TÜİK'in 2011 yılı dördüncü dönemi konut satış istatistiklerine göre, Türkiye genelinde bir önceki döneme göre yüzde 16,82 oranında artışla 118 bin 867 konut satıldı. Söz konusu dönemde, konut satışlarında bir önceki döneme göre en yüksek artış yüzde 31,12 oranı ile İstanbul (TR10) bölgesinde gerçekleşti. Bir önceki döneme göre yüksek artış gösteren diğer bölgeler sırasıyla, yüzde 30,79 ile Erzurum, Erzincan, Bayburt (TRA1), yüzde 29,96 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt (TRC3), yüzde 29,21 ile Antalya, Isparta, Burdur (TR61) ve yüzde 25,06 ile İzmir (TR31) bölgeleri oldu. Aynı dönemde konut satışlarında bölge düzeyinde bir önceki döneme göre azalış gösteren bölgeler ise sırasıyla, yüzde -14,13 ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari (TRB2), yüzde -3,50 ile Zonguldak, Karabük, Bartın (TR81) ve yüzde -0,33 ile Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir (TR71) bölgelerinde gerçekleşti. KONUT SATIŞLARINDA BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE YÜZDE 21,89 ARTIŞ 2011 yılı dördüncü döneminde, konut satışlarında bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 21,89 oranında artış gerçekleşti. En çok artış gösteren bölgeler sırasıyla, yüzde 93,07 oranıyla Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova (TR42), yüzde 36,70 oranıyla Tekirdağ, Edirne, Kırklareli (TR21), yüzde 36,47 oranıyla Erzurum, Erzincan, Bayburt (TRA1), yüzde 35,85 oranıyla Mardin, Batman, Şırnak, Siirt (TRC3) ve yüzde 34,14 oranıyla Antalya, Isparta, Burdur (TR61) bölgeleri oldu. 2011 yılı dördüncü döneminde 4 dönemlik ortalamalara göre değişimlere bakıldığında Türkiye genelinde yüzde 17,25 oranında artış gerçekleşti. Konut satışlarında 4 dönemlik ortalamalara göre tüm bölgelerde artış meydana geldi. Değişim oranlarına bakıldığında en yüksek artış gösteren bölge yüzde 95,77 oranıyla Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan (TRA2) bölgesi oldu. AA
Her ne kadar bana gerçekçi gelmese de
|
Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
16 Mart 2012 Cuma
İstanbul'da emlak canlandı!
İstanbul ofis piyasaları ve ticari gayrimenkuller
Nizameddin AŞA
İstanbul ofis piyasaları ve ticari gayrimenkuller
27 Şubat 2012 Pazartesi
Merhaba,Geçen sayıdaki yazımda konut piyasasında adeta yaprak kımıldamadığını ve bu durumun yatay bir seyir ile 2012 yılında devam edeceğini öngörmüştüm.Yılın ikinci ayını doldurmak üzere olduğumuz şu günlerde yeni konut fiyatlarındaki endeksin az da olsa yükselme eğiliminde olduğunu, fakat satışların yeterli seviyelerde olmadığını müşahede ediyoruz. İkinci el konut satışları da, aşağı yukarı benzer durumlar gösteriyor.
Ticari Gayrimenkuller
Ekonomik büyüme ve perakende sektöründeki gelişmeler ticari gayrimenkullerin, özellikle AVM yatırımlarının canlı kalmasına, İstanbul ve büyük şehirlerde talep görmesine neden olmaktadır.2011 yılının son çeyreği itibari ile, Türkiye’de yeni açılan AVM kiralanabilir alanları 178.640 m2 ilave ile toplam 7.3 milyon m2 ye, toplam AVM sayısı ise 292 ye ulaşmıştır. 2011 yılında dövizdeki dalgalanmalar bazı problemler yaratsa da, genelde doluluk oranları istenilen düzeylere yakın seyretmektedir.
AVM dışındaki ticari gayrimenkullerde ise, lokasyona, hitap ettiği müşteri ve iş potansiyeline göre çeşitlilik gösteren bir arz talep dengesi bulunmaktadır.
Lojistik ve sanayi gayrimenkul piyasaları durağan bir şekilde, turizm ve otel piyasaları ise sektörün gözdesi olmaya devam etmektedir.
İstanbul Ofis Piyasası
İstanbul ofis piyasaları A sınıfı ofislerde bir miktar gerileme gösterse de, B sınıfı ofisler nispeten daha fazla talep görmektedir. Fiyatların yükselmesi nedeniyle talepler daha çok kiralamaya yönelik ilerlemektedir. Konut satışlarının durgunlaştığı bu dönemlerde, inşaat projelerinin ticaret+konuta dönüştüğünü, MİA ( Merkezi İş Alanları ) ve MİA dışı alanlarda da ofis vb. inşaatlara yöneldiklerini görmekteyiz.
Anadolu yakasında finans merkezi adayı Ataşehir, kentsel dönüşüm sürecindeki Kartal, Avrupa yakasında Kağıthane, Bağcılar ve Bayrampaşa bölgeleri bu yönde hızlı gelişmeler göstermektedir.
2011 yılı sonu itibari ile İstanbul ofis piyasasında boşluk oranları; A sınıfı ofisler için MİA alanlarında % 10.7, MİA dışı Avrupa yakasında % 12.4, Asya yakasında % 17.2, B sınıfı ofisler için MİA alanlarında % 6.6, MİA dışı Avrupa yakasında % 29.9, Asya yakasında % 17.5 olarak tespit edilmiştir*. Bu tespitlere göre Avrupa yakasında A sınıfı, Asya yakasında B sınıfı ofisler daha çok talep görmektedir.
A sınıfı ofislerde ortalama aylık kira bedelleri MİA bölgelerinde 27.6 USD / m2, MİA dışı Avrupa yakasında 18 USD / m2, Asya yakasında 19 USD / m2, B sınıfı ofislerde MİA alanlarında 15 USD / m2, MİA dışı Avrupa yakasında 10 USD / m2, Asya yakasında 13.3 USD / m2 seviyelerinde seyretmektedir*. Bu durum yaklaşık 3 yıldır değişmemiş, döviz bazında kiralamalarda fiyat artışı görülmemiştir.(* Kaynak: Propin Insventment Consultancy )
Özetle; İstanbul gayrimenkul piyasalarına bir göz atarsak; konut piyasalarının durgun, AVM piyasalarının arz odaklı büyüme trendinde, ofis piyasalarında taleplerin kiralık yönde yoğunlaştığını, sanayi ve lojistik piyasalarının durağan, turizm ve otel piyasalarının ise talep gören ve canlı piyasalar olduklarını söyleyebiliriz.
Herkesin gönlünce bir mülk edinmesi dileklerimle.
Emlakçıdan pahalı kredi almayın
Emlakçıdan pahalı kredi almayın
Geçen hafta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Tevfik Bilgin, bazı emlakçıların
bankacılık yaptığını, bankaların emlakçılara komisyon verdiğini ve bunun da kredi maliyetlerini önemli oranda yükselttiğini söyledi. İlk bakışta bankaların kendisine kredi müşterisi yönlendiren
emlakçılara komisyon vermelerinde bir sakınca yokmuş gibi dursa da konuyu araştırınca bunun gerçekten konut alanlar için ne kadar 'pahalı' bir yöntem olduğu, bir nevi vatandaşın kandırıldığı ortaya çıkıyor. Nasıl olduğunu anlatalım. Bankalar kendilerine müşteri gönderen emlakçılara yüzde 2'lere varan oranlarda komisyon ödüyor. Bu tutar faiz oranları düşmeye başlayınca aşağı
geldi ancak 50 bin liraya kadar olan kredilerde yüzde 2'lik komisyon korunuyor. Çünkü bazı bankalar gelen müşteri başına bin lira gibi sabit komisyon oranları belirliyor. Bu da örneğin 50 bin liralık kredide yüzde 2'ye ulaşıyor. Daha yüksek tutarlı kredilerde oran doğal olarak geriliyor.
