21 Aralık 2010 Salı

2010 Yeni Kat Mülkiyeti Kanunu

634 S.lı Kat Mülkiyeti Kanunu - Son Eklenen Şerhler


18 Mayıs 2010 Tarihli Resmi Gazete


Sayı: 27585





Anayasa
Mahkemesi Başkanlığından:





Esas Sayısı    : 2006/159


Karar
Sayısı : 2010/47


Karar Günü
: 24.3.2010





İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 11. Sulh
Hukuk Mahkemesi





İTİRAZIN KONUSU : 23.6.1965 günlü, 634 sayılı Kat Mülkiyeti
Kanunu’nun 24. maddesinin birinci fıkrasının “… dispanser, klinik, poliklinik
niteliğinde olmayan muayenehaneler bu hükmün dışındadır.” bölümünün,
Anayasa’nın Başlangıç Kısmının altıncı fıkrası ile 5., 10., 12., 17., 20., 35.
ve 41. maddelerine aykırılığı savıyla iptaline karar verilmesi istemidir.


I- OLAY


Tapu kütüğünde mesken olarak kayıtlı bulunan bağımsız
bölümün, tapuda gösterilen amacı dışında kullanılmasının önlenmesi ve söz
konusu bağımsız bölümü muayenehane olarak kullanmakta olan kiracının
tahliyesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın
Anayasaya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali istemiyle başvurmuştur.


II-
İTİRAZIN GEREKÇESİ


Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:


“Ülkemizdeki en üstteki hukuk normu olarak mer’i 1982
Anayasası, sosyal bir devlet olarak toplumu korumayı esas almış ve toplumun
merkezine ise Türk aile yapısını oturtmuştur.


Anayasamızda yapısal olarak genel ve bireysel menfaat söz
konusu olduğunda genel menfaatin üstün tutulduğu ve gerektiği ölçüde bireysel
menfaatlerin kısıtlanmasına izin verildiği gözlenmektedir.


Bu bağlamda gerek Anayasamızın 35. maddesinde, gerekse de
AİHS’nin 1 No’lu Ek Protokol’ünde mülkiyet hakkı, tartışmasız bir şekilde temel
insan hakları arasında sayılmıştır. Ne var ki mülkiyet hakkının da genelin yani
toplumun menfaatleri ölçüsünde kısıtlanması mümkündür. Buradan yola çıkarak
Anayasamızın gerek 13. maddesinde, gerekse de 35. maddesinde mülkiyet hakkının
kamu yararı amacıyla ve kanunla kısıtlanabilmesi imkanı getirilmiştir.


Yasama organı böyle bir yetkiden yola çıkarak, 634 sayılı
Kat Mülkiyeti Yasası’nın 24. maddesinde mülkiyet hakkına kısıtlama getirmiş
bulunmaktadır. Ancak yasama organı bu kısıtlamayı getirirken Anayasa’nın diğer
hükümlerini göz ardı etmemelidir. Toplum lehine mülkiyet hakkına kısıtlama
getirilirken, toplumun bir kesimine diğer kesimine oranla daha fazla hak ve
imkan getirilmesi, Anayasa’daki “ayrımcılık yasağı” ve “eşitlik” kurallarını
zedeleyecektir. İşte bu nedenle, Kat Mülkiyeti Yasası’nın 24. maddesinin 1.
fıkrasındaki “… dispanser, klinik, poliklinik niteliğinde olmayan
muayenehaneler bu hükmün dışındadır.” cümleciğinin Anayasa’mızın yukarıda
sayılan maddelerine aykırı olduğu düşüncesine varılmıştır.


Şöyle ki;


1. Kat Mülkiyeti Yasası’nın 24. maddesindeki;


“Anagayrimenkulün, kütükte mesken, iş veya ticaret yeri
olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde hastane, dispanser, klinik,
poliklinik, ecza laboratuarı gibi müesseseler kurulamaz; kat maliklerinin buna
aykırı sözleşmeleri hükümsüzdür; dispanser, klinik, poliklinik niteliğinde
olmayan muayenehaneler bu hükmün dışındadır.


Anagayrimenkulün, kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız
bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans
salonu ve emsali gibi eğlence ve toplantı yerleri ve fırın, lokanta, pastahane,
süthane gibi gıda ve beslenme yerleri ve imalathane, boyahane, basımevi,
dükkan, galeri ve çarşı gibi yerler, ancak kat malikleri kurulunun oybirliği
ile vereceği kararla açılabilir.


Bu karar yöneticinin veya kat maliklerinden birinin istemi
üzerine bütün bağımsız bölümlerin kat mülkiyeti kütüğündeki sahifelerine şerh
verilir”


Düzenlemeyle toplumun ve onun temeline oturtulan ailenin
menfaatleri gözetilerek, kat mülkiyetine tabi bir binada bulunan ve tasdikli
mimari projesine göre mesken niteliğini haiz bağımsız bölümü, hak sahiplerinin
niteliği dışında kullanmalarına kısıtlama getirilmiştir. Bu kısıtlama uyarınca,
bağımsız bölüm maliki, diğer tüm bağımsız bölüm maliklerinin onayını
almaksızın, mesken nitelikli taşınmazını başka amaçlarla ve özellikle işyeri
olarak kullanması yasaklanmıştır.


Gerçekten de Anayasa’nın birçok maddesinde, kişilerin
manevi varlığının geliştirilmesi, toplumun huzuru, ailenin korunması konusuna
çok hassas yaklaşılmış ve özel bir önem verilmiştir.


Yasa koyucu, aile yaşamının sürdürüldüğü alanlarda işyeri
faaliyetlerine son verilmesini, özelde bireylerin genelde ise toplumun
huzurunun sağlanması, işyeri yaşamının getirdiği risklerden uzak tutulmasını ve
güvenliğinin sağlanmasını amaç edinmiş, kamu yararını gözeterek KMK’nun 24.
maddesiyle mülkiyet hakkına bir kısıtlama getirmiştir.


2. Mülkiyet hakkına getirilmiş bulunan kısıtlama mevcut
haliyle, Anayasa’mızın Başlangıç Bölümünün 6. fıkrasında yer alan, “temel hak
ve hürriyetlerden eşit şekilde yararlanma, maddi ve manevi varlığını
geliştirme” kriterlerine aykırıdır.


Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme
hakkı Anayasa’nın 17. maddesinde de tanınmıştır. Getirilen düzenleme karşısında
Anayasa’nın 17. maddesi de ihlal edilmiştir.


Zira; yasa koyucu bir yandan mesken nitelikli yerlerde
ticari faaliyet yapılmasını, işyeri olarak kullanılmasını yasaklarken,
muayenehane olarak işletilecek işyerleri için bir ayrıcalık getirmiştir. O
halde getirilen bu istisna ile muayenehane olarak kullanılan mesken nitelikli
taşınmazların bulunduğu binalarda oturan ailelerin diğer binalarda oturanlara
oranla “temel hak ve hürriyetlerden eşit şekilde yararlanma, maddi ve manevi
varlığını geliştirme” hakları zedelenmiş olacaktır.


3. Huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşama hakkı, bir temel
insan hakkı olarak Anayasa’nın 12. maddesinde tüm bireylere tanınmış olup,
nitelikleri itibariyle dokunulamaz haklar arasında sayılmıştır. O halde
muayenehaneler yönünden getirilen kısıtlama Anayasa’nın 12. maddesine de
aykırıdır.


4. Özel hayatın gizliliği başlıklı Anayasa’nın 20.
maddesinde, dokunulamaz temel insan hakkı olarak, toplum yaşayan tüm bireylere,
özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı getirilmiştir.


Oysa KMK’nun 24. maddesine getirilen istisna ile;
içerisinde muayenehane bulunan binalarda yaşayan bireyler yönünden bu Anayasal
haktan yararlanma hakkı ortadan kaldırılmış ve hakkın özüne dokunulmasına imkan
verilmiştir.


Yasada, muayenehane tabiriyle neyin kastedildiği açık olarak
düzenlenmemiş, Yargıtay içtihatları doğrultusunda, doktor muayenehanelerinin
yanı sıra avukat yazıhaneleri ve mali müşavir gibi büro faaliyetlerinin
yürütüldüğü işyerlerinin de yasa kapsamında olduğu kabul edilmiştir.


Doktor muayenehanelerine hangi tür müşterilerin gideceği
malumdur. Gerçekten de belki de bulaşıcı hastalık riski taşıyan, ya da içinde
bulunduğu rahatsızlık gereği bağırıp çağıran hastaların, mesken nitelikli bir
binaya girip çıkması kişilerin maddi ve manevi varlığı için elbette birer tehdit
ve risk olarak ortaya çıkacaktır. Hipokrat yemini gereği doktorların hastayı
reddetme hakları bulunmadığı da gözetildiğinde tehlikenin varlığı daha net
ortaya çıkacaktır. Öte yandan çok fazla müşterisi bulunan bir doktorun ticari
faaliyet olarak bakkal dükkanından farkı olmayacaktır.


İçtihat hukuku ile muayenehane olarak yorumlanan avukat
yazıhanelerinin işleyişi de apartman sakinleri açısından büyük risk
taşıyacaktır. Zira savunma mesleği niteliği itibariyle çoğu zaman adam öldürme,
gasp vb. ağır suçları, hırsızlık, sarkıntılık ve tecavüz gibi de adi suçları
işleyenleri de savunmayı gerektirmektedir. Doğal olarak bu tür kişilerin,
mesken nitelikli apartmanlara kontrolsüz bir şekilde girip çıkması kişinin
maddi ve

manevi varlığı için birer tehdit olarak karşımıza çıkacaktır.


5. “Mülkiyet hakkı” başlıklı 35. maddesinde, mülkiyet hakkı
kullanımının toplum yararına olamayacağını düzenlemiştir. Oysa mesken nitelikli
taşınmazların muayenehane olarak kullanımına müsaade olunması toplum yararına
açıkça aykırıdır. O nedenle KMK’daki muayenehane istisnası Anayasa’nın 35
maddesinin 3. fıkrasına da aykırıdır.


6. “Ailenin Korunması” başlıklı 41. maddesinde, toplumu
korumayı temel hedefleri arasında saymış, toplumun temeline ise Türk aile
yapısını oturtmuş ayrıca Devlet örgütüne, ailenin huzuru, refahı ve korunması
için gerekli tedbirleri almakla görevlendirilmiştir.


Türk aile yapısı, özel hayatın gizliliğine, masumiyetine,
korunmasına ve güvenliğine çok özel bir önem atfeder. Oysa KMK’nun 24.
maddesindeki muayenehane istisnası ile Türk aile yapısının temeline aykırı
sonuçlar doğuracak bir ortama izin verilmiştir. O nedenle getirilen muayenehane
istisnası Anayasanın 41. maddesine de aykırıdır.


