Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
29 Şubat 2012 Çarşamba
2B Arazilerinde Öncelik Hak Sahibine Tanınacak!
2B’ler, illerdeki değer tespit komisyonlarının cadde ve sokaklara göre belirlediği emlak vergi değeri ve rayiç bedel üzerinden satılacak. Öncelikle, kadastro kayıtlarında hak sahibi olarak geçen kişilere satılacak. Bu kişiler almazsa, ihale ile satışa çıkarılacak
Hükümetin hazırladığı kamuoyunda 2B olarak bilinen “Orman Köylülerinin Kalkındırılması ve Hazine Adına Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi Hakkında Kanun”daki araziler, illerdeki değer tespit komisyonlarının cadde ve sokaklara göre belirlediği emlak vergi değeri ve rayiç bedel üzerinden satılacak. Uzmanlar, emlak değerinin 1319 sayılı emlak vergisi kanununa göre il ve ilçelerde kurulan değer tespit belirleme komisyonu tarafından cadde ve sokağın durumuna göre belirlendiğini belediyelerin de bu değer üzerinden emlak vergisi aldıklarını hatırlattılar.
PEŞKEŞ ÇEKME OLMAYACAK
Uzmanlar, bu değerlerin sonu sıfırlı ve 5′li biten yıllarda yapıldığını, ara yıllarda da yeniden değerleme oranında artırıldığını kaydettiler.
2B’lere yönelik özel bir rayiç bedel uygulamasının yapılacağını kaydeden uzmanlar, emlak vergi değerinin düşük, rayiç bedelin ise yüksek olduğunu belirttiler. Bu düzenlemede, emlak vergi bedeli üzerinden satışa çıkarılması halinde “2B’ler peşkeş çekiliyor” denilmesi kaygısının da bulunduğunu ifade eden uzmanlar, sadece rayiç bedel uygulanması halinde ise bu yerlerin defalarca el değiştirdiği için piyasa değeri üzerinden satıldığını rayiç bedelin de vatandaşların tepkisine neden olacağını belirttiler. Uzmanlar, “Tüm bunların önünü kesecek orta yol bir formül olarak, bin metrekareye kadar emlak vergi değeri ile rayiç bedelin yarısının uygulanması kararı yer aldı” dediler.
Canikli: Rayiç bedel gerçekçi değil
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de rayiç bedel uygulamasının gerçekçi yaklaşım olmadığını belirterek, “Dolayısıyla rayiç bedel ile emlak değeri arasında fiyat dengesi bir yerde oluşacak. Ama nerede olacağı belli değil. Bölgeden bölgeye ilden ile değişecek. Cadde ve sokak itibariyle değişecek. Hangi itibariyle hangi detayda olacağı belirlenecek” dedi. Canikli, rayiç rakamların da şu anda kadastrosu yapılan 174 bin hektarın içinde değerlemesi ve kadastrosu yapılan 134 bin hektar için belli olduğunu söyledi.
Cahit Saraçoğlu / YENİ ŞAFAK
Gayrimenkul Satışında Ticari Kazanç ve Değer Artış Kazancı!
Gerçek kişiler tarafından yapılan gayrimenkul (ev, işyeri, arsa, arazi) satışından elde edilen kazançlar, vergilendirme açısından iki şekilde değerlendiriliyor. Duruma göre ya ticari kazanç ya da değer artış kazancı kabul ediliyor
600 bin vatandaştan biriyseniz…
Geçtiğimiz hafta 2011 Ocak-Haziran dönemi bütçe uygulama sonuçlarını açıklayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi gelirlerini artırmak için beklemeyeceklerini ve en iyi yöntemin vergi tabanını genişletmek olduğunu belirtip, bu yıl 600 bin vatandaşın kapısını çalacaklarını söyledi…
KİM BU 600 BVATANDAŞ?
Maliye Bakanının ifadesine göre 600 bin vatandaşı, başta gayrimenkul ve otomobil alım satımı yapanlar ile kira gelirini gizleyen ve kendisine miras kalanlar olmak üzere kazanç elde edip de vergi ödemeyenler oluşturuyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı önümüzdeki dönemde bu kişilere mektup göndererek gönüllü vergi ödemeleri çağrısında bulunacakmış…
Biz de hedef kitle içinde yer alanlardan kimlerin beyanname verip vergi ödemesi gerektiğini özet bilgilerle hatırlatalım istedik.
Siz de hedef kitle içinde yer alıyorsanız öncelikle bu yazıyı ve önümüzdeki günlerde detaylarını ayrı ayrı ele alacağımız yazılarımızı mutlaka okumanızı ve durum değerlendirmesi yapmanızı öneriyoruz.
OTOMOBİL ALIM SATIMI YAPANLAR
Vergi kanunlarına göre, ticari faaliyet kapsamına giren bir işlemin aynı yıl içerisinde birden fazla veya aynı işlemin birbirini izleyen yıllarda yapılması o faaliyetin sürekli olarak yapıldığı şeklinde değerlendiriliyor.
Bu bağlamda yıl içinde birden fazla araç alım satımı yapanların, bu alım satımdan elde ettikleri kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekiyor.
GAYRİMENKUL ALIM SATIMI YAPANLAR
Gerçek kişiler tarafından yapılan gayrimenkul (ev, işyeri, arsa, arazi) satışından elde edilen kazançlar, vergilendirme açısından iki şekilde değerlendiriliyor. Duruma göre ya ticari kazanç ya da değer artış kazancı kabul ediliyor.
Gayrimenkul satışının devamlılık arz etmesi ve ticari bir organizasyon içinde sürdürülmesi halinde elde edilen kazanç, ticari kazanç olarak vergilendiriliyor. Gayrimenkulün devamlılık arz etmemek ve ticari bir organizasyon dahilinde yapılmamak koşuluyla satılmasından elde edilen kazanç ise değer artış kazancı sayılıyor.
İvazsız (bedelsiz) olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere, gayrimenkullerin iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançların istisna tutarını aşması halinde beyan edilmesi ve aşan kısım üzerinden gelir vergisi ödenmesi gerekiyor.
İstisna tutarı 2010 yılı için 7 bin 700 liraydı. 2011 yılı için ise 8 bin lira.
