19 Mart 2012 Pazartesi

Türkiye’de 12 milyon konut risk altında

Türkiye’de 12 milyon konut risk altında
Afet riski altındaki alanlarda “kentsel dönüşüm” uygulanmasına ilişkin yasa tasarısı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu’na yapılan sunuma göre, Türkiye’de 12 milyon konut risk altında bulunuyor Kentsel Dönüşüm Yasa Tasarısı’nın Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesi sırasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan sunum korkunç gerçeği bir kez daha ortaya çıkardı. Türkiye’nin deprem riskinin gözler önüne serildiği sunumda, “60 milyon nüfus, 12 milyon konut ve 400 milyar dolarlık altyapı ve makine parkının deprem riski altında olduğu” belirtildi. Habertürk gazetesinin haberine göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sunumuna göre, Türkiye’de 1903 yılından günümüze kadar hasar doğuran 130 depremde 110 bin kişi yaşamını yitirirken, 2 milyon ev de kaybedildi. İSTANBUL SENARYOSU “Ülke zenginliğimizin yüzde 90’ı ciddi deprem riski altındadır” denilen sunumda, “Bununda nüfusun 60 milyonu, konutların 12 milyonu ve 400 milyar dolarlık altyapı ile makine parkı anlamına geldiği ” vurgu andı. Sunumda, Türkiye’nin son 100 için de depremlerde ortalama her yıl milli gelirinin yüzde 1’ini kaybettiği ifade edildi. Bakanlığın sunumunda, İstanbul için daha önce dile getirilen deprem senaryosuna da yer verildi. İstanbul’da 7.0 veya üzeri bir depremde 50 bin ila 100 bin insanın hayatını kaybedebileceği belirtilirken, böyle bir İstanbul depreminde üretim kaybı, ekonomik büyümede duraksama, ekonomik, sosyal ve siyasal kaos, salgın hastalıklar, otorite boşluğu yaşanmasının beklendiği dile getirildi. DÖNÜŞÜM NASIL OLACAK? • Riskli yapılar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya belediyeler tarafından belirlenecek. • Riskli yapılar Tapu Sicil Müdürlüğü’ne bildirilecek. • Kentsel dönüşüme tabi tutulacak alanlardaki riskli yapıların sahipleri ile öncelikle anlaşma yolu aranacak. • Anlaşan maliklere ya da içinde oturanlara geçici konut tahsisi veya kira yardımı yapılacak. • Anlaşan mülk sahipleri binaları kendileri yıkacak. Aksi takdirde yıkım işlemi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yaptırılacak. Kararlar, hissedarların 2/3’ünün ortak kararıyla alınacak. Karara katılmayan hissedarların payları açık artırmayla diğer maliklere satılacak. Satılmazsa rayiç bedel üzerinden satın alınarak Hazine adına tescil edilecek. • Hissedarların 2/3’ünün ortak kararı olmadığı takdirde gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar için kamulaştırma veya acele kamulaştırma yapılacak. • Anlaşma yoluyla yıktırılan yapıların sahiplerine ve bu yapılarda en az 1 yıldır ikamet ettiği tespit edilenlere konut, iş yeri, arsa veya dönüşüm gelirlerinden kredi verilebilecek. • Yoksul ve dar gelirlilere verilecek konut veya işyerleri için uzun vadeli kredi imkânı sağlanacak. ‘FİKİRTEPE’DE UYGULAMA SORUNLU’ Kentsel dönüşüme ilişkin bugüne kadar farklı birimler tarafından, sorunlar ortaya çıktıkça geliştirilen düzenlemeler ve uygulamalarla çözüm bulunmaya çalışıldığı belirtilen sunumda, hazırlanan yasa tasarısıyla soruna bütüncül bir çözüm getirileceği kaydedildi. İstanbul Fikirtepe’de kamu desteği olmadan, parseller büyüdükçe imar hakkının artırılması şeklinde bir dönüşüm modeli uygulandığı anlatılan sunumda, ancak uygulamada sorunlarla karşılaşıldığı, parsel maliklerinin kendi aralarında anlaşamadıkları, müteahhitlerle karşı karşıya geldikleri ifade edildi.

Kira beyanı vermeyene yaptırım yapılacak

Kira beyanı vermeyene yaptırım yapılacak
Maliye Bakanlığı’nın başlattığı “Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi” 1 Mart’ta uygulamaya geçti. Mart sonuna kadar beyanda bulunmayanları, geriye dönük 5 yılın vergi borcunu, faiziyle birlikte vergi cezası olarak ödeme zorunluluğu bekliyor. Mart ayı boyunca beyannamelerin, elektronik ortamda doldurulabileceği sistemle ilgili olarak Altın Emlak Genel Müdürü Hakan Erilkun, internet kullanımını zor bulan vatandaşların en yakın vergi dairesinden yardım alabileceklerini söyledi. Bu uygulamanın mahiyetinde mükellefin, kira geliri elde ettiği taşınmazlarını beyanda bulunması gerektiğini belirten Erilkun, 1-25 Mart tarihleri arasında beyanda bulunmayanların, geriye dönük 5 yılın vergi borcunu, faiziyle birlikte vergi cezası olarak ödemek zorunda kalacaklarını vurguladı. Eksik ya da hatalı beyan verenler tespit edildiğinde usulsüzlük cezası uygulanacağını aktaran Erilkun, hiç beyan vermemiş olanlar içinse, yine önceki 5 yıla ait vergi borcunun faiziyle tahsil edilebileceği için beyanda bulunmanın önemini vurguladı. Erilkun, mükelleflerin beyanı esas olduğundan, hatalı yapılan hesaplamalar için itiraz edebileceklerini ve düzeltme yapabileceklerini ifade etti. Kaynak : Zaman

Kira geliri olmayanları panikleten mektup!

