Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
3 Kasım 2011 Perşembe
İyi Komşu, Evi Daha Yüksek Fiyata Sattırabiliyor!
Son yıllarda adı duyulmaya başlayan ‘Gayrimenkul değerleme’, tüketicilerin hayatlarındaki en önemli yatırım olarak gördükleri gayrimenkullerini daha doğru seçmelerini sağlıyor…
Gayrimenkul değerlemede bir çok kritere bakılarak tespit işlemleri gerçekleştirilirken, Türk tüketicilerin bu konuda farklı talepleri de olabiliyor. Gayrimenkul değerleme başvuranlardan, ‘komşularım nasıl olacak’ sorusu dahi geldiğini söyleyen Som Değerleme Genel Müdürü Nazan Özbaydar, “İyi veya kötü komşuların değere olumlu veya olumsuz etkisinin ölçülebilmesi, kişilere özel bir konu olması nedeniyle mümkün değil. Komşu faktörü değeri direki olarak etkileyen faktörler arasına girmiyor. Ancak kişilerin satın alma veya elden çıkarma kararlarında çok önemli bir etken. Komşusundan memnun olmayan kişi değerinin altına bile evini satabiliyor. Tam tersi şekilde, komşuluk için değerinden fazlaya satın alanlar da çıkabiliyor” dedi.
Kriterler 3 gruba ayrılıyor
Gayrimenkul değerleme esnasında bir çok kriter göz önünde bulunduruluyor. Gayrimenkullerin değerini etkileyen kriterler, gayrimenkulun bulunduğu bölgedeki alıcıların tercihlerine göre çeşitlilik göstermekle birlikte yasal unsurlar, lokasyon unsurları, fiziksel unsurlar olmak üzere üç ana grupta toplanıyor. Yasal unsurlar, imar durumu, kat irtifakının olması veya olmaması, yapının yasal olması veya olmaması, projesine uygun olması veya olmaması, iskan belgesi (yapı kullanma izin belgesi) olması veya olmaması, kat mülkiyetinin olması/olmaması, kamulaştırma şerhi olması, tedbir, haciz olması, kira şerhleri, hisseli olması, aidat ve genel giderler, vergi borcu olması vb. olarak sıralanıyor. Ulaşım kolaylığı veya güçlüğü, toplu ulaşım alternatifleri, şehir merkezine mesafe, köşe parsel olması, gürültü kaynaklarına yakınlığı, sanayi alanlarına yakınlığı, çevresindeki yapı kalitesi, çevresindeki halkın ait olduğu gelir grubunun niteliği, alışveriş merkezlerine yakın olması, eğitim, sağlık, kültür gibi tesislere yakın olması, bina yaşı, arsa büyüklüğü, arsa payı, manzarasının durumu, yönü, aydınlanma durumu, mahremiyet, iç mekan özellikleri, inşaat kalitesi, asansörü, ara kat, bodrum kat, çatı katı olması, bakımlılık durumu, nem durumu, banyo, balkon sayısı, otopark durumu fiziksel unsurları oluşturuyor.
İşyerine yakın ev
İnsanların ev alma alışkanlıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Som Değerleme Genel Müdürü Nazan Özbaydar, şunları söyledi: “Kişilerin özel sebeplerle çoğunluğun verdiği bedellerden daha yüksek bedellere katlandıkları da özellikle konut satın alırken sıklıkla görülüyor. Bebeğine bakan anneye yakın olan bir evi satın alırken, iş yerine çok yakın bir evi satın alıyor. Çocuğunun gittiği kreşe veya okula yakın bir evi satın alırken ya da çok yakın bir arkadaşın olduğu muhitte ev satın alırken, kişiler olduğundan biraz daha yüksek bedellere katlanmaktan kaçınmıyor. Bunun yanı sıra, birlikte yaşam kurallarını hiçe sayarak, başkalarının hak ve hürriyetlerine zarar veren, olur olmaz zamanlarda gürültü yapan, huzursuzluk yaratan, binanın genel giderlerine karışmayan, ortak çıkarlara gereksiz muhalefet eden, binanın genel yaşam kurallarına uymayan, binadaki diğer sakinlerin haklarını ihlal eden komşular ise bir an önce evin elden çıkarılabilmesi için daha düşük bedellere razı olunmasına sebep olabiliyor.”
82 değerleme şirketi faaliyet gösteriyor
Bireysel ya da kurumsal yatırımcılar, gayrimenkul yatırımı konusunda değerleme hizmeti almak için değerleme şirketlerine tapu belgesi ile başvurabiliyorlar. Uzmanlar, resmi kurum incelemelerini tamamladıktan sonra gayrimenkulu fiziksel olarak inceliyor. Gayrimenkul üzerinde herhangi bir yasal kısıtlama olup olmadığını, varsa bunların satışa engel olup olmadığım, gayrimenkulun gerekli izin ve ruhsatlara sahip olup olmadığını, gayrimenkulun bulunduğu yerin imar planlarındaki fonksiyonları, gayrimenkulun arsa payı, ortak alanları ve bunların hak sahipliği gibi pek çok farklı kriteri detaylı olarak inceleniyor. Bu incelemeler sonrasında da o gayrimenkule ilişkin bir değerleme raporu hazırlanıyor. Mülkün niteliğine, çalışma süresi ve projede çalışacak uzman sayısına göre hizmet bedelleri değişiklik gösteriyor. Daire değerleme raporu söz konusu ortalama 400 TL gibi bir ücret almıyor. Türkiye’de şu anda yaklaşık 1.600 lisanslı uzman bulunuyor. SPK tarafından yetkilendirilmiş 82 değerleme şirketi faaliyet gösteriyor.
Riskler minimuma indirilebilir
Tüketicilerin gayrimenkul yatırımı yaparken kendilerini güvenceye aldıklarım söyleyen Özbaydar şunları söyledi: “Gayrimenkul yatırımlarında sürecin çok iyi gözden geçirilmesi ve karar verilmesi gerekiyor. Bireysel yatırımcıların sadece güvenli olduğu kabulü ile yıllarca biriktirdiği parayı hiçbir inceleme yapmadan sezgisel olarak gayrimenkule yatırmaları maddi ve manevi kayıplar yaratabiliyor. Yıllarca yapmış olduğu birikimi bir anda yanabilir. Bunun için önce iyi düşünüp karar verilemli. Bu riskler araştırmalar yapılarak minimuma indirilebilir. Gayrimenkul yatırımında, en büyük riskler konum tespitinin doğru yapılmamasından, imar durumu ve tapu kayıtlarının incelenmemesinden kaynaklanıyor” dedi.
Güncel imar durumuna bakılmalı
İmarla ilgili incelemelerde de iki önemli nokta olduğunu dile getiren Nazan Özbaydar, “Güncel imar durumunun tespiti ve imar arşiv dosyasının incelenmesi dikkat edilmesi gereken konular. Güncel imar durumu, parsel üzerinde herhangi bir yapı mevcut değilse veya parsel üzerindeki yapı yıkıldığında yerine kaç katlı, ne amaçlı, ne büyüklükte bir yapı yapılabileceğini gösterir. Üzerinde bir apartman bulunan parselin imar plam koşullarının değişmiş olma ihtimali söz konusu olabilir. Projesine uygun olmayan imalatlar nedeni ile, bina için yapı tatil tutanağı düzenlenmiş olması, inşaat aşamasında yasal sürelere uyulmadığı için ruhsatsız sayılması gibi birçok risk, gayrimenkule takdir edilen değeri ve “satılabilir” kararını etkiler” dedi.
HÜRRİYET
KAT KARŞILIĞI SÖZLEŞMESİ
Posta gazetesi yazarı Tamer Heper, müteahhitle satış sözleşmesi yaptığı halde dairesini alamayan okurunun sorusunu cevaplıyor. İşte Heper’in okuruna verdiği yanıt…
Tamer Heper’in Posta gazetesinde bugünkü yazısı şöyle:
Noterde sözleşme yapın
Daire alacaktım, müteahhitle satış sözleşmesi yaptık. Dairem bundan altı ay önce bana teslim edilecekti. Daire teslim edilmediği gibi firma teslim edecekmiş gibi de görünmüyor. Her müracaatımda beni atlatıyor. Nasıl davranmalıyım? T.L
Çok ama çok yaygın bir ihtilaf. Önce ihtilafın başlangıcına geleyim. Anlattığınız bir satış değil aslında satış vaadi. Arasında fark var. Satış olsaydı dairenizin tapusunu alırdınız. Oysa burada tapunun sonra verileceği belli. Yani bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi söz konusu. Bunun önemi şurada:
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hukuken mümkündür, yapılabilir ama şekle bağlıdır. Sözleşme kendi aranızda düz beyaz kağıda yapılırsa bu geçersizdir. Noterde özel şekilde (düzenleme şeklinde) yapılma mecburiyeti var. Bu şekle uyulmayanhallerde sözleşme geçersiz. Dolayısı ile sizin sözleşmenin geçerliliği konusunda probleminiz var ki asıl mesele bu. Ancak Yargıtay olayın yaygın olduğunu görerek bir kurtarma operasyonu yaptı ve müteahhitten satın alınıp da şekil şartları uygun olmayan bu tip sözleşmeleri “temlik” olarak kabul etti. Dolayısı ile temlik hükümlerine göre alıcıya devri kabildir dedi. Temlik, bir alacağın üçüncü şahsa devri anlamını taşır.
Bu karar bir nebze alıcıyı kurtarır gibi görünürse de bu defa karşımıza, temlik veren müteahhidin arsa sahibinden daire almaya hak kazanıp kazanmadığı sorusu gelir. Şayet müteahhit arsa sahibine karşı görevlerine yerine getirmedi ise sattığı daireleri de talep hakkı yoktur, dolayısı ile temlik alanın da talep hakkı olmaz. Netice:
İşin başında işlem doğru yapılmalı, satış vaadi sözleşmesi noterde yapılmalı. Notere ödenecek bir miktar harçtan kaçınılmamalı, iş sağlama bağlanmalı. Siz de durumunuzu bu bilgiler ışığında değerlendirin, şartları varsa tüketici mahkemesinin yolunu tutun.
Tamer Heper / POSTA
Kiracı Mal Sahibi İlişkileri
Taşınmaz malların kiralanmasında en çok ortaya çıkan ihtilafları soru-cevap şeklinde ortaya koyarak kira aktinin yapılması esnasında tarafların muhtemel sorunlar hakkında bilgilendirilmesi ve yapacakları sözleşmelere hazırlıklı olmaları amaçlanmıştır.
1. Kira sözleşmesinin niteliği:
Belli bir bedel karşılığında geçici bir süre için başkasına ait taşınır veya taşınmaz malın kullanıkira, buna ilişkin anlaşkirada kira sözleşmesi denir.
Kira sözleşmesinin yapılabilmesi için iki tarafın iradelerinin karşılıklı olarak uyuşması gereklidir.
Bir bedel karşılığında kiraya verilen maldan yararlanan kimseye ‘kiracı’; bir bedel karşılığında kiraya verilen maldan yararlanılmasına razı olan kimseye, bir başka anlatımla kira sözleşmesinin diğer tarafına da ‘kiraya veren’ denilir.
Bu kısa açıklamalardan sonra, sorulara geçelim.
1-) Kira sözleşmelerinin yazılı olması şart mıdır?
Kira sözleşmelerinin yazılı olması şart değildir, sözlü de olabilir. Kefalet ve temlik gibi sözleşmelerin yazılı olması gerektiğini yasalar belirttiği halde, kira için böyle bir şart bulunmamaktadır. Yasal olarak böyle bir zorunluk olmasa da ispat kolaylığı açısından yazılı sözleşme yapılması faydalıdır.
2-)Başkasına ait bir malın kiraya verilmesi mümkün müdür?
Başkasına ait bir malın kiraya verilmesi mümkündür. Örneğin eşlerden birinin dairesini diğer eşin kiraya vermesi, ya da yurtdışındaki kardeşine ait bir dairenin diğer kardeş tarafından kiraya verilmesi sıkça karşılaşılan durumlardır. Verilen örneklere bakılarak akrabalık şartı olduğu zannedilmemelidir. Önemli olan, kira konusu malın kullanıma hazır durumda kiracıya teslim edilebilmesidir.
3-)Bir vekaletnameye istinaden yapılan kiralamalarda hukuki durum nedir?
Kira konusu malın sahibinin verdiği vekaletnameye istinaden kiralamalarda ise, kiraya veren vekil değil, malın maliki olarak kabul edilir. Çünkü vekaleten iş görmelerde, vekil olarak davranan kendi adına davranmamakta, vekaletname çerçevesinde vekil eden adına kiraya vermektadir. Bu itibarla vekilin kendi adına örneğin ihtiyacını öne sürmek suretiyle tahliye davası açmasına imkan bulunmamaktadır. Fakat eğer vekaletnamede yetkisi varsa, kendisini vekil eden adına tahliye, ya da kira artırımı gibi davaları açmak için bir avukat tutabilir.
