Eroğlu: Tekstildeki başarıyı gayrimenkule taşıyor
Eroğlu: Tekstildeki başarıyı gayrimenkule taşıyor
Tekstilde 30 yıla varan tecrübenin ardından gayrimenkul sektörüne adım atan Eroğlu Gayrimenkul, tekstildeki başarısını gayrimenkule taşıyor. İstanbul başta olmak üzere Bursa ve Antalya’da da farklı nitelikte projelere imza atan firma, İstanbul Lounge, Platform Merter, Bursa Harmony Towers gibi başarılı projelerle kısa sürede adından söz ettirmeyi başardı.
Eroğlu Satış ve Pazarlama Direktörü Aybars Kızılsencer ve Tasarım ve Teknik Direktörü Ruşen Görgülü Taşpınar ile şirketin 2012 hedefleri ve yeni projelerini anlattılar. Colins ve Loft markaları ile global arenada önemli başarılara imza atarak tekstil ve hazır giyim sektöründe ilke edindikleri “marka yaratma” üzerine kurulu iş modelini inşaatta da devam ettirmeyi amaçladıklarını belirten Aybars Kızılsencer, sektöre kendi fabrikalarının inşasını yaparak girdiklerini belirtiyor. 2011 yılında 2.5 milyar TL yatırım yaptıklarını ifade eden Kızılsencer, 2012′de bu rakamı 3.2 milyar TL’ye çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı. Yıl içerisinde 5 yeni projeyi daha hayata geçirmeyi planladıklarını söyleyen Kızılsencer, 2012 hedeflerinden birinin de GYO olmak olduğunu açıkladı.
Eroğlu Gayrimenkul’ü tanıyabilir miyiz?
A.K: Bizim 30 yıla yakın bir ticari geçmişimiz var. Bu 30 yıllık ticari geçmişin içinde globalleşmek ve marka yaratmak gibi Eroğlu’nun hem aksiyon hem de misyonu var. Bu anlamda baktığımız zaman tekstil sektöründe de Colins markasıyla hem lider hem de öncü bir konumu var. Bizim Eroğlu Gayrimenkul olarak inşaat sektörüne girmemiz kendi fabrikalarımızı yapmamızla başladı. 1990′lı yıllarda sektöre girdik, 2007 yılında ise kurumsallaşma ve daha büyüme anlamında organizasyonel yapı oluşturduk. 2007-2010 yılları arasında daha lojistik anlamda nerede ne yaparız diye düşünürken bugün markalaşma süreciyle birlikte ciddi yatırımlar yaptık ve hala yatırımlarımıza aynı hızla devam ediyoruz.Şu an hangi projeleriniz satışta?
A.K: Şu an aktif olarak 10 projeyle uğraşıyoruz. Bunun 6 tanesini 2011 yılında lanse ettik. Bunların yaklaşık 2.5 milyar TL yatırım bedeli var. Hedefimiz bunu 2012′de 3.2 milyar TL’ye çıkarmak. Bunu da 5 yeni projeyle yapacağız.5 yeni proje dediniz. Bahseder misiniz biraz?
A.K: Bir tanesini Seyrantepe’de yapacağız. İstanbul’un yeni simgesi ve gözdesi olacak bir proje. Bunun dışında Antalya’da bir alışveriş merkezi projemiz ve Esenyurt’ta bir lojistik projemiz var. Yine 2 tane daha projemiz gelişecek. Bu 2 proje ile ilgili arazi geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Bu 5 projede de her projemizde olduğu gibi genel yaklaşım hem bize yakışan hem de Türkiye’ye yakışan proje üretmek olacak.Projenin 5′ini de bu yıl lanse edecek misiniz?
A.K: Hedefimiz bu. 2012 yılı bitmeden 5 projenin de lansmanını yapmak istiyoruz.Piyasada şu an birçok proje var. Sizin projeleriniz diğer projelerden hangi özellikleriyle ayrışıyor?
R.G.T: Firma olarak tasarım ve estetiğe çok önem veriyor ve çok emek harcıyoruz. Kuşkusuz bunda Yönetim Kurulu Başkanımız Nurettin Eroğlu’ nun tekstil geçmişinin büyük payı bulunuyor. Tasarımlarımızda yaşam kalitesini arttıracak birçok ayrıntıyı gözönünde bulundururken müşterilerimizin beklenti ve isteklerini de dikkate alıyoruz. Sürdürülebilir kalite anlayışı ile geliştirilen projelerimizde; estetik, konfor ve fonksiyonelliği harmanlıyoruz. Müşterilerimizden gelen görüşleri dinliyor ve bunları veri olarak kullanıyoruz. Kısacası bu ev bizim olsa nasıl olmasını isteriz sorusunu kendimize sorup tasarımlarımızı bu yönde yapıyoruz.Projelerinizin öne çıkan özellikleri neler?
