5 Eylül 2016 Pazartesi

Şantiye Kontrol Hizmetleri

Şantiye Kontrol Hizmetleri


Yapı Kurgu, sözleşme imzalanmasından inşaatın tamamlanıp iskan ruhsatı alınıncaya kadar şantiyedeki uygulamaları işveren adına teknik yönden denetler ve yanlış uygulamaların önüne geçilmesini sağlar. Unutulmamalıdır ki; inşaat işlerinde iyi uygulama kötü bir projeyi başarılı bir proje haline getirirken, yanlış uygulamalar çok iyi bir projeyi içinden çıkılmaz bir hale sokabilir. Bu bağlamda şantiyeler işveren veya vekili tarafından titizlikle kontrol edilmelidir.


Aplikasyonların projeye uygunluğunun kontrol edilmesi.

İnşaat kalitesinin imzalanan sözleşmeye uygunluğunun kontrol edilmesi

Kullanılan malzemelerin denetimi

Yapının iskan almaya uygun olarak inşa edilmesinin sağlanması

Kentsel Dönüşüm Danışmanlığı

Kentsel Dönüşüm Danışmanlığı


Kentsel dönüşüm danışmanlığı ülkemizde yeni yeni oturmaya başlayan bir kavram. Esasında binalarını 6306 sayılı yasa kapsamında yenilemek isteyen herkesin İnşaat Sektöründe uzman bir firmadan destek/danışmanlık alması gerekir. Çünkü hayattaki her alanda olduğu gibi İnşaat / Mühendislik / Mimarlık da önemli uzmanlık bilgisi gerektiren alanlardır. Hem müteahhit hem de toprak sahipleri açısından kendilerine danışmanlık verebilecek bir kurum ihtiyacı vardır. Batı'daki gelişmiş ülkelerde büyük küçük tüm inşaat projeleri kanunlar kapsamında müşavir / danışman firmalarla beraber yürütülmektedir.  

Kentsel dönüşüm projelerinin inşaat / yapı alanında uzman bir firma ile yürütmenin faydalarını şöyle sıralayabiliriz

Kat Malikleri / Toprak Sahipleri açısından ;
Çok önemli uzmanlık bilgileri gerektiren inşaat ile ilgili olarak aklınızdaki sorulara uzman insanlardan cevaplar alırsınız. 
Mevzuatla ilgili olarak lehinize/ aleyhinize olabilecek tüm bilgileri edinirsiniz.
Müteahhitlerin sizin aleyhinize kullanabilecekleri hususları önlemiş olursunuz. 
Projenizi müteahhit değil sizinle birlikte müşavir firma hazırlar.
İnşaat süresince şantiyeyi sizin adınıza bilimsel ve teknik olarak takip edecek adamlarınız olur. 
Müteahhitler Açısından ;
Donanımlı ve bilgili bir müşavir firma ile çok daha hızlı yol alırsınız.
Proje işleri ile uğraşmaz sizin için en uygun çözümü daha rahat bulabilirsiniz.
Belediye ile ilgili bürokratik işlerle uğraşmak yerine müheahhitlik hizmetlerini ilgilendiren işlerinze çok daha fazla zaman ayırırsınız. 
Kat malikleri ile yapılacak birçok görüşme ile vakit kaybetmez gücünüzü projeleri daha sağlıklı gerçekleştirmek için harcarsınız.
Yukarıda sıralamaya çalıştığımız maddeler doğrultusunda Kentsel dönüşüm projelerinin bir danışman vasıtasıyla yürütülmesi gereğinin altını güçlü bir şekilde çizmektedir. Yapı Kurgu Mimari Mühendislik olarak tüm müteahhitlerimizin ve arsa sahiplerimizin kentsel dönüşüm ve her türlü inşaat projelerini teknik bilgisi olan bir yapı danışmanı firma ile yürütmelerini öneririz. 

Enerji Kimlik Belgesi

Enerji Kimlik Belgesi, 
Türk kanun ve yönetmeliklerine göre zorunlu göstergedir. 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve bu kanuna bağlı Binalarda Enerji Performansı yönetmeliğinde tanımlanmış ve 1 Ocak 2011'tarihi itibarı ile 50 m² üzerinde inşaat alanına sahip tüm binalara çıkarılması zorunlu hale gelmiştir.

Enerji Kimlik Belgesi, verildiği binanın Enerji Performansını göstermektedir ve tıpkı beyaz eşyalardaki gibi A ve G harfleri aralığında bir Enerji Sınıfı alır. A harfi verimli binayı, G harfi ise verimsiz binayı sembolize etmektedir. Burada şuna dikkat etmek gerekmektedir: bir bina olması gereken yapı ve yalıtım standartlarını tam olarak sağlıyorsa, C enerji sınıfını alır. Eğer olması gereken standartlardan daha iyi bir yapı ise B ve A enerji sınıflarını alabilmektedir. Yani C enerji sınıfı, binanın olması gereken azami standartları sağladığını göstermektedir.

1 Ocak 2011 tarihinden itibaren Türkiye'de yeni yapılan binaların yapı kullanım izinlerinin çıkarılabilmesi için Enerji Kimlik Belgesi'ni çıkartmak zorunlu olmuştur. Yeni binalara Enerji kimlik Belgesi düzenlenebilmesi için bina enerji sınıfının azami C olması gerekmektedir. Eğer bina olması gereken yapı ve yalıtım standartlarını karşılamıyorsa binanın enerji sınıfı C'nin altında olacaktır. Böylece Enerji Kimlik Belgesi düzenlenemeyeceği için yapı kullanım izni de alamamaktadır.

Mevcut binaların Enerji Kimlik Belgelerini tamamlamaları için ise 2017 yılına kadar süre tanınmıştır. Mevcut binalarda enerji sınıfı sınırlaması bulunmamaktadır. Yani mevcut binanın enerji sınıfı C sınıfının altında çıkabilir. Fakat 2017 yılından sonra yapılacak düzenlemeler ile binaların enerji sınıfına göre bir vergilendirme sistemi getirileceği bilinmektedir.

Ayrıca 2017 yılından sonra tüm bina alım - satım ve kiralamalarında Enerji Kimlik Belgesinin ibraz edilmesi zorunlu olacaktır. Böylece satın alan veya kiralayan aldığı yapının Enerji Sınıfının ne olduğunu bilecek ve tercihini buna göre yapabilecektir. Ayrıca Enerji Sınıfı yüksek olan binaların yalıtımı, cam-pencere sistemleri ve ısıtma-soğutma-havalandırma sistemlerinin kaliteli ve verimli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu nedenle Enerji Sınıfı yüksek olan binalara olan talep gün geçtikçe artacak ve bu da mutlaka yapı fiyatlarına yansıyacaktır.

Nasıl Hesaplanır?

Enerji Kimlik Belgesi hesaplamaları Çevre ve Şehircilik bakanlığına bağlı, online çalışan BEP-TR programı ile yapılmaktadır. BEP-TR, Bina Enerji Performansı Türkiye kelimesinin baş harflerinden oluşmaktadır. Kimlik Belgesi düzenlenecek olan binanın mimari, mekanik, elektrik ve ısı yalıtım projelerindeki tüm bilgiler BEP-TR programına girilerek işlenir. Ayrıca binanın konumu, yönü, bulunduğu yer vb. bilgiler de programa işlenerek hesaplama yapılır. Program girilen tüm bilgilere göre hafızasında bir referans bina oluşturur. Bu referans bina bilgileri girilen binanın olması gereken azami standartlara sahip hayali bir örneğidir. Eğer girişi yapılan bina, referans binanın standartlarını birebir karşılıyorsa C enerji sınıfını almaktadır. Eğer referans bina standartlarından daha iyi yapı, mekanik, elektrik veya yalıtım özelliklerine sahipse B ve A sınıflarına yükselebilmektedir. Standartları sağlayamıyor ise D, E, F, G enerji sınıflarından birini alabilmektedir. A enerji sınıfı alan binalar günümüzde çok azdır. Bir binanın A enerji sınıfını alabilmesi için yapı bileşenleri, elektrik, mekanik ve yalıtım özelliklerinin çok iyi durumda olmasının yanı sıra genelde alternatif enerji kaynaklarından da (güneş, rüzgar, toprak) yararlanıyor olması gerekmektedir.

Kimler Enerji Kimlik Belgesi Düzenleyebilir?

