Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
22 Kasım 2011 Salı
2B'lerin Geliri, Kentsel Dönüşüm İçin Kullanılacak !
2B'lerin Geliri, Kentsel Dönüşüm İçin Kullanılacak !
2B’lerle ilgili taslağın şekillenmesiyle birlikte inşaat sektörü, arazi satışından elde edilecek gelirin kentsel dönüşüm projelerinde kullanılacak olmasından memnun
Uzun yıllardır gündemi meşgul eden 2B’lerle ilgili yasa taslağı nihayet şekillendi. 25 milyar doların üzerinde gelir beklenen 2B’lerle ilgili gelişmeler inşaatçıları da yakından ilgilendiriyor. Özellikle İstanbul’da arsa sıkıntısı çeken inşaat firmaları 2B’de sonucu dört gözle beklerken, temsilciler 2B’lerin satışı ve sonrası için uyarılarda bulunmayı da ihmal etmiyor. Sektörde memnuniyet yaratan bir başka unsur ise satıştan elde edilecek gelirin bir bölümünün kentsel dönüşüme harcanacak olması.
Ucuz konut üretimi artar
Uzun yıllardır 2B’lerdeki gelişmeleri yakından takip eden İNDER Genel Başkanı Nazmi Durbakayım, 2B arazilerinin daha fazla artmaması gerektiğine işaret ederek, “Yeni 2B’lerin oluşmaması için mevcut ormanlarla insanların birlikte yaşayabileceği projelerin geliştirilmesi gerekir” dedi. Durbakayım, 2B’lerle ilgili dönüşümü imkansız olan bir yola da girildiğini belirterek, arazilerin satışının ekonomiye önemli katkı sağlayacağını belirtti. Durbakayım, şunları söyledi: “Gelirin bir bölümünün kentsel dönüşüme ayrılması da sevindirici. Araziler arsa sıkıntısını azaltabilir. Fiyatlar uygun olursa, ucuz konut üretimi artar. Dolayısıyla, konut ihtiyacının en fazla olduğu alt ve orta gelir seviyesine yönelik arz da artmış olur. Son yıllarda sürekli ‘arsa üretmeden konut fiyatları düşmez’ şeklindeki isteklerimiz 2B’lerin satışı ile karşılanabilir.”
Devlete ek gelir gelecek
Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya da, 2B arazileriyle ilgili sorunun çözülmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Şu anda Türkiye’deki 2B olarak tanımlanan yerlerin büyük bir kısmı yapılaşmış” dedi. Devletin bu arsaların üzerindeki gayrimenkullerden gelir vergisi ya daemlak vergisi gibi gelirler elde edemediğini belirten Dumankaya, “Çünkü kaçak yapılaşma söz konusu. Bu yapılaşmaya izin verilmemeliydi ama bu saatten sonra da dönüşü yok” diye konuştu. Ali Dumankaya, arazi satışıyla devletin gelirin yanı sıra vergiler de alabileceğini ifade ederek, “Bu şekilde ekonomiye fayda sağlanacak” diye konuştu. Dumankaya, 2B’den elde edilecek gelirin kentlerin yenilenmesi ve depreme karşı dayanıklı hale getirilmesinin finansmanında kullanılacak olmasının da bu kaynağı daha da önemli kıldığını söyledi.
Satışın gecikmesi kayıp
İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan ise 2B’lerin orman arazisi olmadığını vurgulayarak, “Çoğu 2B arazilerinin üstünde yerleşkeler vardır. İnsanlar bu arazileri zaten birbirlerine alır ve satarlar” dedi. Devletin bu arazilerin kullanım hakkını üstündeki kullanıcıya zamanında zaten teslim ettiğini ifade eden İnan, şunları söyledi: “2B arazilerinin satışı ile devlet hem bürokratik bir sıkıntıyı ortadan kaldıracak, hem de ciddi bir kaynak sağlayacaktır. Ayrıca araziler, kanuni statüye kavuşarak miras verilebilir, sigorta edilebilir, kredi çıkarılabilir, teminat gösterilebilir bir hale gelecek.” İnan, “Satışın başlamadığı her geçen gün toplum ekonomisi adına da bir kayıptır. Bu işleme bu gözle bakmak gerçekçilik olacaktır” diye konuştu.
Milliyet
2-B'lerin satışı, ‘bedel’ anlaşmazlığıyla tıkandı !
2-B'lerin satışı, ‘bedel’ anlaşmazlığıyla tıkandı !
Satışın rayiç bedel üzerinden mi yoksa emlak bedeli üzerinden mi yapılacağı noktasında tıkandı.
2-B’de çalışmalar satışın rayiç bedel üzerinden mi yoksa emlak bedeli üzerinden mi yapılacağı noktasında tıkandı. Emlak bedeli dikkate alınırsa gelir 6.7 milyar TL’de kalacak. Rayiç bedel istenirse 25.8 milyar TL’yi bulabilecek. Maliye rayiç bedelden devir istiyor ancak rayiç bedelleri tespit edecek milli emlak kontrolörleri bir süre önce lağvedilmişti.
Yılan hikayesine dönen 2-B arazilerinin satışı, ekonomi yönetiminde yaşanan ‘bedel’ anlaşmazlığıyla tıkandı. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun (EKK) Pazartesi günkü toplantısında masaya gelen taslak kabul görmedi. Bu nedenle 2-B uygulamasına ilişkin yeni baştan bir çalışma yapılması gerekiyor. EKK’da 2-B arazilerinin satışıyla ilgili uygulamada ‘rayiç bedel - emlak bedeli’ anlaşmazlığı çıktı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2B arazilerinin ‘rayiç bedel’ üzerinden satılmasını isterken, Maliye Bakanlığı bürokratları tarafından hazırlanan taslak ‘emlak bedeli’ni de dikkate alarak ‘emlak -rayiç bedel ortalamasıyla’ satış öngörüyor. Maliye Bakanı Şimşek’in, ‘rayiç bedel’ savunmasına rağmen Bakanlığın hazırladığı metinde emlak değerinin yer alması üzerine EKK toplantısında Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun durumu eleştirdiği öğrenildi. Eroğlu’nun toplantıda Şimşek’e, “Siz rayiç bedel diyorsunuz ama burada hazırlanan metin başka bir öneri sunuyor. Bununu netlik kazanması gerekiyor” dediği kaydediliyor. Pazartesi günü gerçekleşen toplantı çıkışında Bakan Eroğlu, “Bütün bakanlar, düşüncelerini ortaya koydu. Buna göre taslak yeniden düzenlenecek’’ demişti.
Şimşek’in 2-B arazilerinin satışında rayiç bedelin dikkate alınmasını istediği, EKK’da da bu görüşünü dile getirdiği belirtiliyor. Bu kapsamda Bakan Şimşek’in satılacak olan 2-B kapsamındaki taşınmazların emlak vergi değerinin son derece düşük olacağını, rayiç bedelle satışın taşınmazların hakettiği değer üzerinden satışı anlamına geleceğini vurguladığı belirtiliyor. Rayiç bedelle satış, hesaplamalarda da şimdiden 25.8 milyar liralık bir gelir hedefi ortaya koyuyor.
Taslak ne diyor?
EKK’da masaya gelen ve Maliye Bakanlığı bürokratlarınca hazırlanan taslakta ise rayiç bedelle satış öngörülmüyor. Taslakta, “belediye mücevir alanları içindeki 2-B arazilerinin ‘emlak vergi değeri ile rayiç bedel ortalaması alınarak bulanacak yeni değer’ üzerinden satışı, belediye mücavir alanları dışındaki arazilerin ise ‘emlak vergi değeri’ üzerinden satılması” planlanıyor. Maliye bürokratları ayrıca, satış için sadece emlak değerinin dikkate alınması halinde gelirin 6.7 milyar lira, sadece rayiç bedelin dikkate alınması halinde bedelin 25.8 milyar lirayı bulabileceğini belirtiyorlar. Ancak EKK’ya önerilen her iki değerin ortalaması yöntemiyle satışın yapılması halinde bedelin 11 milyar lira olacağını ifade ediyorlar.
Kaygılar arttı
Pazartesi günü yapılan EKK toplantısında 2-B yasasının Meclis’e sunulmaya hazır hale geldiği yönündeki ifadelere rağmen, tasarıya son şeklinin verilememesi kaygıları da arttırdı. 2-B arazilerinin nasıl satılacağına karar veremeyen ekonomi yönetimi uyuşmazlığı çözüp, tasarıyı yenibaştan çalışmak zorunda. Konuyla yakından ilgili bazı üst düzey bürokratlar ‘tasarının 2012 yılı Şubat ayını bulabileceğini’ ifade ediyorlar.
Kıymet takdirini kimler yapacak?
2-B arazilerinin hem değer tespitini yapacak hem de satışını gerçekleştirecek olan Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü, hükümetin son Kanun Hükmünde Kararname’yle yapılan değişiklikle büyük bir yara almıştı.
