Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
1 Aralık 2010 Çarşamba
Hazine arazi satıyor
Antalya Defterdarlığı, Alanya ve Manavgat ilçelerinde Hazine'ye ait toplam 22 bin 240 metrekare büyüklüğünde, 2 milyon 290 bin lira değerindeki 18 parça araziyi ihaleyle satacak.
Güncelleme: 11:45 TSİ 01 Aralık. 2010 Çarşamba
ANTALYA - Antalya Defterdarı Hidayet Mat yaptığı, Antalya'da atıl vaziyetteki Hazine arsa ve arazilerinin, ekonomiye kazandırılması, iktisadi kaynakların etkin ve verimli kullanılması amacıyla belirli aralıklarla yapılan ihalelere Aralık ayı içinde de devam edileceğini bildirdi.
Mat, Manavgat ilçesi Evren Mahallesinde 18 bin 184 metrekare büyüklüğündeki taşınmazın, ticaret ve konut hariç olmak üzere, imar planı ile getirilecek kullanım kararlarına uygun olarak, turizm, eğitim, sağlık, sanayi, sosyal ve kültürel amaçlı tesislerin yapılması amacı ile 49 yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli irtifak hakkı ihalesinin yapılacağını belirtti.
SARILARDA SATILIK KONUT ARSALARI
Mat'ın verdiği bilgiye göre, Sarılar mahallesindeki 9 bin 698 metrekare büyüklüğünde, 1 milyon 468 bin lira değerindeki 13 adet arsanın satış ihalesi, açık teklif usulü ile Manavgat Mal Müdürlüğünde 9 Aralık Perşembe günü gerçekleştirilecek.
Ayrıca Manavgat ilçesi Yaylaalan ve Karaöz mahallerinde bulunan 10 bin 46 metrekare büyüklüğünde, 202 bin lira değerinde 2 adet arazi de aynı gün satılacak.
ALANYA'DAKİ ARAZİLER
Alanya'daki 2 bin 496 metrekare büyüklüğünde 620 bin lira değerinde üç parça Hazine arsası ise 14 Aralık günü açık ihale usulü ile satılacak,
İncekum beldesinde bulunan toplam bin 770 metrekare yüzölçümündeki 2 adet arsa da, toplam 320 bin lira bedel üzerinden, satışa çıkarılacak.
Ayrıca, Mahmutlar Kasabası sınırları içinde bulunan 725 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz da 300 bin lira bedel üzerinden satılacak.
Güncelleme: 11:45 TSİ 01 Aralık. 2010 Çarşamba
ANTALYA - Antalya Defterdarı Hidayet Mat yaptığı, Antalya'da atıl vaziyetteki Hazine arsa ve arazilerinin, ekonomiye kazandırılması, iktisadi kaynakların etkin ve verimli kullanılması amacıyla belirli aralıklarla yapılan ihalelere Aralık ayı içinde de devam edileceğini bildirdi.
Mat, Manavgat ilçesi Evren Mahallesinde 18 bin 184 metrekare büyüklüğündeki taşınmazın, ticaret ve konut hariç olmak üzere, imar planı ile getirilecek kullanım kararlarına uygun olarak, turizm, eğitim, sağlık, sanayi, sosyal ve kültürel amaçlı tesislerin yapılması amacı ile 49 yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli irtifak hakkı ihalesinin yapılacağını belirtti.
SARILARDA SATILIK KONUT ARSALARI
Mat'ın verdiği bilgiye göre, Sarılar mahallesindeki 9 bin 698 metrekare büyüklüğünde, 1 milyon 468 bin lira değerindeki 13 adet arsanın satış ihalesi, açık teklif usulü ile Manavgat Mal Müdürlüğünde 9 Aralık Perşembe günü gerçekleştirilecek.
Ayrıca Manavgat ilçesi Yaylaalan ve Karaöz mahallerinde bulunan 10 bin 46 metrekare büyüklüğünde, 202 bin lira değerinde 2 adet arazi de aynı gün satılacak.
ALANYA'DAKİ ARAZİLER
Alanya'daki 2 bin 496 metrekare büyüklüğünde 620 bin lira değerinde üç parça Hazine arsası ise 14 Aralık günü açık ihale usulü ile satılacak,
İncekum beldesinde bulunan toplam bin 770 metrekare yüzölçümündeki 2 adet arsa da, toplam 320 bin lira bedel üzerinden, satışa çıkarılacak.
Ayrıca, Mahmutlar Kasabası sınırları içinde bulunan 725 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz da 300 bin lira bedel üzerinden satılacak.
TOKİ’nin dev ihalesi Ağaoğlu’na döndü
Ali Ağaoğlu, "Kararımız net, peşinatımız hazır. Bir taraftan hukuksal durumu inceletiyorum, bir taraftan da İstanbul’a yakışan en iyi konut projesini hazırlamak için mimarlarla araziyi dolaşıyorum" dedi.
ntvmsnbc
Güncelleme: 11:31 TSİ 29 Kasım. 2010 Pazartesi
İSTANBUL - Vatan gazetesi yazarı Aydın Ayaydın, Emlak Konut GYO‘nun Maslak Ayazağa’daki 250 dönümlük arazi üzerindeki projenin ihalesinin detaylarını yazdı. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, söz konusu arazide yine çok konuşulacak bir proje hazırlığında...
"TOKi’nin iştiraki olan Emlak Konut GYO’nun sınır karakollarını yenileme karşılığında TSK’dan devraldığı Maslak Ayazağa’daki 250 dönümlük arazi üzerindeki projenin ihalesini 1 milyar 203 milyon TL’lik en yüksek teklifi veren Yeşil İnşaat, Metal Yapı Konut, Nasa İnşaat, Özüm Petrol, Taşçılar Madencilik ve K Yapı Ortak Girişimi kazanmıştı. Fakat peşinat süresi içinde yatırılmayınca, Emlak Konut GYO bu kez ikinci sıradaki Ali Ağaoğlu’na ait Akdeniz İnşaat’ı peşinatı yatırmaya davet etti.
1 MİLYAR 153 MİLYON TL TEKLİFLE İKİNCİ SIRADAYDI
Yılın en büyük konut projesi olarak adlandırılan Emlak Konut GYO‘nun Maslak Ayazağa arazisinin ihalesinde Ali Ağaoğlu, teklif ettiği 1 milyar 153 milyon TL ile ikinci sırada kalmıştı. İhaleyi kazanan ve başını Metal Yapı ile Yeşil İnşaat’ın çektiği konsorsiyum süresi içinde yatırmaları gereken peşinatı yatırmamış ve konu taraflarca yargıya taşınmıştı.
