Deprem Gerçeği -20- Tsunami ve Türkiye
23 Mart 2011, 17:33
Son Japonya depremi 9.0 şiddetinde olup, çok büyük depremlerden sayılmaktadır. Japonlar bu gibi depremlere alışık ve binaları da buna dayanıklıdır. Ancak hesap edemedikleri denizin yüksek dalgaları ve kabarmasıyla karaların istilası (tsunami) olmuştur. Yıkım ve zarar,can kaybı da bu nedenle olmuştur. Türkiye’de bir deprem kuşağı ve aktif bir fay hattında bulunmasına rağmen, Türkiye’nin kıyısı olduğu denizlerinde bu kadar yüksek tsunami olmaz ve 9.0 şiddetindeki deprem bizde olmaz görüşündeler Bilim Adamlarımız. Buna sevinmeliyiz ancak tedbirsiz davranmamalıyız. Yine uzmanlar İstanbul sahillerinde en çok oluşacak tsunami 5.56 m yüksekliğinde olup, yine en çok 10 km boyunca sahilleri etkiler ve içeriye, karaya doğru yayılma en fazla 1.50 m olabilir diyorlar. Yani coğrafi yapımız daha fazlasına izin vermiyor.
Japonya tsunamiye karşı sahillere yüksek duvarlar örmüş, ancak dalgalar onları aşarak içerdeki düşük seviyedeki kara parçalarını ve binaları yutmuştur.
Bize gelince; görülüyor ki, olası Marmara depreminden sonra, en çok 5 metre civarında bir dalga ve en fazla 150 metre bir su baskını olabilecek ve dalgalar kıyıya 8 dakika ile 20 dakika arasında ulaşacak, demek ki bir büyük depremden sonra, bu aralıklarda kıyılardan uzak yüksek yerlere çıkmalıyız. Bizdeki tehlike çürük yapı stoğudur. Tsunami için bir önlem almamıza gerek yok, ancak yapı stoğumuz ciddi tehlike altındadır.
Yapı stoklarımız incelendiğinde, ya kaçak yapılmış, ya midye kabuğu dolu elle karılan harçla yapılmış, yada proje dışı kaçak katları olan binalardan oluşmaktadır. Bu binaları, ya güçlendireceğiz (güçlendirme plan projeli teknik eleman kontrolünde ve yönetmeliğin performansa dayalı hesap sistemine göre yapılan statiğe göre olmak şartıyla) yada, daha fazla imar verip dönüşümü sağlayacağız. Bu imar artışını da Belediyeler, yani siyasilerin yapması gerekir. Yüksek yapılardan korkmayalım, nüfus yoğunluk artışı bizi korkutmasın, onunda tedbirleri bu dönüşümle birlikte alınır. Gidiş artık sitelere doğrudur. Akım budur, önünde durupta bu işi geciktirmeyelim. Bürokratlarımız ve o zihniyette olanlarımız, maalesef sanki cebinden imar veriyormuş gibi cimri davranıyorlar, ileriyi, dünyanın gidişini görelim, sonra oraya yetişmeye koşmayalım, elde fırsat varken, meclislerden kararlarımızı çıkartıp, İstanbul’u bir kenardan kurtarmaya başlayalım , İstanbul şantiye olsun, hem dönüşüm sağlasın, hem de sağlam bina , yeşil bir çevre , oturulabilir siteler oluşsun, bu işin imzaları da bu nesile nasip olsun ki depremden korkmayalım.
Depremsiz günler dileklerimle…
Mustafa Demir
İnşaat Mühendisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder