Evim huzurlu ve sessiz olmalı
Sema Öztürk: evim huzurlu ve sessiz olmalı
14 yıldır televizyon ekranlarından evlerimize konuk olan Sema Öztürk hem evcimen hem de sosyal bir yapıya sahip olduğunu söylüyor. Evinde vakit geçirmeyi seven Sema Öztürk, “evim huzurlu ve sessiz olmalı ama dışarı adımımı attığım andan itibaren de kendimi hayatın içinde bulmalıyım” diyerek şehrin dışındaki sitelere sıcak bakmadığını belirtiyor. 8 yıldır Arnavutköy’de oturan oyuncuya göre bu semtin hayatı kolaylaştıran bir yanı var.
Üniversitede iktisat okudunuz. Televizyon ve sinema dünyasına geçişiniz nasıl oldu?
Üniversiteye başladığımda harçlığımı çıkarmak için başladım aslında. Bir de popüler işlerde olmak hoşuma gidiyordu, o yaşlarda hemen hemen herkes böyle popüler işleri sever. Kral TV’de vj’lik yapıyordum, aynı dönemde Kara Melek’te rol almaya başladım. Sonra okul bitti. Eğitimini aldığım işe döndüm. Bankaya girdim, uzman yardımcısı olarak 2 hafta kadar çalıştım. Sonra televizyonun arka planından bir teklif aldım. ANS Production’da yurtdışı projeler departmanında işe başladım. Yurtdışından gelen formatları inceliyordum. 1,5 sene kadar orada çalıştım. Böylece her yönüyle işleyişi gördüm. Bunun yanında kamera önünde de işler yapıyordum. Sonra ikisinin birden gitmeyeceğine karar verdim ve kamera arkasını bırakarak sunuculuk ve dizilerle yoluma devam ettim.Yakın zamanda hayata geçecek projeleriniz var mı?
Birçok proje geliyor ama bu işin içerisindeki 14. senem ve artık gerçekten insanların beni takdir edecekleri işler yapmak istiyorum. Kendimden bıktırmadan güzel işlerle devam etmek istiyorum, bu benim uzun dönemli kariyer planım. Bunun yanı sıra tabii ki deneyimim, tecrübelerim ve çalışmalarım doğrultusunda belki bir programın hem yapımcısı hem de sunucusu olabilirim. Önümüzdeki dönem için böyle bir planım var. Bu sene istediğim gibi bir dizi teklifi gelmediği için başlamadım, iyi ki de başlamamışım diyorum. Ama her an her şey olabiliyor bizim sektörde. Çünkü çok iyi yapım şirketleri var, sürekli proje üretiliyor. Her işi kabul etmiyorum demek istemiyorum sadece iyi işleri kabul etmek istiyorum. Genelin hoşlanabileceği, benim de yapmaktan keyif alacağım işler olsun istiyorum. Acelem yok, kariyerim yavaş ama sağlam ilerlesin.Arnavutköy’de çok şirin bir eviniz var. Kaç yıldır bu evde oturuyorsunuz?
2,5 yıl oldu. Çok sık ev değiştiren biri değilim. Bu benim 2. evim. Ama bu aralar bir taşınma düşüncesi içine girdim. Belki birkaç ay sonra taşınabilirim.Yaşadığınız semtleri seçerken hangi kriterleri göz önüne alırsınız?
Ben hep Arnavutköy’de oturdum. Otoparkın olması ve ulaşımın çok rahat olması benim için çok önemli. Bir de ben yürümeyi çok seviyorum. Spor yaparım, denizi çok severim. Bu yüzden Arnavutköy benim için çok uygun ama 8 yıldır bu semtte oturuyorum, yakın zamanda bir değişikliğe gitmeyi planlıyorum.İstanbul doğumlusunuz. İstanbul dışında şu şehir ya da şu ülkede yaşardım dediğiniz yerler var mı?
Sevdiğim çok yer var ama yaşayabileceğim tek yer İstanbul. Eskiden böyle söylemiyordum ama artık İstanbul’dan ayrılamayacağımı hissediyorum. Mesela bir dönem Los Angeles’ta yaşamayı çok istedim. Özellikle iklimi itibariyle… Ben yaz çocuğuyum. Kışı bile bahar havası gibi olan bir eyalet orası. Ama inanın insanın doğduğu, yaşadığı, büyüdüğü yer; yaşayabileceği en güzel yer. Başka yerlerde en fazla bir ay yaşamak isterim ama bir ay sonra İstanbul’un o kendine has deniz ve iyot kokusu beni kendine çeker.Yaşadığınız çevreye, özellikle de arkadaş ortamınıza çok bağlı biri izlenimi veriyorsunuz.
Evet, birbirine çok bağlı, sağlam bir arkadaş grubum var. Bizim işin içinden arkadaşlarım bunlar. Çok yakın oyuncu arkadaşlarım var. Bu sektörde dostluk olmaz diyorlar ama sadece kiminle dost olacağını seçebilmekle ilgili bir şey bu. Elbette bizim işimizde kıskançlıklar olabiliyor ama Sevdiğim insanların başarısı hoşuma gidiyor. Benim başarım da onları mutlu ediyor. Böyle riyasız, samimi ve gerçek ilişkiler kurabilmek önemli.Evde vakit geçirmeyi sever misiniz?
Yengeç burcuyum, evcimen bir yanım var. Evimdeki huzuru ve rahatlığı çok severim. Yükselenimse terazi. Bu yandan da çok sosyalim. Yani ne çok eve kapalıyım ne de çok sosyalim. Daha çok o anki ruh halime göre değişiyor.Bir gününüzü evde geçiriyorsanız neler yaparsınız?