Gayrimenkul alım satımının, otomobil alım satımı ile ilgili başlık altında yaptığımız açıklamalar çerçevesinde süreklilik arz edecek şekilde yapılması halinde ise elde edilen kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekiyor.
KİRA GELİRİ ELDE EDENLER
Sadece konut kira geliri elde edip, 2010 yılında elde ettiği konut kira geliri 2 bin 600 lirayı aşanların, elde ettikleri konut kira gelirlerini beyan etmeleri gerekiyordu. İstisna tutarı 2011 yılı için 2 bin 800 lira.
Sadece gelir vergisi tevkifatına (stopaja) tabi işyeri kira geliri elde edip, 2010 yılında elde ettiği işyeri kira tutarı 22 bin lirayı aşanların, elde ettikleri işyeri kira gelirini beyan etmeleri gerekiyordu.
2010 yılında hem konut hem de işyeri kira geliri elde edenlerin ise konut kira gelirinin istisna tutarını (2 bin 600 lira) aşan kısmı ile işyeri kira gelirleri toplamının 22 bin lirayı aşmış olması halinde, hem konut kira gelirini hem de işyeri kira gelirini, aşmaması halinde ise sadece konut kira gelirini beyan etmesi gerekiyordu.
KENDİLERİNE MİRAS KALANLAR
Ölüm halinde, veraset yoluyla intikal eden menkul ve gayrimenkul malların mirasçılar tarafından dört ay içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekiyor.
Eş ve çocuklara intikal eden miras payının belli bir kısmı ise veraset ve intikal vergisinden müstesna tutuluyor.
İntikal eden miras nedeniyle eşe ve çocukların her birine tanınan istisna tutarı 2010 yılı için 109 bin 971 lira idi… Miras payının 109 bin 971 lirası için veraset ve intikal vergisi ödenmesi gerekmiyordu.
Çocuk ve torun bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinde istisna tutarı ise 220 bin 73 lira idi.
Şimdilik ön bilgi verdik. Önümüzdeki günlerde, gayrimenkul satış kazanları ve kira gelirlerinin beyanı ile kendilerine miras kalanların veraset ve intikal vergisi beyanıyla ilgili detayları ele alacağız.
Kaç gün prim ödersem emekli olurum?
03.02.1949 doğumluyum. İşe giriş tarihim 01.06.1973 SSK, çıkış 13.10.1977. 21.08.2008 tarihinde tekrar SSK’lı oldum ve halen devam ediyor. Toplam 2080 SSK günüm var. 27.03.1994-18.04.1999 tarihleri arasında 5 yıl 21 gün (1.821 gün) Bağ-Kur sigortam var. 550 gün askerlik hizmetimi borçlanmadım. Emekli olabilmek için kaç hizmet günümün olması lazım? Şu an yaştan Bağ-Kur veya SSK’dan emekli olma şansım var mı? Şu an emekli olma şansım yoksa en erken hangi kurumda emekli olabilirim? B. Can
Yaştan, Bağ-Kur’dan emeklilik için 5400 gün, SSK’dan emeklilik için ise 3600 gün prim ödemiş olmanız gerekiyor. 3600 prim gününüz var, ancak hem Bağ-Kur hem de SSK statüsünde prim ödemiş olanların hangi statüden emekli olacaklarının belirlenmesinde son yedi yıllık fiili prim ödemeleri dikkate alınıyor. Son yedi yıllık prim ödeme süresinde en fazla hangi statüde prim ödenmiş ise o statüden emekli olunuyor. Buna göre, Bağ-Kur’dan (21.08.2008 tarihinden) sonraki SSK kapsamında prim ödeme gün sayınızı 1260 güne tamamlamanız gerekiyor. 21.08.2008′den itibaren başlayan ve devam etmekte olan SSK sigortalılığınızda boşluğunuz yoksa 8 ay daha prim ödediğinizde 1260 günü tamamlamış olursunuz ve SSK’dan emekliliğe hak kazanırsınız. Askerlik borçlanmasının yararı olmayacağından borçlanmanıza gerek yok.
GÜNÜN SÖZÜ
‘Yaşlanmak bilge olmak değildir, eğer gençken aptalsan yaşlandığında sadece yaşlı bir aptal olursun.’ Osh
Akşam/Metin Taş-Sezgin Özcan
Dekorasyon, Çocuğun Zihinsel Gelişimini Etkiliyor!
Uzmanlar, çocukların kendi odalarına sahip olmalarının hem özgüvenlerini artıracağını, hem de özel hayat kavramlarının yerleşmesi açısından önemli olduğunu belirtiyor
Bu noktada odaların doğru şekilde dekore edilmesi ve sağlığa zararlı malzemelerin kullanılmaması çok önemli.
Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı (TÜİK) verilerine göre, 2010 yılında doğan çocuk sayısı 1.238.970. Buradan hareketle her yıl en az 1 milyon ailenin bebek odası dekore ettiğini söylemek yanlış olmaz. Ancak çocukların kendi odasına sahip olması, yeterince önem verilen bir konu değil. İş sadece kendi odası olmasıyla da bitmiyor; çalışma ve uyuma alanlarının ayrılması, doğru şekilde dekore edilmesi ve yeni doğan bebeklerin çocuklukları boyunca kullanacakları eşyaları olmasına da özen gösterilmesi gerekiyor.
Memorial Şişli Hastanesi’nden Pedagog Dr. Melda Alantar, her çocuğun özel olduğunu ve her yetişkin gibi kendine ait bir yaşam alanına, kendi odasına ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Bebeklerin 6. aydan itibaren kendi odalarında kalabileceklerini belirten Alantar, bunun çocuğa özgüven sağlayacağını söyleyerek, “Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde çalışan anneler ve babalar bebekleriyle birlikte aynı odada ve yatakta uyumayı tercih etmektedirler. Bebeklerin gece sık uyanmaları, iş yoğunluğu nedeniyle çocukla birlikte yeterince zaman geçirememe, deprem v.b. travmatik olaylar bu durumu tetiklemektedir. Günümüzde 10-11 yaşında olup halen anne-babayla birlikte uyuma alışkanlığı olan pek çok çocuk bulunmaktadır. Karanlık korkusu, gece yalnız uyuyamama endişesi çocukların özgüven gelişimini olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenle anne-baba bebeğin odasını hazırlayarak ayırmayı, sıklıkla gece yataklarından kalkarak onun bebeği doyurup sakinleştirerek, yeniden uykuya dalmasını sağlamayı önemsemelidir” diyor.
