6 Ağustos 2009 Perşembe

RUHSAT ALMAK İÇİN


* İmar durumu belgesi
* Tapu sureti
* Çap sureti
* Ruhsat dilekçesi
* Yola terk var ise terkli tapu sureti
* Aplikasyon krokisi
* 5 adet Mimari proje (T.M.M.O. vize alınacak)
* 5 adet Betonarme projesi (T.M.M.O. vize alınacak)
* 5 adet Elektrik projesi (T.M.M.O. vize alınacak)
* 5 adet Makine tesisat projesi (T.M.M.O. vize alınacak)
* Mal sahibi Taahhütnamesi (Noterden)
* T.U.S. Taahhütnamesi (Noterden)
* Sürveyan Taahhütnamesi (Noterden)
* Har. Müh. Aplikasyon Taahhütnamesi (Noterden)
* T.U.S. Büro Tescil Belgesi
* Mimar Büro Tescil Belgesi
* Zemin Etüd Raporu (T.M.M.O. vize alınacak

YABANCI GERÇEK KİŞİLERİN TÜRKİYEDE GAYRİMENKUL EDİNMELERİ


GERÇEK KİŞİLERİN TÜRKİYE'DE GAYRİMENKUL EDİNMELERİ

Yabancı gerçek kişilerin Türkiye'de gayrimenkul mal edinmeleri 2644 sayılı Tapu Kanununun 35. Maddesi ile düzenlenmiştir.

KARŞILIKLIK (MÜTEKABİLİYET)
Tapu Kanununun 35. Maddesi;yabancı gerçek kişilerin ülkemizde gayrimenkul mal satın almalarını,miras veya diğer yollarla gayrimenkul mal edinmelerini karşılıklı (Mütekabiliyet) olmak ve kanunla getirilmiş olan kısıtlayıcı hükümlere uymak koşuluna bağlamıştır.


Bir yabancı ülke vatandaşının ülkemizde gayrimenkul mal edinmesi, Türk vatandaşlarının da o ülkede gayrimenkul mal edinmesine kanun ile hak tanınmış olmasına ve bu hakkında fiilen uygulanabilmesine bağlıdır.

Halihazır Uygulamaları esas alınan ülkeler:
Federal Almanya Cumhuriyeti, İrlanda, İspanya, İtalya, Kanada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avusturalya, Avusturya, Barbados, Belçika, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Elsalvador, Fransa, Gabon, Guatemale, Hollanda, İngiltere, Kolombiya, Lüksemburg, Malavi, Mısır Arap Cumhuriyeti, Norveç, Orta Afrika Cumhuriyeti, Panama, Peru, Somali, Şili, Tanzanya, Venezuella ve İsrail uyruklu gerçek kişilerin gayrimenkul edinmeleri serbest bulunmaktadır.

İSTİSNALAR
a. Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 21 Temmuz l95l tarihli Sözleşme uyarınca, mülteci olduğunun ve en az üç sene Türkiye'de ikametini resmi belge ile kanıtlayanlar için karşılıklılık koşulu aranmamaktadır. Keza vatansızlarda da karşılıklılık aranmaz.. Bu durumda olan gerçek kişilerin, karşılıklılık aranmadan kanuni kısıtlayıcı hükümlere uymak koşulu ile ülkemizde gayrimenkul mal edinme ve miras hakları bulunmaktadır.
b. Türkiye'de turizm amaçlı yatırım yapmak isteyen yabancı gerçek kişiler, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 8/E maddesine göre, Bakanlar Kurulu Kararı ile, karşılıklılık koşulundan ve yabancılar için getirilen kanuni kısıtlamalara tabi tutulmadan turizm bölgeleri ve turizm merkezlerinde gayrimenkul mal edinebilirler.

