4 Şubat 2011 Cuma

Hangi Yabancı ülke vatandaşları Türkiyede doğradan taşınmaz edinebilir. ?

Hangi Yabancı ülke vatandaşları Türkiyede doğradan taşınmaz edinebilir. ?
 
Tapu Kanunun 5444 sayılı Kanunla değişik 35.maddesi gereğince Türkiye ile karşılıklılık (mütekabiliyet) olan aşağıda yazılı ülke vatandaşları askeri yasak ve güvenlik bölgeleri dışında  imar uygulama ve mevzi planları içinde konut ve işyerine yönelik  taşınmaz edinebilirler.Ancak bu edinim en fazla 2,5 hektar ile sınırlı olup bu miktardan fazla edinimler için Bakanlar Kurulu kararı gerekmektedir.Fazlası tasfiye ye tabi tutulmaktadır.

Türkiyede taşınmaz edinimi serbest olan ülke vatandaşlarının işlemleri doğrudan tapu sicil müdürlüklerince yerine getirilir.Edinilecek taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı,konut veya işyerine tahsis durumu ilgili belediyeye sorulmaktadır.Ayrıca  taşınmazın askeri yasak ve güvenlik bölgelerinde kalıp kalmadığı hususunda ilgili askeri makamla yazışma yapılır.
Türkiye ile karşılıklılığı olmayan ülke vatandaşlarının taşınmaz edinme istemleri tapu sicil müdürlüklerince ret edilecektir.
Geniş bilgi için.>>

Türkiye de taşınmaz tasarrufuna ilişkin olarak yabancı ülkeler iki katogoride değerlendirilmektedir.

I-Taşınmaz mal edinimi konusunda Türkiye ile arasında karşılıklılık bulunan ülkeler

II-Taşınmaz mal edinimi konusunda Türkiye ile karşılıklılık bulunmayan ülkeler



TÜRKİYE DE TAŞINMAZ TASARRUFUNA İLİŞKİN YABANCI ÜLKELER LİSTESİ( 5444 SAYILI KANUNA GÖRE YENİDEN DÜZENLENMİŞTİR)


Türkiye de taşınmaz tasarrufuna ilişkin olarak yabancı ülkeler iki katogoride değerlendirilmektedir.

I-Taşınmaz mal edinimi konusunda Türkiye ile arasında karşılıklılık bulunan ülkeler

II-Taşınmaz mal edinimi konusunda Türkiye ile karşılıklılık bulunmayan ülkeler
TAŞINMAZ MAL EDİNİMİ KONUSUNDA TÜRKİYE İLE ARASINDA  TAM KARŞILIKLILIK BULUNAN ÜLKELER(İşlemleri tapu sicil müdürlüğünce sonuçlandırılmaktadır)ALMANYA
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
ANGOLA (2006/9 saylı genelge ile listeden çıkarıldı)
ARJANTİN
ARNAVUTLUK(2007/3 sayılı genelge ile listeye alındı)
BELÇİKA
BELİZE
BENİN
BREZİLYA
BURKİNA FASO
BURUNDİ
ÇAD
DOMİNİK CUMHURİYETİ
ESTONYA
FAS(2006/9 sayılı genelge ile listeye alındı)
FİLDİŞİ SAHİLİ
FİNLANDİYA
FRANSA
GABON
GAMBİYA
GİNE
GİNE-BİSSAU
GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
GÜNEY KORE(2006/20 sayılı genelge ile listeye alındı)
GÜRCİSTAN
HIRVATİSTAN
HOLLANDA
İNGİLTERE
İRLANDA
İSPANYA
İSVEÇ
İTALYA
JAMAİKA
KANADA(2007/6 sayılı genelge ile listeye alındı)
KENYA
KKTC
KOLOMBİYA
LÜBNAN
LÜKSEMBURG
MALİ
MOLDOVA
MONAKO
NABİBYA
NİJER
NORVEÇ
PORTEKİZ
PERU
SENEGAL
SIRBİSTAN (2006/20 sayılı genelge ile listeye alındı)
SLOVAKYA
SURİNAM
UKRAYNA(2006/20 sayılı genelge ile listeye alındı)
URUGUAY
YEŞİLBURUN ADALARI

TAŞINMAZ MAL EDİNİMİ KONUSUNDA TÜRKİYE İLE ARASINDA KARŞILIKLILIK BULUNMAYAN ÜLKELER
(Talepleri tapu sicil müdürlüğünce ret edilmektedir)
AFGANİSTAN
AZERBEYCAN(2006/20 sayılı genelge ile listeye alındı)
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
BENGALDEŞ
BELARUS
ÇEK CUMHURİYETİ
DOMİNİKA
ETHOPYA
ERİTRE
GANA
HAİTİ
IRAK
İRAN(2006/20 sayılı genelge ile listeye alındı)
KAMBOÇYA
KATAR
KONGO DEMOKRATİK CUMHURİYETİ(KDC)
KORE (KUZEY)
KUVEYT
KÜBA
LAOS
LİBYA
MALDİVLER
MOGOLİSTAN (2006/9 ayılı genelge ile ilave edildi)
MYANMAR
NEPAL (
2006/9 ayılı genelge ile ilave edildi)
NİJERYA
OMAN
ROMANYA(
2006/9 ayılı genelge ile ilave edildi)
SİERRA LEONE
SLOVENYA
SOMALİ
ST.LUCİA
SUUDİ ARABİSTAN
TACİKİSTAN
TUVALU 2006/9 ayılı genelge ile ilave edildi)
TÜRKMENİSTAN (2006/9 ayılı genelge ile ilave edildi)
TONGA
VİETNAM
YEMEN


UKUKİ DAYANAK
 

 
Her iki ülke arasında adlî yardımlaşma yapılmasına olanak sağlayan hukukî dayanağın belirtilmesi zorunludur.
Ülkelere göre hukukî dayanak değişiklik göstermektedir.
1-      “Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi” (CİKAYAS), bu sözleşmeye taraf olan ülkeler için bu sözleşmeye atıf yapılması gerekir.
CİKAYAS üye ülkeler için bakınız
2-      CİKAYAS’a taraf olmayıp aramızda “İkili Sözleşme” bulunan ülkeler için bu sözleşmeye atıf yapılması gerekir.
İKİLİ SÖZLEŞME listesi için bakınız
3-       Herhangi bir sözleşmeye taraf olmayan ülkeler için “Mütekabiliyet” kuralına atıf yapılarak “Aynı koşullar altında tarafınızdan iletilecek taleplerde benzer uygulama yapılacağı" ibaresinin talepnameye eklenmesi gerekmektedir.

1-                 CİKAYAS TARAF ÜLKELER

a)Ceza İşlerinde Karşılıklı Adlî Yardım Avrupa Sözleşmesi” (CİKAYAS) (Avrupa Konseyi Sözleşme No. 30): par
Almanya, Andora Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Birleşik Krallık (İngiltere), Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ermenistan, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Letonya, Litvanya, Lihtenştayn, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Moldova, Monako, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, San Marino, Sırbistan-Karadağ, Slovakya, Slovenya, Ukrayna ve Yunanistan.
Sözleşmenin onaylanması 18/03/1968 tarih ve 1034 sayılı Kanunla uygun bulunmuş olup, metni, 5’inci Tertip Düstur, Cilt: 7/2, sayfa: 1848-1900’da ve Resmî Gazete’nin 16/10/1968 tarih ve 13028 sayılı nüshasında yayımlanmıştır.

b)  Ceza İşlerinde Karşılıklı Adlî Yardım Avrupa Sözleşmesine Ek Protokol (Avrupa Konseyi Sözleşme No. 99) (Protokol ile mali suçlar): Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Birleşik Krallık (İngiltere) Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Ermenistan, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, İzlanda, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Moldova, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan-Karadağ, Slovakya, Slovenya, Ukrayna ve Yunanistan. Protokol malî suçları CİKAYAS’ın kapsamına almakta, infazla ve mahkeme masrafları ile ilgili kararların tebliği ve sabıka kayıtlarına ilişkin bilgilerin iletilmesi esaslarını düzenlemektedir. Protokol’ün onaylanması 18/05/1987 tarih ve 3363 sayılı Kanunla uygun bulunmuş olup, metni 18/01/1990 tarih ve 20406 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

