İstanbul Boğazı'nda Lüks Yalı Operasyonu


İstanbul Boğazı'nda Lüks Yalı Operasyonu

Bosforce Gayrimenkul Danışmanlık firmasının sahibi Ulvi Özcan, İstanbul Boğazı'ndaki lüks yalıların satışı sırasında fiyatların yükselmemesi için yalıya talip olan işadamlarının isimlerinin gizli tutulduğunu açıkladı.



Bosforce Gayrimenkul Danışmanlık firmasının Yönetici Ortağı Ulvi Özcan, İstanbul Boğaz kenarındaki lüks yalıların alım ve satımlarında , yalıları satın almak isteyen büyük firma patronlarının isimlerinin gizli tutularak fiyatların yükselmesinin önüne geçildiğini açıkladı.

Yalı cenneti İstanbul’da yalıların alım ve satımlarında farklı yollar izleniyor. Yalı satın almak isteyen yatırımcılar ya da sahip olduğu yalısını satmak isteyenler kimliklerini gizli tutma yoluna gidiyor. Bunun sebebi ise alım satımlarda yaşanabilecek dengesiz fiyat farklarının oluşmasına engel olmak.

İstanbul Boğaz kenarındaki lüks yalıların alım satımlarında ilginç diyaloglar yaşandığını aktaran Bosforce Gayrimenkul Danışmanlık firmasının sahibi Ulvi Özcan, yalı satın almak isteyen büyük firma patronlarının kimliklerini gizli tutmak istediklerini dile getirdi. İstanbul’da Boğaz kenarında birçok yalı olduğunu ifade eden Özcan, bu yalıların satışlarını kendileri aracılığıyla gerçekleştiren pek çok müşterisinin olduğunu söyledi. Alıcı ve satıcı arasında köprü oluşturduklarını belirten Özcan, “Alım-satımlardaki ilk pazarlık bizim tarafımızdan yapılıyor. Şartlar uygun hale geldikten sonra iki tarafı da bir araya getiriyoruz. İlk başta bunu yaptığımız zaman alıcının maddi gücü, satıcıyı etkileyebiliyor ve ortaya uçuk rakamlar çıkıyor” diye konuştu.

‘Önünde yol varsa yalı değildir’
İstanbul’da yalı konseptine tam anlamıyla uygun sadece 180 adet yalı bulunduğunu söyleyen Özcan, “Yol yalısını yalıdan saymamak lazım. Aradan yol geçiyorsa onlar sadece deniz manzaralı ev olarak sayılabilir” diye belirtti. Yalı sahiplerinin başka yatırım fırsat olmamasından dolayı satışların çok hızlı gitmediğini belirten Özcan, “Yalı alıcısı çok ama satıcı yok” dedi.

Bir yalının veya malikanenin müşterisinin önce bir piyasa araştırması yaparak kendi statüsüne en uygun yeri emsallerini de değerlendirerek almaya karar verdiğini belirten Özcan, “Boğazda yeni yapı üretimi olmadığı için de fiyatlar artarak devam eder. Son yıllarda satılan birkaç yalıyı ele alırsak da İstinye’de Tahsin Bey Yalısı Erol Aksoy’unken Suzan Sabancı Dinçer tarafından alındı. Yenikoy’de Ahmet Afif Paşa Yalısı Kemal Uzan’ın iken yine Suzan Sabancı Dinçer tarafından TMSF’den satın alınmıştır” diye konuştu.

Boğaz yalılarının çok talip gördüğünü belirten Özcan, el değiştiren yalıları aktararak, şunları söyledi:
“Kandilli Clifton Yalısı Ömer İsvan tarafından Aziz Torun’a, Anadoluhisarı Köseleciler Yalısı Pamir Sezener tarafından Serkan Borançılı’ya, Anadoluhisarı Tokar Yalısı Tokar Ailesi tarafından Melis Okumuş’a, Bebek Tevfik Ercan Yalısı Ercan Ailesi tarafından Osman Ör’e, Çengelköy Nadire İçkale Yalısı Nadire İçkale tarafından Aktif Elektrik Mühendislik A.Ş.’ye, Anadoluhisarı Zarifi Mustafa Paşa Yalısı Haremlik Bölümü Deha Menkul Değerler tarafından Çolakoğlu Ailesi’ne, Anadoluhisarı Çapa Yalısı Rabia Çapa tarafından Murat Karamancı’ya, Kanlıca Körfez Restaurant ise Ömer Salur tarafından Ahmet Erciyas’a yapılan alım satımlar arasında yer alıyor.”

FİYATLAR TAVAN YAPTI
İstanbul’daki yalıların fiyatlarının 5 milyon dolardan başladığına dikkati çeken Özcan, fiyatların 100 milyon dolara kadar çıktığını vurguladı. İstanbul’un yüzük taşı sayılan yalıların özellikle Körfez yatırımcıların ilgisinin Türkiye’ye dönmesinden sonra 3 katına kadar prim yaptığını söyleyen Ulvi Özcan, 2002 yılında 3 milyon dolara satılan yalıların bugün 12 milyon dolardan alıcı bulduğunu kaydetti.

10 yalı satış için sırada bekliyor
Portföyünde satılık yalı olduğunu da aktaran Ulvi Özcan, “Piyasada ve portföyümüzde 5 milyon dolar ile 100 milyon dolar arasında 8-10 tane yalı olmakla birlikte çoğunun sahibi adının verilmesini istemediği için açıklayamıyoruz. Ama piyasada satılık yalı olarak bilinen 1-2 yalıyı sayacak olursak Yeniköy Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı (Erbilgin Yalısı) ve Kandilli Abud Efendi Yalısı’nı sayabiliriz” dedi.

İstanbul’un en pahalı yalıları
İstanbul’daki en pahalı yalılar arasında Koç Yalısı, Hasip Paşa Yalısı, Kandilli Kont Ostrolog, Beylerbeyi Demir Sabancı Yalısı ve Sait Halim Paşa Yalısı bulunuyor.


Zafer Plaza, Korupark, Torium alışveriş merkezlerinin sahibi olan ve ekim ayında halka açılan Torunlar Grubu‘nun Yönetim Kurulu Başkanı Aziz TorunKoza-İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek ve Bursa kökenli Türkün Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Türkün, yalı sahibi olan işadamları arasına katıldı.
Ekonomist dergisinin haberine göre, Kandilli’deki Clifton Yalısı’nı Aziz Torun, 11.5 milyon dolara satın aldı.
Ayşe Nilüfer Hayat (İsvan) ve Ömer Kemal İsvan’ın hissedarı oldukları yalının yeni sahibi Aziz Torun, yalıyı oturma amaçlı satın aldığını ifade ediyor. 980 metrekare arsa içerisindeki Clifton Yalısı, 200 metrekare taban oturumlu iki katlı kagir bir binadan oluşuyor.
Akın İpek yol yalısı aldı
Bugün Gazetesi, KanalTürk, Bugün TV, Koza Altın İşletmeleri ve Koza Davetiye şirketlerini bünyesinde toplayan Koza-İpek Holding’in patronu Akın İpek, Bebek’te bulunan Handan Aksu ve kızı Suzan Aksu’ya ait yol yalısını 21 milyon 500 bin dolara satın aldı. 2 bin 700 metrekare arsa içerisinde yer alan yalı 700 metrekare kapalı alana sahip.
Türkün 6 milyon $ verdi
Bünyesinde tekstil ağırlıklı 11 şirketi barındıran Bursa kökenli Türkün Holding’in patronu Erol Türkün de Anadolu Hisarı’nda Ömer Veysel Midil ile Veysel Dursun’un hissedarı oldukları yalıyı 6 milyon 200 bin dolara satın aldı. 464 metrekare arsa içerisinde iki kattan oluşan yalı; 380 metrekare kullanım alanına sahip.
Toplam değerleri 39.2 milyon $

The Clifton family yali partially burnt down in 1890. This was on the akıntıburnu [peninsula] area of Kandilli.

p.64
Küçüksu deresi – from to further downstream
Count Ostragog yalı
Manford house (later Hadi Semi yalı, altered due to restoration)
Lorando yalı (later Dr Orhan Tahsin yalı, later pulled down for a new yalı)
Clifton yalı, later Mehmet İsvan yalı, rebuilt following the 1916 fire.

p. 121
Kandilli – Vaniköy road
Cumberbatch mansion
On the high ground along the Kandilli Vaniköy road the mansion belonged to Cyril James Cumberbatch, who was born in Smyrna in 1873. He died in Istanbul in 1944 as a retired man from the British Consulate. His wife was from the Karatodori and Lorando family, lady by the name of Mary. His daughter marries a Hungarian diplomat by the name of Count Reviczky, on whose death she settles in England. To the rear of this mansion, was a garden on terraces with pistachio trees, very ordered with valuable slabs laid out. This was the location where garden parties were given by the Cumberbatches. This building was destroyed when the Vaniköy – Küçüksu road was opened up.

