24 Eylül 2012 Pazartesi

PAZAR YERLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK


Resmî Gazete
 
Sayı : 28351
 
YÖNETMELİK
 
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:
PAZAR YERLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, semt ve üretici pazarlarını modern bir yapıya kavuşturmak, bu yerlerde sebze ve meyveler ile belediyece müsaade edilen diğer gıda ve ihtiyaç maddelerinin ticaretinin kaliteli, standartlara ve gıda güvenilirliğine uygun olarak serbest rekabet şartları içinde yapılmasını temin etmek, tüketicilerin hak ve menfaatlerini korumak ve üreticiler ile pazarcıların faaliyetlerini düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, semt ve üretici pazarlarının kurulması, işletilmesi, taşınması ve kapatılmasını, yönetim ve denetimini, bu yerlerde faaliyet gösteren üretici ve pazarcılarda aranılacak nitelikleri, bunların çalışmalarını, yapacakları satışları, haklarını ve uymakla yükümlü bulundukları kuralları, belediye ve diğer idarelerin görev, yetki ve sorumlulukları ile pazar yerlerine ilişkin diğer hususları kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 11/3/2010 tarihli ve 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 7 ve 15 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını,
b) Belediye: 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununa tabi belediyeleri,
c) Bildirim: Bildirim miktarı veya üzerindeki sebze ve meyvelere ilişkin sisteme yapılan beyan işlemini,
ç) Bildirim miktarı: Adet ile yapılan satışlarda 150 adet, bağ ile yapılan satışlarda 50 bağ, kilogram ile yapılan satışlarda 100 kilogramı,
d) İl müdürlüğü: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Ticaret İl Müdürlüğünü,
e) Kanun: 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu,
f) Künye: Sebze ve meyvelerin üretim yerini, cinsini, miktarını, hangi üretici/işletmeye ait olduğunu, varsa sertifika bilgilerini ve Bakanlıkça uygun görülen diğer hususları içeren ve sistem üzerinden basılan belge veya barkodlu etiketi,
g) Mal: Organik ve iyi tarım uygulamaları kapsamında üretilen sertifikalı ürünler dâhil ticarete konu sebze ve meyveler ile belediyece pazar yerlerinde satışına izin verilen diğer gıda ve ihtiyaç maddelerini,
ğ) Meslek kuruluşu: Pazarcıların üyesi oldukları ihtisas odalarının kurdukları ülke genelinde en fazla üyeye sahip esnaf ve sanatkârlar federasyonuna kayıtlı meslek odasını veya ihtisas odası bulunmayan yerlerde en fazla pazarcı üyeye sahip karma nitelikteki esnaf ve sanatkârlar odasını,
h) Pazar yerleri: Belediyelerce tespit edilecek yer ve günlerde kurulan üretici ve semt pazarlarını,
ı) Pazarcı: Malları semt pazarlarında doğrudan tüketicilere perakende olarak satan meslek mensubunu,
i) Perakende satış: Tek seferde bildirim miktarının altında yapılan satışı,
j) Semt pazarı: Üreticiler ve pazarcılar tarafından malların doğrudan tüketicilere perakende olarak satıldığı açık veya kapalı pazar yerlerini,
k) Sistem: Bakanlık bünyesinde elektronik ortamda kurulan ve internet tabanlı çalışan merkezi hal kayıt sistemini,
l) Tahsis: 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca tahsil edilen işgaliye harcı karşılığında, semt ve üretici pazarlarındaki satış yerlerinin geçici olarak kullanım hakkını,
m) Tahsis sahibi: Pazar yerlerinde adına satış yeri tahsis edilmiş olan pazarcı ve üreticileri,
n) Tahsis ücreti: 2464 sayılı Kanuna göre, işgal edilen alan ile orantılı olarak belediye meclisince belirlenen işgaliye harcını,
o) Üretici: Organik ve iyi tarım uygulamaları kapsamında üretilen sertifikalı ürünler dâhil sebze veya meyve üretenleri,
ö) Üretici pazarı: Üreticilerin kendi ürettikleri malları perakende olarak doğrudan tüketicilere sattıkları açık veya kapalı pazar yerlerini,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Pazar Yerlerinin Kurulması, İşletilmesi, Taşınması ve Kapatılması
Pazar yerlerinin kurulması ve işletilmesi
MADDE 5 – (1) Pazar yerleri, imar planında belirlenmiş alanlarda bu Yönetmelikte belirtilen asgari koşulları taşıyacak şekilde belediyeler tarafından kurulur. Gerçek veya tüzel kişiler tarafından pazar yeri kurulamaz.
(2) Pazar yerinin kurulmasına, 7 nci maddede belirtilen komisyonun raporu göz önünde bulundurularak belediye meclisince karar verilir.
(3) Semt pazarının kurulmasında, tüketici piyasasının büyüklüğü, ulaşım imkânları, semt pazarı sayısı ve bunların birbirlerine yakınlığı ile semt pazarının çevreye, altyapıya ve trafiğe getireceği yükler ile can ve mal güvenliği riski göz önünde bulundurulur.
(4) Üretici pazarının kurulmasında, yörede yetiştirilen mal miktarı ve çeşidi, üretim sezonu ile üretici ve tüketici talepleri dikkate alınır.
(5) Semt pazarı kurulan yerlerde, üretici pazarı semt pazarı ile aynı günde kurulamaz.
(6) Münhasıran organik malların satışı amacıyla semt pazarı kurulabilir.
(7) İmar planlarında pazar yerlerinin belirlenmesinde, bu Yönetmelikte yer alan hükümler belediyelerce göz önünde bulundurulur.
(8) Pazar yerleri, belediyelerce işletilir ve bu yetki devredilemez. Ancak, pazar yerlerinin işletilmesine ilişkin bazı hizmetler, bu Yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hüküm içermeyecek şekilde yapılacak belirli süreli protokoller ile meslek kuruluşları eliyle yürütebilir.
Pazar yerinde bulunması gereken hizmet tesisleri ve özellikleri
MADDE 6 – (1) Pazar yerlerinde;
a) Pazarcı ve üretici satış yerleri,
b) Zabıta bürosu,
c) Çöp toplama yeri,
ç) Elektronik tartılar,
d) Hoparlör sistemi,
e) Aydınlatma sistemi,
f) Güvenlik kamerası,
g) Tuvalet
bulunması zorunludur.
(2) Satış yerlerinin alan büyüklüğü ve kullanımı ile buralardaki tezgâhların ebat ve biçimine ilişkin özellikler, mal teşhirini olumsuz etkilemeyecek, alışveriş için yeterli geçiş yolları bırakacak ve pazar yerlerine standart bir görünüm kazandıracak şekilde ilgili meslek kuruluşunun görüşü alınarak belediye encümenince belirlenir.
(3) Zabıta bürosu, ilgili personelin ihtiyacını karşılayabilecek özellikte ve kapasitede olur. Seyyar kabinler de bu amaçla kullanılabilir.
(4) Pazar yerlerinde oluşan çöplerin kaldırılıncaya kadar tutulacağı çöp toplama yeri, pazar yerinin uygun bir yerinde oluşturulur. Çöp toplama yerlerinin kapasitesi, pazar yerinin büyüklüğü ve iş hacmine göre belirlenir.
(5) Pazar yerlerinde faaliyet gösterenler ile tüketicilerin can ve mal güvenliğini sağlanması amacıyla, pazar yerlerinin kapasitesi göz önünde bulundurularak yeterli sayı ve özellikteki güvenlik kameraları uygun alanlara yerleştirilir.
(6) Tuvaletler, pazar yerlerinin kapasitesi göz önünde bulundurularak ihtiyacı karşılayacak sayıda ve özellikte olur. Bu amacı sağlayacak şekilde, seyyar tuvalet kabinleri veya pazar yerinin çevresinde bulunan tuvaletler de kullanılabilir.
(7) Tüketicilerce satın alınan malların ağırlığının kontrol edilebileceği, ilgili mevzuata uygun elektronik tartılar, pazar yerlerinin giriş ve çıkış noktalarına konulur.
(8) Gerekli görülen duyuruların yapılabileceği uygun ve yeterli kapasitedeki hoparlör sistemi ile pazar yerlerinin yeterli düzeyde aydınlatılmasına imkân sağlayacak aydınlatma sistemi kurulur.
(9) Tahsis sahiplerinin pazar yerine mal getirme, boşaltma ve yükleme işlerini kolaylıkla yapabilmelerine imkân verecek tedbirler belediyece alınır.
(10) Zorunlu tesisler dışında ihtiyaca göre belirlenecek diğer tesisler belediyece oluşturulabilir.
Pazar yeri kuruluş komisyonu
MADDE 7 – (1) İmar planında pazar yeri olarak belirlenen veya belirlenecek alanın, bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygunluğunu değerlendirmek üzere bir komisyon kurulur. Komisyon tarafından hazırlanan rapor, belediye meclisine sunulur.
(2) Başkanlığı, ilgili belediye başkanı ya da görevlendireceği yardımcısı tarafından yürütülen pazar yeri kuruluş komisyonu; belediyenin imar ve denetim ile ilgili müdürlüklerinden görevlendirilecek iki temsilci ile il müdürlüğü, il/ilçe emniyet müdürlüğü, il/ilçe gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü, il/ilçe sağlık müdürlüğü/ilçe sağlık grup başkanlığı, ilgili meslek kuruluşu ve ziraat odası ile o yerde faaliyet gösteren en fazla üyeye sahip tüketici örgütünce belirlenecek birer temsilci olmak üzere on üyeden oluşur.
(3) Tüketici örgütü bulunmayan yerlerde tüketiciler, o yerde en fazla ortağa sahip tüketim kooperatifleri tarafından temsil edilir. Komisyonun, o yerde ilgili kuruluşun bulunmamasından kaynaklanan noksan üyelikleri, sırasıyla ilçe ya da il nezdinde faaliyet gösteren ilgili kuruluşça doldurulur.
Pazar yeri yerleşim planı
MADDE 8 – (1) Pazar yeri yerleşim planı, pazar yeri kurulmasına ilişkin belediye meclisi kararını takiben üç ay içinde, 6 ncı maddede belirtilen hizmet tesislerini içerecek şekilde hazırlanır ve belediye encümenince onaylanır.
(2) Yerleşim planının hazırlanmasında; toplam satış yeri sayısının en az yüzde yirmisinin özel satış yeri olarak üreticilere ayrılması ve sebze ve meyveler ile diğer gıda ve ihtiyaç maddelerinin birbirlerini olumsuz etkilemeyecek şekilde ayrı ayrı satışa sunulması hususuna dikkat edilir.
(3) Yerleşim planı, ihtiyaca göre belediye encümeni kararıyla değiştirilebilir. Yerleşim planının değiştirilmesinde, mevcut tahsis sahiplerinin hakları göz önünde bulundurulur.
Pazar yerlerinin kuruluş günü
MADDE 9 – (1) Pazar yerlerinin kuruluş günü, o yerdeki diğer pazar yerlerinin kurulduğu günler dikkate alınmak suretiyle, açılış ve kapanış saatleri ise mevsim şartları ve yöresel ihtiyaçlara göre belediye encümenince belirlenir.
(2) Pazar yerlerinin kuruluş günü ile açılış ve kapanış saatlerinin belirlenmesinde, ilgili meslek kuruluşunun görüşü alınır.
Pazar yerlerinin taşınması ve kapatılması
MADDE 10 – (1) Çevreye, altyapıya ve trafiğe yük getiren, ulaşım imkânları ve alan büyüklüğü yetersiz olan ve uygun çalışma ortamı bulunmayan pazar yerleri belediye meclisinin kararı ile başka bir alana taşınabilir ya da kapatılabilir.
(2) Belediye meclisi, birinci fıkrada belirtilen hususları, 7 nci maddede öngörülen komisyona incelettirir.
(3) Pazar yerinin başka bir alana taşınmasına ilişkin işlemler, bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yürütülür.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Tahsis İşlemi
Tahsis
MADDE 11 – (1) Semt ve üretici pazarlarındaki satış yerleri tahsis yoluyla işletilir. Tahsis, aynı belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan diğer pazar yerlerinde satış yeri bulunmayanlara öncelik verilmek suretiyle yapılır.
(2) Semt pazarlarındaki satış yerleri pazarcılara ve üreticilere, üretici pazarlarındaki satış yerleri ise münhasıran üreticilere tahsis edilir. Organik malların satışa sunulduğu semt pazarlarındaki satış yerleri, yalnızca organik mal üreten üreticilere veya bu tür malları satan pazarcılara tahsis edilir.
(3) Semt pazarlarında, üreticilere tahsis edilecek satış yeri sayısı, toplam satış yeri sayısının yüzde yirmisinden az olamaz. Ayrılan satış yerlerine üreticilerden yeteri kadar talep olmaması veya boşalan satış yerlerinin doldurulamaması hâlinde diğer talep sahiplerine de tahsis yapılabilir.
(4) Aynı pazar yerinde, bir üreticiye veya pazarcıya doğrudan veya dolaylı olarak en fazla iki satış yeri tahsis edilebilir.
(5) Tahsis, belediye encümeni kararı ile yapılır.
Tahsis sahiplerinde aranılacak şartlar
MADDE 12 – (1) Satış yeri tahsis edilecek pazarcılarda aşağıda belirtilen şartlar aranır:
a) Sebze veya meyve ya da belediyece izin verilen diğer gıda veya ihtiyaç maddelerinin satışı ile iştigal etmek,
b) İlgili meslek kuruluşuna kayıtlı olmak,
c) Vergi mükellefi olmak,
ç) Başvuru tarihinden önceki bir yıl içinde belediyece hakkında tahsis iptal kararı verilmemiş olmak,
d) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak,
e) İlgili mevzuatla aranılan diğer şartlara sahip olmak.
(2) Satış yeri tahsis edilecek üreticilerde aşağıda belirtilen şartlar aranır:
a) Sebze veya meyve üreticisi olmak,
b) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde tutulan ilgili sistemlere kayıtlı olmak,
c) Başvuru tarihinden önceki bir yıl içinde belediyece hakkında tahsis iptal kararı verilmemiş olmak,
ç) Birinci fıkranın (d) bendinde aranılan şartlara sahip olmak,
d) İlgili mevzuatla aranılan diğer şartlara sahip olmak.
(3) Satış yeri tahsis talebinde bulunanlar, Ek-1’de yer alan dilekçe ile birlikte ilgili belediyeye başvurur. Dilekçeye aşağıdaki belgeler eklenir:
a) T.C. Kimlik numarası beyanı,
b) Tahsise ilişkin ilan tarihinden önceki bir yıl içinde tahsisin iptal edilmediğine ilişkin imzalı taahhütname,
c) İlgili meslek kuruluşuna/Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde tutulan ilgili sistemlere kayıtlı olduğunu gösterir belge,
ç) Adli sicil kaydına ilişkin beyanı,
d) Son altı ay içinde çekilmiş üç adet vesikalık fotoğraf.
(4) Satış yeri tahsis talebinde bulunan pazarcılardan, üçüncü fıkrada belirtilen belgelerin yanı sıra, kayıtlı olduğu vergi dairesi adı ve vergi kimlik numarası beyanı istenir.
(5) Belediyeler, adli sicil beyanının doğruluğunu ilgili mercilerden teyit eder.
Pazar yerlerinde tahsis işlemi
MADDE 13 – (1) Tahsis işlemi, pazar yeri yerleşim planının belediye encümenince onaylanmasını müteakip başlatılır.
(2) Yapılacak tahsis işlemi, belediyece en az bir yerel gazetede ilan edilmek, en az yedi iş günü belediye ilan panosunda asılı kalmak ve belediyenin resmi internet sayfasında yayımlanmak suretiyle duyurulur. Ayrıca bu husus, üyelerine duyurmak üzere ilgili meslek kuruluşuna da bildirilir.
(3) Duyuruda, pazar yerinin kurulacağı yer, üretici ve pazarcı satış yeri adedi, müracaat sahiplerinde 12 nci maddeye göre aranılan şartlar ve bu kişilerden istenilen belgeler, son başvuru tarihi ve yeri ile belediyece uygun görülen diğer hususlar yer alır.
(4) Başvurular, duyuruda belirtilen tarihe kadar bizzat yapılır. Yapılan inceleme sonucunda 12 nci maddede öngörülen şartları taşıdığı anlaşılan müracaat sahipleri, kura işlemine katılma hakkı kazanır.
(5) Kura işlemine katılma hakkını kazananların listesi, listeye itirazın süresi ve şekli ile kura işleminin yapılacağı gün en az yedi iş günü süreyle belediyenin ilan panosu ve resmi internet sayfasında yayımlanır. Kura işlemine katılma hakkını kazanamayanlar, listeye itiraz edebilir. İtirazlar, belediye encümenince karara bağlanır.
(6) Kura işlemi, müracaat sahiplerinin huzurunda yapılır. Kura işlemi yapılırken, ilgili meslek kuruluşunca görevlendirilen yetkili bir temsilci gözlemci olarak bulunabilir. Yapılan kura işlemi sonucunda hem pazarcılar hem de üreticiler için asil ve yedek listeler düzenlenir. Bu listeler, beşinci fıkrada belirtilen usule göre ilan edilir.
(7) Bir pazar yerinde aynı mal gruplarının satışını yapan tahsis sahiplerinin satış yerleri, yapacakları yazılı başvuru üzerine belediye encümeninin kararı ile karşılıklı olarak değiştirilebilir.
(8) Asil listelerde bulunan kişilerden tahsis işlemi yapılamayanlara ayrılan satış yerleri ile tahsis işlemi yapılmasından sonra boşalan satış yerleri, yedek listedeki pazarcı veya üreticilere sırasıyla tahsis edilir.
(9) Yedek listelerde pazarcı ve üretici kalmaması ya da kura sonucunun ilan edildiği tarihten itibaren bir yılın geçmiş olması durumunda, tahsis edilemeyen ya da boşalan satış yerleri için tahsis işlemi, bu maddeye göre yeniden yapılır.
(10) Belediyece, satış yeri ile tahsis sahibine ilişkin bilgilerin yer aldığı EK-2’deki şekle uygun plastik veya metal gibi dayanıklı malzemeden yapılmış tanıtım levhası tahsis sahiplerine verilir.
Başka bir alana taşınan pazar yerlerinde tahsis işlemi
MADDE 14 – (1) Pazar yerinin başka bir alana taşınması halinde, yeni pazar yerindeki satış yerleri, mevcut tahsis sahipleri arasında 13 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen usule göre yapılacak kura işlemi ile tahsis edilir.
(2) Birinci fıkraya göre yapılan kura işlemi sonucunda kendilerine satış yeri tahsis edilemeyenlere, yazılı talepleri üzerine, diğer pazar yerlerinde boş bulunan satış yerleri başka bir işleme gerek kalmaksızın tahsis edilir.
(3) Birinci fıkraya göre yapılan kura işlemi sonucunda boş kalan satış yerlerine ilişkin yapılacak tahsis işleminde, 13 üncü madde hükümleri uygulanır.
Tahsis ücreti
MADDE 15 – (1) Tahsis ücreti, satış yerinin kullanımı sonrasında belediye meclisince her yıl belirlenecek tarifeye göre belediyelerin yetkili kılacakları memur veya kişilerce makbuz karşılığında günlük olarak tahsil edilir.
(2) Üreticilerden alınacak tahsis ücreti, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan tarifedeki en alt orandan hesaplanır.
(3) Meslek kuruluşları, belediyelerle yapılan protokoller çerçevesinde verdikleri hizmetler için, 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamında makbuz karşılığında ücret tahsil edebilir.
(4) Tahsis sahiplerinden, bu maddede belirtilenler dışında herhangi bir ad altında ücret tahsil edilemez.
Tahsisin devri
MADDE 16 – (1) Tahsis edilen satış yerleri, vefat etme veya iş göremeyecek derecede kaza geçirme, hastalık ya da yaşlılık gibi zaruri hallerde belediye encümeni kararı ile kanuni mirasçılara devredilebilir.
(2) Tahsis sahibinin vefatı halinde devir, vefat tarihinden itibaren üç ay içinde yazılı talepte bulunulması ve kanuni mirasçıların anlaşmasına bağlıdır. Mirasçıların anlaştığını gösterir noter onaylı belge ile veraset ilamı talep dilekçesine eklenir.
(3) Vefat dışında birinci fıkrada belirtilen diğer durumlarda devir, yazılı talepte bulunulması ve zaruri halin belgelendirilmesine bağlıdır.
(4) Devir işlemlerinden herhangi bir ücret tahsil edilmez.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Satış İşlemleri
Satışyerlerinin kullanımı
MADDE 17 – (1) Satış yerlerinin, tahsis sahiplerince bizzat kullanılması esastır. Satış yerleri kullanılırken aşağıdaki hususlara uyulur:
a) Tanıtım levhası, satış yerinin herkes tarafından kolaylıkla görülebilecek bir yerine yerleştirilir.
b) Satış yerinde, belediyeden izin alınmaksızın değişiklikler veya bu yere ilaveler yapılamaz.