Enerji Kimlik Belgesini, Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Uzmanlığı eğitimine katılarak başarılı olmuş ve EKB Uzmanı Belgesini almış Mimarlar, Makine, Elektrik ve İnşaat Mühendisleri düzenleyebilmektedir. EKB Uzmanları yeni veya mevcut binalara Enerji Kimlik Belgesi düzenleyebilmektedirler. Yeni binalara Enerji Kimlik Belgesi düzenleyebilmeleri için aynı zamanda SMM (Serbest Mühendis Müşavir) belgesine sahip olmaları ve çalıştıkları kurumu BEP-TR sistemine kaydettirmeleri gerekmektedir. Mevcut binaların Enerji Kimlik Belgelerini ise bina kategorisinde yetkili bir Enerji Verimliliği Danışmanlığı firmasına bağlı çalışan EKB Uzmanları düzenleyebilmektedirler.
Dikkat Edilmesi Gerekenler!
  • Enerji Kimlik Belgenizi mutlaka güvenilir bir firmaya düzenletin. Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmesi sırasında yapılacak usulsüzlüklerden bina sahibi ya da yönetiminin sorumlu olduğunu unutmayın.
  • Enerji Kimlik Belgesi, mevcut binalar ve yeni binalar olarak iki farklı şekilde sisteme girilmektedir. Eski bina için EKB yaptıracaksanız, firmanın mutlaka eski binalar için yetkisinin olup olmadığını sorunuz. Eski binaya yetkili firma sayısı 30 civarındadır. Yeni binaya yetkili firma sayısı ise binlercedir. Bu nedenle eski bina ve yeni bina EKB'leri arasında ciddi fiyat farkları olmaktadır.
  • Piyasada sahte oluşturulmuş Enerji Kimlik Belgeleri bulunmaktadır. O nedenle aldığınız Enerji Kimlik Belgenizi mutlaka aşağıdaki sorgulama linkinden sorgulatınız.
  • Enerji Kimlik Belgesi hesaplamalarında binanın tüm yapı bilgilerinin BEP-TR programına girilmesi gerektiğini unutmayınız. Binanın sadece dış duvar, kapı ve pencerelerini sisteme girip, daire, oda, merdiven bilgilerini girmeden belge düzenleyenlere karşı dikkatli olunuz.
  • Enerji Kimlik Belgesi hesaplamaları birkaç saatte tamamlanabilecek kolaylıkta olabileceği gibi birkaç haftada da tamamlanabilecek zorlukta da olabilir. İşin tamamlanma süresi yapının inşaat alanına ve mimari zorluğuna bağlıdır.

BİNALARDA ENERJİ KİMLİK BELGESİ (EKB)NEDİR?

BİNALARDA ENERJİ KİMLİK BELGESİ (EKB)NEDİR?

“5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu” ve buna bağlı olarak çıkartılan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ne göre, binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasını sağlamak için, asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren belgedir.
Enerji Kimlik Belgesi (EKB), Aşağıda belirtilen yapıların dışında tüm binalarda kullanılacaktır. Sanayi alanlarında üretim faaliyetleri yürütülen binalar, Planlanan kullanım süresi iki yıldan az olan binalar, Toplam kullanım alanı 50 m2 ’nin altında olan binalar, Seralar, Atölyeler, Münferit olarak inşa edilen ve ısıtılmasına, soğutulmasına gerek duyulmayan depo, ardiye, ahır, ağıl gibi binalar, Mücavir alan dışında kalan ve toplam inşaat alanı 1.000 m2’den az olan binalar. İlgili idareler, Enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar,

Yatırımcı kuruluşlar, Bina sahipleri, Bina yöneticileri veya enerji yöneticileri, İşletmeci kuruluşlar, İşveren veya temsilcileri, Tasarım ve uygulamada görevli mimar ve mühendisler, Uygulayıcı yükleniciler ve üreticiler, Binanın yapılmasında, kullanılmasında ve enerji kimlik belgesi düzenlenmesinde görev alan müşavir, danışman, proje kontrolü yapan gerçek veya tüzel kişiler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, denetleme kuruluşları ve işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve sorumludur. Projenin eksik veya hatalı olması veya standartlara uygun olmaması halinde, proje müellifleri; yapımın eksik veya hatalı olması veyahut standartlara uygun olmaması halinde ise, varsa yapı denetim kuruluşu ve yüklenici veya yapımcı firma, yetkileri oranında sorumludur. Sistemin uygun çalışmaması işletmeden kaynaklanıyor ise, bina sahibi, yöneticisi veya varsa enerji yöneticisi veya işletmeci kuruluş doğrudan sorumlu olur. İlgili idareler, sorumluluğun takip, tespit ve gereğinin yerine getirilmesi hususunda görevli ve yetkilidir. İlgili idareler ve enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, projelerin ve uygulamaların bu Yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığını denetler.

Bu Yönetmeliğe uygun tasarım ve uygulaması yapılmayan binalara yapı ruhsatı veya yapı kullanım izin belgesi verilmesi durumunda, ilgili idareler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar ve varsa yapı denetim kuruluşları sorumlu olur. Enerji Kimlik Belgesi düzenleme tarihinden itibaren 10 yıl süre ile geçerlidir. Enerji Kimlik Belgesi, enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluş tarafından hazırlanır ve ilgili idarece onaylanır. Bu belge, yeni binalar için yapı kullanma izin belgesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Enerji Kimlik Belgesinin bir nüshası bina sahibi, yöneticisi, yönetim kurulu ve/veya enerji yöneticisince muhafaza edilir, bir nüshası da bina girişinde rahatlıkla görülebilecek bir yerde asılı bulundurulur. Enerji Kimlik Belgesi, binanın yıllık birincil enerji ihtiyacının değişmesine yönelik herhangi bir uygulama yapılması halinde, bu Yönetmeliğe uygun olacak şekilde bir yıl içinde yenilenir. Enerji Kimlik Belgesinin, binanın tamamı için hazırlanması şarttır. Ayrıca, isteğe bağlı olarak, kat mülkiyetini haiz her bir bağımsız bölüm veya farklı kullanım alanları için ayrı ayrı düzenlenebilir.

Enerji kimlik belgelerinin düzenlenmesinden, yetkili kuruluşun ilgili personeli ve yetkili kuruluş adına kuruluşun sahibi veya yöneticisi müteselsilen sorumludur. Binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olması şartı aranır. Binanın veya bağımsız bölümün satılması veya kiraya verilmesi safhasında, mal sahibi enerji kimlik belgesinin bir suretini alıcıya veya kiracıya verir. Mevcut binalar ve inşaatı devam edip henüz yapı kullanım izni almamış binalar için Enerji Verimliliği Kanununun yayımı tarihinden itibaren on yıl içinde (02.05.2017 tarihine kadar ) Enerji Kimlik Belgesi düzenlenir. (Alım-Satım ve kiralama işlemi olursa hemen düzenlenir.) Binaların enerji performansı nasıl belirlenir? Bir binanın enerji performansının belirlenmesi;
a) Binanın m2 başına düşen yıllık enerji tüketiminin belirlenmesi,
b) Bu değere göre CO2 salımının hesaplanması,
c) Bu değerlerin referans bir bina’nınki ile kıyaslanması,
d) Kıyaslama sonucuna göre binanın A-G arası bir enerji sınıfına yerleştirilmesi ile gerçekleşir.

Bina Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi nedir? Bina enerji performansı hesaplama yöntemi (BEP-HY),

a) Binanın enerji tüketimine etki eden tüm parametrelerin, binaların enerji verimliliğine etkisini değerlendirmek,
b) Enerji performans sınıfını belirlemek için geliştirilmiştir. Hesaplama yöntemi, Konutlar, Ofisler, Eğitim binaları, Sağlık binaları, Oteller ile Alışveriş ve ticaret merkezleri Gibi bina tipolojilerindeki mevcut ve yeni binaların enerji performansını değerlendirmek için kullanılır. Bu hesaplama yöntemi; Proje aşamasındaki binalar için çeşitli tasarım alternatiflerinin enerji performanslarının karşılaştırılması, Mevcut ve yeni yapılacak binaların enerji performansının standartlaştırılmış seviyesinin gösterilmesi, Mevcut binalarda enerji ihtiyacının hesaplanması yolu ile enerji verimliliği tedbirlerinin uygulanması ve uygulanmaması durumlarının değerlendirilmesi, Bu hesaplama yöntemi, bina enerji performansını değerlendirirken; Binaların ısıtılması ve soğutulması için binanın ihtiyacı olan net enerji miktarının hesaplanmasını, Net enerjiyi karşılayacak kurulu sistemlerden olan kayıpları ve sistem verimlerini de göz önüne alarak binanın toplam ısıtma-soğutma enerji tüketiminin belirlenmesini, Havalandırma enerjisi tüketiminin belirlenmesini, Binalarda günışığı etkileri göz önüne alınarak, günışığından yararlanılmayan süre ve günışığının etkili olmadığı alanlar için aydınlatma enerji ihtiyacının ve tüketiminin hesaplanmasını, Sıhhi sıcak su için gerekli enerji tüketiminin hesaplanmasını kapsamaktadır. Bu hesaplama yöntemi ilgili AB standartları ile, gerekli görülen durumlarda ASHRAE ve Türk standartlarından yararlanılarak oluşturulmuştur Hesaplama yöntemi, “basit saatlik dinamik yöntem”dir. Basit saatlik dinamik yöntem, binanın ısıtma-soğutma için gereken net enerji ihtiyacını ve bu ihtiyacın karşılanacağı sistemlerin tüketimini saatlik olarak hesaplar. Hesaplama sonucunda ne olur? Hesaplama sonucunda, binanın yıllık Isıtma Soğutma Sıcak su Aydınlatma Havalandırma Tüketimleri birincil enerji olarak belirlenir. Bu tüketim değerlerine bağlı olarak CO2salımı hesaplanır. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı hesaba katılmaktadır. Binanın hesaplanan enerji tüketim miktarı ve CO2 Salımı, referans binanın değerleriyle karşılaştırılır.

