6 Mayıs 2009 Çarşamba

Eksik ödenen harca uygulanacak ceza

GAYRİMENKUL alım satımında ya da diğer işlemlerde, eksik harç ödenmesi veya harcın hiç ödenmemesi sözkonusu olabilir. Bu gibi durumlarda, hesaplanan harçlara ceza uygulanıp uygulanamayacağı öteden beri tartışılan bir konudur. Tartışmalara, \"harcı doğuran olay\" ve \"harcın ödeme zamanı\" yol açmaktadır. Gerçekten de genel anlamda harç, bir kamu hizmetinin bedeli olarak, hizmet yapılmadan önce alınmaktadır. Nitekim Maliye Bakanlığı bir Özelgesi’nde;

\"Harçlar tahakkuku tahsile bağlı amme alacaklarıdır. Yani; harç ödendiği zaman tahakkuk etmektedir. Bu durum; harç tahsil edilmeden, harca tabi olan kamu hizmetinin yapılmayacağı anlamına gelmektedir.\" (MB’nin, 14.12.1995 tarih ve 69487 sayılı Özelgesi).

Şeklindeki görüşü de bu yönde olup harç tahsil edilmeden kamu hizmetinin yapılamayacağı, Maliye Bakanlığınca da ifade edilmektedir. Harçlar Kanunu’ndaki bazı hükümler de bu görüşü desteklemektedir.

Harçlar Kanunu’nun 127-130. madde hükümlerine göre;

* Harçların tamamı peşin olarak ödenmeden harca konu olan işlem yapılmaz.

* Tapu memuru, gerekli harçları tamamen almadan işlem yaparsa ödenmeyen veya eksik ödenen harçtan mükellef ile müteselsilen, yani zincirleme sorumlu olur.

* İşin sonunda alınması gereken ancak ödeme zamanı belirtilmeyen harçlar; harç alacağının ortaya çıkmasından itibaren 15 gün içinde ödenir.

* Süresi içinde ödenmeyen harçlar, ilgili makam ve daireler tarafından, sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde bir yazı ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirilir.

Yukarıdaki hükümlere göre, harç ödenmeden kamu hizmeti yapılamayacağı, dolayısıyla eksik ödenen harçtan söz edilemeyeceğinden, harca ceza kesilemeyeceği gibi bir sonuç çıkmaktadır. Nitekim; bu sonuç başta maktu tutarda alınan harçlar olmak üzere çoğu harç için doğrudur.

Ancak; tapu harçları için durum farklı. Çünkü, 6 Haziran 2008 tarihinden itibaren 5766 sayılı Kanun ile değişen Harçlar Kanunu’nun 63. maddesi hükmü ile, Tapu Kadastro Harçlarına vergi ziyaı cezası kesilebileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmüne göre, mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları durumunda, harcın hesabında vergi değeri esas alınacak ve aradaki farka isabet eden, yani; eksik ödenen harç, Vergi Usul Kanunu’na göre hesaplanan vergi ziyaı cezası yüzde 25 oranında uygulanmak suretiyle ikmalen tarh edilecektir (Harçlar Kanunu Md. 63).

Kanun koyucu harç mükelleflerine anlayışla yaklaşmış ve süresinde tarh ve tahakkuk ettirilmeyerek eksik ödenen harca, vergi ziyaı cezasının yüzde 25’inin uygulanmasını hüküm altına almıştır.

Çünkü, VUK’un 341. maddesine göre vergi ziyaı; \"Mükellef veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik tahakkuk ettirmesini ifade eder...\" şeklinde tanımlanmıştır.

VUK 344. maddesinde ise, \"Vergi ziyaı suçu mükellef ve sorumlular tarafından 341. maddede yazılı hallerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesidir.\" şeklinde tanımlanmakta ve vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin vergi ziyaı suçunu oluşturduğu vurgulanmaktadır.

Söz konusu maddenin ikinci fıkrasında ise; vergi ziyaı suçu işleyenlere \"vergi ziyaı cezası\" kesileceği, vergi ziyaı cezasının; ziyaa uğratılan verginin bir katı olarak uygulanır.

Ancak, Harçlar Kanunu’ndaki \"özel hüküm\" nedeniyle, düşük bildirilen alım-satım değerleri için vergi ziyaı cezası yüzde 25 oranında uygulanmaktadır.

Konut fiyatları yüzde 50 düştü


İkinci el konut fiyatlarının yüzde 25-30'lar, birinci ellerde yüzde 50'ler seviyesinde düştüğü belirtildi.

İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, KDV indirimi ve alım-satım vergisinin binde 30'lardan binde 5'e çekilmesinin çok olumlu bir yaklaşım olduğunu, fakat 3 ay ile sınırlandırılmaması gerektiğini kaydetti.
Güleroğlu, konutun beyaz eşya gibi olmadığını ifade ederek, “İnsanlar konuta para yatıracağı zaman ekonomide istikrar istiyor. Bu nedenle farklı önlem paketleri daha çıkarılırsa, örneğin binde 5'lik oran uzun süreli, en azından 2010'un sonuna kadar uygulanırsa, KDV indirimi en azından 2010'un altıncı ayına kadar uzatılırsa sektörde daha fazla hareket olacaktır” şeklinde konuştu.
İndirimlerin uygulamaya başladığı 15 Nisan'dan bu yana sektörde ne şekilde bir hareketlilik yaşandığının sorulması üzerine Güleroğlu, “Şu ana kadar büyük satışlar olmadı. Sadece yeni konutlar alan kişiler KDV açısından avantajlı pozisyona girdiler. Dolayısıyla sıfır konutlarda biraz hareket gözlendi. Ama ikinci el piyasalarda bir etki yaratmadı. Seçimlerin geçmesiyle biraz kıpırdanma oldu, yüzde 5'lik bir artış gözleyebiliyoruz. Ama bunun paketle ilgisi yoktu tabii” karşılığını verdi.
Güleroğlu, yeni kredilerde hükümetin kefil olmayı planladığını kaydederek, “Bu güzel bir teşvik olacak, piyasaların canlanmasına sebebiyet verecek” dedi.
2 yılın sektörde yaşanan durgunluk için çok uzun bir süre olduğunu, bu nedenle piyasalarda biraz daha güven oluştuğunda, yavaş yavaş insanların gayrimenkule para yatırmaya başlayacağını vurgulayan Güleroğlu, “Aslında bugün bankalarda mevduat var. Ama insanlar bugün güven aradığı için parayı gayrimenkule ya da benzer enstrümanlara yatırmıyor” diye konuştu.
Güleroğlu, İzmir'de 160-170 bin TL'ye satılan dairelerin şu anda 120 bin TL'den satışa çıkarıldığını söyledi.
Sektörde ne zaman hareket görüleceği sorusuna Güleroğlu şu yanıtı verdi: “Konutta kısa vadede para kazanılmaz. Herkes bunu bilmeli. 2005-2006 yıllarında çok ciddi şekilde talep olmasından ve arzın bu talebi karşılayamamasından dolayı fiyatlar bu kadar yükselmişti. Uzun vadeli konut kredileri, kredi faizlerindeki düşüş, dövizin istikrarsızlığı gibi etkenler de vardı. 6 ayda ya da 1 yılda para kazanacağım diye gayrimenkule para yatırılmaz. 3-4 yıllık bir süreç içinde gayrimenkul para kazanır. Bu süreç göz önünde tutulursa bu alanda yatırım yapmanın tam zamanı diyebiliriz. Ama önümüzdeki dönemde fiyatlar hareketlenirse o zaman fırsat kaçmış olabilir.”

