8 Ocak 2012 Pazar

Tapu işlemlerine belediye engeli

Tapu işlemlerine belediye engeli
Yeni yılın ilk günlerinde gayrimenkul işlemleri için belediyelere giden vatandaş kötü bir sürprizle karşılaştı. Vatandaş 2012'ye geçti ama belediyeler 2011'de kaldı. Hakan Göksel'in haberi Gayrimenkul alım satımı yapanlar, yeni yılın ilk günlerinde ‘sistem’ sürpriziyle karşılaştı. Belediyeler ‘Yeniden değerleme oranları’nı zamanında sisteme entegre etemedikleri için binlerce vatandaş mağdur oldu. Alım satım yapanlar belediyede işlerini halledemediği için tapu işlemlerini de gerçekleştiremiyor… Yeni yılın son haftasında her yıl yapıldığı gibi yeniden değerleme oranları açıklandı. Yeniden değerleme oranlarının Resmi Gazete’de yayımlanması ile tüm vergi harç ve ceza gibi işlemlerde yüzde 10,26 ile 15 arasında değişen artışlar gerçekleşti. Gayrimenkulde de yeniden değerleme oranlarının belirlenmesi ile yüzde 10,26 artış oldu. Yeni yılın ilk günlerinde belediyenin kapısını aşındıran alım-satım işlemi yapacak vatandaşlar kötü bir sürprizle karşılaştı. Belediyelerin bilgisayar sistemlerindeki uyum sorunu yüzünden, gayrimenkulle ile ilgili (rayiç bedel belirlenmesi, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi vb…) işlemler yapılamıyor. Belediyelerde işlem yapmak üzere gelen vatandaşlar sistemlerin çalışmaması nedeniyle elleri boş dönüyor ve belediyelere tepki gösteriyor… Tepkilerini ‘Vatandaş 2012 geçti ama sistemler geçemedi’ diye dillendiren vatandaş ‘İşmizi gücümüzü bırakıp emlak ile ilgili işlemlerimiz yapmak için buraya kadar geldik.Ama işlemler yapılamıyor. Gerekçe olarak bilgisayar sistelerinin yeni artışlara entegre olmadığı söyleniyor. Vatandaşı mağdur etmek yerine bu hazırlıklar öncesinde yapılamaz mıydı? Bize işlemlerin bir hafta kadar süreceği söyleniyor… Bizi mağdur etmeye hakları yok… ’ diye sitem etti. Telefonla ulaştığımız belediye belediye yetkilileri ise bu durumun her yıl yaşandığını, Yeniden Değerleme oranlarındaki değişim yüzünden sistemlerin bu oranlara entegresinin biraz zaman aldığını ve yaklaşık 1 hafta sonra sistemlerin normale döneceğini ifade ediyorlar… Haber7

Evini satana kötü haber!

S üresine bakılmaksızın satılan tüm gayrimenkullere gelir vergisi getiren yasa taslağı hazırlanıyor. Değişiklik önerisi kabul edilirse vatandaş satın aldığı evini ilk yıl satarsa elde ettiği kazancın neredeyse tamamı, sonraki yıllar ise kademeli olarak belli bir kısmı vergiye tabi olacak. Süre 10 yılı aşarsa kazancının yüzde 10’u vergiye tabi olacak... GAZETE HABERTÜRK / RAHİM AK Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Vergi kanunları gözden geçirilecek” diye beyanat verince vergi dünyasında yeni düzenlemelere dair neler yapılacağı konusunda tahmin ve duyumlar da havada uçuşmaya başladı. Bunlardan birisi de Bakanlık’ın üzerinde çalıştığı yeni Gelir Vergisi çalışmasında olduğu ifade edilen ev ve diğer gayrimenkullerin satışında şimdiye kadar uygulanan 5 yıllık süre sınırının kaldırılması. Halen evini, dükkânını, arsasını 5 yıl elinde tutanlar bunları sattıklarında vergi ödemiyor. 5 yıldan önce ise satış yapılırsa alış ve satış arasındaki farkın tamamı vergiye tabi oluyor. Verginin adı ‘Değer Artış Kazancı’. Fakat örneğin 2011 için 8 bin liralık tutar vergiden istisna. 8 bin liranın üstündeki kazanç gelir vergisine tabi. 10 YILIN ÜSTÜ YÜZDE 10 Yeni düzenlemeyle 5 yıl sınırının kaldırılacağı, ev satılırken alınacak değer artış kazancının kademeli olarak vergilendirmesinin düşünüldüğü ifade ediliyor. Edinilen bilgilere göre hazırlanan çalışmada gayrimenkulün satın alındıktan sonra ilk yıl elden çıkarılması halinde alım satım fiyatı arasındaki farkın hemen hemen tüm tutarı vergiye tabi olacak. İkinci yıl satılması halinde yüzde 80, üçüncü yıl yüzde 60, dördüncü yıl yüzde 40, beşinci yıl yüzde 20’si vergiye tabi olacak. Kaynaklar 10 yıl elde tutulduktan sonra satılacak gayrimenkul için kazancın yüzde 10’u tutarında vergi alınması fikrinin ağır bastığını ifade ediyor. ENFLASYON FARKI DÜŞECEK Bu durumda 50-60 yıllık evlerin alım satım tutarları arasında büyük tutarlar oluştuğu için vergi matrahı büyük görünecek. Ancak ‘değer artış kazaçları’nda vergi matrahı hesaplanırken enflasyon farkı düşülüp, aradaki fark vergilendiriliyor. Örneğin 20 yıl önce 10 bin liraya alınan evin bugünkü değeri 200 bin lira ise aradaki 190 bin değil 20 yıl boyunca enflasyon farkı düşüldükten sonra kalan tutar kabul ediliyor. 20 yılda enflasyon evin değerini 10 bin liradan 100 bin liraya çıkarmışsa aradaki 100 bin lira dikkate alınacak. 100 bin liranın da yüzde 10’u olan 10 bin lira vergi matrahı olarak kabul edilecek. 8 bin lira vergiden muaf olduğu için 2 bin liranın vergisi ödenecek. Böylece şimdiye kadar gayrimenkulü 5 yıldan az elinde tutarak elde ettiği gelirin tamamını beyan edenler daha az tutar beyan ederek daha az vergi ödeyecek. Ancak 5 yıldan fazla elinde tutup hiç vergi ödemeyenler artık miktarı düşük de olsa vergi ödemek zorunda kalacak.
BABADAN KALMA EVE VERGİ YOK Değer artış kazancı her yıl mart ayı sonuna kadar gelir vergisi beyannamesi ile veriliyor. Eğer kişi bu kazancını gizlerse vergi kanunlarına göre bir kat ceza ve yasal faizlerini ödemek zorunda kalıyor. Diğer yandan satılan ev vatandaşlara eğer miras kalmışsa bu durumda vergi alınmaması için ayrı bir düzenleme yapılacağı ifade ediliyor. Böylece babadan kalma evini satan vatandaş herhangi bir vergi ödemeyecek. Vergi sadece ev alıp satanlar ile sınırlı kalacak.