KOMİSYON SİZİN CEBİNİZDEN
Komisyon ödenmesi normal görünse de ödenen bu meblağın kimin cebinden çıktığına bakıldığında konunun önemi de ortaya çıkıyor. Çünkü emlakçıya ödenen komisyon aslında bankanın değil, emlakçı aracılığıyla bankadan kredi alan vatandaşın cebinden çıkıyor. Emlakçılar, konut almak için giden vatandaşlara, bankaların internet sitelerinde yayımladıkları faiz oranlarını
göstererek bu orandan hatta bir iki puan daha düşük faiz oranı ile kredi temin edilebileceğini belirtiyor. Vatandaş da gerisini sorgulamadan alıyor krediyi. Oysa bankalar şubeye gidip konut kredisi isteyen vatandaşlara ilan edilen kredi faizlerinin çok daha altında bir oranla kredi veriyor. Örneğin internet sitesinde yüzde 0,99 olarak ilan edilen konut kredisi faizi birçok bankada aslında yüzde 0.91'e kadar iniyor. Yani şubeye gidip biraz da pazarlık yaparsanız 0.91 ile
konut kredisi alabilecek vatandaş, emlakçının aldığı komisyonu cebinden ödeyeceği için 0.99
veya en iyi ihtimalle 0.96 ile kredi kullanabiliyor. Aradaki fazla ödenen ve emlakçının cebine
giden faiz farkı da yüzde 0,96 ile 100 bin TL kredi alan vatandaş düşünüldüğünde bin 80 TL'ye kadar çıkıyor.
İNTERNET SİTELERİ DE AYNI
Aynı yöntem ağırlıklı olarak internetten banka kredilerini karşılaştırarak kredi pazarlayan bazı
şirketler için de geçerli. Bu şirketler de bankalara yönlendirdikleri her müşteri için komisyon alıyor. Faiz oranları ise yine emlakçılarda olduğu gibi tabela fiyatları üzerinden ve yüksek oluyor. Sadece internet siteleri değil, bankalara müşteri kazandırmak için anlaşan ve çeşitli kurumlarda ve şirketlerde pazarlama faaliyeti gösteren şirketler de gönderdikleri her müşteri başına komisyon alıyor, tabii gönderilen müşterinin cebinden. Bu yüzden konut kredisi alacak olanların
direkt şubeye gitmesi en ucuz ve en sağlıklı yol.
Kazakistan meydan okudu
Marchenko, Kazakistan Merkez Bankası tarafından düzenlenen bir basın toplantısında uzunca bir zamandır ekonomi analistlerinin bir krizin gelmek üzere olduğu yönünde açıklamalar yaptığını belirterek, ''Kriz her zaman beklenmedik bir zamanda gelir. Analistler krizin geleceğini tahmin etmelerine rağmen kriz ya gelmiyor ya da tahminlerinden farklı bir şekilde geliyor'' dedi. Her gün gazetelerde küresel ekonomik krizin ikinci dalgasının geleceğine dair makaleler çıktığını ifade eden Marchenko, ''Ülkede, 2-3 yıl sürecek bir krizin üstesinden gelecek miktarda para var'' dedi. Bankaların reel sektöre kredi vererek kredi kullandırmaktan geri durmaması gerektiğini ifade eden Marchenko, ''Reel sektöre kredi vermek, bankaların asıl yatırım aracıdır. Bankalar, ülkemizde mevcut olan istikrarlı durumdan dolayı reel sektöre kredi vermeye başladı. Bu durum bir yandan istikrarlı bir kur sağlarken, diğer yandan da mevduatların artmasına yardımcı oluyor'' diye konuşu. Marchenko, Kazakistan'da makro ekonomik göstergelerin olumlu bir tablo ortaya koyduğunu hiç kimsenin endişeye kapılmaması gerektiğini kaydetti. AA |
TOKİ 'Affetmem' diyor
TOKİ 'Affetmem' diyor
TOKİ'den firmalara sicil uyarısı geldi. Puan
alamayanlar bir daha iş de alamayacaklar...
Karabel, Van ve Erciş depremi sonrasında yapılan ihalelere, işlerini düzgün yapan yüklenicilerin performansları dikkate alınarak, sicil durumlarına göre davet edildiğine dikkat çekerek, ''Davet işlerindeki firma seçimlerinde; iş kaliteniz, işi süresinde ve noksansız bitirmeniz, mali gücünüz ve İdaredeki uzman ve daire başkanlarımızın görüşleri dikkate alınmaktadır. Kalitesiz, kusurlu iş yapan ve haciz getiren müteahhitler, İdareyi meşgul etmesinler'' dedi. İhaleyi aldıktan sonra kar alıp taşerona devreden yükleniciler olduğunu anımsatan Ahmet Haluk Karabel, bu yola tevessül edenlerin bir daha TOKİ'den iş alamayacaklarını söyledi. TOKİ Başkanı şöyle devam etti: ''Müteahhitlerimiz ihaleye girmeden önce mutlaka iş yerini görmeliler. İhaleyi aldıktan sonra sözleşme aşamasında zaman zaman sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Yükleniciler ihale dosyasını iyi incelemeli, zemini araştırmalı, iklim şartlarını da göz önüne alarak tekliflerini ona göre vermeliler. Aynı bölgede, aynı fiyatlara, TOKİ'de iş yapan başarılı yükleniciler bu işi yapabiliyorlarsa, yüksek fiyat verenlerin tekliflerini ilerleyen zamanlarda gözden geçirmelerinde fayda var. Aşırı düşük teklif vermekten de kaçınmanız gerekiyor. İşi alabilmek için arkadaşlarımız fiyatları kırıp hem kendilerini hem İdareyi sıkıntıya sokabiliyorlar.'' "SÜRÜNCEME LÜKSÜ YOK" İşlerde sürüncemede kalma lüksü olmadığını belirten Karabel, ''Bizim de müşterilere karşı belli sorumluluklarımız var. Süresinde bitmeyen işlerde, aleyhimize açılan davalar, yüklü maliyetler getirmektedir. İş alan arkadaşlarımızın tüm tarafların problemlerini ve yapacakları işleri düşünerek fiyat vermelerinde fayda var'' diye konuştu. Bazı müteahhitlerin piyasadaki borçlarını kapamak için TOKİ'den fiyat kırıp iş almaya çalıştığını ifade eden Karabel, bu gibi durumlarda işin sonunun feshe kadar gidebildiğini ve bu güne kadar 87 yüklenicinin işinin fesh edildiğini vurguladı. Elinde yeni işleri olanların yeniden ihaleye girmeye çalıştığını anlatan Karabel, ''İkaz ediyoruz. Yüklenici 15 gün, bir ay dayanabiliyor, sonra bir ihaleye daha giriyor, ardından bir daha giriyor. Elinde üç, dört, beş iş oluyor. Piyasa kötüye gidince İdarenin de 5 işi de sıkıntıya giriyor. İnşaatlarda yüzde 50 aşamasına gelmeden, kendinizi ispat etmeden fiyat kırıp birinci olmamanızı ve kendinizi de bizi de riske sokmamanızı istiyoruz'' uyarısında bulundu. "İŞİN BAŞINDA OLUN" TOKİ ile çalışmak için işin başında olmak gerektiğini dile getiren Karabel, sektördeki en iyi müteahhidin işinin başında duran, düzgün, problemsiz, kaliteli iş yapan, süresi içinde bitiren ve geçici kabule en az eksikle giren müteahhit olduğuna dikkati çekti. Alt yüklenicilerinizi de sürekli denetleyin. Yapılan işi birinci dereceden denetleme sorumluluğunuz var. Aldığınız işlerde eğitim vermeden mümkünse teknik elemanları sahaya sokmayın. Müşavirlik olan işlerde yazışmaları müşavir kanalıyla yapmaya özen gösterilmesi gerektiğini kaydeden Karabel, müteahhitlerin yüzde 65'inde ''Ben işimi yaptım bitirdim. Bürokratik kısmı angarya'' anlayışında olduğunu ifade etti. Karabel, şunları söyledi: ''Simav'da depreminin ardından 928 konut ve sosyal donatıları yaptık. Yükleniciler Simav'da 6 ay gibi bir sürede sorumluluklarını yerine getirdiler. Arkadaşlara huzurunuzda teşekkür ediyorum. Van ve Erciş depremi sonrasında verdiğimiz işlerde salt işlerini düzgün yapan yüklenicileri performanslarını dikkate alarak sicil puanlamasına göre davet ettik. Çağırdığımız firmalardan 49'u işi kabul etti, 16 firma işi almadı. Size iş almanıza vesile olduk diyenleri de dikkate almayın. Sizden tek isteğimiz işi süresinde ve kusursuz olarak bitirmenizdir. Van ve Erciş'te Ağustos ayı sonuna kadar hem konutları hem de sosyal donatıları bitirmemiz gerekiyor. Kolay bir iş değil. Süre kısıtlı olduğundan maliyet de yükseliyor. Bu işi de başarabileceğimize bütün kalbimle inanıyorum. Van depremi hepimiz için önemli bir sınav. Bu sınavda inşaatları süresinde bitiremeyenler bahaneleri ne olursa olsun bizden bir daha olumlu puan alamazlar. Her yüz konutta bir kalıp ve bir kule vinç planlamanız gerekiyor. Bunu yapmamakta ısrar edenler ilerde kendileri de kaybedecek bizi de sıkıntıya sokacak. İşi hızlı yapacağız ama kaliteye de dikkat edeceğiz. Süresinde işi bitirenlere tarafımızdan ileride daha olumlu bakılacak.'' AA |
Kentsel dönüşüme 'kitlesel üretim' önerisi
Ülke genelinde 5 yıl içerisinde en iyimser rakamlarla yaklaşık 5 milyon yeni konut yapılması gerektiğini belirten Alp, depreme dayanıklı bu konutların mevcut sistem ve teknoloji ile bu kadar kısa zamanda yapılmasının mümkün olmayacağını söyledi. Toplu Konut İdaresi (TOKİ)'nin çok iyi bir performans göstererek 8 yılda 500 bin konut ürettiğini vurgulayan Alp, TOKİ'nin 5 yıl içinde 5 milyon konut üretmesinin mümkün olmadığını belirtti. Kitlesel üretim modeli ile fabrikalarda, fabrikasyon olarak üretilecek konutların kentsel dönüşümde çok büyük başarı sağlayacağına değinen Alp, konut maliyetlerinin de 5 bin lirayı geçmeyeceğini vurguladı. CHA |
Komşu adaları gözden çıkardı!
Komşu adaları gözden çıkardı!
Ekonomik darboğazdaki Yunanistan, Korfu
adasında yaklaşık 500 dönümlük arazi kiralayacak
Açıklamada, Korfu adasının kuzey doğu sahillerinde bulunan yaklaşık 500 dönümlük arazinin 100 yıl kadar süre ile kiralanacağı belirtildi. Bölgenin turistik açıdan değerlendirilmesinin yerel ekonomiyi olumlu etkileyeceği vurgulanırken, gerekli ekonomik ve hukuki kriterlere sahip olan yatırımcıların tekliflerini 10 Nisan'a kadar sunmaları gerektiği bildirildi. Fonun Yürütme Kurulu Direktörü Andreas Taprancis ise, geniş bir bölgede ekonomik faaliyetlerin canlandırılması ve yeni işyerlerinin kurulmasını hedeflediklerini belirterek, Korfu adasının İyon denizi ile Akdeniz'deki en popüler ada olduğunu dile getirdi. ROTHSCHİLDLER'İN DE MÜLKÜ VAR Arazi, iç ve dış hat uçak seferlerinin yanı sıra Avrupa'nın büyük kentlerinden charter seferlerine açık uluslararası havaalanına da sahip olan Korfu adasının merkezinden 38 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Korfu adasının İyon denizinde bulunan diğer adalar ve ayrıca Patra ve İtalya limanlarıyla da bağlantısı bulunuyor. AMNA haber ajansı fon verilerine dayandırdığı haberinde de içinde doğal bir göl bulunan arazinin 725 metrelik bir kıyı şeridine sahip olduğu belirtildi. Yazlık ev veya otel yapımına uygun binaların olduğu arazide Rothschildler ailesine ait bir gayrimenkul de bulunuyor. 2015 yılı sonuna kadar 19 milyar avro özelleştirme geliri hedefleyen Yunanistan, daha önce gaz şirketi DEPA'yı da satışa çıkarmış, Uluslararası Basın Merkezi ile eski havaalanı Hellinikon için ihale açmıştı. Yunanistan'da Mart ayında Rodos adasının Afandos bölgesindeki devlette ait binalar için de ihale açılması bekleniyor. AA |
Yatacak yeriniz var mı?
Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürü Adem Avcı, İstanbul'da günde ortalama 200 kişinin cenazesinin defnedildiğini, aile mezarlığı olarak tahsis edilen alanlarla birlikte, yılda 300 dönüme yakın arazinin mezarlığa dönüştürüldüğünü dile getirdi. Avcı, 2006-2011 yılları arasında genişletilen mezarlık alanının 1600 dönüm olduğunu kaydetti. Sürekli yeni mezarlık alanları temin etmek, düzenlemek ve şehre kazandırmak zorunluluğu olduğuna dikkati çeken Avcı, mezarlık alanı tahsisi anlamında kaynaklarının, başta Orman Bakanlığı, Milli Emlak ve Tarım Bakanlığı olduğunu söyledi. Bir arazinin mezarlık yeri olmasının kent için de faydalı olduğunu, çünkü mezarlık olan yerlerin sürekli yeşil alan olarak kaldığını anlatan Avcı, ''İstanbul'daki mezarlıkların en güzel tarafı; ağaçlı, yeşil, düzenli ve korunuyor olması'' dedi. Avcı, Adalar'dan Tekirdağ sınırına kadar şehrin kıyılarında ulaşım akslarında yeni mezarlık yerleri temin etme çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Adem Avcı, ''Yeni hiçbir mezarlık alanı almasam bile, 5 yılı rahatlıkla çıkarabilecek mezarlığımız var. Yeni planladığımız mezarlıklarla ilgili de önümüzdeki 15-20 yılı görmeye çalışıyoruz. Çünkü, her yıl artarak devam eden ihtiyacı karşılama noktasında, hazırlıklı olmalısınız'' şeklinde konuştu. CENAZE ANINDA EN UCUZ EZAR YERİ 90 EN PAHALI 5 BİN LİRA Avcı, İstanbul'daki mezarlık yeri fiyatlarının cenaze anı için en ucuz 90 lira, en yüksek ise 5 bin lira olduğunu bildirdi. İstanbul'daki mezarlık fiyatlarının arazinin durumu ve konumuna, şehre yakınlığına, mezar yerinin düzenli olup olmamasına ve mezar yerinin bulunduğu alanın emlak değerine göre belirlendiğini dile getiren Avcı, fiyatlandırmaları her yıl kasım ayında İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisine sunduklarını, Meclisin onayında geçmek suretiyle fiyatların belirlendiğini kaydetti. Adem Avcı, ''İstanbul'da birinci kademede bulunan Aşiyan, Zincirlikuyu, Karacaahmet, Çengelköy ve Ulus en pahalı 5 mezarlığımız. Buralarda bu yıl için fiyatlarımız cenaze anında 5, cenazenin yanındaki boş yer tahsis alınmak istenirse 9, üçüncü ekstra boş denilen yerlerimiz ise 18 bin lira'' diye konuştu. İkinci derecedeki mezar yerlerinin yine şehir içerisinde, fakat konum ve düzen açısından bir alt kademedeki mezarlıklar olduğunu, Kazlıçeşme'den Eyüp'e kadar olan bütün mezarlıkların buna dahil olduğunu vurgulayan Avcı, buralarda cenaze anında 1000, cenazenin yanındaki yerlerin 4 bin, direk boş yerlerin ise 8 bin lira olduğunu söyledi. İstanbul Mezarlıklar Müdürü Avcı, şu an yoğun olarak defin yapılan Habibler'deki Yayla Mezarlığı, Büyükçekmece Yeni Mezarlık, TEM Otoyolu kenarındaki Gül Bahçe Mezarlığı ve Kilyos, Bahçeköy Ayazağa gibi günde 10-15 defin yapılan mezarlıklarda da cenaze anındaki fiyatın, 5 yıl içerisinde ücretini ödemek şartıyla 100 lira, cenazenin yanındaki yerin 1500 lira, direk boş yerin ise 3 bin lira olduğunu belirtti. Avcı, dördüncü kademede de sonradan kendilerine bağlanan Şile, Ağva ve Silivri gibi belde ve köylerdeki mezarlıkların bulunduğunu ifade ederek, bu yerlerdeki mezarlık fiyatlarının da cenaze anında 90, cenazenin yanındaki boş yerin 1200, diğer boş yerlerin ise 2 bin 500 lira olduğunu aktardı. 