Emlakçılar feryat ediyor: “KANUNUMUZU İSTİYORUZ!”


Dinçer BİLGENER
dincer@emlakrotasi.com
Türkiye’de “emlakçılık” dendi mi maalesef çok olumsuz fikirler geliyor akla. Zamanında yapılan yanlış işler, bütün emlakçıların üstüne adeta yapıştı kaldı. Emlakçılığın imajı öyle sarsıldı ki, Yeşilçam filmlerinde bile -sözümüz meclisten dışarı- “sahtekar, dolandırıcı” gibi haksız, hatta karikatürize bir profil çizildi emlakçılar için…
Ancak bu durum, özellikle son yıllarda çok değişti. Çünkü emlakçılık sektöründe artık işini ciddi yapan insanlar var. Yıllarca vatandaşın gözünde “iş yapmadan para kazanılan” ve “bir masa, bir kasa, bir telefon” şeklinde tekerleme gibi bir mantığı olan emlakçılık, artık dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi saygın ve güvenilir bir meslek haline getirilmeye başlandı. Ancak bu yol üstünde çok ciddi bir engel var: Emlakçıların tâbi olacağı bir “Emlakçılık Yasası”nın olmayışı… Emlakçılık hala Türk Ticaret Kanunu’nda “gayrimenkul tellallığı” hükümlerine tâbi. Yani mesleğin herhangi bir emredici yasal düzenlemesi yok. Emlakçılar arasında adeta bir efsaneye dönüşen ve TBMM’nin ilgili alt komisyonunda yıllardır beklediği söylenen “Lisanslı Emlak Müşavirliği ve Emlak Komisyonculuğu Yasa Tasarısı Taslağı” ise tam bir muamma. Görüştüğümüz meslek örgütü yöneticileri “Meclis’te bekleyen böyle bir yasa taslağının bulunmadığını” söylüyorlar. Bunun dışında da hemen her meslek örgütünün, zincirgayrimenkul firmalarının, hatta her yerel emlakçının elinde bir “yasa taslağı” bulunuyor!
Rıza Kaymakçı
İnter Emlak
Emlak Müşavirleri Federasyonu (EMFED) Başkanı
Rıza Kaymakçı: “Her isteyen emlakçı oluyor”Emredici bir yasa bulunmadığı için sektöre girişin herhangi bir kriteri olmadığını belirten Emlak Müşavirleri Federasyonu (EMFED) Başkanı ve İnter Emlak’ın sahibi Rıza Kaymakçı, bu durumun ehliyetsiz veya başka mesleğe mensup insanların emlakçılık yapmasına imkân tanıdığını belirtiyor. Kurulduğu 2007 yılından beri, bir yıl hariç, bugüne kadar EMFED’in başkanlığını yürüten Kaymakçı, az önce bahsettiğimiz gibi, hemen herkesin elinde bir yasa taslağının bulunmasından, yani tek ve ortak bir yasa taslağının dahi bulunmamasından da şikâyetçi… “İstanbul Ticaret Odası Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi, İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Odası ve EMFED olarak biz, bir araya gelerek bir yasa taslağı hazırladık. Bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da yolladık. Ancak Türkiye’deki tüm emlakçıların üzerinde uzlaşacağı bir metin yok ortada. Özellikle Ankara merkezli Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu (TEMFED) nezdinde bu yönde çok girişimimiz oldu. Çünkü TEMFED’in de bir yasa taslağı hazırladığını öğrendik. ‘Gelin, bir araya gelelim, tek bir metin üstünde uzlaşalım’ dedik ama yanaşmadılar” diyor.
Hakan Erilkun
Altın Emlak Genel Müdürü
Hakan Erilkun: “Yurtdışındaki örnekleri inceliyoruz”Altın Emlak Genel Müdürü Hakan Erilkun ise EMFED’in bu çalışmalarına destek vermelerinin yanı sıra, İTO kanalıyla yurt dışındaki örnekleri de incelediklerini kaydediyor. Erilkun, taslak hakkında şöyle diyor: “Bu taslak yasalaşırsa öncelikle her isteyenin emlakçı olmasının önüne geçilecek. Belli koşul ve şartlar belirlenecek. Eğitim şartları ve staj şartları gibi unsurlar devreye girecek. Burada önemli bir unsur da kayıt dışılığın önüne geçilecek olması. Satış ve alımlar emlak müşavirleri üzerinden geçecek. Bu sayede değer farklılıklarının önüne geçilmiş olacak.”
Emlakçılık mesleğinin bir yasasının olması halinde, bir gayrimenkulün satışı sırasında yaşanan bedel karmaşasının da önüne geçileceğini belirten Erilkun, bu görüşünü şöyle örnekliyor:
“Bir dairenin gerçek satış bedelinin, 200 bin TL olduğunu varsayalım. Bu yerin belediyedeki kayıtlı değeri ise, mesela 100 bin TL olsun. Kredi kullanılırken gözüken değerinin ise 180 bin TL olduğunu düşünelim. Bu değerler karmaşası bile devletin ciddi bir kaybı. Çünkü kredi kullanılmıyorsa tapu işlemi 100 bin TL üzerinden, kredi kullanılıyor ise kredi çektiği tutarda beyan edilerek satışlar yapılıyor. Bu durum ise, değerler arasında farklar oluşturuyor ve devletin ciddi bir kaybı doğuyor. İşte bir yasa olması halinde devletin bu kaybı da önlenmiş olacak. Vatandaşın yaşadığı kafa karışıklığını da giderecek.”
Adnan Yeşiltaş