KISITLAYICI HÜKÜMLER
Sadece karşılıklılık koşulunun gerçekleşmesi yabancı gerçek kişilerin ülkemizde gayrimenkul edinmesi için yeterli değildir.
Yabancıların gayrimenkul edinmelerine ilişkin olarak kanunlarımızda bazı kısıtlamalar yer almış bulunmaktadır
a. 442 sayılı Köy Kanununun 87. Maddesi, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin köylerde gayrimenkul mal edinmelerini yasaklamıştır. Bu nedenle yabancı gerçek kişiler tarafından edinilecek gayrimenkulün mutlaka belediye sınırları içerisinde bulunması gerekir.
Köy Kanunun 87. Maddesi ile getirilen bu hüküm, yabancılara köylerde bulunan gayrimenkul malların, miras yolu ile intikaline engel değildir. Ancak, Köy Kanununun anılan maddesi, yabancıların köylerde gayrimenkul mala malik olmalarını önlemek amacı güttüğünden,yabancılara köylerde miras yolu ile intikal eden gayrimenkullerin intikal işlemi yapılmakla birlikte,Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek ve tüzel kişilere rıza en devir ve temlik edilmeyen gayrimenkullerin tasfiyesi yoluna gidilir.
b. Yabancıların ülkemizde gayrimenkul edinmelerini yer itibariyle yasaklayan diğer hükümlerde 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri kanunun da yer almış bulunmaktadır. Anılan Kanun; askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerindeki gayrimenkullerin yabancı gerçek ve tüzel kişilere satılamayacağı, devredilemeyeceği ve kiralanamayacağını öngörmüştür.
c. 2644 sayılı Tapu Kanununun 36. Maddesi, yabancı gerçek kişilerin ülkemizde 30 hektardan fazla gayrimenkul edinemeyeceğini, bu miktardan fazlasına ancak Bakanlar Kurulu Kararı ile sahip olabileceklerini, kanuni mirasın bu hükmün dışında olduğu kuralını koymuştur.

YABANCI TÜZEL KİŞİLERİN İÇİN


YABANCI TÜZEL KİŞİLERİN TÜRKİYE'DE GAYRİMENKUL EDİNMELERİ

a. 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanununun l0. maddesinde "Yerli sermaye ve teşebbüslere tanınan bütün haklar, muafiyetler ve kolaylıklardan, aynı sahalarda çalışan yabancı sermaye ve teşebbüslerde aynı şartlar dahilinde istifade ederler" hükmüyle yabancı sermayeli şirketlere Türkiye'de gayrimenkul ve haklar edinme yetkisi verilmiştir.
b. 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 8/E maddesi uyarınca, turizm bölge ve merkezlerinde, turizm sektöründe faaliyette bulunmak üzere ticari işletme kuracak yabancı tüzel kişilerin, belirtilen yerlerde gayrimenkul edinmelerinde, Tapu Kanununun 35 ve Köy Kanununun 87. Maddelerinde yer alan koşul ve sınırlamalardan Bakanlar Kurulu Kararı ile istisna edilebilirler. Ayrıca,Turizm alan ve merkezlerinde kalan ve Turizm Bakanlığına tahsis edilen gayrimenkul malları,Kanunun 8/D maddesi uyarınca, Turizm yatırım belgesine sahip yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilere kiralamaya, tahsis etmeye, bu gayrimenkul mallar üzerinde müstakil ve daimi haklar dahil irtifak hakkı tesisine Turizm Bakanlığı yetkili bulunmaktadır.
c. 3182 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre, Bakanlar Kurulu Kararıyla Türkiye'de şube açan yabancı bankaların, bankacılık işlerini yürütmek için zorunlu bulunan gayrimenkul malları edinmeleri mümkündür.
d. 1702 sayılı Kanunla değiştirilen şekliyle 6326 sayılı Petrol Kanunu, yabancı tüzel kişilerin ülkemizde işletme sahası olarak arazi edinebilmelerine izin vermektedir.

YAPI DENETİM KANUNU




29.06.2001 tarihinde kabul edilen Bu Kanunun amacı; can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.


Bu Kanun; 3194 sayılı İmar Kanununun 26 ncı maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27 nci maddesinde belirtilen ruhsata tâbi olmayan yapılar hariç, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak yapıların denetimini kapsar

Bu Kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir. Yapı denetim hizmeti; yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil tayin edemez.

Bu Kanunun uygulanmasına pilot iller olarak; Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova illeri seçilmiştir.


Yapı denetim kuruluşları aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür:
a) Proje müelliflerince hazırlanan, yapının inşa edileceği arsa veya arazinin zemin ve temel raporları ile uygulama projelerini ilgili mevzuata göre incelemek, proje müelliflerince hazırlanarak doğrudan kendilerine teslim edilen uygulama projesi ve hesaplarını kontrol ederek, ilgili idareler dışında başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulmadan, ilgili idareye uygunluk görüşünü bildirmek.
b) Yapı denetimini üstlendiğine dair ilgili idareye taahhütname vermek, yapı ruhsatının ilgili bölümünü imzalamak, bu yapıya ilişkin bilgileri yapı ruhsatı düzenleme tarihinden itibaren yedi gün içinde Bakanlığa bildirmek.
c) Yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek.
d) Yapım işlerinde kullanılan malzemeler ile imalatın proje, teknik şartname ve standartlara uygunluğunu kontrol etmek ve sonuçlarını belgelendirmek, malzemeler ve imalatla ilgili deneyleri yaptırmak.
e) Yapılan tüm denetim hizmetlerine ilişkin belgelerin bir nüshasını ilgili idareye vermek, denetimleri sırasında yapıda kullanılan malzeme ve imalatın teknik şartname ve standartlara aykırı olduklarını belirledikleri takdirde, durumu bir rapor ile ilgili idareye ve il sanayi ve/veya ticaret müdürlüklerine bildirmek.
f) İş yerinde, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda gerekli tedbirlerin alınması için yapı müteahhidini yazılı olarak uyarmak, uyarıya uyulmadığı takdirde durumu ilgili bölge çalışma müdürlüğüne bildirmek.
g) Ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirmek.
h) Yapının ruhsat eki projelerine uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğine dair ilgili idareye rapor vermek.
ı) Zemin, malzeme ve imalata ilişkin deneyleri, şartname ve standartlara uygun olarak laboratuarlarda yaptırmak.
Bu Kanunun uygulanmasında, yapı denetim kuruluşları imar mevzuatı uyarınca öngörülen fennî mesuliyeti ilgili idareye karşı üstlenir.

