30 Mart 2016 Çarşamba

Gaziantep'e 50 Bin Konutluk Yeni Bir Kent

Gaziantep'e 50 Bin Konutluk Yeni Bir Kent

2023 yılına kadar aşamalı olarak tamamlanması hedeflenen 50 bin konutluk 'Gaziantep Kuzey Şehir Projesi'nin tanıtımı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ergün Turan ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in katılımıyla yapıldı
Gaziantep'e 50 Bin Konutluk Yeni Bir Kent
'Gaziantep Kuzey Şehir Projesi' tanıtım toplantısında konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, dünyada artık sürdürülebilir kalkınmadan bahsedildiğini vurgulayarak; toplumların yalnızca ülkeleriyle değil, şehir, birey ve odalarıyla da büyük bir rekabet içerisinde olduğunu belirtti. Projenin çok önemli olduğuna dikkat çeken Şahin, yerel yöneticilere çok iş düştüğüne işaret etti ve 1970-1980’li yıllardaki şehirleşmeleri örnek vererek sağlıklı büyümenin önemini anlattı. Bugün büyükşehirlerdeki en büyük sorunun bireyselleşme ve mutsuzlaşma olduğunu ifade eden Şahin, “Öyle bir şehir kuracaksınız ki, bugün insan ilişkilerinin maksimum olduğu bir altyapı size verecek. Bu yalnızca ekonomik bir mesele değil. Ama aynı zamanda kültürel bir mesele. Geçmişi bu kadar kimlikli ve kültürlü olan bir şehrin mutlaka yeni bir şey söylemesi lazım” dedi.

Ergün Turan: Proje ülkemizin mimarlık ve mühendislik dünyası açısından da bir ilk

Yıllık ortalama 50 bin konut üreten bir yapıya sahip olduklarını, konut üretimindeki yüksek tecrübelerini yeni bir safhaya taşıdıklarını söyleyen TOKİ Başkanı Ergün Turan da bundan böyle idarenin sadece bina inşa etmekle yetinmeyeceğini ve yeni yerleşim alanları kuracağını vurguladı. Gaziantep'te hayata geçirilecek projenin, 8,5 milyon metrekarelik alanda 50 bin konutluk bir çalışmayı içerdiğine işaret eden Turan, bu projenin adeta yeni bir kent inşası anlamında geldiğini vurguladı.

Gaziantep'te hayata geçirilen çalışmayı çok önemsediklerini dile getiren Turan, şöyle devam etti:

"Bu büyüklükteki bir sosyal konut alanında, uygulaması tek seferde geliştirilen bir proje olma özelliğiyle, ülkemizin mimarlık ve mühendislik dünyası açısından da ilktir ve bugüne kadar planlanmış en büyük yeni yerleşim projesidir. Gaziantep Kuzey Şehir Projesi'ni sürdürülebilir şehircilik anlayışıyla tasarımcılar, şehir plancıları, sosyologlar, mimar ve mühendislerce çok boyutlu olarak planladık. Fiziki nitelikleri kadar ekonomik, kültürel ve sosyal ölçeklerini inceleyerek projelendirdik".

Turan, "Doğa ve çevreden mimariye, sosyal altyapıdan ulaşım ağlarına, nüfus artış hızından yıllık konut ihtiyacına kadar pek çok parametreyi, 50 bin konutluk alanda eşzamanlı üretilmiş bir çalışma planında buluşturduk. Her profilden ve her yaş grubundan insanımızın, eğitimden sağlığa, sosyal yaşamdan ulaşıma, tüm fiziki ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak kaliteli bir yaşam alanı kurguladık" diye konuştu.

2023 yılına kadar aşamalı olarak tamamlanacak

300 bin nüfuslu Gaziantep Kuzey Şehir Projesi'nin 2023 yılına kadar aşamalı olarak tamamlayacağını belirten Turan, projenin kentin mevcut yerleşimleriyle güçlü bağları olacağını bildirdi. Ticari, sosyal ve kültürel yapısıyla kendi içinde merkez niteliğine sahip olacak projenin sıcak, samimi, insan ilişkilerinin ön planda olduğu 300 bin nüfusu barındıracak yeni bir yerleşim bölgesinin olacağını belirten Turan, projenin ilk etabında 3 bin konut üretimi yapılacağını kaydetti.

Gaziantep Kuzey Şehir Projesi'nde, dar ve orta gelir grubu vatandaşların yanı sıra, konut ihtiyacı bulunun Organize Sanayi Bölgesi çalışanları için özel kontenjan ayrılacağını dile getiren Turan, projenin geleneksel mahalle kültürü ve komşuluk ilişkileriyle toplumun tüm demografik zenginliklerini bir arada barındıracağını sözlerine ekledi.

Projenin aynı zamanda, şehirlerin yerel dokusunu sosyal konut üretimlerine yansıtma hedefiyle "TOKİ Yerel Mimari Uygulama" konsepti geliştirildiğini hatırlatan Turan, şunları kaydetti:

"Gaziantep için kurgulanan modelde, geleneksel Antep Evi’nin bir avlu etrafında şekillenmiş mimari unsurlarına yer veriliyor. Bir mahalle kurgusu içinde, mahallenin yeşil alanla çevrelenmesi, farklı ölçeklerde meydanların oluşturulması, araç yollarının sınırlandırılması, engellilerin kullanımını da içeren otoparklarla, ulaşım ağının ağırlıklı olarak yaya öncelikli ele alınması, projenin temel tasarım ilkelerini oluşturuyor. Cami, mahallenin merkezinde ticari ve diğer fonksiyonlarla ilişki içinde kurgulanırken, zemin katlarda manav, kasap, bakkal gibi esnafın hizmet vereceği geleneksel sokak yaşamından esinlenilen alışveriş alanları da proje tasarımı içinde yer alıyor"

"Gaziantep’in 2023 Hedefleri Revize Edilmeyecek"

Bu yıl yüzde 4,5 büyümeyi, ihracatta geçen yılı yakalamayı planladıklarını söyleyen Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu, Gaziantep’te yatırımların yavaşladığını ama durmadığını bu nedenle 2023 hedeflerini revize etmeyeceklerini açıkladı.

"Gaziantep’in 2023 Hedefleri Revize Edilmeyecek"
Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, “Kent olarak bugüne kadar tüm sınavlarımızdan başarı ile geçtik. Şu anda yatırımlar yavaşlasa da 2023 hedeflerimizden vazgeçmiş değiliz. Biz bu konuda ısrarcı olacağız. 2023 hedefl erimizi revize etmeyeceğiz” dedi. 

Dünya Gazetesi'nden Güneş Doğdu Soylu'nun haberine göre, Başkan Konukoğlu, “Türkiye’nin ilk 9 ayında yaptığı toplam ihracata baktığımız zaman en düşük eksi rakamları Gaziantep’te görürsünüz. Ağustos ayı Türkiye’nin artı veren illerinden biri de 5. sıraya çıkan Gaziantep oldu. Gaziantep 9 ayda yüzde 5,4 düşüş yaşadı. Türkiye’nin ihracatı yüzde 10 oranda düştü. Gaziantep ihracatında bayram tatilinden önce karşılaştırma yaptığımda geçen yıla göre yüzde 2,5 artış vardı ama bayram tatili araya girince düşüş oldu. Ama inanıyorum ki ekim, kasım ve aralık aylarını artıyla kapatacağız. Ülke olarak artıyla kapatamayabiliriz ama Gaziantep olarak artıyla kapatacağımıza inanıyorum. Yıl sonunda Gaziantep yüzde 4,5 büyür diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.


İhracatta bu kadar düşüşe rağmen geçen yılki verileri yakalamayı hedefl ediklerini ifade eden Konukoğlu, “Yani 6 milyar 641 milyon dolar ihracatı tekrar yakalarız diye hedef koyduk. Yılbaşında hedefimiz 7 ile 7 milyar 500 milyon dolar hedef koymuştuk, ama euronun bu kadar düşeceğinin hesabını yapamadık. Paritenin hızlı bir iniş yapacağını kimse beklemiyordu. Buna rağmen biz Gaziantep olarak Türkiye’nin en az yüzde 50 fazlası büyürüz” diye konuştu. 

5. OSB’de 73 firma faaliyette 117 firmanın inşaatı sürüyor 

Gaziantep’te yatırımlarda yavaşlamanın olduğu ancak durmadığını bu nedenle 2023 hedefl erini revize etmeyi düşünmediklerini söyleyen Başkan Konukoğlu, “2023 yılında 30 milyar dolarlık ihracat yapmayı, 350 bin kişiye istihdam sağlamayı, dünyanın bütün ülkelerine ihracat gerçekleştirmeyi, katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin üretim üssü olmayı, en az 20 ulusal ve uluslararası marka yaratmayı hedefimiz devam ediyor. Biz hedefl erimize koşacağız, ulaşmak için var gücümüzle çalışacağız. Hedefi yakalayamazsak da en azından yaklaşırız” dedi. Gaziantep 5. OSB’nin komple dağıtımını 2014’te bitirdiklerini aktaran Konukoğlu, “Yol vs. olmadan şimdi orada 73 fabrika faal. 117 firmanın da inşaatı devam ediyor. Bu Gaziantep’te yavaşlama olsa dahi yatırımların ve büyümenin devam ettiğini gösteriyor. Sigortaya bildirge veren işyeri sayısında 9 ayda yüzde 4,1 artış var. Sigortalı işçi sayısında da yüzde 4,8 artış oldu. Bu olumlu bir görüntüdür” şeklinde konuştu. 

Kente gelen turistleri OSB’ye götürmeliyiz 

Gaziantep’e gelen turistleri OSB’ye götürerek müşteri kazanmak istediklerini açıklayan Konukoğlu, şu bilgileri aktardı: “Turist olarak Gaziantep’e gelenlerin yüzde 75’i kültür turizmi için geliyor. Kültür turizm için gelenlerin büyük bir çoğunluğu ekonomik ve kültürel olarak belli bir seviyeye gelmiş kişiler. Bu turistlerin kimisi bir yerde pazarlama müdürü, kimisi işyeri sahibi belki de içlerinde çok büyük firmaların satın alma müdürleri var. Bu kişileri sanayiye getirirsek gittikleri ülke ya da şehirde Gaziantep’in sanayisi, kültürü ve mutfağı ile ilgili olumlu konuşmaları Gaziantep’i dünyanın her yerinde tanıtmış olur. Hele hele bu kişiler ‘Gaziantep’te iyi bir sanayi var’ dediği zaman sanayimizi her yerde anlatmış ve tanıtmış olurlar. Gelen turistler mutlaka OSB’ye gelerek Kartal Tepesi dediğimiz yerden OSB’ye kuşbakışı bakarak burada neler yapıldığını, oradaki arkadaşlar aracılığı ile küçük bir brifing vererek neler ürettiğimizi de anlatarak kısa bir sunum yaparız diye düşünüyorum. Geçen yıl Gaziantep’e 300 bin yabancı geldi. Bu turistlerin yüzde 1’ini müşteri edinsek bu 3 bin yeni müşteri demektir. Sanayimizi en iyi tanıtmanın yollarından biri de budur.”

Suriyelilerin Gaziantep’te olmasını geçiş dönemi olarak değerlendiren Konukoğlu, “Tabi ki onlar da ülkelerindeki iç karışıklık sonucu buraya gelmek zorunda kaldı. Biz zorlu şartlarda da olsa bize gelen misafiri kapı dışarı edemeyiz. Sonuç olarak buna alışmaya çalışacağız ve bu bir müddet daha böyle gidecektir. Temennimiz bir an önce Suriye’de olayların durulması ve misafirlerimizin de kendi evlerine dönmesidir” dedi.

Türkiye ekonomisi halen iyi durumda

Dünyada yaşanan kaos ortamına rağmen Türkiye’nin ekonomik olarak halen iyi durumda olmasını “mucize” olarak nitelendiren Adil Konukoğlu, “Hem 2 yıl içinde 3 tane seçim geçireceksiniz, hem en son genel seçimlerde iktidar kuracak bir yapı olmayacak ve tekrardan geçici hükümetle seçime gideceksiniz ve buna rağmen ekonomik olaraktan şu andaki durumdaysak bu ekonomimizin ayaklarının ne kadar sağlam durumda olduğunun bir göstergesidir” dedi. Güçlü bir hükümet kurularak hızlı ve sıkı bir şekilde bütçe hazırlanması gerektiğini söyleyen Konukoğlu, “Önümüzdeki dönemden umutsuz değilim. Öyle karamsarlığa kapılacak bir ortam yok. Doların tabi ki bu kadar çok yükselmesi ister istemez dolar kredisi kullanan firmaları, kişileri veya kuruluşları rahatsız etmiş olabilir ama bir taraftan da ihracata yönelik çalışan firmalar için de artı bir avantaj durumuna geçti. Dünyadaki bütün ülke para birimlerinin dolar karşısında bir değer kaybı var. Bence bunun önüne kimse geçemez” ifadesini kullandı.

Denizi Olmayan Gaziantep’e Tersane Kurdu

Denizi Olmayan Gaziantep’e Tersane Kurdu

Gaziantepli işadamı Mehmet Baharoğlu, denizi olmayan kente 5 milyon liralık yatırımla tersane kurdu.