c) Atık malzemeler belirlenen şekilde veya alanlarda toplanır ve satış yeri temiz tutulur.
ç) Satış yeri dışında ya da buralardaki geçiş yollarında mal teşhiri ve satımı yapılmaz, buralarda mal veya boş kap bulundurulmaz.
d) Belediyelerce belirlenen saatler dışında; mal getirilmez, yükleme ve boşaltma yapılmaz, araç bulundurulmaz.
(2) İhtiyaç halinde, belediyeden önceden izin alınması ve kimlik ile ikamet bilgilerini gösterir belgelerin ibraz edilmesi kaydıyla satış yerlerinde eleman bulundurulabilir. Satış yerlerinde çalıştırılacak bu kişilerin, Kanun ve bu Yönetmeliğe aykırı iş ve işlemlerinden tahsis sahipleri sorumludur.
Sisteme bildirim ve künye
MADDE 18 – (1) Pazarcılarca satışa sunulan sebze ve meyvelere ilişkin bildirim, üreticilerden doğrudan alınan ve bildirim miktarının üzerinde bulunanlar için pazarcılar, diğer kişilerden alınanlar için ise malı satan kişiler tarafından yapılır. Üreticilerce satışa sunulan sebze ve meyvelere ilişkin bildirim, ilgili belediyeye yıllık olarak her yılın Ocak ayında üreticiler tarafından yapılır.
(2) Sebze ve meyvelerin üzerinde veya kap ya da ambalajlarının herkes tarafından kolaylıkla görülebilecek bir yerinde künyenin bulundurulması zorunludur. Birinci fıkraya göre üreticiler tarafından yapılan satışlar bu fıkra kapsamı dışındadır.
(3) Kap veya ambalajlarından çıkarılarak satışa sunulan sebze ve meyvelere ilişkin künyeler, herkes tarafından kolaylıkla görülebilecek bir şekilde satış yerinin uygun bir yerinde bulundurulur.
(4) Künyeler, tahrif veya taklit edilemez, bunlar üzerinde bilerek değişiklik yapılamaz veya üçüncü şahısları yanıltıcı ifadelere yer verilemez.
Malların satışı
MADDE 19 – (1) Pazar yerlerinde sebze ve meyveler ile belediye encümenince satışına izin verilen diğer gıda ve ihtiyaç maddeleri perakende olarak satılır. Diğer gıda ve ihtiyaç maddelerinin satışı, ilgili mevzuatına uygun şekilde yapılır.
(2) Üreticiler, pazar yerlerinde yalnızca kendi ürettikleri sebze ve meyvelerin satışını yapabilir. Satılabilecek toplam mal miktarı, adet ile yapılan satışlarda 300 adet, bağ ile yapılan satışlarda 100 bağ, kilogram ile yapılan satışlarda 200 kilogramdan az olmamak üzere belediye encümenince belirlenir.
(3) Malların satışında, aşağıdaki hususlara uyulur:
a) Mallar, gıda güvenilirliğine, kalite ve standardına, teknik ve hijyenik şartlara uygun olarak satışa sunulur.
b) Hileli olarak karışık veya standartlara aykırı mal satılmaz.
c) Aynı kap veya ambalaj içine değişik kalitede ve/veya üzerinde yazılı olan miktardan az mal konulmaz.
ç) Çevreyi rahatsız edecek şekilde satış yapılmaz, alıcı veya tüketiciye karşı sözlü veya fiilî kötü muamelede bulunulmaz.
(4) Mallar, reklam veya tahsis sahibine ilişkin bilgi mahiyetinde olanlar hariç yazılı ve basılı kâğıtlardan imal edilmemiş kese kâğıtlarına ya da doğada çözünebilen veya bezden imal edilmiş olan poşetlere konularak satılır.
(5) Satış yeri bulunmaksızın satış yapılmaz.
(6) Organik malların satışa sunulduğu semt pazarlarında, ilgili mevzuata göre sertifikalandırılan mallar dışında mal satılmaz.
(7) Dördüncü fıkrada belirtilen kese kağıdı, yapılmaz.
Fiyat etiketleri
MADDE 20 – (1) Satışa sunulan her bir mal çeşidi için, 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre düzenlenen ve mala ilişkin bilgilerin yer aldığı, Ek-3’teki şekle uygun fiyat etiketi kullanılır.
(2) Etiketlerde, tüketicileri yanıltacak ifadelere yer verilemez. Etiketler, mürekkepli veya tükenmez kalem ile doldurulur ve etiketlerde kazıntı ve karalama yapılamaz.
(3) Etiketlerde, satış birimi olarak kilogram, adet, bağ, paket veya kutu ibareleri kullanılır. Satış birimi kullanılırken küsurata yer verilmez.
(4) Fiyat etiketleri, belediye veya belediyece uygun görülmesi halinde ilgili meslek kuruluşu tarafından bastırılır ve dağıtılır.
Elektronik tartılar
MADDE 21 – (1) Tahsis sahiplerince, 11/1/1989 tarihli ve 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu hükümlerine göre gerekli muayeneleri yapılmış olan elektronik tartılar kullanılır.
(2) Damgalanmamış, damgası kopmuş, bozulmuş, periyodik muayene zamanında müracaat edilmemiş veya damga süresi geçirilmiş ya da damgaları iptal edilmiş ölçü ve tartı aletleri kullanılamaz.
(3) Tartılar, tüketicinin satın aldığı malın ağırlığını görmesini sağlayacak şekilde, satış yerinin uygun bir yerine konulur.
(4) Ölçü ve tartı aletleri hileli bir şekilde kullanılamaz.
BEŞİNCİ BÖLÜM
İdarelerin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
Belediyenin görev ve yetkileri
MADDE 22 – (1) Belediyeler;
a) Pazar yerlerini işletmek, malların hijyenik şartlarda satışa sunulmasını sağlayıcı uygun çalışma ortamını oluşturmak, alt yapı ile çevre düzenlemelerini yapmak, pazar yerlerinde faaliyet gösterenler ile tüketicilerin can ve mal güvenliğini koruyucu tedbirleri almak,
b) Tahsis işlemlerini yürütmek,
c) Pazar yerleri ile tahsis sahiplerine ilişkin bilgileri sisteme kaydetmek, kayıtlı bilgileri güncellemek, sisteme kaydedilenlerin her biri için dosya açmak ve ilgili evrakı bu dosyada muhafaza etmek,
ç) Tahsis sahipleri ile bunların çalıştırdıkları kişilerle ilgili, 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu çerçevesinde gerekli işlemleri yapmak,
d) Bu Yönetmelik çerçevesinde gerekli denetimleri yapmak, mevzuata aykırı eylemleri tespit edilenler hakkında cezai işlem uygulamak,
e) Tüketicilerin bilinçlendirilmesine ve korunmasına yönelik tedbirleri almak,
f) Bu Yönetmeliğin uygulanması ile ilgili olarak idari düzenleme yapmak,
g) Bu Yönetmelikte öngörülen diğer iş ve işlemleri yerine getirmekle,
görevli ve yetkilidir.
(2) Pazar yerlerinin, burada faaliyet gösterenlerin ve tüketicilerin güvenliğini sağlamak ve belediye zabıtasına yardımcı olmak üzere 10/6/2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun hükümlerine göre özel güvenlik hizmeti sağlanabilir.
(3) Belediyeler tarafından yürürlüğe konulacak idari düzenlemeler, Kanun, bu Yönetmelik ve Bakanlık düzenlemelerine aykırı hükümler ihtiva edemez.
(4) Belediyeler, üreticilerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde tutulan ilgili sistemlere kaydının, pazarcıların ise vergi mükellefiyetinin ve ilgili meslek kuruluşuna kaydının güncelliğini her yılın Nisan ayında kontrol eder. Bu kontrol işlemi, ilgili kurum veya kuruluşlarla yazışmak suretiyle yapılır.
İdari para cezası tutanağı
MADDE 23 – (1) İdari para cezalarına ilişkin EK-4’te yer alan tutanak, denetim yapmakla görevli yetkili personelce her eylem için ayrı olmak üzere düzenlenir. Bakanlığın kararı üzerine, bu tutanaklar sisteme işlenebilir veya sistem üzerinden anlık olarak düzenlenebilir.
(2) Tutanak, üç nüsha olarak düzenlenir. Tutanağın bir nüshası ilgiliye verilir, bir nüshası belediye encümenine sunulur, sabit nüshası dip koçan olarak saklanır.
(3) Tutanak, otokopili kağıtlara seri itibarıyla matbu cilt ve sıra numarası taşıyacak şekilde bastırılır. Tutanak, yetkili personele zimmet karşılığında verilir ve kullanılan ciltlerin dip koçanları teslim alınmadan yeni cilt verilmez.
(4) Tutanaklar üzerinde kazıntı ve silinti yapılamaz. Yanlış tanzim edilen tutanaklar, üzerine gerekli açıklama yapılmak suretiyle iptal edilir ve dip koçanlarıyla birlikte muhafaza edilir.
Denetim
MADDE 24 – (1) Belediyeler, yetki alanlarıyla sınırlı olmak kaydıyla, pazar yerlerinde Kanun ve bu Yönetmelik hükümleri ile Bakanlık düzenlemeleri çerçevesinde gerekli denetim ve uygulamaları yapmakla görevli ve yetkilidir.
(2) Denetim yapmakla görevli, yetkili belediye personelinin talebi üzerine, kolluk kuvvetlerince gerekli yardım sağlanır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen denetim yetkisi münhasıran yetkili belediye personelince kullanılır ve bu yetki hiçbir şekilde devredilemez.
(4) Bakanlık ile diğer idarelerin, ilgili mevzuattan kaynaklanan görev ve yetkileri saklıdır.
(5) Belediyeler ile gerçek veya tüzel kişiler, denetim sonucunda Bakanlıkça verilecek talimatlara uymak zorundadır.
ALTINCI BÖLÜM
Cezalar
İdari para cezaları
MADDE 25 – (1) Pazar yerlerinde, diğer kanunlara göre daha ağır bir ceza gerektirmediği takdirde Kanunun 14 üncü maddesinde öngörülen idari para cezaları uygulanır.
(2) Birinci fıkrada öngörülen idarî para cezalarının verilmesini gerektiren fiillerin bir takvim yılı içinde tekrarı hâlinde, idarî para cezaları her tekrar için iki katı olarak uygulanır.
(3) İdari para cezalarını doğrudan veya Bakanlığın talebi üzerine belediyeler uygulamaya yetkilidir. Bu maddede öngörülen idarî para cezalarının uygulanması, Kanun ve bu Yönetmelikte öngörülen diğer müeyyidelerin uygulanmasına engel teşkil etmez.
(4) İdari para cezası uygulanmasına bu Yönetmeliğin 23 üncü maddesinde belirtilen ceza tutanağına istinaden ilgili belediye encümenince karar verilir. Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü saklıdır. Belediye encümenince verilen karar ile tahakkuk işlemi gerçekleşir.
(5) İdari para cezası tutanakları, tutanağın düzenlendiği günü takip eden ilk belediye encümeni toplantısında gündeme alınarak görüşülür ve karara bağlanır. Ceza kesilmemesine ilişkin belediye encümeni kararı gerekçeli olarak alınır.
(6) İdari para cezaları her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır.
(7) İdari para cezası uygulanmasına ve ilgilisine tebliğ edilmesine ilişkin olarak bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.
Faaliyetten men
MADDE 26 – (1) Pazar yerinde, aşağıdaki eylemleri bir takvim yılı içinde iki kez gerçekleştirenler, belediye encümeni kararıyla bir aya kadar faaliyetten men edilir:
a) Satış yeri dışında ya da buralardaki geçiş yollarında mal teşhir edilmesi, satılması, mal veya boş kap bulundurulması,
b) Çevreyi rahatsız edecek şekilde satış yapılması, tüketiciye karşı sözlü veya fiilî kötü muamelede bulunulması,
c) Atık malzemelerin belirlenen şekilde veya alanlarda toplanmaması ya da satış yerinin temiz tutulmaması,
ç) Malların etiketlenmesine ilişkin 20 nci maddede, mal getirilmesine ilişkin 17 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde, satış yeri numarasını gösteren levhaya ilişkin 17 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde, tahsis sahipleri ve bunların çalıştırdıkları kişilerce kullanılacak kimlik kartlarına ilişkin 28 inci maddede ve tahsis sahipleri ile bunların çalıştırdıkları kişilerce giyilecek kıyafetlere ilişkin 29 uncu maddede belirtilen hususlara aykırı hareket edilmesi.
(2) Faaliyetten men cezası verilen tahsis sahibinin satış yerine, bu cezaya ilişkin bilgi amaçlı bir levha belediyece konulur.
Tahsisin iptali
MADDE 27 – (1) Pazar yerindeki tahsis sahiplerinden;
a) Tahsis ücretini belediyenin yazılı uyarısına rağmen ödemeyenlerin,
b) Sisteme bildirilmemiş malları satış yerinde bir takvim yılı içinde beş defa satanların,
c) Hukuken geçerli bir mazereti bulunmaksızın, satış yerini üst üste üç kez veya bir takvim yılında sekiz kez kullanmayanların,
ç) Serbest rekabeti engellemek amacıyla kendi aralarında veya üreticilerle ticari anlaşmalar yapanların, uyumlu eylemde bulunanların veya hâkim durumlarını kötüye kullananların,
d) Piyasada darlık oluşturmak, fiyatların yükselmesine sebebiyet vermek veya fiyatların düşmesine engel olmak için malları belirli ellerde toplayanların, satıştan kaçınanların, stoklayanların, yok edenlerin, bu amaçla propaganda yapanların veya benzeri davranışlarda bulunanların,
e) Malları, gıda güvenilirliğine, kalite ve standardına, teknik ve hijyenik şartlara aykırı olarak satışa sunma, aynı kap veya ambalaj içine değişik kalitede ve/veya üzerinde yazılı olan miktardan az mal koyma, ölçü ve tartı aletlerini hileli bir şekilde kullanma ya da hileli olarak karışık veya standartlara aykırı mal satma eylemlerini bir takvim yılında üç kez gerçekleştirenlerin,
f) Bir takvim yılı içinde üretici alacağını, süresi içinde üç kez ödemeyenlerin,
g) Kendi ürettiği malların dışında veya belirlenen miktarın üzerinde bir takvim yılında üç kez satış yapan üreticilerin,
ğ) Tahsis edilen satış yerlerini 16 ncı madde hükümleri dışında devredenlerin veya herhangi bir şekilde kullandıranların,
h) Doğrudan veya dolaylı olarak aynı pazar yerinde ikiden fazla satış yeri tahsis edilenlerin,
ı) 12 nci maddede aranılan şartları haiz olmadığı veya sonradan kaybettiği anlaşılanların,
tahsisleri belediye encümenince iptal edilir.
(2) Tahsis sahipleri, tahsisin iptaline ilişkin kararın kendilerine tebliğinden itibaren satış yerlerini yedi gün içinde tahliye etmeye mecburdur. Bu süre sonunda tahliye edilmeyen yerler, belediye zabıtası tarafından tahliye ettirilir.
(3) Tahsisi iptal edilenlere, iptale ilişkin belediye encümeni kararını takip eden bir yıl içinde ilgili belediye sınırı ve mücavir alanları içindeki pazar yerlerinde doğrudan veya dolaylı olarak yeniden tahsis yapılamaz.
(4) Tahsisi sona eren ya da iptal edilenlerin tanıtım levhaları imha edilmek üzere ilgili belediyeye teslim edilir.
(5) Pazar yerlerinde satış yeri tahsis edilen üreticilerin bu yerleri üretim sezonu veya mevsimsel şartlar nedeniyle kullanamaması durumunda, bu kişiler hakkında birinci fıkranın (c) bendi hükmü uygulanmaz.
YEDİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Kimlik kartı
MADDE 28 – (1) Belediyece, tahsis sahipleri ile bunların çalıştırdıkları kişilere, EK-5’te belirtilen şekle uygun kimlik kartı verilir. Bu kişiler, verilen kimlik kartlarını yakalarına takmak zorundadır.
(2) Tahsisi sona eren ya da iptal edilenler ile bunların çalıştırdıkları kişilere ait kimlik kartları imha edilmek üzere ilgili belediyeye teslim edilir.
Kıyafet
MADDE 29 – (1) Tahsis sahipleri ile bunların çalıştırdıkları kişiler, mevsim şartlarına uygun olarak özellikleri ilgili meslek kuruluşunun görüşü alınarak belediyelerce belirlenen kıyafeti giymek zorundadır. Bu kıyafetler, ilgili meslek kuruluşu tarafından sağlanabilir.
Eğitim
MADDE 30 – (1) Pazar yerinde faaliyet gösterenlerin, mesleki bilgi ve deneyimlerini artırmak ve ilgili mevzuatta yer alan hak ve yükümlülükleri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak amacıyla eğitime tabi tutulmaları Bakanlıkça öngörülebilir.
(2) Bu eğitimler, ilgili meslek kuruluşu ya da bunların üst kuruluşlarınca düzenlenebilir. Eğitim programına katılanlara bir sertifika verilir. Bakanlık, bu eğitimin içeriği ve süresi ile eğitimle ilgili diğer hususları belirlemeye yetkilidir.
(3) Tahsis sahipleri ile bunların çalıştırdıkları kişilerde, bu maddede belirtilen eğitimi alma ve belgelendirme şartı aranabilir.
Servis hizmeti
MADDE 31 – (1) Tüketicilerin pazar yerlerine kolaylıkla ulaşabilmelerini teminen belediye veya ilgili meslek kuruluşu tarafından ücretsiz servis hizmeti verilebilir.
Uyuşmazlıkların çözümü
MADDE 32 – (1) İdari para cezaları dışındaki tüm uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvurulabilir.
Geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Belediyeler, 1/1/2013 tarihine kadar, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan yetki alanları içindeki mevcut pazar yerlerinin, 5 inci ve 6 ncı maddede belirtilen şartlara sahip olup olmadığını inceler. Bu inceleme, 7 nci maddede öngörülen komisyon marifetiyle de yapılabilir. İnceleme sonuçları 31/1/2013 tarihine kadar il müdürlüğüne iletilir. İnceleme sonucunda mevcut pazar yerlerinin gerekli şartlara sahip olmadığının anlaşılması durumunda; büyükşehir belediyesi sınırları ve mücavir alanlar içindeki pazar yerleri 1/1/2017, diğer yerlerdeki pazar yerleri ise 1/1/2016 tarihine kadar ilgili belediyece bu Yönetmeliğin 5 inci ve 6 ncı maddesinde belirtilen düzenlemelere uygun hale getirilir. Bu süreler içinde söz konusu düzenlemelere uygun hale getirilemeyen pazar yerleri, ilgili belediye tarafından bir yıl içinde taşınır veya kapatılır.
(2) Semt pazarlarında boşalan satış yerleri, 11 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen orana ulaşılana kadar üreticilere öncelik verilmek suretiyle 13 üncü maddede öngörülen usule uygun olarak tahsis edilir.
(3) Belediyeler, pazar yerlerine ilişkin ikincil düzenlemelerini 1/1/2013 tarihine kadar bu Yönetmeliğe uygun hale getirir.
(4) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak belediye encümeni toplantısında, mevcut pazar yerlerinde satılmakta olan mallara ilişkin liste belirlenir.
(5) 19 uncu maddenin dördüncü fıkrasında öngörülen kese kâğıdı ve poşetlerin malların satışında kullanılma zorunluluğu 1/1/2014 tarihine kadar aranmaz.
(6) 21 inci maddenin birinci fıkrasında öngörülen elektronik tartı kullanma zorunluluğu 1/1/2015 tarihine kadar aranmaz.
(7) 28 inci maddede öngörülen kimlik kartını bulundurma ve 29 uncu maddede öngörülen kıyafeti giyme zorunluluğu, 1/1/2013 tarihine kadar aranmaz.
(8) Belediyeler, yetki alanları içinde bulunan semt ve üretici pazarları ile tahsis sahiplerine ilişkin bilgileri 1/1/2014 tarihine kadar sisteme kaydeder.
(9) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce pazar yerlerinin işletim yetkisini kısmen veya tamamen devreden belediyeler, devre ilişkin hukuki metinleri, ilgili gerçek veya tüzel kişilerin de haklarını gözeterek 1/1/2013 tarihine kadar bu Yönetmeliğe uygun hale getirir.
(10) 18 inci maddeye göre malların üzerinde veya kap ya da ambalajlarının herkes tarafından kolaylıkla görülebilecek bir yerinde bulundurulması zorunlu olan künye yerine, bu Yönetmeliğe göre düzenlenen fiyat etiketi de 1/1/2014 tarihine kadar kullanılabilir.
(11) 1/1/2014 tarihine kadar, 12 nci maddenin üçüncü fıkrasının (c) bendinde öngörülen belge yerine, ziraat odası kaydını gösterir belge kullanılabilir.
(12) Bakanlığın il müdürlüklerinin teşkilatlanması tamamlanıncaya kadar, bu Yönetmeliğe göre Bakanlık il müdürlüklerince yapılması gereken iş ve işlemler, 3/6/2011 tarihli ve 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 4 üncü maddesine istinaden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının il müdürlükleri tarafından yerine getirilir.
Yürürlük
MADDE 33 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 34 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.
 

