Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun
ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİNE DAİR KANUN
Kanun No: 5188
Kanun Kabul Tarihi: 10/06/2004
Resmi Gazete Tarihi: 26/06/2004
Resmi Gazete Sayısı: 25504
BİRİNCİ BÖLÜM : GENEL HÜKÜMLER
AMAÇ
Madde 1 - Bu Kanunun amacı, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.
KAPSAM
Madde 2 - Bu Kanun, özel güvenlik izninin verilmesine, bu hizmeti yerine getirecek kişi ve kuruluşların ruhsatlandırılmasına ve denetlenmesine ilişkin hususları kapsar.
ÖZEL GÜVENLİK İZNİ
Madde 3 - Kişilerin silahlı personel tarafından korunması, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valilik iznine bağlıdır. Toplantı, konser, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde; para veya değerli eşya nakli gibi geçici veya acil hallerde, komisyon kararı aranmaksızın, vali tarafından özel güvenlik izni verilebilir.
Kişi ve kuruluşların talebi üzerine, koruma ve güvenlik ihtiyacı dikkate alınarak, güvenlik hizmetinin istihdam edilecek personel eliyle sağlanmasına, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulmasına ya da bu hizmetin güvenlik şirketlerine gördürülmesine izin verilir. Bir kuruluş bünyesinde özel güvenlik birimi kurulmuş olması, ihtiyaç duyulduğunda ayrıca güvenlik şirketlerine hizmet gördürülmesine mani değildir.
Komisyon, koruma ve güvenlik hizmetini yerine getirecek personelin, bulundurulabilecek veya taşınabilecek silah ve teçhizatın azami miktarını ve niteliğini, gerekli hallerde diğer fiziki ve aletli güvenlik tedbirlerini belirlemeye yetkilidir. Havalimanı ve liman gibi yerlerde alınacak güvenlik tedbirlerine ilişkin uluslararası yükümlülükler saklıdır.
Geçici haller dışındaki özel güvenlik uygulaması, en az bir ay önce başvurulması şartıyla komisyonun kararı ve valinin onayı ile sona erdirilebilir.
ÖZEL GÜVENLİK KOMİSYONU
Madde 4 - Özel güvenlik komisyonu, bu Kanunda belirtilen özel güvenlikle ilgili kararları almak üzere valinin görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında, il emniyet müdürlüğü, il jandarma komutanlığı, ticaret odası başkanlığı, sanayi odası başkanlığı temsilcisinden oluşur. Sanayi odasının bulunmadığı illerde komisyona ticaret ve sanayi odası başkanlığının temsilcisi katılır. Özel güvenlik izni verilmesi ya da bu uygulamanın kaldırılması için başvuran kişi ya da kuruluşun temsilcisi ilgili komisyon toplantısına üye olarak katılır. Komisyon, kararlarını oy çokluğu ile alır; oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu taraf çoğunluk sayılır; çekimser oy kullanılamaz.
ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETLERİ
Madde 5 - (Değişik fıkra: 29/03/2011-6215 S.K./1.md.) Bu şirketler tarafından üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara sağlanacak koruma ve güvenlik hizmetleri, hizmetin başladığı gün mesai saati bitimine kadar ilgili valiliğe yazılı olarak bildirilir. Acil ve geçici nitelikteki koruma ve güvenlik hizmetlerinde süre kaydı aranmaz.
Yabancı kişilerin özel güvenlik şirketi kurabilmesi ve yabancı şirketlerin Türkiye'de özel güvenlik hizmeti verebilmesi mütekabiliyet esasına tabidir.
Özel güvenlik şirketlerinin kurucu ve yöneticilerinde bu Kanunun 10 uncu maddesinin (a) ve (d) bentlerinde belirtilen şartlar aranır. Yöneticilerin ayrıca dört yıllık yüksek okul mezunu olmaları, Kanunun 10 uncu maddesinin (e) bendinde belirtilen şartı taşımaları ve 14 üncü maddesinde belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla tamamlamış olmaları gerekir. (Ek cümle : 21/04/2005 - 5335 S.K./23.mad) Muvazzaf subaylarda dört yıllık okul mezunu olma şartı aranmaz.
Kurucu ve yöneticilerde aranan şartların kaybedilmesi halinde iki ay içinde eksiklik giderilmediği veya bu kurucu ve yöneticiler değiştirilmediği takdirde faaliyet izni iptal edilir.
Bu şirketler tarafından üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara sağlanacak koruma ve güvenlik hizmetleri, hizmetin başlamasından en geç bir hafta önce ilgili valiliğe yazılı olarak bildirilir. Acil ve geçici nitelikteki koruma ve güvenlik hizmetlerinde süre kaydı aranmaz.
(Ek fıkra : 21/04/2005 - 5335 S.K./23.mad) Özel güvenlik şirketleri üstlendikleri koruma ve güvenlik hizmetlerinde istihdam edecekleri özel güvenlik görevlilerinin çalışma izin belgelerinin birer suretini bir ay içinde ilgili kişi, kurum ya da kuruluşa bildirir.
(Ek fıkra : 21/04/2005 - 5335 S.K./23.mad) Alarm izleme merkezi kurma ve işletme için valilikten yeterlilik belgesi alınması zorunludur.
EK ÖNLEMLER
Madde 6 - Mülki idare amirleri havalimanı, liman, gümrük, gar ve istasyon gibi yerler ile spor müsabakalarının, sahne gösterilerinin ve benzeri etkinliklerin yapıldığı yerlerdeki özel güvenlik tedbirlerini denetlemeye ve kamu güvenliğinin gerektirdiği hallerde ek önlemler aldırmaya yetkilidir.
Kamu güvenliğinin sağlanması yönünden 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile vali ve kaymakamlara verilen yetkiler saklıdır. Bu yetkilerin kullanılması durumunda özel güvenlik birimi ve özel güvenlik personeli mülki idare amirinin ve genel kolluk amirinin emirlerini yerine getirmek zorundadır.
İKİNCİ BÖLÜM : ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİ
ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN YETKİLERİ
Madde 7 - Özel güvenlik görevlilerinin yetkileri şunlardır:
a) Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.
b) Toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.
c) (Değişik bent: 23/01/2008-5728 S.K./544.mad) Ceza Muhakemesi Kanununun 90 ıncı maddesine göre yakalama.
d) (Değişik bent: 23/01/2008-5728 S.K./544.mad) Görev alanında, haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı bulunan kişileri yakalama ve arama.
e) Yangın, deprem gibi tabii afet durumlarında ve imdat istenmesi halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme.
f) Hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.
g) Genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek şartıyla, aramalar sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek eşyayı emanete alma.
h) Terk edilmiş ve bulunmuş eşyayı emanete alma.
ı) Kişinin vücudu veya sağlığı bakımından mevcut bir tehlikeden korunması amacıyla yakalama.
j) (Değişik bent: 23/01/2008-5728 S.K./544.mad) Olay yerini ve delilleri koruma, bu amaçla Ceza Muhakemesi Kanununun 168 inci maddesine göre yakalama.
k) (Değişik bent: 23/01/2008-5728 S.K./544.mad) Türk Medeni Kanununun 981 inci maddesine, Borçlar Kanununun 52 nci maddesine, Türk Ceza Kanununun 24 ve 25 inci maddelerine göre zor kullanma.
SİLAH BULUNDURMA VE TAŞIMA YETKİSİ
Madde 8 - Hangi koruma ve güvenlik hizmeti için ne miktar ve özellikte ateşli silah bulundurulabileceği komisyon tarafından belirlenir.
Ancak eğitim ve öğretim kurumlarında, sağlık tesislerinde, talih oyunları işletmelerinde, içkili yerlerde silahlı özel güvenlik görevlisi çalıştırılmasına izin verilmez. Özel güvenlik görevlileri, özel toplantılarda, spor müsabakalarında, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde silahlı olarak görev yapamazlar.
Koruma ve güvenlik hizmetinde kullanılacak silah ve teçhizat, ilgili kişi veya kuruluş tarafından temin edilir. Özel güvenlik şirketleri ateşli silah alamaz ve bulunduramazlar. Ancak özel güvenlik şirketlerine, para ve değerli eşya nakli, geçici süreli koruma ve güvenlik hizmetlerinde kullanılmak üzere, özel güvenlik eğitimi veren kurumlara, silah eğitiminde kullanılmak üzere, komisyonun kararı ve valinin onayı ile silah alma, kullanma ve taşıma izni verilebilir.
GÖREV ALANI
Madde 9 - Bu görevliler 7 nci maddede sayılan yetkileri sadece görevli oldukları süre içinde ve görev alanlarında kullanabilirler.
Özel güvenlik görevlileri silahlarını görev alanı dışına çıkaramazlar. İşlenmiş bir suçun sanığı veya suç işleyeceğinden kuvvetle şüphe edilen kişinin takibi, dışarıdan yapılan saldırılara karşı tedbir alınması, para ve değerli eşya nakli, kişi koruma ve cenaze töreni gibi güzergah ifade eden durumlarda güzergah boyu görev alanı sayılır. Görev alanı, zorunlu hallerde Komisyon kararıyla genişletilebilir.
Zor kullanma ve yakalama yetkilerinin kullanılmasını gerektiren olaylar en seri vasıtayla yetkili genel kolluğa bildirilir; yakalanan kişi ve zapt edilen eşya genel kolluğa teslim edilir.
ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİNDE ARANACAK ŞARTLAR
Madde 10 - Özel güvenlik görevlilerinde aşağıdaki şartlar aranır:
a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.
b) (Değişik bend : 21/04/2005 - 5335 S.K./23.mad) Silahsız olarak görev yapacaklar için en az sekiz yıllık ilköğretim veya ortaokul; silahlı olarak görev yapacaklar için en az lise veya dengi okul mezunu olmak.
c) 18 yaşını doldurmuş olmak.
d) (Değişik bent: 23/01/2008-5728 S.K./545.mad) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, (İptal ibare: Anayasa Mah.nin 25/02/2010 tarihli ve E. 2008/17, K. 2010/44 sayılı Kararı ile.) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya fuhuş suçlarından mahkûm olmamak.
e) (Mülga bent: 23/01/2008-5728 S.K./578.mad)
f) Görevin yapılmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı ile özürlü bulunmamak.
g) 14 üncü maddede belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla tamamlamış olmak.
ÇALIŞMA İZNİ
Madde 11 - (Değişik fıkra: 29/03/2011-6215 S.K./2.md.) Özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilecekler ile özel güvenlik şirketlerinde, alarm izleme merkezlerinde ve özel güvenlik eğitimi verecek kurumlarda kurucu ve/veya yönetici olarak çalışacaklar hakkında valilikçe güvenlik soruşturması yapılır. Soruşturma sonucu olumlu olanlara, bu Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla, valilikçe çalışma izni verilir. Ateşli silah taşımayacak özel güvenlik görevlileri hakkında sadece arşiv araştırması yapılır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bir ay içinde tamamlanır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması her beş yılda bir yenilenir.
Göreve başlayan özel güvenlik görevlileri işveren tarafından onbeş gün içinde valiliğe bildirilir.
Çalışma izninin yenilenebilmesi için, güvenlik soruşturmasının olumlu olması ve Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen özel güvenlik yenileme eğitiminin başarıyla tamamlanmış olması zorunludur.
Özel güvenlik görevlilerinde aranan şartlardan herhangi birisinin kaybedilmesi halinde çalışma izni iptal edilir.
(Değişik fıkra : 21/04/2005 - 5335 S.K./23.mad) Genel kolluk kuvvetinden ve Milli İstihbarat Teşkilatından emekli olanlar ile en az beş yıl fiilen bu görevlerde çalıştıktan sonra kendi istekleriyle görevlerinden ayrılmış olanlarda, görevlerinden ayrıldıkları tarihten itibaren beş yıl süreyle özel güvenlik temel eğitimi şartı aranmaz.
KİMLİK
Madde 12 - Özel güvenlik görevlilerine valilikçe kimlik kartı verilir. Kimlik kartında görevlinin adı ve soyadı ile silahlı ya da silahsız olduğu belirtilir.
Kimlik kartı görev alanı ve süresi içerisinde herkes tarafından görülebilecek şekilde yakaya takılır. Üzerinde kimlik kartı olmayan özel güvenlik görevlileri Kanunun 7 nci maddesinde sayılan yetkileri kullanamazlar.
Herhangi bir sebeple görevinden ayrılan özel güvenlik görevlileri işveren tarafından onbeş gün içinde valiliğe bildirilir.
KIYAFET
Madde 13 - Özel güvenlik görevlileri görev alanı içinde ve süresince üniforma giyerler. Görevin ve işyerinin özelliği nedeniyle gerekli görülen hallerde sivil kıyafetle görev yapılmasına komisyon izin verebilir.
EĞİTİM
Madde 14 - (Değişik fıkra: 29/03/2011-6215 S.K./3.md) Özel güvenlik temel eğitimi teorik ve pratik eğitim ile silah eğitiminden oluşmak üzere yüz yirmi ders saatinden; yenileme eğitimi altmış ders saatinden az olmamak üzere düzenlenir. Yükseköğretim kurumlarının güvenlikle ilgili fakülte ve meslek yüksek okullarından mezun olanlar ile fakülte veya meslek yüksek okullarının güvenlikle ilgili bölümlerinden mezun olanlarda silah eğitimi dışında özel güvenlik temel eğitimi şartı aranmaz. Genel kolluk kuvvetlerinden ve Milli İstihbarat Teşkilatından emekli olanlar ile en az beş yıl bu görevlerde çalıştıktan sonra kendi istekleriyle görevlerinden ayrılmış olanlarda, özel güvenlik temel eğitimi şartı ve Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen eğitim şartı aranmaz.
(Değişik fıkra: 29/03/2011-6215 S.K./3.md) Özel güvenlik eğitimi, ücreti karşılığında İçişleri Bakanlığınca verilebileceği gibi, Bakanlıktan faaliyet izni alan özel eğitim kurumlarınca da verilebilir. Yeterli bina, araç, gereç ve personel bulunması şartıyla özel güvenlik yenileme eğitimi, valiliğin izniyle güvenlik hizmetinin sağlandığı yerde verilebilir. Özel güvenlik eğitimi verecek kurumların kurucu ve yöneticilerinde 5 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şartlar aranır.
Özel güvenlik eğitiminin niteliği, müfredatı, eğiticilerde ve eğitim merkezlerinde aranacak şartlar ile eğitim sonucu yeterliliğin belirlenmesine ve sınavlarda görevlendirileceklere yapılacak ödemelere ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.
TAZMİNAT
Madde 15 - Bu Kanunda yazılı görevleri yerine getirirken yaralanan, sakatlanan özel güvenlik görevlilerine veya ölen özel güvenlik görevlisinin kanuni mirasçılarına, iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen miktar ve esaslar çerçevesinde tazminat ödenir. Ancak, genel hükümlere göre daha yüksek miktarda tazminat ödenmesine mahkemelerce hükmedilmesi halinde, iş sözleşmesine veya toplu iş sözleşmesine dayanılarak ödenen tutarlar mahsup edilir.
Birinci fıkra hükümleri gereğince ödenecek tazminat, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında ödenmesi gerekecek diğer tazminatlarla ilişkilendirilmez.
Kamu kurum ve kuruluşlarında bu Kanunda yazılı görevleri yerine getirirken yaralanan, sakatlanan özel güvenlik görevlilerine veya ölen özel güvenlik görevlilerinin kanuni mirasçılarına; iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi veya 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerinde belirtilen tazminat miktarlarından hangisi yüksek ise o miktar ödenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : YASAKLAR VE CEZA HÜKÜMLERİ
GÖREV DIŞINDA ÇALIŞTIRMA YASAĞI
Madde 16 - Özel güvenlik personeli, Kanunda belirtilen koruma ve güvenlik hizmetleri dışında başka bir işte çalıştırılamaz.
GREV YASAĞI
Madde 17 - Özel güvenlik personeli greve katılamaz.
GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMA YASAĞI
Madde 18 - Özel güvenlik görevlileri lokavt dolayısıyla işten uzaklaştırılamaz.
SUÇLAR VE CEZALAR
Madde 19- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./546.mad)
Bu Kanunda öngörülen adlî suçlar ve cezalar şunlardır:
a) Bu Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilen özel güvenlik iznini almadan özel güvenlik görevlisi istihdam eden kişiler veya kuruluşların yöneticileri üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
b) Bu Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen faaliyet iznini almadan özel güvenlik faaliyetinde bulunan şirketlerin kurucu ve yöneticilerine, bu Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilen izni almadan özel güvenlik birimi oluşturan kurum ve kuruluşların yöneticileri, bu Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen izni almadan özel güvenlik eğitimi veren kurum ve kuruluşların yöneticileri, üç aydan bir yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu şekilde cezalandırılan kişiler, özel güvenlik şirketlerinde ve özel güvenlik eğitimi veren kurumlarda kurucu ve yönetici olamazlar.
c) Bu Kanunun 11 inci maddesine göre çalışma izni verilmeyen kişileri özel güvenlik görevlisi olarak istihdam eden kişi, kurum, kuruluş veya şirketlerin yetkilileri, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu kişilerin silâhlı olarak çalıştırılmış olması hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
d) Bu Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen özel güvenlik malî sorumluluk sigortasını yaptırmadan özel güvenlik görevlisi istihdam eden kişi; kurum, kuruluş veya şirketlerin yöneticileri istihdam ettikleri her kişi için yüzelli gün adlî para cezası ile cezalandırılır.
e) Bu Kanunda belirtilen faaliyet iznini almadan özel güvenlik hizmeti veya özel güvenlik eğitimi verdiğini ilân eden veya reklam yapan kişi; kurum, kuruluş veya şirketlerin yöneticileri, altı aya kadar hapis ve elli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.
İDARİ PARA CEZASINI GEREKTİREN FİİLLER
Madde 20- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./547.mad)
Bu Kanunda öngörülen idarî para cezasını gerektiren fiiller şunlardır:
a) 17 nci maddede belirtilen grev yasağına uymayan, ateşli silâhını bu Kanuna aykırı veya görev alanı dışında kullanan veya özel güvenlik kimlik kartını başkasına kullandıran özel güvenlik görevlisine bin Türk Lirası idarî para cezası verilir ve bu kişilerin çalışma izni valilikçe iptal edilir. Bu kişiler bir daha özel güvenlik görevlisi olamazlar.
b) Diğer kişi, kurum ve kuruluşlara sağlanacak özel güvenlik hizmetini 5 inci maddede belirtilen süre içinde ilgili valiliğe bildirmeyen özel güvenlik şirketlerine her bildirim için bin Türk Lirası,
c) 6 ncı madde uyarınca mülkî idare amirlerince istenen ilave tedbirleri almayan kişi, kurum, kuruluş veya şirketlerin yöneticilerine ikibin Türk Lirası,
d) 22 nci madde gereğince tespit edilip giderilmesi istenen eksiklikleri gidermeyen kişi, kurum, kuruluş veya şirketlerin yöneticilerine ikibin Türk Lirası,
e) Özel güvenlik görevlisini koruma ve güvenlik hizmetleri dışında başka bir işte çalıştıran kişi, kurum ve kuruluşlara her eylemleri için bin Türk Lirası,
f) 11 inci maddenin ikinci fıkrası ile 12 nci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirimleri süresinde yerine getirmeyenlere bin Türk Lirası,
idarî para cezası verilir.
Bu maddede öngörülen idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM : ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER
ÖZEL GÜVENLİK MALİ SORUMLULUK SİGORTASI
Madde 21- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./548.mad)
Özel hukuk tüzel kişileri ve özel güvenlik şirketleri, istihdam ettikleri özel güvenlik görevlilerinin üçüncü kişilere verecekleri zararların tazmini amacıyla özel güvenlik malî sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Özel güvenlik malî sorumluluk sigortasına ilişkin esas ve usuller Hazine Müsteşarlığınca belirlenir.
Bu maddede öngörülen özel güvenlik malî sorumluluk sigortası, Türkiye'de ilgili branşta çalışmaya yetkili olan sigorta şirketleri tarafından yapılır. Bu sigorta şirketleri özel güvenlik malî sorumluluk sigortasını yapmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğe uymayan sigorta şirketlerine Hazine Müsteşarlığınca sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
DENETİM
Madde 22 - İçişleri Bakanlığı ve valilikler özel güvenlik hizmetleri kapsamında, özel güvenlik birimlerini, özel güvenlik şirketlerini ve özel güvenlik eğitimi veren kurumları denetlemeye yetkilidir. Denetimin mahiyeti, kapsamı, usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.
Denetim sonucu tespit edilen eksikliklerin ilgili kişi, kurum, kuruluş ve şirketlerce verilen süre içinde giderilmesi zorunludur.
Amacı dışında faaliyet gösterdiği veya suç kaynağına dönüştüğü tespit edilen şirketlerin ve özel eğitim kurumlarının faaliyet izni iptal edilir. Bu şekilde faaliyet izni iptal edilen şirketlerin veya kurumların, kurucu ve yöneticileri, özel güvenlik şirketlerinde ve özel güvenlik eğitimi veren kurumlarda kurucu ve yönetici olamazlar.
CEZA UYGULAMASI
Madde 23- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./549.mad)
Özel güvenlik görevlileri, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.
Özel güvenlik görevlilerine karşı görevleri dolayısıyla suç işleyenler kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır.
RUHSAT HARCI
Madde 24 - Özel güvenlik şirketlerine ve özel güvenlik eğitimi verecek kurumlara faaliyet izni verilmesi için onmilyar lira, özel güvenlik görevlilerine çalışma izni verilmesi için ikiyüzmilyon lira ruhsat harcı alınır ve bu harç mal sandığına yatırılır.
YENİDEN DEĞERLEME ORANININ UYGULANMASI
Madde 25- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./550.mad)
Bu Kanunun 24 üncü maddesinde belirtilen ruhsat harçlarına ilişkin miktarlar her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme oranına göre artırılır.
YÖNETMELİK
Madde 26 - Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelik, İçişleri Bakanlığınca bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde çıkarılır.
YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN KANUN
Madde 27 - 22/07/1981 tarihli ve 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici Madde 1 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte 2495 sayılı Kanuna göre kurulmuş olan özel güvenlik teşkilatlarına özel güvenlik izni, özel güvenlik görevlilerine de beş yıl süreyle çalışma izni verilmiş sayılır.
Geçici Madde 2 - (Ek madde : 21/04/2005 - 5335 S.K./23.mad)
22.7.1981 tarihli ve 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanuna göre kurulmuş olan özel güvenlik teşkilatlarında bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte istihdam edilmekte olan özel güvenlik görevlileri için lise mezunu olma şartı aranmaz.
Geçici Madde 3 - (Ek madde : 21/04/2005 - 5335 S.K./23.mad)
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce alınmış alarm izleme kurma ve işletme yeterlilik belgeleri geçerlidir.
YÜRÜRLÜK
Madde 28 - (Değişik madde : 21/04/2005 - 5335 S.K./23.mad)
Bu Kanunun 19 ve 20 nci maddeleri 1.1.2006 tarihinde, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
YÜRÜTME
Madde 29 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
25 Haziran 2011 Cumartesi
23 Haziran 2011 Perşembe
Kredi kullananlar Aman Dikkat !
Kredi kullananlar Aman Dikkat !
Konut kredisi kullanan bir vatandaş açtığı davayı kazandı...ut kredisini yeniden yapılandıran bir vatandaş, tüketici mahkemesinde, bankanın ödeme planı değişiklik ücreti ve erken ödeme ücreti adı altında aldığı paranın iadesi için açtığı davayı kazandı. Tüketici mahkemesi, yeniden yapılandırma talebini kabul eden bankanın ''masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı'' gerekçesiyle, dava açan vatandaşın bankaya ödediği paranın iadesini kararlaştırdı.
Alınan bilgiye göre, bir bankadan 60 ay vade ile 130 bin lira konut kredisi kullanan bir vatandaş kredi faiz oranlarının düşüşünden yararlanmak üzere kredinin yeniden yapılandırılmasını talep etti. Bankanın yüzde 2 erken ödeme ücreti ve ödeme planı değişiklik ücreti olmak üzere toplam 1930 lira aldığını belirten vatandaş, söz konusu paranın iadesi için tüketici hakem heyetine başvurdu. Tüketici hakem heyeti bu talebi reddetti. Bunun üzerine kredi kullanan vatandaş, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali ve ödediği 1930 liranın iadesi için Ankara 7. Tüketici Mahkemesi'nde dava açtı.
Mahkeme, davayı kabul ederek, Ankara İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptalini ve konut kredisi kullanan vatandaşın yeniden yapılandırmada ödediği 1930 liranın vatandaşa ödenmesine karar verdi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, konut kredisi sözleşmesi, ödeme planı, yapılandırma sırasında alınan komisyon ve masraf miktarı konusunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, uyuşmazlığın alınan tüketici kredisi nedeniyle faizlerdeki düşme nedeniyle banka tarafından yapılan yapılandırma işleminde masraf ve komisyon istenip istenemeyeceği konusunda olduğu vurgulandı.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddesine göre, satıcı ve sağlayıcının tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşullarının haksız şart sayılacağı hatırlatılan gerekçede, ''Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında, taraflar arasında 27 Eylül 2007 tarihli Konut Kredi sözleşmesi imzalandığını, aylık 1.28 faiz, 60 ay vade 130 bin lira kredi kullanıldığını, taksit miktarının 3 bin 117 lira olduğunu, 30 aylık ödemeden sonra faiz oranının yüzde 0,89 oranına indirilerek ödeme konusunda tarafların anlaştıklarını, faiz oranının sabit olarak belirlendiğini, konut finansman kuruluşu tarafından erken ödeme ücreti talep edilebileceğini, banka uygulamasının yerinde olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun bulunmuş olup, teknik değerlendirmeleri mahkememizce kabul edilmiş ancak, hukuki nitelendirmeye yönelik sonuç bölümüne itibar edilmemiştir'' denildi.
''KANUNA GÖRE, ERKEN ÖDEMEDE ÜCRET TALEP EDİLEBİLİR. MEVCUT OLAYDA ERKEN ÖDEME YOK''
4077 sayılı kanunun ilgili hükmüne göre, ''faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde bir veya birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması halinde konut finansman kurulunun erken ödeme ücreti talep edebileceği, erken ödeme ücretinin yüzde 2 oranını geçemeyeceği, kredi taksitlerinin vadesinden önce erken ödenmesi ya da borcun tümüyle ödenmesi halinde bankanın yüzde 2 oranını aşmayacak şekilde erken ödeme ücreti talep edebileceği'' ifade edildi.
Bankanın bu oranı azami miktarda kullanabilmesi için bunun haklı gerekçesini tüketiciye bildirmesinin zorunlu olduğu belirtilen gerekçede, ''mevcut olayda erken ödeme olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan işlemin piyasada faiz oranlarının düşüşü ile birlikte bankalar arasındaki rekabet ile birlikte bankaların faiz oranında kendiliğinden ve talep üzerine yaptıkları indirimler'' olduğu kaydedildi.
''Sözleşme yapılıp taksitler ödenmeye başlandıktan sonra faizlerdeki düşüş nedeniyle bankayı yapılandırmaya zorlamanın hukuken mümkün olmadığı'' belirtilen gerekçede, serbest piyasa koşulları dikkate alındığında kredi kullanan tarafın krediyi tümüyle kapatarak başka bir bankadan daha uygun şartlarda kredi alabileceği düşünüldüğünde bankaların yoğun şekilde ''yapılandırma'' adı altında yeni bir uygulama geliştirdiklerinin görüldüğü anlatıldı.
Tüketici Kanununun tüketicilere sağladığı en önemli haklardan birinin bilgilendirme ve aydınlatılma hakkı olduğuna işaret edilen gerekçede, bu kapsamda bankaların kredi verdiklerinde masraf, komisyon ve diğer tüm giderler dahil olmak üzere çekilecek kredi tutarı, taksit miktarı ve sabit aylık ödeme yaparak bunu tüketiciye bildirmek durumunda oldukları belirtildi. Piyasa koşullarında yoğun rekabet nedeniyle, bankaların mümkün olduğu kadar düşük oranda faiz ilanları yaptıkları, daha sonra masraf ve komisyon adı altında aldıkları ücretlerle faiz oranını dolaylı şekilde artırdıkları anlatılan gerekçede, ''tüketici mevzuatı yönüyle bu durumun kabulünün mümkün olmadığı'' vurgulandı.
''YAPILANDIRMAYI KABUL EDEN BANKANIN YENİDEN ÜCRET TALEBİ USUL VE YASAYA AYKIRI''
Gerekçeli kararda şöyle denildi:
''Somut olayda bankayı yeniden yapılandırmaya zorlamak yasal olarak mümkün olmamakla birlikte banka kendi inisiyatifiyle yapılandırmayı kabul ettiğine göre tüketiciye yapılandırma ile ilgili faiz oranını herşey dahil olmak üzere net biçimde ve kalan süre için ödenecek taksit tutarını bildirerek yapmak zorundadır. Borç yapılandırmasını kabul eden bankanın erken ödeme komisyonu adı altında ve plan değişikliği adı altında yeniden ücret talep etmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, Hakem Heyeti kararı, Konut Kredisi Sözleşmesi, ödeme planı, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bankanın yeniden yapılandırma talebini kabul ettiği, bu nedenle masraf, komisyon adı altında ücret talep etmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, aksi halin haksız şart niteliğinde olacağı, yapılandırmanın tümüyle bankanın inisiyatifinde olduğu, bu işlem kabul edildiğinden ayrıca masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne, hakem heyet kararının iptaline,dava konusu 1930 liranın davalıdan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine karar vermek gerekmiştir.''
Mahkeme, ayrıca, dava açan vatandaşın ödediği 550 lira vekalet ücreti ile dava açma, bilirkişi ücreti gibi toplam 322 liralık yargılamada giderinin de davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesini kararlaştırdı.
Konut kredisi kullanan bir vatandaş açtığı davayı kazandı...ut kredisini yeniden yapılandıran bir vatandaş, tüketici mahkemesinde, bankanın ödeme planı değişiklik ücreti ve erken ödeme ücreti adı altında aldığı paranın iadesi için açtığı davayı kazandı. Tüketici mahkemesi, yeniden yapılandırma talebini kabul eden bankanın ''masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı'' gerekçesiyle, dava açan vatandaşın bankaya ödediği paranın iadesini kararlaştırdı.
Alınan bilgiye göre, bir bankadan 60 ay vade ile 130 bin lira konut kredisi kullanan bir vatandaş kredi faiz oranlarının düşüşünden yararlanmak üzere kredinin yeniden yapılandırılmasını talep etti. Bankanın yüzde 2 erken ödeme ücreti ve ödeme planı değişiklik ücreti olmak üzere toplam 1930 lira aldığını belirten vatandaş, söz konusu paranın iadesi için tüketici hakem heyetine başvurdu. Tüketici hakem heyeti bu talebi reddetti. Bunun üzerine kredi kullanan vatandaş, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali ve ödediği 1930 liranın iadesi için Ankara 7. Tüketici Mahkemesi'nde dava açtı.
Mahkeme, davayı kabul ederek, Ankara İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptalini ve konut kredisi kullanan vatandaşın yeniden yapılandırmada ödediği 1930 liranın vatandaşa ödenmesine karar verdi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, konut kredisi sözleşmesi, ödeme planı, yapılandırma sırasında alınan komisyon ve masraf miktarı konusunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, uyuşmazlığın alınan tüketici kredisi nedeniyle faizlerdeki düşme nedeniyle banka tarafından yapılan yapılandırma işleminde masraf ve komisyon istenip istenemeyeceği konusunda olduğu vurgulandı.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddesine göre, satıcı ve sağlayıcının tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşullarının haksız şart sayılacağı hatırlatılan gerekçede, ''Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında, taraflar arasında 27 Eylül 2007 tarihli Konut Kredi sözleşmesi imzalandığını, aylık 1.28 faiz, 60 ay vade 130 bin lira kredi kullanıldığını, taksit miktarının 3 bin 117 lira olduğunu, 30 aylık ödemeden sonra faiz oranının yüzde 0,89 oranına indirilerek ödeme konusunda tarafların anlaştıklarını, faiz oranının sabit olarak belirlendiğini, konut finansman kuruluşu tarafından erken ödeme ücreti talep edilebileceğini, banka uygulamasının yerinde olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun bulunmuş olup, teknik değerlendirmeleri mahkememizce kabul edilmiş ancak, hukuki nitelendirmeye yönelik sonuç bölümüne itibar edilmemiştir'' denildi.
''KANUNA GÖRE, ERKEN ÖDEMEDE ÜCRET TALEP EDİLEBİLİR. MEVCUT OLAYDA ERKEN ÖDEME YOK''
4077 sayılı kanunun ilgili hükmüne göre, ''faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde bir veya birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması halinde konut finansman kurulunun erken ödeme ücreti talep edebileceği, erken ödeme ücretinin yüzde 2 oranını geçemeyeceği, kredi taksitlerinin vadesinden önce erken ödenmesi ya da borcun tümüyle ödenmesi halinde bankanın yüzde 2 oranını aşmayacak şekilde erken ödeme ücreti talep edebileceği'' ifade edildi.
Bankanın bu oranı azami miktarda kullanabilmesi için bunun haklı gerekçesini tüketiciye bildirmesinin zorunlu olduğu belirtilen gerekçede, ''mevcut olayda erken ödeme olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan işlemin piyasada faiz oranlarının düşüşü ile birlikte bankalar arasındaki rekabet ile birlikte bankaların faiz oranında kendiliğinden ve talep üzerine yaptıkları indirimler'' olduğu kaydedildi.
''Sözleşme yapılıp taksitler ödenmeye başlandıktan sonra faizlerdeki düşüş nedeniyle bankayı yapılandırmaya zorlamanın hukuken mümkün olmadığı'' belirtilen gerekçede, serbest piyasa koşulları dikkate alındığında kredi kullanan tarafın krediyi tümüyle kapatarak başka bir bankadan daha uygun şartlarda kredi alabileceği düşünüldüğünde bankaların yoğun şekilde ''yapılandırma'' adı altında yeni bir uygulama geliştirdiklerinin görüldüğü anlatıldı.
Tüketici Kanununun tüketicilere sağladığı en önemli haklardan birinin bilgilendirme ve aydınlatılma hakkı olduğuna işaret edilen gerekçede, bu kapsamda bankaların kredi verdiklerinde masraf, komisyon ve diğer tüm giderler dahil olmak üzere çekilecek kredi tutarı, taksit miktarı ve sabit aylık ödeme yaparak bunu tüketiciye bildirmek durumunda oldukları belirtildi. Piyasa koşullarında yoğun rekabet nedeniyle, bankaların mümkün olduğu kadar düşük oranda faiz ilanları yaptıkları, daha sonra masraf ve komisyon adı altında aldıkları ücretlerle faiz oranını dolaylı şekilde artırdıkları anlatılan gerekçede, ''tüketici mevzuatı yönüyle bu durumun kabulünün mümkün olmadığı'' vurgulandı.
''YAPILANDIRMAYI KABUL EDEN BANKANIN YENİDEN ÜCRET TALEBİ USUL VE YASAYA AYKIRI''
Gerekçeli kararda şöyle denildi:
''Somut olayda bankayı yeniden yapılandırmaya zorlamak yasal olarak mümkün olmamakla birlikte banka kendi inisiyatifiyle yapılandırmayı kabul ettiğine göre tüketiciye yapılandırma ile ilgili faiz oranını herşey dahil olmak üzere net biçimde ve kalan süre için ödenecek taksit tutarını bildirerek yapmak zorundadır. Borç yapılandırmasını kabul eden bankanın erken ödeme komisyonu adı altında ve plan değişikliği adı altında yeniden ücret talep etmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, Hakem Heyeti kararı, Konut Kredisi Sözleşmesi, ödeme planı, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bankanın yeniden yapılandırma talebini kabul ettiği, bu nedenle masraf, komisyon adı altında ücret talep etmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, aksi halin haksız şart niteliğinde olacağı, yapılandırmanın tümüyle bankanın inisiyatifinde olduğu, bu işlem kabul edildiğinden ayrıca masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne, hakem heyet kararının iptaline,dava konusu 1930 liranın davalıdan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine karar vermek gerekmiştir.''
Mahkeme, ayrıca, dava açan vatandaşın ödediği 550 lira vekalet ücreti ile dava açma, bilirkişi ücreti gibi toplam 322 liralık yargılamada giderinin de davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesini kararlaştırdı.
Gayrimenkul paylasiminda dogru adres grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Gayrimenkul Danışmanlarının Buluşma adresi grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Emlak ve Emlak Yönetimi grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Tüm Oda üyesi Emlakçıların buluşma adresi grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Emlak Menkul Portföy ve Bilgi Paylaşım grubu grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
marmara34realestate grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Mortgage Broker (Uzman) 'larının buluşma adresi grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
satılıkemlak grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
kiralikemlak grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNE HOŞGELDİNİZ grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Mortgage Broker Derneği grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Mortgage Broker Organizasyonu grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Mortgage Broker Odası grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
Emlak Brokerlarının buluşma adresi grubuna abone ol |
E-posta: |
Bu grubu ziyaret et |
KAT MÜLKİYETİ KANUNU YASA TASARISI 14.11.2007 TARİHİNDE MECLİS GENEL KURULUNDA KABUL EDİLEREK GEÇTİ.
KAT MÜLKİYETİ KANUNU YASA TASARISI 14.11.2007 TARİHİNDE MECLİS GENEL KURULUNDA KABUL EDİLEREK GEÇTİ.
KANUNUN AYRINTILARI AŞAĞIDADIR.
"Toplu yapı" uygulamasının ortaya çıkardığı çok yönlü sorunların çözümlenmesi, yeni yapıların çağın gereklerine uygun ve depreme karşı güçlendirilmiş şekilde inşa edilmesini öngören Kat Mülkiyeti Kanunu tasarısı kabul edildi.
-ALTI AYLIK GEÇİŞ SÜRECİ-
Genel Kurul’da tasarıya eklenen Geçici 3. Madde ile toplu yapılarda yeni düzenlemeler için geçiş süreci getirildi. Buna göre, toplu yapılara ait yönetim planları yasanın yürürlük tarihinden itibaren en geç altı içinde yasa hükümlerine uyarlanacak. Yönetim planında bu yönde değişiklik yapılması için mevcut kat malikleri kurulunun salt çoğunluğu yeterli olacak. Mevcut toplu yapı yönetimleri geçici yönetim olarak görevlerini sürdürecek. Üç ay içinde yeni yönetim seçimleri yapılacak.
-DEPREME KARŞI-
Kabul edilen tasarıya göre, muhtemel afetler ve özellikle depreme karşı yapının güçlendirilmesi için yapılacak harcamalar, ana gayrimenkulün genel giderlerine ilâve edilecek. Bu gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki, ödemede geciktiği günler için aylık yüzde 5 gecikme tazminatı ödeyecek.
-ORTAK YERLER İÇİN ÇOĞUNLUK GEREKLİ-
Kat malikleri, yapı güvenliğiyle ilgili teknik inceleme ve çalışmalar sırasında, kendilerine ait bölümlere girilmesine izin verecek. Ana gayrimenkullerin ortak yerlerinde yapılacak değişikliklerde, bütün kat maliklerinin yazılı rızası olmadıkça değişiklik yapılamayacağına ilişkin düzenleme kaldırılıyor. Bunun yerine, kat maliklerinden biri, diğer kat maliklerinin “beşte dördünün” yazılı rızası olmadıkça, ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesis, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramayacak. Ancak ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluğun ana yapıya veya bölümlere zarar verdiği ve acilen onarımının veya ana yapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmesi halinde, kat maliklerinin rızası aranmayacak.
-KİRİŞ VE KOLONLAR-
Kat maliki, kendi bağımsız bölümünde ana yapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişikliğe gidemeyecek.
Binalardaki, kiriş, kolon ve perde duvarlar gibi taşıyıcı sistemin parçaları, ana gayrimenkulün ortak yerleri sayılacak. Ana yapının tamamını etkileyen sonuçlar doğurabilecek yerlerde, kat malikleri bağımsız hareket edemeyecek.
-KAT MALİKİ HER ONARIMI YAPAMAYACAK-
Yapılan düzenlemeyle, kat maliki, kendi bağımsız bölümünde ana yapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişikliğe gidemeyecek.
Tavan, taban veya duvar ile bağımsız bölümlerin birbirine bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızasıyla ana yapıya zarar vermeyecek şekilde değişiklik yapılabilecek.
Henüz yapı yapılmamış veya yapısı tamamlanmamış bir arsa üzerinde kat irtifakının kurulması ve tapu siciline tescil edilmesi için, o arsanın malikinin veya bütün paydaşlarının, buna ait istemle proje ve yönetim planı ile ana gayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından imzalanmış noterden tasdikli listeyi, tapu idaresine vermesi gerekecek.
-PARA CEZASI-
Yapıları tamamlanmış olan kat irtifaklı binada, yapı kullanma izin belgesinin alındığı tarihten itibaren 1 yıl içinde kat mülkiyetine geçilmesi zorunlu olacak. Belirtilen süre içinde kat irtifak hakkı sahiplerinden birinin veya varsa yöneticinin yazılı uyarısına rağmen, kat mülkiyetinin kurulması için tapu idaresine verilmesi gereken belgelerden eksik olanları tamamlamaktan veya imzalanması gerekenleri imzalamaktan kaçınan kat irtifak hakkı sahipleri, her bağımsız bölüm için para cezası ödeyecek.
-DEVİR SÜRECİ-
Kat maliki hakkında, bağımsız bölümün mülkiyetinin “hükme en yakın tarihteki değeri” o kat malikine ödenerek, bu mülkiyetin diğer kat maliklerine arsa payları oranında devredilmesi için davanın açılması, aksi kararlaştırılmış olmadıkça diğer kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğuyla karar vermesine bağlı olacak.
Bu karara rağmen kat maliklerinden bir kısmı bu davayı açmak istemezse, davayı öteki kat malikleri açacak ve hakim, hüküm vermeden önce, devir bedelinin ileride hak sahibine ödenmek üzere davacılara uygun bir süre verecek.
Devir bedelinin süresi içinde yatırıldığına ilişkin belge ibraz edildiğinde ve davanın kabulü halinde hakim, davalının bağımsız bölümünün mülkiyetinin, davayı açmış olan kat maliklerine arsa payları oranında devredilmesine ve devir bedelinin işlemiş faiziyle davalıya ödenmesine karar verecek.
Kat irtifakı sahiplerinden biri, kendine düşen borçları, noter aracılığıyla yapılan ihtara rağmen, İhtar tarihinden başlayarak 2 ay içinde yerine getirmezse, hakim, onun arsa payının ve kat irtifakının, dava tarihindeki değeri karşılığında, öteki paydaşlara arsa payları oranında devrine karar verebilecek.
-DAVA AÇMA ŞARTLARI-
Kat malikleri kurulu kararlarına aykırı oy kullanan veya toplantıya katılmayanlar, ana gayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine, kararın iptali için dava açabilecek.
Kat sahiplerinden birinin, kiracının veya başka bir sebebe dayanarak devamlı mülkiyetten faydalanan kişinin borç ve yükümlerini yerine getirmemesinden zarar gören kat maliki veya kat malikleri, sulh mahkemesine başvurarak, hakimin müdahalesini isteyebilecek.
Yöneticinin ad ve soyadı ile iş ve ev adresi, ana gayrimenkulün kapısı yanına veya girişte görülecek bir yere asılacak. Bu yapılmazsa, yönetici veya yönetim kurulu üyelerinin her biri, ilgilinin başvurması üzerine, mahkemece para cezasına çarptırılabilecek.
-TOPLU YAPILAR-
Tasarıyla toplu yapılara ilişkin özel hükümlerde, toplu yapı kapsamındaki imar parsellerinin bitişik veya komşu olmaları gerekecek. Bu parseller arasında kalan ve imar planına göre yol, meydan, yeşil alan, park, otopark gibi kamuya ayrılan yerler için bu şart aranmayacak.
Toplu yapı kapsamındaki her imar parseli, kat irtifakının veya kat mülkiyetinin tesisinde ayrı ayrı dikkate alınacak.
Ancak toplu yapı birden fazla imar parselini içeriyorsa, münferit parseller üzerinde toplu yapı hükümlerine tabi olacak şekilde kat mülkiyeti ilişkisi kurulamayacak. Yapılar tamamlandıkça, tamamlanan yapılara ilişkin kat irtifakları, kat mülkiyetine çevrilebilecek.
-ORTAK YERLER-
Park yeri, okul gibi toplu yapı kapsamında olup, bütünüyle bu kapsamdaki bağımsız bölümlerin ortak kullanma ve faydalanmasına tahsis edilmiş parsellerin malik hanesine; tahsis edildikleri toplu yapı kapsamındaki diğer parsellerin ada, parsel, blok ve bağımsız bölüm numaraları gösterilerek tapu siciline kaydedilecek ve bu suretle tahsis edildikleri parsellerde bulunan bağımsız bölümlerin ortak yeri olacak.
Toplu yapılarda; yapıların konumları, ortak nitelikteki yerler ve tesisler, bunların kullanılış amaç ve şekilleri, toplu yapı kapsamındaki parsel veya parsellerin tamamını kapsayacak şekilde, bir bütün olarak ilgili makamlarca onaylanmış imar planı hükümlerine uygun olarak hazırlanmış vaziyet planında ve projelerde belirtilecek.
Kamuya ayrılan yerlerin düzenlenmesi, işletilmesi ve bakımı, bu konuda yetkili kamu kurumu ile mutabakat sağlanması halinde, kamunun kullanımını kısıtlamamak şartıyla toplu yapı yönetimince üstlenilebilecek.
-YÖNETİM VE GİDERLER-
Toplu yapılarda bir tek yönetim planı düzenlenecek, bu plan bütün kat maliklerini bağlayacak. Yönetim planının değiştirilebilmesi için, toplu yapı temsilciler kurulu üyelerinin temsil ettikleri bağımsız bölümlerin tamsayısının 5′te 4′ünün oyu gerekecek.
Toplu yapılarda yönetim seçimlerinin en geç iki yılda bir yapılması hükmü getirildi. Buna göre, toplu yapılarda kurullar iki yılda bir defadan az olmamak üzere yönetim planında belirtilen zamanlarda, böyle bir zaman belirtilmemişse ikinci yılın ilk ayı içinde toplanacak.
Toplu yapı kapsamındaki ortak yer ve tesislere ilişkin ortak giderler, o yapılardaki kat malikleri tarafından; bütün bağımsız bölümlerin ortak kullanım ve yararlanmasına tahsis edilmiş tesis ve yerlere ilişkin ortak giderler ise bütün kat malikleri tarafından karşılanacak.
Kat malikleri, toplu yapı kapsamındaki ortak yapı, yer ve tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçerek, bunların başka bir parselde veya kamuya ait alanlarda bulunduğunu, bağımsız bölümlerin kendilerinin durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya ihtiyaç bulunmadığını ileri sürerek, toplu yapı ortak gider payını ve toplanacak avansı ödemekten kaçınamayacaklar.
Kanundan önce kat irtifakı kurulmuş ve yapılar tamamlanıp yapı kullanma belgesi alınmış ana gayrimenkullerde, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç 2 yıl içinde kat mülkiyetine geçilmesi zorunlu olacak.
Belirtilen süre içinde, kat mülkiyetinin kurulması için gereğini yerine getirmeyen kat irtifak hakkı sahipleri, para cezası ödeyecek.
21 Haziran 2011 Salı
Wilo, Avrupa’daki ilk ‘yeşil bina’yı Tuzla’da açtı
Wilo, Avrupa’daki ilk ‘yeşil bina’yı Tuzla’da açtı
6/13/2011 - Haber: Hürriyet Ekonomi
Alman pompa sistemleri üreticisi Wilo, Avrupa’daki ilk ‘yeşil binası’nı Türkiye’de açtı.
71 ülkede, 6 binden fazla çalışanıyla faaliyet gösteren, 1 milyar Euro’yu aşkın cirosu ile dünyanın önde gelen pompa üreticisi Wilo, son dönemdeki en önemli yatırımlarından birini Türkiye’de hayata geçirdi. Yaklaşık 11 milyon dolar yatırımla İstanbul-Tuzla’da inşa edilen tesis, pompa vana sektöründe Avrupa’nın ilk LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikalı yeşil binası olma özelliği taşıyor.
19 yıldır Türkiye’de
Tesisin açılışı nedeniyle Türkiye’ye gelen Wilo SE CEO’su Oliver Hermes, Türkiye’nin grup içinde önemli merkezlerden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “19 yıldır faaliyet gösterdiğimiz Türkiye pazarı, gerek hızlı büyümesi gerekse, coğrafi konumu açısından çok önemli bir potansiyel taşıyor. Bulunduğu bölge içinde, fark yaratan çok önemli özellikleri var. Bu nedenle dünyadaki tüm yatırımlarımızı ertelerken Türkiye’ye yatırım yapmaya karar verdik. Eş zamanlı olarak Türkiye ofisine, yakın bölgedeki 8 ülkenin daha sorumluluğunu verdik. Gerek bugüne kadar göstermiş olduğu başarı, gerek sahip olduğu potansiyeli, gerekse stratejik önemi açısından, Türkiye’den çok umutluyuz. Türkiye’yi bölgesel bir üs olarak değerlendiriyoruz.”
Üretimi genişletme planı
“İlerleyen dönemde yakın bölgelerin iş potansiyeline bağlı olarak farklı yatırımlar da düşünebiliriz” diyen Hermes, bazı ürün gruplarının üretiminin Türkiye’ye kaydırılmasının gündemde olduğunu açıkladı. Hermes, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye ofisimiz bugüne kadar gösterdiği üstün performans ve başarı ile Wilo’yu önemli bir noktaya taşıdı. Türkiye ekibi, deneyimi ve bilgi birikimi ile yıllardır gerek Türkiye’de gerekse Türk müttehitlerin yurtdışı projelerinde katma değer yaratacak sistemleri hayata geçirdi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu yakın doğu bölgesinde gerek bina teknolojilerinde gerekse altyapı projelerinde önemli bir potansiyel görüyoruz. Özellikle yakın doğu bölgesi yeniden yapılanma sürecinde olduğu için önemli bir pazar. Atıksu artırma alanında önemli fırsatlar var. Bu bölgenin yönetiminde ise Türkiye’ye güveniyoruz ve aynı Türkiye’de olduğu gibi bölge ülkelerinde çift haneli büyüme hedefliyoruz. İlerleyen dönemde bu tesiste Wilo grubu için bazı ürün gruplarının üretimini gerçekleştirmeyi planlıyoruz.”
Türkiye’den 9 ülke yönetiyor, bölge cirosu 3’e katlanacak
WILO Türkiye Genel Müdürü ve Wilo SE Yakın Doğu Bölge Müdürü Ercüment Yalçın, şunları söyledi: “Wilo Türkiye 2010’da sorumluluğunda olan 9 ülke ile birlikte 50 milyon Euro ciroya ulaştı. 2015 sonuna kadar, bölgenin Türkiye hariç Şu anda sorumluluğumuzda bulunan ülkelerden Irak, İran, Suriye ve Ürdün’de ülke ofisleri kurduk ve ülke müdürlerini belirledik. Öncelikle pazarı ve iş kültürünü analiz ederek, en doğru iş modelini kurmayı hedefliyoruz. cirosunu 3 kat arttırarak yaklaşık 30 milyon Euro’ya çıkarmayı hedefliyoruz.”
