10 Aralık 2010 Cuma

Emlak Müşavirliği Kanunu ne zaman çıkacak ?

Merhaba Sayın meslekdaşlarım. Ben bu sektöre gireli 9 Yıl oldu, ben girdiğimden beri hatta, ben girmeden yıllar öncesinden beri konuşulan bir emlak müşavirliği kanunu  mevzu bu sektöre hakim; ha çıkıyor, ha çıktı derken nedense bi türlü çıkamıyor. Piyasa şartları giderek ağırlaşmakta ve kanunsuzluğun getirdiği açıktan yararlanan emlak portalları biz emlakçılar üzerinden zengin olmuş ve bizi müşterilerimiz olan gayrimenkul sahipleri ile rekabet eder duruma getirmişlerdir. Artık emlakçıya ne gerek var kendimiz de bedava ilan verip satıp kiralıyoruz diyenler yok mu? Bir kanunumuzun olmaması bu tip iş yapan web portallarına karşıda bir yaptırım yapmamıza engel durumdadır.
sahibinden.com, milliyetemlak, hürriyetemlak,...v.s. gibi sektörümüzden büyük paralar kazanan siteler malesef hala gayrimenkul sahiplerinin ücretsiz ilanlarını yayınlamaktalar. Bu konuda ne Esnaf ve Sanatkarlar odasının bir birimi olan Emlakçılar Odasının, ne İstanbul Ticaret Odasının göstermelik bir birimi olan Gayrimenkul Hizmetleri bölümünün ne de Emlakçılar federasyonunun bu konuda bir yaptırımı, bunu önlemeye yönelik girişimleri, tüm emlakçıları organize ederek bu sitelere üye olmanın önüne geçilmesi, bedava ilan verilmesinin önlenmesi için bir faaliyet göstermemektedir. Bugün bir daire sahibine gittiğinizde ".....com adresinden ilan verdik kendimiz satacağız, oğlum, kızım, yiğenim v.s. internete zaten ilan verdi size para kaptırmam" gibi rencide edici, küçük düşürücü sözlerle karşılaşmıyormusunuz? Bazıları artık emlakçıya ne gerek var yahu ben zaten internetten satış yapmaktayım demiyor mu?
İşler iyi iken bu tip sözleri ve müşterileri umursamıyordu kimse, ama artık sektörde daralma var, arz talep dengesi kalmadı, eski konutların satışı çok düştü, sıfırlarda ise zaten proje satışlarını firmalar müteahitler kendileri yapmakta. Belli lokal bölgelerde iş var artık en çok kapatan işyerleri emlak ofisleri. Çoğu firma sahibi kredi kartı borcu, kira borcuna batmış, ofis sekretarya maaşlarını ödeyemez hale gelmiştir. Ama işleri çok iyi gidenlerde yok mu var tabi ki gene var. Hatta bazı meslekdaşlarımız çok büyük paralar kazanmaktalar ama genelde öyle değil malesef. Bu iş artık ek geliri olmayan kişilerin yapamayacağı bu sektörde tecrübe sahibi olmayanların yaptığı bir iş oldu. Bu sektörde en çok emeklilerin olması normal çünkü kişinin bir evi varsa, geçinecek kadar da emekli maaşı varsa bu işte ek bir gelir olmaya devam eder. Hatta emekliler destekleme primi ödememenin de yolunu buluyor. Eşi emekli değilse onun üzerine, oğlu 18 üstü öğrenci ise onun üzerine ya da açmış birinin yanında kayıt dışı gözükmek sureti ile ortak çalışmaktalar.
Halbuki bir kanunumuz olsa, bir baro gibi, mali müşavirler odası gibi bizim haklarımızı, hukukumuzu koruyacak bir odamız olsa, ofisler denetlense kanuna aykırı işletmeler kendine çeki düzen verse, medya üzerinde ki haksızlıklara karşı bir yaptırımımız olsa iyi olmaz mı? Dizilerde, filimlerde en çok emlakçılık kötü gösterilmekte, Yılmaz Erdoğan'ın bir filminde Oto Hırsızlığı yapan karakter hırsızlığı bıraktığını artık emlakçılık yapacağını söylüyor. Bu sektörde gerçekten de çok sabıkalı emlakçı mevcut belli suçlar dışında gerçekten bu mesleği yapmaması gereken sabıkalı kişiler bu sektörde çalışmakta. Bunu engellemek de mümkün değil. Devlet en büyük vergi kaybını da Emlak sektöründe yaşamaktadır. Biz emlakçılar tapularda en çok işlem yapan, en çok kayıt dışı çalışan sektörüz. Halbuki bir meslek kanunu ile emlakçılara(bazı şartlara haiz olmak şatı ile) tapularda ki tüm satış işlemleri yapma yetkisi ve imza zorunluluğu gelse. Nakit satışlarda 500.000 TL'lik bir daire tapu da 60.000 TL gösterilerek devletin eksik harç alması önlense, düşünün 16.500 TL yerine 1.980 TL bir ödeme yaparak 14.520 TL eksik harç ödemiş olan birinden devlet ne kadar zarar etmekte. Kendine gelir yaratmak için akaryakıta zam yapacağına belli başlı meslek kanunlarını çıkartıp piyasalara çeki düzen verse çok büyük vergi gelirleri elde edecek. Tapu da Emlakçılar aracılığı ile işlem yapılması ve imza zorunluluğu gelse emlakçı da resmi komisyon bedeli üzerinden fatura keser devlet KDV ve gelir vergisinden de bir kayıp yaşamaz. Her halükarda hem sektöre hem de devletin vergi gelirlerine faydası olan bir durumdur. Ama malesef bu konu hakkında da hükümetin bakanların bir fikri olduğunu sanmıyorum. Kayıt dışı çalışan ve çok büyük kayıtdışılığın olduğu bir sektör kime yarar? Tabi kara para aklayacak kişilere yarar, en güzel kara para aklama gayrimenkul sektöründe olmaktadır bu yüzden.
Bir Meslek kanunumuz olmadığı için,
1-) Kayıt dışılık artmaktadır.
2-) Tapular da yapılan usulsüzlüklerden devlet ve vatandaş zarar görmektedir.
3-) Devletin Eksik Harçlardan dolayı, KDV ve Gelir Vergisi yönünden çok büyük bir gelir kaybı vardır.
4-) Devlet zamanında tespit etmediği harçları daha sonraki incelemelerde tespit ederek büyük cezalar kesmekte bu da vatandaşı mağdur etmektedir. Burda vatandaş çoğu zaman bilmediklerinden veya ehliyetsiz emlakçıların yanlış yönlendirmesi yüzünden bu durumları yaşamaktadırlar.
5-) Bu sektörde çalışanların bir güvencesi, hukuki dayanağı olmaması çok büyük bir ayıptır. Hükümetin bir an önce bu ve benzeri meslek kanunlarını bir an önce çıkartmalıdır.
6-) Bu mesleği yapan emlakçıların bir an önce örgütlenerek bizden haksız kazanç sağlayan emlak satış portallarına üyeliklerimizi yenilemeyerek tavrımızı göstermeliyiz hatta bu konuda protesto mailleri atılmasını da tavsiye ediyorum.
7-) Bundan sonra da vergi mükellefi olmaya, oda kaydı olmayan emlakçıların ilan vermesini önlememiz gerektiğini düşünüyorum bizim gibi kanunlara uygun çalışanların haklanının yenmemesi için hakkımızı aramalıyız.
Bu konuda destek mesajlarınızı da bakliyorum. Kanun çıkartacağız diye ortada gezen toplantılar düzenleyen oda ve federasyon başkanlarının artık harekete geçmesini şu yasama döneminde meslek kanunumuzun da çıkacak kanun taslakları sıralamasında gözükmesini temenni ediyorum.
Marmara 34 Gayrimenkul
Mehmet Alpaslan BOLAT
alpbolat@marmara34.com