2-                  İKİLİ SÖZLEŞMELER
Sözleşmenin parantez içerisinde yazılı tam isminin yazılması gerekmektedir.
EK : 7
ADLİ YARDIMLAŞMA ALANINDA TARAF OLDUĞUMUZ İKİLİ ANLAŞMALAR
 
a) Amerika Birleşik Devletleri: “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardımlaşma Antlaşması”. 08/10/1980 tarih ve 2312 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Anlaşmanın metni 20/11/1980 tarih ve 17166 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
b) Çin: “Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşması”. 27/09/1994 tarih ve 4034 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Anlaşmanın metni 12/11/1994 tarih ve 22109 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
c) Fas: “Türkiye Cumhuriyeti ile Fas Krallığı Arasında Cezai Konularda Adli Yardımlaşma ve Suçluların Geri Verilmesi Sözleşmesi”. 19/04/1990 tarih ve 3639 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşme metni 07/10/1990 tarih ve 20658 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
d) Hindistan: “Türkiye Cumhuriyeti ile Hindistan Cumhuriyeti Arasında Cezai Konularda Karşılıklı Adli Yardımlaşma Anlaşması”. 19/04/1990 tarih ve 3635 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Anlaşmanın metni 07/10/1990 tarih ve 20658 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
e) Irak: “Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Arasında Hukuki ve Adli İşbirliği Sözleşmesi”. 19/04/1990 tarih ve 3638 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 02/08/1992 tarih ve 21303 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
f) İran: “Türkiye Cumhuriyeti ile İran Devleti (Şeyhinşahisi) Arasında İadei Mücrimin ve Cezai Mevadda Adli Müzaheret Muahedenamesi”. 07/06/1937 tarih ve 3212 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin 21/06/1937 tarih ve 3636 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
g) Kazakistan: “Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Cezai Konularda Adli Yardımlaşma ve Suçluların İadesi Anlaşması”. 04/04/1997 tarih ve 4243 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Anlaşma metni 10/04/1997 tarih ve 22960 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
h) Kuveyt: “Türkiye Cumhuriyeti ile Kuveyt Devleti Arasında Hususî Hukuk, Ticaret ve Ceza Hukuku Konularında Hukuki ve Adli İşbirliği Anlaşması”. Sözleşmenin metni 30/05/2000 tarih ve 24064 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
ı) K.K.T.C.: “Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma, Tanıma ve Tenfiz, Suçluların Geri Verilmesi ve Hükümlülerin Nakli Sözleşmesi”. 27/10/1988 tarih ve 3490 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 13/02/1989 tarih ve 20079 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
i) Lübnan: Lübnan ile ülkemiz arasında suçluların geri verilmesi alanında ayrı bir sözleşme bulunmamakla beraber, “Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardımlaşma Anlaşması” Lübnan için de geçerlidir.
j) Mısır: “Türkiye Cumhuriyeti ile Mısır Arap Cumhuriyeti Arasında Cezai Konularda Adli Yardımlaşma ve Suçluların İadesi Sözleşmesi”. 19/04/1990 tarih ve 3634 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 07/10/1990 tarih ve 20658 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
k) Moğolistan: “Türkiye Cumhuriyeti ile Moğolistan Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşması”. 10/02/2004 tarih ve 5088 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 04/05/2004 tarih ve 25452 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
l) Özbekistan: Türkiye Cumhuriyeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Sözleşmesi. 17/07/1997 tarih ve 4286 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 07/11/1997 tarih ve 23163 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
m) Pakistan: “Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslâm Cumhuriyeti Arasında Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardımlaşma Sözleşmesi”. 02/04/1982 tarih ve 2663 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 16/03/1983 tarih ve 17989 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
n) Suriye: “Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardımlaşma Anlaşması”. 19/11/1982 tarih ve 2710 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Anlaşmanın metni 18/03/1983 tarih ve 17991 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış, Türkçe metnindeki bazı maddî hatalar 15/09/1983 tarih ve 18166 sayılı Resmî Gazete’de düzeltilmiştir.
o) Tacikistan: “Türkiye Cumhuriyeti ile Tacikistan Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Sözleşmesi”. Sözleşmenin metni 30/05/2000 tarih ve 24064 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
ö) Tunus: “Türkiye Cumhuriyeti ile Tunus Cumhuriyeti Arasında Cezai Konularda Adli Yardımlaşma ve Suçluların Geri Verilmesi Sözleşmesi”. 24/09/1982 tarih ve 2706 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 20/02/1983 tarih ve 17965 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
p) Ürdün: “Türkiye Cumhuriyeti ile Haşimî Ürdün Krallığı Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardımlaşma Sözleşmesi”. 17/04/1975 tarih ve 1879 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 11/08/1975 tarih ve 15323 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
                            

3-                  MÜTEKABİLİYET
Diğer tüm ülkeler için Talepname içerisinde “Mütekabiliyet” kuralına atıf yapılması ve  “Aynı koşullar altında tarafınızdan iletilecek taleplerde benzer uygulama yapılacağı" ibaresinin talepnameye eklenmesi gerekmektedir.

TOKİ 100 TL Taksitle Ev Sahibi Yapacak

TOKİ, 500 bin yeni konut için düğmeye bastı
toki_28Başkanllık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar ile yılın son söyleşisini yaptık. 500 bin yeni konut için düğmeye bastıklarını söyleyen Bayraktar, “1+1 dairelerde de TOKİ farkını hissettireceğiz” diyor. İşte Erdoğan Bayraktar’a yönelttiğimiz sorular ve cevapları:

TOKİ’nin başarısının altında yatan nedenler nelerdir?
TOKİ çalışanlarının hiçbir zaman unutmadıkları bir konu var. O da yapılan işlerin mutlaka ve mutlaka memleket endeksli yapılması ve ülke insanının huzuruna, yaşam standartlarına, geleceğine bir katkı sağlamasıdır.
Meselenin bir diğer yönü de TOKİ bünyesinde çalışan personelin, gerekli teorik, teknik ve saha deneyimi dediğimiz pratik eğitim süreçlerinin tamamını başarıyla geçirmiş olması başarıyı kolaylaştırıyor. Benim çalışacağım insanlarda aradığım üç önemli özellik vardır; eğitim, çalışkanlık ve TOKİ’nin başarısı için kurumu sevmesi. Bu üç konu bir çalışanda varsa yine başarıdan başka yol yoktur diye düşünüyorum.

TOKİ’nin önümüzdeki yıllara ilişkin stratejik hedefleri nelerdir?
Bayraktar: Hızlı nüfus artışı ve hızlı kentleşme sebebiyle oluşan konut ve kentleşme sorunlarının çözülmesi ve üretimin artırılarak işsizliğin azaltılması amacıyla kurulan TOKİ hızla hedefine ulaşıyor. Pek yakında 500.000 konutun yapımını gerçekleştirecek olan TOKİ, şehirleri pırıl pırıl tertemiz, insanlarının deprem korkusu yaşamadan yepyeni evlerinde huzur içinde yaşadıkları, kirasını dahi ödeyemeyecek durumdaki yoksul insanların kendi evlerinin sahibi olduğu, eğitim, sağlık alt ve üst yapısı tamam bir kentleşme modelini hedefliyoruz.

100 Lira Taksitle Daire

Bunun için önümüzdeki dönemde de gecekondu ve kentsel dönüşüm ile deprem konutları birinci öncelikli konumuz olacak. Ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yapımına başladığımız hiç peşinatsız 100 lira taksitli 45 metrekarelik 1+1 konut üretimine de devam edeceğiz.

İstanbul Kayabaşı projesi Kayaşehir olarak değiştiriliyor mu?
Bayraktar: Evet Avrupa ve Türkiye’nin en büyük uydu kent projesi olarak hayata geçirilen Kayabaşı bundan böyle Kayaşehir olarak anılacak.

İstanbul’u güzelleştirmek için çalışıyoruz

Sizce İstanbul’da kapsamlı kentsel dönüşüm için neler yapılmalı?
İstanbul’un önünde duran iki büyük sorun var. Birisi depreme dayanıklı olmayan konut stoğu, diğeri ise gecekondulaşmanın getirdiği çarpık yapılaşma. Üstelik bu iki sorunun da beklemeye tahammülü yok ve bir an önce çalışmaların başlatılması gerekiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri el ele vererek İstanbul’u güzelleştirmek, sağlam ve yeni konutlar yapmak için çalışıyoruz. TOKİ olarak İstanbul’un 13 ayrı bölgesinde kentsel dönüşüm projesi yürütüyoruz. Kenti nüfus baskısından kurtarmak için çevre illerde istihdamı özendirmek ve özellikle sanayi kuruluşlarını buralara kaydırmamız gerek. Bu da İstanbul’a nefes aldıracak diye düşünüyorum.

2240 Konut ve 160 Odalı Yeni Bir Konut Projesi

Avrupa Konutları İcra Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya Avrupa Konutları markasıyla üçüncü kez Atakent’e geleceklerini bildirdi.
avrupaAvrupa Konutları İcra Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, 2006 yılında Atakent’te hayata geçirdiği 1400 konutluk Avrupa Konutları Atakent 1 projesinin ardından bölgedeki ikinci projesi 1200 konutluk Atakent 2’yi sekiz ay erken teslim etti. Şimdi de bölgenin en iddialı projesi Atakent 3’ü başlatıyor. Ispartakule 1 ve Ispartakule 2 projelerinin inşaatlarını ve satışlarını tamamlamak üzere olduklarını belirten Süleyman Çetinsaya, “Şimdi de Avrupa Konutları markasıyla üçüncü kez Atakent’e geliyoruz”dedi.