Eğer kira bedelleri de vekil tarafından tahsil ediliyorsa, bu konuda vekaletnamede açıkça yetki olmalıdır. Aksi takdirde, kira paraları ödenmemiş kabul edileceğinden tahliye ve kiraların ikinci defa ödenmesi gibi rizikolar mevcut olacaktır.
Vekaleten kiraya vermek nasıl kabilse, vekaleten kiralamak ta kabildir. Bu durumda, vekaletnamede kira mukavelesi yapmaya ve kiralamaya dair açık yetki bulunmalıdır.
4-)Bir kimsenin bir başkasının malını rızası dışında kiraya vermesi mümkün müdür? Böyle bir durumla karşılaşılmaması için ne yapılmalıdır?
Bir kimsenin haberi dahi olmadan yetkisiz şahıslar tarafından taşınmazının kiraya verildiği vakidir. Böyle bir durumda kiracı yönünden bazı hukuki problemler çıkabilir. Bunun için, malın sahibinin kiraya veren şahsı bu konuda yetkilendirdiğine dair yazılı bir belge ya da vekaletname aranması, muhtemel ihtilafları önlemek bakımından faydalı olacaktır.
5-)Tüzel kişiliği haiz bir şirkete malın kiraya verilmesi ya da ondan mal kiralanması durumunda nelere dikkat edilmelidir?
Anonim, limited, komandit vs. gibi şirketlerin de kira sözleşmelerinin tarafı olması mümkündür. Bu durumda kira mukavelesini imzalayacak olanların, mümkün olduğu kadar yeni tarihli imza sirküleri ya da yetki belgesine göre yetkili olduklarının kontrolüyle bu belgeden bir tane örnek alınması yararlı olacaktır.
6-) Kira bedeli olarak paradan başka bir şey kararlaştırılabilir mi?
Kira bedeli kural olarak para olmakla birlikte kira bedeli karşılığında çalışma (örneğin ücretine veya ücretinin bir kısmına karşılık olarak, bankada çalışan birinin bankaya ait bir evde oturması), bir iş görme (örneğin kira karşılığı olarak, oturacağı evi dekore etmesi) gibi şeyler olması da mümkündür.
7-) Kira sözleşmesinin tapuya kaydı mümkün müdür?
Kira sözleşmesinin tarafları serbest iradeleriyle bunu kararlaştırmışlarsa mümkündür. Yalnız, kira sözleşmesinin noterce tasdiki şarttır. Taraflardan birinin noterden tasdikli sözleşmeyi tapu dairesine ibrazı üzerine, tapu kütüğüne sözleşme şerhedilir. Taşınmaz daha sonra el değiştirmiş olsa bile yeni malik, sözleşme bitene kadar kiracıya karşı tahliye davası açamaz.
8-) Kira bedeli ne zaman ödenmelidir ?
Genellikle kira bedelinin ne zaman ödeneceği sözleşmede belirtilir. Bunu taraflar serbest iradeleriyle kararlaştırırlar. Taraflar, kira parasının ‘üç ayda bir’, ‘altı ayda bir’, ‘yıllık peşin’ gibi çeşitli zamanlarda ödenebileceğini kabul edebilirler.
En çok karşılaşılan ödeme zamanı ‘her ay peşin’ şeklinde olandır. Bu gibi bir durumda, o ayın en geç üçüne kadar ödeme yapılmazsa kira parası geç ödenmiş sayılır. Eğer, kira parasının örneğin en geç 5′ine kadar ödeneceği kararlaştırılmışsa 3 günlük tolerans burada da geçerlidir; kira parası 8′ine kadar ödenebilir. Kira parasının posta ile veya banka havalesiyle gönderildiği durumlarda, kiranın yatırıldığı tarihte ödeme yapılmış sayılır. Postahane veya bankada geçen süre, ödeme için gerekli sürenin hesabında nazara alınmamaktadır.
Eğer kira parasının ne zaman ödeneceği konusunda taraflar hiç bir şey kararlaştırmamışlarsa, bu durumda kira bedelinin her ayın sonunda ödeneceği kabul edilir.
9-) Kira bedeli nerede ödenir?
Kira bedeli, kiraya verenin konutunda ödenir. Eğer posta ile gönderilecekse masrafı kiracı tarafından karşılanmak kaydıyla ‘konutta ödemeli’ olarak gönderilmelidir. Kira parasının gerek adi postayla gerekse posta masrafı kesilerek gönderilmesi durumunda, kira parası usulüne uygun surette ödenmemiş olacaktır.
Kira parasının nereye ödenebileceğini taraflar serbestçe kararlaştırabilirler. Genellikle kiraya veren, sözleşmede bir banka hesap numarası vermek suretiyle kiranın ödeneceği yeri belli eder. Bununla birlikte, bu hesap numarasının mutlaka sözleşmenin tarafı olan kiraya verene ait olması şart değildir. Örneğin; kiraya veren eşlerden biri diğer eşin hesap numarasını vererek paraların o hesaba yatmasını isteyebilir. Kiracı, belirtilen hesaba kirayı yatırmakla borcundan kurtulmuş olur.
10-) Kira parasının bir banka hesabına yatırılmasının kararlaştırıldığı durumlarda bu hesap, hesap sahibi tarafından kapatılırsa ne olur ?
Bazen kiraya veren, çeşitli sebeplerle bankadaki hesabını kapatabilir. Doğal olarak, bu hesaba havale edilen kira parası göndericisine geri gelecektir. Eğer hesap kapatıldı diye kiracı kira parasını yatırmazsa tahliye tehlikesi ile yüzyüze kalabilir. Bu gibi durumlarda, kira parasının konutta ödemeli olarak posta ile gönderilmesi gerekmektedir. Bu havalenin de kabul edilmemesi halinde, kiracı mahkemeye başvurarak ‘ödeme yeri(tevdi mahalli)’ tayinini istemelidir. Mahkemenin tayin ettiği bankada kiraya verilen adına açılacak bu hesaba kiracı parayı yatırmakla borcundan kurtulmuş olur. Kiraya verenin bu hesaptaki parayı çekip çekmemesi veya parayı kabul edip etmemesi, kiracı yönünden artık bir önem arzetmez.
10-) Kira bedelinin ödendiği tanıkla ispatlanabilir mi?
Hayır. Mutlaka yapılan ödemeler karşılığında yazılı belge alınmalıdır. Posta havale makbuzu, banka ödeme dekontu, EFT makbuzu vs. de yazılı belgelerden sayılmaktadır.
11-) Makbuz alınmadan ödeme yapılması durumunda muhtemel rizikolar nelerdir?
Bu gibi durumlarda iki türlü risk vardır: Tekrar ödeme ve tahliye edilme. Kiraya verenin çeşitli sebeplerle aldığı parayı inkar etmesi ve kiracının da yaptığı ödemeleri yazılı bir belge ile ispatlayamaması durumunda, kira alacaklarında zamanaşımı süresi olan geriye doğru en fazla 5 yıllık kirayı tekrar ödemesi gündeme gelebilir. Aynı zamanda kira paralarının ödenmemesi gerekçe gösterilerek kiracı aleyhine tahliye davası da açılabilecektir.
Bu yol, genellikle tahliyeyi sağlamak bakımından kiraya verenler tarafından bir tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır. Yapılan ödemelerin tekrar istenilmesi ahlaki olmasa da yasalara uygundur; çünkü işlem güvenliği açısından kiralar için yapılan ödemelerin tanıkla ispatlanması mümkün değildir. Buna karşılık, ikinci bir defa ödemede bulunanın tekrar ödediği parayı geri alabilmek için başvurabileceği bazı hukuki yollar varsa da bunun incelenmesi, konu dışında kalmaktadır.
12-) Son kira bedelinin ödenmiş olması, daha önceki kiraların ödendiğini ispatlayabilir mi?
Son kira bedelinin ödenmiş olması, daha öncekilerin ödenmiş olduğunu göstermez. Bu itibarla kiraların ödendiğini gösteren bütün makbuzların, kira alacaklarında zamanaşımı süresi olan en az 5 yıl boyunca saklanması gerekmektedir.
13-) Kira bedellerine karşılık bono verilmişse hukuki durum nedir?
Bazen kira sözleşmesinde yazılı aylık kira tutarı kadar kiracıdan bono alındığı vakidir. Vadesinde bono ödendiğinde, kiracı borcundan kurtulur. Ancak, kira bedellerinin bonolarla ödeneceği sözleşmede yazılı değilse kiracı yönünden hukuki durumun sağlam olduğu söylenemez. Çünkü kural olarak bonolardaki borç, bir hukuki sebebe bağlı olmaksızın yüklenilen ‘soyut’ bir borçtur. Bu durumda kiracı, kirayı tekrar ödeme ve tahliye edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Bunun için, kiralara karşılık bono verildiğinde bunun mutlaka kira sözleşmesine kaydedilmesi özellikle kiracı yönünden faydalıdır.
14-) Matbu kira sözleşmesi kullanılması zorunlu mudur ?
Pek çoğumuzun gördüğü üzere, kira mukavelesi olarak basılı bir örnek kullanılmaktadır. Belli bir ücret karşılığında ‘değerli kağıt’ bayilerinde satılan bu mukaveleyi yasal olarak kullanma mecburiyeti bulunmamaktadır. Mukavelenin sadece ‘yazılı’ olması, ispat için yeterlidir.
15-) Hisseli bir taşınmazın kiralanması nasıl olur?
‘Müşterek mülkiyet’ denilen; her hissedarın belli bir oranla hissesinin belirli olduğu halde (örneğin bir taşınmazda A %15, B %40 ve C %45 nispetlerinde hissedardır) çoğunluğun rızası ile taşınmaz kiraya verilebilir. Yukarıdaki örneğe göre, (A+C)’nin hisse toplamı %60 yaptığı için onlarla yapılan mukavele, taşınmazı kiralamak için yeterlidir. Fakat, kira bedeli yatırılırken doğal olarak her hissedarın hissesi nispetinde ödeme kendisine yapılacaktır. Örneğimize geri dönecek olursak, (B)’nin mukaveleye rıza göstermemiş olması, onun hissesine düşen paranın hiç ödenmemesi veya diğer hissedarlara ödenmesi gerektiği manasına gelmemektedir.
Bir diğer hisseli mülkiyet şekli de ‘iştirak halinde’ olandır. Bu tip ortaklıkta, hissedarlar belli olmakla birlikte henüz hisse nispetleri belli değildir. Miras yoluyla kalan ve daha henüz mirasçılar adına intikali yapılmayan taşınmazlardaki mülkiyet, en çok karşılaşılan şeklidir. Burada hisse nispetlerine göre resmen bir ayırım yapılarak hissedarlar adına henüz tapu çıkmamış olduğundan, bu tip bir taşınmazın ancak tüm hissedarların muvafakati ile kiraya verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla gerek sayı ve gerekse nispet olarak çoğunluk sağlanmış olsa bile bunlarla yapılan mukavele yeterli değildir; tamamının rıza göstermesi gereklidir.
16-)İçinde kiracı olan bir taşınmazı satın alan yeni malikin hakları nelerdir?
Genel olarak yeni malike tanınan iki hak vardır: Birincisi, eski malikle yapılan kira sözleşmesine halef(ardıl) olur; bir başka anlatımla eski malikin kiracı ile yapmış olduğu sözleşmeden kaynaklanan bütün haklardan faydalanır.
İkincisi, yeni malik, taşınmazı satın aldığı tarihten itibaren bir ay zarfında kendisi veya eşi veya çocuklarının ihtiyacı için kullanacağı yolunda kiracıyı ihtarname ile haberdar etmesi kaydıyla, satın alma tarihinden itibaren 6 ay sonra tahliye davası açabilir. Bu davanın kazanılabilmesi için ihtiyaç iddiasının ciddi ve samimi olduğunun mahkemede ispatlanması gerekmektedir.
17-) Kiraların yıllık artış oranı nedir ?
Eğer taraflar serbest iradeleriyle mukavelede örneğin %80 gibi belli bir oran ya da belli bir meblağ kararlaştırmış bulunuyorlarsa bu oran ya da meblağ geçerlidir. Dikkat edilmesi gereken nokta, böyle bir oran kararlaştırılmış olmasına rağmen Yargıtay’ın belirlediği oranın bu orandan düşük olması halinde dahi, kiracının, serbest irade ile kararlaştırılmış orana göre zam yapması gereğidir.