Öte yandan özel hayat ile aile hayatının korunması AİHS’nin
8. maddesindeki;


“Özel hayatın ve aile hayatının korunması


1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine
saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.


2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin
müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı,
dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın
veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir
toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu
olabilir. “


hükümle de koruma altına alınmıştır.


7. Anayasa’nın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10.
maddesinde; kanun önünde herkesin eşit olduğu, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi
düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım
gözetilemeyeceği açıkça ifade olunmuştur. Anayasada ayrımcılık yasağının yanı
sıra her hangi bir imtiyaz tanınması da açıkça yasaklanmış, devlet organ ve
makamlarına da bütün işlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uyulması
emredilmiştir.


Oysa KMK’nun 24. maddesinde, her türlü ticarethane ve
işletmeler yönünden mesken nitelikli taşınmazda faaliyet gösterme yasağı
getirilirken, muayenehane istisnası ile ticari faaliyet yürüten belirli bir
zümreye imtiyaz tanınmış ve kanun önünde eşitlik ilkesi ihlal edilmiştir.


Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair
Kanun’un 5, 6, 12 ve 43. maddeleri uyarınca muayenehane açma hak ve yetkisi tıp
hekimleri ile diş hekimlerine tanınmıştır.


Muayenehane açma hak ve yetkisi, yasalarda sadece insan
muayenehanesi değil aynı zamanda Hayvan Islahı Hakkında Kanun’un 11. maddesi ve
Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile
Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun’un 8. maddesi
uyarınca veteriner hekimlere de tanınmıştır.


Bunun dışında Yargıtay’ın geliştirdiği içtihat hukuku ile
muayenehane kavramı içerisine büro tipi çalışılan diğer işyerleri (avukat
yazıhaneleri, mühendislik büroları vb.) de dahil edilmiştir.


TTK hükümlerine göre ticari kazanç getiren bir işyeri ya
ticari bir işletme, ya da esnaf işletmesidir. TTK 17. maddesi uyarınca, esnaf
işletmesi “İster gezici olsunlar, ister bir dükkanda veya bir sokağın muayyen
yerlerinde sabit bulunsunlar, iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni
çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az
olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildirler” şeklinde tanımlanmıştır. Bu
bakış açısından hareketle, mal veya hizmet satışı yapan bir işyerini işleten
kişi ya tacir, ya da esnaf işletmesinin sahibidir.


Görüldüğü üzere sadece tıp mesleğini icra eden hekim, diş
hekimi ve veterinerlere muayenehane açma hak ve yetkisi tanınmış ve bu mesleği
icra edenlere mesken nitelikli taşınmazlarda işyeri açarak mesleğini icra
yetkisi tanınmış, içtihat hukukuyla büro tipi işyeri açanlar da bu zümreye
dahil edilmiş ve böylelikle Anayasa’nın 10. maddesindeki açıkça yasaklanmasına
rağmen belirli bir zümreye imtiyaz tanınmıştır.


Belirli bir zümreye mesken nitelikli taşınmazda muayenehane
açma hakkıyla tanınan istisna ile esasen diğer kat maliklerinin de mülkiyet
hakkının özüne zarar verilmiştir. Zira işyerleri ile yan yana bulunan mesken
nitelikle taşınmazların kullanım alanı ve yaşam kalitesi bozulmuştur. Böyle bir
durumda AİHS’nin Ek-1 No’lu Protokolünün ihlali de gündeme gelebilecektir.


Yukarıda anılan nedenlerle 634 Sayılı Kat Mülkiyeti
Yasası’nın 24. m. 2. fıkrasındaki “...dispanser, klinik, poliklinik niteliğinde
olmayan muayenehaneler bu hükmün dışındadır” cümleciğinin Anayasa’ya aykırılık
nedeniyle iptali gerektiği düşüncesine varılmıştır.”


III- YASA
METİNLERİ


A- İtiraz
Konusu Yasa Kuralı       


23.6.1965 günlü, 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanunu’nun, iptali istenilen bölümü de içeren 24. maddesi şöyledir:


“Anagayrimenkulün,
kütükte mesken, iş veya ticaret yeri olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde
hastane, dispanser, klinik, poliklinik, ecza laboratuvarı gibi müesseseler
kurulamaz; kat maliklerinin buna aykırı sözleşmeleri hükümsüzdür; dispanser,
klinik, poliklinik niteliğinde olmıyan muayenehaneler bu hükmün dışındadır.


Anagayrimenkulün,
kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde sinema, tiyatro,
kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans salonu ve emsali gibi eğlence ve
toplantı yerleri ve fırın, lokanta, pastahane, süthane gibi gıda ve beslenme
yerleri ve imalathane, boyahane, basımevi, dükkan, galeri ve çarşı gibi yerler,
ancak kat malikleri kurulunun oybirliği ile vereceği kararla açılabilir.


Bu karar
yöneticinin veya kat maliklerinden birinin istemi üzerine bütün bağımsız bölümlerin
kat mülkiyeti kütüğündeki sahifelerine şerh verilir.”


B-
Dayanılan Anayasa
Kuralları                 


Başvuru kararında Anayasa’nın Başlangıç Kısmının altıncı fıkrası ile 5., 10., 12., 17., 20., 35.
ve  41. maddelerine
dayanılmıştır.


IV- İLK İNCELEME           


Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Tülay
TUĞCU, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Osman
Alifeyyaz PAKSÜT’ün katılımlarıyla 12.12.2006 gününde yapılan ilk inceleme
toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine
oybirliğiyle karar verilmiştir.      V- ESASIN İNCELENMESİ     


Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor,
itiraz konusu kural, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:


1- Kuralın Anlam ve Kapsamı


634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 24. maddesinin birinci
fıkrasında, anagayrimenkulün kütükte mesken, iş veya ticaret yeri olarak
gösterilen bağımsız bir bölümünde yapılması kesin olarak yasaklanan işler
sayılmış; ikinci fıkrasında ise kat malikleri kurulunun oybirliğiyle vereceği
kararla açılabilecek olan yerler belirtilmiştir. Maddenin birinci fıkrasına
göre, “Anagayrimenkulün, kütükte mesken,
iş veya ticaret yeri olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde hastane,
dispanser, klinik, poliklinik, ecza lâboratuvarı gibi müesseseler kurulamaz;
kat maliklerinin buna aykırı sözleşmeleri hükümsüzdür.”
Yasakoyucu, genel
kuralı bu şekilde saptadıktan sonra, buna bir istisna getirmiş ve fıkranın
sonunda “dispanser, klinik, poliklinik
niteliğinde olmıyan muayenehaneler bu hükmün dışındadır.”
kuralına yer
vermiştir. Böylece, anagayrimenkulün, kütükte mesken, iş veya ticaret yeri
olarak gösterilen bağımsız bir bölümünün dispanser, klinik, poliklinik
niteliğinde olmayan “muayenehane” olarak kullanılması, başkaca bir izne ve
işleme gerek olmaksızın doğrudan yasadan kaynaklanan bir yetkinin kullanımı
çerçevesinde mümkün kılınmıştır.


Yasada yer alan muayenehane kavramının, uygulamada avukat
yazıhanelerinin yanında mali müşavirlik veya mühendislik bürolarını da
kapsayacak şekilde geniş yorumlandığı görülmektedir.


634 sayılı Yasanın 24. maddesinin
ikinci fıkrasında ise, kat malikleri kurulunun oybirliğiyle vereceği kararla
açılabilecek iş ve ticaret yerleri gösterilmiştir. Buna göre, “Anagayrimenkulün, kütükte mesken olarak
gösterilen bağımsız bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon,
bar, kulüp, dans salonu ve emsali gibi eğlence ve toplantı yerleri ve fırın,
lokanta, pastahane, süthane gibi gıda ve beslenme yerleri ve imalâthane,
boyahane, basımevi, dükkân, galeri ve çarşı gibi yerler, ancak kat malikleri
kurulunun oybirliği ile vereceği kararla açılabilir.”


2- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu


İtiraz başvurusunda, kat maliklerinin oybirliğiyle
alacakları bir karar olmaksızın mesken nitelikli bir bağımsız bölümde herhangi
bir iş veya ticaret yerinin açılması mümkün olmadığı halde, itiraz konusu kural
uyarınca, kat maliklerinin kararına bağlı olmaksızın meskende muayenehane
açılabilecek olmasının, muayenehane sahiplerine imtiyaz tanınması anlamına
geldiği ve bu durumun Anayasanın 10. maddesine aykırı olduğu; keza mesken
nitelikli bir bağımsız bölümde muayenehane işletilmesi halinde ortaya
çıkabilecek, hastalık bulaşması riski, gürültü, insan yoğunluğu vb. istenmeyen
durumlar nedeniyle diğer kat maliklerinin, özel
hayatın ve aile hayatının gizliliği hakkı
, mülkiyet hakkı, maddi ve
manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı
, haklardan eşit olarak yararlanma hakkı gibi bir kısım haklarının
Anayasaya aykırı olarak sınırlandırıldığı ileri sürülmüştür.


Anayasanın 10. maddesinde “Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep
ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (…) Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. (…)
” denilmektedir.


Anayasa’nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesi ile
eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmektedir. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı
durumda bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme tabi tutulmalarını sağlamak ve
kişilere yasalar karşısında ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını
önlemektir. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar
için değişik kuralları gerekli kılabilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı
hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa eşitlik ilkesi ihlal edilmiş
olmaz. Nitelik ve durumları özdeş olanlar için yasalarla değişik kurallar
konulamaz.


Yasal düzenlemeler yapılırken, yasanın kapsamına
girebilecek kişiler, varlıklar ve olgular yönünden bir takım sınıflandırmalar
yapılması ve buna bağlı olarak sözü edilen kişi, varlık veya olgulardan
hangilerinin bu düzenlemelerin kapsamına dahil edileceği noktasında karar verilmesi
kaçınılmazdır. Sorun, sözü edilen bu sınıflandırmaların hangi durumlarda haklı
görülebileceğidir. Kanunların, eşitlik
ilkesine aykırı olmadığını söyleyebilmek için, sınıflandırmanın anlaşılabilir
bir farklılığa dayanması, sınıflandırmanın kanunun amacıyla ilişkili, akla
uygun ve adil olması, nedensiz, haksız, keyfi olmaması gerekir.


