Venedik geliyor, Metris taşınıyor!

Türkiye’nin siyasi tarihine tanıklık eden Metris Cezaevi’nin sonu, bölgede kurulacak ‘Venedik’ konseptli, karma proje ‘VIA/PORT Venezia’ ile geliyor. KİPTAŞ Genel Müdürü Yıldırım: Kentsel dönüşüm çerçevesinde Metris’in taşınması çalışmaları var. Venezia bittiğinde Metris taşınacak.

12 Eylül Darbesi’nden sonra 1981 yılında açılan ve bugüne kadar birçok siyasi suçlunun kaldığı Metris Cezaevi taşınıyor. Halen Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da kaldığı Metris’in şehir dışına taşınma sebebi ise bölgede kurulacak, ‘Venedik’ konseptli, konut ve alışveriş merkezi projesi VIA/PORT Venezia‘. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşu KİPTAŞ’ın proje ortağı olduğu ve Bayraktar & Gürsoy Yatırım Ortaklığı’nın hayata geçireceğiVIA/PORT Venezia Projesi’nin tanıtım toplantısında konuşan KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım, Metris Cezaevinin şehrin içinde kaldığını, cezaevinin şehir dışına taşınması doğrultusunda bir çalışmalarının bulunduğunu bildirdi. İsmet Yıldırım, ‘Metris Cezaevi şehrin içinde kalıyor. Şehrin dışında bir yere kaldırmak için uğraşacağız. O konuda bir çalışma var. Kentsel dönüşüm çerçevesinde bunu yapacağız. VIA/PORT Venezia bittiğinde Metris de taşınacak” diye konuştu.

2.5 MİLYARI GEÇER
Bayraktar & Gürsoy Yatırım Ortaklığı Eş Başkanı Coşkun Bayraktar bedeli yaklaşık 1,3 milyar liranın üzerinde olan projenin değerinin, bitimiyle birlikte 2,5 milyar lirayı geçmesini beklediklerini, projede sadece konutlarda 1 milyar lira civarında hasılat öngördüklerini, bunun da yüzde 39 civarında bir oranının KİPTAŞ’a verileceğini bildirdi.

179 bin TL’den başlıyor
VIA Development & Management Co. CEO’su Tayfun Döşkaya projenin teslim tarihini 2014′ün son çeyreği olarak öngördüklerini, daire tiplerinin 61 -217 metrekare arasında olacağını, fiyatların ise 179 bin liradan başlayacağını söyledi. Projede için 800′e yakın ön talep aldıklarını belirten Döşkaya, 24 ay olarak öngördükleri satış süresinin daha kısa olacağını kaydetti.

AVM’de gondol turu
Coşkun Bayraktar, VIA/PORT Venezia‘da konutların İtalyan estetiğini yansıtacağını, AVM’de ise kanlallarda gondolla gezilebileceğini belirtti. Bayraktar, ’82 bin metre kare arazi üzerine kurulacak projede 2 bin 500 konut, 70 bin metrekare kiralanabilir alana sahip alışveriş merkezi ve 50 bin metrekare ofis alanları yer alacak’ dedi.

İsmet Yıldırım ise VIA/PORT Venezia‘nın arazisi içinde yer alan beton boru fabrikalarının da Hadımköy’e taşınacağını belirterek, ”Sadece bina dönüşümü değil, ‘fabrika dönüşümü de böyle olur’ diyen bir proje… İstanbul’un yeni projeleri bundan sonra dönüşüm olacak” dedi. Yıldırım, KİPTAŞ’tan daire alanların her zaman kazandıklarını, bu projeden daire alanların da yüzde 100 kazanacağını düşündüğünü ifade etti. Yıldırım ayrıca, projenin Mecidiyeköy’den Havaalanı metro hattından direkt bağlantı aldığını sözlerine ekledi.

Ayda 2 milyon ziyaretçi
Mütekabiliyet yasasının çıkmasıyla yabancıların konut edinme imkanlarının kolaylaşmasının, İstanbul’da konut talebine ciddi ivme kazandıracağını dile getiren Döşkaya, yurtdışında projenin aktif tanıtımı amacıyla Ortadoğu pazarı için Dubai’de, Avrupa pazarı içinse Londra’da ofis açtıklarını bildirdi. Projenin iyi yatırım imkanı sunduğunu ifade eden Döşkaya, tanıtım döneminde konut alanların yüzde 50 civarında prim kazancı elde etmelerini öngördüklerini, Venedik temalı AVM konsepti ile ayda 2 milyon ziyaretçinin hedeflendiğini söyledi.