Çözüm Ürettik
Yıllardır sektöre güvenilir ve değerli bir marka kazandırmak için çalıştıklarını ve konutun markasını inşa ettiklerini ifade eden Çetinsaya, “Atakent 1 ve Atakent 2 projelerimizden konut sahibi olanlar, Avrupa Konutları farkını yaşadılar. Hem alırken kazandılar, hem dairelerini erken teslim almak suretiyle kazandılar.
Taşındıktan sonra yıllar boyu hizmet alabilecekleri, projesine sahip çıkan, arkasında duran, her türlü problemde derhal çözüm üreten bir yönetim anlayışıyla tanıştılar..Bu süreç, bizim ürettiğimiz projelere olan yoğun ilgiyi de beraberinde getirdi. Şimdi Atakent bölgesinin en değerli projelerinden birini Avrupa Konutları Atakent 3’ü ocak ayında halkımıza sunacağız. Daha şimdiden binlerce kişi, satışların başlangıcında haberdar edilmek için kayıt yaptırmış durumda..” diye konuştu.

Güven Verdik
Konutta güveni kazanmanın, konutun markasını üretmenin hiç de kolay olmadığını söyleyen Süleyman Çetinsaya, her projelerinde bir yaşam tarzı sunduklarını belirterek, satış sonrasında da büyük bir özveri ile hizmetlerini sürdürdüklerini hatırlattı. Süleyman Çetinsaya, Avrupa Konutları markasının arkasında yatan gerekçeleri ise şöyle sıralıyor: “Eğer biz markamızın arkasında durmasaydık, sözlerimizi tutmasaydık, insanlar memnun olmasaydı ürünlerimizden, bugün ‘Önce markasına bakın...’ diyemezdik.
Sattığımız ürünlerde hiç mi aksaklık olmaz. Elbette olabilir. Şikayetler oluyor mu? Az da olsa oluyor. Ancak çok titiz bir şekilde, satış sonrası servis veriyoruz. Ben bir buzdolabı satıyorsam buzdolabının arkasında olmalıyım. Ev satıyorsam evin arkasında olmalıyım. Biz sattığımızın malın hep arkasında durduk. İnsanlarla ilgileniyoruz. İnsanların telefonlarına ve maillerine cevap veriyoruz. Ne sorunları varsa hemen çözmeye, çalışıyoruz. Projelerimizde herhangi bir teknik problem olduğu zaman 24 saat teknik hizmet veriyoruz. Çocuklar için oyun alanları yapıyoruz. Basket sahası yapıyoruz. Çocukları birleştirecek görevli arkadaş koyuyoruz. Mümkün olduğu kadarı ile asgari ücret aidat alıyoruz. Bu hizmetleri asgari ücret ile yapıyoruz. Yani asgari ücret ile sitede yönetim yapıyoruz.
Tanıtım Ocak'ta
İnşaatta kullandığımız ekipleri, sitede de değerlendiriyoruz. Malzememizi, betonumuzu, ustamızı inşaattan getiriyoruz. 5 yıl önce oturuma başlanan sitede oluşan eksikleri, bugün dahi güncelliyoruz biz. Yani, 5 yıl önce diyelim ki trafik ışıklarında gün ışığından enerji alıp gece ışık verebilen bir teknoloji yoktu. Şimdi tüm eski sitelerimizde de aynı şekilde yaptık.
Özetle, Avrupa Konutları Markası’na yakışan hizmeti vermeye çalışıyoruz. Bu da halkımızın büyük teveccühüne sebep oluyor.” Avrupa Konutları Atakent 3’ün ocak ayını içinde lansmana çıkması bekleniyor. Proje detaylarıyla bölgeye büyük değer katacağı belirtilen, %85’i yeşil alanlara ayrılan Avrupa Konutları Atakent 3’ü 2240 konuttan ve 160 odalı bir otelden oluşuyor

Artık "Bekâra Dula Ev Yok" Sözü Tarihe Karışıyor

"Bekâra Dula Ev Yok" diyene 15 bin TL'ye kadar para cezası kesilecek
evvİçişleri Bakanlığı'nca hazırlanan, 'Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu Taslağı'nda ilginç maddeler. Başbakanlığa gönderilen taslakta, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, etnik köken, cinsel yönelim, felsefi ve siyasi görüş, sosyal statü, medeni hal, sağlık durumu, özürlülük, yaş ve benzeri temellere dayalı her türlü ayrımcılık yasaklanıyor.
Artık, 'bekara, dula, öğrenciye' ev vermeyen, 'ayrımcılık suçu' gereği 15 bin liraya 'İşyerinde kayırma' ve 'nefret söyleminde bulunma' da ayrımcılık türleri arasında. Böylece 'mobbing' (duygusal şiddet) ve 'nefret söylemi' de ilk kez Türk hukuk sistemine girmiş oldu. İşyerinde yıldırma, 'kişiyi işinden soğutmak, dışlamak, bıktırmak amacı ile kasıtlı olarak yapılan eylemler'; nefret söylemi de 'belirli bir kişi ya da gruba karşı nefret veya şiddete tahrik veya teşvik etmek' olarak tanımlandı.
Taslakta, kamu, gerçek ve tüzel kişilerin taşınır veya taşınmazlarının kiralama ve satışında, bilgi edinmede ayrımcılık yapılamayacak. Ayrımcılık kriterleri arasında 'medeni hal', 'cinsel yönelim' ve 'sosyal statü' de sayıldığı için bekar, dul, eşcinsel ve öğrencilere ev kiralamayanlar da bu suçu işlemiş sayılacak.

Sistem Nasıl İşleyecek?
A Kurul Denetleyecek
Akşam Gazetesi'nden Soner Arıkanoğlu'nun haberine göre, ayrımcılık suçuna karşı karşı idari ve mali özerkliğe sahip Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu oluşturulacak.12 üyesinden beşi Bakanlar Kurulu, dördü Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek. Kurul, üç üyesini, STK üyeleri arasından İstişare Komisyonu tarafından önerilecek dokuz aday arasından seçecek. Kurul, başkanını da kendisi belirleyecek.

B İspat Yükü Şikayet Edilende
Ayrımcılığa maruz kalanlar, Kurul'a başvurabilecek. Başvurular, raportör tarafından incelendikten sonra rapor Kurul'da ele alınacak.Rapor kabulü halinde soruşturma için bir uzman görevlendirilecek. Şikayet edilenden savunması istenecek. İspat yükümlülüğü şikayet edilende olacak. Taraflar, uzlaşmaya davet edilebilir, ya da mağdura belli bir tazminatın ödenmesine karar verilebilir.

C Ayrımcı Para Ödeyecek
Suçu işleyen gerçek kişi, şahıs şirketleri ve diğer tüzel kişiliği olan kurumlara bin ila beş bin lira para cezası kesilebilecek. Sermaye şirketleri için ceza iki bin 500 ila 15 bin arasında değişecek. Kamu kurum ve kuruluşlarına kesilen cezalar, suçta kasıt ve ihmali olan kamu görevlisine rücu edilecek.

Gayrimenkul Alıp-Satanlar Aman Dikkat

Yeni bir gayrimenkul aldıktan sonra ev sahibini yeni yükümlülükler bekliyor.
evlerrŞükrü Kızılot'un Haberi
Yeni bir gayrimenkul aldınız. Tapuyu cebinize koyduktan sonra, ne gibi yükümlülüklerinizin olduğunu biliyor musunuz?
Belki de uzun süre hiçbir işlem yapmayacak, bundan dolayı da cezalı duruma düşeceksiniz. En iyisi, ne gibi işlemler yapacağınızı, kısaca anlatalım.

Önce Bir Dosya
Gayrimenkulü aldığınız aşamada ve izleyen yıllarda, o gayrimenkulle ilgili çok sayıda işlemler yapacak ve vergiler, harçlar ödeyeceksiniz.
İleride bu belgeler ya da ödemelerinizle ilgili makbuzlar gerekebileceği için, bir dosya alıp, o gayrimenkullerle ilgili, tapu dahil tüm belgeleri ve makbuzları o dosyaya koymanızda yarar var. Her gayrimenkul için ayrı birer dosya oluşturulması ileride, çocuklar için de örnek bir uygulama, ölüm halinde de mirasçılar için, bir kolaylık olacaktır.

Belediyeye Bildirim
2010 yılı içinde gayrimenkul satın alanların, ilgili belediyeye, bu yılın sonuna kadar “emlak vergisi bildirimi” vermeleri gerekiyor. Bu durum, miras ya da bağış yolu ile gayrimenkul edinenler için de geçerli.
2010 yılı içinde edinilen gayrimenkuller için, yılsonuna kadar “emlak vergisi bildirimi” verilecek... Örneğin, 5 Şubat 2010 tarihinde ev alan bir kişinin, 31 Aralık 2010 tarihine kadar, ilgili belediyeye, emlak vergisi bildirimi vermesi gerekiyor.
Yılın son üç ayı içinde gayrimenkul edinenler ile ilgili özel bir durum var. Yılın son üç ayı içinde yani 1 Ekim 2010 tarihinden sonra gayrimenkul edinenlerin “edinme tarihinden itibaren üç ay içinde” ilgili belediyeye “emlak vergisi bildirimi” vermeleri gerekiyor. Örneğin 17 Kasım 2010 tarihinde gayrimenkul satın alan bir kişinin, 17 Şubat 2011 tarihine kadar, emlak vergisi bildirimi vermesi gerekiyor.