Herkes kendi odasına
Alantar özellikle yaşı yakın kardeşlerin, Türk ailelerinde adet olduğu üzere aynı odayı paylaşmaması gerektiği görüşünde “2 ya da daha fazla kardeşin aynı odayı paylaşması, özellikle peş peşe doğan ve aynı cinsiyette olan kardeşler arasında kıskançlığın yoğun olarak yaşanmasına neden olabiliyor. Özellikle küçük kardeşi olan çocuklar eşyalarını, oyuncaklarını alıp kaçan, ya da kullanan kardeşlerine karşı öfke duyarlar. Bu nedenle ayrı odaların tahsis edilmesi çocukları rahatlatıp, ev içindeki gerilimi azaltabilir. Farklı cinsiyet özelliklerine sahip olan çocukların odaları ise, mahremiyet anlayışının kazandırılması doğrultusunda, 4-5 yaştan itibaren ayrılmalıdır.”
Oyun alanı, çalışma alanına dönüştürülmemeli
Özellikle okul çağından itibaren ayrı bir çalışma alam düzenlenmesi gerektiğini belirten Alantar, “Çalışma masasının kapı ve pencereden uzak olmasına, televizyon ve bilgisayar gibi dikkat dağıtıcı cihazların odaya konulmamasına özen gösterilmelidir. Bazı anne-babaların okul dönemiyle birlikte oyun odalarım çalışma alanlarına dönüştürmeleri çocuğun psikolojik gelişimi açısından sağlıklı bir yaklaşım değildir. Okulla birlikte çocuğun oyun oynama gereksinimi azalmaz. Çocuklar günlük hayatta yaşadıkları olumsuzlukların etkisinden oyun oynayarak arınırlar. Bu nedenle anne-babalar çocuğun oyun oynama gereksinimini göz ardı etmeden, onlarla birlikte yeni oyun köşeleri yaratmaya özen göstermelidir” diyor.
Büyüyünce de kullanabilsin
IKEA Türkiye Pazarlama İletişim Müdürü Özge Kocaoğlu, Türkiye’de ailelerin fonksiyonelliğe ve güvenliğe önem verdiğini belirtiyor. “Özellikle aileler bebek odaları ve sonrasındaki çocukluk dönemi için değişen ihtiyaçlara cevap veren nitelikteki ürünlerden tercih ediyorlar. IKEA’nın ürün gamında, büyüyen bebeğe göre ölçüleri değişebilen, uzayan ve alçalan yatak bazaları, çıkartılabilen kenarlıkları olan karyola çeşitlerine yer veriliyor. Ayrıca aileler, birden fazla fonksiyonu içeren ürünlerini de tercih ediyorlar. Örneğin birbirlerine ekleyerek genişletilip uzatılabilen kapalı ve açık depolama alanları ile üzerine yeni üniteler eklenebilen alt değiştirme masaları da ilgi görüyor.”
Ne istediklerini sorun
Shape Mimarlık’tan Meral Bağcı, 5 yaşından itibaren çocukların odalarının dekorasyonunda söz sahibi olmaları gerektiğini belirtiyor. “Çocuk biraz büyüdükten ve ne istediğini belirtebilir yaşlara geldikten sonra, 4-5 yaşından itibaren çocukların da fikri alınmalı. Çocukların o yaşta kişilikleri gelişiyor, kendi istekleri oluşmaya başlıyor. Dolayısıyla, evet 4-5 yaşına kadar anne babalar bu tür şeylere dikkat edebilir. Ama sonrasında o odayı kullanacak çocuk da bu etkileşime, odasının şekillenmesine muhakkak katılmalı. Onların da fikirlerinin alınması gerekiyor. Dekorasyondan ve oranın mimari şekillenmesinden çok daha mühim bir konu bu.”
Shape Mimarlık’tan Meral Bağcı, çocuk ve bebek odası dekorasyonunda yapılan hataları sıralayarak şu tavsiyeleri veriyor:
Fazla düz, fazla beyaz ve tek renk odalar yapılmamalı 0-10 yaş arası, çocukların her şeyi yeni yeni öğrendikleri ve fark ettikleri bir dönem. Hem ruhsal gelişimlerine, hem de algılama gelişimlerine katkıda bulunması için, farklı renklerde bir oda yapılmalı. Tek renk olmamalı, ama karmakarışık, rengarenk, cümbüş şeklinde de olmamalı. Önemli olan, oranını iyi ayarlamak. Çocuğun uyumasına yetecek kadar bir dinginlik de verilmeli. Çok cümbüşlü bir oda olursa, çocuk sürekli etrafa bakmaktan uyuyamaz.
Mümkünse çocuğun giyinme ve çalışma alanı ayrı olmalı. Hemen yatağın yanına bir çalışma masası koymak doğru değil. Çalışma masasının elbise ve dolapların içinde olması da doğru değil. Çalışma masasına kitaplarını, okulla ilgili malzemelerini koyuyor. Ama uykuya gittiğinde dersten kurtulup, sadece uykuya odaklanması ve rahatlıkla uyuması gerekiyor. Uyku alanı bu yüzen daha sakin ve sade olmalı.
Mobilyalar mümkün olduğunca doğal ürünlerden yapılmış olmalı. Mesela laminat yerine doğal ahşap kullanılmalı. Sentetik perdelikler yerine doğal, pamuklu ürünler kullanılmalı. Metal yerine ahşap kullanılmalı.
Çocuklar yerde oynuyor, emekliyor. Bu yüzden halı kullanımı gerekli. Ama bazı çocukların toza karşı hassasiyeti oluyor. Özellikle perde ve halı çok fazla toz tutan ve kendi parçacıklarını döken ürünler. Bu, çocukların sağlıklarım olumsuz yönde olmalı.
Mesela laminat yerine doğal ahşap kullanılmalı. Sentetik perdelikler yerine doğal, pamuklu ürünler kullanılmak Metal yerine ahşap kullanılmalı.