Hükümet, 659 sayılı KHK ile 2B çalışmalarını yürüten ve koordine eden Milli Emlak kontrolörlerini lağvetmiş ve yerlerine başka bir birim kurulmamıştı. 2-B çalışmasını yürüten Milli Emlakçılar’ın, tenzil-i rütbeyle memur kadrosuna alınmasıyla başlayan süreçte, özellikle taşrada çalışmalar durdu. Yeni düzenlemeyle denetmenler de uzman memur yapıldığından illerdeki inceleme işleri de durmuş durumda. Bu durum şu anda kıymet takdiri çalışmaları, ilerdeki dönemde de arazilerin satışı için büyük bir risk olarak görülüyor. 2-B’lere yönelik yapılması beklenen başvuru sayısı yaklaşık 1 milyon olarak hesaplanıyor. Öte yandan 2B çalışması kapsamında 4070 sayılı yasa ile Hazine’ye ait tarım arazilerinin de 2-B tasarısıyla gündeme alınması üzerinde durulduğu belirtiliyor. Toplam başvuru sayısının bu durumda 1.2 milyonu bulabileceği ifade ediliyor.
gazetevatan
Kıyı kanuna aykırı 80 bin konut için umut!
Kıyı kanuna aykırı 80 bin konut için umut!
Orman vasfını yitiren ve 2B olarak anılan arazilerin satışına ilişkin sorunlar büyük ölçüde çözüme kavuşturuldu.
Orman vasfını yitiren ve 2B olarak anılan arazilerin satışına ilişkin sorunlar büyük ölçüde çözüme kavuşturulurken, arazilerin durumlarına ilişkin bir başka düzenleme isteği de Akdeniz sahillerindeki belediye başkanlarından geldi.
Sahip olunan alanların imar kanununa uygun tapularının olduğunu, ancak bu yerlerin mevcut kıyı kanununa göre ''kanuna aykırı'' olarak görüldüğüne işaret eden belediye başkanları, sorunun bir an evvel TBMM'de tartışılmasını ve çözüme kavuşturulmasını istiyor.
Sorunun çözümüne ilişkin bir araya gelen ve ortak tavır sergileme kararı alan aralarında ilçe ve beldelerin de bulunduğu 12 belediye başkanı çözüm konusunda ısrarcı.
Mersin'in Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi beldesinin AK Partili Belediye Başkanı Necati Kale, Kıyı Kanunu ve Yönetmeliği'ndeki belirsizlik nedeniyle sadece Mersin'de 80 bin konut, iş yeri ve otelin imar kanuna uygun, fakat kıyı kanununa aykırı göründüğünü söyledi.
Devletin tapusuna ve belediyelere güvenerek buralardan yer alan, yatırım yapan insanların, bugün ne yapacaklarını bilemez hale geldiklerini ifade eden Kale, şöyle devam etti:
Mersin sahillerinde bu sorunun çözümünü bekleyen 80 binin üzerinde konut bulunuyor. Bu alanların içerisinde yazlık sitelerden turistik otellere, devlet kurumlarından dev tesislere kadar çok sayıda bina var. Mevcut tüm bu yapıların ruhsatları ve imar planları var. Ancak yönetmelikteki bazı maddeler nedeniyle kanuna aykırı görünüyorlar. Hükümetimizin kıyı kanununu yeniden gözden geçirmesi gerektiğine inanıyorum. 2013 Akdeniz Oyunları'nın yapılacağı Mersin'de yatırımcıların gözünün korkutulmaması gerekir. Bölgemizin en büyük sorunu yatak kapasitesinin yetersizliği. Bu kanunun bir an önce düzeltilmesi, bölgedeki alanların yatırıma teşvik edilmesi ve yatak kapasitesini hızla arttırılması gerektiği düşüncesindeyim.''
Dosya, Başbakan Erdoğan'a gönderildi
Mersin'in en önemli turistik merkezlerinden biri olan Atakent Beldesi'nin MHP'li Belediye Başkanı Hasan Uslu da, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarına güvenerek buraya çeşitli yatırımlar yapan insanların gelinen noktada taşınmazlarının yıkımıyla karşı karşıya kaldıklarına dikkati çekti.
Yapılan binaların ruhsatlı olduğunu, ancak ''Kıyı Kanunu Yönetmeliğine uygun olmadığı gerekçesiyle'' kanuna aykırı duruma düştüğünü vurgulayan Uslu, ''Bu sorundan şikayetçi 12 belediye başkanı olarak birlikte hareket etme kararı aldık. Konu hakkında bir sunum dosyası hazırladık ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan'a da gönderdik. Artık, 80 bin konutun geleceği Sayın Başbakan'ın kararına bağlı. Hükümetin konuyla ilgili gerekli adımları bir an önce atmasını istiyoruz'' dedi.
Akdeniz Oyunları öncesinde kent huzursuz
Mersin'in bir diğer önemli turizm alanı olan Tömük beldesinin AK Partili Belediye Başkanı Derviş Yıldırım ise, bu sorunun yıllardır beklediği gelişimleri büyük bir kararlılıkla yerine getiren Mersin'in hızını yavaşlatacağı görüşünde.
Mersin'de 2013'de düzenlenecek Akdeniz Oyunları'nın şehrin tüm kurumlarına ve Mersinlilere büyük bir coşku getirdiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
Herkesin yatırım yapmak için çırpındığı bir dönemde yatırım sahiplerinin böyle bir sorunla karşı karşıya kalması hepimizde deyim yerindeyse 'soğuk duş' etkisi yarattı. Sayın Başbakanımız ülkemizi yönetmeye başladığı günden bu yana sürekli çözüm odaklı adımlar atıyor. Yöneticiler olarak kendisinden tek beklentimiz, Güney'in incisi Mersin'in bu sorununa çözüm bulunması. Ülkemizin tanıtımında ve gelirinde çok büyük yeri olan Mersin, İzmir, Muğla ve Antalya gibi turizm merkezlerinde bu sorun bir an önce çözüme kavuşursa, yarının Türkiye'sinin çok daha güçlü olacağından kimsenin şüphesi olmasın'' diye konuştu.
Yıkım demek, çok büyük ekonomik kayıp demek
Mersin'in merkez Mezitli Belediyesinin CHP'li belediye Başkanı Uğur Yıldırım da, Türkiye genelinde sorunun çözüm beklediğini söyledi.
Hükümetin ve parlamentoda siyasi partilerin üyelerinin bir araya gelerek, konuya çözüm üretmesi gerektiğine inandığını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
Sadece Mersin sahilinde bu sorunun çözümünü bekleyen yaklaşık 80 bin konut var. Bunların yıkımı demek, çok büyük ekonomik kayıp demek. O nedenle, hükümetin ve parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin üyelerinin bir araya gelerek, konuya çözüm bulmaları gerekir diye düşünüyorum. Çünkü, yaklaşık 80 bin konut ve otelin yıkılması devletin bütçesini çok olumsuz etkiler. Neredeyse devletin bütçesine denk gelecek bir paranın yok olması demek. Türkiye geneline baktığımızda, Antalya, Muğla ve İzmir gibi illeri de düşündüğünüz zaman bu kayıp daha fazla olacaktır. İnanıyorum ki, TBMM bu konuya da, 2B gibi bir çözüm bulur.
Haber7
Vatandaşa bedava ev değil ama bedava proje verilecek
Vatandaşa bedava ev değil ama bedava proje verilecek
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, depreme dayanıklı, yöresel mimariye uygun konutlar inşa edilmesi için en ucuzu 8 bin liraya çizdirilebilen projeleri vatandaşa bedava verecek. Uygulamaya göre her ilin, bölgenin dokusuna uygun konut projeleri üretilecek. İsteyen vatandaşa 5 proje seçeneği sunulacak
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, vatandaşlara depreme dayanıklı ve bulunduğu bölgenin mimari dokusuna uygun evler yapmaları için ‘bedava proje’ uygulaması başlatıyor. Bakanlık depreme dayanıklı, yöresel mimariye uygun konutlar inşa edilmesi için, en ucuzu 8 bin liraya çizdirilebilen projeleri vatandaşa bedava verecek. Bakanlığın hazırlığını yaptığı uygulama kapsamında, her il ve bağlı köyler için o bölgenin dokusuna uygun konut projeleri üretilecek. İsteyen vatandaşa 5 proje seçeneği sunulacak. Vatandaş istediği birini ücretsiz alabilecek.
Şehircilik ve Çevre Bakanlığı uygulamayı 2 Aralık’ta Balıkesir’de ilan edecek. Uygulamanın önce köylerden başlaması ardından da 2012 sonuna kadar tüm Türkiye için tamamlanması planlanıyor. Balıkesir’de yapılacak toplantının, uygulamanın daha geniş çevrelere duyurulması, bilgilendirilmeleri amacını taşıdığı belirtilirken, toplantıya valilik, il özel idaresi, belediyeler, Bakanlıkların taşra teşkilatları, kaymakamlıklar, muhtarlıklar, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve yöre halkının davet edildiği kaydedildi.
Önümüzdeki dönem Türkiye’deki tüm yapıların modern ve depreme dayanıklı hale gelmesi hedefiyle hareket ettiklerini belirten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, bu uygulamayla, ‘depreme dayanıklı’, ‘yöresel doku ve mimariye uygun’, ‘modern’ örnek konutlar yapılmasının hedeflendiğini vurguluyorlar.
Bakanlık, bu yapılarda kullanılacak ve bulunduğu yörenin halkının kültürel özelliklerini yansıtacak malzemelerin temini için de kolaylık sağlayacak.
Uygulamaya ilişkin bilgi veren yetkililer, uygulamanın ortaya çıkışını ve hedeflerini şu sözlerle açıkladılar:
“Kırsal alanlardaki kaçak, denetimsiz yapılaşma ve modern malzemelerin bilinçsiz kullanımı, mühendislik mimarlık hizmetinden yoksun yapılar ortaya çıkarmış. Van’da yaşadığımız deprem felaketinde olduğu gibi can ve mal kaybı yanında bazı köylerin tamamı da haritadan silinebiliyor. Hangi yörede olursa olsun o yöre halkının ihtiyaçlarını, yaşam koşullarını, alışkanlıklarını göz önünde bulundurarak hem o yöreye uygun hem de daha güvenli sağlıklı yapılar ve yaşam alanları oluşturulması gerekiyor.”
Uygulama Hatay, Malatya, Trabzon, Erzincan ve Kahramanmaraş’tan başlayacak
Bakanlığın Hatay, Malatya, Trabzon, Afyon, Erzincan ve Kahramanmaraş illerinde çalışmalara başladığı belirtildi. Bu iller için sağlıklı, güvenli ve yöresel mimariye uygun projeler üretilmeye başlanacak. Bu projeler o bölgelerdeki İl Müdürlükleri ve İl Özel İdareleri aracılığıyla ücretsiz olarak köyde yaşayan vatandaşlara verilecek. Böylece proje maliyetleri devlet desteğiyle karşılanmış olacak. 2012 yılında da bu çalışmalar tüm Türkiye için tamamlanmış olacak.
gazetevatan
Ustalık Belgesi Olmayan İşçi Çalışamayacak!
Ustalık Belgesi Olmayan İşçi Çalışamayacak!
Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği (MERYAP) Başkanı Nesim Ekinci, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren inşaat sektöründe ustalık belgesi olmayan işçilerin çalıştırılamayacağını anımsatarak, belge almayan işçilere bir an önce sınavlara katılmaları çağrısında bulundu.
Ekinci, yaptığı yazılı açıklamada,''Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmeliğin'' 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle uygulanmaya başlanacağını ve bu tarihten sonra ustalık belgesi olmayan kişilerin inşaat işlerinde çalıştırılamayacağını belirtti.
Uygulama ile ilgili hazırlıklara aylar öncesinde başladıklarını ifade eden Ekinci, bu kapsamda da organizasyonun çatısı konumundaki Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) ile imzaladıkları protokol çerçevesinde işçilerin belgelendirilmesi için eğitim ve sınavları içeren bir proje yürüttüklerini vurguladı.
Proje çerçevesinde Mersin'de belgesiz işçi kalmayacağına işaret eden Ekinci, şunları kaydetti:
Yapı müteahhidi, inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgeli usta çalıştırmak ve belgelerinin bir örneğini şantiye dosyasında bulundurmak zorundadır. Şantiyede yapılacak kontrollerde ustalar yaptıkları işe uygun yetki belgelerini ibraz etmekle yükümlü olacaktır. Bu nedenle sektör mensuplarının zaman kaybetmeden belgelerini almaları gerekiyor.''
Belgeli işçi bina kalitesini artıracak
Ekinci, inşaat sektörünün söz konusu uygulamayı olumlu karşıladığını belirterek, açıklamasına şöyle devam etti:
Bacasız sanayi konumunda olan ve ekonominin yüzde 35'ine hitap eden, onlarca iş koluna istihdam sağlayan sektörümüz yeni uygulama ile birlikte daha kaliteli ve güvenli olacak. Sektörde iş yapan herkesin konusunda eğitim alması ve bir belgeye tabii olması önemli bir atılım. Belgeli işçi inşaat kalitesinin artmasına da katkı sunacak. 1 Ocak itibariyle inşaatlarda belgesiz işçi çalıştırılmayacağını hatırlatarak, belge almayanları bir an önce sınavlara katılmaları konusunda uyarıyoruz.
Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği
Süleyman Varlıbaş, Bazı Fiyatlara Şaşırıyorum!
Süleyman Varlıbaş, Bazı Fiyatlara Şaşırıyorum!
Süleyman Varlıbaş, sektörün deneyimli isimlerinden. Bu yola 80’lerde Çaykara’nın 25 köyüne enerji hattı kurarak çıkmış. Konuta yatırımı, her ortamda kazanç kapısı gören Varlıbaş’ın uyarısı ise son derece çarpıcı: “Bazı fiyatlara şaşırıyorum. İtibar eden olabilir ama, ucuz etin yahnisi olmaz.
Süleyman Varlıbaş,? Varyap Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı. Onunla şu anda önemli ölçüde tamamladıkları Varyap?Meridian’ın karşısındaki ofisinde görüştük.
Ofisin kapısından içeri girer girmez Varyap Meridian’ın iddiasını ortaya koyacak pek çok şey görüyorsunuz etrafta. Projeye öylesine tutkuyla yaklaşıyor ki Varlıbaş, dünyanın en önemli yapıları arasında gösteriyor. Doğrusu, haksız da sayılmaz. Çünkü, projeyle çoğu uluslararası tam 10 ödül almış. Sonuncusu, Dünyanın En İyi Mimari Projesi ödülü.
Bundan sonra yine Ataşehir’de Gap İnşaat ile birlikte yapacakları proje için bir bu kadar tutkulu. “Varyap Meridian’ın kriterlerini bile zorlayacak” diyor bu yeni çalışma için.
Onun da gündeminde pek çok gayrimenkul geliştirmeci gibi deprem, dönüşüm, İstanbul ve faizlerdeki artış var. Gecekondu bölgelerinde emsalin artırılması halinde devletin kasasından tek kuruş çıkmadan İstanbul’un yenilenebileceğini düşünüyor. Şişmek bir yana, fiyatların birkaç kat artacağına iki kere ikinin dört edeceği kadar emin. Özellikle de Mütekabiliyet Yasası’nda düzenlemeden sonra Körfez ve Arap ülkelerinden şimdi kısmen hayata geçen ilginin o dönemde üst düzeyde cereyan edeceğinden emin olduğu gibi.
Temel uyarısı ise çok çarpıcı.? Şimdi çok işlerin ilanlarına bakıyorum. Maliyetlerin altında fiyatlardan söz ediyorlar. Mağdur edebilirler” diyor. Tüm bu konuların yanı sıra Varlıbaş ile çocuklardından, torunlarla kahvaltılardan, boksörlük yaptığı günlerden ve doğa sevgisinin onu çıkardığı yaylalardan da konuştuk.
ÇOCUKLUĞUM: İlkokula başlamadan, dedem beni mescide göndermişti. Kur’anı’ı öğrenmeye başlamıştım. Okula başladığımda ise çarpım tablosunu bile biliyordum. Hoca, beni üçüncü sınıftan başlattı. Yani, kendi yaşıtlarımdan hep birkaç yıl öndeydim.
İLK?PARA: İlk paramı lise sonda iken yol işinde amelelik yaparak kazandım.
İYİ Kİ BU KARARI ALMIŞIM: En önemli kararlarımdan birisi evliliğimdi. Çocuk yaşlarda, lise yıllarında evlendim. Doğru bir kararmış ki, bugüne kadar sürdü.
KEŞKE YAPMASAYDIM: Allaha şükür, ‘keşke’ dediğim hiçbir şey yok.
BİR GÜN MUTLAKA: Yine ‘şükür’, hayal ettiğim her şeyi yaptım. ‘Şunu da yapmadım’ dediğim bir şey yok.
STRES: Benim için yok. Çünkü, inanmış insanlar olarak her şeyin hayrımıza olduğunu düşünürüz biz.
SPOR: Vakit buldukça yürüyüş yaparım.
BENİM ŞEHRİM: Dünyayı gezdim. İstanbul gibi başka bir yer görmedim.
SON KİTABIM: Çok okurum. En son Nassim Nicholas Taleb’ın Siyah Kuğu’sunu bitirdim.
SON FİLMİM: Bal.
PAZARLAR: Dört torunumla kahvaltı yapmaktan zevk alırım.