R.G.T: Her projemizde bir öncekini tekrar etmek yerine farklı yaşam tarzlarına hitap ediyoruz, Platform Merter’de akıllı ev otomasyonlu suit daire ve ofisler, İstanbul Lounge ve İstanbul Lounge-2 projelerimizde yatay yaşam konsepti ,Yeni Moda’da deniz ve göl evi konsepti, Harmony Towers’ta teras bahçelerini, Ofishane projemizde A sınıfı ofis konseptini hayata geçiriyoruz. Müşterilerimizin zevklerine hitap edecek farklı seçenekler sunarak onları şaşırtıyoruz. Bunun yanı sıra müşterilerimize evlerinin dekorasyonunda söz sahibi olma, seçim yapabilme esnekliğini sunuyoruz.Müşteri profilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
A.K: Projeye göre müşteri profili de değişiyor. Ama genel olarak geniş bir kitleye hitap ettiğimizi düşünüyorum.Projelerinizdeki ortalama fiyat aralığı nedir?
A.K: 170 bin TL ile 3.5 milyon TL arasında değişiyor. Fiyat aralığımız ve ürettiğimiz projelerle çok geniş bir kitleye hitap ediyoruz. Biz sadece fiyatla müşteriyi yakalamıyoruz. Fiyat tabii ki önemli ama müşterinin aradıkları şeyler farklı olabiliyor. Mesela akıllı ev isteyenler var ya da kapalı havuzu olsun isteyenler var…Son yıllarda yeşil binalar trend olmaya başladı. Sizin yeşil projeniz var mı?
R.G.T: Dünyadaki trendleri yakından takip ediyoruz. Ayrıca çevre, temiz enerji , engelli hakları konularında dünya standartlarına göre projelerimizi tasarlıyoruz. Projelerimizde özel peyzaj alanları , açık-kapalı otoparklar, açık ve kapalı yüzme havuzları, spor ve aktivite alanları ,su tasarrufu sağlayan yeşil çatılar, A sınıfı enerji tasarruflu ankastre beyaz eşyalar, enerji tasarruflu ampuller ve elektrikli arabalar için şarj üniteleri, 24 saat kapalı devre güvenlik sistemi , bilgisayar destekli pay ölçer enerji ölçüm sistemi gibi özelliklere yer vererek geleceğe yönelik tasarımları hayata geçiriyoruz. Ayrıca projelerimizde kullandığımız malzemeleri doğal ve yerli kaynaklardan tercih ediyoruz.Projelerimizde; LEED ve BREEAM sertifikasını almak için alt yapımız hazır, ama henüz sertifikasyon sürecine girmedik. Bizim öncelikli amacımız sertifika almak değil. Hem projelerimizde hem de çalışanlarda belgelendirme, sürdürülebilir kalite kültürü var. Bunu belgeye dökme ihtiyacını bugüne kadar hissetmemiştik. Ama bugün bu da bir trend oldu. Biz bunu trend, pazarlama olarak değil de ihtiyaç, zorunluluk olarak gördüğümüz için yapıyoruz. Çünkü bir binayı en az 40 yıl yaşatmak için bunların zaten yapılması gerekiyor.
2012 hedeflerimizden biri de GYO olmak. Bununla ilgili çalışmalara başladık. Bu anlamda GYO olacağımız süreç içinde de bu sertifikalandırma süreci finansal anlamda farklı bir boyut kazanacak. Çünkü kendi bünyemizde tutacağımız ofis, alışveriş merkezi gibi ticari gayrimenkullerimiz olacak. Ürünlerdeki sertifikasyon süreçlerini tekrar değerlendireceğiz. Sertifikaya biz sadece bir belge olarak bakmıyoruz. Hem çevremize hem de projelerimize bir katkı olarak görüyoruz.
GYO olmak Eroğlu’na nasıl bir değer kazandıracak?