Kira geliri olmayanları panikleten mektup!
Kira gelirinde uygulanan ‘otomatik vergilendirme’ sisteminde çeşitli yol kazaları yaşandı. Evini satana da oğluna harçlık gönderirken kira şıkkını işaretleyene de vergi mektubu gitti. Kira vergisinde bu yıl ilk kez uygulanan ‘otomatik vergilendirme’ sisteminde çeşitli yol kazaları yaşandı. Maliye Bakanlığı, yeni sistem çerçevesinde, bankalardan ve PTT aracılığı ile ‘kira’ adı altında yapılan tüm bilgileri topladı. Bu bilgiler ışığında da tam 1 milyon 200 bin vatandaşa ‘kira verginizi ödeyin’ mektubu gönderildi. Ancak sistemin yeni olması ve banka kayıtlarında da bazı hataların olması nedeniyle, kira geliri elde etmeyenlere de mektup gitti. Kira geliri elde etmediği halde, mektup alan vatandaşlar ise adeta vergi idarelerine akın etti. Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı’na günde en az 100 şikayetin geldiği bildirildi. ||| Nedeni yanlış işaretlenen havaleler Kira geliri elde etmeyenlere de Maliye tarafından mektup gönderilmesinde, banka kayıtlarının düzenli olmaması etkili oldu. Örneğin, önceki yıllarda kira geliri elde eden ancak evini satan kişiler de, halen kira geliri elde ediyormuş gibi kayıtlarda yer aldı. Yine havale yaparken, yanlışlıkla kira şıkkını işaretleyen vatandaşlar da kira geliri elde eden ev sahibi olarak kayıtlara işlendi. Bu çerçevede, bazı velilerin de üniversitede okuyan çocuklarına harçlık gönderirken, kira şıkkını işaretledikleri ve bu nedenle harçlıkların da kira geliri olarak kayıtlara geçtiği belirlendi. ||| Maliye: Kimse paniğe kapılmasın Maliye Bakanlığı kaynakları, kira geliri elde etmediği halde mektup gönderilen vatandaşların paniğe kapılmasına gerek olmadığını belirterek, bu kişilerin bilgilerinin sistemde düzeltileceğini bildirdiler. Kira geliri elde etmediği halde mektup olan vatandaşların, vergi idarelerine giderek bilgilerini düzelttirebileceğini hatırlatan Maliye yetkilileri, kira geliri elde etmediği halde mektup gönderilen kişilerin bilgilerin sistemden silineceğini kaydettiler. ||| TEK TUŞLA ÖDENECEK - Yaşlılara evde kira vergisi hizmeti Vergi gelirlerini artırmak için 1.2 milyon ev sahibine mektup gönderen Maliye Bakanlığı, kira vergisindeki beyannamelerin teslim edilmesi noktasında da bazı kolaylıklar getirdi. Kolaylıklar arasında yaşlı ev sahiplerinin beyannamelerinin evlerde alınması da var. Mevcut durumda, ev sahipleri ikametlerinin bulunduğu ilçedeki vergi dairelerine, beyanname verebiliyor. Yeni sistemde ise, beyanname için ikamet şartı aranmayacak. Örneğin, İstanbul’da ikamet eden bir mükellef, Ankara veya İzmir’deki vergi dairelerinden de beyannamesini teslim edebilecek. ||| Tek tuşla beyanname imkanı Ayrıca aynı mükellef İstanbul’daki herhangi bir vergi dairesinden de beyannamesini verebilecek. Söz konusu düzenleme yurt dışında bulunan ev sahiplerine de büyük kolaylık sağlayacak. Yurt dışında bulunan ev sahipleri de, internet üzerinden tek tuşla, beyannamesini verebilecek. Yine aynı ev sahibi, kira vergisini internet üzerinden ödeyebilecek. Bir çok ev sahibinin yaşlı olduğuna dikkate alan Maliye Bakanlığı, hasta ve yaşlılara evde vergi hizmeti de vermeye hazırlanıyor. Buna göre, vergi iletişim merkezine başvurarak, yardım isteyen yaşlı ev sahiplerine, Maliye ekipleri evlerine giderek kira gelirleri ve beyannameler hakkında bilgi verecek Star Kaynak : Haber7Emlak