Yasa koyucu, itiraz konusu kuralla, meskenlerde hastane,
dispanser vb.lerinin açılmasını uygun görmemiş buna karşılık kat mülkiyetine
tabi bağımsız bölümde muayenehane açılabilmesine izin vermiş, doktor
muayenehanelerini diğer iş veya ticaret yerlerinden ayırarak bunları farklı
nitelikte değerlendirmiştir. Yapılan bu sınıflandırmanın haklı bir nedene
dayanmadığı, makul olmadığı, nedensiz olduğu, benzer durumda bulunanları
kapsamına almadığı söylenemez. Aksine, yasa koyucunun, çeşitli sosyal ve
ekonomik verilerden ve gereksinimlerden hareket ederek doktor muayenehanelerini
diğer iş ve ticaret yerlerinden ayrı bir kategoriye koyma ihtiyacını hissetmiş
olduğunun kabulü gerekir.


Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasanın 10.
maddesine aykırı değildir. Başvurunun reddi gerekir.


Kuralın Anayasanın Başlangıç Kısmının altıncı fıkrası ile 5., 12., 17., 20., 35 ve 41. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.


VI- SONUÇ


23.6.1965 günlü, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 24.
maddesinin birinci fıkrasının “ … dispanser, klinik, poliklinik niteliğinde
olmıyan muayenehaneler bu hükmün dışındadır.”  bölümünün Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDİNE, 24.3.2010
gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verildi.  










<> <>   <>   <>   <> <> <>   <>   <>   <> <> <>   <>   <>   <> <> <>   <>   <>   <> <> <>   <>   <>   <> <> <>   <>   <>   <> <> <>   <>   <> <> <>   <>   <>   <>   <> <>

 
Başkan

 
Haşim KILIÇ

 

 
Başkanvekili

 
Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 
Üye

 
Fulya KANTARCIOĞLU

 

 


 

 


 

 


 

 
Üye

 
Ahmet AKYALÇIN

 

 
Üye

 
Mehmet ERTEN

 

 
Üye

 
Fettah OTO

 

 


 

 


 

 


 

 
Üye

 
Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 
Üye

 
Şevket APALAK

 

 
Üye

 
Serruh KALELİ

 

 


 

 


 

 


 

 
Üye

 
Zehra Ayla PERKTAŞ

 

 
Üye

 
Recep KÖMÜRCÜ

 






 
 

 
 
 

2010 KAT MÜLKİYET KANUNU DEĞİŞTİ

2010 KAT MÜLKİYET KANUNU DEĞİŞTİ


Kat Mülkiyeti kanunu değişti. Komşularınız yüzünden icralık olabilirsiniz!..

Kat Mülkiyeti kanunu değişti. Eğer 10 kat malikinden 6'sı evet derse, diğerlerine icra yolu bile açılıyor
Isınma ve soğutma giderlerini en az yüzde 50 azaltmanın yolu ısı yalıtımı olmasına rağmen, bina sakinlerinin bazıları yalıtım yaptırmaya karşı çıktığı için yaz kış kabarık faturalar ödenmeye devam ediyor. Ancak Kat Mülkiyeti Kanunu’ndaki (KMK) değişikliğe göre, artık yalıtım kararı almak kolaylaştı.


"BEN KARIŞMAM" DÖNEMİ BİTTİ!


Çünkü bugüne kadar binaya yalıtım yaptırmak için oybirliği gerekirken artık oyçokluğu ile karar alınabiliyor. Yani 10 daireli bir binada 6 kişinin “evet” demesi durumunda geriye kalan 4 kişi bu karara uymak zorunda… “Ben olumsuz oy verdim, gidere karışmam ya da benim bölümüme yalıtım yapmayın” deme şansı da yok.


GİDERE KATILMAYANA İCRA YOLU AÇILDI!


Üzerine düşen gidere katılmayanlar, KMK’nın 20. maddesi gereğince yüzde 5 gecikme faizi talepli icra takibi ile karşı karşıya kalacak.


Daha önce ısı yalıtımı kararı için oybirliğini gerekli kılan 637 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 42. maddesi 18.04.2007 tarihinde, 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu’nun 16. maddesi gereğince değiştirildi. Yeni kanuna göre; kat maliklerinden birinin genel kurulda isteği üzerine ana yapının ısı yalıtımı, ısıtma sisteminin yakıt dönüşümü ve ısıtma sisteminin merkezi sistemden ferdi sisteme veya ferdi sistemden merkezi sisteme dönüştürülmesi, kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile verecekleri karar üzerine yapılacak. Bu konuda yapılacak ortak işlerin giderleri arsa payı oranına göre ödenecek.


Örneğin, 10 kişilik bir apartmanda 6 kat maliki ısı yalıtımı yapılmasına karar verdiğinde, olumsuz oy verenlerin ikna edilmesine gerek kalmadığını belirten XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Ulu, KMK’nın 33. maddesi uyarınca bu 4 malikin çoğunluğun aldığı karar uymak zorunda olduğunu söyledi. Bu durumun KMK mantığında yer alan “toplu yaşamın huzur içinde sağlanması” prensibiyle ve Enerji Verimliliği Kanunu’nun ilgili maddelerine dayanarak yeniden düzenlendiğine dikkat çeken Ulu, genel kurulda ısı yalıtımı kararına olumsuz oy veren kat malikinin tüm kat malikleri gibi ısı yalıtımı giderine arsa payı oranında katılmak zorunda olduğunu açıkladı. Ulu, aksi takdirde bu kişilerin yüzde 5 gecikme faizi talepli icra takibi ile karşı karşıya kalacağını vurguladı.
(habervitrini)

Site Yöneticileri, Güvenlik Şirketi olmadığı halde bu hizmeti verdiğini iddia edenler



Yönetmelikler


İçişleri Bakanlığından :


Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun
Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik


BİRİNCİ BÖLÜM


Genel Hükümler


Amaç


Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, 10/6/2004 tarihli ve
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun uygulanmasına yönelik usul
ve esasları düzenlemektir.


Kapsam


Madde 2- Bu Yönetmelik, 5188 sayılı Kanun kapsamında
özel güvenlik izninin verilmesi, özel güvenlik şirketlerine ve özel eğitim
kurumlarına faaliyet izni verilmesi, özel güvenlik görevlilerine çalışma izni
verilmesi, özel güvenlik eğitiminin niteliği, müfredatı, eğiticilerde ve eğitim
merkezlerinde aranacak şartlar ve eğitim sonucu yeterliliğin belirlenmesi, özel
güvenlik hizmetlerinin denetlenmesi ve diğer hususları kapsar.


Hukuki Dayanak


Madde 3- Bu Yönetmelik, 10/6/2004 tarihli ve 5188
sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 26 ncı maddesine dayanılarak
hazırlanmıştır.


Tanımlar


Madde 4- Bu yönetmelikte geçen;


Kanun: 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunu,


Bakanlık: İçişleri Bakanlığı’nı,


Komisyon: Her ilde vali yardımcısının başkanlığında, il
emniyet müdürlüğü, il jandarma komutanlığı, ticaret odası başkanlığı ve sanayi
odası başkanlığı temsilcilerinden oluşan özel güvenlik komisyonunu,


Merkezi Sınav Komisyonu: Özel güvenlik eğitimi sonunda
yapılacak olan yazılı ve uygulamalı sınavları yürütmek üzere, Bakanlıkça
belirlenecek bir mülki idare amirinin başkanlığında bir üyesi Jandarma Genel
Komutanlığından olmak üzere beş kişiden oluşan komisyonu,


Uygulamalı Sınav Komisyonu: Özel güvenlik eğitimi sonunda
illerde yapılacak olan uygulamalı sınavları yürütmek üzere, vali tarafından
oluşturulacak en az 3 kişiden müteşekkil komisyonu veya komisyonları,


Özel güvenlik birimi: Bir kurum veya kuruluşun güvenliğini
sağlamak üzere, kendi bünyesinde kurulan birimi,


Özel güvenlik şirketi: Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulan ve
üçüncü kişilere koruma ve güvenlik hizmeti veren şirketleri,


Özel eğitim kurumu: Özel güvenlik görevlileri ve yönetici
adaylarına özel güvenlik eğitimi vermek üzere Bakanlığın izniyle kurulan eğitim
kurumlarını,


Alarm merkezi: konut, işyeri ve tesislerin güvenliğini
sağlamak amacıyla, teknik donanım kullanarak bunları izleyen işletmeleri,


Yönetici: Özel güvenlik şirketlerinde özel güvenlik
görevlilerine emir ve komuta etme, alınacak güvenlik tedbirlerini, bunların
yerini, sırasını ve zamanını belirleme ve değiştirme yetki ve sorumluluğuna
sahip olan yöneticiler ile özel güvenlik eğitim kurumlarında eğitimden sorumlu
olan yöneticileri,


Özel güvenlik görevlisi: Kanun kapsamında özel koruma ve
güvenlik hizmetini yerine getirmek amacıyla istihdam edilen kişileri,


ifade eder.


İKİNCİ BÖLÜM


Özel Güvenlik Komisyonu ve Görevleri


Özel Güvenlik Komisyonu


Madde 5- Özel güvenlik komisyonu, her ilde valinin
görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında, il emniyet müdürlüğü, il
jandarma komutanlığı, ticaret odası başkanlığı ve sanayi odası başkanlığının
temsilcilerinden oluşur. Sanayi odasının bulunmadığı illerde Komisyona, ticaret
ve sanayi odası başkanlığının temsilcisi katılır. Özel güvenlik izni verilmesi
ya da bu uygulamanın kaldırılması için başvuran kişi yada kuruluşun temsilcisi
Komisyonun ilgili toplantısına üye olarak katılır.


Komisyon, gerekli hallerde başkanın çağrısı üzerine toplanır.
Komisyon, üye tam sayısının yarısının bir fazlasıyla toplanır ve oy çokluğuyla
karar alır. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu taraf çoğunluk sayılır
ve çekimser oy kullanılamaz. Özel güvenlik izni için başvuran kişi ya da
kuruluşun temsilcisi toplantıya katılır. Komisyon kararları, başkan ve üyeler
tarafından imzalanır ve Karar Defterine kaydedilir.


Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilen istisnai haller dışında,
Komisyonun olumlu kararı olmadan vali tarafından özel güvenlik izni verilemez.


