18 Kasım 2016 Cuma

Müteahhit Sözleşmeye Uymazsa Neler Yapılmalıdır ?

Müteahhit Sözleşmeye Uymazsa Neler Yapılmalıdır ?
Ülkemizde çok fazla karşılaşılan durumlardan biri de , inşaat başlamadan önceki yapılan sözleşmeye müteahhitin
tam olarak uymamasıdır. Bunun bir çok sebebi var , ekonomik , tecrübe , disiplinsizlik vb. 
Malesef ülkemizde biraz parası olan herkes müteahhitliğe soyunmaktadır. Fakat müteahhitlik dışardan göründüğü
kadar basit ve belirli bir iş disiplini olmayan insanların yapabileceği bir iş değildir. 
Konut sahibi olmak isteyen birçok vatandaşımız henüz hiç başlanmamış veya yarıda olan inşaatlara girerek 
ev sahibi olmak istemektedir. Böyle bir durumda müteahhit ile sözleşme yapılarak tapu sahibi olunabilir.

Müteahhit ile yapılan sözleşme iki taraf içinde birçok madde içerir. Alıcı için önemli olan nokta , yapılacak konut
ile ilgili detaylardır. Alıcı bütün detayları çok iyi kontrol etmelidir. Ayrıca yapılan bu sözleşme noter onaylı olarak
düzenlenmelidir. Noter onaylı olmayan sözleşmelerin yasalar önünde hiçbir geçerliliği bulunmaktadır.
Müteahhit sözleşmede ve sözleşme eki teknik şartnamede öngörülen yapıyı, fen ve sanat kurallarına göre tam ve eksiksiz, kusursuz, ayıpsız olarak süresi içerisinde yapıp teslim etmelidir.
Yazımızın başında da söylediğimiz gibi müteahhitler ile alıcılar arasındaki en büyük problem sözleşmede yazan maddelere uyulmamasıdır. 
Yapılan İnşaat Sözleşmeye Uygun Olmazsa Ne Olur ?
Yapılan inşaat eğer sözleşmeye uygun olmaz ya da büyük ölçüde kusurlu ise sözleşme feshedilebilir. Yani alıcının sözleşmeyi fesh etme hakkı bulunmaktadır. Eğer anlaşma feshedilirse , daire teslim edilmediği için tazminat talep edilebilir. 
Ayrıca inşaatta bulunan eksikler için müteahhite ihtar çekilebilir , bir sonraki aşamada ise dava açıp eksiklerin giderilmesi talep edilebilir. 
Genel olarak yapılabilinecek şeyler :
- Gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkı isteme 
- Borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteme 
- Sözleşmeden dönme hakkı isteme 
olabilir. 
Bunlara haricinde uygulamada kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde taraflar Cezai Şart düzenlenmektedir. Bu şart genelde belirlenen bir tarihe kadar binanın yapılmaması halinde müteahhitin arsa sahibine bir miktar para ödemesidir. 

Bu konuda açılan davaların %90’ı alıcının lehine olmuştur. Fakat konu iyi incelenip bir avukata danışılmalıdır. Unutmayın alıcının en büyük kozu yapılan sözleşmedir. Bu yüzden en başta yapılan sözleşmeye göz ucuyla bakmak yerine detaylı bir şekilde incelemenizi tavsiye ediyoruz. 

Rakabe Nedir?

Rakabe Nedir?
Rakabenin sözcük anlamı; bir şeye sahip olmabilme hakkıdır.
Sahibiyet demektir.
Bir arazinin veya yapının asıl mülkiyetine rakabe denir.
Rakabe hakkı bulunan yapılarda tam mülkiyet vardır.
Rakabe, kuru mülkiyet ve çıplak mülkiyet olrak da bilinir.
Rakabe kısaca bir mal sahip olma hakkıdır.

Risk Raporlu Yapı Satılabilir mi?

Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapılara riskli yapı denmektedir. Riskli bina raporu olan bir taşınmaz satılabilir mi?
Riskli raporu bulunan bir yapı satılabilir mi?
Yapılan tespitler neticesinde Riskli olduğu tespit edilen yapılar, tespiti yapanlar tarafından (Bakanlığa, belediyelere, il özel idarelerine, Büyükşehirlerde Büyükşehir belediyelerine, Büyükşehir ilçe belediyelerine veya Bakanlıkça lisanslandırılacak, kurum ve kuruluşlar) ilgili birimlere bildirilir. 
İlgili müdürlük raporları inceler, raporlarda eksik veya yanlış hususların bulunması halinde raporlar ilgilisine iade edilir, diğer raporlar ise ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir.
Riskli yapı satışı;
Riskli alanda yer alan ve riskli yapıların tapusuna konulan “RİSKLİDİR” şerhi nedeniyle, yapılandırmaya tabi konutun uzman incelemesi sonucu bulunan değeri (ekspertiz değeri) çok düşük çıkacaktır. Fakat yine de malik isterse taşınmazını satabilmektedir.
Riskli yapı yıkımı;
Riskli yapı olarak tapu kütüğüne kaydedilen taşınmazların maliklerine, altmış günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması istenilir.
Riskli yapıların altmış günlük süre içinde maliklerince yıktırılıp yıktırılmadığı, ilgili müdürlükçe mahallinde kontrol edilir ve riskli yapı, malik tarafından yıktırılmamış ise, yapının idarî makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve otuz günden az olmak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulur. 
Bu süre sonunda da riskli yapıların maliklerince yıktırılmaması halinde, riskli yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri; yıktırma masrafı öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır.

Pencere Rengini Değiştirebilir miyiz?

Satın aldığımız gayrimenkulümüzde iç kısmında değişiklikler yapabildiğimiz gibi bazı malikler pencerelerin şeklini veya rengini değiştirmek isteyebiliyor. Ancak bu durum yönetim ile diğer malikler ile değişikliği yapan malik arasında  zaman zaman sorun yaşanmasına sebebiyet verebilmektedir. Peki, pencere rengini değiştirmek istersek ne yapacağız?
Pencere rengini değiştirmek yasak mı?
Kat Mülkiyeti Kanunu gereğince kat maliki kendi bağımsız bölümünde ana yapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamamaktadır. Ancak buna rağmen;
Tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile ana yapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilmektedir.
Her kat maliki ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu bulunmaktadır.
Aynı zamanda yapının dış görünüşünde farlılık yaratacak şekilde inşaat da yapılamamaktadır. Bu nedenle pencere rengini değiştirmemiz söz konusu değildir.
Yönetimden ve maliklerden izin alınmadan pencere renginin değiştirilmesi halinde, yönetim yapılan bu değişikliğin eski haline getirilmesini değişikliği yapan kat malikinden talep edebilmektedir.

Kira Sözleşmelerinde Damga Vergisi Nedir ? Ne Kadardır ?

Emlak haberleri ve sektöre ait bilgileri veren sitemizde ki bu yazıda Kira Sözleşmelerinde Damga Vergisi Nedir  , Ne Kadar Ödenmelidir sorusunun cevabını vereceğiz.
Kira kontratlarında , özellikle de iş yeri kiralama işlemlerinde damga vergisinin ilgili vergi dairesine ödenmesi zorunluluk taşır. Bu işlemde kullanılan her kontratın kopyası için vergi ödenmektedir. Örneğin 2 kopya yapılan kontratta taraflar kendilerine ait olan kontratın kopyasını vergi dairesine götürerek damga vergisini yatırmakla yükümlüdürler. Olası bir icra işleminde , mahkemeye başvurulursa Damga Vergisinin ödenip ödenmediği kontrol edilir. Böyle bir durum ile karşılaşıldığında eğer vergiler ödenmediyse , kontratın başladığı tarihten başlayarak vergi ceza ve gecikme faizi ile tahsil edilir.
Kira Sözleşmelerinde Ne Kadar Damga Vergisi Ödenir ? 
Sözleşmelerin süresine göre , toplam kira bedeli üzerinden binde 1.89 , sözleşmede ayrıca kefil olması durumunda ,binde 9.48 Damga Vergisi ödenir. Birden fazla kefil olursa alınacak damga vergisi kefil sayısına göre değişiklik göstermez. 
Kira kontratında depozito buluyor ise binde 9.48 damga vergisi ödenir.
Bir kira kontratında birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem olması halinde , bunların hepsinden ayrı ayrı vergi alınır.
Örnek vermek gerekirse , 
Bir dükkanın 5 yıl süreyle belirli bir bedelle kiralanıp kira süresi bittiğinde belirlenmiş bir tutarla kiracıya satılacağı vaad edilmiş ise , vergi hesaplanırken en yüksek bedel vergi matrahı olarak kabul edilir. 
Eğer kira kontratında kefil bulunuyor ise damga vergisinin mükellefi kiracı , kiralayan ve kefil olup , verginin ödenmesinden her 3 kişide müşterek ve müsteselsil sorumlu olacaklardır.
Damga vergisi ödenmesine rağmen , verginin ödendiği tarihten sonra , kira kontratında yapılan herhangi bir bedel artışı , depozito , kira artışı gibi bir artış yapılması durumunda , bu artış ayrıca damga vergisine tabi olur.

Kiracılar Aidat Ödemek Zorunda Mıdır? Kiracının Aidat Ödeme Zorunluluğu !

Kiracılar Aidat Ödemek Zorunda Mıdır ? 
Apartman, site gibi birden fazla konutun bir arada yaşadığı yapılarda ortak alanların bakımı, temizliği ve günlük hizmetlerin maliyet söz konusu yerde yaşayanların ortak ödemeleriyle karşılanır. Peki, kiracıların aidat ödeme zorunluluğu var mı?
Kiracı Aidat Öder mi ? Kiraci Aidat Ödemek Zorunda Mı ? Kiracı - Aidat İlişkisi 
Kat Mülkiyeti Kanunu gereğince, kat malikleri kendi aralarında tersi yönde bir karar almadığı sürece apartman aidatını ortak ve eşit bir şekilde ödemekle yükümlü sayılıyor. Her malikin eşit miktarda ödeyeceği bu aidatın miktarı, kat malikleri genel kurul toplantısında ortak bir kararla belirleniyor. Belirlenen aidat varsa kiracısından yoksa maliklerden toplanıyor. 
Kiracı Aidatı Ödemezse Ne Olur ? Kiracı Aidatı Ödemedi !
Apartman giderlerine katkıda bulunmayan / aidatı ödemeyen malikler hakkında katılım cezai yaptırımlar uygulanabiliyor. Böyle durumlarda öncelikli olarak ihtarname çekiliyor. İhtarname üzerinde belirtilmiş süreye kadar ödeme yapılmamışsa söz konusu borçlu kişiye dava açılabilmek mümkün. Ayrıca vaktinde ödenmemiş borçlar sonrasında gecikme tazminatıyla beraber ödeniyor.
Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 20 'den 
Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:
 a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;
 b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında;
 Katılmakla yükümlüdür.
 c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.
Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür. 

Hisseli Tapu Nedir? Hisseli Tapu Satışı Nasıl Olur?

Hisseli Tapu Nedir?
Bir gayrimenkul/taşınmaz tapusunun belirli tek bir sahibi var ise buna müstakil tapu denir. Eger bir gayrimenkul birden çok ortaklı ise yani tapu birden çok kişinin adına ise buna 'hisseli tapu' denir.  Hisseli tapu ' ortaklı tapu ' olarak kabul edilir.
Hisseli tapular iki şekilde olur:
1.El Birliği İle Mülkiyet: Gayrimenkul hisselerinin paylarında kime ne kadar düşeceği belli değildir. Hisse oranları belirsizdir. Miras yolu ile kalan gayrimenkuller bu şekilde olur. El birliği ile mülkiyette , taşınmaz satılmak isteniyor ise öncelikle paylı mülkiyete çevrilmesi gerekmektedir.
2.Paylı Mülkiyet: Gayrimenkulün paydaşlarının pay oranları belirlidir. Hangi hissedarın ne kadar oranda hisse sahibi olduğu tapuda belirlidir.
Hisseli Tapunun Satışı Nasıl Olur?
Hisseli tapunun satışı, müstakil bir tapunun satışı kadar kolay değildir. Alıcı ve satıcının anlaşması yeterli olmaz. Hisseli tapularsa hissedarların  Ön Alım Hakları vardır. Bu sebeple satış işlemi başlamadan hissedarların anlaşmış olmaları önemlidir. 
Her ortak kendi hissesini satma işlemini gerçekleştirebilir. Fakat bir hissedarın diğer hissedarların haberi olmadan yaptığı satışlar sonrasında Şufa Davası açılabilir. Fakat hissaderların noter ile haberi olmuş ve satın almaya yanaşmamışlar ise Şüfa Hakkını kaybederler. 
Hisseli Tapular , hissedarlar arasında paylaştırılamıyor ise İzale-i Şuyu davası açılarak satış gerçekleştirilir.

Arsa Tapusu Birden Fazla Kişi Üzerine Olabilir mi ?

Arsa Tapusu Birden Fazla Kişi Üzerine Olabilir mi ?
Bir arsanın kime ait olduğunu öğrenebilmek için Arsa Tapusunu incelemek gerekir.
Tapuda arsa ile ilgili diğer bilgiler yazdığı gibi maliki ( sahibi ) hakkında bilgiler de bulunmaktadır.