İhaleyi kazanan konsorsiyum, "Mevcut imar planına göre ihaleye girip en yüksek teklifi verdik. Peşinatımızı da hazırladık ancak kimi belediye meclisi üyeleri tarafından imar planı değişikliği hakkında yürütmenin durdurulması istemi ile dava açıldı. Biz de Emlak Konut GYO‘dan en azından yürütmenin durdurulması istemini karara bağlayıncaya kadar ek süre talebinde bulunduk. Talebimiz Emlak Konut GYO tarafından reddedilince de teminat mektubumuzun nakde dönüştürülmemesi için asliye ticaret mahkemesine başvurarak tedbir kararı aldırdık" şeklinde bir açıklama yaptı.
KONU YARGIYA TAŞINDI
TOKİ’nin iştiraki olan Emlak Konut GYO, bankalara teminat mektubunun nakde dönüştürülmesi talimatını verdiğinde karşılarına konsorsiyumun aldığı tedbir kararı çıkınca Emlak Konut GYO bir taraftan konuyu yargıya taşıdı, diğer taraftan da projenin ikinci sırada 1 milyar 153 milyon TL’yi teklif eden Ali Ağaoğlu’na ait Akdeniz İnşaat’a verilmesini kararlaştırdı. Emlak Konut GYO, Akdeniz İnşaat’a bir yazı göndererek 14 Aralık 2010 tarihine kadar peşinatı yatırmalarını istedi. Bu durumda Ali Ağaoğlu’nun 14 Aralık tarihine kadar peşinat yatırması gerekecek.
Yatırılırsa yılın projesi Ağaoğlu’nun olacak. Yatırılmadığı takdirde Ağaoğlu’nun da ihaleye girerken vermiş olduğu teminat mektubu Emlak Konut GYO tarafından nakde çevrilecek ve bu kez, ihalede üçüncü sırada yer alan firmaya teklif götürülecek.
14 ARALIK'A KADAR PEŞİNAT YATIRILACAK
Emlak Konut GYO‘dan Ağaoğlu’na davet yazısı gönderildiğini öğrenince TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ı arayıp konu ile ilgili gelişmeleri sordum. Bayraktar bana, ihaleyi kazanan firma yükümlülüklerini yerine getirmeyince, kurum zarara uğramasın diye teminatın nakde dönüştürülmesi için hukuki işlemleri başlattık. Diğer taraftan da ihalede 1 milyar 153 milyon TL teklif vererek ikinci sırada yer alan Ağaoğlu’nu peşinat yatırmaya davet ettik. Ağaoğlu‘nun 14 Aralık tarihine kadar kuruma peşinatı yatırması gerekiyor. Ağaoğlu’nun atacağı adımı bekliyoruz" dedi.
AĞAOĞLU’NUN PEŞİNATI HAZIR, PROJEYE ÇALIŞIYOR
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile görüştükten sonra Ağaoğlu cephesinde konu ile ilgili neler yaşandığını öğrenmek için Ali Ağaoğlu’nun telefonunu çevirdim. Birkaç düdük sesinden sonra Ali Ağaoğlu telefonu açtı. Fakat gürültülü bir ortamdaydı, ne o beni duyuyordu ne de ben onu. Kısa bir aradan sonra Ali Ağaoğlu, "Hocam buyurun" deyiverdi. Ben de kendisine "Hayırlı olsun. Ayazağa projesi, ikinci sırada olmanızdan dolayı size teklif edilmiş. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?" dedim. Ağaoğlu, "Şu anda helikopter ile dolaşıp araziyi inceliyorum" dedi. Araziyi inceleyip alıp almamaya mı karar vereceksiniz deyince de Ağaoğlu, "Kararımız net. Bizim peşinatımız hazır. Bir taraftan hukuksal durumu inceletiyorum, bir taraftan da İstanbul’a yakışan en iyi konut projesini hazırlamak için mimarlarla araziyi dolaşıyorum ki İstanbulluların karşısına çok güzel bir projeyle çıkalım” diye cevap verdi."
ntvmsnbc
Güncelleme: 11:31 TSİ 29 Kasım. 2010 Pazartesi
İSTANBUL - Vatan gazetesi yazarı Aydın Ayaydın, Emlak Konut GYO‘nun Maslak Ayazağa’daki 250 dönümlük arazi üzerindeki projenin ihalesinin detaylarını yazdı. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, söz konusu arazide yine çok konuşulacak bir proje hazırlığında...
"TOKi’nin iştiraki olan Emlak Konut GYO’nun sınır karakollarını yenileme karşılığında TSK’dan devraldığı Maslak Ayazağa’daki 250 dönümlük arazi üzerindeki projenin ihalesini 1 milyar 203 milyon TL’lik en yüksek teklifi veren Yeşil İnşaat, Metal Yapı Konut, Nasa İnşaat, Özüm Petrol, Taşçılar Madencilik ve K Yapı Ortak Girişimi kazanmıştı. Fakat peşinat süresi içinde yatırılmayınca, Emlak Konut GYO bu kez ikinci sıradaki Ali Ağaoğlu’na ait Akdeniz İnşaat’ı peşinatı yatırmaya davet etti.
1 MİLYAR 153 MİLYON TL TEKLİFLE İKİNCİ SIRADAYDI
Yılın en büyük konut projesi olarak adlandırılan Emlak Konut GYO‘nun Maslak Ayazağa arazisinin ihalesinde Ali Ağaoğlu, teklif ettiği 1 milyar 153 milyon TL ile ikinci sırada kalmıştı. İhaleyi kazanan ve başını Metal Yapı ile Yeşil İnşaat’ın çektiği konsorsiyum süresi içinde yatırmaları gereken peşinatı yatırmamış ve konu taraflarca yargıya taşınmıştı.
İhaleyi kazanan konsorsiyum, "Mevcut imar planına göre ihaleye girip en yüksek teklifi verdik. Peşinatımızı da hazırladık ancak kimi belediye meclisi üyeleri tarafından imar planı değişikliği hakkında yürütmenin durdurulması istemi ile dava açıldı. Biz de Emlak Konut GYO‘dan en azından yürütmenin durdurulması istemini karara bağlayıncaya kadar ek süre talebinde bulunduk. Talebimiz Emlak Konut GYO tarafından reddedilince de teminat mektubumuzun nakde dönüştürülmemesi için asliye ticaret mahkemesine başvurarak tedbir kararı aldırdık" şeklinde bir açıklama yaptı.
KONU YARGIYA TAŞINDI
TOKİ’nin iştiraki olan Emlak Konut GYO, bankalara teminat mektubunun nakde dönüştürülmesi talimatını verdiğinde karşılarına konsorsiyumun aldığı tedbir kararı çıkınca Emlak Konut GYO bir taraftan konuyu yargıya taşıdı, diğer taraftan da projenin ikinci sırada 1 milyar 153 milyon TL’yi teklif eden Ali Ağaoğlu’na ait Akdeniz İnşaat’a verilmesini kararlaştırdı. Emlak Konut GYO, Akdeniz İnşaat’a bir yazı göndererek 14 Aralık 2010 tarihine kadar peşinatı yatırmalarını istedi. Bu durumda Ali Ağaoğlu’nun 14 Aralık tarihine kadar peşinat yatırması gerekecek.