Denizi Olmayan Gaziantep’e Tersane Kurdu
Baharoğlu, 50 bin metrekare alan üzerine kurduğu tersanede sadece baraj göllerinde kullanılabilecek tekne imalatına başladı. Tekstil sektöründe faaliyet gösteren işadamı Mehmet Baharoğlu, Gaziantep ile Şanlıurfa sınırındaki Fırat Nehri’nde tekne turizminin yaygınlaşması amacıyla uzun araştırma yaptıktan sonra kentte tersane kurmaya başladı. DHA'nın 5 milyon liralık yatırımla 50 işçinin çalıştığı tersanede, baraj gölü ve tatlı sularda kullanılabilecek yıllık 200 tekne üretilebilecek.

Baraj göllerinde turizmin gelişmesiyle tekne ihtiyacının ortaya çıkacağını, bunu görünce sektöre yöneldiğini anlatan işadamı Baharoğlu, Avrupa standartlarına uygun tatlı suları kirletmeyecek çevreci tekne imalatı için tersane kurduğunu söyledi.
Gaziantep’in denizi olmamasına rağmen Fırat nehri ve bölgedeki diğer tatlı su kaynağı ve baraj gölleri için tekne üretmeyi kararlaştırdığını anlatan Baharoğlu, şöyle dedi:
"Uzun süren araştırmaların ardından sektöre girdik ve 5 milyon liralık yatırımla tersaneyi kurduk. Şu an çevreci olarak nitelediğimiz tekneleri üretiyoruz ve test aşamalarından geçirdikten sonra baraj göllerimizde hizmete alacağız."
Türkiye’de 540 baraj gölü ve tatlı su kaynağı bulunduğunu ve bunlarda ürettikleri teknelerin hizmet verebileceğini anlatan Baharoğlu, teknelerinin çevreye duyarlı olduğunu ve istenilen talebi de karşılayabileceklerini belirterek şöyle konuştu:
"Burada yatırım yaparak tekne yapımına karar verdik. Bunu yaparken de ürettiğimiz teknelerin çevreci olmasını istedik. Normalde tekneler suyu alır egzoz soğutmasıyla suya bırakır. Şimdi yeni çıkan kanunda suyu egzozdan attırmıyor, kalorifer sistemi gibi geri dönüş sistemi ile zararsız hale getiriyoruz. Yani su kirlenmiyor çevreci tekne üretmeye başladık. Bunu teknelerimizi 540 tane tatlı su barajları ve göletleri var, buralara vereceğiz. Şu anda seri üretim için kalıplar çıkarıyoruz. 6 kişilikten 100 kişi kapasiteyi 24 metreye uzunluğunda tekne üretiyoruz. Yine gelen talepler doğrultusunda Osmanlı’yı anımsatan saltanat kayıkları ile viking kayıkları da yapıyoruz."

Kuruyan Ağaçlar için Görülmemiş Çözüm

Kuruyan Ağaçlar için Görülmemiş Çözüm

Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde site yapılacak bir alandan sökülen, hafriyat ve molozların bulunduğu bir yere dikilen ağaçların kurumaya başlaması üzerine işi yapan inşaat firması ilginç bir çözüm üretti. Püskürtme boyayla ağaçları yeşile boyadı.

Kuruyan Ağaçlar için Görülmemiş Çözüm
Bitez Mahallesi’nde 80 villanın yapılacağı site inşasına başlayan inşat firması, alanda bulunan 45 fıstık çamı, çam, okaliptüs ve kıbrıs akasyası ağaçlarını kökünden söktü. Sökülen ağaçlar, hafriyatın da boşaltıldığı Ali Kelle Ağaçlandırma Sahası’na dikildi. Aradan geçen iki haftanın ardından inşaat yetkilileri, ağaçların kuruduğunu gördü. Firma çalışanları, 4 gün önce çözüm için ağaçları püskürtme yağlı boyayla yeşile boyadı. Konudan haberdar olan TEMA Vakfı Bodrum Gönüllüleri yetkilisi Haluk Ortaç, beraberindeki üç gönüllüyle birlikte ağaçları inceledi; şirket yetkilileriyle görüştü.

Yenileri dikilecek
Ardından DHA’ya açıklama yapan Ortaç, "İnsanlar tepki göstermesin diye yeşile boyamışlar. Kuruyan ağaçların yeşile boyandığını görünce şok olduk. Ancak ağaçların zaten kesim izni varmış. Ağaçları kesmek yerine kökünden sökerek ağaçlandırma alanına dikmişler. Biz bu alanı Ali Kelle Ormanı Ağaçlandırma Alanı olarak kullanıyorduk. Tabi üzücü bir durum. Kuruyan ağaçların yerine yenilerinin dikilmesini talep ettik, kabul ettiler" dedi.
’İyi niyetimizin kurbanı olduk’
Şantiye yetkililerinden Recep Kaplan ise "Bizi yeşil düşmanı gibi gösteriyorlar. Oysa ki bu ağaçların kesilmesi için ilgili makamlardan gerekli izinleri aldık. Ancak kesmeye kıyamadık yerlerini değiştirdik. Ancak ağaçlar kuruyunca yanlış anlaşılırız düşüncesi ve güzel görünsün diye kuruyan ağaçları yeşile boyadık. Sonuçta iyi niyetimizin kurbanı olduk. Aslında yaptığımız yasal bir olay" diye konuştu.
Şantiye Müdürü Osman Altıntop ise "Tapulu mülkümüz içinde kalan ağaçları inşaat yerleşim alanında olduğu için kesme izni aldık. Ancak kesmeye kıyamadık. Ağaçların bulunmadığı yerde, Ali Kelle Ormanı’nın kenarına dikerek tutmasını bekledik. Yüzde 90’ı kurudu. Birkaç tanesi tutu. Çevreden tepki almayalım ve kötü görünmesin diyerek ben boyadım" dedi.
Öte yandan Bodrum Orman İşletme Şefliği yetkililerinin bugün inşaat alanında inceleme yapacağı belirtildi.