Piyasayı mortgage sistemi kurtaracak
İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Odası İkinci Başkanı Nizamettin Aşa da tedbir paketinin piyasada hareket yarattığının söylenemeyeceğini belirterek, “Zaten KDV indirimi belli metre karenin üzerindeki sıfır konutları kapsıyordu. Tapu harçlarındaki indirimin ise devamlı uygulanması halinde bir fayda sağlanacak” dedi.
Harçlardaki indirimin aslında devletin kasasına da daha fazla vergi girmesini sağladığını vurgulayan Aşa, “Çünkü tapu harcı yüksek olduğu için vatandaş gerçek değerinde beyanda bulunmuyordu, 250-300 bine satılan bir gayrimenkulün tapudaki bedeli 30-40 bini geçmiyordu. Bu yüzden harçların bu şekilde kalması lazım” diye konuştu.
Aşa, mevcut ekonomik koşullarda konut piyasasında hareketliliğin en azından kısa vadede pek mümkün görünmediğini belirterek, şöyle devam etti: “Biz gayrimenkul sektörünün temsilcileri olarak hep şunu söyledik, devam eden inşaat projeleriyle yeni başlayacak projelerin satılması için mutlaka bir finansman desteğine ihtiyaç olduğunu, bunun tek yolunun da mortgage sistemi olduğunu ifade ettik. Şimdi dünyada her ne kadar adı krizle birlikte anılıyorsa da biz hala morgage'ın inşaat ve gayrimenkul piyasası için bir çıkış olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu iş için para lazım. Vatandaş bunu artık alamıyorsa, bunun yolu mortgage sisteminden geçiyor.
Şimdi gerçek ihtiyacı olan kesime yönelmek lazım. Bakıyorsunuz bir yanda 300-400 bin tane konut fazlası, satılamayan lüks konutlar, gerçek ihtiyaç sahiplerine hitap etmeyen projeler, diğer yanda İstanbul için söylersek 500-600 bin gibi yüksek oranda gayrimenkul açığı var. Bu kesime hitap edebilecek bir sistemin tek yolu mortgage sisteminin tam anlamıyla hayata geçmesidir. Bakmayın ABD'de sistemin çökmesine, orada durum çok farklı.”
İstanbul'daki gayrimenkul fiyatlarında ikinci ellerde yüzde 25-30'lara kadar, sıfır inşaatlarda yüzde 50'ye yakın düşüş olduğunu dile getiren Aşa, “Ayrıca inşaat şirketleri promosyonlara yöneltmiş durumda. 60 ay sıfır faizden vade yapmak bir promosyondur. Ya da 'size cip alalım', 'doğal gazınızı, elektriğinizi ödeyelim' gibi vaatlerde bulunuluyor mesela. Kiralarda da aynı şekilde 2 sene öncesine göre yüzde 20-30 gibi bir düşüş var” dedi.

Fiyatlar düşmedi, normal seviyelerine indi
Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Rıfat Yetkin de KDV indiriminin 150 metre karenin üzeri konutlara uygulanması nedeniyle piyasada bir etki yaratmadığını, tapu harçlarındaki indirimin ise küçük bir hareket yarattığını, ama daha önemlisi gayrimenkulün değerinde gösterilmesini sağladığını dile getirdi.
Bankaların konut kredisi faiz oranlarının düşmesiyle konutta bir canlanma görüleceği öngörüsünde bulunan Yetkin, “2005-2006 yıllarında faizler düştüğünde fiyatlarda köpük artışlar olmuş, yüzde 40-50'lere varan bir yükseliş yaşanmıştı. Şimdi bu normal seviyelerine indi, yani şu anki değerler aslında bir düşüş değil, normal değerler” dedi.
Yetkin, küresel krizden önce 100 liraya satılan bir konutun şu anda 80-85 liraya satıldığını, ancak bunun asıl değer olduğunu, daha önceki 100 TL'lik bedelin aslında “köpük” fiyat olduğunu kaydetti.
“Yatırımcıya almanın tam zamanı, çünkü gayrimenkul gerçek değerindedir diyoruz” şeklinde konuşan Yetkin, önümüzdeki dönemde arz-talebe de bağlı olarak fiyatlarda yükseliş trendinin beklendiği değerlendirmesini yaptı.
Yekin, bütün illerde fiyatların semtlere göre değişkenlik gösterdiğini, ama tümünün aşağı yukarı aynı oranda arttığını belirterek, “Mesela Sincan-Yenikent civarında 70-80 bin TL civarındadır konut fiyatları. Arttığı zaman onun da fiyatı yüzde 10-15 yükselir, Çayyolu'ndaki 300-400 bin TL'lik konutun da fiyatı yüzde 10-15 civarında artar” şeklinde konuştu.