Yapı denetim kuruluşları, denetçi mimar ve mühendisler, proje müellifleri, laboratuar görevlileri ve yapı müteahhidi ile birlikte yapının ruhsat ve eklerine, fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılmış olması nedeniyle ortaya çıkan yapı hasarından dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumludurlar. Bu sorumluluğun süresi; yapı kullanma izninin alındığı tarihten itibaren, yapının taşıyıcı sisteminden dolayı on beş yıl, taşıyıcı olmayan diğer kısımlarda ise iki yıldır.
Yapıda, yapı kullanma izni alındıktan sonra, ilgili idareden izin alınmadan yapılacak esaslı tadilattan doğacak yapı hasarından, izinsiz tadilat yapan sorumludur. Yapı denetim kuruluşu; yazılı ihtarına rağmen yapı sahibi tarafından önlemi alınmayan, parsel dışında meydana gelen ve yapıda hasar oluşturan yer kayması, çığ düşmesi, kaya düşmesi ve sel baskınından doğan hasarlardan sorumlu değildir.
Yapı denetim kuruluşlarının yöneticileri, ortakları, denetçi mimar ve mühendisleri ile proje müellifleri, laboratuar görevlileri ve yapı müteahhidi; bu Kanunun uygulanmasından dolayı ortaya çıkan yapı hasarından sorumludur.
Yapı denetim kuruluşu denetim faaliyeti dışında başka ticarî faaliyette bulunamaz. Bu kuruluşun denetçi mimar ve mühendislerinin, denetim faaliyeti süresince başkaca meslekî ve inşaat işleri ile ilgili ticarî faaliyette bulunmaları yasaktır
Asgarî hizmet bedeli, yapı yaklaşık maliyetinin % 3'üdür. Yapım süresi, iki yılı aşan yapılarda, bu oran, her altı ay için % 10 artırılır, iki yıldan kısa süren yapılarda ise her altı ay için % 5 azaltılır.
Yapı denetimi hizmet bedeli, yapı yaklaşık maliyeti ile hizmet bedellerine esas oranların çarpımı ile elde edilen bedeldir. Bu bedele proje ve yapı denetimi ile her türlü muayene ve deney ücreti dahildir

Yapı Denetimi Hizmet Bedeline Esas Oranlar Cetveli


Yapım Süresi Asgari Hizmet
Bedeli Oranları (% )

0-6 ay için
2.57

1 yıl "
2.71

1,5 yıl "
2.85

2 yıl "
3.00

2,5 yıl "
3.30

3 yıl "
3.63

3,5 yıl "
3.99

4 yıl "
4.39

4,5 yıl "
4.83

5 yıl "
5.31


Yapı denetimi hizmet sözleşmesinde belirtilen yapım süresi, herhangi bir sebeple uzadığı takdirde, uzayan sürenin her altı ayı için yukarıda belirtilen hizmet oranlarına göre ilave hizmet bedeli ödenir.
Güçlendirme, değiştirme, ilave kat vb. gibi yeniden yapı ruhsatı almayı gerektiren yapım işlerinde yapı yaklaşık maliyeti, proje müellifince hazırlanan ve ilgili idarenin onayladığı keşif bedelidir.
Yapı yaklaşık maliyeti, denetim hizmeti verilen yıl fiyatları ile belirlenir. Bir sonraki yıla devreden işlerin yapı denetim hizmet bedeli, ertesi yılın (uygulama yılı) fiyatları ile değerlendirilir.
Hizmet bedeli taksitleri aşağıda açıklanmıştır.
a) 1 inci taksit: Proje inceleme ve subasmana kadar olan kısım için denetim hizmet bedelinin % 20 sidir.
b) 2 nci taksit: Taşıyıcı sistem bölümü için denetim hizmet bedelinin % 40 ıdır.
c) 3 üncü taksit: Çatı, dolgu duvarları, kapı ve pencere kasaları, tesisat alt yapısı dahil yapının sıvaya kadar hazır duruma getirilmiş bölümü için denetim hizmet bedelinin % 20 sidir.
d) 4 üncü taksit: Mekanik ve elektrik tesisatı ile kalan yapı bölümü için denetim hizmet bedelinin % 20 sidir. Bu bedelin ödenmesinde ilgili idare tarafından inşaatın tamamlandığına dair tutulan tutanak yeterli olacaktır.
Yapı denetim kuruluşu, katma değer vergisi hariç yaptığı hizmetlerden dolayı yapı sahibinden başka ad altında ayrıca hiçbir bedel talebinde bulunamaz.
Bu Kanun kapsamında denetlenerek inşa edilmiş yapılara ilgili idarelerce sertifika verilir.

GECEKONDU KANUNU

775 SAYILI GECEKONDU KANUNU

Belediyelerce tahsis olunan arsalar,yapılar 775 sayılı gecekondu kanunu hükümlerince, bu tahsis edilen arsalar üzerinde yapılan bina ve taşınmaz mallar tahsis tarihinden itibaren 10 yıl süre ile;


1)Devir ve Temlik olunamaz
2)İpotek ve diğer ayni haklar
3)Satış vaadi sözleşmesi yapılamaz
4)Haczedilemez ve işgal olunamaz
5)Taksim ve satış suretiyle şuyuu giderilemez


Kanunda yapılan değişikle, 775 sayılı gecekondu kanununa göre tahsis edilmiş taşınmazlarda 20 yıl olan takyit süresi 10 yıla indirilmiştir.


775 sayılı gecekondu kanununa göre tahsis edilmiş veya edilecek taşınmazlarda arsa bedeli için Belediye veya bankadan ve konut kredisi veren kuruluşlardan aldıkları kredinin tamamının ödenmesi taşınmaz üzerindeki ipoteklerin terkin edilmesi ile takyit kaldırılacaktır. Takyidin kaldırılması ile her türlü tasarrufa konu edilmesi mümkündür

HİBE VE BAĞIŞ




Bağışlama hayatta olan kimseler arasında mülkiyetin tamamını veya bir kısmını hiçbir ivaz (karşılık gözetmeden) devredildiği tasarruftur.

18 yaşını bitirmemiş kimse bağış yapamaz. Yine zihinsel özürlü kimseler bağış yapamazlar. Reşit ve mümeyyiz olmayan kişiler kanuni temsilcilerinin (veli veya vasinin) izni ile dahi bağış yapamazlar. Vasi vesayeti altındaki kimsenin malını bağışlayamaz. Anne-baba da velayetleri altındaki küçüğün malını satabildiği halde bağışlayamaz.
Küçük ve kısıtlılar temyiz kudretine sahip olmak kaydıyla reşit olmasa da kendisine yapılacak bağışı kabul edebilir. Ancak veli veya vasi küçük veya kısıtlıyı bu bağışı kabulden men edebilir.
Bağış yapılırken bağışı yapan kimse bağışı kabul eden kimseye bir kısım mükellefiyetler yükleyebilir. Bu mükellefiyet bir şeyi yapma veya yapmaktan kaçınma şeklinde olabilir. Böyle bir mükellefiyet varsa bağış resmi senedine bu mükellefiyet de yazılır.

Gerekli Belgeler
1-Bağışlanacak taşınmaza ait tapu senedi yoksa ada parsel numarasını gösterir belge veya malikin sözlü beyanı
2-Bağışlayanın ve bağışlanın veya temsilcilerinin fotoğraflı nüfus cüzdanı
3-Taraflardan biri veya ikisinin temsili söz konusu ise temsile ilişkin belge
4-Bağışlayanın bir bağışlananın iki adet fotoğrafı

Mali Yönü
1-Beyan edilen emlak vergisi değerinden az olmamak üzere ve yeniden değerleme oranında uygulanarak bulunacak değerin binde 54 oranında tapu harcı bağışı kabul edenden tahsil edilir
2-Taşınmaz malların var ise veraset intikal vergisi ilişiği kestirilir
3-Döner sermaye işletmesince belirlenen tarifeye göre ücret ve eğitime katkı payı ve özel işlem vergisi tahsil edilir.


