İnşaat sektörüne güncel bir bakış açısı ve Keten İnşaat


İnşaat sektörüne güncel bir bakış açısı ve Keten İnşaat

Keten İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Keten’e göre, konut kredisi faizlerindeki yükseliş inşaat sektörünün büyümesini engelliyor. Ekonominin lokomotifi olan bu sektör, gerek hükümet gerekse özel idareler tarafından desteklenmeli...

hurriyetemlak.com

30.10.2012 10:29:38


Keten İnşaat;  İstanbul’un Nişantaşı, Teşvikiye, Etiler, Ulus, Şişli, Kurtuluş, Fenerbahçe, Bostancı gibi eski semtlerindeki lüks konut projeleriyle adını duyuran bir şirket. 20 yıldır özellikle Nişantaşı’nda birçok prestijli projeye imza atıyor. Başarılı kentsel dönüşüm örnekleri ortaya çıkarıyor. Ancak Keten İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Keten, mevcut durumuyla kentsel dönüşüm projelerinin İstanbul’u daha da büyütmekten öteye geçemediğini düşünüyor. 
Selahattin Keten ile inşaat sektörünün durumunu, depreme karşı alınacak önlemleri, kentsel dönüşümü konuştuk. Ayrıca konut almak isteyenlere yönelik tavsiyelerini aldık...

İnşaat sektörünün sorunları neler? Çözüm noktasında devletten beklentileriniz var mı?
Türkiye ekonomisinin lokomotifi inşaat sektörünün 2012'de ekonomiye 400 milyar lira katkıda bulunmuştur. Geçen yıl alınan konut yapı ruhsatları ve yapı izinlerinin küresel kriz öncesi rakamları geride bıraktığını, 2012'de 742.972 adet konut ruhsatı, 647.635 adet de konut yapı izni alınmıştır. Anadolu illerinde gayrimenkul sektörünün gelişiminin daha belirgin olduğunu, İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki bu illerin konut satışlarındaki paylarını yüzde 58,3 ile artırmaya devam etmiştir. Küresel dalgalanma ortamına karşın yabancıların Türkiye'ye güveni 2011 yılında da sürdü. 2011'de yabancıların Türkiye mali riskleri 235,3 milyar dolarla 2007 ve 2008 yıllarının üzerinde gerçekleşti. Yabancıların doğrudan gayrimenkul yatırımları arttı. Ticari gayrimenkule yabancı girişinde artış oldu. Konut kredilerindeki genişleme de sürdü. 2010'da 60,8 milyar lira olan konut kredileri, 2011'de 74 milyar 590 milyon liraya yükseldi. Takipteki konut kredileri 2009'da 962 milyon, 2010'da 860 milyon lira iken 2011'de 659 milyon liraya geriledi. 2010'da yüzde 5,53 olan konut kredilerinin GSMH içindeki payı 2011'de yüzde 0,23 artışla yüzde 5,76'ya çıktı. İstanbul, İzmir ve Ankara'nın 2008'de yüzde 60,6 olan konut kredilerindeki ortalama payı 2009'da yüzde 59'a, 2010'da 57,4'e, 2011'de ise 56,5'e geriledi. Diğer illerin ise payı yükseldi. Bu sektörün yavaşlaması istihdamda büyük düşüşlere sebep oluyor.Bu yüzden inşaat sektörünün her dönemde hükümet ya da özel idareler tarafından desteklenmesi gerekiyor. Özellikle konut kredisi faizlerinin yükselmesi inşaat sektörünün önünü kapatıyor, gelişmesine balta vuruyor.