Asansörlerde Güvenlik Boşlukta

Asansörlerde Güvenlik Boşlukta

Her gün milyonlarca insanın kullandığı asansörler denetim karmaşası nedeniyle tehlike saçıyor. Asansör ve yürüyen merdiven sektöründe yönetmeliklerin birbirleriyle çelişmesi ve kavram kargaşası yaratması, denetim mekanizmalarının da sağlıklı işlememesi sonucu yılda 1000'e yakın ölümlü kaza meydana geliyor. Sektörde 1000 euro veren herkes hem
Referans Gazetesi

Her gün milyonlarca insanın kullandığı asansörler denetim karmaşası nedeniyle tehlike saçıyor. Asansör ve yürüyen merdiven sektöründe yönetmeliklerin birbirleriyle çelişmesi ve kavram kargaşası yaratması, denetim mekanizmalarının da sağlıklı işlememesi sonucu yılda 1000'e yakın ölümlü kaza meydana geliyor. Sektörde 1000 euro veren herkes hem asansör üretme hem de denetleme yetki belgesi alabiliyor. Mevcut 160 bin asansörün Sanayi Bakanlığı koordinasyonunda denetlenen 13 bin 305'inin sadece yüzde 30,7'si güvenli. 750 milyon dolarlık sektördeki asansör firmalarının sayısı Avrupa Birliği ülkelerindeki firma toplamından fazla.
Her şehirde farklı uygulamanın olduğu sektörde, denetim şartlarını yerine getirip getirmediğine bakılmaksızın isteyen her firmaya yetki belgesi veriliyor. Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD) Yönetim Kurulu BaşkanıAbdurrahman Aksöz, sektördeki 3 bin firmanın 800'üne, "tam yetkili firma" belgesi verildiğini ve ürünlerine CE işareti yapıştırma hakkı kazandığını söyledi. Bu rakamın Avrupa Birliği ülkelerindeki firmaların toplamından bile fazla olduğuna işaret eden Aksöz, "Bu firmalar hem ürün üretmeye hem denetlemeye hem de ürününe CE işareti yapıştırma yetkisine sahip" diye konuştu.
Yaklaşık 750 milyon dolarlık büyüklüğe sahip Türkiye asansör sektörünün yüzde 25'ine 5 yabancı firma hakim. Schindler Türkeli, ThyssenKrupp, Buga Otis, Mitsubishi ve Kone pazarın en büyük oyuncularıyken, sektörün kalan bölümü binlerce küçük işletmeden oluşuyor.
Toplam 160-170 bin adet asansör ve yürüyen merdiven bulunan Türkiye'de ortalama her yıl 7-15 bin arasında asansör ile 400 yürüyen merdiven kurulumu gerçekleştiriliyor. Son yıllarda konut ve alışveriş merkezi yatırımlarındaki artış, sektörün büyümesine önemli bir ivme kazandırdı. Ancak mevcut asansörlerin çok az bir kısmı denetimden geçiyor. Verilere göre, 2007 yılında 160 bin asansörün sadece 13 bin 305'i yani yüzde 8'i Sanayi Bakanlığı denetimden geçerken, denetlenen bu asansörlerin de sadece yüzde 30,7'si kullanılabilir durumda, yüzde 14'ü eksiklikleri giderildikten sonra kullanılabilirken, yüzde 54,5'i ise kesinlikle kullanılamaz durumda. Bir başka veriye göre ise, yılda en az bin ölümlü kaza meydana geliyor.
 
CE belgesi bile güvenliğin garantisi değil
Aksöz "Yetkili firmalar hem ürün üretmeye hem denetlemeye hem de ürününe CE işareti yapıştırma yetkisine sahip. Önceden 15 bin euro olan bu belge, şimdi 1000 euroya kadar düştü. Bu da belgelerin gerekli denetim yapılmadan verildiğini gösteriyor" diye konuştu.
ThyssenKrupp Asansör Teknik Koordinatörü Mustafa Kavukçu, çok sayıda firmanın hak etmediği halde "modül h" belgesi (tam yetki belgesi) almasının sektörde problem yarattığını dile getirerek, "Modül h kendi kendini denetleyen firmaların alabileceği bir belge. Ancak yetkisiz ve yeteneksiz çok sayıda firma modülü belgesine sahip oldu" diye konuştu.
Kavukçu, denetimlerin Sanayi Bakanlığı tarafından yapıldığını ancak denetim konusunda eksiklikler yaşandığını vurguladı. Sektör temsilcileri, onaylanmış kuruluşlar, meslek odaları, Sanayi Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile belediyelerin bir uyum içinde çalışması gerektiğine, yetki ve sorumlulukların belirlenip ilgili yönetmelik ve kanunların düzenlenmesi gerektiğine işaret eden Kavukçu, önlemler alınmadığı taktirde var olan sistemin kaotik yapısının zaman ve para kaybına neden olmayı ve sektörün verimli çalışmasını engellemeyi sürdüreceğinin altını çizdi.
 
Okul kurdu, eleman yetiştiriyor
Kone Türkiye'nin Genel Müdürü Cüneyt Işın ise, son yıllarda konut sektöründeki gelişmelere paralel olarak asansör sayısında ciddi artışlar yaşandığını, 2010 yılına kadar bu artışın devam edeceğini ifade etti. Her geçen gün asansör stoğunun yaşlandığına dikkat çeken Işın, "Günlük yaşantımızda sürekli kullandığımız 160 bin ünitenin, çok az bir kısmı yeterli kişi ve kurumlarca yapılıyor. Asansörün uygun koşullarda çalışmasıyla ve bu hizmeti sağlayacak kişilerin yeterlilikleriyle ilgili ölçütler belli değil" dedi.
Sektörün sorunlarının çözümüne yardımcı olmak amacıyla Türkiye'de okul kurduklarını anlatan Işın, bu okulda servis elemanları yetiştirdiklerini, bir asansörün uygun koşullarda çalışmasını sağlayacak teknik eğitimleri verdiklerini söyledi. Işın, eğitim süreci sonucunda, teknik elemanlara Kone pasaportu verdiklerini ifade etti. Işın, "Bu kişiler, dünyanın her ülkesinde bakım yapabilecek sertifikasyonlara sahip oluyor" diye konuştu.
Buga OTİS Asansör Genel Müdürü Bora Gülan da, Türkiye asansör pazarının son 5 yıldır ciddi bir büyüme kaydettiğini ve büyümenin devam edeceğini söyledi. Sektörün büyümesiyle birlikte iç denetimin zorlaştığını dile getiren Gülan, Türkiye'deki asansör firmalarının sayısının Avrupa'daki tüm ülkelerdeki asansör firması sayısından fazla olduğuna değinerek, her sektörde olduğu gibi asansör sektöründe de merdiven altı imalatın söz konusu olduğunu, bunun da denetimi zorlaştırdığını ifade etti.

Halk sağlığı tehlikede
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 750 milyon dolarlık bir ekonomik hacme sahip olan sektörde, toplam 160 bin asansörün 146 bin 695'inin tamamen denetimden yoksun olduğunu söyledi. Koramaz, "Bu tablo halkımızın can güvenliğinin nasıl büyük bir tehlike içinde olduğunun açık kanıtıdır. Bu asansörlerin yalnızca bilinemeyen küçük bir yüzdesi yetkisiz, yetersiz ve denetimsiz firmalarca kontrol ediliyor" dedi.
Asansör Yönetmeliği'nin ilgili olduğu, Yangın Yönetmeliği, İmar Yönetmeliği, Bayındırlık Bakanlığı'nın Kanun ve Yönetmelikleri'nin bazı yönleriyle çeliştiğine ve kavram kargaşasına yol açtığına dikkat çeken Koramaz, "Asansörle ilgili kontrol, ruhsatlandırma gibi prosedürlerde ülkenin değişik bölge, şehir ve belediyelerinde değişik uygulamalar yapılıyor. Bu durum denetim eksikliğinin yanısıra denetimi kimin yapacağının da belirsiz olmasına neden oluyor" dedi.
 
Arşimed icat etti ilk Neron kullandı
Dünyada ilk asansörü, millattan önce 285-212 arasında yaşayan Arşimed'in icat ettiği sanılıyor. İlk kullanan kişi ise millattan önce 68-37 arasında yaşamış olan Roma İmparatoru Neron. Bodrumdaki vahşi hayvanlar, kafeslerinden arenaya kayalar içine oyulmuş asansör kuyularından ahşap ve kayalar kullanılarak çıkarılıyordu.
1830'larda İngiltere'de hidrolik tahrikli asansörler fabrikalarda kullanılmaya başlandı. 1855'te Amerika'da buhar gücü ile çalışan yük asansörleri yapılmaya başlandı. 1867 yılında Edoux adında Fransız mühendis uluslararası Paris sergisi münasebetiyle yaptığı kaldırma makinesinin adını asansör (Asseneeur) koydu. Bu makine ziyarete gelen misafirleri en yüksek noktaya kadar çıkartıp indiriyordu. 1880 yılında Alman fizikçi Erner Van Siemens, elektrikten faydalandı.
Türkiye'deki ilk asansör, Orient Expres yolcularını ağırlamak için 1892 yılında Pera Palas'ta inşa edildi. Bundan 15 yıl sonra İzmir'de 1907'de Musevi Nesim Levi tarafından Karataş semtinde kuruldu. Özellikle yaşlı ve sakatların kullanımı gayesi ile yapılan bu asansör önceleri su buharı ile çalışıyordu, günümüzde ise elektrikle hareket ediyor.
 
En hızlı asansör Tayvan'da
Tayvan'ın Taypey kentindeki 106 katlı bir gökdelenin asansörü dünyanın en hızlısı seçildi. Asansör, 106. kata 30 saniyede çıkıyor. Guinness Rekorlar Kitabı, hızı saniyede 17 metre olarak tescilledi. Dünyanın en yüksek gökdeleni olan TFC 101 Tower'daki asansörde, 508 metreye aniden çıkan yolcuların kulaklarının basınçtan rahatsız olmaması için özel bir basınç kontrol sistemi bulunuyor. Söz konusu binada 34'ü çiftli, 61 asansör bulunuyor. Gökdelende ayrıca 50 yürüyen merdiven hattı çalışıyor.

Şehirlerde ‘Kaz, Yap, Yeniden Kaz’ Dönemi Bitiyor

Şehirlerde ‘Kaz, Yap, Yeniden Kaz’ Dönemi Bitiyor

Çevre Bakanlığı altyapı şebekelerinde bitmeyen inşaatlara çözüm getiriyor. Bakanlığın düzenlemesiyle altyapı yatırımları tek elden yönetilerek ‘kaz-yap’ dönemi sona erdirilecek.

Şehirlerde ‘Kaz, Yap, Yeniden Kaz’ Dönemi Bitiyor
Şehirlerin içme suyu, atıksu, yağmur suyu, elektrik, telekominikasyon gibi altyapı işlerinde yaşanan koordinasyon sorununa çözüm için yeni bir düzenleme hazırlandı. Hürriyet'ten Erdinç Çelikkan'ın haberine göre, düzenlemeyle şehirlerde su, elektrik, kanalizasyon, internet, doğalgaz gibi yatırımlarda “kaz-yap” döneminin bitirilmesi, altyapıların terör eylemlerine karşı korunması için gerekli önlemlerin alınması şartı getiriliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, coğrafi bilgi sistemleri standartları çerçevesinde altyapı envanteri oluşturulması ve altyapı tesislerinin finansmanı konusunda bir taslak hazırladı. Yönetmelik taslağıyla şehirlerde gelişigüzel yapılan altyapı sistemlerinin tek elden yönetilmesi amaçlanıyor. Yönetmeliği “artık şehirlerde kaz, yap, yeniden kaz dönemi bitecek” diye anlatan yetkililer, bakanlığın bu konuda tüm başlıkları hazırlayarak ilgili kurumların görüşene sunduğuna dikkat çektiler.

30 yıllık kullanma şartı
Buna göre içme suyu dağıtım sistemleri geri akışı önlemek üzere tasarlanması gerekecek. Hava valfleri ve boşaltma vanalarından sisteme su sızması önlenecek. İki içme suyu sisteminin birbirine bağlanmasına, sadece iki suyun kimyasal ve fiziksel özellikleri karışmaya uygunsa ve su kalitesine zararı yoksa izin verilecek. Kanalizasyon, su, doğalgaz gibi altyapı sistemleri en az 30 yıl hizmet edecek şekilde tasarlanacak. Bu süreye 5 yıl olarak uygulanacak inşaat süresi de eklenecek.
Teröre karşı çitli önlem
Altyapıların zarar görmesini engellemek için terör, şiddet eylemleri ve diğer yasalara aykırı faaliyetlere karşı sistemin güvenliği için gerekli tedbirlerin alınması gerekecek. Bu amaçla yer üstünde olan boru hatları için güvenlik önlemleri alınacak. Risklerin yüksek olduğu bölgelerde sistemler ve sistem elemanları kapalı olarak (çitlerle çevrili) tasarlanacak. Bu bölgelerde güvenlik kameraları kullanılacak.
Boru üstüne parke dönemi
Kent planlama ve uygulama sürecindeki revizyonlar mutlaka kentsel altyapı sisteminin revizyonu ile bütünleşik bir süreç içinde ele alınması gerekecek. Altyapıların üstündeki yol, yaya kaldırımı, bisiklet yolu ve parklanma şeritlerinin kaplamalarının tamir ve bakımı da kolaylıkla sökülebilir ve tekrar kullanılabilir olmasına önem verilmesi de gereken şartlar arasında sayıldı. Buna göre su, doğalgaz ve elektrik altyapısının döşendiği yerde asfalt yerine parke, taşı, beton veya seramik plakaların döşenmesi gerekecek. Düzenlemeye göre artık kazı alanına insanların düşmesini önlemek amacıyla gerekli koruma bariyerlerinin oluşturulması gerekecek. Kazı alanının çevresi ortalama 2 metre yükseklikte tahta perdeyle çevrilecek. Payandalar içten vurularak, bunların yapının bitimine kadar bu şekilde korunması sağlanacak. Gerekli görülen yerlere parlak boya ile boyanmış kirişler ve koruma bariyerleri oluşturulacak.