KORUNAN ALANLARIN TESPİT, TESCİL VE ONAYINA İLİŞKİN USUL VE ESASLARA DAİR YÖNETMELİK


KORUNAN ALANLARIN TESPİT, TESCİL VE ONAYINA İLİŞKİN USUL VE ESASLARA DAİR YÖNETMELİK

Resmî Gazete Sayı : 28358

YÖNETMELİK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:
KORUNAN ALANLARIN TESPİT, TESCİL VE ONAYINA İLİŞKİN
USUL VE ESASLARA DAİR YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı ve sulak alanların tescil, onay ve ilanı ile tabiat varlığı, doğal sit alanı ve özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasların belirlenmesidir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, taşınır tabiat varlıkları hariç; tabiat varlığı, doğal sit alanı, özel çevre koruma bölgesi, milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı ve sulak alanları kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun ek 4 üncü maddesi, 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 2 nci ile 3 üncü maddeleri, 19/10/1989 tarihli ve 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/A, ek 1 inci ve geçici 6 ncımaddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar ve kısaltmalar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Anıt ağaç: Yaş, çap ve boy itibarıyla kendi türünün alışılmış ölçüleri üzerinde boyutlara sahip olan ve/veya yöre folklorunda, kültür ve tarihinde özel yeri bulunan ve/veya geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında köprü kurabilecek doğal ve uzun ömre sahip olan ağaçları,
b) Araştırma ekibi: Tespit ve yeniden değerlendirmede; bilimsel çalışma yapmak amacı ile çalışmanın konusuna ve çalışmaya esas teşkil eden alanların nitelikleri ve yerine göre konusunda uzman 5 kişiden az olmamak üzere Genel Müdürlükçe kurulacak ekibi,
c) Bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını,
ç) Biyolojik çeşitlilik: Ekosistemlerin, türlerin, genlerin çeşitliliği ve bunların birbiriyle olan ilişkilerini ve bunların değişkenliğini,
d) Bölge Komisyonu: Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonlarını,
e) Doğal mağaralar: Dolomitik kireçtaşı, dolomit, karbonat çimentolu konglomera ve kumtaşı gibi karbonatlı kireçtaşı, sülfat (jips) ve klorürlü (tuz) ana kayaların oluşurken veya oluştuktan sonraki fiziko-kimyasal olaylarla yeraltı suları tarafından aşındırılması sonucu oluşan mağaraları,
f) Doğal sit: Jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip yer üstünde, yeraltında veya su altında bulunan korunması gerekli alanları,
g) Ekolojik etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin ve projelerin ekosistemlere olabilecek etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da ekosistemlerin kendisine ve işleyişine zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin tespit edilmesini,
ğ) Ekolojik koridor: Birbirine yakın coğrafi bölgelerdeki habitatları ekolojik olarak birbirine bağlayan, türlerin geçişine imkân sağlayan, doğal veya yapay olarak teşkil edilmiş bağlantı alanlarını,
h) Ekolojik rehabilitasyon: Bozulmuş habitatlarda ekolojik fonksiyon ve süreçlerin iyileştirilmesini,
ı) Ekolojik restorasyon: Alanın esaslı müdahale olmadan önceki koşullara ve fonksiyona olabildiğince yakın olarak geri dönüştürülmesini,
i) Ekolojik temelli yönetim planı: Korunan alanlarda istenen duruma ulaşmak veya mevcut durumu korumak için, etkileşim içindeki mevcut ekosistem ilişkilerinin ve insan kullanımlarının düzenlendiği planı,
j) Endemik: Dağılımı belli bir coğrafi alanda sınırlı olan veya tabii yaşam alanı sınırlı bir coğrafi bölgeden ibaret olan flora ve fauna türlerini,
k) Genel Müdürlük: Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünü,
l) Habitat: Türün biyolojik döngüsünün herhangi bir safhasında yaşadıkları alanı,
m) İl Müdürlüğü: Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü,
n) Jeolojik oluşumlar: Yerduvarının oluşumundan günümüze kadar geçen jeolojik dönemlerde meydana gelmiş bilime konu olan eğitici ve estetik özellik taşıyan değerleri,
o) Kesin korunacak hassas alan: Bölgesel, ulusal veya dünya ölçeğinde olağanüstü ekosistemlerin, türlerin, habitat ve jeolojik jeomorfolojik özelliklerin korunduğu, genel olarak insan etkisi olmadan meydana gelmiş, insan faaliyetleri sonucu bozulma veya tahrip olma riski yüksek olan alanları,
ö) Korunan alan: Biyolojik çeşitliliğin, doğal ve bununla ilişkili kültürel kaynakların korunması ve devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili mevzuata göre yönetilen; milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan kara, su ya da deniz alanlarını,
p) Korunma alanı: Taşınmaz tabiat varlıklarının muhafazaları veya tabii çevre içinde korunmalarında etkinlik taşıyan korunması zorunlu olan alanı,
r) Merkez Komisyonu: Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonunu,
s) Milli park: Bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçalarını,
ş) Özel çevre koruma bölgesi: Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi haiz, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynak değerlerinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekli olan ve Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilen kara, su ve deniz alanlarını,
t) Ramsar alanı: 28/12/1993 tarihli ve 3958 sayılı Kanunla uygun bulunan Ramsar Sözleşmesinin 2 nci maddesi gereğince, Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Listesine dahil edilen sulak alanları,
u) Sulak alan: Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyeler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan sulak alan kalan yerleri,
ü) Tabiat anıtı: Tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği özelliklere ve bilimsel değere sahip ve milli park esasları dahilinde korunan tabiat parçalarını,
v) Tabiat parkı: Bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçalarını,
y) Tabiat varlıkları: Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yeraltında veya su altında bulunan değerleri,
z) Tabiatı koruma alanı: Bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eden ve mutlak korunması gerekli olup sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılmış tabiat parçalarını,
aa) Tehdit analizi: Doğal unsurlara tehdit oluşturabilecek insan faaliyetlerinin yeri, özelliği, yoğunluğu ve önlenebilirliğinin belirlenmesini,
bb) Tescil: Yapı yasağı önerilen doğal sit alanı, özel çevre koruma bölgesi, ramsar alanı, milli park, orman alanı dışında yer alan; tabiat parkı, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanlarının Bakanlar Kurulu kararı ile yapı yasağı önerilmeyen doğal sit alanı, tabiat varlığı, orman alanı dışında yer alan sulak alanların Bakan onayı ile belirlenmesi, bu alanların kadastral parsellere işlenmesi ve tapu siciline şerh konulması,
cc) Tespit: Doğal sit alanları, Tabiat Varlıkları ve Özel Çevre Koruma Bölgelerinde, bu Yönetmelikte belirtilen usuller, esaslar ve kriterler doğrultusunda yapılan ve belgelendirilen teknik çalışmayı,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Genel İlkeler
Korunan alanlara ilişkin genel ilkeler
MADDE 5 – (1) Korunan alanların belirlenmesi, değerlendirilmesi ve korunmasında aşağıdaki ilkelere uyulur.
a) Korunan alanların statüsünün belirlenmesi ve değerlendirilebilmesi için zamana bağlı değişimleri ortaya koyan ekolojik süreçler tanımlanır.
b) Herhangi bir korunan alanın güncel durumu tespit edilmeden, o alanın korunan alan statüsü yeniden değerlendirilemez.
c) Korunan alanların güncel durumu; alanın biyolojik çeşitliliği, hidrolojisi, hidrojeolojisi başta olmak üzere her açıdan durumu en az ardışık dört mevsimi kapsayan ekolojik temelli bilimsel araştırma yapılarak belirlenir.
ç) Herhangi bir korunan alanın statüsünün değerlendirilmesi için belirlenecek araştırma alanı sınırları; korunan alanın konumu, büyüklüğü ve doğal eşiklerle ilişkisi göz önüne alınarak tespit edilir.
d) Doğrudan ve dolaylı çevresel etkilere karşı hassas tür ve habitatları içeren duyarlı alanlara öncelikli olarak koruma statüsü verilir.
e) Korunan alanlarda tespit, tescil, planlama, koruma, kullanma, yönetim ve izlemeye esas teşkil edecek envanter ve veri tabanı çalışması yapılır veya yaptırılır.
f) Korunan alanlarda ekosistem işlevlerinin sürekliliğini amaçlayan yönetim planı çalışmaları yapılır.
g) Korunan alanların içinde ve birbiriyle ilişkili korunan alanlar arasında, ekolojik koridorlar tesis edilir.
ğ) Korunan alanındaki koruma değerlerine yönelik tehdit analizleri yapılır.
h) Korunan alanlarda bozulmuş ya da bozulmaya yüz tutmuş ekosistem ve habitatların onarılması, ekolojik rehabilitasyonu, ekolojik restorasyonu yapılır.
ı) Korunan alanlar ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçların yanı sıra bölgesel ve yerel karakteristikleri de göz önünde bulundurularak korunur.
i) Tabiat ve biyolojik çeşitlilik değerlerini koruma konusunda toplumun bilinç ve bilgi düzeyinin artırılması ve koruma amaçlarına uygun katkıların sağlanması amacı ile her türlü eğitim faaliyeti ve etkinlik desteklenir, yapılır.
j) Çevre üzerinde ciddi veya tamiri mümkün olmayan tehditlerin varlığında, bilimsel kanıtların ortaya çıkmasını beklemeden gerekli önlemler alınır.
k) Ekolojik dengeyi bozacak herhangi bir faaliyete izin verilmez.
l) Korunan alanların doğallığını muhafaza etmek ve mevcut koruma değerlerinin devamlılığının sağlanması esastır.
m) Korunması gerekli taşınmaz tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve özel çevre koruma bölgelerinin tespiti ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Doğal Sitler, Tabiat Varlıkları ve Özel Çevre Koruma Bölgeleri Tespit, Ayırt Edici
Özellikler, Tescil, Onay ve İlanına İlişkin Esas ve İlkeler
Doğal sitlerin tespit ilke ve kriterleri
MADDE 6 – (1) Doğal sit alanları, aşağıdaki özelliklerden bir ya da birkaçını ihtiva eden alanlardır.
a) Ekosistem işlevlerini sürdürebilecek yeterli büyüklükte olan.
b) Tür, genetik, habitat ve ekosistem çeşitliliği açısından önemli biyolojik çeşitlilik değerlerine sahip.
c) Bölgesel, ulusal veya dünya ölçeğinde nesli tehdit ve tehlike altında olan, dar yayılımlı veya endemik türleri barındıran veya bu türlerin yaşamlarının belirli bir dönemini geçirdikleri habitatları içeren.
ç) Tehdit altındaki ekosistemlerin veya yok olma tehlikesi altında bulunan türlerin korunması açısından bu türleri temsil etme kabiliyetine sahip.
d) Kaynak ve peyzaj bütünlüğünü sağlayan sosyal, kültürel ve rekreasyonel değere sahip.
e) İnsan müdahalesinin olmadığı veya sınırlı müdahalenin olduğu doğal yapısını muhafaza edebilen.
f) Tipik, doğal, nadir özellikler taşıyan.
g) İçerdiği tür ya da habitatları diğer tür ya da habitatlara göre daha ilgi çekici olan.
ğ) Hidrolojik-hidrojeolojik açıdan ekolojik önemi bulunan yer üstü ve yeraltı su kaynaklarına sahip.
h) Göçmen kuş türlerine ait bir habitatı temsil eden.
ı) Mevcut ve potansiyel habitat tiplerini içine alacak biçimde ekolojik rehabilitasyon veya ekolojik restorasyon çalışmaları ve ıslah yöntemleri ile yeniden kazanılabilen.
i) Biyolojik çeşitliliğin uzun vadeli devamlılığını sağlayacak doğal süreçleri ve türleri muhafaza eden.
(2) Doğal sit alanları; kesin korunacak hassas alanlar, nitelikli doğal koruma alanları ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları olarak üç kategoriye ayrılır.
Kesin korunacak hassas alanların ayırt edici özellikleri
MADDE 7 – (1) Kaynak değerlerinin korunması için; alan kullanımı ve alana tüm etkilerin sınırlandırıldığı, gerektiğinde insanların bölgeye girişlerinin engellendiği, bilimsel araştırmalar, eğitim ya da çevresel izleme amacıyla özel önlemler alınarak korunacak kara, su, deniz alanları olup, Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilerek yapı yasağı getirilen mutlak korunması gereken alanlardır.
(2) Bu alanların aşağıdaki kriterlerden bir veya bir kaçını içermesi aranır.
a) Bölgesel, ulusal veya dünya ölçeğinde olağanüstü ekosistemleri, türleri bulundururlar.
b) Jeolojik, jeomorfolojik özellikleri korunmuştur.
c) Genel olarak insan etkisi olmadan meydana gelmiştir.
ç) İnsan faaliyetleri sonucu bozulma veya tahrip olma riski yüksektir.
d) Alan kendine özgü koruma amaçlarına ters düşecek nitelikteki insan faaliyetlerini bünyesinde bulundurmaz.
e) Ekolojik açıdan önemli yoğunlukta olması beklenen yerel türlerin büyük kısmını bünyesinde bulundurur. Doğal süreçler veya zamanla sınırlı müdahalelerle bu yoğunluklara dönüşebilme kabiliyetine sahiptir.
f) Koruma amaçlarına ulaşmak için önemli ve sürekli müdahale istemeyen özellikleri vardır.
g) Gerektiğinde ve mümkün olan durumlarda, alanın belirlenmiş koruma amaçlarına ulaşmasına yardımcı olacak arazi kullanımları ile çevrelenmiştir.
ğ) Basit müdahalelerle yönetilebilirlik özelliklerine sahiptir.
h) Korunacak hedef tür veya türlerin üreme alanlarını ihtiva eder.
Nitelikli doğal koruma alanlarının ayırt edici özellikleri
MADDE 8 – (1) Doğal yapısı değişmemiş veya az değişmiş, modern yaşam ve önemli ölçüde insan faaliyetleri tarafından etkilenmemiş, doğal süreçlerin hakim olduğu, koruma amaçlarına uygun olarak yörede yaşayanların alanın mevcut kaynaklarını kullanmasını sağlayarak doğal hayata dayalı geleneksel yaşam şekillerinin korunduğu kara, su, deniz alanlarıdır.
(2) Bu alanlar, örtü altı tarım uygulamaları hariç tarım, kültür balıkçılığı hariç balıkçılık faaliyetleri ve alanın doğal yapısı ile uyumlu çadırlı kamp alanı, bungalov ve günübirlik faaliyetlerin yapılabildiği alanlardır. Alanın doğal özelliklerinin devamlılığı için halkın bu alanlara erişiminin uygun seviye ve şekilde tutulması esastır.
(3) Bu alanlar aşağıdaki kriterlerden bir veya bir kaçını içerir.
a) Doğal karakterini korumuş, büyük memeliler dahil besin zinciri içerisinde av-avcı ilişkisini muhafaza eden, yerli bitki ve hayvan topluluklarını bulunduran, özgün ekosistem yapısına sahiptir.
b) Modern yaşam ve önemli insan faaliyetleri tarafından etkilenmemiş, kırsal yaşam özellikleri taşır.
c) Doğal alanların ekolojik bütünlüğünü sağlar.
ç) Aşırı derecede ve uygunsuz insan kullanımı ve mevcudiyetinden uzaktır.
d) Yaban hayvanlarının barınma, beslenme ve üreme gibi hayati ihtiyaçlarını temin edebileceği uygun yaşama şartlarını sağlar.
e) Biyolojik çeşitliliği, ekolojik süreçleri, ekosistem hizmetlerini, ekolojik barınakları muhafaza eder ve iklim değişikliklerine tampon sağlar.
f) Korunacak hedef tür veya türlerin yıl içerisinde dönemlerine bağlı yaptıkları göç ve yayılma alanlarını ve göç yollarını ihtiva eder.
g) Peyzaj değeri yüksektir.
Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarının ayırt edici özellikleri
MADDE 9 – (1) Kesin korunacak hassas alanlar veya nitelikli doğal koruma alanlarını etkileyen, bu koruma bölgeleri ile bütünlük gösteren, korumaya katkı sağlayacak, doğal ve kültürel bakımdan uyumlu düşük yoğunlukta faaliyetler, turizm ve yerleşimlere izin veren alanlardır.
(2) Bu alanlar aşağıdaki özelliklerden bir veya birkaçını bünyesinde bulundurur.
a) Peyzajı ile uyumlu insan yerleşimlerini içinde bulundurur.
b) Doğal kaynak yönetim sistemleri ve ilgili kültürel değerleri, ekosistemleri ve habitatları içerir veya korunmasına katkı sağlar.
c) İnsanlar ve doğa arasında dengeli ilişkilerin geliştirilmesine ve muhafaza edilmesine katkıda bulunur.
ç) Uygulanabilir durumlarda yerel halkın sosyal ve ekonomik kazançlarına katkı sağlar.
d) Ulusal, bölgesel ve yerel seviyelerde doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına ve kalkınmaya destek olur.
e) Ekolojik, ekonomik ve sosyal boyutları dikkate alarak doğal kaynakların sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanımına elverişli alanlardır.
Tabiat varlıklarının tespit ilke ve esasları
MADDE 10 – (1) Tabiat varlıkları aşağıdaki özelliklerden bir ya da birkaçını ihtiva eder.
a) Tabiat varlıkları ender bulunan değişik özelliklere sahiptir.
b) Tabiat varlıklarının ilmi araştırma, jeolojik yapı, çevresel gözlemler, ekolojik gözlemler ve topoğrafik yapı hususlarında özellikleri bulunur.
c) Doğal ve kültürel öneme, estetik değere, ender olmasından kaynaklanan tekil olma özelliklerine ve olağandışı niteliklere sahiptir.
(2) Tabiat varlıklarının korunma alanları ile birlikte tespit ve tescilinin yapılması esastır.
Anıt ağaçlarının ayırt edici özellikleri
MADDE 11 – (1) Anıt ağaçların ayırt edici özellikleri aşağıda yer almakta olup; bunlardan bir veya birkaçını taşıyan ağaçlar anıt ağaçlarıdır.
a) Yaş, çap ve boy itibarıyla kendi türünün alışılmış ölçüleri üzerinde boyutlara sahip olan kuşaklar arasında bağ kurabilecek uzunlukta doğal ömre sahip.
b) Yöre kültüründe olumlu veya olumsuz, gerçek veya hayal ürünü, mistik veya folklorik bir öyküye sahip.
c) Yöresel veya ulusal tarihte kimi olaylar ile özdeş hale gelen ve onlara tanıklık eden.
ç) Görsel açıdan estetik görünüme sahip olan veya doğal görünümden esaslı şekilde sapma gösteren çatal, şamdan, kıvrık, yatay gibi dikkat çekici biçimde fiziksel özelliklere sahip.
d) Aynı gövde ve kök üzerinde iki veya daha fazla türün bir arada yaşaması gibi garip kaynaşma ve birlikte yaşama örnekleri sergileyen, doğal yaşam tarzı bakımından benzerlerinden farklı gelişme niteliklerine sahip.
e) Kent dokusunu tamamlayan, kent imajına etkisi olan grup, dizi veya tek ağaçlar.
(2) Anıt ağaçlar Türk StandardlarıEnstitüsü tarafından hazırlanan TS 13137 Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardına göre tespit edilir.
Mağaraların ayırt edici özellikleri
MADDE 12 – (1) Aşağıdaki özelliklerden bir ya da birkaçını ihtiva eden mağaralar tabiat varlıklarıdırlar.
a) Tabiat varlığı olarak belirlenecek olan mağaralar, oluşumunda insan etkisinin bulunmadığı doğal oluşumlardır.
b) İçinde mağara ekosistemini oluşturan ve belirgin özellikleri ile kendini belli eden şekil ve yapılardır.
c) İçinde, birbiriyle yaşamsal bağı olan canlı toplulukları bulunur.
ç) Gelişen veya canlılığını devam ettiren karakteristik fiziksel ve kimyasal çökeller bulunur.
d) Herhangi bir müdahalede gelişim döngüsü bozulacak hassas bir yaşam alanı bulunur.
e) Mağara sistemini oluşturan yeraltı nehirleri veya suları, belirgin çatlaklar veya dar geçitlerle birbirine bağlantılı galeriler gibi iç ve hava, toprak, bitki örtüsü, canlılar gibi dış ekosistem ile etkileşim içerisinde olan alanlardır.
f) Mağarada bölgenin jeolojik, jeomorfolojik, hidrolojik, klimatik, biyolojik ve antropolojik oluşum ve gelişimini karakterize edecek veya aydınlatacak şekil ve yapılar bulunur.
(2) Mağaralar ekosistem işlevlerini gerçekleştirecek boyutta koruma bandını kapsayacak şekilde belirlenir.
Özel çevre koruma bölgelerinin tespit ilke ve esasları
MADDE 13 – (1) Aşağıdaki özelliklerden bir ya da birkaçını ihtiva eden bölgeler özel çevre koruma bölgeleridir.
a) Türkiye ve dünya ölçeğinde nadir biyolojik, ekolojik ve jeomorfolojik özellikleri içeren.
b) Kara ve su ekosistemi bir bütünlük ve devamlılık gösteren.
c) Canlı tür ve çeşitleri bakımından endemik, nadir ve nesli tehdit ve tehlike altında olan türleri barındıran.
ç) Doğal, tarihi, ve kültürel değerler açısından milli ve milletlerarası önemi haiz, ancak kentleşme, ulaşım, turizm, tarım ve sanayi gibi sektörlerin tehdidi ve baskısı altında ekolojik açıdan hassas olan alanları içeren.
d) Gelişmiş yerleşme bölgeleri dışında kalan, ekolojik değerleri esas alarak korunması ve geliştirilmesi gereken.
e) Sahip olduğu biyolojik ve ekolojik özelliklerin bozulmadan devamlılığını sağlayacak, çevresindeki mekan ve sektörel ilişkiler itibarıyla bütünlük taşıyan, ekosistem bütünlüğünü sağlayan.
f) Doğal ya da yarı doğal ekosistemleri temsil eden, önemli ya da tehlike altındaki tür popülasyonlarınıiçeren.
g) Doğal ve kültürel etkileşimin ve geleneksel kullanımın devamlılığını sağlayan.
ğ) Doğal yaşam gerekleri göz önüne alınarak uygun faaliyetlere olanak sağlayan.
(2) Genel Müdürlük talebe bağlı olarak veya resen tespit yapabilir.
Tespit aşamasında düzenlenecek belgeler
MADDE 14 – (1) Tabiat varlığı, doğal sit alanı ve özel çevre koruma bölgelerinin tespiti için asgari aşağıda yer alan bilgi, belge ve dokümanların bulunması aranır.
