“2-B” Yeniden Gündemde
6831 sayılı Orman Kanunu; ormanı,
“...tabii olarak yetisen veya emekle
yetistirilen agaç ve agaççık toplulukları,
yerleriyle birlikte orman sayılır...”
biçiminde tanımlamaktadır.
Türkiye’de orman konusu, bes farklı
yasa ile düzenlenmistir.
1) Anayasa (Madde: 44, 168, 169, 170),
2) Türk Medeni Kanunu (Madde: 715, 729, 740, 751, 755, 756, 818, 999),
3) 6831 sayılı Orman Kanunu,
4) 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun,
5) 3402 sayılı Kadastro Kanunu (Madde: 4, 7, 14, 16, 17, 18, 22, 45, 46).
Anayasada ormanın tanımı yapılmamıs, konu orman
yasalarına bırakılmıstır.
31.08.1956 tarih ve 6831 sayılı Orman Kanununda yer
alan tanımda;
Ormanı belirleyen “agaç”, “agaççık” toplulukları ve
“yer” ögeleri, 1937 tarih ve 3116 sayılı; 1945 tarih ve
4785 sayılı; 1950 tarih ve 5653 sayılı yasalarda da
aynen korunmustur.
Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’a göre; agaçlar herhangi bir nedenle yok olursa,
yerleri ormanın bir unsuru olmak niteligini yitirmez; orman topragı ve yeri olmakta
devam eder.
(Anayasa Mahkemesi Kararı, 10.03.1966, E.1965/44, K.1966/14; Anayasa
Mahkemesi Kararı, 28.11.1989, E.1988/63, K.1989/47; Yargıtay H.G.K.Kararı,
03.06.1998, E.1998/20-463, K.1998/386).
Çizelge 1. Orman Alanı Miktarı ve Ormanlık Oranı
Normal Koru
(Ha)
Bozuk Koru
(Ha)
Normal Baltalık
(Ha)
Bozu Baltalık
(Ha)
Açıklık Alan
(Ha)
8.940.214 6.499.380 1.681.006 4.068.146 56.657.254
Kaynak: Orman Bakanlıgı
Toplam Koru Ormanı (Ha) : 1.5439.594
Toplam Baltalık Ormanı (Ha) : 5.749.152
Normal Orman Alanı (Ha) : 10.621.220
Bozuk Orman Alanı (Ha) : 10.567.526
Toplam Orman Alanı (Ha) : 21.188.746
Ormanlık Oranı : % 27,22
Anayasamızın 169 uncu maddesi ve buna paralel olarak düzenlenmis olan 6831
sayılı Orman Kanununun 2-B maddesine göre; bir yerin orman niteligini tam olarak
kaybedip kaybetmedigi Orman Kadastro Komisyonlarınca degerlendirilmekte ve
31/12/1981 tarihinden önce orman niteligini tam olarak kaybetmis olan yerler Orman
Kadastro Komisyonlarınca 6831 sayılı Orman Kanununun 2-B maddesi hükmü
geregince Hazine adına orman sınırları dısına çıkarılmaktadır.
Özellikle 2003 yılı Mart ayında gündeme getirilen ve kamuoyunda “2-B” olarak bilinen
Anayasa’nın 170. maddesindeki degisiklik ile orman niteligini kaybeden arazilerin
orman sınırları dısına çıkarılması yanısıra 6831 sayılı yasadaki degisiklikler ile
kızılagaç ve kestaneliklerin orman agacı sayılmaması yönündeki çalısmalar hakkında
bilgilendirmelerin yetersizligi nedeniyle kamuoyunda farklı görüsler olusmustur.
"2-B" olarak adlandırılan "Orman vasfını kaybetmis Hazine arazileri" için Çevre ve
Orman Bakanlıgı ile Maliye Bakanlıgı tarafından yeni kanun tasarısı hazırlanmıstır.
Orman sınırları dısına çıkarılan yerler, rayiç degerden satılarak, 4.5 milyar
metrekarelik alanı kapsayan 2-B'lerin satısından 10 milyar YTL gelir beklenmektedir.
Türkiye'de orman vasfını kaybetmis Hazine arazilerinin toplam büyüklügü 473 bin
hektar olarak ölçülüyor.
2-B'ler, özellikle stanbul, Antalya, Balıkesir, Mersin, Mugla, Bolu, zmir, Bursa gibi
illerde yer alıyor.
stanbul'da Sultanbeyli, Ümraniye, Sarıyer ve Beykoz'un bir bölümünü de yine orman
niteligini kaybetmis Hazine arazilerinin olusturdugu, bu nedenle 2-B'lerin buralarda
evi, isyeri olanlara öncelik verilerek satılması halinde, en az 10 milyar YTL'lik bir gelir
elde edilecegi düsünülmektedir.
Bu merkezlerde üzerlerinde semt, mahalle, hatta ilçeler bulunan 2-B’lerin satısına
olanak saglayacak olan taslakta;
Orman kadastrosu yapılmıs yerlerde, bir defadan fazla orman sınırları dısına
çıkarma isleminin yapılamayacagı,
Orman sınırları dısına çıkarılan yerlerin, Çevre Bakanlıgı’nın talebi üzerine
Hazine adına tescil edilecegi,
Orman içi köylülerinin yerlestirilmesi amacıyla orman sınırları dısına
çıkarılacak Hazine adına tescil edilen yerlerden Çevre ve Orman
Bakanlıgı’nca uygun görülenlerin Bayındırlık ve skan Bakanlıgı’na tahsis
edilecegi,
Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki tasınmazlardan, tekrar orman olarak
degerlendirilmesi mümkün olanların Maliye Bakanlıgı’nca Orman Genel
Müdürlügü’ne tahsis edilecegi,
Satıstan elde edilen gelirlerin, orman köylülerinin kalkınmalarının
desteklenmesi için kullanılmak üzere Çevre ve Orman Bakanlıgı bütçesine
özel ödenek kaydedilecegi,
2-B’lerin satısında, rayiç bedel tespitinin özel komisyonlarca gerçeklestirilecegi
yer alan temel hükümlerdir.