2011'DE İSTANBUL'DA VEFAT EDEN 14 BİN KİŞİNİN CENAZESİ MEMLEKETİNE GÖNDERİLDİ İstanbul Mezarlıklar Müdürü Avcı, kentte geçen yıl, 42 bin 867 defin yapıldığını, 14 bin 287 cenazeyi de İstanbul dışına Türkiye'nin farklı yerlerine götürdüklerini ifade etti. İstanbul'da, 2010 yılında da 42 bin 528 cenaze defnedildiğini, 12 bin 385 cenazenin de memleketlerine götürüldüğünü, 2009'da da 42 bin 583 kişinin şehirde gömüldüğünü, 10 bin 983 cenazenin yine ailelerinin istedikleri yerlere ulaştırıldığını anlatan Avcı, ''Cenazeleri, Türkiye sınırları içerisinde, en ücra noktalara, terör korkusu olsa da olmasa da her yere gönderiyoruz ve köylerine kadar teslim ediyoruz'' dedi. Avcı, insanların cenazelerini uçakla götürmelerinin çok zahmetli bir iş olduğuna işaret ederek, Mezarlıklar Müdürlüğünün, aynı anda 4 cenaze taşıyabilen 40 civarında cenaze ambulansıyla, cenaze nakil hizmetini ücretsiz verdiğini vurguladı. MEZARLIKLARDA GÜVENLİK SORUNU KALMADI Mezarlıklar Müdürü Avcı, İstanbul'daki mezarlıklarda, 2005'e kadar herhangi bir güvenlik bulunmadığını ve buraların o tarihe kadar her türlü suçun işlendiği, tinerci, balici ve uyuşturucu bağımlılarının gezdiği, gayri meşru ticaretlerin yapıldığı mekanlar olduğunu ve bunların sonucunda da vatandaşların, kabir ziyaretine giderken sıkıntı ve huzursuzluk yaşadığını kaydetti. Para karşılığı Kur'an okunması suretiyle ziyaretçileri istismar edenler çıktığını da anımsatan Avcı, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda iş adamı Üzeyir Garih'in öldürülmesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda Vehbi Koç'un mezarının çalınmak istenmesi gibi yaşanan olayları örnek gösterdi. Adem Avcı, 2005'de 170 güvenlik elamanını, mezarlıklarda işe başlattıklarını, 2006'da güvenlikçi sayısını 600'e çıkardıklarını anlatarak, 2010'a kadar İstanbul'da mezarlıkları tinerciden baliciden, kabir ziyaretine gelen vatandaşları rahatsız edecek bütün unsurlardan temizlediklerini belirtti. Geçen yıl güvenlik elemanı sayısını 600'den 450'ye düşürdüklerine dikkati çeken Avcı, ''Şu anda 24 saat görev yapan 450 elemanla mezarlıklarımızın çok büyük kısmında güvenliği sağlamış durumdayız. İlk kademe belediye ve köylerdeki mezarlıklarda böyle bir sorun zaten yok'' dedi. Avcı, mezarlıklardaki Osmanlı döneminden kalan tarihi sanat değeri taşıyan mezar taşlarının, zaman zaman belli dönemlerde hırsızlar tarafından ülke dışına götürülüp ticaretinin yapıldığını dile getirerek, bunu da engellediklerini ifade etti. AA |
TOKİ'den restorasyon atağı!
TOKİ'den restorasyon atağı!
TOKİ, her bir restorasyon projesi için keşif
özetinin yüzde 70'ine kadar kredi kullandırıyor
Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının restorasyonuna katkı amacıyla 2005 yılında ''restorasyon kredisi'' uygulaması başlatan İdare, bu yıl her bir proje için keşif özetinin yüzde 70'ine kadar kredi kullandırıyor. Restorasyon kredisi başvurusunda ''Eserin, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Kurulu'nun onaylanmış rölöve ve restorasyon projeleriyle restorasyon raporu, onaylı projeye göre düzenlenmiş keşif raporu, arsanın ve binanın durumunu gösteren tapu örneği'' gibi belgeler isteniyor. Kullandırılan kredinin faizi yıllık yüzde 4, vadesi ise 10 yıl. Geri ödemeler aylık sabit taksitler halinde tahsil ediliyor. TOKİ, bu yılın restorasyon kredisi başvurularını, 6 Şubat–2 Mart tarihleri arasında kabul etti. Ancak üst limiti 105 bin lira olan krediye yoğun ilgi üzerine İdare, başvuru tarihini uzattı. Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı ve restorasyonu için kredi kullanmak isteyenler 16 Mart'a kadar başvuruda bulunabilecek. ŞİMDİYE KADAR 371 KÜLTÜR VARLIĞINA KREDİ DESTEĞİ VERİLDİ Kredilerde özelikle tarihi kent dokularını sağlıklaştırılmasına yönelik olan ve yerel yönetimlerin öncülüğündeki projelere öncelik veriliyor. Bakım, onarım ve restorasyon işlemleri yapılacak taşınmaz kültür varlığının mimari ve kültürel değeri, fiziki durumu, bulunduğu çevrenin özellikleri, kullanım amacı göz önünde bulunduruluyor. Taşınmaz kültür varlığının bakımı, onarımı ve restorasyonu için yapılacak işlemlerin yapının kültür varlığı niteliğinin devamını sağlaması, gerekirse sağlıklaştırılması ve işlev kazandırılması amacına yönelik olması zorunlu. 2005 yılından bu yana 371 kültür varlığına kredi desteği verildi, başlatılan restorasyon projelerinden 221'i tamamlandı. TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YERİNDEKİ KÜLTÜREL DEĞERLER RESTORE EDİLDİ TOKİ'nin restorasyon kredisi desteği sağladığı kültürel değerler arasında Ankara Beypazarı Evleri, Karabük Safranbolu Evleri, Ankara Vilayet Konağı, Adıyaman Samsat Sahabe Safvan Bin Muattal Türbesi, Elazığ Çarşı Mahallesi eski Hükümet Konağı, Gaziantep Şahinbey Bayaz Han Kültür Merkezi, İstanbul Üsküdar Fatih mahkeme binası ve İstanbul Denizcilik Müsteşarlığı Bölge Müdürlüğü hizmet binası gibi eserler de bulunuyor. TOKİ restorasyon kapsamında, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Amasya, Bartın, Çanakkale, Muğla, Uşak, Kastamonu, Tokat, Trabzon, Giresun, Edirne, Şanlıurfa ve Artvin illeri Safranbolu, Kalecik, Bergama, Ürgüp, Taraklı, Bolaman, Bandırma, Ayvalık, Milas, Foça, İnegöl, Mudanya, İnebolu, Alanya, Akçaabat, Osmaneli, Mudurnu, Kemaliye, Göynük, Taraklı, İncesu, Zile ve Dalay ilçeleri ile Mustafapaşa, İbrahimpaşa, Kalkan, Uzungöl ve Daday beldelerindeki birçok proje için kredi imkanı sağlandı. Restorasyon kredisi için ayrıntılı bilgi www.toki.gov.tr adresinden edinilebilecek. AA |
'Çılgın'lara hazine garantisi sıfır KDV!