Via/Port Venezia İletişim bilgileri
Web      : www.viaportvenezia.com/
e-posta : info@viaportvenezia.com 
Tel         : 444 8 842
Kaynak: Akşam

İnönü Stadı çürük ve çökmek üzere!

İnönü Stadyumu için hazırlanan raporda yıkılma tehlikesi bulunduğuna dikkat çekilerek “Acil önlem alınmalı” uyarısı yapıldığı öğrenildi.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından 2001 yılında Beşiktaş’ın İnönü Stadyumu için hazırlanan raporda yıkılma tehlikesi bulunduğuna dikkat çekilerek “Acil önlem alınmalı” uyarısı yapıldığı öğrenildi. Beşiktaş Spor Kulübü’nün talebi üzerine İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülten Gülay tarafından hazırlanan teknik raporda, dönemin sınırlı inşaat teknikleriyle yapılan stadyumun acilen güçlendirilmesi öneriliyor.

Raporun ardından Beşiktaş yönetiminin güçlendirme için de proje istediği ancak maliyeti yüksek olduğu için vazgeçtiği öne sürüldü. Galatasaray eski Başkanı Adnan Polat’ın “İnönü stadyumu çürük, maç oynanırken deprem olsa facia olur” açıklamalarının üzerinden gözlerin çevrildiği Beşiktaş İnönü Stadyumu için İTÜ’nün 2001 yılında hazırladığı teknik raporda acilen güçlendirilmesinin tavsiye edildiği ortaya çıktı. Şimdiye kadar kamuoyundan saklı kalan rapor, 10 yıl önce bile İnönü Stadyumu’nda yaşanan tehlikeyi ortaya koyuyor. İTÜ İnşaat Fakültesi Yapı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Gülten Gülay tarafından dönemin Beşiktaş yönetiminin talebiyle hazırlanan rapor, stadyumun deprem riski ile ilgili önemli bilgiler veriyor. Raporun ilk bölümünde stadyumun projesi, kim tarafından yapıldığı gibi bilgilere yer veriliyor. İkinci bölümde yapılan incelemeler ve taşıyıcı kolonlarda yaşanan korozyonlar (paslanma) ve diğer yıpranma tespitlerine yer veriliyor.

ACİL GÜÇLENDİRME YAPILMALI

Sonuç bölümünde ise stadyumun riskleri ve yapılması gereken önlemler sıralanıyor. Raporda İnönü Stadyumu’nun, 55 yıldır (2001′e göre) kullanılan ve zamanın tekniklerine göre çok iyi ve özenli projelendirilmiş oldukça eski bir yapı olduğu belirtiliyor. Stadyumun 45′li yılların bilgi, malzeme ve olanaklarına göre inşa edildiği vurgulanan raporda, ” Yapı bu kadar yıldır yoğun bir halk kitlesinin kullanımına açık olmasına rağmen uzun yıllardır teknik bir bakımdan geçmemiştir. Ayrıca yapı sisteminin yaklaşık 60 yıl önceki şartname ve koşullara göre projelendirilmiş olmasından, o yılların inşaat tekniği, öngörülen deprem yükleri ve buna göre hesaplanmış olan taşıyıcı eleman kesitleri ve donatı miktarları ile bu günkü modern yapı teknikleri arasındaki farkı da gözeterek, yoğun bir halk kitlesinin kullanımına hizmet veren söz konusu yapı sisteminin 98 tarihinde yürürlüğe girmiş olan yeni deprem yönetmeliği koşullarına göre acilen ayrıntılı bir incelemeyle yeniden değerlendirilerek, hesaplar sonucunda yapının güçlendirilme projesi doğrultusunda mutlaka takviye edilmesi önemle tavsiye edilir.

Hazırladığı raporla ilgili soruları cevaplayan Prof. Dr. Gülten Gülay, inceleme talebinin dönemin Beşiktaş yönetiminden geldiğini söyledi. 1999 depreminden sonra herkesin kendi binasıyla ilgili sağlamlık durumu ile ilgili heyecana kapıldığını aktaran Gülay, Beşiktaş’ın da aynı dönemde harekete geçerek kendilerine başvurduğunu dile getirdi. Talep üzerine stadyuma giderek ön inceleme yaptığını aktaran Gülay, binada çok yoğun bir korozyon (paslanma) sorunu olduğunu gördüğünü söyledi. Bu sorun için acil bir tamir işlemi yapılması gerektiğini söyleyen Gülten Gülay, “Bu güçlendirme değildir. En azından eski haline döndürmedir. Bunun pasların güçlendirilerek kesit kaybı varsa onun düzeltilmesi vs… Öncelikle bu tür bir işlem önerdim.” şeklinde konuştu.

