FRANCHISE NASIL VERİLİR

Franchise verenler üretici ise malını daha iyi sattırmak için, perakendeci ise yatırıma ve yönetime yetişemediği yerlerden gelir elde etmek için bu işi yaparlar, bildiklerini başkalarına öğretir, markalarını paylaşırlar. İşi iyi, markası meşhur olan başkaları ise eğer franchise sistemine hakim olamayacaklarını düşünüyorlarsa buna kalkışmaz, markalarını riske sokmazlar.

Franchise veren, öncelikle işletmenin prototipini kendisi başarıyla uygulamalı, para kazanıldığını göstermelidir.

Kritik ürün ve hizmetleri ya franchise veren kendisi vermeli veya güvendiği bir tedarikçiden sağlamalıdır. Tedarik fiyatlarının piyasa şartlarına uygun olması ön koşuldur.

Franchise alanların ve markanın başarısını birlikte gözeten bir bölge koruma politikası olmalıdır.

Franchise sisteminde verilecek destekler, eğer franchise alanlar işi bilenler arasından seçilecekse sınırlı tutabilir ama, bilmeyene iş kurduracaksa seçme, eğitme ve destekleme konusunda franchise veren azami gayreti göstermelidir. Aksi halde başarısızlık franchise alanın değil verenin olur.

Franchise alanların kural dışına çıkmasını engelleyen şey anlaşmanın maddeleri değil, franchise verenin gücü ve franchise alanın kazancıdır.

Franchise verenin bir yayılma planı olmalı ve buna uygun davranmalıdır.

Franchise alanları denetlediği gibi, kendi ekibini ve sistemini de denetlemelidir.

Franchise verme öncesinde iyi hazırlık yapılmalı, ürün, marka, yer seçimi, dekorasyon, tedarik yeniden değerlendirilmelidir. Bugünün değil yarının rekabet ortamı göz önünde bulundurularak plan ve fizibilite yapılmalıdır.

Franchise alanların seçiminde ve verilen haklarda, bugünün değil yarının işletmecisi göz önünde bulundurulmalıdır. Başlarken işi bilmeyen ve herşeyi kolayca kabul eden girişimci, bir yıl sonra işi bilen ve karını maksimize etmek için her olanağı kullanacak biri olacaktır.

El kitabı, eğitim ve denetim birbirini tamamlamalı, külfet değil destek olmalıdır.

Eğitim bir insan fabrikası gibi düşünülmeli, herkes sürekli eğitilmelidir. Eğitim iyiyse herkes işini tam yapar, herkesin yedeği olur, hiç kimse aşırı ücret almaz.

Denetim birçok açıdan birden yürütülmelidir. Ürün ve hizmetler , bina ve ekipman, ticari sonuçlar, idari ve mali durum ayrı ayrı ve uzmanları tarafından denetlenmelidir. Operasyonel denetimi yerinde destek anlamında saha elemanları yapmalı, belli aralıklarla operasyonel teftiş anlamında başka bir ekip yürütmelidir. Mali denetimi uzmanlar yapmalı, franchise alanın firmasının mali durumu izlenmelidir. Gizli müşteri ölçümü yapılmalı, belli sıklıkta müşteri gözüyle izlenmelidir.

Merkezi tanıtım için tüm işletmelerden ton toplanmalı ve en verimli şekilde kullanılmalıdır. Yerel tanıtım için işletmeclere yartım edilmeli, yol gösterilmeli, çaılşmaları kolaylaştırılmalıdır.

Franchise yatırımının fizibilitesini hesaplamanın en kolay yollarından biri SeBoN tablosu yapmaktır. .

SeBoN TABLOSU

Yatırım fizibilitesi hesaplanırken değişik değerlendirme kriterleri kullanılabilir. Yatırımın geri dönüşü, sermayenin geri dönüşü, iç verim oranı, yatırımın geri ödeme süresi, vb. bunlardan bir kaçıdır. Fizibiliteyi yapan kişinin uzmanlığına göre, proforma bilanço, kar/zarar, fon akış ve nakit akış tabloları da çıkarılabilir.

Küçük yatırımcı süslü raporlar değil, basit üç soruya net yanıt ister:
1- Yatırımcı kendi parasını hangi sürede ne miktarda bağlayacak?
2- Yatırımcı ne süre boyunca ne kadar borçlanacak?
3- İşten sağlanan nakit gelir ne olacak, yatırımı ne sürede çıkaraak, devamında ne kazandıracak?
Franchise & More tarafından geliştirilen SeBoN tablosu, bu üç soruya tek tabloda yanıt verir.

Enflasyon, kur makası, vb. ihmal edilir, isteğe bağlı olarak $, € veya YTL kullanılır. Basit bir excell programı kullanılır.

SeBoN tablosunu oluştururken yapılacak girişler şunlardır:

Aylık olarak yatırım için yapılacak ödemeler, işten sağlanacak nakit girdiler ve her türlü nakit çıkışlar, gerçekleşmesi beklenen aya yazılır.

Aylık tahsilat ve ödemelerden aylık nakit, tüm aylar birbirine eklenerek de kümülatif kasa durumu çıkarılır. Kasa eksi olamayacağına göre, eksi gözüken ay içinde ya sermaye, ya borç girişi yapılmalıdır. Borç alındığında aylık faizinin aynı aya harcama yazılması doğru olacaktır.

Kümülatif kasa eksi çıktığında sermaye mi borç mu kullanılacağı ve kasada ne kadar fazla nakit tutulacağı her ay için kararlaştırılır ve girdiler yazılır.

Kasa fazlası oluştuğu aylarda borç geri ödemesi yazılır, yine kasada kalması istenen nakite göre ödeme planı yapılır.

Ödenecek vergiler, KDV, vb. ilgili aya nakit çıkışı olarak yazılır. Gelir ve kurumlar vergisini hesaplayabilmek için ya proforma bilançoyu tutmak, veya tahmini vergi hesabını bilmek gerekir.

Girişimcinin işi için kullandığı mülk ve ekipman ya satın alınmış ya kiralanmış sayılmalıdır. Kullanılan ay semaye girişi ve harcama birlikte yazılır. Şirkete sermaye olarak koymuşsa, giriş çıkış aynı aya yazılır. Mülkiyeti kendinde tutup şirkete kullandırıyorsa her ay kira çıkışı ve o kadar sermaye girişi birlikte yazılır. Aynı ilke girişimcinin işine koyduğu ticari mal için de geçerlidir. Normal satınalma fiyatından ödeme ve aynı miktarda sermaye girişi aynı aya yazılır.

Sonuçta aylık olarak işe bağlanan para, iş için borçlanılan para ve kasadaki nakit fazlası bulunur.

Aşağıdaki örnek SeBoN tablosu bize şu bilgileri vermekte:
1 - Girişimci işine ilk 4 ayda 100.000 $, birinci yılın sonunda 110.000 $ bağlamış, parasını ikinci yılın sonunda geri alıyor.
2 - Yatırımda dışkaynak da kullanılıyor, toplam borç en fazla 40.000 $ oluyor, 14. ayda borç tamamen kapanıyor.
3 - İşin karlılığı hemen hemen sabit gelişiyor, ikinci yıldan sonra her yıl 160.000 $ kazandırıyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar