Mirasın Reddi
Genel Olarak,
Mirasın reddi ve mirastan feragat, Türk Medeni Kanunu’nun temel hukuki konularından olup, miras bırakan vefat ettiğinde geride kalan mirasçıların yasal miras paylarını önemli ölçüde etkilemektedir. Birbiriyle bağlantısı nedeniyle ret ve feragat konularını yazı dizisi şeklinde değerlendirmeyi uygun bulduk.
Yazımızın ilk kısmında öncelikle mirası reddin yasal koşullarına değinilecek, ardından hukuka uygun ret beyanının yasal miras paylarına etkisi değerlendirilecektir.
MİRASIN REDDİ
Miras bırakanın ölümü ile birlikte, geride kalan malvarlığında mirasçılar el birliğiyle malik olur ve borçlardan da müteselsilen sorumlu olur. Mirasın reddi, miras bırakanın geride bıraktığı mal varlığının bir bütün halinde kabul edilmediğinin beyanından ibarettir. Ancak ret beyanı bazı yasal koşullara tabi tutulmuştur.
Ret Hakkı Sahibi: Yasal mirasçılar mirası ret hakkına sahip olduğu gibi, atanmış mirasçılar da mirası reddedebilir.
Mirasın Hükmen Reddi,
- Miras bırakanın öldüğü tarihte ödemeden aczi açıkça belli ise veya resmen tespit edilmişse, miras reddedilmiş sayılır.
Önemle belirtmeliyiz ki, mirasın hükmen reddine ilişkin davalarda Yargıtay kararlarına göre, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının özellikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
(Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E. 2016/13823 K. 2017/7231 T. 4.10.2017)
Ödemeden aciz bir miras bırakanın mirasını reddeden mirasçılar, miras bırakanın alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde aldıkları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü oldukları ölçüde sorumludurlar. İyiniyetli mirasçılar, yalnızca geri verme zamanındaki zenginleşmeleri oranında sorumlu olur.
Ancak, olağan eğitim-öğretim giderleri ve adet üzere verilen çeyizde mirasçıların böyle bir sorumluluğu yoktur.
Mirası Ret Süresi: Mirası ret süreye tabi olup,
Yasal mirasçılar mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe, miras bırakanın ölümünü öğrendiklerinde,
Vasiyetname ile atanmış mirasçılar ise, miras bırakanın işbu tasarrufunun kendilerine resmen bildirilmesinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmelidir.
Koruma önlemi olarak tereke yazımı varsa, terekenin yazımı işleminin sona erdiği, sulh hakimi tarafından mirasçılara bildirildiğinde, yasal ve atanmış mirasçılar bu bildirim tarihinden itibaren 3 ay içinde mirası reddedebilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 53/1. maddesine göre de:
‘’ Terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta Kanunu Medenide muayyen müddetler geçinceye kadar takip geri kalır.’’
Şu halde, murisin ölümü üzerine, tereke borçlarından dolayı üç gün ve devamındaki üç aylık süre ile mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Takip yapılırsa, işbu takibe ilişkin memur işlemi süresiz şikayete tabi olup, haksız takibe maruz kalan mirasçılar icra hukuk mahkemesinde şikayet haklarını kullanabilir.
Ret Şekli: Mirasçılar, mirası reddettiğini sulh mahkemesine yazılı veya sözlü beyanla bildirmelidir. Bu beyan, hakimce bir tutanakla tespit edilir. Ret beyanı, kayıtsız ve şartsız olmalıdır; yani, ret herhangi bir şarta bağlanamaz.
Şayet mirasçılar, süresi içinde ret beyanında bulunmazsa, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olurlar.
! Önemli sebeplerin varlığı halinde sulh hakimince yasal/atanmış mirasçılara ret için ek süre tanınabilir veya yeni bir süre verilebilir.
Aşağıdaki mirasçılar, mirası reddedemez.
Mirasçı,
- Ret süresi sona ermeden ‘’mirasçı’’ sıfatıyla tereke işlemlerine karışmışsa,
- Terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlemler yapmışsa,
- Miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yaparsa,
- Tereke mallarını gizler veya kendine mal ederse mirası reddedemez.
Mirasın Reddinin Hukuki Sonuçları:
Yasal Mirasçılar Açısından,
Mirası ret beyanı, yalnızca reddeden mirasçı açısından sonuç doğurur. Mirası reddeden yasal mirasçının payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, diğer hak sahiplerine geçer. Altsoyun tamamının mirası reddi halinde miras, sağ kalan eşe geçer.
Atanmış Mirasçılar Açısından,
Atanmış mirasçı mirası reddederse payı, miras bırakanın en yakın yasal mirasçısına geçer. Ancak miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufu ile başka bir sonuç öngörmesi de mümkündür.
En Yakın Yasal Mirasçıların Tamamının Mirası Reddi Halinde,
Bu halde Sulh Mahkemesi, mirası iflas hükümlerine göre tasfiye eder. Tasfiye sonucunda artı bir değer kalması durumunda, kalan değer mirası reddetmemişler gibi mirasçılara dağıtılır.
Mirasın Reddinde Alacaklıların Korunması,
Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddederse, alacaklılar veya iflas idaresi, şayet kendilerine yeterli güvence verilmezse, ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali için dava açabilir. Şayet mahkemece ret iptal edilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu tasfiye neticesinde eğer ki reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bu miktardan, önce itiraz eden alacaklı olmak üzere alacaklıların alacakları ödenir. Buradan arta kalan değerler ise, şayet ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak mirasçılara verilir.
Mirasçı mirası reddetmeden ölürse, ret hakkı kendi mirasçılarına geçer.
Mirası reddetmeden ölen mirasçının mirasçıları, kendilerinin miras bırakanına mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten itibaren 3 ay içinde mirası reddedebilir. Ancak, kendilerinin miras bırakanından geçen mirasın reddi için mirasçıya tanınan süre dolmadıkça, bu süre sona ermez.
Yorumlar