Yönetim Kurulunun İbra Sonrası Sorumluluğu
184
Yönetim Kurulunun İbra Sonrası Sorumluluğu
Yazan: Muzaffer DELİGÖZ – Danışman / Yazar [1]
Apartman, Kooperatif ve Anonim Şirketlerin Yönetim Kurullarında görev yapmış olanların Genel Kuruldan ibra almaları ile mesuliyetlerinin bittiği, bir daha ibradan önceki konuların ele alınamayacağı sanılır. Bu yanlışlığa “ibra” kelimesinin anlamı sebep olmaktadır. Gerçekten de “ibra” (ilgili hesap dönemindeki tüm işlemlerini, ekonomik ve hukuki sonuçları itibariyle onaylaması.) [2] (Temize çıkarma, kurtarma, bir şeyden uzaklaşma ) [3] manalarına geldiğinden, “ibra” alanlardan geçmişe dair hesap sorulamayacağı zannedilir. Biz, “İbra”nın hukukumuza göre ne anlama geldiğini mahkeme kararlarına dayanarak açıklamak istiyoruz. Neticenin de, “ibra” alınmış olunsa da yapılmış usulsüzlüklerin hesabının verileceği olduğunu belirtmek istiyoruz.Yönetim Kurullarının yapabileceği suçları ve bunlarla ilgili Yüksek Mahkeme kararlarını inceleyelim:
a. Zimmet suçu: Genel Kurulda ibra alınmış olmasının zimmet suçunu kaldırmayacağı hakkında aşağıdaki Yargıtay kararı açıklık getirmektedir: “ Kooperatif Genel Kurulunun ..........tarihindeki geçmiş hesaplara ait ibra kararının hukuki sonuç dışında zimmet suçunun oluşmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden....” [4]
Suç duyurusu yazısında 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun : “Yönetim Kurulu Üyeleri ve kooperatif memurları, .....suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları, bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı “ Devlet Memurları” gibi ceza görürler.” Hükmü özellikle belirtilmelidir. [5]
Zimmet suçundan dolayı zaman aşımı konusuna gelince; “İhtilasen zimmet suçunun cezanın azami haddi itibariyle T.Ceza Kanununun 102/2. maddesinde öngörülen 15 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu..” [6] belirtiliyor.
İşlemlerde ihtilâs/zimmet suçu var ise, bu konudaki Yargıtay kararlarından bazıları şöyledir:“Zimmet suçu sırf haksız temellüke matuftur. İhtilâs ise, dairesini aldatacak şekilde hile ve hud’alara başvurarak gerçeğe aykırı kayıtlar tesis ederek haksız menfaat sağlamaktır.” [7] “Kooperatif hizmetleriyle ilgili olmadığı halde kooperatif kasasından sık sık ve usulsüz olarak avans alıp bir müddet kullandıktan sonra taksitler halinde tekrar kooperatife ödeyen sanıkların eylemlerinin Kooperatif ana sözleşmesinin 42 ve 44. maddeleri 3186 sayılı yasa ile değişik 2834 sayılı yasanın 11. maddesi karşısında, kullanma zimmeti oluştuğu gözetilmeden...” [8] “Kooperatif başkanının, kooperatife ait parayı bir süre üzerinde tuttuktan sonra kişisel hesabına yatırması zimmet suçunu oluşturur.” [9] “Sanığın açığı kapatmak için kooperatif işçisine borç senedi düzenlemesi ve sonradan da bu senesi ödemesi eylemi zimmeti oluşturur.” [10]b.Görevi İhmal suçu:
Yapılan işlemlerde görevi ihmal suçu konudaki Yargıtay kararlarından bazıları da şöyledir: “Sanık ....... Kooperatifinin Başkanı olması ve diğer sanık ...... da Kooperatifinin muhasip üyesi bulunması nedeniyle, Kooperatife ait kayıtları denetime imkan verecek şekilde ve sağlıklı bir biçimde tutmamak suretiyle kooperatifin zararına sebebiyet vererek görevlerini ihmal ettikleri dosya içeriği ve bilirkişi raporuyla sabit olduğu halde mahkumiyetleri yerine....” [11] “Dava, davacı kooperatifin eski yöneticileri olan davalıların ..... TL kasa açığına neden oldukları ve görevlerini gereği gibi yerine getirmeyerek kooperatifi zarara uğrattıkları iddiası ile 1163 sayılı yasanın 98. maddesi delaletiyle TTK nun 341. maddesi uyarınca açılmış bulunan sorumluluk davası olup,..” [12] “Davalı Yönetim Kurulu üyeleri faturasız ve belgesiz harcamalar yapmışlar ve bu harcamaları kooperatif yararına yaptıklarını ispat edememişlerdir. Ancak, bu zararı kapatmak için gerçeğe aykırı fatura almış olmaları da sonucu değiştirmemektedir. Bu nedenle Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğuna karara vermek gerekir.” [13]
Şimdi de eski Yönetim Kurullarının böyle bir durumunda hangi işlemlerin yapılabileceğini görelim:
1. Yapılan işlemler ceza hukuku bakımından suç teşkil ettiğinde amme davası açılması için C.Savcılığına suç duyurusunda bulunmak. (Ceza davası için) Eski yönetim Kurulu üyelerinin hareketlerinde zimmet suçu bulunabileceği gibi, sahtecilik de mevcut olabilir.. Bu durumda TCK gereğince cezalandırılmaları için C.Savcılığına suç duyurusunda bulunmak gerekir. Suç duyurusunda bulunurken Yönetim Kurulunun görev yaptığı yıllara ait hesaplarının bir Yeminli Mali Müşavire inceletilerek, buna göre suç duyurusunda bulunulması elbette sağlıklı olur. “Mali Müşavir” yerine “Yeminli Mali Müşaviri” tercih etmek daha uygun olur.