Yatırılırsa yılın projesi Ağaoğlu’nun olacak. Yatırılmadığı takdirde Ağaoğlu’nun da ihaleye girerken vermiş olduğu teminat mektubu Emlak Konut GYO tarafından nakde çevrilecek ve bu kez, ihalede üçüncü sırada yer alan firmaya teklif götürülecek.
14 ARALIK'A KADAR PEŞİNAT YATIRILACAK
Emlak Konut GYO‘dan Ağaoğlu’na davet yazısı gönderildiğini öğrenince TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ı arayıp konu ile ilgili gelişmeleri sordum. Bayraktar bana, ihaleyi kazanan firma yükümlülüklerini yerine getirmeyince, kurum zarara uğramasın diye teminatın nakde dönüştürülmesi için hukuki işlemleri başlattık. Diğer taraftan da ihalede 1 milyar 153 milyon TL teklif vererek ikinci sırada yer alan Ağaoğlu’nu peşinat yatırmaya davet ettik. Ağaoğlu‘nun 14 Aralık tarihine kadar kuruma peşinatı yatırması gerekiyor. Ağaoğlu’nun atacağı adımı bekliyoruz" dedi.
AĞAOĞLU’NUN PEŞİNATI HAZIR, PROJEYE ÇALIŞIYOR
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile görüştükten sonra Ağaoğlu cephesinde konu ile ilgili neler yaşandığını öğrenmek için Ali Ağaoğlu’nun telefonunu çevirdim. Birkaç düdük sesinden sonra Ali Ağaoğlu telefonu açtı. Fakat gürültülü bir ortamdaydı, ne o beni duyuyordu ne de ben onu. Kısa bir aradan sonra Ali Ağaoğlu, "Hocam buyurun" deyiverdi. Ben de kendisine "Hayırlı olsun. Ayazağa projesi, ikinci sırada olmanızdan dolayı size teklif edilmiş. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?" dedim. Ağaoğlu, "Şu anda helikopter ile dolaşıp araziyi inceliyorum" dedi. Araziyi inceleyip alıp almamaya mı karar vereceksiniz deyince de Ağaoğlu, "Kararımız net. Bizim peşinatımız hazır. Bir taraftan hukuksal durumu inceletiyorum, bir taraftan da İstanbul’a yakışan en iyi konut projesini hazırlamak için mimarlarla araziyi dolaşıyorum ki İstanbulluların karşısına çok güzel bir projeyle çıkalım” diye cevap verdi."
Eğer bu evleri almazlarsa ceza ödeyecekler!
3 yıl önce meydana gelen depremde evleri hasar görenler için yapılan afet konutlarını beğenmeyen hak sahipleri, evleri ''ahırı ve tandırı olmadığı için'' almak istemiyor. Yetkililer ise evleri almak istemeyenlerin 2 bin lira ceza ödeyeceklerini söylüyor.
ANKARA - Ankara'nın Bala ilçesinde 2007 yılının Aralık ayında meydana gelen 5.7 büyüklüğündeki depremin ardından yapımına başlanan afet konutları hala tamamlanamadı.
TOKİ tarafından yaptırılan 741 konut ile ''kendi evini yapana yardım'' yöntemiyle yapılan 23 evin yapımı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda yürütülürken, inşaat çalışmaları ilçedeki yaklaşık 40 yerleşim bölgesinde devam ediyor.
Depremin ardından evleri yıkılan ve ağır hasar gören kimi aileler o günden beri barınaklarda yaşam mücadelesi verirken, kimileri de hasarlı evlerini kendi imkanlarıyla onararak oturuyor.
Yapılan evleri güzel bulduklarını ancak yaşadıkları yer ve yaptıkları iş nedeniyle evlerinin önünde tandır ve ahıra ihtiyaç duyduklarını belirten bir çok depremzede, evlerin kendi istekleri dışında inşa edildiğini öne sürerek, haklarından vazgeçmek istediklerini bildirdi.
Depremde evi yıkılan ve 3 yıldır ailesiyle birlikte barınakta yaşayan Sabahattin Ahat, özellikle kış aylarında çok zorluk çektiklerini ve tüm aile bireylerinin zor şartlar nedeniyle hasta olduğunu söyledi.
"İŞİME YARAMAYAN EVİ ALMADIĞIM İÇİN NEDEN CEZA ÖDEYEYİM?"
Ahat, konutların ihtiyaçlarını da karşılamayacak şekilde yapıldığını öne sürerek, ''Biz köylü insanız. Evler güzel ama bizim işimize yaramaz. Ayrıca evlerin 70-80 bin lira olacağını söylüyorlar. Ben nasıl ödeyim bu parayı? Evi almazsak da ceza ödeyecekmişiz. Benim işime yaramayan evi almadığım için neden ceza ödemek zorunda kalayım? Şimdi yıkılan evimin yerine yeni ev yapıyorum. Umarım onu da 'depreme dayanıklı değil' diyerek yıkmazlar'' diye konuştu.
Konutların büyük bölümünün inşa edildiği Afşar beldesinin Belediye Başkanı Müslüm Coşan ise konutların tamamlanması gereken süre içinde bitirilmediğini vurgulayarak, bu nedenle halkın mağdur edildiğini söyledi.
Afet konutlarının halkın talepleri doğrultusunda yapılmadığını da öne süren Coşan, şunları kaydetti:
"MAĞDUR OLDULAR"
''Her ne kadar belde olsak da burada yaşayan vatandaşın bir çoğu tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Depremden önce bu kişilerin evlerinin önünde tandırları, altında ahırları vardı. Şimdi burada yapılan evler çok güzel oldu ama vatandaşın ihtiyacını karşılamadıktan sonra ne kadar güzel olduğunun ne önemi var? Depremden zarar gören ve yaptırılan konutlarda hak sahibi olan bir çok kişi burada oturmak istemiyor. Burada oturması halinde ekmeğini nerede pişirecek, hayvanını nereye bağlayacak? Konutların bu kadar geciktiğinden mi şikayet edelim yoksa ihtiyacı karşılamadığından mı bilemedik. Sonuç olarak Afşarlı, bu konuda mağdur edilmiştir.''
''KISKANILACAK PROJE''
Bala Belediye Başkanı İbrahim Gürbüz ise vatandaşın tepkisini abartılı bulduğunu dile getirerek, özellikle Afşar'da yapılan konutların ''kıskanılacak bir proje'' olduğunu söyledi.
Gürbüz, konutların gecikmesinin resmi işlemlerden kaynaklandığını, bunda evlerin yeri konusundaki vatandaşların yaptığı itirazların da etkili olduğunu savundu.