3 Ocak 2012 Salı

2011'de Satılan Gayrimenkulün Vergisi

2011 yılında gayrimenkul (ev, işyeri, arsa, arazi) sattıysanız ve bu gayrimenkulü 1 Ocak 2007 tarihinden sonra satın aldıysanız, bu yazı sizi ilgilendiriyor. Zira beyanname vermeniz ve vergi ödemeniz söz konusu olabilir. 1 Ocak 2007'den sonra edinilen gayrimenkullerin beş yıl içinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artış kazancı sayılıyor. Elde edilen kazanç tutarına göre de kazancın beyan edilip, vergi ödenmesi gerekiyor. 1 Ocak 2007'den önce edinilen gayrimenkullerde elde bulundurma süresi dört yıldı. Bu gayrimenkuller için dört yıllık süre en son 2010 yılı sonunda doldu. Bu nedenle de 1 Ocak 2007'den önce edinilip de 2011 yılında satılan gayrimenkul için değer artış kazancı hesaplanması ve vergi ödenmesi söz konusu değil. 2011 yılında yapılan gayrimenkul satışından elde edilen kazanca 8 bin TL istisna uygulanacak. Gayrimenkul satışından doğan kazancın vergilendirilmesi için; l Satılan gayrimenkulün, bir bedel karşılığında edinilmiş olması, l Edinme tarihiden itibaren 5 yıl içinde elden çıkarılmış olması, l 8 bin TL'lik istisna tutarını aşması gerekiyor. KAZANÇ NASIL HESAPLANACAK? 2011 yılında satılan gayrimenkulün değer artış kazancı hesaplanırken: l Önce iktisap (edinme) bedeli, satışın yapıldığı ay hariç olmak üzere Üretici Fiyat Endeksindeki (ÜFE) artış oranında artırılacak. Ancak endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının yüzde 10 veya üzerinde olması gerekiyor. l Endekslenmiş edinme bedeli ile satış dolayısıyla yapılan masraflar, satış bedelinden çıkarılacak. l Ortaya çıkan kazançtan 2011yılı için belirlenen 8 bin TL istisna düşülecek. l Kalan kısım değer artış kazancı olarak yüzde 15'ten başlayan gelir vergisi tarifesine göre vergilendirilecek. Satış kazancı, 25 Mart 2012 günü mesai bitimine kadar beyan edilecek. Hesaplanan vergi Mart ve Temmuz 2012 aylarında iki taksit halinde ödenecek. BİR ÖRNEK Ahmet Bey, 20 Nisan 2007'de 200 bin liraya satın aldığı daireyi, beş yıl dolmadan 25 Ağustos 2011'de 300 bin liraya satmış, satış bedeli üzerinden binde 16,5 oranında (4.950 lira) tapu harcı ödemiş olsun. Önce, ÜFE Mart 2007 endeksi (139,02) ve Temmuz 2011 endeksi (191,39) baz alınarak ÜFE artış oranı bulunacak. Buna göre, endekslemede esas alınacak oran; (191,39-139,02)/139,02= 0,3767 Değer artış kazancının safi tutarının hesaplanmasında esas alınacak, gayrimenkulün endekslenmiş iktisap bedeli; (1+0,3767)x200.000= 275.340 TL Safi kazanç ise; 300.000-(275.340+4.950)= 19.710 TL olacaktır. Bu tutar, 2011 yılı istisna tutarı olan 8.000 TL'yi aştığı için beyan edilecek ve istisna tutarını aşan kısım (11.710 TL) üzerinden vergi ödenecek. Etin KDV 'si indirildi, ancak... SADECE kırmızı etin değil, canlı kümes hayvanları ile bunların etleri ve yenilen sakatatının da KDV'si yüzde 8'den yüzde 1'e indi. Ancak indirim tüketicinin KDV'sinde değil et toptancısının KDV'sinde yapıldı. KDV indirim Kararnamesi 27 Kasım 2011 (Pazar) tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı ve Pazartesi günü yürürlüğe girdi. Kararnameyle kırmızı et ve canlı kümes hayvanları ile bunların etleri ve yenilen sakatatının, toptan satışlarında KDV yüzde 8'den yüzde 1'e indirildi. Dolayısıyla KDV indirimi vatandaşa yansımayacak. Vatandaş et için yine yüzde 8 KDV ödeyecek. Kasap yüzde 1'le aldığı eti tüketiciye yine yüzde 8'le satacak. Lokantacı, kebapçı, dönerci yüzde 1'le aldığı etle yaptığı yemeği, kestiği döneri vatandaşa yine yüzde 8'le satacak. Toptan et satışında yapılan KDV indirimi başta et ithalatçıları olmak üzere toptan et alım satımı yapanlara yarayacak. KDV dolayısıyla yüklenmiş oldukları finansman yükü yüzde 7 oranında azalacak. Tüketiciye yansıması olsa da hissedilmeyecek. Yıllık izin ücreti üzerinden sigorta primi kesilir mi? EMEKLİ olurken, hak edip de kullanmadığım yıllık ücretli izin sürelerime ilişkin izin ücretlerimin ödenmesini talep edeceğim. Bu ücretlerden gelir ve damga vergisi kesildiğini biliyorum, sigorta primi kesilip kesilmediği konusunda bilgi verebilir misiniz? B. Tunaoğlu Hak kazanılıp da kullanılmayan yıllık izin sürelerine ilişkin izin ücreti üzerinden sigorta primi kesiliyor. İş sözleşmesinin emeklilik veya başka bir nedenle sona ermesi halinde, hak kazanılıp da kullanılmayan yıllık izin sürelerine ilişkin olarak ödenen izin ücretine, sözleşmenin sona erdiği tarihte hak kazanıldığı kabul ediliyor ve sözleşmenin sona erdiği ayın kazancına dahil edilerek sigorta primine tabi tutuluyor. GÜNÜN SÖZÜ 'Gündüz kandilini hazırlamayan gece karanlığa razı demektir.' Cenap Şahabettin Kaynak: http://www.aksam.com.tr/2011de-satilan-gayrimenkulun-vergisi-4678y.html

2012 Yılı Vergileri Ne Getiriyor, Ne Götürüyor - 2 Ocak 2012

VERGİLERLE ilgili 2012 yılı değişiklikleri belli oldu. Yaklaşık 22 milyon vatandaşı ilgilendiren “Emlak Vergisi”, bir milyonu aşkın mükellefi ilgilendiren 2012 yılı “konut ve işyeri kira gelirlerinin” beyan sınırı, istisna tutarı ve gayrimenkullerini satacak olanların vergilendirme esasları açıklandı. 13 milyonu aşkın ücretliyi ve 2 milyonun üzerindeki gelir vergisi mükellefini ilgilendiren “2012 yılı Gelir Vergisi Tarifesi” de belli oldu. 2012 yılı fiş-fatura düzenleme sınırı, defter tutma hadleri, yeni vergi cezaları da bir tebliğ ile açıklandı. Sayısı 16 milyon civarında olan taşıtlar için 2012 yılı Ocak ayında ödenecek Motorlu Taşıtlar Vergisi tutarı da belli oldu. 2012 yılında da otomobil ve cipler için “indirimli vergi” ödenebilecek. 2012 yılında tasarrufların vergilendirilmesi; mevduat, repo, fon, döviz tevdiat hesabı, hazine bonosu ve tahvil faizleri ile alım-satım kazancının vergilendirilmesi ile ilgili esaslar da merak edilen konular arasında. 2012 yılı Veraset ve İntikal Vergisi, Damga Vergisi, Harç Uygulamaları, Belediye Gelirleri ile ilgili son düzenlemeleri ve vergilendirme ile ilgili diğer hususları, bir dizi halinde bugünden itibaren açıklayacağız. 2012 YILINDA GAYRİMENKUL VERGİLERİ Gayrimenkullerle ilgili vergiler, Hürriyet okurlarının en çok ilgilendiği konuların başında geliyor. O nedenle, 2012 yılı vergilerini, gayrimenkul vergilerinden başlayarak açıklıyoruz. Konut kirasında istisna 3 bin liraya yükseldi KONUT kira geliri olanlara, 2011 yılında uygulanan 2 bin 800 TL’lik istisna, 2012 yılı için 3 bin TL’ye yükseltildi. Buna göre, Neriman Teyze ya da Abdi Bey Amca, 2012 yılında yıllık konut kira gelirleri 3 bin lirayı aşmadığı sürece, bu gelirlerini beyan etmeyecekler. Aşması durumunda, beyanname verdiklerinde, 3 bin TL istisnayı düşecekler. 2012’DE İŞYERİ KİRASININ AVANTAJI Nuri Amca ya da Zehra Hanım, 2012 yılında elde edeceği, yüzde 20 stopaja (vergi kesintisine) tabi tutulan işyeri kira gelirlerini, yıllık brüt tutarı 25 bin lirayı aşmadığı sürece, beyan etmeyecekler. İşyeri kira gelirinin yıllık brüt tutarı 25 bin lirayı aşması halinde, yıllık gelir vergisi beyannamesi verecekler ancak yılda yaklaşık 110 bin lira yani aylık yaklaşık 9 bin 170 lira civarındaki işyeri kira gelirleri için gelir vergisi ödemeyecekler hatta üste vergi iadesi alacaklar. Buradaki vergi iadesi, işyeri kira ödemelerinden, yıl içinde yapılan yüzde 20 stopajın mahsubundan kaynaklanıyor. Evi 5 yıl içinde satınca değer artış kazancı doğuyor 2012 yılında evini ya da başka bir gayrimenkulünü, edinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde satanların, elde edecekleri kazanç “değer artışı kazancı” kabul edilecek. Bu kazancın 8 bin 800 lirası gelir vergisinden müstesna tutulacak, kalan kısım yüzde 15-35 oranında vergiye tabi tutulacak. 2012 yılında, birden fazla gayrimenkul satılması halinde, olayın rengi değişecek ve “ticari kazanç” hükümlerine göre vergilendirilecek. CAHİDE HANIM’A MİRAS KALAN GAYRİMENKUL Miras kalan ya da bağış yolu ile edinilen ev, dükkan, büro, yazlık, arsa ve arazi, ne zaman ve kaç liraya satılırsa satılsın, satış kazancı gelir vergisine tabi tutulmayacak. Buna göre Cahide Hanım, iki yıl önce ölen babasından miras kalan (300 bin TL beyan ettiği) arsayı, 3 Ocak 2012 tarihinde 2 milyon liraya satarsa, bundan doğan gelir vergiye tabi olmayacak (GVK. Mükerrer Madde 80/6). 2012’DE ALIM-SATIM HARCI Gayrimenkul alan ve satanlar, 2012 yılında (gayrimenkulün gerçek satış bedeli üzerinden) ayrı ayrı binde 16,5’er oranında “tapu harcı” ödeyecekler. 22 milyon gayrimenkul sahibine sevimsiz haber 2012 yılında ödenecek emlak vergisi, “yeniden değerleme oranı” esas alınarak “yüzde 10,26 oranında” artırıldı. Yıllardır, emlak vergisine esas alınan bina, arsa ve arazi değerleri, Emlak Vergisi Kanunu’nun 29. maddesi uyarınca, “yeniden değerleme oranının yarısı kadar” artıyordu. Bakanlar Kurulu uzun süredir ilk kez bu yıl 29. maddedeki yetkisini kullandı ve normalde yüzde 5,13 oranında artması gereken 2012 yılı emlak vergisine esas değerleri, yüzde 10,26 oranında artırdı (Bkz.30 Aralık 2011 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2011/2628 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı). 58 Seri No.lu Emlak Vergisi Genel Tebliği ile de “2012 yılı Binaların Metrekare Normal İnşaat Maliyet Bedellerini Gösterir Cetvel” açıklandı (Bkz.26 Aralık 2011 tarihli R.Gazete). EMEKLİ, İŞSİZ VE EV HANIMLARININ EMLAK VERGİSİ Emekli, işsiz ve ev hanımları ile özürlülere, 2012 yılında da konutları nedeniyle yine emlak vergisi yok...Nedenine gelince, “Sıfır oranlı Emlak Vergisi avantajı” 2012 yılında da devam edecek. Buna göre, brüt alanı 200 m2’yi aşmayan, bir konutu nedeniyle, bu kişiler 2012 yılında da emlak vergisi ödemeyecekler. Ancak birden fazla evi olanlar, tüm konutları için emlak vergisi ödeyecekler. Emekli, işsiz ve ev hanımlarının, “sıfır oranlı” emlak vergisi avantajından yararlanabilmeleri için, başka gelirlerinin olmaması gerekiyor. Bunların, 23 bin lirayı aşmayan faiz, repo, fon, kâr payı ve temettü gibi, menkul sermaye iradı gelirleri, sıfır oranlı emlak vergisine engel değil (Bkz. 45 No.lu Emlak Vergisi Tebliği). Şükrü Kızılot Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19583357.asp

Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (59)

31 Aralık 2011 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28159 TEBLİĞ Maliye Bakanlığından: EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 59) 1. Giriş 2012 yılına ait emlak (bina, arsa ve arazi) vergi değerleri ile 2012 yılında mükellef olacakların emlak vergi değerlerinin hesabında dikkate alınacak asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin tespiti hususunda aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur. 2. 2011 Yılına Ait Yeniden Değerleme Oranının Tespiti Bakanlığımızca, 2011 yılına ait uygulanacak yeniden değerleme oranı, 410 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(1) ile % 10,26 (on virgül yirmi altı) olarak tespit ve ilan edilmiş bulunmaktadır. 3. 2012 Yılı Bina, Arsa ve Arazi Vergisi Değerleri ile Asgari Ölçüde Arsa ve Arazi Metrekare Birim Değerlerine Uygulanacak Oranın Belirlenmesi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun(2) mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasında, takdir komisyonlarının dört yılda bir arsalara ve araziye ait asgari ölçüde metrekare birim değerlerini takdir edecekleri hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca 2009 yılında söz konusu takdirler yapılmıştır. 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun(3) 9/b ve 19/b maddelerinde, bina ve arazi vergisi mükellefiyetinin, dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır. Asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değer takdirleri 2009 yılında yapıldığından, bu hükümler uyarınca bina ve arazi vergisi mükellefiyeti 2010 yılından itibaren başlamış bulunmaktadır. 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin ikinci fıkrasında, vergi değerinin, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıla ait vergi değerinin Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunacağı; üçüncü fıkrasında da, 33 üncü maddede yer alan vergi değerini tadil eden sebeplerle (8 numaralı fıkra hariç) mükellefiyet tesisi gereken hallerde, Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasına göre takdir komisyonlarınca belirlenen arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin, takdir işleminin yapıldığı yılı takip eden ikinci yılın başından başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değerinin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre aynı yıl için tespit edilmiş bulunan yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan, 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin beşinci fıkrasında, Bakanlar Kurulunun bu maddede belirtilen artış oranını sıfıra kadar indirmeye veya yeniden değerleme oranına kadar artırmaya yetkili olduğu hükme bağlanmış olup bu hüküm uyarınca hazırlanan 22/12/2011 tarihli ve 2011/2628 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı(4) ile emlak vergisi mükelleflerinin 2012 yılı bina, arsa ve arazi vergi değerleri ile bu yıla ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı %10,26 (on virgül yirmi altı) olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında, vergi değerinin hesabında bin liraya kadar olan kesirlerin dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. 2011 yılından önceki yıllarda emlak vergisi mükellefi olanların 2012 yılına ait emlak vergisinin tarh ve tahakkukunda esas alınacak vergi değerinin (matrahın) hesabı ile bina, arsa veya araziye 2011 yılında malik olunması halinde mükellefiyetin başlangıç yılı olan 2012 yılı vergi değerinin hesabı aşağıda belirtilen esaslar çerçevesinde yapılacaktır. 3.1. 2011 Yılı ve Önceki Yıllarda Mükellef Olanların 2012 Yılına Ait Emlak Vergi Değerlerinin Hesabı Bu mükelleflerin bina, arsa ve arazilerinin 2012 yılı vergi değerleri, 2011 yılı vergi değerlerinin bu yıla ait yeniden değerleme oranı olan 10,26 (on virgül yirmi altı) oranında artırılması suretiyle bulunacak tutarlar olacaktır. ÖRNEK 1- Mükellef (A)’nın Antalya İli, Alanya Belediyesi sınırları içindeki inşaatı 2005 yılında sona eren ve 2011 yılı vergi değeri 250.000,00 TL olan meskeninin 2012 yılı emlak vergi değeri aşağıda belirtildiği şekilde hesaplanacaktır. 1 Meskenin 2011 yılına ait emlak vergi değeri 250.000,00 TL 2 2011 yılına ait yeniden değerleme oranı % 10,26 3 Meskenin 2012 yılı emlak vergi değeri [1+(1x2)] 275.650,00 TL 4 Bin liraya kadar olan kesirler dikkate alınmayacağından verginin tahakkukunda esas alınacak emlak vergi değeri 275.000,00 TL 3.2. 2012 Yılı İtibarıyla Mükellef Olacakların Emlak Vergi Değerlerinin Tespiti Mükellefiyeti 2012 yılında başlayanların, mükellefiyetleri ile ilgili bina, arsa ve arazi vergisi tarhiyatına esas alınacak vergi değerinin hesabında; takdir komisyonlarınca 2009 yılında takdir edilen ve 2010 yılında uygulanan asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri; 401 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(5) ile 2010 yılına ait belirlenen yeniden değerleme oranının yarısı olan (%7,7/2=) % 3,85 (üç virgül seksenbeş) nispetinde artırılması suretiyle bulunacak 2011 yılı değerinin, bu yıla ait yeniden değerleme oranı olan % 10,26 (on yirmi altı) nispetinde artırılmak suretiyle dikkate alınacaktır. ÖRNEK 2- Mükellef (B) 2011 yılında Konya İli, Karatay İlçesi sınırları içinde 900 m2 büyüklüğünde bir arsa satın almış ve bu arsaya ilişkin emlak vergisi bildirimini ilgili belediyeye vermiştir. Arsanın bulunduğu cadde için takdir komisyonunca 2010 yılından itibaren uygulanmak üzere takdir edilen asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri 100,00 TL’dir. 2010 yılına ait yeniden değerleme oranının yarısı % 3,85, 2011 yılına ait yeniden değerleme oranı ise % 10,26 olduğuna göre, mükellefiyeti 2012 yılında başlayacak bu mükellefin 2011 yılında satın aldığı arsanın 2012 yılı arazi (arsa) vergisine esas vergi değeri aşağıda belirtildiği şekilde hesaplanacaktır. 1 2010 yılından itibaren uygulanmak üzere 2009 yılında takdir edilen asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri 100,00 TL 2 2011 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı % 3,85 3 2011 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [1+(1x2)] 103,85 TL 4 2012 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı % 10,26 5 2012 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [3+(3x4)] 114,51 6 Arsanın yüzölçümü 900 m2 7 Arsanın 2012 yılı vergi değeri (5x6) 103.059,00 TL 8 Bin liraya kadar olan kesirler dikkate alınmayacağından verginin tahakkukunda esas alınacak emlak vergi değeri 103.000,00 TL ÖRNEK 3- Mükellef (C) 2011 yılında Eskişehir İli, Odunpazarı Belediyesi sınırları içinde 1000 m2 arsa üzerinde inşa edilen ve inşaatı 2005 yılında sona ermiş olan bir işyerini satın almıştır. Betonarme karkas, 2 nci sınıf olan inşaatın dıştan dışa yüzölçümü 125 m2’dir. Bu işyeri için 2012 yılına ait uygulanacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedeli 459,61 TL’dir. Arsanın bulunduğu cadde için 2010 yılında uygulanan asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri 180 TL’dir. 2011 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı %3,85, 2012 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı ise % 10,26 olarak tespit edildiğine göre mükellefiyeti 2012 yılında başlayan bu mükellefin, işyerinin 2012 yılı vergi değerinin tespitinde emlak (bina) vergi değeri aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır. (Vergi değerinin hesabında asansör, klima veya kalorifer payı ilavesi ile aşınma payı indirimi ihmal edilmiştir.) 1 İnşaatın türü ve sınıfına göre 2012 yılına ait uygulanacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedeli 459,61 TL 2 Binanın dıştan dışa yüzölçümü 125 m2 3 Binanın maliyet bedeli (1x2) 57.451,25 TL 4 2009 yılında takdir edilen asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri 180,00 TL 5 2011 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı % 3,85 6 2011 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [4+(4x5)] 186,93 TL 7 2012 yılına ait asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin hesabında uygulanacak artış oranı % 10,26 8 2012 yılı emlak vergi değerine esas asgari ölçüde arsa metrekare birim değeri [6+(6x7)] 206,11 TL 9 Arsanın yüzölçümü 1000 m2 10 Arsanın vergi değeri (8x9) 206.110,00 TL 11 Binanın 2012 yılı vergi değeri (3+10) 263.561,25 TL 12 Bin liraya kadar olan kesirler dikkate alınmayacağından verginin tahakkukunda esas alınacak emlak vergi değeri 263.000,00 TL Tebliğ olunur. ———————————— (1) 17/11/2011 tarihli ve 28115 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. (2) 10/1/1961 tarihli ve 10703 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. (3) 11/8/1970 tarihli ve 13576 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. (4) 30/12/2011 tarihli ve 28158 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. (5) 12/11/2010 tarihli ve 27757 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