MALİYET FAZLA GELDİĞİ İÇİN GÜÇLENDİRMEDEN VAZGEÇİLDİ

İnceleme yapmak istediğinde binanın projesini dahi bulamadığını belirten Gülay , projeyi hazırlayanlarla görüşerek bilgi aldığını dile getirdi. Gülay şöyle konuştu: “Bize ‘Gelin bakın’ dediler ama bir doküman veremediler. Yazılı bir belge proje vs… hiçbir şey verilemedi. Dolayısıyla o hocadan biraz bilgi almaya çalıştım. O zamanın en iyi projelerinden ama tabii ki üzerinden çok uzun yıllar geçtiği için herşey eskiyor. Betonu eskimiş, donatısı eskimiş, ona göre kesitleri daha küçük, çok da tabi yıpranmış bir bina. Binlerce insan üzerinde hareket halinde, bunlar ayrı bir yüklemedir. Onun için acil önlem alınmasını önermiştim ben raporumda.” Ön raporun ardından Beşiktaş yönetiminin kendilerinden ‘Güçlendirme Raporu’ istediğini aktaran Gülten Gülay, bir meslektaşı ile yaptıkları detaylı incelemeler sonrasında güçlendirme projesi hazırladıklarını söyledi. Projenin maliyetinin yaklaşık bu günün fiyatıyla 40 bin lirayı bulduğunu bildiren Gülay, maliyetin yüksekliği dolayısıyla Beşiktaş yönetiminden kabul görmediğini aktardı.

ADNAN POLAT: Fİ-YAPI İNÖNÜ STADI ÇÜRÜK VE ÇÖKMEK ÜZERE

Eski Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Van depreminden sonra yıkılan binaları konuştuğunu ama kimsenin spor tesislerini gündeme getirmediğini söylemişti. Galatasaray’ın Ali Sami Yen Stadı’ndan adeta kaçar gibi çıkmasının nedeninin de deprem korkusu ve yaşanacak facia olduğuna vurgu yapan Polat, ”İstanbul Teknik Üniversitesi’nde konunun uzmanı profesörlerle statta incelemelerde bulunduk. Örnekler alarak testler yaptırdık. Çıkan sonuç tüyler ürperticiydi. Uzmanlar ‘burayı hemen terk edin’ dediler. Çünkü inşaatın içindeki demirler erimiş ve işlevini neredeyse tamamen yitirmiş. Beton çürümüş ve stat yıkıldı yıkılacak konumunda dediler. Biz de sonuç ne olursa olsun. Yolu yapılmamış, eksiği çokmuş demeden bu korkuyla Seyrantepe’ye Türk Telekom Arena’ya taşındık.” demişti.

Ali Sami Yen Stadı‘ndan daha eski olan Fi-Yapı İnönü Stadı’nın hemen yıkılması gerektiğini ve çok tehlikeli olduğunu belirten Polat, ”Beşiktaş’ın maçlarını oynadığı Fi-Yapı İnönü Stadı dökülüyor. Yeni proje anıtlar kuruluna takılmış. Bir türlü izin çıkmıyor. Peki Allah korusun olası bir depremde İnönü Stadı’nda maç oynanıyor olursa doğacak faciadan kim sorumlu olacak?” diye sormuştu. ”Türkiye’de çürük olanlar sadece statlar değil.” diyen Polat, “Evet İzmir Atatürk, Bursa Atatürk, Eskişehir Atatürk, Trabzon’daki Avni Aker, Ankara ve Samsun’daki 19 Mayıs Statları da çürük. Tabii salonlarımız da aynı durumda. Abdi İpekçi, Ankara’daki, Bursa’daki, İzmir’deki salonlarımızın da hemen yıkılıp yeniden yapılması lazım. Hatta Anadolu’daki il ve ilçelerdeki bir çok salon maalesef çürük.” ifadelerini kullanmıştı.

Lüks konut 2 yıldır yeniden yükselişte

Lüks konutlar global krizin etkilerini üzerinden çabuk attı. Dünyada 2008 yılında başgösteren krizden etkilenerek düşüşe geçen lüks konut fiyatları, son 2 yıldır yeniden yükselişe geçti.