Faiz demişken, kredi faizlerinin artması konut fiyatlarını nasıl etkiliyor?
İnsanların ev sahibi olmasının yolunu açan en önemli kaynaklardan biri konut kredileri. Bu inşaat şirketlerinin satışları açısından çok önemli bir unsur. Konut kredilerinin konut satışlarını artırdığı ortada.  Kira insanlar için yüksek bir gider. Özellikle kira öder gibi uygun vade ve faizlerle kredi alabildikleri takdirde konut taleplerini artırıyorlar. Tüketiciler konut tercihini genelde sıfır daireden yana kullanıyor.  Bu da yatırımların değerini artıran bir unsur. Dolayısıyla tüm bu faktörler ortaya çıktığında konut almayı düşünenler faiz oranlarının artmasıyla konut alım kararını erteliyor. Vatandaşın bir ev satın almak amacıyla borçlanmayı göze alabilmesi için, kullandığı kredinin geri ödenebilir olacağına inanması lazım. Dolayısıyla konut kredisi faizlerindeki artışın ekonominin en önemli lokomotifi olan inşaat sektörünü yavaşlatacağını düşünüyorum.

Peki  gayrimenkule yatırım yapmak isteyen kişilere tavsiyeleriniz neler?
Yatırım amaçlı konut satın alanlar, bu süreçte bir müddet daha faizlerin düşmesini bekleyebilir. Oturmak için konut almak isteyenlerin talebi devam edecektir. Belki daha küçük metrekareli bir konutu tercih etmek durumunda kalacaklar, belki de farklı lokasyonda daha uygun fiyatlı bir konuta yöneleceklerdir.


Keten İnşaat’ın yeni başlayacak projeleri:
Keten Residence
Keten Çamlıca Konakları
Keten Turkuaz Otel
Keten Erenköy
Keten Gül Apartmanı
Keten Etiler
Keten Eyüp
Keten Tektaş Apartmanı
Keten Güzel Apartmanı
Keten Çam Apartmanı
Keten İnan Apartmanı
Keten Zümrüt Apartmanı

Yatırım için hangi bölgeler daha cazip?
İstanbul’da merkez sayılabilecek Nişantaşı, Teşvikiye, Etiler, Ulus, Şişli, Kurtuluş,  Fenerbahçe ve Bostancı gibi bölgeler konumu bakımından yatırım için en cazip noktalar. Bu bölgeler her zaman değerini katlamış durumda. Artık yavaş yavaş şehre dönüş başladı. İnsanların şehir yaşantısından uzak yaşamalarının olumsuzlukları ortada... Bu da insanları tekrardan şehir merkezlerine yönlendiriyor. Bu unsur az önce ifade ettiğim bölgeleri daha cazip kılıyor ve doğal olarak yatırım için değerini artırıyor.

Depremle ilgili birçok önlem alınmaya çalışılıyor. Sizce bu çalışmalar yeterli mi? Neler yapılmalı?
Türkiye dünyanın aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer alır. Ülkemizin yüz ölçümünün % 42’si birinci derece deprem kuşağı üzerindedir. 20. yy’ın başlarından beri yapılan istatistiki çalışmalar Türkiye’de yaklaşık olarak her iki yılda bir yıkıcı deprem, her üç yılda bir de pek çok yıkıcı deprem olduğunu göstermektedir. Bu durum Türkiye’de kaçınılmaz bir doğal afet olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılması gereken en önemli önlem depremin özelliklerini çok iyi tanıyıp gerekli tedbirleri zamanında almaktır. Bazı büyük şehirlerimizin I. Derece deprem bölgeleri üzerinde kuruldukları, nüfusumuzun yarıdan fazlasının bu sahalarda yaşadığı bir gerçektir. Türkiye, deprem riski açısından dünyanın en önde gelen ülkelerindendir. Depremlerin oluşturacağı hasarları azaltmanın en etkin iki yolu depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve toplumu depreme karşı eğitmektir. Yaşadığımız mekanlarda depremin olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için bazı önlemler alınmalıdır. Bunun ötesinde sarsıntı sırasında ve sonrasında yapılması gereken işler ile uygulanması gereken kurallar özellikle can kaybını azaltmak açısından çok önemlidir. Depremin ne zaman olacağını belirlemek günümüzde teknik açıdan mümkün olmadığından deprem bölgelerinde yaşayan insanların bu konuda her an hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Toplam nüfusun büyük çoğunluğu deprem tehdidi altındadır. Türkiye’deki yapı stokunun büyük bir bölümü ise depreme dayanıksız durumda bulunmaktadır. Bu sebepten dolayı bir an önce ülke genelinde yapı stokunun envanteri çıkarılmalıdır. Gereken yenileme ve güçlendirme işlemleri yapılmalı ve tamamlanmalıdır. Yeni yapılacak binaların depreme karşı dayanıklı olarak inşa edilmesinin sağlanması da önemli. Yapı güvenliğini sağlamanın en işlevsel yolu ise yapıların üretim sürecinde doğru bir mühendislik hizmetiyle üretilmesidir. Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti yapıların güvenli olmasının en önemli teminatlarından biridir. Yapı denetiminin ülke genelinde yaygınlaştırılması da önemlidir. Bir kamu hizmeti olarak değerlendirilmesi gereken yapı üretim sürecinin sağlıklı şekilde denetlenebilmesi için yapı denetim sistemi mevzuat ve uygulama yanlışlıklarından arındırılmalıdır. Depremden korunmanın yolu yerleşim alanlarını taşımak değil, mevcut yapıları deprem riskine karşı güçlendirmek, yapılacak binaları ise deprem yönetmeliklerine uygun inşa etmekten geçiyor. Güvenli yaşanabilir kentler yaratmak ancak bu şekilde mümkün olabilir.

