TOKİ, İstanbul’u Hazırlamak İçin Kaynak Sağlayabilir!
Prof. Dr. Naci Görür, ‘İstanbul’u depreme hazırlamak için TOKİ’den kaynak sağlanabilir. Kenti depreme hazırlamada, çürük bina yıkımından önce yapılması gerekenler var. Ciddi bir bina analizi olmadan yıkıma gitmek, hem para hem zaman kaybı’ diyor…
İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da depreme hazırlık çalışmalarının neler olması gerektiğini Milliyet’e anlatarak, “Van depremleri hükümetin dikkatini 1999 Kocaeli depreminden daha fazla çekti. Umutlar tekrar yeşerdi. Ancak yola çıkış şekli yanlış” dedi.
İstanbul’u depreme hazırlamak denilince akla sadece çürük binaların yıkılması geldiğini belirten Görür, şunları söyledi:
“Kentleri depreme hazırlamada, çürük bina yıkımından önce yapılması gereken öncelikli işler var. İstanbul’da en az 1 milyon 600 bina var, bunlar arasında çürük olanları ayıklayıp yıkmak kolay değil. Gecekondular çürük, diğerleri sağlamdır da diyemezsiniz. Van’da yeni yapılmış binalar yıkılmadı mı?
Ciddi bir bina analizi yapmadan yıkıma gitmek, hem para hem de zaman kaybıdır. Onun için hemen heyecanlanıp plansız programsız iş yapmamalıdır; aksi halde yaratılacak olan kaos ülkeye beklenen depremden çok daha büyük zarar verebilir.”
‘Bir amaç ve hedef olmalı’
Kentsel dönüşüm projelerinin kulağa hoş geldiğini, ancak bir kenti deprem güvenli hale getirmeye yetmediğini anlatan Görür, şöyle devam etti:
“Başta TOKİ olmak üzere birçok inşaat firması kentsel dönüşüm adı altında yabancı isimlerle anılan çeşit çeşit bina toplulukları veya siteler yaparak kentin çehresini değiştiriyor. İstanbul’un tahrip edilen doğasına, tarihi dokusuna, özgün mimarisine, çevresine ve yaşam biçimine bakıldığında neye dönüştüğümüzü ve niçin bu şekle büründüğümüzü anlamak mümkün değil.
Kentsel dönüşümün bir amacı ve hedefi olmalıdır. Neye dönüşeceğimiz halka anlatılmalı ve onların onayı alınmalıdır. Buna rantiyeciler karar vermemeli. Eğer amaç deprem odaklı bir kentsel dönüşüm ise kütlesel yıkım ve yeniden yapım doğru bir yol değildir. Zaten İstanbul boyutundaki bir mega kentte bu mümkün de değildir. Deprem odaklı kentsel dönüşümde hedef insanların ciddi bir depremden sonra içinden sağ çıkabilecekleri binalara, açık toplantı alanlarına, sağlam bir alt yapıya ve afeti yönetecek bilgi, beceri ve donanımda yönetimlere sahip olmaktır.”
‘Risk analizi yapılmalı’
Görür, İstanbul’u ciddi anlamda depreme hazırlayabilmek için her ilçede ciddi bir şekilde “tehlike ve risk analizleri” ile “zarar azaltma” çalışmaları yapılması gerektiğini kaydeden Görür sözlerini şöyle sürdürdü:
“Analizlerden sonra depremin vereceği zarar nasıl azaltılabilir diye düşünülüp, gerekli hazırlık çalışmaları yapılmalı. Bu hazırlık çalışmalarının en önemlisi bireylere ve ailelere deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında doğru davranış biçiminin öğretilmesidir.
Eğer insanlar bir deprem kentinde yaşadıkları halde bunun farkında değillerse, eşyalarını ona göre seçip evlerini ona göre döşemiyorlarsa, tüm ailenin riayet edeceği bir deprem planını hazırlamıyorlarsa, deprem esnasında nereye gideceklerini, nerede ve nasıl duracaklarını ve ilk yardım ve müdahaleyi nasıl yapacaklarını bilmiyorlarsa, o kentte sürdürülebilir bir deprem hazırlığı yapılamaz.”
‘İşbirliği gerekli’
Amacın, binaların olası bir depremde ayakta kalabilmelerinin sağlanması olduğunu vurgulayan Görür, şunları söyledi:
“Her bina elbette deprem sırasında az veya çok hasar alabilir, ancak ‘yassı kadayıf’ gibi çökerek içinden sağ çıkılma umutlarını da söndürmemeli. Binalar aciliyet durumuna göre sıraya konularak önceden saptanmış bir bilimsel yöntemle elden geçirilmeli ve kusurlu olanları ayıklanmalı. Belediye-üniversite-özel sektör-vatandaş işbirliğiyle bu başarılabilir. Tarama işlemi için gerekli kaynak belediye ve vatandaş tarafından karşılanabilir.
Bugün birçok insan evinin deprem güvenli olup olmadığını merak etmekte, bunun için inceleme yaptırmaya hazır olmakla birlikte nereye ve kime başvuracağını bilemediklerinden harekete geçmemektedir. Öngörülen takviye veya tahliye çalışmalarında kendisinden ne istendiği ve kendisine nasıl yardım yapılacağı açık ve net olarak söylenmelidir. Önerilen bu tür iyileştirme çalışmaları doğrudan doğruya bina kusurlarının giderilmesine yönelik olacağı için vatandaş tarafından daha kolay benimsenecek ve desteklenecektir.”
‘Evden çıkartmadan takviye yapılabilir’
Hemen yıkıp yapma telaşına kapılmadan “yerinde takviye” veya “güçlendirme” konusu üzerinde durmak gerektiğini anlatan Görür, “Birçok üniversitemizin insanları evlerinden çıkartmadan, kısa sürede ve ekonomik bir biçimde deprem güvenli hale getirilmesi üzerinde çalıştıklarını ve uygun teknikler geliştirdiklerini biliyorum. Takviyesi mümkün olmayan binalar için yıkım veya tahliye kararları alınmalı” dedi. İstanbul’u depreme hazırlamak için parasal kaynağın TOKİ’den sağlanabileceğini belirten Görür, “TOKİ’nin başarısı sayılırken, yetkililer birkaç yıl içerisinde yüz binlerce konutun yapıldığından söz ediyor. Daha geçenlerde gazeteler TOKİ’nin yeni evlenen her çifte çok düşük bir taksitle ev vereceklerini yazdı. Bunlar doğruysa ve telaffuz edilebiliyorsa, İstanbul’un yapı stokunu depreme hazırlamada sorun yok demektir” dedi.
Önay Yılmaz / MİLLİYET
Yorumlar