Hükümetin çılgın projeleri için hem Hazine garantisi hem de KDV istisnası geliyor. AK Parti Grubu tarafından Meclis’e sunulan yasa teklifine göre, 2023 yılı sonuna kadar ihalesi yapılacak yap-işlet-devret projelerinde, işi üstlenen özel sektör firmasının projeyi tamamlayamaması ve sözleşmenin feshedilmesi halinde, bu şirketin aldığı krediyi Hazine üstlenecek. Vatan gazetesinin haberine göre, 2000’li yıllara girerken Hazine’ye büyük yükler getiren Hazine garantisi sistemine yeniden geri dönüş anlamına gelen bu düzenleme, söz konusu yasa teklifinde ‘Kredi üstlenimi’ başlığıyla yer aldı. AK Parti Grubu tarafından hazırlanan 8 maddelik yasa teklifi ayrıca 2023 yılı sonuna kadar ihalesi yapılan projeleri üstelenen firmalardan KDV alınmayacağını da düzenliyor. HAZİNE ÖDEYECEK AK Parti’nin yasa teklifiyle Yap - İşlet - Devret Kanunu’nun Garantiler Başlıklı 11. Maddesi’ne ‘Kredi üstlenimi’ başlıklı yeni bir madde ekleniyor. Buna göre, YİD kapsamında yürütülen yatırımlarda, “yapılan işin asıl sahibinin kamu olduğu dikkate alınarak” denilerek, söz konusu yatırımlarda sözleşmenin feshedilerek yatırım ve hizmetin süresinden önce ilgili idare tarafından devralınması halinde görevli şirket tarafından temin edilen dış finansmanın gerçekleştirilmiş yatırım ve hizmetlere ilişkin kısmının üstlenilmesi düzenleniyor. Buna göre, yatırım ve hizmetlerin finansmanı amacıyla temin edilen dış finansmanı idare üstlenecek. İdare adına Hazine’nin üstlenmesine de Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Ayrıca söz konusu düzenlemenin sözleşmesi imzalanmış ancak finansman çalışmaları henüz sonuçlandırılmamış yap-işlet-devret modeli projeleri için de sözkonusu düzenlemenin uygulanmasına imkan sağlanıyor. Ayrıca yine aynı teklifle, YİD Kanunu’nda yapılan diğer bir değişiklikle genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine tanınan taahhüt ettikleri garanti kapsamında doğabilecek ödeme yükümlülüklerinin katkı payı için getirilen sınırlamalara tabi olmadan idare bütçelerinden ödenmesi imkanı, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin tümüne tanındı. Teklife göre, 2023 yılı sonuna kadar ihalesi yapılan projeleri üstelenen firmalardan KDV alınmayacak. Sözkonusu yasa teklifinin gerekçesi, bu türde projelerin imalat ve yapım aşamasındaki KDV’de dahil edildiğinde yatırım bedelinin geri dönüşünün zaman aldığı ve bu maliyetin de işletme süresine yansıtılmasıyla, yatırımların kamuya dönüş sürecinin uzadığı tespitine dayandırıldı. Gerekçede, bununla, KDV istisnasıyla da şirket tarafından ödenen finansman yükünün azaltılacağı ve yatırımların kamuya dönüş sürecinin kısaltılmasının hedeflendiği belirtildi. 3. KÖPRÜ İHALESİ RAHATLAYACAK Yasa teklifinin, daha önce başvuru yapılmadığı için ihale edilemeyen İstanbul’a 3. köprü ihalesi için de rahatlık sağlayacağı belirtiliyor. Daha önce finansman bulamayan firmaların artık bu hükümle, rahatlıkla yurtiçi ve dışından finansman sağlayabileceği belirtiliyor. Projenin yeni ihalesi 5 Nisan’da yapılacak. İlk ihalesi 10 Ocak’ta yapılmış ve teklif veren olmamıştı. 2.5 milyar dolarlık ihale Kuzey Marmara (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Otoyolu Projesi Odayeri-Paşaköy kesimini kapsayacak. İhale yap-işlet-devret modeline göre yapılacak. SAĞLIK TESİSLERİ DE YARARLANACAK Teklifte ayrıca Sağlık Hizmetleri Temel kanunu çerçevesinde Yüksek Planlama Kurulu tarafından kiralama karşılığı yapılmasına karar verilen ‘sağlık tesislerine ilişkin projelerden’ teklifin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31 Aralık 2023’e kadar ihalesi yapılacak olanlarda inşaata yönelik mal ve hizmet teslimlerinde KDV istisnası sağlanması da düzenleniyor. Bu kapsamda yapılan mal ve hizmet teslimleri nedeniyle yüklenilen vergiler, indirilecek. Düzenlemenin gerekçesinde, “...sağlık sektöründe kamu özel sektör ortaklığı modeliyle hayata geçirilmesi düşünülen projeler, finansman projeleri olduğundan dolayı yatırımlardan oluşacak borç paketinin yüzde 12’sini KDV finansman maliyeti oluşturmaktadır. Bu yatırımların KDV’den müstesna olması durumunda rekabetçi ortamda borçlanma maliyetleri azalma yönünde olacaktır” denildi. DEMİRYOLLARI, KAMU İHALE KANUNU'NDAN MUAF OLACAK Yasa teklifinde yer alan diğer bir madde ile TCDD Genel Müdürlüğü’nün sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu bağlı ortaklıklarından yapacağı mal veya hizmet alımlarında Kamu İhale Kanunu’ndan muaf olması sağlanıyor. Ayrıca, Kamu İhale Kanunu gereğince belli istekliler arasında ihale edilen danışmanlık hizmetlerinde sürecin çok uzun sürmesinin önüne geçilmesi ve karayolu projeleri gibi önemli ve aciliyet gösteren projelerin hızlandırılması için hizmet alımıyla gerçekleştirilmesine yasal imkan sağlanıyor. Bu düzenlemenin gerekçesinde ise “Özellikle karayolu projeleri gibi önemli ve aciliyet gerektiren projelerin yapılması gecikmekte olup, bunun hızlanması için gerekli yasal düzenlemenin yapılması gerekmiştir” ifadeleri yer aldı. Devlet demiryollarının son dönem vagon alım ihalesinden, karayollarının büyük otoyol projelerine kadar çok sayıda büyük proje gündeme alınmış durumda. |
2B Kanun Tasarısı komisyondan geçti
2B Kanun Tasarısı komisyondan geçti
Orman vasfını yitirmiş arazilerin satışına yönelik hazırlanan 2B Kanun Tasarısı Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu'nda kabul edildi.
Komisyonda kabul edilen tasarıya göre, Orman Kanunu'nun 2. maddesinin A
fıkrasında tanımlanan, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ancak tarım
alanına dönüştürülmesinde yarar görülen 2-A alanları, devlet ormanları içinde
veya bitişiğinde bulunan köylerdekilerin yerleştirilmesi için halka devri ve
yararlandırılması amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün; 2-B alanları ise Maliye
Bakanlığı'nın tasarrufuna geçecek.
Bakanlar Kurulu, devlet ormanları içinde ve bitişiğinde bulunan, yerinde kalkındırılmaları mümkün olmayan köylülerin başvurusu üzerine veya bulundukları yerlerden orman rejimi bakımından kaldırılmaları zorunlu bulunan köylerin halkının resen Orman Kanunu'nun 2-A maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan alanlara, bunun olmaması halinde diğer yerlere nakline karar verecek.
Deprem, heyelan, sel gibi doğal afete maruz kalan vatandaşlar ile baraj, gölet gibi devlet yatırımı nedeniyle başka yerlere yerleştirilmeleri zorunlu olan orman içi veya bitişiğindeki köylerde yaşayanların mağduriyetini gideren tasarı, köylülerin alternatif alanlara nakli öngörülüyor. Buralarda yaşayan köy ve mahalle halkının iskanı için ayrılan yerler, Bakanlar Kurulunca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına çıkartılarak, tapuda Hazine adına tescil edilecek. Bu alanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın tasarrufuna geçecek.
Nakledilen orman köyleri halkına ait araziler, gerektiğinde kamulaştırılacak, uygun olması halinde devlet ormanı olarak ağaçlandırılacak.
Yeniden orman olacak
Maliye Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü'nce 2-B alanlarından tekrar orman olarak değerlendirilmesi teklif edilen yerleri Genel Müdürlüğe tahsis edecek.
Boşaltılan orman içindeki arazi, yapı ve tesis yerleri, Orman Genel Müdürlüğünce devlet ormanı olarak ağaçlandırılacak.
Yerinde kalkındırılması mümkün olamayan devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının yerleşimi için Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan, ancak amacı doğrultusunda kullanılamayan 2-A alanları, verimsiz de olsa, başka amaçlarla kullanılmaması için orman vasfıyla Hazine adına tescil edilecek.
Satış bedeli
2-B alanlarında bulunan taşınmazlar için, taşınmazların 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişiler, bu taşınmazları satın almak için 3 ay içinde idareye başvurabilecek, taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilecek.
Tasarı yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre, 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi kişiler ise başvurularını 6 ay içinde yapabilecek.
Hak sahiplerine doğrudan satılacak taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 50'si olacak.
Başvuru sahipleri, satış bedellerine mahsup edilmek üzere; belediye ve mücavir alan sınırları içinde olan yerler için 2 bin lira, dışında olan yerler için bin lira başvuru bedeli ödeyecek.
Tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemleri, 1 Mayıs 2010'dan itibaren tespit edilen rayiç bedeller üzerinden yapılacak.
Ödeme koşulları
Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilecek. Peşin satışlarda, yüzde 20 indirim uygulanacak, bu bedel idarece yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde ödenecek.
Tebliğ edilen satış bedeline itiraz edilemeyecek, dava açılamayacak.
Taksitle satışlarda, satış bedelinin yüzde 10'u, yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde, kalanı ise en fazla 5 yılda 10 eşit taksitte faizsiz ödenecek.
Satış bedelini ödemeyenlerin, doğrudan satın alma hakları düşecek. Ancak taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmeyecek, gecikme zammı uygulanacak.
Satılamayacak taşınmazlar
Hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken, Maliye Bakanlığı'nca belirlenen, içme ve kullanma suyu havzalarındaki maksimum su seviyesinden itibaren 300 metrelik bant içerisinde kalan yerler, hak sahiplerine satılmayacak.
Hak sahipleri, bu taşınmazların yerine taşınmazın rayiç değerine eşdeğer, öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2-B alanlarında taşınmaz alabilecek.
Orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2-B belirtmesi konulması gereken taşınmazların, tapu kütüklerine 2-B belirtmesi konulmayacak, bunlar hakkında dava açılmayacak.
İlgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan, bu nedenle dava açılması gereken veya ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilenler ile kamu hizmetlerine ayrılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken ya da Maliye Bakanlığı'nca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmeyecek. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen rayiç bedel ödenecek veya rayiç bedeline uygun taşınmaz verilecek.
Proje alanlarının belirlenmesi
2-B alanlarından, tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten önce ve sonra kadastro tutanakları kesinleşen veya güncelleme listeleri tescil edilen alanlarda, proje alanı belirlemek isteyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ile belediyelerce bu alanın sınırları tespit edilecek.
Proje alanı sınırı onaylanmak üzere belediyeler tarafından valilikler aracılığıyla, TOKİ tarafından doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gönderilecek.
Davalar
2-A alanları için orman sınırları dışına çıkartma ile orman sınırlandırması, tespit, tefrik ve tescil işlemlerine karşı yapılan itirazlar ve açılan davalar, bu tasarıya göre yapılacak işlemleri durdurmayacak, davalarda yürütmeyi durdurma ve tedbir kararı verilemeyecek.
Bu yerlerde hak iddia edenlerin açtıkları davalar, davacılar lehine sonuçlandığında, bu taşınmazlar genel hükümlere göre kamulaştırılacak.
Düzenlemeye göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2-B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmayacak, açılan ve devam eden davalar durdurulacak.
Düzenlemenin uygulamasından elde edilen gelirlerin yüzde 90'ınını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu'nca belirlenen orana karşılık kısmı, genel bütçede özel gelir, kalan kısmı ise gelir olarak öngörülecek.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinde afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde kullanılmak üzere özel ödenek öngörülecek.
Nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, 2-A alanlarının ıslah, imar ve ihyası, iskanı, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi, 2-A ve 2-B alanlarının en az 2 katı verimsiz orman alanlarının ıslahı ve yeni orman alanlarının tesisi için kullanılmak üzere Orman Genel Müdürlüğü bütçesinde gerekli ödenek aktarılacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca proje alanı olarak belirlenen alanların değerlendirilmesinden elde edilen gelir, genel bütçeye kaydedilecek.
Askeri yasak bölgelerdeki köylüler
Tasarı üzerinde verilen bir önergenin kabul edilmesiyle, askeri yasak bölgelerde kalan orman vasfını kaybeden arazi üzerinde orman kadastrosunun en geç 6 ay içinde yapılmasına imkan tanındı. Bu yerlerin 31 Aralık 2011 tarihinden önceki kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olduğu kişiler, hak sahibi sayılacak. Bu kişiler, rayiç bedeli ödemeleri halinde, kullandıkları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer, öncelikle aynı il sınırları içindeki 2-B alanlarındaki taşınmazı, hesaplanacak satış bedeli karşılığı alabilecek.
Önergenin gerekçesinde, orman köylüsünün 2-B uygulamasına konu edilmesi gereken yerlerde haklarının görmezden gelindiği ifade edilerek, “Yapılan şikayetler üzerine 23. Dönem Dilekçe Komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucunda 2. derece askeri yasak bölgede bulunması nedeniyle Muğla Büyükkarağaç Köyü'ndeki yerleşim alanlarında köylünün kullandığı alan daha önce Orman İdaresinin işlemleriyle Milli Savunma Bakanlığı adına kesin izin verilerek tahsis edildiği ve bu suretle de köylülerin yaklaşık 30 yılık süreçte işgalci koruma düşürülerek mağdur edildiği anlaşılmıştır” denildi.
Hazineye ait tarım arazileri
Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılarak, Hazine taşınmazlarının paydaşlarına, kiracılarına ve kullanıcılarına satış işlemleri de bu tasarı kapsamında değerlendirilecek.
Hazineye ait tarım arazilerini; 31 Aralık 2011 tarih itibariyle en az 3 yıldan beri tarımsal amaçla kiralayan, kira sözleşmesi devam eden veya bu arazileri aynı süreyle tarımsal amaçla kullanan ya da paydaşlarından; bu arazileri bedeli karşılığında doğrudan satın almak için idareye başvuranlar, hak sahibi sayılacak.
Verilen bir önergenin kubel edilmesi üzerine, doğrudan hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinin satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 70'inden yüzde 50'ye indirildi.
Kamu hizmetine tahsis edilen, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan yerler, belediye ve mücavir alan sınırları dışında olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlar, hak sahiplerine satılamayacak.
Denizlerde kıyı kenar çizgisine 5 bin metre, tabii ve suni göllerde kıyı kenar çizgisine 500 metreden az mesafede bulunan alanlar ile içme suyu amaçlı barajların koruma alanları içinde kalan yerler, satış tarihi itibariyle arazi toplulaştırılması yapılacak yerler ile diğer sebeplerle satılamayacağı Maliye Bakanlığınca belirlenecek Hazineye ait tarım arazilerin satışı yapılamayacak.
Devlet üniversitelerine orman alanlarında tesis kurma imkanı
Tasarı üzerinde verilen bir başka önergeyle de vakıf üniversiteleri hariç, yükseköğretim kurumlarının, orman alanlarında eğitim ve araştırma amaçlı tesisleri, bedeli karşılığında yapmalarına imkan tanındı. Ayrıca izin verilen bu alan içinde, yurt da inşa edilebilecek.
Bu tesislerin özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı izin verebilecek. Bu binaların taban alanlarının toplamı, özel orman alanının yüzde 15'ini geçemeyecek. Kulanım bedeli, süresi, yapılan bina ve tesislerin devri, genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilecek.
Yaylalara düzenleme
Tasarıda üzerinde verilen önergelerle, yaylacılara yönelik değişiklikler de yapıldı. Buna göre, devlet ormanlarında 31 Aralık 2011 tarihinden önce toplu yerleşimin bulunduğu yaylak ve otlak olarak kullanılan alanlar içindeki yerler ile yılın belirli dönemlerinde geleneksel yaylacılık amacıyla yerleşim yeri olarak kullanılan alanlar, Orman Genel Müdürlüğü'nce tespit edilecek. Bu alanlardan uygun görülenler, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yayla alanı ilan edilecek.
İlan edilen yayla alanlarında 31 Aralık 2011 tarihinden önce yapılmış, hakkında müsadere kararı bulunanlar da dahil her türlü bina, tesis mevcut haliyle, vaziyet planında gösterilerek Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetine alınacak. Yayla alanlarında bulunan bina ve tesisler, orman idaresince işletilecek, işlettirilebilecek veya kiraya verilebilecek. Gelir, Orman Genel Müdürlüğü döner sermayesine kaydedilecek.
Kullanıcısı tespit edilen bina ve tesisler, vaziyet planına göre kullanıcısına, tespit tarihinden itibaren 1 yıl içinde talebi halinde rayiç bedel üzerinden Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre kiraya verilebilecek. Kullanıcıları tarafından kiralanmayan bina ve tesisler, yıkılacak.
Tapuda kişiler adına kayıtlıyken, orman sınırları içerisinde kaldığı için tapuları iptal edilen yerler üzerinde bulunan ve 31 Aralık 2011 tarihinden önce müsaderelerine karar verilen, Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetlerine alınan tesislerden Türk Ticaret Kanunu kapsamında fabrika veya ticarethane niteliğindeki tesisler, öncelikle kullanıcılarına olmak üzere 29 yıla kadar kiraya verilebilecek.
Bakan karşı çıktı
Tasarının görüşmelerinde iktidar ve muhalefet milletvekillerince doğrudan hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinin satış bedelinin, rayiç bedelin yüzde 70'inden yüzde 50'ye indirilmesine ilişkin ortak önerge verildi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yüzde 50'ye düşürülmesinin haksızlık yaratacağını, bu arazilerin Maliye'ye ait olduğunu belirterek, “Neredeyse üzerine para vereceğiz” dedi. Önerge, Eroğlu'nun karşı çıkmasına rağmen kabul edildi.
Bakan Eroğlu, devlet üniversitelerinin orman alanlarında tesis kurmasına ilişkin önerge hakkında konuşurken, bütün dünyada, üniversitelerin çoğunun orman içinde bulunduğunu anlattı. Eroğlu, “Burada amaç şu; Bursa'yı gördüm, ovaya üniversite yapmak cinayettir. Bozuk orman alanı vardı, ovayı tahrip edeceğine, bozuk orman alanına sadece kamu üniversitelerine vermek... Üç üniversitenin sorunu var” dedi.
Bakanlar Kurulu, devlet ormanları içinde ve bitişiğinde bulunan, yerinde kalkındırılmaları mümkün olmayan köylülerin başvurusu üzerine veya bulundukları yerlerden orman rejimi bakımından kaldırılmaları zorunlu bulunan köylerin halkının resen Orman Kanunu'nun 2-A maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan alanlara, bunun olmaması halinde diğer yerlere nakline karar verecek.
Deprem, heyelan, sel gibi doğal afete maruz kalan vatandaşlar ile baraj, gölet gibi devlet yatırımı nedeniyle başka yerlere yerleştirilmeleri zorunlu olan orman içi veya bitişiğindeki köylerde yaşayanların mağduriyetini gideren tasarı, köylülerin alternatif alanlara nakli öngörülüyor. Buralarda yaşayan köy ve mahalle halkının iskanı için ayrılan yerler, Bakanlar Kurulunca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına çıkartılarak, tapuda Hazine adına tescil edilecek. Bu alanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın tasarrufuna geçecek.
Nakledilen orman köyleri halkına ait araziler, gerektiğinde kamulaştırılacak, uygun olması halinde devlet ormanı olarak ağaçlandırılacak.
Yeniden orman olacak
Maliye Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü'nce 2-B alanlarından tekrar orman olarak değerlendirilmesi teklif edilen yerleri Genel Müdürlüğe tahsis edecek.
Boşaltılan orman içindeki arazi, yapı ve tesis yerleri, Orman Genel Müdürlüğünce devlet ormanı olarak ağaçlandırılacak.
Yerinde kalkındırılması mümkün olamayan devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının yerleşimi için Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan, ancak amacı doğrultusunda kullanılamayan 2-A alanları, verimsiz de olsa, başka amaçlarla kullanılmaması için orman vasfıyla Hazine adına tescil edilecek.
Satış bedeli
2-B alanlarında bulunan taşınmazlar için, taşınmazların 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişiler, bu taşınmazları satın almak için 3 ay içinde idareye başvurabilecek, taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilecek.
Tasarı yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre, 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi kişiler ise başvurularını 6 ay içinde yapabilecek.
Hak sahiplerine doğrudan satılacak taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 50'si olacak.
Başvuru sahipleri, satış bedellerine mahsup edilmek üzere; belediye ve mücavir alan sınırları içinde olan yerler için 2 bin lira, dışında olan yerler için bin lira başvuru bedeli ödeyecek.
Tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemleri, 1 Mayıs 2010'dan itibaren tespit edilen rayiç bedeller üzerinden yapılacak.
Ödeme koşulları
Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilecek. Peşin satışlarda, yüzde 20 indirim uygulanacak, bu bedel idarece yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde ödenecek.
Tebliğ edilen satış bedeline itiraz edilemeyecek, dava açılamayacak.
Taksitle satışlarda, satış bedelinin yüzde 10'u, yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde, kalanı ise en fazla 5 yılda 10 eşit taksitte faizsiz ödenecek.
Satış bedelini ödemeyenlerin, doğrudan satın alma hakları düşecek. Ancak taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmeyecek, gecikme zammı uygulanacak.
Satılamayacak taşınmazlar
Hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken, Maliye Bakanlığı'nca belirlenen, içme ve kullanma suyu havzalarındaki maksimum su seviyesinden itibaren 300 metrelik bant içerisinde kalan yerler, hak sahiplerine satılmayacak.
Hak sahipleri, bu taşınmazların yerine taşınmazın rayiç değerine eşdeğer, öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2-B alanlarında taşınmaz alabilecek.
Orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2-B belirtmesi konulması gereken taşınmazların, tapu kütüklerine 2-B belirtmesi konulmayacak, bunlar hakkında dava açılmayacak.
İlgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan, bu nedenle dava açılması gereken veya ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilenler ile kamu hizmetlerine ayrılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken ya da Maliye Bakanlığı'nca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmeyecek. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen rayiç bedel ödenecek veya rayiç bedeline uygun taşınmaz verilecek.
Proje alanlarının belirlenmesi
2-B alanlarından, tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten önce ve sonra kadastro tutanakları kesinleşen veya güncelleme listeleri tescil edilen alanlarda, proje alanı belirlemek isteyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ile belediyelerce bu alanın sınırları tespit edilecek.
Proje alanı sınırı onaylanmak üzere belediyeler tarafından valilikler aracılığıyla, TOKİ tarafından doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gönderilecek.
Davalar
2-A alanları için orman sınırları dışına çıkartma ile orman sınırlandırması, tespit, tefrik ve tescil işlemlerine karşı yapılan itirazlar ve açılan davalar, bu tasarıya göre yapılacak işlemleri durdurmayacak, davalarda yürütmeyi durdurma ve tedbir kararı verilemeyecek.
Bu yerlerde hak iddia edenlerin açtıkları davalar, davacılar lehine sonuçlandığında, bu taşınmazlar genel hükümlere göre kamulaştırılacak.
Düzenlemeye göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2-B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmayacak, açılan ve devam eden davalar durdurulacak.
Düzenlemenin uygulamasından elde edilen gelirlerin yüzde 90'ınını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu'nca belirlenen orana karşılık kısmı, genel bütçede özel gelir, kalan kısmı ise gelir olarak öngörülecek.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinde afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde kullanılmak üzere özel ödenek öngörülecek.
Nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, 2-A alanlarının ıslah, imar ve ihyası, iskanı, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi, 2-A ve 2-B alanlarının en az 2 katı verimsiz orman alanlarının ıslahı ve yeni orman alanlarının tesisi için kullanılmak üzere Orman Genel Müdürlüğü bütçesinde gerekli ödenek aktarılacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca proje alanı olarak belirlenen alanların değerlendirilmesinden elde edilen gelir, genel bütçeye kaydedilecek.
Askeri yasak bölgelerdeki köylüler
Tasarı üzerinde verilen bir önergenin kabul edilmesiyle, askeri yasak bölgelerde kalan orman vasfını kaybeden arazi üzerinde orman kadastrosunun en geç 6 ay içinde yapılmasına imkan tanındı. Bu yerlerin 31 Aralık 2011 tarihinden önceki kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olduğu kişiler, hak sahibi sayılacak. Bu kişiler, rayiç bedeli ödemeleri halinde, kullandıkları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer, öncelikle aynı il sınırları içindeki 2-B alanlarındaki taşınmazı, hesaplanacak satış bedeli karşılığı alabilecek.
Önergenin gerekçesinde, orman köylüsünün 2-B uygulamasına konu edilmesi gereken yerlerde haklarının görmezden gelindiği ifade edilerek, “Yapılan şikayetler üzerine 23. Dönem Dilekçe Komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucunda 2. derece askeri yasak bölgede bulunması nedeniyle Muğla Büyükkarağaç Köyü'ndeki yerleşim alanlarında köylünün kullandığı alan daha önce Orman İdaresinin işlemleriyle Milli Savunma Bakanlığı adına kesin izin verilerek tahsis edildiği ve bu suretle de köylülerin yaklaşık 30 yılık süreçte işgalci koruma düşürülerek mağdur edildiği anlaşılmıştır” denildi.
Hazineye ait tarım arazileri
Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılarak, Hazine taşınmazlarının paydaşlarına, kiracılarına ve kullanıcılarına satış işlemleri de bu tasarı kapsamında değerlendirilecek.
Hazineye ait tarım arazilerini; 31 Aralık 2011 tarih itibariyle en az 3 yıldan beri tarımsal amaçla kiralayan, kira sözleşmesi devam eden veya bu arazileri aynı süreyle tarımsal amaçla kullanan ya da paydaşlarından; bu arazileri bedeli karşılığında doğrudan satın almak için idareye başvuranlar, hak sahibi sayılacak.
Verilen bir önergenin kubel edilmesi üzerine, doğrudan hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinin satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 70'inden yüzde 50'ye indirildi.
Kamu hizmetine tahsis edilen, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan yerler, belediye ve mücavir alan sınırları dışında olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlar, hak sahiplerine satılamayacak.
Denizlerde kıyı kenar çizgisine 5 bin metre, tabii ve suni göllerde kıyı kenar çizgisine 500 metreden az mesafede bulunan alanlar ile içme suyu amaçlı barajların koruma alanları içinde kalan yerler, satış tarihi itibariyle arazi toplulaştırılması yapılacak yerler ile diğer sebeplerle satılamayacağı Maliye Bakanlığınca belirlenecek Hazineye ait tarım arazilerin satışı yapılamayacak.
Devlet üniversitelerine orman alanlarında tesis kurma imkanı
Tasarı üzerinde verilen bir başka önergeyle de vakıf üniversiteleri hariç, yükseköğretim kurumlarının, orman alanlarında eğitim ve araştırma amaçlı tesisleri, bedeli karşılığında yapmalarına imkan tanındı. Ayrıca izin verilen bu alan içinde, yurt da inşa edilebilecek.
Bu tesislerin özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı izin verebilecek. Bu binaların taban alanlarının toplamı, özel orman alanının yüzde 15'ini geçemeyecek. Kulanım bedeli, süresi, yapılan bina ve tesislerin devri, genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilecek.
Yaylalara düzenleme
Tasarıda üzerinde verilen önergelerle, yaylacılara yönelik değişiklikler de yapıldı. Buna göre, devlet ormanlarında 31 Aralık 2011 tarihinden önce toplu yerleşimin bulunduğu yaylak ve otlak olarak kullanılan alanlar içindeki yerler ile yılın belirli dönemlerinde geleneksel yaylacılık amacıyla yerleşim yeri olarak kullanılan alanlar, Orman Genel Müdürlüğü'nce tespit edilecek. Bu alanlardan uygun görülenler, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yayla alanı ilan edilecek.
İlan edilen yayla alanlarında 31 Aralık 2011 tarihinden önce yapılmış, hakkında müsadere kararı bulunanlar da dahil her türlü bina, tesis mevcut haliyle, vaziyet planında gösterilerek Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetine alınacak. Yayla alanlarında bulunan bina ve tesisler, orman idaresince işletilecek, işlettirilebilecek veya kiraya verilebilecek. Gelir, Orman Genel Müdürlüğü döner sermayesine kaydedilecek.
Kullanıcısı tespit edilen bina ve tesisler, vaziyet planına göre kullanıcısına, tespit tarihinden itibaren 1 yıl içinde talebi halinde rayiç bedel üzerinden Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre kiraya verilebilecek. Kullanıcıları tarafından kiralanmayan bina ve tesisler, yıkılacak.
Tapuda kişiler adına kayıtlıyken, orman sınırları içerisinde kaldığı için tapuları iptal edilen yerler üzerinde bulunan ve 31 Aralık 2011 tarihinden önce müsaderelerine karar verilen, Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetlerine alınan tesislerden Türk Ticaret Kanunu kapsamında fabrika veya ticarethane niteliğindeki tesisler, öncelikle kullanıcılarına olmak üzere 29 yıla kadar kiraya verilebilecek.
Bakan karşı çıktı
Tasarının görüşmelerinde iktidar ve muhalefet milletvekillerince doğrudan hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinin satış bedelinin, rayiç bedelin yüzde 70'inden yüzde 50'ye indirilmesine ilişkin ortak önerge verildi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yüzde 50'ye düşürülmesinin haksızlık yaratacağını, bu arazilerin Maliye'ye ait olduğunu belirterek, “Neredeyse üzerine para vereceğiz” dedi. Önerge, Eroğlu'nun karşı çıkmasına rağmen kabul edildi.
Bakan Eroğlu, devlet üniversitelerinin orman alanlarında tesis kurmasına ilişkin önerge hakkında konuşurken, bütün dünyada, üniversitelerin çoğunun orman içinde bulunduğunu anlattı. Eroğlu, “Burada amaç şu; Bursa'yı gördüm, ovaya üniversite yapmak cinayettir. Bozuk orman alanı vardı, ovayı tahrip edeceğine, bozuk orman alanına sadece kamu üniversitelerine vermek... Üç üniversitenin sorunu var” dedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...