Son dönemlerde kentsel dönüşüm projeleri ön planda. Bu alanda sizin de çalışmalarınız var mı?

Kentsel gelişmenin toplumsal, ekonomik ve mekansal olarak yeniden ele alındığı ve kentteki sorunlu alanların sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi için yıkıp yeniden yapma, canlandırma, sağlıklaştırma veya yeniden yapılandırma için proje üretilmesi ve uygulama yapılmasıdır. Özetle kentsel dönüşüm bir kentin dokusunu bozan sorunların giderilmesi anlamına geliyor. 20 yıldır Nişantaşı ağırlıklı olmak üzere İstanbul’un birçok bölgesinde kentsel dönüşüm projelerine imza atıyoruz. Kentlerdeki çarpık yapılaşma ve yarattığı sorunların çağdaş şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olarak yeniden yapılandırılmasını sağlamak üzere kentsel dönüşüm projeleri gündeme gelmiştir. Bu hususta 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5436 sayılı Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması Ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun ve 5104 sayılı Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanununda düzenlemeler yer almaktadır. Ancak; İstanbul’un genelinde yeni yapılan imar tadilatları ile kentsel dönüşüm projelerinin İstanbul’u daha da büyütmekten öteye geçmeyeceğini düşünüyorum.Biz kentin merkezine yeni imarlar verilmesi gerektiğini ve kat mülkiyeti yasasında ciddi değişikliklerin olması gerektiğini düşünüyoruz. Böylece riskli binalar yenilenebilir. 

İstanbul’un farklı bölgelerinde semt dokusuna uygun binalar inşa ediyorsunuz. Bu projelerin detayını öğrenebilir miyiz?
İstanbul’un seçkin semtlerinde örnek mimari yapılarının inşasına tüm hızıyla devam ediyoruz. Butik inşaat anlayışıyla Nişantaşı, Teşvikiye, Bostancı, Fenerbahçe, Erenköy,  Şişli ve Kurtuluş gibi şehrin merkezinde lüks konut projelerini hayata geçiriyoruz. Tarihi değerlerden ödün vermeden günümüze uygun, depreme dayanıklı, kaliteli ve modern yapılar inşa eden ediyoruz. Bugüne kadar İstanbul genelinde 100’e yakın binayı yıkıp deprem yönetmeliği çerçevesinde yeniden inşa edildi. Yurtdışında da projelerimiz var. Halen 314 daire ve alışveriş merkezi inşaatımız devam ediyor.

Keten İnşaat’ı rakiplerinden farklılaştıran, öne çıkaran detaylar neler?
Profesyonelce hazırlanan dairelerin dekorasyonunu müşteri talepleri çerçevesinde şekillendiriyor, lüks konut projesi anlayışına yeni bir boyut kazandırıyoruz. Yapılarda ücretsiz mimari danışmanlık hizmeti veriyoruz. Malzeme seçimini tamamen müşterinin beğenisine bırakıyoruz. Tüm yapılarımızda cephe ve altyapı sistemleri için en az 20 yıl garanti veriyoruz. 


