15 Nisan 2013 Pazartesi

Ödedikleri Emlak Vergisini nasıl geri alabilirler

YASAL hakları olduğu halde, vatandaşların belli bir kısmı, kendilerine yasalarla tanınan sıfır oranlı emlak vergisinden yararlandırılmıyorlar.



Oysa bırakın yararlandırmayı, haksız yere daha önce tahsil ettikleri emlak vergisini de iade etmeleri gerekiyor. Emekli, ev hanımı ya da işsiz vatandaş, belediyeye gittiğinde “Yok böyle şey” diye savuşturuluyorlar. Ellerindeki gazete yazısını gösterenlere, “o yazı yanlış” diyorlar.
KİME İNANMAK GEREKİYOR?
Ortada bir yasa maddesi, bir tebliğ ve Maliye Bakanlığı’nın bir özelgesi varsa, bunlara itibar etmek gerekiyor. Olayımızda da bunların hepsi var.

Sözü uzatmadan sıralayalım.

1) Emlak Vergisi Kanunu Madde 8:
Olayın yasal dayanağını açıklayan bu maddeye göre;

a) Hiç bir geliri olmayanlar (işsizler ve ev hanımları) ile geliri kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunan emekliler ve (geliri olsa bile) engelliler,
b) Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek meskene sahip olmaları halinde,bu meskenleri için sıfır oranlı vergi öderler.

2) 38 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği:
Sıfır oranlı emlak vergisi uygulama esaslarını açıklayan tebliğ.

3) Maliye Bakanlığı’nın 11 Nisan 2011 tarih 006.01-258 sayılı Özelgesi:
Bir emekli, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’na “Geriye dönük indirim (sıfır oranlı) emlak vergisi uygulamasından yararlanıp yararlanamayacağını” soruyor.

Vergi Dairesi Başkanlığı da bir özelge ile emeklilerin indirimli bina vergisi oranından yararlanabilmeleri için verilecek bildirimde bir süre belirlenmediği ve söz konusu uygulamadan, “düzeltme zamanaşımı süresi” yani 2013 yılı içinde yapılacak başvurularda, 2008 yılından itibaren 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılları göz önünde bulundurulmak suretiyle, geçmişe yönelik olarak yararlanılmasının mümkün olduğu açıklanıyor. 22.4.2004 tarih ve 256 sayılı özelge ile de düzeltme yolu ile geçmiş yıllara ait emlak vergisinin iade edileceği belirtiliyor.

· Bir başka özelgede de “Brüt 200 m2’yi geçmeyen tek konutu olan ve emekli olduklarını geç bildiren emeklilerin, geçmişe dönük olarak indirimli emlak vergisinden yararlanabilecekleri” belirtiliyor (MB Kayseri VD. Bşk., 4.4.2011 Tarih ve 2024-25 sayılı özelge).

· Maliye Bakanlığı 2010 yılında başvuruda bulunan “tek konutu ve gelir getirmeyen arsası bulunan” emekliye konutu için GERİYE DÖNÜK olarak 2007, 2008 ve 2009 yıllarında indirimli bina vergisi oranının (SIFIR) uygulanması gerektiğini bildirmiştir (MB Antalya Vergi Dairesi Bşk., 8.3.2010 tarih ve EML-2010-2-S-BZH-1 sayılı).

Düzeltme işleminden geçmişe yönelik olarak yararlanılması demek, hatalı verginin düzeltme fişine dayanılarak düzeltilmesi (kaldırılması) anlamına gelir. Tahsil edilen vergi varsa, mükellefe reddolunur yani iade edilir. Mükellef bununla ilgili düzeltme fişinin tebliğ tarihinden başlayarak, bir yıl içinde parasını geri almak için başvurmazsa, hakkı kaybolur (Bkz. Vergi Usul Kanunu, Md. 120/2).

Bazı belediyeler, emeklilere ve ev hanımlarına “Eşinizin geliri var, yararlanamazsınız” diyorlar. Oysa Maliye Bakanlığı, 12 Nisan 2011 Tarih ve EVK-2010-5-30 sayılı özelgesi ile “Eş ve çocuğun gelir veya meskene sahip olmasının, sıfır oranlı emlak vergisine engel teşkil etmediğini” açıkladı.
NE YAPMAK GEREKİYOR?
Yukarıdaki açıklamalardan ve dayanağı olan yasa maddesi, genel tebliğ ve özelgelerden de fark edileceği gibi, konu çok açık ve net.

Emeklilerin 38 No.lu, ev hanımları ve işsizlerin de 44 No.lu Emlak Vergisi Tebliği’nde yer alan, bir örneğini de belediyelerden ücretsiz alabilecekleri formları doldurup ilgili belediyeye vermeleri gerekiyor.

Hemen ardından da ilgili belediyeden düzeltme yoluyla 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait ödedikleri emlak vergisinin iadesini talep etmeleri gerekiyor.
Belediyeler, bu iadeleri yapmak zorundalar. Çünkü ilgili yasa ve tebliğlerde ve bu işin patronu olan Maliye’nin özelgesinde “Vergileri geçmişe yönelik düzelteceksin”, Vergi Usul Kanunu Md. 120/2’de de “tahsil edilen vergileri iade edeceksin” deniliyor.
Geçmiş yılların emlak vergisi
Satın alınan gayrimenkulün emlak vergisi borçlarından, satıcı sorumlu olduğu gibi alıcı da sorumlu oluyor (Emlak Vergisi Kanunu Md. 30/son). O nedenle gayrimenkul alırken, emlak vergisi borcu olup olmadığını araştırmakta fayda var.

Ayrıca, gayrimenkulün satıldığı yıla ait emlak vergisini satıcının ödemesi gerekiyor. Alıcının mükellefiyeti, bir sonraki yıl başlıyor.
Emeklilerin yazlık evinin emlak vergisi
Emekli, ev hanımı veya işsizlerin, yazlık evleri, dağ evleri veya ara sıra dinlenmek amacıyla gittikleri diğer evlerin emlak vergisi özellik taşıyor.

Ara sıra örneğin bir kaç hafta veya bir kaç aylığına dinlenmek amacıyla gidilen bu evler, indirimli yani “sıfır oranlı” emlak vergisinden yararlandırılmıyor.

Ancak bu evlerde yaz-kış sürekli oturulması durumunda, sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanılabiliyor.
Gayrimenkulün değeri ile kira geliri ilişkisi
Kiraya verilen konut veya işyerinin, “emlak vergisi değeri” ile “beyan edilecek kira tutarı”arasında bir ilişki var.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 73. maddesine göre, kiraya verilen gayrimenkuller örneğin konut ve dükkanlar için beyan edilmesi gereken en az kira “emsal kira bedeli” kadar olacak.

Emsal kira bedeli ise, kiraya verilen gayrimenkulün emsal kira bedelinin yüzde 5’i oluyor. Bu tutarın altında kira beyan edilmesi durumunda, gayrimenkulün emlak vergisi değerinin yüzde 5’i üzerinden, “beyanı gereken kira tutarı” hesaplanıyor.

Konutlarda; anne-baba, kardeş, çocuk ve toruna bedelsiz kiralama veya düşük bedelle kiralama mümkün. Ancak kayınvalide, kayınpeder, amca, dayı, teyze, hala, görümce, baldız, bacanak gibi yakınlara veya arkadaşlara bedelsiz ya da düşük bedelle kiralama kabul edilmiyor. Bunlar için emlak vergisi değerinin yüzde 5’i oranında kira beyanı isteniyor.

Ancak kiralanan gayrimenkulün işyeri olması durumunda, bedelsiz veya düşük bedelle kiralama hiç kimse için kabul edilmiyor (Emsal kira bedeli konusunda ayrıntılı açıklama ve örnek uygulamalar için 20 Şubat 2013 tarihli yazımıza da bakılabilir).

Devre mülklerin emlak vergisi
Devre mülklerin emlak vergileri de ödenmek zorunda. Örneğin 15 günlük bir devre mülk için hisse oranı 1/24 olacağından, emlak vergisinin hisseye isabet eden kısmı ödenmek durumunda.

Sıfır oranlı Emlak Vergisi avantajı



SIFIR oranlı Emlak Vergisi avantajı, milyonlarca emekli, ev hanımı, işsiz ve engelli vatandaşlarımızın önemli bir kısmını yakından ilgilendiriyor.