2012 Yılında Gayrimenkul Vergileri

Vergi kanunlarında yer alan vergi, harç ve cezalar ile bazı maktu had ve tutarlar her yıl Maliye Bakanlığı tarafından bir önceki yıl için belirlenen yeniden değerleme oranına göre artırılıyor. Bazen de Bakanlar Kurulu yasaların kendisine verdiği yetkiyi kullanarak bu oranın üzerinde veya altında tutar belirleyebiliyor. Ancak genel olarak yeniden değerleme oranına bağlı kalınıyor. Bu yılda öyle oldu. Emlak vergisi hariç, diğer vergi, harç ve istisna tutarları, yüzde 10,26 olarak gerçekleşen 2011 yılı yeniden değerleme oranı esas alınarak ortalama yüzde 10 oranında artırıldı...
Gayrimenkulü olanların emlak vergisi, kira geliri ve gayrimenkul satış kazancı istisna tutarlarındaki artış ise söyle gerçekleşti... EMLAK VERGİSİ ARTIŞI Yasa gereği, emlak vergileri dört yılda bir ilgili belediyeler tarafından hesaplanıyor. Hesaplamanın yapıldığı yılı izleyen yıllarda da her yıl, otomatik olarak yeniden değerleme oranının yarısı kadar artıyor. Ancak Bakanlar Kurulu'nun artış oranını sıfıra kadar indirmeye veya yeniden değerleme oranına kadar artırmaya yetkisi bulunuyor. Uzun bir aradan sonra Bakanlar Kurulu bu yetkisini 30 Aralık günü kullandı. Karara göre 2012 emlak vergileri yüzde 10,26 oranında artacak. Buna göre öteden beri emlak vergisi mükellefi olanlar, 2011 yılında ödedikleri emlak vergisinin yüzde 10,26 fazlasını 2012 yılı emlak vergisi olarak ödeyecekler. Emlak vergisi ile birlikte, emlak vergisinin yüzde 10'u kadar da 'Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı' ödenecek. KONUT KİRA GELİRİ İSTİSNASI 3 BİN LİRA 2012 yılında elde edilecek konut kira gelirlerinin yıllık 3 bin lirası gelir vergisinden istisna olacak. Konut kira gelirinin 3 bin lirayı aşmaması halinde beyanname verilmeyecek ve vergi ödenmeyecek. Aşması halinde ise aşan kısımdan giderler indirildikten sonra kalan tutar üzerinden gelir vergisi ödenecek. EVİNİ SATANA 8 BİN 800 LİRALIK KOLAYLIK 1.1.2007 tarihinden önce iktisap edilen gayrimenkullerin dört yıl, 1.1.2007 tarihinden itibaren iktisap edilen gayrimenkullerin ise beş yıl içinde satılmasından elde edilen kazançlar vergiye tabi. 2012 yılında satılacak konut, işyeri, arsa ve arazilerinden elde edilecek kazancın 8 bin 800 lirası gelir vergisinden istisna olacak. Satış kazancının 8 bin 800 lirayı aşması halinde, aşan kısım beyan edilip vergi ödenecek. İŞYERİ KİRA GELİRİNDE BEYAN SINIRI İşyeri kira gelirlerinde beyan sınırı 25 bin lira oldu. 2012 yılında elde edecekleri, üzerinden gelir vergisi tevkifatı (kesintisi) yapılmış işyeri kira geliri 25 bin TL'yi aşmayanlar beyanname vermeyecek. Kesinti yoluyla ödenen vergiler nihai vergi olacak. Vergi kesintisine tabi tutulmuş işyeri kira gelirinin 25 bin TL'yi aşması halinde ise aşan kısım değil, brüt (vergi kesintisi öncesi) kira gelirinin tamamı beyan edilecek. Hem konut hem de işyeri kira geliri elde edilmesi halinde ise konut kira gelirinin 3 bin lirayı aşan kısmı ile işyeri kira gelirinin toplamı, beyan sınırı ile kıyaslanacak. Toplamın 25 bin lirayı aşmaması halinde işyeri kira geliri beyan edilmeyecek, sadece konut kira geliri beyan edilecek. Aşması halinde, hem konut hem de işyeri kira geliri beyan edilecek. Emekli, işsiz ve özürlüler 2012'de de emlak vergisi ödemeyecek Türkİye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi aşmayan tek konuta sahip olan; emekli, dul veya yetim aylığından başka geliri olmayan emekliler ile dul ve yetimler, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup 18 yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmayan ev kadınları ve işsizler, gaziler, şehitlerin dul ve yetimleri ile özürlülerin tek konutları için emlak vergisi oranı 2012 yılında da sıfır olarak uygulanacak ve emlak vergisi ödemeyecekler. 23 bin lirayı aşmayan faiz, repo, hazine bonosu ve devlet tahvili faizi gibi menkul sermaye iradı gelirleri, sıfır oranlı emlak vergisi uygulamasından yararlanmalarına engel olmayacak. Emekli Sandığı başlangıcınız sigorta başlangıcı sayılır 08.10.1970 doğumluyum. SSK giriş tarihim 05.02.1997. Şu anda prim gün sayım 3130. Askerliğimi 12.12.1994-31.03.1996 tarihleri arasında yedek subay olarak yaptım. Emekli Sandığında bir yıl yatmış olan primlerimin mevcut hizmetime ilave edilmesi için ne yapmalıyım? Yedek subay okulundaki 4 aylık süreyi borçlanırsam emeklilik tarihim geriye çekilmiş oluyor. Toplam yedek subaylık dönemim (4 ay okul+12 ay asteğmen) toplam 16 ay. 12 aylık asteğmen dönemi için fiili hizmet zammı 3 ay diye okudum. Yani 16 ay+3 ay ve toplamda 19 ay. 05.02.1997 olan sigorta başlangıç tarihim bu tarihten 19 ay geriye gitmiş olur mu? Emekliliği beklemeden bu işlemleri şimdi yaptırsam işleme koyarlar mı? Mehmet Özlen Yaptığınız hesap, ilk defa sigortalı olunan tarihten önce yapılan askerlik süresinin borçlanılması ile ilgili. Sizin durumunuz farklı. Yedek subay olarak adınıza Emekli Sandığına kesenek ödenmeye başlandığı tarih (Yedek subaylık başlangıç tarihiniz), SSK açısından da sigortalılık sürenizin başlangıcı sayılır. Verdiğiniz bilgilere göre muhtemelen 15.04.1995 tarihinden itibaren Emekli Sandığına tabi olmuşsunuzdur ve bu tarihten itibaren sigortalılık süreniz başlar. Dört aylık yedek subay okulu dönemini de borçlanmanıza gerek yok. Zira emeklilik şartlarınız değişmez. 4/a (SSK) statüsünden emeklilik için 25 yıllık sigortalılık süresi, 55 yaş ve 5750 prim günü şartlarına tabisiniz. 5750 prim gününü tamamlamak koşuluyla 55 yaşınızı dolduracağınız 08.10.2025 tarihinde emekliliğe hak kazanırsınız. Hizmet birleştirilmesini, emekliliğinize bir yıl kalana kadar istediğiniz zaman yapabilirsiniz. Bugünden yapmanız ilave bir avantaj sağlamaz. GÜNÜN SÖZÜ 'Geleceğinizi tahmin edebilmenizin en iyi yolu onu kendinizin yaratmasıdır.' Stephen Covey Kaynak: http://www.aksam.com.tr/2012-yilinda-gayrimenkul-vergileri-5057y.html

1 Ocak 2012 Pazar

"Türkiye, konutta balon riski en az olan ülke"