Konut alırken nelere dikkat etmeli?
HAZIR BİNA İÇİN
•     Binanın sağlam zeminde olması
•    Çok iyi bir statik projeye sahip olması
•     Ana zemin ve ana yapının öncelikli olması
•    Binanın tekniğe uygun ve zemin alt raporunun olması
•    Altındaki zemin balçık mı, kum mu, kaya mı bunların hepsinin alıcılar tarafından biliniyor olması

İNŞAAT AŞAMASINDAKİ BİNA İÇİN
•     İnşaat zamanında satın alınıyorsa mutlaka zemin raporu görülmeli
•    Statik projeyi görmeli, mümkünse bu alanda uzman bir mühendise inceletmeli
•    Kolonlarını, kirişlerini, beton sınıflarını kontrol ettirmeli
•    İç düzenlemesine de bakılmalı

İnsanların en büyük hayallerinden birisi öncelikle bir ev sahibi olmaktır. Özellikle büyükşehirlerde artan kira fiyatları nedeniyle kendi evinin sahibi olmak insanları çok büyük bir yükten kurtarıyor. Bu nedenle de herkesin hayalinde kendi evinin sahibi olmak var Bununla birlikte, bir de evleri olan ve yatırım için ev alanlar bulunuyor. Bu alanda da çok büyük bir kitle olduğunu söylemek mümkün. Çünkü konut fiyatları özellikle son 10 yıldır hiç geri gelmiyor ve her yıl değerine değer katıyor. Bu da doğal olarak konut yatırımcılarının artmasını sağlıyor. İşte bu noktada ev almak isteyenler için KETEN İNŞAAT  TİC LTD ŞTİ Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Keten bazı önerileri sunmaktadır. Öncelikle nereden ve niçin konut almak istendiğinin net olarak belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Keten, “Kiradan kurtulmak mı, yatırım yapmak mı? Bir konutun kullanıcısı olmakla, bir konutun yatırımcısı olmak arasında çok büyük farklılıklar var. Farklı argümanlar bulunduruyor. O ayrımı iyi yapmak lazım. Eğer oturacaksanız farklı şeyler konuşulur, yatırım yapacaksanız farklı şeyler konuşulur. Yatırımcı genelde konutun hiçbir şeyine bakmaz. Yatırımcı için önemli olan, “kaça alıyorum, kaç aylık kira getirisi ile kendisini amorti ediyor, proje bittiğinde verdiğim paranın ne kadar üzerinde elimden çıkarabiliyorum” sorularının cevaplarıdır. İçerisinde ne olduğu hiçbir zaman yatırımcının umurunda olmaz. Ama son kullanıcı öyle değil. Son kullanıcı, içerisindeki parkenin renginden kalınlığının kaç milim olacağına kadar tüm detaylara hakim olmak ister. Bu da çok normaldir. Bu anlamda konut alımında ilk öncelik, hangi ihtiyacın giderildiği yönünde olmalı” diyor. 

İŞİNİZE YAKIN OLSUN

Konut alırken dikkat edilmesi gereken çok önemli bir başka noktaya daha işaret eden Selahattin KETEN, “Konut alıp içerisinde yaşayacaklara söyleyeceğim önemli şeylerden biri de şu; iş yerinize yakın yerlerde konut almalarıdır. Otopark sorununuz ve güvenlik sorununuz olmasın” dedi. Bu anlamda yatırımcıya da önerilerde bulunan Keten, şunları söyledi; “Eğer yatırım için ev alacaksanız ve aldığınız evde oturmayacaksanız, yapmanız gereken; bölgenin fiyatı ne, satılan konutun fiyatı ne, arasındaki fark ne kadar ve bu farkı oluşturan parametreler neler? O projenin artısı ve eksileri neler? Bir ikincisi, bölgede satılan metrekareler neler? Aldığınız konutun net/brüt metrekaresi ne kadar? İşte bunları dikkate alarak konut yatırımı gerçekleştirirseniz yatırımlarınızı kazanca çevirebilirsiniz.