Çocuklar yerde oynuyor, emekliyor. Bu yüzden halı kullanımı gerekli. Ama bazı çocukların toza karşı hassasiyeti oluyor. Özellikle perde ve hah çok fazla toz tutan ve kendi parçacıklarını döken ürünler. Bu, çocukların sağlıklarını olumsuz yönde etkiliyor. Hah kondu diye hasta olmuyorlar, var olan rahatsızlık tetikleniyor. Bu yüzden sentetik bir hah ya da boyalı bir halı olmamalı. Kir tutmayacak bir ürün olmalı. Bu tip rahatsızlıkları olan çocukların odasında kesinlikle jaluzi kullanılmamalı. Onun yerine yıkanabilen, temizlenebilen, doğal yapılı, organik kumaşlardan yapılmış perdeler kullanılabilir.
Yaz mevsiminde klima kullanılmamalı. Merkezi soğutma sistemi varsa, çıkışların konacağı yerler mümkün olduğunca uyuma alanından uzak, onları etkilemeyecek noktalarda yapılmalı. Çocukların nefes almasını ve rahat uyumasını sağlamak için radyatör ve benzeri ısıtıcıların yataktan uzak olması gerekiyor. Aksi takdirde uyurken ağzında ve burnunda ekstra kuruluk yaratıyor ve enfeksiyon yapıyor.
Odalar güney cepheli olmalı. Gün boyunca aydınlık ama bütün öğleden sonra o sıcağı içine çeken bir oda olmamalı.
Onu soğutmak problem yaratıyor.
Çocuk odası karanlık olmamalı. İyi havalanan bir oda olmalı. Aydınlatma 2 şekilde düşünülmeli.Öncelikle oyun oynarken, ödev yapabilecek kadar, baktığı ürünleri seçebileceği kadar bir aydınlatma sağlanmalı. İkincisi de uyku vakti geçtiği anda daha loş ışık veren bir gece lambası konulmalı. Eğer 8-10 yaşlarında bir çocuksa bir çocuksa, masasının üzerinde de bir masa lambası olmalı.
Eda Utku / HÜRRİYET
Odalar Oyun Parkına Döndü!
Boyama yaptıkları sehpalar ve minderlerden, duvardaki kalorifere kadar bütün dekorasyon öğeleri, çocuklar için eğlenceli bir hale geliyor
Uzmanlar, bebeklerin 6. ayından sonra kendi odalarına geçmelerini tavsiye ediyor. Çocukların zihinsel gelişimi açısından kendilerine ait bir alan olması gerektiğini belirten pedagoglar, bu yolla kendi kendilerine oyunlar oynamaya başlayacaklarını ve hayal güçlerinin gelişeceğini belirtiyorlar. Bu noktada çocuk odasının dekorasyonu önem kazanıyor.
Köpekli sehpa
Belçikalı endüstriyel tasarımcı Quentin de Coster’in “Animal” (Hayvan) isimli masası, çocuklar tarafından tasarlandı. 5 yaşındaki çocuklardan oluşan bir grupla yürütülen projede, çocukların sevecekleri bir mobilya yapılmaya çalışıldı. Çocuklardan hayallerindeki sehpayı çizmeleri istenildi ve yaptıkları resim ve boyamalar toplanarak köpek şeklindeki bu masa yapıldı. Yan taraftaki çekmece, çocukların boyama kalemleri ve diğer malzemeleri için alan yaratıyor.
Her bölümü yeni bir oyun alanı
Küçük çocuklara genelde küçük alanlar ayrılır. Odaları ufak olur ve mobilyalar yüzünden yeterince oyun alanları da kalmaz. Paris’in 10. bölgesinde bulunan ve h2o Architects firmasının tasarladığı bu çocuk odasında ise, 13 metrekarelik odanın her bölümü ayrı bir oyun alanına dönüşmüş. 2009 yılında bu proje yapılırken, ebeveynler hem yeni doğan bebeklerine, hem de o gün 5 yaşında olan oğullarına alan yaratmak istemişler. Mimarlar da odayı dikine kullanarak, iki ayrı alan yaratmış. Büyük çocuğun yatağı, birimin üst katında bulunuyor. Alt katta ise oyun için ayrılmış bir alan var. Buranın en önemli özelliği, yerlerdeki kapakların açılıp, saklama alanlarının ortaya çıkması. Odanın diğer tarafında, bebeğin beşiği bulunuyor. Odanın içine yapılan birimin her bir bölümü kimyasal içermeyen MDF, yani orta yoğunluktaki fiber panellerden oluşuyor. Bu sayede de sağlıklı bir alan elde ediliyor.
Geleceğin radikal kaloriferleri
Normalde kaloriferler benzer tasarımlarda olur. Beyaz renkte olur ve üzerinde desen filan da olmaz. Koreli tasarımcılar KyungRyul Lim ve Miyeon Kim’in “Radiator for children” (çocuklar için radyatörler) isimli tasarımı, çocuk odalarına eğlenceli bir hava katıyor. Basket potası gibi yuvarlak bir çıkıntısı olan kalorifer, renkli oluşuyla da çocukların ilgisini çekiyor.
Halka oyuncaktan ilham aldı
“Mound of Rounds” (Yuvarlak yığıntılar) isimli tasarım, üst üste konmuş farklı büyüklükteki minderlerden oluşuyor. Kanada’daki Vancouver kentinde kurulan Cumulus Project isimli tasarımcı ekibi, tasarımda halka oyunundan ilham almış. Minderlerin üstüne konduğu beyaz bölüm, sehpa olarak kullanılabiliyor. Çocukların kullanımına daha uygun ufak parçalardan oluşan minderler, büyüklerin de ilgisini çekiyor. Minderler üst üste konduğunda 86 santimetre yükseklikte ve 76 santimetre genişlikte bir yer kaplıyor.