Özel Güvenlik Komisyonunun Görevleri


Madde 6- Özel güvenlik komisyonunun görevleri
şunlardır:


a) İşi veya konumu sebebiyle korunma ihtiyacı duyan kişinin
talebi üzerine, özel güvenlik personeli istihdam etmek veya özel güvenlik
şirketlerinden hizmet satın almak suretiyle güvenliğin sağlanmasına karar
vermek,


b) Kurum ve kuruluşların talebi üzerine, işyerinin,
çalışanların ve tesislerin özel güvenlik birimi kurmak veya özel güvenlik
şirketlerinden hizmet satın almak suretiyle güvenliğin sağlanmasına karar
vermek,


c) Özel güvenlik hizmetini yerine getirecek azami personel
sayısını, bulundurulabilecek veya taşınabilecek silah ve teçhizatın miktar ve
niteliğini, gerektiğinde kişiler, özel güvenlik birimleri veya özel güvenlik
şirketleri tarafından alınacak fiziki ve aletli güvenlik tedbirleri belirlemek,


d) Para ve değerli eşya naklinde veya geçici süreli koruma ve
güvenlik hizmetlerinde kullanılmak üzere özel güvenlik şirketlerince ve
eğitimde kullanılmak üzere özel eğitim kurumlarında bulundurulabilecek veya
taşınabilecek silah sayısını ve niteliğini belirlemek,


e) Koruma ve güvenlik hizmetinin yerine getirileceği alanı
belirlemek ve zorunlu hallerde görev alanını genişletmek,


f) Para ve değerli eşya nakli veya cenaze töreni gibi kamuya
açık ya da umumi mahallerde sağlanan özel güvenlik hizmetlerinde kamu hürriyetlerinin
korunması amacıyla gerektiğinde sınırlandırıcı kararlar almak,


g) Özel güvenlik uygulamasının sona erdirilmesine ilişkin
talepleri karara bağlamak,


h) Özel güvenlik faaliyetleriyle ilgili denetim sonucunda,
valinin talebi üzerine alınacak tedbirleri kararlaştırmak,


i) Kanun ve Yönetmelikte belirtilen diğer hususlar ile vali
tarafından görüşülmesi istenen konuları görüşüp karara bağlamak.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


Özel Güvenlikle İlgili İzinlerin Verilmesi


Özel Güvenlik


Madde 7- Kanun kapsamında özel güvenlik, kişiler
tarafından özel güvenlik görevlisi istihdam edilerek; kurum veya kuruluş
bünyesinde özel güvenlik birimi kurularak veya özel güvenlik şirketlerinden
hizmet satın alınmak suretiyle sağlanabilir. Özel güvenlik hizmetinin ne
şekilde sağlanacağı kişi veya kuruluşlar tarafından belirlenir.


Özel Güvenlik İzni


Madde 8- Kişi ve kuruluşlar, özel güvenlik izni için
valiliğe yapacakları başvuruda özel güvenlik hizmetinin konusunu, özel güvenlik
hizmetinin ne şekilde yerine getirileceğini, hizmetin azami olarak kaç personel
eliyle yürütüleceğini, ihtiyaç duyulacak silah ve teçhizatın miktar ve
niteliğini belirtir.


Valilik tarafından özel güvenlik talebine ilişkin gerekli
inceleme yapıldıktan sonra Komisyon, özel güvenlik izninin verilip
verilmemesine, özel güvenliğin sağlanmasına ilişkin yönteme ve özel güvenlik
hizmetini yerine getirecek azami personel sayısına, bu amaçla bulundurulacak
veya taşınacak silahların azami sayısına karar verir.


Genel güvenlik kapsamında korunmanın mümkün olduğu ya da özel
koruma ve güvenlik uygulamasının kamu hürriyetlerinin korunması açısından
sakıncalı görüldüğü hallerde özel güvenlik izni verilmemesine karar verilir ve
bu kararın gerekçesi de belirtilir.


Komisyonun özel güvenlik izni verilmesi ya da verilmemesi
yönündeki kararları valinin onayına sunulur. Özel güvenlik izni verilen kişi ve
kuruluşlar için Ek-1’deki Özel Güvenlik İzin Belgesi düzenlenir.


Özel güvenlik birimlerinde istihdam edilen özel güvenlik
personelinin listesi ve özel güvenlik mali sorumluluk sigortası poliçelerinin
birer sureti, personelin göreve başladığı tarihten itibaren on beş gün içinde
valiliğe verilir.


Geçici ve Acil Durumlarda Özel Güvenlik İzni


Madde 9- Toplantı, konser, sahne gösterileri ve
benzeri etkinliklerde, para veya değerli eşya nakli veya cenaze töreni gibi
geçici veya acil hallerde, özel güvenlik izni vali tarafından verilir.


Geçici ve acil hallerde özel güvenlik izni, hizmeti yerine
getirecek güvenlik şirketi tarafından alınır. İzin için yapılacak başvuruda
koruma ve güvenlik hizmeti verilecek alan, istihdam edilecek özel güvenlik
görevlileri ve kullanılacak teçhizat belirtilir. Hizmetin özelliğine ve önemine
göre, valilikçe güvenlik planı istenebilir.


Güvenliğin sağlaması için ilgili şirket tarafından öngörülen
tedbirlerin yetersiz görülmesi halinde valilik ilave tedbirler alınmasını veya
güvenlik planının değiştirilmesini istemeye yetkilidir.


İznin konusu para ve değerli eşya nakli ise ayrıca, taşınacak
silahlar ve kullanılacak araçlar başvuru dilekçesinde belirtilir.


Bankaların özel güvenlik birimlerince gerçekleştirilecek para
nakli için özel güvenlik izni alınmaz.


Faaliyet İzni ve Sona Erdirilmesi


Madde 10- Şirketler, üçüncü kişilere koruma ve
güvenlik hizmeti verebilmek için Bakanlıktan faaliyet izni alır. Faaliyet izni
verilebilmesi için şirket hisselerinin nama yazılı olması ve şirketin faaliyet
alanının münhasıran koruma ve güvenlik hizmeti olması gerekir.


Özel güvenlik faaliyet izni için Bakanlığa yapılacak
başvurulara aşağıdaki belgelerden birer suret eklenir:


a) Şirketin ana sözleşmesinin yayımlandığı ticaret sicili
gazetesinden bir örnek,


b) Hisse sahipleri ve yöneticilerin nüfus cüzdan fotokopisi,
imza sirküleri ve yerleşim yeri belgesi,


c) Şirketi temsil edecek yöneticiler için yetki belgesi,


d) Hisse sahipleri ve yöneticilerinin adli sicil kayıtları,


e) Yöneticilerin dört yıllık yüksek okul mezunu olduğunu
belgeleyen diploma veya diploma yerine geçen belge,


f) Yöneticilerin özel güvenlik temel eğitimi sertifikası.


Şirketin kurucuları arasında tüzel kişi bulunması halinde,
tüzel kişiliği temsil edecek kişinin, Kanunun gerçek kişi kurucularda aradığı
şartları taşıması esastır.


Bilgi ve belgelerin incelenmesinden sonra Kanunda öngörülen
şartları taşıdığı anlaşılan şirketlerin kurucu ve yöneticileri hakkında
güvenlik soruşturması yaptırılır.


Soruşturma sonucu, faaliyet izni almaya hak kazanan
şirketlere ruhsat harcını yatırmalarını müteakiben Ek-2’de örneği belirlenen
“Özel Güvenlik Şirketi Faaliyet İzin Belgesi” düzenlenir.


Alarm merkezi veya özel eğitim kurumu açmak isteyen özel
güvenlik şirketleri, bunların her biri için ayrıca izin almak zorundadır.


Özel güvenlik şirketlerinin kişi ve kuruluşlara
sağlayacakları koruma ve güvenlik hizmetleri için yazılı sözleşme düzenlenir.
Bu sözleşmelerde hizmeti alacak kişi veya kuruluşun adı, adresi, hizmetin
kapsamı, personel sayısı, hizmetin süresi ve diğer hususlar belirtilir. Hizmet
sözleşmesinin bir sureti koruma ve güvenlik hizmetine başlamadan en az bir
hafta önceden ilgili şirket tarafından valiliğe verilir. Ayrıca, istihdam
edilen özel güvenlik personelinin listesi ve bunların özel güvenlik mali
sorumluluk sigortası poliçelerinin birer sureti personel göreve başladığı
tarihten itibaren on beş gün içinde ilgili şirket tarafından valiliğe verilir.


Özel güvenlik şirketleri, kurucuların, yöneticilerin ve özel
güvenlik personelinin, Kanunda belirtilen şartları muhafaza edip etmediklerini
valiliğe bildirir.


Kanun hükümlerine göre özel güvenlik izni alarak, bünyesinde
özel güvenlik birimi kuranlar veya özel güvenlik hizmetini şirketlere
yaptıranlar, en az bir ay önce başvurmak şartıyla, Komisyonun kararı ve Valinin
onayı ile özel güvenlik uygulamasını sona erdirebilirler.


Yabancılar


Madde 11- Yabancı bir şirketin Türkiye’de özel
güvenlik hizmeti vermesi, Türkiye’de kurulan bir şirkette yabancı ortak bulunması
veya bir özel güvenlik eğitim kurumunda uzman eğitici olarak yabancı uyruklu
kişilerin istihdamı mütekabiliyet esaslarına göre Kanunda belirtilen şartlara
tabidir. Bu alanda mütekabiliyetin mevcut olup olmadığı Dışişleri Bakanlığından
sorulur.


Koruma ve Güvenlik Planları


Madde 12- Özel güvenlik birimleri ve özel güvenlik
şirketleri, bu Yönetmelik kapsamında güvenlik hizmeti verecekleri tesis ve
alanlara ilişkin koruma ve güvenlik planlarının bir örneğini otuz gün
içerisinde valiliğe verir. Valilik, koruma ve güvenlik planlarında değişiklik
yapılmasını veya plandaki yetersizliklerin otuz gün içerisinde giderilmesini
isteyebilir.


Mülki İdare Amirlerinin Yetkisi


Madde 13- Mülki idare amirleri, özel güvenlik
uygulamasını ve özel güvenlik tedbirlerini halkın can ve mal güvenliğinin ve
kamu hürriyetlerinin korunması amacıyla denetlemeye, özel güvenlik
görevlilerinin yetkisini aşan uygulamaları kaldırmaya ve alınan güvenlik
tedbirlerinin değiştirilmesini veya ilave tedbirler alınmasını istemeye
yetkilidir. Spor müsabakalarında güvenliğin sağlanmasıyla ilgili olarak,
28/4/2004 tarihli ve 5149 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin
Önlenmesine Dair Kanunun il ve ilçe spor güvenlik kurullarına tanıdığı yetkiler
saklıdır.


Özel güvenlik görevlileri ve yöneticileri görev alanları
içerisinde genel güvenliğin ve kamu düzeninin bozulduğu hallerde durumu derhal
genel kolluğa bildirir.


Özel güvenlik kapsamında korunan ve güvenliği sağlanan
yerlerde can ve mal güvenliğinin ciddi şekilde tehlikeye düştüğü veya düşeceği
anlaşıldığında, mülki idare amirleri genel kolluğu görevlendirir. Bu taktirde
özel güvenlik görevlileri mülki idare amiri ve genel kolluk amirinin emrine
girer.


Kanun ve bu Yönetmelik kapsamı dışında, her ne ad altında
olursa olsun can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla denetim, gözetim ve
kontrol hizmeti verilemez.


Önleyici Arama Yapılması


Madde 14- Görev alanında, can ve mal güvenliğinin ve
kamu düzenin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya
bulundurulması yasaklanmış her türlü silah, patlayıcı madde veya eşyanın tespit
edilmesi amacıyla detektörle, x-ray cihazından geçirerek veya Kanunda
belirtilen durumlarda gerektiğinde üst araması yapılabilir.