Referans bina nedir?

A. Yeri ve İklim Verileri Aynı iklim verileri kullanacak Aynı yönlendirmeye sahip olacak Gerçekte yapılacak ve enerji kimlik belgesi düzenlenecek bina ile aynı yerde ve aynı yönde planlanacak, hesaplama programı aynı özellikler için hem gerçek hem de referans bina için tek seferde girilen veriler için iki kez çalışacak, Bina aynı yerde olduğu için bulunduğu yerin  iklim verileri hem  gerçek hem de referans bina için geçerli olacak.

B. GEOMETRİ Plan ve çatı tipleri aynı olacak Kat sayısı ve toplam alanı aynı olacak Gerçekte yapılacak ve enerji kimlik belgesi düzenlenecek bina ile aynı geometri de planlanacak, hesaplama programı aynı özellikler için hem gerçek hem de referans bina için tek seferde girilen veriler için iki kez çalışacak, Gerçekte yapılacak ve enerji kimlik belgesi düzenlenecek bina ile aynı katsayısı ve toplamalarına sahip planlanacak, hesaplama programı aynı özellikler için hem gerçek hem de referans bina için tek seferde girilen veriler için iki kez çalışacak,

C. Bina kabuğu Opak ve saydam bileşenler TS825 zorunlu standardına uygun olacak. Referans bina kabuğu minimum TS825 standardına uygun olacaktır. Gerçekte yapılacak ve enerji kimlik belgesi düzenlenecek bina kabuğu ise TS825 standardının minimum değerinden daha iyi olmasının önünde herhangi bir engel yoktur.

D. Mekanik sistemler Yasal mevzuatların izin verdiği minimum verim değerlerine ve tanımlanan sistem özelliklerine sahip olacak Referans bina ısıtma sisteminde yakıt olarak doğalgaz seçilmiştir, Referans binada, merkezi ısıtma sistemi seçilmiştir, Referans bina sistem verimleri yasal mevzuatların (yönetmelik ve standartların) izin verdiği minimum verim ve etkenlik değerleri seçilmiştir, Referans konut binasında havalandırma doğal havalandırma seçilmiştir, Referans konut dışı binalar da havalandırma mekanik seçilmiştir. Referans konut binasında soğutma sistemi bireysel sistem olarak seçilmiştir, Referans konut dışı binada soğutma sistemi merkezi sistem olarak seçilmiştir. Mevcut veya tasarlanmış-herhangi-bir sistemin, net enerji ihtiyacı olmasına rağmen bulunmaması durumunda, sistem karakteristikleri referans bina ile aynı alınır. Mevcut veya tasarlanmış-herhangi-bir sistemin, hesaplanan net enerji ihtiyacı karşısında yetersiz kalması durumunda, ihtiyacın karşılanamayan kısmını karşılamak üzere, hayali bir sistem atanır. Bu hayali sistemin özellikleri, referans binadaki ilgili sistem ile aynıdır.

E. Aydınlatma sistemi Aydınlatma için tanımlanan minimum parametrelere sahip olacak Ele alınan hacmin aydınlatma sistemi direkt kabul edilir. Hacimler de duvarların ışık yansıtma katsayısı (ρD)%50, tavanın ışık yansıtma katsayısı (ρT)%70 olarak belirlenmiştir. Yapma aydınlatma sisteminde kullanılan lambaların: *konut binaları için %30’unun kompakt fluoresan lamba ve %70’inin enkandesan lamba; *ticari binalarda %70’inin tüp fluoresan lamba ve %30’unun enkandesan lamba olarak kabul edilmiştir. Aygıt tipi D grubu IP2X normal aygıt olarak seçilmiştir, bakım faktörü (MF) değeri %67’dir. Gün ışığı geçişinin zayıf ve yapma aydınlatma sistemi kontrolünün manuel olması durumunda gerçekleşen Gün ışığı Bağımlılık Faktörü (FD değeri) için hacim türüne bağlı olarak yer alan tanımlı değerler aşağıdaki tabloda verilmiştir. Asıl binada ise FD değeri hesaplanarak elde edilir. Aydınlık Düzeyi (lux) Enlem 36 37 38 39 40 41 300 0,83574 0,83808 0,84042 0,84276 0,84510 0,84744 500 0,87904 0,88092 0,88280 0,88468 0,88656 0,88844 750 0,91440 0,91574 0,91708 0,91842 0,91976 0,92110

F. Sıcak su sistemi Yasal mevzuatların izin verdiği minimum verim değerlerine ve tanımlanan sistem özelliklerine sahip olacak Referans konut binasında sıcak su sistemi için doğalgazlı şofben seçilmiştir, Referans konut dışı binada merkezi sıcak su sistemi seçilmiştir, Referans bina için seçilen sistemler için yönetmelik ve standartların izin verdiği minimum verim değerleri seçilmiştir.

G.Yenilenebilir enerji ve kojenerasyon sistemi Yenilenebilir enerji sistemi ve kojenerasyon sisteminin bulunmadığı kabul edilmiştir. Referans bina için herhangi bir şekilde yenilenebilir enerji veya kojenerasyon sisteminin kullanılmadığı kabulü yapılmıştır, Yönetmelik revizyonunda yenilenebilir enerji kullanımı için minimum oran verilmesi halinde referans bina tanımına yansıtılacaktır. Sınıflandırma nasıl yapılır? Gerçek bina için yapılan hesaplamanın aynısı, hayali referans bina için de yapılır. Hesaplamaların sonuçları karşılaştırılarak, gerçek binanın enerji performansı referans binanınkine oranlanır. Elde edilen orana göre, binanın enerji sınıfı belirlenir. İşlem sonucunda bina için enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olur. Bina Enerji Performans Sınıflandırması? Referans bina ile aynı değerlere sahip bir binanın Ep değeri 100’dür, Referans bina D sınıfının üst sınırına yerleşmektedir; Enerji sınıfı Ep aralıkları A 0-39 B 40-79 C 80-99 D 100-119 E 120-139 F 140-174 G 175-… Bina Enerji Performansı Yazılımı (BEP-TR) nedir? BEP-TR, ulusal hesaplama yönteminin yazılımıdır. İnternet tabanlı bir yazılımdır. Girilen bilgiler Bakanlık kontrolünde olan merkezi veritabanında depolanır. Böylece Türkiye’de binalar ile ilgili ayrıntılı bir takip sistemi ve veritabanı oluşturulmaktadır. Bina Enerji Performansı Yazılımı (BEP-TR) nedir? BEP-TR yalnızca kayıtlı kullanıcılar tarafından kullanılabilir. Sistemin kayıtlı kullanıcıları, Bakanlık, yerel yönetimler, akredite olmuş Serbest Mühendis Müşavirler veya Enerji Verimliliği Danışmanlığı firmaları ve EKB uzmanlarıdır. Bina Enerji Performansı Yazılımı (BEP-TR) nasıl kullanılır? Bakanlık, sistemdeki bütün kullanıcıları ve işlemleri tanımlar, kontrol eder, denetler. İstediği zaman istediği yere müdahale edebilir. Yerel yönetimler, yeni projelere ait EKB’leri kontrol eder ve onaylarlar. Firmalar, kendi çalışanlarını ve firmaları bünyesinde yürütülen projeleri takip ve kontrol ederler. EKB uzmanları, binalara enerji kimlik belgesi düzenlemek için yazılımın hesaplama bölümünü kullanırlar. Bakanlık, eğitimi tamamlamış ve sınavdan başarılı şekilde geçerek akredite olmuş Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Uzmanlarına, kişiye özgü kullanıcı adı ve şifre verir. Uzmanlar, şifreleriyle giriş yaptıkları yazılımın internet sitesinde, binaya ait bilgilerin girişini yapar. Girilen bilgiler tamamlandığında, dosya merkezi veritabanına gönderilir. Hesaplama, merkezi sistemde yapılır. Hesaplama sonucu üretilen sertifika, e-mail ile EKB Uzmanına gönderilir.


4 Eylül 2016 Pazar

GAYRİMENKULLERİN ELDEN ÇIKARILMASINDA VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLER REHBERİ

GAYRİMENKULLERİN ELDEN ÇIKARILMASINDA VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLER REHBERİ

Bu rehber sadece pdf formatında hazırlanmıştır.
Ayrıntılı bilgi almak için
Vergi İletişim Merkezinin (VİMER) 444 0 189 telefon hattına
başvurabilirsiniz.
www.gib.gov.tr
Bu rehber, yayım tarihinde yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak hazırlanmıştır. Güncel mevzuat bilgilerine ücretsiz olarak ulaşmak için Başkanlığımızın internet sayfası aracılığıyla e-posta bilgilendirme hizmetine abone olabilirsiniz.
Bu rehbere elektronik ortamda www.gib.gov.tr internet sayfasından ulaşabilirsiniz.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı
Yayın No: 186
Nisan: 2014

MÜKELLEF HAKLARI BİLDİRGESİ
Bu bildirge, Türk Gelir İdaresinin mükellef odaklı, kaliteli hizmet sunma anlayışı içerisinde, saygılı ve dürüst olma temel ilkesiyle çalışmaya, vergi ödemenin sadece bir yükümlülük değil vatandaş olma ve sorgulama hakkı olduğu bilinciyle kendisinden hizmet alan herkesi memnun etmeye ve sorunları çözmeye olan bağlılığını onaylar.
Bu nedenle;
• Açık, güvenilir, zamanında ve yeterli bilgi ile hizmet vereceğiz.
• Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde öğrenmek istediğiniz her bilgi için doğru insanlarla temasa geçmeniz konusunda sizleri yönlendireceğiz.
• Vergi konusundaki gelişmeleri sürekli güncellenen internet sayfamızla ve basılı yayınlarla sizlere en kısa zamanda duyuracağız.
• Ücretsiz e-posta sistemimize kaydolmanız durumunda vergisel gelişmeleri kaynağından ve anında öğrenmiş olacaksınız.
• Şahsi ve gizli bilgilerinize saygılıyız. Bu bilgileri Vergi Usul Kanunu’nun öngördüğü haller dışında açıklamayacağız ve kullanmayacağız.
• Vergi ile ilgili yükümlülüklerinizin yerine getirilmesinde sizlere her türlü kolaylığı sağlayacağız.
• Yaptığımız işlemlerde ve gerçekleştirdiğimiz düzenlemelerde vergi kanunlarının adil, hukuksal, tarafsız ve rekabeti koruyucu bir şekilde uygulanmasını esas alacağız.
• Vergi incelemelerinde kanunları doğru, tarafsız ve tutarlı bir şekilde uygulayacağız. İncelemenin her aşamasında sizi bilgilendireceğiz.
• Şikayetlerinizi gerçek kimlik ve iletişim bilgilerinizle iletmeniz halinde, en kısa sürede sonuç ile beraber size döneceğiz.
• Sürekli olarak kendimizi yenileyecek, daha iyi hizmet sunmanın arayışı içinde olacağız.

MİSYONUMUZ
Toplumsal refahın artırılmasına destek sağlamak üzere yeterli geliri
adalet, tarafsızlık, verimlilik ilkeleri çerçevesinde toplamak,
vergi sisteminin basitleştirilmesi ve
uyumun artırılmasına katkıda bulunmak
ve mükellefe kaliteli hizmet sunmaktır.

VİZYONUMUZ
Her türlü ekonomik yapı ve aktiviteyi geliştiren, kavrayan;
güvenilir, etkin, şeffaf, küresel boyutta
öncü ve örnek bir idare olmaktır.
TEMEL DEĞERLERİMİZ
Güvenilirlik
Adalet
Tarafsızlık
Etkinlik (Hız, esneklik ve verimlilik)
Saydamlık
Sorumluluk Bilinci
Çözüm Odaklılık
Yetkinlik
Sürekli Gelişim
Katılımcılık

İÇİNDEKİLER
Giriş
1. Gelir Vergisinin Konusu ve Unsurları
2. Gayrimenkul Alım-Satım İşlerinde 'Ticari Kazanç - Değer Artış Kazancı' Ayrımı
3. Gayrimenkulün Tanımı ve Elden Çıkarılması
a. Mal ve Hakların İktisap Şekli
b. Mal ve Hakların Elden Çıkarılma Süresi
4. Safi Değer Artışının Tespiti
5. Değer Artış Kazancının Beyanı
6. Gayrimenkul Alım - Satım İşlerinde Katma Değer Vergisi Uygulaması
7. Gayrimenkul Alım - Satım İşlerinde Tapu Harcı Yükümlülüğü
8. Gayrimenkul Alım - Satım İşlerinde Emlak Vergisi Kanunundan Kaynaklanan Yükümlülükler

GİRİŞ
Bu rehber, gayrimenkul alım-satımı sırasında vergisel yükümlülüklerin eksiksiz yerine getirilmesi için, mükelleflerimizin doğru yönlendirilmelerini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
Rehberde, gelir vergisinin konusu ve unsurları, gayrimenkul alım-satım işlerinde 'ticari kazanç - değer artış kazancı' ayrımı, gayrimenkul olarak tanımlanan mal ve hakların neler olduğu ve bu mal ve hakların elden çıkarılması sırasında elde edilen kazancın niteliği, safi değer artışının tespiti ve kazancın hangi hallerde beyan edileceğine dair açıklamalara ve gayrimenkul alım- satımında katma değer vergisi, gayrimenkul alım-satımında tapu harcı yükümlülüğü ve emlak vergisi yükümlülüğü konularına yer verilmektedir.

1-GELİR VERGİSİNİN KONUSU VE UNSURLARI
Gelir Vergisi Kanununda gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak tanımlanmış, hangi tür kazanç ve iratların gelire dahil olduğuna ve gelirin nelerden oluştuğuna yer verilmiştir. Söz konusu kazanç ve iratlar aşağıdaki gibidir:
1. Ticari kazançlar,
2. Zirai kazançlar,
3. Ücretler,
4. Serbest meslek kazançları,
5. Gayrimenkul sermaye iratları,
6. Menkul sermaye iratları,
7. Diğer kazanç ve iratlar.
Bir gelirin vergiye tabi olabilmesi için sayılan bu gelir türlerinden birine girmesi gerekmektedir. Her gelir unsuru için farklı vergileme teknikleri öngörüldüğünden, kazanç ve iratların hangi gelir unsurunun kapsamına girdiğinin tespiti son derece önemlidir.
Gerçek kişilerin sahip oldukları gayrimenkulleri elden çıkarmalarından doğan kazancın niteliği ve vergilendirilmesi hakkında, Gelir Vergisi Kanununda iki ayrı gelir türünde düzenlemeye yer verilmiştir. Bunlardan ilki "ticari kazanç", diğeri ise "diğer kazanç ve iratlar" hükümlerinde yer alan düzenlemedir.
(Amortismana tabi iktisadi kıymet olarak gayrimenkullerin elden çıkarılması halinde elde edilen kazancın serbest meslek kazancı veya zirai kazanç olarak dikkate alınmasına ilişkin hükümlere, bu rehberin konusu dışında kalmaları nedeniyle yer verilmemiştir.)

a) Ticari kazanç: Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançtır. Ticari kazancı belirleyen temel unsur faaliyetin sermaye ve emekten oluşan bir organizasyona dayanması ve bu organizasyonun işlemlerindeki devamlılıktır. Gelir Vergisi Kanununda "gayrimenkullerin alım satımı ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerden elde ettikleri kazançlar"ın ticari kazanç olarak vergilendirileceği belirtilmiştir.

b) Diğer kazanç ve iratlar: Belirli kaynaklara bağlanması mümkün olmayan, belirli dönemlerde (periyodik olarak) meydana gelmeyen, devamlı değil arızi olan ve çoğu zaman bir teşebbüs sonucu olmaksızın, kişilerin bazı mal varlıklarında kendiliğinden meydana gelen kazanç ve iratlardır. Bu gelir türünü diğerlerinden ayıran en önemli özellik, devamlılık göstermeyen gelirlerin bu kapsamda değerlendirilmiş olmasıdır. Diğer kazanç ve iratlar, "değer artış kazançları" ve "arızi kazançlar" olmak üzere iki alt ayrıma tabi tutulmuştur.