 İSKANA DİKKAT EDİNBir diğer önemli konunun da iskanla ilgili olduğunu belirten Selahattin Keten, binanın iskan edilebilir alanlarının büyüklüğünün çok önemli olduğunu belirtti. Genelde iskan edilemeyecek alanların iskan içerisine katılarak projelerin satıldığına dikkat çeken Keten, kat  bahçeleri, teraslar ve koridorların iskan edilemeyen alanlar olduğunu hatırlatarak, “Ama mevzuatlardaki boşluklardan dolayı bunlar bir şekilde dairelere katılıp satılabiliyor. Son kullanıcı, net kaç metrekare aldığını biliyor olmalı ve bunun da tapuda yazması gerekmektedir” diyor. 

SÖZLEŞMELERDE KÜÇÜK AYRINTILARI ATLAMAYIN
Topraktan konut alırken dikkat edilmesi gereken bir başka hususa daha işaret eden Selahattin KETEN, “Daire alırken özellikle projelerde, bir satış vaadi sözleşmesi imzalayarak burayı alıyorsunuz. Sözleşmede size iki araçlık otopark verildiği belirtiliyor. Ama bu iki araçlık yerin nerede olduğu belli değil. Sonra bir gün ortaya çıkıyor ki 2 otoparklık alan sizin değil, 2+1 veya 3+1’lerin otoparkıymış veya otoparkınız dışarıda bir alandaymış. Bu gibi şeylerle karşılaşabiliyorsunuz. Bu nedenle, satış vaadi sözleşmesi imzalamadan önce küçük detaylara çok dikkat edin. Aksi takdirde sonrasında kötü sürprizlerle karşılaşabilirsiniz." dedi.
Satıcının konutun gerçek sahibi olup olmadığını araştırın. 