Kamuya açık alanlarda üst araması, 24/5/2003 tarihli ve 25117
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği
hükümlerine göre yapılır. Bu alanlarda özel güvenlik görevlilerince yapılacak
üst araması genel kolluğun gözetim ve denetiminde yapılır. Arama sırasında
yakalanan kişiler veya el konulan madde ve cisimler, yasal işlemi yapılmak
üzere bir tutanakla genel kolluğa teslim edilir.


Arama kişinin aynı cinsiyetindeki görevli tarafından yapılır.


Tabii Afet Hallerinde Yardım Yükümlülüğü


Madde 15- Özel güvenlik görevlileri, görev alanı
içerisinde meydana gelebilecek yangın, deprem ve sel gibi tabii afetlerde arama
ve kurtarma görevlilerine yardımcı olmakla yükümlüdür.


Suça El Koyma


Madde 16- Özel güvenlik birimleri ve görevlileri,
görev alanında bir suçla karşılaştığında suça el koymak, suçun devamını
önlemek, sanığı tespit ve yakalama ile olay yerini ve suç delillerini muhafaza
ve yetkili genel kolluğa teslim etmekle görevli ve yetkilidir. Bunlar genel
kolluğun olaya el koymasından itibaren araştırma ve delil toplama faaliyetine
genel kolluğun talebi halinde yardımcı olur.


Özel Güvenlik Görevlisi Çalışma İzni


Madde 17- Özel güvenlik görevlisi çalışma izni için
yapılacak başvurulara aşağıdaki belgeler eklenir.


a) Diploma fotokopisi,


b) Nüfus cüzdan fotokopisi,


c) Adli sicil kaydı,


d) Dört adet vesikalık fotoğraf,


e) Sağlık raporu,


f) Özel güvenlik temel eğitimi sertifikası.


Başvuru sahiplerinden haklarında, yapılacak güvenlik
soruşturması olumlu olanlara, ruhsat harcını yatırdıkları takdirde, kendilerine
beş yıl süreyle geçerli, Ek-3 teki örneğe uygun olarak “Özel Güvenlik Görevlisi
Kimlik Kartı” verilir. Kimlik belgesinde çalışma izin süresi belirtilir. Özel
güvenlik görevlilerinde aranan şartlardan herhangi birisinin kaybedildiğinin
tespiti halinde çalışma izni valilikçe iptal edilir.


Güvenlik soruşturması özel güvenlik eğitimi devam ederken de
yaptırılabilir. Bu takdirde başvuru sırasında özel güvenlik temel eğitimi
sertifikası istenmez.


Silahsız olarak görev yapacak özel güvenlik görevlileri
hakkında sadece arşiv araştırması yapılır.


Genel kolluk kuvvetinden emekli olanlar ile en az beş yıl
fiilen bu görevde çalıştıktan sonra kendi istekleri ile görevinden ayrılmış
olanlarda, emekli oldukları veya ayrıldıkları tarihten itibaren beş yıl süre
ile özel güvenlik temel eğitimi şartı aranmaz.


Üniversitelerin güvenlik fakültesi veya güvenlikle ilgili
meslek yüksekokullarından mezun olanlardan da mezun oldukları tarihten itibaren
beş yıl süre ile silah eğitimi hariç özel güvenlik temel eğitimi şartı aranmaz.


5 ve 6 ncı fıkralarda belirtilen görevlilere, özel güvenlik
temel eğitimi ile ilgili olarak sağlanan beş yıllık istisna süresi içinde
başvurmak şartıyla, beş yıl süreyle özel güvenlik çalışma izni verilir. Bu
sürenin sonunda bu görevlilerden sadece yenileme eğitimi sertifikası istenir.


Sağlık Şartları


Madde 18- Özel güvenlik görevlisi çalışma izni
verilebilmesi için, Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan şartların yanı sıra
aşağıda belirtilen hususları kapsayacak şekilde, bir hastaneden veya yeterli
bir sağlık kuruluşundan alınan “özel güvenlik görevlisi olur” ibareli sağlık
raporu istenir.


a)Psikiyatri: Psikiyatrik bir hastalık veya kişilik bozukluğu
(Psikopati); alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olmamak.


b) Nöroloji: Özel güvenlik hizmetini yerine getirmesine engel
teşkil edebilecek nörolojik rahatsızlığı olmamak.


c) Göz: Körlük, gece körlüğü veya renk körlüğü olmamak.


d) Kulak Burun Boğaz (KBB): Özel güvenlik hizmetini yapmasını
engel teşkil edebilecek işitme kaybı olmamak.


e) Ortopedi: Kas veya iskelet sisteminde ileri derecede
hareket kısıtlığı olmamak.


Çalışma İzninin Yenilenmesi


Madde 19- Çalışma izni, kimlik belgesinin düzenlendiği
tarihten itibaren beş yıl süre ile geçerlidir. Bu sürenin sonunda çalışma
izninin yenilenebilmesi için özel güvenlik görevlilerinden yeni sağlık raporu,
adli sicil kaydı ve özel güvenlik yenileme eğitimi sertifikası istenir. Çalışma
izni yenilenmeden önce, özel güvenlik görevlisi hakkında yeniden arşiv
araştırması ve güvenlik soruşturması yaptırılır.


Çalışma izninin yenilendiği verilecek kimlik belgesine
işlenir.


Özel Güvenlik Görevlilerinin Bildirilmesi


Madde 20- Kişi, kuruluş ve şirketlerce, istihdam
edilen veya herhangi bir sebeple görevinden ayrılan özel güvenlik görevlileri
on beş gün içinde valiliğe bildirilir. Özel güvenlik hizmetinin şirketlere
gördürülmesi halinde kişi ve kuruluşların ayrıca bildirim yükümlülüğü yoktur.


Kimlik Belgesi


Madde 21- Özel güvenlik görevlilerine valiliklerce
verilen kimlik kartında görevlinin adı ve soyadı ile silahlı ya da silahsız
olduğu belirtilir. Kimlik kartı görev alanı ve süresi içerisinde herkes
tarafından görülebilecek şekilde yakaya takılır. Kimliğin kaybedilmesi halinde
işveren durumu derhal valiliğe bildirir.


Üniforma ve Teçhizat


Madde 22- Özel güvenlik görevlilerinin giyeceği
üniforma ve üniformayı tamamlayan diğer unsurlar, Türk Silahlı Kuvvetleri ve
genel kolluk kuvvetleri ile kanunlarla kurulan özel kolluk kuvvetlerinde
kullanılan renkte, biçim ve motifte olamaz. Üniforma ve üniformayı tamamlayan
unsurlar ve teçhizat özel güvenlik birimlerince belirlendikten sonra,
Komisyonun onayına sunulur. Üniformada şirketi tanıtıcı isim, işaret veya logo
bulunur. Özel güvenlik şirketlerince kullanılacak üniforma ve üniformayı
tamamlayan unsurlar ile teçhizat Bakanlıkça onaylanır.


Özel güvenlik görevlileri gece görevinde, spor
müsabakalarında, konser ve sahne gösterilerinde üniformanın üzerine, arkasında
ışığı yansıtan Ek-4’te gösterilen “ÖZEL GÜVENLİK” ibaresi yazılı yeleği
giyerler.


Alarm Merkezleri


Madde 23- Alarm merkezi kurma ve izleme izni
valiliklerce verilir. Alarm merkezi kurma ve izleme izni için valiliğe yapılacak
başvuruya aşağıdaki belgelerden birer suret eklenir.


a) Kurucu ve yöneticilerin adli sicil kayıtları,


b) Kurucu ve yöneticilerin nüfus cüzdan sureti ve ikamet
belgeleri,


c) Yöneticilerin dört yıllık yüksek okul mezunu olduğunu
belgeleyen diploma veya dengi belgenin örneği,


d) Alarm merkezini temsil edecek yöneticiler için yetki
belgesi,


e) Yöneticilerin özel güvenlik temel eğitim sertifikası
(genel kolluk birimlerinde daha önce çalışmış olanlardan buna ilişkin belge),


f) Alarm merkezinde kullanılacak teknik teçhizatın amaca
elverişliliğine ilişkin taahhütname.


Bilgi ve belgelerin incelenmesinden sonra gerekli şartları
taşıdığı anlaşılan şirketlerin yöneticileri hakkında güvenlik soruşturması
yaptırılır.


Soruşturma sonuçlarının olumlu olması halinde, Ek-5’de örneği
belirlenen “Alarm Merkezi Kurma ve İzleme İzin Belgesi” düzenlenir. Kanunun
yürürlüğe girmesinden önce yetkili merciler tarafından verilen Alarm Merkezi
Kurma ve İzleme izinleri verildikleri süre için geçerlidir.


Alarm merkezleri, alarm sistemleri aracılığıyla sürekli
olarak yapılan izleme sırasında gelen ihbarları değerlendirir ve teknik
bakımdan doğrulanan ihbarları sorumluluk bölgesindeki genel kolluğa en kısa
zamanda bildirir.


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM


Ateşli Silahlar


Silah Bulundurma ve Taşıma İzni Verilmesi


Madde 24- Koruma ve güvenliğin sağlanabilmesi için
fiziki önlemlere ve güvenlik cihazlarına öncelik verilir. Komisyon, orantılılık
ilkesine uygun olarak canlılar üzerinde kalıcı etkisi olmayan kimyasalların
kullanılmasına izin verebilir. Görevin niteliği gereği bu tedbirlerin yeterli
olmayacağının anlaşılması halinde, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli
Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna göre ruhsatlandırılması
mümkün olan yarı otomatik tabancaların ve 11/9/1981 tarihli ve 2521 sayılı
Kanun kapsamına giren av silahlarının bulundurulmasına ve taşınmasına
Komisyonca karar verilir. Bu silahların sayısı ve niteliği Komisyon kararında
belirtilir.


Görev alanında ateşli silah taşıyacak özel güvenlik görevlilerinde,
6136 sayılı Kanun ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikte belirtilen
şartlar aranır.


Silahların Temini


Madde 25- Komisyonun kararı üzerine, özel güvenlik
izni verilen kişi veya tesise valilikçe ateşli silah alma yetkisi verilir. Ateşli
silahlar, özel güvenlik birimlerinin fazla silahlarından, kamu kurum ve
kuruluşlarının ihtiyaç fazlası, standart dışı, zor alım yoluyla ele geçen
silahlarından, Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’ndan veya genel hükümlere göre
temin edilir. Ateşli silahların, bunların fişek ve tesisatlarının özel oda,
kasa veya demir kuşaklı ve takviye kilitli dolaplarda muhafaza edilmesi
zorunludur. Bunların muhafazasından özel güvenlik izni verilen kişi veya
kuruluş yetkilileri sorumludur.