BAĞIŞTAN RUCU EDİLEREK TAŞINMAZIN GERİ DÖNMESİ

Rücu (vazgeçebilme) şartıyla bağış yapılması mümkündür. Rücu şartlı bağışta taşınmaz malın mülkiyeti bağışı kabul eden kimse adına tescil edilmekle beraber, şerhler sütununa rücu şartının varlığı işaret edilir (BK.242,TST.55).
Buradaki rücu şartı sadece bir tek şart olabilir. O da bağışı kabul edenin bağışlayandan önce ölmesi halinde taşınmazın bağışlayana geri döneceği şartıdır. Bunun dışında bir şartla taşınmaz geri dönmez (TST.11). Ancak bir tüzel kişi lehine rücu şartlı bağış yapılmış olup da tüzel kişilik son bulursa bu da bir bağıştan dönüş (vazgeçme) sebebidir.
Rücu şartı gerçekleşirse, yani lehine bağış yapılan kimse bağış yapandan önce ölürse, lehine rücu şartı bulunan kimse (eski malik) taşınmaz malın kendi adına yeniden tescilini isteyebilir. Bunun için mahkemeye başvurmasına gerek yoktur. Nüfus kayıt örneği veya bir veraset senedi ile bu ölümü kanıtlayarak tapu sicil müdürlüğünden istemde bulunursa, taşınmazın mülkiyeti rücu eder. Bunun için taşınmazın halen ölen bağış lehdarının adında kayıtlı olması şart değildir. Taşınmaz bir başkasına devir edilmiş olsa dahi üzerinde bazı haklar kurulmuş olsa dahi mülkiyet bağıştan rücu eden adına tescil edilir. Zira bu taşınmazı devir alanlar veya hak edinmiş kimseler rücu şartını şerhler sütununda görerek ve kabullenerek devir almış veya hak edinmişlerdir. Bu nedenle bu hakların tümünün terkini gerekir.

e) İşlemin Mali Yönü
Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı Tarifenin 3. Pozisyonuna göre bağıştan rucü hakkı kullanılarak taşınmazın eski malik adına tescili istendiğinde, Binde 9 oranında tapu harcı tahsil edilir.
Ayrıca Döner Sermaye İşletmesince belirlenen tarifeye göre ücret tahsil edilir.

KAMULAŞTIRMA YASASI


Devlet ve kamu tüzel kişiliklerinin kamu yararı amacıyla maliklerin rızası olmadan karşılığı peşin ödenerek özel mülkiyetin tamamını veya bir kısmını kanunda gösterilen esas ve usullere göre el koyması işlemidir.Üzerine kamulaştırma şerhi konulmuş bir taşınmaz el değiştirse bile bu şerh yeni malik içinde geçerlidir.

Mal sahibinin geri alma hakkı;
Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.
Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri alma hakkı düşer.
Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıdaki fıkralar buna göre uygulanır.
Özel kanunlarda bu maddenin uygulanmayacağına ilişkin hükümler saklıdır. 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununa dayanılarak yapılan kamulaştırmalarda ve bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda bu madde hükmü uygulanmaz.
• İştirak ve müşterek mülkiyette paydaşların tek başına dava açma hakları vardır.
• Davanın 5 yıldan sonraki ilk bir yıl içinde açılması
• Kamulaştırma kanunu 24.04.2001 tarih ve 4650 sayılı yasayla değiştirilmiş ve yeniden düzenlenmiştir. Bu yeni yapılan düzenlemeler yer sahipleri adına olumludur.
• İdarece yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemine başlanamaz. Kamulaştırma bedeli idare tarafından hak sahibi adına bankaya bloke edilmedikçe mahkeme idare adına tesciline karar veremez.
• Kamulaştırmayı yapacak idare taşınmazın tapu kaydı üzerine kamulaştırma şerhi koydurduktan itibaren altı ay içerisinde kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunduğuna dair ilgili mahkemeden aldığı belgeyi tapu idaresine ibraz etmediği takdirde tapu memuru konulmuş olan şerhi resen kaldırır.
• Mahkemenin vereceği tescil hükmü kesin olup taraflar ancak bedele ilişkin olarak temyiz yoluna gidebilirler.
• Kamulaştırmaya konu taşınmazın maliki tarafından kendilerine Asliye Hukuk mahkemesince yapılacak tebligat tarihinden itibaren 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açabilirler.

YAŞAM BOYU BAKMA AKDİ



Kaydı hayat (yaşam boyu) bakma sözleşmesi: Taşınmaz mal sahibinin taşınmaz malını kendisine veya bir başka kişiye ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek ve ihtiyaçlarını (beslenme koruma vb) karşılamak amacıyla bir başka kişiye taşınmaz malının mülkiyetini devretmesi işlemidir. Ölünceye kadar bakma akdi için tapu sicil müdürlükleri, sulh hukuk hakimliği ve noterler yetkili kılınmıştır.
Karı, Koca arasında yapılan ölünceye kadar bakma akdi sözleşmesi geçerli sayılmamaktadır.