Yeşiltaş Emlak
Marmara Emlak Müşavirleri Derneği (MAREMDER) Başkanı
Adnan Yeşiltaş: “Kampanyaya somut destek göremedik”Emlakçılık mesleğinin bir yasasının olması için “Kanunumu İstiyorum” adıyla bir kampanya başlatarak kamuoyu oluşturmaya çalışan Marmara Emlak Müşavirleri Derneği (MAREMDER) Başkanı ve Yeşiltaş Emlak’ın sahibi Adnan Yeşiltaş ise, 21. yüzyıl Türkiyesi’nde emlakçılığın mevcut durumunun ülkeye hiç yakışmadığını belirtiyor. “İnsanlar yılların birikimiyle bir ev almak için bir emlakçının kapısını çalıyor. Bu noktada da yasalarla sınırlı, kayıtlı, ciddi bir kurumun karşısında olmasını bekliyor. Aksi durumda ne büyük acılar çekildiğini biliyoruz. İstedik ki bunlar olmasın diye bir kanunumuz olsun. Ama öyle İstanbul’un ayrı, Ankara’nın ayrı, İzmir’in ayrı taslağı olmasın, tek bir metin üstünde uzlaşalım.
Çok ümit bağlanan ‘Kanunumu İstiyorum Kampanyası’ yeterli destek görmüyor.
‘Kanunumu İstiyorum Kampanyası’ şemsiyesi altında toplanıp Meclis’e öyle gidelim, dedik. Bu noktada etkili kim varsa o da öne geçebilir. ‘Bu kampanya illa bizim bünyemiz altında kalsın’ düşüncesinde de değiliz. Bu bağlamda meslekle ilgili bütün sivil toplum kuruluşlarıyla temas kurduk, hala da kuruyoruz. Ama arkamızda gördüğümüz desteği yeterli bulmadığımızı belirtmek isteriz. Oda ve dernek başkanlarıyla görüştük. Destek vereceklerini söylediler, ziyaretimize geldiler. Hatta basında da çıktı bu faaliyetlerimiz. Ancak o kadarla kaldı. Somut bir destek görmedik” diye serzenişte bulunuyor.
Emlakçılık eğitimleriEmlakçıların bir diğer şikayet konusu ise emlakçılık eğitimleriyle ilgili. Üniversitelerin meslek yüksekokullarında bulunan ve 2 yıllık önlisans düzeyinde eğitim veren “Emlak ve Emlak Yönetimi” bölümlerinin yetersiz olduğunda birleşen meslek örgütü yöneticileri, bu bölümlerin mutlaka 4 yıllık lisans düzeyinde olmasının gerektiğini belirtiyorlar.
Emlakçılıkla ilgili hemen her meslek örgütünün bünyesinde bulunan sertifikalı eğitim kursları ise ayrı bir muamma. Bu belgelerin hangisinin geçerli olduğu da meçhul. Bünyesinde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün izniyle 2004 yılından beri eğitim veren Altın Emlak’ın Genel Müdürü Hakan Erilkun, kurslarının hem eğitimli eleman açığını giderdiğini, hem de sektöre ilgi duyan herkese faydalı bir kurs olduğunu belirtirken, İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Odası ise hem Temel Emlakçılık Eğitimleri, hem de mortgage broker’lığı eğitimi konusunda tek yetkili olarak kendisini görüyor
MAREMDER Başkanı Adnan Yeşiltaş ise bu durumu “sertifika ağalığı” olarak değerlendiriyor. Bu eğitimlereemlakçılıkla ilgili olmayan kişilerin katılarak sertifika almasının iyi niyetli bir yaklaşım olmadığını belirterek, dernek ve odalara destek olması için alınan ücretleri de ahlaki bulmadığını sözlerine ekliyor.
Herkes birbirini suçluyor!Emlakçılar, özellikle de meslek örgütü yöneticileri, emlakçılığın zorunlu üyelik gerektiren, denetleme yetkilerine sahip bir üst birliğinin olmamasından da çok şikâyetçi… Şu anda güçlü konumda denebilecek beş ayrı meslek örgütü var: İstanbul’da Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu bünyesinde İstanbul Emlak Komisyoncuları Esnaf Odasıİstanbul Ticaret Odası bünyesinde bulunan Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi, her ikisini ve zincir emlakçıları bir araya getirmeye çalışan Emlak Müşavirleri Federasyonu (EMFED), tamamen bağımsız bir görünümde olan Marmara Emlak Müşavirleri Derneği (MAREMDER) ve Ankara’da Anadolu’ya hâkim bir görüntü çizen Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu (TEMFED)… Bu çok başlılığı sorduğumuzda ise herkesin birbirini suçladığını görüyoruz. EMFED Başkanı Rıza Kaymakçı “Bu durumun en büyük müsebbibi Sabri Ateş’tir. 1997’de İstanbul’da sadece İstanbul Emlak Müşavirleri Derneği varken birdenbire gidip Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu’na bağlı bir oda kurarak mesleği böldü. Son olarak da ‘Emlakçıya kaparo vermeyin’ gibi inanılmaz bir açıklama yaptı” derken, MAREMDER Başkanı Adnan Yeşiltaş ise Kaymakçı’yı İTO Meslek Komitesi seçimlerinde Sabri Ateş’i destekleme sözü verip sandık başında Ateş’e ihanet etmekle suçluyor. Öte yandan Kaymakçı, Adnan Yeşiltaş’ın başını çektiği “Kanunumu İstiyorum” kampanyasının artık faydadan çok zarar verdiği görüşünde.

Yorumlar

Popüler Yayınlar