2-GAYRİMENKUL ALIM-SATIM İŞLERİNDE 'TİCARİ KAZANÇ DEĞER ARTIŞ KAZANCI' AYRIMI
Gayrimenkullerin elden çıkarılmalarından doğan kazancın niteliğinin belirlenmesi, yani kazancın diğer kazanç ve iratlar gelir türündeki "değer artış kazancı" olarak mı, yoksa ticari kazanç mı olarak vergilendirilmesi gerektiğinin belirlenmesi önem arz etmektedir.

Gayrimenkul alım satım işinden elde edilen gelirin niteliğinin belirlenmesinde ilk önemli unsur "faaliyetteki devamlılık"tır.

Gayrimenkul alım satım işleri devamlı olarak, bir meslek halinde sürdürülüyorsa elde edilen kazanç ticari kazançtır. Burada devamlılık unsurunu belirleyen en belirleyici ölçüt 'kazanç doğuran işlem sayısındaki çokluktur. İşlem sayısındaki çokluk gayrimenkullerin aynı takvim yılı içerisinde birden fazla veya takip eden birden fazla takvim yılında art arda satılmış olmasına göre belirlenir.
Alım satım işlemlerinin birden fazla olması halinde kazanç şeklinin belirlenebilmesi için ikinci önemli unsur olan "satışın hangi amaçla yapıldığı"nın tespit edilmesi gerekmektedir.
Gayrimenkul alım satımı kazanç elde etmek için yapılıyorsa söz konusu alım-satım işlemi ticari kazanç kapsamında değerlendirilir.

Gayrimenkul alım satımında ticari bir amaç yoksa şahsi ihtiyacın karşılanması ya da servetin korunması amacıyla yapılıyorsa elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak değerlendirilir.
Gayrimenkul alım satım işinden elde edilen gelirin niteliğinin belirlenmesinde üçüncü önemli unsur ise "ticari bir organizasyonun varlığı"dır.

Gayrimenkul alım satımı, şekli ve maddi şartları ile kurulmuş bir ticari organizasyon içinde yapılıyorsa elde edilen kazanç ticari kazançtır. Ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça belli olmadığı hallerde ise kazanç türü "faaliyetteki devamlılık" ve "satışın hangi amaçla yapıldığı" unsurlarına göre tespit edilir.
Gayrimenkul alım satım işlemi "ticari kazanç" hükümleri kapsamında değilse, elde edilen kazanç "değer artış kazancı" hükümlerine göre tespit edilir.
3-GAYRİMENKULÜN TANIMI VE ELDEN ÇIKARILMASI
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin 6 ıncı bendi uyarınca, aşağıda belirtilen mal ve hakların 5 yıl içerisinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancının konusunu oluşturmaktadır.
• Arazi, bina, maden suları, memba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı,
• Voli mahalleri ve dalyanlar,
• Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar,
• Gemi ve gemi payları ile bilumum motorlu tahmil ve tahliye vasıtaları,
Elden çıkarmadan maksat, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir bedel karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasıdır.
Burada öncelikle dikkat edilmesi gereken husus mal ve hakların iktisap şekli ve elden çıkarılma süresidir.

a. Mal ve Hakların İktisap Şekli
Söz konusu mal ve haklar bedelsiz olarak edinilmişse bu mal ve hakların elden
çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı olarak vergilendirilmeyecektir.
Bunun dışında, iktisap şekli ne olursa olsun söz konusu mal ve hakların elden
çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı olarak vergilendirilecektir.
Örnek 1: Bayan (A) 10.07.2013 tarihinde kendisine miras yoluyla intikal eden
apartman dairesini, 16.09.2013 tarihinde satmıştır. Satışa konu apartman dairesinin
bedelsiz olarak (veraset yoluyla) intikal etmesi nedeniyle, Bayan (A)'nın bu satıştan
elde ettiği gelir, değer artış kazancı olarak vergilendirilmeyecektir.

b. Mal ve Hakların Elden Çıkarılma Süresi
Söz konusu mal ve haklar, 01.01.2007 ve sonrasında elde edilmiş ise iktisap
tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değer artış
kazancı olarak değerlendirilecektir. Eğer elden çıkarma, iktisap tarihinden başlayarak
beş yıldan daha fazla bir süre sonra gerçekleşmişse, elde edilen kazanç değer artışı
kazancı olarak vergilendirilmeyecektir.
Söz konusu mal ve haklar, 01.01.2007 tarihinden önce elde edilmiş ise iktisap
tarihinden başlayarak dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değer artış
kazancı olarak değerlendirilecektir. Eğer elden çıkarma, iktisap tarihinden başlayarak
dört yıldan daha fazla bir süre sonra gerçekleşmişse, elde edilen kazanç değer artışı
kazancı olarak vergilendirilmeyecektir.
Söz konusu mal ve hakların iktisap tarihlerinin belirlenmesi için gerekli olan
açıklamalara 25.03.2011 tarih ve 76 Seri Nolu Gelir Vergisi Kanunu Sirkülerinde yer
verilmiştir.
Örnek 2: Bay (B), 15.05.2011 tarihinde satın almış olduğu bir konutu
09.03.2013 tarihinde satmış ve 150.000 TL kazanç elde etmiştir. Buna göre, Bay (B)
konutu 01.01.2007 sonrasında satın aldığı ve alış tarihinden itibaren beş tam yıl
geçmeden sattığı için elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak vergilendirilecektir.
Örnek 3: Bayan (C), 08.04.2006 tarihinde satın almış olduğu bir konutu
17.05.2013 tarihinde satmış ve 100.000 TL kazanç elde etmiştir. Buna göre, Bayan (C)
konutu 01.01.2007 öncesinde satın aldığı ve alış tarihinden itibaren dört tam yıl
geçtikten sonra sattığı için elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak
vergilendirilmeyecektir. Bayan (C), konutunu alış tarihinden itibaren dört tam yıl
geçmeden (08.04.2010 tarihine kadar) satmış olsaydı elde ettiği kazanç değer artış kazancı olarak vergiye tabi olacaktır.

4-SAFİ DEĞER ARTIŞININ TESPİTİ
Değer artış kazancında vergilendirilecek kazanca "safi değer artışı" denilmektedir. Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından aşağıdaki indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunmaktadır.
Mal ve hakların elden çıkarılması sonucunda elde edilen değer artış kazancından indirilebilecek giderler;
— Elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedeli,
— Elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının üzerinde kalan giderler ve ödenen vergi ve harçlar.
Maliyet bedelinin tespit edilememesi halinde maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Takdir Komisyonunca tespit edilecek bedel esas alınacaktır.
Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Türkiye İstatistik Kurumu'nca belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir.
Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedelinin üretici fiyat endeksindeki artış oranında arttırılabilmesi için, alış ve satış tarihleri arasındaki sürede endeksteki artış oranının %10 veya üzerinde olması gerekmektedir.
2006 yılının Ocak ayından itibaren toptan eşya fiyat endeksi yerine, üretici fiyat endeksi (ÜFE) yayımlanmaktadır. Bu nedenle 01.01.2006 tarihinden sonra yapılan endekslemelerde toptan eşya fiyat endeksi yerine, üretici fiyat endeksi (ÜFE) dikkate alınacaktır. (2003 Temel Yıllı Üretici Fiyatları Endeks Rakamlarını gösterir tablo rehberin sonunda yer almaktadır.)
Örnek 4: Bay (D), 16.04.2006 tarihinde 5.000 TL'ye satın aldığı bir araziyi Bay (E)'ye 24.02.2010 tarihinde 15.000 TL'ye satmıştır. Buna göre, Bay (D) araziyi 01.01.2007 öncesinde satın aldığı ve alış tarihinden itibaren dört tam yıl geçmeden satmış olduğundan dolayı, elde ettiği kazanç değer artış kazancı olarak vergiye tabi olacaktır.
Arazinin satın alındığı aydan bir önceki ay olan Mart 2006'da ÜFE endeksi 125,33, elden çıkarıldığı aydan önceki ay olan Ocak 2010'da ÜFE endeksi 166,52'dir. Endeksleme oranının ilgili dönemde %10'un üzerinde artmış olduğu görülmektedir.
(166,52 - 125,33 / 125,33 = %32,86 )
Arazinin endekslenmiş maliyet bedeli (5.000 x 166,52 / 125,3 =) 6.643,26 TL olarak hesaplanmaktadır. Bay (D) arazisini elden çıkarma karşılığında toplam 15.000 TL hasılat elde etmiştir. Bu durumda elde edilen değer artış kazancı (15.000 - 6.643,26 =) 8.356,74 TL'dir. 2010 yılında elde edilen bu kazancın 7.700 TL tutarı gelir vergisinden istisna olduğundan dolayı beyan edilecek değer artış kazancı (8.356,74 - 7.700 =) 656,74 TL'dir.