Böylece, Hem ileriyi görerek şikâyet yapılmış olur, hem de savcıya gerekli dokümanlar verilmiş olur. Ayrıca açılacak diğer davalar için de elde sağlıklı bir belgelendirme bulunur. Ancak, bunun belli bir maliyeti olacaktır. Müşavirin incelemesi belli bir süreyi alacaktır. Bu incelemenin C. Savcılığınca yeterli görülerek dava açılması da beklenmemeli. Zira Savcılık başka bir bilirkişiden de rapor isteyebilir.
2. Eski Yönetim Kurulu yapılan Genel Kurulda ibra almış olduğundan, Genel Kurulun bu ibra kararının iptali için dava açmak. Yapılan Genel Kurulda Kar-Zarar ve bilânço hesapları görüşülmüş ve Yönetim Kurulu görev yaptığı süre için ibra almış olduğundan, Eski Yönetim Kurulu üyeleri hakkında dava açılabilmesi için bu kararın kaldırılması gerekmektedir. Zira ; “İbra edilmiş Yönetim Kurulu hakkında sorumluluk davası 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesi yollamasıyla TTK nun 341. maddesine göre, Genel Kurulca dava açılması yoluyla karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir.” [14]
İbra kararı vermiş olan Genel Kurulun, “Dava açılması” için karar vermesi mümkün olmadığından, Genel Kurulun ibra kararının yerinde olmadığı, Kar ve zarar hesapları ile bilânçonun açık ve seçik bir biçimde görüşülmediği, örtülü ibranın söz konusu olduğu belirtilerek Genel Kurulun İbra kararının iptali istenmelidir. Bu husustaki Yargıtay Kararı şöyledir: “İbraya ilişkin Genel Kurul kararının iptali davası açılabilir” [15]
Bu dava için, Yönetim Kurulu kooperatifi davalı gösterir ve tüzel kişiliği de Denetçiler temsil eder ve tebligatların denetçilere yapılması gerekir. [16] Burada önemli olan husus; İbranın yapıldığı Genel Kurul Toplantısını takip eden 1 ay içinde mahkemeye başvuru yapılması şarttır. Aksi takdirde dava açılamaz. Bu husustaki Kanun hükmü şöyledir:
Madde 53 - Aşağıda yazılı kimseler kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler. “ [17] İbranın iptali, eski Yönetim Kurulunun suçlanması, dolayısıyla haklarında dava açılması hususunu da ihtiva eder. İptalden sonra Kooperatif sorumluluk Davası açabilir.
Bu konudaki bir diğer yol; ibranın dava yoluyla iptali yerine, “eski Yönetim Kurulu hakkında dava açılması” konusu gündem maddesi olan Olağan üstü bir Genel Kurul toplayarak, dava açma kararı almaktır. Bu karar alınınca Denetçiler tarafından derhal Sorumluluk Davası açılabilir.