Kuzey Batı Gayrimenkul’ün Levent ve Şişli’de 1996 yılından bu yana başgösteren fiyat değişimini incelediği çalışması, 2003-2008 yılları arasında düzenli şekilde artan ve 2009 yılında düşüş gösteren birimsatış değerlerinde 2011 yılı ilk yarısında yüzde 6.38 oranında artış olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre 2009 yılında metrekare fiyatı 7 bin 388 dolardan 6 bin 235 dolara gerilerken, o tarihten itibaren piyasa yeniden canlanıyor ve fiyatlar da yönünü yukarı çeviriyor. Bu çerçevede 2010 yılında birim değerler 6 bin 620 dolara, 2011 yılında ise 7 bin 42 dolara yükseliyor. Raporda küresel krizin başladığı tarihe kadar olan döneme ilişkin şu değerlendirme yapılıyor:
Kriz fiyatları düşürdü
2001’de yaşanan ekonomik krizin etkileriyle birimdeğerler 2002’de de benzer değişim gösterdi. Ekonomideki düzelmeyle 2003 yılından itibaren piyasa yeniden canlandı ve rakamlar 2008 yılına kadar artmaya devametti. 2008’in son çeyreğinde küresel krizin etkileri ülkemizde hissedilmeye başlandı ve bu durum lüks konut fiyatlarını olumsuz etkiledi. Ortalama 7 bin 300 dolar olan birimsatış rakamı, 2009 yılında geriledi.”
Deprem etkilemişti
Lüks konutları geçmişte etkileyen bir diğer olay 1999 yılındaki Marmara Depremi oldu. Kuzey Batı Gayrimenkul’ün raporunda “1996 yılında yaşanan düşüşten sonra 1997 yılında birimdeğerlerde artış olduğu, ancak 1999, 2000 ve 2001 yıllarında fiyatların yeniden düştüğü gözlenmiştir” denildi.
Trend 1999 ve 2008’de kırıldı
Yıl…………………….Ort. fiyat ($/m2)
1996……………………………..4.824
1997……………………………..4.202
1998……………………………..5.916
1999…………………………….4.026
2000……………………………..3.705
2001……………………………..3.209
2002……………………………..3.045
2003……………………………..3.418
2004……………………………..3.493
2005……………………………..4.133
2006……………………………..5.005
2007……………………………..6.188
2008……………………………..7.388
2009……………………………..6.235
2010…………………………….6.620
2011……………………………..7.042




BUGÜN

İnşaat sektörü durgun mu, hareketli mi?

Yaz ayları konut sektörü açısından durgun geçti. Bu zaten herkesin beklediği geleneksel bir durumdu. Ancak sonrasında da beklenen hareketlilik yaşanmadı

Aslına bakarsanız bu konuda tam bir mutabakat yok. Bazı firmalar kısa sürelerde yüksek adetli satış yaptıklarını duyururken, bazıları ise bunun aksi yönünde görüş belirtiyor. Peki, tüketiciler olarak hangisine inanacağız?

 

İsterseniz öncelikle ülkemizdeki genel ekonomik havayı kısaca bir hatırlayalım. Ülkemiz 2012 yılında bir dizi ekonomiyi soğutma önlemleri aldı. Bunun sebebi global ekonomik kriz ve cari açığın daha da büyümesini önlemekti. Ancak bu soğutma tedbirleri en çok inşaat sektörünü etkiledi. Konut sektörü özelinde ise KDV’lerdeki belirsizlik olumsuz bir etki yaptı. Sektörü hareketlendireceği umulan kentsel dönüşüm ve mütekabiliyet yasası gibi yasaların tam olarak  devreye sokulamaması da bu olumsuzlukların aşılmasını engelledi. Ancak yılın son çeyreğinde bir hareketlenme olacak. Boyutu ne olur, beklentilerin üstüne çıkar mı, şimdiden kestirmek zor ama tüketiciler zaten Eylül ayı itibariyle bu hareketlenmeyi hissetmeye başlamıştı. Ekim’de daha da fazla hissedilecektir.

 

Benim düşünceme göre yılın son dönemi ve sonrasında Amerika’daki seçimlerin sonucunun da netleşmesi ve dünya ekonomisinin lokomotifi olan ABD’nin de artık icraat üretmeye başlaması da Türkiye ekonomisi üzerinde olumlu etki yapacaktır. Özetle, kesin olarak bildiğimiz tek bir şey var: Türkiye ekonomisi iyi giderse,  gayrimenkul sektörü de iyi gidecektir.

 

Kimi firmalar durgun, kimileri hareketli. Neden?

 

Geçmişte bu sütunları takip edenler bilecektir. Bir ülkede gayrimenkul sektörünün iyi gitmesi için bazı temel şartların oluşması lazım. Bizim ülkemizde hem arz, hem de talep anlamında bu genel şartlar oluşmuş durumdadır. Şu andaki yavaşlamanın temel sebebi genel ekonomik yavaşlamadır. Sektörde balon oluştu iddialarına ben kesinlikle katılmıyorum. Çünkü Türk insanı artık daha çağdaş konutlarda, daha iyi yaşamlar istediğini açıkça dile getiriyor. Doğru bir fiyat politikası ile bunu sunabilen firmalar için satmak diye bir problem yok.