Charles Simpson Hanson Mansion
The tomb of Charles Simpson Hanson, which is about 4-5 metres high, made of bright marble, situated in the British Haydarpasa cemetery, has this inscription: ‘Lived in Turkey for 50 years, and died aged 70 on 15-4-1874 in Kandilli’. Like many others he sought his fortune in the East, arriving in Turkey aged 20. The daughter of the Clifton family who resided for many years in Candilli, Dorina L. Neave, gives the following account (Twenty six years on the Bosphorus; Dorina L. Neave, London 1933) in describing their friends the Hansons:
‘The Charles S. Hanson brought his family from England, first settling them in the mansion he built in Tarabya, and after living here for awhile, sold the property to the British Embassy which wished to build a summer residence here. He moved his family to Candilli, to the house he built on the high ground, and many British families followed his lead to spend summers here.
The wife of Charles S. Hanson, Mrs Marianne Hanson, was much loved and respected and was called ‘Megalo Madame’. Their daughter was called Dot.
Charles S. Hanson, had good links with the British community of the city and was a successful businessman. The British soldiers who were on their way to the war in Crimea, as they couldn’t find a bank, would entrust their money with him. Later Hanson was instrumental in aiding the establishment of the Ottoman bank in 1863. He also assisted in the establishment of the Scutari hospital for the treatment of Turkish and British Crimean wounded, and became friendly with Florence Nightingale. He also encouraged the Turkish government to create a coastal road link to Bursa.’
It was Charles Simpson Hanson who encouraged his friend George Clifton to come to Constantinople.
According to the old folk in Kandilli, the Hanson mansion was at the high flat point of Hanımoğlu Yokuşu Sokağı, and the current building is known as the Fatih Efendi Köşk.


BML 14430.h.47
This Yalı on the Kandilli waterfront was bought at around 1900 by a Count from Poland, Leon Valerien Ostrorog and has since been known by his name since. He was a legal advisor to the Ottoman Government and married the daughter of an Istanbul Italian Levantine family, Jeanne Lorando. Both husband and wife are buried at Feriköy Catholic Cemetery. Amongst the visitors to this property at the time were Pierre Loti, Claude Farrere and Georges Pompideu. This building is now owned by Rahmi Koç who financed an extensive restoration and history investigation of the building and former owners.

Mehmet Emin Paşa Yalı in Kandilli.

Edip Efendi Yalı at Akıntıburnu (current corner) in Kandilli.

Edip Efendi Yalı in former times, this is the house where Dorina Neave, the author of ‘Twenty-six years on the Bosphorus’, lived.

The former Manford House which was bought in early republican times by the Greek shipping magnate Licardopulos, later passing on to the lawyer Hadi Bey, whose name is now referred to as the designation for this yalı. This yalı is a neighbour of the Ostrorog yalı as seen from the archive aerial view below.







Bu yalıya yabancılar talip
Türkiye'nin en pahalı konutu Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı'na yabancılar talip. 64 odalı yalıyı almak isteyen Türkler, Maliye'nin takibinden çekiniyor.

