Size tümüyle hak veriyorum. Fakat öyle bir durum varki derinlerde, kanunun çıkmaması çok normal diye düşündüm bir kaç yıl önce. Babam, Bursa Emlakçılar Derneğinin Kurucu üyesiydi, Yüksek okulda emlak yönetimi bölümünde öğretim görevlisiydi. 30 yıl önce emlakçılık yapmaya başladı, 25 yıl önce bir yurt dışı seyehatinde profesyonel bir emlak şirketi sahibiyle tanışmış ve onların sistemini dinlemiş. Bursaya döndüğünde bir gecede karar verip bir masa ve sandalyeyle yaptığı emlakçılık işini kurumsal olarak büyütebileceği bir emlak şirketi haline getirme kararı almış.Başarılı olmuş diyebilirim, çünkü o yıllarda Bursada yaşayanların hangisine sorarsak soralım 20 yıl boyunca "Şirketin Bursada çok güçlü bir şöhreti olduğunu, ilanların neredeyse Bursanın 4/3'ünü kapladığını" söylerler. Nerde kalmıştık? Babam seyehatten döndükten sonraki hafta firmasını kapatıp, eski ismiyle bir emlak şirketi kurmuş (Anonim Şirket) ve inanın sektördeki kanun açığını kapatmaya çalışanlarla beraber savaş vermiş. Konuyla ilgili gitmedikleri Bakan görüşmedikleri Vekil kalmamış ama hiç bir şeyi değiştirememişler, sadece yazılı sözleşmelerle çalışıp komisyon ödemekten kaçan insanların mahkemelik davalarıyla uğraşmışlar. O mahkemelerde %110 haklı ve sözleşme olmasına rağmen bazılarında davayı kaybetmişler. Yıllar geçtikçe, ilerleme olacağına kanunun çıkması dahada zorlaşmış. 3 yıl önce babam, emlak şirketini yazıklar olsun deyip kapattı. Bizler onun yanında yetiştik ve ailemizin çoğu şimdi emlakçı, kimi remax acentesi, kimi turyap, kimi century 21, kimi de kendi adını taşıyor. Mesela ben, kendi adımı taşıyan bir firma kurdum. Babam neden usandığını şöyle anlatıyor.! Görüştüğü her vekil her bakanın bir akrabası emlakçılık yapıyormuş, anladığı kadarıyla bu işten çok büyük kazançlar sağlıyorlarmış ve durumdan çok memnun olan bu ayaklı, arkası güçlü emlakçılar, dayılarına, amcalarına, eniştelerine, abilerine baskı yapıyorlarmış, "sakın kanun manun çıkartmayın böyle iyi gidiyor hep beraber kazanıyoruz işte" diyorlarmış. Emlakçılık yapmak o kadar kolay geliyorki insanlara 100mt de en az 5 emlak dükkanı var artık Bursada. Bazı Belediyeciler, yakınlarına ve kendisine kazanç sağlamak için tarla olarak köylülerden aldıkları yerlere bir kaç sene sonra imar çıkartıp rant sağlıyorlar. İmar çıkartmakta zorlanırlarsa imar çıkabilirmiş gibi spekülasyonlar yaratıyorlar. Vekillerin/Bakanların kardeşleri, dayıları, abileri, enişteleri bir emlak firması kuruyor. Örn: Ülkemizin Cumhurbaşkanlığını yapmış birinin kızı bile emlakçılık yapmakta. Parti başkanlarının oğulları emlakçı, onlar para kazanabiliyor çünkü arkalarında güç var, nereye el atsalar amaçlarına ulaşabiliyorlar.


- Ben size daha geçen sene yaşadığım bir olayı anlatabilirim. Bursada yapılan bir AVM'nin kira yönetimi için günlerce uğraş verdik, binlerce lira masraf yaptık, İstanbula toplantılara geldik gittik ve en sonunda ön protokol yaptık el sıkıştık. Sözleşme yapmak için gün belirledik. Sözleşme gününden iki gün önce bize bir telefon geldi. Telefonda, İstanbulllu bir emlak şirketi bizimle beraber çalışmak için randevu talep etti. Buluşup konuşmaya başladıklarında ağızımız açık kaldı. Randevumuzda bizim ön protokol yaptığımız ve iki gün sonra sözleşmesini yapacağımız AVM'nin kiralama işini kendilerinin aldığını ve bizim yardımımızı istediklerini söylediler. Bize resmen şunu dediler " Biz esas parayı kazanacağız, sizde bize yardım edinde, bizim kazancımızın %10'u sizin olsun " . Şaşırdık çok şaşırdık, biz iki gün sonra yapacağımız sözleşmeyi beklerken bir yerden bir güç geldi ve işi hemen elimizden çaldı. Bu güç kim olabilirdi acaba diye biraz araştırdık ve karşımıza seçimlerde oy verdiğim partinin genel başkan yardımcısının emlak şirketi sahibi oğlu çıktı. İşte böyle bir rant emlakçılık denilen şey. Birileri kanun çıkartalım derken, başka birileri buna karşı çıkıyor. Karşı çıkanlar genellikle çok para kazananlar. Çok para kazananlar birilerinin oğlu veya kardeşi... Bu oğul ve kardeşler yolunu buldukları için, buldukları yolda herhangi bir değişiklik olmasını istemiyorlar...

Yazınızı okudum ve size sonsuz hak verdiğimi bilmenizi istedim. Uzun yıllardır umuyorumki bir gün emlak sektörümüzünde ciddi bir kanunu çıkacak. Bizlerinde sözleşmeli mükellefleri olacak, mükelleflerimiz adına işlem yapma yetkilerimiz olacak. sahibinden/hürriyet/milliyet gibi emlak siteleri hiç bir ilanı parasız yayınlamayacak, paralı yayınladıklarında insanlar para vermek yerine profesyonel bir emlak şirketiyle anlaşayım ve ona göre sözleşme yaparım diyecek. Gazeteler sahibinden ilan alma yetkisine sahip olamayacak emlak ilanlarını sadece emlak şirketleri verebilecek. Camlarda sahibinden yazıları olamayacak, çünkü bu konuyla ilgili gezici müfettişlerin ceza kesme yetkisi olacak. Bakalım olması gereken ne zaman olacak? :)



Saygılar Mehmet Bey

Yüce Olgaç

1 Aralık 2010 Çarşamba

İstanbul''a yapay ada yapılacak

Dev yolcu gemilerinin yanaşacağı liman ve oteller projesinin inşasına 2011 yılında başlanacak




Denizde 1 milyon metrekarelik alanın 49 yıllığına kiralanması ihalesini kazanan Rönesans İnşaat''ın sahibi Erman Ilıcak, 4 yılda kamu kurumlarından toplam 2 bin imza alarak projeyi hayata geçirme aşamasına geldiklerini açıkladı. Zaman''ın haberine göre, başlangıçta Zeyport olan kruvaziyer limanı ve oteller bölgesi projesinin ismini Ataport olarak değiştirdikleri projeye başlamak için yaşadıkları ''2 bin imzalı bürokrasiye'' sitem eden Erman Ilıcak, bundan sonra sadece kendi satın aldığı arsalarda yatırım yapacağını söyledi.



Erman Ilıcak, Rusya''nın ikinci büyük ve turistik şehri St. Petersburg''da inşa etmekte olduğu 195 odalı, 65 milyon Euro''ya malolacak ve 2011 yılı Mart ayında hizmete açılacak otelin işletmesini Crowne Plaza''ya devretti. Ilıcak, devir için düzenlenen imza töreninin ardından Türkiye''deki basın kuruluşlarının Moskova temsilcilerinin sorularını cevapladı. Ataport''un, Zeytinburnu sahilinde denizin doldurulmasıyla yapılacak büyük bir adayı oluşturduğunu anlatan Ilıcak, "Projeye 2011''de başlayacağız." dedi. Anıtlar Kurulu''nun projeye sınırlamalar getirdiğini belirten Ilıcak, "Dünyadaki örneklerine bakarak güzel şeyler yapmaya çalıştık. Ondan sonra Anıtlar Kurulu''na tosladık. Sonuçta gerçek olan şu: Bu yanlış işi Allah''tan yapmadık. O müdahaleyle daha farklı daha güzel bir yere geldi proje. Bu değişiklikle proje daha güzelleşti. Anıtlar Kurulu''nun sınırlamalarıyla İstanbul''a daha yakışır proje oldu." diye konuştu.