Ankara Valiliğinin, depremden zarar gören vatandaşlara bir çok yardım yaptığını anlatan Gürbüz, ''Devlet, buradaki vatandaşlarımızın mağdur olmaması için elinden geleni yapmıştır. Yapılan evler de çok iyi oldu. Hatta konutlar o kadar güzel ki kıskanmamak elde değil. Şehirleşme yolunda Afşar'a önemli katkı sağlayacak'' diye konuştu.
''GECİKMENİN NEDENİ VATANDAŞIN İTİRAZLARI''
Bölgedeki afet konutlarının koordinasyonu yürüten AFAD yetkilileri ise devletin bir çok imkanının 3 yıldır bölgeye sevk edildiğini, konutların bir an önce bitirilmesi için gerekli çalışmaların yapıldığını bildirdi.
Konutların teslim edilmesinde yaşanan gecikmenin, vatandaşların evlerin yerleri beğenmemesi nedeniyle yaptıkları itirazlardan kaynaklandığını kaydeden yetkililer, konutların 2011 yılının Mart-Nisan aylarında teslim edilebileceğini söyledi.
Bölgede toplam 764 konut projesi yürütüldüğünü ve bunun 741'inin TOKİ aracılığıyla, 23'ünün ise ''evini yapana yardım'' yöntemiyle yapıldığını anlatan yetkililer, projenin 40 civarındaki yerleşim bölgesinde yürütülmesinin de gecikmede etkisi olduğunu vurguladı.
Vatandaşların, ''yapılan konutların önünde ahır ve tandır olmaması'' yönündeki itirazlarının yersiz olduğunu aktaran yetkililer, Afşar'ın bir belde olduğunu ve Hıfzıssıhha Kanunu'na göre beldelerde yerleşim yeri içinde ahır bulundurulmasının yasak olduğunu belirtti.
Yetkililer, ''Bizim için can güvenliği önceliklidir. Afşar'da yaşayan vatandaşların, evlerinin altında ahıra ihtiyacı olabilir ama bizim görevimiz de onların sağlığını riske atmayacak işler yapmaktır'' dedi.
Konutların değeri ve ödeme planı hakkında da vatandaşların ''eksik bilgiye'' sahip olduğunu dile getiren yetkililer, Bala merkezde yapılan konutların 51 bin lira, belde ve köylerdeki konutların ise 55 bin lira civarında hak sahiplerine teslim edileceği bilgisini verdi.
EVLERİ ALMAK İSTEMEYENLER 2 BİN LİRA CEZA ÖDEYECEK
Hak sahiplerinin konutlara 2 yılı ödemesiz olmak üzere 20 yıl vadeyle, eşit taksitlerle sahip olacağını anlatan yetkililer, afet konutlarının hak sahiplerinin talepleri doğrultusunda yapıldığını, bu nedenle evleri teslim almak istemeyenlerin 2 bin lira ceza ödemek zorunda kalacaklarını kaydetti.
'2-B alanlarını satıp, yağmaya son verelim'
ATO Başkanı Aygün, 2-B olarak adlandırılan, orman olma özelliğini kaybetmiş alanların hak sahiplerine satışının bir an önce gerçekleştirilerek, ''buraları yıllardır bedava kullananların yağmasına son verilmesi'' gerektiğini söyledi.
ntvmsnbc ve Ajanslar
Güncelleme: 12:16 TSİ 01 Aralık. 2010 Çarşamba
ANKARA - Türkiye genelinde toplam 473 bin 419 hektarlık bir alanı kaplayan 2-B arazilerinin Lüksemburg'un 2, KKTC'nin 1,5, Hong Kong'un da 5 katı bir büyüklüğe denk geldiğine dikkati çeken Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, bu alanın 22 bin 233 hektarlık bölümü üzerinde yerleşim yerleri bulunduğunu, İstanbul'un Beykoz, Şişli, Sarıyer, Sultanbeyli ve Çekmeköy, Muğla'nın Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Dalaman, Mersin'in Anamur, Sakarya'nın Karasu ve Sapanca, İzmir'in ise Bornova, Karaburun, Ödemiş, Buca ve Güzelbahçe gibi ilçelerinin büyük bölümünün 2-B arazileri üzerinde kurulu olduğunu ifade etti.
2-B arazilerinin yüzde 4,7'sini oluşturan yerleşim yerlerinin 6 bin 624 hektarı üzerinde ilçe, 8 bin 514 hektarı üzerinde belde, 7 bin 35 hektarı üzerinde de köylerin yer aldığını belirten Aygün, bu bölgeler için hem kamu vicdanını hem de kullanan vatandaşları rahatsız etmeyecek bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.
''Gerekirse hiç para almadan ya da küçük meblağlar alarak buralarda yaşayan vatandaşların haklarını koruyalım. Yerleşim alanı dışındaki ticari alanları ise değeri üzerinden satalım'' diyen Aygün, şunları söyledi:
"Herkesin ortak malı olan bu alanlar, sadece yerleşim amacıyla değil, büyük bir bölümü tarımsal üretim amacıyla kullanılıyor. 2-B arazilerinin 2 bin 365 hektarı sera, 8 bin 41 hektarı narenciye alanı, 111 bin 115 hektarı zeytinlik, fındıklık, meyvelik ve bahçe, 35 bin 419 hektarı otlak olarak kullanılıyor, kalan 294 bin 206 hektarı da ekili alanlardan oluşuyor. Arazilerin sadece yüzde 4,7'si yerleşim amacıyla kullanılıyor. Geri kalan yüzde 95,3'ü tarımsal üretime hizmet ediyor.''
EN GENİŞ ALANLAR ANTALYA'DA
Hemen hemen tüm illerde 2-B olarak nitelendirilen araziler bulunduğunu, ancak en geniş alanların Antalya'da olduğunu bildiren Aygün, Antalya'da orman vasfını kaybetmiş arazilerin 45,6 bin hektarlık bir alana yayıldığını, bu kenti 39,3 bin hektarla Mersin, 34,9 bin hektarla Balıkesir, 31,7 bin 706 hektarla Ankara, 29 bin 643 hektarla Sakarya, 29 bin 139 hektarla Muğla, 18 bin 233 hektarla İstanbul, 16 bin 95 hektarla Bolu, 15 bin 290 hektarla Samsun ve 14 bin 772 hektarla İzmir'in izlediğini ifade etti.
"KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM"
Aygün, şöyle konuştu:
''Artık kendimizi kandırmayalım, buralar bir daha orman haline getirilemez. Bari işgalcileri tarafından bedava kullanılmalarının önüne geçelim. Bu arazilerin rayiç bedeli üzerinden kullananlara satışı bir an önce gerçekleşmelidir. Satıştan devletin 20-30 milyar dolar gelir elde edeceği hesaplanıyor. Devletin malını birileri bedava kullanırken, devlet bütçe açığını finanse etmek için hem içerden hem de dışarıdan borçlanıyor. Orman alanlarını işgal edenler üzerine kurdukları lüks konutlarda keyif çatarken, devlet borçlarına faiz ödüyor.''