TATİL: Türkiye’deki yerlerim Karadeniz yaylaları, Antalya ve Bodrum. Yurtdışında da İsviçre,Londra, Paris ve Milano’yu severim. En son Güney Afrika’da Johannesburg’a gittim.
EMEKLİLİK PLANIM: Böyle bir plan mı olur. Emeklilik, planları bitirmektir.
MESLEĞİM: Dünyanın en iyi işi.
BU MESLEĞİ YAPMASAYDIM: Herhalde Süleyman Varlıbaş olmazdım.
GÖZBEBEĞİ PROJE: Varyap Meridian.
Necla Ç. Unutmaz - Emlak Pazarı
Varyap Meridian
Batı Ataşehir’de inşa edilen VARYAP MERIDIAN projesi kapsamında 5 kulede 20 ile 61 katlı 1500 konut, 50 bin metrekare kiralık alana sahip bir iş merkezi, 20.000 m2 ofis binası, işletmesi uluslararası bir markaya verilecek 5 yıldızlı otel, kongre ve iş merkezi, ticaret alanları olmak üzere toplam 6 kule ve 3 adet alçak katlı ticari blok yer alıyor. Proje dahilinde 40 m2'lik stüdyolardan özel tasarımlı penthouse dairelere kadar çok farklı konut seçeneği bulunuyor. Türkiye’nin ilk büyük ekolojik karma projesi olan ve toplam 107 bin metrekare’lik alana yayılı projenin yaklaşık yüzde 90’ı yeşil alandan 13 bin metrekare’lik alanı ise binalardan oluşuyor.
Projenin mimarlığını düzenlenen yarışma sonucunda dünyanın dört bir yanında farklı tasarımları ve yeşil binaları ile tanınan iddialı projelere imza atan dünyanın sayılı mimarlık bürolarından İngiliz RMJM (New York) şirketi yapıyor. Projenin tüm mühendislik danışmanlığını ise yine dünyaca ünlü yüksek bina uzmanı İngiliz kökenli Buro Hoppold firması gerçekleştiriyor.
KONSEPT
Türkiye’de ilk olacak çevreci konut projesi VARYAP MERIDIAN’da ortak alanların bir bölümü rüzgar, güneş gibi doğal kaynaklardan üretilecek enerji ile karşılanacak, yağmur suları toplanıp yeşil alanların sulanmasında kullanılacak, doğanın korunmasına katkı sağlanacaktır. Projenin “çevreci konut” konseptinin oluşturulmasında çevresel etkenler ve sürdürülebilirlik ilkeleri önem taşımaktadır. Bu hedefe ulaşmak için arazinin topografik yapısı, rüzgâr ve manzara yönleri, güneş ışığıyla ilgili detaylı analizler projenin tasarıma yön vermiştir. Güneş ışığından en iyi derece faydalanılması binaların konumlandırılmasında en önemli etken olmuştur. Teraslanma projenin temel konseptini oluşturmaktadır. Binalar kimi zaman tek yönde kimi zaman iki yönlü teraslanarak yükselmektedir. Peyzaj ile birlikte ele alındığı zaman bu teraslanmalar binaların doğal havalandırılması için bir araç olarak kullanılmıştır. Bahçe peyzajında kullanılan su öğeleri ile binaların teraslanan yüzeyinden yükselen serin hava akımı oluşturulmaya çalışılmıştır. Ayrıca bu teraslar yağmur suyunun toplanması için geniş yatay yüzeyler oluşturmaktadır. Peyzaj tasarımına arsanın doğal bitki örtüsü ve topografik yapısı yön verecektir.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
VARYAP MERIDIAN son yıllarda uluslararası gayrimenkul geliştirme sektöründe en çok kabul gören, bulunduğu çevre ve doğal ortamla uyumlu tasarım ve uygulama gerektiren “bütünsel sürdürülebilirlik” anlayışı ile inşa ediliyor. Proje kapsamında uygulanan yenilikçi sistemler, teknoloji ve LEED kriterlerinin sağladığı olanaklar, konut sahiplerine daha düşük aidat ve genel giderler olarak geri dönüyor. Tasarım aşamasında alınan önlemler, çevreci malzeme seçimi ve atık yönetimi ile projede %40’a varan enerji ve su tasarrufu ile birlikte, proje sakinlerine yüksek konforda minimum tüketim maliyeti sağlanacaktır.
Cephe tasarımı, bina sakinlerinin güneş ışığından maksimum düzeyde faydalanmaları ve sıcak, soğuk iklim şartlarının olumsuz etkilerinin azaltılması hedefleri ile tasarlanmıştır. Cephe, cam ve seramik panellerden oluşan hibrit sistemdir. Kullanılan camlar açık yeşil rengindedir. Hafif renkli olan bu camlar yazın iç ortamı aşırı ısınmaktan koruyup soğutma ihtiyacını azaltırken, kışın da içeri yüksek seviyede güneş ışığı girmesine izin vererek ısıtma yükünü hafifletecektir.
Camlar vasistas özelliği ile belli bir kata kadar açılır olacaktır. Böylelikle bina sakinlerine ihtiyaç duydukları anda doğal havalandırmadan faydalanabilme olanağı sağlamaktadır.
Projeye yeşil bina özelliği ile birlikte yenilenebilir enerji kaynakları entegre edilmiştir. Elektrik üretecek olan güneş panelleri ve rüzgar türbinleri ile proje ortak mahal elektrik ihtiyacının bir kısmı karşılanacaktır. Fosil yakıt kullanımını ve karbondioksit salınımını azaltmak için yapılan bu uygulama İstanbul ve Türkiye’ye örnek teşkil edecektir. Ortak mahallere hizmet verecek olan bu sistem ile aidat bedelleri azalacaktır.
Bloklarda merkezi ısıtma ve soğutma sistemleri uygulanacaktır. Daire sahipleri termostatları ile daire içi sıcaklık ve serinlik ayarını manüel olarak yapabileceklerdir. Daire girişinde ki pay ölçerler ile de her daireye kullandığı kadar enerji bedeli faturalandırılacaktır.
Yeşil bina uygulaması kapsamında kullanılan her su armatürü su verimliliği sağlamaktadır. Banyoda tercih edilen armatürler, su tasarruflu mutfak bataryaları ve çift basmalı rezervuar sistemi ile LEED Yeşil Bina Değerlendirme Sistemine göre eşdeğer bir daireye oranla her daire %40 su tasarrufu yapmaktadır.
PEYZAJ
Bütün peyzaj düzenlemelerinde ve bitki tercihlerinde su kullanımını minimize etmek ve yere özgü doğal yapıyı korumak, öncelikli amaç olmuştur. Açık alanların ana karakteri olarak özellikle seçilen çayır dokusu, çim ağırlıklı düzenlemelere göre su kullanımını yarıya indirdiği için tercih edilmiştir. Her mevsim başka bir noktanın canlanmasıyla yıl boyu yeşil sürekliliğinin gözetildiği bir bahçe bütünlüğü oluşturulmuştur. Avlular / girişler, çayır, eğimli yüzeyler ve çatı bahçeleri bu bütün içindeki farklı yeşil doku karakterlerini yaratmaktadır. Kullanılan tüm bitkilerin 12 ay boyunca faklı etkiler üretmesi peyzaj tasarımının ana yaklaşımı olup, İstanbul’un artık unutulan sonbahar renklenmesi, yapraklarını döken ağaçların kışın getirdikleri kaligrafik dünya ve ışığın bahçeye daha fazla girme olanağı, doğanın uyanışı ve uykuya dalması dahil tüm ritimlerin insanın yeniden kendi biyoritmini duyumsaması yönünde bir katkı olarak değerlendirilmiştir.
Yerleşim alanları tamamen parklar ve spor alanlarından oluşan bir yeşil bölge ile çevrelenmiştir. Büyük parkın içinde yer alan gölet ve çevresi, su kıyısı plantasyonu ile belirgin bir doğal ortam yaratırken kendi ekosistemini oluşturmaktadır. Oluşturulan farklı aktivite alanları açık alanların kullanımında kendine özgü bir durum ön plana çıkarken su tüm adaların önemli bir iklim düzenleyici unsuru olarak ta değerlendirilmiştir.
Gece peyzajı, oluşturulan endirekt aydınlatma ile gün boyunca yaşanan, izlenen bahçe yaşantısına yeni bir boyut kazandırmış, su bu defa bir ışık kaynağı olarak gece peyzajının da odağı olmuştur.
SOSYAL ALAN
1500 konutun yer alacağı blokların alt kısımlarında 100’e yakın dükkan konumlandırılmıştır. Projede yer alan bisiklet park yerlerinin yanı sıra otoparklar da yer altında yapılıyor. 20 bin metrekare 3 tane yatay ofis binası bulunuyor.
VARYAP MERIDIAN projesinde stüdyo’dan 5+1’e, 40m2’den 200m2’ye kadar 450 farklı daire tipi bulunmaktadır. VARYAP MERIDIAN, geniş lobileri, cafe, fitness salonu, sauna, buhar odası ve soyunma odalarından oluşan sosyal tesis, kapalı ve açık havuzları dışında devasa rekreasyon alanlarıyla satın alınan kadar metrekareye hapsetmez, aksine komşularla hayatın tam içine davet eder. Binaların girişinde yer alan lobi alanları tüm ihtiyaçların giderebilmesi ve keyifle zaman geçirebilmesi için tasarlanmıştır. Komşularla ve dostlarla yapılacak sohbetler, kitaba şöyle bir göz atmak veya akşamki derbi maçını eğlenceli bir grupla izlemek hepsi bir fincan kahve veya küçük atıştırmalıklarla evin bir parçası olacak bu lobilerin içinde olacak. VARYAP MERIDIAN hayatı merkeze alan tasarım anlayışı ile yaşam anlayışını tamamen değiştirecek.
VARYAP MERIDIAN “Gayrimenkul’ün Oscarları” olarak bilinen dünyanın en prestijli gayrimenkul yarışması olan Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri yarışmasında (International Property Awards) Avrupa’nın En İyi Gayrimenkul Projesi ve En İyi Yüksek Bina kategorilerinde iki ödül aldı.
VARYAP MERIDIAN, ayrıca dünyadaki en prestijli gayrimenkul olanaklarını yurtdışında yatırım yapan yatırımcılara sunan İngiltere’nin 1 numaralı dergisi overseas LIVING magazine tarafından Türkiye’nin En İyi Gayrimenkul Projesi seçilerek, ödül almaya hak kazanmıştır. 2010 yılında da ödül almaya devam eden Varyap Meridan, İtalya Gayrimenkul Fuarı / EIRE 2010 kapsamında düzenlenen ve gayrimenkul sektöründe Avrupa'nın en önemli ödüllerinden biri olan ''Gayrimenkul Ödülleri / Real Estate Awards '', Milano'da 'En iyi akıllı şehir projesi / Best Europen Smart City Scheme' kategorisinde ödüle değer görüldü.
Varyap Meridian, 2010 Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri (International Property Awards) yarışmasının birinci turunda da; Türkiye’nin En İyi Mimarisi, Türkiye’nin En İyi Yüksek Bina Mimarisi, Türkiye’nin En İyi Gayrimenkul Web Sitesi, Avrupa’nın En İyi Mimarisi ve Avrupa’nın En İyi Yüksek Bina Mimarisi olmak üzere, beş kategoride birden ödül aldı. Yarışmanın ikinci turunda ise dünyanın 131 ülkesinden gelen yüzlerce projeyi geride bırakan Varyap Meridian, Dünyanın En İyi Gayrimenkul projesi seçilmiştir. Aldığı bu son ödülle birlikte Varyap Meridian iki yıl gibi kısa bir sürede Avrupa’dan gelen 10’uncu büyük ödülün sahibi oldu.
Leed Sertifikasyon programı dahilinde Türkiye’nin ilk ve tek lüks yeşil konut projesi olan VARYAP Meridian 2012 yılında tamamlanacak.
Detaylı bilgi için: http://www.meridianforbusiness.com
İstanbul'da arazi toplayan holding hangisi?
İstanbul'da arazi toplayan holding hangisi?
Nahit Kiler, 'İstanbul'da ciddi anlamda arazi arayışımız var. Kentsel dönüşümde de yerimizi alacağız' diyor.
261 metre anten yüksekliğindeki Sapphire'in yatırımcısı Kiler Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kiler, Levent'te ikinci bir Sapphire inşa etme planlarının olduğunu söyledi. 'İstanbul'da arsa arıyoruz. Taksim, Okmeydanı, Kağıthane ve Bahçeşehir'de bakıyoruz' diyen Kiler, 3 yıl içinde grubun amiral gemisi olan perakendenin, yerini gayrimenkule kaptıracağını da belirtti.
Çok katlı binalar, depremlerde tedirginlik yaratıyor. Sapphire'le ilgili böyle endişelerini dile getirenler oldu mu?
Deprem güvenliğinin kat sayısıyla ilgisi yok. Biz Sapphire'i inşa ederken statiği 9 şiddetinde depreme dayanıklı olarak tasarladık. Bırakın yıkılmayı çok hassas hamilelik geçiren bir bayanın tedirgin olmayacağı bir şekilde çözülsün istedik. Depremden kimse bize, binanın yapı denetim firmasını sormamıştı. Şimdi sormaya başladılar. Bence bu bilinçlenme açısından güzel bir gelişme.
En pahalı daire kaça satıldı?
Şu anda satış oranı yüzde 70'lerde. Geçen hafta 7.5 milyon dolara bir daire sattık. Satışımızın yüzde 20'si yabancılara yapıldı. Ama kiralamada yabancı oranı daha yüksek. Kiralarken dairelerin metrekare fiyatı 30 dolar gibi. Bir de 100 metrekarede 800 TL gibi aidatı var.
İkinci bir Sapphire yapabileceğinizi söylemiştiniz...
Evet, Levent’te bir arazimiz var. O güzergahta arayış içindeyiz. Görüştüğümüz yerler var. Arazi toplamaya çalışıyoruz.
Kentsel dönşümde yerimizi alacağız
Kentsel dönüşümde nasıl yer alırız diye düşünüyor musunuz?
Şu anda Fikirtepe bölgesinde birkaç ada için görüşmelerimiz var. Biz de orada yerimizi almak istiyoruz. İnanıyorum ki Fikirtepe'den sonra da bunun arkası gelecektir. Sadece Belediyeler değil, hükümet de bunun peşini bırakmayacaktır.
İstanbul'da arazi topladığınız başka yerler var mı?
Şu anda çok ciddi yer bakıyoruz. Kağıthane, Cendere yolu, Okmeydanı, Taksim ve Bahçeşehir'de çeşitli araziler için görüşmelerimiz var.
Kiler için görüştük, anlaşamadık
Türk şirketlere Ortadoğu'dan yoğun ilgi var. Sizin kapınızı çalan oldu mu?
Ortadoğu'nun Türkiye'ye sıcak bakma sebebi küresel kriz. Araplarda sanayi yok. Türkiye'yi kendilerine yakın görüyorlar. Bizim de kapımızı çalanlar var. Gayrimenkulde birlikte iş yapalım diye gelenler, Kiler'e ortak olmak isteyenler oldu. Yabancıya satışla ilgili gelişme olduğunda bireysel yatırımlarda da ciddi bir artış olacağını düşünüyorum.
Onlar da dünyanın en yükseğini yapsın
Sapphire'den sonra bir sürü firma yükseklik yarışına girdi..
Şu an konuşan firmaların hepsi Sapphire'i geçeceğiz diyor. Bu bizim açımızdan güzel bir şey. Demek ki İstanbul'da bir eksikliği görmüşüz. Gelsinler geçsinler bu bizim hoşumuza gider. Şehre kalite geliyor deriz. Biz Avrupa'daki en yüksek binayı yaptık. Belki birileri gelir, dünyadaki en yüksek binayı yapar.
Ortağı ikna edip, Sapphire AVM'de kiraları indireceğiz
AVM'yle ilgili dedikodular var...
Sapphire AVM'deki kiracılara cevap veremediğimiz konular var. Ama kısa sürede çözeceğiz. Sapphire AVM'deki ortağımız, kiracıların indirim taleplerine sıcak bakmadı. En kısa zamanda ortağımızı ikna edip, kira indirim taleplerine cevap vereceğiz.
Enerji sektörüne de girdiniz. Büyüyecek misiniz bu alanda?
Önümüze çıkan büyük fırsatları değerlendirebiliriz. Erzurum Aras'ın dağıtımını aldık. İhalede yeterli rekabet oluşmadı diye yürütmeyi durdurma kararı geldi. Menfi bir sonuç alırsak başka yerlere de bakacağız.
Şenay Büyükköşdere - Akşam
Erdoğan Bayraktar: Belediyeler, keyfi olarak konut harcı alamayacak
Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yabancılara mülk satışını kolaylaştıran düzenlemenin hazır olduğunu, 2B arazileriyle ilgili yasa üzerinde çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Bakan Bayraktar'ın sektör temsilcilerinin problemlerine yönelik değerlendirmeleri şöyle:
ERDOĞAN BAYRAKTAR (Çevre ve Şehircilik Bakanı):
Şu anda Türkiye'de köy konutları dahil 19,5 milyon konut stoku var. Bunların yarıdan azı değişmeye, yenilenmeye muhtaç. Aile yapısı küçülüyor, köyden kente göç sürüyor, yeni evlere ihtiyaç var.
Kat irtifakı, kat mülkiyeti müstakil bir parsel değildir. Ortaklık oluşmasında bir hissedarlıktır. Bunun için belli şartlara, belli kıstaslara dayalı olarak ortaklığın giderilebilmesi konusuna gelebilmemiz lazım. Kentsel dönüşümde vatandaş olduğu yerden gitmek istemiyor. Vatandaşları ikna ederek başka noktalara taşınma noktasında biraz daha gayretli olmamız lazım.
Yabancılara mülk satışı konusunda belli bir noktaya gelindi, mütekabiliyet şartı aramaksızın gayrimenkul satışını belli standartlar çerçevesinde çok kısa sürede kararnameye (kanun hükmünde kararname) koyacaktık ama değişik bir kanun olduğu için olmadı. Hazırlığını bitirdik, 7 bakanlığı ilgilendiriyor, koordinatörlüğünü benim bakanlığım yapıyor. Şu anda 62 ülke mütekabiliyet şartı aramaksızın gayrimenkul satıyor. Bunlar ABD, Kanada, Almanya, Brezilya gibi özgüveni yüksek olan ülkeler. Yabancılara gayrimenkul için satış yasasını en kısa zamanda çıkaracağız. Yabancılara mülk satışı dört kez Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Biz bu kez Yüksek Mahkeme'nin de kabul edeceği bir düzenleme yapacağız. Bir yabancı bu ülkeden toprak aldığı zaman götüremiyor. Buradan gayrimenkul aldığı zaman bağımlı oluyor bu ülkeye. Konu yabancıların bir ülkede koloni kurup gettolaşmasıysa biz onlara kıstaslar koyacağız. Diyeceğiz ki ilin veya ilçenin yüzölçümünü geçemez.
2B için çok ciddi gayretimiz var. 2-B, orman vasfını kaybetmiş arazilerdir. Bir de tapulu olup da orman vasfını kazanan araziler var, o da daha büyük bir problem. Her ikisi için de ciddi bir şekilde çalışıyoruz.
Belediyelerden imar alınırken karşılaşılan probleme gelince... Artık belediyeler 3 ay içerisinde imar planlarını yapmazlarsa, imar talebini yapan kişi valiliğin üzerinden bakanlığımıza müracaat edecek. Biz onun imarını yaparız. Ben onu şimdi 4 aya çıkaracağım, 3 ay çok kısa diye belediyelerden şikâyet var. Her türlü ruhsat, inşaat ruhsatı, temel ruhsatı, iskân ruhsatı, sanayi ruhsatı için vatandaş valilikten veya belediyeden 2 ay içerisinde alamıyorsa, bize müracaat edecek, haklı ise ruhsatını vereceğiz. Tapudaki harçlar şu anda pek yüksek değil. Zaten pek çok şirket hâlâ tapuda tam değerini göstermiyor.
Kaliteli eleman, Türkiye'nin en önemli meselesi. Mühendislerimiz bile kalem mühendisi olmayacak. Malzemeyi iyi tanıyan, yaptığı işi bilen kişiler olmalı. Ama ara teknik eleman sıkıntısı var. Bunları zamanla aşacağız. İnşaat malzemesi ihracında da yedinci sıraya yükseldik. Biz müşavirlik sistemini geliştirirsek ikinci, üçüncü sıraya çıkarız. Hakikaten teknik müşavirlik işi Türkiye'nin en önemli meselelerinden birisi. Çok çalışıyoruz ama onun verimini, katma değerini tam alamıyoruz. O bakımdan bu mühendis müşavirlik, teknik müşavirlikler ya da daha üst düzey oyun kurucu müşavirliklerin olması lazım. İşte burada yapı denetim firmalarını A, B, C diye kategorize edeceğiz. Teknik müşavirlik konumuna getireceğiz, müşavirler sadece müteahhitlik yapmayacak. Müteahhitliğin dışında proje de yapabilecek. Pratik, basit yapı denetimi kurduktan sonra belediyelerin beyana dayalı ruhsat vermesini de getireceğiz.
Farklı belediyelerin farklı uygulama yapmalarına düzenlemeler getireceğiz. Yani her belediye kendi başına yönetmelik yapamayacak. Kendi meclisinde karar alarak harç adı altında, katılım payı altında ya da gelir getirisi adı altında birtakım gelirler getirmesini kıstaslara bağlayacağız.
Daire metrekarelerindeki yanlış bildirim konusunun da mutlaka düzeltilmesi lazım. Aynı metrekare daireyi biri 100 metrekare, biri 80 metrekare olarak satıyor, bu çok büyük haksızlığa sebep oluyor. Yok sığınaktan kattım, yok otoparktan kattım diyerek 150 metrekare daireyi 300 metrekare satmak çok yanlış bir şey.
Bürokratik sürtünme katsayısını azaltacağız. Bürokratik oligarşi, bizim elimizin tersiyle ittiğimiz bir konu. Bürokratlar daha çok halkın hizmetinde olacak.
Teknik müşavirlik firması kurarken de teminat alacağız. Bu gayrimenkul teminatı olacak. Teminat mektubu olacak, nakit teminatı olacak. Bir teknik müşavir firma iş alırken mutlaka nakit veya tahvil veya banka teminatı almadan yapı denetim kurumlarına artık iş vermek yok. Yanlış yaptığı zaman, yapı denetim kurulunu hemen kapatmak yok. Para ceza verecek. Böyle bir sistem kurmaya çalışıyoruz.İmar Kanunu'nda değişiklikler yapmak için çok ciddi çalışmalar var. Araziyi alıyorsun, imar durumunu alıyorsun sonra değişiyor. Aslında imar durumu müktesep bir haktır ama imar durumu değişmez diye bir şey yok. Ruhsat kesinlikle müktesep haktır ama ruhsat aldın diye buna kimse dokunamaz diye bir şey yok. Kamu menfaati varsa, o ruhsatta ileride daha çok telafisi imkânsız zararlar doğacaksa o ruhsat durdurulur. Tüketici Kanunu çok önemli. AB uyum yasalarıyla birlikte tüketici hakları çok arttı. TOKİ'ye açılan 40 bin dava var.
Yurtdışında tanıtım yapalım
ERDİNÇ VARLIBAŞ (Varlıbaş Holding CEO'su):
Finans Merkezi, Türkiye'nin ulusal bir projesi. Özellikle uluslararası arenada Türkiye'ye katkısı çok yüksek olacak. Bunun tabii ki dolaylı en büyük katkısı konutta olacak. Bu proje için ben ulusal ve uluslararası kapsamda daha detaylı bir tanıtım kampanyası düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sektör olarak rekabete açık ve güzel konutlar üretmek zorundayız. Ancak bizim de elimiz kolumuz bağlı, çünkü ülkenin belirlemiş olduğu bir mimari estetik projesi yok. Eğer Türkiye'nin hem bölgelere hem şehirlere ayrılmış belli estetik seçenekleri olursa ve bunlar bize verilirse biz de bu kapsamda çalışmalar yapmaktan memnuniyet duyacağız. Diğer konu da yeşil binalar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda çalışmalar yapıyordu. Yeşil binalar yapacak firmalara çok fazla olmasa da teşvikler verilmeli. Sektörün en büyük sıkıntılarından birisi de konut kredileri. Yapmış olduğumuz anketler gösteriyor ki konut sektörü yüzde 60 oranında mortgage satışına dayalı. Yani finans sektörü ile konut sektörü mutlak suretle bir arada çalışmak durumunda. Finans sektörünün ülkenin gündeminden kaynaklanan problemlerinden dolayı BDDK, Merkez Bankası gibi düzenleyici kurumların konut sektörünü de kapsayacak şekilde düzenleme yapmış olması sektörün önünü tıkıyor. Yabancıya konut satışının ne kadar önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Bizler hiç tanıtım yapmamamıza rağmen bugün dünyanın bizim de beklemediğimiz birçok değişik ülkesinden müşterilerimiz oluştu. Buna Güney Kore, Çin, Japonya dahil.
Kalifiye eleman bulamıyoruz
RECAİ AKDOĞAN (İhlas Holding İnşaat Grubu Başkanı):
En büyük sıkıntımız kalifiye eleman meselesi. Bunu mühendis, mimar açısından söylemiyorum. İnşaatlarımızı sonuçta taşeron firmaların elemanlarına yaptırıyoruz. Kalite yönetim sistemlerini kullanıyoruz, kendi kontrol mekanizmalarımız var. Fakat biz ne yaparsak yapalım ustanın elindeki malaya müdahale edemiyoruz. Başka sektörlerde, örneğin sağlıkta bandajı yapan bile bu konuda eğitimli. İnşaat sektöründe de bu konuya bir ucundan başlanılmalı. Çünkü biz bir şeyi iki kere yapmakla aslında bütün kârımızı ortadan kaldırmış oluyoruz. Bir şeyi bir defa yapmamız lazım. Mühendisler, mimarlar kalitenin bekçiliğini yaparken malasından emin olan insanlara bu işi yaptırdığının farkında olması lazım.