- Konutun tapu kaydı; üzerinde ipotek olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.
 - Kat irtifakının kurulup kurulmadığına, iskanın yani yapı kullanım izninin alınıp alınmadığına dikkat edin.
- Satılan konut aile konutu ise eş muvafakati mutlaka alınmalı. Aksi takdirde ileride açılacak tapu iptal davasında tapu devredilse bile tapu iptaliyle karşı karşıya kalınır. 
- Kadastro müdürlüğüne giderek almak istediğiniz gayrimenkulün haritasına bakın. Çevresinde neler olduğunu önüne, arkasına, yanına ne gibi inşaatlar yapılabileceğini öğrenin. 
- Binanın deprem yönetmeliğine uygun olup olmadığını, projenin denetiminin ve ruhsat izninin olup olmadığını araştırın.
- Eğer alacağınız gayrimenkul inşa halinde ise müteahhidinin mali durumunu araştırın. 
- Kat karşılığı yapılan bir inşaattan gayrimenkul alıyorsanız, müteahhitle noter onaylı anlaşma yaparak kullanılacak tüm malzemeleri ve işin aksaması durumdaki tazminatları belirtin. 
- Alacağınız gayrimenkulde bir kiracı varsa yapılan kira kontratını inceleyin. Kiracı tahliye taahhüdü vermiş ise tahliye taahhüdündeki tarih ile kontrat tarihini karşılaştırın 
- Tapu işlemi sırasında alacağınız konutun değerini yeniden değerleme oranlarına göre hesaplayarak beyan edin. Çünkü beyanınız eksikse ödenen alım satım harçları cezalı olarak size geri dönebilir. 
- Bölgedeki emsallerden konutun fiyatını değerlendirin. 
- Gayrimenkulün işinize, okulunuza, merkezlere olan uzaklığını ve ulaşım durumunu göz önünde bulundurun. 
- Sonradan çok yüksek aidatlarla karşılaşmamak için konutun mevcut aidatlarını öğrenin. 
- Konutun ses ve ısı yalıtımı olup olmadığına dikkat edin. 
- Bina ve konutun inşaat malzemesi kalitesini öğrenmeye çalışın. 
- Konutun yeşil alanı ve otoparkı olmasını tercih edin. 
- Konutun kira getirisini göz önünde bulundurun. 
- Konutun oda sayısı ve kullanışlı olup olmadığına bakın. 
- Konut fiyatının yüzde 5’inden fazla kaparo vermeyin. 
- Mutlaka daha sonradan satıcıyı bulabileceğiniz adres ve telefonu alın. 
- Taraflardan birinin cayması halinde cezai şart ödeyeceğini satış protokolüne yazın ve cezai şart miktarını belirleyin. Genelde alıcı vazgeçerse verdiği kaparo yanar. Satıcı vazgeçerse aldığı kaparo ile birlikte bir o kadar daha ödeme yapar. 
- Tapudaki masrafların kim tarafından ödeneceği konusunda anlaşmaya varın ve bunu satış protokolüne yazın. 
- Konutun emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, su, elektrik, doğalgaz, apartman aidatı, telefon, kablolu TV gibi borçlarının olmadığıyla ilgili belgeleri alın. 
- Konutların ekonomik ömrünün yaklaşık 50 yıl olduğunu düşünerek, çok yaşlı olmayan konutları tercih edin. 
- İklim koşullarını bilmediğiniz bir yerde konut alıyorsanız öncelikle kış şartları hakkında bilgi edinin. Bu yüzden kış aylarında olabilecek problemleri göz ününe alarak en uygun evi seçmeye çalışın. 
- Sizin için en uygun olan sistemle ısınan bir ev seçmeye dikkat edin. 
İyi bir komisyoncuyla çalışmaya dikkat edin.Konut almaya karar verdikten sonra bireysel araştırmalarınızın yanı sıra kurumsal bir emlak komisyoncusuyla da çalışabilirsiniz. İyi bir emlakçı size en doğru konutu en iyi fiyattan almanızda ve tüm hukuki işlemlerde yardımcı olacaktır. Emlakçıya  vereceğiniz ücret size gereksiz gibi görünebilir ama bu tercih konut alımında hem işlerinizi çok kolaylaştıracak hem de hata yapma olasılığınızı en aza indirecektir. Emlak komisyoncusu alacağınız gayrimenkulün yasal durumu hakkında sizin adınıza ayrıntılı araştırma yapmakla yükümlüdür. Fakat emlak komisyoncusuna vekaletname ya da satıcının imzası olmaksızın kaparo vermeyin. Ayrıca emlak komisyoncusuna yer gösterme ücreti de ödemeyin, çünkü bu ücret yasal değildir. 

Maketten alırken ne yapmalı?
Maket üzerinden ev alırken riskleri en aza indirmek için projenin tapu kayıtları ile hukuki bir sorunu olup olmadığı incelenmeli, vaat edilen her şey sözleşmeye yazılmalıdır. Eğer projenin hukuki bir sorunu yoksa müteahhit firma tarafından vaat edilen her şeyin sözleşmeye yazılması sağlanmalı. Satış ve satış vaadi sözleşmesi mutlaka noter onaylı olmalı, firma tarafından verilen garantiler ve süreler iyi irdelenmeli. Müteahhit firmanın geçmişini, daha önce yaptığı işleri, bu işlerin kalitesini, zamanında teslim edilip edilmediğini araştırmak da daha sonda karşılaşılabilecek tatsız durumların engellenmesini sağlayabilir. Ayrıca sözleşmenin satır satır okunması, bu konuda bir uzmandan yardım alınması tavsiye ediliyor. Maket üzerinde de olsa evin ekpertizini yaptırmak en doğrusu. Bu yolla evin gerçek değeri, hukuki bir sorunu olup olmadığı ortaya çıkarken, vaat edilen sosyal tesis, yeşil alan gibi donatıların fiyat üzerinde yarattığı farkın yani şerefiye bedelinin de gerçeğe uygun olup olmadığı tespit edilebiliyor. 