Bazı kimselerin 2-B alanlarının satılmasına ''orman alanlarının yakılarak yağma edilmesine yol açılabilir'' endişesiyle karşı çıktıklarını da belirten Aygün, bu kaygıların yersiz olmadığını, ancak 2-B alanlarının bugünkü haliyle kullanılmasının da orman alanlarının yağma edilmesini engellemediğini vurguladı.
ntvmsnbc ve Ajanslar
Güncelleme: 12:16 TSİ 01 Aralık. 2010 Çarşamba
ANKARA - Türkiye genelinde toplam 473 bin 419 hektarlık bir alanı kaplayan 2-B arazilerinin Lüksemburg'un 2, KKTC'nin 1,5, Hong Kong'un da 5 katı bir büyüklüğe denk geldiğine dikkati çeken Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, bu alanın 22 bin 233 hektarlık bölümü üzerinde yerleşim yerleri bulunduğunu, İstanbul'un Beykoz, Şişli, Sarıyer, Sultanbeyli ve Çekmeköy, Muğla'nın Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Dalaman, Mersin'in Anamur, Sakarya'nın Karasu ve Sapanca, İzmir'in ise Bornova, Karaburun, Ödemiş, Buca ve Güzelbahçe gibi ilçelerinin büyük bölümünün 2-B arazileri üzerinde kurulu olduğunu ifade etti.
2-B arazilerinin yüzde 4,7'sini oluşturan yerleşim yerlerinin 6 bin 624 hektarı üzerinde ilçe, 8 bin 514 hektarı üzerinde belde, 7 bin 35 hektarı üzerinde de köylerin yer aldığını belirten Aygün, bu bölgeler için hem kamu vicdanını hem de kullanan vatandaşları rahatsız etmeyecek bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.
''Gerekirse hiç para almadan ya da küçük meblağlar alarak buralarda yaşayan vatandaşların haklarını koruyalım. Yerleşim alanı dışındaki ticari alanları ise değeri üzerinden satalım'' diyen Aygün, şunları söyledi:
"Herkesin ortak malı olan bu alanlar, sadece yerleşim amacıyla değil, büyük bir bölümü tarımsal üretim amacıyla kullanılıyor. 2-B arazilerinin 2 bin 365 hektarı sera, 8 bin 41 hektarı narenciye alanı, 111 bin 115 hektarı zeytinlik, fındıklık, meyvelik ve bahçe, 35 bin 419 hektarı otlak olarak kullanılıyor, kalan 294 bin 206 hektarı da ekili alanlardan oluşuyor. Arazilerin sadece yüzde 4,7'si yerleşim amacıyla kullanılıyor. Geri kalan yüzde 95,3'ü tarımsal üretime hizmet ediyor.''
EN GENİŞ ALANLAR ANTALYA'DA
Hemen hemen tüm illerde 2-B olarak nitelendirilen araziler bulunduğunu, ancak en geniş alanların Antalya'da olduğunu bildiren Aygün, Antalya'da orman vasfını kaybetmiş arazilerin 45,6 bin hektarlık bir alana yayıldığını, bu kenti 39,3 bin hektarla Mersin, 34,9 bin hektarla Balıkesir, 31,7 bin 706 hektarla Ankara, 29 bin 643 hektarla Sakarya, 29 bin 139 hektarla Muğla, 18 bin 233 hektarla İstanbul, 16 bin 95 hektarla Bolu, 15 bin 290 hektarla Samsun ve 14 bin 772 hektarla İzmir'in izlediğini ifade etti.
"KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM"
Aygün, şöyle konuştu:
''Artık kendimizi kandırmayalım, buralar bir daha orman haline getirilemez. Bari işgalcileri tarafından bedava kullanılmalarının önüne geçelim. Bu arazilerin rayiç bedeli üzerinden kullananlara satışı bir an önce gerçekleşmelidir. Satıştan devletin 20-30 milyar dolar gelir elde edeceği hesaplanıyor. Devletin malını birileri bedava kullanırken, devlet bütçe açığını finanse etmek için hem içerden hem de dışarıdan borçlanıyor. Orman alanlarını işgal edenler üzerine kurdukları lüks konutlarda keyif çatarken, devlet borçlarına faiz ödüyor.''
Bazı kimselerin 2-B alanlarının satılmasına ''orman alanlarının yakılarak yağma edilmesine yol açılabilir'' endişesiyle karşı çıktıklarını da belirten Aygün, bu kaygıların yersiz olmadığını, ancak 2-B alanlarının bugünkü haliyle kullanılmasının da orman alanlarının yağma edilmesini engellemediğini vurguladı.
İşte Türkiye'nin yeni havalimanları
Ulaştırma Bakanlığı, gelecek yıl Türkiye için 4 havalimanı inşaatı başlatacak.
İSTANBUL - İstanbul'a yapılacak 3. havalimanı, Silivri Gazitepe'de 20 bin dönüm büyüklüğünde bir araziye kurulacak. Atatürk Havalimanı'nın birkaç katı büyüklüklüğünde olacak ve Yeşilköy'e inmeyen uçaklar buraya yönlendirilecek.
2011 yılında ise; Ordu–Giresun arasında yapılacak "Or-Gi", Kütahya-Uşak-Afyon’a hitap edecek "Zafer Havaalanı" ile Adana-Mersin arasında ve Tarsus yakınlarındaki "Çukurova Havalimanı"nın yapımına başlanacak.
Bu arada Bingöl, Iğdır, Hakkâri (Yüksekova) ve Şırnak Havalimanlarının yapımı da devam ediyor. Gelecek yıl ayrıca, Van Ferit Melen Havaalanına ilave terminal, Ağrı, Konya, Balıkesir, Mardin ve Adıyaman Havalimanlarına da yeni terminal binaları yapılacak.
Gazeteport'ta yer alan habere göre; Türkiye’deki uçak trafiği artışı geçen yıla göre yüzde 137 oranında arttı. Yolcu trafiği ise yüzde 187 artışla, Ekim 2010 sonu itibarıyla 100 milyona yaklaştı.
49,5 milyon olan toplam havaalanı terminal kapasitesi de 157 milyon yolcuya ulaştı. İşletilen faal havaalanları sayısı da 36’dan 46’ya çıktı ve yüzde 28’lik bir artış yaşandı.
İSTANBUL - İstanbul'a yapılacak 3. havalimanı, Silivri Gazitepe'de 20 bin dönüm büyüklüğünde bir araziye kurulacak. Atatürk Havalimanı'nın birkaç katı büyüklüklüğünde olacak ve Yeşilköy'e inmeyen uçaklar buraya yönlendirilecek.