Günlerdir medyanın gündeminden düşmeyen 100 milyon dolarlık Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı yeni sahiplerini bekliyor. 1984 yılında Ankara merkezli Erg İnşaat'ın sahibi Müfit Erbilgin tarafından 3 buçuk milyar liraya satın alınan yalı, İnşaat Mühendisi Murat Yenigün tarafından 15 yılda 50 milyon dolar harcanarak restore edildi. 2 bin 800 metrekareye inşa edilen yalıda kapalı yüzme havuzu, Türk hamamı, sauna bulunuyor. Tavanları ise altın varakla süslü. 100 milyon dolarlık yalı Türk alıcıları korkutuyor Türkiye'nin en pahalı konutu olan 100 milyon dolarlık Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı'na yabancılar talip. Türkler ise maliye soruşturmasından korktuğu için fazla ilgi göstermiyor. İstanbul Boğazı'ndaki yalılar çok sık olmasa da el değiştirir ve her el değiştirdiğinde de günlerce konuşulur. Geçtiğimiz ay Erol Aksoy'un yalısı satılmış ve medyada büyük yer almıştı. Şimdi ise satışa çıkan öyle bir yalı var ki Boğaz'ın bütün görkemli yalılarını gölgede bırakıyor. Sözünü ettiğimiz yalı, Yeniköy'deki Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı. Satış fiyatı ise tam 100 milyon dolar. Erg İnşaat'ın sahibi Müfit Erbilgin'e ait olan yalı 100 milyon dolardan satışa çıkınca, bir anda gündemin üst sırasına oturdu. Son Osmanlı olarak tanınan Ertuğrul Osman bile geçen hafta eşiyle birlikte Amerika'dan gelip babasına ait yalıyı gezdi. Yalının bu kadar dikkat çekmesi, sadece Boğaz'ın en pahalı yalısı olmasından değil, aynı zamanda Türkiye'de "en yüksek fiyata sahip konut" olma özelliğinden kaynaklanıyor. Peki bu yalı neden bu kadar pahalı, özelliği nedir, içi nasıldır? Yeni sahibinin kim olacağı merakla beklenen Şehzade Burhanettin Yalısı'na girdik ve 15 yıl boyunca restorasyonuyla uğraşan İnşaat Mühendisi Murat Yenigün'den hikayesini dinledik. İşte 100 milyon dolarlık yalı... 1880'lerde yaptırılan Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı'nın ilk sahibi dönemin ünlü sarraflarından Varki Vartaks. Vartaks ölünce 1887'de yalıyı Teşkilat-ı Umumiye Nazırı Ahmet Münir Paşa almış. 1911'de ise 2. Abdülhamit yalıyı alıp oğlu Şehzade Burhanettin'e vermiş. Şehzade Burhanettin Efendi, 1923'te İstanbul'u terk etmeden önce yalıyı Mısırlı Ahmet İhsan Bey'e satmış. Şehzade'nin yalısı satmasında Atatürk etkili olmuş. Yalının resterosyonunu yapan Murat Yenigün'ün anlattığına göre Atatürk, 2. Abdülhamit'i sevmemesine rağmen oğlu Burhanettin Efendi ile yakın arkadaşmış. Cumhuriyetin kurulma aşamasında Osmanlı Hanedanı'na ellerindeki malları satmaları için altı ay süre tanınmış. Bu süre içinde Burhanettin Bey yalıyı satamayınca Atatürk'e gitmiş ve biraz daha zaman istemiş. Atatürk ona altı ay daha süre tanımış. Ve Burhanettin Efendi, 1923'te Mısırlı Ahmet İhsan Bey'e yalıyı satıp sonra da babasıyla birlikte İstanbul'u terk etmiş. 1946'da Ahmet İhsan Bey ölünce yalı çocuklarına kalmış. Çocukları yalıyı 1980'li yıllarda kaderine terk etmiş.SAKIP SABANCI AVİZESİNİ ALDI Yalıyı 1984 yılında Erg İnşaat'ın sahibi Müfit Erbilgin satın almış. Önce yalıya Sakıp Sabancı talip olmuş. Ama varislerini bulamamış ve vazgeçmiş. Tarihi eserlere çok meraklı olan Müfit Erbilgin yıkılmaya yüz tutmuş yalıyı görünce alıp restore etmek istemiş. Varislerini bulması için avukatını görevlendirmiş. Avukatı Mısırlı Ahmet İhsan Bey'in çocuklarını aramaya başlamış. Avukat, Ahmet İhsan Bey'in Paris ve Mısır'da yaşayan altı kızını bulup onlardan tek tek vekaletname alarak satışı gerçekleştirmiş. Müfit Erbilgin, 1984 yılında yalı ve bir zamanlar yalının bahçesi olan