Gayrimenkul satışından elde edilen kazancın vergisi


Gayrimenkul satışının devamlılık arzetmesi ve bu faaliyetin ticari bir organizasyon içinde sürdürülmesi halinde elde edilen kazanç, ticari kazanç olarak vergilendirilmektedir.

Gayrimenkullerin, devamlılık arz etmemek ve ticari bir organizasyon dahilinde yapılmamak koşuluyla elden çıkarılmasından doğan kazançlar ise değer artış kazancı olarak vergilendirilmektedir.

Ancak belli şartların sağlanmasına bağlı olarak, elde edilen kazanç için vergilendirme söz konusu olmayabilir.





VERGİLENDİRİLMEYECEK KAZANÇLAR
1.1.2007’den önce iktisap edilen gayrimenkullerin dört yıl, bu tarihten sonra iktisap edilenlerin ise beş yıl geçtikten sonra elden çıkarılması halinde, elde edilen kazancın tutarı ne olursa olsun değer artış kazancı sayılmaz, bu gelirler için beyanname verilmez, vergi ödenmesi söz konusu olmaz.

Ayrıca satış kazancının vergilendirilmesi için kazanç tutarının, satışın yapıldığı yıl için tespit edilen istisna tutarını aşması gerektiğinden, kazancın istisna tutarını aşmaması halinde beyanname verilmez, başka gelirlerden dolayı beyanname verilmesi halinde de gayrimenkul satış kazancı beyannameye dahil edilmez.

Yine, ticari kazanç kapsamına girmemek şartıyla, ivazsız (bedelsiz) olarak (bağış, veraset vb.) elde edilen gayrimenkullerin, elde bulundurma süre sınırlaması olmaksızın (1 yıl, 2 yıl, 5 yıl, 10 yıl, ne kadar süre ile elde bulundurulmuş olursa olsun) elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, değer artış kazancı olarak vergilendirilmez.

Gayrimenkullerin elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi için;

Öncelikle elden çıkarılan gayrimenkulün, bir bedel karşılığında edinilmiş olması,

01.01.2007’den önce edinilmiş olan gayrimenkullerin, edinme tarihinden itibaren 4 yıl içinde; 01.01.2007’den sonra edinilmiş olan gayrimenkullerin ise edinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde elden çıkarılmış olması,

Elde edilen kazancın, elde edildiği yıl için belirlenen istisna tutarını aşması gerekiyor.

4 ve 5 yıllık sürenin hesabında iktisap (edinme) tarihi;

Satın almada iktisap tarihi, tapuya tescil tarihidir.

Kooperatif ortaklıklarına tahsis edilen gayrimenkuller, tahsis tarihinde iktisap edilmiş sayılır.

İnşa edilen gayrimenkullerde, yapı kullanma belgesinin alındığı tarih geçerlidir.

Arsa karşılığında daire alanlarda, inşaatın tamamlanıp yapı kullanma izin belgesinin alındığı tarih esastır.

Cebri (zorla) icra ve şuyun izalesiyle (ortaklığın kaldırılmasında) satın almada tapuya tescilden önce resmi işlemlerin tamamlanmasıyla iktisap gerçekleşir.

Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile teslim alınarak kullanılmaya başlanan gayrimenkulün iktisap tarihi, tapuya tescil edildiği tarih değil, taşınmazın tasarruf hakkının tapuya tescil edilmeden önce mükellefe bırakıldığı tarihtir.

Gayrimenkullerin elden çıkarılmasında safi kazanç, gayrimenkulün elden çıkarılması karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan gayrimenkulün maliyet bedeli ile elden çıkarma dolayısıyla satıcının yaptığı giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesiyle bulunur.

Elden çıkarılan gayrimenkulün maliyet bedeli, tapuda gösterilen edinme bedelidir.

Gayrimenkullerin elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan gayrimenkulün (bina, arsa ve arazinin), elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Türkiye İstatistik Kurumunca (TÜİK) belirlenen Üretici Fiyatları Genel Endeksindeki (ÜFE) artış oranında artırılarak tespit edilir. Ancak endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının yüzde 10 veya üzerinde olması gerekiyor.

Bu şekilde, gayrimenkullerin iktisap bedeline, elde bulundurulduğu süre içindeki enflasyon artışı da ilave edilmiş olmaktadır (endeksleme yöntemi). Bu yöntemle mükelleflerin, enflasyondan dolayı ortaya çıkan değer artışı üzerinden vergi ödemeleri önlenmektedir.

Gayrimenkullerin elden çıkarılmasından elde edilen değer artış kazancının 2008 yılı için 6 bin 800 YTL’lik kısmı gelir vergisinden müstesnadır. Bu istisna, aynı yıl içinde elde edilen tüm değer artış kazançları için bir defa uygulanacaktır.

Buna göre, 2008 yılında satılan gayrimenkulün satış kazancı hesaplanırken:

Önce gayrimenkulün alış bedeli, gayrimenkulün elde bulundurulduğu süreye bağlı olarak (ÜFE) artış oranına göre yükseltilecek.

Yükseltilmiş (endekslenmiş) maliyet bedeli ile satış dolayısıyla yapılan masraflar, satış bedelinden çıkarılacak.

Ortaya çıkan kazanca 2008 yılı için belirlenen 6 bin 800 YTL istisna uygulanacak.

İstisna düşüldükten sonra kalan tutar, gelir vergisine tabi olacak ve 1-25 Mart 2009 tarihleri arasında verilecek gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecek.

Beyanname üzerinden, Gelir Vergisi Kanunun 103. maddesinde yer alan ve yüzde 15-35 oranları arasında değişen gelir vergisi tarifesine göre gelir vergisi hesaplanacak. Hesaplanan verginin birinci taksiti Mart, ikinci taksiti ise Temmuz 2009 aylarında ödenecek.

Tapunuzu almakta acele edin


Öteden beri süregelen uygulamaya göre, gayrimenkul alan ve satan kişi, ayrı ayrı binde 15 \"tapu harcı\" ödüyorlardı.