2011 yılında ise; Ordu–Giresun arasında yapılacak "Or-Gi", Kütahya-Uşak-Afyon’a hitap edecek "Zafer Havaalanı" ile Adana-Mersin arasında ve Tarsus yakınlarındaki "Çukurova Havalimanı"nın yapımına başlanacak.
Bu arada Bingöl, Iğdır, Hakkâri (Yüksekova) ve Şırnak Havalimanlarının yapımı da devam ediyor. Gelecek yıl ayrıca, Van Ferit Melen Havaalanına ilave terminal, Ağrı, Konya, Balıkesir, Mardin ve Adıyaman Havalimanlarına da yeni terminal binaları yapılacak.
Gazeteport'ta yer alan habere göre; Türkiye’deki uçak trafiği artışı geçen yıla göre yüzde 137 oranında arttı. Yolcu trafiği ise yüzde 187 artışla, Ekim 2010 sonu itibarıyla 100 milyona yaklaştı.
49,5 milyon olan toplam havaalanı terminal kapasitesi de 157 milyon yolcuya ulaştı. İşletilen faal havaalanları sayısı da 36’dan 46’ya çıktı ve yüzde 28’lik bir artış yaşandı.
Zorlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, 10 Milyar Dolarlık madenle ilgili önemli açıklamalar yaptı
Zorlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, grup bünyesindeki Meta Nikel Kobalt AŞ'nin, Manisa'nın Gördes ilçesindeki maden alanında Türkiye'nin ilk nikel rafinerisini kuracağını bildirdi.
Zorlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada yapılan tespitlerde Gördes işletme sahasında tahmini 500 bin ton nikel kapasitesinin bulunduğunu, bu rezervin 10 milyar dolar değerinde olduğunu ifade etti.
2011 yılının Ocak ayında nikel rafinerisinin yatırımına başlayacaklarını belirten Zorlu, tesisin 2013 yılı başında faaliyete geçmiş olacağını tahmin ettiklerini bildirdi.
Zorlu, ''Bu tesis, Türkiye'nin ilk nikel işleme tesisi olacak ve katma değerin Türkiye'de kalmasını sağlayacak. Tesis 10 bin ton kapasiteli olacak. Nikel işleme tesisi, grup içinde gelecekte önemli bir ihracat ve gelir kalemi yaratacak. Karlılık olarak da çok yüksek bir alan olacak'' diye konuştu.
Grup olarak enerji ve madencilik sektöründe önemli yatırımlar yapacaklarını vurgulayan Zorlu, yer altında toprak altında kalmış büyük miktarda kaynakların olduğunu bildirdi.
META MADENCİLİK
Manisa'nın Akhisar ve Gördes ilçeleri arasındaki Fundacık-Çiçekli-Kabakoz ve Kalemoğlu köyleri civarında 2003 yılından itibaren açılan iki maden ocağıyla nikel üretimi yapan Meta, 2007 yılında Vestel Grubu iştirakleri arasına girdi. Bu yıllarda ürettiği 230 bin ton nikel cevherinin, 150 bin tonunu Yunanistan, Makedonya ve Çin'e ihraç eden şirket, arama çalışmalarının devam etmesi ve yeni rezervlerin bulunmasıyla nikel cevherinin Türkiye'de işlenerek satılması için nikel rafinerisi yatırımı planladı.
2009 yılında yurtdışı teknolojik testler de tamamlanarak yatırım fizibilitesi tamamlanan proje kapsamında ÇED olumlu kararının alındığı, yatırımın 2011 yılında başlamasının beklendiği belirtiliyor.
Çevreye etkisi en az yöntem olan kapalı liç yöntemiyle üretim yapılacak madende 350 kişinin istihdam edilmesi planlanıyor.
Öte yandan rafineri projesi nedeniyle ihracatın 2008 yılından itibaren durdurulduğu da belirtildi.
7'si nikel olmak üzere bölgede 15 maden arama ruhsatına sahip Meta şirketinin, Gördes'te yıllık 500 bin ton cevher üretimini sağlayabileceği makine parkına sahip olduğu ifade ediliyor.
Paslanmaz çelik üretiminde kullanılan nikel, elektronik eşyaların pillerinin imalatı ve bozuk para üretiminde de yaygın olarak kullanılıyor.
Şirketin Eskişehir Yunuseli'de de nikel madeni işletmesi bulunuyor.
Zorlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada yapılan tespitlerde Gördes işletme sahasında tahmini 500 bin ton nikel kapasitesinin bulunduğunu, bu rezervin 10 milyar dolar değerinde olduğunu ifade etti.
2011 yılının Ocak ayında nikel rafinerisinin yatırımına başlayacaklarını belirten Zorlu, tesisin 2013 yılı başında faaliyete geçmiş olacağını tahmin ettiklerini bildirdi.
Zorlu, ''Bu tesis, Türkiye'nin ilk nikel işleme tesisi olacak ve katma değerin Türkiye'de kalmasını sağlayacak. Tesis 10 bin ton kapasiteli olacak. Nikel işleme tesisi, grup içinde gelecekte önemli bir ihracat ve gelir kalemi yaratacak. Karlılık olarak da çok yüksek bir alan olacak'' diye konuştu.
Grup olarak enerji ve madencilik sektöründe önemli yatırımlar yapacaklarını vurgulayan Zorlu, yer altında toprak altında kalmış büyük miktarda kaynakların olduğunu bildirdi.
META MADENCİLİK
Manisa'nın Akhisar ve Gördes ilçeleri arasındaki Fundacık-Çiçekli-Kabakoz ve Kalemoğlu köyleri civarında 2003 yılından itibaren açılan iki maden ocağıyla nikel üretimi yapan Meta, 2007 yılında Vestel Grubu iştirakleri arasına girdi. Bu yıllarda ürettiği 230 bin ton nikel cevherinin, 150 bin tonunu Yunanistan, Makedonya ve Çin'e ihraç eden şirket, arama çalışmalarının devam etmesi ve yeni rezervlerin bulunmasıyla nikel cevherinin Türkiye'de işlenerek satılması için nikel rafinerisi yatırımı planladı.
2009 yılında yurtdışı teknolojik testler de tamamlanarak yatırım fizibilitesi tamamlanan proje kapsamında ÇED olumlu kararının alındığı, yatırımın 2011 yılında başlamasının beklendiği belirtiliyor.
Çevreye etkisi en az yöntem olan kapalı liç yöntemiyle üretim yapılacak madende 350 kişinin istihdam edilmesi planlanıyor.
Öte yandan rafineri projesi nedeniyle ihracatın 2008 yılından itibaren durdurulduğu da belirtildi.
7'si nikel olmak üzere bölgede 15 maden arama ruhsatına sahip Meta şirketinin, Gördes'te yıllık 500 bin ton cevher üretimini sağlayabileceği makine parkına sahip olduğu ifade ediliyor.