“İbra edilmiş Yönetim Kurulu hakkında sorumluluk davası 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesi yollamasıyla TTK nun 341. maddesine göre, Genel Kurulca dava açılması yoluyla karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir.” [18]
Daha önceki Genel Kurulda ibra verilmiş olması, yeni kararla dava açılmasına engel değildir. Bu konudaki Yargıtay kararları da şöyledir: “.....Tarihli Genel Kurulda .....yılı kar-zarar ve bilanço hesapları ibra edilmişse de dava açılmadan önce alınmış olan dava açma yetkisi ihtirazı kayıt sayıldığından, ibranın sorumluluğa etkisi bulunamamaktadır. Kaldı ki, ibra sırasında bilânçonun açık ve seçik şekilde tartışılmadığı da dosya kapsamından anlaşılmaktadır.” [19]
“2-Davalı eski yöneticiler hakkında her ne kadar ibra edildikleri; dönem için sorumlu olmadıklarından bahisle hüküm kurulmuş ise de, bu husus ta doğru değildir. Kurul olarak mücerret ibra edilmek sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Sorumluluğun kalkabilmesi için ibra edilen hususların Genel Kurulda açık ve ayrıntılı bir şekilde görüşülmesi, değerlendirilmesi ve bilançoda da gösterilmesi gerekmektedir.” [20] “.... bundan başka, ibra kalemlerinin araştırılması ve dava konusu alacağın kooperatif bilançosunda gösterilip gösterilmediği açık veya örtülü biçimde ibra yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak sonucu çerçevesinde karar verilmesi gerekir.” [21]
“Mücerret olarak alınan ibra kararlarının tesisi de sorumluluktan kurtulmaya yeterli değildir.”
“Genel Kurulun açık ve seçik olarak yaptığı değerlendirme sonucu ibra kararı verilmişse, bu ibranın tarafları bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir.” “... oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kurulundan tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde değerlendirme yapılarak doğru bilançonun çıkarılması ve zarar olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekir.” [22]
3. Eski Yönetim Kurulu üyelerinin Kooperatifin zararına sebep olmalarından dolayı (Ticaret Mahkemesine/ Asliye Hukuk Mahkemesine) Sorumluluk Davası açmak.. Yöneticilerin sorumluluğu davası 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesi delaletiyle TTK nun 336/5 ve TTK nun 341. maddelerine göre açılabilir. Ayrıca, TTK nun 309. maddesine göre, dolayısıyla zarara uğrama halinde dahi dava açma hakkı tanınır. [23] Dava Kooperatifler Kanununun 99. maddesi gereğince ticari nitelikte kabul edilir ve basit muhakeme usulüne tabidir.
TTK nun 5. Md göre dava, Kooperatif Merkezinde bulunan Ticaret mahkemesinde, bu yoksa Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır.
Kooperatifler Kanununun 53/2 maddesine göre, Mahkemenin duruşma günü Yönetim Kurulu tarafından ilan edilir . Dava açma konusunda Yargıtay’ın şu kararı da bulunmaktadır: “Genel Kurulun dava açılması konusunda bir kararının olmaması sorumluluk davasının reddini gerektirmez.” [24] Yönetim Kurulu üyeleri suçlu olmaları halinde Devlet Memuru gibi cezalandırılır. “Yönetim Kurulu Üyeleri ve kooperatif memurları, .....suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları, bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı < Devlet Memurları> gibi ceza görürler. “ [25]
Zamanaşımı konusunda da Yargıtay şu kararı vermiştir. “1163 Sayılı Koop. Kanununun 98. maddesinin yollamasıyla Türk Ticaret Kanununun 309/4 maddesi gereğince davacının zararı öğrenme tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmış bulunmasına göre:....” [26] YÖNETİM KURULU ÜYELERİ HANGİ İŞLEMLERDEN SORUMLU TUTULUR ? Yönetim Kurulu Üyelerinin hangi işlemlerinden dolayı sorumlu tutulabileceklerini madde madde göstererek ilgili Mahkeme kararlarını verelim.
Zamanaşımı konusunda da Yargıtay şu kararı vermiştir. “1163 Sayılı Koop. Kanununun 98. maddesinin yollamasıyla Türk Ticaret Kanununun 309/4 maddesi gereğince davacının zararı öğrenme tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmış bulunmasına göre:....” [26] YÖNETİM KURULU ÜYELERİ HANGİ İŞLEMLERDEN SORUMLU TUTULUR ? Yönetim Kurulu Üyelerinin hangi işlemlerinden dolayı sorumlu tutulabileceklerini madde madde göstererek ilgili Mahkeme kararlarını verelim.
GEÇ ÖDENEN VERGİLER: “.... Kooperatifi Yönetim Kurulu üyeleri, muhasebe işlerini yapacak bir görevli atasalar bile, KDV ye ilişkin beyanname verilmesi hususu Yönetim Kurulunun görevi içinde olduğundan geç ödenen vergiler nedeniyle oluşan zarardan .. Sorumludurlar.” [27]
ZİMMET:- Zimmet suçu sırf haksız temellüke matuftur.