Yargıtay’ın belirlediği oran, tarafların bir oran kararlaştırmadıkları ya da kararlaştırdıkları dönemin sona ermiş bulunmasına rağmen kiracının, kira konusu taşınmazı kullanmaya devam etmesi halinde bir önem arzetmektedir.
1994 yılına kadar kira tespit davalarında yıllık artış oranının belirlenmesinde Toptan Eşya Fiyat Endeksi’ni esas alan Yargıtay, 1995 yılında ise görüş değiştirmek suretiyle sabit bir oranı (%65) benimsemiştir.
Kira sözleşmesinde daha yüksek bir oran kararlaştırılmış olmasına rağmen, kira meblağına %65 oranında zam yapılması durumunda, kira eksik ödenmiş sayılacağından tahliye riski doğabilecektir.
Buna karşılık örneğin kira sözleşmesinde %50′lik bir oranın kararlaştırılmış olması durumunda, kiraya veren de Yargıtay’ın kararına dayanarak %65′lik artırım isteyemeyecektir.
18-) Kira tespit davası sonucu bir fark ödenmesi gerekirse nelere dikkat edilmelidir?
Öncelikle, kira tespitine dair mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir ki bu iki şekilde olur: Taraflar mahkemenin verdiği kararı temyiz etmezler ve belli süre geçince karar kendiliğinden kesinleşir. Ya da temyiz edilen karar Yüksek Mahkeme(Yargıtay) tarafından tasdik edilmekle (onaylanmakla) kesinleşir.
Kesinleşen bu kararda yazılı kira farklarının süresinde ödenmemesi durumunda, kiracının taşınmazdan tahliyesi söz konusu olabilir. Kiraya verenin, kesinleşmeyen kararda yazılı meblağı istemeye hakkı bulunmamaktadır
ARSA OFİSİ KANUNU
ARSA OFİSİ KANUNU
KANUN NO 1164
KABUL TARİHİ 29.04.1969
R.GAZETE 10.05.1969
SAYI 13195
(1) - Bu Yasa'da, değişiklik yapan yasa ve KHK'ler işlenmiştir: 30.11.1989-KHK/392, R.G.: 16.02.1990/20435, Yürürlük:16.02.1990; 3595 s.Y. R.G.: 30.12.1989/20388, Yürürlük:01.01.1990; 18.08.1993-KHK/517, R.G.:15.09.1993/21699, Yürürlük:15.09.1993
- KHK/517; Anayasa Mahkemesi'nce yayımından altı ay sonra yürürlüğe girmek üzere iptal edilmiştir (E.1993/52, K.1993/54, T.26.11.1993- R.G. 30.12.1993/21804 - KHK/517 ile değiştirilen ve Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen hükümler, 19.06.1994-KHK/542 ile yeniden düzenlenmiştir. (R.G.30.06.1994/21976-mük.-Yürürlük:30.06.1994
"MADDE 1 (Değişik:19.06.1994-KHK/542,m.1) - Arsaların aşırı fiyat artışlarını önlemek amacıyla tanzim alış ve satış yapmak; konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri için arazi ve arsa
sağlamak üzere; Maliye Bakanlığına bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz ve döner sermayeli "Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü" kurulmuştur." (**1)
"MADDE 2 (Değişik:19.06.1994-KHK/542,m.2) - Bu Genel Müdürlük;
a. Konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve çeşitli kamu tesisleri için anlaşma, devir, satın alma yolu ile ve benzeri şekillerde arazi ve arsa sağlamaya,
b. Arsa stoku ve tanzim satışları yapmaya,
a. Sağladığı arazi ve arsaları olduğu gibi veya planlayarak, altyapı tesislerini kısmen veya tamamen
ikmal ederek veya ettirerek ihtiyaç sahiplerine satmaya, kiralamaya, trampaya, irtifak hakkı tesis etmeye, kamu kurum ve kuruluşları eliyle pazarlamaya ve satmaya,
b. Amaçlarını gerçekleştirmede kullanmak üzere gerekli fonları temin için miktarı, faizi, itfa süresi,
ihraç fiyatı gibi hususlar Maliye Bakanlığınca belirlenmek üzere tahvil ihraç etmeye,
c. Gerçek ve tüzel kişilerden avans almaya ve Maliye Bakanlığının izni ile her türlü kaynaktan kredi
kullanmaya,
d. Konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ile kamu tesisleri yerleşme alanlarında arazi ve
arsa alımı ve altyapı inşaatları için tahsis edilen fonlardan kaynak sağlamaya,
e. 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve fonları kurmaya ve işletmeye,
f. Amacıyla ilgili ihtisas bankalarına iştirake yetkilidir.
Genel Müdürlük, Bu Kanunun amaçları çerçevesinde kullanacağı taşınmaz malların harita,imar, uygulama ve parselasyon planlarını yapar veya yaptırır. Planlar, 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre işlem yapılarak onanır ve kesinleşir." (**2)
"MADDE 3 - (Değişik: KHK/392, m.2) Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü; bir Genel Müdür ile Genel Müdür yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği, sekiz adet Daire Başkanlığı ve gerekli diğer müdürlüklerden oluşur.
Genel Müdür, bağlı bulunulan Bakanlığın teklifi üzerine müşterek kararla, 1 inci derecede kadrolu görevlerde bulunanlar Bakanlıkça, diğerleri Genel Müdürlükçe atanır.
Genel Müdürlüğün taşra teşkilatı kurması Bakanlığın iznine bağlıdır.
Özel bir meslek bilgisine ve uzmanlığına ihtiyaç duyulan işlerde çalıştırılacak personel ile teknik ve avukatlık hizmetleri sınıfına dahil yüksek öğrenim görmüş personel 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri çerçevesinde Bakanlığın onayı ile sözleşmeli olarak istihdam edilebilir."
(*)MADDE 4 - Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nün kadroları ekli (1) sayılı cetvelde gösterilmiştir. (1) Ücretli kadrolar ise Maliye ile İmar ve İskân Bakanlığı'nca müştereken tespit olunur.
Genel Müdürlük personelinin tayin, terfi, tecziye ve sicil işlemleriyle diğer özlük işleri İmar ve İskân Bakanlığı personeli hakkında uygulanan hükümlere tabidir.
(1) - Yasa'ya ekli cetvelin buraya alınmasına gerek görülmemiştir.
MALİ HÜKÜMLER
"MADDE 5 (Değişik:19.06.1994-KHK/542,m.3) Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün döner sermayesi 1.000.000.000.000.- (Bir trilyon) TL.'dir. Sermayenin tamamı Devlete aittir. Bu sermaye Bakanlar Kurulu Kararı ile üç katına kadar artırılabilir.
Bu döner sermaye;
a) Konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri yerleşme alanlarında arazi ve arsa alımı ve alt yapı inşaatı için tahsis edilen kaynaklar ve bütçe imkanları çerçevesinde her yıl genel bütçeye konulacak ödeneklerden,
b) Sermayeye mahsuben Hazinece devredilebilecek taşınmaz malların bedellerinden,
c) Yıllık % 1'i geçmemek üzere, Maliye Bakanlığınca belirlenecek oranda, genel bütçenin taşınmaz mal satış gelirlerinden aktarılacak paylardan,
d) Döner sermayenin işletilmesinden elde edilecek kârlardan, e) Her çeşit bağış ve yardımlar ile diğer gelirlerden,
f) İhraç edilen tahvillerden elde edilen fonlar ve gayrimenkul yatırım fonlarının işletilmesinden elde edilen gelirlerden,
g) Diğer kanunlarda Arsa ofisine aktarılması öngörülen paralardan meydana gelir." (**3)
MADDE 6 (Değişik:19.06.1994 KHK/542,m.4)- Arsa alımı ve satımı, harita, planlama,kamu tesis ve hizmetlerinin yapılması, diğer döner sermaye işlemleri 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi değildir.
Ancak, döner sermaye ile yapılacak işlerden doğan gelir ve giderler için, mali yılın bitiminden itibaren iki ay içinde Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce bir bilanço düzenlenir.
832 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 40 ıncı maddesi uyarınca hazırlanan bilanço ve eki cetveller ile belgeler Sayıştaya, bilanço ve eklerinin birer örneği ise Maliye Bakanlığına aynı süre içinde gönderilir." (**4)
ARSA İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
(*) MADDE 7 - Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce bu Kanunda yazılı amaçlarda kullanılmak üzere talep edilen arazi ve arsalardan Hazineye ait olanlar Hazine tarafından ve evvelce Hazine'den intikal etmiş olup belediyelerce herhangi bir hizmete tahsis edilmemiş bulunan arazi ve arsalar da karşılığı 775 sayılı Kanun'un 12'nci maddesinde sözü geçen fona yatırılmak kaydıyle, belediyelerce, Milli Emlak ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüklerince müştereken takdir edilecek kıymetleri üzerinden Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'ne devredilir. (1)
Bunlardan kamu hizmetleri için lüzumlu olduğu gerekçesiyle Hazine veya Maliyece talep edilenler, devir fiyatına bu arsalara Ofisce yapılan masraflar ilave edilerek bulunacak bedel esas alınmak suretiyle Hazineye veya belediyelere iade edilir.
Bu devir işlemleri talep tarihinden itibaren üç ay içerisinde tekemmül ettirilir. Bu madde gereğince devredilecek araziler hakkında, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu hükümleri uygulanmaz. 28.12.1960 tarih ve 189 sayılı Kanun kapsamına giren veya herhangi bir kamu hizmetine tahsis edilmiş olan arazi ve arsalar bu madde hükümleri dışındadır.
(1) - Maddede geçen "İmar ve İskan Bakanlığınca" ile "Maliye ve İmar ve İskan Bakanlıklarınca" ibareleri 19.06.1994-KHK/542,m.9 ile değiştirilmiştir.
MADDE 8 - Hazine, belediye, özel idare ve Vakıflar İdaresi satışa çıkaracakları arazi ve arsaları satış muamelesine tevessül etmeden önce (Arsa Ofisi'ne) bildirmekle mükelleftir.
MADDE 9 (Değişik:19.06.1994-KHK/542,m.5) - Maliye Bakanlığı; konut,sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ile kamu tesisleri için planlanmış sahalar içinde kalan özel ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve varsa bunlar içerisinde veya üzerinde bulunan bina veya sair tesisleri Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına kamulaştırmaya yetkilidir." (**5)
MADDE 10 (Değişik 1.fıkra:19.06.1994-KHK/542,m.6) "Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü; konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri için planlamayı öngördüğü ve tahdidini yaparak ilgili tapu idarelerine bildirmiş bulunduğu sahalardaki arsa ve arazinin satışlarında şuf'a hakkını haizdir." (**6)
Bu sahalardaki arsa ve arazinin satışları tapu daireleri tarafından 15 gün içinde Arsa Ofisi'ne bildirilir.
Tapu dairelerine yapılacak bildiri üzerine Arsa Ofisi en geç 30 gün zarfında şüf'a hakkını kullanacağını bildirmediği ve bu süre içinde ödenmiş satış bedeli ile her türlü harç ve masrafları peşin olarak malik adına yatırmadığı takdirde, şüf'a hakkının kullanılmasından vazgeçilmiş sayılır. 3 günlük süre içinde ödenmiş satış bedeli ile her türlü harç ve masrafların yatırılmasını müteakip, tapu dairelerince re'sen eski satışın iptali ile yeni maliki adına tescil işlemi yapılır.
Bu halde tapu idareleri re'sen şüf'a hakkındaki şerhi kaldırmaya yetkilidir.
MADDE 11 - Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından satılan arsalar üzerine, satış şartlarına uygun inşaat ikmal edilmedikçe üçüncü şahıslara satılamaz, bağışlanamaz veya haczolunamaz. Bu hususlar tapu kayıtlarına işlenir.
Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nce satılan arsalar, üzerine belirtilen süre içerisinde satış şartlarına uygun yapı yapılmadığı veya yapılan yapı satış şartlarına aykırı olduğu takdirde, bedeli iade edilmek suretiyle Ofis'çe geri alınabilir.
Yapılan inşaat satış şartlarına uygun olmamakla beraber, geri alınması lüzumlu görülmeyenler hakkında, yargı yerlerince, arsa satış bedelinin iki mislinden az olmamak üzere, Ofis'e tazminat ödenmesine hükmolunur.
MADDE 12 - Kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarla kamu kurumları arsa ihtiyaçlarını Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'ne bildirerek Ofis eliyle karşılamak zorundadırlar. Ancak, vaki talepleri Arsa Ofisi'nce dört ay içinde karşılanamadığı veya bu müddete kadar karşılanamayacağı daha önce yazı ile bildirildiği takdirde, talep olunan arsalar için bu zorunluluk ortadan kalkar.
Yukarıda sözü geçen kurum ve kuruluşlara Hazine'den veya diğer kaynaklardan çeşitli kanunlarla bedelsiz olarak intikal edecek arazi ve arsalar ile, belediyelere 1580, 6785, 6830 sayılı kanunlar ve bunların ek ve tadilleri uyarınca hibe, mübadele, anlaşma yolu ve benzeri şekillerde sağlanacak yerler birinci fıkra hükümlerine tabi değildir. Bu kurum ve kuruluşlar, bu şekilde sağladıkları arazi ve arsaları, ölçekli krokilerini, cins, miktar ve diğer vasıflarını açıklamak, kullanma maksat ve şekillerini belirtmek suretiyle en geç 6 ay içerisinde Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'ne bildirmek zorundadırlar.
MADDE 13 - Bu Kanun gereğince Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan, satın alınan, planlanan veya çeşitli kamu hizmet ve tesisleri yapılarak, değerlendirilen sahalar, bunlar içinde ve civarındaki binalı ve binasız diğer arazi ve arsaların değer artışlarının vergilendirme dikkate alınmasını sağlamak üzere Ofis'çe Maliye Bakanlığı'na bildirilir.
ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER
MADDE 14 - Kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile kamu kurumları, Ofis'in görevleri ile ilgili işlerde gerekli bilgileri vermek zorundadırlar. Bu işlerin gerektirdiği giderler Ofis'çe karşılanır.
(*)MADDE 15 - Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü, konut sanayi ve turizm bölgeleri, konut veya sanayi siteleri veya diğer kamu tesisleri meydana getirmek isteyen kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar, kamu kurumları ve özel hukuk tüzel kişileri ile araştırma, inceleme ve proje hazırlama konularında teknik işbirliği yapabilir, lüzum gördüğü yerlerde Maliye Bakanlığının muvafakatini almak şartiyle, bu Kanunun uygulanması için belediyelerle ortaklık kurabilir. (1) Ortaklık esasları ve ilgili sair hususlar hazırlanacak yönetmelikte gösterilir.
1. - Maddedeki "İmar ve İskan Bakanlığının" ibaresi, 19.06.1994- KHK/542,m.9 ile "Maliye
Bakanlığının" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 16 (Değişik:19.06.1994-KHK/542,m.7) - Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri ile yapılacak satış, alınan avanslarla edinilen taşınmaz malların ilgililere intikal ettirilmesi, kiraya verme ve irtifak hakkı tesisleriyle tazminat takdirleri, satış ve devir almalar, harcamalar,taşınmaz mal veya hizmet maliyetlerinin hesabı, amortisman, kâr ve nizami faiz paylarının tayini, hesap usulleriyle diğer idari, mali ve teknik işlemlerin nasıl yürütüleceği hususları yönetmelikte belirtilir." (**7)
MADDE 17 - Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nün bütün malları Devlet malı hükmündedir. Bunlar aleyhine suç işleyenler Devlet malları aleyhine suç işleyenler gibi cezalandırılırlar.
MADDE 18 - Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü, her türlü idari ve kazai ihtilâflarda husumete ehildir. Mahkemelerde ve icra dairelerince Genel Müdürlük lehine hükmedilip, tahsil olunan vekâlet ücretlerinin tevzi ve tediyesinde 1389 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
(*)MADDE 19 - Bu Kanun'da sözü geçen yönetmelikler, Maliye Bakanlığınca kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 6 ay içinde hazırlanır. (1)
(1) - Maddedeki "İmar ve İskan Bakanlığınca" ibaresi, 19.06.1994-KHK/542, m.9 ile "Maliye Bakanlığınca" olarak değiştirilmiştir.
(*)MADDE 20 - Maliye Bakanlığı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nün her türlü işlemlerini tetkik, teftiş ve tahkike yetkilidir. (1)
(1) - Maddedeki "İmar ve İskan Bakanlığı" ibaresi, 19.06.1994-KHK/542, m.9 ile "Maliye Bakanlığı" olarak değiştirilmiştir.
EK MADDE 1 (Ek:19.06.1994-KHK/542,m.8) - Ofis, ürettiği veya üreteceği arsalar karşılığında menkul kıymet ihraç edebilir. İhraç edilecek menkul kıymetlerin şekli, ihracı, halka arzı, menkul kıymetler borsaları veya bankalar aracılığı ile satışı konularında Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uygulanır. Bu şekilde çıkarılacak menkul kıymetler, 03.10.1983 gün ve 91 sayılı Menkul Kıymetler Borsaları Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin 2 numaralı bendi uyarınca Maliye Bakanlığının talebi üzerine borsa kotuna alınır."
EK MADDE 2 (Ek:19.06.1994-KHK/542,m.8) - Ofisce üretilen arsaların maliyet ve satış bedelleri arasındaki farkın % 20'sini geçmemek kaydıyla, arsaların alt yapı tesislerinin yapımında kullanmak kaydıyla belediyelere ödeme yapılabilir. Bu konuda, il, ilçe, belde ve bölgeler itibariyle farklı oranlar belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir
EK MADDE 3 (Ek:19.06.1994-KHK/542,m.8) - Hazinece Arsa Ofisine devredilecek taşınmaz mallar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmaz malların tesbiti, envanter ve değerlendirmelerinin yapılması, merkezi bilgisayar kütüklerinin oluşturulması ve bunların yönetim, denetim ve tasarruflarının daha etkin ve verimli hale getirilmesi, Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü ile Milli Emlak Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra birimlerinin otomasyon sisteminin geliştirilmesi, çağdaş bir yapıya kavuşturulması, bina, araç, gereç ve benzeri ihtiyaçlarının karşılanması ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü personeline en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil);
a) 15 ila 11 inci derecelerden aylık alanlara % 20'sini,
b) 10 ila 7 nci derecelerden aylık alanlara % 25'ini,
c) 6 ila 4 üncü derecelerden aylık alanlara % 30'unu,
d) 3 ila 1 inci derecelerden aylık alanlara % 35'ini, geçmemek ve 3056 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi hükmü çerçevesinde usul ve esasları Maliye Bakanınca belirlenmek üzere fazla çalışma karşılığı ücret ödemelerinde kullanılmak amacıyla, Ofisin döner sermaye gelirlerinin % 10'u, Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığınca açılacak özel bir hesaba aktarılır. Aktarılan miktarın, bu Kanunun 5 inci maddesi ikinci fıkrasının (c)bendinde belirtilen paydan farklı olması halinde, bu oranı artırmaya ve azaltmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Hesapta toplanan paraların muhasebe, harcama ve denetimine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca tesbit olunur. Yılı içinde kullanılmayan miktarlar, aynı amaçla kullanılmak üzere ertesi yıllara devredilir."
(1) "GEÇİCİ MADDE 1 - (30.11.1989-KHK/392'nin geçici maddesi iken; 19.06.1994-KHK/542,m.10 ile bu Yasa'ya geçici madde 1 olarak eklenmiştir.) Kadroları ve görev unvanları değişenler veya kaldırılanlar yeni bir kadroya atanıncaya kadar durumlarına uygun işlerde görevlendirilirler ve bu süre içinde eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve diğer haklarını almaya devam ederler."
(1) "GEÇİCİ MADDE 2 - (Ek: 19.06.1994-KHK/542,m.10) Ekli (1) sayılı cetvelde yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü bölümüne serbest kadro olarak eklenmiştir."
MADDE 21 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 22 - Bu Kanun'u Bakanlar Kurulu yürütür. 07.05.1969
MADDELERİN DEĞİŞİKLİKTEN ÖNCEKİ BİÇİMLERİ:
(**1) "MADDE 1 - (Değişik: 18.08.1993-KHK/517, m.1)Arsaların aşırı fiyat artışlarını önlemek amacıyla tanzim alış ve satış yapmak; konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri için arazi ve arsa sağlamak üzere; Maliye Bakanlığına bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz ve döner sermayeli "Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü" kurulmuştur."
(**2) "MADDE 2 - (Değişik:18.08.1993-KHK/517, m.2) Bu Genel Müdürlük:
g. Konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve çeşitli kamu tesisleri için anlaşma, devir,
Satın alma yolu ile ve benzeri şekillerde arazi ve arsa sağlamaya,
b) Arsa stoku ve tanzim satışları yapmaya,
c) Sağladığı arazi ve arsaları, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre planlayarak, olduğu
gibi veya alt yapı tesislerini kısmen veya tamamen ikmal ederek veya ettirerek ihtiyaç sahiplerine satmaya, kiralamaya, trampaya, irtifak hakkı tesis etmeye,
d) Amaçlarını gerçekleştirmede kullanmak üzere gerekli fonları temin için miktarı, faizi, itfa süresi, ihraç fiyatı gibi hususlar Maliye Bakanlığınca belirlenmek üzere tahvil ihraç etmeye,
e) Gerçek ve tüzel kişilerden avans almaya ve Maliye Bakanlığının izni ile her türlü kaynaktan kredi kullanmaya,
f) Konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ile kamu tesisleri yerleşme alanlarında arsa alımı ve altyapı inşaatları için tahsis edilen fonlardan kaynak sağlamaya,
g) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve fonları kurmaya ve işletmeye,
h) Amacıyla ilgili ihtisas bankalarının iştirake yetkilidir.
Genel Müdürlük, Bu Kanun amaçları çerçevesinde kullanacağı taşınmaz malların halihazır haritasını, her ölçekteki imar planlarını ve parselasyon planlarını yapar veya yaptırır.
Halihazır haritalar, 3194 sayılı İmar Kanununa göre, ilgili idarelerce bir ay içinde onaylanır.
27.06.1984 tarih ve 3030 sayılı Kanun kapsamında kalan belediyeler de dahil olmak üzere, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında, Genel Müdürlükçe yapılan veya yaptırılan her ölçekteki imar planları, revizyonları, ilave veya değişiklikleri, ilgili idarelerce müracaat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde onaylanır. İlgili idarelere onaylanmak üzere gönderilen planlarda düzeltme yapılmasının istenilmesi halinde, konu Genel Müdürlükçe karara bağlanır. Genel Müdürlükçe düzeltilen veya aynen kabul edilen planlar, ilgili idareye gönderildiği tarihten itibaren aynı süre içinde onaylanır. Busüreler içinde onaylanmayan planlar, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 9 uncu maddesine göre işlem yapılmak üzere Bayındırlık ve İskân Bakanlığına gönderilir.
Yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarına uygun olarak hazırlanan arazi ve arsa düzenleme işlemleri ve imar parseli olarak tapuya tescil işlemleri, belediye veya valiliğe gönderildiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde belediye encümeni veya il idare kurulunca onaylanır. Kadastro ve tapu sicil müdürlükleri, onaylanan parselasyon planlarını, başkaca hiçbir işleme gerek kalmaksızın, kendilerine intikal ettiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde tescil eder."
(**3) "MADDE 5 - (Değişik: 18.08.1993-KHK/517, m.3) Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün döner sermayesi 1.000.000.000.000.- (Birtrilyon) TL.'dır. Sermayenin tamamı Devlete aittir.
Bu döner sermaye;
a) Konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri yerleşme alanlarında arazi ve arsa alımı ve alt yapı inşaatı için tahsis edilen kaynaklar ve bütçe imkanları çerçevesinde her yıl genel bütçeye konulacak ödeneklerden,
b) Sermayeye mahsuben Hazinece devredilecek taşınmaz malların bedellerinden,
c) Yıllık % 1'i geçmemek üzere, Maliye Bakanlığınca belirlenecek oranda, genel bütçenin taşınmaz mal satış gelirlerinden aktarılacak paylardan,
d) Döner sermayenin işletilmesinden elde edilecek kârlardan,
e) Her çeşit bağış ve yardımlar ile diğer gelirlerden,
f) İhraç edilen tahvillerden elde edilen fonlar ve gayrimenkul yatırımfonlarının işletilmesinden elde edilen gelirlerden,
g) Diğer kanunlarda Arsa Ofisine aktarılması öngörülen paralardan meydana gelir."
(**4) "MADDE 6 - (Değişik: 18.08.1993-KHK/517, m.4) Arsa alımı ve satımı, harita, planlama, kamu tesis ve hizmetlerinin yapılması, diğer döner sermaye işlemleri 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi değildir.
Ancak, döner sermaye ile yapılacak işlerden doğan gelir ve giderler için, mali yılın bitiminden itibaren iki ay içinde Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce bir bilanço düzenlenir.
832 sayılı Sayıştay Kanununun 40 ıncı maddesi uyarınca hazırlanan bilanço ve eki cetveller ile belgeler Sayıştaya, bilanço ve eklerinin birer örneği ise Maliye Bakanlığına aynı süre içinde gönderilir."