A.K: Farklı bir boyut kazandıracak. Biz 2012′nin ikinci yarısından itibaren İstanbul’daki gayrimenkul sektörünün yeni bir boyut kazanacağını öngörüyoruz. Kentsel dönüşümün çok hızlı ilerleyeceğini ve ikinci piyasaların da aktif şekilde devreye gireceğinizi düşünüyoruz. Çünkü artık hükümetin yeni hedefleri doğrultusunda ulaşmaya çalıştığı sektör hacmini yakalaması için birinci kural ikinci piyasaların devreye girmesi. GYO olmak aslında bunun sadece bir uç noktası. Bireye indirgediğiniz zaman; sizin ev almak için daha uygun ödeme koşullarına ihtiyacınız var. Eroğlu Gayrimenkul bunun önderliğini yapan firmalardan bir tanesi. Biz zaten gerekli ödeme rahatlığını sunmaya çalışıyoruz. Bunun daha da ileri gidebilmesi için ikinci piyasaların devreye girmesi gerekiyor. GYO olma sürecinde de sertifikasyon ihtiyacı doğacak, o anlamda da tamamlamış olacağız.Mütekabiliyet yasasını destekliyor musunuz?
A.K: Mütekabiliyet yasasına kurum olarak olumlu bakıyoruz. Yabancılar bizim için farklı bir kitle. Pastayı ne kadar çok büyütürsek, hitap ettiğimiz kitle ne kadar geniş olursa ürettiğimiz projeler de o ölçüde gelişir ve kaliteli olur.Şirket olarak yabancıya satış konusunda bir çalışma ya da yeni bir oluşum var mı?
A.K: Şu anda şirket içinde zaten yurtdışı satış bölümümüz var. Özellikle Rusya kanalında ciddi arayışlarımız var. Zaman içinde belki farklı projeler ortaya çıkabilir.İstanbul’daki hızlı dönüşüm inşaat sektörünün de canlanmasına sebep oluyor. Peki sektör bu canlılığını ne kadar süre daha korur sizce?
A.K: Bu konuda birçok finansal veri var. Bu verilere göre İstanbul gibi büyük şehirlerde daha yolun çok başındayız. Ekonomik ve siyasi istikrar devam ettiği sürece daha gidilecek çok yolumuz var diyebilirim. Bence sektör önümüzdeki 10 yılda canlılığını koruyacaktır. Arada inişler çıkışlar muhakkak olacaktır ama bu inişler çıkışlar yükselen trend olarak devam edecektir diye düşünüyorum. 10 yılın sonunda bir doygunluk yaşanır ama onu başka gelişmeler takip eder. 10 yıl içinde yeni şehirler olacak. Artık 3 büyük şehirden bahsetmeyeceğiz. Belki 5 büyük şehirden bahsedeceğiz.Bu öngörünüz ışığında şirket olarak yeni bölgelerde yatırımlarınız olacak mı?
A.K: Biz zaten sadece İstanbul ölçeğinde kalmadık. Antalya ve Bursa’daki varlığımız bunun somut örneğidir. Buralarda geliştirdiğimiz projeleri İstanbul’da yapsak yok satar. Bu çalışmalar o bölgeye verdiğimiz değerin göstergesidir. Şirket olarak Türkiye’nin global ölçekteki hedeflerine uygun projeler üretiyoruz.Antalya ve Bursa’nın dışında özellikle odaklandığınız bir bölge var mı?
A.K: Şu anda baktığımız bölgeler var. Büyüyen şehirlerin içine ciddi odaklanmamız var. İzmir bunlardan biri. Yine Ankara ve Orta Anadolu arasındaki bölgedeki gelişmelere bakıyoruz. Buralarda farklı yapılanmamız olabilir. Özellikle ticari alanda ciddi yapılanmamız olabilir. Bizim şu anda Antalya’da geliştirdiğimiz alışveriş merkezi konseptini büyük bir ihtimalle güney bölgesinde yayacağız. Oradaki konsept sürdürülebilir bir konsept çünkü.Bu konuda somut bir adım atıldı mı yoksa şu an fikir aşamasında mı?
A.K: Fikrin ötesinde, arazilere bakıyoruz. Ama bizde işler biraz hızlı ilerliyor. Kafamıza yatarsa çok hızlı ilerleyebiliriz.2012 hedefleriniz neler?
A.K: Öncelikli hedefimiz 5 yeni projemizi devreye sokmak. 2012′de en büyük hedefimiz yine teslimler. Proje teslimlerimiz olacak. Bunlar aslında Eroğlu’nun markalaşma sürecinde yeni bir boyut olacak. Bu sene hayal ettirdiğimiz birçok şeyi müşteriyle buluşturacağız. Bizim için bu bir sınav olacak ve bu sınavdan geçeceğimize inanıyorum.Kaynak: Exclusivehomes Dergisi
Yorumlar