Gökdelenler inşa ediyoruz ama…?
Gökdelenler inşa ediyoruz ama…?
Prof. Dr. Mehmet Karaca, “Gökdelenler inşa ediyoruz ama altyapı eksikliği bulunan, plansız ve organize olamayan şehirler, doğal afetlerde büyük hasarlar görmekte” dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü İklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karaca, “Altyapı eksikliği bulunan, plansız ve organize olamayan şehirler, doğal afetlerde büyük hasarlar görmekte” dedi.
Karaca, yaptığı açıklamada, geçen ay Doğu Karadeniz’de, son günlerde de Akdeniz ve Ege’de bazı kentlerde yağışların etkili olduğunu, oluşan selin can ve mal kaybına yol açtığını söyledi.
Yağışları engellemenin mümkün olmadığını, ancak verdiği hasarı ve olumsuz etkilerin azaltılabileceğini ifade eden Karaca, “Bazı bölgelerde etkili olan kuvvetli yağışların getirdiği selin en başta gelen nedeni kötü şehirleşmedir. Altyapı eksikliği bulunan, plansız ve organize olamayan şehirler, doğal afetlerde büyük hasarlar görmekte” diye konuştu.
“Gökdelenler inşa ediyoruz ama… ? “
İşyerleri veya binaların daha yapım aşamasında altyapılarının binanın büyüklüğüne ve yapısına göre kurgulanmadığını vurgulayan Karaca, “Gökdelenler inşa ediyoruz ama altyapımız hala iki katlı bina altyapısı” dedi.
Son dönemde bazı yağışların, kentler için son 30 veya 40 yılın en fazla miktarlı olarak duyurulduğunu, bu durumun normal karşılanması gerektiğini dile getiren Karaca, “Uzun süre yoğun miktarlı yağış olmayan yerlerde 30-40 yılda böyle rekor yağışların oluşması normal. Bazı çevreler bu durumu her ne kadar küresel ısınmaya bağlasa da bunun bilimsel dayanağı yok” diye konuştu.
Yurt dışındaki bazı örneklere değinen Karaca, “Örneğin Amerika’da Los Angeles’te de 30-40 yılda bir aşırı yağış olur, ancak orada yol büyüklüğünde altyapılar var. Bu büyüklükteki bir altyapıda suyun sel oluşturması mümkün olmuyor. Bu örnekler, iyi bir şehir ve bölge planlamasının, aşırı yağışlarda can ve mal kaybını önleyeceğini göstermekte” dedi.
“Rize’deki en büyük sorun dere yataklarına ev yapılması”
Rize ve civarındaki en büyük sorunun, sel ve heyelan oluşabilecek dere yataklarına evlerin yapılması olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karaca, şunları kaydetti:
“Selin, can ve mal kaybına neden olmaması için dere yataklarına kesinlikle imar izni verilmemeli, buralarda yapılaşma olmamalı ve buralar denetlenmeli. Yöredeki bir başka sorun da çay alanlarının genişlemesi, kökü daha derinlere giden Kızılağaç yerine çay dikilmesi. Ayrıca yörede çay tarımını bilen ‘eskiler’ diye tabir edebileceğimiz işi bilen insanların sayısı da zamanla azalıyor. Artık çay bahçelerinde Gürcüler bile çalışıyor. Deneyimli insanlar aşırı yağışlarda farklı arklar açarak suyu tahliye edebiliyorlardı. Yeni nesil bunu fazla bilmiyor.”
Yorumlar