KORUMA KURULU KARARLARININ İPTALİ (DANIŞTAY KARARLARI)
KORUMA KURULU KARARLARININ İPTALİ (DANIŞTAY KARARLARI)
UYGULAMA İMAR PLANININ ÜST ÖLÇEKLİ PLANA AYKIRI OLAMAYACAĞI - PLANIN ÜST ÖLÇEĞE UYGUN OLDUĞU/ÜST ÖLÇEK DE DAVA KONUSU YAPILMADIĞINDAN İMAR PLANININ İPTALİ DAVASININ REDDİNE KARAR VERİLECEĞİ
Dava, Belediye Gölet Havzası Koruma Alanı içindeki arazinin imara açılmasına olanak sağlayan ve 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca gerçekleştirilen parselasyon işlemine ilişkin belediye encümeni kararı ile bu işlemin dayanağı imar planının iptali istemiyle açılmıştır. Uygulama imar planları üst ölçekli planlara aykırı olamaz, arazi kullanım kararlarının alt ölçekli uygulama imar planlarıyla değiştirilemez. Davanın; parselasyon işlemi ile bu işlemin dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1/1000 ölçekli planın dayanağı 1/5000 ölçekli plana uygun olduğunun belirtildiği, 1/5000 ölçekli planın ise dava konusu edilmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, dava konusu uygulama imar planı değişikliğinin üst ölçekli nazım imar planı hükümlerine uygun olması, 1/5000 ölçekli planın da dava konusu edilmemesi karşısında, İdare Mahkemesince imar planına yönelik olarak davanın reddine karar verilmesi gerekir (Danıştay 6. D. 6.5.2005, 8138/2635).
KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI - KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KURULU
Görüldüğü üzere aykırı olduğu ileri sürülen kararlara konu uyuşmazlıklar, Koruma Kurulunun koruma amaçlı imar planıyla ilgili olarak verdiği kararların, maddi olay ve hukuki dayanağı aynı olmasına karşın, uyuşmazlığın çözümüne esas alınan yasa hükmünün değişik yorumlanarak uygulanması sonucu ortaya çıkmıştır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Hakkındaki Kanunun, sit alanı, geçiş dönemi, koruma amaçlı imar planı ve kısmi plan değişikliği başlıklı 17 nci maddesinde yer alan, " Bir alanın koruma kurulunca sit olarak ilanı, bu alandaki imar planı uygulamasını durdurur. Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma kurulu tarafından bir ay içinde geçiş dönemi yapı şartları belirlenir. İlgili valilikler ve belediyeler anılan koruma amaçlı imar planını en geç bir yıl içinde koruma kuruluna değerlendirmek üzere vermek zorundadırlar.
Koruma kurulunca uygun görülerek belediye veya valilikçe onaylanan koruma amaçlı planının yürürlüğe girmesi ile geçiş dönemi yapı şartları ayrıca karar almaya gerek kalmadan kalkar.
Koruma amaçlı imar planlarının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları bakımından kısmen değiştirilmesi; ilgili kuruluşlarca gerekli görüldüğü ve bu hususta koruma kurulu kararı alındığı takdirde, koruma kurulu ilgili belediyeye ve ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlara yazı ile bildirir:
Değişiklik teklifi bu tebligattan sonra en geç bir ay içinde belediye meclisince karara bağlanır. Bu süre içinde gereken karar alınmadığı takdirde belediye meclisi kararına lüzum kalmaksızın koruma kurullarınca karara bağlanan hususlarda değişiklik teklifi kesinleşir.
Belediyeler plan hazırlık safhasında gerektiğinde Bakanlıktan teknik yardım isteyebilirler." hükmü ile koruma kurallarının görev ve yetkilerini belirleyen 57'nci maddesinde yer alan ve "Koruma Kurulları, Koruma Yüksek -Kurulunun ilke kararları çerçevesinde olmak kaydıyla aşağıdaki işleri yapmakla görevli ve yetkilidir.
a ) Bakanlıkça tespit edilen veya ettirilen korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının tescilini yapmak,
b ) Korunması gerekli kültür varlıklarının gruplandırılmasını yapmak,
c ) Sit alanlarının tescilinden itibaren bir ay içinde geçiş dönemi yapı şartlarını belirlemek,
d ) Koruma amaçlı imar planları ile bunların her türlü değişikliklerini inceleyip onamak,
e ) Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının koruma alanlarının tespitini yapmak,
f ) Korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarından özelliklerini kaybetmiş olanlarının tescil kaydını kaldırmak.
g ) Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile ilgili uygulamaya yönelik kararlar almak,
Kamu kurum ve kuruluşları ( belediyeler dahil ) ile gerçek ve tüzel kişiler, koruma kurullarının kararlarına uymak zorundadırlar.
Koruma kurullarının başkan ve başkan yardımcıları, üyeler arasından kurulca seçilir. Başkanın yokluğunda kurula başkan yardımcısı başkanlık eder.
Koruma Kurullarının çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar bir yönetmelikle belirlenir." yolundaki hükümleri karşısında, koruma kurullarının koruma amaçlı imar planları ile ilgili kararlarının, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu kararlar olduğu, Yasada öngörülen, kurulca uygun görülme, yerel idarelerce onaylanma hususu ise, imar planlarının imar mevzuatı gereği yürürlüğe girme aşamasını belirleyen bir düzenleme olup, kurul kararlarının kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğini ve bağlayıcı olma özelliğini ortadan kaldırmadığı açıktır (Danıştay İBK. 14.11.2002, 2/5).
HİÇBİR ŞEKİLDE YAPI YAPILMASI MÜMKÜN OLMAYAN BİR ALANIN PARSELASYON İŞLEMİYLE KONUT ALANINA ÇEVRİLEMEZ
Düzenlemeye tabi tutulan davacıya ait parselin de içinde bulunduğu alan, Göl kıyısındadır. Göl mutlak koruma alanında olup, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinin 17. maddesinin B bendi gereğince mutlak koruma alanlarında hiçbir yapı yapılamayacağı öngörülmüştür. Böylece hiçbir şekilde yapı yapılması mümkün olmayan bir alan parselasyon işlemiyle konut alanına açılamayacağından düzenleme işleminin iptaline karar verilmesi sonucu itibariyle yerindedir (Danıştay 6. Daire, 14.9.1994, 4629/2895).
SİT ALANI İLAN EDİLEN BÖLGEDE KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI UYGULANIR
ÖZET : Koruma kurulunca sit alanı olarak ilan edilen dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede koruma amaçlı imar planı yapılması nedeniyle eski plan kararlarının hükümsüz kaldığı, yeni plan ile yeni koşullar getirildiği açık olduğundan, davanın koruma amaçlı imar planı koşulları çerçevesinde incelenmesi gerekir.
KARAR: Davacı tarafından açılan ilk davada, parseldeki yapılaşmayı yükseklik belirleyerek sınırlayan 23.7.1990 günlü, 781 sayılı ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Kararının iptalinin istenildiği, İdare Mahkemesinin 25.9.1991 günlü, 1993/623 sayılı kararı ile de, taşınmazın komşu eski eser binanın koruma alanı dışında kaldığı anlaşıldığından imar planı esaslarına bağlı yapılaşmasının sınırlanamayacağı gerekçesi ile bu kararın iptal edildiği, davanın görüşülmesi sırasında, yörenin sit alanı ilan edildiği, geçiş dönemi yapılanma şartlarının belirlendiği, ya da koruma amaçlı imar planının yapıldığı yolunda bir iddiada bulunulmaması üzerine Danıştay 6. Dairesinin 17.11.1992 günlü, 1992/4360 sayılı kararı ile de onandığı ve kesinleştiği, oysa dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yörede koruma amaçlı imar planı yapıldığı, 31.10.1991 günlü, 6 sayılı Belediye Meclisi kararı ile bu planın onaylandığı, 27.2.1992 günlü, 2 sayılı Belediye Meclisi Kararı ile de plana yapılan itirazların karara bağlandığı ve bu davadaki uyuşmazlığın konusunun da koruma amaçlı imar planının davacıya ait taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemi olduğu anlaşılmaktadır. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu`nun 17. maddesinde, bir alanın koruma kurulunca sit olarak ilanının bu alandaki imar planı uygulamasını durduracağı, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar koruma kurulu tarafından bir ay içinde geçiş dönemi yapılanma şartlarının belirleneceği, ilgili Valilikler ve Belediyelerin anılan koruma amaçlı imar planını en geç bir yıl içinde koruma kuruluna değerlendirmek üzere vermek zorunda oldukları kurala bağlanmıştır. Bu durum karşısında, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede koruma amaçlı imar planı yapılması nedeniyle eski plan kararlarının hükümsüz kaldığı, yeni plan ile yeni koşullar getirildiği açık olduğundan, davanın koruma amaçlı imar planı koşulları çerçevesinde incelenmesi gerektiği sonucuna varılmış ve İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir (Danıştay 6. Daire, 14.4.1994, 2945/1389).
BELEDİYE MECLİSİ KARARININ HUKUKİ SONUÇ DOĞURABİLMESİ İÇİN KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KURULUNCA ONAYLANMASI GEREKİR
ÖZET : Koruma amaçlı imar planlarının iptaline ilişkin belediye meclisi kararının hukuki sonuç doğurabilmesi için, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na göre, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca onaylanması gerekir.
KARAR: 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 17. maddesinde "Koruma bölge kurulunda görüşülen ve uygun görülen koruma planları onaylanmak üzere ilgili idarelere gönderilir. İlgili idareler, koruma amaçlı imar planını en geç iki ay içinde görüşür ve varsa değişmesini istediği hususları koruma bölge kuruluna bildirir. Koruma Bölge Kurulunda bu hususlar da değerlendirilir ve kurul tarafından uygun görülen haliyle planlar ilgili idarelere onaylanmak üzere gönderilir. Altmış gün içerisinde onaylanmayan planlar kesinleşerek yürürlüğe girer. Koruma amaçlı imar planının yürürlüğe girmesiyle geçiş dönemi esasları ve kullanma şartları ayrıca karar almaya gerek kalmadan ortadan kalkar. Ören yerlerinde çevre düzenleme projesi yapımı ve değişiklikleri, ilgili koruma bölge kurulunun uygun görüşü doğrultusunda Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Koruma amaçlı imar planları ve çevre düzenleme projelerinde yapılacak değişiklikler yukarıdaki usullere tabidir" hükmü yer almaktadır. Dosyanın incelenmesinden, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.1.2005 günlü, 210 sayılı kararıyla Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah İmar Planını da içine alan Ulus Tarihi ve Kültürel Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje alanı teklifi onaylanarak söz konusu alanda davacıya ait parselleri de kapsayacak şekilde daha önce onaylanmış KPA5, KPA6 ve Belediye Meclisi kararıyla onaylı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli tüm planların iptaline karar verildiği ancak söz konusu kararın 2863 sayılı Kanun'un yukarıda bahsedilen 17. maddesi gereğince Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca onaylanmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla ortada henüz Koruma Kurulunca onaylanarak kesinleşmiş bir belediye meclisi kararının bulunmaması karşısında Mahkemece söz konusu kararla Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah İmar Planının iptal edildiğinden bahisle anılan plana dayanılarak tesis edilen dava konusu parselasyon işleminin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediğinden, İdare Mahkemesince işin esasının ( parselasyon işleminin mevzuatta öngörülen usul ve esaslara göre tesis edilip edilmediğinin )incelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir (Danıştay 6. Daire, 23.2.2007, 5047/1095).
KORUMA AMAÇLI NAZIM İMAR PLANININ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİNCE İNCELENİP KARARA BAĞLANARAK UYGULANMASININ SAĞLANMASI GEREKİR
ÖZET : Koruma amaçlı nazım imar planının büyükşehir belediye meclisince incelenip karara bağlanarak uygulanması sağlanmalıdır.
KARAR: 3194 sayılı İmar Kanunu`nun 5 inci maddesinde nazım imar planı "varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır." Uygulama imar planı ise, "tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama proğramlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır." şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı Yasanın Planların Hazırlanması ve Yürürlüğe Konulması başlıklı 8 inci maddesinin ( b ) bendinde imar planlarının; nazım imar planı ve uygulama imar planından meydana geldiği belirtilerek, bölge planı ve çevre düzeni planı kararlarına uygunluğu sağlanarak belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının ilgili belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı, belediye meclisince uygulanarak yürürlüğe gireceği öngörülmektedir.
Genel ilke ve usuller böyle olmakla beraber 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, büyükşehir ve ilçe belediyeleri yönünden bazı özel düzenlemeler getirmektedir. Anılan Yasanın kapsamı 2 nci maddesinde "bu kanun büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyelerinin kuruluş görev ve yetkilerine....dair usul ve esasları kapsar" şeklinde belirtmektedir. Aynı Yasanın 6 ncı maddesinin ( A ) bendinde büyükşehir belediyelerine ait görevler sıralanmakta ve ( b ) fıkrasında "Büyükşehir azım imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak ilçe belediyelerinin nazım planına uygun olarak hazırlayacakları tatbikat imar planlarını onaylamak ve uygulanmasını denetlemek" bu görevler arasında yer almaktadır. 14 üncü madde ise büyükşehir belediye başkanının, büyükşehir belediye meclisince onaylanan nazım imar planları uygulamak görevi olduğunu, ayrıca, ilçede belediye meclislerince alınan bütün kararların büyükşehir belediye başkanına gönderileceğini büyükşehir belediye başkanının konunun tekrar görüşülmesini isteyebileceğini, meclislerin kararlarında 2/3 çoğunlukla ısrar edebileceğini, bu halde meclis kararının kesinleşmiş olacağını hükme bağlamaktadır. İmar Kanunu`nun İstisnalar başlıklı 4 üncü maddesinde ise, "2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu bu Kanunun ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun ile diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır." ... hükmü yer almaktadır. İmar Kanunu`nun bu hükmü ile 3030 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri birlikte ele alındığında, büyükşehir belediye örgütü kurulmuş olan yerlerde nazım imar planı ile uygulama imar planının kabulü ve yürürlüğe girmesi konusunda, İmar Kanunu`nun genel uygulaması dışında Farklı bir usul öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Nazım imar planları yapmak veya yaptırmak ve onaylamak yetkisi büyükşehir belediye meclisine ait bir görev olarak düzenlenmekte iken uygulama imar planları büyükşehir belediye meclisince onaylanan nazım imar planına uygun olarak ilçe belediye meclisince hazırlanıp karara bağlanarak, büyükşehir belediye başkanının onayı veya büyükşehir belediye başkanının tekrar görüşme istemesi üzerine ilçe belediye meclisince 2/3 çoğunlukla verilen ısrar kararı ile kesinleşip yürürlüğe girmektedir.
İmar planlarının büyükşehir belediye yönetimleri yönünden hazırlık ve uygulama esaslarını bu şekilde saptadıktan sonra, İmar Kanunu`nun 4 üncü maddesinde özel kanun olarak belirlenip öncelikle uygulanması gerektiği ifade edilen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu yönünden bir uygulama yapılması halinde imar planlarının ne şekilde hazırlanıp yürürlüğe gireceği hususuna gelince; 2863 sayılı Yasanın Sit geçiş dönemi -koruma amaçlı imar planı- kısmi plan değişikliği başlıklı 17 nci maddesi, "Bir alanın koruma kurulunca sit olarak ilanı, bu alandaki imar planı uygulamasını durdurur ( ... ) koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma kurulu tarafından bir ay içinde geçiş dönemi yapı şartları belirlenir. İlgili valilikler ve belediyeler anılan koruma amaçlı imar planını en geç bir yıl içinde koruma kuruluna değerlendirmek üzere vermek zorundadırlar.
Koruma kurulunca uygun görülerek, belediye veya valilikçe onaylanan koruma amaçlı imar planının yürürlüğe girmesi ile geçiş dönemi yapı şartları ayrıca karar almaya gerek kalmadan kalkar.
Koruma amaçlı imar planlarının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları bakımından kısmen değiştirilmesi; ilgili kuruluşlarca gerekli görüldüğü ve bu hususta koruma kurulu kararı alındığı takdirde, koruma kurulu ilgili belediyeye ve ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlara yazı ile bildirir.
Değişiklik teklifi bu tebligattan sonra en geç bir ay içinde belediye meclisince karara bağlanır. Bu süre içinde gereken karar alınmadığı takdirde belediye meclisi kararına lüzum kalmaksızın koruma kurullarınca karara bağlanan hususlarda değişiklik teklifi kesinleşir.
Belediyeler plan hazırlık safhasında gerektiğinde Bakanlıktan teknik yardım isteyebilirler." hükmünü taşımaktadır. Buna göre, sit alanı ilan edilen yerlerde, ilgili belediyeye korıma amaçlı imar planını koruma kurulunca değerlendirilmek üzere vermek görevi yüklenilmiş, koruma kurullarının uygun görmesi halinde, koruma amaçlı imar plaının belediyece onaylanması ile birlikte yürürlüğe gireceği, bu halde, geçiş dönemi yapı şartlarının hiçbir karara gerek kalmadan kalkacağı kabul edilmiştir. Yasa, imar planını onaylayacak olan belediye meclisine planı onaylamak için zorlayıcı bir süre öngörmemiştir. Sadece, 17 nci maddenin 2 nci ve 3 üncü bendinde, belediye encümenlerince onaylanarak yürürlüğe giren koruma amaçlı imar planı değişikliğine ilişkin koruma kurul kararının tebliğinden itibaren bir ay içinde belediye meclisince karar verilmemesi halinde koruma kurulunca karara bağlanan değişikliğin kesinleşeceğine ilişkin bir düzenleme yapılmış, bu hüküm dışında hiçbir yasada imar planlarının yapımını karara bağlamaya zorlayıcı bir süre öngörülmemiştir.