Tabanca Dışındaki Silahlar


Madde 26- Görevin niteliği uzun namlulu silah
bulundurmayı ve taşımayı gerektiriyorsa, valiliklerce Genel Kurmay
Başkanlığının bu konudaki görüşü alınarak, uzun namlulu silahın niteliği ve
sayısı Komisyon tarafından tayin edilir.


Silahların Kaydı


Madde 27- Bulundurulmasına ve taşınmasına izin verilen
her türlü ateşli silah, komisyonca bir örneği Ek-6 da bulunan “Silah Bulundurma
Kayıt Defteri”ne işlenir.


Ateşli silahlar, özel güvenlik izni verilen kişi veya kuruluş
tarafından, bir örneği Ek-7 de bulunan “Silah Demirbaş Defteri”ne de
kaydedilir. Görev alanında muhafaza edilen ateşli silahlar, özel güvenlik
görevlilerine bir örneği Ek-8’de bulunan ve her sayfası yöneticiler tarafından
onaylı “Devir Teslim ve Rapor Defteri”ne imza karşılığı devir teslim edilir. Özel
güvenlik görevlileri, ateşli silahları Kanunda belirtilen istisnalar dışında
görev alanı dışına çıkaramaz.


Taşıma ve Bulundurma Belgesi


Madde 28- Her ateşli silah için Ek-9 ‘da belirtilen
“Özel Güvenlik Silah Taşıma/Bulundurma Belgesi” düzenlenir. Bu silahla görev
yapacak özel güvenlik görevlisi, kimlik kartı ve görev belgesiyle beraber bu
belgeyi de taşımak zorundadır.


Fişek Temini ve Nakli


Madde 29- Bulundurulmasına ve taşınmasına izin verilen
her silah için yirmi beş adet fişek alınmasına izin verilir. Fişek miktarı
Komisyonun kararı ve valinin onayı ile görev yeri ve niteliğine göre
arttırılabilir. Görev nedeniyle sarf edilen ve miktarı bir tutanakla tespit
edilen eksik fişeklerin tamamlanmasına izin verilir.


Ateşli silah eğitiminde kullanılacak fişekler bu sınırlamaya
tabi değildir. Programlı eğitimleri dışında personeline atış eğitimi yaptıracak
kişi ve kuruluşlara talepte bulunmaları halinde fişek almalarına genel kollukça
izin verilir.


Özel güvenlik hizmetlerinde kullanılan silah ve fişeklerin
nakli 14/8/1987 tarihli ve 87/12028 sayılı Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı
Maddelerle, Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması,
Saklanması, Depolanması, Satışı, Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi, Usul
ve Esaslarına İlişkin Tüzüğe göre yapılır.


Silah ve Fişeklerin Devri


Madde 30- Özel güvenlik izni veya silah bulundurma ve
taşıma izni iptal edilen veya ihtiyaç fazlası bildiriminde bulunan kişi ve
kuruluşlara ait silah ve fişekler genel hükümlere göre devredilir. Altı ay
içinde devir gerçekleştirilmez ise, takip eden iki ay içerisinde silahın ait
olduğu kişi veya kurum 6136 sayılı Kanuna göre ruhsat başvurusunda bulunmak
zorundadır. Süresi içerisinde ruhsatlandırılmayan silahlar müsadere edilmek
üzere adli makamlara intikal ettirilir.


Tüfekler ve tam otomatik tabancalar devredilebilir veya genel
kolluk kuruluşlarına bağışlanabilir ya da imha edilmek üzere valilikçe Makine
Kimya Endüstrisi Kurumuna verilir.


Devredilecek, hibe ya da imha edilecek veya satılacak
silahlar için Bölge Kriminal Polis Laboratuvarlarından ekspertiz raporu
aldırılır.


BEŞİNCİ BÖLÜM


Özel Güvenlik Eğitimi


Özel Güvenlik Eğitimi ve İzni


Madde 31- Özel güvenlik temel eğitimi ve yenileme
eğitimi Bakanlıktan faaliyet izni alan özel eğitim kurumlarında yapılır. Özel
güvenlik eğitim izni için Bakanlığa yapılacak başvuruya aşağıdaki bilgi ve
belgelerden birer suret eklenir.


a) Eğitim yapılacak tesisin adresi, tapusu veya kira
sözleşmesi,


b) Binaya ilişkin yapı kullanma izni veya eğitim kurumu
açılmasında fenni sakınca olmadığına ilişkin belediyeden alınan yazı,


c) Kurucu ve yöneticilerin adli sicil kayıtları,


d) Kurucu, yönetici ve uzman eğiticilerin nüfus cüzdan sureti
ve ikamet belgeleri,


e) Yöneticilerin dört yıllık yüksek okul mezunu olduğunu
belgeleyen diploma veya dengi belgenin örneği,


f) Eğitim kurumunu temsil edecek yöneticiler için yetki
belgesi,


g) Yöneticilerin özel güvenlik temel eğitim sertifikası
(genel kolluk birimlerinde daha önce çalışmış olanlardan buna ilişkin belge).


Müracaatların Değerlendirilmesi


Madde 32- Bilgi ve belgelerin eksiksiz olarak teslim
edildiği anlaşıldığında, eğitim merkezinin bulunduğu ilde, başkanı emniyet
müdürü rütbesinde olan ve üç kişiden oluşan bir inceleme komisyonu
görevlendirilir. Bu komisyon tarafından, tesisin özel güvenlik eğitimi verilmesine
uygun olup olmadığı, eğitim araç ve gereçleriyle, teçhizatın yeterli olup
olmadığı, yangına karşı gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı, belge ve
bilgilerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı araştırılarak, belirtilen yerde eğitim
merkezi açılıp açılamayacağına ilişkin bir rapor düzenlenir.


Başvurunun alınmasıyla birlikte açılacak eğitim kurumunun
yöneticisi hakkında güvenlik soruşturması başlatılır.


İnceleme ve soruşturma sonucu olumlu olan özel güvenlik
eğitim kurumları hakkında, ruhsat harcını yatırmalarını müteakiben, Ek-10’da
örneği belirlenen “Özel Güvenlik Eğitim Kurumu Faaliyet İzin Belgesi”
düzenlenir.


Eğitim Programı


Madde 33- Özel güvenlik eğitimine alınan adaylar
asgari yüz yirmi saatlik eğitime tabi tutulur. Programın otuz saati silah ve
atış eğitimine ayrılır. Ateşli silah taşımayacak özel güvenlik görevlilerinin
silah ve atış eğitimini alması zorunlu değildir. Bu görevlilerin temel eğitimi
doksan saatten aşağı olmayacak şekilde düzenlenir.


Özel güvenlik temel eğitiminde okutulacak dersler, asgari
ders saatleri, uzman öğreticilerin nitelikleri Ek-11’deki tabloda
gösterilmiştir.


Havalimanı ve havaalanlarında istihdam edilecek özel güvenlik
görevlileri alan dersleri ile Uyuşturucu Madde Bilgileri dersini, deniz
limanlarında istihdam edilecek özel güvenlik görevlileri, Deniz Limanı
Güvenliği ve Uyuşturucu Madde Bilgileri derslerini almak zorundadır.


Özel güvenlik görevlilerinin çalışacakları kuruluş ve
tesislerin özelliğine göre, eğitim kurumunca, programa ilave konular dahil
edilebilir.


Özel güvenlik görevlisi istihdam edenler, personelin fiziki
yeterliliğinin görev müddetince sürmesini sağlamakla yükümlüdür.


Silah Bilgisi ve Atış dersinin tüm uygulamaları ve silah atış
eğitimleri poligon ortamında yapılır. Özel eğitim kurumları, kendilerine ait
atış poligonu bulunmaması halinde, özel kişilere veya genel kolluğa ait atış
poligonlarından yararlanabilir. Bu kurumlar, atış eğitimini yaptıracağı atış
poligonunu, eğitim faaliyetine başladığı tarihten itibaren on beş gün içinde
Bakanlığa bildirir.


Güvenlik Sistemleri dersi, güvenlik cihazlarının kurulu
bulunduğu alanlarda da yapılabilir.


Yenileme Eğitimi


Madde 34- Özel güvenlik görevlilerinden, beş yıllık
çalışma izninin bitmesi üzerine, çalışma izninin yenilenebilmesi için özel
güvenlik yenileme eğitimi sertifikası istenir. Aynı şekilde, özel güvenlik
şirketleri ve özel eğitim kurumlarının yöneticilerinin yenileme eğitimini
alması ve beş yılda bir yenileme eğitimi sertifikasını Bakanlığa ibraz etmesi
zorunludur.


Yenileme eğitimi altmış ders saatinden oluşur. Teorik ve
uygulamalı dersler ilgili eğitim kurumu tarafından, temel eğitim konuları
arasından seçilerek oluşturulur. Dersler, eğitim konularındaki son gelişmeleri
ve yargı içtihatlarını da kapsar. Yenileme eğitiminin yirmi ders saati silah
eğitimine ayrılır.


Havalimanı ve deniz limanlarında görevli özel güvenlik
görevlilerinin yenileme eğitimi için uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan
diğer hükümler saklıdır.


Yenileme eğitiminden sonra, yazılı ve uygulamalı sınavda
başarılı olanlara özel güvenlik yenileme eğitimi sertifikası düzenlenir. Sınava
başvuranlardan özel güvenlik yenileme eğitimi devam çizelgesi istenir.


Eğitim Kurslarına Devam Zorunluluğu


Madde 35- Adayların, özel güvenlik eğitimi süresince
verilen derslerin en az üçte ikisine devamı zorunludur. Özel eğitim
kurumlarınca, kursun sonunda adayların derslere devam durumunu gösteren devam
çizelgesi düzenlenir. Kabul edilebilir bir özrü bulunmaksızın derslerin %10
undan fazlasına devam etmeyenlerin kursla ilişiği kesilir.


Sınav


Madde 36- Özel güvenlik temel eğitimini tamamlayanlar
yazılı ve uygulamalı sınava tabi tutulur. Sınava kabul edilebilmek için
adaylardan eğitim kursu devam çizelgesi istenir.


Yazılı sınav, merkezi sınav komisyonunca hazırlanan sorularla
illerde yapılır.


Bakanlıkça belirlenen sayıda yazılı sınav gözlemcisi ve
illerde yapılacak uygulamalı sınav komisyonlarında görevlendirilecek personel
valilik tarafından belirlenir.


Yazılı Sınav


Madde 37- Yazılı sınav soruları Merkezi Sınav
Komisyonu tarafından hazırlanır. Yazılı sınavın yeri, tarihi, başvuru süresi,
başvuru sırasında istenecek belgeler ve diğer hususlar en az on beş gün önceden
Komisyon tarafından belirlenerek ilan edilir.


Yazılı sınav soruları, eğitim konularının ağırlığına göre ve
konuların tamamını kapsayacak şekilde hazırlanır ve çoktan seçmeli olarak
yapılır.


Uygulamalı Sınav


Madde 38- Uygulamalı sınav, yazılı sınavdan hemen
sonra yapılır. Sınava girecek aday sayısının fazla olması halinde, illerde
birden fazla uygulamalı sınav komisyonu oluşturulabileceği gibi, sınav aynı gün
bitirilemediği takdirde, devam eden günlerde de tamamlanabilir. Sınav,
adayların silah bilgisi ve atış becerilerinin ölçülmesinden oluşan iki aşamayı
kapsar. Sınav puanı yüz puan üzerinden, yarısı silah bilgisinden, diğer yarısı
atış becerisinden verilir.


Sınav Sonuçlarının Değerlendirilmesi


Madde 39- Adayların başarı puanı yazılı ve uygulamalı
sınavdan aldıkları puanların toplamının aritmetik ortalamasıyla bulunur.
Adayların başarı puanının yeterli sayılabilmesi için, sınav ortalamasının en az
altmış, yazılı ve uygulamalı sınav puanlarının ise her birinin en az elli
olması şartı aranır.


Sınavlarda yeterli başarıyı sağlayamayan adaylar, yeniden
özel eğitim kursuna devam etmeksizin aynı yıl içinde birbirini takip eden üç
sınava katılabilir. Her üç sınavda da başarısız olan veya başarısız sayılan
adaylarda tekrar özel eğitim kursuna devam şartı aranır.


Silahsız olarak görev yapacak özel güvenlik görevlilerinin
sınavları sadece yazılı sınavdan oluşur. Bu sınavda en az altmış puan alan
adaylar başarılı sayılır.


Yenileme eğitimi sonunda yeterliliğin belirlenmesinde temel
eğitime uygulanan hükümler uygulanır.


Sınavlarda Görev Alanlara Ödenecek Ücret


Madde 40- Sınav komisyonlarının üyelerine, sınavlarda
gözetim ve değerlendirme görevi alan personele 19/9/1987 tarihli ve 87/12002
sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren Emniyet Genel Müdürlüğüne
Bağlı Her Derecedeki Eğitim ve Öğretim Kurumları ile Hizmet İçi Eğitimlerde
Aylık Karşılığı ve Ücretle Okutulacak Ders Saatlerinin Sayısı Ders Görevi
Alacakların Nitelikleri ve Diğer Hususların Tespitine Dair Esaslara göre, ders
ücreti ödenir.


Özel Güvenlik Eğitimi Sertifikası


Madde 41– Özel güvenlik eğitimi başarı puanı altmış ve
daha yüksek olan adaylara Ek-12 deki “Özel Güvenlik Eğitim Sertifikası” eğitim
kurumunca düzenlenir ve Komisyonca onaylanır.


Özel güvenlik temel eğitimi ve özel güvenlik yenileme eğitimi
sertifikaları beş yıl süreyle geçerlidir.


Eğitimde Kullanılacak Ders Malzemesi


Madde 42- Özel güvenlik eğitiminde kullanılacak
yayınların Emniyet Genel Müdürlüğü Yayın Yönetmeliği’ne göre tavsiye edilmiş
yayınlardan olması şarttır. Üniversitelerde ders kitabı ve ekipmanı olarak
kullanılan materyalde bu şart aranmaz.


Uygulamalı dersler için yeterli ekipman hazır bulundurulur.


ALTINCI BÖLÜM


Denetim


Denetim


Madde 43- Bakanlık ve valilikler, Kanun ve bu
Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilip getirilmediğini, yasak uygulama ve
davranışların bulunup bulunmadığını ve amaç dışında faaliyet gösterilip
gösterilmediğini tespit etmek amacıyla, özel güvenlik şirketlerini, özel
güvenlik birimlerini ve özel eğitim kurumlarını her zaman denetleyebilir.


Havalimanı ve deniz limanlarının denetiminde, uluslar arası
anlaşmalar ve 25/7/1997 tarih ve 97/9707 sayılı Sivil Hava Meydanları, Limanlar
ve Sınır Kapılarında Güvenliğin Sağlanması, Görev ve Hizmetlerin Yürütülmesi
Hakkında Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilip getirilmediği göz önünde
bulundurulur.


Denetimin Kapsamı


Madde 44- Denetim sırasında, faaliyet izninin
ve personelin çalışma izinlerinin geçerli olup olmadığı; özel güvenlik
görevlileri için mali sorumluluk sigortasının yaptırılıp yaptırılmadığı; üçüncü
kişilere verilen koruma ve güvenlik hizmetlerine ilişkin sözleşmelerin usulüne
uygun düzenlenip düzenlenmediği ve bu sözleşmelerin zamanında valiliğe
bildirilip bildirilmediği; görev alanına uyulup uyulmadığı; silah ve teçhizatın
ruhsatlı olup olmadığı ve bunların usulüne uygun korunup korunmadığı; kayıt ve
defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı; eğitim hizmetlerinin bu
Yönetmelik hükümlerine uygun yürütülüp yürütülmediği, Kanun ve bu Yönetmeliğin
diğer hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı ve amaç dışında faaliyet gösterilip
gösterilmediği incelenir.


Denetim Sonucunun İzlenmesi


Madde 45– Denetim sonucu düzenlenen raporun bir sureti
denetlenen birimin dosyasında muhafaza edilir, diğer sureti valiliğe, ilgisine
göre bir sureti de Bakanlığa sunulur.


Denetim sonucunda tespit edilen eksiklikler ilgili kişi,
kurum, kuruluş ve şirkete yazılı şekilde bildirilerek bu eksiklikleri gidermesi
için eksikliğin niteliğine göre asgari yedi gün süre verilir. Bu süre sonunda
eksiklikler giderilmediği takdirde veya denetim sonucu konusu suç teşkil eden
uygulamalar tespit edildiğinde Kanunun 19 uncu ve 20 nci maddesinde belirtilen
cezalar uygulanır.


Ayrıca, amacı dışında faaliyet gösterdiği veya suç kaynağına
dönüştüğü tespit edilen şirketlerin veya özel eğitim kurumlarının faaliyet izni
Bakanlıkça iptal edilir.


İdari Para Cezalarının Uygulanması


Madde 46- Kanunun 20 inci maddesinde belirtilen
hallerde, suça ilişkin tutanaklar eklenmek suretiyle, ilgili kişi ve kuruluşa
en az yedi gün süre verilerek savunması istenir. Savunması yeterli
görülmeyenlere ilçelerde kaymakamın, illerde valinin onayı ile idari para
cezası verilir.


Para cezası verilmesine ilişkin onaylar yedi gün içinde
ilçelerde mal müdürlüklerine, illerde defterdarlığa gönderilir.


Bu maddede öngörülen idari para cezaları o yerin valilik veya
kaymakamlığının bildirimi üzerine 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre Maliye
Bakanlığınca tahsil olunur.


YEDİNCİ BÖLÜM


Çeşitli ve Son Hükümler


Sakat ve Eski Hükümlü Çalıştırma


Madde 47- Özel güvenlik birimlerinde ve özel güvenlik
şirketlerinde, 10/6/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi
gereğince çalıştırılacak sakat ve eski hükümlü sayısının belirlenmesinde özel
güvenlik görevlileri hesaba dahil edilmez.


Geçici Madde 1- Kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara
bağlı müessese ve şirketlerde, 2495 sayılı Kanun hükümlerine göre özel güvenlik
hizmeti vermek üzere kurulmuş olan özel güvenlik birim ve şirketleri valiliğe
bildirimde bulunmak suretiyle özel güvenlik izni almış sayılırlar ve aynı kurum
ve kuruluşların müessese ve şirketlerine ait özel güvenlik izni alınan işyeri
ve tesislerde özel güvenlik hizmeti verebilirler.


Geçici Madde 2- 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların
Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun hükümlerine uygun olarak
istihdam edilen ve bu Kanunda öngörülen şartları kaybetmemiş olan özel güvenlik
görevlilerine 26/6/2009 tarihine kadar çalışma izni verilmiş sayılır.


Geçici Madde 3- 2495 sayılı Kanun hükümlerine göre
bünyesinde özel güvenlik teşkilatı kuranlar en az bir ay önce başvurmak
şartıyla, Komisyonun kararı ve Valinin onayı ile özel güvenlik uygulamasını
sona erdirebilirler .


Yürürlükten Kaldırılan Hükümler


Madde 48– 28/3/1994 tarihli ve 21888 sayılı Resmi
Gazete’ de yayımlanan Bazı Kurum ve
Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanunun
Uygulanmasına Dair Yönetmelik ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.


Yürürlük


Madde 49- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.


Yürütme


Madde 50- Bu Yönetmelik hükümlerini İçişleri Bakanı
yürütür.





 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 













































































































15 Aralık 2010 Çarşamba

Emlakçı MUHTARLAR

Son zamanlarda ‘ayakçı’ diye tabir ettiğimiz ‘korsanemlakçı’ sayısında bir hayli artış olduğu gözlemleniyor. Bir çok mahalleninmuhtarı, makamını kullanarak emlak komisyonculuğu yapıyor. Bunlardan en barizi2/B’nin fazla olduğu mahallelerde yaşanıyor.
Muhtarlıklarda 2/B arazi ve villa pazarlamak suretiyle emlakkomisyonculuğu yapan emek hırsızı muhtarlarla mücadele etmek, her emlakçı vedevletin görevidir. Çünkü emek hırsızının yaptığı her satış, devletin ve yasalçalışan emlak komisyoncusunun cebinden uçan para ve itibardır.
Meslektaşlarımız kira, vergi, personel vs. gibi bir çokgiderle mücadele ederek mesleğini icra ediyor ve ülke ekonomisine de katkıdabulunuyor. Emlak komisyonculuğu ile alakalı hiçbir vergi kaydı ve pazarlamaofisi olmadığı halde, muhtarlığı kullanan bu tür kişiler, kayıt dışı vergisizhaksız kazanç elde etmenin yanında, mesleğimiz mensuplarını mağdur etmekte vemesleği ayaklar altına almaktadırlar.
Birçok muhtar, emek hırsızlığını uzun süredir yapmaya devamettiği halde maliye kanun üstüne gitmiyor. Burada ilçelerin ve muhtarlarındamülkü amiri olan kaymakamlara büyük görevler düşüyor. Emek hırsızlığına devameden muhtarları tespit etmeli ve yasal işlem başlatmalıdırlar.
Yasalarda muhtarlar aynı zamanda mahallenin alım satımişlerini de yaparlar diye bir madde varsa buyursun yapsınlar!!!
Muhtarlık makamında veya kahve köşelerinde makamınıkullanarak alım satımlara aracılık eden muhtarları, ilçelerindeki mülkü amireve maliyeye dilekçe ile bildirmek her emlak müşavirinin görevidir.
Muhtarlık ideal için, topluma faydalı olabilmek adınayapılması gereken kutsal bir iştir. Muhtarlığı; tanınmak, para ve itibarkazanmak veya basamak olarak kullanmak için yapmak, bu millete yapılacak enbüyük kötülüklerden biridir.
Yıllardır mesleği icra eden birisi olarak, ofis açmakisteyen, yasal çerçevede mesleğe adım atmak isteyen herkese yardım etmeyehazırız. Emek hırsızlarının ve korsanların ise karşısında durmaya devamedeceğiz.
Not: Bir memlekette namuslu insanlar en az namussuzlar kadarcesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur

2-B Tasarıının Son Şekli

Tasarıda beş yıl geriye dönük olarak kullanma şartı kalktı.
A) Tapusuz 2/B arazilerde ;
Kanun yürürlüğe girdikten sonra en en geç bir ay içindegüncelleme listesinde veya kesinleşen kadastro tutanağında kullanıcı olan haksahibi 2/B araziyi satın almak için İdareye başvuruda bulunacak.
Başvuru sahiplerinden daha sonra satış bedellerinden mahsupedilmek üzere ;
a) Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ikibinlira
b) Dışında olan yerler için bin lira başvuru bedelialınacak.
Satış işlemleri altı ay içinde sonuçlandırılacak.
Satış bedeli peşin yada vadeli olarak ödenebilecek ; vadeliseçenekte yüzde onu peşin geri kalanı ise en fazla dört yıl içinde sekiz eşittaksitte ödenecek, vadeli ödenen kısım için kanuni faiz alınacak
2/B Arazinin satışa esas rayiç bedeli ;
2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4706 Sayılı Hazineye aitTaşınmaz Malların Değerlendirilmesi Hakkındaki Kanuna göre belirlenecek
B) Tapulu 2/B arazilerde ;
a) Bedelsiz iade edilecek Tapulu 2/B araziler :
Devlet tarafından gerçek ve tüzel kişilere satılan,dağıtılan veya iskanen verilen yada özelleştirme yoluyla satılan taşınmazlarailişkin tapu kayıtları geçerli sayılacak.
Hazine adına tescil edilenler ise, önceki maliklerine veyakanuni yada akdi haleflerine bedelsiz olarak iade edilecek.
Taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere yadabedeli ödenenlere iade işlemi yapılmayacak.
b) 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununa göre belirlenen asgarimetrekare birim değeri üzerinden satılacak tapulu 2/B taşınmazlar ;
Hazine adına orman dışına çıkarıldığı gerekçesi ile tapukayıtlarına şerh konulan tapulu 2/B arazilerHazinece açılan davalar sonucundatapularının iptaline karar verilen ancak henüz tapuda kararı infaz edilmeyentapulu 2/B taşınmazlarHazinece açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciledilen tapulu 2/B taşınmazlar önceki maliklerine veya kanuni yada akdihaleflerine altı ay içinde müracatları halinde satılacak.

10 Aralık 2010 Cuma

Kentsel dönüşüm Fikirtepe'den başlayacak

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Kadıköy Fikirtepe'den başlayarak İstanbul'da bir kentsel dönüşüm hamlesi başlatacaklarını belirterek, ''Çalışma başladığında herkes dönüşüme katılmak için birbiriyle yarışacak. İstanbul'un ekonomisi daha da gelişecek'' dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin şirketlerinden Kiptaş, Esenyurt Konutları 5. Etap'ta 6 bin lira peşinat, yüzde 0,26 faizden başlayan kredi imkanı ve 120 ay vadeyle ev sahibi olma imkanı sunuyor. 1088 konuttan oluşan proje 18 ayda tamamlanacak ve 6 bin lira peşinat veren herkes ''kurasız'' olarak ev sahibi olacak.

Projenin satışını başlatan Kadir Topbaş, projenin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul'a modern bir yaşam alanı daha kazandırmanın gururunu yaşadıklarını belirtti.
Belediye şirketlerinin amacının para kazanmak değil, vatandaşlara kaliteli hizmet götürmek olduğunu ifade eden Topbaş, İstanbulluların yüzünü güldürmek, bütün vatandaşları ev sahibi yapmak istediklerini kaydetti.
Kiptaş'ın bugün çok sayıda sosyal konut projesine imza atarak uluslararası bir marka haline geldiğini vurgulayan Topbaş, şirketin Kuzey Irak'ta yapılacak 2 milyon konut için danışmanlık hizmeti vereceğini, şartlar uygun olursa bizzat inşaat da yapabileceğini kaydetti.
Kendi başkanlık döneminde 36 bin 480 konut projesi başlattıklarını ve bunun 25 bin 340'ını tamamladıklarını anlatan Kadir Topbaş, ''Arzumuz, insanlarımızın depreme dayanıklı, sağlıklı ve modern konutlarda oturmasını sağlamak, İstanbulluları mutlu etmek'' dedi.
-''İSTANBUL'DA YENİ BİR İMAR HAREKETİ BAŞLATMAYI ARZU EDİYORUZ''-
Kendisine, ''İstanbul depreme hazır mı?'' diye sorduklarında, ''İstanbullu ne kadar hazırsa biz de o kadar hazırız'' diye cevap verdiğini ifade eden Kadir Topbaş, şunları belirtti:
''Belediyemizin binaları, köprüler viyadükler sağlam. Ancak vatandaşlarımızın evleri ne kadar depreme hazır? Bunun için İstanbul'da yeni ve modern bir imar hareketini başlatmayı arzu ediyoruz. Çarpık yapılaşmış ve deprem riski taşıyan alanlar başta olmak üzere şehri yenilemek gerektiğini düşünüyoruz. Bu amaçla bir kentsel dönüşüm çalışması başlatıyoruz. Kentsel dönüşümde belirlenen alandaki tüm yapıların arsaları hamur yapılıyor. Hiç parsel ayrımı yapılmıyor, hepsi bunun içine giriyor. Oradaki hisse oranına göre herkesi yeni parsellere hissedar yapılıyor. O mahallenin bir bölümüne okul, park, sağlık ocağı, yeşil alan olarak belirleniyor. Diğer yerlere binalar yapılıyor. Son derece modern, depreme dayanıklı bir mahalle ortaya çıkıyor. Doğrusu da bu. Vatandaşımız bu dönüşüme katılma kararını kendisi verecek. Sonra ortaya çıkacak dönüşüm alanlarına imar artışı vereceğiz. Tabii ki bunun getireceği altyapı sorunları var. Bazı bölgelerde altyapıyı yeniden yapmak lazım. Ama depremin ortaya çıkaracağı kayıp bundan çok daha fazla olur. Allah bu acıyı bu millete yaşatmasın. Ama biz tedbiri elden bırakmayacağız. Bu nedenle Kadıköy Fikirtepe'den başlamak üzere kentsel dönüşüm çalışmalarını başlatıyoruz. Konuyla ilgili dosya bu ay belediye meclisimize gelecek. Esenyurt, Esenler, Küçükçekmece, Zeytinburnu gibi birçok bölgede bu uygulamayı başlatıyoruz. Çalışmalarımız sürüyor.''
Bu sayede İstanbul'un yeniden modern ve depreme dayanıklı şekilde yapılanacağını dile getiren Kadir Topbaş, ''İstanbul farklı, tertemiz bir şehir haline gelecek. Sıvanmamış, çatılarında filizleri olan bir şehir olmaktan kurtulacak. İnanıyorum ki çalışma başladığında herkes dönüşüme katılmak için birbiriyle yarışacak. Türkiye'ye örnek olacak bu çalışmayla İstanbul'un ekonomik hareketliliği de gelişecek. İş hacmi gelişecek ve işsizlik ortadan kalkacak. Sadece inşaat sektörü değil, mobilya, perde, tekstil ve beyaz eşya gibi birçok sektör de gelişecek. Dönüşüm kendi değerini ve iş hacmini kendisi üretecek. Bu çalışmamız Türkiye'nin gelişmesine de çok önemli bir katkı sunacak'' dedi.
-''ÖZEL SEKTÖR DE SİSTEME DAHİL EDİLECEK''-
Bir müteahhitlik firmasının kendisine deprem dönüşüm projesi için teşekkür ettiğini ve ''Bu sözlerinizle İstanbul kurtulacak'' dediğini aktaran Başkan Topbaş, ''Kendisine, '70-80 metrekarelik sosyal konutlarla ilgili harçları, proje tasdik bedellerini indirsek ucuza daire verir misiniz?' dedim. Kendisi de (Veririz, hatta TOKİ'nin verdiği fiyata kadar inebiliriz) dedi. Bu fırsatı kendilerine de vereceğimizi söyledik. İstiyoruz ki bütün müteahhitler bu projelere dahil olsun ve vatandaşlarımızın yüzü gülsün. İnsanlarımız konut derdi çekmesin. Dünyadaki bütün gelişmiş şehirlerde hiçbir insanın konut derdi yok. Çünkü konut almak isteyenler 20-30 yıl vadeli banka kredisi alabiliyor. Çok ucuz kiralı yerlerde oturabiliyor. Ama bizde maalesef şehirler kurulurken bu düzen olmadığı için herkes kendi derdine düşmüş. Eğer siz yönetim olarak bu imkanları hazırlamazsanız, yurttaş da tabiİ ki bir şekilde kendisi konut sorununu çözecek'' diye konuştu.
-''KENTSEL DÖNÜŞÜM SABOTE EDİLMEK İSTENDİ''-
Yerel seçimden önce ilan ettikleri kentsel dönüşüm çalışmalarının bazı siyasi partiler tarafından sabote edilmek istendiğine dikkat çeken Topbaş,''Başta Ana Muhalefet olmak üzere siyasi partiler seçimlerde, (Bunlar sizin arazinizi peşkeş çekecekler) dediler. Bazı vatandaşlarımız da buna inandı. Çünkü dürüst insanı aldatmak çok kolay, her söze inanır dürüst insan. Biz Sayın Başbakanımızın başlattığı belediyecilik anlayışını devam ettirerek ikinci kez halkımızla bütünleşmenin gururunu yaşıyoruz. Halkımızla aynı duyguları paylaşıyoruz. Onların ise duyguları da niyetleri de farklı. İstanbul'daki kentsel dönüşümü sabote etmek istiyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu yerel seçimde İstanbul'da vaat ettiklerinin örneklerini önce CHP'li İzmir ve Antalya Belediyelerinde göstersin. Desinler ki, (İşte bizim belediyecilik anlayışımız bu. İstanbul'da seçilseydik bunu yapacaktık) desin'' şeklinde konuştu.