a) Hangi niteliği ve özellikleri sebebi ile tespit edileceğini belgeleyen tespit raporu ve tespit fişi.
b) Taşınmazın yerini ve sınırlarını gösterir pafta, ada, parsel numarasını içeren harita ve ülke koordinat sisteminde UTM-GK 3 derecelik ED50 aplikasyon krokisi.
c) Varsa her tür ve ölçekte planı.
ç) Varsa hava fotoğrafları, uydu görüntüleri.
d) Varsa kadastral planı ve mülkiyet bilgileri.
e) Alanın bütünüyle algılanmasını sağlamak amacıyla panaromik olarak çekilmiş fotoğrafları içeren basılı ve elektronik ortamda fotoğraf albümü.
f) Tabiat varlığı olarak tescil edilecek anıt ağaçlar için; yerinin konum olarak belirlenmesini sağlamak üzere ülke koordinat sisteminde UTM-GK, 3 derecelik ED50 koordinat değerleri.
g) Tespit ekibince gerekli görülen diğer belgeler.
(2) Tespit fişi, doğal sit ve tabiat varlıkları için ayrı ayrı hazırlanır.
(3) Bakanlık birinci fıkrada yer alan hususlara ilave olarak bilgi, belge doküman isteyebilir.
Tespit raporu, tespit fişi ve gerekli belgelerin sunumu
MADDE 15 – (1) İl Müdürlüğüne iletilen doğal sit alanı ve taşınmaz tabiat varlıklarının koruma statüsü değişikliği veya ilanına ilişkin başvurular Bölge Komisyonunda değerlendirilir.
(2) Komisyon alana ilişkin ardışık dört mevsimi kapsayan ekoloji temelli bilimsel araştırma çalışması talep eder.
(3) Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü araştırma raporu kapsamında tespit raporu, tespit fişi hazırlar.
(4) Tespit raporu, tespit fişi ile birlikte 3 nüsha olarak hazırlanarak ilgili Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü tarafından Bölge Komisyonuna sunulur.
(5) 14 üncü maddeye göre Özel Çevre Koruma Bölgelerinin tespitine ilişkin hazırlanan bilgi ve belgeler Genel Müdürlükçe değerlendirilir.
Araştırma ekibinin oluşturulması ve çalışmasına ilişkin usul ve esaslar
MADDE 16 – (1) Mevcut ve potansiyel tabiat varlığı ve doğal sit alanı araştırma çalışmalarını gerçekleştirmek üzere Bakanlıkça araştırma ekibi oluşturulur. Araştırma ekibinde asgari aşağıda yer alan özellikte kişilerin yer alması sağlanır.
a) Bilimsel araştırma çalışması alanın özelliklerine göre, Genel Müdürlük tarafından belirlenen konular için oluşturulacak en az 5 kişilik orman mühendisi, ziraat mühendisi, biyolog, şehir plancısı, su ürünleri mühendisi, jeoloji mühendisi peyzaj mimarı, çevre mühendisi, harita kadastro mühendisi ve ilgili meslek gruplarından oluşacak bir araştırma ekibi tarafından yapılır.
b) Araştırma ekibi araştırmanın konusuna ve özelliğine göre ilgili meslek alanlarında en az 5 yıllık deneyime sahip kişilerden seçilir.
c) Araştırma ekibi çalışmasını bu Yönetmelik kapsamında belirlenen ilke ve esaslar doğrultusunda yürütür.
ç) Araştırma ekibi tespit raporunu Genel Müdürlük ve ilgili İl Müdürlüğüne teslim eder.
(2) İl Müdürlüğü araştırma raporu kapsamında tespit raporu hazırlayarak Bölge Komisyonuna sunar.
Doğal sit alanları ve tabiat varlıklarının tescil ve ilanına ilişkin usul ve esaslar
MADDE 17 – (1) Doğal sit alanları ve tabiat varlıklarının tescil ve ilanı aşağıda yer alan usul ve esaslara göre yapılır.
a) Tespit yapılan ve değerlendirilmek üzere Bölge Komisyonuna sunulan Tespit Raporu Bölge Komisyonunda değerlendirilir. Değerlendirme sonucu tescil kararı alınmış ise üç suret olarak sunulan karar örneği bir sureti İl Müdürlüğünde kalmak üzere diğer suretleri Genel Müdürlüğe gönderilir.
b) Genel Müdürlük tarafından incelenen Bölge Komisyonu Kararında eksiklik veya hata görülmesi halinde yeniden değerlendirilmek üzere İl Müdürlüğüne gönderilir. İl Müdürlüğü tarafından tekrar Bölge Komisyonuna sunulur. Alınan komisyon kararı Genel Müdürlüğe iletilir.
c) Genel Müdürlük Bakan onayı alınmak üzere kararı Bakanlık Makamına gönderir.
ç) Eğer kararda yapı yasağı var ise; Bakanın teklifi ile Bakanlar Kuruluna sunulur.
d) Bakan onayı veya Bakanlar Kurulu kararı alınması ile tescil işlemi tamamlanmış olur.
e) Kararın ve onayın ve bir örneği Genel Müdürlükte kalmak üzere diğer asılları ilgili İl Müdürlüğünde muhafazası için gönderilir.
f) Kararın dağıtımı ilgili İl Müdürlüğü tarafından yapılır.
g) Tescil edilen doğal sit alanı veya tabiat varlığı il merkez ilçesinde bulunuyorsa valilikçe, diğer ilçe sınırları içinde kalıyorsa kaymakamlıkça, tescil kararının valiliğe veya kaymakamlığa tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde onbeş gün süreyle asılı kalmak üzere ilan tahtalarına asmak, belediye hoparlörüyle duyurmak ve köy muhtarlığına bildirmek suretiyle ilan edilerek ilana ait tutanak Bakanlığın o ildeki temsilcisine teslim edilir.
ğ) Tescil edilen doğal sit alanı veya tabiat varlığı il merkez ilçesinde bulunuyorsa valinin, diğer ilçe sınırları içinde kalıyorsa kaymakamın yazısı üzerine, tapu kütüğünün beyanlar hanesine doğal sit veya tabiat varlığı olduğuna dair kayıt konur.
h) Tescil kaydının kaldırılması bu Yönetmeliğe uygun olarak yürütülür.
ı) Genel Müdürlük gerekli gördüğü durumlarda talep olmaksızın da tespit yapabilir.
Özel çevre koruma bölgeleri tescil, onay ve ilan usul ve esasları
MADDE 18 – (1) 13 üncü maddede belirtilen kriterler çerçevesinde tespit edilen alanlar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile birlikte Genel Müdürlük tarafından Bakanlık Makamına ve Bakanın teklifi ile de Bakanlar Kuruluna sunulur. Konu hakkındaki Bakanlar Kurulu kararının Resmî Gazete’de yayımı ile tescil işlemi tamamlanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları, Tabiatı Koruma Alanları ve
Sulak Alanların Tescil, Onay ve İlanına İlişkin Esas ve İlkeler
Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları için tescil, onay ve ilanına ilişkin usul ve esaslar
MADDE 19 – (1) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları için tescil, onay ve ilanında aşağıda yer alan usul ve esaslara uyulur.
a) 12/12/1986 tarihli ve 19309 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Parklar Yönetmeliğinin 6 ncı ve 7 nci maddelerinde belirtilen ilkeler doğrultusunda Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce tespit edilen Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları ve Tabiatı Koruma Alanlarına ilişkin rapor Genel Müdürlüğe iletilir.
b) Orman ve Su İşleri Bakanlığınca orman ve orman rejimi içerisinde bulunan alanlarda tespiti yapılan Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları ve Tabiatı Koruma Alanları Orman ve Su İşleri Bakanı onayı ile tescil edilir.
c) Tespiti Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yapılan Milli Park alanlarına ait rapor, sahanın Bakanlar Kurulu kararı ile Milli Park ilan edilmesi amacı ile Genel Müdürlük tarafından Bakanlık Makamına ve Bakanın teklifi ile de Bakanlar Kuruluna sunulur.
ç) Orman ve orman rejimi dışında kalan yerlerde; tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanı belirlenmesi Orman ve Su İşleri Bakanlığınca uygun görülerek ilgili Bakanlıkların görüşü alınır ve görüşleri ile birlikte Genel Müdürlük tarafından Bakanlık Makamına ve Bakanın teklifi ile de Bakanlar Kuruluna sunulur.
d) Konu hakkındaki Bakanlar Kurulu kararının Resmî Gazete’de yayımı ile tescil işlemi tamamlanır.
e) Tescil edilen alanlara ilişkin alınan karar ilgili kuruluşlara dağıtımının yapılması ve uygulamaya aktarılması için Orman ve Su işleri Bakanlığına gönderilir.
Sulak alanların tescil, onay ve ilanına ilişkin usul ve esaslar
MADDE 20 – (1) Sulak alanların tescil, onay ve ilanına ilişkin olarak aşağıda yer alan usul ve esaslara uyulur.
a) Ulusal ve uluslararası öneme sahip sulak alanların; sulak alan koruma bölgelerinin tespiti, 17/5/2005 tarihli ve 25818 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinin 17 nci maddesinde belirtildiği şekilde yapılır ve Ulusal Sulak Alan Komisyonunun uygun görüşü alındıktan sonra tescil edilmek üzere Bakanlığa sunulur.
b) Bakanlıkça onaylanmasını müteakip, sulak alan koruma bölgelerinin tescil kararının ilgili kuruluşlara dağıtımının yapılması ve uygulamaya aktarılması için Orman ve Su İşleri Bakanlığına gönderilir.
c) Uluslararası öneme sahip sulak alanlardan Ramsar Listesine dahil edilecek alanlar Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından belirlenecek kurum ve kuruluşların uzmanlarınca arazide yapılan inceleme ve değerlendirmelerle tespit edilir. Ramsar sınırları 1/25000 ölçekli halihazır haritalar üzerinde gösterilir ve Ulusal Sulak Alan Komisyonunun görüşüne sunulur. Komisyonun uygun görüşü alındıktan sonra Bakanlar Kuruluna sunulmak üzere Genel Müdürlüğe gönderilir. Genel Müdürlük tarafından Bakanlık Makamına ve Bakanın teklifi ile de Bakanlar Kuruluna sunulur. Bakanlar Kurulu kararı, tescil edilen Ramsar Alanının ilgili kanun ve yönetmelikler çerçevesinde yönetilmesini sağlamak üzere Orman ve Su İşleri Bakanlığına gönderilir.
ç) Orman ve orman rejimi içinde kalan yerlerde tespit, tescil, onay ve ilanı Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yapılır.
d) Konu hakkındaki Bakanlar Kurulu kararının Resmî Gazete’de yayımı ile tescil işlemi tamamlanır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Geçici ve Son Hükümler
Yönetmelikten önceki mevzuata uygunluk
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce herhangi bir korunan alan statüsü verilmiş alanların koruma statüsü, bu Yönetmelik gereğince yeniden değerlendirme yapılıncaya kadar devam ettirilir. Bu alanlara ilişkin yürürlükteki koruma amaçlı imar planları geçerlidir.
Bilimsel temelli rapor hazırlamada istisna
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Korunan alanlar ile ilgili olarak yeniden değerlendirme talepleri; bilimsel temelli rapora dayanması ve Bakanlıkça hazırlanacak olan teknik esaslara uygun olması kaydıyla bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilir. Koruma amaçlı imar planı bulunan alanlarda 5 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde geçen ekolojik temelli bilimsel araştırma yapılmasına, bilimsel araştırma içeriğine ve süresine bölge komisyonlarınca karar verilir.
Yürürlük
MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 22 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

