Kentsel Dönüşüm


1950’li yıllarda sanayileşmenin etkisi ile ekonomik büyüme ve kentlere göç sonucu, hızlı bir nüfus artışı nedeniyle kentlerin büyümesi ve gecekondulaşmanın baş göstermesi ile çarpık yapılaşma gibi önemli sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu durumun etkisine bir tepki olarak 1966 yılında “Gecekondu Kanunu” yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun amacı mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi ve yeniden gecekondu yapımının inşasını önlemek ve bu amaçlar doğrultusunda tedbirler almak olarak söz konusu kanunda düzenlenmiştir.
1984 yılında “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun” yürürlüğe girerek kentsel dönüşümde ilk önemli rolü oynamıştır.
Çeşitli tarihlerde ise “İmar Kanunu” değişikleri yapılmıştır. 1999 yılında meydana gelen şiddetli deprem nedeniyle esaslı bir takım değişiklikler yapılmış ve buna tepki olarak 2000 yılında “Gecekondu Kanunu”na ek madde ilave edilmiştir.
2005 yılında Belediye Kanunu’nda 73. maddede yapılan değişiklikle kentsel dönüşüm bilincinin artması sağlanmış, kentsel dönüşüm belediye yasalarında yer almaya başlamıştır.
2005 yılında “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” çıkarılarak, şehrin yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurallarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen kent bölgeleri ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, kentin gelişimine uygun olarak yeniden inşası amaçlanmıştır.
2010 yılında Belediye Kanunu 73. madde değişikliği yeniden yapılmıştır.
2012 yılında “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” yapılarak, İstanbul’un ve Türkiye’nin riskli bölgelerinin ve binalarının depreme ve diğer afetlere hazırlanması için bütünsel bir çalışma ortaya çıkarılmıştır. Bu kanun sayesinde, başta deprem olmak üzere doğal afetler sebebiyle meydana gelmesi kuvvetle muhtemel can ve mal kayıpları önlenecek; mülkiyet haklarına saygı, sağlıklı ve düzenli yerleşme, daha az maliyet ile en fazla sosyal faydanın temin edilmesi, kaynakların planlı, sağlıklı ve verimli kullanılması ilkelerinin hayata geçirilmesi de mümkün olacaktır. Kanun, afet meydana geldikten sonra “yara sarma” değil de, “yara almama” anlayışına dayanmakta; böylece Anayasadaki “sosyal hukuk devleti” ilkesinin hayata geçirilmesi için önemli ve etkili bir adım atılmasını temin etmektedir.
Kentsel dönüşümün; Türkiye ve İstanbul’u 2023 hedefine taşıyacağına, İstanbul’un Dünyaca imrenilen bir şehir haline gelebileceğine, olası depremin zararlarını önleyeceğine inanmaktayız.
Kentsel dönüşümün Türkiye için büyük bir fırsat olduğuna inanan Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu; dönüşümün her koşulda uygulanması gerektiğini düşünmekte ve “kervan bazen yolda düzelir” örneğiyle çıkarılan kanunlar ve yönetmeliklerdeki hataların uygulama esnasında kolayca düzeltilebileceğine güvenmekteyiz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ’nin merkezi bir güç olarak; önce tüm Türkiye ve sonra tüm İstanbul’u kapsayan bütünsel planlama vasıtasıyla, yerel belediyelerle el ele Depreme Dayanıklı İstanbul 2023 hedefini de başaracağına inancımız tamdır

Yorumlar

Popüler Yayınlar