Ilıcak''ın açıklamasına göre bugün denizyoluyla İstanbul''a gelen 450 bin turist sayısı Ataport ile 2,5 milyona çıkacak. Zengin turistleri taşıyan büyük yolcu gemisi kruvaziyerlerin yanaşabileceği liman Ataport''ta olacak. Gelen turistlerin konaklayabileceği Cannes şehrindeki benzeri bir ada ortaya çıkacak. Proje 4 yılda bitecek. Rönesans yapay adayı parsel parsel yatırımcılara pazarlayacak. Yatırımcılar parsellere otel yapabilecek. Proje bittiğinde 70 bin kişiye istihdam sağlanacak. İnşaat sürecinde 1 milyon metrekarede 4 yıl boyunca 15-20 bin kişi çalışacak. Ataport''ta deniz içinde 10 tane otel planlanıyor. 49 yıl sonra Ataport''un sahibi sözleşme gereği devlet olacak.



Kaynak: Haberturk

Metrekare Fiyatları Artıyor

Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı''nın Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği, Resmi Gazete''nin bugünkü sayısında yayımlandı.




Emlak vergisine esas olmak üzere 2010 yılında uygulanacak ''''bina metre kare normal inşaat maliyet bedelleri'''', geçen yıla göre yüzde 12-25 arasında artırıldı.



Tebliğ ile Emlak Vergisine esas olmak üzere çelik karkas, betonarme karkas, kagir, yığma kagir, ahşap, taş duvarlı ve gecekondu tarzı binalar ile diğer basit binaların metre kare normal inşaat maliyet bedelleri tespit edildi.



Tebliğe göre, emlak vergisine esas alınacak fabrika, otel binalarının metre kare inşaat maliyetleri yüzde 12, sinema ve tiyatro binaları ile meskenlerinki yüzde 25 artırıldı.



Buna göre, bu yıl için 1151,24 lira olan mesken olarak uygulanan lüks inşa edilen çelik karkas binalarda ortalama maliyet, 2010 yılı için 1439,05 liraya, betonarme karkas binalarda 701,36 liradan 876,70 liraya, yığma kagir binalarda 550,53 liradan 688,16 liraya yükseltildi.



Birinci sınıf mesken inşaatlarında ise çelik karkas binanın ortalama metre kare maliyeti 756,54 liradan 956,93 liraya, betonarme karkas binanın metre kare maliyeti 438 liradan 547,50 liraya, yığma kagir binanın maliyeti ise 356,62 liradan 445,77 liraya, ahşap binalarınki 602,96 liradan 753,70 liraya çıkarıldı.



Basit gecekondu tarzı binaların metre kare maliyeti ise 35,39 liradan 44,24 liraya yükseltildi.



Gelecek yıl için emlak vergisinin hesaplanmasında, mesken olarak inşa edilen basit çelik karkas binaların inşaat metre kare maliyeti 188,22 lira, betonarme karkas binaların metre kare maliyeti 144,96 lira, yığma kagir binaların maliyeti ise 68,68 lira olarak uygulanacak.



Ortalama metre kare maliyet, 1. sınıf fabrika ve imalathanelerde, çelik karkas binalar için 534,96 lira, betonarme karkas binalar için 438,23 lira olarak belirlendi.



Lüks otel inşaatlarında, çelik karkas binaların ortalama maliyeti bin 305,14 lira, betonarme binaların ortalama metre kare maliyeti 1097,39 lira, lüks sinema-tiyatro inşaatlarında çelik karkas binaların metre kare maliyeti 1456,63 lira, betonarme karkas binaların ortalama maliyeti 1176,69 lira lira olarak uygulanacak.



Emlak vergisinin hesaplanmasında, lüks hastane binası inşaatlarında ortalama maliyet de çelik karkas binalarda 1381,48 lira, betonarme karkas binalarda ise 1112,34 lira olarak dikkate alınacak.



Tebliğ uyarınca, özellik arz eden binaların vergi değerinin hesaplanmasında, otel, sinema, tiyatro, iş yeri gibi kullanış amacına göre, varsa bir üst inşaat değerinin ortalama rakamı esas alınacak. Bir üst sınıfa ait inşaat değeri yoksa tespit edilen inşaat sınıfındaki ortalama değer yüzde 50 artırılarak değerlendirme yapılacak. İnşaat türü için metre kare normal maliyet bedeli belirlenmemiş ise bu sınıfın altında belirleme yapılmış ilk sınıfa ait ortalama rakam yüzde 50 artırılarak uygulanacak. Hafif prefabrik binalar, yığma yarı kagir bina gruplarında değerlendirilecek.



Metre kare normal inşaat maliyet bedellerinin ortalamaları esas alınacak. Metre kare normal inşaat maliyet bedelleri, asansör, kalorifer veya klima tesisatı maliyetini içermiyor. Binada bunlar yer alıyorsa, bedellere, kalorifer veya klima için yüzde 8, asansör için yüzde 6 ilave yapılacak.



Kaynak: emlaktimes.com

İmar kanunu değişecek

Bakan Demir, İmar Kanununda değişiklik öngören hükümet tasarısını bu dönemde yasalaştırmayı planladıklarını belirtti.


Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Yapı Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen ''22. Uluslararası Ankara Yapı Fuarı''nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dünyada ekonomik büyüklük olarak çok iyi bir seviyeye geldiğini, artık G-20 zirvesinde çok etkin söz sahibi bir ülke konumunda olduğunu söyledi.




Türkiye'nin her geçen yıl bu konumunu daha da iyiye götürme noktasında mesafe kat edici çalışmalarını hızla devam ettirdiğini belirten Demir, ''Bugünkü kriz ortamında dahi zorlukları aşa aşa çalışma gücüyle birlikte iyi bir gelecek vizyonuyla sağlıklı bir şekilde geleceğe emin adımlarla yürümektedir'' dedi.



Türkiye'nin geçen yıl yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde dünyada 2. sıraya yükseldiğini anımsatan Demir, bu durumun da Türkiye'nin önüne bu alanda ''birinci olabiliriz'' hedefini koyduğunu kaydetti.


Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, İmar Kanununda değişiklik öngören hükümet tasarısını bu dönemde yasalaştırmayı planladıklarını belirtti.




Demir, Yapı Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen ''''22. Uluslararası Ankara Yapı Fuarı''''nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye''nin dünyada ekonomik büyüklük olarak çok iyi bir seviyeye geldiğini, artık G-20 zirvesinde çok etkin söz sahibi bir ülke konumunda olduğunu söyledi.



Türkiye''nin her geçen yıl bu konumunu daha da iyiye götürme noktasında mesafe kat edici çalışmalarını hızla devam ettirdiğini belirten Demir, ''''Bugünkü kriz ortamında dahi zorlukları aşa aşa çalışma gücüyle birlikte iyi bir gelecek vizyonuyla sağlıklı bir şekilde geleceğe emin adımlarla yürümektedir'''' dedi.



Türkiye''nin bu yürüyüşüne en çok katkı sağlayan sektörlerden bir tanesi inşaat ve yapı olduğunu ifade eden Demir, bu organizasyonun da bu noktada önemli olduğunu söyledi.



Türkiye''nin geçen yıl yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde dünyada 2. sıraya yükseldiğini anımsatan Demir, bu durumun da Türkiye''nin önüne bu alanda ''''birinci olabiliriz'''' hedefini koyduğunu kaydetti.



İmar kanununda değişiklik



Demir, kanununda değişiklik öngören hükümet tasarısının komisyondan geçtiğini ve Mecliste yasalaşmayı beklediğini anımsatarak, şunları söyledi: ''''Tasarı, 27, 28, 42 ve 44. maddelerde bir değişiklik öngörüyor. Bu müteahhitlik sistemine bir sicil kayıt sistemi getiriyor.



Bir de inşaatlarda artık belgeli usta çalışmasının önünü açan bir sistem hayata geçtiğinde yapı sektörümüzde özellikle... Bir de fenni mesuliyet sisteminde ilave düzenlemeler getiriyor.



Standart dışı, kalitesiz malzeme kullanımını ve inşaat imalatlarında işi temiz, düzgün yapabilecek belgeli eleman çalıştırılmasının önünü açıyor. Bir de Anayasa Mahkemesinin bir iptal gerekçesiyle ilgili ruhsata aykırı yapılarla ilgili ceza sistemini yeniden düzenleyen 4 maddelik bir değişiklik. Bu yapı sektörümüze çok ciddi anlamda bir kalite, vasıf kazandıracak ve getirecek.''''



Demir, tasarıyı, bu dönemde yasalaştırmayı planladıklarını söyledi.



Bakan Demir, kaliteli malzemenin üretiminden dolaşımı ve kullanımına varana kadar takip edilmesinin bakanlığın ana görevlerinden biri olduğunu ifade ederek, ''''Kaliteli, güvenli ve emniyetli bir yapıyı oluşturma noktasında bakanlığımızın görevine ciddi anlamda katkı sağlayacak bir yasa çalışması. Komisyon raporu olarak şu anda Meclisin gündeminde, görüşülmeyi bekliyor. Bu sektörümüz için çok önemli bir yasa'''' diye konuştu.



Demir, sel felaketinin önlenmesine yönelik çalışmalara hız verdiklerini belirtti. Afet öncesi tedbir çalışmaları kapsamındaki dere ıslahlarıyla ilgili çalışmaların da DSİ tarafından yapıldığını söyledi.



Bakanlığın asıl görevlerinin güvensiz yapı stoğunun tespiti olduğunu belirten Demir, şöyle devam etti:



''''Bunun tespiti noktasında ciddi çalışmalarımız var. Yapı envanteri dediğimiz. Bunları mümkün olan en kısa zamanda tamamlayıp tüm Türkiye''deki yapı stoğumuzun kayıtlarını tutup, onları inceleyip ve depreme karşı dayanıklılığını tespit edeceğiz.



Bu tespitler neticesinde kategoriye ayırıp, yıkılması gereken yapıların tespit edilip yıkılması, dönüşüme tabi tutulacak genel yapı ve kent dokuların tespit edilmesi halinde ise bununla ilgili Kentsel Dönüşüm Kanun Tasarısında çalışmalarımız devam ediyor. Yürürlüğe girmesiyle Türkiye''de çok yakın bir gelecekte artık depreme karşı dayanıksız yapılarımızı veya yapı dokularımızı hızla dönüştüreceğiz. Bunun altyapı çalışmalarını hızlı bir şekilde devam ettiriyoruz.''''

Kooperatifler kanunu değişiyor

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu, tali komisyon olarak ele aldığı Kooperatifler Kanunu ile ile Bazı Kanun ve KHK'lerde Değişiklik Yapan Kanun Tasarısını benimsedi.

TBMM - Tasarı hakkında bilgi veren Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hami Yıldırım, 26 türde, 87 bin 849 kooperatif bulunduğunu, bunlardan 59 bin 129'unun yapı kooperatifi olduğunu söyledi. Yıldırım, kooperatiflerin yaklaşık 8,5 milyon üyesinin olduğunu bildirdi.




Yıldırım, yapı kooperatiflerinin, ''konut yapı kooperatifi'', ''küçük sanayi sitesi yapı kooperatifi'' ve ''toplu işyeri yapı kooperatifi'' olarak üçe ayrıldığını belirtti.



AK Parti İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, genel kurulların yapılmadığı veya gecikmeli yapıldığı gerekçesiyle binlerce dosyanın yargıya taşındığını ifade ederek, bunların gereksiz yere mahkemelere intikal ettirilmemesini istedi.

AK Parti Bursa Milletvekili Ali Koyuncu, kooperatiflerde yetki karmaşası bulunduğunu ifade ederek, aynı dallarda, farklı bakanlıklara bağlı kooperatiflerin olduğunu söyledi. Koyuncu, ''Kooperatifçiliği adam gibi yapacaksak, ihtisas kooperatifleri veya birlikleri oluşturmalıyız. Ya da kooperatifçilikle ilgili bakanlık kurulması gerekir'' dedi.




CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, kooperatiflerin tek çatı altında toplanmasını veya bununla ilgili bir bakanlık oluşturulmasını önerdi.



AK Parti Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk de vatandaşların konut, işyeri ya da yazlık sahibi olmak için kooperatiflere girdiğini ancak 20 yılı bulan inşaatların olduğunu söyledi. Ertürk, kendisinin de daha önce kooperatif başkanlığı yaptığını anlatarak, ''Kooperatif başkanıyım demeye utanır hale gelmiştim, insanlar farklı gözle baktılar'' diye konuştu.



BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici de kooperatiflerin tek bakanlık bünyesinde toplanmasını ve yeni bir bakanlık ihdas edilmesini istedi.



Komisyon, görüşmelerin ardından tasarıyı tali komisyon olarak benimsedi.



TASARI NE GETİRİYOR?

Tasarıya göre, yapı kooperatifleri ve üst kuruluşlarıyla, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ilgili olacak, bakanlık, bunlarla ilgili görevleri üstelenecek.



Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, yapı kooperatifçiliğinin gelişmesi için önlemler alacak, bu kooperatifler ve üst birliklerinin kurulmasına, işleyişine, tasfiyesine, denetlenmesine, yapı kooperatiflerinin kuruluş kayıtlarının ve sicillerinin tutulmasına dair işlemleri yapacak, denetlemede bulunacak.



Yapı kooperatifleriyle ilgili görevler, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının görevleri arasından çıkarılarak, Bayındırlık ve İskan Bakanlığına devredilecek.



Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca başlatılan veya planlanan işler, bunlara dair her türlü hak, yetki ve görevler, Bayındırlık ve İskan Bakanlığına devredilecek.



Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, yapılan iş ve işlemlerden dolayı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının taraf olduğu işlemlerde ve sözleşmelerde taraf olacak.



Bayındırlık ve İskan Bakanlığının personel ve teşkilat yapısı, yapı kooperatifleriyle ilgili görevleri yürütmeye hazır hale getirilinceye kadar, ihtiyaç duyulan personel, kanunun yürürlük tarihinden itibaren 1 yıl süreyle geçici olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca görevlendirebilecek.



Komisyon, ayrıca Türkiye'nin, Etiyopya, Tanzanya ve Bahreyn ile tarım alanında imzaladığı uluslararası sözleşmelerin onaylanmasını uygun bulan 3 kanun tasarısını da tali komisyon olarak benimsedi.

Yabancıların gözü Alanya'da

Türkiye'den mülk satın alan 100 bin 623 yabancının 23 bin 45'i Alanya'yı tercih etti. İşte ''Yabancıların Mülkiyet Edinimleri'' raporunun sonuçları...


ALANYA - Alanya Ticaret ve Sanayi Odası'nın, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine dayanarak hazırladığı ''Yabancıların Mülkiyet Edinimleri'' raporunda, Alanya'da mülk satın alan yabancıların sayısının 23 bin 45'e ulaştığı, bu kişilerin satın aldığı mülk sayısının ise 17 bin olduğu bildirildi.




Raporda, Türkiye'de daire satın alan toplam yabancı sayısının 44 ülkeden 100 bin 623 olduğu, Alanya'dan mülk satın alan yabancı oranının, Türkiye'de mülk satın alan yabancıların yüzde 22,90'ını (yaklaşık dörtte biri) oluşturduğu bilgisine yer verildi.



Türkiye'de yabancıların edindiği mülk sayısı ise 88 bin 900 olarak açıklandı.