Şehir İçi Ulaşımda Teleferik Dönemi Başlıyor

Şehir İçi Ulaşımda Teleferik Dönemi Başlıyor

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kentte ulaşımı rahatlatacak aynı zamanda turizmi de olumlu etkileyecek teleferik projesini hayata geçiriyor.
Şehir İçi Ulaşımda Teleferik Dönemi Başlıyor
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kentte ulaşımı rahatlatacak aynı zamanda turizmi de olumlu etkileyecek teleferik projesini hayata geçiriyor. Eskişehir Çankaya Mahallesi ve Odunpazarı arasında 2 bin 100 metre mesafeyle kurulacak olan yeni teleferik sistemi, iki bölge arasında hızlı ve konforlu ulaşım sağlayacak.
Dünya Gazetesi'nden Dilek Toprak'ın haberine göre, Büyükşehir Belediyesi olarak 1999 yılından bu yana şehir içi toplu ulaşım sistemlerinin iyileştirilmesinde önemli adımlar attıklarını ifade eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, teleferik projesi ile Eskişehir’de toplu ulaşıma yeni bir halka ekleneceğini söyledi.  Tramvay projesinin de içinde olduğu bu iyileştirme ve modernize etme dönemi hakkında konuşan Büyükerşen, “Öncelikle kullanılmakta olan özel halk otobüsleri için 5 yaş sınırlaması getirdik. Büyük boy otobüsler yerine orta boy otobüsleri önerdik. Böylelikle ilk etapta Eskişehirliler daha modern otobüslerle seyahat etmeye başladılar. 1999 depreminin ülkemizde açtığı derin hasarlar nedeniyle tramvay projemize ancak 2001’in sonu 2002’nin başı gibi başlayabildik. 2004 yılının Aralık ayında hizmete sunduk. Böylelikle Eskişehirliler, gerçekten de modern Avrupa kentlerinin bile tümünde olmayan, son derece konforlu araçlarla seyahat etme imkanına kavuştular. Tramvay sisteminin en büyük kazanımlarından biri de, şehir merkezindeki araç yoğunluğunun önemli ölçüde azalmasıydı. Bu dönemde aynı şekilde Porsuk üzerinde de büyük bir proje yürüttük. Porsuk’un zemini mümkün olduğunca temizlendi, çevresi düzenlendi, köprüler yenilendi. Bot ve gondollarla gezilebilecek hale getirildi. Şimdi de teleferik projesini hayata geçireceğiz. Sonuç olarak halk otobüslerinin modernizasyonu, tramvay projesi ve Porsuk üzerinde yolculukla birlikte, Teleferik Projesi hem turizme önemli katkı sağlayacak hem de toplu taşımacılık alanında yeni bir alternatif olarak hayata geçecektir.” dedi.
2016 sonunda işletmeye alınacak
2014 yılında Osmangazi Üniversitesi öğretim görevliler tarafından fizibilitesi yapılan proje için 2015 Mart ayında Belediye Meclisi’nde karar alındığını belirten Büyükerşen, “Tarihi bir bölge olan Odunpazarın’da ulaşım sorunlarını çözmek için dar sokakları genişletmemiz söz konusu değil. Bu bölgeye ulaşımı kolaylaştırmak ancak teleferik yoluyla mümkündür. Çankaya Mahallesi-Odunpazarı arasının seçilmesindeki en önemli neden 2 istasyon arasında 131 metre kot farkının olması bu da teleferik hattının kurulması için çok uygun bir yükseklik. İhtiyaç doğrultusunda hattın Ihlamurkent civarına da uzatılması mümkün olabilir” ifadesini kullandı.
Biletlendirmenin standart tarife üzerinden Eskart ile yapılacağına dikkat çeken Büyükerşen, “Hemşehrilerimiz her iki durakta da tramvaya kolayca ulaşıp, gidecekleri yere daha kolay gidebilecekler. İki durak arası mesafe sadece 6 dakika olacak. Saatlik 2 bin 500 yolcu kapasitesine sahip sistemde 8 kişilik 36 vagon sürekli çalışacak. Yaklaşık 7 milyon Euro maliyete sahip projede, hatları germek için 14 direk dikilecek. Ulaşım Planlama Şube Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülecek projenin 2016 sonunda işletmeye alınmasını planlıyoruz ancak çalışmaların yapılacağı alan tarihi bir bölge olduğu için projenin ilerleyişinde koruma kurulları etken olacak” açıklamasını yaptı.
Büyükerşen, “Teleferik Projesi, Eskişehir’e turizm açısından önemli bir katkı sağlayacak, gelen ziyaretçiler yukarı çıkıp bölgeyi yukarıdan görebilecek, tarihi yerleri gezerek inebilecekler. Ayrıca lastik tekerlekli araçlarla sağlanan toplu taşıma, çok daha kısa bir zaman dilimi içinde gerçekleşecek. Bu da elbette araç yoğunluğunu belli ölçülerde azaltacak” dedi.

O Yol 6,5 Dakikaya İnecek

O Yol 6,5 Dakikaya İnecek

Eyüp'te 2 kilometrelik yolu 6,5 dakikaya indirecek yeni teleferik hattı için onay çıktı. Hattın ihalesi 18 Nisan tarihinde gerçekleştirilecek.

O Yol 6,5 Dakikaya İnecek
Söz konusu teleferik hattı Eyüp durağından başlayacak daha sonra ulaşacağı Pierre Loti durağının ardından yapılacak olan MiniaTürk Teleferik hattına geçiş yapacak. Proje 420 takvim gününde tamamlacak.

Habertürk'ten Kübra Genç'in haberine göre; bitiş noktası olan MiniaTürk'e yapılacak diğer bir hat ise Alibeyköy ve Vialand duraklarından meydana gelecek. 2 kilometrelik teleferik hattının toplam yolculuk süresi ise 6,5 dakika olacak.
Eyüp teleferik hattı ise Alibeyköy Eminönü raylı sistem hattıyla entegre olacak.
18 duraklık hat
Bu hat içinde ise 18 durak yer alacak. Bu duraklar Eminönü, Haliç, Cibali, Fener, Balat, feshane, Eyüp Teleferik, Devlet Hastanesi, Silahtarağa Mahallesi, Sakarya Mahallesi, Alibeyköy Merkez, Alibeyköy Metro, Cep Otagarı, Eyüp, Belediye, Demirkapı, Bayrampaşa, Meydan olarak belirlenirken bu hat hakkında henüz net bir başlangıç tarihi belli olmasa da 2 yıl içinde tamamlanması öngörülüyor.
İhaleye konu teleferik hattına bağlanacak Miniatürk Vialand teleferik hattı Miniatürk, Alibeyköy, İstanbul Caddesi, Vialand duraklarından 4 dakikada geçecek ve 3,5 kilometre uzunluğunda olacak.
Mecidiyeköy-Çamlıca teleferik hattı
Saatte 6 bin yolcuyu Anadolu Yakası’ndan Avrupa Yakası’na taşıyacak olan Mecidiyeköy-Çamlıca teleferik hattına belediyeden onay geldi.
Boğaz trafiğini de rahatlatacak Mecidiyeköy-Çamlıca teleferik hattında çalışmalar 2016 yılında başlayacak.
10 kilometrelik Mecidiyeköy-Çamlıca teleferik hattı toplam 6 istasyondan oluşacak.
22 dakikaya inecek
32 kişilik kabinlerden oluşan Mecidiyeköy Çamlıca teleferik hattı ile yolculuk süresi 22 dakikaya inecek.
2013 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın Twitter adresinden duyurduğu proje önümüzdeki dönem projelerin içinde yer alıyor.
Mecidiyeköy-Çamlıca teleferik hattı istasyonları ise ; Mecidiyeköy, Zincirlikuyu, Altunizade, Çamlıca, Küçük Çamlıca, Cami'den oluşuyor.
Mecidiyeköy Çamlıca teleferik hattı dışında yakın zamanda planlanan Beykoz - Karlıtepe Arası ve Beykoz Çayırı - Hz. Yuşa Tepesi arası teleferik hattı da bulunuyor.
Megakent için hazırlanan bütçede yüzde 44,7'lik kısım 5 milyar 510 milyon 66 bin lirası ulaşıma ayrılmış duruyor.

Kira Geliri Beyanında Son 3 Gün!

Kira Geliri Beyanında Son 3 Gün!

TÜSODER Emlak Komisyonu Başkanı Kolçak "1 Mart'ta başlayan kira geliri beyanı 25 Mart'ta son bulacak. Cezaya düşmemek için 2015'te kira geliri olanlar beyan vermeli. Maliye Bakanlığı, kira geliri olup beyan etmeyenleri belirlediğinde 2 kat usulsüzlük cezası, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası kesecek.

Kira Geliri Beyanında Son 3 Gün!
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) emlak Komisyonu Başkanı Hatice Kolçak, 1 Mart'ta başlayan kira geliri beyan döneminin 25 Mart'ta sona ereceğini belirterek, 2015'te kira geliri elde edenlerin cezalı duruma düşmemeleri için beyanda bulunması gerektiğini söyledi.

Kolçak, yaptığı açıklamada, Maliye Bakanlığının kira geliri olan kişileri banka, PTT, sigorta şirketleri gibi kurumlardan rahatlıkla tespit ettiğini belirtti.Geçen sene itibarıyla her bir konut için 3 bin 600, iş yeri için 29 bin lirayı aşkın kira geliri elde edenlerin beyanda bulunmak zorunda olduğunu vurgulayan Kolçak, bu miktarların üzerinde kira geliri olanların beyannameleri istisna oranlarını düştükten sonra vermeleri gerektiğini dile getirdi.Birden fazla konutu olanların sadece bir kez istisna oranından yararlanabileceğini anlatan Kolçak, şöyle konuştu:
"1 Mart'ta başlayan kira geliri beyanı 25 Mart'ta son bulacak. Cezaya düşmemek için 2015'te kira geliri olanlar beyan vermeli. Maliye Bakanlığı, kira geliri olup beyan etmeyenleri belirlediğinde 2 kat usulsüzlük cezası, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası kesecek. Ceza kesilenler, devletin verdiği 3 bin 600 lira istisna oranından da faydalanamayacak. Yaklaşık 1,5 milyon kişi, kira geliri beyanı verecek. Beyan verecek mükellefler, vergi dairesine gitmeden, internet üzerinden 'Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi' sayesinde bu işlemi gerçekleştirebilir." Kolçak, kira geliri elde edenler için beyanname düzenleme rehberine, Gelirler İdaresi Başkanlığının internet sitesindeki "http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/2015_kirageliri.pdf"linkinden ulaşılabileceğini kaydetti.

İşsiz Sayısı 3 Milyona Çıktı

İşsiz Sayısı 3 Milyona Çıktı

2015 işsizlik ve istihdam rakamları açıklandı. Buna göre işsiz sayısı 204 bin kişi artarak 3 milyon 57 bin kişiye çıktı.

İşsiz Sayısı 3 Milyona Çıktı
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2015 yılında bir önceki yıla göre 204 bin kişi artarak 3 milyon 57 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık artış ile yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde 0,2 puanlık artışla yüzde 9,2 kadınlarda ise 0,7 puanlık artışla yüzde 12,6 oldu. Milliyet'in haberine göre aynı yılda; tarım dışı işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0,4 puanlık artışla yüzde 12,4 olarak tahmin edildi.  15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,6 puanlık artış ile yüzde 18,5 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 0,4 puanlık artış ile yüzde 10,5 olarak gerçekleşti. 

İstihdam oranı yüzde 46 oldu 

İstihdam edilenlerin sayısı 2015 yılında, geçen yıla göre 688 bin kişi artarak 26 milyon 621 bin kişi, istihdam oranı ise 0,5 puanlık artış ile yüzde 46 oldu. Erkeklerde istihdam oranı 0,2 puanlık artışla yüzde 65 kadınlarda ise 0,8 puanlık artışla yüzde 27,5 olarak gerçekleşti.

Bu yıl, tarım sektöründe çalışan sayısı 13 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 675 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 20,6’sı tarım, yüzde 27,2’si sanayi, yüzde 52,2’si ise hizmetler sektöründe yer aldı. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 1,2 puan artarken, tarım sektörünün payı 0,5 puan, sanayi sektörünün payı 0,7 puan azaldı.

Üçüncü Köprü Kapsamında Kamulaştırma Kararı Çıktı

Üçüncü Köprü Kapsamında Kamulaştırma Kararı Çıktı

Bakanlar Kurulu, Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dahil) projesi kapsamında İstanbul'da bazı bölgelerde kamulaştırma yapması için KGM'ye izin verdi.
Üçüncü Köprü Kapsamında Kamulaştırma Kararı Çıktı
Bakanlar Kurulu, Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dahil) projesi kapsamında İstanbul'da bazı bölgelerde kamulaştırma yapması için Karayolları Genel Müdürlüğü'ne (KGM) izin verdi. Hüriyet'in Reuters'tan derlediği habere göre, Resmi Gazete'de yer alan konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararına göre KGM, İstanbul'da, Başakşehir, Beykoz, Sancaktepe, Sultanbeyli, Pendik ve Çekmeköy bölgelerinde yer alan bazı mahalle ve köylerdeki parsellerde otoyol ve bağlantı yolları inşası için kamulaştırma yapacak.