Erdoğan Bayraktar: Belediyeler, keyfi olarak konut harcı alamayacak
Zaman Gazetesi'nin Sektör Buluşmaları'nda sıkıntılarını dile getiren inşaat şirketlerinin yetkilileri, bürokrasi ve belediyelerin tutumundan yakındı. "Bürokratik sürtünme katsayısını azaltacağız. Bürokratlar daha çok halkın hizmetinde olacak." diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, belediyenin farklı miktarlarda harç almasının önüne geçeceklerini söyledi.
Bakanlıktan bilgi bankası bekliyoruz
İNANÇ KABADAYI (Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı):
Mütekabiliyet Yasası dört kez Anayasa Mahkemesi tarafından bozuldu. Mütekabiliyetin, sadece inşaat sektörünü geliştirici değil Türkiye ekonomisini ilerletecek bir kanun olduğu konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı inisiyatif almalı. İkinci nokta, sektördeki standardizasyon noktasında. Tüketici de, gayrimenkul geliştirici de aldığı emlaktaki net ve brüt metrekareyi bilmeli. Sektördeki firmalar arasındaki haksız rekabeti engellemek için net ve brüt oranların belirlenmesi için bir standardizasyon çalışması yapılmalı. Diğer önemli bir konu, inşaat sektörüyle ilgili sağlıklı bilgi tabanı oluşturulması. Gelecek yabancılar bu bilgileri dikkate alarak yatırım yapacak. Sektörde tek sahip olunan veri TÜİK verileri. Onlar da inşaat ruhsatları temeline dayalı. Sektörde ne kadar konut satılıyor, fiyatlar artıyor mu artmıyor mu, bu bilgilere hiçbirimiz sahip değiliz. Bu konuda belki bakanlıkta bir birim oluşturulabilir.
Malzemenin kalitesi de denetlenmeli
GALİP SAYIL (İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi):
İnşaat malzemesi sanayiinin diğer sanayilerde de olduğu gibi birçok girdisi kimyevî hammadde itibarıyla ithalata dayalı. Yurtdışı kaynaklı girdiler varsa yurtiçi kaynaklarımızı kullanarak geliştirmemiz lazım. Onun için sanayiciler olarak bizim yatırım yapmamız gerekiyor. Dışarıya bağımlılıktan kendimizi kurtarmamız, markalar oluşturmamız gerekiyor. Girdilerdeki artışları inşaat malzemesi sanayicilerinin yansıtmama gayreti tabii ki var. Ama girdilerdeki artışlar eğer satış birim fiyatlarında artık zarar mertebelerine geliyorsa, burada ne kadar tutunulmaya çalışılırsa çalışılsın bir nebze yansıtılmak durumunda kalınıyor. Burada inşaat malzemesi sanayicileri olarak bizim mevcut standart ve yönetmeliklere uygun imalat yapmamız lazım. Devletten beklediğimiz bu standartların, yönetmeliklerin uygulanmasını iyi denetlemesi.
Zaman
Eczacıbaşı'ndan Kartal'a 3'lü proje!
Eczacıbaşı'ndan Kartal'a 3'lü proje!
Eczacıbaşı, Kartal'da eski fabrika binasını yaşam alanına çeviriyor. Eczacıbaşı Gayrimenkul Geliştirme şirketi tarafından inşa edilecek projede konut, rezidans, AVM ve ticari üniteler yer alacak.
Eczacıbaşı Topluluğu, üçüncü projesini Kartal'da inşa etmek için kolları sıvadı. Şirket Kartal'da eski seramik sağlık geliştirme fabrikasını imar sorununu aşar aşmaz yeni bir yaşam alanına dönüştürecek. Yeni konut projesi kapalı alan dahil 600 bin metrekare üzerinde yükselecek.
Zaha Hadid tasarladı
600 bin metrekare toplam inşaat alanı üzerine kurulacak projede kaliteden ödün verilmeyecek. Zeha Hadid tarafından mimari projesi çizilen komplekste ihtiyaca uygun her tip konut bulunacak. Projenin konutkısmında satınalınabilir rakamlar uygulanacak. Rezidans kısmında ise lükste sınırlar zorlanacak. Projede eğlence merkezlerinin yanısıra AVM ve ticarialanlara da yer verilecek.
Rotası Rusya ve Afrika
Eczacıbaşı Yapı Grubu ise Avrupa ülkelerine yaptığı ticaretini, Rusya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya çevirdi. Eczacıbaşı Vitra İnovasyon Merkezi'nin Bozüyük'teki açılışında konuşan Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi Erdal Karamercan, "Türkiye artık yükselen yıldız tanımına uygun bir hale geldi" dedi. Avrupa'da yaşanan krizin 2008'in artçıları olduğunu de belirten Karamercan, bunun uzun süreceğini söyledi.
Hindistan'da üretim
Şirket, Kuzey Irak ve İtalya'ya yatırım için bakıyor. Hindistan pazarına ise stratejik bir ortakla giren şirket, 20 showroom'a ulaştı.Hindistan'da ise 2-3 yıl içinde üretim planlanıyor.
Avrupa'da şirket satın alabiliriz
Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Hüsamettin Onanç, Avrupa'da ilk üçe girmek için hem organik hem inorganik büyüyeceklerini söyledi. İnorganik büyüme yolunda Avrupa'da yaşanan krizin bir fırsatyarattığını ifade eden Onanç, "Bazı firmaları uygun koşullarda satın alma fırsatı doğuyor. Bu bizim için birfırsat olabilir. İnorganik büyüme için şirket satın alabiliriz" dedi. Vitra Yapı Ürünleri'nin 800 milyon euro olan cirosu içinde Ar-Ge'ye 30 milyon euro ayrıldığını vurgulayan Onanç, Eskişehir'de yeni açılan Ar-Ge Merkezine de 15 milyon lira yatırım yaptıklarını ifade etti.
Emine AÇAR-BUGÜN
Uranyum zengini ilçemiz tesbit edildi !
Uranyum zengini ilçemiz tesbit edildi !
Yozgat'ta 1 yıldan beri uranyum madeni rezervini tespit etmek için 39'uncu sondaj çalışması gerçekleştiren Adur Madencilik'in tespitleri Türkiye'nin tahmin edilenden çok daha fazla uranyum madenine sahip olduğunu ortaya çıkardı.
Yozgat'ın Sorgun ilçesinin Akoluk ve Mehmetbeyli köyleri arasındaki bölgede uranyum rezervi tespit etme çalışmaları yeniden başladı.Bölgede 1 yıldan beri uranyum çıkarma çalışmalarını yürüten Adur Madencilik Şirketi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Sabri Duransoy, yaptığı açıklamada, bölgede 39'uncu sondaja başladıklarını, 38 sondajdan elde ettikleri bilimsel verilerin Türkiye'nin bilinenden daha fazla uranyum madenine sahip olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Türkiye'de 3-4 bölgede uranyum madeninin varlığından söz edildiğini ancak en zengin uranyum madeninin Yozgat'ın Sorgun ilçesine bulunduğunun tespit edildiğini belirten Duransoy, şöyle konuştu:
''Burada bir ilki başarmaya çalışıyoruz. Bu zamana kadar 38 sondaj yaptık. Kısa bir ara verdikten sonra sondaj çalışmalarına yeniden başladık. Şimdi Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Akoluk, Temrezli ve Mehmetbeyli köyleri arasındaki bu arazide yeniden sondaja başladık. Burada bir ay zarfında 7 sondaj daha yapacağız. Sondaj çalışmaları için 3 yıl zaman ayırmıştık. 1 yılı doldu. 2 yılın sonunda en kısa sürede buraya uranyum tesisi kurulur ümidindeyiz.''
Rezerv tahminleri revize edilmeli
Türkiye'nin en zengin uranyum yataklarının Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Akoluk, Temrezli ve Mehmetbeyli köyleri arasındaki bu bölgede bulunduğunu bildiren Duransoy, Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğünce bundan 35 yıl önce bu bölgede uranyum arama çalışmaları yapıldığını, bu çalışmalarda uranyum varlığının tespit edildiğini kaydetti.