29 Mart 2009’dan itibaren, bu konuda önemli bir değişiklik oldu ve \"tapu harcı\" binde 15’erden, binde 5 düzeyine indirildi.

Torba Kanun dediğimiz 5838 sayılı Kanunla, Harçlar Kanunu’nun Mükerrer 138. maddesinde bir ibare değişikliği oldu.

Bu değişiklikle, Bakanlar Kurulu’na nispi harç oranlarını, \"onbinde bire kadar\" indirme yetkisi verildi.

Böyle olunca, Bakanlar Kurulu’nun 25 Mart 2009 tarih ve 2009/14813 sayılı Kararı ile;

gayrimenkul alım-satımında binde 15 oranında ödenen \"tapu harcı\", 29 Mart 2009 tarihinden itibaren, 30 Haziran 2009 tarihine kadar uygulanmak üzere, binde 5’e düşürüldü.

İşte... başlıkta acele edin dememizin nedenlerinden biri, tapu harcının, üçte bire inmesiyle ilgili...



DAHA AZ KDV

Gayrimenkul alanların, KDV ödeme durumları, gayrimenkulü inşaat firmasından alıp almadıklarına göre değişiyor.

*Gayrimenkulü, herhangi bir şahıstan alanlar, KDV ödemezler.

*İnşaat firmasından alanlar;

a) Konutun net alanı 150 metrekarenin altında ise, yüzde 1 oranında KDV ödüyorlardı. Bunların durumları değişmedi. Yine yüzde 1 KDV ödeyecekler.

b) Konutun net alanı, 150 metrekarenin ve üzerinde ise; gayrimenkulün toplam değeri üzerinden, yüzde 18 KDV ödüyorlardı. 17 Mart 2009 tarihinden itibaren, 15 Haziran 2009 tarihine kadar uygulanmak üzere, yüzde 8’e indirildi.

c) İşyeri teslimlerinde, yüzde 18 oranında uygulanan KDV’de 30 Mart 2009 tarihinden itibaren 30 Haziran 2009 tarihine kadar uygulanmak üzere, yüzde 8’e indirildi.

İşte... Başlıkta \"acele edin\" dememizin nedenlerinden biri de KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesi ile ilgili



İŞYERİ SATIŞINDA KDV YÖNÜNDEN ÖZELLİKLİ DURUMLAR

İşyeri satışında, KDV uygulaması bakımından, bazı \"ince noktalar\" var.

Bunlar sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.

1- Kararnamenin yürürlük tarihinden önce, satın alınan işyeri için inşaat firması ile yüzde 18 KDV dahil, belli bir tutar üzerinden anlaşanlar, işyerlerini üç aylık süre içinde teslim alırlarsa, işyerinin KDV’si yüzde 8 olacak. İnşaat firması da yüzde 10 fazla aldığı KDV’yi iade edecek ya da ödenecek borçtan düşecek.

2- Kararname yürürlüğe girmeden önce müteahhitle anlaşma yapan ancak KDV’yi işyerinin tesliminde ödeyecek olanlar; işyeri üç ay içinde teslim edilirse, yüzde 18 yerine yüzde 8 KDV ödeyecekler.

3- İnşat firmasından alınan işyeri, Kararnamenin yürürlükte olduğu üç aylık süre geçtikten sonra teslim edilecekse, oran tekrar 18’e çıkacağı için, KDV iadesi söz konusu olmayacak.

4- İşyerinin tapusunu Kararnamenin yürürlükte olduğu üç aylık süre geçtikten sonra alanlara, KDV indirimi uygulanmıyor. Ancak, bu tarihten önce kat irtifaklı arsa tapusu alanlar, işyerinin inşaatı üç aylık dönemde tamamlanır ve faturası da bu dönemde kesilirse, yüzde 10 KDV avantajından yararlanabilecekler.

5- İnşaat firmasının, yüzde 10 KDV’yi iadeye yanaşmaması ya da uygulamaması durumunda, noterden bir ihtar çekilmesi ve yine iade etmiyorsa, Yargı yoluna başvurulması gerekiyor.

Yukarıdaki açıklamalardan da fark edileceği gibi, gayrimenkulünüzün tapu işlemleri konusunda acele edin...

Doktor karısı ile müteahhit karısının farkı


BİR DEĞİL İKİ FARK

Doktor karısı ile müteahhidin karısı arasında \"iki önemli fark\" var.

1. Doktor, karısını işyerinde sigortalı olarak çalıştırabilir. Müteahhit, karısını bürosunda çalıştıramaz.

2. Doktor, işyerinde çalışan karısı ile birlikte seyahate gittiğinde, eşinin; uçak bileti, diğer ulaşım, otel, yemek gibi masraflarını tuttuğu deftere gider yazabilir. Müteahhit ise, yanında çalışsa da çalışmasa da, birlikte seyahat ettiği eşinin uçak, diğer ulaşım, otel ve benzeri masraflarını, defterine gider yazamaz.





NEDEN BÖYLE?

Nedeni belli. Gelir Vergisi mükellefi olan müteahhidin elde ettiği gelir, \"Ticari kazanç\" sayılıyor. Ticari kazanç elde edenler, eşlerine ödedikleri ücretleri ve diğer masrafları gider yazamazlar (Gelir Vergisi Kanunu Md. 41).

Doktorlar ise, \"serbest meslek kazancı\" elde ediyorlar. Serbest kazanç ile ilgili yasa maddesinde, \"eşe ödenen ücret, eşin ulaşım masrafı vs. gider yazılamaz\" diye bir hüküm yok. (GVK Md. 69).

İşte doktor ile müteahhit farkı!..

Hemen belirtelim; mimar, avukat, mali müşavir ve sanatçılar da doktorlarla aynı uygulamaya tabi. Konfeksiyoncu, yedek parçacı, mobilyacı, kuaför, kırtasiyeci ise, müteahhitler gibi!..