6/13/2011 - Haber: Hürriyet Ekonomi
Alman pompa sistemleri üreticisi Wilo, Avrupa’daki ilk ‘yeşil binası’nı Türkiye’de açtı.
71 ülkede, 6 binden fazla çalışanıyla faaliyet gösteren, 1 milyar Euro’yu aşkın cirosu ile dünyanın önde gelen pompa üreticisi Wilo, son dönemdeki en önemli yatırımlarından birini Türkiye’de hayata geçirdi. Yaklaşık 11 milyon dolar yatırımla İstanbul-Tuzla’da inşa edilen tesis, pompa vana sektöründe Avrupa’nın ilk LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikalı yeşil binası olma özelliği taşıyor.
19 yıldır Türkiye’de
Tesisin açılışı nedeniyle Türkiye’ye gelen Wilo SE CEO’su Oliver Hermes, Türkiye’nin grup içinde önemli merkezlerden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “19 yıldır faaliyet gösterdiğimiz Türkiye pazarı, gerek hızlı büyümesi gerekse, coğrafi konumu açısından çok önemli bir potansiyel taşıyor. Bulunduğu bölge içinde, fark yaratan çok önemli özellikleri var. Bu nedenle dünyadaki tüm yatırımlarımızı ertelerken Türkiye’ye yatırım yapmaya karar verdik. Eş zamanlı olarak Türkiye ofisine, yakın bölgedeki 8 ülkenin daha sorumluluğunu verdik. Gerek bugüne kadar göstermiş olduğu başarı, gerek sahip olduğu potansiyeli, gerekse stratejik önemi açısından, Türkiye’den çok umutluyuz. Türkiye’yi bölgesel bir üs olarak değerlendiriyoruz.”
Üretimi genişletme planı
“İlerleyen dönemde yakın bölgelerin iş potansiyeline bağlı olarak farklı yatırımlar da düşünebiliriz” diyen Hermes, bazı ürün gruplarının üretiminin Türkiye’ye kaydırılmasının gündemde olduğunu açıkladı. Hermes, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye ofisimiz bugüne kadar gösterdiği üstün performans ve başarı ile Wilo’yu önemli bir noktaya taşıdı. Türkiye ekibi, deneyimi ve bilgi birikimi ile yıllardır gerek Türkiye’de gerekse Türk müttehitlerin yurtdışı projelerinde katma değer yaratacak sistemleri hayata geçirdi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu yakın doğu bölgesinde gerek bina teknolojilerinde gerekse altyapı projelerinde önemli bir potansiyel görüyoruz. Özellikle yakın doğu bölgesi yeniden yapılanma sürecinde olduğu için önemli bir pazar. Atıksu artırma alanında önemli fırsatlar var. Bu bölgenin yönetiminde ise Türkiye’ye güveniyoruz ve aynı Türkiye’de olduğu gibi bölge ülkelerinde çift haneli büyüme hedefliyoruz. İlerleyen dönemde bu tesiste Wilo grubu için bazı ürün gruplarının üretimini gerçekleştirmeyi planlıyoruz.”
Türkiye’den 9 ülke yönetiyor, bölge cirosu 3’e katlanacak
WILO Türkiye Genel Müdürü ve Wilo SE Yakın Doğu Bölge Müdürü Ercüment Yalçın, şunları söyledi: “Wilo Türkiye 2010’da sorumluluğunda olan 9 ülke ile birlikte 50 milyon Euro ciroya ulaştı. 2015 sonuna kadar, bölgenin Türkiye hariç Şu anda sorumluluğumuzda bulunan ülkelerden Irak, İran, Suriye ve Ürdün’de ülke ofisleri kurduk ve ülke müdürlerini belirledik. Öncelikle pazarı ve iş kültürünü analiz ederek, en doğru iş modelini kurmayı hedefliyoruz. cirosunu 3 kat arttırarak yaklaşık 30 milyon Euro’ya çıkarmayı hedefliyoruz.”
Klima güneşle çalışacak, otellerin elektrik faturası yüzde 70 düşecek
Klima güneşle çalışacak, otellerin elektrik faturası yüzde 70 düşecek
6/13/2011 - Haber: Zaman
Turistik otellerin en büyük giderleri arasında yer alan elektrik enerjisi, artık sorun olmaktan çıkıyor.
Dünyanın önde gelen güneş enerjisi uzmanı Dr. Ahmet Lokurlu ile turizmci Vural Öger, otellerdeki enerji giderini azaltmak için güç birliği yaptı. Dünyada hızla yaygınlaşan güneş soğutma sistemleri artık Antalya'daki otellere de kurulacak. Böylece turistik tesislerin elektrik faturaları yüzde 70'e varan oranda düşecek. Dünyanın ilk güneş enerjisini kullanan, soğurmalı soğutma ünitesi ile çalışan enerji tedarik sistemleri mucidi ve geliştiricisi Lokurlu tarafından kurulacak sistem, otellerde yılda 900 bin kilovatsaat enerji tasarrufu sağlayacak. Yaklaşık 1 milyon Euro'ya mal olan sistem, 5-6 yıl içinde kendini amorti ediyor.
Sistem ilk önce Öger Grubu'na bağlı Manavgat'taki Majesty Palm Beach Hotel'de hayata geçirilecek. Daha sonra diğer turistik tesislere yayılacak. Solitem Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Lokurlu, dünyanın birçok ülkesinde anahtar teslim güneşle soğutma sistemleri kurduklarını, sistemi kuran otelin 20 yıl boyunca elektriğe para harcamayacağını, ayrıca sıfır emisyonla çevreye verilen zararın da ortadan kaldırıldığını söyledi.
6/13/2011 - Haber: Zaman
Turistik otellerin en büyük giderleri arasında yer alan elektrik enerjisi, artık sorun olmaktan çıkıyor.
Dünyanın önde gelen güneş enerjisi uzmanı Dr. Ahmet Lokurlu ile turizmci Vural Öger, otellerdeki enerji giderini azaltmak için güç birliği yaptı. Dünyada hızla yaygınlaşan güneş soğutma sistemleri artık Antalya'daki otellere de kurulacak. Böylece turistik tesislerin elektrik faturaları yüzde 70'e varan oranda düşecek. Dünyanın ilk güneş enerjisini kullanan, soğurmalı soğutma ünitesi ile çalışan enerji tedarik sistemleri mucidi ve geliştiricisi Lokurlu tarafından kurulacak sistem, otellerde yılda 900 bin kilovatsaat enerji tasarrufu sağlayacak. Yaklaşık 1 milyon Euro'ya mal olan sistem, 5-6 yıl içinde kendini amorti ediyor.
Sistem ilk önce Öger Grubu'na bağlı Manavgat'taki Majesty Palm Beach Hotel'de hayata geçirilecek. Daha sonra diğer turistik tesislere yayılacak. Solitem Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Lokurlu, dünyanın birçok ülkesinde anahtar teslim güneşle soğutma sistemleri kurduklarını, sistemi kuran otelin 20 yıl boyunca elektriğe para harcamayacağını, ayrıca sıfır emisyonla çevreye verilen zararın da ortadan kaldırıldığını söyledi.
İzmit körfezi çelik asma köprü inşa projesi Japonların
İzmit körfezi çelik asma köprü inşa projesi Japonların
6/12/2011 - Haber: ntvmsnbc
Proje bedeli 1,1 milyar dolar olan köprü, dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsü olacak.
Japonya'nın IHI ve Itochu şirketleri, İzmit körfezini bağlayacak 2 bin 800 metre uzunluktaki çelik asma köprü inşa projesini aldı.
Japonya'nın büyük gazetelerinden Nihon Keizai Shimbun'un (Nikkei) haberine göre, proje bedeli 1,1 milyar dolar olan köprü dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsü olacak.
Projeyi almak için Güney Kore ve Çin'in de başvurduğu belirtilen haberde, Japon IHI şirketinin devlet-özel şirket işbirliği ve teknik üstünlüğü nedeniyle bu rekabeti kazandığına işaret edildi.
Köprünün ayaklarının arasının 1550 metre seviyesinde olacağı belirtilirken, inşaatın gelecek yıl başlayacağı ve 2015'te tamamlanmasının beklendiği kaydedildi.
Haberde Japonya'nın, bu projeyle Türkiye'deki nükleer enerji santrali yapımı gibi altyapı ihracına da ivme kazandırabileceği ifadeleri yer aldı.
Projeye Japonya Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC) gibi kuruluşların da kredi vererek destek olacağı bildirildi.
Japonya'nın başı çektiği kalkınma projeleri dışında, ülkede köprü inşa eden şirketlerin son yıllarda yurt dışı projelere girmediği belirtilen haberde, bir Japon yetkilinin, ''Japonya'nın geliştirdiği teknolojilerin kullanılmasının, rekabet gücünü artırması nedeniyle devletin de projeye destek verdiğine" vurgu yapıldı.
6/12/2011 - Haber: ntvmsnbc
Proje bedeli 1,1 milyar dolar olan köprü, dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsü olacak.
Japonya'nın IHI ve Itochu şirketleri, İzmit körfezini bağlayacak 2 bin 800 metre uzunluktaki çelik asma köprü inşa projesini aldı.
Japonya'nın büyük gazetelerinden Nihon Keizai Shimbun'un (Nikkei) haberine göre, proje bedeli 1,1 milyar dolar olan köprü dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsü olacak.
Projeyi almak için Güney Kore ve Çin'in de başvurduğu belirtilen haberde, Japon IHI şirketinin devlet-özel şirket işbirliği ve teknik üstünlüğü nedeniyle bu rekabeti kazandığına işaret edildi.
Köprünün ayaklarının arasının 1550 metre seviyesinde olacağı belirtilirken, inşaatın gelecek yıl başlayacağı ve 2015'te tamamlanmasının beklendiği kaydedildi.
Haberde Japonya'nın, bu projeyle Türkiye'deki nükleer enerji santrali yapımı gibi altyapı ihracına da ivme kazandırabileceği ifadeleri yer aldı.
Projeye Japonya Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC) gibi kuruluşların da kredi vererek destek olacağı bildirildi.
Japonya'nın başı çektiği kalkınma projeleri dışında, ülkede köprü inşa eden şirketlerin son yıllarda yurt dışı projelere girmediği belirtilen haberde, bir Japon yetkilinin, ''Japonya'nın geliştirdiği teknolojilerin kullanılmasının, rekabet gücünü artırması nedeniyle devletin de projeye destek verdiğine" vurgu yapıldı.
Ali Sami Yen için Toki'nin itirazı reddedildi, Likör Fabrikası planı da davalık
Ali Sami Yen için Toki'nin itirazı reddedildi, Likör Fabrikası planı da davalık
6/12/2011 - Haber: HT Ekonomi
CHP Şişli Belediye Meclisi üyeleri, Ali Sami Yen arsası imar planı için yürütmeyi durdurma kararı sonrası, yanındaki Likör Fabrikası arsasının yeni planı için de başvurdu. TOKİ'nin Sami Yen için itirazı da reddedildi.
CHP Şişli Belediye Meclisi Üyesi Dursun Çaltı, Ali Sami Yen Stadı arsasının imar planı için yürütmeyi durdurma kararı çıkaran davanın ardından, yan parseldeki Likör Fabrikası arsasının yeni planı için de yürütmeyi durdurma istemiyle mahkemeye gitti. TOKİ, Ali Sami Yen’deki yürütmeyi durdurma kararı için Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz etti; ancak bu talep de geri çevrildi
Galatasararay’ın yeni stadı Türk Telekom Arena’ya taşınmasının ardından Ali Sami Yen Stadı’nın yıkımı geçtiğimiz ay tamamlandı; ancak, yerine yapılacak proje bir türlü başlayamıyor. CHP Şişli Belediye Meclisi üyelerinin açtığı davada, İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin arsanın imar planına yönelik aldığı yürütmeyi durdurma kararına üst mahkeme aracılığıyla itiraz eden TOKİ, olumlu sonuç alamadı. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararının dayandığı kanuni ve hukuki gerekçeleri uygun gördüğünü açıklayarak 4 Mayıs 2011 tarihinde, oybirliğiyle, verilen kararda itirazı reddetti.
"SİYASET KONUSU DEĞİL"
Davacılardan CHP Şişli Belediye Meclisi Üyesi Dursun Çaltı, itirazın reddine sevindiklerini, bundan sonraki aşamalarda da yeni bir plan yapılması söz konusu olursa yine dava açacaklarını belirtti. Çaltı, “O arsanın yeşil alan olarak kalması gerekiyor. Biz bu konuyu siyaset dışı, partiler üstü görüyoruz. Yeşil Çevre Platformu’nu kurduk ve yürüyüş yaptık. Her partiden insan bu fikre katıldığı ve Mecidiyeköy’e yeşil alan kazandırmak için yürüdü. Yatırımcılara karşı değiliz. TOKİ onlara başka bir yer verebilir ama burası Mecidiyeköy için çok önemli bir alan ve çevre bilinciyle hareket edilmeli” dedi.
"YENİ PLAN AYNI"
Ali Sami Yen’in yan parselindeki eski Likör Fabrikası arsasının daha önce yürütmeyi durdurma kararı alınan imar planının bir süre önce yenilendiğini ve bu yeni plana da dava açtıklarını kaydeden Çaltı, şunları söyledi: “Yeni planı takip ettik ve ona da karşıyız. Çünkü eskisinin aynı gibi. Değişen bir şey yok. Ali Sami Yen’de alınan yürütmeyi durdurma kararının emsal olmasını ve yan parseldeki bu arsa için de yürütmeyi durdurma kararı çıkmasını bekliyoruz. Bu davayı, İstanbul 7. İdare Mahkemesi takip ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyesi Hüseyin Sağ ile davacıyız.”
DANIŞTAY'DAN DÖNERSE YENİ PLAN YAPILACAK
CHP Şişli Belediye Meclisi üyeleri Dursun Çaltı, Hıdır Tanrıverdi, Muharrem Çatalkaya, Harütün Arif Güneş, Selahattin Engez, Canan Şahin ve Nazım Bülbülkaya’nın açtığı dava sonucu, İstanbul 2. İdare Mahkemesi, Ali Sami Yen arsanın 2 Nisan 2010’da tasdik edilen imar planına yönelik yürütmeyi durdurma kararı almıştı. Plan notlarındaki 4a ve 8’inci maddelerin hukuka aykırı bulunduğu yönünde karar veren mahkeme, söz konusu uygulamanın gerçekleşmesi halinde, telafisi güç ve olanaksız zararlar doğuracağı sonucuna vardığını bildirmişti. Bodrum katların emsale dahil edilmediği planda, 2.50 olan emsalin, bu şekilde 4.50’ye yükseltildiği ve inşaat hakkını yüzde 80 artırdığı ifade edilen dava kararında, şu ifadelere yer verilmişti: “İmar ve otopark yönetmelikleri gereği, uyuşmazlığa konu plan tadilatlarının 4a ve 8. maddeleriyle çerçevesi oluşturulmaya çalışıldığı gibi, 1’inci ve 2’nci bodrum katların hem ticaret olarak kullanılıp hem emsal hesabı harici tutulmaları mümkün değil.”
TOKİ’nin itirazının reddinden sonra yapılabilecek tek şey Danıştay’a gitmek. Ancak her iki mahkemenin de olumsuz karar verdiği konularda Danıştay’ın da genellikle itirazları kabul etmediği düşünülürse, bundan sonrası için Ali Sami Yen arsasına yeni bir plan hazırlanması muhtemel görünüyor.
2008’DEN BERİ PROJENİN İNŞAATI BAŞLATILAMIYOR
TOKİ’nin son ihalesini geçen yıl yaptığı Ali Sami Yen Stadı arsasını, İdare’ye 1.2 milyar liralık toplam gelir üzerinden 475 milyon liralık pay öneren Aşçıoğlu İnşaat kazanmıştı. Aşçıoğlu, Torunlar ve Kapıcıoğlu İnşaat ile ortak olunca çoğunluk hisse Torunlar’a geçmişti. Aşçıoğlu, yan parseldeki Likör arsasının ihalesinde de gülen taraftı. Şirketin bu ihaledeki ortakları Ofton İnşaat, Omak İnşaat ve Meydanbey İnşaat olmuştu. Komşu parsellerdeki iki arsa üzerinde birbirine geçişli projeler yapılması planlanıyordu. Ancak, Likör projesi 2008’den beri davalar yüzünden gerçekleştirilemezken, şimdi de Ali Sami Yen arsası aynı sorunlara takıldı.
6/12/2011 - Haber: HT Ekonomi
CHP Şişli Belediye Meclisi üyeleri, Ali Sami Yen arsası imar planı için yürütmeyi durdurma kararı sonrası, yanındaki Likör Fabrikası arsasının yeni planı için de başvurdu. TOKİ'nin Sami Yen için itirazı da reddedildi.
CHP Şişli Belediye Meclisi Üyesi Dursun Çaltı, Ali Sami Yen Stadı arsasının imar planı için yürütmeyi durdurma kararı çıkaran davanın ardından, yan parseldeki Likör Fabrikası arsasının yeni planı için de yürütmeyi durdurma istemiyle mahkemeye gitti. TOKİ, Ali Sami Yen’deki yürütmeyi durdurma kararı için Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz etti; ancak bu talep de geri çevrildi
Galatasararay’ın yeni stadı Türk Telekom Arena’ya taşınmasının ardından Ali Sami Yen Stadı’nın yıkımı geçtiğimiz ay tamamlandı; ancak, yerine yapılacak proje bir türlü başlayamıyor. CHP Şişli Belediye Meclisi üyelerinin açtığı davada, İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin arsanın imar planına yönelik aldığı yürütmeyi durdurma kararına üst mahkeme aracılığıyla itiraz eden TOKİ, olumlu sonuç alamadı. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararının dayandığı kanuni ve hukuki gerekçeleri uygun gördüğünü açıklayarak 4 Mayıs 2011 tarihinde, oybirliğiyle, verilen kararda itirazı reddetti.
"SİYASET KONUSU DEĞİL"
Davacılardan CHP Şişli Belediye Meclisi Üyesi Dursun Çaltı, itirazın reddine sevindiklerini, bundan sonraki aşamalarda da yeni bir plan yapılması söz konusu olursa yine dava açacaklarını belirtti. Çaltı, “O arsanın yeşil alan olarak kalması gerekiyor. Biz bu konuyu siyaset dışı, partiler üstü görüyoruz. Yeşil Çevre Platformu’nu kurduk ve yürüyüş yaptık. Her partiden insan bu fikre katıldığı ve Mecidiyeköy’e yeşil alan kazandırmak için yürüdü. Yatırımcılara karşı değiliz. TOKİ onlara başka bir yer verebilir ama burası Mecidiyeköy için çok önemli bir alan ve çevre bilinciyle hareket edilmeli” dedi.
"YENİ PLAN AYNI"
Ali Sami Yen’in yan parselindeki eski Likör Fabrikası arsasının daha önce yürütmeyi durdurma kararı alınan imar planının bir süre önce yenilendiğini ve bu yeni plana da dava açtıklarını kaydeden Çaltı, şunları söyledi: “Yeni planı takip ettik ve ona da karşıyız. Çünkü eskisinin aynı gibi. Değişen bir şey yok. Ali Sami Yen’de alınan yürütmeyi durdurma kararının emsal olmasını ve yan parseldeki bu arsa için de yürütmeyi durdurma kararı çıkmasını bekliyoruz. Bu davayı, İstanbul 7. İdare Mahkemesi takip ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyesi Hüseyin Sağ ile davacıyız.”
DANIŞTAY'DAN DÖNERSE YENİ PLAN YAPILACAK
CHP Şişli Belediye Meclisi üyeleri Dursun Çaltı, Hıdır Tanrıverdi, Muharrem Çatalkaya, Harütün Arif Güneş, Selahattin Engez, Canan Şahin ve Nazım Bülbülkaya’nın açtığı dava sonucu, İstanbul 2. İdare Mahkemesi, Ali Sami Yen arsanın 2 Nisan 2010’da tasdik edilen imar planına yönelik yürütmeyi durdurma kararı almıştı. Plan notlarındaki 4a ve 8’inci maddelerin hukuka aykırı bulunduğu yönünde karar veren mahkeme, söz konusu uygulamanın gerçekleşmesi halinde, telafisi güç ve olanaksız zararlar doğuracağı sonucuna vardığını bildirmişti. Bodrum katların emsale dahil edilmediği planda, 2.50 olan emsalin, bu şekilde 4.50’ye yükseltildiği ve inşaat hakkını yüzde 80 artırdığı ifade edilen dava kararında, şu ifadelere yer verilmişti: “İmar ve otopark yönetmelikleri gereği, uyuşmazlığa konu plan tadilatlarının 4a ve 8. maddeleriyle çerçevesi oluşturulmaya çalışıldığı gibi, 1’inci ve 2’nci bodrum katların hem ticaret olarak kullanılıp hem emsal hesabı harici tutulmaları mümkün değil.”
TOKİ’nin itirazının reddinden sonra yapılabilecek tek şey Danıştay’a gitmek. Ancak her iki mahkemenin de olumsuz karar verdiği konularda Danıştay’ın da genellikle itirazları kabul etmediği düşünülürse, bundan sonrası için Ali Sami Yen arsasına yeni bir plan hazırlanması muhtemel görünüyor.
2008’DEN BERİ PROJENİN İNŞAATI BAŞLATILAMIYOR
TOKİ’nin son ihalesini geçen yıl yaptığı Ali Sami Yen Stadı arsasını, İdare’ye 1.2 milyar liralık toplam gelir üzerinden 475 milyon liralık pay öneren Aşçıoğlu İnşaat kazanmıştı. Aşçıoğlu, Torunlar ve Kapıcıoğlu İnşaat ile ortak olunca çoğunluk hisse Torunlar’a geçmişti. Aşçıoğlu, yan parseldeki Likör arsasının ihalesinde de gülen taraftı. Şirketin bu ihaledeki ortakları Ofton İnşaat, Omak İnşaat ve Meydanbey İnşaat olmuştu. Komşu parsellerdeki iki arsa üzerinde birbirine geçişli projeler yapılması planlanıyordu. Ancak, Likör projesi 2008’den beri davalar yüzünden gerçekleştirilemezken, şimdi de Ali Sami Yen arsası aynı sorunlara takıldı.
Wilo, Avrupa’daki ilk ‘yeşil bina’yı Tuzla’da açtı
Wilo, Avrupa’daki ilk ‘yeşil bina’yı Tuzla’da açtı
6/13/2011 - Haber: Hürriyet Ekonomi
Alman pompa sistemleri üreticisi Wilo, Avrupa’daki ilk ‘yeşil binası’nı Türkiye’de açtı.
71 ülkede, 6 binden fazla çalışanıyla faaliyet gösteren, 1 milyar Euro’yu aşkın cirosu ile dünyanın önde gelen pompa üreticisi Wilo, son dönemdeki en önemli yatırımlarından birini Türkiye’de hayata geçirdi. Yaklaşık 11 milyon dolar yatırımla İstanbul-Tuzla’da inşa edilen tesis, pompa vana sektöründe Avrupa’nın ilk LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikalı yeşil binası olma özelliği taşıyor.
19 yıldır Türkiye’de
Tesisin açılışı nedeniyle Türkiye’ye gelen Wilo SE CEO’su Oliver Hermes, Türkiye’nin grup içinde önemli merkezlerden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “19 yıldır faaliyet gösterdiğimiz Türkiye pazarı, gerek hızlı büyümesi gerekse, coğrafi konumu açısından çok önemli bir potansiyel taşıyor. Bulunduğu bölge içinde, fark yaratan çok önemli özellikleri var. Bu nedenle dünyadaki tüm yatırımlarımızı ertelerken Türkiye’ye yatırım yapmaya karar verdik. Eş zamanlı olarak Türkiye ofisine, yakın bölgedeki 8 ülkenin daha sorumluluğunu verdik. Gerek bugüne kadar göstermiş olduğu başarı, gerek sahip olduğu potansiyeli, gerekse stratejik önemi açısından, Türkiye’den çok umutluyuz. Türkiye’yi bölgesel bir üs olarak değerlendiriyoruz.”
Üretimi genişletme planı
“İlerleyen dönemde yakın bölgelerin iş potansiyeline bağlı olarak farklı yatırımlar da düşünebiliriz” diyen Hermes, bazı ürün gruplarının üretiminin Türkiye’ye kaydırılmasının gündemde olduğunu açıkladı. Hermes, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye ofisimiz bugüne kadar gösterdiği üstün performans ve başarı ile Wilo’yu önemli bir noktaya taşıdı. Türkiye ekibi, deneyimi ve bilgi birikimi ile yıllardır gerek Türkiye’de gerekse Türk müttehitlerin yurtdışı projelerinde katma değer yaratacak sistemleri hayata geçirdi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu yakın doğu bölgesinde gerek bina teknolojilerinde gerekse altyapı projelerinde önemli bir potansiyel görüyoruz. Özellikle yakın doğu bölgesi yeniden yapılanma sürecinde olduğu için önemli bir pazar. Atıksu artırma alanında önemli fırsatlar var. Bu bölgenin yönetiminde ise Türkiye’ye güveniyoruz ve aynı Türkiye’de olduğu gibi bölge ülkelerinde çift haneli büyüme hedefliyoruz. İlerleyen dönemde bu tesiste Wilo grubu için bazı ürün gruplarının üretimini gerçekleştirmeyi planlıyoruz.”