Paslanmaz çelik üretiminde kullanılan nikel, elektronik eşyaların pillerinin imalatı ve bozuk para üretiminde de yaygın olarak kullanılıyor.
Şirketin Eskişehir Yunuseli'de de nikel madeni işletmesi bulunuyor.
Aygün değişti: 2B'lerin satılmasını istedi
ATO Başkanı Sinan Aygün, orman özelliğini kaybetmiş arazilerinin hak sahiplerine satışının biran önce yapılması gerektiğini bildirdi. Aygün, "Kendimizi kandırmayalım buralar bir daha orman haline getirilemez. Bari bedava kullanılmasının önüne geçelim" dedi. ANKARA (ANKA) - Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, 2-B olarak isimlendirilen orman olma özelliğini kaybetmiş alanların hak sahiplerine satışının bir an önce gerçekleştirilerek, buraları yıllardır bedava kullananların yağmasına son verilmesi gerektiğini bildirdi.
Aygün yaptığı yazılı açıklamada, 2-B alanlarının satışına yönelik olarak yürütülen çalışmaları değerlendirdi. Aygün, orman özelliğini yitirmiş alanların önemli bir bölümünün işgal altında olduğunu belirterek, işgal edenler tarafından yıllardır hemen hemen hiçbir bedel ödenmeden kullanılan bu alanların üzerinde "şehirler" bile kurulduğunu kaydetti.
-22 BİN HEKTARI YERLEŞİM ALANI-
Türkiye genelinde toplam 473 bin 419 hektarlık bir alanı kaplayan 2-B arazileri Lüksemburg'un 2, KKTC'nin 1.5, Hong Kong'un da 5 katı bir büyüklüğe denk geldiğini kaydeden Aygün, "Bu alanın 22 bin 233 hektarlık bölümü üzerinde yerleşim yerleri bulunuyor. İstanbul'un Beykoz, Şişli, Sarıyer, Sultanbeyli ve Çekmeköy, Muğla'nın Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Dalaman, Mersin'in Anamur, Sakarya'nın Karasu ve Sapanca, İzmir'in ise Bornova, Karaburun, Ödemiş, Buca ve Güzelbahçe gibi ilçelerinin büyük bölümü 2-B arazileri üzerinde kurulu bulunuyor. 2-B arazilerinin yüzde 4.7'sini oluşturan yerleşim yerlerinin 6 bin 624 hektarı üzerinde ilçe, 8 bin 514 hektarı üzerinde belde, 7 bin 35 hektarı üzerinde de köyler yer alıyor" ifadelerini kullandı. Aygün, bu bölgeler için hem kamu vicdanını hem de kullanan vatandaşları rahatsız etmeyecek bir çözüm bulunması gerektiğini belirterek, "Gerekirse hiç para almadan ya da küçük meblağlar alarak, buralarda yaşayan vatandaşların haklarını koruyalım. Yerleşim alanı dışındaki ticari alanları ise değeri üzerinden satalım" dedi.
-BÜYÜK BÖLÜMÜNDE TARIM YAPILIYOR-
Aygün, aslında herkesin ortak malı olan bu alanların, sadece yerleşim amacıyla değil, büyük bir bölümünün tarımsal üretim amacıyla kullanıldığını bildirdi. Sinan Aygün, 2-B arazilerinin 2 bin 365 hektarının sera, 8 bin 41 hektarının narenciye alanı, 111 bin 115 hektarının zeytinlik, fındıklık, meyvelik ve bahçe, 35 bin 419 hektarının otlak olarak kullanıldığını kalan 294 bin 206 hektarının da ekili alanlardan oluştuğunu belirtti. Aygün, "Görüldüğü gibi 2-B arazilerinin sadece yüzde 4.7'si yerleşim amacıyla kullanılıyor. Geri kalan yüzde 95.3'ü tarımsal üretime hizmet ediyor" dedi.
-EN GENİŞ ALANLAR ANTALYA'DA-
Aygün, hemen hemen tüm illerde 2-B olarak nitelendirilen araziler bulunduğunu ancak en geniş alanlarının ise Antalya'da olduğunu kaydetti. Antalya'da orman vasfını kaybetmiş arazilerin 45,6 bin hektarlık bir alana yayıldığını ifade eden Aygün, Antalya'yı 39,3 bin hektarla Mersin, 34,9 bin hektarla Balıkesir, 31.7 bin 706 hektarla Ankara, 29 bin 643 hektarla Sakarya, 29 bin 139 hektarla Muğla, 18 bin 233 hektarla İstanbul, 16 bin 95 hektarla Bolu, 15 bin 290 hektarla Samsun, 14 bin 772 hektarla İzmir"in izlediğini kaydetti. Aygün şu ifadeleri kullandı:
"Artık kendimizi kandırmayalım, buralar bir daha orman haline getirilemez. Bari işgalcileri tarafından bedava kullanılmalarının önüne geçelim. Bu arazilerin rayiç bedeli üzerinden kullananlara satışı bir an önce gerçekleşmelidir. Satıştan devletin 20-30 milyar dolar gelir elde edeceği hesaplanıyor. Gecikilen her gün devletin aleyhine işliyor. Devletin malını birileri bedava kullanırken, devlet bütçe açığını finanse etmek için hem içerden hem de dışarıdan borçlanıyor. Orman alanlarını işgal edenler üzerine kurdukları lüks konutlarda keyif çatarken, devlet borçlarına faiz ödüyor."
-ORMANLARI KORUMAYA HARCAYALIM-
ATO Başkanı Aygün, bazılarının 2-B alanlarının satılmasına "orman alanlarının yakılarak yağma edilmesine yol açılabilir" endişesiyle karşı çıktıklarını ifade ederek, bu endişenin yersiz olmadığını vurguladı. Aygün, "Bu endişelere ben de katılıyorum. Ancak, 2-B alanlarının bu günkü şekilde kullanılmasının da orman alanlarının yağma edilmesini engellemediğini görüyoruz" dedi. 2-B alanlarının satışıyla ilgili endişelerin ancak mevcut ormanların da sıkı korunmasıyla giderilebileceğini belirten Aygün, kaynak yetersizliği nedeniyle yıllardır orman alanlarının gerektiği kadar korunamadığını vurguladı. Aygün, orman özelliğini kaybetmiş alanların satılmasıyla elde edilecek paranın büyük bölümünün ormanların korunması, ağaçlandırma ve toprak erozyonun kontrolü için kullanılması gerektiğini ifade etti. Aygün, şu anda tarım alanı olarak kullanılan 2-B alanlarının hak sahiplerine üzerinde kesinlikle yapılaşmaya izin verilmemesi ve "şu anda hangi amaçla kullanılıyorsa ileride de aynı amaçla kullanmaya devam edilmesi" koşuluyla devredilmesi gerektiğini belirtti.