Düz duvara tırmanmanın adabı
Hareketli çocuklar için kullanılan “düz duvara tırmanıyor” sözü, güvenli ve eğlenceli bir hale geliyor. “Buskas Indoor Climbing Tree” (Buskas ev içi tırmanış ağacı) isimli tasarım, İskandinav ormanlarından ilham almış. Tasarım, Oslo merkezli Mikromakaroni endüstriyel tasarım firmasından, Kaja Osholm Kjølås’a ait. Buskas’a daha fazla parça eklenerek, daha büyük bir tırmanış alanı yaratılabiliyor. Kjølås’ın bu tasarımı, çocuklar büyüyüp de duvara tırmanma konusunda ilgisini yitirdiği zaman, duvar askılığı olarak da kullanılabiliyor.
Çocuk odalarının boyanması için öneriler
- Çocuk odaları için boya rengi seçerken, çocuğunuzun zevkini ve karakterini göz önünde bulundurmakta fayda var. Renk seçimini tamamen çocuğunuza bırakabileceğiniz gibi, beraberce eğlenceli seçimler de yapabilirsiniz. Okul çağındaki çocuk odaları için zeka gelişimlerini olumlu etkileyecek sarı ve mor tonlar birlikte kullanılabilir. Kırmızı, turuncu ve sarı ve tonlarındaki renkler özellikle 11 – 12 yaşlarındaki çocukların coşkulu karakterleriyle tam bir uyum sergileyecektir. Ancak bu renkleri mutlaka yeşil ve mavi tonlar ile dengelemelisiniz.
- Ders çalışırken konsantrasyon eksikliği yaşayan çocuklar için yeşil renkli duvarlar faydalı olacaktır. Daha büyük çocuk ve genç odaları için güven telkin eden, yatıştırıcı etkisi olan mavinin açık tonları tercih edilebilir.
- Çocuk odalarının bir diğer fonksiyonu da aslında bir oyun alanı olmasıdır. Derslerini yaparken, sınavlara hazırlanırken kendilerine eşlik eden odaları, oyunlarında da bazen bir saray, bazen bir orman ya da bir uzay mekiği olabilir. Yaratıcılıkta sınır tanımayan çocuklar odalarını bu tarz hayali mekanlara çevirirken duvarlarda birkaç değişiklik yapabilirler. Bu yüzden akşam eve döndüğünüzde çocuğunuzun duvarlarında yıldız, güneş ve ağaç resimleri görürseniz şaşırmayın. Böyle durumlarda her türlü lekenin kolayca temizlendiği bir boya tercih ettiyseniz endişe etmenize gerek yok.
- Çocukların kimyasal solumamaları için, çabuk kuruyan ve kokusuz boyalar tercih edilmeli. Uygulandığı yüzeylerin daha iyi nefes almasına izin veren Dyo Nanoipekmat ve Teknoplast, kokusuz ve çevre dostu bir ürün. Yüzeylere kolayca uygulanan ve silinebilen bu ürünler, ayrıca yüksek seviyede örtücülük özelliği de taşıyorlar.
Eda Utku / HÜRRİYET EMLAK
Kentsel dönüşüm TBMM Bayındırlık Komisyonu’ndan geçti!
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Bayındırlık Komisyonunda kabul edildi
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda, bazı değişikliklerle kabul edildi.
Tasarıya göre, riskli yapıların tespiti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, bakanlık tarafından lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacak. Çalışmanın sonucu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya ilgili idareye bildirilecek.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, riskli yapıların tespitini süre vererek, maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilecek. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya idare (belediyeler veya il özel idareleri) tarafından yapılacak veya yaptırılacak. Bu tespitlere karşı malikler veya kanuni temsilciler, 15 gün içerisinde itiraz edebilecek. Bu itirazlar, bakanlıkça, üniversitelerden 4 ve bakanlıkta görevli iki kişiden oluşturulan teknik heyet tarafından incelenerek, karara bağlanacak.
Yenileme projelerinin gerektirdiği uygulamalar, verilen süre içinde yapı malikince yapılmadığı takdirde il özel idaresi veya belediye tarafından yapılarak masrafı yapı malikinden tahsil edilecek. İl özel idaresi veya belediye, yapı malikinin uygulama masraflarını ödemesini kolaylaştırıcı tedbirler alabilecek.
Bakanlığın talebi üzerine Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan yerler de dahil olmak üzere, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında olup Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan; Kamu idarelerine tahsisli olanlar, MSB’nin uygun görüşü alınıp Bakanlar Kurulu kararıyla, kamu idarelerine tahsisli olmayanlar, ilgili kamu idaresinin görüşü alınarak bakanlığa tahsis edilecek veya bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve idareye bedelsiz devredilebilecek.
Hazine dışındaki kamu idarelerin mülkiyetinde olan taşınmazlar da TOKİ’ye veya idareye bedelsiz devredilebilecek.
Tahsis ve devir tarihinden itibaren 3 yıl içinde ve gerekli görülen hallerde bakanlığın talebi üzerine Maliye Bakanlığınca uzatılan süre içinde maksadına uygun olarak kullanılmadığı ilgili bakanlıkça tespit edilen taşınmazlar, bedelsiz olarak ve resen tapuda Hazine adına tescil edilecek veya önceki maliki olan kamu idaresine devredilecek.
Uygulamayı yürüten kurum veya kuruluş, riskli alanlarda kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilecek.
Uygulamaya konu olan taşınmazlar, tahsis ve devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar Maliye Bakanlığınca satılamayacak, kiraya verilemeyecek, tahsis edilemeyecek, ön izne veya irtifak hakkına konu edilemeyecek.
İlgili bakanlık, idare ve TOKİ tarafından talep edilmesi halinde, riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara elektrik, su, doğalgaz hizmetleri verilmeyecek ve verilen hizmetler ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından durdurabilecek.
Yıkım için 30 gün süre
Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv alanlarındaki uygulamalarda öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esas olacak.
Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine kira yardımı yapılabilecek.
Riskli bulunan yapıların maliklere, bu yapıların yıktırılması için 30 günden az olmamak üzere süre verilecek. Bu süre içerisinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının ”idari makamlarca yıktırılacağı” belirtilip, tekrar süre verilerek tebligatta bulunulacak.
Üzerindeki bina yıkılarak, arsa haline gelen taşımazlarda, malik ile yapılan anlaşmanın şartları tapu kütüğünde belirtilerek, malikleri adına payları oranında tescil edilecek.