Gerekli Belgeler
Akit tapu sicil müdürlüklerinde yapılacaksa,
1)Temlik edilecek taşınmazın tapu senedi yoksa ada parsel numarasını gösterir belge veya malikin sözlü beyanı
2) İki tanık ve tanıkların fotoğraflı nüfus cüzdanları
3) Bakım alacaklısı ve bakım borçlusunun veya yetkili temsilcilerinin nüfus cüzdanları
4)Bakım alacaklısının bir bakım borçlusunun iki adet vesikalık fotoğrafı
5) Akitte tarafların temsili söz konusu ise temsile ilişkin belge

Akit noter veya sulh hukuk hakimliğinde düzenlenmiş ise
1) Kanuni şekline uygun olarak düzenlenmiş sözleşmenin aslı veya onaylı örneği
2) Sözleşmede bakım borçlusuna, taşınmaz malın adına tescilini isteme yetkisi verilmiş ise borlunun yazılı talebi yeterlidir. Sözleşmede bu yetki verilmemişse tescil için bakım alacaklısının talebi veya mahkeme kararı gereklidir.
3) Bakım borçlusunun bir adet vesikalık fotoğrafı

Mali Yönü
1)Beyan edilen emlak vergisi değerinden az olmamak üzere ve yeniden değerleme oranıda uygulanarak bulunacak değerin binde 15 oranında tapu harcı bakım alacaklısından ve bakım borçlusundan ayrı ayrı tahsil edilir.
2)Taşınmaz malın var ise veraset intikal vergisi ilişiği kestirilmesi.
3)Döner sermaye işletmesince belirlenen tarifeye göre ücret ve eğitime katkı payı ve özel işlem vergisi tahsil edilir

İSTEM BELGESİ DÜZENLENMESİ

İKAMETGAHTA İSTEM BELGESİ DÜZENLENMESİ VEYA AKİT YAPILMASI

Öncelikle böyle bir işlem için belirtilen nedenin tapu sicil müdürü tarafından uygun bulunması gerekir.Taraflardan birinin tapu idaresine gelmesine engel bir durumu var ise, ikametgahta istem belgesinin düzenlenmesi ve akdin yapılması istenebilir. Böyle bir talep durumunda tapu sicil müdürü tarafından akitli işlemlerde iki memur ikametgahta işlem yapmaları için görevlendirilir. Bir kısıtlama olmaması halinde işlem memurlarca yerine getirilir. Bu işlem için normal işlemlerden istenen belge ve harçların dışında akit harcı tahsil edilir. Akit harcı ilgili mal müdürlüğüne yatırılır.




AKİTLİ ve AKİTSİZ İŞLEMLERDE TANIK BULUNDURULMASI GEREKEN HALLER

1)Taraflardan biri veya bir kaçı imza atmasını bilmiyorsa
2)Taraflardan biri veya bir kaçı okuma yazma bilmiyorsa
3)Taraflardan biri veya birkaçı sağır,kör veya dilsiz ise
4)Tarafların kimliğinde kuşkuya düşülmüş ise
5)Ölünceye kadar bakma akitlerinde
6)Kanunların öngördüğü işlemlerde iki tanık bulundurulur.
• İşlemin yapıldığı dairede çalışanlar tanıklık yapamazlar.
• Tanık ve tercüman gerektiren hallerde tanık ve tercümanın okuma yazma bilmesi
• Temyiz kudretine sahip ve reşit olması gerekir.

İMAR KANUNA GÖRE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ



İMAR KANUNUNA GÖRE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ

İmar kanununa göre imar sınırı içindeki binalı, binasız ve arsaların imar planına uygun olarak sahiplerinin muvafakati alınmadan yapıma uygun hale gelmesini sağlamak için birleştirilerek hisseli,hissesiz parsellere ayırmaya belediyeler yetkilidir.


Bu şekilde hisseli olarak tespit edilen, şuyulandırılan taşınmazların hisseli durumunun taşınmaz sahipleri tarafından ilgili idarenin tebliğ tarihinden itibaren altı ay içinde aralarında anlaşamadıkları veya şüyuun izalesi için mahkemeye müracaat etmedikleri taktirde Belediye hissedarmış gibi ortaklığın giderilmesi izale-i şuyu davasını açar.

