Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
26 Aralık 2011 Pazartesi
Tapuda büyük yenilik
Bakan, "Artık vatandaşlar aracıya gerek kalmaksızın, evraklarını getiriyor, tapu sicil müdürlüğüne teslim ediyor'' dedi
Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, ''Sicil müdürlüklerinde randevu sistemine geçiyoruz. Artık vatandaşlar aracıya gerek kalmaksızın, evraklarını getiriyor, tapu sicil müdürlüğüne teslim ediyor'' dedi.
Bakan Demir, Ankara'da düşen askeri helikopterde şehit olan pilot üsteğmen Taner Erdoğan'ın Erbaa ilçesindeki cenaze törenine katıldıktan sonra, bakanlığına bağlı kurumlarda incilemelerde bulunmak üzere Tokat'a geldi.
Tokat Valisi Şerif Yılmaz'ı makamında ziyaret eden Bakan Demir, ilin sorunları hakkında bilgi aldı. Ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, 81 ilde yapı denetimlerini yaygınlaştırdıklarını ifade eden Bakan Demir, yeni ruhsat alacak olan binalara enerji kimlik belgeleri verileceğini hatırlattı. Tokat'ta bu konuyla ilgili mühendislerle bir araya geleceklerini anlatan Demir, kentteki kadastro çalışmaları hakkında da bilgi verdi.
Kentte kadastro çalışmalarının tamamlandığını, bir birimde çalışmaların devam ettiğini ifade eden Bakan Demir, ''Tokat'ta bir tane birimimiz kaldı. O da bu sene bitecek. Bu arada tekrar geçmişte yapılanları yenileme çalışmalarına başlıyoruz. Bir program yapıldı ama bu programı daha da kısaltacağız. İki yıl içerisinde yenileme çalışmalarını tamamını, özellikle Tokat'ta ve Sivas'ta bu yıl bitirmeyi planlıyoruz'' dedi.
Bakan Demir, sicil müdürlüklerinden, fiziki mekanı yetersiz olanları yeterli hale getireceklerini de belirterek, bu çalışmaları da 2011 yılı içerisinde tamamlayacaklarını bildirdi. Demir, şöyle devam etti:
''Bölgeyi kast ediyorum. Sadece Tokat değil, Sivas'ı da buna dahil ediyorum. Bildiğiniz gibi belli bir oranın üzerinde olan sicil müdürlüklerinde randevu sistemine geçiyoruz. Artık vatandaşlar aracıya gerek kalmaksızın, evraklarını getiriyor, tapu sicil müdürlüğüne teslim ediyor. Tabii sicil müdürlüğü kendisine bankalardaki gibi bir sıra numarası veriyor. O sıra numarası dahilinde aynı gün içerisinde işlemi yapılıyor. Fiziki mekanlarımızı yenileyeceğiz.''
Bakan Demir, İller Bankası ile ilgili özellikle yerel yönetimlere ve il özel idarelerine hem mühendislik anlamında hem finans anlamında oldukça büyük destekler verdiklerine dikkati çekerek, ''Köylere hibe kapsamında Tokat'a da 2010 yılında bir kaynak gönderildi. 2011 yılında da yine o kaynaklar gelmeye devam edecek'' diye konuştu.
KAMU İHALELERİ SON DERECE ŞEFFAF VE SAĞLIKLI YAPILIYOR
Bir gazetecinin yeni yapılan ihale kırımları düzenlemesi ile ilgili sorusunu da cevaplayan Demir, şunları kaydetti:
''Kamu İhale Kurumu bir kat sayı yayınlamıştı. Yani ihale yapılırken tekrar ihale tenzilatı anlamına gelebilecek bir katsayıydı. Görüşmeler çerçevesinde tekrar kaldırılması noktasında bir düzenleme oldu. Özellikle Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve tüm kurumlarımız bildiğiniz gibi son 8 yıl, hükümetlerimiz döneminde en çok şikayet edilen şey kamu yapımları oldu. İhaleler sürekli problem olurdu. 8 yıl da binlerce, on binlerce ihale yapılmıştır. Ama kamuoyunda kamu ihaleleri son derece şeffaf, güvenilir, itimat edilir oldu. İhalesi yapılan işler de süresinden önce bitiriliyor. O son düzenlemede kaliteyi, verimliliği artıran, kamu yapımcı ve müşavir firma arasındaki problemleri de ortadan kaldıran sistemi çok daha sağlıklı hale getiren bir sistem. Daha önceki uygulamaya yeniden dönüş anlamı taşıyan düzenleme.''
Kamu ihale kanunlarının dünyanın her ülkesinde sürekli yenileme ihtiyacı olan, sürekli takip edilmesi gereken kanunlar olduğuna da işaret eden Bakan Demir, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Doğası vardır işin. Malzemeler değişiyor. Yapım şekilleri değişiyor. Teknoloji değişiyor. Bina yapma refleksleri, kullanma refleksleri değişiyor. Şu anda kamu ihale kanunumuz dünyada en iyi uygulanan en iyi netice veren ihale kanunlarından bir tanesi. Onun için düzenlemeler buna yönelik. Biz de bakanlık olarak yılda aşağı yukarı 500'e yakın ihale yapıyoruz. Kamuoyunda olumsuz hiçbir intiba ve olumsuz bir habere konu olmuyorlar. Çünkü son derece şeffaf ve sağlıklı çalıştırıyoruz. Kamu artık bu konuda özellikle 8 yılda çok büyük mesafe kat ettiğini gösterir. Kamu neredeyse özel sektörün önüne geçti bu konudaki başarılarıyla.''
Ziyarette Vali Yılmaz, Bakan Demir'e, çeyiz sandığı ve Tokat yazması armağan etti.
Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir daha sonra, Tokat Bayındırlık İl Müdürlüğü, Tapu Sicil Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü, Tokat Belediyesi ve AK Parti Tokat İl Başkanlığını ziyaret etti.
Tapuda iki büyük yenilik
Tapuda iki büyük yenilik
Yeni düzenlemeyle yurtdışından ve gayrimenkulün bulunduğu yer dışındaki müdürlüklerden de işlem yapılabilecek.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü´nün 2009 yılı değerlendirmesi ve 2010 hedeflerinin tespiti amacıyla Antalya´da düzenlenen çalıştaya katılan Bakan Demir, iki yenilik müjdesi verdi.
TAŞINMAZIN OLDUĞU YER ŞART DEĞİL
Tapu Kadastro Teşkilat Kanunu tasarısının TBMM´ye geldiğini hatırlatan Bakan Demir, bu tasarının yasalaşmasıyla, vatandaşların tapu işlemleri için taşınmazın kayıtlı bulunduğu tapu müdürlüğünde işlem yapması zorunluluğunun kalkacağını vurguladı. Bakan Demir, "2010 yılı içerisinde vatandaşlarımız bulunduğu tapu sicil müdürlüğünden başka tapu sicil müdürlüğünde kayıtlı olan gayrimenkullerinin tapu taksirini yapabilecekler. İki yıl içerisinde de tüm tapu müdürlüklerinde yapılabilir hale getireceğiz. Bu bir devrimdir" dedi.
YURTDIŞINDAN DA YAPILABİLECEK
Yurt dışında, özellikle Türk nüfusunun yoğun olduğu yerlerde, Türkiye içerisinde alım satım yapılabilirliği başlatacaklarını da dile getiren Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, "Meclise sunmaya hazırladığımız teşkilat kanunumuz yasalaşırsa, Bakanlar Kurulu yetkisine verilen bir madde ile Türkiye dışından Türk vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı belli kentlerde ve Türkiye ile ciddi anlamda mülkiyet ilişkisi olan ülkelerin merkezlerinde, görevli arkadaşlarımızın atanmasıyla dışarıdan da Türkiye içerisinden alım satım yapılabilmeyi başlatacağız" diye konuştu.
DHA
Tapu yasasında büyük yenilik!
Tapu yasasında büyük yenilik!
Tapu yasasında hedeflenen değişiklikle veraset intikal davaları ortadan kalkacak. Ölen kişinin gayrimenkulleri otomatik olarak varislerin tapusuna geçecek.
Tapuda otomatik veraset dönemi başlıyor. Tapu Kanunu'nda yapılacak değişiklikle, ölen kişinin hak sahibi mirasçıları ve miras payları, mahkemelerden alınan veraset ilamına gerek duyulmaksızın, tapu müdürlüklerince tespit edilerek, doğrudan tapuya işlenecek. Böylece hem aylar süren veraset davalarına gerek kalmayacak, hem de devlete vergi, sigorta gibi borçları bulunan kişilerin bu borçlarının miras paylarından tahsil edilmesinin yolu açılacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan değişiklik taslağına göre sistem, nüfus müdürlükleri ile tapu müdürlüklerinin işbirliği içinde yürütülecek. Nüfus müdürlükleri ölen kişinin ve mirasçılarının güncel nüfus kayıtlarını ilgili tapu müdürlüklerine gönderecek. Gönderilen bilgi vatandaşlık numarası üzerinden Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi'nde sorgulanacak ve ölen kişinin adına kayıtlı taşınmaz varsa, mirasçıları arasında pay tespitine göre dağıtım yapılarak 'mirasçılık belgesi' düzenlenerek tapuya kaydedilecek.
İTİRAZ YOLU AÇIK
Nüfus müdürlüklerince gönderilen nüfus kayıtları, 'mirasçılık belgesi' düzenlenmesi konusunda yeterli değilse tapu müdürlükleri tarafından 'mirasçılık belgesi' düzenlenmeyecek ve konu yargıya intikal ettirilecek. Mirasçılık belgesine karşı, itiraz yolu açık olacak. Hak ihlaline uğradığını düşünenler sulh hukuk mahkemelerine başvurarak itiraz edebilecekler. Bu durumda mahkemelerin vereceği kararlar geçerli olacak.
MİRAS KALANIN YEŞİL KARTI İPTAL EDİLECEK
Hazırlanan sistem, aylar süren yargı sürecini devre dışı bırakarak sonlandıracağı gibi, mahkemelerin iş yükünü de önemli ölçüde hafifletecek. Yeni sistem, varisler yanında devlete de yarayacak. Devletin, kendisine borçlu olan kişilerden tahsilat yapması da kolaylaşacak. Devlete borçlu olan bir kişiye mülk kalması halinde, bu miras üzerinden devletin alacağının tahsiline gidilecek. Ayrıca, yeşil kart, doğrudan gelir desteği gibi yardım alan kişilerin kontrolü de bu sistemle yapılacak. Yeşil kartlı birine miras kalması halinde, bu kişinin kartı iptal edilecek. Mevcut durumda, tapu kayıtlarını güncel olmaması nedeniyle bu yardımlarda usulsüzlükler yaşanabiliyordu...
MİRASIN İNTİKALİ
MİRASIN İNTİKALİ
1) Elbirliği (İştirak) Halinde
a) Tanım ve Açıklama
Tapu sicilinde kayıtlı malikin ölümü halinde, miras hakkının mahkemeden alınmış veraset senedinde belirtilen mirasçılar adına Medeni Kanunun hükümlerine göre tescili işlemine mirasın intikali denir. Bunun için tüm mirasçıların istemine gerek olmayıp, bir tek mirasçı da iştirak halinde intikal işlemini yaptırabilir. Veraset ve intikal vergisi ilişik kesme belgesi mirasın intikali için gerekmemekle beraber, (Beyanlar hanesine veraset ve intikal vergi ilişiğinin kesilmediği intikalin tarih ve yevmiye numarası ile belirtme yapılır) intikalin tescilinden sonra taşınmazın devri veya üzerinde ayni bir hak kurabilmesi için ilişik kesme belgesinin vergi dairesinden alınarak tapu sicil müdürlüğüne getirilmiş olması aranır.
b) İstenen Belgeler
1) İşleme konu taşınmaz mala ait, tapu senedi, yoksa taşınmaz malın ada ve parsel numarasını belirtir belge veya malikin sözlü beyanı,
2) Taraf/Tarafların fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya avukat kimliği ile vesikalık fotoğrafları, T.C. Kimlik ve vergi numarası,
3) İşlem taraflarında temsilci sıfatıyla katılan var ise, temsile ilişkin belge.
4) Veraset belgesinin aslı ya da mahkeme veya noterce onaylı örneği,
c) Tescil İstem Belgesinin Yazım Örneği
Yukarıda niteliği gösterilen taşınmaz malın tamamı Ceyhan CEYHAN adına kayıtlı iken, malikin 11.04.1975 tarihinde ölümü ile mirasının eşi Nusret CEYHAN ve çocukları Esin CEYHAN, Mehmet Yavuz CEYHAN ve Bahriye Nilgün CEYHAN'a kaldığı Ankara 8.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilmiş 29.05.1975 tarih 1975/1029-973 Esas-Karar sayılı veraset belgesinden anlaşılmakla ve mirasçılar adlarına verasette iştirakli olarak intikalen tescilini talep ile 492 sayılı Harçlar Kanununa göre yukarıda gösterilen değerin emlak vergisi değerine yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle bulunacak değerden düşük olmadığını, aksi halde aradaki farkın V.U.K. na göre cezalı olarak tahsil edileceği hususunun Tapu Sicil Müdürü tarafından tarafımıza bildirildiğini beyan ederiz.
d) Tapu Senedinin Yazım Örneği
Taşınmaz malın tamamı İbrahim kızı Ceyhan CEYHAN adına kayıtlı iken, malikin vefatı üzerine, Ankara 8.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilmiş 29.05.1975 tarih 1975/1029-973 Esas-Karar sayılı veraset belgesinden anlaşılmakla kanuni mirasçıları adına, iştirak halinde (elbirliği) intikalen tescil edildi.
e) Tapuya Tescil Örneği
9.9.1999 - 2345
Ceyhan CEYHAN: İbrahim kızı - Tam - Kadastro - 2.1.1986
Nusret CEYHAN: Ali oğlu İntikal - 9.9.1999 - 2345
Esin CEYHAN :Nusret kızı Elbirliği İntikal - 9.9.1999 - 2345
Mehmet Yavuz CEYHAN:Nusret oğlu (Ver.İşt.) İntikal - 9.9.1999 - 2345
Bahriye Nilgün CEYHAN:Nusret kızı İntikal - 9.9.1999 - 2345
f) Vergi Dairesine Yapılacak İhbar
Mirasın intikali ivazsız bir iktisap şekli olduğundan, intikalin tescilinden sonra veraset ve intikal vergisinin tahakkuk ve tahsil edilebilmesini temin için, tapu sicil müdürlüğünce işlem tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde durumun vergi dairesine ihbar edilmesi ve ilişik kesme belgesi getirilmedikçe taşınmazın veya hissenin devrinin yapılmaması ve ayni hak tesis edilmemesi gerekir (Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu. Md. 19, TKGM. Gn.1469).
Bildirim İçin Yazı Örneği:
VERGİ DAİRESİ/MALMÜDÜRLÜĞÜNE
ANKARA
Gümüşdere Mahallesinde bulunan 101 ada 3 parsel nolu 3375 m2 miktarındaki arsanın tamamı Ceyhan CEYHAN adına kayıtlı iken, 11.04.1975 günü ölümü üzerine mirasçıları Nusret CEYHAN ve iştirakçilerine yukarıdaki tarih ve yevmiye numarası ile intikal işlemi yapılmıştır. Veraset ve intikal vergisinin tahakkuk ve tahsili için bu durum ihbar olunur.
…/…/2004 A/Ç Hilal KAFADAR
Tapu Sicil Müdürü
ADRES:..(Mirasçıların adresleri yazılır)
Veraset intikal vergisi ilişiği kesme belgesi örneği:
ALTINDAĞ TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜNE
ANKARA
../.../..... tarihinde vefat eden ......................................... dan varislerine intikal eden malların veraset ve intikal vergisi ile ilişiği bulunmadığından, aşağıda mahiyetleri gösterilen gayrimenkullerin varisleri adına intikalinde, başkaları adına devir ve temlikinde ve üzerlerinde herhangi bir ayni hak tesisinde 7338 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi gereğince kanuni bir sakınca bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesi ve gereğini rica ederim.
.............. ..................
Vergi Dairesi Müdürü
Köy/Mah. Ada/Parsel
g) İşlemin Mali Yönü
1) 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı Tarifenin 3. Pozisyonuna göre; İntikale konu olan taşınmaz malların genel beyan döneminde beyan edilen emlak vergisi değerinden (diğer yıllarda bir önceki senenin emlak vergisi değerine her yıl Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı uygulanarak bulunacak değerden) az olmamak üzere ilgililerce beyan edilen değerleri üzerinden, Binde 9 oranında tapu harcı tahsil edilir.
2) Döner Sermaye İşletmesince belirlenen tarifeye göre ücret tahsil edilir. Döner Sermaye ücreti her yevmiye için bir adet tahsil edilir. İntikal eden taşınmaz sayısının önemi yoktur.
2) Paylı (Müşterek) Mülkiyet Olarak
a) Tanım ve Açıklama
Mahkemeden alınmış veraset belgesi ile malikin adına kayıtlı taşınmaz malın, kanuni mirasçıları adına kanuni miras payları oranında hissedarlık esasına göre intikal yoluyla tescili işlemidir. Mirasın doğrudan doğruya paylı mülkiyet (hissedarlık) esasına göre tescili için tüm mirasçıların veya yetkili vekillerinin iştirak halini (elbirliğini) bozduklarına dair istemi olması veya bu yönde bir mahkeme kararı getirilmesi gerekir. Bunun yanında veraset belgesinde açıkça iştirak halinin bozularak müşterek mülkiyet veya hissedarlık esasına geçildiği yazılı ise tek mirasçının istemi ile doğrudan müşterek mülkiyet esasına göre intikal yapılabilir. Ayrıca veraset ve intikal vergisinin tahakkuk ve tahsili için işlemden sonra en geç 15 gün içinde vergi dairesine bildirimde bulunulmalıdır.
Mirasın intikali için veraset intikal vergisinin yatırılmış olması aranmaz. (Beyanlar hanesine veraset ve intikal vergi ilişiğinin kesilmediği intikalin tarih ve yevmiye numarası ile belirtme yapılır)
b) İstenen Belgeler
1) İşleme konu taşınmaz mala ait, tapu senedi, yoksa taşınmaz malın ada ve parsel numarasını belirtir belge veya malikin sözlü beyanı,
2) Taraf/Tarafların fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya avukat kimliği ile vesikalık fotoğrafları, T.C. Kimlik ve vergi numarası,
3) İşlem taraflarında temsilci sıfatıyla katılan var ise, temsile ilişkin belge.
4) Veraset belgesinin aslı ya da mahkeme veya noterce onaylı örneği,
5) Medeni Kanunun yürürlük tarihi olan 4 Ekim 1926 tarihinden sonraki ölümlerde murise ait veraset belgesinin aslı veya mahkeme veya noterce onaylı örneği,
6) Medeni Kanundan önceki ölümlerde (4 Ekim 1926 tarihinden önceki ölümlerde) mahalle veya köy ihtiyar kurulunca düzenlenen ilmuhaber veya mahkemeden alınmış veraset belgesinin aslı veya onaylı örneği,
c) Tescil İstem Belgesinin Yazım Örneği
Yukarıda nitelikleri gösterilen taşınmaz malın tamamı, Şemsi KAFADAR adına kayıtlı iken; malikin 05/07/1999 tarihinde öldüğü ANKARA 15. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30/11/1999 tarih 1999/1080-1036 esas ve karar sayılı veraset belgesinden anlaşılmakla geriye mirasçı olarak eşi Kasım KAFADAR ve müşterek çocuğu Salih KAFADAR'a kaldığı anlaşılmakla adlarımıza kanuni paylarımız oranında paylı mülkiyet olarak intikalen tescilini talep eder, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre yukarıda gösterilen değerin emlak vergisi değerine yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle bulunacak değerden düşük olmadığını, aksi halde aradaki farkın V.U.K. na göre cezalı olarak tahsil edileceği hususunun Tapu Sicil Müdürü tarafından tarafımıza bildirildiğini beyan ederiz.
d) Tapuya Tescil Örneği
11.12.1999 - 6587
Şemsi KAFADAR : Salih kızı Tam Kadastro 07.09.1957
Kasım KAFADAR : Ömer oğlu ¼ İntikal 11.12.1999 - 6587
Salih KAFADAR : Kasım oğlu ¾ İntikal 11.12.1999 - 6587
e) Tapu Senedinin Yazım Örneği
İş bu taşınmaz malın tamamı Salih kızı Şemsi KAFADAR adına kayıtlı iken, malikin vefatı üzerine, Ankara 15.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilmiş 30.11.1999 tarih 1999/1080-1036 Esas-Karar sayılı veraset belgesinden anlaşılmakla kanuni mirasçıları adına, paylı (müşterek) mülkiyet halinde intikalen tescil edildi.
f) İşlemin Mali Yönü
1) 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı Tarifenin (3). pozisyonuna göre; İntikale konu olan taşınmaz malların genel beyan döneminde beyan edilen emlak vergisi değerinden (diğer yıllarda bir önceki senenin emlak vergisi değerine her yıl Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı uygulanarak bulunacak değerden) az olmamak üzere ilgililerce beyan edilen değerleri üzerinden, Binde 9 oranında tapu harcı tahsil edilir.
2) Döner Sermaye İşletmesince belirlenen tarifeye göre ücret tahsil edilir.
Medeni Hukuk Miras Hukuku Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Medeni Hukuk Miras Hukuku Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Medeni Hukuk -Miras Hukuku
• Vasiyetname yoksa mal paylaşımı nasıl yapılır?
• Veraset ilamı nedir?
• Vasiyetname varsa miras paylaşımı nasıl yapılır?
• Miras hukukuna göre yasal mirasçılar kimlerdir?
• Mirasta saklı pay ne demektir?
• Miras bırakan kişi sağ iken mallarını paylaştırdığı anlaşılırsa diğer mirasçılar ne yapabilir?
• Yasalar nezdinde geçerli bir vasiyetname nasıl hazırlanır?
• Hangi durumlarda miras reddedilebilir?
• Nikahsız eş ve evlilik dışı doğan çocuklar mirastan pay alabilir mi?
Vasiyetname yoksa mal paylaşımı nasıl yapılır?
Vasiyetname yoksa murisin (miras bırakan) malları şu hisse oranına göre dağıtılır. Eşi ve çocukları varsa 1/4 hissesi sağ kalan eşine, geri kalan 3/4 hisse çocuklar arasında eşit oranda paylaştırılır. Eşi veya çocuk yok ise anne ve babaya eşit olarak paylaştırılır. Miras payları soy bağına göre aşağı ve yukarıya doğru gider. Veraset belgesinde mirasçıların mirasa ortak olma oranları gösterilir. Başa Dön
Veraset ilamı nedir?
Veraset ilamı ölen veya gayipliğine karar verilen kişinin yasal mirasçılarına ve mirastaki paylarını gösteren aksi sabit oluncaya kadar geçerli mahkeme kararıdır. Başa Dön
Vasiyetname varsa miras paylaşımı nasıl yapılır?
Vasiyetname var ve saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal etmiyorsa miras vasiyetnameye göre paylaşılır (vasiyetnamede saklı payı olan mirasçıların saklı payları aleyhine bir hüküm varsa bu mirasçılar tenkis davası açabilirler) Başa Dön
Miras hukukuna göre yasal mirasçılar kimlerdir?
Medeni kanun miras hükümlerine göre 495,496,497,498,499,500 ve 501 maddeleri gereğince eş çocuklar, alt soy ve onların alt soyları, anne baba alt soyları, büyükanne büyükbabalar alt soyları, soy bağı kurulmuş evlilik dışı çocuklar (oran bakımından evlilik içi çocuklar gibidir), evlatlık ve alt soy, mirasçı bırakmaksızın ölen kişinin mirası devlete kalır. Başa Dön
Mirasta saklı pay ne demektir?
Miras bırakanın çocukları için miras payının yarısı, anne ve babadan her biri için miras payının 1/4 ü, kardeşlerden her biri için yasal miras payının 1/8 i, sağ kalan eş için anne baba veya çocuklar ile mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamı, diğer hallerde miras payının 3/4 ü oranındaki haklarının miras bırakan tarafından vasiyetname ya da başka ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir kişi veya kuruma bırakılamaması durumuna saklı pay denir. Saklı payı ihlal edilen kişi tenkis (indirim) davası açabilir. Başa Dön
Miras bırakan kişi sağ iken mallarını paylaştırdığı anlaşılırsa diğer mirasçılar ne yapabilir?
Saklı paylara ihlal edilmeksizin yapılan yasal paylaştırmalar geçerlidir. Bu paylaştırmada hiç pay verilmeyen ya da saklı payı ihlal edilen mirasçılar tenkis ya da iptal davası açabilirler. Ülkemizde sıkça görülen vakalar özellikle erkek çocuklar arasında mirasın satış muamelesi gösterilerek paylaştırılmasıdır ki buna karşı muvaza (danışıklı işlem) nedeni ile iptal ya da tenkis davası açılabilir. Kanunumuzda mirasçılık bakımından kız ve erkek çocuklar arasında hiçbir farklılık yoktur. Bu yasa hükmüne aykırı olarak yapılan satış ve bağışlamalar iptal edilebilir. Başa Dön
Yasalar nezdinde geçerli bir vasiyetname nasıl hazırlanır?
Vasiyetname hukukumuzda noter vasıtası ile yapılmaktadır. Sözlü vasiyetname olmaz. Başa Dön
Hangi durumlarda miras reddedilebilir?
Mirası reddetmek isteyen kişiler yasal süresi (3 ay) içerisinde mahkemeye müracaat edebilirler. Başa Dön
Nikahsız eş ve evlilik dışı doğan çocuklar mirastan pay alabilir mi?
Nikahsız eşin hukuken hiçbir miras hakkı yoktur. Çocukların mirasçılığı evliliğe bağlı değildir. Evlilik içi ve dışı doğan çocuklar aynı oranda mirasçı
olurlar. Başa Dön
Yasaların uygulanması ve bunun yaratacağı sonuçlar, ilgili bilgi ve olaylara bağlı olarak büyük farklılık gösterebilir.
Tapu Mevzuatı
TAPU İŞLEMLERİ
İşlemlerde İbrazı Gerekli Belgeler: İşlemin gerektirdiği diğer belgelerin yanında, tapu sicil müdürlüğüne genelde aşağıdaki belgelerin işlem sırasında ibrazı gerekmektedir.
a) Varsa tapu senedi
b) Fotoğraflı nüfus hüviyeti cüzdanı veya pasaport
c) Temsil halinde, temsile ilişkin belge
d) En geç 6 ay önceden çekilmiş 6x4 ebadında vesikalık fotoğraf.
e) Taşınmaz satışı, ipotek tesisi ve cins tashihlerinden vergi sicil no’ sunu gösteren belge (tahakkuk fişi vergi kartı gb.)
f) Mesken nitelikli taşınmazlarda zorunlu deprem sigortası(kat irtifakları hariç)
g) Vatandaşlık numarası
İzlenecek Yol: Tapu işlemlerinde genelde şu yol izlenmektedir:
a) İlgilisinin gerekli belgelerle birlikte tapu sicil müdürlüğüne müracaatı.
b) Başvuru fişi tanzim edilip, tapu harçlarının müdürlükçe tahakkuk edilip tahsil ettirilmesi.
c) Akitsiz işlemlerde tescil veya terkin istem belgesi, akitli işlemlerde resmi senet tanzim edilerek ilgililere okutulmak veya yetkililerce okunmak suretiyle imzaların alınması.
d) Düzenlenen belgelerin (tapu senedi, ipotek belgesi gb. ) tasdik edilerek ilgiliye verilmesi.
Tapu Sicil Müdürlüğünün Bölgesi Dışındaki Taşınmazların Tapu İşlemlerinin Yapabilmesi
Ayrı tapu sicil müdürlüklerinin yetki alanında bulunan taşınmaz malların müşterek ipotek, taksim, trampa, işlemleri sadece bir tapu sicil müdürlüğünde yetki alınarak yapılabilmektedir.
Bu husus tüm tapu işlemleri için değil, sadece yukarıda yazılan işlemler için söz konusudur. Bu durumda: ilgilerin işlemi yapılmasını istedikleri tapu sicil müdürlüğüne müracaat ederek, taşınmazlara ait bilgi ve işleme ait belgeleri ibraz etmeleri gerekecektir.
Tapu İşlemlerinde Doktor Raporu İstenecek Haller
Tapu sicil müdürünün, talepte bulunanın medeni haklarını kullanması (fiil ehliyeti) hususunda şüpheye düşerse, konuyla ilgili hükümet tabipliğinden rapor isteyebileceği Tapu Sicil Tüzüğünün 14.maddesinde belirtilmektedir.
Yüksek Sağlık Şurasının 20-21 şubat 2003 tarih 10642 sayılı tavsiye kararında, yalnızca yapılacak hukuki işlemle ilgili olarak, işlemin yapıldığı anda kişinin işlem yapma ehliyeti veya akli melekesinin yerinde olmadığından ciddi şüphe duyulması veya bu yolda bir iddia ihbar ve şikayetin olması halinde tabip raporu isteneceği, tabibin gerek görürse ilgili uzmana sevk yaparak uzman tarafından rapor tanzimini isteyebileceği, 65 yaşın üstünde herkes den bila istisna rapor istenmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir. Tapu sicil müdürü sadece tereddüt veya bu yolda ihbar iddia ve şikayet halinde hükümet tabipliğine sevk yapacağına göre, söz konusu hallerin varlığının takdir ve tespiti de hükümet tabipliğine ait olacaktır.
Aksine bir kuşku, ihbar, şüphe veya belge olmaması halinde, tapu sicil müdürlüklerince işlem sahiplerinden rapor istemeyecektir. Bu konuda mevzuatın belirlediği bir yaş sınırı da bulunmamaktadır. İşlemde ilgisinden rapor istenmesi, yukarıda belirtilen belli hallerde istisnai bir durum olup, takdiri de tapu sicil müdürüne aittir.
Tapu İşlemlerinin Mali Yönü Beyan edilecek değerlen yönünden
İcra dairelerinin yaptığı satışlar ile mahkeme kararının tescili gibi bazı işlemler dışında tapu işlemlerinin de işleme konu taşınmazı emlak vergisi ile ilişiği kestirilmemekte, tapu harçları, ilgililerin tapu sicil müdürlülüğüne beyan edecekleri değerler üzerinden tahsil edilmektedir. Bu nedenle istisna i haller dışında işlemin vergi dairelerine havalesi de söz konusu değildir.
Tapu harçlarının tahsili ilgilisinin beyanına tabi olmakla birlikte beyan edilen değerlerin, Emlak vergisi değerinin o yıl için belirlenen yeniden değerleme oranının yarısı ile çarpımı sonucu bulunan değerden düşük olması gerekir. Tapu sicil müdürlüğü, bildirilen değerin, emlak vergisi değerlerinin o yıl için belirlenen yeniden değerleme oranı ile çarpımı sonucu bulunan değerden düşük olması hususunda ilgilileri sadece uyarmakta bunun dışında söz konusu değerlere bir müdahalesi olmamaktadır. İlgililerce beyan edilen değerinin düşük olması veya aşınmazın emlak vergisi ile ilişiğinin bulunması halinde vergi dairelerince taakuk ettirilecek vergi ve cezalardan devralan ve devredenler mütessilen sorumlu tutulmaktadır. Bu husus düzenlenecek resmi senet veya tescil istem belgelerine yazılarak yetkililerin imzası alınmaktadır. Bu nedenle herhangi bir ek vergi veya ceza ile karşılaşılmaması için işlem için beyan edilecek değerin emlak vergisi değerine o yıl için uygulanan yeniden değerleme oranının yarısı ile çarpımı sonucu bulunacak değerden düşük olmaması ve işlemden önce taşınmazın emlak vergi ile ilişiğinin kestirilmesinde büyük yarar vardır.
Örneğin; 2004 emlak vergi değeri 100.000. YTL ‘sı olan bir taşınmazın 2005 yılında satışı halinde 2005 yılı ılı için uygulanan % 11,2 yeniden değerleme oranının yarısı olan %5.6 ile çarpım sonucu bulunacak değer tapu harcı için beyan edilen en az değer olacaktır. Buna göre;
Söz konusu taşınmaz için tapu sicil müdürlüğüne bildireceğimiz en az değer; 100.000 YTL X %5,6= 105.600 YTL olacaktır.
105.600 YTL olarak beyan edilen bir satış işleminde ödenecek toplam bedel ise: 105.600 x binde 15 x 2 = 3160 YTL alım-satım harcı(toplam) ve döner sermaye ücreti ödenecektir.
(Kaynak: İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası)
Akitli İşlemler
A)SATIŞ
Satış işlemi ile taşınmazın mülkiyeti belli bir bedel karşılığında malik tarafından alıcıya devredilmektedir. İşlemi tapu sicil müdürlüğünden talep edecek kişi, satış konu taşınmazın maliki veya onun temsilcisidir.
İstenecek bilgiler
İşlem tapu sicil müdürlüğünde talep edilirken , aşağıdaki hususların satıcı tarafından tam olarak bilinmesi gerekir. Bunlar ;
a) Satışa konu taşınmaz
b) Satış bedeli
c) Alıcıların adı soyadı, alıcı tüzel kişi ise ticaret ünvanı veya adı
d) Taşınmazın tamamının veya hissesinin satılacağı
e) Satış bedeli tamamen alınmayacak ise, kalan miktar için kanuni derecede ipotek tesis edilip edilmeyeceği
f) Satıcı ve alıcının vergi kimlik numarası
g) Vatandaşlık numaraları
h) Mesken nitelikli yapılarda zorunlu deprem sigortası
Hisseli satışlarda, satış yapılan taşınmazda, alıcının daha önceden adına kayıtlı hissesi var ise bu hisseler ayrıca talep edilmese dahi tapu sicil müdürlüklerince resen birleştirilmektedir.
Satıcının Kanuni İpotek Hakkı
Satış bedelinden arta kalan miktar için, kanuni ipotek tesisini isteme, sadece işlemi için satıcıya tanınmış bir haktır.
Kanuni ipotek satış işlemi sırasında tesis edileceği gibi tescilden itibaren 3 ay içerisinde de tesisi talep edilebilir.
Bu hakkın kullanılması zorunlu olmayıp, satış bedelinin arta kalan miktarı başka yollarla teminat altına alınmakta veya ihtiyaç duyulmamakta ise, satıcı bu hakkını kullanmayabilecektir. Ayrıca satış bedelinin tamamı peşin ödenmeyecek ise tarafların kararlaştırdıkları vade şartlar, satış için düzenlenecek resmi senede yazılabilmektedir.