/**
2-B alanlarının kullanım şekli
Hektar pay
Yerleşim 22.233 4.7
Sera 2.365 0.5
Narenciye 8.041 1.7
Zeytinlik, fındıklık
meyvelik, bahçe 111.115 23.5
Otlak, yaylak 35.419 7.4
Diğer ekili alanlar 294.206 62.2
Toplam 473.419 100
*//
(ANKA)
(EBR/ES/ÖMR)
Aygün yaptığı yazılı açıklamada, 2-B alanlarının satışına yönelik olarak yürütülen çalışmaları değerlendirdi. Aygün, orman özelliğini yitirmiş alanların önemli bir bölümünün işgal altında olduğunu belirterek, işgal edenler tarafından yıllardır hemen hemen hiçbir bedel ödenmeden kullanılan bu alanların üzerinde "şehirler" bile kurulduğunu kaydetti.
-22 BİN HEKTARI YERLEŞİM ALANI-
Türkiye genelinde toplam 473 bin 419 hektarlık bir alanı kaplayan 2-B arazileri Lüksemburg'un 2, KKTC'nin 1.5, Hong Kong'un da 5 katı bir büyüklüğe denk geldiğini kaydeden Aygün, "Bu alanın 22 bin 233 hektarlık bölümü üzerinde yerleşim yerleri bulunuyor. İstanbul'un Beykoz, Şişli, Sarıyer, Sultanbeyli ve Çekmeköy, Muğla'nın Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Dalaman, Mersin'in Anamur, Sakarya'nın Karasu ve Sapanca, İzmir'in ise Bornova, Karaburun, Ödemiş, Buca ve Güzelbahçe gibi ilçelerinin büyük bölümü 2-B arazileri üzerinde kurulu bulunuyor. 2-B arazilerinin yüzde 4.7'sini oluşturan yerleşim yerlerinin 6 bin 624 hektarı üzerinde ilçe, 8 bin 514 hektarı üzerinde belde, 7 bin 35 hektarı üzerinde de köyler yer alıyor" ifadelerini kullandı. Aygün, bu bölgeler için hem kamu vicdanını hem de kullanan vatandaşları rahatsız etmeyecek bir çözüm bulunması gerektiğini belirterek, "Gerekirse hiç para almadan ya da küçük meblağlar alarak, buralarda yaşayan vatandaşların haklarını koruyalım. Yerleşim alanı dışındaki ticari alanları ise değeri üzerinden satalım" dedi.
-BÜYÜK BÖLÜMÜNDE TARIM YAPILIYOR-
Aygün, aslında herkesin ortak malı olan bu alanların, sadece yerleşim amacıyla değil, büyük bir bölümünün tarımsal üretim amacıyla kullanıldığını bildirdi. Sinan Aygün, 2-B arazilerinin 2 bin 365 hektarının sera, 8 bin 41 hektarının narenciye alanı, 111 bin 115 hektarının zeytinlik, fındıklık, meyvelik ve bahçe, 35 bin 419 hektarının otlak olarak kullanıldığını kalan 294 bin 206 hektarının da ekili alanlardan oluştuğunu belirtti. Aygün, "Görüldüğü gibi 2-B arazilerinin sadece yüzde 4.7'si yerleşim amacıyla kullanılıyor. Geri kalan yüzde 95.3'ü tarımsal üretime hizmet ediyor" dedi.
-EN GENİŞ ALANLAR ANTALYA'DA-
Aygün, hemen hemen tüm illerde 2-B olarak nitelendirilen araziler bulunduğunu ancak en geniş alanlarının ise Antalya'da olduğunu kaydetti. Antalya'da orman vasfını kaybetmiş arazilerin 45,6 bin hektarlık bir alana yayıldığını ifade eden Aygün, Antalya'yı 39,3 bin hektarla Mersin, 34,9 bin hektarla Balıkesir, 31.7 bin 706 hektarla Ankara, 29 bin 643 hektarla Sakarya, 29 bin 139 hektarla Muğla, 18 bin 233 hektarla İstanbul, 16 bin 95 hektarla Bolu, 15 bin 290 hektarla Samsun, 14 bin 772 hektarla İzmir"in izlediğini kaydetti. Aygün şu ifadeleri kullandı:
"Artık kendimizi kandırmayalım, buralar bir daha orman haline getirilemez. Bari işgalcileri tarafından bedava kullanılmalarının önüne geçelim. Bu arazilerin rayiç bedeli üzerinden kullananlara satışı bir an önce gerçekleşmelidir. Satıştan devletin 20-30 milyar dolar gelir elde edeceği hesaplanıyor. Gecikilen her gün devletin aleyhine işliyor. Devletin malını birileri bedava kullanırken, devlet bütçe açığını finanse etmek için hem içerden hem de dışarıdan borçlanıyor. Orman alanlarını işgal edenler üzerine kurdukları lüks konutlarda keyif çatarken, devlet borçlarına faiz ödüyor."
-ORMANLARI KORUMAYA HARCAYALIM-
ATO Başkanı Aygün, bazılarının 2-B alanlarının satılmasına "orman alanlarının yakılarak yağma edilmesine yol açılabilir" endişesiyle karşı çıktıklarını ifade ederek, bu endişenin yersiz olmadığını vurguladı. Aygün, "Bu endişelere ben de katılıyorum. Ancak, 2-B alanlarının bu günkü şekilde kullanılmasının da orman alanlarının yağma edilmesini engellemediğini görüyoruz" dedi. 2-B alanlarının satışıyla ilgili endişelerin ancak mevcut ormanların da sıkı korunmasıyla giderilebileceğini belirten Aygün, kaynak yetersizliği nedeniyle yıllardır orman alanlarının gerektiği kadar korunamadığını vurguladı. Aygün, orman özelliğini kaybetmiş alanların satılmasıyla elde edilecek paranın büyük bölümünün ormanların korunması, ağaçlandırma ve toprak erozyonun kontrolü için kullanılması gerektiğini ifade etti. Aygün, şu anda tarım alanı olarak kullanılan 2-B alanlarının hak sahiplerine üzerinde kesinlikle yapılaşmaya izin verilmemesi ve "şu anda hangi amaçla kullanılıyorsa ileride de aynı amaçla kullanmaya devam edilmesi" koşuluyla devredilmesi gerektiğini belirtti.
/**
2-B alanlarının kullanım şekli
Hektar pay
Yerleşim 22.233 4.7
Sera 2.365 0.5
Narenciye 8.041 1.7
Zeytinlik, fındıklık
meyvelik, bahçe 111.115 23.5
Otlak, yaylak 35.419 7.4
Diğer ekili alanlar 294.206 62.2
Toplam 473.419 100
*//
(ANKA)
(EBR/ES/ÖMR)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...