Anayasa’nın 169. maddesinin dördüncü ve son fıkrasında, orman sınırlarının
daraltılabileceginin kabul edildigi, bu hükmün 6831 sayılı Orman Yasası’nın 2.
maddesine de aynen yansıtıldıgı, 2-B deyiminin de kaynagını buradan aldıgı,
Anayasanın 170. maddesinde, orman sınırları dısına çıkarılan
yerlerin,“…orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu
yerlere yerlestirilmesi için devlet eliyle ihya edilerek bu halkın
yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir ” denildigi,
Anayasamıza göre, 2-B’lerin yalnızca orman köylüsünün yararlanmasına
tahsis edilecegi; orman köylüsüne tanınan hakkın ise mülkiyet degil
yararlanma oldugunun belirtildigi, hususu konunun bir diger yönüdür.
Anayasa’nın 170. maddesi dogrultusunda 17.10.1983 günlü ve 2924 sayılı
“Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun”
çıkarıldıgı, 57. Hükümet tarafından, 2924 sayılı yasaya göre, 2-B alanlarının
satıs yetkisi, 29.06.2001 tarihli ve 4706 sayılı “Hazineye Ait Tasınmaz
Malların Degerlendirilmesi ve Katma Deger Vergisi Kanununda Degisiklik
Yapılması Hakkında Kanun”un 3. maddesi ile Maliye Bakanlıgı’na
devredilmistir.
Bu yetki, Anayasa Mahkemesi’nin 14.09.2001 günlü ve E.2001/382, K.2001/8 sayılı
kararı ile (Resmi Gazete, 15.09.2001, sayı: 24524) önce yürütmesi durdurulmus ve
ardından Anayasa Mahkemesi’nin 23.01.2002 günlü ve E.2001/382, K.2002/21 sayılı
kararı ile (Resmi Gazete, 04.10.2002, sayı: 24896) iptal edilmistir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesinde, “…yasa koyucunun, bu alanların (2-
B’lerin) kullanıcılarına veya baskalarına, hatta orman içi köyler halkına
satılmasını veya bu amaçla devredilmesini saglayacak bir düzenleme yapması
olanaklı degildir…” denilmektedir. Dolayısıyla, Anayasa’nın 170. maddesinde
degisiklik yapılmadıgı sürece, 2-B’lerin, halen kullanıcı olan kisilere, orman köylüsü
olanlara satılmasının olanaksız oldugu belirtilmektedir.
Ayrıca, yasaya göre; orman vasfını kaybetmis arazilerin sadece orman
köylüsüne satılabilecegi öngörülmektedir. Ancak, çogu arazi, birkaç el
degistirmis durumdadır.
Bu nedenle öncelikle;
Konu ile ilgili bilgilendirmelerin yapılması suretiyle ortak görüsler dogrultusunda bir
karar verilmelidir.
Ayrıca, bu madde; her bölgede, o bölgenin özelligine göre ele alınarak
degerlendirilmelidir.
Kaldı ki, orman özelligini yitirmis özellikle gecekondulasmanın basladıgı alanlardaki
arazilerin satısı ile bölgedeki kaçak yapılasmanın önüne geçilerek, modern uydu
kentler olusturulması tesvik edilebilir.
Bunun yanısıra orman vasfını kaybetmis arazilerde bir süre yapılacak bakımla tekrar
eski dogal canlılıgına kavusacak arazilerin ise satısının yapılmaması bu bölgelerde
yenileme çalısmalarının gerçeklestirilmesinde yarar görülmektedir.
Orman olma vasfını kaybeden ve yeniden ormana dönüstürülmesi artık
mümkün olmayan 473 bin hektar arazi üzerinde alt yapısı saglanmıs 400 bini
askın yapının yer aldıgı, bu yapıların ekonomik ve sosyal açıdan yıkılmasının
mümkün olmadıgı belirtilmektedir.
Bu nedenle maddeye göre herhangi bir yer için "orman sınırları dısına çıkarma"
kararının verilebilmesi için;
Su ve toprak rejimine zarar vermeme,
Orman bütünlügünü bozmama,
Çevresindeki orman ekosistemlerinin tüm ögeleriyle kendisini
yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalısmalarının etkenlik,
verimlilik ve kârlılık düzeylerini düsürmeme kosullarının es zamanlı olarak
aranması saglanmalıdır.
“2-B arazilerinin” yersel dagılımları tespit edilmeli, bu alanların saglıklı
kentsellesme ve barınma, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık ilkelerine
uygunluk düzeyleri; kullanıcılarının hukuksal, ekonomik ve toplumsal
kimlikleri ortaya çıkarılmalıdır.
Özellikle büyük sehirlerde kirli havanın ve suyun tek dogal temizleyicisi
çevredeki orman alanlarıdır. Bu nedenle yapılasma ve rant ugruna bunlar
yok edilmemelidir.
Bu konuda dogal orman alanları milli parklar olarak ilan edilmeli, dogal
sınırlar saptanmalıdır.
Nurel KILIÇ
Yorumlar