"Türkiye, konutta balon riski en az olan ülke" Geçen yıl yeni proje ruhsat sayısında rekor yaşandığını belirten Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği Başkanı Işık Gökkaya, “Büyüme ivmesi özellikle gelişmiş ülkelerde yavaşlıyor. Türkiye, gayrimenkul fiyatları ve finansal sisteminin yapısı itibarıyla balon riski en az olan ülkedir” dedi GAZETE HABERTÜRK 2011 yılının değerlendirildiği ve 2012 öngörülerinin paylaşıldığı basın toplantısında yaptığı konuşmada 2011 yılında yaptıkları tahminlerinin büyük ölçüde doğru çıktığını belirten GYODER Başkanı Işık Gökkaya, 2012 yılında dünya ekonomisinde büyümenin yavaşladığını, gelişmiş ülkelerde büyümenin yüzde 1.3 olmasını öngördüklerini belirtti. Gökkaya, “Euro Bölgesi yeni yılda zayıf kalacak, Avrupa’da ise borç sorunu belirleyici olacaktır” dedi. 2011 yılında gelişmiş ülkelerin konut sektörlerinde iyileşmesinin zayıf kaldığını vurgulayan Gökkaya, Türkiye'nin gayrimenkul fiyatları ve finans sisteminin yapısı itibarıyla sektörde dünya çapında iyi bir konumda olduğunu, balon riskinin en az olan ülke olduğunu dile getirdi. Gökkaya, gayrimenkul sektörü açısından, 2011 tahminlerinde alınan konut ruhsatlarında büyümeyi yüzde 10 olarak tahmin ettiklerini, fakat gerçekleşmenin eksi yüzde 25 olduğunu söyledi. Bunu dönem kayması olarak değerlendirmek gerektiğini ifade eden Gökkaya, ''2010 yılında 600 bin ruhsat alınacak diye tahmin ediyorduk, fakat 817 bin ruhsat alınarak bir rekor gerçekleşti. 2010'da 350 bin adet talep son çeyrekte geldi'' dedi. Gökkaya, konut kredisi aylık ortalama faizini yüzde 0.9 olarak tahmin ettiklerini gerçekleşmenin yüzde 1.3 olduğunu vurguladı. ‘YÜZDE 3.3’LÜK TAPU HARCI MAKUL SEVİYEYE ÇEKİLSİN’ Gökkaya, 2012 yılında ekonomi ile inşaat ve gayrimenkul sektöründe daha ılımlı bir büyüme beklediklerini söyledi. “Yıl sonunda konut kredisi aylık ortalama faiz oranlarının yüzde 1.2 olacağını, konut kredilerinin yüzde 15 büyüme ile 85 milyar liraya çıkacağını tahmin ediyoruz” diyen Gökkaya, şöyle konuştu: “İnşaat sektöründe yüzde 5-6 büyüme, konut yapı ruhsatlarında yüzde 5-10 artış, konut fiyat ve kiralarında sınırlı artış, ticari gayrimenkul yatırımlarında yüzde 8-10 büyüme, ticari gayrimenkul kiralarında durağanlık bekliyoruz.” Talep artışı için alınması gereken önlemlere ilişkin olarak da Gökkaya, gayrimenkul alım satımında yüzde 3.3'lük tapu harcının makul seviyeye indirilmesini, alım satım sırasında damga vergisinin kaldırılmasını, gayrimenkul yatırımlarının cazibesini düşüren yasalardan da kaçınılmasını önerdi. YABANCI ALIMLARINDA DÜŞÜŞ VAR 2011 sonunda yapı ruhsatı beklentisinin 570-580 bin adet, konut satışı beklentisinin ise 450 bin adet olduğunu belirten Gökkaya şöyle konuştu: “2010 yıl sonunda 60.8 milyar lira olan konut kredileri, 2011 Kasım sonu itibarıyla yüzde 22 artışla 74 milyar lira oldu. Yıl sonu beklentisi 75 milyar lira. Yabancıların gayrimenkul net alımlarında 2011 yılı ilk 9 ayında, 2010'un aynı dönemine göre yüzde 19 gerileme oldu.” ‘KREDİ FAİZ ORANLARI 2012 SONUNDA DÜŞECEK’ Gökkaya, 2012’nin ilk yarısında faizin yüksek kalmaya devam edeceğini, ikinci yarıda ise sınırlı düşüş beklendiğini vurguladı.

3. köprüye "kamulaştırma" ayarı!

Karayolları Genel Müdürlüğü, İstanbul'a inşa edilecek 3'üncü Boğaz Köprüsü'nü de kapsayan 'Kuzey Marmara Otoyolu Projesi'nde, yatırımcının üstleneceği kamulaştırma bedelinde önemli bir değişiklik yaptı. Zaman Gazetesinin haberine göre, yatırımcının üstleneceği kamulaştırma bedelini, 400 milyon TL'ye çekti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğü, İstanbul'a inşa edilecek 3'üncü Boğaz Köprüsü ihalesini, yatırımcılardan gelen talep üzerine 10 Ocak 2012'ye erteledi. Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileri, yatırımcıların yeni bir erteleme talebinin daha bulunduğunu belirterek, "İhale, 10 Ocak'ta yapılacak. Yeni erteleme yok." mesajı verdi. Yetkililer, yatırımcıların, kamulaştırma bedelinde de iyileştirme talebinde bulunduğunu belirterek, bu çerçevede bazı değişikliklerin yapıldığını söyledi. Yetkililer, proje kapsamında gündeme gelecek kamulaştırma işlemlerinde yatırımcı yükümlülüğünün, 950 milyon TL'den önce 700 milyon TL'ye, ardından 400 milyon TL'ye çekildiğini söyledi. Karayolları Genel Müdürlüğü, bu konuda sözleşme ve şartnamede gerekli değişikliği bir zeyilname ile hayata geçirdi. Yetkililer, projeyle ilgilenen yatırımcıların küresel ekonomik kriz nedeniyle bu yönde bir talebi olduğunu belirterek, "Bu talep uygun görüldü ve gerekli değişiklik yapıldı." dedi. Devlet, İzmit Körfez Geçişi Projesi'nde, 400 milyon TL'nin aşılması halinde devreye girecek ve ek kamulaştırma maliyetini üstlenecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı kaynakları, 3'üncü Boğaz Köprüsü'nde öngörülen kamulaştırma bedelinin 1,6-1,7 milyar TL düzeyinde olduğunu söyledi. Kaynaklar, şartname gereğince 900 milyon TL'lik kamulaştırma bedelini, ihaleyi kazanacak yüklenicinin üstlenmesinin öngörüldüğünü anımsattı.

Biri bu kadını dinlesin!

Biri bu kadını dinlesin! IMF Başkanı Christine Lagarde'ın kasım ayından yıl sonuna kadar süre gelen kriz çığlıkları dinmek bilmedi. 2011'in son gününde bile "dünya tehdit altında!" uyarısında bulundu 31 Aralık 2011 Cumartesi, 15:30:24 HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ 2011 yılında borç krizine tutulan Avrupa, Uluslararası Para Fonu (IMF)'nin ocağına düştü. Gitgide ağırlaşan kriz dünya ekonomisini de etkisi altına almaya başladığını farkeden IMF Başkanı Christine Lagarde'ın kasım ayından yıl sonuna kadar süre gelen kriz çığlıkları dinmek bilmedi. Fakat bu çığlıkları duyan olmadı. İşte Lagarde'ın dinmek bilmeyen "dünya ekonomileri batıyor" uyarıları; 31/12/2011: DÜNYA EKONOMİSİ TEHDİT ALTINDA! Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, dünya ekonomisinin tehdit altında olduğu uyarısında bulundu. Lagarde, Avrupalı liderlere Aralık'ta Brüksel'de düzenlenen zirvede alınan kararları hızla uygulamaları çağrısında bulunarak, 9 Aralık zirvesinin finansal koşullar konusunda yeterince detaylandırılmadığını ve temel prensipler hususunda çok karmaşık olduğunu vurguladı. Borç krizinin, finansal sistemin sağlamlığına ve kamu borcuna ilişkin güven krizi olduğuna dikkat çeken Lagarde, Avrupalıların borç krizine ilişkin tek bir ağızdan konuşmasının ve liderlerin, basit ve detaylandırılmış bir takvim sunmasının önemine dikkat çekti. Lagarde, ''Yatırımcılar bunu bekliyor. Bütçe entegrasyonunu güçlendirmek için Avrupa anlaşmalarının değiştirilmesi gibi önlemlerin hızla hayata geçirilmesi gerek'' dedi. Dünya ekonomisinin çok tehlikeli bir dönemeçte olduğunu vurgulayan Lagarde, dünyanın en büyük ekonomisi ABD ve kriz öncesi dönemde dünya ekonomisinin itici gücü olan Çin, Brezilya ve Rusya gibi gelişmekte olan ülkelerin bile krizden ve istikrarsızlık unsurlarından etkilendiğini ifade etti. 26/12/2011: DÜNYA EKONOMİSİ TEHLİKEDE! Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, dünya ekonomisinin tehlikede olduğu uyarısında bulundu. Lagarde, Fransız gazetesi Journal Du Dimanche'a yaptığı açıklamada, Avrupalı liderlere Aralık'ta Brüksel'de düzenlenen zirvede alınan kararları hızla uygulama çağrısında bulunarak, 9 Aralık zirvesinin finansal koşullar konusunda yeterince detaylandırılmadığını ve temel prensipler hususunda çok karmaşık olduğunu vurguladı. Borç krizinin, finansal sistemin sağlamlığına ve kamu borcuna ilişkin güven krizi olduğuna dikkat çeken Lagarde, liderler arasında yapılan tartışmaların henüz krizi durdurmakta başarılı olamadığının altını çizdi. Lagarde, Avrupalıların borç krizine ilişkin tek bir ağızdan konuşmasının ve liderlerin, basit ve detaylandırılmış bir takvim sunmasının önemine dikkat çekerek, ''Yatırımcılar bunu bekliyor. Bütçe entegrasyonunu güçlendirmek için Avrupa anlaşmalarının değiştirilmesi gibi önlemlerin hızla hayata geçirilmesi gerek'' dedi. Dünya ekonomisinin çok tehlikeli bir dönemeçte olduğunu vurgulayan Lagarde, dünyanın en büyük ekonomisi ABD ve kriz öncesi dönemde dünya ekonomisinin itici gücü olan Çin, Brezilya ve Rusya gibi gelişmekte olan ülkelerin bile krizden ve istikrarsızlık unsurlarından etkilendiğini ifade etti. Söz konusu ülkelerin gelecek yıla ilişkin büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiklerine işaret eden Lagarde, istikrarsızlığın dünyanın geneli için tehlike arz ettiğine vurgu yaptı. Lagarde, geçen hafta Nijerya'da yaptığı konuşmada, 2012 yılı için yüzde 4 olan küresel ekonomik büyüme tahmininin aşağı yönlü revize edilebileceğini ifade etmiş ancak rakam belirtmemişti. IMF'nin küresel ekonomik büyüme öngörüsünü Ocak ayı sonunda revize etmesi bekleniyor. 24/12/2011: AVRUPA KRİZİ TÜM DÜNYA EKONOMİLERİ İÇİN RİSK TEŞKİL EDİYOR IMF Başkanı Christine Lagarde, Avrupa'daki borç krizinin ''tüm dünya ekonomileri için risk teşkil ettiğini'' söyledi. Krizin yoksul ülkelere tehlikeli etkileri olabileceği uyarısında da bulunan Lagarde, küresel büyümedeki yavaşlama ve yüksek işsizlik oranının yol açtığı güven krizine dikkati çekti. 20/12/2011: DÜNYA EKONOMİSİ ÇOK TEHLİKELİ DÖNEMEÇTE Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, ''dünya ekonomisinin çok tehlikeli dönemeçte'' olduğunu söyledi. Nijerya'da bulunan Lagarde, Afrika ekonomisinin geleceğiyle ilgili yuvarlak masa toplantısında yaptığı açıklamada, dünya ekonomisinin şu an çok tehlikeli bir dönemeçte olduğunu belirtti. Krizin yoksul ülkelere tehlikeli etkileri olabileceği uyarısında da bulunan Lagarde, küresel büyümedeki yavaşlama ve yüksek işsizlik oranının yol açtığı güven krizine dikkati çekti. 19/12/2011: AVRUPADA'Kİ KRİZ DÜNYA EKONOMİLERİNDE YANKI BULACAK! Uluslararası Para Fonu(IMF) Başkanı Christine Lagarde, Avrupa'daki borç krizinin "tüm dünya ekonomileri için risk teşkil ettiğini" belirtti. Nijerya'da bulunan Lagarde, başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ekonomilerdeki gelişmelerin tüm dünya için endişe kaynağı olduğunu belirtti. İlk kez Afrika'ya ziyarette bulunan Lagarde, Nijerya Senatosu Başkanı David Mark ile görüşmesinde, basına yaptığı açıklamada, "Avrupalıların karşı karşıya olduğu krizin ve zorlukların büyüklüğü nedeniyle kriz, dünya ekonomilerinde yankı bulacak" diye konuştu. 17/12/2011: HİÇBİR ÜLKE ARTAN EKONOMİK RİSK KARŞISINDA DOKUNULMAZ DEĞİL! Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, hiçbir ülkenin artan ekonomik risk karşısında dokunulmaz olmadığını söyledi. 15/12/2011: DÜNYANIN EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ "OLDUKÇA KASVETLİ!" Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda yaptığı açıklamada, dünyanın ekonomik görünümünün, "oldukça kasvetli" olduğunu, küresel durgunluk riskleri taşıyan ve büyüyen krizin önüne geçilmesi için Avrupa'dakilerden başlayarak tüm ülkelerin icraatına ihtiyaç duyulacağını kaydetti. IMF Başkanı, "Dünyada hiç ekonomi yok" diyerek, ne düşük gelirli ülkelerin, ne yükselen piyasaların, ne orta gelirli ülkelerin ne de çok gelişmiş ekonomilerin, büyüyen bu krizin karşısında dokunulmaz olmayacağını kaydetti. Christine Lagarde, krizin, bir grup ülkenin harekete geçmesiyle çözülmeyeceğini, tüm ülkeler, tüm bölgeler tarafından çözülmesini ümit ettiğini sözlerine ekledi. 03/12/2011: BORÇ KRİZİ DÜNYANIN DİĞER KESİMİNDEKİ ÜLKELERİ ETKİLEYECEK" Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, ''Avrupa'daki borç krizinin dünyanın diğer kesimlerindeki ülkeleri etkileyeceği'' uyarısında bulunarak, ''Avrupa'nın borç krizi küresel toparlanmayı tehdit ettiği için G-20 IMF'nin kaynaklarını desteklemeye hazır olduğunu'' söyledi. ''Koşullar gerektirirse, G-20 ülkeleri, sistemik rolünü oynaması için IMF'ye gerekli kaynakları taahhüt edecek'' diyen Lagarde, küresel görünümün kötüleşmesi durumunda IMF'nin mevcut 390 milyar dolarlık kaynağının yeterli olmayabileceğine dikkat çekti. 09/11/2011: KÜRESEL EKONOMİ "KAYIP ON YIL" RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA! Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, küresel ekonominin ''kayıp on yıl'' riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Çin'i ziyaret eden Lagarde, başkent Pekin'de düzenlenen finansal forumda yaptığı konuşmada, Avrupa'nın borç krizinin küresel ekonomiyi ''kayıp on yıla'' sürükleme riski taşıdığını ve zengin ülkelerin büyümenin ve güvenin sağlanmasının yükünü omuzlaması gerektiğini söyledi. Avrupa'nın Yunanistan için kurtarma paketi destekleme planlarını doğru yönde atılmış adım olarak değerlendiren, ancak güvenin kazanılmasında daha fazlasının yapılmasına ihtiyaç olduğuna işaret eden Lagarde, küresel ekonomi için görünümün halen tehlikeli ve belirsiz kalmaya devam ettiğini ifade etti. Lagarde, ''Cesur olmazsak ve birlikte hareket etmezsek küresel ekonominin aşağı yönlü belirsizlik döngüsü, finansal istikrarsızlık ve küresel talebin muhtemel çöküşü riskine koştuğu fikrindeyiz. En nihayetinde zaten bazı yorumcuların kayıp on yıl olarak adlandırdığı riski yönetebiliriz'' diye konuştu. Avro Bölgesi borç krizinin yayılması ile yüksek işsizlik oranı ve büyümeyi desteklemekle mücadele eden ABD ekonomisindeki yavaşlama kaygıları birlikte düşünüldüğünde bunun küresel ekonomi için büyük tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Lagarde, ''Ufukta kara bulutlar dolaşıyor. Özellikle Avrupa Birliği ve ABD gibi gelişmiş ekonomilerde kara bulutlar dolaşıyor'' dedi. HATALARA YER YOK Asya ekonomilerinin göreli olarak güçlü olduğunu, ancak herhangi bir fırtınaya hazırlıklı olması gerektiğini söyleyen Lagarde, ''Asya, dünyanın geri kalan bölgelerindeki sorunlardan muaf değil. Hataya yer yok'' ifadesini kullandı. Çin'in ihracata dayalı büyüme politikalarını değiştirmesi, uzun vadeli büyümeyi sürdürmesi ve ekonomisini yeniden dengelemesi için iç talebi desteklemesi gerektiğini vurgulayan Lagarde, Pekin yönetiminin, içerde talebi desteklemek adına para birimi yenin daha fazla değerlenmesine izin vermeye ihtiyacı bulunduğunu sözlerine ekledi.

Ankara'ya 2.640 Konutluk Golfkent

Ankara'ya 2.640 Konutluk Golfkent Turyap, 2 bin 640 konutluk Golfkent ile ilk konut projesine imza atacak. Daire fiyatları 90 bin TL'den başlıyor.
Konsepti, Ağa Han Mimarlık Ödülünü 3 defa kazanmış olan Yüksek Mimar Turgut Cansever tarafından belirlenen projenin kentsel tasarım mimarlığını Öner Tokcan üstleniyor. 2009 yılında vefat eden Turgut Cansever'in, kuruluş etabında tasarlanan ilk 157 villada imzası bulunuyor. Söz konusu villalar, ilk etapta satışa sunulacak olan konutlar arasında yer alıyor. Projenin ikinci etabında yapılacak apartman şeklindeki konutlar içinde ön satışı için rezervasyon talebi toplanıyor.
TURYAP, Ankara Golfkent'te takas yapacak Üç yıl önce ilk defa konutta takas sistemini başlatan TURYAP, Ankara'da gerçekleştirdiği Golfkent projesinde yeni bir kampanyaya başlıyor. "Eski evini ver, yenisini al" sloganıyla devam eden kampanya kapsamında TURYAP ofislerinin bulunduğu her yerde takas yapılabiliyor. Yani Adana'daki bir daire, Bodrum'daki yazlık evle takas edilebiliyor. Kampanyadaki en önemli kriter satılan yani takasa konulmak istenen taşınmazın 'satılabilir' nitelik taşıması. Soner, sistemi şöyle anlattı: Taşınmazını takasa koymak isteyen kişi, oturduğu evin bilgilerini satış ofisine bildirdiklerinde 24 saat içinde değer tesbiti yapılıyor. Mevcut eve giden değerleme uzmanları hazırladıkları ekspertiz raporuyla, evin o günkü satış rayicini belirliyorlar. Ekspertiz sonrası çıkan eski eve ait söz konusu değer peşinata sayılarak, TURYAP portföyündeki başka bir daireyle takas işlemi gerçekleştiriliyor. Soner, konut satışlarında durgunluk yaşanırken sektördeki tüm kampanyalar içinde en etkilisi takas yöntemi olduğunu dile getirdi. Ankara'da 2 bin 640 konuttan oluşan Golfkent projesinde şimdiden çok sayıda kişinin evini takas yöntemiyle değiştirdiğini söyleyen Soner, sadece Turyap temsilciliklerinin bulunduğu illerde takas yapılabileceğini anlattı. Takas Formu doldurarak başvuru yapabileceğini açıklayan Soner, "Formda emlak bilgileri not edildikten sonra müşterinin almak istediği yer ve fiyat belirtiliyor. Bir ay içinde satılacak fiyatın ekspertizinin yapılması isteniyor. Gelen rapor sonrasında takas gerçekleşiyor" dedi.
9 Delikli Golf Sahası Azmi Sarıbay, Golfkent'in 350 bin metrekarelik yeşil bölgenin yarıdan fazlasına yayılan bir alanda Golf sahası bulunduğunu belirterek, "Tam donanımlı kulüp binası inşaatının tamamlanarak Ankara Golfkent Kulübü için tahsis edildiği projede eğitmen eşliğinde golf dersleri veriliyor. Dünyanın en ünlü golf sahası tasarımcılarından biri olan ve 26 ülkede 160'ın üzerinde golf sahası tasarlayan Kevin Ramsey Golfkent'in ilk safhasında danışmanlık yaptı" diye konuştu.