İNGİLİZLER DE ALMANLAR DA BİRİNCİ

Rapora göre, Türkiye'de mülk edinen yabancılar arasında İngilizler birinci, Almanlar ikinci, Yunanlılar üçüncü sırada yer alıyor. Ancak Almanlar'a ait mülk sayısı, İngilizler'den fazla.



30 bin 710 İngiliz, Türkiye'de 21 bin 421 mülk edinirken, 21 bin 678 Alman'ın 26 bin 365 mülk edindiği görüldü. 10 bin 902 Yunanistanlı, Türkiye'den 9 bin 954 mülk edinirken, bu kişilerin çoğunun Yunan asıllı Türkler olduğu bilgisine de raporda yer verildi.


ARAZİ SATIN ALANLAR ÇOK DÜŞÜK


Türkiye'den mülk edinen yabancıların yüzde 95'den fazlasının konut satın aldığı, arazi satın alanların oranının ise yüzde 5 civarında olduğu da kaydedildi. Alanya'dan mülk edinen yabancıların ise yüzde 99'unun konut satın aldığı ifade edildi.



İLK SIRADA ALMANLAR VAR

Alanya'da mülk edinen yabancılar arasında ise Almanlar'ın birinci sırada yer aldığı görülüyor. 4 bin 655 Alman'ın 3 bin 287 mülk edindiği Alanya'da, 4 bin 266 Danimarkalı 3 bin 235 mülkün sahibi oldu. Alanya'da 3 bin 181 İrlandalı, 3 bin 160 Hollandalı, 2 bin 621 Norveçli ve 1580 İngiliz, mülk edinmiş durumda.



İSTANBUL DÖRDÜNCÜ SIRADA

Türkiye'de yabancıların mülk edinme konusunda tercih ettikleri iller sıralamasında 26 bin 202 taşınmaz ile Antalya birinci, 12 bin 605 taşınmaz ile Muğla ikinci, 10 bin 401 taşınmaz ile Aydın üçüncü, 10 bin 9 taşınmaz ile İstanbul dördüncü sırada yer aldı.



Yerleşim birimleri bazında bakıldığında, 17 bin mülk ile Alanya'nın, Türkiye'de birinci sırada yer aldığı görülüyor.



İŞTE YILLARA GÖRE SATIŞ MİKTARLARI

Yıllara göre, Alanya'daki mülk satışlarına bakıldığında, 2005 yılından itibaren satışlarda düşüş yaşandığı yolundaki iddiaların da gerçeği yansıtmadığı görüldü. Yabancıya mülk satışında patlamanın yaşandığı 2003 yılında Alanya'daki yabancılara ait mülk sayısı 3 bin 496 oldu.



2005 yılında 7 bin 249'a ulaşan bu rakam, da artmaya devam ederek 2006'da 9 bin 331'e, 2007'de 12 bin 832'ye, 2008'de 14 bin 406'ya, 2009 yılında ise 17 bine ulaştı.



ALTSO'nun verileri 2009 yılı sonuna kadar olan süreyi kapsadığından 2010 yılının 10 aylık bölümünde de en az 2 bin dairenin daha satılmış olmasının muhtemel olduğu ve Alanya'daki yabancılara ait mülk sayısının 19 bini bulduğu bildirildi.



Raporda, Türkiye'den mülk satın alan Almanlar'ın 21,47'si, İrlandalılar'ın yüzde 47,68'i, Danimarkalılar'ın yüzde 78,77'si, Hollandalılar'ın yüzde 60,99'u, Finlandiyalılar'ın ise yüzde 84,87'sinin Alanya'yı tercih ettiği görüldü.



KONUT ALAN YABANCILAR ALANYA'DA YAŞIYOR

Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi'nin verilerine göre, ilçede oturma izni bulunan 22 bin 715 yabancı uyruklu bulunuyor. Bu da, ilçede ev alanların ticari amaç taşımak yerine ilçede yaşamayı hedeflediği şeklinde yorumlanıyor.



Alanya'da oturma izni bulunan yabancılar arasında Ruslar birinci sırada yer alıyor. 4 bin 499 Rus'un oturma izni aldığı Alanya'da 3 bin 755 Danimarkalı, 3 bin 734 Alman, 1086 Norveçli, 984 Hollandalı'nın oturma izni bulunuyor. Karşılıklılık ilkesi bulunmadığı için daire satın alamayan Ruslar'ın, daire satın alabilmek için oturma izni aldıkları kaydedildi.



İlçede yaşayan yabancıların 3 bin 139'unun çalışma izni bulunurken, bu alanda da Ruslar birinci sırada görülüyor. Alanya'da yaşayan bin 29 Rus'un çalışma izni bulunuyor.



Sadece tapu alabilmek için oturma izni alan Rus sayısının bin 582 olduğu da belirtilen Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına göre, ilçede Türklerle evli yabancı sayısının bin 603 olduğu belirtiliyor.



GAZİPAŞA HAVAALANININ ULUSLARARASI UÇUŞLARA AÇILMASI İLE BÜYÜK ARTIŞ YAŞANACAK

Alanya Emlak Komisyoncuları Derneği (ALEKOD) Başkanı Kerim Balıktay, Alanya'da yılda ortalama 2 ile 3 bin arasında daire satıldığını, 2010 yılının 10 aylık diliminde de 2000 civarında gayrimenkulün satıldığını belirterek, bunun da Alanya'nın ne derece potansiyeli olduğunu gösterdiğini söyledi.



Gazipaşa havaalanının uluslararası uçuşlara açılması halinde, Alanya'da gayrimenkul satışlarında büyük bir patlama yaşanacağını vurgulayan Balıktay, şöyle konuştu:



''Bilindiği gibi Türkiye'nin gayrimenkul satışlarının yüzde 23 gibi bir diliminin Alanya'da satılması, Alanya'nın bu sektörde ne denli bir önem taşıdığını gösteriyor. Ancak biz hala iddia ediyoruz: Avrupa'da Türkiye'yi ve Alanya'yı yeterince tanıtamıyor ve bu konuda yeterince çalışmalarda bulunamıyoruz. İspanya, emlak sektörünü emlak turizmi olarak lanse etmiş ve bugüne kadar iki milyonun üzerinde konut satmıştır. Fakat biz Türkiye olarak sadece 90 bin civarında gayrimenkul satmışız. Bu da gösteriyor ki bizim daha katetmemiz gereken çok mesafe var. İspanya gibi ülkeler devlet bütçesinden emlak turizminin tanıtımı için milyarlarca Euro harcarken biz henüz önümüzdeki havaalanını bile açamıyoruz.''



20 BİNDEN FAZLA HAZIR KONUT VAR

Alanya'da altyapısı ve çevre düzeniyle tam anlamında bitmiş 20 binden fazla konut bulunduğunu dile getiren Balıktay, bu konutların hepsinin alıcısını beklediğini ifade ederek, ''Eğer bu konutları satamıyorsak eksikliklerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum'' dedi.



Alanya'daki inşaatların Avrupa standartlarında olduğunu da söyleyen Balıktay, şöyle konuştu:



''Bu kadar kaliteli yapıların, Avrupa Birliği ülkelerindeki kriz nedeniyle satılamaması nedeniyle bizi gayrimenkul almak isteyen ancak henüz karşılıklılık ilkesi bulunmayan ülkelere, yani Kazakistan, Azerbaycan, İran ve Kuveyt gibi doğu ülkelerine yönelmeye itmiştir. Bilindiği gibi bu ülkeler gayrimenkul için büyük bir potansiyel. Bu ülkelerle karşılıklılık ilkesi imzalanırsa, inanıyoruz ki ülkemize milyarlarca avro nakit girecektir. Bu da ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak, Alanya'da yaşayan tüm kesimleri 2004 deki hızlı canlanmaya tekrar götürecektir.'' ,



12 AY TURİZM

Alanya'daki gayrimenkullerin tamamının satılması halinde turizmin 12 aya yayılmış olacağını da ifade eden Balıktay, İspanya'nın örnek alınması gerektiğini söyledi. İspanya'da emlak satışının inşaat değil, turizm sektörü olarak adlandırıldığının altını çizen Balıktay, ''Ülkemizdeki yeni moda (her şey dahil) sistemi tüm sektörleri vurmuştur. Bu bilinen bir gerçektir. Bunu aşmak için emlak turizmine verilmesi gereken önem bir kez daha ortaya çıkıyor. Bazı ülkeler emlak satabilmek için sahte cennetler yaratırken, biz elimizdeki gerçek cennetten faydalanamıyoruz'' dedi.