Cem Yılmaz kira beyanı nasıl verilir vatandaş için anlattı

Cem Yılmaz kira beyanı nasıl verilir vatandaş için anlattı



 
Cem Yılmaz kira beyanı nasıl verilir vatandaş için anlattı cem yilmaz kira geliri video emlak haber Cem Yılmaz kira beyanı nasıl verilir vatandaş için anlattı
Kira beyanlarına oldukça fazla önem veren Maliye Bakanlığı vatandaşı bilgilendirmek adına ünlü komedyen Cem Yılmaz ile özel bir video hazırlattı
Konut kredisi faizi, kira vergisinden düşülebilecek. Maliye bu yıl ev sahiplerinin vergisinin ne kadar olacağını hesaplayıp internet sitesinden yayımlayacak. Ancak Maliye kira gelirinden düşülecek giderleri hesaplamayacak. Bu nedenle ev sahiplerinin kira gelirinden düşülecek giderlerini Maliye’ye bildirmesi gerekiyor. Başta konut kredisi için ödenen faiz var
2011 yılında kira geliri (gayrimenkul sermaye iradı gelirleri) elde eden ev sahiplerinin bugünden 25 Mart akşamına kadar beyannamelerini vermeleri gerekiyor. Ancak Maliye bu yıl banka işlemlerinden yola çıkarak kimin ne kadar vergi ödeyeceğini kendisi belirleyip Gelir İdaresi Baş kan lı ğı internet sitesinden ya yım la ya cak. Burada en önemli sorun, bankadan yapılan havale tutarının nihai kazanç sayılıp indirilecek tutarların göz önüne alınmaması olacak. Bu nedenle Maliye’nin ev sahiplerine bildirdiği gelirin verginin üzerinden ödeneceği net tutar olmadığını kanıtlamak özellikle önemli. Ev sahiplerinin Maliye’nin gelir saydığı tutardan indirilecek kalemleri belirleyip bildirmesi gerekecek. Peki hangi harcamaları kira vergisinden düşebiliyoruz? Evi eğer 2007’den sonra almışsanız alış bedelinin yüzde 5’ini 5 yıl boyunca vergiden düşebilirsiniz. Diğer bir önemli kalem de birçok ev krediyle alındığı için ödenen faizin be yan na me de gelirden düşülebilecek olması.
||| İSTİSNA SADECE KONUTTA VAR
Habertürk’te yer alan habere göre; ev sahipleri 2011’de 2 bin 800 liranın üstünde kira geliri sağlamışsa beyanname vermek zorunda. Bunun altında gelir elde etmişseniz beyanname vermenize gerek yok. İstisna uygulaması sadece konuttan elde edilen gelirler için söz konusu. Konut ve işyeri kira gelirinin birlikte beyan edilmesi halinde, istisna sadece konut gelirine uygulanır. İşyeri kira gelirine istisna yok. Kira gelirinin yanı sıra başka kazancını beyan eden istisnadan yararlanamaz.
||| ÇOCUĞUN OTURUYORSA…
Eğer çocuğunuz ve kardeşleriniz evde oturuyorsa beyanneme vermeye gerek yok. Ancak çocukların veya kardeşlerden her birinin birden fazla evde ikameti görünüyorsa sadece bir ev için vergi yok. diğer ev için emsal kira bedelinden beyanname verilmesi gerekiyor. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz.
||| MAL İLE ÖDENEN KİRALAR
Kira gelirinde gelirin elde edilmesi, tahsil esasına bağlı. tahsil esasına göre kira gelirinin vergilendirilmesi için nakden veya ayni olarak tahsil edilmiş olması gerekiyor. Kira bedelinin hiç olmaması veya düşük olması halinde, “emsal kira bedeli” esas alınır. Evin bedelsiz olarak başkalarının kullanımına bırakılması, kira bedelinin emsal kira bedelinden düşük olması hallerinde emsal kira bedeli esası uygulanacak. o bina ya da arazi için kira takdiri veya tespiti yapılmamışsa emsal kira bedeli, emlak vergisi değerinin yüzde 5’i olacak.
||| BANKADAN ÖDEMEYENE CEZA
Konutlarda her bir konut için 500 tL ve üzerinde kira geliri elde edilmesi halinde, işyerlerinde ise, miktar sınırlaması olmaksızın kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerin banka veya posta idaresi yoluyla yapılması gerekiyor. Buna uymayanlara kesilecek ceza, Vergi usul Kanunu’nun mükerrer 355’inci maddesinin o yıl için belirlenen özel usulsüzlük cezası miktarından az olmamak üzere her bir işlem için bu işleme konu tutarın yüzde 5’i olacak.
||| GELECEK YILIN VERGİSİNİ ÖDEME
Gelecek yıllara ait olup, peşin tahsil edilen kira bedelleri, ödemenin yapıldığı yılın değil, gelirin ilgili olduğu yılın hasılatı olarak kabul edilir. Örneğin; 2011, 2012 ve 2013 yılları kira gelirleri topluca 2011 yılında tahsil edilirse, her yıla ait kira bedeli ilgili yılda beyan edilecek.
||| HANGİ GİDERLERİ GELİRDEN DÜŞEBİLİRİZ?
* Ödenen aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri.
* İdare giderleri.
* Sigorta giderleri.
* Ev için harcanan borçların faiz giderleri.
* Konut olarak kiraya verilen bir adet evin iktisap yılından (satın alındığı tarih) itibaren 5 yıl süre ile iktisap bedelinin yüzde 5’i (İktisap bedelinin yüzde 5’i, tutarındaki indirim, sadece ilgili eve ait hasılata uygulanacak, indirilmeyen kısım gider fazlalığı sayılmayacak. 2007 yılından önce elde edilen konutlar için indirimden yararlanılması mümkün değil.
* Vergi, resim, harç ve şerefiyelerle belediyelere ödenen harcamalara katılma payları.
* Amortismanlar.
* Kiraya verilen gayrimenkul için yapılan onarım giderleri ile bakım giderleri.
* Ödenen kiralar ve diğer gerçek giderler.
||| VERGİ ORANI NE OLACAK?
* 9.400 tL’ye kadar % 15
* 23.000 tL’nin 9.400 tL’si için 1.410 tL, fazlası % 20
* 53.000 tL’nin 23.000 tL’si için 4.130 tL, fazlası % 27
* 53.000 tL’den fazlasının 53.000 tL’si için 12.230 tL, fazlası % 35

Maliye 1.2 milyon ev sahibi için beyanname doldurdu



Maliye 1.2 milyon ev sahibi için beyanname doldurdu

Maliye Bakanlığı, 1 milyon 200 bin ev sahibine mektup göndermeye başladı. 1 Mart’tan itibaren kira beyannameleri elektronik ortamda doldurulacak. ‘Ben anlamam diyenler’ herhangi bir vergi dairesinden yardım alabilecek. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Biz beyannameleri doldurduk, siz onaylayın, diyoruz. Ancak esas olan mükellefin beyanıdır. Mükellef, verilere bakar, hesabımızı inceler; doğru ise onaylar. Değilse düzeltir” dedi.

hurriyetemlak.com

15.02.2012 14:50:53


Bakan Şimşek, Gelir İdaresi Başkanlığında hazırlanan ‘Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sisteminin’ tanıtımı dolayısıyla bir basın toplantısı yaptı. “Amacımız vatandaşların kira beyannamesi verirken işini kolaylaştırmak, beyanname verme maliyetini en aza indirmek, elektronik ortamda beyannameleri alabilmek, vergiyi tabana yaymak” dedi. Yeni sistemle kira beyannamesi veren vatandaşların, bu yükümlülüklerini 7 gün 24 saat internet ortamında yerine getirebileceklerini vurguladı.