2012 Yılına Astrolojik Bakış (3)

Yazımın bu üçüncü bölümünde 2012 yılında gerçekleşecek güneş ve ay tutulmalarına, Venüs geçişine, gezegenlerin önemli yıldızların önünden geçişlerine yer vereceğim. 2012 Yılında Güneş ve Ay Tutulmaları Tutulmalar, hayatımızın daha evvelce karanlık kalmış alanlarını aydınlatırlar. Daha evvelce görünür olmamış şeylerin görünür hale gelmesine neden olurlar. Gizli kalmış şeylerin açığa çıkma zamanlarını gösterirler. Artık ertelenen, bir kenara atılan şeylerin değişmesi zamanının geldiğini gösterirler. Bu aynı bir deprem gibidir. Sarsar ve nelerin temizlenmesi, bitmesi, yıkılması gerektiğini gösterir. Tutulmalar, hayatlarımızda daha iyi şeyler olması için tasarlanmış olaylardır. Değişim olmadan, gelişme olmayacağını hatırlamak gerekir. Yüzeyde ortaya çıkan şeyler ne kadar karışık veya stresli olursa olsun, her şeyin bir nedeni olduğunu unutmamalıyız. Değişimin heyecanını içimizde hissedersek, bu değişimleri kişisel gelişimimiz için deneyimlenmesi gereken birer vesile olarak görürsek, pozitif kullanma şansını yakalamış oluruz. Ama yine de tutulma sırasında büyük kararlar almamalı, büyük çıkışlar yapmamalıdır. Birkaç hafta sonrasını beklemekte fayda vardır. Kendimiz başlatmaktan ziyade, başkalarının başlatmasını beklememiz daha uygundur. Pasif kalmayı, başkalarını dinlemeyi tercih edebiliriz. Bu yıl dört tutulma var. İkizler’de Güneş Tutulması: 21 Mayıs Yay’da Ay Tutulması: 4 Haziran Akrep’te Güneş Tutulması: 14 Kasım İkizler’de Ay Tutulması: 28 Kasım 20-21 Mayıs 2012: İkizler Burcunda Halkalı Güneş Tutulması Kuzey Pasifik, Asya, Doğu Asya, Kuzey Amerika, Hongkong-Japonya, orta Amerika, merkez ekvatoral güney Amerika, Afrika’dan gözlemlenecek. Tutulmayı gözlemleyen ve İkizler burcuna düşen yerler olan Amerika Birleşik Devletleri, özellikle Los Angeles, tutulmadan en fazla etkilenecek bölge olarak görülüyor. San Francisco, Los Angeles, Phoenix gibi eyaletler tutulmayı gözlemliyorlar. Tutulma hattı kıyı şeridini takip ediyor. Tutulma Hanoi, hattı HongKong civarından, Tokyo üzerinden de geçiyor. Dolayısıyla, tutulmanın yaratacağı ekonomik, sosyal ve kültürel, politik, jeofiziksel açılardan en fazla bu bölgelerin de etkileneceğini düşünebiliriz. Tutulmanın Pleiades (Ülker) yıldız kümesi ile aynı boylamda olması çok önem taşıyor. Pleiades, Mayalar için ve diğer pek çok antik uygarlıklar için çok önem taşımaktadır. İkizler burcu bilgi alışverişi ve öğrenmeyle alakalıdır. Tutulmanın Pleiades yıldız kümesiyle irtibat kuruyor olması, tutulma esnasında Satürn’ün Spica yıldızı ile aynı boylamda gözükmesi, son derece kadersel bir süreçten geçmekte olduğumuzun, bize hediye olarak verilecek çok önemli bilgileri almaya doğru ilerlediğimizin göstergeleri. Tutulmayı takip eden yakın zaman diliminde, hayata bakışımızı ve inançlarımızı etkileyecek türde önemli şeyler öğrenebiliriz. Bu bilgiler kafamızı karıştıracaktır büyük olasılıkla. Çünkü tutulma Neptün ile dik açıda ve bu türde irtibatlar öğrenilen yeni ve farklı bilgilerin mevcut bilgi ve inançlarla entegrasyonunda zorlanma ve dengesizliklere işaret eder. Bu etkilerin ortaya çıkması 11 Haziran’da Jüpiter’in İkizler burcuna geçiş yapmasıyla tetikleniyor. Bu tarih civarlarında insanoğlu kendi geçmişiyle, kim olduğuyla, Dünya’daki misyonuyla ilgili çok önemli bilgilere ulaşabilir. Tutulma haritasında en dikkat çeken şeylerden biri, şüphesiz ki Uranüs-Plüton karesi. Bu kare ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerde önemli değişim ve dönüşümlerin en yoğun dönemlerine girecek olduğumuzu göstermekte. 24 Haziran tarihinde bu karenin kesinleşiyor olması Haziran ayının çok hareketli geçeceğine işaret etmekte. 4 Haziran 2012: Yay Burucunda Parçalı Ay Tutulması Pasifik Okyanusu, Hawaii, Yeni Zelanda, merkez ve doğu Avustralya, Kanada, Amerika’dan gözlemlenecek. Yay burcu farklı kültür ve inançlarla, uluslararası iş ve girişimlerle, seyahatler ve turizmle, eğitim ve hukuk sistemiyle, yasal konularla ilişkilendirilir. Bu burçta gerçekleşen tutulmalar saydığımız konularda daha fazla haber yer alacağını, önemli gelişmeler yaşanacağını göstermektedir. Tutulma esnasında Venüs geçişinin de yaşanıyor olması dikkat çekici. Venüs ile birleşen tutulma, insan ilişkilerinin önemini anlayacağımız, birbirimizle bağlı olduğunuzu fark edeceğimiz ve birlikte hareket etmemizin gereğini fark edeceğimiz bir döneme gireceğimizi gösteriyor. 14 derece Yay burcundaki bu tutulmanın, Mars ile T-kare oluşturmasından dolayı, çok sert etki edeceğini belirtmeden geçemeyeceğim. Tutulma günü, Güneş ile birleşmekte olan Venüs’ün de, Mars ile çok yakın dereceden karesi var. Bu yerleşimler, insan ilişkilerinde gerginlikler anlamına da geliyor. Doğal afetlerde artış riski ve var bu dönemde. Venüs geçişi Güneş aktivitelerini de arttıracak gibi gözüküyor. 13 Kasım 2012: Akrep Burcunda Tam Güneş Tutulması Avusturalya, Yeni Kaledonya, Yeni Zelanda, Güney Amerika, Antarktika’dan gözlemlenecek. Tutulma hattı ise güney Amerika sahili açıklarına kadar uzanacak. (Santiago) Tutulmayı gözlemleyen ve Akrep burcuna düşen yerler yine Amerika Birleşik Devletleri güney sahilleri ve Avustralya’nın kuzey kısımları tutulmadan en fazla etkilenecek bölgeler. Akrep burcundaki bu tutulma ülkemiz açısından çok önem taşımakta. Bu tutulma esnasında transit Satürn Güneş’imizin üzerinde olacak ve tutulma derecesi, haritamızdaki Venüs-Jüpiter orta noktası üzerine düşecektir. Bunlar, ülkemizin hem büyük sorumluluklar alacağı, hem de bu geçiş sürecini doğru yönlendirmek açısından önemli şans ve fırsatlar elde edeceğini göstermektedir. Bu tutulma Avrupa Birliği’nin de bundan sonraki dönemde kaderini tayin edecek olayların belirginleşeceği zamanları göstermekte. 28 Kasım 2012: İkizler Burcunda Ay Tutulması Alaska, Hawaii, Yeni Zellanda, Avustralya, Asya’nın büyük bölümünden gözlemlenecek. Ülkemizin de olduğu bölgeden tutulma Ay doğarken gözlemlenebilecek. Bu açıdan bu tutulma ülkemiz için önemli gözükmekte. İkizler burcundaki bu tutulma civarından itibaren adeta bilgi bombardımanına tutulabilir, yoğun bilgi akışına muhatap kalabiliriz. İkizler burcunda tutulmalar, sosyal alanda ve politikada komplike taktiklerin hareketlendiği dönemlerdir. Hile, kandırma, yanlış yönlendirme riski taşır. Uluslararası bilgi akışları hızlanır, asparagas haberler, söylentiler artar. Bu tutulma civarındaki günlerde bilgi karmaşası yaşanması olasılığı çok fazla. Medya ve yayıncılık alanında hızlı gelişmeler yaşanabilir. Tutulma esnasında Neptün-Kiron’la kavuşumuyla gergin açısal bağlantı içerisinde olacak. Uranüs-Plüton karesi yine iş başında ve bu kez kare açıya Mars da dahil oluyor. Mars ve Plüton’un 8 derede Oğlak’ta Facies sabit yıldızıyla birleşiyor olması oldukça dikkat çekici. Facies sert karakterde bir yıldızdır ve Mars-Plüton ikilisiyle birleşiyor olması sert ve şiddetli kitlesel olayları tetikleyebilir. Jüpiter ile birleşmekte olan tutulma Neptün-Kiron ikilisiyle gergin açıda gerçekleşiyor. Karmaşa ve kararsızlık etkisinin ön plana çıkacağı zamanlarda olacağımız görülmekte. Venüs Geçişi 2012 yılında en önemli gökyüzü olaylarından birisi de Venüs geçişi kuşkusuz. Nadir görülen Venüs geçişleri, ortalama her yüzyılda iki kez ve çiftli geçişler halinde, 8 yıl arayla gerçekleşir. Bir önceki geçiş, 8 Haziran 2004’te gerçekleşmiştir. Ondan önceki son geçişler 9 Aralık 1874 ve 6 Aralık 1882’de olmuştur. 