Miras Kalan Gayrimenkul
Miras yolu ile edinilen gayrimenkul nedeniyle, miras bırakanın öldüğü tarihten itibaren, dört ay içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmesi ve tahakkuk eden vergilerin de üç yılda altı eşit taksitte ödenmesi gerekiyor.

Devam Eden İnşaat
Son zamanlarda, özellikle İstanbul’da yaygınlaşan bir uygulama da, daha inşaat proje aşamasındayken ya da kaba inşaat halindeyken, satın alınan gayrimenkullerle ilgili...
İnşaat firmasına evin bedelinin, kısmen ya da tamamen ödenmiş olmasına karşın, inşaat bitmediği için tapu verilmemişse, daire alıcısının yapacağı herhangi bir işlem yoktur. İnşaatın tamamlanıp, tapusunun verilmesini bekleyecek. Bu aşamada emlak vergisi de ödemeyecek.
Bazı durumlarda, inşaat devam ederken yapılan satışlarda “kat irtifaklı arsa tapusu” verilmektedir. Bu gibi durumlarda da alıcının, arsa tapusunu aldığı yılın sonuna kadar ilgili belediyeye, “emlak vergisi bildirimi” vermesi gerekiyor.
Arsa tapusunun verildiği durumlarda, müteahhit inşaatı tamamlayıp teslim ettiğinde “cins tashihi harcı” ödenerek, daire tapusu alınması gerekiyor. Uygulamada bazı müteahhitler bu işlemi tamamlamıyorlar. Alıcı da “nasıl olsa tapum var” diye düşünerek, olayın bu yönünü bilmiyor.
Şu anda İstanbul’daki 10 konuttan 9’u “kat irtifaklı arsa tapusu”na sahip. Alıcıların sonradan bu işlemleri tamamlayabilmeleri gerekiyor. Bu formalitelerden bir kısmı da müteahhit firma ile ilgili “asgari işçilik bildirimi” ve benzeri yükümlülükleri kapsıyor. Bu nedenle, inşaat bitmeden “kat irtifaklı arsa tapusu” alanların, olayı izleyip, inşaat firmasına, formaliteleri tamamlaması konusunda uyarıda ya da hatırlatmada bulunmalarında yarar var.

Kooperatif Evi
Kooperatif yolu ile ev edinmek isteyenlerin, kooperatif inşaatı devam ederken, emlak vergisi ödemeleri gerekmiyor.
Kooperatif arsasının emlak vergisini, kooperatif tüzel kişiliği ödüyor. Evler tamamlanıp tapusunu aldığınızda, yukarıda belirtilen, yeni gayrimenkul edinenlerle ilgili işlemleri yapmanız gerekiyor.

Gayrimenkulün Satışı
Aldığınız gayrimenkulü; edinme tarihinden itibaren, 4 yıl (1 Ocak 2007’den itibaren edinilenlerde 5 yıl) içinde elden çıkarmanız halinde, bundan doğan kazanç “değer artışı kazancı” olarak gelir vergisine tabi tutuluyor (Gelir Vergisi Kanunu Mükerrer Madde 80/6). Hemen belirtelim, miras yolu ile edinilen gayrimenkullerin satışından doğan kazanç, gelir vergisine tabi değil.
Kazancın hesaplanması sırasında, gayrimenkulün edinme bedeli, DİE tarafından belirlenen aylık TEFE (1 Ocak 2006’dan itibaren ÜFE) oranına göre (elden çıkartıldığı ay hariç) yükseltiliyor. Yükseltilen bedel, satış tutarı ile kıyaslanıyor. Ortada bir kazanç varsa, bu kazanca 2010 yılında “7.700 TL istisna” uygulanıyor. Aşan kısım üzerinden, gelir vergisi ödeniyor.
Görüldüğü gibi, gayrimenkulü satın aldıktan sonra, ortaya çıkan ve çıkabilecek olan çok sayıda mali yükümlülük var. Bunları, başlangıçta gözönüne alıp, ona göre hareket etmekte yarar var.

Türkiye Emlakta da Dünyanın Gözdesi Tarih: 20/12/2010, Kaynak: Zaman

Global Property Guide'ın raporuna göre emlak fiyatları, yılın üçüncü çeyreğinde dünyanın yarısında artarken, yarısında geriledi.
emlakkGlobal Property Guide'ın (Küresel Emlak Rehberi) hazırladığı rapora göre, 35 ülkede yapılan araştırmada yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre 17 ülkede emlak fiyatlarının arttığı, 18'inde ise azaldığı görüldü.
Avrupa'da üçüncü çeyrekte yıllık bazda en yüksek artış yüzde 24,73 ile Letonya'da olurken, finansal krizin pençesindeki İrlanda en fazla düşüş gösteren ülke oldu. Raporda, Türkiye'nin Arupa'nın en cazip emlak piyasasına sahip olduğu değerlendirmesi yapıldı.
Sağlam makro ekonomik yönetime, düşen faiz oranlarına, genişleyen mortgage piyasasına, hızlı ekonomik büyüme ve artan turist ilgisine sahip ülkelerde emlak fiyatlarının değerlenme eğiliminde olduğuna dikkat çekilen raporda, Türkiye'de bütün bu olumlu unsurların bulunduğu ifade edildi.

Raporda, konut piyasasında İstanbul'un yabancı yatırımcılar için cazip olmaya başladığı vurgulandı. Kira gelirlerinin göreli olarak cazip olduğu İstanbul'un, ticaret ve konferans merkezi haline geldiğine ve bazı şirketlerin bölgesel idare merkezlerinin burada bulunduğuna işaret edilerek, bölgesel idare merkezi İstanbul'da bulunan uluslararası şirketlere Microsoft ve Coca-Cola örnek gösterildi.
Raporda, birçok ülke vatandaşlarının Türkiye'de emlak satın alabileceği, Türk bankaları ve diğer bankaların ikamet eden ya da etmeyen yabancılara emlak almaları için tutsat kredisi verdiği belirtildi. Rapora göre, ABD'de yılın üçüncü çeyreğinde emlak fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,31 geriledi. Asya'da bazı ülkelerde aynı dönemde emlak fiyatları, hükümetlerin spekülasyonlara karşı aldığı önlemlere rağmen artmaya devam etti.

Yeni Yılda Kiracılara Kötü Haber

Bu yıl yapılamayan kira artışlarının 2011'e yansıtılabileceği, kira artışlarında 2011'de 2010 yılındaki kadar muhafazakar davranılmayacağı bildirildi.
kira_01SOM Değerleme Genel Müdürü Nazan Özbaydar, pek çok kira kontratının yeni yılla birlikte yenilenmesi gerektiğini, bu gerekliliğin, kira değerinin tespitinde önemli bir ihtiyacı ortaya çıkardığını ve bu noktada değerleme uzmanlarına görev düştüğünü söyledi.

Nazan Özbaydar, kira değeri tespit raporlarının, hem mülk sahibinin hem de kiracının hakkaniyetli bir şekilde anlaşmalarına baz teşkil eden belgeler olduğu için ihmal edilmemesi gereken bir prosedür olduğuna dikkati çekti.

2010 yılında kira artışı hiç yapılmayan veya kira değerleri geri çekilen mülkler/bölgeler söz konusu olduğuna işaret eden Özbaydar, şunları kaydetti:

"Bu yıl kira artışlarında mal sahiplerinin yaklaşımları iki şekilde görülebilir. 2010'da yapılamayan kira artışlarının 2011'e yansıtılmaya çalışılacağı bir dönem yaşayabiliriz ya da tam tersi 2011'de sözleşme kirasını geri çekmeyenlerin kiracısız kalma durumu dikkate alınarak mal sahipleri temkinli davranmayı seçebilirler. Bizim görüşümüz, piyasanın genel durumunu dikkate alarak, 2011'de, 2010 yılı kira artışlarındaki kadar muhafazakar davranılmayacağı yönünde."

Kira artışlarında en yaygın yöntem

Kira kontratlarının yenilenmesi döneminde kira artış oranına etki eden ön önemli kriterlerin, kiracının uzun süredir mülkü kullanıyor olup olmadığı, kiracının düzenli ödeme alışkanlığı, mülkü ne kadar bakımlı tuttuğu, bazen de diğer apartman sakinlerinin kiracıdan memnuniyeti olduğunu söyleyen Özbaydar, "Kira başlangıcında mal sahibi tarafından mülkün nasıl teslim edildiği veya kiralama süresi sonunda kiracının nasıl teslim ettiği bazı vakalarda çok önemli olabiliyor. Mal sahibinin dekorasyonlu veya eşyalı olarak kiraya verdiği durumlarda kiracının taşınmazı sözleşme sonunda nasıl bıraktığının belirlenmesi için bir rapor hazırlanması önemli" dedi.

Kira şerhinin, kiracının haklarını güvence altına aldığını, aynı şekilde mülk sahibinin de şerh süresince kira hakkının garanti altına alınmış olduğunu ifade eden Özbaydar, kira artış oranlarında en yaygın yöntemin de yıllık TEFE - TÜFE oranının ortalamasının kullanılması olduğunu belirtti.