Bayraktar: Bu yasaya ‘rant yasası’ diyemeyiz.
TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesine ilişkin kanun tasarısının görüşmelerinde, CHP’li üyeler, tasarıya ilişkin itirazlarını dile getirdi.
Muhalefet milletvekilleri, tasarıda rekabetçi olmayan ihale usulünün benimsendiğini, bunun yolsuzluklara zemin hazırlayacağını ileri sürdü. CHP’li üyeler, tasarının vatandaşa itiraz etme hakkı bırakmadığını, Bakanlığı özel yetkilerle donattığını, bazı kanunları yok saydığını öne sürdüler.
Milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, tasarıda yer alan ihale usulünün rekabeti önlemediğini söyledi. Bayraktar, “Biz ihale çıkıyoruz diyoruz ki ‘Bu arsanın değerini bize ödeyeceksin. Hasılat artışından da pay vereceksin’ diyoruz. Bizden sonra özel sektörde bu uygulamaya başladı. Biz sahtekarlık yapamayız” diye konuştu.
Bayraktar, “tasarının aceleyle çıkarılmaya çalışıldığı” yönündeki eleştiriler üzerine, “Biz bu yasayı çıkarmalıyız. Buna ‘rant yasası’ diyemeyiz. Mecburi bir yasadır, bunu çıkarmalıyız. Vatandaşın canını korumalıyız” dedi.
Erdoğan Bayraktar, Atatürk Kültür Merkezi’ne ilişkin maddeyle ilgili eleştirilere de katılmadığını söyledi. Bayraktar, yapmak istediklerinin, söz konusu bölgeyi Atatürk’ün ismine yakışır hale getirmek ve bunun için gerekli düzenlemeleri yapmak olduğunu dile getirdi. Bayraktar, muhalefet milletvekillerinin itirazlarını anlamadığını, aslında bunun orayı ihya edecek bir düzenleme olduğunu kaydetti.
AA
Google Earth Deniz Altına İniyor!
Dünyanın dört bir yanını bilgisayarla adım adım gezdiren Google Earth şimdi de deniz altına iniyor. İlk aşamada ünlü resifler kullanıcılara ulaşacak
Dünyanın dört bir tarafına yerleştirilen kameralarla şimdiye kadar kullanı cılara yer yüzündeki detayları sunan Google Earth, yakında bu hizmeti su altından da verecek. Yakında insanlar, Avustralya’da Dünya Mirasları arasına seçilen Büyük Set Resifi denilen mercan kayalıklarının eşsiz güzelliğiyle tanışacaklar.
İnternet kullanıcıları kısa bir süre sonra ev rahatlığı içinde Bü yük Set Resifi’nin sularında gezinebilecekler. Uzman dalgıçlar aylardır su altına dalış yaparak mercan kayalıklarının güzellikleriyle ilgili binlerce fotoğraf ve görüntü çektiler. 50 bin fotoğraf biraraya getirilerek Google Street View’in su altı versiyonu mahiyetinde Catlin Seaview Survey oluşturuldu. Dö nüm noktası durumundaki proje ileride Google Earth’e entegre edilecek ve kullanıcılara mercan kayalıklarının 360 derece panoraması sunulacak.
Büyük Set Resifi, birbirinden ayrı 2,900 resif ve 900 adadan oluşan, dünyanın en büyük resif sistemidir. Queensland sahili açıklarında bulunan Mercan Denizi’ndeki resif, kendine özgü yaşam çeşitliliğine sahiptir. Bölgede soyu tehlikedeki birçok hayvanla 1 milyondan fazla balı k, vatoz, denizanası yaşıyor.
Bilim adamları, muazzam güzelliğiyle insanı büyüleyen resiflerden iklim değişikli ği ve ekosistemi etkileyen çevre faktörleriyle ilgili bilgi almayı ümit ediyor. Profesör Ove Hoegh-Guldberg, projeyle bilimle insanların dikkati arasındaki ayrılığın giderilmesinin hedeflendiğini ifade etti.
Proje, “http://www.catlinseaviewsurvey.com/” adresinden izlenebiliyor.
Türkiye Gazetesi
TOKİ, Kültür ve Tabiat Varlıklarına Dokunamayacak!
TBMM Bayındırlık Komisyonu’nda Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı görüşmeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı karşı karşıya getirdi
Kültür ve Turizm Bakanlığı, kültür ve tabiat varlıklarının TOKİ ve belediyelere devrinin önünü açan tasarıya tepki gösterdi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü’nün ‘Tasarı bu haliyle geçerse Topkapı’ya TOKİ girer’ uyarısı üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geri adım attı. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu ile ilgili tasarruflarda Kültür Bakanlığı’nın izni şart koşuldu.
Akşam
Uğur Dumankaya: Kredi Maliyetleri Düşecek Konut Satışları Artar!
Türkiye’de vatandaş birikimini gayrimenkulde değerlendiriyor veya taksitle ev alarak tasarruf ediyor. Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya, “Beklentimiz küresel ekonomi kaynaklı kriz algısının mart ayından itibaren kaybolması. Konut kredi maliyetleri de düşecek. Ülkemizde birikim aracı olan gayrimenkul satışları artar.” dedi
Konut kredi maliyetlerinin düşmesi ve ekonomideki büyümeye bağlı olarak bu sene konut satışlarının geçen yıldan daha iyi olması bekleniyor. Tüketiciler açısından ise inşaat firmaları yeni projelerde birbiriyle rekabete girmesinden dolayı enflasyonun üzerinde bir fiyat artışı tahmin edilmiyor. İnşaat şirketleri, önümüzdeki mart ayından itibaren banka konut kredi maliyetlerinin düşeceğini öngörüyor. Yüzde 1,25′e kadar çıkan konut kredi maliyet oranlarını bazı bankalar düşürmeye başladı.
İstanbul’da dün bir toplantıyla İstanbul Kurtköy’de Adres Kampüs isimli iki yeni proje açıklayan Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu üyeleri Ali ve Uğur Dumankaya, gazetecilerin sorularını da cevapladı. 2011 yılının konut üreticisi şirketler açısından zor geçtiğini ancak şirket olarak hedeflerine ulaştıklarını belirten Uğur Dumankaya, 2011 yılında 1.400 civarında konut satarak 225 milyon lira gelir elde ettiklerini açıkladı. Dumankaya, 2012 yılı hedeflerini ise 2.200 konut satışından 450 milyon lira ciro elde etmek olarak ifade etti.
Uğur Dumankaya’nın açıklamalarına göre şu anda konut piyasasının durgun olmasının sebebi Avrupa ve Amerika’daki küresel krizin Türkiye’yi etkileyeceği endişesinden kaynaklanıyor. Ancak mart ayından itibaren bu algı ortadan kalkacak ve piyasa canlanacak. Şu anda iki bankanın konut kredi maliyetlerini aşağı çektiğini belirten Dumankaya, önümüzdeki aylarda bu oranların daha da düşeceği tahminini dile getirdi. Mevsimsel olarak da mart ayından itibaren tüketici, alım için harekete geçecek.
Dumankaya’ya göre Türk halkı oturmak için de alsa kiraya vermek üzere yatırım için de alsa gayrimenkulü yatırım aracı olarak görüyor. Birikimini değerlendirmek isteyen, markalı konutlardan başlangıç fiyatıyla daire alıp kiraya veriyor. Bundan iki türlü kazancı oluyor. Öncelikle daireyi teslim aldığında kira geliri elde ediyor. İkinci olarak da inşaat arsa halindeyken, topraktan aldığı fiyatla konutlarda yaşam başladığında ortaya çıkan değer artışından kazanıyor. Yatırım için alanlar birikimlerini konutta değerlendiriyor. Oturmak için taksitle veya krediyle alanlar da diğer ihtiyaçlarından kısıntıya gidiyor ve bu yolla para biriktirmiş oluyor. Sonuçta her iki durumda da Türkiye’de halk gayrimenkulü tasarruf aracı olarak görüyor. Uğur Dumankaya, “Tasarruf aracı olarak görülen konutta ekonominin soğutulmasına karşıyım.” dedi.
“Önümüzdeki dönemde markalı konut üreticileri arasında ciddi bir rekabet olacak.” diyen Uğur Dumankaya, bu dönemde kendi arsasına konut inşa eden, kendi kazanırken müşterisine de kazandıran firmaların daha başarılı işler yapacağını dile getirdi. İstanbul Kurtköy’de kendi arsalarına bugüne kadar Adres isimli 9 konut projesi geliştirdiklerini belirten Dumankaya, son olarak duyurdukları Adres Kampüs konutlarının üniversite öğrenci ve öğretim üyelerine yönelik olduğunu söyledi. Adres Kampüs’ün çevresinde biri Dumankaya ailesine ait Süleyman Şah Üniversitesi olmak üzere 8 üniversite bulunduğunu hatırlatan Uğur Dumankaya, “Stüdyo, 1+1 ve 2+1 seçeneklerinden oluşan projeden yatırım için alanlar bunları öğrenciye kiraya verebilirler.” diye konuştu. Adres Kampüs Doğu isimli projede 37 metrekare stüdyo daire fiyatları 51 bin lira ile 56 bin lira arasında, 1+1 daire fiyatları ise 69 bin lira ile 88 bin lira arasında değişiyor. Adres Kampüs Batı’da ise 1+1 daireler 69-83 bin lira, 2+1 daireler ise 111-126 bin lira arasında değişiyor.
Zaman
Boğaziçi İmarına Kentsel Dönüşüm Düzenlemeleri Geliyor!
Hükümet, İstanbul Boğazı’nın “geri görünüm ve etkilenme alanı” olarak tanımlanan sahile 9 kilometreye kadar olan bölümlerini, kentsel dönüşüme açan düzenleme yaptı
Böylece bu alanlardaki araziler kentsel dönüşüm kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ve belediyelere devredilebilecek. Kamuoyunda “kentsel dönüşüm” olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nda, değiştirilerek kabul edildi. Tasarı askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile askerin atıl durumdaki gayrimenkullerinin belli şartlar altında TOKİ ve belediyelere devrine de olanak sağlıyor.
Boğaziçi son dakikada
Tasarıda son dakika önergesiyle Boğaziçi Kanunu’na atıf yapılarak, Boğaziçi de kentsel dönüşüm kapsamına alındı. Önergede, “9. maddenin 2. fıkrasında (ı) bendinden sonra gelmek üzere (i) bendi olarak; ‘Geri görünüm ve etkilenme bölgeleri bakımında 18.11.1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun’ ibaresinin eklenmesi” ifadesi yer aldı. Değişikliğin gerekçesi ise “boğaziçi kanunu kapsamında kalan geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde kalan alanlarda da kanunun uygulanabilmesi amacıyla bu değişiklik yapılmıştır” şeklinde açıklandı
Komisyonun CHP’li Üyesi İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, Milliyet’e, “Deniz manzaralı gökdelenleri dikip geri bölgelerde rant yaratacaklar. Yüksek fiyatlarla lüks inşaat peşindeler. İstanbul’un her yeri bitti kusur sadece Boğaziçi’nde mi kaldı da bu değişikliği yaptılar? İstanbul’un silüetini bozacak girişimler kentsel dönüşüm olmaz” dedi.
‘Rant yasası değil’
Milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “tasarının aceleyle çıkarılmaya çalışıldığı” yönündeki eleştiriler üzerine, “Biz bu yasayı çıkarmalıyız. Buna ’rant yasası’ diyemeyiz. Mecburi bir yasadır, bunu çıkarmalıyız. Vatandaşın canını korumalıyız” dedi.
Milliyet
Eski Fikirlerden Nasıl Yeni İş Konseptleri Yaratılır?
Konu iş fikri yaratmak olunca, yapılacak yeni bir şeyin kalmadığını düşünürsünüz. Her şey zaten daha önce denenmiştir, değil mi? Evet, yapılabilecek hemen her şey önceden yapıldı gerçekten de. Ancak bu havlu atmanız ve girişimcilik hayallerinizden vazgeçmeniz gerektiği anlamına gelmiyor.
İş fikrinize birisi yumruk atıp sizi yere sermiş gibi hissetmek yerine, yaratıcı olun ve “başka” ne yapabileceğinizi düşünün. Fikrinizi bir diğer iş fikriyle bir araya getirin ve tamamen yeni bir konsept yaratın. Ben bu tekniğe “harmanlama tekniği” diyorum.