20. yüzyılda hiç geçiş olmamıştır. Johannes Kepler, 7 Aralık 1631’deki Venüs geçişini önceden tahmin etmiştir. Kepler ayrıca, Venüs geçişleri için 120 yıllık bir dönem bulmuştur. Venüs geçişlerinin genellikle Haziran ve Aralık aylarına denk geldiği saptanmıştır. 21. yüzyılda ilk Venüs geçişi, 8 Haziran 2004’te yaşandı. O tarihten bu yana, doğa olaylarında artışlar, politik ve ekonomik değişimler de hızlanmış durumda. Bilgi akışı ve teknolojik gelişmeler de aynı şekilde. Bu iki geçiş arasındaki dönemin, insanlığın yeni bir çağa hazırlandığı “geçiş” dönemi olduğu söylenmektedir. Mayalar’ın Venüs transitinin güneş lekeleri döngüsünü başlatıp bitiren bir olgu olduğunu ve bunun Güneş-Ay-Dünya-Venüs sistemi üzerine etkilerini biliyor oldukları öne sürülüyor. Venüs geçişinin 5. güneşin sona erişini tetikleyecek ve bir sonraki döneme geçişe zemin hazırlayacak olduğu düşünülüyor. Venüs’ün geçişlerini tarihsel perspektifte ele alarak, yaşayacağımız 2012 geçişi hakkında fikir de edinebiliriz. 1518-1526, 1631-1639, 1761-1769, 1874-1882 yıllarındaki ikili Venüs geçişlerinde ve 2004 yılındaki geçişte yaşanan ortak temaları maddeler halinde sıralayarak, Venüs geçişinin nasıl sonuçlar orta çıkarttığı hakkında genel bir fikir edinebiliriz: Bilimsel gelişmeler, yayıncılıkta, iletişimde ve bilgi alışverişlerinde ilerlemeler Paranormal olaylar, UFO-USO’larla bağlantılı olaylar Doğal felaketler, hava koşullarında, ısıda değişimler Huzursuzluklar, ayaklanmalar, savaşlar İnançlarda reform, yeni düşüncelerin ortaya çıkması Ekonomik çalkantılar Venüs’ün bundan sonraki Güneş’in önünden geçişi 5-6 Haziran 2012’de olacak ve dünyanın çoğu yerinden izlenebilecek. Kuzey Amerika, Hawai, batı Pasifik, kuzey Asya, Japonya, Kore, doğu Çin, Filipinler, doğu Avustralya ve Yeni Zellanda tüm transiti görebilecek. Kuzey Amerika, Karibanlar, Güney Amerika’nın kuzeybatısında Venüs transiti devam ederken Güneş batacak. Merkez Asya, Orta Doğu, Avrupa ve doğu Afrika’da ise Güneş doğduğunda transit çoktan ilerlemiş olacak. Portekiz, İspanya’nın güneyi, batı Afrika, Güney Amerika’nın güneydoğu üçte ikisi transitin hiçbir bölümünü izleyemeyecek. 2004 Haziran geçişinde Venüs transiti Güneş’in güney yarıküresi önünden geçti. 2012’de ise kuzey yarıküresinin önünden geçecek. Venüs geçişi için hazırlanmış astroloji haritasında ilk bakışta dikkat çeken şey, Uranüs-Plüton karesinin Ay ile irtibatıdır. Ay, 7 derece 46 dakika Oğlak burcundadır. Klasik astrolojide, astroloji haritalarında sabit görünür durumda olan gezegenler, hareketli olarak düşünülürdü ve onların derecelerinin ilerletilmeleriyle, olayların nereye varacağı saptanırdı. Bu haritada Uranüs, Plüton ile kare açıya yaklaşmaktadır. Ama onun bu kareyi kesinleştirmesinden önce, daha hızlı hareket eden Ay, Uranüs ile kare yapacak, daha sonra da Plüton ile kavuşum yapacaktır. Buna ışığın taşınması denir ve olayların beklenenden önce gerçekleşmesine, hızlanmasına sebep olur. Bu şartlarda, 24 Haziran 2012’de kesinleşecek Uranüs-Plüton karesinden önce, bu karenin uyandırıcı, değiştirici ve dönüştürücü etkilerini yaşamaya başlayacağız demektir. Venüs geçişi civarında yaşanması muhtemel salgın hastalıklar riski Uranüs-Plüton karesinin etkinleşmesiyle artabilir. Yaz aylarında sağlığımıza özen göstermemiz gerekiyor. İlerleyen zamanlarda bu konuyla ilgili detaylı bilgiler paylaşacağım. 2012 Yılında Gezegenlerin Önemli Yıldızlarla İlişkileri Ağır hareket eden gezegenlerin ilişki içerisinde olduğu sabit yıldızlar, önümüzdeki dönemde hangi enerjilerin öne çıkacağı hakkında bilgi vericidirler. Bunlardan en dikkat çekici olanlar hakkında bilgi vermekte fayda olduğunu düşünüyorum. Uranüs Scheat (1-9 Ocak): Bu kavuşum önümüzdeki yakın süreçten itibaren doğal afetlerin artacağını gösteriyor. Öte yandan farklı fikirlere açık olduğumuzu, hızlı düşünme, imkansızı düşünmeye ya da yapmaya cesaret etme döneminde olduğumuzu da işaret ediyor. Bu kavuşum içinde bulunduğumuz yakın süreçte alışılmışın dışında zihinsel kapasiteye yol açabilir. Plüton-Facies (Yıl geneli): Bu yıldız kötücül nitelikte görülür, şiddete ve yıkıma sebep olan olaylarla ilişkilendirilir. Plüton, yılın büyük çoğunluğunda bu sabit yıldızla birleşme halinde olacak. Gökyüzündeki en zorlu ve şiddete yönelik sabit yıldızlardan biri olarak nitelendirilen Facies’in, Plüton gibi sert karakterde ve kitlesel travmalar yaratacak bir gezegenle birleşiyor olmasını, oldukça tehlikeli bulduğumun altını çizmek istiyorum. Facies savaşın karanlık gölgesini temsil eder. Başkalarına ne olacağını dikkate almadan harekete geçme ve şartları zorlamayla ilgilidir. Bu sert etkileşim, diktatör liderler ortaya çıkartabilir. Satürn-Arcturus (19 Nisan-11 Haziran, 7 Temmuz-28 Ağustos): Bu kavuşum yeni bir yöntem ve yol denenmesi, yeni fikirler ve yollar bulunması ve hayata geçirilmesi döneminde olduğumuz anlamına geliyor. Satürn-Spica (24 Nisan-24 Ağustos): Bu kavuşum, son derece kadersel bir süreçten geçmekte olduğumuzun, bize hediye olarak verilecek çok önemli bilgileri almaya doğru ilerlediğimizin göstergelerinden biridir. Gökyüzündeki en muhteşem yıldızlardan biri olan Spica, en şanslı sabit yıldızlardan birisidir aslında. Astrologlarca bu yıldız, iyicil ve yapıcı olarak tanımlanır. Spica için “saygı gören bilgi ve içgörü” tanımlaması da yapılır. Bu da bize yaratıcı esinlerimizin ve sanatsal becerilerimizin yanı sıra, bilgi ve bilgelik enerjisi taşıyan önemli bir süreçte olacağımızı göstermektedir. Neptün-Fomalhaut (18 Nisan-24 Temmuz): Neptün’ün Fomalhaut’la birleşiyor olmasını, çok önemli ve ayırt edici olarak görüyorum. Zira bu yıldız, dört önemli kraliyet yıldızından biridir. Berdadette Brady, Fomalhaut için şöyle diyor: “Diğer üç Kraliyet Yıldızı gibi, bu yıldız da başarı vaat eder; fakat kişi, bu yıldızın yol açtığı tuzaklara düşmemelidir. Bu yıldız, idealler ve hayallerle ilişkilidir. İdealler ve hayaller asilse, büyük kişisel mutluluklar elde edilebilir. Buna karşın, idealler ve hayaller bir şekilde yozlaşmış ise, o zaman büyük kayıplar ve kafa karışıklığı yaşanacaktır. Büyük yaratıcılık ve esinler getirir. Kişi sahip olduğu mistik gücü sadece kendisi ve şöhreti için değil, başkaları için de kullandığında büyük başarı getirecektir. Bu yıldız etkisi altındaki kişi dürüst hareket etmek zorundadır.” Astrolog Alvidas da şöyle demiş: “Bu yıldızın çok şanslı ve güçlü olduğu söylenir; fakat büyük kötülüklere de yol açabilir ve maddi ifade şeklinden maneviye dönüşebilir.” Demek ki bu dönemde, istediklerimizin asil ve idealist amaçlara hizmet eder şeyler olması çok önemlidir. Bu şekilde, hem daha mutlu olabilir, hem de ideallere hizmet etmiş olabiliriz. Maddi olandan çok, manevi olanın önem kazanacağı bir sürece doğru ilerliyoruz. Yani maddi şanslar beklersek yanılabiliriz. Öner DÖŞER Astroloji Okulu, Caddebostan 30 Aralık 2011, Cuma