Satıcının tamamını peşin olarak almadığı satış bedelinden arta kalan miktar için , lehine kanuni ipotek tesis ettirmesi , alacağın tahsilini temin bakımından kanımızca daha uygun olacaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki, kanuni ipotek miktarı satış bedeli ile sınırlı olup satış bedelinden daha fazla miktarlar için, kanuni ipotek tesisi mümkün değildir.
Hisseli satışlarda Şüf’a hakkının kullanılması
Hisseli satışlarda, taşınmazdaki diğer hissedarlara öncelikle satın alma (şüf’a) hakkı tanınmıştır. Ancak bu hak hisse satışının hissedarlar dışındaki üçüncü bir kişiye yapılması halinde kullanılabilmektedir. Satışın taşınmazdaki hissedarlara yapılması halinde bu hak kullanılamayacaktır.
Şüf’a hakkının kullanılma süresi ise satışın yapıldığının öğrenildiği tarihen itibaren 3 ay öğrenilmemesi durumunda ise, 2 yıldır. Bu sürelerin geçmesi halinde hakkın kullanılması mümkün değildir.
Şüf’a hakkının kullanılarak, satılan hissenin edinilmesi tapu sicil müdürlüğünden talep edilmeyip ilgili mahkemeye müracaat ile, mahkemenin vereceği kesinleşmiş kararın ibrazı halinde, edinme söz konusu olacaktır.
B) KAT KARŞILIĞI TEMLİK (DEVİR)
Ülkemiz özellikle 1950’li yıllardan sonra süratli bir kentleşme sürecine girmiş, bu süreç, bina yapımındaki artışı da beraberinde getirmiştir. Özellikle kent merkezlerinde bina yapımına elverişli arsaların sınırlı oluşu, arsa fiyatlarının hızlı bir şekilde artmasına neden olmuştur. Bir taraftan kent nüfusunun hızlı artışıyla grek barınma ve gerekse ekonomik faaliyetlerin yürütülmesi, bina yapımını zorunlu hale getirirken bir taraftan da arsa fiyatları hızla yükselmektedir. İşte bu ikili olgu, kat karşılığı temlik sözleşmesi tipini doğurmuştur. Böylece binayı yapacak olan (müteahhit) , yüksek bir arsa bedeli ödemekten kurtularak, parasal kaynaklarını bina yapımına yönlendirmekte, aynı zamanda arsa sahibi de en iyi bir şekilde değerlendirebilmektedir
Kat karşılığı temlik işlemi, borçlar kanunumuzda açıkça yer almamıştır. Uygulamalarda kat karşılığı temlik sözleşmeleri söz konusu yasada yer alan satış ve istisna akitleri unsurlarını birlikte içeren, karma bir akit olarak değerlendirilmektedir.
Kat karşılığı temlikte arsa sahiplerince satış bedeli alınmamakta buna karşılık devralan (müteahhit) tarafından da bina inşa edilmektedir.
İşlemi
Kat karşılığı temlik resmi şekle tabi olup, resmi şekilde tapu sicil müdürlüğünce resmi senet düzenlenmesidir.
Uygulamada sıkça karşılaşılan noterlerce düzenlenmiş kat karşılığı inşaat hakkı sözleşmelerine dayanılarak, mülkiyet devri mümkün değildir. Tapu Sicil Tüzüğüne göre bu tür sözleşmeler sadece tapu kütüğüne şerh verilebilmektedir.
Kat karşılığı temlik işleminde, temlikle konu taşınmaz üzerine bina arsa edilecek arsalardır. Genelde taşınmazlar bu nitelikte olmakla birlikte, bina vasfındaki taşınmazlarında temlike konu olması kanımızca mümkündür. Kat karşılığı temlikle taşınmaz maliki veya malikleri taşınmazların belli bir payını, Müteahhit tarafından yapılacak inşaata karşılık olarak devredeceklerdir. Bu devirde açıkça bir bedel söz konusu olmayıp bedel karşılığı olarak müteahhit tarafından bina yapımı üstlenilmektedir.
Yapılacak binanın ne kadarının arsa sahibine verileceği, ne kadarının müteahhit üzerinde kalacağı yine binanın ne şekilde yapılacağı gibi diğer hususlar, taraflarca noterde düzenlenen kat karşılığı inşaat hakkı sözleşmelerinde yer almaktadır. Tapu sicil müdürlüğünce düzenlenecek resmi senetlerde inşaat sözleşmelerinde atıf yapılabilecektir.
C) BAĞIŞ (HİBE)
Taşınmazın karşılığında bir bedel olmaksızın mülkiyetinin devredildiği bir işlemdir. Medeni haklarını kullanma yeterliliğine sahip olan herkes taşınmazlarını hibe edebilir. Yaşı küçüğün veya vesayet altındaki kişilerin taşınmazı veli veya vasilerince bağışlanamaz.
Hibeyi kimler kabul eder?
Hibeyi medeni haklarını kullanma yeterliğine sahip olanlarla bu hakları kullanama yeterliğinden yoksun olsa bile temyiz kudretine sahip olan herkes kabul edebilmektedir. Ancak, kanuni temsilcileri tarafından (veli, vasi gb.) temsil edilen kişiler kanuni temsilcileri bu işleme rıza göstermemesi halinde kendilerine yapılan taşınmaz hibesini kabul edemezler. Mümeyyiz küçük ve mahcura yapılacak bağışların kabul edilebilmesi için bağışın herhangi bir şart ve mükellefiyete bağlanmış olması gerekir.
a) Rücü Şartı ile Bağış
Taşınmaz hibesinde kanunun tapu kütüğünde şerhini kabul ettiği tek şart ‘’rücü’’ şartıdır. Bunun dışındaki başkaca bir şartın aşınmaz hibesinde kütüğe şerh verilmeyeceği kanaatindeyiz. Bu sebeple, rücü şartının dışındaki bir şartın düzenlenecek resmi senette belirtilmesi mümkün olsa dahi (örn. Okul, cami yapımı vb.) bunun tapu kütüğünde şerhi kanaatimizce mümkün olmayacaktır. Hibe eden sadece bağış yapılanın kendisinden önce ölmesi halinde, taşınmazın mülkiyetinin tekrar kendisine döneceğini şart edebilecek bu şartı kütüğe şerh ettirebilecektir.
b) Veraset ve İntikal Vergisi Yönünden Bağış İşlemi
Esas amacı, karşılığında bir bedel olmaksızın taşınmazın devri işlemi olan bağışa, uygulamada bazen tapu harcının az ödenmesi düşüncesiyle başvurulduğu görülmektedir. Bazen de taraflar aralarında gerçekten bağış işlemi yapmak istemekle birlikte, ileride bunun bazı sakınca ve külfetler doğuracağı kanısı ile satış yolunu tercih etmektedirler. Bütün bu düşüncelerin sebebi; Karşılıksız bir edinme olması nedeni ile, bu edinilen taşınmazların Veraset ve intikal vergisine konu olmasıdır.
Bağış yoluyla edinilen taşınmazların edinen tarafından süresi içerisinde ilgili vergi dairesine beyanda bulunarak Veraset ve İntikal vergisinin ödenmesi gerekmektedir. Söz konusu vergi tahsil edilmediği veya başkaca taşınmazların teminat gösterilmediği sürece, bu yolla edinilen taşınmazların bir başkasına devri veya üzerine aynı hak tesisi mümkün değildir. Ancak rücü şartın bağlı olarak yapılan hibeler Veraset İntikal vergisinden istisna tutulmuştur.
c) TRAMPA
Konumuz açısından trampa bir taşınmazın bir başka taşınmazla karşılıklı değiştirilmesidir. Her ne kadar, trampa edilen mallar arasında, değer denkliği söz konusu ise de, bu husus sadece tarafları ilgilendirmektedir. Şayet trampa edilen taşınmazlar arasında değer farklılıkları varsa, aradaki değer farkı ve bu farkın tahsil şekli tapu sicil müdürlüğünde düzenlenecek resmi senede yazılabilecektir.
Trampaya konu taşınmazların rayiç değerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu değer asgari olarak taşınmazların ilgili belediyeye beyan edilen emlak vergisi beyan değeri olacaktır.
d) TAKSİM
Taksim olarak mülkiyet olarak tasarruf edilen taşınmazların, her ortağın payına karşılık olarak ortaklara tahsis edilmesi işlemidir.
Şartları:
1. Taksime konu taşınmazların, toplu mülkiyet (iştirak hali ) veya hisseli mülkiyet (müşterek) olrak tapu kütüğünde tescili olması
2. Miras taksimi dışında, taksime taşınmazdaki bütün ortakların katılması
3. Yapılan taksim sonucu her ortağa müstakil veya hisseli olmak üzere bir taşınmazın isabet etmesi.
Taksim taşınmazların parçalara ayrılması (ifraz) ile, aynı işlem olmayıp ortaklık kapsamına giren taşınmazların ortaklar arasında paylaşılmasıdır. Ayrıca taksimi yapılacak taşınmazların tümünün de aynı nitelikte olması şart değildir. Farklı nitelikteki (mesken, tarla, bağ gb.) taşınmazlar da birlikte taksime konu olabilecektir.
f) ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ
Taşınmaz malikin, kendisine ölünceye kadar bakıp beslemek ve görüp gözetmek şartıyla, bunu sağlayacak kişiye taşınmazını devretmesini sağlayan bir işlemdir.
Ölünceye kadar bakma akdine ilişkin sözleşmeler, tapu sicil müdürlükleri, noterler veya sulh hakimi tarafından düzenlenebilmektedir. İşleme ilişkin sözleşme sulh hakimi veya noter tarafından düzenlenmiş ise sözleşmenin tapu sicil müdürlüğüne ibrazı ile malik veya temsilcisinin tescil talebinde bulunması gerekir. Sözleşmede tescilin, taşınmazı bu şarta bağlı olarak devralacak kişi tarafından talep edileceği yer almışsa, bu takdirde tescil bu kişi tarafından talep edilebilecektir.
Bakım alacaklısı sadece gerçek kişiler olabilir. Bakım borçlusu ise gerçek kişi veya tüzel kişiler olabilecektir.
Ölünceye kadar bakma akitlerinin tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen diğer akitli işlemlerden farkı resmi senede iki şahidin iştirak etmesidir. Ayrıca resmi senede iki şahidin iştirak etmesidir. Ayrıca resmi senet özel bir düzenleme şekline tabidir. Bunların nedeni de ölünceye kadar bakma akitlerinin yasa gereği resmi vasiyet şeklinde tazminin zorunlu olmasıdır.
g) İNTİFA HAKKI
İntifa hakkı, hakka konu taşınmaz üzerinde, bu hakka sahip olan kişiye geniş bir kullanma ve yararlanma yetkisi veren kişiye bağlı bir irtifak hakkıdır. İntifa hakkı sözleşme ve mahkeme kararı olmak üzere iki şekilde tesis edilmektedir.
1. Mahkeme kararı ile intifa hakkı Tesisi:
İntifa hakkı, mahkeme kararı ile tesis edilebilir. Tescili ile kesinleşmiş mahkeme kararının tapu sicil müdürlüğüne ibrazı gereklidir.
2. İntifa Hakkının Sözleşme ile Tanınması:
Taşınmaz maliki taşınmazın intifa hakkını herhangi bir kişiye tanıyabilir. İntifa hakkı tanınacak kişiler, gerçek kişiler olabileceği gibi, tüzel kişilerde olabilir. İşlem malik veya temsilcisinin talebi üzerine resmi senet tanzimi suretiyle yerine getirilir.
3. İntifa hakkında süre ve bedel:
Süresiz olarak intifa hakkı tanınmaz, sürenin mutlaka belirtilmesi gerekmektedir. Ancak bu süre gerçek kişilerde en çok ömür boyu tüzel kişilerde ise 100 yıldır.