İstanbul'a 'galaksisi' olan AVM yapılıyor

Tatilya'nın yerine yapılacak olan ve 2012'nin sonbaharında açılışması beklenen Marmara Park Alışveriş ve Eğlence Merkezi'nde ''Lunaryum'', ''Solaryum'' ve 'Galaksi Köprüsü'' olarak adlandırılan çeşitli bölümler bulunacak

İSTANBUL - Ece Türkiye, Beylikdüzü Esenyurt bölgesinde, 220 milyon Euro yatırımla, ''galaksi'' temalı Marmara Park Alışveriş Merkezi'ni yapacak.




Yaklaşık 100 bin metrekarelik brüt kiralanabilir alan ve ortalama 4 bin araçlık otoparkı ile Marmara Park AVM'de 250'den fazla mağaza, dev bir hipermarket, bir yapı market, elektronik mağazası, sinema, eğlence parkı ve hazır giyim mağazaları bulunacak.



Tatilya'nın yerine yapılacak olan ve Ocak 2011'de inşaatına başlanarak, 2012'nin sonbaharında açılışının gerçekleştirilmesi planlanan Marmara Park Alışveriş ve Eğlence Merkezi'nde ''Lunaryum'', ''Solaryum'' ve 'Galaksi Köprüsü'' olarak adlandırılan çeşitli bölümler bulunacak.



Eğlence alanları, Galaksi temalı Eğlence Merkezi, Uzay Parkı ve Uzay Müzesini de içinde barındırıyor. Marmara Park, özellikle çocuklar için güneş ve ay sisteminin gizemlerini, galaksilerin mucizelerini ve uzayın sonsuzluğunu eğlenerek öğrenecekleri bir merkez işlevi görecek.




ECE Türkiye Genel Müdürü Andreas Hohlmann, 220 milyon Euro'luk yatırımla en büyük alışveriş merkezlerinden birisinin uygulamasını gerçekleştirmeyi planladıklarını belirterek, ''4 bin kişilik bir istihdam yaratma hedefimiz var'' dedi.



Hohlmann, dükkanların tamamının kiralık olduğunu, yatırımcı olarak hiçbir zaman satmayı düşünmediklerini ifade ederek, ''Kontrol tamamen kendi ellerimizde olmalı'' dedi.



Hohlmann, 82 milyon nüfusu ve ortalama yaşı 46 olan Almanya'nın her sene nüfusu 500 bin azalırken, ortalama yaşı 28 olan 72 milyonluk Türkiye'nin nüfusunun ise her sene 500 bin kişi arttığına işaret ederek, ''Genç ve dinamik bir nüfusu var. Özellikle orta sınıfın büyüdüğünü çok rahatlıkla görebiliyoruz. Almanya'da 30 yıldaki gelişmeyi biz Türkiye'de 10 sene içinde bekliyoruz. Bir 10 yıl daha değil çok uzun yıllar burada kalmayı düşünüyoruz" diye konuştu.



''GETİRİYİ 12 KAT ARTIRIYORUZ''

İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Genel Müdürü Turgay Tanes de, Real'in, İş GYO'ya ait bir bina olduğunu, iki yapının birbirine geçişlerinin olmasını sağladıklarını, AVM'nin bir parçası gibi gözükeceğini belirtti.



Tanes, Marmaray projesinin Beylikdüzü ve daha ileriye gideceğini, istasyonlarından birinin de büyük bir ihtimalle Marmara Park'ın hemen yakınlarında olacağını kaydetti.



Yıkılan Tatilya binasının yılda 500 bin dolar kira geliri getirdiğini ifade eden Tanes, 'Hem Tatilya'nın olduğu bölümü, hem ilave arsalarımızı birbirine birleştirip 2 yabancı ortakla... Metro Real grupla bir anlaşma yaptık ve inşaat bitti. Şimdi Marmara Park... İkisinin toplamından gelecek kira minimum 6 milyon dolar. 500 bin dolar olan portföyümüzdeki bir getiriyi 12 kat artırarak 6 milyon dolara çıkarıyoruz. O da minimum cirolar hariç'' diye konuştu.

2023'e kadar bunlar değişecek!

Türkiye'nin mekansal planlama, yerleşme ve yapılaşma konularında Cumhuriyet'in 100. yılı 2023'ü hedef alan ''kentleşme ve imar vizyonu'' oluşturuldu

ANKARA - Yüksek Planlama Kurulu'nun, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı koordinatörlüğünde ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanan Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı'nı (2010-2023) kabulüne ilişkin kararı, Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayımlandı.




Kısa adı Kentsel Gelişme Stratejisi (KENTGES) olan ''Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı'' ile kentleşmenin yapısal sorunlarının çözümüne, sağlıklı, dengeli ve yaşanabilir kentsel gelişmenin sağlanmasına yönelik ilke, strateji ve eylemler ortaya konuldu, uygulama esasları belirlendi ve bir eylem programına bağlandı.



Bu ulusal dokümanla, yerleşmelerin yaşanabilirlik düzeyinin, mekan ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi, ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarının güçlendirilmesine yönelik ''yol haritasının'' oluşturulması amaçlanıyor.



BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI YENİDEN YAPILANDIRILACAK

KENTGES'te temel stratejiler, ''mekansal planlama sisteminin yeniden yapılandırılması'', ''yerleşmelerin mekan ve yaşam kalitesinin artırılması'', ''yerleşmelerin ekonomik ve toplumsal yapılarının güçlendirilmesi'' olmak üzere 3 ana eksende gruplandırıldı ve hedefler, stratejiler, eylemler, sorumlu, ilgili kuruluşlar ile 2023'e kadar işin tamamlanacağı süreçler belirlendi.



Bunlardan bazıları şöyle:


- Mekansal Planlama Sisteminin Yeniden Yapılandırılması (1.eksen)



- Şehircilik ve Mekansal Planlama Çerçeve Yasası hazırlanacak.



- Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yeniden yapılandırılacak.



- Yerel yönetimlerin kapasitelerinin artırılması ve yeniden yapılandırılması için Belediye Kanunu, Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve İl Özel İdaresi Kanununda ve ilgili diğer yasalarda düzenleme yapılacak.



İZLEME VE DENETLEME MEKANİZMASI KURULACAK

- Kent Bilgi sistemlerinin kurulmasında ve işletilmesinde ikincil mevzuat düzenlemeleri yapılacak.



- Ar-Ge çalışmalarına dayalı olarak mekansal planlama ve kentsel tasarım konularında el kitapları hazırlanacak.



- Mekansal planlama alanındaki yönetici ve meslek insanlarının uymaları gereken etik kural ve değerler belirlenecek.



- Etkin bir izleme ve denetleme mekanizması kurulacak.



- Yerleşmelerin Mekan ve Yaşam Kalitesinin Artırılması (2.eksen)



- Yerleşmelerde dengeli gelişen ve kontrollü büyüyen kent makroformunun desteklenmesine yönelik hukuki düzenlemeler yapılacak.



- Arsa ve arazi spekülasyonunun önlenmesi ve denetimi için yasal düzenleme yapılacak.



- Farklı gelir grupları için, plan kararları, yöresel doku ve mimariye uygun konut üretilecek.



- Konut kooperatiflerinin arsa ve finansman temin biçimlerinin araştırılması, konut sunumunun çeşitlendirilmesi ve etkinleştirilmesi için düzenleme yapılacak.