(**5) "MADDE 9 - (Değişik: 18.08.1993-KHK/517, m.5) Maliye Bakanlığı; konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ile kamu tesisleri için planlanmış sahalar içinde kalan özel ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve varsa bunlar içerisinde veya üzerinde bulunan bina veya sair tesisleri Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına kamulaştırmaya yetkilidir."
(**6) MADDE 10 - (Değişik 1.fıkra: 18.08.1993-KHK/517, m.6) "Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü; konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri için planlamayı öngördüğü ve tahdidini yaparak ilgili tapu idarelerine bildirmiş bulunduğu sahalardaki arsa ve arazinin satışlarında şuf'a hakkını haizdir."
(**7) "MADDE 16 - (Değişik: 18.08.1993-KHK/517, m.7) Arsa Ofisi Genel müdürlüğünün görev ve yetkileri ile yapılacak satış, alınan avanslarla edinilen taşınmaz malların ilgililere intikal ettirilmesi, kiraya verme veirtifak hakkı tesisleriyle tazminat takdirleri, satış ve devir almalar, harcamalar, taşınmaz mal veya hizmet maliyetlerinin hesabı, amortisman, kâr ve nizami faiz paylarının tayini, hesap usulleriyle diğer idari, mali ve teknik işlemlerin nasıl yürütüleceği hususları yönetmelikte belirtilir."
Mortgage Kanunu - KONUT FİNANSMANI SİSTEMİNE İLİŞKİN ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
6 Mart 2007 SALI Resmî Gazete Sayı : 26454
KANUN
KONUT FİNANSMANI SİSTEMİNE İLİŞKİN ÇEŞİTLİ KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No. 5582 Kabul Tarihi : 21/2/2007
MADDE 1 – 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 45 inci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir veya haciz yoluna başvurulabilir."
MADDE 2 – 2004 sayılı Kanunun 128 inci maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"İcra dairesi, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, satışı istenen taşınmaz için kıymet takdirini, aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara yaptırır."
MADDE 3 – 2004 sayılı Kanunun 128/a maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, birinci fıkra uyarınca yaptırılmasına karar verilen bilirkişi incelemesi, aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara yaptırılır."
MADDE 4 – 2004 sayılı Kanunun 134 üncü maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ikinci fıkrada yer alan oran yüzde yirmi olarak uygulanır."
MADDE 5 – 2004 sayılı Kanunun 149/a maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ikinci fıkrada yer alan oran yüzde otuz olarak uygulanır. İstinaf talebinin reddi halinde, teminat olarak alınan tutarın yarısı tazminat olarak alacaklıya ödenir. Alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre, merhunun alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa kalan tutar teminatın geriye kalan kısmından karşılanır, varsa teminatın kalan kısmı teminatı yatırana iade edilir."
MADDE 6 – 2004 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 8 – Bu Kanunun 128 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 128/a maddesinin ikinci fıkrasının yürürlüğe girmesini izleyen üçüncü yılın sonuna kadar 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, taşınmaz için kıymet takdiri veya bilirkişi incelemesi, Sermaye Piyasası Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca gayrimenkul değerleme faaliyeti konusunda yetki verilmiş kişi veya kurumların yanı sıra diğer uzman bilirkişiler marifetiyle de yapılabilir."
MADDE 7 – 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 3 üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir.
"k) İpotekli Sermaye Piyasası Aracı: İpotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, ipotek finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen hisse senedi dışındaki sermaye piyasası araçları ve konut finansmanından kaynaklanan alacaklara dayalı olarak veya bu alacakların teminatı altında ihraç edilen diğer sermaye piyasası araçlarıdır."
MADDE 8 – 2499 sayılı Kanunun 13/A maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İpotek teminatlı menkul kıymetler
MADDE 13/A – İpotek teminatlı menkul kıymetler, ihraççıların genel yükümlülüğü niteliğinde olan ve oluşturulan teminat havuzundaki varlıklar karşılık gösterilerek ihraç edilen borçlanma senetleridir. İpotek teminatlı menkul kıymetler bankalar ve bu Kanunun 39/A maddesinde tanımlanan ipotek finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilebilir.
İhraççılar, ipotek teminatlı menkul kıymetlerin teminatı olan varlıkları, diğer varlıklarından ayrı olarak, oluşturacakları teminat havuzu içerisinde izlemekle yükümlüdür. Teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların tutulmasına ilişkin usûl ve esaslar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenir. Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle, teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
Teminat havuzu; yapı kullanma izni alınmış konut ve diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacaklar, ikame varlıklar ve bunların riskten korunması amacıyla yapılan sözleşmelerden oluşur. Bunlar dışında kalan varlık ve alacaklar teminat havuzuna dahil edilemez.
Yapı kullanma izni alınmış konutlar üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ilgili konutun değerinin yüzde yetmişbeşini, yapı kullanma izni alınmış diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ise ilgili gayrimenkulun değerinin yüzde ellisini aşan kısmı, teminat değerinin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Teminat havuzuna dahil edilecek yapı kullanma izni alınmış konut ve diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların vadesi gelmiş tüm ödemelerinin yapılmış olması şarttır.
İkame varlıklar nakit, devlet iç borçlanma senetleri, hazine kefaletiyle ihraç edilen menkul kıymetler, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına üye ülkelerin merkezi yönetimleri ile merkez bankalarınca ya da bunların kefaletiyle ihraç edilen menkul kıymetler ile Kurulca uygun görülen benzer nitelikteki varlıklardan oluşur.
Teminat havuzundaki tüm varlıklar içerisinde yapı kullanma izni alınmış diğer gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle teminat altına alınmış alacakların ve ikame varlıkların payı ayrı ayrı yüzde onbeşi aşamaz.
İhraççılar, teminat havuzundaki varlıkların faiz, kur, kredi ve benzeri risklerden korunması amacıyla sözleşmeler yapabilir. Teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılmış sözleşmeler de teminat havuzuna dahildir.
İpotek teminatlı menkul kıymetlerin itfasına kadar olan süre boyunca;
a) Teminat havuzundaki varlıkların nominal değerinin ipotek teminatlı menkul kıymetlerin nominal değerine eşit ya da fazla olması,
b) Teminat havuzundaki varlıkların getirisinin en az ipotek teminatlı menkul kıymetlerin getirisine eşit ya da fazla olması,
c) Teminat havuzundaki varlıklardan elde edilen gelirin tutar ve ödeme dönemleri bakımından ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine yapılan ödemeleri karşılaması,
d) Teminat havuzunda yer alan varlıkların net bugünkü değerinin ipotek teminatlı menkul kıymetlerin net bugünkü değerinden yüzde ikisi oranında fazla olması,
zorunludur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
İlave menkul kıymet ihracı veya sekizinci fıkrada belirtilen koşulların sağlanması amacıyla teminat havuzuna yeni varlıklar dahil edilebilir. Makul bir gerekçe olması durumunda, ihraççılar, teminat sorumlusunun onayını alarak, teminat havuzuna dahil edilmiş bir varlığı teminat havuzundan çıkartabilir veya teminat havuzunda bulunmayan bir varlık ile değiştirebilirler.
İhraççının Kurulun onayını almak suretiyle bir teminat sorumlusu belirlemesi zorunludur. Teminat sorumlusunun sahip olması gereken nitelikler Kurulca belirlenir. Kurul, ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerinin haklarının korunması amacıyla teminat sorumlusunun değiştirilmesini istemeye veya teminat sorumlusunu re’sen değiştirmeye yetkilidir.
Teminat sorumlusu, bu madde kapsamında;
a) Teminat havuzlarının oluşturulmasını ve teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların sahip olduğu nitelikleri,
b) Teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların mevcudiyetini koruduğunu ve bu varlıkların sahip olduğu niteliklere ilişkin değişiklikleri,
c) Kurul tarafından zorunlu tutulması halinde teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını,
d) Sekizinci fıkrada sayılan şartlara uygunluğu,
izlemek, tespit ettiği hususlar hakkında, Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde ihraççıya ve Kurula bilgi vermekle yükümlüdür.
Teminat sorumlusu ihraççıdan, kayıt kuruluşundan ve gerek görülen durumlarda tapu sicil müdürlüklerinden teminat havuzunda yer alan varlıklara ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi istemeye, ilgili kayıtları incelemeye ve çalışanlardan bilgi almaya yetkilidir. İhraççılar, kayıt kuruluşu ve tapu sicil müdürlükleri teminat sorumlusunun talep ettiği bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Teminat sorumlusu, talep ettiği bilgi ve belgelere ulaşılmasının engellenmesi halinde, durumu derhal Kurula bildirmekle yükümlüdür.
İpotek teminatlı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, teminat havuzlarında yer alan varlıklar, teminat amacı dışında tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez ve iflâs masasına dahil edilemez, ayrıca bunlar hakkında ihtiyatî tedbir kararı verilemez.
Teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılacak olan sözleşmelerde, teminat havuzu ve ipotek teminatlı menkul kıymetler tasfiye edilinceye kadar, ihraççının iflâsı durumunda sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilemeyeceğine ilişkin hüküm bulunması zorunludur.
İhraççının ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan yükümlülüklerini vadesinde yerine getirememesi, yönetiminin kamu kurumlarına devredilmesi, faaliyet izninin kaldırılması veya iflâsı halinde teminat havuzundaki varlıklardan elde edilen gelir öncelikle ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine ve teminat havuzunda yer alan varlıkların riskten korunması amacıyla yapılmış olan sözleşmelerin karşı taraflarına yapılacak ödemelerde kullanılır. Bu durumda Kurul;
a) Tedavüldeki ipotek teminatlı menkul kıymetlerin erken itfa edilmesi, teminat havuzundaki varlıkların nakde dönüştürülmesi ile bunlara ilişkin işlemleri yürütecek bir idareci atanması veya teminat havuzundaki varlıkların tedricî tasfiyesi ile tedricî tasfiyeye ilişkin işlemlerin Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yürütülmesi,
b) Teminat havuzundaki varlıkların, ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan her türlü yükümlülüğü üstlenecek ihraççı niteliğini haiz bir başka kuruluşa devredilmesi,
c) İpotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan yükümlülükleri üstlenmeksizin, teminat havuzundaki varlıkların idaresi ve bu havuzdan elde edilen gelirin ipotek teminatlı menkul kıymet sahiplerine ödenmesi işlemlerini yürütecek bir idareci atanması,
hususlarında karar vermeye yetkilidir. Kurul, atanacak idareciye veya Yatırımcıları Koruma Fonuna bu fıkra kapsamındaki hizmetleri karşılığında teminat havuzundaki varlıklardan ödeme yapılması hususunda karar vermeye ve yapılacak ödemenin hesaplanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
İhraççının ipotek teminatlı menkul kıymetlerden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü yerine getirememesi ve teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların menkul kıymet sahiplerinin alacaklarını karşılamaya yetmemesi halinde, alacağı teminat havuzundaki varlıklarla karşılanmayan ipotek teminatlı menkul kıymet sahipleri ihraççının diğer malvarlığına başvurabilir.
İpotek teminatlı menkul kıymetlerin ihracında 13 üncü maddede belirtilen limitler uygulanmaz. İpotek teminatlı menkul kıymet ihraç limiti, ihraç şartları, teminat havuzundaki varlıkların riskten korunması amacıyla yapılabilecek sözleşmeler ve bu menkul kıymetlerin Kurul kaydına alınmasına ilişkin usûl ve esaslar ile ipotek teminatlı menkul kıymetlerle ilgili diğer hususlar Kurulca belirlenir."
MADDE 9 – 2499 sayılı Kanuna 13/A maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 13/B maddesi eklenmiştir.
"Varlık teminatlı menkul kıymetler
MADDE 13/B – Varlık teminatlı menkul kıymetler; ihraççıların genel yükümlülüğü niteliğinde olan, alacaklar ve duran varlıkların teminatı altında ihraç edilen borçlanma senetleridir. Varlık teminatlı menkul kıymet ihraç edecek kuruluşlar, ihraç limiti, ihraç şartları, teminat gösterilebilecek alacak ve varlık türleri, teminat gösterilebilecek varlıklara ilişkin sınırlamalar, teminat gösterilen alacak ve varlıkların değerlenmesi ve raporlanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Teminat gösterilen alacak ve varlıkların kayıtlarının tutulmasına ilişkin usûl ve esaslar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenir.