Duransoy, şöyle devam etti:
''Biz de onların tespiti üzerinden hareket ettik. Onların yaptıklarına ilave olarak sondajlar yaptık. Bugüne kadar yapılan sondajlarda Türkiye'nin uranyum rezervinin 9 bin ton civarında olduğu tespit edilmiş. Rezervlerin en büyük kısmının burada olduğunu tespit ettik. Aşağı yukarı bu bölgede 4 bin ila 4 bin 500 ton civarında uranyum bulunduğu tahmin edilirken bizim yaptığımız 38 sondaj sonucunda bu bölgede 7 bin ton rezerv olduğu ortaya çıktı. Bu rezerv, ülke rezerv tahminlerini değiştiren bir gelişme. Dolayısıyla bu durum Türkiye'de rezerv tahminlerini yeniden revize etmezimizi gerektiren umutlu bir gelişme. Bütün bu havza için düşünülen 4 bin ton rezervin neredeyse bir kat üstüne çıkmış olmak madencilik bakımından çok önemli bir gelişme. Onun için çalışmalarımızı biraz daha hızlandırdık. Bir ay sonra ikinci etap sondaj çalışmalarımız da sona erecek. Ortaya çıkacak veriler sonucunda fizibilite raporu hazırlanacak. Fizibilite raporuna göre ilçeye üretim tesisi kurulup kurulmayacağına karar verilecek. Üretim tesisinin kurulması çok uzun zaman almaz. Fakat üretim tesisinin ne şekilde kurulacağını, kaç yıl çalışacağını, kapasitesinin ne olacağını bize fizibilite raporları gösterecek.''
Yozgat'ın uranyumu nükleer santrallerde kullanılabilir
Bölgeden çıkarılan uranyumun Mersin'de ya da Sinop'ta kurulması planlanan nükleer santrallerde yakıt olarak kullanabileceğini belirten Duransoy, ''Hükümetin çok önemli ve faydalı bir kararı ile Türkiye'de nükleer santral kurulması kararlaştırıldı. Buradan bir uranyum çıkarsa neden kurulacak bu nükleer santrallerde kullanılmasın? Kendi toprağımızdan çıkacak uranyum pekala o santralde kullanılabilir'' diye konuştu.
Önce çevre, sonra sondaj
Sondajlarda çevreye önem verdiklerini ve köylülerle el ele vererek çalışmalarını yürüttüklerini belirten Duransoy, özel bir teknikle 150 metre derinlikten uranyum madenine ulaştıklarını kaydetti.
Uranyumun çıkarılabilmesi için 150 metre derinliğe inildiğini ve numuneler çıkarıldığını söyleyen Duransoy, şöyle konuştu:
''Bu kayaçlar özel kutulara konularak depolara götürülüyor. Orada mühendislerimiz kayaçları inceliyorlar. Kayacın içinde cevher var mı yok mu onun tespitini yapıyorlar. Daha sonra numuneler yurt içinde ve dışında laboratuvarlara incelemeye gönderiliyor. Bölgedeki tüm köylülerle uyumlu olarak, öncelikle çevreye maksimum saygı anlayışıyla çalışmalarımızı yapıyoruz. Tarlasında ekini olan, pancarı bulunan çiftçinin rızasını alıp sondaj alanında ne kadar ürününe zarar verdiysek bunu tanzim ederek çalışmalarımızı yürütüyoruz. Köylü kardeşlerimiz çalışmalarımızdan çok memnunlar. Burada kurulacak tesiste 150-200 istihdam öngörülüyor. Bu da bu memleketin çocuklarının yararlanabileceği bir yatırım olabilir.''
''35 yıllık rüyamız gerçek oluyor''
Sorgun Belediye Başkanı Ahmet Şimşek de ilçede uranyum madeni bulunduğunu 35 yıl önce MTA'nın yaptığı sondaj çalışmalarıyla öğrendiklerini ancak madenin bugüne kadar çeşitli nedenler ileri sürülerek çıkarılamadığını söyledi.
Şimşek, ''Ülkemizin artık mutlaka enerji sorununa çare bulması gerekiyor. Tüm gelişmiş ülkeler nükleer enerji santralleri kurarken bizlerin bunlardan yararlanmaması doğru değil. Bu nedenle bu çalışmaları çok yerinde ve doğru buluyorum. Çalışmaları yakından takip ediyorum. Köylüler de bu durumdan memnunlar. 35 yıllık rüyamız gerçek oluyor. Uranyum tesisi kurulursa ilçemiz çok daha gelişecektir'' diye konuştu.
Sabah
Çok katlı binaları bedelsiz yıkacak !
Çok katlı binaları bedelsiz yıkacak !
Nermanoğlu Hafriyat Genel Müdürü Nermanoğlu, çok katlı binaların yıkım ve moloz işlerini bir süreliğine ücretsiz yapacaklarını, sadece hurda demir alacaklarını belirtti
İzmir'de hizmet veren Nermanoğlu Hafriyat, çok katlı binaları bedelsiz yıkım kararı aldı. Türkiye'de İstanbul'dan sonra sadece kendilerinde bulunan 32 metre yükseklikte yıkım yapabilen 65 tonluk yıkım makinesinin ardından 2 yeni kepçe ve makine ile filosunu güçlendiren Nermanoğlu Hafriyat, önümüzdeki günlerde yenidenyapılması planlanan bir ilköğretim okulunun yıkımını gerçekleştirecek.
İKİ YENİ MAKİNE
Yıkım çalışmalarında, her zaman gelişen teknolojiyi takip ettiklerini belirten Genel Müdür Nursel Nermanoğlu, "Birinci hedefimiz, Türkiye genelinde güvenli yıkım yapmak. Özellikle Nermanoğlu firması olarak Ege Bölgesi'nde veTürkiye genelinde yıkımlar yapıyoruz. Belirli bir süre için de çok katlı '5 kat ve üstü' binaları ücretsiz yıkma kararı aldık. Şirket olarak amacımız, yıkım süresini en aza indirmek. Bunun için en son teknolojileri yakından takip etmek zorundayız. Ayrıca yıkım sırasında çevrenin, personelimizin güvenliğine ve çevre kirliliğine neden olmamaya çok önem veriyoruz. Bunlar olmazsa olmazlarımızdan" dedi.
Yurtdışından 362 bin dolar değerinde iki yeni iş makinesi ve kepçe ile araç filosunu genişleten Nermanoğlu Hafriyat, aldığı yeni bir kararla sektöre yeni bir soluk getirdi. Belirli bir süre içinde Nermanoğlu Hafriyat 5 kat ve üzeri binaları ücretsiz yıkım kararı aldı. Binaların yıkım ve moloz işlerini ücretsiz yapacaklarını, sadece hurda demir alacaklarını belirten Nursel Nermanoğlu, "Firmamız çok katlı binaları yeni yıkım makineleri ile çok kısa sürede, zamanından önce yaparak teslim ediyor" dedi.
İŞ KAYBI YOK
1982 yılından bu yana yıkım sektöründe Nermanoğlu Yıkım ve Hafriyat şirketi olarak faaliyet gösterdiklerini belirten Nursel Nermanoğlu, "Bir yıkım sırasında olmazsa olmazımız güvenlik çemberi. Bu sistemi oturtmadan yıkım başlatmayız. Geçtiğimiz aylarda Pınarbaşı'nda yıkımı yılan hikayesine dönen Şelale Otel'i yıktık. 7 katlı binayıTürkiye'de eşi benzeri bir tane olan 65 tonluk 32 metre yüksekten yıkım yapabilen Demetolia makinesi ile 3.5 saat gibi kısa sürede bitirdik. Günler süren yıkımı, bu makine ile çok kısa sürede yapabiliyoruz. Bu iş makinesi ile işkaybının önüne geçebiliyoruz" dedi.
BASAMAKLI YIKIM
Bina yıkımı, hafriyat kazı kırım söküm, hurda demir, eski kereste, altyapı işleri, batar söküm yıkımı, bina yıkımı, eski inşaat malzemeleri satımı, eski kereste alımı satımı, hafriyat hurdacılık inşaat kazı kırım söküm dolgu, tadilat söküm yapım gibi işleri de yaptıklarını belirten Nermanoğlu Hafriyat Genel Müdürü Nursel Nermanoğlu, "Bize yıkım için verilen süre ne olursa olsun ilk 2-3 gün içinde yıkımı bitirip, hafriyatı da yaparak müşterimize teslim ederiz. Ayrıca büyük iş makinesinin girmesinin, fiziki açıdan mümkün olmadığı yerlerede basamaklı yıkım sistemi ile çok kısa sürede binayı yıkıp sahibine hemen en uygun şekilde teslim ediyoruz" dedi.
Büyümeye devam edeceğiz
Binanın yıkımı için özel ekip kurulduğunu belirten Nursel Nermanoğlu, "Dedemizden kalma 12 kiloluk balyozlarla başladığımız yıkım hayatımızda bugün son teknolojiye kadar geldik. Yıkım çalışmalarımızda daima gelişen teknolojiyi hedef aldık. Birinci hedefimiz Güzel Türkiye yaratılırken bizim de bu çorbada az da olsa tuzumuzun olması. Bugün İzmir'in yanı sıra birçok ilde yıkım yaptık. Yaklaşık 50 kişiye istihdam sağlıyoruz. 40 yakın iş makinesi, kamyon, çok sayıda kamyonet ve küçük çapta araçlarla bir adım önde büyümeye devam edeceğiz" dedi.
Yeni Asır
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...