Türkiye’den 9 ülke yönetiyor, bölge cirosu 3’e katlanacak
WILO Türkiye Genel Müdürü ve Wilo SE Yakın Doğu Bölge Müdürü Ercüment Yalçın, şunları söyledi: “Wilo Türkiye 2010’da sorumluluğunda olan 9 ülke ile birlikte 50 milyon Euro ciroya ulaştı. 2015 sonuna kadar, bölgenin Türkiye hariç Şu anda sorumluluğumuzda bulunan ülkelerden Irak, İran, Suriye ve Ürdün’de ülke ofisleri kurduk ve ülke müdürlerini belirledik. Öncelikle pazarı ve iş kültürünü analiz ederek, en doğru iş modelini kurmayı hedefliyoruz. cirosunu 3 kat arttırarak yaklaşık 30 milyon Euro’ya çıkarmayı hedefliyoruz.”
6/13/2011 - Haber: Hürriyet Ekonomi
Alman pompa sistemleri üreticisi Wilo, Avrupa’daki ilk ‘yeşil binası’nı Türkiye’de açtı.
71 ülkede, 6 binden fazla çalışanıyla faaliyet gösteren, 1 milyar Euro’yu aşkın cirosu ile dünyanın önde gelen pompa üreticisi Wilo, son dönemdeki en önemli yatırımlarından birini Türkiye’de hayata geçirdi. Yaklaşık 11 milyon dolar yatırımla İstanbul-Tuzla’da inşa edilen tesis, pompa vana sektöründe Avrupa’nın ilk LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikalı yeşil binası olma özelliği taşıyor.
19 yıldır Türkiye’de
Tesisin açılışı nedeniyle Türkiye’ye gelen Wilo SE CEO’su Oliver Hermes, Türkiye’nin grup içinde önemli merkezlerden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “19 yıldır faaliyet gösterdiğimiz Türkiye pazarı, gerek hızlı büyümesi gerekse, coğrafi konumu açısından çok önemli bir potansiyel taşıyor. Bulunduğu bölge içinde, fark yaratan çok önemli özellikleri var. Bu nedenle dünyadaki tüm yatırımlarımızı ertelerken Türkiye’ye yatırım yapmaya karar verdik. Eş zamanlı olarak Türkiye ofisine, yakın bölgedeki 8 ülkenin daha sorumluluğunu verdik. Gerek bugüne kadar göstermiş olduğu başarı, gerek sahip olduğu potansiyeli, gerekse stratejik önemi açısından, Türkiye’den çok umutluyuz. Türkiye’yi bölgesel bir üs olarak değerlendiriyoruz.”
Üretimi genişletme planı
“İlerleyen dönemde yakın bölgelerin iş potansiyeline bağlı olarak farklı yatırımlar da düşünebiliriz” diyen Hermes, bazı ürün gruplarının üretiminin Türkiye’ye kaydırılmasının gündemde olduğunu açıkladı. Hermes, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye ofisimiz bugüne kadar gösterdiği üstün performans ve başarı ile Wilo’yu önemli bir noktaya taşıdı. Türkiye ekibi, deneyimi ve bilgi birikimi ile yıllardır gerek Türkiye’de gerekse Türk müttehitlerin yurtdışı projelerinde katma değer yaratacak sistemleri hayata geçirdi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu yakın doğu bölgesinde gerek bina teknolojilerinde gerekse altyapı projelerinde önemli bir potansiyel görüyoruz. Özellikle yakın doğu bölgesi yeniden yapılanma sürecinde olduğu için önemli bir pazar. Atıksu artırma alanında önemli fırsatlar var. Bu bölgenin yönetiminde ise Türkiye’ye güveniyoruz ve aynı Türkiye’de olduğu gibi bölge ülkelerinde çift haneli büyüme hedefliyoruz. İlerleyen dönemde bu tesiste Wilo grubu için bazı ürün gruplarının üretimini gerçekleştirmeyi planlıyoruz.”
Türkiye’den 9 ülke yönetiyor, bölge cirosu 3’e katlanacak
WILO Türkiye Genel Müdürü ve Wilo SE Yakın Doğu Bölge Müdürü Ercüment Yalçın, şunları söyledi: “Wilo Türkiye 2010’da sorumluluğunda olan 9 ülke ile birlikte 50 milyon Euro ciroya ulaştı. 2015 sonuna kadar, bölgenin Türkiye hariç Şu anda sorumluluğumuzda bulunan ülkelerden Irak, İran, Suriye ve Ürdün’de ülke ofisleri kurduk ve ülke müdürlerini belirledik. Öncelikle pazarı ve iş kültürünü analiz ederek, en doğru iş modelini kurmayı hedefliyoruz. cirosunu 3 kat arttırarak yaklaşık 30 milyon Euro’ya çıkarmayı hedefliyoruz.”
Tekstilciler inşaat işine giriyor
Tekstilciler inşaat işine giriyor
6/11/2011 - Haber: Hürriyet
Kent nüfusunun artması ve kentsel dönüşümün de etkisiyle mülkiyetlerindeki eski üretim merkezleri, fabrikaları ve mevcut arsaları değerlendiren tekstilciler, 90'lı yıllarda kaynak aktardığı turizm sektörü yerine gözünü gayrimenkule dikti.
Peş peşe yükselen projeler, tekstilcilerin yeni kalesi olurken, tekstilin üretim merkezi olan illerde de artık tekstilcilerin inşa ettikleri yeni yaşam merkezleri bulunuyor. Şehrin göbeğinde kalan fabrikalar ve o dönemde yatırımlık olarak alınan arsalar konut ya da AVM'ye dönüşüyor.
Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası'nın yayın organı “Tekstil İşveren”nde yer alan verilere göre, Zorlu, Boyner, Edip İplik, Eroğlu, Redstar, Ak-Yiğit Tekstil, Özdilek, Crispino, Özbucak gibi isimler, son dönemde inşaat işine giren tekstilcilerden bir bölümü oluşturuyor.En son başlayan proje ise Boyner Grubu tarafından Yenibosna'daki Altınyıldız fabrikası arazisinde yükseliyor. Basın Ekspres yolundaki 70 dönümlük fabrika arsasında 931 konutluk proje hayata geçecek.
Boyner Holding bir süre önce Altınyıldız fabrikasındaki üretimi Çerkezköy'e taşımıştı. Halen çalışmaları devam eden eski tesislerin bulunduğu alana kurulacak proje “İst West” adını taşıyor. 230 bin metrekare inşaat alanına sahip proje, 150 milyon dolar yatırımla ve Fer Yapı - Boyner ortaklığında hayata geçiyor. Projede ilk teslimatlar Haziran 2013'te yapılacak.
Boyner Grubu bir süre önce de 1970'lerde kurulan bu fabrika arazisinin karşısındaki arsaya Ülker Grubu ile birlikte Starcity AVM'yi inşa etmişti.
Yine aynı güzergah üzerindeki İkitelli bölgesinde inşa edilerek hayata geçirilen bir diğer proje ise Edip İplik arsası üzerinde kuruldu. Edip İplik, fabrikasını Trakya'ya taşırken arsasının üzerine “212 İstanbul” alışveriş merkezini kurmuştu. Toplam inşaat alanı 230 bin metrekare olan “212 İstanbul” 114 milyon avroluk yatırımla hayata geçmişti. Proje kapsamında AVM'nin yanında bir de residance inşa ediliyor. Residence projesinin inşaatı, Ağaoğlu tarafından yürütüldü.
Narin Park Çerkezköy
Narin Tekstil de rüzgarı üretim yaptığı Çerkezköy'de yakaladı. Sarıgerme'de hizmete açılacak tesislerle birlikte 3 bin yatağa ulaşacak olan Martı Grubu, Çerkezköy'de 7 bin konut inşaa ediyor. Narin Park projesinin ilk etabı olan Erguvan sitesinde 234 dairede yaşam başladı. 548 daireden oluşan Erguvan Sitesi'nde yıl sonuna kadar tüm konutların sahiplerine teslim edilmesi hedefleniyor. Martı GYO, birinci etabın tamamlanmasıyla birlikte 450 daireden oluşan ikinci etabın inşaatına da yıl sonunda başlamayı planlıyor.
Toplam 430 bin metrekarelik alanda inşa edilen Narin Park, 200 bin metrekarelik yeşil alana sahip. Ayrıca KİPA/TESCO da 35 bin metrekare büyüklüğündeki alışveriş merkezini Narin Park'ta hayata geçirdi.
Önümüzdeki yıllarda Narin Park'ın içerisinde yer alacak 300 yata kapasiteli otel ve eğitimde tanınan bir kurum tarafından okul inşaatına başlanacak. Ayrıca hızlı tren projesinin Marmaray'a entegre edilmesiyle Narin Park Çerkezköy'ün Halkalı'ya uzaklığı kısalacak.
İstanbul dışındaki projelerde ayrıca Özbucak Tekstil'in Adana'da, Bursalı tekstilci Özdilek'in ise Antalya ve diğer illerdeki AVM yatırımları dikkat çekiyor.
En büyük yatırımlardan birini Zorlu Grubu yapıyor
İstanbul'da mevcut arsalar üzerinde en büyük yatırımlardan birini ise Zorlu Grubu yapıyor. Zorlu, karayollarından satın aldığı araziye 2,5 milyar doları bulan bir yatırımla otel, residance ve AVM'den oluşan Zorlu Center'i inşa ediyor. Kaba inşaatında sona gelinen projenin 2012 yılında bitirilmesi planlanıyor.
Zorlu'nun yürüttüğü bir diğer proje ise 2006 yılında Deva İlaç'tan 80,5 milyon dolara satın alınan arsa üzerinde yükselecek. Levent Loft'un hemen yanındaki 13,5 dönümlük arazide inşa edilecek proje, 47 katlı ve 196 metre yüksekliği ile İstanbul'un en yüksek yapıları arasında yerini alacak. Bina tamamen ofis katlarından oluşacak.
İstanbul'da inşaatı devam eden bir diğer proje ise Özdilek Grubu'na ait. Kanyon ve Metrocity arasında kalan eski Roche ilaç arsası üzerindeki otel, rezidans ve alışveriş merkezi olarak planlanan Özdilek'in yeni projesi 36 bin metrekarelik arazide yükseliyor. 2013'te bitirilmesi planlanan proje, “Özdilek Plaza” adını taşıyor. Proje 37 ve 38 katlı iki kule ile bloklar arasında kurulacak AVM'den oluşuyor. Grubun yaklaşık 200 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirmeyi planladığı Özdilek Plaza'daki kulelerden birisi ise otel olacak. Özdilek Grubu, 36 bin metrekare büyüklüğündeki Roche arazisini, 2004 yılında 27,5 milyon dolara satın almıştı.
Eroğlu Grubu, bugüne kadar 2,5 milyar dolarlık proje başlattı
Yeni başlayan projelerden bir diğeri ise Collezion markasının yaratıcısı Akyiğit Tekstil'in patronu Ekrem Akyiğit'e ait. Güneşli'de kendisine ait 14 bin metrekare arsa üzerinde ofis inşasına başlayan Akyiğit, 25'er katlı iki blok inşa edecek. 4 bin 600 metrekare büyüklüğünde ofis katlarının yer alacağı projenin 15 milyon dolara mal olması bekleniyor. Önümüzdeki yılın sonlarında tamamlanması beklenen ofis bloğunun bir bölümüne Collezione'nin Mahmutbey'deki genel merkezinin de taşınacağı belirtiliyor.
Tekstilde Colin's markası ile adını duyuran Eroğlu Grubu ise bugüne kadar toplam 2,5 milyar liralık proje başlattı. Gruba ait inşaat şirketi, Sarıyer, Beylikdüzu, Ümraniye, Merter, Kâğıthane, Florya, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Seyrantepe, Esenyurt, Tekirdağ, Antalya ve Bursa da olmak üzere toplam 2 milyon metrekarelik alanda 14 ayrı proje yürütüyor.
Konut işine giren bir diğer isim ise tekstil ve hazır giyim sektöründe 44 yıldır faaliyet gösteren Aydınlı Grup oldu. Aydınlı Grup, K Yapı ile birlikte Esenyurt Haramidere'de 28 metrekarelik alanda “Solarkent” adıyla 866 adet konut inşa ediyor. Güneş enerjisi ile kendi elektriğini üretecek proje, 70 milyon liraya mal olurken, ilk evlerin teslimi de başladı.
DENİMDER'in başkanı Nedim Özbek de Esenyurt'ta 100 milyon dolarlık yatırımla 580 konut inşa ediyor. Tekstil sektöründe Redstar Jeans markasıyla ismini duyuran Nedim Özbek'in ilk gayrimenkul projesi olan Star Towers'ta kazma geçen yıl vuruldu. Projeye Esenyurt Belediyesi de ortak.
6/11/2011 - Haber: Hürriyet
Kent nüfusunun artması ve kentsel dönüşümün de etkisiyle mülkiyetlerindeki eski üretim merkezleri, fabrikaları ve mevcut arsaları değerlendiren tekstilciler, 90'lı yıllarda kaynak aktardığı turizm sektörü yerine gözünü gayrimenkule dikti.
Peş peşe yükselen projeler, tekstilcilerin yeni kalesi olurken, tekstilin üretim merkezi olan illerde de artık tekstilcilerin inşa ettikleri yeni yaşam merkezleri bulunuyor. Şehrin göbeğinde kalan fabrikalar ve o dönemde yatırımlık olarak alınan arsalar konut ya da AVM'ye dönüşüyor.
Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası'nın yayın organı “Tekstil İşveren”nde yer alan verilere göre, Zorlu, Boyner, Edip İplik, Eroğlu, Redstar, Ak-Yiğit Tekstil, Özdilek, Crispino, Özbucak gibi isimler, son dönemde inşaat işine giren tekstilcilerden bir bölümü oluşturuyor.En son başlayan proje ise Boyner Grubu tarafından Yenibosna'daki Altınyıldız fabrikası arazisinde yükseliyor. Basın Ekspres yolundaki 70 dönümlük fabrika arsasında 931 konutluk proje hayata geçecek.
Boyner Holding bir süre önce Altınyıldız fabrikasındaki üretimi Çerkezköy'e taşımıştı. Halen çalışmaları devam eden eski tesislerin bulunduğu alana kurulacak proje “İst West” adını taşıyor. 230 bin metrekare inşaat alanına sahip proje, 150 milyon dolar yatırımla ve Fer Yapı - Boyner ortaklığında hayata geçiyor. Projede ilk teslimatlar Haziran 2013'te yapılacak.
Boyner Grubu bir süre önce de 1970'lerde kurulan bu fabrika arazisinin karşısındaki arsaya Ülker Grubu ile birlikte Starcity AVM'yi inşa etmişti.
Yine aynı güzergah üzerindeki İkitelli bölgesinde inşa edilerek hayata geçirilen bir diğer proje ise Edip İplik arsası üzerinde kuruldu. Edip İplik, fabrikasını Trakya'ya taşırken arsasının üzerine “212 İstanbul” alışveriş merkezini kurmuştu. Toplam inşaat alanı 230 bin metrekare olan “212 İstanbul” 114 milyon avroluk yatırımla hayata geçmişti. Proje kapsamında AVM'nin yanında bir de residance inşa ediliyor. Residence projesinin inşaatı, Ağaoğlu tarafından yürütüldü.
Narin Park Çerkezköy
Narin Tekstil de rüzgarı üretim yaptığı Çerkezköy'de yakaladı. Sarıgerme'de hizmete açılacak tesislerle birlikte 3 bin yatağa ulaşacak olan Martı Grubu, Çerkezköy'de 7 bin konut inşaa ediyor. Narin Park projesinin ilk etabı olan Erguvan sitesinde 234 dairede yaşam başladı. 548 daireden oluşan Erguvan Sitesi'nde yıl sonuna kadar tüm konutların sahiplerine teslim edilmesi hedefleniyor. Martı GYO, birinci etabın tamamlanmasıyla birlikte 450 daireden oluşan ikinci etabın inşaatına da yıl sonunda başlamayı planlıyor.
Toplam 430 bin metrekarelik alanda inşa edilen Narin Park, 200 bin metrekarelik yeşil alana sahip. Ayrıca KİPA/TESCO da 35 bin metrekare büyüklüğündeki alışveriş merkezini Narin Park'ta hayata geçirdi.
Önümüzdeki yıllarda Narin Park'ın içerisinde yer alacak 300 yata kapasiteli otel ve eğitimde tanınan bir kurum tarafından okul inşaatına başlanacak. Ayrıca hızlı tren projesinin Marmaray'a entegre edilmesiyle Narin Park Çerkezköy'ün Halkalı'ya uzaklığı kısalacak.
İstanbul dışındaki projelerde ayrıca Özbucak Tekstil'in Adana'da, Bursalı tekstilci Özdilek'in ise Antalya ve diğer illerdeki AVM yatırımları dikkat çekiyor.
En büyük yatırımlardan birini Zorlu Grubu yapıyor
İstanbul'da mevcut arsalar üzerinde en büyük yatırımlardan birini ise Zorlu Grubu yapıyor. Zorlu, karayollarından satın aldığı araziye 2,5 milyar doları bulan bir yatırımla otel, residance ve AVM'den oluşan Zorlu Center'i inşa ediyor. Kaba inşaatında sona gelinen projenin 2012 yılında bitirilmesi planlanıyor.
Zorlu'nun yürüttüğü bir diğer proje ise 2006 yılında Deva İlaç'tan 80,5 milyon dolara satın alınan arsa üzerinde yükselecek. Levent Loft'un hemen yanındaki 13,5 dönümlük arazide inşa edilecek proje, 47 katlı ve 196 metre yüksekliği ile İstanbul'un en yüksek yapıları arasında yerini alacak. Bina tamamen ofis katlarından oluşacak.
İstanbul'da inşaatı devam eden bir diğer proje ise Özdilek Grubu'na ait. Kanyon ve Metrocity arasında kalan eski Roche ilaç arsası üzerindeki otel, rezidans ve alışveriş merkezi olarak planlanan Özdilek'in yeni projesi 36 bin metrekarelik arazide yükseliyor. 2013'te bitirilmesi planlanan proje, “Özdilek Plaza” adını taşıyor. Proje 37 ve 38 katlı iki kule ile bloklar arasında kurulacak AVM'den oluşuyor. Grubun yaklaşık 200 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirmeyi planladığı Özdilek Plaza'daki kulelerden birisi ise otel olacak. Özdilek Grubu, 36 bin metrekare büyüklüğündeki Roche arazisini, 2004 yılında 27,5 milyon dolara satın almıştı.
Eroğlu Grubu, bugüne kadar 2,5 milyar dolarlık proje başlattı
Yeni başlayan projelerden bir diğeri ise Collezion markasının yaratıcısı Akyiğit Tekstil'in patronu Ekrem Akyiğit'e ait. Güneşli'de kendisine ait 14 bin metrekare arsa üzerinde ofis inşasına başlayan Akyiğit, 25'er katlı iki blok inşa edecek. 4 bin 600 metrekare büyüklüğünde ofis katlarının yer alacağı projenin 15 milyon dolara mal olması bekleniyor. Önümüzdeki yılın sonlarında tamamlanması beklenen ofis bloğunun bir bölümüne Collezione'nin Mahmutbey'deki genel merkezinin de taşınacağı belirtiliyor.
Tekstilde Colin's markası ile adını duyuran Eroğlu Grubu ise bugüne kadar toplam 2,5 milyar liralık proje başlattı. Gruba ait inşaat şirketi, Sarıyer, Beylikdüzu, Ümraniye, Merter, Kâğıthane, Florya, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Seyrantepe, Esenyurt, Tekirdağ, Antalya ve Bursa da olmak üzere toplam 2 milyon metrekarelik alanda 14 ayrı proje yürütüyor.
Konut işine giren bir diğer isim ise tekstil ve hazır giyim sektöründe 44 yıldır faaliyet gösteren Aydınlı Grup oldu. Aydınlı Grup, K Yapı ile birlikte Esenyurt Haramidere'de 28 metrekarelik alanda “Solarkent” adıyla 866 adet konut inşa ediyor. Güneş enerjisi ile kendi elektriğini üretecek proje, 70 milyon liraya mal olurken, ilk evlerin teslimi de başladı.
DENİMDER'in başkanı Nedim Özbek de Esenyurt'ta 100 milyon dolarlık yatırımla 580 konut inşa ediyor. Tekstil sektöründe Redstar Jeans markasıyla ismini duyuran Nedim Özbek'in ilk gayrimenkul projesi olan Star Towers'ta kazma geçen yıl vuruldu. Projeye Esenyurt Belediyesi de ortak.
Emlak vergisinde kolaylık geliyor
Emlak vergisinde kolaylık geliyor
6/11/2011 - Haber: ntvmsnbc
Mükelleflerden bildirim dışında belge talep edilmeyecek, özürlü kimlik kartı olanlar da sağlık kurulu raporu olmadan sıfır vergi uygulamasından yararlanacak.
Maliye Bakanlığınca hazırlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğ Taslağı ile emlak vergisi uygulamalarına ilişkin esaslar yeniden düzenleniyor.
17 milyon civarındaki emlak vergisi mükellefini yakından ilgilendiren yeni düzenleme, vatandaşlardan gelen yoğun şikayetler üzerine uygulamaya konuluyor.
Maliye Bakanlığına intikal eden olaylarda, emlak vergisi işlemleri sırasında mükelleflerden emlak vergisi bildirimi dışında tapu, nüfus hüviyet cüzdanı, elektrik-su abonelik belgesi gibi belgeler talep edildiği belirlendi.
Aynı şekilde özürlülere ait indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulanmasında da sağlık kurulu raporu verilmesinde zorluklar yaşandığı anlaşıldı.
Maliye Bakanlığının, bu tür şikayetleri dikkate alarak hazırladığı Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğ Taslağında şu hususlar düzenlendi:
Bildirim dışında belge istenmeyecek
Emlak vergisi mükelleflerinden emlak vergisi bildirimleri dışında bir belge talep edilmeyecek. Vatandaş, emlak vergisini ödemek için belediyeye gittiğinde, kendisinden tapu sureti, kimlik fotokopisi, vergi kimlik numarasını gösteren belge, elektrik ve su abone belgesi, yapı kullanma izin belgesi, metrekare cetveli ya da diğer bir belge istenmeyecek. Bildirim bilgileri üzerinden işlem yapılacak.
İlgili belediyenin tapuya ilişkin bir bilgiye ihtiyaç duyması halinde, bu bilgi tapudan, kimlikle ilgili bir bilgiye ihtiyacı olması halinde de bu bilgi, İçişleri Bakanlığı Kimlik Paylaşım Sistemi üzerinden temin edilecek.
Mükelleflerin şehit, gazi, dul, yetim ve emekli olduklarına ilişkin bilgiler de Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından elektronik ortamda alınacak.
Özürlülere indirimli vergi uygulaması
Özürlülerin emlak vergisinde sıfır vergi uygulamasından yararlanabilmeleri için gereken belgeler azaltıldı.
200 metre kareyi geçmeyen tek evi olan özürlüler, halen bina vergisinde sıfır orana tabi tutuluyor. Özürlüler, emlak vergisinde indirimli oran uygulamasından yararlanabilmek için de bir dilekçe, bir form ve tam teşekküllü devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile belediyelere başvuruda bulunuyor.
Taslakta dilekçe ve form birleştirilerek, belge sayısı azaltılıyor.
Yeni düzenleme ile, özürlü kimlik kartı olanların, sağlık kurulu raporu olmadan, sıfır oranlı bina vergisi uygulamasından yararlanmalarına imkan tanınıyor.
Taslağa göre, bu durumdaki mükellefler, Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formuna, özürlü kimlik kartı fotokopisini eklemek suretiyle indirimli oran uygulamasından yararlanabilecek.
Özürlü kimlik kartı sahibi olmayan mükellefler ise sağlık kurulu raporunun aslını veya onaylı örneğini şimdi olduğu gibi yeni dönemde de belediye görevlisine ibraz edecek. Ancak, şimdiki uygulamadan farklı olarak, her yıl belediyelere sağlık raporu verilmeyecek. Özür durumu devam ettiği sürece, daha önce verilen rapor, geçerliliğini koruyacak
6/11/2011 - Haber: ntvmsnbc
Mükelleflerden bildirim dışında belge talep edilmeyecek, özürlü kimlik kartı olanlar da sağlık kurulu raporu olmadan sıfır vergi uygulamasından yararlanacak.
Maliye Bakanlığınca hazırlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğ Taslağı ile emlak vergisi uygulamalarına ilişkin esaslar yeniden düzenleniyor.
17 milyon civarındaki emlak vergisi mükellefini yakından ilgilendiren yeni düzenleme, vatandaşlardan gelen yoğun şikayetler üzerine uygulamaya konuluyor.
Maliye Bakanlığına intikal eden olaylarda, emlak vergisi işlemleri sırasında mükelleflerden emlak vergisi bildirimi dışında tapu, nüfus hüviyet cüzdanı, elektrik-su abonelik belgesi gibi belgeler talep edildiği belirlendi.
Aynı şekilde özürlülere ait indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulanmasında da sağlık kurulu raporu verilmesinde zorluklar yaşandığı anlaşıldı.
Maliye Bakanlığının, bu tür şikayetleri dikkate alarak hazırladığı Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğ Taslağında şu hususlar düzenlendi:
Bildirim dışında belge istenmeyecek
Emlak vergisi mükelleflerinden emlak vergisi bildirimleri dışında bir belge talep edilmeyecek. Vatandaş, emlak vergisini ödemek için belediyeye gittiğinde, kendisinden tapu sureti, kimlik fotokopisi, vergi kimlik numarasını gösteren belge, elektrik ve su abone belgesi, yapı kullanma izin belgesi, metrekare cetveli ya da diğer bir belge istenmeyecek. Bildirim bilgileri üzerinden işlem yapılacak.