AİLE KONUTU ŞERHİ



Aile konutu, ailenin devamlı olarak ikametine ayrılan konuttur. Medeni Kanunun 19. Maddesinde aile konutunun bulunduğu yere "yerleşim yeri" adı verilmiştir. Buna göre; yerleşim yeri, bir ailenin sürekli kalmak niyetiyle oturduğu yerdir. Bir ailenin aynı zamanda birden fazla yerleşim yeri olamaz. Demek ki, bir ailenin birden fazla aile konutu olamaz. Medeni Kanunun 19. Maddesinde sözü edilen yerleşim yerindeki konut "aile konutudur" Bir aile pek çok yerde konut sahibi olabilir, ancak bunlardan sadece birisi medeni kanunun aradığı anlamda aile konutudur. Tapudaki vasfı dükkan, işyeri gibi vasıflar olan yerler aile konutu olamaz. Ancak tapudaki vasfı arsa, bağ, tarla gibi olan yerler üzerinde konut yapılmış ve cins değişikliği henüz yapılmamış yerlerde aile konutu bulunduğu iddia edilirse ilgili muhtarlığın yazısı ile bu parseller üzerinde aile konutu bulunduğu kabul edilebilir.
Aile konutu esas itibariyle Medeni Kanunun 194, 240, 254, 279 ve 652. Maddelerinde düzenlenmiştir.
194. Maddeye göre; "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur."
Aile konutu eşlerden ikisi adına paylı mülkiyet şeklinde olabileceği gibi, eşlerden birisinin tam mülkiyetinde veya üçüncü kişilerle paylı mülkiyet şeklinde de olabilir. Eşler arasında paylı mülkiyet halinde kayıtlı ise aile konutu şerhini tapu kütüğüne yazmaya gerek yoktur. Zira, Medeni Kanunun 233. Maddesinde"... eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz." hükmü getirilmiştir. Ancak eşler arasında paylı mülkiyet konusu taşınmazı üzerine de aile konutu belirtmesi işlenmesinde bir sakınca yoktur.
Tapu kütüğünün şerhler sütununda aile konutu olduğuna dair bir şerh yoksa karine olarak orası aile konutu değildir.
Aile konutu şerhi tapuda malik olmayan eşin talebi üzerine tapu kütüğünün şerhler sütununa işlenir. Eşlerden ikisi birlikte gelerek de istemde bulunabilirler. Bu şerh aile birliğini korumak amacıyla öngörülmüştür. Bu itibarla, şerh tapu kütüğüne işlendikten sonra malik olan diğer eşin bu konuta özgü tasarruf yetkisi kısıtlanmış olur. Artık belirtmeyi koyduran eşin yazılı rızası olmadıkça aile konutu başkasına devredilemez, üzerinde ipotek, intifa, sükna gibi ayni haklar ile kira gibi kullanımı sınırlayıcı şahsi haklar kurulamaz. Diğer eşin rızası alınmadıkça, konut niteliğini bozucu cins değişikliği yapılamaz.
Aile konutu kira yolu ile sağlanmışsa sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana noterden yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir. Artık kendisi de kiracı sayılır. Bu kira sözleşmesi tapuya şerh edilmiş olsa bile kira yolu ile temin edilmiş mülkiyeti başkasına ait konutun beyanlar sütununa aile konutu belirtmesi yapmaya gerek yoktur. Zira kanun sadece eşin malik olması halinde onun tasarruf yetkisini engellemek için bu imkanı tanımıştır.
Aile konutu intifa, sükna üst hakkı gibi ayni haklar kurularak temin edilmiş ise bu taşınmazlar üzerine aile konutu belirtmesi düşülmesi mümkündür. Bu halde hak sahibi olan eş diğer eşin rızasını almadan lehine olan bu hakları süresinden önce terkin ettiremez.


İstenen Belgeler
1- Aile konutunun bulunduğu yerden alınmış ailenin yerleşim yeri (ikametgah) belgesi,
2- İstemde bulunan eşin, tapudaki malikin eşi olduğuna dair evlenme cüzdanı,
3- İstemde bulunanın nüfus cüzdanı veya pasaportu, varsa bir adet vesikalık fotoğrafı.

İşlemin Mali Yönü
Aile konutu şerhinin tapu kütüğüne yazımı için her hangi bir harç veya vergi alınamaz.


MAL BİRLİĞİ İSTEMİ

Karı - koca evlilik mukavelesi ile veya evliliğin devamı sırasında mal birliği rejimini kabul edebilirler (MK.191). Mal birliğinde evlilik mukavelesi ile istisna edilenler hariç olmak üzere evlenme zamanında her birinin malik olduğu ve evliliğin devamı sırasında iktisap eylediği bütün mallar birliğe dahil olur. Koca kendisine ait ve birliğe dahil malların tümünün tasarruf hakkına sahip olur. Birliğe dahil olan veya birliğe dahil olmak üzere sonradan iktisap edilen malların kayıtlarına mal birliğinden ve mukaveleden söz edilerek gerekli harçlar tahsil edildikten sonra şerh düşülür (TKGM.Gn.718). Birliğe dahil malları koca, karısının rızasını almadan tasarruf edebilir. Birliğin hukuki temsilcisi kocadır. Ancak yeni kazanılacak mallar da birliğe dahil olur. Bu nedenle birliğin dağılması halinde mallar karı koca arasında mukavelede gösterildiği şekilde tasfiye olunacaktır. Mukavelede tasfiyeye yönelik hüküm yoksa karı kocanın birlikteki payları eşit kabul edilerek tasfiyede ona göre yapılacaktır. Mal birliği rejiminin kabulünden sonra karıya miras veya bağış yolu ile gelen mallarda birliğe dahil olmakla beraber bunlarda koca karısının iznini almadan tasarruf yapamaz. Çünkü bunlar karının birliğe dahil şahsi mallarıdır.