Çok kişinin farkında olmadığı bu avantajdan yararlanabilmek için bazı koşullar aranıyor.
KİMLER YARARLANABİLİYOR?
1.Geliri sadece kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından, örneğin SSK (4/a), Bağ-Kur (4/b) ve TC Emekli Sandığı’ndan (4/c) aldıkları emekli aylığından ibaret olanlar ile bunların dul ve yetimleri,
2.Hiç bir geliri olmayan ev hanımları ve işsizler,
3.Gaziler,
4.Engelliler,
5.Şehitlerin dul ve yetimleri, “indirimli (sıfır oranlı) Emlak Vergisi” uygulamasından yararlanabiliyorlar.
200 M2 VE TEK KONUT KOŞULU
İndirimli yani “sıfır oranlı” Emlak (bina) Vergisi avantajından, Türkiye sınırları içinde;
1.Brüt alanı 200 m2’yi aşmayan,
2.Tek konuta sahip olanlar (intifa hakkına sahip olunması dahil),
yararlanabiliyorlar.
Emekli eşi ile birlikte 250 m2 eve 1/2 hisseli sahip olan ev hanımı hissesine 125 m2 isabet etmesine rağmen evin toplam m2’si esas alındığı için “sıfır oranlı” Emlak Vergisi’nden yararlanamaz.
BİLDİRİMDE BULUNMAK GEREKİYOR
Konutu nedeniyle, “sıfır oranlı Emlak Vergisi” avantajından yararlanmak isteyenlerden;
· Hiçbir geliri olmayanların, “Hiçbir Geliri Olmadığını Belgeleyenlerin Tek Meskenine Ait Form” ile “Hiçbir Geliri Olmayanların Tek Meskenlerine Ait Taahhüt Belgesi”ni,
· Emekliler ile bunların dul ve yetimlerinin “Tek Meskeni Olan Emeklilere, Dul ve Yetimlere Ait Form”u,
· Gaziler ile şehitlerin dul ve yetimlerinin “Tek Meskeni Olan Şehitlerin Dul ve Yetimlerine ve Gazilere Ait Form”u,
· Engellilerin ise “Tek Meskeni Olan Engellilere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu” ile “Sağlık Kurulu Raporu”nu ilgili belediyeye vermeleri gerekmektedir.
Bildirim formları belediyelerden “ücretsiz” olarak temin edilebileceği gibi www.yaklasim.com adresinden de indirilebilir.
Söz konusu taahhüt belgesi veya formları daha önceki yıllarda vermiş olup, durumlarında değişiklik olmayanların, izleyen yıllarda tekrar taahhütname veya form vermeleri gerekmiyor.
FAİZ VE REPO 25 BİN TL’Yİ GEÇERSE VERGİ VAR
Emekliler, ev hanımları ve işsizlerin 2012 yılında 25 bin TL’yi aşan menkul sermaye iradı (mevduat faizi, repo, döviz tevdiat hesabı faizi, fon payı geliri vb.) geliri varsa, 2013 yılında sıfır oranlı Emlak Vergisi’nden yararlanamazlar. Altındaysa yararlanırlar (Bkz. 45 No.lu Emlak Vergisi Tebliği).
Bu tutar 2014 yılı için 26 bin TL olarak uygulanacak.
2013’te satılan evin Emlak Vergisi’ni kim ödeyecek?
Alan kişi, 1 lira dahi Emlak Vergisi ödemeyecek.
2013 yılında örneğin ocak ayında evini satan İbrahim Bey, Mayıs 2013’te ve Kasım 2013’te, sattığı evin Emlak Vergisi’nin tamamını ödeyecek!
Evi alan Celal Bey ise, 2014 yılından itibaren Emlak Vergisi ödemeye başlayacak.
Emeklinin iki evi varsa biri mi muaf?
Hayır, ikisi de Emlak Vergisi’ne tabi.
Bir evi olsaydı, koşulları taşımasına bağlı olarak, Emlak Vergisi ödemeyecekti.
2013’te emekli olan Mahmut Bey için ‘sıfır vergi’ 2014’te başlar
2013 yılı içinde emekli olan Mahmut Bey, emekli olduğu yılın yani 2013 yılının Emlak Vergisi’ni ödeyecek.
Emekli Mahmut Bey; gerekli koşulları taşıması ve bildirimde bulunması halinde, emekli olduğu tarihi izleyen 3 yıldan itibaren, sahip olduğu “bir konut” nedeniyle Emlak Vergisi ödemeyecek.
Mahmut Bey 2012 yılında emekli olmuş olsaydı, 2013 yılından itibaren Emlak Vergisi ödemeyecekti.
Emlak Vergisi’nde iki yarım bir tam etmiyor
Emlak Vergisi uygulamasında; emekli, işsiz, ev hanımı ve engelli açısından, iki yarım bir tam etmiyor.
ÖRNEK: Emekli Nuri Bey’in 1/2 hisse ile maliki olduğu, her biri 90 m2 iki evi vardır.
Bu durumda Nuri Bey, “sıfır oranlı” Emlak Vergisi’nden yararlanamaz ve her iki evi için de emlak vergisi öder.
Emekli olup çalışan Ekrem Bey vergi ödeyecek
Emekli olduktan sonra, ücretli ya da kendi adına bağımsız olarak çalışanlar, indirimli “sıfır oranlı” Emlak Vergisi’nden yararlanamazlar.
Bu nedenle, 140 m2’lik bir konutu olan Ekrem Bey, emekli olduktan sonra çalıştığı için Emlak Vergisi ödemeye devam edecek.
Engellilere özel bir ayrıcalık
Emlak Vergisi uygulamasında, engellilerin durumu farklı. Engelliler, emekli olduktan sonra çalışsalar dahi birden fazla konutları olmadığı takdirde, Emlak Vergisi ödemezler.
Engelli bir kişinin brüt 160 m2 bir evi ve kira aldığı 10 dükkanı dahi olsa, konutu için Emlak Vergisi ödemez.
Evi olan üniversite öğrencisine Emlak Vergisi yok
Öğrenciler de hiç bir geliri olmayanlar sınıfına dahil oldukları için 200 m2 yi aşmayan bir evleri varsa, Emlak Vergisi ödemezler.
ÖRNEK: Marmara Üniversitesi’nde öğrenci olan Arda’ya, babasından 140 m2 bir ev miras kalmıştır. Arda bu evde annesi ile birlikte oturmaktadır.
Arda, üniversite öğrencisi olduğu için geliri yoktur. Evi de 200 m2 ‘nin altında olduğundan, Emlak Vergisi ödemeyecektir.
Kocasından harçlık alan Fatma Hanım’a ‘Gelir var’ denilemeyecek
Emlak Vergisi uygulaması bakımından ev hanımları, hiç bir geliri olmayanlar sınıfına dahil edilir. Brüt alanı 200m2 ‘yi aşmayan bir evi varsa Emlak Vergisi ödemez.
Bu nedenle, Fatma Hanım’ın eşinin çalışması ve mutfak masrafı, evin diğer ihtiyaçları ve alış veriş yapması için ona düzenli olarak para vermesi, Fatma Hanım’ın “geliri olduğu” anlamına gelmez (Maliye Bakanlığı GİB İstanbul Vergi D. Bşk.’nın 22.3.2011 tarih ve 006.01-185 sayılı özelgesi ile yapılan açıklama da bu yöndedir).
Sıfır oranlı Emlak Vergisi için ‘evde bizzat oturma’ şartı var mı?
İndirimli Emlak Vergisi uygulamasından yararlanabilmek için konutta “bizzat oturma” koşulu aranmıyor.
Bu nedenle, sahip olduğu tek konutu kiraya verip, başka bir konutta kira ile oturanlar da diğer koşulları taşımaları halinde, Emlak Vergisi ödemezler.
Konuyla ilgili olarak, Maliye Bakanlığı tebliğ ile;
“indirimli vergi oranının uygulanması için konutta “bizzat oturma” koşulu aranmamaktadır. Bu nedenle, sahip oldukları tek konutu kiraya verip, kirada oturanlar da şartları taşımaları kaydıyla, indirimli vergi oranından yararlanabilirler” şeklinde açıklama yapmıştır (Bkz. 31 Aralık 2003 tarih ve 25333 sayılı üçüncü mükerrer baskı Resmi Gazete’de yayınlanan 38 Seri No.lu Emlak Vergisi Genel Tebliği I-3/a bölümü).

'2013 Emlak Vergisi’ni kim nasıl ödeyecek ?

'2013 Emlak Vergisi’ni kim nasıl ödeyecek ?



EMLAK Vergisi, 23 milyon civarında vatandaşı yakından ilgilendiriyor.



Ev, yazlık, büro, dükkan, mağaza, arsa ve arazisi olanlar 2013’te 2012’ye kıyasla “zamlı emlak vergisi” ödeyecekler.

Yeni büyükşehir olan illerde ise, emlak vergisi oranı yönünden ilginç bir sürpriz var.

2012’de gayrimenkul alanlar için emlak vergisi ödemesi, bu yıl başlayacak.

Ancak yeni konutların vergisi hesaplanırken, “geçici muafiyet” durumunun da göz önüne alınması gerekiyor.

Emekliler, işsizler, ev hanımları, öğrenciler ve engelliler ile şehitlerin dul ve yetimlerine 2013 yılında da “emlak vergisi kolaylığı” var.

Geçmiş yıllarda sıfır oranlı emlak vergisine tabi olması gerektiği halde, bilmeden vergi ödeyen; emekliler, işsizler, ev hanımları ve engelliler, ilgili belediyeye başvurmak suretiyle, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında ödedikleri emlak vergisini, geri alabilecekler.

Evini kiraya verip kendisi kirada oturanların, karı koca emekli olup birer evi olanların, evinin dışında kira getirmeyen bir de arsası olanların, emekli olup çalışanların ya da bankadan faiz, repo vb. geliri olanların emlak vergisi yönünden özel durumları var.

Soru-cevaplarla birlikte, hafta sonuna kadar sürecek olan bu dizimizde, yukarıda belirtilen konular ve özellikli durumlar ele alınarak açıklanacaktır.
EMLAK VERGİSİ ORANI
Emlak Vergisi oranı, gayrimenkulün;

· Konut, konut dışı bina (büro, dükkân mağaza vb.), arsa ve arazi olma durumuna,

· Büyükşehir belediye sınırları içinde bulunup bulunmadığına, göre değişiyor.

Bu ayırımlara göre emlak vergisi oranları tabloda gösterilmiştir.

Tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisi, kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunur.

Parsellenmiş arazinin, zirai faaliyette kullanılması halinde araziye ait oranın, aksi halde arsaya ait oranın uygulanması gerekir (Maliye Bak. GİB. Ankara VD. Başkanı’nın 18.03.2011 tarih ve MB. 2010-51-152 sayılı özelgesi).
Neriman Teyze’nin emlak vergisi yüzde kaç arttı?
Neriman Teyze’nin, İstanbul’da bir evi, Datça’da da yazlığı var.