DOĞRU DEĞİLSE, DÜZELTİN!
Beyannamelerin Maliye tarafından doldurulmasının nihai bir durum olmadığını belirten Şimşek, “Esas olan mükellefin beyanıdır” dedi. Şimşek, yeni sistemle, mükellefe ‘kira beyannamenizi biz hazırladık, siz onaylayın’ dediklerini ancak beyanın esas olduğunu vurguladı.

Yeni sistemde ne değişti?

Verileri veri ambarından derleyip, bilgileri kullanarak beyannameyi doldurup mükellefe göndermenin hiçbir şekilde nihai bir durum olmadığının altını çizen Şimşek, “Beyanname esastır. Mükellefimiz verilere bakar, doğruysa onaylar, değilse doğrulatır” dedi.

Kayıt dışı ile mücadelenin çok önemli bir hedef olduğunu belirten Şimşek, “Daha önce 750 binin biraz üzerinde mükellefe mektup göndereceğimizi açıklamıştık. Fakat Gelir İdaremizin tapudan, posta idaresinden, bankalardan son aldığı veriler çerçevesinde, 1 milyon 200 bin mükellefimize mektup gönderilmeye başlandı. Gelir İdaresi Başkanlığı, mektup gönderiyor, bunun içinde önceden hazırlanmış bilgi seti de var” diye konuştu.


Beyannamelerde doğrulama işlemi 1-25 Mart tarihleri arasında yapılabilecek. Bilgi ve yardım için 444 0 189 Vergi İletişim Merkezi'nden yardım alınabilecek.


400 BİN YENİ MÜKELLEF

Soruları da yanıtlayan Şimşek, 2010 yılı sonu itibariyle kira beyannamesi veren mükellef sayısının 827 bin 829; gayrımenkul sayısının da 1 milyon 919 bin olduğunu belirtti. Beyan edilen kira gelirinin ise 12 milyar 856 milyon TL olduğunu söyledi. 1.9 milyon adet gayrı menkulün 1.5 milyonunun mesken; 394 bininin işyeri; 12 binin de diğer türde olduğunu söyledi.


Şimşek’in, 1.2 milyon mükellefe mektup gittiğini belirtmesi, Maliye’nin hiç beyanname vermemiş yaklaşık 400 bin kişiyi tespit ettiği anlamına geliyor. Zaten Bakan Şimşek, 1.2 milyon kişi içinde mükellefiyeti ilk kez ihdas edilenler de bulunduğunu belirtmesine karşın bunların sayısını vermedi.


TAPU İLE HAZİRAN SONUNDA BAŞLIYORUZ
Tapu idaresi ile elektronik ortamda veri alışverişine henüz başlamadıklarını belirten Şimşek, Haziran sonu itibariyle tam bir entegrasyon olacağını söyledi. Bununla birlikte verginin tabana yayılması anlamında daha önemli mesafeler kat edeceklerini vurguladı.

MALİ MÜŞAVİRLER KUSURA BAKMASIN
Önümüzdeki dönemde, Gelir İdaresi Başkanlığının kolaylaştırıcı yeni adımlar atacağını ifade eden Şimşek, “Beyanname vermenin maliyetlerini düşürmeye devam edeceğiz. Muhasebeci, mali müşavir arkadaşlar kusura bakmasınlar, biz özellikle küçük mükelleflerimize, küçük ölçekli işletmelerimize, bireysel mükelleflere hizmet odaklı çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Eskiden mükellefe ilişkin verilerin, vergi incelemeleri için kullanıldığını anımsatan Şimşek, “Şimdi elimizdeki veriler, mükelleflerimizin yükümlülüklerini yerine getirmede yardımcı olmak için kullanılıyor” diye konuştu.



BÜTÇE 1.7 MİLYAR FAZLA VERDİ
Bakan Şimşek, bir soru üzerine Ocak ayı bütçe gerçekleşme sonuçlarını da açıkladı. Buna göre geçen yıl Ocak ayında 1 milyar fazla veren bütçe; bu yıl yüzde 73.1’lik artışla 1.7 milyar TL fazla verdi.

Bütçe performansının güçlü bir şekilde devam ettiğini belirten Şimşek, faiz dışı fazlanın geçen yıl 4.8 milyar lira iken bu yıl 7.1 milyara çıktığını anlattı. Bütçe gelirlerinin yüzde 19.5 artışla 28.1 milyar; giderlerinin yüzde 17.1 artışla 26.3 milyar olduğunu söyledi. Vergi gelirlerinin ise 18 milyardan 23.5 milyara ulaştığını belirtti.

16 Mart 2012 Cuma

MİT “Kanundan Kaçarken!..”

<>
MİT “Kanundan Kaçarken!..”
Şükrü ALNIAÇIK
12 Mart 2012 - 17:57
<>
Tarihte "iyi niyetli" kanun çiğneme vak'alarına rastlanmıştır. Osmanlı'da meşhur bir "has adam" hikayesi vardır.
Hikayeye göre kabadayılardan biri İstanbul sokaklarında bir yabancı ile kavga eder, ellerde bıçaklar, alt alta üst üste derken; bir derin darbe!.. Yabancı orada can verir. Bizim kabadayı derdest edilip, mahkemeye sevk edilir. Hüküm giyer; uzak bir diyarda ömür boyu kalebendlik cezasına mahkum edilir. Ancak bir de bakılır ki; ölen şahıs, bir çok cinayetten aranan bir düşman casusudur. Zaptiyelerin bir türlü arayıp da bulamadığı bu cani, kabadayının gönül gözüne batmış ve bir hiss-i tabii ile yaşanan kavgada memleket bir caniden kurtulmuştur.
Kabadayı, cezasını çekeceği mahalle sevk edilir. Padişah, aslında mükâfaat gerektiren bu cezai durum karşısında bir an düşünür, sonra irade buyurur. Mahkumun arkasından bir name-i humayun gönderilir. "Gelen şahıs, "has adamım"dır, kendisi en iyi şekilde misafir edilsin bizden izinsiz şehir dışına çıkmamak kaydıyla hususi ihtimam ile iaşesi temin edilsin..."
Kabadayı hikayeleri bu özel örnekle sınırlı değildir tabii. Halen hukuk devleti kültürüne doğru evrilmekte olan Türkler, çok yakın tarihlere kadar ahlak kuralları ve töre gibi sosyal normlara dayalı bir otokontrol sistematiği içinde yaşamışlardır. Yani manevi yaptırımlı sosya normlara aykırı davranışlar suç seviyesine vardığında adına bazen kabadayı, bazen de abi denilen gönüllüler, maddi yaptırımlar kullanarak töreyi, hukuk niyetine uygulamışlardır. 12 Eylül öncesindeki ideolojik mücadelenin mahalle hakimiyetine yönelik sokak kavgalarına dönüşmesinde bu alt kültür etkili olmuştur.
Birbirlerine akrabalık, komşuluk ve köydaşlık gibi duygusal bağlarla bağlı olan Türkler, "kaza"daki kadıya gitmeden yani atlı- yaya kilometrelerce yol gidip "şeriata başvurmadan" önce kendi meselelerini, kendi aralarında çözmüşlerdir. Bu davranışın arka planında Atlı göçebe veya aşiret-oymak dönemlerinde adaleti tek başına temin eden "Töre" vardır.
Bu "töreli kültür"den "hukuk devleti"ne geçiş sürecinde yani 20. Yüzyıl boyunca Türkler, İstanbul'daki sosyete mahallelerinden dağ köylerine doğru rengi yavaş yavaş açılan bir tavır kartelası içinde polisi ve yargıyı kullanmaya başlamışlardır. Buna rağmen bugün üst katta gürültü yapan bir komşuya aşağıdan süpürge sapıyla dürtmek veya üst kata çıkıp: "Birader, gürültü var! Rahatsız oluyoruz!.." demek yerine polisi arayıp şikayetçi olan Türk sayısı 100 vak'ada 1'i geçmez.
Bu kültürel standart sapmalar, kanun yapıcı tarafından ne kadar dikkate alınır bilinmez ama bunca yasaya ve AB standartlarına rağmen sokakta işlenen aile cinayetlerinin veya trafikte çıkan kanlı kavgaların kültürel arka planının sorgulanmadığı bir toplumda hukuk devleti felsefesinin kendiliğinden benimsenmesini beklemek boş bir hayal olarak kalacaktır.
Öyle ki bu süpürge sapı dürtme keyfiliği, devletin en üst noktalarında yaşanan MİT krizinde bile kendini göstermiştir.
Diyelim ki; yan dairede oturan asabi komşu, (PKK) birinci katların asansör masrafı ve arka cephenin aydınlatma giderlerine, dolayısıyla da aidata ve yönetim kurallarına itiraz etmiş, yöneticiyle kavga etmektedir. "Asabi sakin" üzerine yürüyünce yönetici buna bir tane patlatır. Aslında yapması gereken polisi aramak veya savcılığa şikayet dilekçesi vermektir. Ama o "geleneğe uygun" davranır ve "darp" suçunu işler. Gürültüye polis gelir ve yönetici gözaltına alınır. Ancak "asabi sakin" arkadan bağırmaktadır. "Gördün mü beş kuruş için nasıl göz(!) altına gittin!.." Benimle uğraşanın sonu böyle olur işte... Şimdi American Hospital'dan on günlük "iş göremez" raporu alıp, seni sürüm sürüm süründürmez miyim!.."
Al başına belayı..
Yönetici, polis arabasına bindirilirken asabi komşu, yöneticinin karısına da gözlerini ayırarak, dil çıkarır, hatta hareket yapar. Önüne çıkan el kadar bebeyi de korkutup, ittirerek; diğer sakinlerin şaşkın bakışları arasında evine doğru gider... Bir yandan da söylenmektedir. "Kanı bozuk adam, bütün aidatları iç edip, sonrada bizden aidat istiyor. Zaten onun için eski kiracıları hem katil hırsız diyorlar..."
Adam psikolojik savaş yapmaktadır.
Hiç kimse bu adama bir şey diyemez, çünkü adam "asabi"dir ama "aptal" değildir. Hatta "kurnaz"ın kralıdır. Çünkü yıllarca aidat vermeden ve çalışmadan sadece gürültü çıkararak apartmana girip çıkarken kimsenin aklının alamayacağı bir parazitlik stratejisi geliştirmiş, yasaları ve yasal boşlukları, alışkanlıkları ve gelenekleri kullanmasını çok iyi öğrenmiştir.
Yönetici nerede yanılmıştır? Tartışmakla ve vurmakla hata yapmıştır. Yerden göğe kadar haklı ve mağdur da olsa, Kat Mülkiyeti Kanunu'nu açacak, alacak takibi ve icra ile ilgili maddeleri okuyacak, gerektiğinde uyumsuz ve borçlu komşuyu, icra, tahliye ve adli ceza yaptırımlarıyla yola getirmesini bilecekti. Yasalar, böyle durumlar için yapılır.
O ne yapmıştır? Geleneksel Türk otokontrol refleksleriyle hareket etmiş ve haklıyken haksız ve suçlu duruma düşmüştür. Yapılan iş, diğer komşulardan alkış alan bir kahramanlık bile olsa yöneticilik adına başarılı bir faaliyet olduğunu söyleyebilir miyiz? Söyleyemeyiz; çünkü işte meydan "ahlaksız asabi"ye ve "kıytırık yandaş komşulara" kalmıştır. Yöneticinin ailesi de dahil olmak üzere bütün apartman sakinleri artık bu şirret komşunun insaf ve vicdanının, keyfîlik boyunduruğu altındadır.
Bu neticeye yol açan bir yönetici, asla başarılı bir yönetici değildir.
Bu örnekteki asabi komşu PKK'nın yerine BDP'yi veya KCK'yı da koyabilirisniz. Apartman yöneticisi ise Devlet'tir. Devleti bazen TSK ve JİTEM, bazen de Hükümet ve MİT olarak hata yapmıştır.
Son Yargı-MİT krizi de göstermiştir ki; hukuk mevzuatından yararlanma bilinci, yani hukuk devleti felsefesi "ABD Büyükelçiliğinin," yüz hasarlarına rapor verme hakkı da "Parayı bastıranın" elinde olduğu sürece... Bu kavgada daha çoook yöneticinin mahkum olacağından ve asabi komşunun kafayı çektikten sonra balkondan tüm mahalleye zılgıtlar çekmeye devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Dün Susurlukçu Özel Harekatçılar, bugün JİTEM ve TSK, kör adalet tarafından "niye kanuna uymadın" diye nasıl yargılanıyorsa yarın da MİT ve Başbakan, doğru yolda eğri yürümenin ve mahalleyi çapulcuya bırakmanın hesabını aynı şekilde vereceklerdir. Bugün basına yansıdı. Savcılık, "MİT'in kurduğu şirketin PKK'ya para yardımı yaptığını" zannetmiş. Eğer, terörle mücadelede yasalar çiğnenebiliyorsa bir tabur adamı niye yatırıyorsunuz o zaman Silivri'de yasaları çiğnediler diye...
Bu memlekette yasaları, "ahlaksız katiller" kadar kullanmasını bilen yok mudur? Çıkart bir kanun, "çocukları teröre bulaşan ailelere elektrik verilmeyecektir" diye...
Bakalım kaç kişi, "bedava-kaçak elektrik"ten vazgeçebilecek?
Çıkar bir yasa, "silahlı güce dayalı siyaset yaptığı bilirkişi tarafından saptanan siyasi parti milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılacak ve maaşlarının iadesi istenecektir." Bak bakalım o kaplanlar kaşanaklar ne yapıyor?
Bir tane daha çıkar, "yasama mercii" değil misin? "Asker'e silah çeken, devlete kılıç kaldıran ailelerin vatandaşlık hakkı iptal edilecek, mallarına el konulacaktır."
Bir tane de Kanun Hükmünde Kararname çıkart... "Yürütme erki" değil misin? "PKK, BDP ve KCK'nın eylem ve siyaset birliği içinde olduğu tespit edildiğinden yukarıdaki yasa, bu üç unsur aleyhine teşmil edilmiştir."
"Ayrıca öldürülen her Mehmetçik için 1.000.000 TL'den az olmamak üzere teröristler adına bu kurumlar tarafından tazminat ödenmesi için de gerekli mevzuat değişikliği, en kısa zamanda yapılacaktır. Tazminatlar, icra yoluyla BDP ve KCK üyelerinden tahsil edilecektir."
Sen akıllı ol, mevzuatı düzenle, TSK'nı - MİT'ini "zanlı" olmaktan çıkar!..
Sonra "barışçıl" çözüm işine hep birlikte bakarız.

2B arazileri rayiç bedelin yarı fiyatına satılacak

2B arazileri rayiç bedelin yarı fiyatına satılacak



8 maddenin kabulünün ardından Komisyon Başkanı İbrahim Yiğit, bugün saat 10.30'da devam edilmek üzere görüşmelere ara verdi. Kabul edilen maddelere göre hak sahiplerine doğrudan satılacak taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 50'si olarak belirlendi. 2B alanları Maliye Bakanlığı tasarrufuna verilecek. 2B alanlarının 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olan kişiler, bu gayrimenkulleri satın almak için 3 ay içinde idareye başvurabilecek. Başvuru sahipleri satış bedelinden mahsup edilmek üzere belediye ve mücavir alan sınırları içindeki yerler için 2 bin lira, mücavir alan dışındaki yerler için bin lira ödeyecek. Satış işlemi başvuru sürelerinin sona erdiği tarihten itibaren en geç 6 ay içinde sonuçlandırılacak.
Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilecek. Peşin satışta yüzde 20 indirim yapılacak. Peşin bedeli, idarenin yazılı tebliğ tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde ödenecek. Tebliğ edilen satış bedeline itiraz edilemeyecek ve dava açılamayacak. Taksitle satışta ise satış bedelinin yüzde 10'u, yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde, kalanı ise 5 yılda 10 eşit taksitte faizsiz olarak ödenecek. Satış bedelini ödemeyenin doğrudan satın alma hakkı düşecek. Ancak taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi halinde sadece gecikme zammı uygulanacak.
İçme ve kullanma suyu havzalarındaki azami su seviyesinden itibaren 300 metrelik bant içerisinde kalan yerler, hak sahiplerine satılmayacak. Hak sahipleri, bu taşınmazların yerine taşınmazın rayiç değerine eşdeğer, öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2B alanlarında taşınmaz alabilecek. İdarenin teklifini kabul etmeyen hak sahibi alım hakkından faydalanamayacak, hak ve tazminat talep edemeyecek, dava açamayacak. Hak sahipliği kalmayan taşınmazın üzerinde bulunan kişilere ait yapı ve eklentiler bedeli ödenerek yıkılacak. ANKARA ZAMAN

2-B Tasarısı Komisyonda

2-B Tasarısı Komisyonda
 

Komisyon, AK Parti İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit'in başkanlığında toplandı.
Tasarı hakkında Komisyona bilgi sunan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, ''Kangren olmuş meselenin çözümü için buradayız'' dedi.
Satılacak arazinin 316 bin 811 hektar civarında olduğunu bildiren Eroğlu, tasarıyla ne kadar gelir elde edileceğini hesaplamadıklarını bildirdi.
Konuyla ilgili Anayasa değişikliği yapılmasının süreci uzatacağını belirten Eroğlu, ''Problemin yüzde 80'i çözülecek. Anayasa değişikliği bu çözümü de geciktirir'' diye konuştu.
Eroğlu, orman köylülerine arazilerin bedelsiz verilmesinin vatandaşlar arasında haksızlığa sebep olacağını söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, tasarıyla, kamuoyunda gelir elde etmek gibi bir algı yaratılmaması gerektiğini ifade etti.
Bu tasarıyla ilgili varılan mutabakatı heba etmeden, hukuk içinde kalarak, acele etmeden sonuca ulaştırmak gerektiğini belirten Şandır, ''Rayiç bedelde farklılıklar yaratılmalı. Rayiç bedeli her tarafta yüzde 50 uygulamaya kalkarsanız, vatandaşların vicdanını rahatsız ederseniz. Toroslar'daki araziyle İstanbul Sultanbeyli'deki araziyi aynı tanıma, hukuka bağlarsanız, bu adaleti temin etmez'' dedi.
Şandır, elde edilecek gelirin nereye kullanılacağına açıklık getirilmesi gerektiğini söyledi.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, 2-B arazilerinin satışını, hem iktidar hem muhalefet partilerinin istediğini hatırlattı. Seçer, ''Ormancılık yapan orman köylüsü ile İstanbul Sarıyer'de 2-B arazisi işgal etmiş vatandaşı aynı kefeye koymak doğru değil'' diye konuştu.
AK Parti İzmir Milletvekili Ali Aşlık da tasarının bütün sorunları değil ama belli konuları çözdüğünü ifade etti.
Görüşmelerden sonra yapılan oylamada tasarının birinci maddesi kabul edildi.
Authors: GHA - KAYNAK: Zaman

2B çözülüyor mu?

2B çözülüyor mu?
Orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışına ilişkin kanun tasarısının önümüzdeki günlerde TBMM genel kuruluna gelmesi bekleniyor. Tasarının yasalaşmasının ardından, Alanya'daki 6 bin 500 adet parselin de satışı başlayacak.
Türkiye’de en fazla 2B alanına sahip Antalya’da defterdarlık, oluşacak vatandaş kitlesini yönetmek için sıramatik sistemi kurdu. Başvurulara da kısa sürede cevap vermek için beş masalık stand oluşturuldu. Antalya Defterdarı Hidayet Mat, Türkiye’de en fazla 2B arazisinin Antalya’da bulunduğunu belirterek, "Bu konuda vatandaşa daha kolay kamu hizmeti sunabilmek için gerekli tedbir ve önlemleri aldık. Kanun yayınlandıktan hemen sonra hizmet vermeye başlayacağız." dedi. Yaklaşık 30 bin hektarla Türkiye’den en fazla orman vasfını kaybetmiş araziye sahip Antalya, 2B alanlarının güncelleme ve kadastro tespit çalışmalarını tamamladı. Satış işlemlerine yönelik hazırlıklarını sürdüren Antalya Defterdarlığı, hak sahiplerine kolaylık sağlamak amacıyla stand kurudu. Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü’nden Defterdarlığa aktarılan verilere göre, Antalya’da 72 bin adet 2B parseli bulunuyor. Bunun 27 bin hektarlık kısmı satışa hazır. Yaklaşık 3 bin 700 hektarlık alanın ise işlemleri devam ediyor. Merkezin dışında en fazla 2B alanı 18 bin adetle Kaş’ta bulunuyor. Manavgat’ta 7 bin 200, Alanya’da da 6 bin 500 adet orman vasfını kaybetmiş parsel yer alıyor.
40 BİN HAK SAHİBİ

Antalya’da yapılan tespit çalışmaları sonucu yaklaşık 40 bin hak sahibi belirlediklerini kaydeden Defterdar Hidayet Mat, "Türkiye’de 2B arazilerinin en yoğun olduğu il Antalya. Dolayısıyla muhatap olacağımız vatandaş kitlesi de o kadar fazla olacak. Konuyu bakanlığımıza ilettik. Projemizi haklı bularak ödeneği gönderdi. Günde 2 bin 500 kişinin işlemini yapabilecek başvuru standları oluşturduk. İzdiham olmaması için hak sahiplerini sırayla çağırıp işlemlerini yapacağız." diye konuştu.

ÖNEMLİ BİR GELİR

Bunun yanında billboard ve afişlerle de vatandaşı bilgilendireceklerini dile getiren Mat, ayrıca Antalya merkezde, sanayi ve ticaret odaları, işadamı dernekleri ve esnaf odalarında yoğun bir bilgilendirme faaliyetine de gireceklerini aktardı. "2B konusunda önemli olan gelir değil, vatandaşın sorununu çözmek." diyen Mat, "Yasanın çıkmasıyla birlikte konut sektörü hareketlenecek. Ekonomi canlanacak. Yeni açılacak sanayi ve ticaret alanlarıyla hem yatırım hem de istihdam artacak. 2B sorunun çözülmesinin birçok yan etkisi olacak" değerlendirmesinde bulundu.

"2-B kentsel dönüşüme gelir olacak"

"2-B kentsel dönüşüme gelir olacak"

Bakan Bayraktar, 2B gelirinin kentsel dönüşümde kullanılmasına dair çalışmalar olduğunu belirtti

 

"2-B kentsel dönüşüme gelir olacak"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, ''İstanbul Süs Bitkileri, Peyzaj ve Yan Sanayileri İhtisas Fuarı''nın açılışında basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Kentsel dönüşüm konusundaki yasa taslağının Bakanlar Kurulundan geçmek üzere olduğunu aktaran Bayraktar, ''Çalışmalara süratle başlayacağız. Bir saniye bile beklemeye tahammülümüz yok.'' dedi
Bayraktar, Türkiye'de öncelikle deprem aksı üzerinde bulunan binaları tarayacaklarını dile getirerek, ''En sakat olanlardan, en acil olanlardan başlamak suretiyle yıkmaya başlayacağız.'' diye konuştu.
''2B gelirinin kentsel dönüşümde kullanılacağına dair söylentiler var, siz ne diyeceksiniz?'' diye sorulan Bayraktar, ''O tip çalışmalar da var tabii'' şeklinde cevap verdi.
AA

Emlakçıdan pahalı kredi almayın


Emlakçıdan pahalı kredi almayın

Geçen hafta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Tevfik Bilgin, bazı emlakçıların
bankacılık yaptığını, bankaların emlakçılara komisyon verdiğini ve bunun da kredi maliyetlerini önemli oranda yükselttiğini söyledi. İlk bakışta bankaların kendisine kredi müşterisi yönlendiren
emlakçılara komisyon vermelerinde bir sakınca yokmuş gibi dursa da konuyu araştırınca bunun gerçekten konut alanlar için ne kadar 'pahalı' bir yöntem olduğu, bir nevi vatandaşın kandırıldığı ortaya çıkıyor. Nasıl olduğunu anlatalım. Bankalar kendilerine müşteri gönderen emlakçılara yüzde 2'lere varan oranlarda komisyon ödüyor. Bu tutar faiz oranları düşmeye başlayınca aşağı
geldi ancak 50 bin liraya kadar olan kredilerde yüzde 2'lik komisyon korunuyor. Çünkü bazı bankalar gelen müşteri başına bin lira gibi sabit komisyon oranları belirliyor. Bu da örneğin 50 bin liralık kredide yüzde 2'ye ulaşıyor. Daha yüksek tutarlı kredilerde oran doğal olarak geriliyor.

KOMİSYON SİZİN CEBİNİZDEN
Komisyon ödenmesi normal görünse de ödenen bu meblağın kimin cebinden çıktığına bakıldığında konunun önemi de ortaya çıkıyor. Çünkü emlakçıya ödenen komisyon aslında bankanın değil, emlakçı aracılığıyla bankadan kredi alan vatandaşın cebinden çıkıyor. Emlakçılar, konut almak için giden vatandaşlara, bankaların internet sitelerinde yayımladıkları faiz oranlarını
göstererek bu orandan hatta bir iki puan daha düşük faiz oranı ile kredi temin edilebileceğini belirtiyor. Vatandaş da gerisini sorgulamadan alıyor krediyi. Oysa bankalar şubeye gidip konut kredisi isteyen vatandaşlara ilan edilen kredi faizlerinin çok daha altında bir oranla kredi veriyor. Örneğin internet sitesinde yüzde 0,99 olarak ilan edilen konut kredisi faizi birçok bankada aslında yüzde 0.91'e kadar iniyor. Yani şubeye gidip biraz da pazarlık yaparsanız 0.91 ile
konut kredisi alabilecek vatandaş, emlakçının aldığı komisyonu cebinden ödeyeceği için 0.99
veya en iyi ihtimalle 0.96 ile kredi kullanabiliyor. Aradaki fazla ödenen ve emlakçının cebine
giden faiz farkı da yüzde 0,96 ile 100 bin TL kredi alan vatandaş düşünüldüğünde bin 80 TL'ye kadar çıkıyor.
İNTERNET SİTELERİ DE AYNI
Aynı yöntem ağırlıklı olarak internetten banka kredilerini karşılaştırarak kredi pazarlayan bazı
şirketler için de geçerli. Bu şirketler de bankalara yönlendirdikleri her müşteri için komisyon alıyor. Faiz oranları ise yine emlakçılarda olduğu gibi tabela fiyatları üzerinden ve yüksek oluyor. Sadece internet siteleri değil, bankalara müşteri kazandırmak için anlaşan ve çeşitli kurumlarda ve şirketlerde pazarlama faaliyeti gösteren şirketler de gönderdikleri her müşteri başına komisyon alıyor, tabii gönderilen müşterinin cebinden. Bu yüzden konut kredisi alacak olanların
direkt şubeye gitmesi en ucuz ve en sağlıklı yol