İşlemin Mali Yönü
Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı Tarifenin 9. Pozisyonuna göre mal birliğinin şerhinde kayıtlı değer üzerinden, Binde 5.4 oranında harç tahsili gerekir.


EŞLER ARASINDAKİ HUKUKİ İŞLEMLER

Eski Medeni Kanununun 169. Maddesinden kaynaklanan karı-koca arasında işlem yapabilmek için sulh hakiminin iznini alma kuralı, Yeni Medeni Kanunun 193. Maddesi ile kaldırılmıştır. Yeni Medeni Kanunun 193. Maddesi; "Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabilir." Hükmündedir. Görüleceği gibi yeni medeni kanun eskisinin kadını kocaya karşı koruma mantığından ayrılmış ve eşler arasındaki hukuki işlemleri özgürce yapabilmelerine olanak sağlamıştır. Eşler, aralarında satış bağış, trampa, irtifak, satış vaadi ve ipotek gibi her nevi hukuki işlem yapabilirler. Kadının kocası yararına üçüncü kişilere karşı borç altına girmesinde de her hangi bir sakınca yoktur. Bunun için hakimin iznin veya onayını almak gerekmez.


EŞLERİN MALLARI ÜZERİNDE TASARRUF YETKİLERİ

Yeni Medeni Kanunun aksine sözleşme olmadıkça eşler için kabul ettiği yasal mal rejiminin adı "Edinilmiş Mallara Katılma Rejimidir." Bu mal rejimi Medeni Kanunun 218-242. Maddelerinde düzenlenmiştir. Başka bir mal rejimini sözleşme yaparak kabul etmedikçe tüm evliler ve evlenecekler bu rejime tabidir.
Medeni Kanunun "Yönetim, Yararlanma ve Tasarruf" başlığını taşıyan 223. Maddesi; "Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz." Hükmündedir.
Buna göre eşler tüm malları üzerinde diledikleri gibi yönetim, yararlanma ve tasarruf hakları vardır. Mallarının tamamını veya bir kısmını diğer eşe veya üçüncü bir kişiye satabilir, bağışlayabilir, trampa yapabilir, rehin edebilir, irtifak hakları ve kişisel haklar kurabilir. Her hangi bir tasarruf için diğer eşin rızasını almaya gerek yoktur. Her eş evlilik birliğinin kurulmasından önce veya sonra edinmiş oldukları tüm malları diledikleri gibi tasarruf edebilirler. Yasal mal rejiminin tapuya yönelik hükümleri boşanma halinde önem kazanacaktır.
Ancak kanun koyucu eşler arasında paylı mülkiyet olarak kayıtlı mallar üzerinde bu tür tasarrufları diğer eşin iznine tabi tutmuştur. 223. Maddenin ikinci fıkrasındaki "paylı mülkiyet konusu" ibaresini, "eşler arasında paylı mülkiyet konusu" olarak esas almak gerekir. Eşle üçüncü kişiler arasında paylı mülkiyet olarak kayıtlı mallar üzerinde tasarruf için bu izne ihtiyaç yoktur. Fakat, eşle diğer eş ve üçüncü kişiler arasında paylı mülkiyet olarak kayıtlı yerlerde eşin diğer hissedarlar veya dışardan birisi ile yapacağı tasarruflar için bu izne ihtiyaç vardır.


EŞLERİN EDİNDİKLERİ TAŞINMAZLARIN ADLARINA TESCİL ŞEKLİ

Her hangi bir mal rejimi seçmemiş eşler yasal mal rejimine tabi olmaktadır.
Yasal mal rejiminde eşlerin evlilik birliğinden önce edinilmiş veya sonra edinilecek
malların önceki kanun döneminde olduğu gibi kendi adlarına tapuda tescili yapılır.
Her eşin malı kendi adına tescil edilir, yasal mal rejiminde eşler adına paylı mülkiyet
olarak tescil söz konusu değildir. Ancak boşanma halinde, mahkeme kararına istinaden diğer