Cadaloz kaynana

İŞ arkadaşımın düğünündeyiz. Nikah kıyılıyor, imzalar atılıyor, gelin ve damadı tebrik etmek için ayağa kalkıldığında elektrikler kesiliyor. Biz hep beraber \"Aaaa! diye tepki gösterirken, arkadaşımın annesi oldukça yüksek sesle düşüncesini dile getiriyor. \"Oğlumun daha ilk dakikadan hayatı karardı!\" (itiraf.com\'dan.)

(Teşekkürler İsmet DAYIOĞLU)



Sekreterle seyahat

DOKTORLAR, avukatlar, mali müşavirler ve mimarlar, eşleriyle seyahat ediyorlar da müteahhitler, konfeksiyoncular, yedek parçacılar, mücevheratçılar, gazinocular niçin sekreterleri ile seyahat ediyorlar?

Yukarıdaki yazıyı okuyunca fark ettiniz herhalde...

Eşleri ile seyahat etmeleri halinde, giderlerini masraf yazamıyorlar. Sekreterin masraflarını ise gider yazabiliyorlar!..

Onlar da, kanuna karşı gelmemek için (istemeye istemeye), sekterleri ile iş seyahatine çıkıyorlar.

Gördüğünüzde, aklınıza sakın başka bir şey gelmesin...





70\'lik eş

70\'lik eşlerin evine adamın kırk yıllık arkadaşı gelmiş. Adam karısına hep canım, cicim, tatlım şeklinde hitap ediyormuş. Misafir merak etmiş ve sormuş:

Yahu biz senle kırk yıllık arkadaşız. Karına hep güzel sözler söyledin ama neden hiç ismiyle çağırmıyorsun?

Adam:

İsmini hatırlasam çağıracağım.

Evli kadınlar neden şişman

Bekar kadın eve gelince, buzdolabında bir şey olmadığını görüp yatmaya gider.

Evli kadınsa, yatakta ne olduğunu görünce, mutfağa gider.

Ne nedir

Baş ağrısı: Kadınlar tarafından en fazla kullanılan doğum kontrol yöntemi.

Gözyaşı: Erkek gücünün, kadın gücü karşısında bozguna uğratılmasına yarayan hidrolik güç birimi.

(Teşekkürler Nurcan DUMLU)

İlginç bilgiler

Hiçbir kağıt 7 defadan fazla 2\'ye katlanamaz.

Sabahları elma, kahveden daha fazla uykunuzu açar.

İnsan yılda en az 1460 rüya görür.

Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıdır.

Çapkın işadamı

Neyin var, Allahını seversen suratın berbat?

- Sorma. Sarışın sekreterimin bana yaptığını biliyor musun?

Hangisi?

- Hani şu bir içim su olanı. Geçenlerde beni, doğum günümü kutlamak için evine davet etmişti de...

Eee... Bunda üzülecek ne var?

- Dur, acele etme. Nefis içkiler içtik, eğlendik. Neden sonra \"Şimdi size bir sürprizim var. Ben odama geçeceğim. İki dakika sonra da siz peşimden geleceksiniz. Ama iki dakikadan evvel gelmek yok\" dedi.

Genç adam boynunu büktü.

Ha, ha senin yerinde olmak isterdim!..

- Ben istemezdim. Tam iki dakika sonra odaya girdim ki, bizim dairenin bütün personeli doğum günün kutlu olsun diye şarkı söylemeye başlamaz mı?

Sen de gülüp geçseydin be birader!..

- Nasıl gülersin. Daha anlamadın mı, o sırada ben çırılçıplaktım...

Filler

Yakışıklı fil\'e ne denir?

Filinta

Fakir fil\'e ne denir?

Sefil

Fil\'in ektiği fidan?

Filiz

Filin en sevdiği kuş?

Filamingo

(Teşekkürler Hakkı Tulunay)

Dört, iki ve üç ayaklı

Önce dört ayaklı, sonra iki ayaklı, daha sonra da üç ayaklı olan yaratık nedir?

-İnsandır. Bebekken emekler, dört ayaklıdır. Büyür iki ayaklı olur. İhtiyarlayıp baston kullanınca da üç ayaklı olur.

Evlilikte erkeğin evrimi

6\'ncı haftada6\'ncı ayda 6\'ncı yılda

Bu elbise sana Bir elbiseKaç para

çok yakışmış.daha mı aldın?verdin buna?

Özür dileyecekBiraz dikkat Hay

bir şey yapmadın ki!etsene be kızım.senin eline!..

(Teşekkürler Dr. Ayhan SARISU)





Günün Sözü

Atalarınızı değiştiremezsiniz, fakat torunlarınızla ilgili bir şeyler yapabilirsiniz.

W. IZZARD

Bedava kiralamaya vergi sürprizi

Hemen belirtelim, bu olay tüm kiralamalar için geçerli değil. Bazılarında sorun yok ama çoğunda var.





Konutların durumu
Konutunu, bedelsiz olarak kiralayanları, vergilendirme yönünden iki grupta açıklayabiliriz.



1) Oğlu, Kızı, Annesi, Babası ve Kardeşine Kiralayanlar

Kira almadan yani bedelsiz olarak, konutunu; oğlu, kızı, annesi, babası, kardeşi, büyükanne ya da büyükbabası veya torununa kiralayanlar, vergi yönünden avantajlılar.

Kira almadıkları bu konut nedeniyle, herhangi bir kira geliri beyan etmek zorunda değiller. Daha açık bir anlatımla, yasalarımıza göre; bir kişi konutunu oğlu, kızı, annesi, babası, kardeşi, büyükanne ya da büyükbabası veya torununa bedelsiz olarak kiralayabiliyor. Vergi yasaları açısından, bir kira geliri beyan etmek zorunda değil.



2) Oğlu, Kızı, Annesi, Babası ve Kardeşi Dışındakilere Kiralayanlar

Sahibi bulunduğu konutunu oğlu, kızı, annesi, babası, büyükannesi, büyükbabası ya da kardeşi dışındaki kişilere, bedelsiz olarak kiraya verenler, hiç kira geliri almasalar dahi kira geliri elde etmiş gibi beyanda bulunup, gelir vergisi ödemek zorundalar.