Arsa birden çok kişinin üzerine olabilir mi ? Bir arsanın birden fazla sahibi olabilir mi ? Arsa tapusu iki kişi üzerine olur mu ? 
Diğer gayrimenkullerde de mümkün olduğu gibi bir arsanın tapusu birden çok kişi üzerine olabiliyor.
 
Birden fazla kişi adına düzenlenen bu tapulara ' Ortak Tapu ' denmektedir.
Eğer ortak bir tapuyu incelerseniz , üzerinde taşınmaz ortaklarının isimlerinin tek tek yazdığını görebilirsiniz.
Bu bilgi çok önemli olup , resmi tapularda yerini almıştır. 
Piyasada çok duyulan bu hisseli tapuların esprisi budur. Hisseli tapu da kaç kişinin hissedar olduğu ve bu hissedarların kim oldukları yazar. 
Bu hissedarlık için katı koşullar bulunmamaktadır.
Birbiriyle bir bağı olmayan ( akraba vb ) kişiler de toplanıp bir tapuya ortak olabilir. 
İster 2 kişi ister 10 kişi olsun fark etmez , bu kişiler aynı arsa tapusuna hissedar olabiliyor. 

Mirastan Feragat Nedir ? Mirastan Feragat Nasıl Yapılır ?

Mirastan Feragat Nedir ? Mirastan Feragat Ne Demektir ? Nasıl Yapılır ?  
Mirastan Feragat kısaca , miras hakkından vazgeçme , miras reddine denir. 
Medeni Kanunun 528. Maddesine göre, “Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder.”  denmektedir. 
Miras bırakan kişi sağlığında mirasçılardan biri veya birkaçı ile mirastan feragat sözleşmesi yapılabilir. Mirastan feragat karşılıklı yapılabileceği gibi, karşılıksız da olabilir. Yani mirasçılardan biri hiçbir bedel ( mal , ücret ) almadan ve istemeden de mirasçılık haklarından feragat edebilir.  Miras bırakan ile bu tip bir feragat sözleşmesi yapılması durumunda ,  bu sözleşmenin tarafı olan mirasçı; miras bırakanın ölümü ile herhangi bir hak talep edemez.  Miras o kişi yokmuş gibi diğer mirasçılar arasında yasal oranlar çerçevesinde paylaştırılır.
Mirastan feragat sözleşmesi ile bir mal ya da para alınmış ise ; yapılan feragat sözleşmesi bu hakkı alan mirasçının çocuklarını ve onların çocukların da bağlar. Yani bu kişiler de yapılan feragat sözleşmesinden etkilenirler. Tabii ki sözleşme özgürlüğü çerçevesinde taraflar bu durumun aksini de öngörebilirler.
Günümüzde mirastan feragat sözleşmeleri çoğunlukla bir karşılık karşılığında yapılmaktadır. Bu koşullarda mirasçı ileride doğacak hakkını peşin olarak almakta ve miras bırakanın ölümünden sonra kalan miktar ne olursa olsun denkleştirme talebinde de bazı istisnalar hariç bulunamamaktadır. Mirasçının, feragat sözleşmesi karşılığında aldığı ücret ( bedel ) , yasal saklı payından düşük dahi olsa bunu talep etmesi mümkün değildir.
Mirastan feragati işlemi , her iki tarafın da katıldığı bir sözleşme ile mümkündür. Taraflardan birinin kendi başına bir hukuki işlemle mirastan feragat yapabilmesi mümkün olamaz. 
Mirastan feragat sözleşmesi diğer mirasçılardan birinin lehine olarak da yapılabilir. Bu sözleşme belli bir kişi lehine yapılmış olup bu kişinin herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragat hükümden düşer. Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragat yine hükümden düşer.
Miras, sadece mirasçıdan kalan malları değil, aynı zamanda borçları da kapsar. Bu nedenle mirastan feragat söz konusu ise, bu feragatin karşılıklı olup olmamasına göre durum değişmektedir. Mirasın açılması anında mirasçının kalan malları, borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, alacaklılara karşı feragat için ölümünden önceki beş yıl içinde miras bırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar. Eğer feragat karşılıksız olarak yapılmışsa feragat eden mirasçının böyle bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Mirastan feragat sözleşmesinin yapılabilmesi gereken unsurlar : 
- Mirastan feragat sözleşmesi mutlaka miras sözleşmesi ile yapılmak zorundadır.
- Mirastan feragat sözleşmesine mirasbırakanın katılması zorunlu olduğu gibi karşı tarafında mirasçı olma zorunluluğu vardır. Bu mirasçı ilk mirasçı olabileceği gibi ikinci sırada hatta daha sonraki sıralarda yer alan mirasçı olmasının önemi yoktur. Ancak, mirasbırakan saklı paylı olmayan mirasçının miras hakkı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceğinden, bunlarla mirastan feragat sözleşmesi yapmasının pratik olarak bir faydası bulunmamakta ise de, yapılmış olan mirastan feragat sözleşmesi geçersiz olmaz.
- Feragat, miras payının tamamını veya bir kısmını kapsayabilir.
- Feragat ivazlı veya ivazsız olabilir. Mirastan feragat esas itibariyle bir ivaz karşılığı olarak yapılmakta ise de bu zorunlu değildir. İvaz, belli bir mal veya mallar olabileceği gibi herhangi bir eda olmasını engelleyen bir hükümde bulunmamaktadır.
- Mirastan feragat ivazlı olarak yapılmış olmasında, ivaz diğer saklı paylı mirasçıların saklı payına saldırı teşkil ettiğinde, saklı paylı mirasçıların tenkis isteme hakları saklıdır.