Kaldı ki, sit alanı ilan edilen bir bölgede koruma amaçlı imar planı yapılıp usulüne göre onaylanıp yürürlüğe girinceye kadar geçiş dönemi yapı şartları yürürlüğünü koruyacağından, sit alanındaki imar uygulamasında boşluk doğması da önlenmiştir. 2863 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde, koruma kurulunca incelenip uygun görülen imar planlarını onaylayacak belediyeden söz edilmekte, büyükşehir belediyelerinde onay için özel bir düzenlemeye yer verilmemektedir. Bu nedenle imar planlarını onaylama hususunda büyükşehir belediyesi sınırları içinde 3030 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır. Buna göre, amacı kültür ve tabiat varlıklarını koruma da olsa nazım imar planı Büyükşehir Belediye Meclisince incelenip onaylanarak kesinleşecek ve nazım imar planı ilke ve esaslarına uygun olarak ilçe belediyelerince hazırlanan ve belediye meclislerince karara bağlanan uygulama imar planları da büyükşehir belediye başkanının onayı ile yürürlüğe girecektir. Büyükşehir Belediye Başkanınca onaylanmadan yeniden incelenmek üzere gönderilen imar planı konusunda ilçe belediye meclisince 2/3 çoğunluk ısrar kararı verilmişse, bu karar kesinlik kazanmış olacaktır.
Yasal duruma ilişkin olarak yukarıdan itibaren yapılan açıklamalara göre duraksama konusunda varılan hukuki sonuç şu şekilde belirtilmelidir.
Adalar Belediye Başkanlığınca hazırlattırılıp, Koruma Kurulunun incelenmesine sunulan ve anılan Kurulca uygun görülen koruma amaçlı nazım imar planının, yasalarla düzenlenmiş zorlayıcı bir süreye tabi olmadan, hizmetin en iyi şekilde ve aksatılmadan yürütülmesi amacı içinde büyükşehir belediye meclisince incelenip karara bağlanarak uygulanmasının sağlanacağı, koruma amaçlı uygulama imar planının ise, büyükşehir belediyesince onaylanan koruma amaçlı nazım imar planına uygun olarak Adalar Belediyesince hazırlanıp, aynı belediye meclisince karara bağlanarak büyükşehir belediye başkanının onayı ile yürürlüğe gireceği, ancak bu süre içinde Koruma Kurulunca saptanan geçiş dönemi yapılanma koşulları yürürlüğünü sürdüreceği ve Koruma Kurullarının 2863 sayılı Yasanın 57 nci maddesinde yazılı görev ve yetkilerine dayanarak gerekli kararları alarak uygulamaya koyacakları mütalaa kılınmakla dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 21.11.1990 tarihinde oybirliği ile karar verildi
TABİAT VE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA KURULUNUN KORUMA AMAÇLI UYGULAMA PLANLARINDA DEĞİŞİKLİK ÖNERME YETKİSİ VE BAĞLAYICILIĞI
ÖZET : Koruma kurullarının, koruma amaçlı uygulama planlarını değerlendirmesi sonucu uygun görüp görmemek yetkisi bulunduğu tartışmasız olduğuna göre bu yetkinin planda değişiklik yapma önerisini de içerdiği ve bunun idareleri bağlayıcı nitelikte olduğu kuşkusuzdur.
KARAR: 2863 sayılı Kanunun 17. maddesinde "bir alanın koruma kurulunca sit alanı olarak ilanı, bu alandaki imar planı uygulamasını durdurur. Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar koruma kurulu tarafından bir ay içinde geçiş dönemi yapı şartları belirlenir. İlgili valilikler ve belediyeler anılan koruma amaçlı imar planını en geç bir yıl içinde koruma kuruluna değerlendirmek üzere vermek zorundadırlar.
Koruma kurulunca uygun görülerek, belediye veya valilikçe onaylanan koruma amaçlı imar planının yürürlüge girmesi ile geçiş dönemi yapı şartları ayrıca karar almaya gerek kalmadan kalkar.