İlgili belediyenin tapuya ilişkin bir bilgiye ihtiyaç duyması halinde, bu bilgi tapudan, kimlikle ilgili bir bilgiye ihtiyacı olması halinde de bu bilgi, İçişleri Bakanlığı Kimlik Paylaşım Sistemi üzerinden temin edilecek.
Mükelleflerin şehit, gazi, dul, yetim ve emekli olduklarına ilişkin bilgiler de Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından elektronik ortamda alınacak.
Özürlülere indirimli vergi uygulaması
Özürlülerin emlak vergisinde sıfır vergi uygulamasından yararlanabilmeleri için gereken belgeler azaltıldı.
200 metre kareyi geçmeyen tek evi olan özürlüler, halen bina vergisinde sıfır orana tabi tutuluyor. Özürlüler, emlak vergisinde indirimli oran uygulamasından yararlanabilmek için de bir dilekçe, bir form ve tam teşekküllü devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile belediyelere başvuruda bulunuyor.
Taslakta dilekçe ve form birleştirilerek, belge sayısı azaltılıyor.
Yeni düzenleme ile, özürlü kimlik kartı olanların, sağlık kurulu raporu olmadan, sıfır oranlı bina vergisi uygulamasından yararlanmalarına imkan tanınıyor.
Taslağa göre, bu durumdaki mükellefler, Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formuna, özürlü kimlik kartı fotokopisini eklemek suretiyle indirimli oran uygulamasından yararlanabilecek.
Özürlü kimlik kartı sahibi olmayan mükellefler ise sağlık kurulu raporunun aslını veya onaylı örneğini şimdi olduğu gibi yeni dönemde de belediye görevlisine ibraz edecek. Ancak, şimdiki uygulamadan farklı olarak, her yıl belediyelere sağlık raporu verilmeyecek. Özür durumu devam ettiği sürece, daha önce verilen rapor, geçerliliğini koruyacak
Bakü White City
Bakü’de dünyaca ünlü mimarlık şirketi WS Atkins ve Azerbaycan Design Company’nin hayata geçirdiği Baku White City projesi ile 50 bin kişilik yeni bir şehir kurulacak. 2015’te tamamlanacak proje için 48 bin kişi çalışacak. 48 bin kişi çalışacak ‘Beyaz Bakü’ yükselecek Bakü’de dünyaca ünlü mimarlık şirketi WS Atkins ve Azerbaycan Design Company’nin hayata geçirdiği Baku White City projesi ile 50 bin kişilik yeni bir şehir kurulacak. 2015’te tamamlanacak proje için 48 bin kişi çalışacak.
AZERBAYCAN’ın başkenti Bakü’de şehre daha modern bir görünüm kazandırmak ve uluslararası arenada daha cazip kılmak amacıyla başlatılan Baku White City (Bakü Beyaz Şehir) projesi ile 50 bin kişilik yeni bir yaşam alanı oluşturulacak. Azerbaycan Design Company (ADEC) ile dünyanın önde gelen mimarlık ve inşaat şirketlerinden WS Atkins şirketinin üstlendiği Bakü White City projesinde 48 bin kişi çalışacak.
Hükümet destekliyor
WS Atkins şirketinin direktörlerinden Tim Askew, Bakü’nün dünyanın diğer önde gelen metropolleri arasında yer alma iddisını taşıdığını belirterek, “Ancak Bakü’de organize ve modern yaşam alanlarına çok büyük ihtiyaç var. Ulaşımından, teknolojik altyapısına, ev ve işyerlerinden, alışveriş merkezlerine, dinlenme ve eğlence alanlarına kadar bir şehrin ihtiyaç duyduğu her türlü alt yapıyı bu proje ile yaşayanlarına sunacağız. O nedenle projeyi Azerbaycan hükümetinin izni ve desteği ile yürütüyoruz” dedi.
Dünyayı örnek aldı
Bakü’nün doğusunda yer alan projenin Azerbaycan’da 1970’lerden bu yana dile getirilen bir proje olduğunu kaydeden Askew, şunları anlattı: “Dolayısıyla uzunca bir hazırlık süreci yaşandı. Proje hazırlanmadan önce, Paris, Londra ve Berselona’nın şehir planları incelendi. Aynı zamanda Çin ve Hindistan gibi hızlı şehirleşen ülkelere de baktık. Tüm dünyadaki şehircilik uygulamalarının en iyi örneklerini bu projeye adapte ettik.”
10 ayrı yaşam alanı
Projede 10 ayrı bölgeye ayrılmış konut ve ofis projelerinin bulunduğunu kaydeden Askew, her bir bölümde yaşayanlarına farklı yaşam tarzları ve olanaklara uygun konsept sunulacağını söyledi. 221 hektarlık bir alana kurulacak şehrin Monaco’dan büyük olduğunu kaydeden Askew, “İnsan yoğunluğunun çok yüksek olacağı bir yaşam alanı olacak burası. Ancak uygulanan mimari teknikler ve iyi toplu taşım örnekleri ile insanların birbirini rahatsız etmemesi sağlanacak” diye konuştu. 2015’te tamamlanacak
Projenin 2015’te tüm altyapı yatırımları ile birlikte tamamlanmasının planlandığını kaydeden Askew şöyle konuşut: “Proje daha şimdiden Bakü’nün doğu bölgesine olan ilgiyi artırmış durumda. White City’ye yakın olan bölgleerdeki gayrimenkul fiyatları büyük oranda artış gösterdi. Proje tamamlandığında Bakü’nün çehresi tamamen değişecek. Bu mevcut yapılara da etki edecek ve şehrin gelişimine katkıda bulunacak diye düşünüyorum.”
Haydar Aliyev’in sözlerinden ilham aldı
AZERBAYCAN’ın ulusal lideri Haydar Aliyev’in “Siyah şehir Bakü, temiz, çiçekler açmış bir şehir olarak bir gün beyaz’a dönecek” sözlerinden ilham alınarak yapılan projeye beyaz şehir anlamına gelen ‘White City’ adı verildi. Geleceğin projesi olarak görülen White City daha şimdiden Dubai, Cidde, Hong Kong emlak fuarlarından ödül aldı.
Yaşam alanlarının isimleri Londra’nın caddelerinden
PROJEDE yer alan rezidans, plaza ve diğer binaların isimleri Londra’nın bazı caddelerinden alındı. Projede yer alan bazı caddelerin isimleri şöyle: Belsize Park, Notting Hill, Pimlico, Broadgate, Canary Wharf, Paddington, Covent Garden, May Fair gibi isimler seçildi. Ayrıca New York, Barselona, Paris, gibi ünlü şehirlerin adlarının verildiği caddeler de bulunuyor.
Kaynak: Hürriyet
Kaynak: http://www.1insaat.com/tribe/textdetail?id=61885
14 Haziran 2011 Salı
Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
(06.03.2007 tarih ve 26454 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanmıştır)
Kanun No. 5582 Kabul Tarihi : 21/02/2007
MADDE 1 - 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 45 inci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir veya haciz yoluna başvurulabilir."
MADDE 2 - 2004 sayılı Kanunun 128 inci maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"İcra dairesi, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, satışı istenen taşınmaz için kıymet takdirini, aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara yaptırır."
MADDE 3 - 2004 sayılı Kanunun 128/a maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, birinci fıkra uyarınca yaptırılmasına karar verilen bilirkişi incelemesi, aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara yaptırılır."
MADDE 4 - 2004 sayılı Kanunun 134 üncü maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ikinci fıkrada yer alan oran yüzde yirmi olarak uygulanır."
MADDE 5 - 2004 sayılı Kanunun 149/a maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ikinci fıkrada yer alan oran yüzde otuz olarak uygulanır. İstinaf talebinin reddi halinde, teminat olarak alınan tutarın yarısı tazminat olarak alacaklıya ödenir. Alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre, merhunun alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa kalan tutar teminatın geriye kalan kısmından karşılanır, varsa teminatın kalan kısmı teminatı yatırana iade edilir."
MADDE 6 - 2004 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 8 - Bu Kanunun 128 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 128/a maddesinin ikinci fıkrasının yürürlüğe girmesini izleyen üçüncü yılın sonuna kadar 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, taşınmaz için kıymet takdiri veya bilirkişi incelemesi, Sermaye Piyasası Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca gayrimenkul değerleme faaliyeti konusunda yetki verilmiş kişi veya kurumların yanı sıra diğer uzman bilirkişiler marifetiyle de yapılabilir."
MADDE 7 - 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 3 üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir.
"k) İpotekli Sermaye Piyasası Aracı: İpotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, ipotek finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen hisse senedi dışındaki sermaye piyasası araçları ve konut finansmanından kaynaklanan alacaklara dayalı olarak veya bu alacakların teminatı altında ihraç edilen diğer sermaye piyasası araçlarıdır."
MADDE 8 - 2499 sayılı Kanunun 13/A maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İpotek teminatlı menkul kıymetler
MADDE 13/A - İpotek teminatlı menkul kıymetler, ihraççıların genel yükümlülüğü niteliğinde olan ve oluşturulan teminat havuzundaki varlıklar karşılık gösterilerek ihraç edilen borçlanma senetleridir. İpotek teminatlı menkul kıymetler bankalar ve bu Kanunun 39/A maddesinde tanımlanan ipotek finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilebilir.
İhraççılar, ipotek teminatlı menkul kıymetlerin teminatı olan varlıkları, diğer varlıklarından ayrı olarak, oluşturacakları teminat havuzu içerisinde izlemekle yükümlüdür. Teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların tutulmasına ilişkin usûl ve esaslar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenir. Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle, teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
Teminat havuzu; yapı kullanma izni alınmış konut ve diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacaklar, ikame varlıklar ve bunların riskten korunması amacıyla yapılan sözleşmelerden oluşur. Bunlar dışında kalan varlık ve alacaklar teminat havuzuna dahil edilemez.
Yapı kullanma izni alınmış konutlar üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ilgili konutun değerinin yüzde yetmişbeşini, yapı kullanma izni alınmış diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ise ilgili gayrimenkulun değerinin yüzde ellisini aşan kısmı, teminat değerinin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Teminat havuzuna dahil edilecek yapı kullanma izni alınmış konut ve diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların vadesi gelmiş tüm ödemelerinin yapılmış olması şarttır.
İkame varlıklar nakit, devlet iç borçlanma senetleri, hazine kefaletiyle ihraç edilen menkul kıymetler, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına üye ülkelerin merkezi yönetimleri ile merkez bankalarınca ya da bunların kefaletiyle ihraç edilen menkul kıymetler ile Kurulca uygun görülen benzer nitelikteki varlıklardan oluşur.
Teminat havuzundaki tüm varlıklar içerisinde yapı kullanma izni alınmış diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ve ikame varlıkların payı ayrı ayrı yüzde onbeşi aşamaz.
İhraççılar, teminat havuzundaki varlıkların faiz, kur, kredi ve benzeri risklerden korunması amacıyla sözleşmeler yapabilir. Teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılmış sözleşmeler de teminat havuzuna dahildir.
İpotek teminatlı menkul kıymetlerin itfasına kadar olan süre boyunca;
a) Teminat havuzundaki varlıkların nominal değerinin ipotek teminatlı menkul kıymetlerin nominal değerine eşit ya da fazla olması,
b) Teminat havuzundaki varlıkların getirisinin en az ipotek teminatlı menkul kıymetlerin getirisine eşit ya da fazla olması,
c) Teminat havuzundaki varlıklardan elde edilen gelirin tutar ve ödeme dönemleri bakımından ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine yapılan ödemeleri karşılaması,
d) Teminat havuzunda yer alan varlıkların net bugünkü değerinin ipotek teminatlı menkul kıymetlerin net bugünkü değerinden yüzde ikisi oranında fazla olması,
zorunludur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
İlave menkul kıymet ihracı veya sekizinci fıkrada belirtilen koşulların sağlanması amacıyla teminat havuzuna yeni varlıklar dahil edilebilir. Makul bir gerekçe olması durumunda, ihraççılar, teminat sorumlusunun onayını alarak, teminat havuzuna dahil edilmiş bir varlığı teminat havuzundan çıkartabilir veya teminat havuzunda bulunmayan bir varlık ile değiştirebilirler.
İhraççının Kurulun onayını almak suretiyle bir teminat sorumlusu belirlemesi zorunludur. Teminat sorumlusunun sahip olması gereken nitelikler Kurulca belirlenir. Kurul, ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerinin haklarının korunması amacıyla teminat sorumlusunun değiştirilmesini istemeye veya teminat sorumlusunu re'sen değiştirmeye yetkilidir.
Teminat sorumlusu, bu madde kapsamında;
a) Teminat havuzlarının oluşturulmasını ve teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların sahip olduğu nitelikleri,
b) Teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların mevcudiyetini koruduğunu ve bu varlıkların sahip olduğu niteliklere ilişkin değişiklikleri,
c) Kurul tarafından zorunlu tutulması halinde teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını,
d) Sekizinci fıkrada sayılan şartlara uygunluğu,
izlemek, tespit ettiği hususlar hakkında, Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde ihraççıya ve Kurula bilgi vermekle yükümlüdür.
Teminat sorumlusu ihraççıdan, kayıt kuruluşundan ve gerek görülen durumlarda tapu sicil müdürlüklerinden teminat havuzunda yer alan varlıklara ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi istemeye, ilgili kayıtları incelemeye ve çalışanlardan bilgi almaya yetkilidir. İhraççılar, kayıt kuruluşu ve tapu sicil müdürlükleri teminat sorumlusunun talep ettiği bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Teminat sorumlusu, talep ettiği bilgi ve belgelere ulaşılmasının engellenmesi halinde, durumu derhal Kurula bildirmekle yükümlüdür.
İpotek teminatlı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, teminat havuzlarında yer alan varlıklar, teminat amacı dışında tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez ve iflâs masasına dahil edilemez, ayrıca bunlar hakkında ihtiyatî tedbir kararı verilemez.
Teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılacak olan sözleşmelerde, teminat havuzu ve ipotek teminatlı menkul kıymetler tasfiye edilinceye kadar, ihraççının iflâsı durumunda sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilemeyeceğine ilişkin hüküm bulunması zorunludur.
İhraççının ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan yükümlülüklerini vadesinde yerine getirememesi, yönetiminin kamu kurumlarına devredilmesi, faaliyet izninin kaldırılması veya iflâsı halinde teminat havuzundaki varlıklardan elde edilen gelir öncelikle ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine ve teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılmış olan sözleşmelerin karşı taraflarına yapılacak ödemelerde kullanılır. Bu durumda Kurul;
a) Tedavüldeki ipotek teminatlı menkul kıymetlerin erken itfa edilmesi, teminat havuzundaki varlıkların nakde dönüştürülmesi ile bunlara ilişkin işlemleri yürütecek bir idareci atanması veya teminat havuzundaki varlıkların tedricî tasfiyesi ile tedricî tasfiyeye ilişkin işlemlerin Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yürütülmesi,
b) Teminat havuzundaki varlıkların, ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan her türlü yükümlülüğü üstlenecek ihraççı niteliğini haiz bir başka kuruluşa devredilmesi,
c) İpotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan yükümlülükleri üstlenmeksizin, teminat havuzundaki varlıkların idaresi ve bu havuzdan elde edilen gelirin ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine ödenmesi işlemlerini yürütecek bir idareci atanması,
hususlarında karar vermeye yetkilidir. Kurul, atanacak idareciye veya Yatırımcıları Koruma Fonuna bu fıkra kapsamındaki hizmetleri karşılığında teminat havuzundaki varlıklardan ödeme yapılması hususunda karar vermeye ve yapılacak ödemenin hesaplanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
İhraççının ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü yerine getirememesi ve teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların menkul kıymet sahiplerinin alacaklarını karşılamaya yetmemesi halinde, alacağı teminat havuzundaki varlıklarla karşılanmayan ipotek teminatlı menkul kıymet sahipleri ihraççının diğer malvarlığına başvurabilir.
İpotek teminatlı menkul kıymetlerin ihracında 13 üncü maddede belirtilen limitler uygulanmaz. İpotek teminatlı menkul kıymet ihraç limiti, ihraç şartları, teminat havuzundaki varlıkların riskten korunması amacıyla yapılabilecek sözleşmeler ve bu menkul kıymetlerin Kurul kaydına alınmasına ilişkin usûl ve esaslar ile ipotek teminatlı menkul kıymetlerle ilgili diğer hususlar Kurulca belirlenir."
MADDE 9 - 2499 sayılı Kanuna 13/A maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 13/B maddesi eklenmiştir.
"Varlık teminatlı menkul kıymetler
MADDE 13/B - Varlık teminatlı menkul kıymetler; ihraççıların genel yükümlülüğü niteliğinde olan, alacaklar ve duran varlıkların teminatı altında ihraç edilen borçlanma senetleridir. Varlık teminatlı menkul kıymet ihraç edecek kuruluşlar, ihraç limiti, ihraç şartları, teminat gösterilebilecek alacak ve varlık türleri, teminat gösterilebilecek varlıklara ilişkin sınırlamalar, teminat gösterilen alacak ve varlıkların değerlenmesi ve raporlanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Teminat gösterilen alacak ve varlıkların kayıtlarının tutulmasına ilişkin usûl ve esaslar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenir.
Kurul ihraççının bir teminat sorumlusu belirlemesini zorunlu tutabilir. Teminat sorumlusu teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların mevcudiyetini ve niteliklerini, teminat havuzlarının oluşturulmasını ve varlıkların teminat havuzlarında izlenmesini izlemek, tespit ettiği hususlar hakkında Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde, ihraççıya ve Kurula bilgi vermekle yükümlüdür.
Teminat sorumlusu ihraççıdan, kayıt kuruluşundan ve gerek görülen durumlarda tapu sicil müdürlüklerinden teminat havuzunda yer alan varlıklara ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi istemeye, ilgili kayıtları incelemeye ve çalışanlardan bilgi almaya yetkilidir. İhraççılar, kayıt kuruluşu ve tapu sicil müdürlükleri teminat sorumlusunun talep ettiği bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Teminat sorumlusu, talep ettiği bilgi ve belgelere ulaşmasının engellenmesi halinde, durumu derhal Kurula bildirmekle yükümlüdür.
Varlık teminatlı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar teminat havuzlarında yer alan varlıklar, teminat amacı dışında tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez ve iflâs masasına dahil edilemez, ayrıca bunlar hakkında ihtiyatî tedbir kararı verilemez.
Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
Teminat sorumlusunun sahip olması gereken nitelikler Kurulca belirlenir. Kurul, varlık teminatlı menkul kıymet sahiplerinin haklarının korunması amacıyla teminat sorumlusunun değiştirilmesini istemeye veya teminat sorumlusunu re'sen değiştirmeye yetkilidir."
MADDE 10 - 2499 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"r) Gayrimenkullerin değerlemesini yapabilecek değerleme kurumlarından sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunacaklara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan değerleme kurumlarını listeler halinde ilan etmek; bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacakların takibinde ve 38/A maddesinin dördüncü fıkrası çerçevesinde yapılacak değerlemelerde, ilgili taşınmaz için değerleme yapacak kişi ve kurumlara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan kişi ve kurumları listeler halinde ilan etmek,"
MADDE 11 - 2499 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin (b) fıkrasına ikinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"İpotek teminatlı menkul kıymetler teminat havuzunun, varlık teminatlı menkul kıymetler teminat havuzunun, konut finansmanı fonunun, varlık finansmanı fonunun ve yatırım fonunun üçer aylık dönemlerin son işgününde, net varlık değerlerinin yüzbinde beşini aşmamak üzere hesaplanacak kayda alma ücreti, izleyen on işgünü içerisinde Özel Hesaba yatırılır. Bu paragrafta belirtilen oranı aşmamak kaydıyla kayda alma ücretinin oranı Bakanlar Kurulunca belirlenir."
MADDE 12 - 2499 sayılı Kanunun 38 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 38/A, 38/B ve 38/C maddeleri eklenmiştir.
"Konut finansmanı
MADDE 38/A - Konut finansmanı, konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi kullandırılması, konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması, sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kullandırılmasıdır. Bu kapsamdaki kredilerin yeniden finansmanı amacıyla kullandırılan krediler de konut finansmanı kapsamındadır.
Konut finansmanı kuruluşları konut finansmanı amacıyla doğrudan tüketiciye kredi kullandıran ya da finansal kiralama yapan bankalar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından konut finansmanı faaliyetinde bulunması uygun görülen finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketleridir.
Hazine Müsteşarlığı konut finansmanına ilişkin sigorta sözleşmeleri ile ilgili usûl ve esasları Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ise konut finansmanı kapsamındaki kredilerin yeniden finansmanına ilişkin usûl ve esasları Türkiye Bankalar Birliğinin görüşlerini alarak belirlemeye yetkilidir.
Kurul, ihraç edilecek ipotekli sermaye piyasası araçlarının dayanağı veya teminatı olan kredi ve finansal kiralama alacakları için, kredi açılması veya finansal kiralama sözleşmesi yapılması, bu alacakların konut finansman fonu portföyüne alınması ya da ipotek teminatlı menkul kıymetlere dayanak oluşturan teminat havuzuna dahil edilmesi veya fon portföyüne alınan ya da teminat havuzuna dahil edilen alacakların yeniden değerlenmesi aşamalarında, konut değerlemesinin gayrimenkul değerleme faaliyeti konusunda yetki verilmiş kişi veya kurumlar tarafından yapılmış olmasını zorunlu tutmaya yetkilidir.
Konut finansmanı fonu
MADDE 38/B - Konut finansmanı fonu, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, ipoteğe dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan malvarlığıdır.
Fon kurucuları, fon portföyünde yer alan kredilerin ve bunlarla bağlantılı işlemlerin ödemelerine aracılık edenler, fon kurma limiti, portföyün riskten korunması veya kredi değerliliğinin artırılması amacıyla yapılan sözleşmeler dahil fon portföyüne alınabilecek varlık türleri, portföy sınırlamaları ile ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin ihraç ve Kurul kaydına alınmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir. Kurucular, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere yönelik garanti verebilirler.
Fonun tüzel kişiliği yoktur, ancak malvarlığı kurucunun mal varlığından ayrıdır. Fon malvarlığı, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, başka bir amaçla tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez, ihtiyatî tedbir kararı verilemez ve iflâs masasına dahil edilemez.
Fon kurulu, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde fonu temsil eder ve yönetir. Fon portföyüne alınan varlıkların kayıtlarının doğruluğundan ve bu varlıkların korunması ve saklanmasından fon kurulu sorumludur. Fon kuruluna ilişkin şartlar ile fon varlıklarının yönetimine ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Kurucu, fon kurulu ve ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahipleri arasındaki ilişkilere bu Kanunda ve ilgili mevzuatta hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanununun vekâlet akdi hükümleri uygulanır.
Kurul, fon portföyündeki varlıklara ilişkin kayıtların ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
İpotekle teminat altına alınmış bir kredi veya konusu gayrimenkul olan bir finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon portföyüne alınması halinde, kredi veya alacağın fona devredildiği hususu ilgili gayrimenkulün tapu sicilinde beyanlar hanesine kaydedilir. Kurul, ipotekle teminat altına alınmış bir kredi veya konusu gayrimenkul olan bir finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon portföyüne alınması halinde, ipoteğin veya mülkiyetin; fon hesabına, kurucu adına tapuya tescil ettirilmesini zorunlu tutabilir.
Fon içtüzüğü, ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahipleri, kurucu ve fon kurulu arasında, fon portföyünün inançlı mülkiyet esaslarına göre saklanmasını ve vekâlet akdi hükümlerine göre yönetimini konu alan iltihakî bir sözleşmedir.
Fon içtüzüğü ve Kurulca belirlenecek diğer belgelerle birlikte, fon kuruluşuna izin verilmesi ve ihraç edilecek ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin kayda alınması talebiyle Kurula başvurulması zorunludur.
Fon portföyü farklı sınıflara ayrılarak bu sınıflar üzerine farklı haklar içeren ipoteğe dayalı menkul kıymetler ihraç edilebilir. Farklı ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçları ile ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahiplerine verdiği haklara ilişkin esasların fon içtüzüğünde belirlenmesi şarttır.
Kurul, portföydeki varlıkların değerleme esaslarına, fonun faaliyet ve yönetim ilkelerine, birleşmesine, sona ermesine ve tasfiyesine, fon içtüzüğü, fon yönetim sözleşmesi ve saklama sözleşmesinin kapsamına, değiştirilmesine, tescil ve ilanına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kurucu veya fonun geri ödeme güçlüğüne düşmesi halinde Kurul, fonun yönetim ve temsilinin Yatırımcıları Koruma Fonu veya atanacak diğer bir fon kurulu tarafından yürütülmesine veya fonun başka bir kurucuya devredilmesine karar verebilir. Bu durumda, kurucunun garanti vermiş olması halinde, ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının geri ödemelerinin fon malvarlığından karşılanamayan kısmının tam ve zamanında yapılmasına ilişkin yükümlülüğü devam eder. Kurul, atanacak fon kuruluna veya Yatırımcıları Koruma Fonuna bu fıkra kapsamındaki hizmetleri karşılığında fon malvarlığından ödeme yapılması hususunda karar vermeye ve yapılacak ödemenin hesaplanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Fon kurucusunun iflâsı veya tasfiyesi veya fon kurulu üyelerinin iflâsı halinde Kurul, gerekli tedbirleri almaya yetkilidir.