5-DEĞER ARTIŞ KAZANCININ BEYANI
Değer artış kazançlarının beyan konusu edilip edilmeyeceği, elde edilen iradın istisna haddinin altında kalıp kalmadığına bağlıdır. İstisna haddini aşan tutarda gelir elde edilmesi halinde yıllık beyanname verilecektir.
Gayrimenkullerin elden çıkarılmasından doğan değer artış kazancının 2013 yılı için 9.400 Türk Lirası gelir vergisinden istisnadır.
Elde edilen değer artış kazancının safi miktarı, açıklanan istisna sınırını aşması durumunda, elde edilen gelir satışın yapıldığı yılı takip eden yılın Mart ayının 1 inci gününden 25 inci günü akşamına kadar Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilecektir. Beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisi, Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere 2 eşit taksitte ödenecektir.
2013 yılında elde edilen gelirlere aşağıda yer alan vergi tarifesi uygulanarak gelir vergisi hesaplanır. (Gelir Vergisi Kanunu 103 üncü madde)
10.700 TL'ye kadar
% 15
26.000 TL'nin 10.700 TL'si için 1.605 TL, fazlası
% 20
60.000 TL'nin 26.000 TL'si için 4.665 TL, (ücret gelirlerinde 94.000 TL'nin 26.000 TL'si için 4.665 TL), fazlası
% 27
60.000 TL'den fazlasının 60.000 TL'si için 13.845 TL, (ücret gelirlerinde 94.000 TL'den fazlasının 94.000 TL'si için 23.025 TL), fazlası
% 35
Gelir vergisi hesaplaması, www.gib.gov.tr internet adresinden (internet vergi dairesi /hesaplamalar /gelir vergisi hesaplama) otomatik olarak yapılabilmektedir.
Örnek 5: Bayan (E), 10.07.2010 tarihinde 200.000 TL'ye satın almış olduğu konutu
15.04.2013 tarihinde 300.000 TL'ye satmıştır. Buna göre, Bayan (E) konutu 01.01.2007 sonrasında satın aldığı ve alış tarihinden itibaren beş tam yıl geçmeden satmış olduğundan dolayı, elde ettiği kazanç değer artış kazancı olarak vergiye tabi olacaktır.
Bu durumda Bayan (E)'nin elde ettiği değer artış kazancı gayrimenkulün alış bedelinin, ÜFE artış oranında artırılması ile bulunacak tutarın, hasılattan indirilmesi ile bulunacaktır. Gayrimenkulün iktisap tarihinden önceki ay olan Haziran 2010'da ÜFE 173,73, elden çıkarıldığı aydan önceki ay olan Mart 2013'de ÜFE 210,33'dür. Bu durumda endeksleme oranının ilgili dönemde %10'un üzerinde artmış olduğu görülmektedir.
(210,33 -173,73 /173,73 = %21)
Dolayısıyla Bayan (E)'nin elden çıkardığı gayrimenkulün endekslenmiş maliyet bedeli olarak; 200.000 TL x (210,33 /173,73) = 242.134,3464 TL dikkate alınacaktır.
Buna göre Bayan (E), satmış olduğu gayrimenkulden dolayı (300.000 – 242.134,3464)= 57.865,6536 TL tutarında istisna öncesi değer artış kazancı elde etmiş olacaktır.
Söz konusu kazanca 2013 yılı için belirlenen 9.400 TL tutarında istisna uygulanarak bulunacak (57.865,6536 – 9.400)= 48.465,6536 TL'ye Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesindeki vergi oranları uygulanarak mükellefin 2013 yılı için ödeyeceği gelir vergisi hesaplanacaktır.
Vergiye Tabi Gelir ..................... 48.465,6536 TL
Hesaplanan Gelir Vergisi ........... 10.730,7264 TL
Bulunan bu miktar, 2014 yılının Mart ayının 1 inci gününden 25 inci günü akşamına kadar Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilip, Mart ve Temmuz aylarında 2 eşit taksitte ödenecektir.

6-GAYRİMENKUL ALIM - SATIM İŞLEMİNDE KATMA DEĞER VERGİSİ UYGULAMASI

6.1.Genel Uygulama
KDV Kanununun 1 inci maddesine göre taşınmazların;
-Ticari, sınai, zirai, mesleki faaliyet kapsamındaki teslimleri,
-Bu faaliyetler kapsamına girmese dahi müzayede mahallerindeki satışlar,
KDV’nin konusuna girmektedir.

Bu hükümler çerçevesinde, ticari nitelik taşımayan veya en az iki isteklinin katılımı suretiyle müzayede yoluyla yapılmayan taşınmaz satışları KDV’nin konusuna girmediğinden vergiye tabi bulunmamaktadır.
KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 30/12/2007 tarih ve 26742 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %18 olarak tespit edilmiştir.
Söz konusu Kararname eki (I) sayılı listenin 11 inci sırasında “Net alanı 150 m²ye kadar konut teslimleri” ibaresi yer almaktadır. Bu itibarla, KDV’ye tabi taşınmaz teslimlerinde KDV oranı, net alanı 150 m²yi aşmayan konutlar için (2007/13033 sayılı BKK’nın 1 inci maddesinin (6) numaralı fıkrasındaki hüküm saklı kalmak kaydıyla) %1, 150m²yi aşan konutlar ile m² sınırlaması olmaksızın diğer bütün taşınmazlar için %18 dir. Öte yandan,

KDV Kanununun 17 nci maddesinin 4 numaralı fıkrasının;
-(p) bendinde, Hazinece yapılan taşınmaz teslimi ve kiralamaları, irtifak hakkı tesisi, kullanma izni ve ön izin verilmesi işlemleri,
- (r) bendinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler
KDV den müstesnadır. Ancak, Kanunun 17/4-r maddesindeki istisna hükmü, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hissesi teslimleri için geçerli değildir.

Ayrıca, 5904 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (b) bendi ile KDV Kanununun 17/4-k maddesinde yer alan “konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri” ibaresi madde metninden çıkarılmış; 5904 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle KDV Kanununa eklenen geçici 28 inci maddede de, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten (3/7/2009) önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince üyelerine yapılan konut teslimleri KDV’den müstesnadır.” hükmüne yer verilmiştir.

6.2. Müzayede Yoluyla Yapılan Taşınmaz Satışları
İcra daireleri, mahkeme satış memurlukları, belediyeler ve diğer kamu veya özel hukuk tüzel kişileri tarafından müzayede yoluyla yapılan taşınmaz (konut veya daire, iş yeri, arsa, arazi) satışları ile taşınmaz niteliğine haiz diğer mal ve hakların satışı KDV Kanununun 1/3-d maddesine göre KDV’ye tabidir.
Müzayede yoluyla satılan net alanı 150 m² ye kadar konutlar %1 oranında KDV’ye tabidir. 150 m² lik alanın hesabında 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (E) bölümünde açıklandığı gibi, genel olarak duvar yüzlerinde 2,5 cm sıva bulunduğu kabul edilerek, proje üzerinde gösterilmiş bulunan kaba yapı boyutlarının her birinden 5 er cm düşülecektir.

Ancak, konutlarda kapı ve pencere şeritleri, duman ve çöp bacası çıkıntıları, ışıklıklar ve hava bacaları, karkas binalardaki kolonların duvarlardan taşan dişleri, bir konuttaki balkonların veya arsa zemininden 0.75 m den yüksek terasların toplamının 2 m² si, çok katlı binalarda yapılan çekme katların etrafında kalan ve ticaret bölgelerinde zemin katların komşu hududuna kadar uzaması ile meydana gelen teraslar, çok katlı binalarda genel giriş, merdiven, sahanlıklar ve asansörler, iki katlı tek ev olarak yapılan konutlarda iç merdivenlerin altında 1,75 m yüksekliğinden az olan yerler, bodrumlarda konut başına bir adet, konutun bulunduğu bina dışında konut başına 4 m² den büyük olmamak üzere yapılan kömürlük veya depo, kalorifer dairesi, yakıt deposu, sığınak, kapıcı ve kalorifer dairesi, müşterek hizmete ayrılan depo, çamaşırlık, bina içindeki garajlar ile bina dışındaki konut başına 18 m² den büyük olmamak üzere yapılan garajlar net alan dışında kalacaktır. Bina dışındaki kömürlük ve depoların 4 m² yi, garajların 18 m² yi aşan kısmı ait oldukları konutun net alanına dahil edilecektir.
Satılan konutun bahçeli olması halinde 150 m² lik alanın hesabında ilke olarak bahçe göz önünde bulundurulmayacak, konutun bağımsız olarak kullanılmaya esas her bir bölümü tek başına dikkate alınacaktır. Konutu çevreleyen arsa ve arazi, bu konutla birlikte değerlendirilecek ve konutun tabi olduğu oranda KDV’ye tabi olacaktır. Konutla birlikte değerlendirilecek arsa ve arazinin büyüklüğü ise mahalli örf ve adete göre tespit edilecektir.

Tapu sicilinde bahçeli ev, bahçeli konut gibi ibarelerle kayıtlı taşınmazların üzerinde fiilen ve kullanılabilir halde konut bulunmaması halnde, bu taşınmazların konut olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından, arsa veya arazi sayılmak suretiyle genel oranda (%18) KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir. Öte yandan, tapu sicilinde arsa ve arazi olarak kayıtlı bulunan taşınmazların üzerinde kullanılabilir halde konut olduğu takdirde de bu satışın yukarıdaki açıklamalara göre konut sayılacağı tabiidir.

Örnek 6:
İzale-i şüyu (paydaşlığın giderilmesi) talebiyle açılan bir davada, görevli ve yetkili mahkeme tarafından 145 m² toplam alanı olan 650 m² bahçesi bulunan 2 katlı ahşap evin satılmasına karar verilmiştir. Satışa konu evin her bir katının bağımsız bölüm olarak kullanılma imkanı yoktur. Mahkemenin kararına göre yapılacak bu satış işlemi KDV Kanununun 1/3-d maddesi uyarınca KDV ye tabidir. Mahkeme satış memurluğunca 650 m² bahçenin mahalli örf ve adete göre evle birlikte değerlendirilmesi halinde, evin net alanıda 150 m² yi geçmediğinden satış bedeli üzerinden %1 oranında KDV hesaplanıp beyan edilecektir. Söz konusu bahçenin bu kapsamda değerlendirilmemesi ve ev ile bahçe bedelinin ayrıştırılması halinde, ev bahçe ayrı ayrı dikkate alınarak vergilendirilecektir. Bu ayrıştırmanın yapılmaması halinde ise satılan taşınmaza %18 oranında KDV uygulanacaktır. Diğer taraftan bu tür satışlarda, alıcının paydaşlardan birisi olması halinde, bu kişiye düşen pay bakımından teslimin olmadığı dikkate alınarak, söz konusu paya düşen bedelin toplam satış bedelinden düşülmesi gerekmektedir.

Örnek 7:
Bir mahkeme tarafından, tapu sicilinde 120 m² kargir ev olarak kayıtlı bulunan kullanılmaz haldeki taşınmazın açık artırma yoluyla satılacağı duyurulmuştur.Taşınmaz teslimlerinde teslime konu taşınmazın işlem tarihi itibariyle geçerli fiili durumun dikkate alınması gerekmektedir. Yukarıdaki örnekte belirtilen taşınmaz tapuda “kargir ev” olarak görünmekle birlikte, evin teslim tarihi itibariyle kullanılamaz halde olması nedeniyle, müzayede yoluyla yapılan bu satış konut değil, arsa teslimi olarak kabul edilecek ve genel oranda vergiye tabi tutulacaktır.
Diğer taraftan, konut olarak projelendirilen, inşaat ruhsatıda konut olarak alınan inşaatların henüz tamamlanmadan arsa payı veya kat irtifakı üzerinden satışları, konut sayılacak ve net alanı dikkate alınarak yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde KDV’ye tabi tutulacaktır.

6.3.Konut Yapı Kooperatiflerinin Üyelerine Konut Teslimi
5904 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (b) bendi ile KDV Kanununun 17/4-k maddesinde yer alan alan “konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri” ibaresi madde metninden çıkarılmış; 5904 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle KDV Kanununa eklenen geçici 28 inci maddede de, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince üyelerine yapılan konut teslimleri KDV’den müstesnadır.” hükmüne yer verilmiştir.
Konuya ilişkin olarak 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin 4 üncü bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır. Bu çerçevede, 5904 Sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 03/07/2009 dan önce bina inşaat ruhsatu almış olan konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yapacakları konut teslimleri, m² büyüklüğüne
bakılmaksızın KDV den istisna olacaktır. Ancak, 03/07/2009 tarihinden sonra inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatiflerinin net alanı 150 m² ye kadar konut teslimleri %1, diğer taşınmaz teslimleri ile 150 m² nin üzerindeki konut teslimleri ise %18 oranında KDV ye tabi tutulacaktır.
Öte yandan, 03/07/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerinin üyeleri dışındaki kişilere yapacakları konut dahil taşınmaz satışları Kanunun istisna ve oran hükümleri de dikkate alınarak KDV ye tabi tutulacaktır.