Koruma amaçlı imar planlarının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları bakımından kısmen değiştirilmesi, ilgili kuruluşlarca gerekli görüldüğü ve bu hususta koruma kurulu kararı alındığı takdirde, koruma kurulunca ilgili belediyeye ve ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlara yazı ile bildirilir.
Değişiklik teklifi bu tebligattan en geç bir ay içinde belediye meclisince karara bağlanır. Bu süre içinde gereken karar alınmadığı takdirde belediye meclisi kararına lüzum kalmaksızın koruma kurullarınca karara bağlanan hususlarda değişiklik teklifi kesinleşir.
Belediyeler plan hazırlık safhasında gerektiğinde bakanlıktan teknik yardım isteyebilirler." hükmü yer almaktadır.
Marmara Takım Adaları sit alanı olarak ilan edildiğine göre, geçici ve asli yapılaşma koşullarının 2863 sayılı Yasanın 17. maddesine göre koruma kurulunca tesbit edileceğinden belediye tarafından hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının bu hususlara aykırı olamayacağı kuşkusuzdur.
Öte yandan yine yasanın yukarıda belirtilen hükmü uyarınca koruma kurullarının, koruma amaçlı uygulama planlarını değerlendirmesi sonucu uygun görüp görmemek yetkisi bulunduğu tartışmasız olduğuna göre bu yetkinin planda değişiklik yapma önerisini de içerdiği ve bunun idareleri bağlayıcı nitelikte olduğu kuşkusuzdur. Başka bir anlatımla koruma amaçlı planların belediye ve valiliklerce yapılması sırasında yapılaşma ve diğer koşullar yönünden koruma kurulu kararları çerçevesinde ancak bağlı yetkileri bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu 1/1000 ölçekli Marmara Takım Adaları İmar Planının Adalar Belediyesi tarafından ... Üniversitesine yaptırılarak koruma kurulunun tetkik ve değerlendirilmesine sunulduğu, İstanbul II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun 2863 sayılı Yasanın 17. maddesinde öngörülen yetkiye istinaden imar planını uygun bulduğu ve bu iradesini onama sözcüğü ile ifade ettiği anlaşıldığından, bu ifadenin mahkemece belediyenin planı onama yetkisinin ortadan kaldırıldığı şeklinde değerlendirmesi sonucu verdiği kararda isabet görülmemiştir (Danıştay 6. Daire, 4.5.1993, 965/1768).
KORUMA KURULLARININ DENETİM YETKİSİ
ÖZET : Kültür ve tabiat varlıklarını koruma yüksek kurulunun; koruma, bakım ve onarıma dair görüş bildirme biçiminde yaptığı denetimin kaldırılmasına ilişkin ilke kararı kamu hizmeti ve hizmet gereklerine aykırıdır.
KARAR: Dava, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 28.2.1995 günlü, 378 sayılı taşınmaz kültür varlıklarının koruma, bakım ve onarımlarına ilişkin düzenlemeler içeren ilke kararının, 19.4.1996 günlü, 415 sayılı ilke kararının 49. maddesi ile iptal edilmesi üzerine korunması gerekli yapıların esaslı onarımlarına ilişkin uygulamanın denetlenmesi hususunun yeniden düzenlendiği 19.4.1996 günlü, 425 sayılı ilke kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu 425 sayılı ilke kararı ile 28.2.1995 günlü, 378 sayılı ilke kararındaki uygulamanın denetlenmesi bölümü yeniden düzenlenmiştir. Yeni düzenleme ile 378 sayılı ilke kararında yer alan taşınmaz kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesine ilişkin uygulamalarda esas alınacak projelerin serbest meslek hizmet yetki ve statüsüne sahip ve bu hizmeti yapma koşullarını sürdüren mimarlarca asgari çizim standartlarına da uygun olarak düzenlenmiş olduğunun ilgili mimarlar odası birimince önceden denetlenerek koruma kurulu müdürlüklerine sunulması gerekeceği yolundaki ilke terkedilerek, denetim yetkisi tamamen koruma kurullarına bırakılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte duruşma esnasında ibraz edilen belgenin incelenmesinden 378 sayılı ilke kararında öngörülen denetleme yetkisinin, uygulamada koruma kurullarına sunulacak projelerin taşınmaz kültür varlıklarının korunması amacına uygun olarak ve mimarlık mesleğini ifa etme yetkisine sahip kişilerce yapılıp yapılmadığının ve teknik anlamda asgari çizim standartlarına uyulup uyulmadığı hususları açısından incelenerek doğal- kültürel çevreye ya da kentin var olan tarihsel dokusuna aykırı imar koşullarıyla hazırlanmış olduğu saptanan projelere çekince şerhi konulmak suretiyle hazırlanan raporların Kültür Bakanlığı ile ilgili Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarına ve diğer ilgililere gönderildiği, çekince şerhinin dışında Mimarlar Odasına denetim için gönderilen projelerin geri çevrilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda söz konusu denetim yetkisinin bir içerik denetimi değil, bağlayıcı nitelikte olmayan görüş bildirme, dikkat çekme niteliğinde kullanıldığı anlaşıldığından Koruma Yüksek Kurulunca da benimsenmiş ve uzun süredir çekişmesiz uygulanmış olan ve olumlu sonuçlar yaratan 378 sayılı ilke kararının dava konusu 19.4.1996 günlü, 425 sayılı ilke kararıyla iptal edilmesinde kamu yararı ve kamu hizmeti gereklerine uyarlık görülmemektedir (Danıştay 6. Daire, 11.11.1997, 3312/4877).
