Ev Almadan Önce Bodrumunu Koklayın!
Ev Almadan Önce Bodrumunu Koklayın!
Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER)
Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan, bodrum katı rutubet kokan evlerin
depremde yıkılmaya aday olduğunu belirtti.
Türkiye’de inşaat sektörü hızla gelişiyor. Neredeyse her gün yeni bir proje başlıyor. Tüm bu projeler içinden seçim yapmak hiç kolay değil. Evin kaç odalı olduğu, odaların genişliği, manzarası, çevre düzenlemesi, sosyal tesisler büyük önem taşıyor. Ancak çok önemli bir ayrıntı gözden kaçıyor. O da binaların gerçekten ömrü boyunca dayanıklılığının ve konforunun sürdürülebilir olup olmadığı.
Deprem kuşağında yer alan ülkemizde bina seçiminde şekilden çok can güvenliğine önem verilmesi gerektiğini söyleyen Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan, “Ev alırken incelemeye öncelikle bodrum katından başlayın. Eğer binanın bodrum katı küf ve rutubet kokuyorsa, duvarlarda siyah lekeler varsa o binada su yalıtımı yok demektir. Bu da binanızın taşıyıcı duvarlarının yıllar içerisinde zayıflayacağı ve depreme dayanıksız hale geleceği anlamına geliyor” diye konuştu.
Burhan Karahan, “Ev satın alırken bina ve zemin etüdü iyi yapılmış ve deprem yönetmeliklerine uygun inşa edilmiş binalar tercih edilmeli. Ancak binalarda son derece kritik öneme sahip bir diğer konu, su yalıtımının olup olmadığı. Su yalıtımı, henüz binalarda bir zorunluluk haline gelmese de depreme karşı binaların en önemli koruyucusu. Su yalıtımı olmayan binaların taşıyıcı duvarlarının içindeki demirler yıllar içerisinde korozyon yani paslanma nedeniyle çürüyor. Bina inşa edildikten 10 yıl sonra su yalıtımsız binalar taşıma kapasitelerinin yüzde 66’sını kaybediyor. Yani binanız pas tutup çürümeye başlıyor. Bu nedenle can güvenliği için alacağınız evde su yalıtımı olup olmadığını mutlaka kontrol edin” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de önümüzdeki 20 yılda 14 milyon konutun kentsel dönüşüm kapsamında elden geçirileceğine dikkat çeken Burhan Karahan şunları söyledi: “Kentsel dönüşüm çok önemli bir fırsat olacak. Yıkılıp yeniden yapılacak binaların eğer su yalıtımı detayları doğru malzeme ve doğru uygulamalar ile çözülürse daha güvenli ve dayanıklı binalar olabilir, böylece her şiddetli deprem sonrasındaki acı tabloları yaşamayabiliriz. Su yalıtımının maliyeti de sanıldığı kadar yüksek değil; inşaat aşamasında binanın toplam maliyetinin sadece yüzde 3’ü gibi küçük bir kısmını oluşturuyor. Su yalıtımının deprem karşısında binalarımızı ve canımızı koruduğu ayrıca sağlıklı, yaşanılabilir alanlar yarattığı düşünüldüğünde bu oranın bir maliyet değil olmazsa olmaz bir gereklilik olduğu daha net görülüyor.”
Yorumlar