Varlık finansmanı fonu
MADDE 38/C - Varlık finansmanı fonu, ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, varlığa dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan malvarlığıdır. Varlık finansmanı fonu portföylerine alınabilecek varlıklar Kurulca belirlenir.
Bu Kanunun 38/B maddesinin birinci fıkra hükmü dışındaki diğer fıkra hükümleri, varlık finansmanı fonları için de uygulanır."
MADDE 13 - 2499 sayılı Kanunun 39 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 39 - Diğer sermaye piyasası kurumları; kuruluş ve faaliyet esasları Kurulca belirlenen, sermaye piyasası araçlarının takas ve saklanması, derecelendirilmesi, ihraççıların ve sermaye piyasası kurumlarının denetlenmesi ile uğraşan kuruluşlar, yatırım danışmanlığı, portföy yönetimi gibi sermaye piyasası faaliyetlerini yerine getiren şirketler, varlık yönetim şirketleri, ipotek finansmanı kuruluşları, konut finansmanı fonları, varlık finansmanı fonları, risk sermayesi yatırım fonları, risk sermayesi yatırım ortaklıkları, vadeli işlemler aracılık şirketleri, sermaye piyasasında faaliyette bulunacak gayrimenkul değerleme kurumları ve portföy saklama şirketleridir."
MADDE 14 - 2499 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 39/A maddesi eklenmiştir.
"İpotek finansmanı kuruluşları
MADDE 39/A - İpotek finansmanı kuruluşları, münhasıran konut finansmanından kaynaklanan alacakların devralınması, devredilmesi, devralınan alacaklardan oluşan varlıkların yönetimi ve alacakların teminat olarak alınması suretiyle kaynak temini amacıyla kurulan, sermaye piyasası kurumu niteliğini haiz anonim ortaklıklardır. İpotek finansmanı kuruluşları faaliyetlerinin gerektirdiği risk yönetimi amaçlı işlemleri yürütebilirler.
İpotek finansmanı kuruluşlarının nakden ve her türlü muvazaadan âri olarak ödenmiş sermayeleri 5411 sayılı Bankacılık Kanununda kalkınma ve yatırım bankaları için öngörülen tutardan az olamaz. Kurucularının ve sermayelerinin veya oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazlasını teşkil eden paylar ile bu oranın altında olsa dahi yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren payların sahiplerinin 5411 sayılı Bankacılık Kanununda banka kurucu ortakları için aranan şartları taşımaları zorunludur.
Konut finansmanından kaynaklanan alacakların ve diğer varlıkların teminat gösterilmesi suretiyle ipotek finansmanı kuruluşlarından kaynak temin edilmesi halinde, teminat gösterilen varlıklar, başka bir amaçla tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere üçüncü şahıslar tarafından haczedilemez, ihtiyatî tedbir kararı verilemez ve iflâs masasına dahil edilemez. Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünü almak suretiyle, teminat gösterilen varlıklara ilişkin kayıtların ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
İpotek finansmanı kuruluşlarının kuruluşuna, faaliyet ilke ve esaslarına, faaliyetler itibarıyla izin esaslarına, tâbi olacakları yükümlülüklere ilişkin hususlar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünü almak suretiyle, Kurul tarafından belirlenir. İpotek finansmanı kuruluşlarının kuruluş ve faaliyet izni almak üzere Kurula başvurması şarttır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun gözetim ve denetimine tâbi olan bir kuruluşun iştirak etmesi öngörülen ipotek finansmanı kuruluşları için kuruluş izni alınmak üzere Kurula başvurulması halinde, kuruluş izni verilebilmesi için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünün alınması zorunludur."
MADDE 15 - 2499 sayılı Kanuna 40/C maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 40/D maddesi eklenmiştir.
"Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği
MADDE 40/D - Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Lisans sahibi, lisans almaya hak kazandığının kendisine tebliğinden itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kimselerin lisansı Kurulca iptal edilir.
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, gayrimenkul piyasasının ve gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, eğitim ve sertifika vermek, Birlik üyelerinin dayanışma ve mesleğin gerektirdiği özen ve disiplin içerisinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını ve değerleme standartlarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla verilen veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek, Birlik Statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek, ilgili konularda üyeleri temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir.
Birlik, bölgesel ve ülke genelinde gayrimenkul değerleri konusunda istatistikler oluşturur ve yayınlar. Konut finansmanı kapsamında yapılan değerlemelere ilişkin bilgilerin, Birlik tarafından belirlenecek usûl ve esaslara göre Birliğe iletilmesi zorunludur.
Birlik, alacağı kararlarda ve yapacağı düzenlemelerde, bu Kanuna, Kurul yönetmelik, tebliğ ve kararlarına ve ilgili diğer mevzuata uymakla yükümlüdür.
Üyeler, Birlik Statüsüne ve Birlikçe alınacak kararlara uymak zorundadırlar.
Birlik, 40/C maddesindeki hükümlere tâbidir."
MADDE 16 - 2499 sayılı Kanunun 46/A maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kurul, 46 ncı maddenin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca tedricî tasfiyesine karar verilmesi halinde ipotek finansmanı kuruluşunun tedricî tasfiyesinin Fon tarafından yürütülmesine, ayrıca ihraççının yükümlülüklerini vadesinde yerine getirememesi, yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aşması, yönetiminin kamu kurumlarına devredilmesi, faaliyet izninin kaldırılması veya iflâsı halinde ipotek teminatlı menkul kıymetler ve varlık teminatlı menkul kıymetlerin teminatı olan varlıklardan oluşan teminat havuzları ile kurucusunun veya konut finansmanı fonu veya varlık finansmanı fonunun geri ödeme güçlüğüne düşmesi halinde konut finansmanı fonu ve varlık finansmanı fonu malvarlıklarının tedricî tasfiyesinin veya idaresinin Fon tarafından yürütülmesine karar verebilir. Bu fıkra uyarınca Fon tarafından yapılacak tedricî tasfiye ve idareye ilişkin harcamalarda Fon gelirlerinden hangilerinin kullanılabileceği Kurul tarafından belirlenir."
MADDE 17 - 2499 sayılı Kanuna 46/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 46/C maddesi eklenmiştir.
" İpotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyesi
MADDE 46/C - Bu Kanunun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca yetkileri kaldırılan ipotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyelerine Kurulca karar verilebilir. Bu kurumların tasfiye işlemleri Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yürütülür.
Tedricî tasfiyenin amacı, ipotek finansmanı kuruluşlarının mal varlığını işin niteliğine göre aynen veya nakde çevirmek suretiyle elde edilen bedeli tahsis ederek tasfiye etmektir. Tedricî tasfiye karar ve işlemlerinde 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve diğer mevzuatın tasfiye ile ilgili hükümleri uygulanmaz. İpotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyelerinin uygulama usûl ve esasları Kurulca belirlenir.
Tedricî tasfiye kararı verildikten sonra, ipotek finansmanı kuruluşunun yasal organlarının görev ve yetkileri, tasfiye sonuçlanıncaya kadar Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yerine getirilir. Ancak, 46 ncı maddenin birinci fıkrasının (h) bendi hükmü saklıdır.
Hakkında tedricî tasfiye kararı verilen ipotek finansmanı kuruluşunun ödemeleri durur ve konut finansmanı fonları, varlık finansmanı fonları malvarlıkları ile varlık teminatlı menkul kıymetler ve ipotek teminatlı menkul kıymetler teminat havuzları hariç tüm mal varlığı üzerinde, bu karar tarihi itibarıyla sadece Fon tarafından tasarruf edilebilir. Fon, ipotek finansmanı kuruluşunun aktif ve pasifini tespit eder. İpotek finansmanı kuruluşunun, tasfiye kapsamında yer alan yükümlülüklerinden, nakit borçları, tedricî tasfiye kararının verildiği tarihteki anapara ve işlemiş faizleri toplamı üzerinden hesaplanır. İpotek finansmanı kuruluşunun tedricî tasfiye kararının verilmesinden sonra vadesi gelen menkul kıymetlerinden doğan hak ve borçları da, vadeleri itibarıyla belirlenir. İpotek finansmanı kuruluşunun, vadeli borçlarına vadeden, diğer borçlarına ise tedricî tasfiye tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen kanunî temerrüt faizi yürütülür. Mevzuat uyarınca ipotek finansmanı kuruluşu tarafından verilmiş teminatlar da, aktifin hesabında dikkate alınır.
Fon, ipotek finansmanı kuruluşunun tasfiye kapsamında yer alan gerçek hak sahiplerini ve alacak tutarlarını, Kuruldaki kayıtlar, ipotek finansmanı kuruluşunun kayıtları, bu kuruluşun ilgili olduğu diğer resmi ve özel kurumların kayıtları ile güvenilir bulunan diğer bilgi ve belgelere dayanarak tespit eder. İcra ve İflâs Kanununun 278, 279 ve 280 inci maddelerinde yazılı hallerin varlığı halinde, Fon tarafından iptal davası açılabilir.
İpotek finansmanı kuruluşunun malvarlığı, tasfiyenin amacı kapsamında yer alan hak sahiplerinin alacağının ödenmesinde kullanılır. Ancak, tasfiye bakiyesi bu alacakların tamamının karşılanmasına yetmezse, ödemeler garameten yapılır. Bu alacaklar tamamen karşılandıktan sonra artan kısımdan, öncelikle kamu alacakları ve kalandan Fonun yaptığı tasfiye giderleri nedeniyle doğan alacağı ödenir. Bakiye, diğer alacaklılara tahsis edilir. İpotek finansmanı kuruluşunun aktifleri, tasfiyenin amacı kapsamındaki hak sahiplerinin alacaklarını, Fondan yapılan ödemeleri ve tasfiye giderlerini karşılamaya yetmezse, Fon, Kurulun uygun görüşüyle ipotek finansmanı kuruluşunun iflâsını isteyebilir."
MADDE 18 - 2499 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ile (C) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"5. Sermaye piyasası kurumlarına, bu Kanunun 13/A ve 13/B maddeleri kapsamındaki teminat sorumlularına ve 38/B ve 38/C maddeleri kapsamındaki fon kuruluna; sermaye piyasası faaliyetleri sebebiyle veya emanetçi sıfatıyla veya idare etmek için veya teminat olarak veyahut her ne nam altında olursa olsun, kayden veya fiziken tevdi veya teslim edilen sermaye piyasası araçları, nakit ve diğer her türlü kıymeti kendisinin veya başkasının menfaatine satan veya rehneden veya her ne şekilde olursa olsun kullanan, gizleyen yahut inkâr eyleyen veyahut bu amaca ulaşmak ya da bu fiillerini gizlemek için bilgisayar ortamında tutulanlar dahil kayıtları tahvil ve tağyir eden ilgili gerçek kişilerle tüzel kişilerin yetkilileri,"
"C) Bu Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına, 7, 9, 10, 10/A, 11, 12 nci maddelerine, 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasına, 13/A maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onbirinci, onikinci, onüçüncü, ondördüncü ve onbeşinci fıkralarına, 13/B maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına, 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına, 15 inci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına, 16, 16/A maddelerine, 25 inci maddesinin (a) bendine, 28 inci maddesinin (b) bendine, 34 üncü maddesine, 38 inci maddesine, 38/A maddesine, 38/B maddesinin üçüncü, dördüncü, yedinci, dokuzuncu, onuncu ve onikinci fıkralarına, 38/C maddesi kapsamında 38/B maddesinin üçüncü, dördüncü, yedinci, dokuzuncu, onuncu ve onikinci fıkralarına, 39/A maddesine, 40/B ve 40/D maddelerine, 45 inci maddesine, 46 ncı maddesinin ikinci ve beşinci fıkralarına, 46/A, 46/B ve 46/C maddelerine aykırı hareket edenler binikiyüzelli gün adlî para cezası ile cezalandırılırlar."
MADDE 19 - 2499 sayılı Kanunun 47/A maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kanunun 40/D maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Yönetim Kurulunca bin YTL'den beşbin YTL'ye kadar para cezası verilir. Birlik, verdiği cezaları ilgiliye tebliğ eder ve tahsil ve gelir kaydı için Yatırımcıları Koruma Fonuna bildirir."
MADDE 20 - 2499 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 10 - Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren azami iki yıl içinde yürürlüğe konulur. Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, bu süre içerisinde Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için Kurula başvurmakla yükümlüdürler.
Bu üyelik başvuruları Kurul tarafından sonuçlandırılır. Kurul, Birlik Statüsünün yürürlüğe girmesini izleyen bir ay içinde Birlik üyelerini ilk genel kurul toplantısına çağırır. İlk genel kurula ait masraflar, Birlik organları oluştuktan sonra Kurula geri ödenmek üzere Kurul tarafından karşılanır.
GEÇİCİ MADDE 11 - Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş bulunan ve bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan konut finansmanı tanımına uyan kredi ve finansal kiralama sözleşmelerinin tarafı olan tüketiciler, bu maddenin yürürlüğe girmesini takiben üç ay içerisinde, sözleşmenin yapılmış bulunduğu konut finansmanı kuruluşuna başvuruda bulunarak, sözleşme konusu işlemin, bu Kanunun 38/A maddesinde yer alan konut finansmanı tanımı kapsamı dışında değerlendirilmesi talebinde bulunabilirler. Süresi içinde talepte bulunmayan tüketicilerin, bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş bulunan sözleşmeleri, bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrası kapsamında kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre akdedilen sözleşmelerde, her halükârda borcun vadesinden önce ödenmesi durumunda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 12 - Finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketleri, bu Kanunun 38/A maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde konut finansmanı faaliyetinde bulunamaz."
MADDE 21 - 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir.
"r) Konut finansmanı kuruluşu: 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen kuruluşları,"
MADDE 22 - 4077 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu teslim tarihinden itibaren 1 yıl süre ve kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlıdır. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."
MADDE 23 - 4077 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İlan ve taahhüt edilen mal veya hizmetin teslimatının veya ifasının hiç ya da gereği gibi yapılmaması durumunda, satıcı, sağlayıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren müteselsilen sorumludur. İlan ve taahhüt edilen konutun teslimatının hiç, gereği gibi ya da zamanında yapılmaması durumunda, 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşu, satıcı, sağlayıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici, ithalatçı ile birlikte, kullandırdığı kredi miktarı kadar müteselsilen sorumludur. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz."
MADDE 24 - 4077 sayılı Kanuna 10/A maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 10/B maddesi eklenmiştir.
"Konut Finansmanı Sözleşmeleri
MADDE 10/B - Konut finansmanı kuruluşları tüketicilere sözleşme öncesinde kredi veya finansal kiralama işlemleri ile ilgili genel bilgiler vermek ve tüketiciye teklif ettikleri kredi veya finansal kiralama sözleşmesinin koşullarını içeren Sözleşme Öncesi Bilgi Formu vermek zorundadır. Tüketici teklifi kabul edip etmemekte serbesttir.
Konut finansmanı kuruluşları tarafından verilecek genel bilgilerin kapsamı ve Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun standartları ilgili birliklerin görüşü alınmak suretiyle Bakanlık tarafından belirlenir. Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun tüketiciye verilmesini takip eden bir iş günü geçmeden imzalanan sözleşme geçersizdir.
Konut finansmanı sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen şartlar, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez.
Borçlunun temerrüde düşmesi halinde konut finansmanı kuruluşu borçluya temerrüt tarihinden itibaren beş iş günü içerisinde iadeli taahhütlü posta yoluyla bildirimde bulunmakla yükümlüdür.
Konut finansmanı kuruluşu, geri ödemelerin yapılmaması halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak tüketicinin birbirini izleyen en az iki ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Konut finansmanı kuruluşunun bu hakkını kullanabilmesi için en az bir ay süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.
Finansal kiralama işlemlerinde, tüketicinin muacceliyet uyarısında verilen sürenin sona ermesini takiben, konut finansmanı kuruluşu kalan borcun tamamını ifa etme hakkını kullanmak üzere finansal kiralama sözleşmesini feshettiği takdirde, konutu derhal satışa çıkarmakla yükümlüdür. Konut finansmanı kuruluşu satış öncesinde konut için 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara kıymet takdiri yaptırtır. Takdir edilen kıymet, satıştan en az on iş günü önce tüketiciye bildirilir. Konut finansmanı kuruluşu takdir edilen kıymeti dikkate alarak basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle konutun satışını gerçekleştirir. Tüketici, konut finansmanı kuruluşunun zararının konutun satışından elde edilen bedeli aşan kısmından sorumludur. Konutun satışından elde edilen bedelin kalan borcu aşması halinde aşan kısım tüketiciye ödenir. Konut finansmanına yönelik finansal kiralama işlemlerinde 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 7, 25 ve 31 inci maddeleri uygulanmaz.
Konutun satışının gerçekleştirilmesi ve elde edilen bedelin kalan borcu aşan kısmının tüketiciye ödenmesini takiben tüketici veya zilyedliğin devredilmiş olması halinde zilyedliği elinde bulunduran üçüncü şahıslar konutu tahliye etme yükümlülüğü altındadır. Konutun tahliye edilmemesi halinde konut sahibi 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 26 ncı ve 27 nci maddeleri uyarınca tüketici veya zilyedliğin devredilmiş olması halinde zilyedliği elinde bulunduran üçüncü şahıslar aleyhine icra yoluna başvurabilir.
Kullanılan finansmanın teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, konut finansmanı kuruluşu asıl borçluya ve diğer teminatlara başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlı konut finansmanından kaynaklanan işlemlerde kredi veren konut finansmanı kuruluşu, krediyi belirli bir konutun satın alınması ya da belirli bir satıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, konutun hiç ya da zamanında teslim edilmemesi halinde kredi veren satıcı ile birlikte, tüketiciye karşı, kullandırılan kredi miktarı kadar müteselsilen sorumlu olur. Konut finansmanı kuruluşları tarafından verilen kredilerin ipotek finansmanı kuruluşlarına, konut finansmanı fonlarına veya ipotek teminatlı menkul kıymet teminat havuzlarına devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz.
Konut finansmanı kuruluşunun ödemeleri bir kıymetli evraka bağlaması ya da kıymetli evrak kabul etmek suretiyle teminat altına alması yasaktır. Bu yasağa rağmen tüketiciden bir kıymetli evrak alınacak olursa, tüketici bu kıymetli evrakı konut finansmanı kuruluşundan geri isteme hakkına sahiptir. Ayrıca, konut finansmanı kuruluşu kıymetli evrakın başkasına devri sebebiyle tüketicinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Kredilerde geri ödeme tutarlarının, finansal kiralama işlemlerinde ise kira bedellerinin anaparayı aşan kısmı bu madde kapsamında faiz olarak kabul edilir.
Sözleşmede belirtilmek suretiyle konut finansmanına yönelik kredilerde ve finansal kiralama işlemlerinde faiz oranı sabit, değişken veya aynı kredi için her iki yöntem esas alınmak suretiyle belirlenebilir. Oranın sabit olarak belirlenmesi halinde sözleşmede başlangıçta belirlenen oran her iki tarafın ortak rızası dışında değiştirilemez. Oranın değişken olarak belirlenmesi halinde ise, başlangıçta sözleşmede belirlenen oran, dönemsel geri ödeme tutarı yine başlangıçta sözleşmede belirlenecek olan azami dönemsel geri ödeme tutarını aşmamak koşuluyla ve yine sözleşmede belirlenecek yurt içinde veya yurt dışında genel kabul görmüş ve yaygın olarak kullanılan bir endeks baz alınarak değiştirilebilir. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde bu yöntemin muhtemel etkileri konusunda tüketicilerin bilgilendirilmesi şarttır. Bu amaçlarla kullanılabilecek referans faizler ve endeksler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, tüketicilerin bilgilendirilme yöntemlerine ilişkin usûl ve esaslar ise Bakanlık tarafından belirlenir.
Tüketici, konut finansmanı kuruluşuna borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda bir ya da birden çok ödemeyi vadesinden önce yapabilir. Her iki durumda da konut finansmanı kuruluşu, vadesinden önce ödenen taksitler için gerekli faiz indirimini yapmakla yükümlüdür. Ödenen miktara göre gerekli faiz indiriminin ve kredinin tüketiciye yıllık maliyet oranının hesaplanmasında Bakanlık tarafından çıkartılan ilgili yönetmelik hükümleri uygulanır.
Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir. Erken ödeme ücreti gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın yüzde ikisini geçemez. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilemez.
Konut finansmanı sözleşmelerinde asgari olarak aşağıdaki unsurlara yer verilmesi zorunludur:
a) Konut kredisi sözleşmeleri için kredi tutarı, finansal kiralama sözleşmeleri için toplam kira bedeli,
b) Kredi sözleşmeleri için üzerine ipotek tesis edilen konuta, finansal kiralama sözleşmeleri için finansal kiralamaya konu olan konuta ilişkin bilgiler,
c) Yıllık faiz oranı ve yıllık maliyet oranı (değişken faizli sözleşmelerde yıllık faiz oranı ve yıllık maliyet oranı başlangıç ve azami faiz oranı için ayrı ayrı hesaplanır),
d) Toplam borç tutarının anapara, faiz ve diğer giderler itibarıyla dağılımı (değişken faizli sözleşmelerde başlangıç faiz oranı veya kira bedeli ve azami faiz oranı veya kira bedeli esas alınarak hesaplanacak toplam borç tutarları),
e) Değişken faizli sözleşmelerde baz alınan endeks ve faiz oranındaki veya kira bedellerindeki değişmenin hesaplanma yöntemi,
f) İlk yıl için dönemsel olarak, kalan yıllar için yıllık olarak hazırlanan, ödenen anapara, ödenen faiz, diğer giderler, kalan anapara, ilgili dönemler için geri ödeme veya kira bedellerinin yer aldığı ödeme planı (Değişken faizli sözleşmelerde, başlangıç ve azami faiz oranları kullanılarak iki ayrı ödeme planı oluşturulur.),
g) Geri ödeme veya kira ödeme sayısı, ödeme tarihleri, belirlenen ödeme tarihinin resmi tatile gelmesi durumunda ödemelerin ne zaman yapılacağı, ilk ve son ödeme tarihleri,
h) İstenecek teminatlar,
i) Ödemelerde temerrüde düşülmesi halinde, kredi sözleşmeleri için akdi faiz oranının (değişken faizli sözleşmelerde cari faiz oranının) yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı, finansal kiralama sözleşmeleri için uygulanacak gecikme faiz oranı,
j) Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları,
k) Kredi geri ödemelerinin veya kira ödemelerinin vadesinden önce yapılmasına ilişkin şartlar ve sabit faizli sözleşmelerde erken ödeme ücreti öngörülmekte ise hesaplanmasına ilişkin esaslar,
l) Kredinin veya kira bedellerinin yabancı para birimi cinsinden belirlenmesi durumunda, kira ve geri ödeme tutarları ile toplam borç tutarının hesaplanmasında, hangi tarihteki kurun dikkate alınacağına ilişkin şartlar,
m) Sözleşmeye konu olan konutta kıymet takdiri yapılmasını gerektirebilecek haller ve kıymet takdirinin kimler tarafından yapılabileceği,
n) Varsa sözleşmeye konu olan konuta ilişkin sigorta bilgileri.
Tüketiciye gönderilecek dönemsel ödeme dekontlarında ödemelerin onbeşinci fıkranın (d) bendinde yer aldığı şekliyle dağılımına ve kalan borç miktarına yer verilir.
Bu maddenin uygulanmasında, konut yapı kooperatiflerinin gerçek kişi ortakları tüketici kabul edilir."
MADDE 25 - 4077 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "10/A maddesinde," ibaresinden sonra gelmek üzere "10/B maddesinde," ibaresi eklenmiştir.
MADDE 26 - 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 15 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Ancak, tüketicilerin konut edinmesine veya yatırımlara finansman sağlayan finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiracılık sıfatını ve/veya sözleşmeden doğan hak ve/veya yükümlülüklerini, kiralayandan yazılı izin alınması kaydıyla devredebilir. İş bu devir nedeniyle finansal kiralama sözleşmesinde yapılan kiracı değişikliği, bu Kanunun 8 inci maddesi çerçevesinde tescil edilir veya şerh olunur.
Konut finansmanı kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiralayana bilgi vermek, diğer finansal kiralama işlemlerinde ise sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla finansal kiralama konusu malın zilyetliğini bir başkasına devredebilir."
MADDE 27 - 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 10 - Toplu Konut İdaresi Başkanlığının konut satışından kaynaklanan ipotekli veya ipoteksiz alacakları, ipotek finansmanı kuruluşları tarafından devralınabilir ve devredilebilir."
MADDE 28 - 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) ve (5) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1. Her nevi hisse senetlerinin kâr payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerine verilen kâr payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları ile konut finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere ve varlık finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetlere ödenen faiz, kâr payı veya benzeri gelirler dahil.);"
"5. Her nevi tahvil (ipotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler hariç ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler dahil) ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler (Döviz cinsinden yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışları irat sayılmaz.);"
MADDE 29 - 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (e) alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bent eklenmiş ve mevcut (f) alt bendi (g) alt bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
"f) İpotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipotekli sermaye piyasası araçlarından elde edilen kâr payı ve faiz gelirlerinden,"
MADDE 30 - 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 29 uncu maddesinin (i) ve (u) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki bent eklenmiştir.
"i) Emeklilik sözleşmeleri, hayat sigortaları (hayat sigortalarında ferdi kaza, hastalık sonucu maluliyet ve tehlikeli hastalıklar teminatlarının da ek teminat olarak verildiği sözleşmeler dahil) ve sağlık sigortaları ile ihracata ait nakliyat sigortalarında ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yapılan sigortalarda sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar"
"u) Bankalar, sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri ve ipotek finansmanı kuruluşlarının kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibarî değerlerinin üzerinde elden çıkarılması sonucu kendi lehlerine kalan paralar,"
"y) İpotek finansmanı kuruluşlarının, konut finansmanı kuruluşlarının ve konut finansmanı fonlarının, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yaptıkları tüm işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar."