İntifa hakkı, bedel karşılığında tanınabileceği gibi bedelsiz olarak da tanınabilir. Bedelsiz tanımalarda, işleme hibeye ilişkin hükümler uygulanmaktadır.
Sona Erme:
İntifa hakkında feragat: İntifa hakkı sahibi söz konusu bu hakkından, kuru mülkiyet sahibi lehine her zaman feragat edebilir. Bunun için bu husus da tapu sicil müdürlüğüne talepte bulunması gerekecektir. İntifa hakkından feragat bedelli olabileceği gibide bedelsizde olabilir. Bedelsiz feragatlara hibeye ilişkin hükümler tatbik edilmektedir. Her iki halde de hak sahibinin beyanı üzerine intifa hakkı tapu kütüğünden terkin edilir. İntifa hakkından bedelli ya da bedelsiz feragatlerden tapu sicil müdürlüğünce tescil işlem belgesi düzenlenmekte resmi senet tanzim edilmemektedir.
Sürenin dolması: İntifa hakkı belirli bir süre için tanınmışsa sürenin dolması halinde taraflardan birisinin talebi ile kütükten terkin edilecektir.
Hak sahibinin ölümü-tüzel kişiliğin sona ermesi: Hak sahibinin ölümü halinde, bunun veraset belgesi ya da nüfus kaydı ile, tüzel kişilerde ise; tüzel kişiliğin sona ermesine dair yetkili makamlardan alınacak belgenin ibraz edilmesiyle, intifa hakkı tapu kütüğünden terkin edilir.
Emlak vergisi yönünden intifa hakkı: İntifa hakkı sahibi taşınmazın emlak vergisi mükellefidir. Bu sebeple intifa hakkı sahibinin bu hakkı süresince taşınmazın emlak vergisi beyannamesini vermesi tahakkuk edecek emlak vergilerini ödemesi gerekecektir.
Tapu harcı açısından intifa hakkının taşınmazdaki değere oranı: Tahsil edilecek tapu harçlarının hesabında, taşınmazın emlak vergisi beyan değerinin 2/3’ü intifa, 1/3 çıplak mülkiyet olarak kabul edilmektedir. Örnek vermek gerekirse, işleme konu taşınmazın emlak vergisi beyan değeri 60.000 YTL ise 40.000 YTL’si intifa hakkı 20.000 YTL’sı kuru mülkiyete (çıplak mülkiyet ) ayrılacaktır.
h) İPOTEK
Halen mevcut veya ileride mevcut olacak, yahut vücut bulması muhtemel olan, herhangi bir alacağın temini için taşınmazın teminat gösterilmesidir.
İpotek işlemleri, bugün çok geniş bir uygulama alanı bulmaktadır. Bunun sebebini taşınmaz kıymetlerindeki büyük artışlara ve taşınmazların sağlam bir teminat olma görevini yerine getirmesine bağlayabilirsiniz.
Söz konusu alacaklar;
a) Halen mevcut olan yani malikin veya diğer bir kişinin almış olduğu borç para için, taşınmazın teminat olarak gösterilmesi
b) İleride vücut bulacak alacaklara örnek vermek gerekirse satış bayiliği alan bir kimsenin satıcı firmanın kendisine vereceği mallar için taşınmazın teminat göstermesi vb.
c) İleride vücut bulması muhtemel alacaklarda ise alacağın doğumu ileride buna sebep olacak bir olaya veya şarta bağlıdır. Buna ölünceye kadar bakma akitlerinde bakım alacaklısının kanuni ipotek hakkı örnek olarak verilebilir.
İpotek tesisi için talepte bulunacak kişi taşınmazın maliki veya temsilcisidir. Bütün tapu işlemlerinde ilgililerden istenecek genel bilgi ve belgelerin yanında, ipotek işlemlerinde ayrıca aşağıdaki hususların bilinmesi gerekmektedir.
a) İpotek alacaklısının adı soyadı, tüzel kişilerde ticaret ünvanı
b) Taşınmazın ne miktar için ipotek edileceği
c) İpoteğin müddeti
d) Faizi
e) Derecesi, ikinci ve sonraki derece ipotek tesislerinde, ipoteğe serbest derceden istifade hakkının tanınıp tanınmayacağı
Taşınmazın maliki veya temsilcisinin, bu hususları içerir sözlü talebi üzerine resmi senet düzenlenmek suretiyle işlem tapu sicil müdürlüğünce yerine getirilir. Bankalar yardımlaşma sandıkları gibi kredi veren kurumların Tapu sicil müdürlüğüne ipotek tesisi için yazıları varsa bu yazılar ilgilinin imzası alınmak sureti ile işleme konur.
İpotek belgesi:
İşlemin tamamlanarak ipoteğin tapu kütüğüne sicilinden sonra tescilin yapıldığını gösterir ipotek belgesi, düzenlenerek ipotek alacaklısına verilmektedir. İpotek belgesi kıymetli evrak niteliğinde olmayıp sadece tescili yapılan ipotekle ilgili bilgileri içerir. Düzenlenen resmi senedin tastikli suretide ipotek belgesi yerine geçmektedir.
YABANCI PARA İPOTEĞİ
Medeni Kanuna göre yurt içinde veya yurt dışında faaliyette bulunan kredi kuruluşlarının yabancı para üzerinden veya yabancı para ölçüsüyle verilen kredileri güvence altına almak için yabancı para üzerinden ipotek tesisi mümkün bulunmaktadır.
Yabancı para ipoteğine konu krediler yabancı para üzerinden olabileceği gibi yabancı para ölçüsü ile verilen (dövize endeksli) kredilerde olabilmektedir.Bir örnek vermek gerekirse
Türkiyedeki bir banka, müşterisine açtığı dövize endeksli konut kredisi için yabancı para ipoteği tesisi edebilecektir.Yabancı para ipoteği ,gerçek kişiler veya kredi kuruluşu olmayan tüzel kişilerin açtığı krediler için söz konusu olamayacaktır.Ayrıca,yabancı para ipoteği, kredi güvencesi olarak tesis edileceğinden ,kredi ilişkisi dışındaki başka yabancı para borcu için yabancı para ipoteği tesis edilemeyecektir.Bu nedenle yabancı para ipoteği tesis taleplerinde kredinin yabancı para veya dövize endeksli kredi olduğunun belirtilmesi gerekecektir.İpotek tesisine konu kredinin türü Medeni Yasa da belirtilmemiştir..Bu nedenle ayni(makine techizat temini),nakdi ve gayrinakdi (teminat mektubu,kefalet,aval,ciro,kabuller gb) krediler içinde yabancı para ipoteği tesis edilebilecektir.
İpotek tesisine konu yabancı paralar
Taşınmazlar üzerine kurulacak yabancı para ipoteğinin hergün resmi gazetede yayınlanan ve T.C Merkez Bankasınca alım/satımı yapılan yabancı paralar üzerinden yapılması gerekmektedir. 25.3.2002 tarihi itibarı ile bu yabancı şunlardır;
ABD Doları (USD)
Euro (EURO)
Avustralya Doları (AUD)
Danimarka Kronu (DKK)
İngiliz Sterlini (GBP)
İsviçre Frangı (CHF)
İsveç Kronu (SEK)
Japon Yeni (JPY)
Japon Yeni (JPY)
Kanada Doları (CAD)
Norveç Kronu (NOK)
Kuveyt Dinarı (KWD)
Suudi Arabistan Riyali (SAR)
Yabancı ve Türk parası karşılıkları ile ipotek harç ve vergilerinin hesabında hesap günündeki T.C Merkez Bankasının döviz alış kuru esas alınmaktadır.
(Kaynak: İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası)
Akitsiz İşlemler
A) İFRAZ ( AYIRMA )
İfraz, tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazın birden fazla parsele ayrılmasıdır. Taşınmazların ifrazı, değer artırımı düşüncesi, ayrılan parçaların daha kolay satımı, daha çok imar planlarını uygulanması nedeni ile yapılmaktadır. İfraz işlemi aşağıdaki safhalardan oluşmaktadır.
a) Serbest harita mühendislerince düzenlenmiş krokili beyannamenin kadastro müdürlüğüne ibraz edilerek istemde bulunması
b) Kadastro Müdürlüğünce krokili beyannamenin uygunluğunun kontrolü ve onanması
c) İşlemin belediye encümeni veya il idare kurallarınca tasdiki
d) Kadastro müdürlüğünce tescil bildirimi ile birlikte evrakın tapu sicil müdürlüğüne bir yazı ile gönderilmesi.
e) Tapu sicil müdürlüğünce tapu harçlarının tahsili ve tescil
B) TEVİT (BİRLEŞTİRME)
Tevhit, tapu kütüğünde kayıtlı birden fazla taşınmazın birleştirilerek bir parsel haline getirilmesidir. İmar uygulaması, taşınmazın değerinin arttırılması, inşaat yapımına uygun hale getirme, tarımsal amaçlar gibi çeşitli nedenlere dayalı olarak yapılmaktadır.
Aynı veya farklı kişilere ait taşınmazların tevhidi mümkündür. Tevhid edilecek taşınmazların birleşebilir yani birbirlerine bitişik olması gerekir. Birleşecek taşınmazlar üzerinde tasarrufu kısıtlayıcı hakların bulunması halinde (ipotek, irtifak hakkı haciz vb. ) hak sahiplerini işleme rıza göstermeleri gerekir.
Tavhit için aşağıdaki yol izlenir ;
a) İşlem için kadastro müdürlüğüne ilgisinin müracaatı
b) Müdürlükçe değişiklik tasarımın hazırlanması
c) Belediye encümeni veya il idare kurulunca değişiklik tasarımının onaylanması
d) Kadastro müdürlüğünce tescil bildiriminin düzenlenmesi ve tapu sicil müdürlüğüne gönderilmesi.
e) Tapu sicil müdürlüğünce tapu harçlarının tahsili ve tapu kütüğüne tescil
C) CİNS TASHİHİ
Tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazın niteliğinin değiştirilecek bir başka nitelikte tapu kütüğüne tescil edilmesidir.
İşlemi :
Uygulamada sıkça karşılaşılan cins tashihi işlemleri, arsa veya araziler üzerine yeni bina inşa edilmesi veya mevcut binanın yıkılarak arsa haline dönüştürülmesi şeklinde görülmektedir.
a) Arsa ve araziler üzerine yeni bina inşa edilmesi
İçişleri bakanlığı ile yapılan protokol gereğince 8.8.1997 tarihinde itibaren belediye ve valilikler (Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü) taşınmazın cins tashihi yapılmadan, iskan raporu vermeyeceklerinden bu durumda olan yapılar için ilgilisi, iskan raporu ( yapı kullanama izin belgesi ) almak için müracaat için müracaat ettiğinde, işlem aşağıdaki aşamalardan oluşacaktır.
1- Yapının iskana uygun olması halinde belediye veya valilikler cins tashihi yapılması için kadastro müdürlüğüne yazı yazmakta
2- Kadastro müdürlüğü mahallinde gerekli ölçümü yapıp, tescil bildirimini düzenleyerek tapu sicil müdürlüğüne göndermekte. 3 Tapu sicil müdürlüğü tescili sağladıktan sonra, kadastro müdürlüğüne durumu bildirmekte, kadastro müdürlüğü paftası üzerinde gerekli teknik işlemleri yaparak durumu ilgili belediye veya valiliği bildirmektedir. 8.8.1997 tarihinden önce tamamlanarak iskan belgesi (yapı kullanama izin belgesi ) almış olan taşınmazların cins tashihi işlemleri, başka herhangi bir kuruma müracaat etmeksizin kadastro müdürlüklerince doğrudan yerine getirilmekte, tapu sicil müdürlüklerince tescilleri sağlanmaktadır.
b) Mevcut binanın yıkılarak arsa haline dönüşme :
Cins tashihi için ilgililer kadastro müdürlüğü veya şefliklerine müracaat etmekte, kadastro müdürlüğü elamanlarınca zeminde inceleme yapıldıktan sonra düzenlenen tescil bildirimi tapu sicil müdürlüğüne gönderilmektedir.
D) MİRASIN İNTİKALİ
Mirasın intikali, ölen bir kimsenin mal varlığının, alacak ve borçlarının mirasçılarına geçmesidir. Medeni kanunumuza göre mirasçılık kanunundan ve sözleşmeden doğmaktadır.
Kanuni mirasçılar
Kanuni mirasçılar şunlardır ;
a) Ölenin çocukları
b) Ana ve babası
c) Büyük baba ve büyük anası
d) Evlilik dışı hısımları
e) Evlatlık
f) Devlet
g) Sağ kalan eş
Sağ kalan eşin mirasçılığı
Sağ kalan eş birlikte bulunduğu mirasçılara göre, miras bırakana aşağıda yazılı oranlarda mirasçı olmaktadır Bunlar ;
a) Miras bırakanın çocukları ile birleştiğinde mirasın ¼’ ü
b) Mirası bırakanın ana baba veya büyük anaları ile birleştiğinde mirasın ½’si
c) Miras bırakanın büyük baba veya büyük anaları ile birleştiğinde mirasın ¾’ü
d) Miras bırakanın yukarıda yazılı mirasçıları yoksa mirasın tamamı sağ kalan eşin olmaktadır
Miras bırakanın kendinden önce ölmüş çocuklarının eşleri mirastan pay alamamaktadır.
Mukaveleden doğan mirasçılık hali
Medeni kanunumuzun kabul ettiği bir başka mirasçılık şekilde sözleşmeden doğmaktadır. Bunlar vasiyetname ve miras mukaveleleridir. Mirasçılığın sözleşme ile doğması halinde miras hükümleri, yapılan bu tür sözleşmelerin neticelerine göre belirlenecektir.
Miras Ret
Gerek kanuni mirasçılar ve gerekse mukavele ile mirasçı tayin edilenler, kendilerine düşen Mirası red edebilirler. Mirasın reddi kanuni mirasçılar tarafından, ölümün öğrenildiği tarihten itibaren, mukavele ile mirasçı atananlarda ise, mirasçılığın kendilerine resmen tebliğ edildiği tarihten içerisinde 3 ay içerisinde sulh hukuk mahkemesine yapılması gerekmektedir. Mirasın reddi halinde alınacak veraset belgesinde bu husus belirtilmek sureti ile mirasçılık ve miras payları belirlenecektir.
Miras payından Feragat
Miras bırakan, mirasçılardan birisi ile, bir karşılık söz konusu olmadan veya karşılık sağlayarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilmektedir. Bu halde feragatte bulunan mirasçılık sıfatını kaybedecektir. Mirastan feragat sözleşmesi ölüme bağlı bir tasarruf olup miras bırakanın sağlığında, resmi vasiyet şeklinde yapılması gerekir.
(Kaynak: İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası)
Şerh Verme
A) KİRA SÖZLEŞMESİNİN ŞERHİ
İşlemi
Kira sözleşmesi, taşınmaz maliki veya temsilcisi ile taşınmazı kiralayacak kişi arasında yapılır. Şerhi için söz konusu sözleşmenin tapu sicil müdürlüğüne ibrazı gerekir.
Kira sözleşmesi taraflar veya bunların temsilcileri arasında yazılı şekilde yapılacağı gibi söz konusu sözleşme notere de tasdik ettirilebilir. Herhangi şekilde düzenlenirse düzenlensin, sözleşmede aşağıdaki hususlar yer almalıdır ;
a) Kiralanacak taşınmazın açıkça belirtilmesi ,
b) Kira süresi
c) Bedel
d) Varsa şartların yazılması
Tasarruf kısıtlı taşınmazlar da kira şerhi
Taşınmaz üzerinde, tedbir ve kanuni kısıtlamalar gibi, kira şerhine engel bir kısıtlama söz konusu değilse, kiranın tapu kütüğüne şerhi mümkün olacaktır. Taşınmazın ipotek ve benzeri haklarla kısıtlı olması kira şerhine engel teşkil etmeyecektir. Bu durumda şerhin hukuki sonucu, şerh tarihinden sonra tapu siciline kaydedilecek haklar için söz konusu olacaktır.
B) SATIŞ VAADİ
Satış vaadi, taşınmazın satışının bir kimseye vaad edilmesidir. Satış vadi taşınmazın kesin satışı demek olmayıp, satışı yapma taahüdüdür. Kendisine satış vaadinde bulunan kimse , sözleşmeye dayanarak taşınmazın kendi adına tescilini tapu sicil müdürlüğünden isteyemez. Sadece kütüğe şerhini talep edebilecektir.
Satış vaadinin tapu kütüğüne şerhini, aksi sözleşmede kararlaştırılmışsa taraflardan herhangi birisi tapu sicil müdürlüğünden talep edebilmektedir. Talep için, şerh hususunun sözleşmede yazılı olması da şart değildir.
Ayrıca, satış vaadi sözleşmesinin tanziminden itibaren beş yıllık süre geçmiş olmasa dahi satış vaadinin kütüğe şerhi mümkün olabilecektir.
Satış vaadi sözleşmesinin düzenleme yetkisi sadece notere aittir. Tapu sicil müdürlüğünün bu tür sözleşmeleri tanzime yetkisi bulunmamaktadır. Şerh için söz konusu satış vaadi sözleşmesinin tapu sicil müdürlüğüne ibrazı gerekir.
Sözleşmede hangi hususlar bulunmaktadır?
Satış vaadi ileride yapılacak kesin satışın vaad ve taahhüdü olması sebebiyle, satış için aranılan hususlar, satış vaadi sözleşmeleri içinde geçerlidir. Sözleşmenin Tarafların temsilcileri tarafından düzenlenmesi de mümkündür. Bunların yanında söz konusu sözleşmelerde aşağıdaki hususlar yer almalıdır bunlar ;
a) Düzenlenme şeklinde tanzimi
b) Tarafların kimliklerinin nüfus hüviyet cüzdanı ile tespiti ,
c) Tarafların fotoğraflarının bulunması ve tasdiki,
d) Satış bedeli
e) Satış vaad ve taahhüdü,
f) Vaade konu taşınmazın açıkça belirtilmesi
C) KAT KARŞILIĞI İNŞAAT HAKKININ ŞERHİ
Kat karşılığı inşaatta, taşınmaz maliki taşınmazının veya belli bir hissesini, yapılacak inşaata karşılık müteahhide devretmeyi kabul etmekte, üstlenici (müteahhit) de devralacağı taşınmaz veya paya karşılık bedel ödemeyerek bunun yerine yapılacak inşaatta binanın belli bir kısmını arsa sahibine inşa edip, teslim etmeyi taahhüt etmektedir.
Kat karşılığı inşaat hakkının şerhi tapu sicil tüzüğünde yer almıştır. Söz konusu sözleşmeyi düzenleyecek makam noterdir. Tapu sicil müdürlüklerini bu tür bir sözleşmeyi düzenleme yetkisi bulunmamaktadır. Tapu kütüğüne şerh için noterde düzenlenmiş sözleşmenin Tapu Sicil Müdürlüğüne ibrazı gerekir. Şerhi talep etme yetkisi taşınmaz malikine aittir. Ancak sözleşmede üstlenicinin (müteahhidin ) de şerhi talep edileceği belirtilmişse Müteahhidde şerh verdirebilecektir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri uygulamada tarafların uyması gereken pek çok şart ve yükümlülükleri içerebilmektedir. Tüm bu şart ve yükümlülüklerin tapu kütüğünde gösterimi mümkün değildir. Ancak sözleşme kütüğe şerh verilmekle, sözleşmedeki şart ve yükümlülükler, artık taşınmazı sonradan edinen veya lehine hak tesis edilen kişileri de etkileyecektir. Şerhin amacı da esasen budur.
Kat karşılığı inşaat hakkı sözleşmesi gereği mülkiyet devri yapılabilir mi?
Kat karşılığı inşaat hakkı sözleşmeleri tapu kütüğüne sadece şerh verilebilir. Tapuda mülkiyet devrini sağlamaz. Mülkiyet devri için, buna ilişkin (kat karşılığı temlik) resmi sendin tapu sicil müdürlüğünce ayrıca düzenlenmesi gerekir. Zira taşınmazların devrine ilişkin sözleşmeleri düzenleme yetkisi bazı istisnalar hariç sadece tapu sicil müdürlüklerine aittir.
Üstlenici ( müteahhid ) sözleşme şartlarının yerine getirildiği, binanın inşa edildiği gerekçesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince tapu devrinin yapılmasını talep edemez. Taşınmaz malikin sözleşme gereği tapu sicil müdürlüğündeki mülkiyet devrince yanaşmaması halinde, mahkemeye müracaat ile taşınmazın alınacak kesinleşmiş mahkeme kararı gereği mülkiyet devri sağlanabilir.
D) MALİKİN TAŞINMAZ ÜZERİNDEKİ TASARRUFUNU KISITLAYICI BAZI ŞERHLER
a) Haciz-İhtiyati Haciz:
Haciz, herhangi bir alacağın tahsilinin temini için icra müdürlüklerinin borçlu taşınmazına müracaat etmesidir. Kamu alacağından dolayı vergi daireleri ve belediyeler gibi bazı kamu kurumları da alacak takibinde bulunarak taşınmazları haciz edebilmektedir.
Hacizde alacağın varlığında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. İlgili dairelerin tapu sicil müdürlüğüne talepleri üzerine tapu kütüğüne şerh verilir.
İhtiyati hacizlerde alacak taraflar arasında ihtilaflıdır. Ancak mahkemeler alacaklının alacağını dava sonuçlanıncaya kadar teminat altına almak amacıyla, borçlunun taşınmazları üzerine ihtiyati haciz koydurabilmektedir. Bu sebeple ihtiyati hacizlere ilişkin şerh talebi, ilgili mahkemenin talimatı üzerine icra müdürlüklerince tapu sicil müdürlüğüne yapılmaktadır.
b) Tedbir-ihtiyati tedbir:
Tedbir, mahkemelerde görülmekte olan bir dava sebebi ile taşınmazın bir başkasına devrini veya üzerine herhangi bir hak tesisini önlemek amacıyla, ilgili mahkemenin bu husustaki kararının tapu siciline şerh verilmesidir.
İhtiyatı tedbir ise taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olduğu hallerde söz konusudur. Her ne kadar şerh verilme sebepleri farklı olsa da her ikisinin de doğurduğu sonuç aynıdır.
Taşınmazlar üzerine tedbir veya ihtiyati tedbir şerhinin verilmesi, ilgili mahkemenin talebi üzerine olmaktadır.
Tedbir veya ihtiyati tedbirli taşınmazların durumu:
Tedbir veya ihtiyati tedbir şerhi verilmiş taşınmazların malikince bir başkasına devri veya üzerine hak tesisi mümkün değildir. Söz konusu bu şerhler taşınmazın herhangi bir tasarrufa konu olmasını engellemektedir. Ancak devir ve hak tesis edici mahiyette olmayan işlemler ilgili mahkemenin muvafakat’ ı ile yapılabilmektedir. (isim ve cins gb. )
c) İflas ilanı:
İflas; iflasa tabi kişilerin borçlarını ödeyememesi durumunda, ticaret mahkemesince tasfiyesine karar verilmesi halidir
İflasa ticaret mahkemesince karar verilmesinden sonra bu hususun tapu sicil müdürlüğüne bildirilmesi halinde tapu kütüğüne şerh verilmekle , tedbirde olduğu gibi taşınmazın malikince tasarrufu mümkün değildir.
İflas şerhi; ilgili ticaret mahkemesi veya iflas memurluğunun talebi üzerine tapu kütüğünden terkin edilir.
d) Konkordato:
Konkordato; borçlarını ödeyemeyecek duruma düşen iflasa tabi kişinin, alacaklıları ile anlaşarak borçlarını ödeyebilmesi için ticaret mahkemesince izin verilmesidir.
Ticaret mahkemesinin konkordato şerhi talebinde bulunan kişiye verdiği süre yine aynı mahkemenin talebi üzerine, tapu kütüğüne şerh verilebilmektedir. Şerhin kaldırılması yine aynı mahkemenin yazı ile olur.
Konkordato şerhi ile malikin taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunması mümkün değildir.
(Kaynak: İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası)
Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun (6570)
6570 Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun ve 4531 Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde
GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası: 6570
Kabul Tarihi: 18/05/1955
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 27/05/1955
Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 9013
Madde 1 - Belediye teşkilatı olan yerlerle, iskele, liman ve istasyonlardaki gayrimenkullerin (Musakkaf olmıyanları hariç) kiralanmalarında kiralıyanla kiracı arasındaki hukuki münasebetlerde bu kanun ile Borçlar Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri tatbik olunur.
Mabetler kiraya verilemez ve ibadethane haricinde hiçbir iş için de kullanılamaz.
Madde 2 - (İptal: Anayasa Mahkemesi'nin 26/03/1963 tarih ve E. 1963/3, K. 1963/67 sayılı kararı ile.)
Madde 3 - (İptal: Anayasa Mahkemesi'nin 26/03/1963 tarih ve E. 1963/3, K. 1963/67 sayılı kararı ile.)
Madde 4 - Mobilyalı olarak kiraya verilen gayrimenkulerin, bu kanuna göre taayyün eden yıllık kira bellerine mobilya için belediye encümenlerince takdir edilen kıymetin yüzde yirmisinden fazla zam yapılamaz. Şu kadar ki bu suretle zam olunacak miktar kira bedelinin yıllık tutarını geçemez.
Kira müddetinin hitamından bir ay evvel yazı ile haber vermek şartiyle kiralayan mobilyalarını kısmen veya tamamen geri alabilir. Bu takdirde mobilyalar için yapılan zam nispetinde kiradan indirme yapılır.
Madde 5 - Kaloriferli gayrimenkullerde mahrukat fiyatlarındaki değişikliklerin kira bedellerine inikası nispeti hükümetçe tesbit ve ilan olunur.
Madde 6 - Kısmen mesken olarak kısmen de meskenden gayrı bir şekilde kullanılmak üzere kiralanmış bulunan veya tamamen mesken olarak kullanılmak üzere kiralanmış iken fiilen meskenden gayrı surette kullanılan gayrimenkullerin kira bedelleri zam bakımından mesken olmayan yerlere ait hükümlere tabidir.
Madde 7 - Kira şartlarına ve Borçlar Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerine riayet edilse bile aşağıdaki yazılı hallerde kiralayan
a) Kiracı tarafından gayrimenkulün tahliye edileceği yazı ile bildirilmiş olmasına rağmen tahliye edilmezse icra dairesine müracaatla tahliye istiyebileceği gibi,
b) Gayrimenkulü kendisi veya eşi veya çocukları için mesken olarak kullanma ihtiyacında kalırsa kira akdinin hitamında,
c) Gayrimenkulü kendisinin veya eşinin veya çocuklarının bir meslek veya sanatı bizzat icra etmesi için kullanma ihtiyacında ise kira akdinin hitamında,
ç) Gayrimenkulü yeniden inşa veya imar maksadiyle esaslı bir surette tamir, tevsi veya tadil için ve ameliye esnasında içinde ikamet veya iştigal mümkün olmadığı fennen anlaşıldığı takdirde kira akdinin hitamında,
d) Gayrimenkulü Medeni Kanun hükümlerine göre iktisabeden kimse kendisi veya eşi veya çocukları için tamamen veya kısmen mesken olarak ve yine kendisi veya eşi veya çocukları için bir meslek veya sanatın bizzat icrası maksadiyle iş yeri olarak kullanma ihtiyacında ise iktisap tarihinden itibaren bir ay zarfında kiracıyı keyfiyetten ihtarname ile haberdar etmek şartiyle altı ay sonra,
e) Kira bedelini vaktinde ödememelerinden dolayı haklı olarak bir yıl içinde kendilerine iki defa yazılı ihtar yapılan kiracılar aleyhine, ayrıca ihtara hacet kalmaksızın, kira müddettinin hitamında,
Tahliye davası açabilirler.
Aynı şehir veya belediye hudutları içinde kendisinin veya birlikte yaşadığı eşinin uhdesinde kayıtlı oturabileceği meskeni bulunan kimse, kirada oturduğu yeri, malikin isteği üzerine tahliye etmeye mecburdur.
Madde 8 - Bu kanunla Borçlar Kanununda gösterilen haller dışındaki sebeplerle açılacak tahliye davaları, mukavelelerde aksine şart bulunsa dahi mesmu olmaz.
Madde 9 - Kira mukavelelerinde; bu Kanunun kira bedellerinin tayinine mütaalik hususlar müstesna kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz.
Madde 10 - (Mülga madde: 30/04/1973 - 1711/3 md.)
Madde 11 - Kiracı kira müddetinin bitmesinden en az on beş gün evvel mecuru tahliye edeceğini yazı ile bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılır.
Madde 12 - Kiracı, mukavelede hilafına sarahat olmadıkça, kiralanan yeri kısmen veya tamamen başkasına kiralayamaz yahut istifade hakkını veya mukavelesini başkasına devredemez veyahut kendisi gayrimenkulü bırakmış olduğu halde hiç bir sebeple bu yeri kısmen veya tamamen başkalarına işgal ettiremez.
Kira akdinin esas gayesi itibariyle başkalarına kiralanması lazım ve mütat olan (Otel, pansiyon, talebe yurdu ve benzerleri) gayrimenkuller bütün gayrimenkulün devri veya kiralanması hali müstesna olmak üzere yukardaki fıkra hükmüne tabi değildir.
Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne riayet etmeyerek bir gayrimenkule kiracı veya devir alan sıfatiyle girenler veya bu gayrimenkulü işgal edenler hakkında hiç bir ihtara hacet kalmaksızın sulh mahkemelerinde tahliye davası açılabilir.
Fuzuli şagiller hakkında 5917 sayılı kanun hükümlerinin tatbikı da istenebilir.
Madde 13 - Kira mukavelelerinin ve Borçlar Kanununun bu kanuna mugayir olmayan vecibelerine kiracılar veya ortaklariyle sanat, meslek ve ihtısasları dolayısiyle aynı meslek veya sanatı idame ettirecek olan mirasçıları ve meskenlerde ölen kiracı ile birlikte ikamet edenler tarafından tamamen riayet edildiği müddetçe bu kanunun yürürlükten kaldırılmasından üç ay sonraya kadar aleyhlerine tahliye davası açılamaz.
Madde 14 - 2490 sayılı Artırma, Eksiltme ve İhale Kanununa tabi olarak kiraya verilen gayrimenkuller hakkında da bu kanun hükümleri tatbik olunur.
Madde 15 - Kiralayan 7 nci maddenin b, c, d bentlerinde yazılı sebeplerden dolayı tahliye ettirdiği gayrimenkulü mücbir sebep olmaksızın üç sene müddetle eski kiracısından başkasına kiralayamaz.
ç fıkrasına göre tahliye edilen gayrimenkuller eski hali ile, mücbir sebepler olmadıkça üç sene müddetle başkasına kiraya verilemez.
ç fıkrasına istinaden tahliye edildikten sonra imar planına göre yeniden inşa veya esaslı şekilde tadil veya tevsi edilen gayrimenkullerin yeni hali ile ve yeni kira bedeli ile bir mesken veya bir ticarethane yerini eski kiracının kiralamağa tercih hakkı vardır. Bu hakkın, kiralayanın, yapacağı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde kullanılması şarttır.
Bu maddeye göre tercih hakkı bertaraf edilmedikçe, gayrimenkul üç yıl müddetle başkasına kiralanamaz.
Madde 16 - Hava parası olarak veyahut her ne nam ve suretle olursa olsun bu kanuna göre taayyün eden kira bedelinden fazla para alanlar, bunlar namına hareket edenler veya bunlara tavassut edenlere 15 inci madde hükmüne aykırı hareket edenler hakkında altı aydan bir seneye kadar hapis ve üç yıllık kira bedeli tutarınca adli para cezası hükmolunur. Mükerrirler hakkında bu cezalar bir misli artırılır.
Madde 17 - Milli Korunma Kanununun 30 uncu maddesi ile 56 ncı maddesinin VII nci bendi ve bu maddeleri tadil veya ilga eden kanunlar yürürlükten kaldırılmıştır.
Madde 18 - Bu kanun 01/06/1955 tarihinden itibaren mer'idir.
Madde 19 - Bu kanunu icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
Ek Madde 1 - (Ek madde: 23/01/1998 - 4331/1 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, fırtına, taşkın, sel gibi tabii afetler nedeniyle zarar gören mülkiyeti veya idaresi Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait vakıf taşınmazların onarım veya restorasyonunu müteakip bir defaya mahsus olmak üzere afet öncesi kiracılarına Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaksızın Vakıflar Genel Müdürlüğünce tespit edilen rayiç kira bedeli ile kiracılık hakkı tanınabilir.
Muvakkat Madde 1 - Bu kanunun kira bedeline mütaallik hükümleri:
a) Milli Korunma Kanununa tabi olan gayrimenkuller için 01/06/1955 tarihinden,
b) Milli Korunma Kanununa tabi olmayıp da serbest kira ile kiralanmış olan ve kira akitleri gayrı muayyen müddete inkilabetmiş bulunan gayrimenkullerin kira bedelleri bu kanunun mer'iyete vazından itibaren geçecek altıncı ayı takibeden ay başından,
c) Milli Korunma Kanununa tabi olmaksızın, serbest kira ile kiralanmakta olup da mukavele müddetleri muayyen olan gayrimenkullerde kira akitlerinin hitamından itibaren,
ç) (Değişik bent: 09/01/1956 - 6634/1 md.) C fıkrasında yazılı gayrimenkullerden bir yıldan fazla müddetle mukaveleye bağlanmış olup da bu kanunun mer'iyete girdiği tarihte bir seneden fazla müddeti bulunanlar için 01/06/1956 tarihinden itibaren mer'idir.
Bu kanuna göre kiraya zam yapılması icap ettiği hallerde yapılacak zam nispetlerinden aşağı nispette zam yapılacağını veya hiç zam yapılmıyacağını kiralayan, kanunun mer'iyete girmesinden itibaren bir ay içinde yazı ile tebliğ etmediği taktirde mevzuubahis zamlar bu kanunun meri'yete girdiği tarihten bir ay sonra ve yukarıdaki tarihlerden başlamak üzere uygulanır. Bu takdirde kiracı bir aylık müddetin sonundan başlıyarak bir ay içinde mukavelenin feshini ihbar edebilir ve bu ihbardan itibaren iki ay içinde gayrimenkulü tahliyeye mecburdur. Tahliyeye kadar geçen müddetin kirası zammı ile birlikte ödenir.
Muvakkat Madde 2 - Bu kanunun 7 nci maddesinde yazılı tahliye davaları bakımından:
a) Milli Korunma Kanununa tabi olan gayrimenkullerin kira mukaveleleri 31/05/1955 tarihinde,
b) Milli Korunma Kanununa tabi olmayıp da serbest kira ile kiralanmakta olan ve kira mukaveleleri gayri muayyen müddete inkilabetmiş bulunan gayrimenkullerin kira mukaveleleri ise bu kanunun mer'iyete vazı tarihinden itibaren geçecek altıncı ayın sonunda hitama ermiş addolunur.
Bu tarihlerden itibaren bir ay zarfında dava açılmadığı takdirde mukavelelerin hitam müddetleri beklenmesi zaruridir.
Geçici Madde 3 - T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (BAĞ - KUR), Türkiye Kızılay Derneği, Türk Hava Kurumu, Darülaceze Müdürlüğü, Darüşşafaka Cemiyeti ve bağlısı vakıflar, mazbut ve mülhak vakıflar ile Vakıflar Genel Müdürlüğü, Verem Savaş ve Kanserle Savaş dernekleri adına kayıtlı veya bunların kamu kuruluşları veya kamu yararına çalışan derneklerle müştereken sahip bulundukları gayrimenkullere (vasiyet edilenler dahil) ilişkin kira sözleşmeleri bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay sonra sona erer.
Bu süre içinde yukarıdaki Kurumlar veya bunların kira işlerini yürüten iştiraklerince rayiç veya emsal bedele uygun olarak yeni kira bedeli ve şartlar tespit edilerek kiracıya tebliğ edilir. Eski kiracının birinci fıkrada belirtilen altı ayı takip eden 30 gün içinde yeni kira bedeli ve şartlar üzerinden kira sözleşmesi yapmaya hakkı vardır.
(Değişik fıkra: 30/05/1984 - 3012/1 md.) Teklif edilen yeni bedele, kiralayan ve kiracılarca sulh hukuk mahkemeleri nezdinde itiraz olunabilir. 30 günlük süre içinde itiraz ve rüçhan hakkını kullanmayan ve gayrimenkulü tahliye etmeyenlerin, tahliyeleri icra memurluğundan istenir.
Geçici Madde 4 - Belediyeler ve Özel İdareler ile Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü adına kayıtlı veya bunların kamu kuruluşları veya kamu yararına çalışan derneklerle müştereken sahip bulundukları gayrimenkullere (vasiyet edilenler dahil) ilişkin kira sözleşmeleri bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay sonra sona erer.
Bu süre içinde yukarıdaki kurumlar ve bunların kira işlerini yürüten iştiraklerince rayiç ve emsal bedele uygun olarak yeni kira bedeli ve şartlar tespit edilerek kiracıya tebliğ edilir. Eski kiracının birinci fıkrada belirtilen altı ayı takip eden 30 gün içinde yeni kira bedeli ve şartlar üzerinde kira mukavelesi yapmaya hakkı vardır.
Teklif edilen yeni bedele ve şartlara kiracılarca sulh hukuk mahkemeleri nezdinde itiraz olunabilir. Otuz günlük süre içinde itiraz ve rüçhan hakkını kullanmayan ve gayrimenkulü tahliye etmeyenlerin tahliyeleri icra memurluğundan istenir.
İtiraz süresi içinde, belirlenen kira bedeline karşı sulh hukuk mahkemesine itiraz vaki olduğunda kiracı, dava sonuna kadar kurum ve kuruluşlarca tesbit edilen kirayı aylık olarak öder ve tahliye edilemez. Sulh hukuk mahkemesince rayiç ve emsale uygun olarak kira bedeli tesbit olunur. Mahkeme kararına göre kiracı lehine fark olduğu takdirde bu miktar ileriki aylık kiralara mahsup edilir.
Görülecek davalarda ilk ve eski kiranın toptan eşya fiyatlarındaki artış yüzdeleri bu tespitlerde nazara alınmaz. Mahkeme tespitte bilirkişi olarak resmi dairelerce bildirilen teknik elemanlardan, Ticaret Odası temsilcisinden ve bir de hukukçudan olmak üzere üç kişilik heyeti resen seçer.
Mahkeme kararının kesinleşmesinden başlayarak otuz gün içinde mahkemece tesbit edilen kira bedeline göre kiracının yeni kira sözleşmesi yapmaya hakkı vardır. Bu süre içinde sözleşmeyi yapmayan ve biriken kira farklarını ödemeyen kiracının tahliyesi icra memurluğundan istenir.
Bu davalar ivedilikle görülür.
Geçici Madde 5 - (Ek madde: 01/12/1993 - 3917/7 md.)
Sosyal Sigortalar Kurumu ile Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumunun sahibi veya ortağı bulunduğu gayrimenkuller için 01/01/1993 tarihinden önce 22/04/1926 tarih ve 818 sayılı Borçlar Kanunu ile 18/05/1955 tarih ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna göre yapılmış olan kira sözleşmeleri, sözleşmelerin bitim tarihinden itibaren üç ay sonra, işletme hakkının devrine ilişkin sözleşmeler ise bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay sonra sona erer.
Kurumlarca, bu süre içinde rayiç bedel veya emsal bedele uygun olarak yeni kira bedeli ve şartları tespit edilerek kiracıya tebliğ olunur. Eski kiracının, birinci fıkrada belirtilen üç ayı takip eden (30) gün içinde yeni kira bedeli ve şartları üzerinden 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümlerine göre kira sözleşmesi yapmaya veya teklif edilen yeni kira bedeline sulh hukuk mahkemeleri nezdinde itiraz etmeye hakkı vardır. 30 günlük süre içinde itiraz ve rüçhan hakkını kullanmayan ve gayrimenkulü tahliye etmeyen kiracıların tahliyesi ilgili icra memurluğunca sağlanır.
Belirlenen kira bedeline karşı süresi içinde dava açılması halinde, dava sonucuna kadar Kurumlarca tespit edilen yeni kira bedeli üzerinden ödeme yapılır. Dava sonucunda belirlenen kira bedeline göre; kiracı lehine doğacak farklar takip eden aylara ait kira bedelinden mahsup edilir.
Kira bedellerinin tespitine ilişkin davalarda, toptan eşya fiyatlarındaki artış yüzdeleri dikkate alınmaz.
Mahkeme kararının kesinleşmesinden başlayarak otuz gün içinde, mahkemece tespit edilen kira bedeline göre kiracının 22/04/1926 tarih ve 818 sayılı Borçlar Kanunu ile 18/05/1955 tarih ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna göre yeni kira sözleşmesi yapmaya hakkı vardır. Bu süre içinde sözleşme yapmayan ve varsa birikmiş kira farklarını ödemeyen kiracının tahliyesi ilgili İcra Memurluğundan talep edilir.
Bu şekilde tespit edilen yeni kira bedelleri, yılda bir defa Devlet İstatistik Enstitüsü tüketici fiyat endeksindeki artış oranından az olmamak üzere rayiç veya emsal değere yükseltilir.
Birinci fıkrada belirtilen kurumların kamu kuruluşlarına kiralanmış bulunan gayrimenkulleri hakkında da yukarıdaki hükümler uygulanır.
Geçici Madde 6 - (Ek madde: 23/01/1998 - 4331/2 md. ; İptal: Anayasa Mahkemesi'nin 20/05/1998 tarih ve E. 1998/10, K. 1998/18 sayılı kararı ile)
Geçici Madde 7 - (Ek madde: 16/02/2000 - 4531 S. K./1 md.)
Sözleşmelerde kararlaştırılan kira paraları 2000 yılında yıllık %25, (...) oranında artırılabilir. Ancak, taşınmazın bulunduğu bölgede rayiç kira parasındaki artış bu oranların altında ise bu oranlar uygulanmaz.
Kira parasının yabancı para veya kıymetli madene endeksli olarak belirlendiği sözleşmelerde ayrıca yıllık artış uygulanamaz.
Kira parasının artış sınırlarının aşılması amacıyla yeniden kira sözleşmesi yapılamaz.
Kira tespit davalarında da yukarıdaki sınırlamalara uyulur.
KANUNA İŞLENEMEYEN GEÇİCİ MADDELER
Geçici Madde - 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları hakkındaki Kanunun muvakkat 1 inci maddesinin Ç fıkrasına müsteniden açılmış olup da halen derdest bulunan davalar reddolunur. Bu husustaki ilamlar icra dairelerince infaz olunmıyarak dosyaları muameleden kaldırılır.
Davaların reddi ve icra dosyalarının muameleden kaldırılmasından dolayı harc ve resim alınmaz ve evvelce alınmış olan peşin harc ve resimler alakalılara iade olunur.
Geçici Madde - 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna 2912 sayılı Kanunla Eklenen Geçici Maddenin İkinci Fıkrasına göre yeni kira sözleşmesi yapmayanlardan gayrimenkulleri henüz tahliye etmeyenlerce bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde kiralayan kurum tarafından belirlenen kira bedellerine karşı sulh hukuk mahkemesine itiraz vaki olduğunda dava sonuna kadar kiracı, kurum ve kuruluşlarca tespit edilen kirayı aylık olarak öder ve tahliye edilemez. Sulh hukuk mahkemesince rayiç ve emsale uygun olarak kira bedeli tespit olunur. Tespit edilen kira bedeli 1 Mayıs 1984 tarihinden itibaren geçerli olup, karar ile kiracı lehine fark olduğu takdirde bu miktar ileriki aylık kiralara mahsup edilir.
Görülecek davalarda ilk ve eski kiranın toptan eşya fiyatlarındaki artış yüzdeleri bu tespitlerde nazara alınmaz. Mahkeme tespitte bilirkişi olarak resmi dairelerce bildirilen teknik elemanlardan, ticaret odası temsilcisinden ve bir de hukukçudan olmak üzere üç kişilik heyeti resen seçer.
Mahkeme kararının kesinleşmesinden başlayarak otuz gün içinde mahkemece tespit edilen kira bedeline göre kiracının yeni kira sözleşmesi yapmaya hakkı vardır. Bu süre içinde sözleşmeyi yapmayan ve biriken kira farklarını ödemeyen kiracının tahliyesi icra memurluğundan istenir.
Kurumlar tarafından yapılan tebligat üzerine kurumca tespit edilen kira bedeline uygun olarak kira sözleşmesi yapılmış olması yukarıdaki fıkrada açıklanan itiraz hakkının kullanılmasına engel teşkil etmez. Bu takdirde mahkeme kararının kesinleşmesi ile tespit edilen kira mukavele tarihinden geçerli olur.
Bu davalar diğer davalara nazaran öncelikle görülür.
KAYNAK: Hukukçular Derneği - http://www.hukukcular.org.tr - 12.01.2007
Mobilyada 3D döneme geçtik
MASKO Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı, mobilyada 3D döneminin başladığını söyledi.
Emlak&Mortgage
Mobilya sektörünün bugün geldiği noktada modayı ve trendleri takip edip, kendi alanında yeniliklerin öncüsü olmaya başladığının da altını çizen Karcı, "Bugün hem yurtiçinde hem de yurtdışında koşan mobilya markalarımız var. Bunu tetikleyen faktör ise Türk mobilyacısının artık tasarımcı ve iç mimarlarla çalışmaya başlaması. MASKO Mobilya Kenti'ndeki 150-200 mağaza iç mimarla çalışıyor. Bu önemli bir değişim. MASKO'da mobilya alışverişinde 3D devri başladı diyebiliriz. 2012 ve devam eden 3-5 yıl içerisinde Türk mobilyası dünyada trendleri takip eden değil, belirleyen konuma gelerek daha da güçlenecek" diye konuştu. 2012'de mobilya sektörünün Afrika pazarına yöneleceğini belirten Karcı, Libya'daki, Mısır'daki gerilimler dünyayı etkilese de Nijerya, Gambia, Demokratik Kongo gibi yeni ülkelerin Türkiye ile işbirliği yapmak istediğini söyledi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...