Kiracı da kiraladığı mülkü kiraya verebiliyor


Kiracısı olan bir mülkü satın almanın risklerinden de bahseden Nazan Özbaydar, şunları kaydetti:

"Mülkün yeni sahibi, eski sahibi ile kiracı arasında yapılmış sözleşmenin tüm hükümlerini de devralmış oluyor. Bu nedenle mevcut kira koşullarını çok iyi incelemek gerekiyor. Mal sahibi tarafından bakılırsa; uzun vadeli, kira artış oranları yüksek belirlenmiş ve düzenli ödeme alınabilen çok iyi şartlar sağlayan bir sözleşme ise ve mal sahibinin gayrimenkulü kullanma ihtiyacı yoksa sorun yok.

Ancak yeni mal sahibinin gayrimenkulü kullanması gerekiyorsa ve kiracının tapuda uzun dönemli bir kira şerhi varsa mal sahibi açısından problem yaratabilir. Yeni mal sahibinin mülkü kullanma ihtiyacını, satın aldığı tarihten itibaren bir ay içinde kiracıya ihtarname ile bildirmesi gerekiyor. Kiracının gayrimenkulü kullanmaya devam etmesi durumunda satın alma tarihinden itibaren 6 ay içinde tahliye davası açma hakkı bulunuyor."

Kiracının kiraladığı bir mülkü kira sözleşmesinde aksi belirtilmemişse bir başkasına kiraya da verebileceğini, bu yönteme alt kiracı dendiğini belirten Özbaydar, ancak alt kiracının kiralama süresinin asıl kiracının sözleşme süresinden uzun olamayacağını söyledi.

Her ay toplantılar düzenleyeceğiz

Bireysel yatırımcıların ve halkın değerleme hizmetlerinden haberdar olması için 2011'de bir sosyal sorumluluk projesine de başlayacaklarını ifade eden Özbaydar, şöyle dedi:

"SOM Değerleme olarak 2011 yılı itibariyle her ay düzenli olarak, ücretsiz bilgilendirme toplantıları düzenleyeceğiz. Bu toplantılarla kamuoyunu, gayrimenkul yatırımı yaparken karşılaşabilecekleri olası riskler hakkında bilgilendirmeyi ve bilinçlendirmeyi hedefliyoruz.

Her ayın son Cumartesi günü yapacağımız toplantılar, halka açık ve ücretsiz olacak. Katılımcılar, konunun uzmanları ile bir araya gelerek, gayrimenkul yatırımı ve değerleme hizmetleri hakkında kafalarındaki her türlü soruya yanıt bulabilecekler. Bu toplantıların ilkini 29 Ocak 2011 Cumartesi günü gerçekleştireceğiz."

Yeni Yılda Kiracılara Kötü Haber

Bu yıl yapılamayan kira artışlarının 2011'e yansıtılabileceği, kira artışlarında 2011'de 2010 yılındaki kadar muhafazakar davranılmayacağı bildirildi.
kira_01SOM Değerleme Genel Müdürü Nazan Özbaydar, pek çok kira kontratının yeni yılla birlikte yenilenmesi gerektiğini, bu gerekliliğin, kira değerinin tespitinde önemli bir ihtiyacı ortaya çıkardığını ve bu noktada değerleme uzmanlarına görev düştüğünü söyledi.

Nazan Özbaydar, kira değeri tespit raporlarının, hem mülk sahibinin hem de kiracının hakkaniyetli bir şekilde anlaşmalarına baz teşkil eden belgeler olduğu için ihmal edilmemesi gereken bir prosedür olduğuna dikkati çekti.

2010 yılında kira artışı hiç yapılmayan veya kira değerleri geri çekilen mülkler/bölgeler söz konusu olduğuna işaret eden Özbaydar, şunları kaydetti:

"Bu yıl kira artışlarında mal sahiplerinin yaklaşımları iki şekilde görülebilir. 2010'da yapılamayan kira artışlarının 2011'e yansıtılmaya çalışılacağı bir dönem yaşayabiliriz ya da tam tersi 2011'de sözleşme kirasını geri çekmeyenlerin kiracısız kalma durumu dikkate alınarak mal sahipleri temkinli davranmayı seçebilirler. Bizim görüşümüz, piyasanın genel durumunu dikkate alarak, 2011'de, 2010 yılı kira artışlarındaki kadar muhafazakar davranılmayacağı yönünde."

Kira artışlarında en yaygın yöntem

Kira kontratlarının yenilenmesi döneminde kira artış oranına etki eden ön önemli kriterlerin, kiracının uzun süredir mülkü kullanıyor olup olmadığı, kiracının düzenli ödeme alışkanlığı, mülkü ne kadar bakımlı tuttuğu, bazen de diğer apartman sakinlerinin kiracıdan memnuniyeti olduğunu söyleyen Özbaydar, "Kira başlangıcında mal sahibi tarafından mülkün nasıl teslim edildiği veya kiralama süresi sonunda kiracının nasıl teslim ettiği bazı vakalarda çok önemli olabiliyor. Mal sahibinin dekorasyonlu veya eşyalı olarak kiraya verdiği durumlarda kiracının taşınmazı sözleşme sonunda nasıl bıraktığının belirlenmesi için bir rapor hazırlanması önemli" dedi.

Kira şerhinin, kiracının haklarını güvence altına aldığını, aynı şekilde mülk sahibinin de şerh süresince kira hakkının garanti altına alınmış olduğunu ifade eden Özbaydar, kira artış oranlarında en yaygın yöntemin de yıllık TEFE - TÜFE oranının ortalamasının kullanılması olduğunu belirtti.

Kiracı da kiraladığı mülkü kiraya verebiliyor


Kiracısı olan bir mülkü satın almanın risklerinden de bahseden Nazan Özbaydar, şunları kaydetti:

"Mülkün yeni sahibi, eski sahibi ile kiracı arasında yapılmış sözleşmenin tüm hükümlerini de devralmış oluyor. Bu nedenle mevcut kira koşullarını çok iyi incelemek gerekiyor. Mal sahibi tarafından bakılırsa; uzun vadeli, kira artış oranları yüksek belirlenmiş ve düzenli ödeme alınabilen çok iyi şartlar sağlayan bir sözleşme ise ve mal sahibinin gayrimenkulü kullanma ihtiyacı yoksa sorun yok.

Ancak yeni mal sahibinin gayrimenkulü kullanması gerekiyorsa ve kiracının tapuda uzun dönemli bir kira şerhi varsa mal sahibi açısından problem yaratabilir. Yeni mal sahibinin mülkü kullanma ihtiyacını, satın aldığı tarihten itibaren bir ay içinde kiracıya ihtarname ile bildirmesi gerekiyor. Kiracının gayrimenkulü kullanmaya devam etmesi durumunda satın alma tarihinden itibaren 6 ay içinde tahliye davası açma hakkı bulunuyor."

Kiracının kiraladığı bir mülkü kira sözleşmesinde aksi belirtilmemişse bir başkasına kiraya da verebileceğini, bu yönteme alt kiracı dendiğini belirten Özbaydar, ancak alt kiracının kiralama süresinin asıl kiracının sözleşme süresinden uzun olamayacağını söyledi.

Her ay toplantılar düzenleyeceğiz

Bireysel yatırımcıların ve halkın değerleme hizmetlerinden haberdar olması için 2011'de bir sosyal sorumluluk projesine de başlayacaklarını ifade eden Özbaydar, şöyle dedi:

"SOM Değerleme olarak 2011 yılı itibariyle her ay düzenli olarak, ücretsiz bilgilendirme toplantıları düzenleyeceğiz. Bu toplantılarla kamuoyunu, gayrimenkul yatırımı yaparken karşılaşabilecekleri olası riskler hakkında bilgilendirmeyi ve bilinçlendirmeyi hedefliyoruz.

Her ayın son Cumartesi günü yapacağımız toplantılar, halka açık ve ücretsiz olacak. Katılımcılar, konunun uzmanları ile bir araya gelerek, gayrimenkul yatırımı ve değerleme hizmetleri hakkında kafalarındaki her türlü soruya yanıt bulabilecekler. Bu toplantıların ilkini 29 Ocak 2011 Cumartesi günü gerçekleştireceğiz."

2010’da Emlak Yatırımcıya Ne Kazandırdı?

Mortgage sektörü 2010 yılını rekor bir büyümeyle 2009’a oranla %30'luk büyüme ile kapattı.
evv_01Seda TABAK

Özellikle 2010’un ilk yarısından sonra gazete sayfalarını, inşaat firmalarının ilanları kapattı. Birbiri ardına çıkan her çeşit konsepte sahip projelere yönelik yapılan reklam kampanyaları, tüketicilerin dikkatini çekecek nitelikte. Konut alıcılarına, başını sokacakları evden ziyade, yeni bir yaşam tarzı satılıyor âdeta.
Hayata geçirdikleri projelere alıcı bulmak için yarışan firmalar, 2010’u iyi kapattıklarını ve 2011’den çok umutlu olduklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Bütün bunların yanı sıra, tüketicinin karşısına her sene kendilerini aştıkları projelerle çıkıyorlar. Çatısında golf sahalı, katlarda bahçeleri olan, yüzme havuzunun bile sıradan geldiği sitelerde yaşamak artık kimileri için lüks olmaktan çıkıyor. En azından gazete ve televizyon reklamlarından ve firmaların satış rakamlarından yansıyan görüntü bu yönde. Peki, gayrimenkul sektöründe neler oluyor? Patronların 2010 sektör değerlendirmesini geçtiğimiz hafta paylaşmıştık. Bu hafta ise; yılın yatırımcılar açısından nasıl kapandığını ele aldık.

Erişilebilir fiyatlı evler satılıyor
Eva Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, 2010’un büyük yatırımlarda daha çok nakit parası olan yerli yatırımcıların gayrimenkul portföyü edindikleri bir yıl olarak geçtiğini düşünüyor. Perakende konut açısından değerlendiren Yazıcı, “Ön finansman, yani projeden satışla gerçekleştirilmek için yola çıkılan birçok proje gördük. Aslında 2010 senesi bize; gayrimenkul sektöründe her dönemde ihtiyaca yönelik gayrimenkul ürünlerinin “erişilebilir fiyatlı” olduğu sürece satıldığını gösterdi. Bu açıdan geçtiğimiz yılın gayrimenkulün hareketlenmeye ve ivme kazanmaya çalıştığı bir yıl olarak görüldüğü düşüncesindeyim.” diyor ve ekliyor: “Ticari krediler açısından projelerin gerçekleştirilmesinin zor olduğu bir dönem geçirsek de, konut kredileri beklenenin üzerinde büyümüştür. Bence bu yıl yatırımcılar daha seçici oldu ve geliştiricinin güvenilirliğini daha fazla sorgulamaya başladılar, doğru olanı da bu diye düşünüyorum.”
Bütün verilere bakıldığında, 2011 senesinin gayrimenkulde toparlanma yılı olacağının düşünülebileceğini söyleyen Yazıcı, “Önümüzdeki dönemde piyasada kıpırdanmalar olacağı ama yine piyasada daha çok likiditesi hazır yerli oyuncular arasında hareket yaşanacağını öngörmek mümkündür. Perakende konut kredileri pazarının ise ivmelenerek büyüyeceğini düşünüyorum.” diyor.

4 milyon konut stoku var
Eva Gayrimenkul Değerleme’nin son verilerine göre; İstanbul’daki konut stokunun 2007’de 3.699.807 adet iken, 2008’de bu rakam 3.826.170 adete çıkmış. Tahmini konut stokunun yıllık takribi yüzde 3 büyüdüğü ve 2010 yılı sonunda 4 milyonun biraz üzerinde olacağını öngörülüyor. Yazıcı, “Bunların dışında konut satış rakamlarına baktığımızda 2009 un ilk yarısı ile 2010 un ilk yarısı karşılaştırıldığında yeni inşaat için alınan ruhsatlarda yüzde 64’lük bir artış olduğunu görüyoruz, bu olumlu bir gelişme.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “İstatistiklere konut satış rakamları anca tapu devri ile yansıyor. Oysa projeden “satış vaadi sözleşmesi” ile konut satılması ise ülkemizde çok yaygın. Tapu devirleri projelerin başlamasından 2-3 sene sonra yani mülkler teslime hazır olduğu zaman yapılıyor. Bu nedenle tapu devir verilerine yıllık bakıp o yıl için yorum yapmamak gerekiyor.

2010 iyi bir yıl oldu
Konuta yönelik gayrimenkul yatırımları için 2010 iyi bir yıl oldu diyen Yazıcı, “Ticari ve arsa için işlerin biraz daha zor olduğu bir yıl oldu. Öte yandan büyük arsa ihaleleri yapıldı ve hepsi satıcı için güzel fiyatlarla alıcı buldu. Bunlar sektöre olumlu dinamikler getirdi, piyasaya olan güveni arttırdı.” diyor.

Sektör 9 ayda yüzde 18,4 büyüdü
Epos Gayrimenkul Danışmanlık ve Değerleme Yönetici ortaklarından Neşecan Çekici, konut sektörüyle ilgili şu rakamları veriyor: “2009 yılının üçüncü çeyreğinde 18,2 oranında küçülen inşaat sektörü, 2010 yılının aynı döneminde yüzde 24,6 oranında büyüdü. Sektör dokuz aylık dönemde ise 18,4 oranında büyüme gösterdi. İnşaat sektörü üçüncü çeyrek bazında en fazla büyüyen sektör olma özelliğine sahip oldu. İnşaat sektörünün GSYİH içerisindeki payı ise dokuz aylık dönem için 5,6 olarak gerçekleşti. Mortgage kredilerinde ciddi bir genişleme olmasına rağmen, hala GSMH’nın yüzde 5’i seviyelerinde…”

Bu sene 260 bin konut satıldı
2010 yılı üçüncü çeyrek sonu konut satış rakamları 259.824 adet. Bu satışın 56.799 adedi İstanbul’dan. 2009 yılında Türkiye rakamları 531.746 idi.131.150 adet konut satışı İstanbul’da gerçekleşmişti.2010 yılı kapanırken geçen yılın satış rakamlarına ulaşılamayacak gibi duruyor. Markalı konut projelerinde ise rekabet son hızla bu yıl da devam etti. Epos Gayrimenkul tarafından 5 yıldır takip edilen markalı konut projeleri verilerine bakıldığında, İstanbul’da 638 adet markalı konut projesi satışa çıkmış. Bu da yaklaşık 300 bin adet konuta tekabül ediyor. Bu adedin yüzde 63’ü ise Avrupa yakasında bulunuyor.

33 markalı proje start verdi
2010 yılında arzda hız kesildiğini belirten Çekici, markalı konut projeleri ile ilgili şunları söylüyor. “Bu yıl içinde Avrupa yakasında 21 adet projede yaklaşık 18.000 adet konutun lansmanı gerçekleşti. Anadolu yakasında ise 12 adet konut projesinde 4.000 adet konut inşaatı start aldı.
Konu projelerin teslimleri ise ağırlıklı olarak 2012 ve 2013 yıllarında olacak. 2009 yılında her iki yakanın toplamında yaklaşık 50 adet proje tüketiciyle buluşturulmuştu; konut adedi ise yaklaşık 21.000 adet idi. Bu rakamları oluşturan ağırlıklı bölgeler Avrupa yakasında; Beylikdüzü, Bahçeşehir ve Ispartakule; Anadolu yakasında ise, Ataşehir, Çekmeköy, Sancaktepe, Kartal ve Maltepe olarak geçtiğimiz yıla damga vurmuştu.”
2010 konut stoku erime dönemiydi
Bu senenin, özellikle markalı konut projelerinde stok eritilme senesi olduğunu söyleyen Çekici’ye göre 2010 bir anlamda konut geliştiricilerin hem yeni projelerinin hazırlıklarının sürdüğü, hem arsa arayışlarının olduğu, hem de eldeki stokları belli ödeme kolaylıklarıyla tüketiciye sunulduğu bir yıl. “Özellikle İstanbul’da B ve B+ sosyo-ekonomik gruba hitap eden projelerde ciddi bir konut stoku olduğu bir gerçek.” diyen Çekici, bu stoku projelerin sona kalan tortu dairelerinin ve ikinci ellerinin oluşturduğunu söylüyor. “2010 yılının son çeyreğinde başlayan büyük montanlı konut projeleri piyasada yerini alacak” diyen Çekici sözlerine şöyle devam ediyor: “Gelişmekte olan bazı şehirlerde da hazırlıkları tamamlanmak üzere olan konut projeleri söz konusu. Geçtiğimiz 2 kritik yılda arsa fiyatları gerilemedi. Özellikle lokasyon açısından avantajlı noktalarda arsa payları halen çok yüksek.”

İlk satış döneminde alan kazandı
“Emlak, yatırımcı açısından her dönem en güvenilir yatırım aracı...” diyen Çekici uygun fiyatlı, lokasyonu gelecek vaat eden bölgelerin her dönemde tercih gördüğünün altını çiziyor ve ekliyor: “Ancak yatırımcı son yıllarda bilinçlendi. Bölge metrekare fiyatlarını karşılaştırıyor, kritik ediyor. Doğru fiyattan, doğru yerde ve güvenilir inşaat şirketlerine yatırım yapmaya devam ediyor. Projelerde ilk satış döneminde yatırım yapanlar her zaman olduğu gibi 2010’da kazandı. Projenin başı ile teslimi arasındaki değer artışından yararlanmak amaçlı alışverişler yapılıyor.”

En çok primi arsalar yaptı
Çelen Kurumsal Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık Başkanı Güniz Çelen’e göre, emlak 2010’da iyi bir yatırım aracıydı. Özellikle ilk ve ikinci çeyrekte konuta yatırım yapanların ciddi değer artışından faydalandığını dile getiren Çelen, “Doğru lokasyonlarda ofis, dükkân gibi işyerlerinin de aynı potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz. Ama en büyük primi arsalar yaptı. İmarlı arsa kentsel alanda hala yatırım yapılabilir nitelikte.” diyor.
Kriz döneminde özellikle gayrimenkulün değerinin anlaşıldığının altını çizen Çelen, “Anaparanın değer kazanımı çok hızlı gerçekleşiyor. Dolayısıyla orta ve uzun vadede değer yitimi söz konusu olmuyor ve kendisi yeni kaynak yaratmak için teminat olma özelliği taşıyor” derken 2011’de emlak yatırımı yapmak isteyenlere de şu tavsiyelerde bulunuyor: “Emlak alırken geleceğin trendlerini anlamak, geriye bakmaktansa yükselen değerlerin sonucunda ortaya çıkan ihtiyaçlara eğilmek gerekir. Bu tür özgün yatırımların peşinden gitmek, erken evrede projeye girmek en akıllıca davranış olacaktır.”

Mortgage 2010’u rekorla kapatıyor
Mortgage sektörü, 2010 yılını rekor bir büyümeyle kapatıyor. 2009’u da 5,1 milyar TL tutarında bir büyümeyle 42,7 milyar TL ile kapatan sektör, 2010’u yaklaşık 14 milyar TL’lik bir hacim artışıyla 56 milyar TL’nin üzerinde bir büyüklüğe ulaşarak bitirecek. Bu da yaklaşık olarak yüzde 30’luk bir büyümeye tekabül ediyor.
Garanti Mortgage Genel Müdür Yardımcısı Umur Güven’e göre; 2011’de Mortgage sektörü yaklaşık yüzde 25 oranında büyüyecek ve 70 milyar TL tutarında bir hacme ulaşacak. 2010’da konut sektörünün halen 2008 sonunda başlayan küresel finansal krizin etkilerinden çıkmaya çalıştığını söyleyen Güven, “Mortgage Uzmanı Garanti’nin desteğiyle hazırlanan Reidin.com Emlakendeks’in Türkiye’nin en büyük yedi ilindeki verileri baz alarak hazırladığı Türkiye kompozit satış ve kira endekslerinde 2010’da pozitif bir trend olması, sektörün 2009 Şubat ayından başlayan toparlanmanın devam ettiğini gösteriyor. Ancak gelinen nokta, halen endekslerin en üst seviyede olduğu 2008 Mart-Nisan seviyelerinin altında olduğunu da görüyoruz.” diyor.

Konut fiyatları enflasyonun altında
“2010’da söz konusu endekse göre, Türkiye genelindeki konut fiyatları yüzde 2,19 artarken, kira artış oranı yüzde 2,12 oldu.” diyen Güven sözlerine şöyle devam ediyor: “Bugün geldiğimiz bu noktayı değerlendirip artış oranlarının enflasyonun da altında kaldığının altını çizerken; tüm dünyada 1930’lardan bu yana yaşanan en büyük krizden çıkış yollarının arandığı bir dönemde olduğumuzu, pek çok gelişmiş Avrupa ülkesinin halen krizin etkisi altında olduğunu unutmamalıyız.”
Getiri beklentisi alınan riskle orantılı
“Artık, düşük enflasyonla yaşamanın getirdiği artı değerleri göz önünde bulundurarak, konut gibi gayrimenkul yatırımlarına da, orta, hatta uzun vadeli bir perspektifte bakmayı öğrenmeliyiz.” diyen Umur Güven, gayrimenkul fiyatlarının, serbest piyasa dinamikleri içinde, arz-talep dengesine ve ekonomideki faiz hadlerine göre değişkenlik gösterdiğinin altını çiziyor. Buna bağlı olarak getiri beklentisinin, alınan riskle orantılı olduğunu belirten Güven, “Ancak uzun vadeli bir bakış açısıyla analiz edersek, hızla büyüyen ve kentleşen, çok genç bir nüfusa sahip, eğitim düzeyi gittikçe yükselen, konut stokunun yenilenme ihtiyacı olan Türkiye’de, gayrimenkul, özellikle konut yatırımı, iyi bir alternatiftir. 2011’de, beklenmedik iç ve dış şokların olmaması halinde, konut fiyatlarının yukarı yönlü hareketinin devam edeceğini düşünüyoruz.” diyor.

Konut arzı genişliyor
Alınan yeni konut yapı ruhsatına göre daire sayısı yılın 3. çeyrekte gerileme göstermiş ve 157.820 adet olarak kaydedildi. Buna karşılık alınan yapı kullanım izin belgesine göre daire sayısı 3. çeyrekte 89.368’e kadar yükselmiştir. Kullanıma giren konut arzı genişlemesini sürdürüyor.

Konut kredisi faiz oranları dip yaptı
Konut kredisi faiz oranlarındaki düşük seviyeler devam ediyor. Yıl boyunca düşüş eğiliminde olan Yıllık Maliyet Faiz Oranları (YMO) yıl boyunca en düşük seviyesine ulaştı ve yüzde 9-10 bandına kadar geriledi. Konut kredisi vadeleri de uzama eğilimini koruyor, geçen yılın son ayında 6-10 yıl vade kullanımı yüzde 48,4 iken bu yıl aynı dönemde yüzde 52,1’e yükseldi.

Takipteki konut kredilerinde düşüş
Takipteki konut kredileri ise 3. çeyrekte 925 milyon TL iken, son çeyrekte 902 milyon TL’ye geriledi. Takibe düşen konut kredilerindeki düzelme devam ediyor.

Konut kredisi talebi arttı mı?
Peki tüm bu iyileştirmeler sonucu konut kredi taleplerinde gerçekten bir artış gözlemlendi mi? Son çeyrek için konuşacak olursak: Hayır. Gerçekten de Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre 2. çeyrekte konut kredileri kullandırılan kişi sayısı bir önceki döneme göre artarak 108.017’ye yükselmişken, son çeyrekte konut kredisi kullanan kişi sayısı 97.443’te kaldı. HürriyetKıyasla.com üzerinden yapılan konut kredileri başvuruları da bunu doğrular nitelikte: 3. çeyrekte tüm başvurular içinde konut kredisi başvurularının oranı bir önceki döneme göre yüzde 2,9 azaldı. Üstelik portal üzerinden kullandırılan ortalama konut kredisi miktarı da 2. çeyrekte 76.000 TL iken, bu tutar 3. çeyrekte 64.000 TL’ye kadar geriledi. Vadelerde ise bir değişiklik görülmedi. Portal ziyaretçileri her iki dönemde de ortalama 84 ay vadeli kredi aramaları gerçekleştirdi.

Konut kredinizi yeniden yapılandırın
Türkiye’de mortgage faizleri düşerken, vadeler de artık 20 yıla kadar uzayabiliyor. Bu trend devam ederse, her geçen ay düşme eğiliminde olan faiz oranları, genişletilen vade seçenekleri, yakın zamanda mortgage sistemini Türkiye’de ev almanın vazgeçilmez bir yolu haline getirebilir. Türkiye’de 2010 yılında, bankaların masraflar dahil yıllık faiz oranlarına bakıldığında son üç aydaki düşüş eğilimini görebileceğimiz gibi, yıllar bazında mortgage faizlerinin dip yaptığı dönemlere bakıldığında ise, 2008-2010 yılları arasında masraflar dahil faiz oranının bu yıl yüzde 9,92 ile en düşük seviyesini yaşadığını görebilmekteyiz. Bu durumda 2008 yıllında alınmış bir mortgage kredisinin oldukça yüksek aylık ödemeleri olduğunu tahmin edebiliriz. 2008 yılında konut kredisi almış birinin bu zarardan dönmesi için, kredisini bugünkü oranlardan yeniden yapılandırılması gerekiyor.

Yıllar En Yüksek Ymo En Düşük YMO Ortalama YMO
2008 32,14 % 17,60 % 21,21 %
2009 23,40 % 12,67 % 17,41 %
2010 15,74 % 9,92 % 13,39 %

Doğru yapılandırma kazandırıyor
Örneğin, 2008 yılında 100.000 TL 120 ay vadeli yüzde 17,60 YMO’lu bir mortgage kredisi aldığınızı ve 2 yıl düzenli ödemelerinizi yaptığınızı varsayalım. 2010 yılına gelindiğinde YMO oranlarının düşmesinden faydalanarak borcunuzu yüzde 9,92 YMO ve 8 yıl vadeli bir mortgage kredisi ile yapılandırdığınızda, 18.785,62 TL’lik bir kazanç sağlayabiliyorsunuz. Görüldüğü üzere, mortgage kredisinde yaşanan gelişmeleri takip ederek, doğru seçimleri yapabilirseniz, kredinizi yapılandırarak büyük tasarruflar sağlayabilir ve kredinizi daha ucuza getirebilirsiniz.

Bank Of America Batık Mortgage Devlerine 2,8 Milyar Dolar Ödedi

Bank Of America, Fannie Mae ve Freddie Mac'le batık konut kredisiyle ilgili davalarda anlaşmaya vardı.
bank-of-americaBofA, 2008 yılında satın aldığı Countrywide Financial Corporation şirketinin Fannie Mae ve Freddie Mac'e batık konut kredisi satmasıyla ilgili olarak anlaşma sağlandığını, anlaşmanın bu iki kuruluşun gelecekteki hak talepleri dahil bütün taleplerini sona erdirdiğini açıkladı. Banka, Freddie Mac'e 1,28 milyar dolar ve Fannie Mae'ye 1,52 milyar dolar ödediğini bildirdi.

Anlaşmanın BofA'ya, birçok piyasa uzmanının korktuğundan çok daha az maliyeti oldu. BofA'nın, batık konut kredisi satmasıyla ilgili olarak milyarlarca dolar ödemek zorunda kalacağından endişe ediliyordu. Araştırma şirketi Institutional Risk Analytics'in Başkan Yardımcısı Christopher Whalen, “Bu BofA için bir hediye oldu” dedi.

Hisseler Değer Kazandı
Rochdale Securities LLC'den Dick Bove, BofA'nın batık konut kredilerini geri satın almakla ilgili gelecek dört yılda her yıl 5 milyar dolar ödemek zorunda kalacağını tahmin ettiğini söyledi. Anlaşmanın sağlanması üzerine bankanın hisseleri dün New York Borsası'nda yüzde 6,3 (85 sent) değer kazanarak 14,19 dolara çıktı.

BofA'nın üst yöneticisi (CEO) Brian Moynihan, “Bu anlaşma önemli yasal konuları hissedarlarımızın yararına olacak biçimde çözüyor. Bu ödemeler, Freddie Mac'in bankaya yönelik bütün ödenmemiş borç ve potansiyel tutsat taleplerine son veriyor ve Fannie Mae'nin taleplerini çözüme kavuşturuyor” diye konuştu.

Fannie Mae Başkan Yardımcısı Michael Williams da, “BofA ile varılan anlaşma adil ve bu muallaktaki hasarlar konusunda sorumlu bir çözüm” dedi. Fannie Mae ve Freddie Mac, bankaları, gelir seviyesi ve konutun değeri gibi temel koşulları karşılamayan batık kredileri satmakla suçluyor.

2011 Emlakta Yatırım Yılı Olacak

2010'da boş durmayan, akılcı yatırımlar ve tüketiciyi çeken ödeme planlarıyla krizin etkisini silmeye çalışan markalı konut sektörü, 2011 için hazırlığını yaptı
konuyKonut talebinin 20052007 dönemindeki gibi tekrar canlanmasını bekleyen üreticiler, yeni projelerin arzına 2011’de de devam edecek. Markalı konut sektörünün çoğunluğunu oluşturan temsilcilerin açıklamalarına göre, bu yıl toplam değeri 15 milyar lirayı bulan yeni yatırımlar için düğmeye basılacak.
Emaar, Libadiye'ye Başlayacak
Yeni projeler üretecek şirketler arasında Ant Yapı, Sur Yapı, Soyak, DAP Yapı, Sinpaş GYO, Varyap, Emay İnşaat yer alırken, bir süredir merakla beklenen pek çok projenin temeli de 2011’de atılacak. Bu projelerden biri, kuşkusuz Dubai merkezli Emaar’ın İstanbul Libadiye’deki yatırımı. Toprak Grubu’na ait arsayı 2008 yılında 425 milyon dolara satın alan Emaar’ın İstanbul’un en değerlileri arasındaki arsada yapacağı proje, o tarihten beri merak konusu.

Dünyanın önde gelen mimarlık firmalarına çeşitli proje alternatifleri hazırlatan, ancak lansmanı henüz yapmayan Emaar, yüksek bir kule ile çeşitli binalardan meydana gelmesi beklenen projesinin 1.5 milyar dolarlık (2.3 milyar lira) bir yatırım olacağını açıklamıştı. Projenin içinde yer alacak alışveriş merkezinin (AVM) kiralama çalışmaları da devam ediyor.

Ali Sami Yen de Rezidans Olacak
Uzun süredir gündemde olan bir başka proje de İstanbul Mecidiyeköy’deki Ali Sami Yen Stadyumu’nun yerine yapılacak olan rezidans binası. Aşçıoğlu İnşaat, geçen yıl TOKİ’nin yaptığı hasılat paylaşımı ihalesini 475 milyon liraya kazandığı arsada yapacağı proje için Torunlar Şirketler Grubu ve Dünya Göz Hastaneleri’nin sahibi Eray Kapıcıoğlu ile ortak oldu.

Galatasaray’ın 15 Ocak’tan itibaren maçlarını Seyrantepe’deki Türk Telekom Arena’da oynamaya başlamasıyla birlikte Ali Sami Yen Stadyumu’nun yıkım sürecine girmesi ve 300 milyon dolarlık (465 milyon lira) bu projenin de 2011’de temelinin atılması planlanıyor. İstanbul’un en gözde lokasyonlarından Büyükdere Caddesi üzerindeki Özdilek Grubu’na ait arsada da inşaatın bu yıl başlaması bekleniyor. Özdilek’in 200 milyon dolarlık (310 milyon lira) bir yatırımla arsada rezidans ve otel inşa edeceği açıklanmıştı.

Lord Norman Foster'ın Projesi 2011'de İstanbul'a Geliyor
Büyükdere Caddesi’nin ilgiyle izlenen bir başka arsasında daha ilk kazmanın 2011’de vurulacağı açıklandı. Renault Mais’in 10.6 dönümlük arsasını Şubat 2007’de satın alan Kazakistan merkezli Landmark’ın krizde yatırımdan vazgeçmesiyle EriaPartners‘a sattığı arsada ünlü bir mimarın elinden çıkan devasa bir kule yükselecek.
Lord Norman Foster’a ait Fosters+Partners tarafından hazırlanan projenin 300 milyon dolarlık (465 milyon lira) bir yatırım olacağı açıklanmıştı. Kulislerde, isminin ‘Skymark Tower’ olacağı konuşulan projede rezidans daireleri ve ticari üniteler bulunacak. Dünyanın en iyi mimari projesi seçilen İstanbul Ataşehir’deki Varyap Meridian’ın ardından 2011’de yeni bir projeye başlayacak olan Varyap da 500 milyon dolarlık (775 milyon lira) yatırım yapacak.

Çalık Grubu’nun şirketi GAP İnşaat ile ortak Doğu Ataşehir’de bir konut projesi geliştiren şirket, yine iddialı bir mimari örneği sergilemek için çalışıyor.

3 yıl önce İstanbul Zincirlikuyu’daki Tat Towers’a komşu arsayı TOKİ’den 45.5 milyon liraya alan Soyak, yaklaşık 4 dönümlük arsa üzerindeki projesini 2011’de başlatacağını açıkladı. Soyak’tan yapılan açıklamaya göre, daha önce ofis bloğu olması öngörülen yatırım, rezidans olarak düşünüldü. Burada, 75 özel rezidans dairesi inşa edileceği bildirildi. Yeni yılla birlikte, Sinpaş GYO da Ankara’daki ilk yatırımına başlayacak.

Şirketten yapılan açıklamada, Büyükesat’taki projenin temelinin bu yıl atılacağı bildirilirken, 380 konutluk projenin konsept çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğu kaydedildi. Büyükesat Mahallesi’nde bulunan ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne 900 metre mesafedeki projenin idare izin süreçleri devam ediyor.

212 İstanbul'dan Kampanya
AVM MFI Partners tarafından yönetilen 212 İstanbul Power Outlet, sosyal sorumluluk projesi olarak Kızılay Kan Merkezi ile birlikte ortak bir çalışma yürütüyor. Perakende sektöründe outlet ve power center konseptini aynı çatı altında buluşturan 212 İstanbul Power Outlet gönüllü kan bağışçılarının ziyaretini bekliyor.

Kızılay Kan Merkezi tarafından, 8-9 Ocak 2011 tarihlerinde İstanbul Halkalı’daki 212 İstanbul’da yer alacak kan alma otobüsüne gelen ziyaretçiler kan bağışında bulunabilecekler. Kan bağışında bulunan ziyaretçilere, sinema bileti hediye edileceği belirtiliyor.

Dubai Emiri Şeyh Maktum’un sahibi olduğu Zabeel İnvestments’ın yatırımı olan lüks otel Zabeel Saray, 4 Ocak 2011 tarihinde açılıyor. Açılışı Şeyh Maktum’un Dubai Emiri ilan edildiği günün yıldönümüne denk getirilen, Dubai’nin en lüks otellerinden biri olan ve tarihin insan yapısı en büyük adası Palm Jumeirah üzerinde inşa edilen Zabeel Saray’ın elektrik, elektronik ve otomasyon işlerinin tümü, Dubai’de birçok projeye daha imzasını atmış olan Türk firması AE ArmaElektropan A.Ş. tarafından gerçekleştirildi. Projedeki elektronik ve elektroteknik sistemin tutarının 20 milyon doları aştığı belirtiliyor.

İş GYO İzmir'de Başlıyor
3 yıldır bekleyen bir başka proje de İş GYO’nun İzmir’deki rezidans kuleleriydi. İmar planlarının bu yıl bitmesiyle yatırım devreye girecek.