MADDE 31 - 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"o) Konut finansmanı kuruluşları ve ipotek finansmanı kuruluşları tarafından 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı kapsamında tesis olunacak ipotek işlemleri,
p) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı amacıyla yapılacak finansal kiralamalarda kiralanan konutların kiracıya devri,
r) Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından konut satışları nedeniyle tesis olunacak ipotek işlemleri."
MADDE 32 - A) 492 sayılı Kanuna bağlı (1) sayılı tarifenin "(A) Mahkeme Harçları" başlıklı bölümünün "III- Karar ve ilam harcı" başlıklı fıkrasının "1. Nispi harç" başlıklı bendinin, (e) alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"f) Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ihalenin feshi talepleri ile ilgili olarak esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden Binde 54
Bakanlar Kurulu, dava çeşitleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu alt bentte yazılı nispeti binde 10'a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir."
B) 492 sayılı Kanuna bağlı (1) sayılı tarifenin "(B) İcra ve iflâs harçları" bölümünün "I-İcra harçları" başlıklı fıkrasının "3. Değeri belli olan icra takiplerinde tahsil harcı, değer üzerinden:" başlıklı bendinin sonuna aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"h) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, bu bentte belirtilen tahsil harçları dörtte biri oranında uygulanır."
MADDE 33 - 492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarifenin "XI. Finansal faaliyet harçları" bölümünün (10) numaralı fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 34 - 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa bağlı (2) sayılı tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümüne aşağıdaki (36) numaralı fıkra, "V-Kurumlarla ilgili kağıtlar" başlıklı bölümüne ise aşağıdaki (23) ve (24) numaralı fıkralar eklenmiştir.
"36. Sermaye piyasası araçlarının ihracına ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlar, konut finansmanı kuruluşlarının konut finansmanı işlemleri ve bu kuruluşların ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler ve varlık finansmanı fonlarını temsilen menkul kıymet ihracı ve bu ihraca konu teminatlarla ilgili olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlar."
"23. İpotek finansmanı kuruluşları ile konut finansmanı fonlarının kuruluş ve ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler ve varlık finansmanı fonlarını temsil eden menkul kıymetlerin ihracı ve ihraca konu teminatlardan kaynaklananlar dahil her türlü işlemleri ile ilgili olarak düzenlenen ve damga vergisi bu kuruluşlar veya fonlar tarafından ödenmesi gereken makbuz ve kağıtlar.
24. Toplu Konut İdaresi Başkanlığının menkul kıymet ihracı ve ihraca konu teminatlardan kaynaklananlar dahil her türlü işlemleri ile ilgili olarak düzenlenen ve damga vergisi bu kuruluş tarafından ödenmesi gereken makbuz ve kağıtlar."
MADDE 35 - 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
"ş) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı amacıyla teminat gösterilen veya ipotek konulan konutun, konut finansman kuruluşları, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, ipotek finansmanı kuruluşları ya da üçüncü kişilere teslimi (müzayede mahallinde yapılan satışlar dahil) ile bu şekilde alınan konutun, konut finansman kuruluşları, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya ipotek finansmanı kuruluşları tarafından teslimi (müzayede mahallinde yapılan satışı dahil)."
MADDE 36 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 37 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
5/3/2007
(kanunara)
(06.03.2007 tarih ve 26454 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanmıştır)
Kanun No. 5582 Kabul Tarihi : 21/02/2007
MADDE 1 - 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 45 inci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir veya haciz yoluna başvurulabilir."
MADDE 2 - 2004 sayılı Kanunun 128 inci maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"İcra dairesi, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, satışı istenen taşınmaz için kıymet takdirini, aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara yaptırır."
MADDE 3 - 2004 sayılı Kanunun 128/a maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, birinci fıkra uyarınca yaptırılmasına karar verilen bilirkişi incelemesi, aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara yaptırılır."
MADDE 4 - 2004 sayılı Kanunun 134 üncü maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ikinci fıkrada yer alan oran yüzde yirmi olarak uygulanır."
MADDE 5 - 2004 sayılı Kanunun 149/a maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ikinci fıkrada yer alan oran yüzde otuz olarak uygulanır. İstinaf talebinin reddi halinde, teminat olarak alınan tutarın yarısı tazminat olarak alacaklıya ödenir. Alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre, merhunun alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa kalan tutar teminatın geriye kalan kısmından karşılanır, varsa teminatın kalan kısmı teminatı yatırana iade edilir."
MADDE 6 - 2004 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 8 - Bu Kanunun 128 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 128/a maddesinin ikinci fıkrasının yürürlüğe girmesini izleyen üçüncü yılın sonuna kadar 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, taşınmaz için kıymet takdiri veya bilirkişi incelemesi, Sermaye Piyasası Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca gayrimenkul değerleme faaliyeti konusunda yetki verilmiş kişi veya kurumların yanı sıra diğer uzman bilirkişiler marifetiyle de yapılabilir."
MADDE 7 - 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 3 üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir.
"k) İpotekli Sermaye Piyasası Aracı: İpotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, ipotek finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen hisse senedi dışındaki sermaye piyasası araçları ve konut finansmanından kaynaklanan alacaklara dayalı olarak veya bu alacakların teminatı altında ihraç edilen diğer sermaye piyasası araçlarıdır."
MADDE 8 - 2499 sayılı Kanunun 13/A maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İpotek teminatlı menkul kıymetler
MADDE 13/A - İpotek teminatlı menkul kıymetler, ihraççıların genel yükümlülüğü niteliğinde olan ve oluşturulan teminat havuzundaki varlıklar karşılık gösterilerek ihraç edilen borçlanma senetleridir. İpotek teminatlı menkul kıymetler bankalar ve bu Kanunun 39/A maddesinde tanımlanan ipotek finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilebilir.
İhraççılar, ipotek teminatlı menkul kıymetlerin teminatı olan varlıkları, diğer varlıklarından ayrı olarak, oluşturacakları teminat havuzu içerisinde izlemekle yükümlüdür. Teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların tutulmasına ilişkin usûl ve esaslar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenir. Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle, teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
Teminat havuzu; yapı kullanma izni alınmış konut ve diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacaklar, ikame varlıklar ve bunların riskten korunması amacıyla yapılan sözleşmelerden oluşur. Bunlar dışında kalan varlık ve alacaklar teminat havuzuna dahil edilemez.
Yapı kullanma izni alınmış konutlar üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ilgili konutun değerinin yüzde yetmişbeşini, yapı kullanma izni alınmış diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ise ilgili gayrimenkulun değerinin yüzde ellisini aşan kısmı, teminat değerinin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Teminat havuzuna dahil edilecek yapı kullanma izni alınmış konut ve diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların vadesi gelmiş tüm ödemelerinin yapılmış olması şarttır.
İkame varlıklar nakit, devlet iç borçlanma senetleri, hazine kefaletiyle ihraç edilen menkul kıymetler, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına üye ülkelerin merkezi yönetimleri ile merkez bankalarınca ya da bunların kefaletiyle ihraç edilen menkul kıymetler ile Kurulca uygun görülen benzer nitelikteki varlıklardan oluşur.
Teminat havuzundaki tüm varlıklar içerisinde yapı kullanma izni alınmış diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ve ikame varlıkların payı ayrı ayrı yüzde onbeşi aşamaz.
İhraççılar, teminat havuzundaki varlıkların faiz, kur, kredi ve benzeri risklerden korunması amacıyla sözleşmeler yapabilir. Teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılmış sözleşmeler de teminat havuzuna dahildir.
İpotek teminatlı menkul kıymetlerin itfasına kadar olan süre boyunca;
a) Teminat havuzundaki varlıkların nominal değerinin ipotek teminatlı menkul kıymetlerin nominal değerine eşit ya da fazla olması,
b) Teminat havuzundaki varlıkların getirisinin en az ipotek teminatlı menkul kıymetlerin getirisine eşit ya da fazla olması,
c) Teminat havuzundaki varlıklardan elde edilen gelirin tutar ve ödeme dönemleri bakımından ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine yapılan ödemeleri karşılaması,
d) Teminat havuzunda yer alan varlıkların net bugünkü değerinin ipotek teminatlı menkul kıymetlerin net bugünkü değerinden yüzde ikisi oranında fazla olması,
zorunludur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
İlave menkul kıymet ihracı veya sekizinci fıkrada belirtilen koşulların sağlanması amacıyla teminat havuzuna yeni varlıklar dahil edilebilir. Makul bir gerekçe olması durumunda, ihraççılar, teminat sorumlusunun onayını alarak, teminat havuzuna dahil edilmiş bir varlığı teminat havuzundan çıkartabilir veya teminat havuzunda bulunmayan bir varlık ile değiştirebilirler.
İhraççının Kurulun onayını almak suretiyle bir teminat sorumlusu belirlemesi zorunludur. Teminat sorumlusunun sahip olması gereken nitelikler Kurulca belirlenir. Kurul, ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerinin haklarının korunması amacıyla teminat sorumlusunun değiştirilmesini istemeye veya teminat sorumlusunu re'sen değiştirmeye yetkilidir.
Teminat sorumlusu, bu madde kapsamında;
a) Teminat havuzlarının oluşturulmasını ve teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların sahip olduğu nitelikleri,
b) Teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların mevcudiyetini koruduğunu ve bu varlıkların sahip olduğu niteliklere ilişkin değişiklikleri,
c) Kurul tarafından zorunlu tutulması halinde teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını,
d) Sekizinci fıkrada sayılan şartlara uygunluğu,
izlemek, tespit ettiği hususlar hakkında, Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde ihraççıya ve Kurula bilgi vermekle yükümlüdür.
Teminat sorumlusu ihraççıdan, kayıt kuruluşundan ve gerek görülen durumlarda tapu sicil müdürlüklerinden teminat havuzunda yer alan varlıklara ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi istemeye, ilgili kayıtları incelemeye ve çalışanlardan bilgi almaya yetkilidir. İhraççılar, kayıt kuruluşu ve tapu sicil müdürlükleri teminat sorumlusunun talep ettiği bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Teminat sorumlusu, talep ettiği bilgi ve belgelere ulaşılmasının engellenmesi halinde, durumu derhal Kurula bildirmekle yükümlüdür.
İpotek teminatlı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, teminat havuzlarında yer alan varlıklar, teminat amacı dışında tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez ve iflâs masasına dahil edilemez, ayrıca bunlar hakkında ihtiyatî tedbir kararı verilemez.
Teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılacak olan sözleşmelerde, teminat havuzu ve ipotek teminatlı menkul kıymetler tasfiye edilinceye kadar, ihraççının iflâsı durumunda sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilemeyeceğine ilişkin hüküm bulunması zorunludur.
İhraççının ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan yükümlülüklerini vadesinde yerine getirememesi, yönetiminin kamu kurumlarına devredilmesi, faaliyet izninin kaldırılması veya iflâsı halinde teminat havuzundaki varlıklardan elde edilen gelir öncelikle ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine ve teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılmış olan sözleşmelerin karşı taraflarına yapılacak ödemelerde kullanılır. Bu durumda Kurul;
a) Tedavüldeki ipotek teminatlı menkul kıymetlerin erken itfa edilmesi, teminat havuzundaki varlıkların nakde dönüştürülmesi ile bunlara ilişkin işlemleri yürütecek bir idareci atanması veya teminat havuzundaki varlıkların tedricî tasfiyesi ile tedricî tasfiyeye ilişkin işlemlerin Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yürütülmesi,
b) Teminat havuzundaki varlıkların, ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan her türlü yükümlülüğü üstlenecek ihraççı niteliğini haiz bir başka kuruluşa devredilmesi,
c) İpotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan yükümlülükleri üstlenmeksizin, teminat havuzundaki varlıkların idaresi ve bu havuzdan elde edilen gelirin ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine ödenmesi işlemlerini yürütecek bir idareci atanması,
hususlarında karar vermeye yetkilidir. Kurul, atanacak idareciye veya Yatırımcıları Koruma Fonuna bu fıkra kapsamındaki hizmetleri karşılığında teminat havuzundaki varlıklardan ödeme yapılması hususunda karar vermeye ve yapılacak ödemenin hesaplanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
İhraççının ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü yerine getirememesi ve teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların menkul kıymet sahiplerinin alacaklarını karşılamaya yetmemesi halinde, alacağı teminat havuzundaki varlıklarla karşılanmayan ipotek teminatlı menkul kıymet sahipleri ihraççının diğer malvarlığına başvurabilir.
İpotek teminatlı menkul kıymetlerin ihracında 13 üncü maddede belirtilen limitler uygulanmaz. İpotek teminatlı menkul kıymet ihraç limiti, ihraç şartları, teminat havuzundaki varlıkların riskten korunması amacıyla yapılabilecek sözleşmeler ve bu menkul kıymetlerin Kurul kaydına alınmasına ilişkin usûl ve esaslar ile ipotek teminatlı menkul kıymetlerle ilgili diğer hususlar Kurulca belirlenir."
MADDE 9 - 2499 sayılı Kanuna 13/A maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 13/B maddesi eklenmiştir.
"Varlık teminatlı menkul kıymetler
MADDE 13/B - Varlık teminatlı menkul kıymetler; ihraççıların genel yükümlülüğü niteliğinde olan, alacaklar ve duran varlıkların teminatı altında ihraç edilen borçlanma senetleridir. Varlık teminatlı menkul kıymet ihraç edecek kuruluşlar, ihraç limiti, ihraç şartları, teminat gösterilebilecek alacak ve varlık türleri, teminat gösterilebilecek varlıklara ilişkin sınırlamalar, teminat gösterilen alacak ve varlıkların değerlenmesi ve raporlanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Teminat gösterilen alacak ve varlıkların kayıtlarının tutulmasına ilişkin usûl ve esaslar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenir.
Kurul ihraççının bir teminat sorumlusu belirlemesini zorunlu tutabilir. Teminat sorumlusu teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların mevcudiyetini ve niteliklerini, teminat havuzlarının oluşturulmasını ve varlıkların teminat havuzlarında izlenmesini izlemek, tespit ettiği hususlar hakkında Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde, ihraççıya ve Kurula bilgi vermekle yükümlüdür.
Teminat sorumlusu ihraççıdan, kayıt kuruluşundan ve gerek görülen durumlarda tapu sicil müdürlüklerinden teminat havuzunda yer alan varlıklara ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi istemeye, ilgili kayıtları incelemeye ve çalışanlardan bilgi almaya yetkilidir. İhraççılar, kayıt kuruluşu ve tapu sicil müdürlükleri teminat sorumlusunun talep ettiği bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Teminat sorumlusu, talep ettiği bilgi ve belgelere ulaşmasının engellenmesi halinde, durumu derhal Kurula bildirmekle yükümlüdür.
Varlık teminatlı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar teminat havuzlarında yer alan varlıklar, teminat amacı dışında tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez ve iflâs masasına dahil edilemez, ayrıca bunlar hakkında ihtiyatî tedbir kararı verilemez.
Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
Teminat sorumlusunun sahip olması gereken nitelikler Kurulca belirlenir. Kurul, varlık teminatlı menkul kıymet sahiplerinin haklarının korunması amacıyla teminat sorumlusunun değiştirilmesini istemeye veya teminat sorumlusunu re'sen değiştirmeye yetkilidir."
MADDE 10 - 2499 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"r) Gayrimenkullerin değerlemesini yapabilecek değerleme kurumlarından sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunacaklara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan değerleme kurumlarını listeler halinde ilan etmek; bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacakların takibinde ve 38/A maddesinin dördüncü fıkrası çerçevesinde yapılacak değerlemelerde, ilgili taşınmaz için değerleme yapacak kişi ve kurumlara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan kişi ve kurumları listeler halinde ilan etmek,"
MADDE 11 - 2499 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin (b) fıkrasına ikinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"İpotek teminatlı menkul kıymetler teminat havuzunun, varlık teminatlı menkul kıymetler teminat havuzunun, konut finansmanı fonunun, varlık finansmanı fonunun ve yatırım fonunun üçer aylık dönemlerin son işgününde, net varlık değerlerinin yüzbinde beşini aşmamak üzere hesaplanacak kayda alma ücreti, izleyen on işgünü içerisinde Özel Hesaba yatırılır. Bu paragrafta belirtilen oranı aşmamak kaydıyla kayda alma ücretinin oranı Bakanlar Kurulunca belirlenir."
MADDE 12 - 2499 sayılı Kanunun 38 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 38/A, 38/B ve 38/C maddeleri eklenmiştir.
"Konut finansmanı
MADDE 38/A - Konut finansmanı, konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi kullandırılması, konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması, sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kullandırılmasıdır. Bu kapsamdaki kredilerin yeniden finansmanı amacıyla kullandırılan krediler de konut finansmanı kapsamındadır.
Konut finansmanı kuruluşları konut finansmanı amacıyla doğrudan tüketiciye kredi kullandıran ya da finansal kiralama yapan bankalar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından konut finansmanı faaliyetinde bulunması uygun görülen finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketleridir.
Hazine Müsteşarlığı konut finansmanına ilişkin sigorta sözleşmeleri ile ilgili usûl ve esasları Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ise konut finansmanı kapsamındaki kredilerin yeniden finansmanına ilişkin usûl ve esasları Türkiye Bankalar Birliğinin görüşlerini alarak belirlemeye yetkilidir.
Kurul, ihraç edilecek ipotekli sermaye piyasası araçlarının dayanağı veya teminatı olan kredi ve finansal kiralama alacakları için, kredi açılması veya finansal kiralama sözleşmesi yapılması, bu alacakların konut finansman fonu portföyüne alınması ya da ipotek teminatlı menkul kıymetlere dayanak oluşturan teminat havuzuna dahil edilmesi veya fon portföyüne alınan ya da teminat havuzuna dahil edilen alacakların yeniden değerlenmesi aşamalarında, konut değerlemesinin gayrimenkul değerleme faaliyeti konusunda yetki verilmiş kişi veya kurumlar tarafından yapılmış olmasını zorunlu tutmaya yetkilidir.
Konut finansmanı fonu
MADDE 38/B - Konut finansmanı fonu, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, ipoteğe dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan malvarlığıdır.
Fon kurucuları, fon portföyünde yer alan kredilerin ve bunlarla bağlantılı işlemlerin ödemelerine aracılık edenler, fon kurma limiti, portföyün riskten korunması veya kredi değerliliğinin artırılması amacıyla yapılan sözleşmeler dahil fon portföyüne alınabilecek varlık türleri, portföy sınırlamaları ile ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin ihraç ve Kurul kaydına alınmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir. Kurucular, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere yönelik garanti verebilirler.
Fonun tüzel kişiliği yoktur, ancak malvarlığı kurucunun mal varlığından ayrıdır. Fon malvarlığı, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, başka bir amaçla tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez, ihtiyatî tedbir kararı verilemez ve iflâs masasına dahil edilemez.
Fon kurulu, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde fonu temsil eder ve yönetir. Fon portföyüne alınan varlıkların kayıtlarının doğruluğundan ve bu varlıkların korunması ve saklanmasından fon kurulu sorumludur. Fon kuruluna ilişkin şartlar ile fon varlıklarının yönetimine ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Kurucu, fon kurulu ve ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahipleri arasındaki ilişkilere bu Kanunda ve ilgili mevzuatta hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanununun vekâlet akdi hükümleri uygulanır.
Kurul, fon portföyündeki varlıklara ilişkin kayıtların ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
İpotekle teminat altına alınmış bir kredi veya konusu gayrimenkul olan bir finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon portföyüne alınması halinde, kredi veya alacağın fona devredildiği hususu ilgili gayrimenkulün tapu sicilinde beyanlar hanesine kaydedilir. Kurul, ipotekle teminat altına alınmış bir kredi veya konusu gayrimenkul olan bir finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon portföyüne alınması halinde, ipoteğin veya mülkiyetin; fon hesabına, kurucu adına tapuya tescil ettirilmesini zorunlu tutabilir.
Fon içtüzüğü, ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahipleri, kurucu ve fon kurulu arasında, fon portföyünün inançlı mülkiyet esaslarına göre saklanmasını ve vekâlet akdi hükümlerine göre yönetimini konu alan iltihakî bir sözleşmedir.
Fon içtüzüğü ve Kurulca belirlenecek diğer belgelerle birlikte, fon kuruluşuna izin verilmesi ve ihraç edilecek ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin kayda alınması talebiyle Kurula başvurulması zorunludur.
Fon portföyü farklı sınıflara ayrılarak bu sınıflar üzerine farklı haklar içeren ipoteğe dayalı menkul kıymetler ihraç edilebilir. Farklı ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçları ile ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahiplerine verdiği haklara ilişkin esasların fon içtüzüğünde belirlenmesi şarttır.
Kurul, portföydeki varlıkların değerleme esaslarına, fonun faaliyet ve yönetim ilkelerine, birleşmesine, sona ermesine ve tasfiyesine, fon içtüzüğü, fon yönetim sözleşmesi ve saklama sözleşmesinin kapsamına, değiştirilmesine, tescil ve ilanına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kurucu veya fonun geri ödeme güçlüğüne düşmesi halinde Kurul, fonun yönetim ve temsilinin Yatırımcıları Koruma Fonu veya atanacak diğer bir fon kurulu tarafından yürütülmesine veya fonun başka bir kurucuya devredilmesine karar verebilir. Bu durumda, kurucunun garanti vermiş olması halinde, ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının geri ödemelerinin fon malvarlığından karşılanamayan kısmının tam ve zamanında yapılmasına ilişkin yükümlülüğü devam eder. Kurul, atanacak fon kuruluna veya Yatırımcıları Koruma Fonuna bu fıkra kapsamındaki hizmetleri karşılığında fon malvarlığından ödeme yapılması hususunda karar vermeye ve yapılacak ödemenin hesaplanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Fon kurucusunun iflâsı veya tasfiyesi veya fon kurulu üyelerinin iflâsı halinde Kurul, gerekli tedbirleri almaya yetkilidir.
Varlık finansmanı fonu
MADDE 38/C - Varlık finansmanı fonu, ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, varlığa dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan malvarlığıdır. Varlık finansmanı fonu portföylerine alınabilecek varlıklar Kurulca belirlenir.
Bu Kanunun 38/B maddesinin birinci fıkra hükmü dışındaki diğer fıkra hükümleri, varlık finansmanı fonları için de uygulanır."
MADDE 13 - 2499 sayılı Kanunun 39 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 39 - Diğer sermaye piyasası kurumları; kuruluş ve faaliyet esasları Kurulca belirlenen, sermaye piyasası araçlarının takas ve saklanması, derecelendirilmesi, ihraççıların ve sermaye piyasası kurumlarının denetlenmesi ile uğraşan kuruluşlar, yatırım danışmanlığı, portföy yönetimi gibi sermaye piyasası faaliyetlerini yerine getiren şirketler, varlık yönetim şirketleri, ipotek finansmanı kuruluşları, konut finansmanı fonları, varlık finansmanı fonları, risk sermayesi yatırım fonları, risk sermayesi yatırım ortaklıkları, vadeli işlemler aracılık şirketleri, sermaye piyasasında faaliyette bulunacak gayrimenkul değerleme kurumları ve portföy saklama şirketleridir."
MADDE 14 - 2499 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 39/A maddesi eklenmiştir.
"İpotek finansmanı kuruluşları
MADDE 39/A - İpotek finansmanı kuruluşları, münhasıran konut finansmanından kaynaklanan alacakların devralınması, devredilmesi, devralınan alacaklardan oluşan varlıkların yönetimi ve alacakların teminat olarak alınması suretiyle kaynak temini amacıyla kurulan, sermaye piyasası kurumu niteliğini haiz anonim ortaklıklardır. İpotek finansmanı kuruluşları faaliyetlerinin gerektirdiği risk yönetimi amaçlı işlemleri yürütebilirler.
İpotek finansmanı kuruluşlarının nakden ve her türlü muvazaadan âri olarak ödenmiş sermayeleri 5411 sayılı Bankacılık Kanununda kalkınma ve yatırım bankaları için öngörülen tutardan az olamaz. Kurucularının ve sermayelerinin veya oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazlasını teşkil eden paylar ile bu oranın altında olsa dahi yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren payların sahiplerinin 5411 sayılı Bankacılık Kanununda banka kurucu ortakları için aranan şartları taşımaları zorunludur.
Konut finansmanından kaynaklanan alacakların ve diğer varlıkların teminat gösterilmesi suretiyle ipotek finansmanı kuruluşlarından kaynak temin edilmesi halinde, teminat gösterilen varlıklar, başka bir amaçla tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere üçüncü şahıslar tarafından haczedilemez, ihtiyatî tedbir kararı verilemez ve iflâs masasına dahil edilemez. Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünü almak suretiyle, teminat gösterilen varlıklara ilişkin kayıtların ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
İpotek finansmanı kuruluşlarının kuruluşuna, faaliyet ilke ve esaslarına, faaliyetler itibarıyla izin esaslarına, tâbi olacakları yükümlülüklere ilişkin hususlar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünü almak suretiyle, Kurul tarafından belirlenir. İpotek finansmanı kuruluşlarının kuruluş ve faaliyet izni almak üzere Kurula başvurması şarttır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun gözetim ve denetimine tâbi olan bir kuruluşun iştirak etmesi öngörülen ipotek finansmanı kuruluşları için kuruluş izni alınmak üzere Kurula başvurulması halinde, kuruluş izni verilebilmesi için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünün alınması zorunludur."