Harmanlama
Harmanlama tekniği ile gerçekten iki farklı iş fikrinin en iyi taraflarını alıp bir araya getirerek insanların dikkatini çekebilecek yeni bir konsept yaratırsınız.
Bu şekilde iki fikri bir araya getirerek işe başlamış şirketlerin ne kadar çok olduğunun farkında olmayabilirsiniz ama aslında etraf onlarla dolu. Hızla yaygınlaşan Groupon’u ele alalım. Chicago merkezli şirket 2008 yılında işe başladı ve şu an günlük fırsatlarını takip eden 70 milyon kayıtlı kullanıcıları var.
Groupon’un yaptığı şey sosyal medya ile kupon fikrini birleştirmekti. Yerel restoran ve servislerin kuponlarının kapılarımızın önüne, posta kutularımıza bırakıldığını ve pek çok insanın halihazırda sosyal medyada yer aldığını göz önüne alırsak aslında her iki konsept de oldukça hem popüler hem de yeni değil. Groupon daha çok insana ulaşıp onları kayıt etmek için uğraşmak zorunda kalmıyor, çünkü genelde fırsatın kendisi, kayıt olanları ve satın alanları kendine çekiyor. Eğer gerçekten iyi bir fırsatsa viral olarak da yayılıyor ve daha çok kayıtlı kullanıcıyı getiriyor.
Fırsatçı harmanlama
Hayatta neyle uğraşıyorsanız uğraşın, etrafta bir araya getirilip yeni bir konsept yaratılabilecek pek çok iş fikri vardır. San Diego merkezli Fresh Healthy Vending firması, otomat satış makinesi ile sağlıksız yeme seçimleri ve obeziteyle ilgili haberleri alıp tamamen farklı bir fikirle geldi. Bu firmaya ait otomatik satış makineleri, sadece sebze ve meyve gibi doğal ve sağlıklı yiyecekleri sunuyor.
Bir diğer mükemmel örnek de Cengage Learning. Onlar da üniversite öğrencilerinin para biriktirme ihtiyaçları ile profesörlerin öğrencilerden bir sömestr boyunca kapağı bir iki kere açılacak kitapları istemelerinden yola çıkıp tamamen yeni bir konsept oluşturmuş. Öğrenciler web sitesine gidip istenilen ders kitabından sadece ihtiyaç duydukları bölümleri bölüm başına 7 dolar vererek indirebiliyor.
Bak, Dinle, Atıl
Eğer kendi işinizi kurma hayalleri kuruyorsanız, o zaman piyasada var olan diğer işlerin sizi bundan alıkoymasına izin vermeyin. Yeni konseptler her zaman iyi karşılanır, denenir ve değerlendirilir. Ancak harmanlama tekniği ile ilgili iyi olan şey, yeni bir şeyle gelmek zorunda olmamanız, sadece halihazırda var olan iki fikri bir araya getirip yeni bir fikir ortaya koymanızdır.
Etrafınıza bakının ve yaşadığınız toplumda neler oluyor, ne eksik diye düşünün. Ardından işe koyulup fikirleri bir araya getirin ve yeni bir konsept yaratın. Fikirler her yerdedir, sadece yeni bir iş fikri için neyin iyi olabileceğini görmeye başlamaya ihtiyacınız var. Hadi bir an önce bakın, dinleyin ve atılın ki başkası sizden önce görüp önünüze geçmesin!
Mike Michalowicz
Şemsi Bayraktar: Çiftçiler 2B Arazisini Vergi Bedeliyle Alsın!
Orman vasfını kaybetmiş arazilerin vatandaşa satılmasına yönelik Meclis komisyonlarındaki görüşmeler sürüyor
Önceki gün yapılan görüşmelerde arazilerin üçüncü kişilere de emsal bedel karşılığında satışı gündeme geldi. Bu gelişme üzerine dün yazılı bir açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, elinde 2B arazisi olan çiftçinin emsal bedel uygulanması halinde tarlasını kaybedeceğini, bunun yerine vergiye ilişkin bedeli ile arazi sahiplerine satış yapılmasını istedi. Açıklamaya göre 2B kanun tasarısının ‘Hak sahibi, başvuru ve doğrudan satış’ başlıklı altıncı madde 8 numaralı fıkrasında “Taksitle satışlarda ise satış bedelinin yüzde 20′si yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç iki ay içinde, kalanı ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla üç yılda altı eşit taksitle, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise en fazla dört yılda sekiz eşit taksitte faizsiz olarak ödenir.” hükmü yer almakta. 2B arazilerinde tarımla uğraşan çiftçilerin çoğunun orman köylüsü ve gelirleriyle ailesini zor geçindiren kişiler olduklarını belirten Bayraktar, bu kişilerin ödeme şartlarının ağırlığı nedeniyle tarım yaptıkları arazileri taksitle almalarının dahi mümkün olmadığını vurguladı. Bu sebeple tarımda kullanılan 2B arazilerinde, emsal bedelde rayiç bedel yerine vergiye esas bedel alınmasının, taksit sayısının artırılmasının, peşinatın düşürülmesinin, yıllardan beri bu arazileri işleyen çiftçiler tarafından arazilerin satın alınabilmesini sağlayacağını kaydeden Bayraktar, bu arazileri işleyen çiftçilerin alamaması veya başka kişilerin satın alacak olması halinde büyük huzursuzluklar yaşanabileceğini ifade etti. Açıklamada, “Bu araziler rayiç bedel üzerinden değil, tarım arazisi olarak değerlendirilerek uzun vadeli krediyle hak sahiplerine devredilmeli. Orman sınırlarından çıkarılacak bu araziler tarıma ve çiftçilerimize kalıcı ve etkin bir fayda sağlayacaktır.” denildi. TZOB’a göre Türkiye genelinde 2B kapsamındaki yaklaşık 410 bin hektarlık araziden 316 bin 811 hektarı dikkate değer bulunuyor. 316 bin hektarlık alan Hong Kong’un 3, Singapur’un 4,5 ve Malta’nın 10 katı büyüklüğünde.
Zaman
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...