Kurul ihraççının bir teminat sorumlusu belirlemesini zorunlu tutabilir. Teminat sorumlusu teminat havuzlarına dahil edilen varlıkların mevcudiyetini ve niteliklerini, teminat havuzlarının oluşturulmasını ve varlıkların teminat havuzlarında izlenmesini izlemek, tespit ettiği hususlar hakkında Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde, ihraççıya ve Kurula bilgi vermekle yükümlüdür.
Teminat sorumlusu ihraççıdan, kayıt kuruluşundan ve gerek görülen durumlarda tapu sicil müdürlüklerinden teminat havuzunda yer alan varlıklara ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi istemeye, ilgili kayıtları incelemeye ve çalışanlardan bilgi almaya yetkilidir. İhraççılar, kayıt kuruluşu ve tapu sicil müdürlükleri teminat sorumlusunun talep ettiği bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Teminat sorumlusu, talep ettiği bilgi ve belgelere ulaşmasının engellenmesi halinde, durumu derhal Kurula bildirmekle yükümlüdür.
Varlık teminatlı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar teminat havuzlarında yer alan varlıklar, teminat amacı dışında tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez ve iflâs masasına dahil edilemez, ayrıca bunlar hakkında ihtiyatî tedbir kararı verilemez.
Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle teminat havuzuna dahil edilen varlıklara ilişkin kayıtların ihraççının yanı sıra ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
Teminat sorumlusunun sahip olması gereken nitelikler Kurulca belirlenir. Kurul, varlık teminatlı menkul kıymet sahiplerinin haklarının korunması amacıyla teminat sorumlusunun değiştirilmesini istemeye veya teminat sorumlusunu re'sen değiştirmeye yetkilidir."
MADDE 10 – 2499 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"r) Gayrimenkullerin değerlemesini yapabilecek değerleme kurumlarından sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunacaklara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan değerleme kurumlarını listeler halinde ilan etmek; bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacakların takibinde ve 38/A maddesinin dördüncü fıkrası çerçevesinde yapılacak değerlemelerde, ilgili taşınmaz için değerleme yapacak kişi ve kurumlara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan kişi ve kurumları listeler halinde ilan etmek,"
MADDE 11 – 2499 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin (b) fıkrasına ikinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"İpotek teminatlı menkul kıymetler teminat havuzunun, varlık teminatlı menkul kıymetler teminat havuzunun, konut finansmanı fonunun, varlık finansmanı fonunun ve yatırım fonunun üçer aylık dönemlerin son işgününde, net varlık değerlerinin yüzbinde beşini aşmamak üzere hesaplanacak kayda alma ücreti, izleyen on işgünü içerisinde Özel Hesaba yatırılır. Bu paragrafta belirtilen oranı aşmamak kaydıyla kayda alma ücretinin oranı Bakanlar Kurulunca belirlenir."
MADDE 12 – 2499 sayılı Kanunun 38 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 38/A, 38/B ve 38/C maddeleri eklenmiştir.
"Konut finansmanı
MADDE 38/A – Konut finansmanı, konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi kullandırılması, konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması, sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kullandırılmasıdır. Bu kapsamdaki kredilerin yeniden finansmanı amacıyla kullandırılan krediler de konut finansmanı kapsamındadır.
Konut finansmanı kuruluşları konut finansmanı amacıyla doğrudan tüketiciye kredi kullandıran ya da finansal kiralama yapan bankalar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından konut finansmanı faaliyetinde bulunması uygun görülen finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketleridir.
Hazine Müsteşarlığı konut finansmanına ilişkin sigorta sözleşmeleri ile ilgili usûl ve esasları Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ise konut finansmanı kapsamındaki kredilerin yeniden finansmanına ilişkin usûl ve esasları Türkiye Bankalar Birliğinin görüşlerini alarak belirlemeye yetkilidir.
Kurul, ihraç edilecek ipotekli sermaye piyasası araçlarının dayanağı veya teminatı olan kredi ve finansal kiralama alacakları için, kredi açılması veya finansal kiralama sözleşmesi yapılması, bu alacakların konut finansman fonu portföyüne alınması ya da ipotek teminatlı menkul kıymetlere dayanak oluşturan teminat havuzuna dahil edilmesi veya fon portföyüne alınan ya da teminat havuzuna dahil edilen alacakların yeniden değerlenmesi aşamalarında, konut değerlemesinin gayrimenkul değerleme faaliyeti konusunda yetki verilmiş kişi veya kurumlar tarafından yapılmış olmasını zorunlu tutmaya yetkilidir.
Konut finansmanı fonu
MADDE 38/B – Konut finansmanı fonu, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, ipoteğe dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan malvarlığıdır.
Fon kurucuları, fon portföyünde yer alan kredilerin ve bunlarla bağlantılı işlemlerin ödemelerine aracılık edenler, fon kurma limiti, portföyün riskten korunması veya kredi değerliliğinin artırılması amacıyla yapılan sözleşmeler dahil fon portföyüne alınabilecek varlık türleri, portföy sınırlamaları ile ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin ihraç ve Kurul kaydına alınmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir. Kurucular, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere yönelik garanti verebilirler.
Fonun tüzel kişiliği yoktur, ancak malvarlığı kurucunun mal varlığından ayrıdır. Fon malvarlığı, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler itfa edilinceye kadar, başka bir amaçla tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez, ihtiyatî tedbir kararı verilemez ve iflâs masasına dahil edilemez.
Fon kurulu, ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde fonu temsil eder ve yönetir. Fon portföyüne alınan varlıkların kayıtlarının doğruluğundan ve bu varlıkların korunması ve saklanmasından fon kurulu sorumludur. Fon kuruluna ilişkin şartlar ile fon varlıklarının yönetimine ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Kurucu, fon kurulu ve ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahipleri arasındaki ilişkilere bu Kanunda ve ilgili mevzuatta hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanununun vekâlet akdi hükümleri uygulanır.
Kurul, fon portföyündeki varlıklara ilişkin kayıtların ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
İpotekle teminat altına alınmış bir kredi veya konusu gayrimenkul olan bir finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon portföyüne alınması halinde, kredi veya alacağın fona devredildiği hususu ilgili gayrimenkulün tapu sicilinde beyanlar hanesine kaydedilir. Kurul, ipotekle teminat altına alınmış bir kredi veya konusu gayrimenkul olan bir finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacakların fon portföyüne alınması halinde, ipoteğin veya mülkiyetin; fon hesabına, kurucu adına tapuya tescil ettirilmesini zorunlu tutabilir.
Fon içtüzüğü, ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahipleri, kurucu ve fon kurulu arasında, fon portföyünün inançlı mülkiyet esaslarına göre saklanmasını ve vekâlet akdi hükümlerine göre yönetimini konu alan iltihakî bir sözleşmedir.
Fon içtüzüğü ve Kurulca belirlenecek diğer belgelerle birlikte, fon kuruluşuna izin verilmesi ve ihraç edilecek ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin kayda alınması talebiyle Kurula başvurulması zorunludur.
Fon portföyü farklı sınıflara ayrılarak bu sınıflar üzerine farklı haklar içeren ipoteğe dayalı menkul kıymetler ihraç edilebilir. Farklı ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçları ile ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sahiplerine verdiği haklara ilişkin esasların fon içtüzüğünde belirlenmesi şarttır.
Kurul, portföydeki varlıkların değerleme esaslarına, fonun faaliyet ve yönetim ilkelerine, birleşmesine, sona ermesine ve tasfiyesine, fon içtüzüğü, fon yönetim sözleşmesi ve saklama sözleşmesinin kapsamına, değiştirilmesine, tescil ve ilanına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kurucu veya fonun geri ödeme güçlüğüne düşmesi halinde Kurul, fonun yönetim ve temsilinin Yatırımcıları Koruma Fonu veya atanacak diğer bir fon kurulu tarafından yürütülmesine veya fonun başka bir kurucuya devredilmesine karar verebilir. Bu durumda, kurucunun garanti vermiş olması halinde, ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının geri ödemelerinin fon malvarlığından karşılanamayan kısmının tam ve zamanında yapılmasına ilişkin yükümlülüğü devam eder. Kurul, atanacak fon kuruluna veya Yatırımcıları Koruma Fonuna bu fıkra kapsamındaki hizmetleri karşılığında fon malvarlığından ödeme yapılması hususunda karar vermeye ve yapılacak ödemenin hesaplanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Fon kurucusunun iflâsı veya tasfiyesi veya fon kurulu üyelerinin iflâsı halinde Kurul, gerekli tedbirleri almaya yetkilidir.
Varlık finansmanı fonu
MADDE 38/C – Varlık finansmanı fonu, ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, varlığa dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan malvarlığıdır. Varlık finansmanı fonu portföylerine alınabilecek varlıklar Kurulca belirlenir.
Bu Kanunun 38/B maddesinin birinci fıkra hükmü dışındaki diğer fıkra hükümleri, varlık finansmanı fonları için de uygulanır."
MADDE 13 – 2499 sayılı Kanunun 39 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 39 – Diğer sermaye piyasası kurumları; kuruluş ve faaliyet esasları Kurulca belirlenen, sermaye piyasası araçlarının takas ve saklanması, derecelendirilmesi, ihraççıların ve sermaye piyasası kurumlarının denetlenmesi ile uğraşan kuruluşlar, yatırım danışmanlığı, portföy yönetimi gibi sermaye piyasası faaliyetlerini yerine getiren şirketler, varlık yönetim şirketleri, ipotek finansmanı kuruluşları, konut finansmanı fonları, varlık finansmanı fonları, risk sermayesi yatırım fonları, risk sermayesi yatırım ortaklıkları, vadeli işlemler aracılık şirketleri, sermaye piyasasında faaliyette bulunacak gayrimenkul değerleme kurumları ve portföy saklama şirketleridir."
MADDE 14 – 2499 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 39/A maddesi eklenmiştir.
"İpotek finansmanı kuruluşları
MADDE 39/A – İpotek finansmanı kuruluşları, münhasıran konut finansmanından kaynaklanan alacakların devralınması, devredilmesi, devralınan alacaklardan oluşan varlıkların yönetimi ve alacakların teminat olarak alınması suretiyle kaynak temini amacıyla kurulan, sermaye piyasası kurumu niteliğini haiz anonim ortaklıklardır. İpotek finansmanı kuruluşları faaliyetlerinin gerektirdiği risk yönetimi amaçlı işlemleri yürütebilirler.
İpotek finansmanı kuruluşlarının nakden ve her türlü muvazaadan âri olarak ödenmiş sermayeleri 5411 sayılı Bankacılık Kanununda kalkınma ve yatırım bankaları için öngörülen tutardan az olamaz. Kurucularının ve sermayelerinin veya oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazlasını teşkil eden paylar ile bu oranın altında olsa dahi yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren payların sahiplerinin 5411 sayılı Bankacılık Kanununda banka kurucu ortakları için aranan şartları taşımaları zorunludur.
Konut finansmanından kaynaklanan alacakların ve diğer varlıkların teminat gösterilmesi suretiyle ipotek finansmanı kuruluşlarından kaynak temin edilmesi halinde, teminat gösterilen varlıklar, başka bir amaçla tasarruf edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere üçüncü şahıslar tarafından haczedilemez, ihtiyatî tedbir kararı verilemez ve iflâs masasına dahil edilemez. Kurul, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünü almak suretiyle, teminat gösterilen varlıklara ilişkin kayıtların ayrı bir kayıt kuruluşu nezdinde de tutulmasını zorunlu tutabilir.
İpotek finansmanı kuruluşlarının kuruluşuna, faaliyet ilke ve esaslarına, faaliyetler itibarıyla izin esaslarına, tâbi olacakları yükümlülüklere ilişkin hususlar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünü almak suretiyle, Kurul tarafından belirlenir. İpotek finansmanı kuruluşlarının kuruluş ve faaliyet izni almak üzere Kurula başvurması şarttır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun gözetim ve denetimine tâbi olan bir kuruluşun iştirak etmesi öngörülen ipotek finansmanı kuruluşları için kuruluş izni alınmak üzere Kurula başvurulması halinde, kuruluş izni verilebilmesi için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşünün alınması zorunludur."
MADDE 15 – 2499 sayılı Kanuna 40/C maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 40/D maddesi eklenmiştir.
"Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği
MADDE 40/D – Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Lisans sahibi, lisans almaya hak kazandığının kendisine tebliğinden itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kimselerin lisansı Kurulca iptal edilir.
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, gayrimenkul piyasasının ve gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, eğitim ve sertifika vermek, Birlik üyelerinin dayanışma ve mesleğin gerektirdiği özen ve disiplin içerisinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını ve değerleme standartlarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla verilen veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek, Birlik Statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek, ilgili konularda üyeleri temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir.
Birlik, bölgesel ve ülke genelinde gayrimenkul değerleri konusunda istatistikler oluşturur ve yayınlar. Konut finansmanı kapsamında yapılan değerlemelere ilişkin bilgilerin, Birlik tarafından belirlenecek usûl ve esaslara göre Birliğe iletilmesi zorunludur.
Birlik, alacağı kararlarda ve yapacağı düzenlemelerde, bu Kanuna, Kurul yönetmelik, tebliğ ve kararlarına ve ilgili diğer mevzuata uymakla yükümlüdür.
Üyeler, Birlik Statüsüne ve Birlikçe alınacak kararlara uymak zorundadırlar.
Birlik, 40/C maddesindeki hükümlere tâbidir."
MADDE 16 – 2499 sayılı Kanunun 46/A maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kurul, 46 ncı maddenin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca tedricî tasfiyesine karar verilmesi halinde ipotek finansmanı kuruluşunun tedricî tasfiyesinin Fon tarafından yürütülmesine, ayrıca ihraççının yükümlülüklerini vadesinde yerine getirememesi, yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aşması, yönetiminin kamu kurumlarına devredilmesi, faaliyet izninin kaldırılması veya iflâsı halinde ipotek teminatlı menkul kıymetler ve varlık teminatlı menkul kıymetlerin teminatı olan varlıklardan oluşan teminat havuzları ile kurucusunun veya konut finansmanı fonu veya varlık finansmanı fonunun geri ödeme güçlüğüne düşmesi halinde konut finansmanı fonu ve varlık finansmanı fonu malvarlıklarının tedricî tasfiyesinin veya idaresinin Fon tarafından yürütülmesine karar verebilir. Bu fıkra uyarınca Fon tarafından yapılacak tedricî tasfiye ve idareye ilişkin harcamalarda Fon gelirlerinden hangilerinin kullanılabileceği Kurul tarafından belirlenir."
MADDE 17 – 2499 sayılı Kanuna 46/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 46/C maddesi eklenmiştir.
" İpotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyesi
MADDE 46/C – Bu Kanunun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca yetkileri kaldırılan ipotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyelerine Kurulca karar verilebilir. Bu kurumların tasfiye işlemleri Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yürütülür.
Tedricî tasfiyenin amacı, ipotek finansmanı kuruluşlarının mal varlığını işin niteliğine göre aynen veya nakde çevirmek suretiyle elde edilen bedeli tahsis ederek tasfiye etmektir. Tedricî tasfiye karar ve işlemlerinde 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve diğer mevzuatın tasfiye ile ilgili hükümleri uygulanmaz. İpotek finansmanı kuruluşlarının tedricî tasfiyelerinin uygulama usûl ve esasları Kurulca belirlenir.
Tedricî tasfiye kararı verildikten sonra, ipotek finansmanı kuruluşunun yasal organlarının görev ve yetkileri, tasfiye sonuçlanıncaya kadar Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yerine getirilir. Ancak, 46 ncı maddenin birinci fıkrasının (h) bendi hükmü saklıdır.
Hakkında tedricî tasfiye kararı verilen ipotek finansmanı kuruluşunun ödemeleri durur ve konut finansmanı fonları, varlık finansmanı fonları malvarlıkları ile varlık teminatlı menkul kıymetler ve ipotek teminatlı menkul kıymetler teminat havuzları hariç tüm mal varlığı üzerinde, bu karar tarihi itibarıyla sadece Fon tarafından tasarruf edilebilir. Fon, ipotek finansmanı kuruluşunun aktif ve pasifini tespit eder. İpotek finansmanı kuruluşunun, tasfiye kapsamında yer alan yükümlülüklerinden, nakit borçları, tedricî tasfiye kararının verildiği tarihteki anapara ve işlemiş faizleri toplamı üzerinden hesaplanır. İpotek finansmanı kuruluşunun tedricî tasfiye kararının verilmesinden sonra vadesi gelen menkul kıymetlerinden doğan hak ve borçları da, vadeleri itibarıyla belirlenir. İpotek finansmanı kuruluşunun, vadeli borçlarına vadeden, diğer borçlarına ise tedricî tasfiye tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen kanunî temerrüt faizi yürütülür. Mevzuat uyarınca ipotek finansmanı kuruluşu tarafından verilmiş teminatlar da, aktifin hesabında dikkate alınır.
Fon, ipotek finansmanı kuruluşunun tasfiye kapsamında yer alan gerçek hak sahiplerini ve alacak tutarlarını, Kuruldaki kayıtlar, ipotek finansmanı kuruluşunun kayıtları, bu kuruluşun ilgili olduğu diğer resmi ve özel kurumların kayıtları ile güvenilir bulunan diğer bilgi ve belgelere dayanarak tespit eder. İcra ve İflâs Kanununun 278, 279 ve 280 inci maddelerinde yazılı hallerin varlığı halinde, Fon tarafından iptal davası açılabilir.
İpotek finansmanı kuruluşunun malvarlığı, tasfiyenin amacı kapsamında yer alan hak sahiplerinin alacağının ödenmesinde kullanılır. Ancak, tasfiye bakiyesi bu alacakların tamamının karşılanmasına yetmezse, ödemeler garameten yapılır. Bu alacaklar tamamen karşılandıktan sonra artan kısımdan, öncelikle kamu alacakları ve kalandan Fonun yaptığı tasfiye giderleri nedeniyle doğan alacağı ödenir. Bakiye, diğer alacaklılara tahsis edilir. İpotek finansmanı kuruluşunun aktifleri, tasfiyenin amacı kapsamındaki hak sahiplerinin alacaklarını, Fondan yapılan ödemeleri ve tasfiye giderlerini karşılamaya yetmezse, Fon, Kurulun uygun görüşüyle ipotek finansmanı kuruluşunun iflâsını isteyebilir."
MADDE 18 – 2499 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ile (C) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"5. Sermaye piyasası kurumlarına, bu Kanunun 13/A ve 13/B maddeleri kapsamındaki teminat sorumlularına ve 38/B ve 38/C maddeleri kapsamındaki fon kuruluna; sermaye piyasası faaliyetleri sebebiyle veya emanetçi sıfatıyla veya idare etmek için veya teminat olarak veyahut her ne nam altında olursa olsun, kayden veya fiziken tevdi veya teslim edilen sermaye piyasası araçları, nakit ve diğer her türlü kıymeti kendisinin veya başkasının menfaatine satan veya rehneden veya her ne şekilde olursa olsun kullanan, gizleyen yahut inkâr eyleyen veyahut bu amaca ulaşmak ya da bu fiillerini gizlemek için bilgisayar ortamında tutulanlar dahil kayıtları tahvil ve tağyir eden ilgili gerçek kişilerle tüzel kişilerin yetkilileri,"
"C) Bu Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına, 7, 9, 10, 10/A, 11, 12 nci maddelerine, 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasına, 13/A maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onbirinci, onikinci, onüçüncü, ondördüncü ve onbeşinci fıkralarına, 13/B maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına, 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına, 15 inci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına, 16, 16/A maddelerine, 25 inci maddesinin (a) bendine, 28 inci maddesinin (b) bendine, 34 üncü maddesine, 38 inci maddesine, 38/A maddesine, 38/B maddesinin üçüncü, dördüncü, yedinci, dokuzuncu, onuncu ve onikinci fıkralarına, 38/C maddesi kapsamında 38/B maddesinin üçüncü, dördüncü, yedinci, dokuzuncu, onuncu ve onikinci fıkralarına, 39/A maddesine, 40/B ve 40/D maddelerine, 45 inci maddesine, 46 ncı maddesinin ikinci ve beşinci fıkralarına, 46/A, 46/B ve 46/C maddelerine aykırı hareket edenler binikiyüzelli gün adlî para cezası ile cezalandırılırlar."
MADDE 19 – 2499 sayılı Kanunun 47/A maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kanunun 40/D maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Yönetim Kurulunca bin YTL'den beşbin YTL'ye kadar para cezası verilir. Birlik, verdiği cezaları ilgiliye tebliğ eder ve tahsil ve gelir kaydı için Yatırımcıları Koruma Fonuna bildirir."
MADDE 20 – 2499 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 10 – Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren azami iki yıl içinde yürürlüğe konulur. Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, bu süre içerisinde Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için Kurula başvurmakla yükümlüdürler.
Bu üyelik başvuruları Kurul tarafından sonuçlandırılır. Kurul, Birlik Statüsünün yürürlüğe girmesini izleyen bir ay içinde Birlik üyelerini ilk genel kurul toplantısına çağırır. İlk genel kurula ait masraflar, Birlik organları oluştuktan sonra Kurula geri ödenmek üzere Kurul tarafından karşılanır.
GEÇİCİ MADDE 11 – Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş bulunan ve bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan konut finansmanı tanımına uyan kredi ve finansal kiralama sözleşmelerinin tarafı olan tüketiciler, bu maddenin yürürlüğe girmesini takiben üç ay içerisinde, sözleşmenin yapılmış bulunduğu konut finansmanı kuruluşuna başvuruda bulunarak, sözleşme konusu işlemin, bu Kanunun 38/A maddesinde yer alan konut finansmanı tanımı kapsamı dışında değerlendirilmesi talebinde bulunabilirler. Süresi içinde talepte bulunmayan tüketicilerin, bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş bulunan sözleşmeleri, bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrası kapsamında kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre akdedilen sözleşmelerde, her halükârda borcun vadesinden önce ödenmesi durumunda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 12 - Finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketleri, bu Kanunun 38/A maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde konut finansmanı faaliyetinde bulunamaz."
MADDE 21 – 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir.
"r) Konut finansmanı kuruluşu: 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen kuruluşları,"
MADDE 22 – 4077 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu teslim tarihinden itibaren 1 yıl süre ve kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlıdır. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."
MADDE 23 – 4077 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İlan ve taahhüt edilen mal veya hizmetin teslimatının veya ifasının hiç ya da gereği gibi yapılmaması durumunda, satıcı, sağlayıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren müteselsilen sorumludur. İlan ve taahhüt edilen konutun teslimatının hiç, gereği gibi ya da zamanında yapılmaması durumunda, 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşu, satıcı, sağlayıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici, ithalatçı ile birlikte, kullandırdığı kredi miktarı kadar müteselsilen sorumludur. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz."
MADDE 24 – 4077 sayılı Kanuna 10/A maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 10/B maddesi eklenmiştir.
"Konut Finansmanı Sözleşmeleri
MADDE 10/B – Konut finansmanı kuruluşları tüketicilere sözleşme öncesinde kredi veya finansal kiralama işlemleri ile ilgili genel bilgiler vermek ve tüketiciye teklif ettikleri kredi veya finansal kiralama sözleşmesinin koşullarını içeren Sözleşme Öncesi Bilgi Formu vermek zorundadır. Tüketici teklifi kabul edip etmemekte serbesttir.
Konut finansmanı kuruluşları tarafından verilecek genel bilgilerin kapsamı ve Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun standartları ilgili birliklerin görüşü alınmak suretiyle Bakanlık tarafından belirlenir. Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun tüketiciye verilmesini takip eden bir iş günü geçmeden imzalanan sözleşme geçersizdir.
Konut finansmanı sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen şartlar, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez.
Borçlunun temerrüde düşmesi halinde konut finansmanı kuruluşu borçluya temerrüt tarihinden itibaren beş iş günü içerisinde iadeli taahhütlü posta yoluyla bildirimde bulunmakla yükümlüdür.
Konut finansmanı kuruluşu, geri ödemelerin yapılmaması halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak tüketicinin birbirini izleyen en az iki ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Konut finansmanı kuruluşunun bu hakkını kullanabilmesi için en az bir ay süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.
Finansal kiralama işlemlerinde, tüketicinin muacceliyet uyarısında verilen sürenin sona ermesini takiben, konut finansmanı kuruluşu kalan borcun tamamını ifa etme hakkını kullanmak üzere finansal kiralama sözleşmesini feshettiği takdirde, konutu derhal satışa çıkarmakla yükümlüdür. Konut finansmanı kuruluşu satış öncesinde konut için 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara kıymet takdiri yaptırtır. Takdir edilen kıymet, satıştan en az on iş günü önce tüketiciye bildirilir. Konut finansmanı kuruluşu takdir edilen kıymeti dikkate alarak basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle konutun satışını gerçekleştirir. Tüketici, konut finansmanı kuruluşunun zararının konutun satışından elde edilen bedeli aşan kısmından sorumludur. Konutun satışından elde edilen bedelin kalan borcu aşması halinde aşan kısım tüketiciye ödenir. Konut finansmanına yönelik finansal kiralama işlemlerinde 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 7, 25 ve 31 inci maddeleri uygulanmaz.