MADDE 15 - 2499 sayılı Kanuna 40/C maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 40/D maddesi eklenmiştir.
"Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği
MADDE 40/D - Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Lisans sahibi, lisans almaya hak kazandığının kendisine tebliğinden itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kimselerin lisansı Kurulca iptal edilir.
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, gayrimenkul piyasasının ve gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, eğitim ve sertifika vermek, Birlik üyelerinin dayanışma ve mesleğin gerektirdiği özen ve disiplin içerisinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını ve değerleme standartlarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla verilen veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek, Birlik Statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek, ilgili konularda üyeleri temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir.
Birlik, bölgesel ve ülke genelinde gayrimenkul değerleri konusunda istatistikler oluşturur ve yayınlar. Konut finansmanı kapsamında yapılan değerlemelere ilişkin bilgilerin, Birlik tarafından belirlenecek usûl ve esaslara göre Birliğe iletilmesi zorunludur.
Birlik, alacağı kararlarda ve yapacağı düzenlemelerde, bu Kanuna, Kurul yönetmelik, tebliğ ve kararlarına ve ilgili diğer mevzuata uymakla yükümlüdür.
Üyeler, Birlik Statüsüne ve Birlikçe alınacak kararlara uymak zorundadırlar.
Birlik, 40/C maddesindeki hükümlere tâbidir."
MADDE 16 - 2499 sayılı Kanunun 46/A maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kurul, 46 ncı maddenin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca tedricî tasfiyesine karar verilmesi halinde ipotek finansmanı kuruluşunun tedricî tasfiyesinin Fon tarafından yürütülmesine, ayrıca ihraççının yükümlülüklerini vadesinde yerine getirememesi, yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aşması, yönetiminin kamu kurumlarına devredilmesi, faaliyet izninin kaldırılması veya iflâsı halinde ipotek teminatlı menkul kıymetler ve varlık teminatlı menkul kıymetlerin teminatı olan varlıklardan oluşan teminat havuzları ile kurucusunun veya konut finansmanı fonu veya varlık finansmanı fonunun geri ödeme güçlüğüne düşmesi halinde konut finansmanı fonu ve varlık finansmanı fonu malvarlıklarının tedricî tasfiyesinin veya idaresinin Fon tarafından yürütülmesine karar verebilir. Bu fıkra uyarınca Fon tarafından yapılacak tedricî tasfiye ve idareye ilişkin harcamalarda Fon gelirlerinden hangilerinin kullanılabileceği Kurul tarafından belirlenir."
MADDE 17 - 2499 sayılı Kanuna 46/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 46/C maddesi eklenmiştir.
" İpotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyesi
MADDE 46/C - Bu Kanunun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca yetkileri kaldırılan ipotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyelerine Kurulca karar verilebilir. Bu kurumların tasfiye işlemleri Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yürütülür.
Tedricî tasfiyenin amacı, ipotek finansmanı kuruluşlarının mal varlığını işin niteliğine göre aynen veya nakde çevirmek suretiyle elde edilen bedeli tahsis ederek tasfiye etmektir. Tedricî tasfiye karar ve işlemlerinde 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve diğer mevzuatın tasfiye ile ilgili hükümleri uygulanmaz. İpotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyelerinin uygulama usûl ve esasları Kurulca belirlenir.
Tedricî tasfiye kararı verildikten sonra, ipotek finansmanı kuruluşunun yasal organlarının görev ve yetkileri, tasfiye sonuçlanıncaya kadar Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yerine getirilir. Ancak, 46 ncı maddenin birinci fıkrasının (h) bendi hükmü saklıdır.
Hakkında tedricî tasfiye kararı verilen ipotek finansmanı kuruluşunun ödemeleri durur ve konut finansmanı fonları, varlık finansmanı fonları malvarlıkları ile varlık teminatlı menkul kıymetler ve ipotek teminatlı menkul kıymetler teminat havuzları hariç tüm mal varlığı üzerinde, bu karar tarihi itibarıyla sadece Fon tarafından tasarruf edilebilir. Fon, ipotek finansmanı kuruluşunun aktif ve pasifini tespit eder. İpotek finansmanı kuruluşunun, tasfiye kapsamında yer alan yükümlülüklerinden, nakit borçları, tedricî tasfiye kararının verildiği tarihteki anapara ve işlemiş faizleri toplamı üzerinden hesaplanır. İpotek finansmanı kuruluşunun tedricî tasfiye kararının verilmesinden sonra vadesi gelen menkul kıymetlerinden doğan hak ve borçları da, vadeleri itibarıyla belirlenir. İpotek finansmanı kuruluşunun, vadeli borçlarına vadeden, diğer borçlarına ise tedricî tasfiye tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen kanunî temerrüt faizi yürütülür. Mevzuat uyarınca ipotek finansmanı kuruluşu tarafından verilmiş teminatlar da, aktifin hesabında dikkate alınır.
Fon, ipotek finansmanı kuruluşunun tasfiye kapsamında yer alan gerçek hak sahiplerini ve alacak tutarlarını, Kuruldaki kayıtlar, ipotek finansmanı kuruluşunun kayıtları, bu kuruluşun ilgili olduğu diğer resmi ve özel kurumların kayıtları ile güvenilir bulunan diğer bilgi ve belgelere dayanarak tespit eder. İcra ve İflâs Kanununun 278, 279 ve 280 inci maddelerinde yazılı hallerin varlığı halinde, Fon tarafından iptal davası açılabilir.
İpotek finansmanı kuruluşunun malvarlığı, tasfiyenin amacı kapsamında yer alan hak sahiplerinin alacağının ödenmesinde kullanılır. Ancak, tasfiye bakiyesi bu alacakların tamamının karşılanmasına yetmezse, ödemeler garameten yapılır. Bu alacaklar tamamen karşılandıktan sonra artan kısımdan, öncelikle kamu alacakları ve kalandan Fonun yaptığı tasfiye giderleri nedeniyle doğan alacağı ödenir. Bakiye, diğer alacaklılara tahsis edilir. İpotek finansmanı kuruluşunun aktifleri, tasfiyenin amacı kapsamındaki hak sahiplerinin alacaklarını, Fondan yapılan ödemeleri ve tasfiye giderlerini karşılamaya yetmezse, Fon, Kurulun uygun görüşüyle ipotek finansmanı kuruluşunun iflâsını isteyebilir."
MADDE 18 - 2499 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ile (C) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"5. Sermaye piyasası kurumlarına, bu Kanunun 13/A ve 13/B maddeleri kapsamındaki teminat sorumlularına ve 38/B ve 38/C maddeleri kapsamındaki fon kuruluna; sermaye piyasası faaliyetleri sebebiyle veya emanetçi sıfatıyla veya idare etmek için veya teminat olarak veyahut her ne nam altında olursa olsun, kayden veya fiziken tevdi veya teslim edilen sermaye piyasası araçları, nakit ve diğer her türlü kıymeti kendisinin veya başkasının menfaatine satan veya rehneden veya her ne şekilde olursa olsun kullanan, gizleyen yahut inkâr eyleyen veyahut bu amaca ulaşmak ya da bu fiillerini gizlemek için bilgisayar ortamında tutulanlar dahil kayıtları tahvil ve tağyir eden ilgili gerçek kişilerle tüzel kişilerin yetkilileri,"
"C) Bu Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına, 7, 9, 10, 10/A, 11, 12 nci maddelerine, 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasına, 13/A maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onbirinci, onikinci, onüçüncü, ondördüncü ve onbeşinci fıkralarına, 13/B maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına, 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına, 15 inci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına, 16, 16/A maddelerine, 25 inci maddesinin (a) bendine, 28 inci maddesinin (b) bendine, 34 üncü maddesine, 38 inci maddesine, 38/A maddesine, 38/B maddesinin üçüncü, dördüncü, yedinci, dokuzuncu, onuncu ve onikinci fıkralarına, 38/C maddesi kapsamında 38/B maddesinin üçüncü, dördüncü, yedinci, dokuzuncu, onuncu ve onikinci fıkralarına, 39/A maddesine, 40/B ve 40/D maddelerine, 45 inci maddesine, 46 ncı maddesinin ikinci ve beşinci fıkralarına, 46/A, 46/B ve 46/C maddelerine aykırı hareket edenler binikiyüzelli gün adlî para cezası ile cezalandırılırlar."
MADDE 19 - 2499 sayılı Kanunun 47/A maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kanunun 40/D maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Yönetim Kurulunca bin YTL'den beşbin YTL'ye kadar para cezası verilir. Birlik, verdiği cezaları ilgiliye tebliğ eder ve tahsil ve gelir kaydı için Yatırımcıları Koruma Fonuna bildirir."
MADDE 20 - 2499 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 10 - Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren azami iki yıl içinde yürürlüğe konulur. Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, bu süre içerisinde Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için Kurula başvurmakla yükümlüdürler.
Bu üyelik başvuruları Kurul tarafından sonuçlandırılır. Kurul, Birlik Statüsünün yürürlüğe girmesini izleyen bir ay içinde Birlik üyelerini ilk genel kurul toplantısına çağırır. İlk genel kurula ait masraflar, Birlik organları oluştuktan sonra Kurula geri ödenmek üzere Kurul tarafından karşılanır.
GEÇİCİ MADDE 11 - Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş bulunan ve bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan konut finansmanı tanımına uyan kredi ve finansal kiralama sözleşmelerinin tarafı olan tüketiciler, bu maddenin yürürlüğe girmesini takiben üç ay içerisinde, sözleşmenin yapılmış bulunduğu konut finansmanı kuruluşuna başvuruda bulunarak, sözleşme konusu işlemin, bu Kanunun 38/A maddesinde yer alan konut finansmanı tanımı kapsamı dışında değerlendirilmesi talebinde bulunabilirler. Süresi içinde talepte bulunmayan tüketicilerin, bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş bulunan sözleşmeleri, bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrası kapsamında kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre akdedilen sözleşmelerde, her halükârda borcun vadesinden önce ödenmesi durumunda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 12 - Finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketleri, bu Kanunun 38/A maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde konut finansmanı faaliyetinde bulunamaz."
MADDE 21 - 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir.
"r) Konut finansmanı kuruluşu: 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen kuruluşları,"
MADDE 22 - 4077 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu teslim tarihinden itibaren 1 yıl süre ve kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlıdır. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."
MADDE 23 - 4077 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İlan ve taahhüt edilen mal veya hizmetin teslimatının veya ifasının hiç ya da gereği gibi yapılmaması durumunda, satıcı, sağlayıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren müteselsilen sorumludur. İlan ve taahhüt edilen konutun teslimatının hiç, gereği gibi ya da zamanında yapılmaması durumunda, 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşu, satıcı, sağlayıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici, ithalatçı ile birlikte, kullandırdığı kredi miktarı kadar müteselsilen sorumludur. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz."
MADDE 24 - 4077 sayılı Kanuna 10/A maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 10/B maddesi eklenmiştir.
"Konut Finansmanı Sözleşmeleri
MADDE 10/B - Konut finansmanı kuruluşları tüketicilere sözleşme öncesinde kredi veya finansal kiralama işlemleri ile ilgili genel bilgiler vermek ve tüketiciye teklif ettikleri kredi veya finansal kiralama sözleşmesinin koşullarını içeren Sözleşme Öncesi Bilgi Formu vermek zorundadır. Tüketici teklifi kabul edip etmemekte serbesttir.
Konut finansmanı kuruluşları tarafından verilecek genel bilgilerin kapsamı ve Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun standartları ilgili birliklerin görüşü alınmak suretiyle Bakanlık tarafından belirlenir. Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun tüketiciye verilmesini takip eden bir iş günü geçmeden imzalanan sözleşme geçersizdir.
Konut finansmanı sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen şartlar, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez.
Borçlunun temerrüde düşmesi halinde konut finansmanı kuruluşu borçluya temerrüt tarihinden itibaren beş iş günü içerisinde iadeli taahhütlü posta yoluyla bildirimde bulunmakla yükümlüdür.
Konut finansmanı kuruluşu, geri ödemelerin yapılmaması halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak tüketicinin birbirini izleyen en az iki ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Konut finansmanı kuruluşunun bu hakkını kullanabilmesi için en az bir ay süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.
Finansal kiralama işlemlerinde, tüketicinin muacceliyet uyarısında verilen sürenin sona ermesini takiben, konut finansmanı kuruluşu kalan borcun tamamını ifa etme hakkını kullanmak üzere finansal kiralama sözleşmesini feshettiği takdirde, konutu derhal satışa çıkarmakla yükümlüdür. Konut finansmanı kuruluşu satış öncesinde konut için 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara kıymet takdiri yaptırtır. Takdir edilen kıymet, satıştan en az on iş günü önce tüketiciye bildirilir. Konut finansmanı kuruluşu takdir edilen kıymeti dikkate alarak basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle konutun satışını gerçekleştirir. Tüketici, konut finansmanı kuruluşunun zararının konutun satışından elde edilen bedeli aşan kısmından sorumludur. Konutun satışından elde edilen bedelin kalan borcu aşması halinde aşan kısım tüketiciye ödenir. Konut finansmanına yönelik finansal kiralama işlemlerinde 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 7, 25 ve 31 inci maddeleri uygulanmaz.
Konutun satışının gerçekleştirilmesi ve elde edilen bedelin kalan borcu aşan kısmının tüketiciye ödenmesini takiben tüketici veya zilyedliğin devredilmiş olması halinde zilyedliği elinde bulunduran üçüncü şahıslar konutu tahliye etme yükümlülüğü altındadır. Konutun tahliye edilmemesi halinde konut sahibi 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 26 ncı ve 27 nci maddeleri uyarınca tüketici veya zilyedliğin devredilmiş olması halinde zilyedliği elinde bulunduran üçüncü şahıslar aleyhine icra yoluna başvurabilir.
Kullanılan finansmanın teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, konut finansmanı kuruluşu asıl borçluya ve diğer teminatlara başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlı konut finansmanından kaynaklanan işlemlerde kredi veren konut finansmanı kuruluşu, krediyi belirli bir konutun satın alınması ya da belirli bir satıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, konutun hiç ya da zamanında teslim edilmemesi halinde kredi veren satıcı ile birlikte, tüketiciye karşı, kullandırılan kredi miktarı kadar müteselsilen sorumlu olur. Konut finansmanı kuruluşları tarafından verilen kredilerin ipotek finansmanı kuruluşlarına, konut finansmanı fonlarına veya ipotek teminatlı menkul kıymet teminat havuzlarına devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz.
Konut finansmanı kuruluşunun ödemeleri bir kıymetli evraka bağlaması ya da kıymetli evrak kabul etmek suretiyle teminat altına alması yasaktır. Bu yasağa rağmen tüketiciden bir kıymetli evrak alınacak olursa, tüketici bu kıymetli evrakı konut finansmanı kuruluşundan geri isteme hakkına sahiptir. Ayrıca, konut finansmanı kuruluşu kıymetli evrakın başkasına devri sebebiyle tüketicinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Kredilerde geri ödeme tutarlarının, finansal kiralama işlemlerinde ise kira bedellerinin anaparayı aşan kısmı bu madde kapsamında faiz olarak kabul edilir.
Sözleşmede belirtilmek suretiyle konut finansmanına yönelik kredilerde ve finansal kiralama işlemlerinde faiz oranı sabit, değişken veya aynı kredi için her iki yöntem esas alınmak suretiyle belirlenebilir. Oranın sabit olarak belirlenmesi halinde sözleşmede başlangıçta belirlenen oran her iki tarafın ortak rızası dışında değiştirilemez. Oranın değişken olarak belirlenmesi halinde ise, başlangıçta sözleşmede belirlenen oran, dönemsel geri ödeme tutarı yine başlangıçta sözleşmede belirlenecek olan azami dönemsel geri ödeme tutarını aşmamak koşuluyla ve yine sözleşmede belirlenecek yurt içinde veya yurt dışında genel kabul görmüş ve yaygın olarak kullanılan bir endeks baz alınarak değiştirilebilir. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde bu yöntemin muhtemel etkileri konusunda tüketicilerin bilgilendirilmesi şarttır. Bu amaçlarla kullanılabilecek referans faizler ve endeksler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, tüketicilerin bilgilendirilme yöntemlerine ilişkin usûl ve esaslar ise Bakanlık tarafından belirlenir.
Tüketici, konut finansmanı kuruluşuna borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda bir ya da birden çok ödemeyi vadesinden önce yapabilir. Her iki durumda da konut finansmanı kuruluşu, vadesinden önce ödenen taksitler için gerekli faiz indirimini yapmakla yükümlüdür. Ödenen miktara göre gerekli faiz indiriminin ve kredinin tüketiciye yıllık maliyet oranının hesaplanmasında Bakanlık tarafından çıkartılan ilgili yönetmelik hükümleri uygulanır.
Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir. Erken ödeme ücreti gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın yüzde ikisini geçemez. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilemez.
Konut finansmanı sözleşmelerinde asgari olarak aşağıdaki unsurlara yer verilmesi zorunludur:
a) Konut kredisi sözleşmeleri için kredi tutarı, finansal kiralama sözleşmeleri için toplam kira bedeli,
b) Kredi sözleşmeleri için üzerine ipotek tesis edilen konuta, finansal kiralama sözleşmeleri için finansal kiralamaya konu olan konuta ilişkin bilgiler,
c) Yıllık faiz oranı ve yıllık maliyet oranı (değişken faizli sözleşmelerde yıllık faiz oranı ve yıllık maliyet oranı başlangıç ve azami faiz oranı için ayrı ayrı hesaplanır),
d) Toplam borç tutarının anapara, faiz ve diğer giderler itibarıyla dağılımı (değişken faizli sözleşmelerde başlangıç faiz oranı veya kira bedeli ve azami faiz oranı veya kira bedeli esas alınarak hesaplanacak toplam borç tutarları),
e) Değişken faizli sözleşmelerde baz alınan endeks ve faiz oranındaki veya kira bedellerindeki değişmenin hesaplanma yöntemi,
f) İlk yıl için dönemsel olarak, kalan yıllar için yıllık olarak hazırlanan, ödenen anapara, ödenen faiz, diğer giderler, kalan anapara, ilgili dönemler için geri ödeme veya kira bedellerinin yer aldığı ödeme planı (Değişken faizli sözleşmelerde, başlangıç ve azami faiz oranları kullanılarak iki ayrı ödeme planı oluşturulur.),
g) Geri ödeme veya kira ödeme sayısı, ödeme tarihleri, belirlenen ödeme tarihinin resmi tatile gelmesi durumunda ödemelerin ne zaman yapılacağı, ilk ve son ödeme tarihleri,
h) İstenecek teminatlar,
i) Ödemelerde temerrüde düşülmesi halinde, kredi sözleşmeleri için akdi faiz oranının (değişken faizli sözleşmelerde cari faiz oranının) yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı, finansal kiralama sözleşmeleri için uygulanacak gecikme faiz oranı,
j) Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları,
k) Kredi geri ödemelerinin veya kira ödemelerinin vadesinden önce yapılmasına ilişkin şartlar ve sabit faizli sözleşmelerde erken ödeme ücreti öngörülmekte ise hesaplanmasına ilişkin esaslar,
l) Kredinin veya kira bedellerinin yabancı para birimi cinsinden belirlenmesi durumunda, kira ve geri ödeme tutarları ile toplam borç tutarının hesaplanmasında, hangi tarihteki kurun dikkate alınacağına ilişkin şartlar,
m) Sözleşmeye konu olan konutta kıymet takdiri yapılmasını gerektirebilecek haller ve kıymet takdirinin kimler tarafından yapılabileceği,
n) Varsa sözleşmeye konu olan konuta ilişkin sigorta bilgileri.
Tüketiciye gönderilecek dönemsel ödeme dekontlarında ödemelerin onbeşinci fıkranın (d) bendinde yer aldığı şekliyle dağılımına ve kalan borç miktarına yer verilir.
Bu maddenin uygulanmasında, konut yapı kooperatiflerinin gerçek kişi ortakları tüketici kabul edilir."
MADDE 25 - 4077 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "10/A maddesinde," ibaresinden sonra gelmek üzere "10/B maddesinde," ibaresi eklenmiştir.
MADDE 26 - 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 15 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Ancak, tüketicilerin konut edinmesine veya yatırımlara finansman sağlayan finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiracılık sıfatını ve/veya sözleşmeden doğan hak ve/veya yükümlülüklerini, kiralayandan yazılı izin alınması kaydıyla devredebilir. İş bu devir nedeniyle finansal kiralama sözleşmesinde yapılan kiracı değişikliği, bu Kanunun 8 inci maddesi çerçevesinde tescil edilir veya şerh olunur.
Konut finansmanı kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiralayana bilgi vermek, diğer finansal kiralama işlemlerinde ise sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla finansal kiralama konusu malın zilyetliğini bir başkasına devredebilir."
MADDE 27 - 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 10 - Toplu Konut İdaresi Başkanlığının konut satışından kaynaklanan ipotekli veya ipoteksiz alacakları, ipotek finansmanı kuruluşları tarafından devralınabilir ve devredilebilir."
MADDE 28 - 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) ve (5) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1. Her nevi hisse senetlerinin kâr payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerine verilen kâr payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları ile konut finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere ve varlık finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetlere ödenen faiz, kâr payı veya benzeri gelirler dahil.);"
"5. Her nevi tahvil (ipotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler hariç ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler dahil) ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler (Döviz cinsinden yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışları irat sayılmaz.);"
MADDE 29 - 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (e) alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bent eklenmiş ve mevcut (f) alt bendi (g) alt bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
"f) İpotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipotekli sermaye piyasası araçlarından elde edilen kâr payı ve faiz gelirlerinden,"
MADDE 30 - 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 29 uncu maddesinin (i) ve (u) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki bent eklenmiştir.
"i) Emeklilik sözleşmeleri, hayat sigortaları (hayat sigortalarında ferdi kaza, hastalık sonucu maluliyet ve tehlikeli hastalıklar teminatlarının da ek teminat olarak verildiği sözleşmeler dahil) ve sağlık sigortaları ile ihracata ait nakliyat sigortalarında ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yapılan sigortalarda sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar"
"u) Bankalar, sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri ve ipotek finansmanı kuruluşlarının kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibarî değerlerinin üzerinde elden çıkarılması sonucu kendi lehlerine kalan paralar,"
"y) İpotek finansmanı kuruluşlarının, konut finansmanı kuruluşlarının ve konut finansmanı fonlarının, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yaptıkları tüm işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar."
MADDE 31 - 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"o) Konut finansmanı kuruluşları ve ipotek finansmanı kuruluşları tarafından 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı kapsamında tesis olunacak ipotek işlemleri,
p) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı amacıyla yapılacak finansal kiralamalarda kiralanan konutların kiracıya devri,
r) Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından konut satışları nedeniyle tesis olunacak ipotek işlemleri."
MADDE 32 - A) 492 sayılı Kanuna bağlı (1) sayılı tarifenin "(A) Mahkeme Harçları" başlıklı bölümünün "III- Karar ve ilam harcı" başlıklı fıkrasının "1. Nispi harç" başlıklı bendinin, (e) alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"f) Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ihalenin feshi talepleri ile ilgili olarak esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden Binde 54
Bakanlar Kurulu, dava çeşitleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu alt bentte yazılı nispeti binde 10'a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir."
B) 492 sayılı Kanuna bağlı (1) sayılı tarifenin "(B) İcra ve iflâs harçları" bölümünün "I-İcra harçları" başlıklı fıkrasının "3. Değeri belli olan icra takiplerinde tahsil harcı, değer üzerinden:" başlıklı bendinin sonuna aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"h) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, bu bentte belirtilen tahsil harçları dörtte biri oranında uygulanır."
MADDE 33 - 492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarifenin "XI. Finansal faaliyet harçları" bölümünün (10) numaralı fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 34 - 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa bağlı (2) sayılı tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümüne aşağıdaki (36) numaralı fıkra, "V-Kurumlarla ilgili kağıtlar" başlıklı bölümüne ise aşağıdaki (23) ve (24) numaralı fıkralar eklenmiştir.
"36. Sermaye piyasası araçlarının ihracına ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlar, konut finansmanı kuruluşlarının konut finansmanı işlemleri ve bu kuruluşların ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler ve varlık finansmanı fonlarını temsilen menkul kıymet ihracı ve bu ihraca konu teminatlarla ilgili olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlar."
"23. İpotek finansmanı kuruluşları ile konut finansmanı fonlarının kuruluş ve ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler ve varlık finansmanı fonlarını temsil eden menkul kıymetlerin ihracı ve ihraca konu teminatlardan kaynaklananlar dahil her türlü işlemleri ile ilgili olarak düzenlenen ve damga vergisi bu kuruluşlar veya fonlar tarafından ödenmesi gereken makbuz ve kağıtlar.
24. Toplu Konut İdaresi Başkanlığının menkul kıymet ihracı ve ihraca konu teminatlardan kaynaklananlar dahil her türlü işlemleri ile ilgili olarak düzenlenen ve damga vergisi bu kuruluş tarafından ödenmesi gereken makbuz ve kağıtlar."
MADDE 35 - 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
"ş) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı amacıyla teminat gösterilen veya ipotek konulan konutun, konut finansman kuruluşları, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, ipotek finansmanı kuruluşları ya da üçüncü kişilere teslimi (müzayede mahallinde yapılan satışlar dahil) ile bu şekilde alınan konutun, konut finansman kuruluşları, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya ipotek finansmanı kuruluşları tarafından teslimi (müzayede mahallinde yapılan satışı dahil)."
MADDE 36 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 37 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
5/3/2007
(kanunara)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...