kanununun 36 maddesi ile yabancı sermayeli şirketlere ilişkin yapılan düzenlemeler, Anayasa Mahkemesinin 16.4.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan iptal kararı gereğince yapıldı. Zaten işlerde bundan sonra karıştı. Ancak mevcut ve önceki Yönetmelik, kanun koyucunun da iradesini aşan mevzuata aykırı düzenlemeler içeriyor. Kanun sadece taşınmaz edinimini izne tabi tutarken. Yönetmelik sınırlı ayni hakları da Kanuna aykırı bir biçimde izin kapsamına alıyor. Biz eski Yönetmelik yürürlüğe girdiğinde bu düzenlemenin Kanuna aykırı olduğunu her ortamda dile getirdik. Sadece taşınmaz ve taşınmaz niteliğindeki bağımsız sürekli haklar için izin alınması gerektiğini söyledik. Yeni Yönetmelikle bunun düzeleceğini bekliyorduk. Ancak yeni çıkan Yönetmelikte aynı mantık devam etti. Sadece lütfedilip ipotek için doğrudan tapu sicil müdürlüğüne müracaat hakkı getirildi. Peki ipotek sınırlı ayni hak değimli ? Madem sınırlı ayni haklar için valilik izni alınacaksa ipoteği nasıl bunun dışında tutarsınız. Yönetmeliği hazırlayanlar arasında sanırım hukukçu veya Tapu Kadastrodan bir yetkili yok. Çünkü onlar olsa bu ayrımı yaparlardı. Yazık. İşin doğrusu bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni haklar dışında böyle bir izne ihtiyaç olmaması. Zaten eski ve yeni Yönetmeliğin en büyük çelişkilerinden biriside bu.

Şüphesiz her ülke yabancıların taşınmaz tasarruflarında sosyal,ekonomik ,siyasi,güvenlik nedeniyle belli sınırlamalar getirebilir.Buna kimsenin diyeceği bir şey yok. Önemli olan yabancı sermaye gibi hassas ve önemli bir konuda kuralları sık değiştirmeyelim, yada ikide bir değişecek kural koymayalım. Söz konusu yönetmelik gibi işi kolaylaştıracağım derken yeni zorluklar yaratmayalım.

Yorumlar

Popüler Yayınlar