Konutun satışının gerçekleştirilmesi ve elde edilen bedelin kalan borcu aşan kısmının tüketiciye ödenmesini takiben tüketici veya zilyedliğin devredilmiş olması halinde zilyedliği elinde bulunduran üçüncü şahıslar konutu tahliye etme yükümlülüğü altındadır. Konutun tahliye edilmemesi halinde konut sahibi 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 26 ncı ve 27 nci maddeleri uyarınca tüketici veya zilyedliğin devredilmiş olması halinde zilyedliği elinde bulunduran üçüncü şahıslar aleyhine icra yoluna başvurabilir.
Kullanılan finansmanın teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, konut finansmanı kuruluşu asıl borçluya ve diğer teminatlara başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlı konut finansmanından kaynaklanan işlemlerde kredi veren konut finansmanı kuruluşu, krediyi belirli bir konutun satın alınması ya da belirli bir satıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, konutun hiç ya da zamanında teslim edilmemesi halinde kredi veren satıcı ile birlikte, tüketiciye karşı, kullandırılan kredi miktarı kadar müteselsilen sorumlu olur. Konut finansmanı kuruluşları tarafından verilen kredilerin ipotek finansmanı kuruluşlarına, konut finansmanı fonlarına veya ipotek teminatlı menkul kıymet teminat havuzlarına devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz.
Konut finansmanı kuruluşunun ödemeleri bir kıymetli evraka bağlaması ya da kıymetli evrak kabul etmek suretiyle teminat altına alması yasaktır. Bu yasağa rağmen tüketiciden bir kıymetli evrak alınacak olursa, tüketici bu kıymetli evrakı konut finansmanı kuruluşundan geri isteme hakkına sahiptir. Ayrıca, konut finansmanı kuruluşu kıymetli evrakın başkasına devri sebebiyle tüketicinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Kredilerde geri ödeme tutarlarının, finansal kiralama işlemlerinde ise kira bedellerinin anaparayı aşan kısmı bu madde kapsamında faiz olarak kabul edilir.
Sözleşmede belirtilmek suretiyle konut finansmanına yönelik kredilerde ve finansal kiralama işlemlerinde faiz oranı sabit, değişken veya aynı kredi için her iki yöntem esas alınmak suretiyle belirlenebilir. Oranın sabit olarak belirlenmesi halinde sözleşmede başlangıçta belirlenen oran her iki tarafın ortak rızası dışında değiştirilemez. Oranın değişken olarak belirlenmesi halinde ise, başlangıçta sözleşmede belirlenen oran, dönemsel geri ödeme tutarı yine başlangıçta sözleşmede belirlenecek olan azami dönemsel geri ödeme tutarını aşmamak koşuluyla ve yine sözleşmede belirlenecek yurt içinde veya yurt dışında genel kabul görmüş ve yaygın olarak kullanılan bir endeks baz alınarak değiştirilebilir. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde bu yöntemin muhtemel etkileri konusunda tüketicilerin bilgilendirilmesi şarttır. Bu amaçlarla kullanılabilecek referans faizler ve endeksler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, tüketicilerin bilgilendirilme yöntemlerine ilişkin usûl ve esaslar ise Bakanlık tarafından belirlenir.
Tüketici, konut finansmanı kuruluşuna borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda bir ya da birden çok ödemeyi vadesinden önce yapabilir. Her iki durumda da konut finansmanı kuruluşu, vadesinden önce ödenen taksitler için gerekli faiz indirimini yapmakla yükümlüdür. Ödenen miktara göre gerekli faiz indiriminin ve kredinin tüketiciye yıllık maliyet oranının hesaplanmasında Bakanlık tarafından çıkartılan ilgili yönetmelik hükümleri uygulanır.
Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir. Erken ödeme ücreti gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın yüzde ikisini geçemez. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilemez.
Konut finansmanı sözleşmelerinde asgari olarak aşağıdaki unsurlara yer verilmesi zorunludur:
a) Konut kredisi sözleşmeleri için kredi tutarı, finansal kiralama sözleşmeleri için toplam kira bedeli,
b) Kredi sözleşmeleri için üzerine ipotek tesis edilen konuta, finansal kiralama sözleşmeleri için finansal kiralamaya konu olan konuta ilişkin bilgiler,
c) Yıllık faiz oranı ve yıllık maliyet oranı (değişken faizli sözleşmelerde yıllık faiz oranı ve yıllık maliyet oranı başlangıç ve azami faiz oranı için ayrı ayrı hesaplanır),
d) Toplam borç tutarının anapara, faiz ve diğer giderler itibarıyla dağılımı (değişken faizli sözleşmelerde başlangıç faiz oranı veya kira bedeli ve azami faiz oranı veya kira bedeli esas alınarak hesaplanacak toplam borç tutarları),
e) Değişken faizli sözleşmelerde baz alınan endeks ve faiz oranındaki veya kira bedellerindeki değişmenin hesaplanma yöntemi,
f) İlk yıl için dönemsel olarak, kalan yıllar için yıllık olarak hazırlanan, ödenen anapara, ödenen faiz, diğer giderler, kalan anapara, ilgili dönemler için geri ödeme veya kira bedellerinin yer aldığı ödeme planı (Değişken faizli sözleşmelerde, başlangıç ve azami faiz oranları kullanılarak iki ayrı ödeme planı oluşturulur.),
g) Geri ödeme veya kira ödeme sayısı, ödeme tarihleri, belirlenen ödeme tarihinin resmi tatile gelmesi durumunda ödemelerin ne zaman yapılacağı, ilk ve son ödeme tarihleri,
h) İstenecek teminatlar,
i) Ödemelerde temerrüde düşülmesi halinde, kredi sözleşmeleri için akdi faiz oranının (değişken faizli sözleşmelerde cari faiz oranının) yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı, finansal kiralama sözleşmeleri için uygulanacak gecikme faiz oranı,
j) Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları,
k) Kredi geri ödemelerinin veya kira ödemelerinin vadesinden önce yapılmasına ilişkin şartlar ve sabit faizli sözleşmelerde erken ödeme ücreti öngörülmekte ise hesaplanmasına ilişkin esaslar,
l) Kredinin veya kira bedellerinin yabancı para birimi cinsinden belirlenmesi durumunda, kira ve geri ödeme tutarları ile toplam borç tutarının hesaplanmasında, hangi tarihteki kurun dikkate alınacağına ilişkin şartlar,
m) Sözleşmeye konu olan konutta kıymet takdiri yapılmasını gerektirebilecek haller ve kıymet takdirinin kimler tarafından yapılabileceği,
n) Varsa sözleşmeye konu olan konuta ilişkin sigorta bilgileri.
Tüketiciye gönderilecek dönemsel ödeme dekontlarında ödemelerin onbeşinci fıkranın (d) bendinde yer aldığı şekliyle dağılımına ve kalan borç miktarına yer verilir.
Bu maddenin uygulanmasında, konut yapı kooperatiflerinin gerçek kişi ortakları tüketici kabul edilir."
MADDE 25 – 4077 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "10/A maddesinde," ibaresinden sonra gelmek üzere "10/B maddesinde," ibaresi eklenmiştir.
MADDE 26 – 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 15 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Ancak, tüketicilerin konut edinmesine veya yatırımlara finansman sağlayan finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiracılık sıfatını ve/veya sözleşmeden doğan hak ve/veya yükümlülüklerini, kiralayandan yazılı izin alınması kaydıyla devredebilir. İş bu devir nedeniyle finansal kiralama sözleşmesinde yapılan kiracı değişikliği, bu Kanunun 8 inci maddesi çerçevesinde tescil edilir veya şerh olunur.
Konut finansmanı kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiralayana bilgi vermek, diğer finansal kiralama işlemlerinde ise sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla finansal kiralama konusu malın zilyetliğini bir başkasına devredebilir."
MADDE 27 – 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 10 – Toplu Konut İdaresi Başkanlığının konut satışından kaynaklanan ipotekli veya ipoteksiz alacakları, ipotek finansmanı kuruluşları tarafından devralınabilir ve devredilebilir."
MADDE 28 – 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) ve (5) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1. Her nevi hisse senetlerinin kâr payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerine verilen kâr payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları ile konut finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere ve varlık finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetlere ödenen faiz, kâr payı veya benzeri gelirler dahil.);"
"5. Her nevi tahvil (ipotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler hariç ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler dahil) ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler (Döviz cinsinden yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışları irat sayılmaz.);"
MADDE 29 – 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (e) alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bent eklenmiş ve mevcut (f) alt bendi (g) alt bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
"f) İpotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipotekli sermaye piyasası araçlarından elde edilen kâr payı ve faiz gelirlerinden,"
MADDE 30 – 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 29 uncu maddesinin (i) ve (u) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki bent eklenmiştir.
"i) Emeklilik sözleşmeleri, hayat sigortaları (hayat sigortalarında ferdi kaza, hastalık sonucu maluliyet ve tehlikeli hastalıklar teminatlarının da ek teminat olarak verildiği sözleşmeler dahil) ve sağlık sigortaları ile ihracata ait nakliyat sigortalarında ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yapılan sigortalarda sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar"
"u) Bankalar, sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri ve ipotek finansmanı kuruluşlarının kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibarî değerlerinin üzerinde elden çıkarılması sonucu kendi lehlerine kalan paralar,"
"y) İpotek finansmanı kuruluşlarının, konut finansmanı kuruluşlarının ve konut finansmanı fonlarının, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yaptıkları tüm işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar."
MADDE 31 – 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"o) Konut finansmanı kuruluşları ve ipotek finansmanı kuruluşları tarafından 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı kapsamında tesis olunacak ipotek işlemleri,
p) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı amacıyla yapılacak finansal kiralamalarda kiralanan konutların kiracıya devri,
r) Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından konut satışları nedeniyle tesis olunacak ipotek işlemleri."
MADDE 32 – A) 492 sayılı Kanuna bağlı (1) sayılı tarifenin "(A) Mahkeme Harçları" başlıklı bölümünün "III- Karar ve ilam harcı" başlıklı fıkrasının "1. Nispi harç" başlıklı bendinin, (e) alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"f) Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ihalenin feshi talepleri ile ilgili olarak esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden Binde 54
Bakanlar Kurulu, dava çeşitleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu alt bentte yazılı nispeti binde 10'a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir."
B) 492 sayılı Kanuna bağlı (1) sayılı tarifenin "(B) İcra ve iflâs harçları" bölümünün "I-İcra harçları" başlıklı fıkrasının "3. Değeri belli olan icra takiplerinde tahsil harcı, değer üzerinden:" başlıklı bendinin sonuna aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"h) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, bu bentte belirtilen tahsil harçları dörtte biri oranında uygulanır."
MADDE 33 – 492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarifenin "XI. Finansal faaliyet harçları" bölümünün (10) numaralı fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 34 – 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa bağlı (2) sayılı tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümüne aşağıdaki (36) numaralı fıkra, "V-Kurumlarla ilgili kağıtlar" başlıklı bölümüne ise aşağıdaki (23) ve (24) numaralı fıkralar eklenmiştir.
"36. Sermaye piyasası araçlarının ihracına ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlar, konut finansmanı kuruluşlarının konut finansmanı işlemleri ve bu kuruluşların ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler ve varlık finansmanı fonlarını temsilen menkul kıymet ihracı ve bu ihraca konu teminatlarla ilgili olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlar."
"23. İpotek finansmanı kuruluşları ile konut finansmanı fonlarının kuruluş ve ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler ve varlık finansmanı fonlarını temsil eden menkul kıymetlerin ihracı ve ihraca konu teminatlardan kaynaklananlar dahil her türlü işlemleri ile ilgili olarak düzenlenen ve damga vergisi bu kuruluşlar veya fonlar tarafından ödenmesi gereken makbuz ve kağıtlar.
24. Toplu Konut İdaresi Başkanlığının menkul kıymet ihracı ve ihraca konu teminatlardan kaynaklananlar dahil her türlü işlemleri ile ilgili olarak düzenlenen ve damga vergisi bu kuruluş tarafından ödenmesi gereken makbuz ve kağıtlar."
MADDE 35 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
"ş) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı amacıyla teminat gösterilen veya ipotek konulan konutun, konut finansman kuruluşları, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, ipotek finansmanı kuruluşları ya da üçüncü kişilere teslimi (müzayede mahallinde yapılan satışlar dahil) ile bu şekilde alınan konutun, konut finansman kuruluşları, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya ipotek finansmanı kuruluşları tarafından teslimi (müzayede mahallinde yapılan satışı dahil)."
MADDE 36 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 37 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...