Örnekleriyle açıklamak gerekirse; konutunu halasına, amcasına, dayısına ya da yengesine veya arkadaşına, bedelsiz (kira almadan) kiraya verenler, kira geliri elde etmiş gibi, beyan edip gelir vergisi ödeyecekler.



3) Yakın Akrabaları ile Aynı Evde Birlikte Oturanlar

Yakın akrabaları ile örneğin hala, teyze ya da amcası ile birlikte oturanlar, bu yakınlarından kira geliri elde etmiyorlarsa, \"birlikte oturmaları nedeniyle\" kira geliri beyan etmek zorunda değiller.



4) Arkadaşları ile Aynı Evde Birlikte Oturanlar

Arkadaşından kira geliri elde etmeseler yani kira almasalar dahi kira geliri elde ediyormuş gibi beyanda bulunmak zorundalar.



5) İstisna Tutarı

Konutlarda, 2008 yılında elde edilen kiranın, yıllık olarak 2 bin 400 TL’si (2009’da ise 2 bin 600 TL’si) gelir vergisinden müstesnadır. Bedelsiz kiralamalarda da bu sınır geçerlidir.



İşyerlerinin durumu

Gayrimenkulünü, bedelsiz olarak; işyeri yani dükkan, büro, mağaza, depo vs. olarak kiraya verenler, kime kiralasalar dahi kira geliri elde ediyormuş gibi, gelir beyan etmek zorundalar.

Örneğin, sahibi bulunduğu apartman dairesini büro olarak kızına, dükkanını da oğluna bedelsiz olarak yani kira almadan tahsis eden (A), hem kızına kiraladığı büro hem de oğluna kiraladığı işyeri nedeniyle, kira alıyormuş gibi \"emsal kira bedeli\" üzerinden, kira geliri beyan etmek zorunda.



Emsal Kira bedeli

Gelir Vergisi Kanunu’nda, emsal kira bedeli ile ilgili olarak yer alan açıklamaya göre, emsal kira bedeli kiraya verilen gayrimenkulün \"Emlak Vergisi değerinin yüzde 5’inden\" aşağı olamıyor.

Vergi dairelerine verilen kira geliri ile ilgili beyannamelerde de \"Gayrimenkulün Emlak Vergisi değeri\" ile ilgili bir sütun var. Bu sütunda yer alan değer ile beyan edilen kira tutarı kıyaslanmakta, duruma göre emsal kira bedelinin altında kalan beyanlar, kabul edilmemektedir.

Görüldüğü gibi, kira alınmadan yapılan bedelsiz kiralamalarda ilginç bir \"vergi sürprizi\" var.

Bu sürprizin, sevimsiz bir sonuç yaratmaması için, yukarıda yapılan açıklamalara dikkat etmekte yarar var..

Aidatını ödemeyenin evi diğer maliklere satılır

AİDAT BORCU VE CEZASI

Aidat olayı, herkesi yakından ilgilendiriyor. O nedenle, ilgili yasa maddesinin son şeklihakkında, bilgi vermekte yarar var.

Kat maliklerinden her biri, aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça;

a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanan avansa eşit olarak;

b) Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma,güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderler ile ortak tesislerinişletme giderlerine, kendi arsa payı oranında,

katılmakla yükümlüdür (Kat Mülkiyeti Kanunu Md. 20).

Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki, ödemede geciktiği günler içinaylık yüzde 5 hesabıyla gecikme tazminatı öder. Buna göre, aidatı 15 gün geciktiren,yüzde 2.5 gecikme tazminatı ödemek zorunda.



EVİ DE SATILACAK
Olay, aylık yüzde 5 gecikme tazminatı ile bitmiyor.

Devamı da var!..

Kat maliklerinden biri örneğin 6 no’lu dairenin sahibi, aidat borcunu ödemezse, diğer kat malikleri, 6 no’lu dairenin mülkiyet hakkının kendilerine devredilmesini, hakimden isteyebiliyorlar.

Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 25. maddesine göre, örneğin;

a) Ortak giderler ve avanstan, kendine düşen borcu ödemeyen ve hakkında iki takvim yılı içinde üç kez icra ve dava takibi yapılan, kat malikine ait gayrimenkulün,

b) Kendi bağımsız bölümünü randevu evi, kumarhane veya benzeri yer olarakkullanmak suretiyle ahlak ve adaba aykırı harekette bulunan kat malikine aitgayrimenkulün,

talep edilmesi halinde, diğer kat maliklerine devredilmesi söz konusu olabilecek.



BEDAVA DEĞİL
Yukarıdaki örnekte belirtilen kat malikine ait gayrimenkulün, diğer kat maliklerinedevredilmesi, \"bedava\" olmuyor. Bunun için;

1) Diğer kat maliklerinin, sayı ve arsa payı çoğunluğuyla, o gayrimenkulün kendilerinedevredilmesi için karar almaları,

2) Dava açılması,

3) Hakimin hüküm vermeden önce, devir bedelinin ileride hak sahibine ödenmek üzerebankada, üçer aylık vadeli hesaba yatırılması ve makbuzunun ibrazı için uygun bir süre vermesi,

4) Devir bedelinin, süresi içinde yatırıldığına dair belge ibraz edilmesi,

5) Hakimin davayı kabul etmesi,

gerekiyor.

Bu gibi durumlarda hakim, mülkiyetinin devri istenen gayrimenkulün, davayı açmış olan kat maliklerine, arsa payları oranında devredilmesine ve devir bedelinin işlemiş faiziyle karşı tarafa ödenmesine karar verir.

Görüldüğü gibi, \"aidat\" deyip geçmemek lazım. Geciktirince, önce aylık yüzde 5 faizödeniyor, zamanla bu da yetmiyor, aidatı ödenmeyen gayrimenkul komşulara devredilebiliyor.

Aman dikkat!..

Yeni Borçlar Yasası, eski kira kontratını değiştirmeyecek

TBMM Adalet Komisyonu, yeni Borçlar Yasasının kiracılar lehine olan hükümlerinin eski kontratlar için de geçerli olmasını sağlayan maddeyi kaldırdı.