YENİ AÇILACAK ALIŞVERİŞ MERKEZLERİYLE İLGİLİ DÜZENLEME YAPILACAK

- Yapı Denetim Kanunu'nun uygulama alanı genişletilecek ve İmar Kanunu'nun kamu yapılarıyla ilgili maddeleri yeniden düzenlenecek.



- Kentlerin planlı ve sağlıklı gelişimi için, yeni açılacak alışveriş merkezlerinin plan kararları ile uyumlu olacak şekilde nitelik, yer seçimi ve yapılaşma ölçütlerini içeren düzenlemeler yapılacak.



- Yaya ve bisiklet yollarının yaygınlaşması için rehberler ve tasarım kriterleri ile ilgili yasal düzenleme yapılacak.



- Yaya ve bisiklet yollarının yaygınlaşması için plan kararları geliştirilecek ve etkin bir şekilde uygulanacak.



- Kentte üretilen ve kente getirilen malların depolanacağı, işleneceği ve dağıtılacağı merkezler mekansal planlarda ve ulaşım planlarında belirlenen yerlerde oluşturulacak.



BÜYÜKŞEHİRLERDE ALTYAPI ANA PLANLARI HAZIRLANACAK

- Ulaştırma hizmetlerinin hareket kısıtlılığı bulunanlar tarafından da kullanılabilmesine yönelik standartlar geliştirilecek.



- Toplu taşıma sistemlerinin hizmet kalitesi ve teknolojik düzeyi artırılacak.



- Büyükşehirlerde altyapı ana planları hazırlanacak.



- Kentsel enerji taleplerinin mümkün olduğunca yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılanmasına yönelik araştırma, envanter ve projeksiyon çalışmaları yapılacak.



- Yağmur suyu depolama ve kullanımının yaygınlaştırılması için mevzuat hazırlanacak.



- Yerleşmelerdeki mevcut yeşil alanları koruyan ve mekansal planlarda açık ve yeşil alanlar sistemini öneren düzenlemeler yapılacak.



BÜTÜNLEŞİK TEHLİKE HARİTALARI HAZIRLANACAK

- Doğal ve kültürel varlıkları koruma çalışmaları kapsamında geleneksel ve yerel yapı malzemeleri ve teknolojileri geliştirilecek.



- Sürdürülebilir mekan kalitesi için göstergeler hazırlanacak.



- Kentsel dönüşüm uygulamaları için fizibilite hazırlanacak.



- Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ve ilgili yönetmelikleri yeniden düzenlenecek.



- Bütünleşik afet tehlikelerinin belirlenmesine yönelik mevzuat düzenlemesi yapılacak.



- Bütünleşik tehlike haritaları hazırlanacak.



. Risk Sakınım Planlamasıyla ilgili yasal düzenlemeler yapılacak.



DEPREM DIŞINDAKİ AFETLER DE ZORUNLU SİGORTA KAPSAMINA ALINACAK

- Risk Sakınım Planlaması el kitabı hazırlanacak.



- Deprem dışındaki afetlerin de zorunlu sigorta kapsamına alınmasını sağlayacak ve risk durum raporunun da hazırlanmasını zorunlu kılacak Doğal Afet Sigortaları Kanunu hazırlanacak.



- Kent Rehberleri hazırlanacak.



- Ulusal düzeyde Şehircilik ve Planlama Müzesi oluşturulacak.



GÜVENLİ YERLEŞME TASARIM REHBERİ HAZIRLANACAK

- Güvenli Yerleşme Tasarım Rehberi hazırlanacak.



- Enerji etkin ve iklim duyarlı yerleşme stratejileri hazırlanacak.



- Yerleşmelerin Ekonomik ve Toplumsal Yapılarının Güçlendirilmesi (3. eksen)



- Merkez köyler ve benzeri yerleşme uygulamaları yaygınlaştırılacak.



- Kırsal kesimde üreticilerin teşvik edilmesi için yeni mekanizmalar ve araçlar geliştirilecek.



KIRSAL KESİMDE TARIM DIŞI EKONOMİK FAALİYETLER GELİŞTİRİLECEK

- Kırsal kesimde tarım dışı ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesine ve çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılacak.



- Kente yeni gelenlerin uyum sorunlarının giderilmesine yönelik çok yönlü programlar uygulanacak.



- Kentsel hizmet alanlarının dezavantajlı grupların ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi için standart geliştirilecek.



- Sosyal yardıma ihtiyaç duyanların nesnel ölçütlerle belirlenmesi için araştırma yapılacak.



- Çalışan çocuklar ve sokakta yaşayan çocuklar için entegre koruma programları oluşturulacak.



HAZIRLANMA SÜRECİ

KENTGES'in hazırlanma sürecinde, 2009 yılında düzenlenen Kentleşme Şurası önerilerinden yola çıkılarak, Türkiye'de yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin kentleşme, imar ve mekansal planlamayla ilgili tespitler, sorunlar ve fırsatlar ile ulusal ve uluslararası dayanak ve belgelerin yönlendiriciliği esas alındı.



Dokümanda, Kentleşme Şurasındaki çalışmalardan hareketle, Türkiye'de kentleşme ve yerleşmeye ilişkin sorun ve potansiyeller de ortaya konuldu. ''Geçmişte ortaya çıkan sorunlar'' başlığı altında, ''kentsel sorunlar ve kentlerde kontrolsüz büyüme'', ''kırsal gelişme ve göçler'', ''kaçak yapılaşma ve gecekondu'', ''afete dayanıksız kentleşme'', ''kentsel altyapı ve çevre sorunları'', ''kentsel ulaşım sorunları'', ''planlama sisteminden kaynaklanan sorunlar'' ve ''yerel yönetimlerin kapasiteleri'' sıralandı.



İklim değişikliği, kentsel dönüşüm, sürdürülebilir kent formu ve enerji verimliliği de kentleşmede yeni olgular olarak ele alındı.

Tercihler değişti, artık ferahlık aranıyor

"Küçük olsun, bizim olsun" dönemi tarihe karıştı, çünkü ev sahipleri, tercihlerini 3 oda, 1 salon dairelerden yana kullanıyor.


ANKARA - Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV), 3 bin 718 ev sahibi ile görüştü. Araştırmaya katılanların yüzde 80'i 3 oda, salon evleri tercih ettiğini belirtti.




40 yaşının üstündeki grup ise çocukları evlenip gitmesine rağmen, ''torunlar gelir, kızımız, damadımız gelir'' gerekçesiyle 3+1 daireleri tercih ediyorlar. 3+1 daireler için tercih edilen ideal büyüklük ise 125 metrekare oldu.



Araştırmaya katılanların yüzde 10'u 2+1, yüzde 5'i 4+1, yüzde 4'ü 5+1 daireleri tercih ederken, en düşük talebi yüzde 1'le 1+1 daireler aldı.



Asansörlü apartmanlarda en çok 3. kat, asansörsüz apartmanlarda da en çok 2. kattaki daireler tercih ediliyor. 4-5 katlı apartmanlarda asansör varsa 3. katı tercih edenlerin oranı yüzde 90 olurken, araştırmaya katılanların yüzde 70'i asansör yoksa 2. katı, yüzde 20'si üçüncü katı, yüzde 8'i 1. katı, yüzde 1'i en üst katı, yüzde 1'i de zemin katı tercih ettiklerini belirtti




MİSAFİR ODALARI NOSTALJİ OLDU

Türk aile geleneğinde evlerde bir oda mutlaka misafir odası olarak ayrılırdı. Araştırma, misafir odalarının büyük oranda tarihe karıştığını ortaya koydu. Bir çok evde misafir odaları, günün koşulları gereği, bilgisayar ya da çocukların çalışma odasına dönüştürüldü.



Araştırmaya katılanların yüzde 60'ı evlerinde misafir odası oluşturmadıklarını belirtirken, yüzde 15'i bir odayı misafir odası, yüzde 20'si çalışma odası, yüzde 5'i de torunları için ayırdığını ifade etti.



YENİ YAŞAM ALANI MUTFAKLAR

Araştırmaya göre, yaşam alanları mutfaklara kaymış durumda. Önceleri kadınların ev alırken ilk baktıkları yer salon olurken, şimdilerde kadınların bir çoğu geniş bir mutfak tercih ediyor. Kadınların yüzde 65'i gününü mutfakta geçirdiğini ifade ederken, ''televizyonumu seyrediyorum, gazetemi okuyorum, işimi yapıyorum onun içinde geniş mutfak tercih ediyorum'' şeklinde görüş belirtti. Günün büyük bölümünü salonda geçiren kadınların oranı yüzde 25 olurken, yüzde 5'i oturma odasında, yüzde 5'i de evin her yerinde geçirdiğini ifade etti.



Önceden, ev alırken en çok dairenin boyasına, musluklarına bakılırken, şimdi dairenin bütün detayları inceleniyor. Ev sahiplerinin yüzde 75'i dairenin her yerini inceledikten sonra satın aldıklarını belirtti.



EVLENİP GİTSELER DE ODALARI KORUNUYOR

Anne-babalar, çocuklarının evlenip yanlarından ayrılmasına kolay kolay alışamıyorlar. 40 yaş üstü anne-babaların yüzde 75'i çocukları evlenip yanlarından ayrıldıktan sonra bile çocuklarının odalarını muhafaza ettiklerini belirtti.

İmar kararı ayaklandırdı!

Boğaz'ın gözde semtlerinden Kuzguncuk sakinleri, fotoğraftaki bu yeşil alanın ihaleye çıkarılıp imara açılacağı için tepkili...


İSTANBUL - Yeşili ve sakinliği ile tanınan Kuzguncuk, şu sıralar sancılı günler geçiriyor. Nedeni ise; semtin önemli alanlarından biri olarak kabul edilen "İlya'nın Bostanı"nın Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarılacak olması...




Habertürk gazetesinde yer alan habere göre; bostanın 8 yıldır kiracısı olan peyzaj mimarlarından 16 dönümlük alanın boşaltılması istendi. Bölgenin imara açılacağını söyleyen Kuzguncuklular Derneği, harekete geçti.



Kuzguncuk sakinleri, yeşilliğin bozulmaması için mücadele başlatıklarını ve her türlü hukuksal yola başvuracaklarını belirtti.

3. havaalanı için 5 milyar dolarlık bütçe

Bakan Yıldırım, Avrupa yakasına inşa edilecek havaalanı için şu bilgileri verdi...


İSTANBUL - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, şehre inşa edilmesi planlanan üçüncü havaalanı için çalışmalara son sürat devam ettiklerini söyledi.




Yeni havaalanının Avrupa yakasına yapılacağını ancak yerin henüz kesinleşmediğini kaydeden Yıldırım, tesisin niteliklerine ilişkin şu bilgileri verdi:



''60 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak. Havaalanında birbirinden bağımsız en az iki pist bulunacak. Bu havaalanı Avrupa'nın sayılı tesislerinden biri olacak ve İstanbul'un havayolu trafiğine nefes aldıracak. Yap-İşlet-Devret yöntemiyle ihale edilecek bu havaalanının tüm bağlantılarının da tamamlanmasıyla yaklaşık 5 milyar dolara mal olacağını tahmin ediyoruz. Atatürk Havaalanı, İstanbul hava trafiğinin önemli bir kısmını taşıyordu. Bunu Sabiha Gökçen ile bir miktar azalttık. 3. havaalanı ile Atatürk Havaalanı çok rahatlayacak. Kapasiteyi genişleteceğimiz için hava trafiğindeki sıkışıklık da azalmış olacak.''



''ANKARA VE İSTANBUL TRAFİĞİNDE CİDDİ RAHATLAMA OLUR''

Yıldırım, İstanbul ve Ankara'da yarım kalan metro hatlarının yapımının yerel yönetimlerden alınarak Ulaştırma Bakanlığına verilmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararının kısa sürede çıkmasını beklediğini ifade etti.


Bu kararla birlikte Ulaştırma Bakanlığına bağlı Demiryollar, Limanlar ve Havameydanları (DLH) İnşaatı Genel Müdürlüğünün metro inşaatlarına başlayacağını anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:




''İstanbul'da muhtemelen aynı yüklenici firma devam edecek. Ankara'da ise çalışmaya devam etmek isteyenlerle yola devam edeceğiz, istemeyenlerin faaliyet gösterdiği metro hatları için yeniden ihaleye çıkacağız. En kısa sürede hatları tamamlamak istiyoruz. önceliği yarım kalan ve toplu taşıma ihtiyacının en fazla olduğu metro hatlarına vereceğiz. Bu hatların devreye girmesiyle Ankara ve İstanbul trafiğinde ciddi rahatlama olur. Toplu taşımada hem şehir merkezlerine hem de çevresine yönelik trafik rahatlar. Tüm hatların tamamlanması 2-2,5 yılı bulur.''



''SÜRAT DEMİRYOLU'NA TALEP OLURSA YİD İLE YAPTIRIRIZ''

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, Sürat Demiryolu Projesi'ne ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine de 1974 yılında inşasına başlanan projenin sadece 60 kilometrelik kesimi yapıldıktan sonra kendi haline bırakıldığını söyledi. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:



''Sürat Demiryolu Projesinde Ankara, Ayaş üzerinden İstanbul'a hızlı tren hattıyla bağlanacaktı ancak yaklaşık 1 katrilyona yakın para harcanmasına rağmen proje tamamlanmadı. Proje kapsamında Ankara-Ayaş arasındaki 60 kilometrelik hat ile Ayaş Tüneli yapıldı. Toplam 260 kilometre uzunluğundaki bu projeyi şimdilik tamamlamayı düşünmüyoruz. Ancak projenin Ankara-Ayaş kesimini, rehabilitasyonla diğer hızlı tren hatlarında olduğu gibi 250 kilometre hız yapılabilecek hale getirerek hizmete açabiliriz. Yaklaşık 150 milyon TL'lik rehabilitasyonu kendi imkanlarımızla tamamlayabiliriz. Böylece bu kadar ciddi kaynağın harcandığı bu hattın yok olmasının da önüne geçilebilir.''



ANKARA-İSTANBUL HIZLI TREN HATTI 2013'TE

Bu projenin tamamlanmasının gündemlerinde olmadığını, Ankara-İstanbul arasında Eskişehir üzerinden yapımı devam eden hızlı tren hattını 2013'te hizmete sokmayı hedeflediklerini vurgulayan Yıldırım, ''Ankara-İstanbul hattının devreye girmesinden sonra, talep olursa Sürat Demiryolu için ihaleye çıkar, YİD modeliyle yaptırırız'' diye konuştu.



24 KARAYOLU PROJESİ EN GEÇ 2035'TE BİTECEK

Karayolları Genel Müdürlüğünün çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Yıldırım, 24 önemli karayolu projesini Yap-İşlet-Devret modeliyle hayata geçireceklerini kaydetti.



Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:



''Toplam 83 milyar dolarlık bu projelerin bazıları 2023, bazıları ise 2035'e kadar hizmete girmiş olacak. Türkiye'nin ihtiyaçları gün geçtikçe artıyor. Ulaştırma Bakanlığı olarak bu ihtiyaçlara cevap verebilmek için altyapıyı daha çok geliştirmemiz lazım. Ulaştırma Bakanlığı, bugüne kadar yaklaşık 20 milyar dolarlık projeyi Yap-İşlet-Devret modeliyle ihale etti ve bunlardan bazıları da tamamlanarak hizmete sunuldu. Bundan sonra da önemli çalışmalarımızı bu modelle yaptırmaya devam edeceğiz. İstanbul Boğazı'na yapılacak üçüncü köprü de YİD modeli ile inşa edilecek.''



Öte yandan CNBC-e'ye konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'da üçüncü havalimanının 5 yıl içinde devreye gireceğini açıkladı.