Yılın sekiz ayı İstanbul’da, dört ayı da Datça’da kalıyor. Yazın torunları da geldiği için çok mutlu oluyor.

Neriman Teyze bu yıl, geçen yıl olduğu gibi emlak vergisi yönünden biraz şanssız.

Nedenine gelince, her yıl evinin emlak vergisi değeri “yeniden değerleme oranının yarısı kadar” artıyordu. 2013’te Bakanlar Kurulu, 2012’de olduğu gibi olaya müdahale etti ve evlerin değeri “yeniden değerleme oranının tamamı kadar” artırıldı. Böyle olunca, Neriman Teyze’nin ödeyeceği emlak vergisindeki artış da beklentisinin üstünde oldu.

Buna göre, Neriman Teyze de dahil, Türkiye’deki tüm gayrimenkullerin emlak vergisi hesaplamasına esas değeri “yüzde 7.8 oranında” arttı.

Böyle olunca, yani gayrimenkullerin değeri yüzde 7.8 artınca (özellikli bazı durumlar dışında), 2013 yılında ödenecek emlak vergileri de yüzde 7.8 oranında arttı.
Büyükşehirlerde yüzde 100 zamlı
Büyükşehir belediyesi olmanın, emlak vergisi yönünden ciddi bir faturası var.

Tablodan da fark ettiğiniz gibi, büyükşehir belediye sınırları içindeki gayrimenkullerin emlak vergisi, “yüzde 100 zamlı” olarak alınıyor.

Buna göre örneğin; Kemal Bey Çorum’da 200 bin lira değerinde olan evi için 200 TL, Ayşe Teyze Samsun’daki 200 bin lira değerindeki evi için 400 TL emlak vergisi ödeyecek.
Arsa tapusu olan bitmiş evlerin vergisi
Kat irtifaklı arsa tapusu olan ve kat mülkiyeti olmayan, ancak tamamlanmış durumda yani içinde oturulan ev, dükkan ve bürolar var. Bunların sayısı, Türkiye genelindeki binaların yarısından fazlasını oluşturuyor.

Bu durumdaki gayrimenkuller için arsa değil, bina vergisi (yani ev, büro ve dükkân vergisi) ödenecek.
Emlak vergisi ne zaman ödenecek
Emlak vergisi, biri Mart-Mayıs, diğeri de Kasım 2013 ayında olmak üzere “iki eşit taksitte” ödeniyor.
ÖDEME GECİKİRSE NE OLUR?
Ödemenin geciktiği her ay için yüzde 1.40 oranında “gecikme zammı” alınır.
Dursun Amca gecekondusu için vergi ödeyecek mi?
Evet ödeyecek.

Mülkiyeti başkasına (örneğin devlete ait) arsa üzerine gecekondu inşa edip oturanların da konut olarak emlak vergisi ödemeleri gerekiyor.

O nedenle, Dursun Amca da gecekondusu için emlak vergisi ödeyecek.
Hulusi Bey’in kooperatif evi
Hulusi Bey, yıllardır bir konut kooperatifinin üyesi. Nihayet sona doğru gelindi. Kuralar da çekildi. Herkesin evi belli oldu ama tapular henüz verilmedi.

Hulusi Bey’in durumunda olan, on binlerce kişi var. Bunların emlak vergisinin nasıl ve kim tarafından ödeneceğini merak ediyorlar.

Kooperatiflere ait konutların emlak vergisi, kooperatif tarafından ödenir.

Konutlar tamamlanıp, tapuları verildiği yıl “emlak vergisi bildirimi” verirler ama vergi ödemezler. Vergileri yine kooperatif öder.

İzleyen yıldan itibaren de emlak vergisini Hulusi Bey öder.
Yeni alınan eve 5 yıl vergi muafiyeti
Yeni inşa edilen binalardan konut alanlara, beş yıl süre ile uygulanan “geçici muafiyet” var.

Emlak Vergisi Kanunu’nun 5. maddesine göre, yeni inşa edilen binalardan konut alanlarda, iktisap (edinme) tarihini izleyen 5 yıl boyunca, konutun emlak vergisi değerinin 1/4’ü, “beş yıl süre” ile emlak vergisinden muaf tutuluyor.

ÖRNEK: Bahir Bey, 5.6.2012 tarihinde inşaatı biten apartman dairesini, 24.9.2012 tarihinde satın almıştır. Dairenin 2013 yılı emlak vergisi değeri 320 bin liradır. Bu durumda, Bahir Bey 2013-2017 yıllarında geçici muafiyetten yararlanacak, örneğin 2013 yılı için 80 bin liralık muafiyeti düştükten sonra, 240 bin lira üzerinden emlak vergisi ödeyecek.
Remzi Bey 2013’te aldığı gayrimenkul için ne yapacak?
Remzi Bey ve Remzi Bey’in durumunda olan başka kişiler, aldıkları gayrimenkulün 2013 yılı emlak vergisini ödemeyecekler. Vergi ödemeye 2014 yılından itibaren başlayacaklar.

Ancak, 2013 yılı sonuna kadar ilgili belediyeye “emlak vergisi bildirimi” vermek zorundalar.
Ayla Teyze 2013’te sattığı gayrimenkul için ne yapacak?
Ayla Teyze ve onun durumunda olan başka kişiler 2013 yılında gayrimenkul sattıklarında, o gayrimenkulü ocak ayında satmış olsalar dahi, sattıkları gayrimenkulün 2013 yılına ait emlak vergisinin tamamını ödeyecekler.

Ayla Teyze’nin ve 2013 yılında gayrimenkulünü satan diğer kişilerin; 2013 yılı içinde ilgili belediyeye bir dilekçe ile başvurarak, gayrimenkullerini sattıklarını bildirip ve o gayrimenkulle ilgili mükellefiyet kayıtlarını kapattırmalarında yarar var.

Ev kadınları ve işsizler emlak vergisinden nasıl kurtuldu



ESKİ Bakanlar arasında, bir kaçının bende “çok özel” bir yeri var.



Bunlardan bire de eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu.
Bakan olduğu dönemde bir gün aradı:
“Hocam, Bağ-Kur Genel Kurulu var. Sayın Başbakan da katılıp bir konuşma yapacak. Sizden rica etsem, Genel Kurul’u ‘divan başkanı’ olarak yönetir misiniz?” diye sordu. Memnuniyetle kabul ettim.
BAŞBAKAN’A BİLGİ
Genel Kurul’un açılışında, Başbakan Erdoğan’ı kürsüye davet etmeden önce, genel bir konuşma yaptım. Ardından konuyu “ev kadınları ve işsizlere” getirerek Başbakan’a hitaben şunları söyledim.
“Tek konutu olan ev hanımları ve işsizleri korumak amacıyla bir yasa çıkarıp, emlak vergisi ödememelerini sağladınız. Bu daha önce benim de önerdiğim ve desteklediğim bir uygulama oldu. Ancak Maliye bu avantajdan yararlanacak olanlara; ‘vergi dairesi, TC Emekli Sandığı, Bağ -Kur ve SSK’ya gidin ve aktif mükellef ya da sigortalı olmadığınıza dair yazılar alın. Bunlarla birlikte belediyeye başvurun’ diyor.
Milyonlarca dilekçe ile kırtasiyecilik yaratıldığı yetmiyormuş gibi illerin çoğunda Emekli Sandığı, ilçelerin de tamamında Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK yok. Böyle olunca, milyonlarca ev hanımı ve işsiz vatandaş, verdiğiniz haktan yararla-namıyor.”
ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Ardından çözüm önerimi de açıkladım:
“Bu olayın çözümü belli: ev hanımları ve işsizler, bir dilekçe ile belediyeye başvurup ‘vergi mükellefi ve aktif sigortalı olmadığını’ beyan etsinler, olsun bitsin. Aksi tespit edilirse de ceza uygulansın.”
Konuşmamı yaparken, bir yandan da Başbakan’a bakıyordum. Dikkatle dinliyor, söylediklerimi ve çözüm önerimi “doğru” anlamında başıyla onaylıyordu.
SORUN ÇÖZÜMLENİYOR
Sözümü tamamlayınca, Başbakan’ı konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ettim. Kürsüye gitmeden önce yanıma gelip, konuşmam nedeniyle kutlayıp teşekkür etti. “Bu uygulamayı inanın ilk kez sizden duyuyorum” dedikten sonra kürsüye yöneldi ve “bürokratik oligarşi” ile ilgili ünlü konuşmasını ilk kez orada yaparak şunları söyledi;
“İktidar olduk ama bürokratik oligarşiyi yenemedik. Bürokrasi, kendine çekidüzen vermelidir. Bakın, biz ne diyoruz, onlar ne yapıyor. Devletin kurumlarından halkı nefret ettirmemek aksine sevdirmek gerekir.”
Ardından Bakan Başesgioğlu’na konuyu havale etti.
Sonuçta, benim önerim, Başbakan’ın talimatı Başesgioğlu’nun da iş bitirici özelliğiyle, tek konutu olan kadınlar ve işsizler emlak vergisinden kurtuldular..
Günün Sözü
- Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz.
Claude Bernard
Kim ne yapar?
- Bir işletmeyi,
Dede kurar.
Baba büyütür.
Oğul tutar.
Torun sanat tarihi okur!..
Alfred Marshall
Evlilikte erkeğin evrimi
- Altıncı haftada, Altıncı ayda, Altıncı yılda...
Üzülme
sevgilim leke yapmaz. Dikkat etsene yahu! Amma da sakarsın be kadın!
Ben bu düşüncede değilim. Bu konuda yanlış düşünüyorsun. Saçma sapan konuşma, Allah aşkına ya!..
Medeni durumu ne?
- Hâkim kadın tanığa medeni durumunu sorar.
Kadın derin bir iç çekince, hakim zabıt kâtibine:
-Yaz kızım, bekâr
der. Aynı soruyu erkek tanığa da sorar. Bu kez erkek derin bir iç çeker. Hâkim başını sallar;
- Yaz kızım, evli..
İyi geçinmek
- İyi geçinmek iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesi ile olur ..
(Teşekkürler Mehmet TÜRKMEN)
Kilise panosu
Kilisenin kapısında şöyle bir levha asılmış.
“Günahtan yorulduysan içeri gir.”
Bir süre sonra altına rujla şu satırlar eklenmiş.
“Yorulmadıysan 725 41 10’a telefon et...”
(Teşekkürler Metin ALTAY)
Doğru bildiğimiz yanlışlar
- Burası Muş’tur yolu yokuştur.
(Yanlış)
- Burası huştur yolu yokuştur.
(Doğru)
Dünyanın en uzun purosu
Tahmin edin bakalım, uzunluğu kaç metredir?
Küba’da bizzat yerinde gördüm; tam 81.80 metre!..
Bu uzunluğuyla, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş.
İki kişinin hazırladığı bu puro, Küba’da Triada’da Ron Tabaco Cafe’de sergileniyor.
Hazırlayanlardan biri vefat etmiş diğeri, puronun sergilendiği yerde çalışıyor.
Bazen 4, bazen 2, bazen 3 ayaklı olan canlı
- Acaba hangisidir?
Yanıt: insandır!
(İnsanlar, bebekken emekler 4 ayaklıdır. Büyür, 2 ayaklı olur.
İhtiyarlayıp, baston kullanınca da 3 ayaklı olur).
Tesadüf mü?
- Amerikalı Commins çiftinin1952-1966 yılları arasında doğan 5 çocuğu da 5 Şubat’ta dünyaya gelmiş.

