DUVARIN İNŞASI TÜM KAT MALİKLERİNİN RIZASINI GEREKTİRMEKTEDİR.

DUVARIN İNŞASI TÜM KAT MALİKLERİNİN RIZASINI GEREKTİRMEKTEDİR.

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi


Esas No: 2006 / 7600 Karar No: 2006 / 10072 Tarih: 04/12/2006

Özü :
DAVA DİLEKÇESİNDE KAT MALİKLERİ KURULU KARARININ İPTALİ İSTENİLMİŞTİR. ONAYLI MİMARİ PROJEDE VAR OLDUĞU KESİN OLARAK SAPTANAMAYAN VE BİR BÖLÜMÜ FİİLEN DE YAPILMAMIŞ OLAN DUVARIN İNŞASININ, YASANIN YUKARIDA SÖZÜ EDİLEN 19. MADDESİ HÜKÜMLERİNE GÖRE TÜM KAT MALİKLERİNİN RIZASINI GEREKTİRMEKTEDİR.


DAVA :
Dava dilekçesinde kat malikleri kurulu kararının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR :
Davada, 10.10.2004 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında alınan kararlardan; kat maliklerinden T. ve Ş.’nin 01.07.2002 tarihinden itibaren aidat ödemelerinin usul ve yasaya hakkaniyete uygun olduğuna, Ş.’nin, bloklarının önlerindeki ortak alanların yönetim tarafından kullanılmaması talebinin reddine, parsel sınırlarının tamamının en az bir metrelik ihata duvarı ile çevrilmesine, sitede usta, eleman vs. çalıştıracak kat maliklerinin bunun için acil durumlar dışında 3 gün öncesinden site yönetimine bilgi vermelerine, çalışacak kişilerin SSK veya Bağ-Kur kaydı, vergi levhası fotokopisi ile birlikte müracaatları halinde gerekli izinlerin verilmesine ilişkin olanlarının iptali talep edilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılardan talep edilmiş olan aidatlardan bir kısmının ayrı bir davaya konu edilmiş olduğu dava dilekçesinde de belirtilmiş olmakla, sözü edilen dönemde davacıların aidat ödemekle yükümlü olup olmadıkları hususu o dava sonucunda belirlenecektir.
Tüm bağımsız bölümlerinin davacılara ait olduğu anlaşılan blokları çevreleyen ortak alanların davacılar tarafından kullanılmasının engellenmesi nedeniyle davacılar tarafından açılmış ayrı bir el atmanın önlenmesi davasının derdest olduğu da dava dilekçesinde açıklanmış olup, bu ortak yerlere haksız bir el atmanın var olup olmadığı hususu o davanın sonucunda belirlenecektir.
Açıklanan nedenlerle, davacıların aidat ödemelerinin usul ve yasaya hakkaniyete uygun olduğuna ve davacılara ait blokların önlerinin yönetim tarafından kullanılmaması talebinin reddine ilişkin kat malikleri kurulu kararlarının iptali isteminin mahkemece reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ancak;
Kat Mülkiyeti Yasasının 19. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kat malikleri ana taşınmazın mimari durumunu korumakla yükümlü olup, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça ortak yerlerde inşaat, onarım, tesisler ve değişiklik yapamazlar.
Sözü edilen maddede kat malikleri tarafından korunması gerektiği hükme bağlanmış olan mimari durumun, onaylı mimari projedeki durum olduğu kuşkusuzdur.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda alınan raporlardan 04.08.2005 tarihli olanında, onaylı mimari projede parsel sınırlarını belirleyen “tek ince çizgi”nin varlığından söz edilerek bu çizginin duvar veya demir parmaklıktan hangisini ifade ettiğinin belirlenemediği bildirilmiş, böylesi durumlarda projenin yorumlanması gerektiği açıklanmış ve parsel sınırının büyük kısmının fiilen duvarla çevrili olmasından hareketle yalnızca demir parmaklıkla çevrili bulunan davacıların bloklarının önüne de duvar yapılmasının bağımsız bölümlerin kullanılmasına engel teşkil etmeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
05.12.2005 tarihli bilirkişi raporunda ise, parsel sınırı boyunca var olan duvarın davacılara ait blokların önlerine isabet eden ve bu blokların alt katlarındaki işyerlerinin ana caddeye irtibatını sağlayan kısımlarda parsel sınırı boyunca değil işyerlerine giriş-çıkışı engellemeyecek şekilde yapılmış olduğu saptanmış, davaya konu edilen kat malikleri kurulu kararı gereğince bu kısımların da parsel sınırı boyunca duvarla kapatılmasının işyeri niteliğinde olan bağımsız bölümlerin kullanımına engel oluşturacağı açıklanmıştır.
Onaylı mimari projede var olduğu kesin olarak saptanamayan ve bir bölümü fiilen de yapılmamış olan duvarın inşasının, yasanın yukarıda sözü edilen 19. maddesi hükümlerine göre tüm kat maliklerinin rızasını gerektirmektedir.
Davaya konu edilen kat malikleri kurulu kararında bu yasal koşul sağlanmamıştır.
10.10.2004 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında alınan “sitede usta, eleman vs. şahıs çalıştıracak kat maliklerinin çalışacak olan elemanların acil durumlar dışında 3 gün öncesinden site yönetimine bilgi verilmesi, çalışacak şirketin veya firmanın veya şahıs SSK veya Bağ-Kur kaydı, vergi levhası fotokopisi ile birlikte müracaatları halinde gerekli izinlerin verilmesi” kararının anagayrimenkulde bulunan kat maliklerinin can ve mal güvenliklerinin sağlanmasına yönelik alınmış bulunan önlemler olarak değerlendirmek ve kabul etmek mümkün olmadığı gibi kat maliklerine Kat Mülkiyeti Yasasında yer almayan yeni borç ve mükellefiyetler yükleyecek nitelikte olduğundan 10.10.2004 günlü kat malikleri kurulu kararının duvar inşası ve işçi çalıştırmanın izne bağlanması ile ilgili kısımlarının tamamen iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu hususlara ilişkin davanın da reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ :
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA; temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar

Popüler Yayınlar