Tüketiciler, kredi kartından tüketici kredisine kadar bir çok konuda bankalar ile daha önce yaptıkları sözleşmelerde lehe olan yeniliklerden yararlanamayacak. Adalet Komisyonu, dün yaptığı toplantıda Borçlar Yasanının Yürürlük Yasa Tasarısının, Bankalar Birliğinin "sistem çöker" diye karşı çıktığı hükümlerini ele aldı. Bankalar Birliği’nin dediği oldu ve bankalara, yeni Borçlar Yasası’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonraki yıl içinde eski sözleşmelerini yenileme zorunluluğu getiren madde çıkartıldı. AKP önergesiyle tasarının "Özel hükümlere ilişkin hükümler" bölümü de kaldırıldı. Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, geriye yürürlüğü yapmanın yanlış olduğunu belirtti ve "Türk Borçlar Kanunu, tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacaktır" dedi.

Aydınlı Grup'un, yeni rotası toplu konut projeleri

Pierre Cardin, US Polo ve Cacharel gibi uluslararası markaların üreticisi ve ana lisansörü olarak hazırgiyimde faaliyet gösteren Aydınlı Grup, kriz döneminde gayrimenkul işine de soyundu.

Hazırgiyimdeki 44 yıllık tecrübesini inşaat sektörüne taşıyacak olan grup, Esenyurt'ta 866 dairelik toplu konut yapımına başladı. Grup, temeli atılan ve iki yıl sonra anahtar teslimi yapılması planlanan "Solarkent" adlı projeye 62 milyon dolar ayırdı. Solarkent'te enerji verimliliğini ön plana çıkarmayı hedefleyen şirket, ısıtma ve aydınlatma ihtiyacını güneş enerjisi yoluyla sağlayacak.
Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Kavurmacı, gösterdikleri performans ve yarattıkları katma değerle sektörde marka haline geldiklerini, birikimlerini bu kez inşaat gibi farklı sektörlere taşımak istediklerini söyledi. Kavurmacı, "Aydınlı olarak yılda 225 milyon TL ciro yapan ve 44 yıllık deneyimi ile hazırgiyimde marka haline gelen bir grubuz. Yeni bir sektöre girerken de fayda yaratan projelere imza atalım istedik. Solarkent, enerji verimliliğini ön plana çıkaran bir konut projesi olacak. Güneş, özellikle Avrupa'da enerji tasarrufu açısından sıkça başvurulan doğal bir kaynak. Solarkent'te de aydınlatma ve ısınma ihtiyacı güneş yoluyla sağlanacak. Proje hakkında daha ayrıntılı bilgileri yakında açıklayacağız" diye konuştu.


Grup, yılın ilk çeyreğinde büyüdü
Aydınlı Grubu'nun halen lisansörü olduğu markalar için 130'u Türkiye'de olmak üzere dört kıtada 160 mağaza açtığını ve 500 satış noktasına ulaştığını kaydeden Kavurmacı, 2001'de 21 milyon TL olan konsolide cironun da geçen yıl 225 milyon TL'ye yükseldiğini aktardı. Kavurmacı, bu yıl ciro hedeflerinin ise 234 milyon TL olduğunu söyledi. Kriz nedeniyle perakende sektöründe durgunluk yaşanmasına rağmen, Aydınlı olarak gerek üretimde gerekse temsilcisi oldukları markaların satışında sıkıntı yaşamadıklarını vurgulayan Kavurmacı, bu yılın ilk çeyreğinde küçük de olsa büyüme kaydettiklerini ifade etti. Bu yılki ciro hedefini yılın ikinci yarısında yakalamayı planladıklarını kaydeden Kavurmacı, "Ancak büyüme ilk çeyrekten itibaren gelmeye başladı. Geçen yıl ilk çeyrekte grup olarak 53 milyon TL ciro yaptık, bu yıl ilk çeyrekte ise 54 milyon TL'ye yükseldik. Ayrıca halen 2800 olan çalışan sayısını yeni yatırımlar paralelinde artıracağız" dedi.
Sadece üretimde değil, perakende ağında da başarılı olduklarını vurgulayan Kavurmacı, "Daha bir ay önce lisansörü olduğumuz Cacharel'in merkezi yönetiminden yeni bir teklif aldık. Halen Doğu Avrupa'daki dağıtımını yaptığımız Cacharel, bir ay önce Batı Avrupa'daki dağıtımda da kendileri ile işbirliği yapmamızı teklif etti. Şu anda değerlendiriyoruz" diye konuştu.

Teşvik gerekli
Ömer Faruk Kavurmacı, global krizden Türkiye'nin etkilenmemesi için hükümetin stok eritmeye değil üretimi artırmaya yönelik paketler açıklaması gerektiğini söyledi. Bu doğrultuda üretime yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) teşvikleri gerektiğini kaydeden Kavurmacı, şunları söyledi: "Hammadde ve ara malındaki KDV indirimleri, nihai ürün fiyatına yansıyacağı için hem tüketimi hem de üretimi artırır. İnşaatta hammaddeye uygulanan KDV yüzde 18, ancak 150 metrekarenin altındaki konutların satışında bu oran yüzde 1. Konut üreticisi aradaki KDV farkını konut bittikten sonra alıyor, yani iki-üç yıl bu yükü sırtında taşıyor."



Kaynak : Hurriyetemlak.com

TOKİ'den 100 lira taksitle konut


Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın (TOKİ) yoksul vatandaşlara yönelik olarak hayata geçirdiği, “Hiç Peşinatsız 100 Liradan Başlayan Taksitlerle Konut” Projesi çerçevesinde kuraların çekimine, 7 Mayıs 2009 tarihinden itibaren başlanacak.

TOKİ'den yapılan açıklamaya göre, proje çerçevesinde 16 ilde yapılacak 8 bin 804 konut için 72 bin 794 aile talepte bulundu. İdare, valiliklere yapılan başvurulara göre kura programını belirledi.
Buna göre, 7 Mayıs Perşembe günü Antalya Çıplaklı'da yapılacak 448 konutun, 9 Mayıs Cumartesi günü Adana Akkuyu'da yapılacak 752 konutun, 11 Mayıs Pazartesi günü Gaziantep Şahinbey'de yapılacak 592 konutun kurası çekilecek. Diğer bölgeler için kura tarihleri de şöyle;

“-12 Mayıs Salı Kilis Merkez 96 konut,
-14 Mayıs Perşembe Diyarbakır Üçkuyular bin 24 konut,
-16 Mayıs Cumartesi Malatya Merkez 360 konut,
-20 Mayıs Çarşamba Van Kevenli 800 konut,
-23 Mayıs Cumartesi Ağrı Suçatağı 280 konut,
-25 Mayıs Pazartesi Erzurum Kazımkarabekir 456 konut,
-27 Mayıs Çarşamba Trabzon Bahçecik 224 konut,
-30 Mayıs Cumartesi Ankara Mamak bin 176 konut,
-1 Haziran Pazartesi Konya Meram 688 konut,
-4 Haziran Perşembe Eskişehir Aşağısöğütönü 928 konut,
-6 Haziran Cumartesi Bursa Karacabey 36 konut,
-13 Haziran Cumartesi Çanakkale Kepez 448 konut
-16 Haziran Salı Adapazarı Korucuk 496 konut.”

Bursa-Hamitler ve İzmir konutlarının kuraları ise arsa tespitinden sonra çekilecek. Katılımın yüksek olması nedeniyle kura programları, bütün illerde spor salonlarında yapılacak. Proje çerçevesinde 1 oda 1 salondan oluşan konutlara sahip olmak isteyenler, hiç peşinat ödemeden 100 liradan başlayan taksitlerle 45 metrekarelik konutlara yerleşecek ve ödemeleri eve yerleştikten sonra başlayacak. Ödemeler, 20 yılda yapılacak.
Söz konusu konutlarda sosyal ihtiyaçlar için ayrı bir mekanda ortak televizyon izleme salonu, doktor odası, kafeterya ve yemek salonu yapılacak.



Kaynak : Hurriyetemlak.com

Emlakta 35 milyar dolar döndü, emlakçı 2.3 milyar dolar aldı

Ekonomik kriz nedeniyle Türkiye’de 2008’de emlak satış adetleri düştü. Ancak işlem hacmi bir önceki yıla göre 5 milyar dolar artarak 35 milyar doları buldu. İstanbul emlak satışlarında en hareketli il olurken, emlakçıların komisyon geliri 2.3 milyar doları buldu.

Türkiye’de geçen yıl 1 milyon 363 bin 124 adet emlak satışı gerçekleşti. Bu satışların işlem hacmi 35 milyar doları buldu. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 2008’deki emlak satış adedi 2007’nin altında kaldı. Ancak işlem hacmi ekonomik krizin başladığı 2008 sonunda bir önceki yıla göre 5 milyar dolar arttı. 13 milyar dolarlık emlak işlem hacmiyle İstanbul 1’inci il olurken, 4 milyar dolarla Ankara 2’inci sırada yer aldı. İstanbul’da geçtiğimiz yıl 193 bin 877 adet emlak satışı gerçekleşti. Türkiye’deki satışların yüzde 46’sı emlak komisyoncuları tarafından yapıldı.

2008’de düştü
4 yıllık dönemde emlak satışı sadece 2008’de düşüş gösterdi. Ancak işlem hacmi son 4 yılda sürekli arttı. 2004’te toplam emlak satış adedi 1 milyon 216 bin 492 adetti. Bu rakam sırasıyla 2005’te 1 milyon 1362 bin, 2006’da 1 milyon 377 bini buldu. 2007’de 1 milyon 383 bini gören satış adedi 2008’de 1 milyon 363 bin 124’e geriledi. Bu satışlarda emlak komisyoncularının payı da hızla yükseldi. 2004’te yüzde 35 olan bu pay 2008’de yüzde 46’yı buldu. Ancak bu oran gelişmiş ülkelere göre çok gerilerde kalıyor.

4 yılda büyüdü
Bundan 4 yıl öncesine kadar 16 milyar dolarlık emlak satışının gerçekleştiği Türkiye’de gayrimenkul sektörü de hızla büyüdü. Emlak satış hacmi 4 yılda 16 milyar dolardan 35 milyar dolara kadar yükseldi. Bu rakamlar 2007 yılında 30, 2006’da 24, 2005 yılında ise 22 milyar dolardı. Emlak satış rakamlarında İstanbul Türkiye’de en hareketli il olurken, Ankara 2’inci, İzmir 3’üncü, Konya 4’üncü ve Antalya da 5’inci sırada yer aldı. Yapılan araştırmalara göre ise İstanbul yatırım alanında cazip bir Avrupa şehri olarak dikkat çekiyor. Ekonomik krize rağmen Türkiye’de emlakçıların kazandığı komisyon gelirleri de yükseldi. 2007’de emlak satışlarından komisyoncu gelirleri 2 milyar dolardı. 2008’de sonunda 2 milyar 340 milyon dolar oldu. Emlak satışlarının yüzde 46’sı komisyoncular tarafından gerçekleştirildi. Bu pay 2000’de yüzde 20, 2004’te ise yüzde 35’ti.

İngilizlere 5 yıl kira garantili konut sattı
Liman Holding tarafından İstanbul Beylikdüzü’nde yapılan Eviva Rezidans konut projesinin yüzde 50’sini 1 ay içerisinde sattıklarını söyleyen International Realty Puls (IRP) CEO’su Hüseyin Altaş, "Bu konutları İngilizlere sattık. Onlara 5 yıl kira garantisi verdik. Bu dairelerin metrekaresine 900 İngiliz Sterlini aldık" dedi. Liman Holding’in ortakları arasında İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı İbrahim Çağlar’ın da bulunduğunu hatırlatan Hüseyin Altaş, şöyle konuştu: "Bu konutlar bizim için çok önemli. Türkiye’deki işlem hacmi hedefimizi 700 milyon dolar olarak belirledik. Bu çalışmaların yanı sıra Türkiye’de site yönetimi gibi işlerle de ilgileneceğiz. Ayrıca alışveriş merkezi yönetimi ve bahçe bakımı gibi çalışmalarda da bulunacağız."



Kaynak : Hürriyet