 

Tabi gayrimenkul ve inşaat piyasası Türkiye’de henüz tam anlamı ile oturmuş değil. Yasal ve bürokratik sıkıntılar çıkabiliyor. Bu noktada bizim her zaman olduğu gibi alıcılara özellikle firmayı araştırmalarını ısrarla öneriyoruz. Geçmişinde geç teslimatlar veya mağdurlar bırakan firmaları seçmeyin. Fiyatı çok makul, projesi çok güzel olsa bile. Seçiminizi mazisi temiz, müşterisini hiçbir zaman üzmemiş güvenilir firmalardan yana kullanın…

 

Exclusive Homes/Can Erçakıca

Pendik’te icradan satılık 18 milyon 884 bin 500 metrekarelik arazi!

İflas tasfiyeswi amacıyla Pendik Ballıca Köyü’nde bulunan 18 milyon 884 bin 500 metrekarelik arazi pazarlık suretiyle 120 milyon TL’den aşağı olmamak kaydı ile satılacak

Kadıköy 3. İcra ve İflas Müdürlüğü, Pendik Bolluca Köyü, Üçağaç Mevkii, 249 parselde 18 milyon 884 bin 500 metrekare yüzölçümündeki kısmen arazi, kısmen çalılık vasıflı taşınmazın 202777/7688000 hissesi pazarlık suretiyle 120 milyon TL’den aşağı olmamak kaydı ile satılacak.

 

Bilirkişilerce müflis şirkete ait 202777/7688000 hisseye 198 milyon 672 bin 493,38 TL kıymet takdim edildi. 

 

Satış, 30.11.2012 günü saat 14.00-15.00 arasında Kadıköy 3. İcra ve İflas Müdürlüğü’nde yapılacak. 

 

Sinem ÖZTÜRK/Emlaktasondakika.com

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul’a gürültüden 180 bin lira ceza kesti!

Denetimlerde en gürültülü ilin İstanbul olduğu belirlendi. Bütün Türkiye’de kesilen 863 bin 613 liralık gürültü cezasının 180 bin lirası İstanbul’dan alındı. İstanbul’da boğazdaki eğlence mekanları ile trafiğin en yoğun olduğu merkezlerde gürültünün tehlikeli boyutta olduğu belirlendi

Özellikle yaz aylarında artan ses kirliliğinin boyutları ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 81 ilde 1409 denetim yaptı. Eğlence yerlerinden trafiğin yoğun olduğu bölgelere kadar çeşitli değerlerin incelendiği denetimlerde, İstanbul ‘en gürültücü’ il oldu. Bu kenti İzmir, Muğla, Antalya, Konya ve Çanakkale takip etti. İstanbul’da yapılan 191 denetim sonucunda 180 bin 921 TL para cezası verilirken, Türkiye genelinde yapılan denetimlerde toplam 863 bin 613 TL para cezası kesildi. Bursa, Aydın , Balıkesir, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Mersin, Osmaniye, Şanlıurfa, Trabzon ve Yalova denetimlerde en sessiz iller olarak dikkat çekti. Bu illere yapılan denetimlerde, herhangi bir cezai işlem yapılmadı. Türkiye genelinde gürültü sorunun belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması için gürültü haritaları çıkarma çalışmaları yapacak olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye’de yaşayan nüfusun gürültüden dolayı ne kadar rahatsız olduğunu belirleyecek. Avrupa Birliği onaylı projeye Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve belediyeler de destek verecek. Maliyeti 6.180 milyon euro olması beklenen projeye bu yılın sonunda veya 2013 yılı başında başlanması planlanıyor. 

Konuyla ilgili bilgi veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, hazırlanan gürültü haritalarıyla şehrin hangi noktalarında çok gürültü olduğunun, hangi noktalarında vatandaşların kabul edilmeyecek kadar rahatsız edildiğinin ve gürültü azaltma tedbirlerine nereden başlanacağının tespit edileceğini söyledi. Bayraktar, gürültü haritalarıyla tespit edilen “sıcak noktalara” gürültü eylem planları hazırlanacağını gürültüyü azaltma çalışmaları yapılacağını ifade etti. Bayraktar, “Eylem planlarıyla, gürültüsü daha az makine, ekipman, cihaz ve araçların kullanımı özendirilecek, trafiğin yönlendirilmesi, toplu taşımanın yaygınlaştırılması, hız kısıtlamaları, zamana ve yere bağlı kısıtlamalar, ses yalıtımlı duvarlar, az ses çıkartan yol kaplamaları, binalarda ses yalıtımlı pencereler ve duvarlar gibi tedbirler alınacak” dedi.