- Bütün bu şartlar yerine getirildikten sonra satın alma aşamasında mutlaka bir sözleşme imzalanmalı. 
- Söz konusu arsanın ya da inşaatın tapu kayıtları incelenip, kayıtlarda konut alını olup olmadığı tespit edilmeli. 
- Belediyenin imar planında konut alanı olup olmadığı tespit edilmeli. 
- İnşaatı yapan şirketin ya da kooperatifin sözleşmesi görülmeli. 
- Projenin statik ve teknik şartnamesi incelenmeli. 
- Sözleşmede söz konusu inşaata ve arsaya ilişkin ada pafta ve parsel numaraları, imar planıyla ilgili bilgiler, binanın kat sayısı, bağımsız bölüm sayısı, alınacak olan dairenin hangi daire ya da kaç numaralı daire olduğu gibi bilgiler mutlaka bulunmalı. 
- Dairenin peşin satış bedeli, taksitle alınacaksa taksitli satış bedeli, taksit sayısı ve faiz oranı sözleşmeye yazılmalı. 
- Sözleşme tarihi, dairenin teslim tarihi ve ortak alanlardaki sosyal tesislerin teslim tarihi sözleşmede ayrı ayrı belirtilmeli. 
- Konutun kaç metrekare olduğu, oda, salon ve benzeri bölümlerinin kaç adet olduğu; dairede kullanılacak malzemelerin çeşidi ve kalitesi, ortak alanların ve bu alanlardaki tesislerin neler olacağı, hangi ortak alanların kimler tarafından ne şekilde kullanılacağı da sözleşmede açıkça belirtilmeli. 

Bankaların verdiği krediler konut alıcılarına büyük bir kolaylık sunuyor. Fakat kredi çekerken de çok dikkati olmak gerekiyor. Çünkü ödenemeyecek bir kredi kullanımı satın alınan konutun elden gitmesine neden olabilir. Gelirin 3’te birini geçmeyen miktarlarda kredi kullanılması önerilirken, konut bedelinin büyük bir bölümünün peşin olarak verilmesi de alıcılar için riskleri çok daha fazla azaltıyor. 

Konut kredisi kullanırken, aylık taksit tutarlarının yanı sıra, vade uzunlukları ile faiz oranları arasındaki ilişkinin iyi kurulması ve faizlere ilave olarak ödenen komisyon ve masrafların da dikkate alınması gerekiyor. Masraf ve komisyonlar eklendiğinde en düşük faiz açıklayan herhangi bir bankanın faiz oranı aylık ve yıllık toplam maliyette en yüksek orana çıkabiliyor. Burada belirleyici olan bankaların uyguladıkları komisyon ve masraflar. Bankaların kredilere uyguladığı masraf ve komisyonlara sigortalar da dahil edildiğinde kredinin tüketicilere toplam maliyetinde farklı rakamlar ortaya çıkıyor. 

Konut kredisi alınırken, sabit faizli ve vadesi 5 yıldan uzun olmayan kredilerin tercih edilmesi öneriliyor. 5 yıldan uzun vadeli kredi almak ise riskli oluyor. Çünkü bu dönemde kredi sahibi işsiz kalabiliyor. İşsizlik ve konut kredisi sigortası yaptırmak ise bu riskleri biraz olsun azaltıyor. 

Kredi borcu bulunan konutları satın almak için mutlaka yeni bir kredi kullanılması gerekiyor. Bu da güncel faiz oranlarından ve masrafları ödenerek alınabilecek bir kredi kullanılmasıyla mümkün oluyor. Kredili konut alımında dikkat edilmesi gereken hassas noktalar var. İlk ve en sağlam yöntem olarak yeni kredi alınarak tapunun el değiştirmesiyle satış yapılması gerekiyor. ‘Bankaya olan borç satıcının üstünde kalsın alıcı ödemeye devam etsin. Borç bitince tapu devri yapılır’ gibi bir uygulamadan mutlaka uzak durmak büyük önem taşıyor. Çünkü karşılıklı güvene dayalı bu tür uygulamalar uzun bir süreci kapsayan kredili konut alımında bazı önemli riskleri içinde barındırıyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar