Erdoğan Bayraktar: Belediyeler, keyfi olarak konut harcı alamayacak

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yabancılara mülk satışını kolaylaştıran düzenlemenin hazır olduğunu, 2B arazileriyle ilgili yasa üzerinde çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Bakan Bayraktar'ın sektör temsilcilerinin problemlerine yönelik değerlendirmeleri şöyle: ERDOĞAN BAYRAKTAR (Çevre ve Şehircilik Bakanı):
Şu anda Türkiye'de köy konutları dahil 19,5 milyon konut stoku var. Bunların yarıdan azı değişmeye, yenilenmeye muhtaç. Aile yapısı küçülüyor, köyden kente göç sürüyor, yeni evlere ihtiyaç var. Kat irtifakı, kat mülkiyeti müstakil bir parsel değildir. Ortaklık oluşmasında bir hissedarlıktır. Bunun için belli şartlara, belli kıstaslara dayalı olarak ortaklığın giderilebilmesi konusuna gelebilmemiz lazım. Kentsel dönüşümde vatandaş olduğu yerden gitmek istemiyor. Vatandaşları ikna ederek başka noktalara taşınma noktasında biraz daha gayretli olmamız lazım. Yabancılara mülk satışı konusunda belli bir noktaya gelindi, mütekabiliyet şartı aramaksızın gayrimenkul satışını belli standartlar çerçevesinde çok kısa sürede kararnameye (kanun hükmünde kararname) koyacaktık ama değişik bir kanun olduğu için olmadı. Hazırlığını bitirdik, 7 bakanlığı ilgilendiriyor, koordinatörlüğünü benim bakanlığım yapıyor. Şu anda 62 ülke mütekabiliyet şartı aramaksızın gayrimenkul satıyor. Bunlar ABD, Kanada, Almanya, Brezilya gibi özgüveni yüksek olan ülkeler. Yabancılara gayrimenkul için satış yasasını en kısa zamanda çıkaracağız. Yabancılara mülk satışı dört kez Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Biz bu kez Yüksek Mahkeme'nin de kabul edeceği bir düzenleme yapacağız. Bir yabancı bu ülkeden toprak aldığı zaman götüremiyor. Buradan gayrimenkul aldığı zaman bağımlı oluyor bu ülkeye. Konu yabancıların bir ülkede koloni kurup gettolaşmasıysa biz onlara kıstaslar koyacağız. Diyeceğiz ki ilin veya ilçenin yüzölçümünü geçemez. 2B için çok ciddi gayretimiz var. 2-B, orman vasfını kaybetmiş arazilerdir. Bir de tapulu olup da orman vasfını kazanan araziler var, o da daha büyük bir problem. Her ikisi için de ciddi bir şekilde çalışıyoruz. Belediyelerden imar alınırken karşılaşılan probleme gelince... Artık belediyeler 3 ay içerisinde imar planlarını yapmazlarsa, imar talebini yapan kişi valiliğin üzerinden bakanlığımıza müracaat edecek. Biz onun imarını yaparız. Ben onu şimdi 4 aya çıkaracağım, 3 ay çok kısa diye belediyelerden şikâyet var. Her türlü ruhsat, inşaat ruhsatı, temel ruhsatı, iskân ruhsatı, sanayi ruhsatı için vatandaş valilikten veya belediyeden 2 ay içerisinde alamıyorsa, bize müracaat edecek, haklı ise ruhsatını vereceğiz. Tapudaki harçlar şu anda pek yüksek değil. Zaten pek çok şirket hâlâ tapuda tam değerini göstermiyor. Kaliteli eleman, Türkiye'nin en önemli meselesi. Mühendislerimiz bile kalem mühendisi olmayacak. Malzemeyi iyi tanıyan, yaptığı işi bilen kişiler olmalı. Ama ara teknik eleman sıkıntısı var. Bunları zamanla aşacağız. İnşaat malzemesi ihracında da yedinci sıraya yükseldik. Biz müşavirlik sistemini geliştirirsek ikinci, üçüncü sıraya çıkarız. Hakikaten teknik müşavirlik işi Türkiye'nin en önemli meselelerinden birisi. Çok çalışıyoruz ama onun verimini, katma değerini tam alamıyoruz. O bakımdan bu mühendis müşavirlik, teknik müşavirlikler ya da daha üst düzey oyun kurucu müşavirliklerin olması lazım. İşte burada yapı denetim firmalarını A, B, C diye kategorize edeceğiz. Teknik müşavirlik konumuna getireceğiz, müşavirler sadece müteahhitlik yapmayacak. Müteahhitliğin dışında proje de yapabilecek. Pratik, basit yapı denetimi kurduktan sonra belediyelerin beyana dayalı ruhsat vermesini de getireceğiz. Farklı belediyelerin farklı uygulama yapmalarına düzenlemeler getireceğiz. Yani her belediye kendi başına yönetmelik yapamayacak. Kendi meclisinde karar alarak harç adı altında, katılım payı altında ya da gelir getirisi adı altında birtakım gelirler getirmesini kıstaslara bağlayacağız. Daire metrekarelerindeki yanlış bildirim konusunun da mutlaka düzeltilmesi lazım. Aynı metrekare daireyi biri 100 metrekare, biri 80 metrekare olarak satıyor, bu çok büyük haksızlığa sebep oluyor. Yok sığınaktan kattım, yok otoparktan kattım diyerek 150 metrekare daireyi 300 metrekare satmak çok yanlış bir şey. Bürokratik sürtünme katsayısını azaltacağız. Bürokratik oligarşi, bizim elimizin tersiyle ittiğimiz bir konu. Bürokratlar daha çok halkın hizmetinde olacak. Teknik müşavirlik firması kurarken de teminat alacağız. Bu gayrimenkul teminatı olacak. Teminat mektubu olacak, nakit teminatı olacak. Bir teknik müşavir firma iş alırken mutlaka nakit veya tahvil veya banka teminatı almadan yapı denetim kurumlarına artık iş vermek yok. Yanlış yaptığı zaman, yapı denetim kurulunu hemen kapatmak yok. Para ceza verecek. Böyle bir sistem kurmaya çalışıyoruz.İmar Kanunu'nda değişiklikler yapmak için çok ciddi çalışmalar var. Araziyi alıyorsun, imar durumunu alıyorsun sonra değişiyor. Aslında imar durumu müktesep bir haktır ama imar durumu değişmez diye bir şey yok. Ruhsat kesinlikle müktesep haktır ama ruhsat aldın diye buna kimse dokunamaz diye bir şey yok. Kamu menfaati varsa, o ruhsatta ileride daha çok telafisi imkânsız zararlar doğacaksa o ruhsat durdurulur. Tüketici Kanunu çok önemli. AB uyum yasalarıyla birlikte tüketici hakları çok arttı. TOKİ'ye açılan 40 bin dava var. Yurtdışında tanıtım yapalım ERDİNÇ VARLIBAŞ (Varlıbaş Holding CEO'su): Finans Merkezi, Türkiye'nin ulusal bir projesi. Özellikle uluslararası arenada Türkiye'ye katkısı çok yüksek olacak. Bunun tabii ki dolaylı en büyük katkısı konutta olacak. Bu proje için ben ulusal ve uluslararası kapsamda daha detaylı bir tanıtım kampanyası düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sektör olarak rekabete açık ve güzel konutlar üretmek zorundayız. Ancak bizim de elimiz kolumuz bağlı, çünkü ülkenin belirlemiş olduğu bir mimari estetik projesi yok. Eğer Türkiye'nin hem bölgelere hem şehirlere ayrılmış belli estetik seçenekleri olursa ve bunlar bize verilirse biz de bu kapsamda çalışmalar yapmaktan memnuniyet duyacağız. Diğer konu da yeşil binalar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda çalışmalar yapıyordu. Yeşil binalar yapacak firmalara çok fazla olmasa da teşvikler verilmeli. Sektörün en büyük sıkıntılarından birisi de konut kredileri. Yapmış olduğumuz anketler gösteriyor ki konut sektörü yüzde 60 oranında mortgage satışına dayalı. Yani finans sektörü ile konut sektörü mutlak suretle bir arada çalışmak durumunda. Finans sektörünün ülkenin gündeminden kaynaklanan problemlerinden dolayı BDDK, Merkez Bankası gibi düzenleyici kurumların konut sektörünü de kapsayacak şekilde düzenleme yapmış olması sektörün önünü tıkıyor. Yabancıya konut satışının ne kadar önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Bizler hiç tanıtım yapmamamıza rağmen bugün dünyanın bizim de beklemediğimiz birçok değişik ülkesinden müşterilerimiz oluştu. Buna Güney Kore, Çin, Japonya dahil. Kalifiye eleman bulamıyoruz RECAİ AKDOĞAN (İhlas Holding İnşaat Grubu Başkanı): En büyük sıkıntımız kalifiye eleman meselesi. Bunu mühendis, mimar açısından söylemiyorum. İnşaatlarımızı sonuçta taşeron firmaların elemanlarına yaptırıyoruz. Kalite yönetim sistemlerini kullanıyoruz, kendi kontrol mekanizmalarımız var. Fakat biz ne yaparsak yapalım ustanın elindeki malaya müdahale edemiyoruz. Başka sektörlerde, örneğin sağlıkta bandajı yapan bile bu konuda eğitimli. İnşaat sektöründe de bu konuya bir ucundan başlanılmalı. Çünkü biz bir şeyi iki kere yapmakla aslında bütün kârımızı ortadan kaldırmış oluyoruz. Bir şeyi bir defa yapmamız lazım. Mühendisler, mimarlar kalitenin bekçiliğini yaparken malasından emin olan insanlara bu işi yaptırdığının farkında olması lazım. Erdoğan Bayraktar: Belediyeler, keyfi olarak konut harcı alamayacak Zaman Gazetesi'nin Sektör Buluşmaları'nda sıkıntılarını dile getiren inşaat şirketlerinin yetkilileri, bürokrasi ve belediyelerin tutumundan yakındı. "Bürokratik sürtünme katsayısını azaltacağız. Bürokratlar daha çok halkın hizmetinde olacak." diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, belediyenin farklı miktarlarda harç almasının önüne geçeceklerini söyledi. Bakanlıktan bilgi bankası bekliyoruz İNANÇ KABADAYI (Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): Mütekabiliyet Yasası dört kez Anayasa Mahkemesi tarafından bozuldu. Mütekabiliyetin, sadece inşaat sektörünü geliştirici değil Türkiye ekonomisini ilerletecek bir kanun olduğu konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı inisiyatif almalı. İkinci nokta, sektördeki standardizasyon noktasında. Tüketici de, gayrimenkul geliştirici de aldığı emlaktaki net ve brüt metrekareyi bilmeli. Sektördeki firmalar arasındaki haksız rekabeti engellemek için net ve brüt oranların belirlenmesi için bir standardizasyon çalışması yapılmalı. Diğer önemli bir konu, inşaat sektörüyle ilgili sağlıklı bilgi tabanı oluşturulması. Gelecek yabancılar bu bilgileri dikkate alarak yatırım yapacak. Sektörde tek sahip olunan veri TÜİK verileri. Onlar da inşaat ruhsatları temeline dayalı. Sektörde ne kadar konut satılıyor, fiyatlar artıyor mu artmıyor mu, bu bilgilere hiçbirimiz sahip değiliz. Bu konuda belki bakanlıkta bir birim oluşturulabilir. Malzemenin kalitesi de denetlenmeli GALİP SAYIL (İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi): İnşaat malzemesi sanayiinin diğer sanayilerde de olduğu gibi birçok girdisi kimyevî hammadde itibarıyla ithalata dayalı. Yurtdışı kaynaklı girdiler varsa yurtiçi kaynaklarımızı kullanarak geliştirmemiz lazım. Onun için sanayiciler olarak bizim yatırım yapmamız gerekiyor. Dışarıya bağımlılıktan kendimizi kurtarmamız, markalar oluşturmamız gerekiyor. Girdilerdeki artışları inşaat malzemesi sanayicilerinin yansıtmama gayreti tabii ki var. Ama girdilerdeki artışlar eğer satış birim fiyatlarında artık zarar mertebelerine geliyorsa, burada ne kadar tutunulmaya çalışılırsa çalışılsın bir nebze yansıtılmak durumunda kalınıyor. Burada inşaat malzemesi sanayicileri olarak bizim mevcut standart ve yönetmeliklere uygun imalat yapmamız lazım. Devletten beklediğimiz bu standartların, yönetmeliklerin uygulanmasını iyi denetlemesi. Zaman

Yorumlar

Popüler Yayınlar