 

Türkiye

İstanbul Emlak Piyasası ABD Basınında

İstanbul emlak piyasası, ABD’li New York Times gazetesinde yer aldı.

Amerikan New York Times gazetesi, İstanbul’daki Emlak Piyasasını masaya yatırdı. Huzurlu olarak nitelediği Büyükada’daki 1,5 milyon dolarlık evle ilgili geniş detay veren gazete, İstanbul’un son zamanlarda Ortadoğu ülkelerinden çok sayıda alıcı çektiğini yazdı.

İstanbul Büyükada’daki görkemli ev, yabancı basının dikkatini çekti. New York Times gazetesi, 1920′lerden kalma 1,5 milyon dolar değerindeki yedi yatak odalı evin “huzurlu” Büyükada’da olduğunu belirtirken, İstanbul’un son zamanlarda Ortadoğu ülkelerinden çok sayıda alıcı çektiğini kaydetti. New York Times, “Bu 1920′lerden kalma ev dokuz prenses adasından en büyüğü olan huzurlu Büyükada’dadır.” diye yazarak, fotoğrafına da yer verdiği yedi yatak odalı evin fiyatının 1,5 milyon dolar (2.742.371 TL) olduğunu belirtti. Gazete, katlarının çoğu ahşap olan evin girişinde büyük bir koridor, yemek odası oturma odası, mutfak, ikinci katında ise altı yatak odası olduğuna dikkat çekti. Teknik olarak İstanbul’un bir ilçesi olan Büyükada’da zamanın donduğunun hissedildiği belirtilen haberde, pazarda yüksek katlı lüks apartmanların çok olduğuna ancak tarihî binalar arasında yenilenenleri bulmanın daha zor olduğuna işaret edilerek, İstanbul’da modern alanlarda eski bir bina isteyenlerin çoğunun binaları kendilerinin yenilediği belirtildi.

İstanbul dışında gelişen yerlerde satılık daha az pahalı mülklerin de olduğu ifade edilen haberde, İstanbul’un son zamanlarda Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, İran, Katar, Irak, Mısır, Bahreyn ve Suudi Arabistan gibi Ortadoğu ülkelerinden çok sayıda alıcı çektiği vurgulandı. Ayrıca, Büyükada’daki birçok evin sahibinin Türk olduğu, mülk almak isteyenlerin ise Yunanistan, Almanya, Fransa, ABD ve İngiltere’den geldiği belirtilerek, İstanbul’da yabancıların mülk almalarına kendi ülkelerinde Türk vatandaşlarına mülk alma izni verildiği sürece izin verildiğine dikkat çekildi.

3 Türk AVM’si Avrupa liginde!

Avrupa Alışveriş Merkezleri ödülünün verileceği finalistler arasına Türkiye’den 3 AVM girdi. Torium, Antalya Özdilek ve Marmara Forum en iyi olmak için yarışacak.

Uluslararası Alışveriş Merkezleri Birliği’nce (ICSC), Gayrimenkul Fuarı MAPIC‘de ‘Avrupa Alışveriş Merkezleri Ödülü’nün verileceği yarışmada 16 finalist arasınaTürkiye’den üç alışveriş merkezi (AVM) girdi. Orta büyüklük kategorisinde Antalya’dan Özdilek AVM, büyük kategoride ise İstanbul’dan Marmara Forum ve Torium AVMödül almak için yarışacak. Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İsveç, Norveç ve Portekiz’den finale kalan AVM’ler şubat ve mart aylarında jüri tarafından gezilip değerlendirildikten sonra ödüller 16 Nisan’da Berlin’de açıklanacak.
DÜNYADA 10′UN CU
Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen MAPIC kapsamında gerçekleştirilen ‘Türkiye’de neler oluyor’ başlıklı panelde konuşan Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Başkanı Mehmet Nane, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin puanını her geçen gün artırdığını,Türkiye’nin son derece stratejik bir noktada, büyük bir değer olduğunu söyledi. Nane, perakende sektöründe Türkiye’nin dünyada 10′uncu, Avrupa’da ise 7′inci sırada olduğunu ifade etti.
TÜRK YA ZI GÖZDEN KAÇIY OR
Panelin moderatörlüğünü yapan AMPD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avi Alkaş da özellikle Avrupa’nın karmaşık bir dönemden geçtiği bu günlerde Türkiye’nin birbiri ardında açıklanan büyüme rakamları ile dikkati çektiğini söyledi. Alkaş, “Herkes Arap Baharı’nı konuşuyor. Bence gelmekte olan ‘Türk Yazı’ gözden kaçıyor. Türkiye, kükremiş sel gibi geliyor” diye konuştu.
Ödüle doymuyorlar
Aynı yarışmada önceki yıllarda Türkiye’den Kanyon, Capitol, Armada, Metrocity, Akmerkez, Meydan M1, İstinyepark, Forum İstanbul, Antares, Olivium, Beylikdüzü Migros, Panora ve Kozzy de farklı alanlarda ödüle layık görülmüştü.
İstanbul’u AV M’ler büyüttü
İstanbul’u AV M’lerin prestijli hale getirdiğini söyleyen yarışmanın finalistlerinden Torium’un yatırımcısı Aziz Torun, Türkiye’nin iddialı bir ülke haline geldiğini belirterek “ICSC dünyada çok prestijli bir yarışma. Finale kalmak bile bizim için çok önemli” dedi.
Herkes Türkiye’yi izliyor
Türki ye’nin birçok alanda her geçen gün büyüdüğünü dile getiren Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği (AYD ) Başkanı Hakan Kodal ise, herkesin Türkiye’yi izlediğini söyledi. Kodal, zamanında Türkiye’yi risk olarak görenlerin bugün yatırım için fırsat kolladığını belirtti.
Sabah