Eğer o gün evde dinleneceğim diyorsam televizyon izlerim. Sadece Türk kanallarına değil dünyada ne var ne yok öğrenmek adına birçok kanala bakarım. İnternette vakit geçiririm. Wii oynarım, en çok da tenis oynamayı seviyorum. Play Station oynarım. Kitap okurum. Bu günlerde ingilizcemi tekrar elden geçiriyorum. Yemek yapmayı severim. Bu aralar biraz farklı yemekler yapmaya ilgi duymaya başladım. İnternetten araştırıyorum, mümkün mertebe az kalorili ve sağlıklı yemekler yapmaya dikkat ediyorum. Yalnız olduğum zaman yemek yapmam, iki dakikada bir şeyler atıştırır doyarım ama bir misafirim gelecekse mutlaka özel bir şeyler hazırlamak isterim.Yatırım amaçlı ev alma düşüncesine sıcak bakıyor musunuz? Böyle yatırımlarınız var mı?
Evet, geçmişte böyle yatırımlar yaptım. Annem sağ olsun, bir iktisatçı olarak ben düşünemedim ama annemin sayesinde bir iki yatırım yapabildik. Zaten en iyi iktisatçılar annelerdir.Yaşayacağınız evi seçerken en çok nelere dikkat ediyorsunuz?
Aydınlık olması, güneş alması çok önemli benim için. Karanlık evleri sevmiyorum. Tavanları yüksek olmalı, alçak tavan beni boğuyor. Yaşam alanının ferah olması çok önemli. Özellikle salon ve yatak odasına çok dikkat ederim. Çünkü bir şekilde diğer alanları tasarlayabiliyorsun, kullanışlı dolaplarla, işlevsel aksesuarlarla isteğine göre dizayn edebiliyorsun ama yatak odası ve salon için yerinizin geniş olması lazım. Bu da dış faktörlere çok bağlı, kendi yapısı çok önemli evin.Ev dekorasyona meraklı mısınızdır?
Hem de çok. Bir ara dekorasyon programı da yaptım. Her gün takip ettiğim dekorasyon siteleri bile var. Ben iç mimar olabilirmişim, öyle bir merakım var. Şu an yaşadığım evde kiracı olduğum için pek fazla şey yapamadım ama kendi evime sahip olduğumda tüm dekorasyonla ilgilenmeyi planlıyorum.Evinize baktığımızda sadeliği sevdiğinizi fark ediyoruz. Az mobilya ve dingin renkler ile boğuculuktan uzak, ferah bir eviniz var.
Dolu evi sevmem. Hatta bir sonraki evime taşındığımda bu evdeki hiçbir şey olmayacak. Sadeliği seviyorum. Ağır mobilyaları genelde tercih etmem. Belki sadece birkaç mobilyada farklı renkler farklı tasarımlara kaçabilirim. Pastel renkleri seviyorum ama yeni evimde bunu tercih etmeyeceğim. Biraz daha canlı şeyler istiyorum evimde. Bu capcanlı kırmızılar, alacalı bulacalı renkler gibi değil. Yine temelde sade, belki tek rengin içinde bir hareket gibi çözümler düşünüyorum.Yakın zamandayeni eve taşınma planlarınızdan bahsediyorsunuz. Nasıl bir ev var hayalinizde? Örneğin semt seçiminizi yaptınız mı?
Belki yine Arnavutköy’de olabilir ama sahil kısmında değil de daha içerilerde bir ev hayal ediyorum. Çünkü kendime ait bir bahçem ve otoparkım olsun istiyorum. Apartman ya da site yaşamını sevmiyorum. En fazla bir iki ailenin olduğu, kendime ait bir dünya kurabileceğim ama şehrin içinde bir ev istiyorum.Kendime ait bir bahçem ve otoparkım olsun istiyorum. Apartman ya da site yaşamını sevmiyorum. Evimin aydınlık olması, güneş alması çok önemli. Karanlık, alçak tavanlı evler beni boğuyor. İç dekorasyona çok meraklıyım. Şu an yaşadığım evde kiracı olduğum için pek fazla şey yapamadım ama kendi evime sahip olduğumda tüm dekorasyonla ilgilenmeyi planlıyorum. Sade ama tasarımına özenilmiş bir dekorasyon istiyorum.
Göze çarpan bir diğer şey de geniş dvd koleksiyonunuz. Film seyretmeyi çok seviyor olmalısınız.
Seyretmediğim film yok diyebilirim. Sadece oyuncu olduğum için işim gereği değil, çok da severek ve ilgiyle tüm filmleri takip ederim. Çok büyük bir Al Pacino hayranıyım. Tüm filmlerinin dvd’si var bende.Dönüp geçmişe baktığınızda “bu mesleği ben bu yüzden seçtim” dediğiniz şey ne? Sizce neydi sizi televizyon ve sinema dünyasına taşıyan sebep?
Üniversite yıllarındayken amacım para kazanmaktı, ama o zaman bunu mesleğim olarak görmüyordum. Ne zaman ki okuldan sonra bu işi meslek olarak tercih ettiğimin bilincine vardım, işte profesyonel anlamda meslek hayatım orada başladı. Ondan sonra işleri seçmeye başladım. Çünkü olgunlaştım. Artık inanmadığım hiçbir şeyi yapmak istemiyorum.Şehrin dışındaki sosyal ortamı, enerjiyi, hayatın içinde olmayı seviyorum. Evim sakin olmalı ama dışarıya çıktım mı hayat akmalı. Zekeriyaköy ya da Kemer Country’de oturamam.
8 yıldır Arnavutköy’de oturuyorum. Burada yazlık havası var. Canım sıkılıyor, 2 dakikada deniz kenarına inip bir kafede oturabiliyorum. Yürüyüşe çıkıp, deniz havası alabiliyorsun. Yaşamı kolaylaştıran bir yer burası.
Yorumlar