6.4.Hazine Tarafından Yapılan Taşınmaz Satışları
KDV Kanununun 17/4-p maddesine göre, Hazinece yapılan taşınmaz teslimleri ve kiralamaları, irtifak hakkı tesisi, kullanma izni ve ön izin verilmesi işlemler KDV’den müstesnadır. Bu hükümdeki “Hazine” ibaresi, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I) sayılı cetvelde yer alan kurum ve kuruluşları kapsamaktadır.
Buna göre, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I) sayılı cetvelde yer alan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılacak taşınmaz satış ve kiralamaları ile irtifak hakkı tesisi, kullanma izni ve ön izin verilme işlemleri KDV den istisna olacaktır. Bu çerçevede, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından müzayede suretiyle yapılacak taşınmaz satışlarıda bu madde kapsamında değerlendirilecektir. Buna karşılık, aynı Kanunun eki (II) sayılı cetveldeki özel bütçeli idarelerin, (III) sayılı cetveldeki düzenleyici ve denetleyici kurumların ve (IV) sayılı cetveldeki sosyal güvenlik kurumlarının müzayede yoluyla gerçekleştirecekleri taşınmaz satışları, KDV Kanununun 17/4-p maddesi kapsamında değerlendirilmeyecek ve genel hükümler dahilinde KDV ye tabi tutulacaktır. Hazinenin taşınmaz satışlarının yanı sıra taşınmaz kiraları, irtifak hakkı tesisi, kullanma izni ve ön izin verilmesi işlemleri de KDV den müstesnadır.
Örnek 8:
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü, tapu sicilinde Maliye Hazinesi adına kayıtlı beş adet taşınmazı ihale yoluyla satışa çıkarmıştır. Bu satış işlemi,
KDV Kanununun 17/4-p maddesine göre vergiden müstesnadır.
Örnek 9: Orman Genel Müdürlüğü, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki bir taşınmazı ihale yoluyla satacaktır. 5018 sayılı Kanunun eki (II) sayılı cetveldeki özel bütçeli idareler arasında sayılan ve madde metnindeki Hazine kapsamına girmeyen Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak bu satış işlemi, Kanunun 17/4-p maddesi kapsamında değerlendirlmeyecek ve KDV Kanununun oran ve diğer istisna hükümleri de dikkate alınarak işlem yapılacaktır.
6.5.İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan Taşınmazların Satışları
KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV den müstesnadır.
Bu hüküm uyarınca, kurumların aktiflerinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların (arsa, arazi, bina) satışı KDV den müstesnadır. Bu satışların müzayede suretiyle yapılması halinde de istisna uygulanacaktır. Ancak, istisna hükmü, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz teslimleri için geçerli olmadığından, taşınmazların ticaretini yapan kurumlar ile mülkiyetlerindeki taşınmazları ticari bir organizasyon içinde satan belediyeler ve il özel idarelerinin bu istisnadan faydalanmaları mümkün değildir.
Örnek 10: Bir Belediye yirmi beş yıl önce iktisap ettiği bir arsayı açık artırma yoluyla satışa çıkarmıştır. Belediyenin bu satış işlemi KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında KDV den müstesnadır.
Örnek 11: İl Özel İdaresi, 1975 yılında inşaa ettirdiği ve o tarihten bu yana da bölümler halinde kiraya verdiği bir işhanının sinema, düğün ve konferans salonları ile büro olarak kullanılan yirmi ayrı bölümünü ihale yoluyla satışa çıkarmıştır.
İl Özel İdaresi adına kayıtlı bulunan muhtelif sayıda taşınmazın devamlılık arz edecek şekilde satışı ticari faaliyet sayılacağından, bu faaliyetler nedeniyle adı geçen iş özel idaresine bağlı iktisadi işletme oluşacaktır. Bu iktisadi işletme tarafından ticareti yapılan taşınmazların satışı, müzayede yoluyla yapılsa dahi Kanunun 17/4-r maddesindeki istisna hükmü kapsamında değerlendirilmeyecek ve genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olacaktır.
Finansal kiralamaya konu taşınmazların mülkiyetinin, sözleşme süresi sonunda kiracı şirket tarafından iktisap edilmesinin öngörülmüş olması halinde, bu taşınmazın kiracı şirket tarafından satışında Kanunun 17/4-r maddesindeki “kurumların aktifinde iki tam yıl süreyle bulunma” koşulunun gerçekleşmesinde taşınmazın kiracı şirket tarafından iktisap edildiği tarih esas alınacaktır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar gereğince;
-İcra daireleri ile mahkeme satış memurlukları tarafından müzayede yoluyla yapılan taşınmazın satışları KDV’ye tabidir. Bu satışlarda KDV Kanununun istisna ve oranlara ilişkin hükümleri geçerlidir. Dolayısıyla müzayede yoluyla 150 m² nin üzerindeki konutlar ile m² sınırlaması olmaksızın iş yeri, arsa ve arazi gibi diğer taşınmaz satışları ise genel oranda (%18) KDV’ye tabi olacaktır.
-5018 sayılı Kanunun eki (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idareleri tarafından yapılacak taşınmaz satış ve kiralamaları ile irtifak hakkı tesisi, kullanma izni ve ön izin verilmesi işlemleri KDV Kanununun 17/4-p maddesi kapsamında KDV den müstesnadır.
-03/07/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatiflerinin, m² büyüklüğüne bakılmaksızın üyelerine yapacakları konut teslimleri KDV Kanununun geçici 28 inci maddesine göre KDV den müstesnadır. 03/07/2009 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatiflerinin net alanı 150 m² ye kadar konut teslimleri %1, diğer tüm taşınmaz teslimleri ile 150 m² nin üzerindeki konut teslimleri ise %18 oranında KDV ye tabi tutulacaktır. İki tam yıl süreyle kurumların aktifinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların yukarıdaki açıklamalar
çerçevesinde satışı KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında KDV den müstesnadır. Ancak bu kapsamdaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumlar, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazlar için bu istisnadan faydalanmayacaklardır.
7- GAYRİMENKUL ALIM-SATIMINDA TAPU HARCI YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Gayrimenkul alım-satımı ile ilgili tapu işlemleri harca tabidir. Harçlar Kanunu uyarınca, gayrimenkul satış işleminde tapu harcı alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı ‰ 20 (binde yirmi) oranında tahsil edilir.
Gayrimenkul alım-satımında tapu harcı, gayrimenkulün gerçek alım-satım bedeli üzerinden hesaplanır. Gayrimenkulün gerçek alım-satım bedelinin belediyelerce tespit olunan emlek vergisi değerinden az olması halinde harç emlak vergisi değeri üzerinden hesaplanır. Tapu harcı, tapu işlemi sırasında taraflarca beyan edilen değer üzerinden hesaplanarak peşin olarak tahsil edilir.
Tapuda işlem yapıldıktan sonra, mükelleflerler tarafından gerçek alım-satım bedelinden daha düşük bir bedel beyan edildiğinin idarece tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç %25 oranında vergi ziyaı cezası ile birlikte tahsil edilecektir.
Örnek 12: Bay F, 16.03.2013 tarihinde 100.000 TL ödeyerek Bay (G)’den bir gayrimenkul satın almıştır. Söz konusu gayrimenkulün emlak vergisi değeri 50.000 TL dir. Taraflar, tapuda alım satım bedelini 60.000 TL olarak beyan ederek, bu tutar üzerinden tapu harcı ödemişlerdir. Tarafların tapuda ödedikleri harç miktarı, beyan edilen 60.000 TL üzerinden hesaplanmış, alıcı ve satıcı tarafından ayrı ayrı (60.000x‰ 20)=1.200 TL olmak üzere toplam 2.400 TL tapu harcı ödenmiştir. Alım-satım işlemi için beyan edilmiş olan 60.000 TL, emlak vergisi değerinin üzerinde olmakla birlikte, gerçek alım-satım bedeli olmadığından, gerçek alım-satım bedeli idarece tespit edilerek aradaki fark matrah (100.000 TL-60.000 TL=40.000 TL) üzerinden alıcı ve satıcı adına cezalı harç tarhiyatı yapılacaktır.
Buna göre, gerçek alım-satım bedeli üzerinden tapu harcı ödemediği tespit edilen alıcı ve satıcı adına ayrı ayrı olmak üzere fark matrah üzerinden (40.000 TL x %o20 =) 800 TL tapu harcı ve (800 TL x %25)=200 TL vergi ziyaı
cezası tarh edilecek ve ayrıca hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
Bu nedenle, gayrimenkul devir ve iktisap eden kişilerin cezalı vergi tarhiyatlarıyla karşılaşmamaları için gayrimenkul alım-satım bedeli olarak işlemi gerçekleştirdikleri gerçek değeri beyan etmeleri yararlarına olacaktır.
8-GAYRİMENKUL ALIM-SATIM İŞLERİNDE EMLAK VERGİSİ KANUNUNDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜKLER
Emlak vergisi bina, arsa ve arazi üzerinden alınan bir vergidir. Emlak vergisinin mükellefi, bina, arsa ve arazinin maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa bina, arsa ve araziye malik gibi tasarruf edenlerdir.
Yeni bina inşa edilmesi, asansör ve kalorifer tesisatı konulması, binanın kullanış tarzının (işyeri, mesken vs.) değişmesi, arazinin parsellenerek arsa haline getirilmesi, bina ve arazinin ifraz ve tevhit edilmesi, bina, arsa ve arazinin mükellefinin değişmesi gibi durumlarda ilgili belediyeye bildirim verilecektir. Devlete ait arazi hariç olmak üzere emlak vergisinden istisna olan taşınmazlar için de bildirim verilecektir.
Bildirimler, bildirim verilmesi gereken hallerin meydana geldiği tarihten başlayarak yıl sonuna kadar verilecektir. Bildirim verilmesi gereken hallerin yılın son üç ayı içinde gerçekleşmesi durumunda bildirimin üç ay içinde verilmesi gerekir.
Devir (satış) ve ferağı yapılan taşınmazın devir ve ferağın yapıldığı yıl ile geçmiş yıllara ait ödenmemiş emlak vergisinin ödenmesinden, alan ve satan birlikte sorumludur. Devralanın (satın alanın), satışı yapan mükellefe rücu hakkı her zaman saklıdır.
Taşınmaz mal satın alanların emlak vergisi mükellefiyeti, satışın yapıldığı yılı izleyen yılın başından itibaren başlayacaktır. Taşınmaz mal satın alanların sorumluluğu, süresinde emlak vergisi bildirimini vermek ve geçmiş yıllara ait emlak vergisinin ödendiğini satan kişiden aramak olacaktır. Taşınmaz mal satışında bulunanların emlak vergisi mükellefiyeti satışın yapıldığı yıl sonu itibarıyla sona erecektir. Taşınmaz mal satanların, devir ve ferağı nedeniyle emlak vergisine ilişkin olarak herhangi bir bildirim veya bilgi verme sorumluluğu bulunmamaktadır.
Ancak, taşınmaz malı satanların, satışın yapıldığı yıl ile geçmiş yıllara ait ödenmemiş emlak vergisinin ödenmesi hususunda mükellefiyeti bulunmaktadır.
2003 Temel Yıllı Üretici Fiyatları Endeks Rakamları
Gelecek dönemlerdeki üretici fiyat endekslerine www.tuik.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Yıl/Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
2003
96,99
99,12
100,84
100,02
99,04
98,80
99,16
99,70
99,61
100,66
102,80
103,28
2004
107,17
107,40
108,03
110,49
115,50
116,43
115,56
116,69
117,53
120,43
120,43
119,13
2005
118,64
118,77
120,27
121,72
121,96
121,38
120,48
121,73
122,68
123,52
122,35
122,30
2006
124,70
125,02
125,33
127,76
131,30
136,58
137,76
136,73
136,41
137,03
136,63
136,46
2007
136,39
137,68
139,02
140,13
140,68
140,53
140,62
141,82
143,26
143,07
144,35
144,57
2008
145,18
148,90
153,62
160,53
163,93
164,46
166,51
162,62
161,16
162,08
162,03
156,29
2009
156,65
158,48
158,94
159,97
159,89
161,40
160,26
160,93
161,92
162,38
164,48
165,56
2010
166,52
169,29
172,58
176,64
174,61
173,73
173,46
175,46
176,35
178,48
177,92
180,25
2011
184,51
187,69
189,98
191,14
191,43
191,44
191,39
194,76
197,77
200,94
202,24
204,27
2012
205,05
204,86
205,60
205,77
206,86
203,77
203,13
203,65
205,75
206,11
209,53
209,28
2013
208,90
208,63
210,33
209,26
211,35
214,43
216,56
216,65
218,56
220,06
221,42
223,87