İFM’de Kamunun İnşaatları Start Alıyor

İFM’de Kamunun İnşaatları Start Alıyor

Avan projede sona gelindi. 2 milyar dolarlık yatırıma nisanda başlanıyor.
İFM’de Kamunun İnşaatları Start Alıyor
Dünya Gazetesi'nden Hüseyin Gökçe'nin haberine göre, İstanbul’a dünyanın önde gelen finans merkezlerinden biri kimliğini kazandırmak amacıyla yürütülen finans merkezi projesinde, özel sektörden sonra kamu da inşaat çalışmalarına başlıyor. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi’nde (İFM) yer alacak Merkez Bankası’nın yanı sıra Ziraat, Halk, Vakıflar bankaları ile BDDK ve SPK gibi kamu kurumları için inşa edilecek binalara ilk kazma nisanda vurulacak. BDDK ve SPK için inşa edilecek binaların yer teslimi yapılırken, MB ile de protokol imzalandı. DÜNYA’ya açıklama yapan TOKİ Başkanı Ergün Turan, İFM inşaatlarına Topkapı Sarayı ve Kapalıçarşı mimarisinin damga vuracağını bildirdi. İstanbul’u dünyada ilk 25 küresel finans merkezlerinden biri yapmak ve Türkiye’nin finansal gelişmişlik açısından ilk 30 ülke içerisinde yer almasını sağlamak için hazırlanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’nin (İFM) inşası için hazırlanan avan projede son aşama gelindi. Gerekli ruhsat izinleri alındıktan sonra projeye ilk kazmanın bu ay içinde vurulması bekleniyor.

Projenin inşa aşamasıyla ilgili açıklama yapan TOKİ Başkanı Ergün Turan proje ile birlikte yıllık yaklaşık 20 milyar euro gelir elde edileceğini kaydederken, finans merkezi olmak için Dubai, Pekin ve Londra ile yarıştığını söyledi. Nisan ayı itibarıyla proje için yaklaşık 2 milyar dolar yatırım planlanıyor. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi’nde Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi kamu kurumları inşaatları da yer alıyor. Başkan Turan, inşaatlarda Topkapı Sarayı ve Kapalıçarşı’nın mimari etkilerinin damga vuracağını aktardı. İstanbul Finans Merkezi’nin Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden esinlenerek tasarlandığını dile getiren Ergün Turan, Tarihi Yarımada, Topkapı Sarayı ve Kapalıçarşı’nın etkilerinin bugüne taşınmasının amaçlandığını söyledi.
Anadolu Yakası'nın simgesi olacak
Ataşehir’de E5 ile TEM otoyollarının kesiştiği alana inşa edilecek İFM’nin konumu ve mimarisiyle Anadolu Yakası'nın simgesi olarak tasarlandığının altını çizen Ergün Turan, kampüste, 3 bin kişilik kongre ve kültür sarayı, kütüphane, oteller, okul, kreş, cami, sağlık merkezi, itfaiye, karakol gibi destek ve hizmet birimlerinin yer alacağı bilgisini verdi.
BDDK ve SPK'ya yer teslimi yapıldı, MB ile protokol imzalandı
BDDK’nın hizmet binasıyla ilgili olarak arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı ihalesi tamamlandı. Yüklenici firma, arsa karşılığı satış gelirini 1 milyar 861 milyon lira, idare payı gelirini ise 372 milyon lira olarak taahhüt etti. Yer teslimi ise şubat ayının son haftasında yapıldı. SPK ile imzalanan protokol kapsamında yapılan ihalede ise yüklenici firma 915 milyon 417 bin liralık satış geliri, 215 milyon liralık da TOKİ payı geliri taahhüdü ile ihaleyi kazandı. Buranın yer teslimi ise 9 Şubat 2015’te yapıldı.
Merkez Bankası inşaatı için ise 28 Temmuz 2015’te imzalanan protokol kapsamında yine arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı modeliyle ihale gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Merkez Bankası’nın, konsept projeyle ilgili çalışmalarını tamamladıktan sonra ihaleye ilişkin fizibilite çalışmalarına başlanacak.
İnşaat ruhsatından sonra ilk kazma vurulacak
TOKİ Başkanı Ergün Turan, inşaat ruhsatı alınması için avan proje çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu belirtirken, ruhsat alımının tamamlanmasının ardından inşaat çalışmalarına hemen başlanacağını söyledi. İstanbul’un her yönüyle finansal bir cazibe merkezi olma potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Turan, “İstanbul’un önümüzdeki 10 yıl içinde bölgesel, 30 yıl içinde de küresel bir finans merkezi olması için planlanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi, tamamlandığı zaman ülkemizin ve İstanbul’un gelişimine önemli katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

Çağlayan'da Kentsel Dönüşüm Başlıyor

Çağlayan'da Kentsel Dönüşüm Başlıyor

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın isminin verildiği İstanbul Adalet Sarayı’nın da bulunduğu Çağlayan Meydanı ve çevresinin “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı” ilan edilmesi için çalışma başlatıldı.

Çağlayan'da Kentsel Dönüşüm Başlıyor
DHA'nın haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde (İBB), Adalet Sarayı’nın yanından geçen E-5’in kuzeyinde yer alan Kağıthane’nin Çağlayan, Gürsel, Hürriyet Mahalleleri ile yolun güneyinde kalan Şişli’ye bağlı Merkez ve Kaptanpaşa Mahallelerinin bir kısmında kentsel dönüşüm ilan edilmesi için Bakanlar Kurulu’na teklif götürülmesi yönünde karar alındı. Mecliste oy çokluğu ile kabul edilen talep, önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na iletilecek, Bakanlığın bu yöndeki teklifi ise Bakanlar Kurulu'na iletilecek. Karar Bakanlar Kurulu tarafından onaylanması halinde Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girecek.
Kağıthane ve Şişli'deki 5 mahalleyi etkileyecek
CHP’li Meclis üyelerinin itiraz ettiği rapor, 5 mahalleyi kapsayan yaklaşık 46 bin 578 metrekarelik alanı kapsıyor. İBB Hukuk Komisyonu ile Altyapı, Mesken ve Kentsel Yenileme Komisyonu tarafından hazırlanan ve Meclis gündemine sunulan raporda “bölgedeki mevcut yapı stokunun yıpranmış, 1999 depreminden önce inşa edilmiş ve yürürlükteki yapı denetimi koşullarına göre olmadığı” tespiti yer alıyor.
Öte yandan raporda, Çağlayan Meydanı ve çevresinde bulunan ulaşım ağlarının meydanla entegrasyonunun sağlanmasının amaçlandığı da belirtiliyor.