Kat Bahçesi Yönetmeliği

Kat Bahçesi Yönetmeliği
Betonarme binaların çoğalmasıyla oluşan arazi yetersizliğiyle şehirlerde park ve bahçe alanlarına duyulan ihtiyaç artmıştır. Kat bahçeleri de bu ihtiyacın giderilmesi için oluşturulmuş balkon tarzı bahçelerdir. Bu konuyla alakalı kanuni esaslar Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği tarafından açıklanmaktadır.
Binalar içinde daha yeşil bir alan yaratan kat bahçeleri aynı zamanda bina içeriside yaşayanların da doğadan kopmaması için bir fırsat sunmaktadır. Kat bahçeleri binada ortak alan olarak düzenlenebileceği gibi bağımsız bölüme ( tek bir daireye ) de ait olabilmektedir.
Bulunduğu katın emsale dahil alanının yüzde 20'sini geçmeyen kat bahçeleri kanunen de emsale dahil edilmez. Bir bağımsız bölümde net alana dahil edilmeyen bu kat bahçeleri, söz konusu bağımsız bölümün brüt alanı içine girer.
Kat bahçelerine ait alan bilgilerine ise ilgili kanunda "...binanın cephe veya cephelerinde uzunluğu 3 m.’den az olmamak şartı ile her biri en az 10 m² olan, binanın katlarında yer alan..." şeklinde yer verilmiştir.

Eski konutlarda görülmese de birçok yeni konut projesine dahil edilen kat bahçeleri sayesinde şehir hayatı içinde de doğayla buluşabilme imkanı doğmaktadır. Ayrıca eski imar yönetmeliği gereğince yalnızca ortak alandan ulaşılabilen kat bahçelerine artık daire içinden ulaşım da mümkün.

Tapu Kütüğü Ne Demektir ? Kütük Nedir ?

Kütük , Tapu Kütüğü ve Kat Mülkiyet Kütüğü gibi kelimeler gayrimenkul ve emlak sektöründe çok kullanılan terimlerdir.
Tapu kütüğü , vikipedi’de de tanımlandığı gibi tapu sicilinin asli unsurlarının başında gelir.
Kütük , bir gayrimenkulün ( Taşınmazın ) sahip olduğu hak ve yükümlülüklerin yazıldığı büyük resmi defterlerdir. 
Bunu nüfus kütüğüne benzetebiliriz. Nasıl insanlar ile ilgili tüm bilgileri veren kütükler tutuluyor ise gayrimenkuller için de aynı durum geçerlidir.
Her tapunun , tapu memuru tarafından tutulan bir tapu kütüğü vardır.
Tapu Kütüğünde Neler , Hangi Bilgiler Bulunur ? 
- Gayimenkule Ait Bilgiler 
- Beyanlar
- Şerhler 
- Tesciller 
Gayimenkule Ait Bilgiler Nelerdir ?  Ada , Parsel , Cinsi , Yüzölçümü 
Beyanlar Nedir ? Medeni Kanun ve diğer kanunların beyanını içerirken bazıları kısıtlayıcı bazıları ise iyi niyeti ortadan kaldırıcı beyanlar 
Şerhler Nedir ? Hakların Şerh ve Kısıtlamaları
Tesciller Nedir ? Hakların tapu kütüğüne işlenmesine tescil denir.
Kat Mülkiyeti Kütüğü Nedir ? 

Bir gayrimenkulün ayrı ve bağımsız olan bölümleri ayrıca kat mülkiyeti olarak yazılır.