Kiracılara soğuk duş!

Kiracılara soğuk duş!

Şükrü KIZILOT
08.04.2013
 
 
 


Mal sahipleri, 10 yılı dolduran kiracıları, hiçbir gerekçe göstermeden faaliyet gösterdiği işyerinden veya evden çıkartabilecekler. Bu durum eski kiracısı düşük kira ödeyen veya kiracıyı çıkartabilse işyerini yüklü bir hava parası ve kira ile verebilecek olanlar için büyük fırsat yaratırken, kiracılar için ise soğuk duş etkisi yaratacak.



DÜKKÂN ve mağazalarda ve diğer işyerlerinde uzun süredir kiracı olanlar, ciddi bir tehlike ile karşı karşıyalar. Sadece onlar değil, oturdukları evde eski kiracı olanlar da. Çok kişi farkında değil, mal sahipleri “hiç bir gerekçe göstermeden” eski kiracılarını işyerlerinden veya evlerinden çıkartabilecekler!
NE KADAR ESKİ
10 yılı aşkın süredir, bir işyerinde veya evde kiracı olanları, mal sahipleri gerekçesiz olarak işyeri veya evden çıkartabilecek. 10 yılı doldurmayan ama 5 yılı aşan kiracılar da diğerlerinden “üç yıl sonra” çıkartılabilecek. “Bu da nereden çıktı?” diye soranlar için açıklayalım. Bununla ilgili kanun maddesi bile var!

10 yılı dolduran kiracılar, herhangi bir gerekçe dahi gösterilmeden, 10 yılı izleyen yeni kira yılının bitiminden “üç ay önce” bildirimde bulunulmak suretiyle, işyeri ve evden çıkartılabilecekler.

Şimdi bunu okuyan mal sahipleri “Aman ne güzel, benim kiracı tam 12 yıl oldu. Kira da çok düşük kaldı. Hemen yarından itibaren çıkarma işlemlerine başlayayım” diye düşünmesinler.

10 yılını doldurmuş kira sözleşmeleri için fesih hakkı 1 Temmuz 2014 tarihinden sonra olacak.

10 yılını doldurmamış ancak 5 yılı geçmiş kira sözleşmelerinde ise, fesih haklarını yani kiracıyı çıkarma haklarını 1 Temmuz 2017 tarihinden sonra kullanabilecekler.

Görüldüğü gibi 10 yılı dolduran kiralamalarda, Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2012 tarihinden başlayarak iki yıl sonra (yani 1 Temmuz 2014’ten itibaren), beş yılı dolduran kiralamalarda ise, beş yıl sonra (yani 1 Temmuz 2017’den itibaren) uygulanacak (6101 Sayılı Kanun Geçici Md.2).

2020’YE KADAR SERBEST ARTIŞ
1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren, “konut kiralamalarında” yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak artış; bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki (ÜFE), artış oranını geçmeyecek şekilde belirleniyor (Yeni Borçlar Kanunu Md.344).

İşyeri kira artışlarında ise durum farklı.

ÜFE artış oranına göre belirlenen kira artışı, işyeri kiraları için 8 yıl süreyle yani 1 Temmuz 2020 tarihine kadar uygulanmayacak. İşyerlerinde, sözleşme serbestisi geçerli olacak (6217 Sayılı Kanun Geçici Md.2).

Örneğin, kira artışı; ÜFE artış oranı +3 puan ya da doğrudan yüzde 10 veya 15 gibi belirlenebilecek.

Özellikle bu yıl yenilenecek işyeri kira sözleşmelerinde, “eski kiracılara” mal sahibinin “yüksek oranda kira artışı” yapması söz konusu olabilir.

Yeni Borçlar Kanunu’nun, “kiracının güvence vermesi (Md.342), kira bedelini kiracı aleyhine düzenleme yasağı (Md.344), kira ilişkisinin devri (Md.323)” gibi bazı maddeleri de 1 Temmuz 2020 tarihinden önce uygulanamayacak.
KONUT KİRA ARTIŞI
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Yeni Borçlar Kanunu’nun, “konut kira artışları” ile ilgili 344/1. maddesi aşağıdaki gibi.

“Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır.”

Burada yer alan “ÜFE’deki artış oranı” deyimi çok önemli.

Burada tanımlanan artış oranının;

1) Bir önceki yılın aynı ayına göre göre değişim oranı mı?

2) 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı mı?olduğu, yasa maddesi ya da gerekçesinde net olarak belirtilmemiş.

Böyle olunca, tabloda da görüldüğü gibi “kiracı” açısından birincisi, “mal sahibi” yönünden de ikincisi daha avantajlı oluyor.

Ağırlıklı görüş, “12 aylık ortalamaya göre değişim oranı” olarak gözüküyor. Ancak böylesine önemli olan ve milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı ilgilendiren bir konunun, hiç bir yoruma gerek kalmaksızın, yasa maddesinde “net olarak” belirtilmesi gerekirdi.

Borçlar Kanunu’nun konut kira artış oranının nasıl belirleneceği ile ilgili maddesi yeniden düzenlenmeli. İşyeri kira artış oranı da mal sahibinin insafına ve 2020 yılına bırakılmadan “enflasyona göre” tanımlanmalı..
İlgili yasa ve maddeler
6098 SAYILI YENİ BORÇLAR KANUNU
MADDE 347- Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az 15 gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarda bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak 10 yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde , kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından 10 yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre, fesih bildirimiyle sözleşmeye son verebilir.

GEÇİCİ MADDE 2
- Türk Borçlar Kanununun 347 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden, 10 yıllık uzatma süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre 5 yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinden itibaren beş yıl; 10 yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinden itibaren iki yıl sonra uygulanır.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Yabancıya mülk satışı 'daralarak' Meclis’ten geçti

Yabancıya mülk satışı 'daralarak' Meclis’ten geçti
Yabancılara mülk satışı konusunda Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen yasa, bazı daraltıcı hükümlerle yeniden düzenlenerek Meclis’te dün kabul edildi. Yasaya göre, yabancılar, sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda, stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz edinemeyecekler.

İl bazında sınırlama

Yabancılara satılabilecek toplam arazi miktarıyla ilgili sınırlama Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen yasada “Her ilin yüzölçümünün binde 5’i” olarak düzenlenmişti. Bu alan daraltılarak “Her ilde imarlı alanın yüzde 10’u” ile sınırlandırıldı. Böylece Antalya’da satılabilir alanın 10 bin 363 hektardan 3 bin 607 hektara, Muğla’da 5 bin 426 hektardan 2 bin 22 hektara, Bodrum’da 328 hektardan 103 hektara düşeceği belirtildi.
Şirketlere faaliyet kıstası
Yasaya göre, yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya katıldıkları tüzel kişiliğe sahip şirketler, “Ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere” taşınmaz edinebilecek ve kullanabilecek. Bu malların başka bir yabancı şirkete devredilmesinde ana sözleşmedeki faaliyet şartları aranacak.
Genelkurmay bölgeleri
Askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri, stratejik bölgelerdeki satışların “valilerin iznine” bağlı olmasından vazgeçildi. Askeri bölgeler arasında ayırım yapıldı. Buna göre, askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ve stratejik bölgelerdeki taşınmaz edinimleri, Genelkurmay Başkanlığı veya yetkilendireceği bir komutanlığın iznine bağlı olacak. Özel güvenlik bölgelerindeki taşınmazların yabancı şirketlere satışına ise yine valilikler izin verebilecek. Satışlarla ilgili uygulama komisyonunun yapısı da değiştirildi. Daha önce Hazine, İçişleri ve Bayındırlık bakanlıklarının bulunduğu komisyona Milli Savunma Bakanlığı temsilcisi de alındı.