SİT ALANI İLAN EDİLEN BÖLGEDE KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI YAPILINCAYA KADAR KORUMA KURULUNCA BELİRLENEN GEÇİŞ DÖNEMİ YAPILANMA ŞARTLARININ GEÇERLİ OLACAĞI
ÖZET : Dava, parselasyon işleminin iptali talebine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin sit alanı olarak belirlendiği ve bölgede koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar koruma kurulunca kabul edilen geçiş dönemi yapılanma şartlarının geçerli olduğu anlaşılmaktadır. 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemlerinin imar planı bulunan alanlarda plan hükümlerine uygun olarak imar parselleri oluşturmak amacıyla yapılabileceği açık olduğundan, koruma kurulunun doğal sit alanı kararına dayalı olarak koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar planı bulunmayan ve sadece o bölgede söz konusu imar planı yapılıncaya kadar uygulamayı öngören yapılanma şartlarına göre parselasyon işlemi yapılması mümkün olmadığından, bu husus araştırılmadan davanın reddi doğru değildir (Danıştay 6. Daire, 15.10.2001, 3784/4619).
TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN MİMARİ PROJENİN DENETLEME YETKİSİNİ MİMARLAR ODASINA VEREN ÖNCEKİ DÜZENLEMENİN HATALI OLMASI VE BU YETKİYİ KALDIRAN YENİ DÜZENLEMENİN HUKUKA UYGUN OLMASI
ÖZET : Dava, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun taşınmaz kültür varlıklarının koruma, bakım ve onarımlarına ilişkin düzenlemeler içeren ilke kararının, yeni ilke kararıyla iptal edilmesi üzerine korunması gerekli yapıların esaslı onarımlarına ilişkin uygulamanın denetlenmesi hususunun yeniden düzenlendiği ilke kararının iptali istemiyle açılmıştır. Taşınmaz Kültür Valıklarının korunması ve değerlendirilmesine ilişkin uygulamalarda esas alınacak projelerin, serbest meslek hizmet yetki ve statüsüne sahip ve bu hizmeti yapma koşullarını sürdüren mimarlarca, hem çizim standartlarına hem de koruma amacına uygun bir biçimde düzenlenmesi esas olduğundan, koruma kurullarınca değerlendirilmesi gereken projelerin, daha önce ilgili mimarlar odası birimince denetlenmesine ve vize alınmasına ilişkin düzenlemenin yasal bir dayanağı yoktur (Danıştay 6. Daire, 25.4.2001, 336/2212).
DAVA KONUSU KORUMA KURULU KARARININ ANILAN TAŞINMAZIN 1. DERECE DOĞAL SİT ALANI OLARAK BELİRLENMESİNE YÖNELİK OLMASI KARŞISINDA MAHKEMECE SİT KARARI İLE DERECELENDİRMENİN AYRI AYRI İRDELENMESİ SURETİYLE HÜKÜM KURULMASINDA İSABET GÖRÜLMEDİĞİ
ÖZET : Koruma Yüksek Kurulu ilke kararı ile koruma kurulu kararlarına karşı iptal davası açılmış olması halinde İdare Mahkemesince görüşülmesi sonuçlanmadan koruma kurulunca konunun tekrar ele alınmasının ilke kararına uygun olmadığından koruma kurulunun kararı esas alınarak sit derecesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararında, davayı konusuz bırakan koruma kurulu kararının açıkça ilke kararına aykırı olması nedeniyle hukuka uyarlık görülmediğinden dava konusu parselin öncelikle 1.derece doğal sit alanı niteliği taşıyıp taşımadığının saptanması, 1. derece doğal sit alanı dışına çıkartılması halinde bu durumun doğal sit alanının bütünlüğünü ne şekilde etkileyeceğinin belirlenmesi suretiyle dava konusu işlem hakkında karar verilmesi gerekir. Dava konusu koruma kurulu kararının anılan taşınmazın 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine yönelik olması karşısında mahkemece sit kararı ile derecelendirmenin ayrı ayrı irdelenmesi suretiyle hüküm kurulmasında da isabet görülmemiştir (Danıştay 6. Daire, 28.10.2008, 7285/7181).
NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ
ÖZET : "İstanbul-Park-Otel Turizm Merkezi" kapsamında kalan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir. Olayda, dava konusu adanın korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen ve Alman Başkonsolosluğu binasına komşu olması nedeniyle bu taşınmazlardaki yapılanmanın konsolosluk binasının saçak kotunu aşamayacağı hususunda yargı kararları karşısında artık tartışma bulunmamaktadır.
Dava konusu planlamada da bu husus kabul edilerek yükseklik belirlenmiştir. Ancak bilirkişi raporundaki tespitlere göre mevcut yapının durumu ile proje öngörüleri karşılaştırıldığında, konsolosluk binasının saçak kotuna göre, fazlalık bulunmaktadır. Bu itibarla, planlama yapılırken 0,00 kotu altında bulunan bodrum katların emsal hesabına dahil olmayacağını kabul ederek anılan katların plan bütünlüğü içinde ele alınmaması suretiyle onaylanan bir planın, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarıyla bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır. Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler bilirkişi raporundaki tespitlerle birlikte değerlendirilmesi üzerine, dava konusu 1/5000 ölçekli plan değişikliğinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Plan değişikliğinin yürütülmesinin durdurulması isteminin kabulüne karar verilmiştir (Danıştay 6. Daire, 7.11.2008, 2007/5267).
YAPILAN KEŞİF VE BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ SONUCU YANAN YALININ YERİNE YAPILAN YALININ KORUNMASI GEREKLİ KÜLTÜR VARLIĞI OLDUĞUNUN ANLAŞILMASI
ÖZET :Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu 1905 yılında yanan "Üryanizade yalısı"nın yerine dokümanlardan yararlanılarak yapılan yapının korunması gerekli kültür varlığı olduğu anlaşıldığından, sözü edilen binanın tescil edilmemesine ilişkin Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek kurulu kararında isabet yoktur.
KARAR : Dava, ....... ili, ....... İlçesi, 122 pafta, 689 ada, 9 parseldeki yapının korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmemesine ilişkin 10.7.1986 günlü, 2482 sayılı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu kararının iptali isteğiyle açılmış, ....... 3. İdare Mahkemesince dosyadaki bilgi ve belgelerle, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte incelenmesinden uyuşmazlık konusu yapının 1905 yılında yanan tarihi Üryanizade Yalısının yerinde ve bu yalının fotoğrafında belirli yükseklik yüzölçümüne uygun biçimde ve Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu kararı ile onanan projesine göre inşa edildiği ve orijinalinin cephe görünümüne göre ihyası için hazırlanan restitüsyon projesinin ....... Bölge Kurulunca onaylandığı, konunun bu projenin uygulanabilmesi için yapının korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescili yönünden Yüksek Kurula sunulduğu ve bu aşamada yapının tesciline karar verilmesi gerekirken 2863 sayılı Yasa kurallarına, Mahkemece benimsenen ve kabul edilen bilirkişi raporundaki görüşlere ve Yüksek Kurulun bizzat kendi ilke kararlarına da aykırı olarak tescil isteminin reddine karar verildiği anlaşıldığından tesis olunan işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir (Danıştay 6. Daire, 15.12.1987, 1098/1181).
KORUNMASI GEREKLİ KÜLTÜR VARLIĞI KARARINA DAYANAN KAMULAŞTIRMA
ÖZET : Yapının, korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline ilişkin karar kamu yararı kararı niteliğinde olduğundan ayrıca il idare kurulundan kamu yararı kararı alınmaksızın bakanlıkça kamulaştırma işlemlerine başlanılabilir (Danıştay 6. Daire, 23.1.1995, 3698/367).
|
Yorumlar