- İhtilâs ise, dairesini aldatacak şekilde hile ve hud’alara başvurarak gerçeğe aykırı kayıtlar tesis ederek haksız menfaat sağlamaktır. [28] “Kooperatif hizmetleriyle ilgili olmadığı halde kooperatif kasasından sık sık ve usulsüz olarak avans alıp bir müddet kullandıktan sonra taksitler halinde tekrar kooperatife ödeyen sanıkların eylemlerinin Kooperatif ana sözleşmesinin 42 ve 44. maddeleri 3186 sayılı yasa ile değişik 2834 sayılı yasanın 11. maddesi karşısında, kullanma zimmeti oluştuğu gözetilmeden...” [29] “Kooperatif başkanının, kooperatife ait parayı bir süre üzerinde tuttuktan sonra kişisel hesabına yatırması zimmet suçunu oluşturur.” [30] “Sanığın açığı kapatmak için kooperatif işçisine borç senedi düzenlemesi ve sonradan da bu senesi ödemesi eylemi zimmeti oluşturur.” [31]
KAYITLARIN SAĞLIKLI OLMAMASI: “Sanık ..... Kooperatifinin Başkanı olması ve diğer sanık da Kooperatifin muhasip üyesi bulunması nedeniyle, Kooperatife ait kayıtları denetime imkan verecek şekilde ve sağlıklı bir biçimde tutmamak suretiyle kooperatifin zararına sebebiyet vererek görevlerini ihmal ettikleri dosya içeriği ve bilirkişi raporuyla sabit olduğu halde mahkumiyetleri yerine....” [32]
GENEL KURUL KARARINI YERİNE GETİRMEMEK: “... aidatlarını zamanında ödemeyen kooperatif üyelerinden geçikme faizi alınması doğrultusunda Genel Kurul Kararı bulunmasına rağmen bir kısım kooperatif üyelerinden geçikme faizi almamak ve bu suretle kooperatifin faiz alacağını takip ve tahsil etmemek suretiyle görevini ihmal ettikleri... ” [33]
VERGİ-SSK PRİMİ-SU-ELEKT. BEDELLERİNİ ZAMANINDA YATIRMAMAK : “.... Bloke ettikleri Katma Değer ve Damga Vergilerinin zamanında ilgili Vergi Dairesine yatırmadıkları.... anlaşılmış bulunması karşısında, bu eylemleri sonucu müdahil kooperatifin cezalı vergi ödemesine sebebiyet verdikleri nazara alınarak görevi ihmal suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken.... ” [34] “Davacı kooperatif, davalı Yönetim Kurulu üyelerinin SSK Primi, vergi stopajı, su ve elektrik paralarını zamanında ödemeyerek kooperatifi zarara soktuklarını ileri sürerek tazminat davası açmış ve davanın kabulüne ilişkin karar bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacı kooperatifin eski yöneticileri olan davalıların ..... TL kasa açığına neden oldukları ve görevlerini gereği gibi yerine getirmeyerek kooperatifi zarara uğrattıkları iddiası ile 1163 sayılı yasanın 98. maddesi delaletiyle TTK nun 341. maddesi uyarınca açılmış bulunan sorumluluk davası olup,....” [35]
FATURASIZ VE BELGESİZ HARCAMALAR: “Davalı Yönetim Kurulu üyeleri faturasız ve belgesiz harcamalar yapmışlar ve bu harcamaları kooperatif yararına yaptıklarını ispat edememişlerdir. Ancak, bu zararı kapatmak için gerçeğe aykırı fatura almış olmaları da sonucu değiştirmemektedir. Bu nedenle Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğuna karara vermek gerekir. ” [36]
AVANS – BORÇ VERME: “.... Ancak, ....... tarihinde avans olarak ödendiği ve henüz kapatılmadığı ileri bu husus yönünden de yeni bilirkişi kurulundan rapor almak ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde avans için sorumlu olup, olmadığına karar verilmesi gerekir.” [37] “Kooperatife borç verme veya kooperatifin borçlarının ödenmesi hususlarının kooperatifin kayıtlarında yer alması gerekir. Yoksa sadece tanık beyanlarından yola çıkılarak davalının alacaklı olduğuna hükmedilemez. Ayrıca, davalının böyle bir ödemesi olsa bile, bu borcun geçerli bir nedene dayanması gerekir.” Diğer bir nokta, kural olarak 1163 sayılı yasanın 98. maddesi yollaması ile TTK nun 334 üncü maddesine göre, Yönetim Kurulu Üyelerinin şirketle (davamızda kooperatifle) şirketin konusuna giren bir ticari muamele yapamayacağı hususunu da gözden uzak tutmamak gerekir.”
Yorumlar