ama şu anda yolun öbür tarafından kalan dört dönümlük arazi ve üzerindeki binaları 3 milyar 500 milyon liraya satın almış. Müfit Erbilgin, üniversiteden sınıf arkadaşı olan Mimar Murat Yenigün'e yalıyı restore etmesi için teslim etmiş. Murat Yenigün yaklaşık 15 yıl uğraştıktan sonra 1999 yılında yalıyı bitirmiş. Murat Yenigün'e yalıyı satın aldıklarında ne halde olduğunu sorduk; "Yalı çok kötü durumdaydı. İçindeki merdivenler yıkılmış, çatıda çökmeler olmuş, ahşaplar çürümüştü. İçinde bir aile yaşıyordu. Yalının sahipleri yalıya göz kulak olmaları için bu aileye izin vermiş. Kira ödemiyorlarmış. Birkaç odaya yalının eşyaları toplanıp kapıları kilitlenmiş. Biz satın alınca varislerden biriyle odaları açtık ve oradaki eşyaların da bazılarını satın aldık. Eşyalar satılırken rahmetli Sakıp Sabancı da geldi ve merdiven boşluğunda asılı olan avizeyi istedi, 200 milyon liraya satın aldı. Biz de yemek takımı, yemek odası takımı, sandalye takımı, dresuar ve birkaç küçük parçayı aldık." OSMAN ERTUĞRUL DUYGULANDI Yalı şu anda eşyalı durumda. 1999 yılından beri Erbilgin Ailesi yalıyı kullanıyor. Ankara'da yaşayan aile İstanbul'a geldiğinde burada kalıyor, misafirlerini de burada ağırlıyor. Bu yüzden sehpaları ve duvarları Müfit Erbilgin ve ailesine ait fotoğraflar süslüyor. Artvinli olan aile yalıyla gurur duyuyor. O yüzden de sık sık burada bir araya geliyor. Yalının geçtiğimiz haftaki misafiri de çok özeldi; son Osmanlı olarak tanınan Şehzade Burhanettin Efendi'nin oğlu Osman Ertuğrul... Eşiyle birlikte Türkiye'ye gelen Ertuğrul, yalıya girdiği anda çok duygulanmış ve gözleri dolmuş. 12 yaşına kadar yaşadığı yalıda yaşadıklarını hatırlamış. "Babam ve dedemle birlikte Dolmabahçe Sarayı'ndan kayıkla gelirdik buraya. Havuzun oldu yerde inerdik. İstanbul'un işgali zamanında buraya İngiliz subaylar geldi ve talan ettiler. Bütün altın ve gümüş eşyaları, mücevherleri aldılar." Ertuğrul, yalının yeni halini de çok beğenmiş ve "Keşke imkanım olsa da yalıyı ben alsam" demiş. Gelelim yalının satılması ve astronomik fiyatına... Murat Yenigün, "Müfit Erbilgin buraya çok para harcadı. Ona yaklaşık 60 milyon dolara maloldu. Son zamanlarda işleri de istediği gibi gitmiyor. Çünkü baraj, termik santral ve endüstriyel tesisler yapıyorlar. Yani devlete iş yapıyorlar ama devlet yatırımları durduğu için de şu anda yeterince iş yok. Bu yüzden satmak istiyorlar. Bir başka sebep de Anıtlar Kurulu. Şimdiye kadar Anıtlar Kurulu bizi çok uğraştırdı. Onlarla uğraşmaktan bıktığımız için satalım dedik" diyor. Yenigün fiyatını da şöyle değerlendiriyor: "Biz buraya 60 milyon dolar harcadık. Ayrıca Boğaz'ın en büyük yalısı ve tarihi önemi var." Arap Şeyhi almak istiyorTürkiye'nin şimdiye kadar en yüksek fiyatla el değiştirecek konutu olan Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı'na talip olanlar genellikle yabancılar. İki aydır satışta olan yalıya şimdiye kadar bir Arap şeyhi, iki yabancı şirket ve bir de yabancı banka talip oldu. Hatta yalıyı inceleyip Ankara'da Müfit Erbilgin ile görüştüler. Şimdiye kadar Türkler'den ciddi olarak alıcı çıkmamış. Birkaç Türk yalıya bakmış ama sahibiyle görüşmemiş bile. Yalıyı büyük ihtimalle yabancıların satın alacağını belirten Murat Yenigün, "Türkler almaya korkuyor. Çünkü maliyeciler hemen peşine düşüp, 'Nereden buldun?' diye soracaklardır. Boğaz'a çok meraklı olan Araplar'dan büyük ilgi var. Şimdiye kadar bir Arap şeyhi geldi ama önümüzdeki günlerde başka Arap müşteriler de yalıyı incelemeye gelecek" diyor.Şerif Ercan/SABAH

Yorumlar

Popüler Yayınlar