3 Türk AVM’si Avrupa liginde!

Avrupa Alışveriş Merkezleri ödülünün verileceği finalistler arasına Türkiye’den 3 AVM girdi. Torium, Antalya Özdilek ve Marmara Forum en iyi olmak için yarışacak.

Uluslararası Alışveriş Merkezleri Birliği’nce (ICSC), Gayrimenkul Fuarı MAPIC‘de ‘Avrupa Alışveriş Merkezleri Ödülü’nün verileceği yarışmada 16 finalist arasınaTürkiye’den üç alışveriş merkezi (AVM) girdi. Orta büyüklük kategorisinde Antalya’dan Özdilek AVM, büyük kategoride ise İstanbul’dan Marmara Forum ve Torium AVMödül almak için yarışacak. Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İsveç, Norveç ve Portekiz’den finale kalan AVM’ler şubat ve mart aylarında jüri tarafından gezilip değerlendirildikten sonra ödüller 16 Nisan’da Berlin’de açıklanacak.
DÜNYADA 10′UN CU
Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen MAPIC kapsamında gerçekleştirilen ‘Türkiye’de neler oluyor’ başlıklı panelde konuşan Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Başkanı Mehmet Nane, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin puanını her geçen gün artırdığını,Türkiye’nin son derece stratejik bir noktada, büyük bir değer olduğunu söyledi. Nane, perakende sektöründe Türkiye’nin dünyada 10′uncu, Avrupa’da ise 7′inci sırada olduğunu ifade etti.
TÜRK YA ZI GÖZDEN KAÇIY OR
Panelin moderatörlüğünü yapan AMPD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avi Alkaş da özellikle Avrupa’nın karmaşık bir dönemden geçtiği bu günlerde Türkiye’nin birbiri ardında açıklanan büyüme rakamları ile dikkati çektiğini söyledi. Alkaş, “Herkes Arap Baharı’nı konuşuyor. Bence gelmekte olan ‘Türk Yazı’ gözden kaçıyor. Türkiye, kükremiş sel gibi geliyor” diye konuştu.
Ödüle doymuyorlar
Aynı yarışmada önceki yıllarda Türkiye’den Kanyon, Capitol, Armada, Metrocity, Akmerkez, Meydan M1, İstinyepark, Forum İstanbul, Antares, Olivium, Beylikdüzü Migros, Panora ve Kozzy de farklı alanlarda ödüle layık görülmüştü.
İstanbul’u AV M’ler büyüttü
İstanbul’u AV M’lerin prestijli hale getirdiğini söyleyen yarışmanın finalistlerinden Torium’un yatırımcısı Aziz Torun, Türkiye’nin iddialı bir ülke haline geldiğini belirterek “ICSC dünyada çok prestijli bir yarışma. Finale kalmak bile bizim için çok önemli” dedi.
Herkes Türkiye’yi izliyor
Türki ye’nin birçok alanda her geçen gün büyüdüğünü dile getiren Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği (AYD ) Başkanı Hakan Kodal ise, herkesin Türkiye’yi izlediğini söyledi. Kodal, zamanında Türkiye’yi risk olarak görenlerin bugün yatırım için fırsat kolladığını belirtti.
Sabah

Gayrimenkul Sektörüne Hukukçunun Eli Değecek!

Gayrimenkul Sektörüne Hukukçunun Eli Değecek!

Türkiye’de son yıllarda gelişen gayrimenkul sektörü beraberinde yeni uzmanlık alanlarını da yaratıyor. Birçok yeni yasal düzenlemenin yapılmasının planlandığı sektörde bu alanda yaşanan eksikliği gidermek için yeni bir dernek kuruluyor.

Hem sektörü hem de tüketicileri gayrimenkulle ilgili hukuki konularda bilinçlen-dirmek için kurulacak olan Gayrimenkul Hukuku Derneği’nin ilk adımları atıldı. 1 yıldır avukatlık yapan ve gayrimenkul alanında uzmanlaşan Ali Güvenç Kiraz ve diğer uzman avukatların katılımıyla kurulacak derneğin kısa vadedeki gündeminde ise kentsel dönüşüm, mütekabiliyet ve 2B’lerle ilgili düzenlemeleri ele almak var.

Bu konularda çalışmalara şimdiden başlayan derneğin uzun dönemdeki hedefinde ise gayrimenkulün tüm alanlarıyla ilgili bilinmeyenleri gün ışığına çıkarmak bulunuyor.
Kaynak: Milliyet

Yıkılacak Binalarda Oturan Kiracılar Ev Sahibi Olacak

Meclis’e sevk edilen Kentsel Dönüşüm yasası ile yıkılacak olan çürük binalarda oturan kiracılara düşük faizli kredi verilecek.

Depreme dayanıksız binaların yıkılmasını öngören yasa tasarısında kiracılara piyango gibi düzenleme yer aldı. Yıkılacak binadaki kiracılar, düşük taksitle TOKİ’nin dar gelirliler için yaptığı evlerden alabilecek.

BAŞBAKAN Erdoğan’ın ‘iktidarı kaybetme pahasına da olsa çıkaracağız’ dediği, çürük binaların yıkılarak kentsel dönüşümün sağlanmasını öngeren yasa tasarısına göre kiracılara da ev sahibi olma fırsatı doğdu. Geçen hafta Meclis’e sunulan ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı’nda, kiracılarla ilgili hükme de yer verildi. Kentsel dönüşüm  kapsamında yıkılacak olan çürük binalarda oturan kiracılara da, düşük faizli kredi ve düşük taksitle ev sahibi olma imkanı sağlanacak. Bu yöntemle, yüz binlerce kiracının ev sahibi olmasının yolu açılmış olacak.

Van depremin ardından, Türkiye genelindeki sağlıksız yapıları yıkarak depreme dayanıklı konutlar inşa etme kararı alan hükümet, bu tür yapılarda oturan kiracıları da unutmadı. Yasa tasarısında yer alan hükme göre ‘anlaşma ile tahliye edilen, kamu eliyle yıkılan veya kamulaştırılan’ çürük yapılardaki kiracılar ile sınırlı hak sahipleri de, desteklerden yararlanacak. Bu tür yapılarda en az bir yıldır ikamet eden veya bu yapılarda işyeri bulunan vatandaşlar ‘dönüşüm hesabından’ kredi kullanabilecek. Bu kapsamda bulunan kiracılar eğer konut sahibi olmak isterlerse ‘dar gelirli ve yoksul’ kabul edilecek ve TOKİ’nin, dar gelirli kesimler için yaptığı konutlardan uzun vadeli borçlanarak alabilecekler. TOKİ’nin halen dar gelirli kesimler için yaptığı konutların ödemeleri aylık 200-300 lira taksitle gerçekleştiriliyor. Aynı sistemin, çürük binalardaki kiracılar için de uygulanması söz konusu olacak.

Bina sahiplerinin hakları baki

Tasarıya göre, kiracılara tanınan haklar, aynı binaların sahiplerinin haklarında bir eksilmeye yol açmayacak. Çürük bina sahiplerine de, hisseleri oranında yeni konut imkanı sağlanacak. Örneğin, çürük bir binada evi olana, yeni konut teklifinde bulunulacak. Eğer evin değeri 50 bin lira, yeni alacağı evin değeri de 100 bin lira ise fark için devlet uzun vadeli kredi verecek. Ev sahibi, 50 bin liralık ev yerine 100 bin liralık sağlam konut sahibi olacak. Çürük yapılardaki kat malikleri ile kiracılara sağlanacak avantajlarla ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yasanın yürürlüğe girmesinin ardından ayrıntılı bir yönetmelik yayınlayacak. Yönetmelikte, yardım tutarları ve yardım alternatifleri yer alacak. Bu tür yapılarda konut sahibi olan vatandaş eğer kendi evinde oturuyorsa ve aynı yerden konut al-mak istiyorsa, devlet kira yardımında da bu-lunabilecek. Bu yardımdan, kiracılar yararlanamayacak. Sadece bir kişi yararlanabilecek. Kiracılar, düşük kredi ve sosyal konut sahibi olma imkanlarından faydalanacak.