Öncekiler tasfiye edilecek

Yeni hükümlere aykırı edinildiği veya kullandığı tespit edilen taşınmazlar Maliye Bakanlığı’nca verilecek sürede sahibince tasfiye edilecek. Aksi halde bedele çevrilecek ve hak sahibine ödenecek.

Tapuda değeri düşük gösterene yüzde 25 ceza

Tapuda değeri düşük gösterene yüzde 25 ceza
Gayrimenkul satışları sırasında tapu işleminde az vergi ödemek için satış değerinin düşük gösterilmesi ve bunun tespiti halinde fark yüzde 25 oranında vergi ziyaı cezasıyla tahsil edilecek.
Maliye, Harçlar Kanunu’nda yapılan düzenlemelere açıklık getirdi. Kanunun 42’inci maddesinde yapılan düzenlemeyle kamu idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen davranış kurallarına uyulacağına ilişkin taahhütnameler, değer gösterilmesi gereken işlemler kapsamından çıkarıldı. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), yapacağı işlemlerde tapu harcından bağışık tutulacak. Gayrimenkul alım-satımlarında olduğu gibi, karşılıklı harç mükellefiyeti doğrudan tapu işlemlerinde söz konusu hüküm münhasıran TOKİ’ye uygulanacak olup karşı tarafa ait olan harç tahsil edilecek.

Hem alıcı hem satıcı

Kanunun 63’üncü maddesinde yapılan düzenlemeyle gayrimenkul devir ve iktisaplarında gerçek alım-satım bedeli üzerinden tapu harcı tahsil edilmesi esasına geçildi. Söz konusu değişiklik, münhasıran gayrimenkul devir ve iktisaplarına yönelik olduğundan, yapılacak tapu işlemlerinde ilgili mevzuatta gösterilen değer üzerinden tapu harcı hesaplanacak. Böylece 6 Haziran 2008 tarihinden itibaren, yapılacak gayrimenkul devir ve iktisaplarında gerçek alım-satım bedelinin tapu işlemlerine yansıtılmadığının tespit edilmesi halinde, alıcı ve satıcı adına cezalı tarhiyat yapılacak. Tapuda işlem yapıldıktan sonra, harcın gerçek alım-satım bedelinden daha düşük bir bedel üzerinden beyan edilip ödendiğinin tespiti halinde, aradaki farka isabet eden harç, yüzde 25 oranında vergi ziyaı cezası ile birlikte tahsil edilecek.Düzenleme ile adli ve idari yargıya ilişkin temyiz ve itiraz başvuruları
harç kapsamına alındı. Söz konusu başvurular için ‘başvuru harcı’ihdas edilerek, yargı organlarının daha hızlı ve verimli çalışmasına imkân sağlandı.

Ev Almak İçin Gereken Bilgiler ve Mali İşlemler

Ev Almak İçin Gereken Bilgiler ve Mali İşlemler

 

Satış, bir malın mülkiyetinin belli bir bedel karşılığında bir başkasına devredilmesi işlemidir.
Satış sözleşmesinin iki unsuru vardır. Bunlar satılan taşınmaz mal ve satış bedelidir. Satış bedelinin belirlenmesi taraflara aittir. Az veya çok belirlenebilir. Tapu sicil müdürlüğünün bu bedelin az veya çok olduğu yönünde müdahale yetkisi yoktur. Ancak tapu sicil müdürlüğü, satış bedelinin emlak beyan değerine yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle bulunacak değerden düşük olmaması gerektiğini, aşağı olması halinde aradaki farkın Vergi Usul Kanununa göre cezalı olarak tahsil edileceğini resmi senede yazarak taraflara hatırlatır. Satış bedelinin çok düşük gösterilmesi halinde, müdürlük işlem yapmaktan kaçınamaz. Satıcının istemi halinde satış bedelinden arta kalan kısım için kanuni ipotek tesis edilebilir. Satıcı satış bedelinin tamamını aldığını beyana zorlanamaz. Satış bedelinin ödenmesi konusunda taraflar arasındaki hususlar ve vadeler resmi senede yazılır
İstenecek Belgeler
  • Satılması istenilen taşınmaz mala ait varsa tapu senedi, yoksa taşınmaz malın ada ve parsel numarasını belirtir belge veya malikin sözlü beyanı,
  • Satıcı ve alıcıların fotoğraflı nüfus cüzdanları veya pasaportları ile satıcıların birer, alıcıların ikişer adet son altı ay içinde çekilmiş 6 x 4 cm. büyüklüğünde vesikalık fotoğrafları,
  • İstem, tarafların temsilcisinden geliyor ise, temsile ilişkin belge (vekaletname, vasi kararı, kayyım kararı vb.) ile temsilcinin fotoğraflı nüfus cüzdanı ve bir adet vesikalık fotoğrafı,
  • İstem, bir tüzel kişi adına yapılıyorsa tüzel kişinin taşınmaz mal tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi (Tapu K.2),
  • Satıcı ve alıcının vergi kimlik numaralarını gösterir vergi dairesinden alınmış belge.
  • Taşınmaz malın niteliği bina ise Deprem Sigortası aranır.
İşlemin Mali Yönü
  • Satış işleminin tapu siciline tescili için, 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı Tarifenin 20.a pozisyonu uyarınca genel beyan döneminde beyan edilen emlak vergisi değerinden (diğer yıllarda bir önceki senenin emlak vergisi değerine her yıl Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca belirlenecek yeniden değerleme oranı uygulanarak bulunacak değerden) az olmamak üzere, satış için beyan edilen değer üzerinden satıcı ve alıcıdan ayrı ayrı, Binde 15 oranında tapu harcı tahsil edilir.
  • Döner Sermaye İşletmesince belirlenen tarifeye göre ücret tahsil edilir.
  • Ayrıca, taşınmaz malın varsa veraset ve intikal vergisi ilişiği kestirilir.
  • Veraset ve intikal vergisi ilişiği olup olmadığını anlamak için, satacak kimsenin bu taşınmaz malı bağış veya intikal gibi bedelsiz bir şekilde iktisap edip etmediğine bakılır. Bedel ödemeden iktisap etmiş ise vergi dairesinden veraset ve intikal vergisi kesildiğine veya bu vergiden muaf olduğuna dair yazı getirmesi istenir.
Bu bilgiler TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 'nden alınmıştır.

Tapu İşlemlerinde Gerekli Belgeler Nelerdir?

Tapu İşlemlerinde Gerekli Belgeler Nelerdir?

Gayrimenkul Satıcı Taraf
1. Fotoğraf
2. Nufus cüzdanı aslı
3. Vergi no
4. Deprem sigortası fotokobisi
5. TC kimlik numarası
Gayrimenkul Alıcı Taraf
1. Fotoğraf
2. Nufus cüzdanı aslı
3. Vergi no
4. TC kimlik numarası
Tapu müdürlüklerine hazırlıklı olarak (istenilen bilgi ve belgelerle birlikte) başvuruda bulunması durumunda, işlemleri daha da süratli sonuçlandırılması mümkündür. Başvurularda izlenecek yöntem, belge ve işlemler şunlardır;
  • Tapu Sicil Müdürlüklerine mutlaka kendiniz veya yasal yolla tam yetkili kıldığınız vekiliniz aracılığı ile başvuruda bulununuz.
  • Yürürlükteki mevzuat gereği tapu işlemlerinde kimlik belgesi olarak nüfus cüzdanı ve pasaport"tan başka belgenin kullanılması mümkün olmadığından, bu belgelerden herhangi birinin aslını ibraz ediniz.
  • İşlemin taraflarından en az biri okuma yazma bilmiyor ise iki tanıkla birlikte, şayet işitme engelli ise veya Türkçe bilmiyorsa iki tanık yanında ayrıca yeminli tercümanla birlikte başvurunuz.
  • Tapu işlemlerinde kullanılacak vekaletnamelerin gerekli şekilde düzenlenmiş ve fotoğraflı zorunludur. (fotoğraf tel zımba ile tutturulamaz ve fotokopi olamaz)
  • Tapu sicil müdürlüklerinde imzalayacağınız evrakları mutlaka okuyunuz. Bir konuda tereddüde düşmüş iseniz, evrakı; görevli memur veya müdür ile görüşerek tereddüdünüzün giderilmesi akabinde imzalayınız.
  • İşlemin tarafı Türk Ticaret Kanununa tabi bir şirket ise, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicil memurluğundan, işlem yılı içerisinde alınmış yetki belgesi ve imza sirküleri ile birlikte (asıl veya noter tasdikli) başvuruda bulunmalısınız.
  • Tüm işlemlerde işlemin taraflarının T.C. kimlik numarası ile vergi kimlik numarasını belgeli olarak ibraz ediniz. Tüzel kişilerin taraf olduğu işlemlerde şirketin vergi numarasını, yetkilendirilmiş şirket temsilcisinin T.C. kimlik numarasını ibraz ediniz.
  • Taşınmaz malın mülkiyetinin sözleşme ile devrine yönelik işlemlerde devir edenin bir, devir alanın iki adet 6x4 ebadında son altı aylık fotoğraflarını, işlem vekaleten yapılıyor ise vekilin aynı nitelikte ki fotoğrafını ibraz ediniz.
  • İsteminiz murisiniz adına kayıtlı taşınmazın mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti halinde tescili ise, mirasçılardan birinin, paylı mülkiyet (müşterek mülkiyet) halinde tescili ise mirasçıların tamamının başvurusu ile yukarıda sayılan belgelerin yanında sulh hukuk hakimliğinden alınmış mirasçılık (veraset) belgesini ibraz etmelisiniz.
  • Murisiniz adına kayıtlı taşınmaz malların adınıza tescili ile birlikte mirasçılar arasında taksimi veya üçüncü şahıslara devri veya taşınmaz malın kaydı üzerine ayni ve şahsi hak tesisi gibi bir istemde bulunuyorsanız, yukarıda belirtilen belgeler yanında murisin son ikametgahının bulunduğu vergi dairesinden alınmış veraset ve intikal vergi ilişiğinin bulunmadığını belirtir yazı aslını ibraz etmelisiniz.
  • İsteminiz, arsa niteliğindeki taşınmazınızın üzerine yapacağınız binaya yönelik olarak kat irtifakı tesis etmek ise; Maliklerin kimlik belgeleri (nüfus cüz./pasaport), vergi ve T.C. kimlik numaraları, ikişer adet fotoğraf, belediyece tasdikli genel inşaat projesi, bağımsız bölümlerin bulunduğu kat, no, nitelik varsa eklentilerini, arsa payı ve maliklerini gösterir noter tasdikli bağımsız bölüm listesi (bu listeye değerleri de yazılabilir) ile yönetim planınıibraz ediniz.
  • Taşınmaz malınızın mülkiyetini kat mülkiyetine çevirmek istiyorsanız, öncelikle kadastro müdürlüklerine yapacağınız başvuru ile oradan alacağınız tescil bildirimi belgesine göre parselin cinsini mevcut duruma uygun hale getirilmesinden (cins tashihi) sonra, (J) bendinde belirtilen belgelerin yanı sıra, binanın ön ve arka mümkünse yan cephelerini gösterir en az 13x18 cm boyutlarında belediyece tasdikli fotoğrafları ile tüm bağımsız bölümlerin yapı kullanma izin belgelerini ibraz ediniz.
  • Taşınmaz malınızın cinsi mesken ise veya cinsi işyeri olmakla birlikte üzerinde mesken nitelikli bağımsız bölümler bulunuyorsa zorunlu deprem sigortasına ait poliçeyi (DASK) ibraz etmelisiniz.
Satış İçin Gerekli Evraklar
SATICI
  • Tapu veya Fotokopisi
  • 1 Resim
  • Nüfus Cüzdanı + 1 Tane Fotokopisi
  • T.C. Kimlik Numarası
  • Vergi Kimlik Kartı (Aslı ve 1 Adet Fotokopisi)
  • Emlak Vergi Makbuzları
  • İkametgah Adresi ve Telefon
  • Kooperatife Borcu Yoktur Kağıdı
  • Tapu işlemlerini Takibi için Vekaletname (Emlakçı Adına)
ALICI
  • 2 Resim
  • Nüfus Cüzdani + 1 Tane Fotokopisi
  • T.C. Kimlik Numarası
  • Vergi Kimlik Kartı (Aslı ve 1 Adet Fotokopisi)
  • İkametgah Adresi ve Telefon
  • Tapu işlemlerini Takibi için Vekaletname.

9 Nisan 2013 Salı

TAPU HARCI TARTIŞMASI






Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapuda hangi tutar üzerinden değer belirleneceği öteden

beri tartışma konusu olmuş bir konudur. Tartışma 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 63.

maddesinin düzenlenişinden kaynaklanmaktaydı. Bu maddenin yeniden düzenlenmesiyle

gerçek alım satım bedeli üzerinden tapu harcı tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır. Bu

makalemiz yapılan son düzenlemeler ve eski uygulamaların karşılaştırılmasını içermektedir.

II- 06.06.2008 TARİHİNDEN ÖNCEKİ ESKİ UYGULAMA


492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun “
Kayıtlı Değer, Emlak Vergisi Değeri” başlıklı 63

Maddesinde aynen “
Tapu ve kadastro harcı, vergi değeri ile mükellef tarafından beyan

edilmiş olan değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanır.

Mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde, harcın hesabında

vergi değeri esas alınır. Aradaki farka isabet eden harç, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa

göre hesaplanan vergi ziyaı cezası %25 oranında uygulanmak suretiyle ikmalen tarh edilir.


hükmüne yer verilmiştir.

Maddeye yön veren Maliye Bakanlığı’nın 13.09.2005 tarih ve 25935 Sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanan 48 Nolu Harçlar Tebliği ile, bürokrasi ve kırtasiyeciliği artıran işlemlerin

ayıklanması, etkin ve verimli hizmet sunulması ve vatandaş memnuniyetinin artırılması

amacıyla tapu ve kadastro müdürlüklerince yapılan işlemler nedeniyle
tahsil edilecek

harçların, belediyelerce tespit edilen emlak vergisi değeri esas alınarak hesaplanacağı


açıklanmıştır. (Ek: 48 Nolu Harçlar Tebliği)

Ancak mükelleflerin
emlak vergisi değerinin üzerinde bir değer beyan etmek istemeleri

halinde,

beyan edilen değer tapu harcı tarhiyatına esas alınacağı belirtilmiştir. Görüldüğü

üzere bu tebliğde emlak vergisi değerinin üzerinde bir beyan mükellefin isteğine bırakılmıştır.

Bu düzenlemeler çerçevesinde gayrimenkul alım satımında emlak vergisi değeri esas alınarak

hem alan hem satan satış bedeli üzerinden binde 15 oranında harç ödenmiş, emlak vergisi

değerinin altında beyan edenlerden ise ileriki dönemlerde %25 oranında vergi ziyaı cezası

uygulanarak harçlar talep edilmiştir.

Örnek ile açıklamak gerekirse ;

GAYRIMENKUL DEVRİNDE TAPU HARCI

TARTIŞMASI


Emlak vergisi değeri 45.000 YTL olan bir gayrimenkul 150.000 YTL gerçek değer ile

satılmış ancak tapu idaresinde satış tutarı 40.000 YTL olarak gösterilmiş ve tapu harcı

ödenmiştir.

Eski uygulamada bu durumun tespit edilmesi halinde mükellefe emlak vergisi değeri ile

tapuda mükellefin belirttiği değer arasındaki fark olan 5.000 YTL için tapu harcı tarhiyatı ve

%25 oranında vergi ziyaı uygulanmakta idi.

Şayet mükellef satış değerini emlak vergisi değeri olan 45.000 YTL olarak göstermiş ve tapu

harcını bu tutar üzerinden ödemiş olsaydı daha sonra yapılan bir inceleme sonucunda gerçek

değerin 150.000 YTL tutarında olduğu tespit edilse dahi herhangi bir tapu harcı tarhiyatı

yapılmamakta ve vergi ziyaı cezası kesilmemekteydi.

III- 06.06.2008 TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ OLAN YENİ UYGULAMA

ARTIK VERGİ DEĞERİ DEĞİL GERÇEK ALIM SATIM DEĞERİ ÜZERİNDEN

HARÇ ÖDENECEK


06.06.2008 Tarih ve 26898 Sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 5766 Sayılı Kanun

ile Harçlar kanunu’nun 63. Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (Yürürlülük yayımı

tarihinde)

Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az

olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanır

Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden

harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının

tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re'sen tarh edilir. Bu

suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan

vergi ziyaı cezası % 25 nispetinde uygulanır. Takdir komisyonu kararlarına istinaden bu fıkra

uyarınca tarhiyat yapılamaz

.”

Yapılan bu düzenleme ile gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı beyan

edilen
devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanması zorunlu hale gelmiştir. Ancak bu

değer emlak vergisi değerinden az olamayacaktır.

Ancak, tapuda yapılan işlemden sonra emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel

üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu

yansıtmadığı tespit edilirse aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re'sen tarh edilecek,

% 25 oranında vergi ziyaı cezası kesilecektir.

Yukarıda verdiğimiz örneği yeni uygulama açısından değerlendirecek olursak;

Emlak vergisi değeri 45.000 YTL olan bir gayrimenkul 150.000 YTL gerçek değer ile

satılmış ancak tapu idaresinde satış tutarı 40.000 YTL olarak gösterilmiş ve tapu harcı

ödenmiştir.

Yeni uygulamaya göre; bu durumun tespit edilmesi halinde mükellefe gerçek değer ile ile

tapuda mükellefin belirttiği değer arasındaki fark olan 110.000 YTL fark için için tapu harcı

tarhiyatı ve %25 oranında vergi ziyaı uygulanacaktır.

Şayet mükellef satış değerini, emlak vergisi değeri olan 45.000 YTL olarak göstermiş ve tapu

harcını bu tutar üzerinden ödemiş olsa, daha sonra yapılan tespit sonucunda gerçek değerin

150.000 YTL tutarında olduğu tespit edilse, bu kez de aradaki fark olan 105.000 YTL fark

üzerinden tapu harcı tarhiyatı yapılacak ve vergi ziyaı cezası kesilecektir.

IV- SONUÇ


06.06.2008 tarihinden önce Harçlar kanunu’nun 63. maddesi ve bu maddeye yön veren 48

Seri Nolu Harçlar Kanunu Tebliği’ne göre gayrimenkul devir ve iktisaplarında emlak vergisi

değerinin altında olmamak şartıyla mükellefin beyan ve isteğine göre belirtilen satış değeri

üzerinden tapu harcı tahsil edilmekteyken, 06.06.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere

Harçlar Kanunu’nun 63. maddesinde yapılan düzenleme ile gayrimenkul devir ve

iktisaplarında
gerçek alım-satım bedeli üzerinden tapu harcı tahsil edilmesi esasına

geçilmiştir

. Bir başka deyişle alıcı ve satıcının beyanına göre değil gerçek alım satım

bedeline göre harç tahsil edilecektir. Bu bedel de vergi değerinden düşük olamayacaktır.

Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç

ödendiğinin
veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının

tespit edilmesi halinde

, aradaki farka isabet tapu harcının %25’i nispetinde vergi ziyaı

cezasıyla birlikte tahsil edilecektir.

Eki:

1- 13.09.2005 Tarih ve 25935 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan 48 Seri Nolu Harçlar

Kanunu Genel Tebliği

2- 12.07.2008 Tarih ve 26934 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan 56 Seri Nolu Harçlar

Kanunu Genel Tebliği

13 Eylül 2005 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 25935

Maliye Bakanlığından :

Harçlar Kanunu Genel Tebliği

(Seri No : 48)


Bürokrasi ve kırtasiyeciliği artıran işlemlerin ayıklanması, etkin ve verimli hizmet

sunulması ve vatandaş memnuniyetinin artırılması amacıyla tapu ve kadastro müdürlüklerince

yapılan işlemler nedeniyle tahsil edilecek harçların emlak vergisi değeri üzerinden

hesaplanmasının sağlanması, ayrıca bu idarelerin işlemleri sırasında doğan vergi ve harçların

kolaylıkla tahsil edilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.

1-Tapu harcı hesaplamasında esas alınacak hususlar ve Bilgi Formu ile ilgili

yapılan düzenlemeler


Bilindiği gibi, 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde “Bu Kanunda sözü edilen

“kayıtlı değer” veya “emlak vergisi değeri” deyimi; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29

uncu maddesine göre belirlenen vergi değerini ifade eder.

Tapu ve kadastro harcı, vergi değeri ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan

değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanır.

Mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde, harcın

hesabında vergi değeri esas alınır. Aradaki farka isabet eden harç, 213 sayılı Vergi Usul

Kanununa göre hesaplanan vergi ziyaı cezası %25 oranında uygulanmak suretiyle ikmalen

tarh edilir.

Harcın hesabında 10 Yeni Türk Lirasına kadar olan matrah kesirleri dikkate alınmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespite Maliye Bakanlığı

yetkilidir” denilmiştir.

Buna göre, mükellef ile vergi daireleri arasında yaşanan tapu harcı ihtilaflarının sona

erdirilmesi amacıyla belediyelerce 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu hükümlerine göre her

yıl belirlenen emlak vergisi değerlerinin, belediyeler tarafından elektronik ortamda ve eksiksiz

olarak tapu dairelerine gönderilmesi uygun bulunmuştur. Tapu harçları her yıl 1 Ocak

tarihinden itibaren o yıl için belirlenen emlak vergisi değerleri esas alınarak

hesaplanacağından, emlak vergisi değerlerinin bu tarihten önce tapu dairelerine intikal

ettirilmesi gerekmektedir.

492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin I-Tapu işlemleri bölümünün, 3,

4, 6/a, 6/b ,6/c, 8 ,9, 12, 13/a, 13/b, 13/c, 15, 18, 19, 20/a bentleri ile II-Kadastro ve tapulama

işlemlerinde tapu harcı, belediyelerce tespit edilen emlak vergisi değeri esas alınarak

hesaplanacaktır. Bu işlemler sırasında mükellefler, emlak vergisi değerinin üzerinde bir değer

beyan etmek istemeleri halinde, beyan edilen değer tapu harcı tarhiyatına esas alınacaktır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 127 nci maddesinde, “Bu kanunda aksine hüküm

bulunmadıkça harçların tamamı peşin olarak ödenmeden harca mevzu olan işlem yapılamaz.”

denilmiş; 128 inci maddesinde ise, “Gerekli harçları tamamen almadan işlem yapan memurlar

harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumludurlar.” hükmü yer almıştır.

Bu hükümlere göre, gerekli harçlar ödenmeden işlem yapan tapu memurları, harcın

ödenmesinden mükellef ile birlikte sorumlu olacaklarından, harçların yukarıda açıklanan

esaslara göre emlak vergisi değeri üzerinden hesaplanarak tahsil edilmesini sağlamaları

gerekmektedir.

Tapu daireleri, harca konu işlemler için beş nüsha olarak düzenleyerek belediye, vergi dairesi

ve Maliye Bakanlığına gönderdikleri 1 no’lu bilgi formu yerine, ekte örneği bulunan bilgi

formunu bir nüsha olarak düzenleyeceklerdir.

İpotekli işlemler için düzenlenen 2 no’lu bilgi formunda herhangi bir değişiklik

yapılmadığından, yapılan her bir ipotek işlemi için 2 no’lu bilgi formu öteden beri olduğu gibi

iki örnek olarak düzenlenecektir.

Bu formlar, 492 sayılı Harçlar Kanununun mükerrer 69 uncu maddesi gereğince işlemin

yapıldığı tarihi izleyen ay başından itibaren en geç 15 gün içinde Maliye Bakanlığı Gelir

İdaresi Başkanlığı, Yeni Ziraat Mahallesi Etlik Caddesi No:16 06110 Dışkapı/ANKARA

adresine taahhütlü olarak gönderilecektir.

Bilgi formunu düzenlemeyen, istenilen bilgileri eksik, yanlış veya yanıltıcı olarak veren veya

yukarıda belirtilen sürede göndermeyen yetkili makam ve memurlar hakkında 213 sayılı

Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası

uygulanacaktır.

Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi Projesinin uygulanmaya başlandığı tapu sicil müdürlükleri,

Maliye Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yapılacak protokol uyarınca bilgi

formlarını elektronik ortamda göndermeleri durumunda, söz konusu bilgi formlarını ayrıca

kağıt olarak göndermeyeceklerdir.

2-Tapu harcı ve buna bağlı damga vergisi tahsilatı ile ilgili yapılan düzenlemeler


Bilindiği üzere, tapu harçlarının tahsiline ilişkin esaslar, 12 seri nolu Harçlar Kanunu

Genel Tebliği
[1] ile 20 seri no.lu Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde[2] açıklanmıştır.

[[

20 seri nolu Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde, tapu harçlarının yetkili vergi dairesince

veya yetkili vergi dairesinin ilgili banka şubesindeki hesabına ödenmek suretiyle, gerektiğinde

malmüdürlüğünce, tahsil edilmesi öngörülmüş olup, mükelleflere kolaylık sağlamak amacıyla

mahallin icabına göre, tapu harçlarının ilgili banka şubesi yerine bağımsız vergi dairesi veya

malmüdürlüğüne ödenmesi hususunda defterdarlıklara yetki verilmiştir.

Yukarıda belirtilen düzenlemelerin yanısıra, tahsilatın kolaylıkla yapılamadığı il ve

ilçelerde tapu harçlarının; vergi dairesince görevlendirilecek memurlar vasıtasıyla tahsil

edilmesi veya sayman mutemedi görevlendirilmesi hususunda vergi dairesi başkanlıkları,

vergi dairesi başkanlıkları olmayan yerlerde defterdarlıklar yetkili kılınmıştır.

Öte yandan, tapu harcı ile birlikte damga vergisinin de tahsil edileceği durumlarda

yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde hareket edilmesi gerekmektedir.

12 seri no.lu ve 20 seri no.lu Harçlar Kanunu Genel Tebliğlerinin bu Tebliğe aykırı

hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Tebliğ olunur.

12 Temmuz 2008 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 26934

Maliye Bakanlığından:

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 56)

Kapsam


Bilindiği gibi, 6/6/2008 tarihli ve 26898 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak

yürürlüğe giren
5766 sayılı "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Ve

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

"
un 11 ile 15 inci maddelerinde

492 sayılı Harçlar Kanununa ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Bu Tebliğde, Harçlar Kanunu uygulamasına ilişkin olarak 5766 sayılı Kanunla getirilen

düzenlemelere yönelik açıklamalara yer verilmiştir.

I - 492 SAYILI HARÇLAR KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

A - 42 nci maddede yapılan değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (a) bendi ile, 492 sayılı Harçlar Kanununun 42 nci

maddesinin ikinci fıkrası;

"Menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım, taahhüt ve rehinle ilgili her nevi

mukavele, senet ve kâğıtlarda değer gösterilmesi mecburidir. Rehin bordroları ile kamu

idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen kurallara uyulacağına ilişkin

olarak düzenlenen taahhütnameler hakkında bu hüküm uygulanmaz."


şeklinde değiştirilmiştir.

Yapılan düzenleme ile, kamu idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen davranış

kurallarına uyulacağına ilişkin olarak düzenlenen taahhütnameler, değer gösterilmesi gereken

işlemler kapsamından çıkarılmıştır.

Bu çerçevede, davranış kurallarına uyulacağına ilişkin olarak düzenlenen taahhütnamelerin,

belli bir değer ihtiva etmemeleri halinde maktu esasa göre; değer gösterilmesi zorunlu

olmamakla birlikte, belli bir değeri ihtiva etmeleri halinde ise nispi esasa göre harca tabi

tutulması gerekmektedir.

B- 59 uncu maddede yapılan değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (b) bendi ile, 492 sayılı Kanunun 59 uncu

maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
"Genel ve katma bütçeli dairelerle"

ibaresi
"Genel ve özel bütçeli idarelerle", (l) bendinde yer alan "ek 1 inci" ibaresi "ek 2

nci"

olarak değiştirilmiş ve (r) bendi madde metninden çıkarılmıştır.

5766 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile de, 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut

Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

"EK MADDE 12- Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ve

492 sayılı Harçlar Kanunu uygulaması açısından özel bütçeli idareler kapsamında

değerlendirilir."


5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile bütçe türleri açısından "katma bütçe"

uygulamasına son verildiğinden, yapılan düzenleme ile 492 sayılı Harçlar Kanununun 59

uncu maddesinde yer alan "katma bütçe" ibaresi "özel bütçe" olarak değiştirilerek, 492 sayılı

Harçlar Kanunu 5018 sayılı Kanun ile uyumlu hale getirilmiştir.

2985 sayılı Toplu Konut Kanununa eklenen madde ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının,

492 sayılı Harçlar Kanunu uygulaması açısından özel bütçeli idarelere tanınan imkanlardan

yararlanması sağlanmıştır. Bu suretle, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı 492 sayılı Harçlar

Kanununun 59 uncu maddesinin (a) ve (j) bentleri kapsamında yapacağı işlemlerde tapu

harcından bağışık tutulacaktır.

Gayrimenkul alım-satımlarında olduğu gibi, karşılıklı harç mükellefiyeti doğuran tapu

işlemlerinde söz konusu hüküm münhasıran Toplu Konut İdaresi Başkanlığına uygulanacak

olup, karşı tarafa ait olan harç tahsil edilecektir.

492 sayılı Kanunda özel bütçeli kuruluşlara yönelik olarak başka bir istisna veya muafiyet

hükmü bulunmadığından, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının Kanunun 59 uncu maddesinin

(a) ve (j) bentleri kapsamı dışında kalan işlemlerinde harç aranılacaktır.

Ayrıca, 492 sayılı Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin (r) bendinde yer alan Toplu Konut

İdaresi Başkanlığının işlemlerine yönelik olarak istisna hükmü, mükerrerliğin önlenmesi

amacıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

C - 63 üncü maddede yapılan değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (c) bendi ile, 492 sayılı Kanunun 63 üncü

maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden

az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanır.

Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel

üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu

yansıtmadığının tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya

re’sen tarh edilir. Bu suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi

Usul Kanununda yer alan vergi ziyaı cezası % 25 nispetinde uygulanır. Takdir

komisyonu kararlarına istinaden bu fıkra uyarınca tarhiyat yapılamaz."


Yapılan düzenleme ile, gayrimenkul devir ve iktisaplarında gerçek alım-satım bedeli

üzerinden tapu harcı tahsil edilmesi esasına geçilmiştir. Söz konusu değişiklik, münhasıran

gayrimenkul devir ve iktisaplarına yönelik olduğundan, (4) sayılı tarifenin diğer bentlerine

göre yapılacak tapu işlemlerinde ilgili bentte gösterilen değer üzerinden tapu harcı

hesaplanacaktır.

Bu itibarla, 6/6/2008 tarihinden itibaren, yapılacak gayrimenkul devir ve iktisaplarında gerçek

alım-satım bedelinin tapu işlemine yansıtılmadığının tespit a l o m a l i y e . c o m edilmesi

halinde, alıcı ve satıcı adına cezalı tarhiyat yapılacaktır. Tapuda işlem yapıldıktan sonra,

harcın gerçek alım-satım bedelinden daha düşük bir bedel üzerinden beyan edilip ödendiğinin

tespiti halinde, aradaki farka isabet eden harç, %25 oranında vergi ziyaı cezası ile birlikte

tahsil edilecektir.

Alıcı ve satıcıların cezalı tarhiyatla karşılaşmamaları için, tapuda yapılacak gayrimenkul devir

ve iktisap işlemlerinde gerçek alım-satım bedelinin beyan edilmesine özen göstermeleri

gerekmektedir.

Kanun hükmü uyarınca, gayrimenkul devir ve iktisaplarında, gerçek alım-satım bedelinin

tespitine ilişkin takdir komisyonu kararlarına dayalı tarhiyat yapılamayacaktır.

Örnek 1 :

(A) şahsı, elinde bulunan gayrimenkulü (B) şahsına 12/6/2008 tarihinde 100.000

YTL karşılığında satmıştır. Söz konusu gayrimenkulün emlak vergisi değeri 40.000 YTL dir.

Taraflar, tapuda alım-satım bedelini 70.000 YTL olarak beyan ederek, bu tutar üzerinden tapu

harcı ödemişlerdir.

Yapılan işlemin tapu harcı uygulaması açısından değerlendirilmesi:


Alım-satım işlemi için beyan edilmiş olan 70.000 YTL, emlak vergisi değerinin üzerinde

olmakla birlikte, gerçek alım-satım bedeli olmadığından, gerçek alım-satım bedeli idarece

tespit edilerek aradaki fark matrah (100.000 YTL - 70.000 YTL =30.000 YTL) üzerinden alıcı

ve satıcı adına cezalı harç tarhiyatı yapılacaktır.

Örnek 2 :

(A) şahsı konut almak üzere, halihazırda arsa olan gayrimenkul üzerinde tesis

edilen kat irtifakı sonucu ortaya çıkan arsa payını (B) şahsından 20/6/2008 tarihinde 300.000

YTL karşılığı satın almıştır. Söz konusu arsa payının emlak vergisi değeri 5.000 YTL olup,

tapuda bu değer (5.000 YTL) üzerinden harç ödenmiştir.

Yapılan işlemin tapu harcı uygulaması açısından değerlendirilmesi:

Burada, üzerine kat irtifakı tesis edilmiş arsaya inşa edilecek binaya ait bağımsız bölüme

isabet eden arsa payının satışı söz konusu olup, arsa payı satışının inşaatı tamamlanmış konut

satışından bir farkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, arsa payı vasfındaki gayrimenkulün alımsatımında

alıcı ve satıcı gerçek satış bedeli üzerinden harç ödeyecektir.

Örneğimizde; beyan edilen değer, arsa payı için belirlenen emlak vergisi değeri olmakla

birlikte, gerçek alım-satım bedelini yansıtmamaktadır. Dolayısıyla, gerçek alım-satım bedeli

ile emlak vergisi değeri arasındaki fark matrah (300.000 - 5.000 =295.000 YTL) üzerinden

alıcı ve satıcı adına cezalı tapu harcı tarhiyatı yapılacaktır.

D- 123 üncü maddede yapılan değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (ç) bendi ile, 492 sayılı Kanunun 123 üncü

maddesinin son fıkrasında yer alan
"harca tabi tutulmaz." ibaresi "bu Kanunda yazılı

harçlardan müstesnadır."

şeklinde değiştirilmiştir.

492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin son fıkrasında Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve

Kefalet Kooperatifleri ile (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma

Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil)

bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin

temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemlerde harç aranılmayacağı

hükme bağlanmıştır.

Kanunda sayılan kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini, teminatları ve geri

ödenmelerine ilişkin olarak noterde, tapuda, yargıda ve icrada yapılacak alomaliye.com

işlemlerden harç aranılmaması gerekmektedir. Ancak, kredilerin geri dönüşüne ilişkin icra

işlemlerinde söz konusu istisna hükmünün yargı harçlarını kapsayıp kapsamadığı hususunda

icra dairelerinde tereddütler yaşanmıştır. Yapılan bu düzenleme ile, kredilere ilişkin 123 üncü

maddede yer alan istisna hükmü daha açık bir şekilde vurgulanarak, söz konusu işlemlerin

hiçbir şekilde harca tabi tutulmayacağı belirtilmiş ve yargı harcı açısından uygulamada oluşan

tereddütlerin ortadan kaldırılması sağlanmıştır.

II- 492 SAYILI HARÇLAR KANUNUNA EKLİ TARİFELERDE YAPILAN

DEĞİŞİKLİKLER

A - (1) Sayılı Tarifede Yapılan Değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (d) bendi ile, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1)

sayılı tarifenin "A) Mahkeme Harçları" bölümünün sonuna;

"IV. Temyiz ve itiraz harçları:

a) Yargıtay ve Danıştay’a yapılacak temyiz başvurularında 60 YTL

b) Yürütmenin durdurulmasına ilişkin itirazlar dahil olmak üzere

Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerine

itirazen yapılacak başvurularda 40 YTL

c) Ağır Ceza Mahkemelerine itirazen yapılacak başvurularda 30 YTL",

B - (3) Sayılı Tarifede Yapılan Değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (e) bendi ile, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3)

sayılı tarifenin "I- Başvurma harcı" başlıklı bölümüne;

"c) Danıştay’a temyiz başvurularında 60 YTL

d) Bölge İdare Mahkemesine itirazen yapılan başvurularda 40 YTL",


fıkraları eklenmiştir.

Yapılan düzenleme ile, daha önce 492 sayılı Harçlar Kanununda yer almayan adli ve idari

yargıya ilişkin temyiz ve itiraz başvuruları harç kapsamına alınmıştır. Söz konusu başvurular

için "başvuru harcı" ihdas edilerek, yargı organlarının daha hızlı ve verimli çalışmasına imkan

sağlanmıştır.

C - (8) Sayılı Tarifede Yapılan Değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (f) bendi ile 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (8)

sayılı tarifenin sonuna aşağıdaki madde eklenmiştir.

"XII- Transfer fiyatlandırması ile ilgili yöntem belirleme anlaşması harçları:

1- Başvuru harcı 25.000 YTL

2- Yenileme harcı 20.000 YTL"


5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasında, "İlişkili

kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin

tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak

belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen

süre ve şartlar dahilinde kesinlik taşır." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, uygulayacağı yöntem konusunda tereddüdü bulunan mükelleflerin gerekli bilgi ve

belgelerle birlikte Maliye Bakanlığına başvurarak belli bir dönem için yöntem tespiti

talebinde bulunabilmesi mümkündür. Yapılan düzenlemeyle, söz konusu anlaşma sürecine

ilişkin başvuru ve yenileme işlemleri harca tabi tutulmuştur.

Tebliğ olunur.