20 Eylül 2012 Perşembe

Kadınların tercihi mutfağı geniş ev!

Kadınların tercihi mutfağı geniş ev!
 Kadınların tercihi mutfağı geniş ev!

Binlerce dairelik siteleri birbiri ardına hayata geçiren inşaat şirketleri, müşterileri cezbeden veya eksik bulunan noktaları not edip, yeni konut projelerini buna göre dizayn ediyor

İstanbul'da 12 binin üzerinde konut yapıp teslim eden şirketlerden İhlas Holding bünyesindeki İhlas Yapı, Beylikdüzü'ndeki Marmara Evleri'nin üçüncüsünün inşasına başladı. Anketler ve önceki projelerden derlenen taleplere göre projede mutfaklar özellikle geniş tutuldu ve mutfağa 17,5 metrekarelik alan ayrıldı. Müşteri talebi doğrultusunda yüklük ve gardırop odalarına da yer verildi.


Beylikdüzü'ndeki 47 dönümlük arsa üzerinde yapımına başlanan Marmara Evleri 3'te 396 adet daire yer alacak. 15'er katlı 7 blokun 5'i brüt 193 metrekarelik 4+1 dairelere, 2 bloku ise brüt 168 metrekarelik 3+1 dairelere ayrıldı. Tünel kalıp yöntemiyle inşa edilen projedeki daireler Kasım 2013'te teslim edilecek. Arsa payı hariç 80 milyon lira yatırım bedeli öngörülen Marmara Evleri 3'te yer alan 3+1 daireler 297 bin liradan, 4+1 daireler ise 386 bin liradan başlayan fiyatlarla satışa çıktı. Araçların yer altındaki kapalı otoparka alındığı sitenin giriş indeki 38 dükkân ise cadde mağazası olarak hizmet verecek.


İhlas Yapı Genel Müdürü Recai Akdoğan, bir gayrimenkul şirketi olarak bundan sonra da hem İstanbul'da hem de İstanbul dışında konut projeleri olacağını söyledi. Akdoğan, mütekabiliyet yasasının değişmesinin ardından yüzme havuzu, hamam gibi sosyal donatılı kendi projelerine de ilgi olacağını ifade etti. İhlas Yapı'nın inşa ettiği sitelerin yönetimi de şirket bünyesinde kalıyor. Kapalı yüzme havuzları ve hamamlar gibi ortak kullanım alanları pozitif ayrımcılıkla haftanın belirli günlerinde kadınlara tahsis ediliyor. Marmara Evleri 3, önümüzdeki cuma günü satışa çıkacak. Proje arsasına dahil olmayan ancak projeye komşu bir de cami ve okul da yer alıyor. İhlas Yapı aynı semtte daha önce de Marmara Evleri 1 (2.850 konut) ve Marmara Evleri 2 (2.100) konutlarını inşa etmişti. İhlas Yapı, önceki projelerinde uyguladığı ve müşterinin memnun kaldığı yüklük ve gardırop odalarına bu projede de yer verdi. Odalardan daha geniş tutulan mutfak ise kadın müşterilerin tercihi. Marmara Evleri 3 projesi Marmara Denizi'nde Ambarlı sahiline yakın.
Zaman

Kendi arsasına ev yapanların vergileri!

Kendi arsasına ev yapanların vergileri!
Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Kızılot'un, kendi arsası üzerinde çalışan işçilerin gelir vergisi kesintisi ve damga vergisine tabi tutulup tutulmayacağı ile ilgili yazısı...


Hürriyet okurlarının soruları arasında yer alan ilginç bir konu da kendi arsası üzerine yapacağı
inşaatta çalışan işçilere yapılan ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı,
damga vergisine tabi tutulup tutulmayacağı ile inşaat yapımında kullanılacak malzeme ve hizmet alımlan karşılığı ödenen katma değer vergilerinin iadesinin mümkün olup olmadığı hususuna ilişkin.
Maliye Bakanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 8.8.2011 tarih ve GVK.64-1241 sayılı özelge ile yaptığı açıklama da göz önüne alınarak, konuyu aşağıdaki şekilde açıklayabiliriz.


GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
Gelir Vergisi Kanunu nun 37’nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş, söz konusu maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, ticari faaliyet bir tür emek sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin ticari faaliyet’ olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeli¬ne sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Gerçek kişilerin ticari amaç olmaksızın, servetin nitelik değiştirmesi veya bir takım zorunlu nedenlerle gayrimenkul inşa etmeleri ticari faaliyet olarak kabul edilmemektedir.
Özel inşaat yapımında gayrimenkullerin şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması ve ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurlannı açıkça taşımasının, yapılan faaliyetin ticari sayılması için yeterli sayılacağını da göz ardı etmemek gerekiyor. Kişisel ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşan mesken veya şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşmamakla birlikte işyeri ya da mesken ve dükkan ünitelerinden oluşan inşaatın yapılması durumunda, ticari bir organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça ortaya çıkması nedeniyle bu faaliyetin de ticari sayılması gerekmektedir.
Yukanda yapılan açıklamalara göre, yapılacak inşaatın ticari faaliyet kapsamında inşaat işi olmaması halinde gelir vergisi yönünden vergi mükellefiyeti tesisine gerek bulunmamaktadır. Ancak inşaat işinin ticari faaliyet kapsa¬mında değerlendirilmesi halinde, ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi ve inşaatta çalışan işçilere ödenen ücretlerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’inci, 94’üncü, 103’üncü ve 104 uncü maddelerine göre vergi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.
Öte yandan, yapılacak inşaatın ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmemesi halinde, herhangi bir tevkif at yapılmasına gerek bulunmamakta olup, çalıştırılan işçilerin ücretlerinin, anılan Kanun’un 64’üncü maddesi hükmü gereğince diğer ücret olarak vergilendirilmesi, diğer ücretli olarak çalıştınlan işçilerin hizmetin ifa olunduğu takvim yılının ikinci ayında; takvim yılı içinde işe başlamış iseler işe başlama tarihinden itibaren bir ay içinde vergi dairesine başvurarak vergi karnesi üzerinde vergilerini tarh ettirmeleri gerekmektedir.


GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun verginin konusunu teşkil eden işlemler başlıklı 1/1’inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Buna göre; kişinin özel mülkiyetinde bulunan arsan üzerine yaptınlan inşaat, ticari faaliyet kapsamında bir teslim ve hizmete konu olmadığı takdirde katma değer vergisine tabi tutulmayacaktır. Ancak, yaptırılan bu inşaata ilişkin bütün mal ve hizmet alımları ilke olarak katma değer vergisine tabi olacaktır. Diğer taraftan, yaptırılan bu inşaata ilişkin mal ve hizmet alımlan nedeniyle ödenen katma değer vergisinin iadesi de kanunen mümkün değildir.


DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
Damga Vergisi Kanunu’nun 1’ inci maddesinde; bu Kanun’a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga ver¬gisine tabi olduğu, bu kanundaki kâğıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği; Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün l/b fıkrasında, “Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dâhil) için verilen makbuzlar ile bu paralann nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtlar’ın binde 6,6 nispetinde damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.
Yukanda yapılan açıklamalar çerçevesinde, yapılacak özel inşaatın ticari bir faaliyet olarak değerlendirilmesi halinde inşaatta çalıştınlacağı belirtilen işçilere yapılacak ücret ödemelerine ilişkin olarak düzenlenen kâğıtların Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tablonun IV/l-b bölümü uyarınca binde 6,6 nispetinde damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.




Hürriyet/Şükrü Kızılot

Mülk satışında değer artış beyanını unutmayın...

Mülk satışında değer artış beyanını unutmayın...

Aldığınız evi 5 yıl içerisinde elinizden çıkarırsanız gelir vergisi ödemeniz gerekiyor.

Vatandaşların, satın aldıkları gayrimenkulü 5 yıl içinde elden çıkarmaları halinde, oluşan değer artış kazancı için gelir vergisi ödemesi gerekiyor. Bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayan veya beyanı unutan bir çok vatandaş, vergi cezasıyla karşı karşıya kalıyor.
A.A muhabirinin derlediği bilgilere göre, alış-satış bedeli arasındaki farkın 2010 yılı için 7 bin 700 lirası, vergiden istisna tutuluyor.
Değer artış kazancının “safi miktarı”, istisna sınırını aşıyorsa, satışın yapıldığı yılı takip eden yılın Mart ayında yıllık beyannameyle beyan edilmesi ve hesaplanacak gelir vergisi tutarının Mart ve Temmuz ayları olmak üzere 2 eşit taksitle ödenmesi gerekiyor.
Düzenlemeye göre, 2007’den önce alınan gayrimenkullerin elden çıkarılmasında vergilendirme için 4 yıllık süre dikkate alınıyor. 2007’den sonra alınanlarda ise süre 5 yıl olarak uygulanıyor. Buna göre, en fazla 5 yıldan uzun süre elde tutulan gayrimenkuller için gelir vergisi ödenmesi gerekmiyor.
Ayrıca, gayrimenkulün eşe veya çocuğa alınması, ödemenin de aile reisi tarafından yapılması halinde “ivazsız” yani karşılıksız intikal söz konusu olduğundan, durum, gelir vergisi değil, veraset ve intikal vergisi kapsamına giriyor.
Gayrimenkul alım satım işinin devamlı yapılması halinde elde edilen gelir de değer artış kazancı olarak değil, “ticari kazanç” olarak vergilendiriliyor.
ÖRNEK HESAPLAMALAR
“Değer artış kazancı” kapsamındaki vergilendirme için esas alınan “safi kazanç”, değer artış kazancından ’mal ve hakların maliyet bedeli’, ’elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderler’ ile “ödenen vergi ve harçlar”ın çıkarılması yoluyla hesaplanıyor.
Vergi hesabında kullanılan “gayrimenkullerin iktisap bedelinin tespiti”nde de üretici fiyat endeksi dikkate alınıyor.
Ortaya çıkan rakam üzerinden ödenecek vergi tutarı da o yılın Gelir Vergisi tarifesine göre belirleniyor.
Hesaplamaya ilişkin bazı örnekler şöyle:
Bir kişi, 2007 yılı Ocak ayında 200 bin liraya bir ev almış ve bu evi 2009 yılı Aralık ayı içinde 280 bin liraya satmıştır. Evin satışına ilişkin tapu işlemleri için 4 bin lira da masraf etmiştir. Bu kişinin elde ettiği değer artışı kazancına ilişkin vergilendirme şöyle hesaplanıyor:
Aralık 2006 ÜFE endeksi 136,46
Kasım 2009 ÜFE endeksi 164,48
Endeksleme oranı: 164,48/136,46 = yüzde 20,5
Endekslenmiş maliyet bedeli: 200.000 TL (200.000 x 0,205) = 241.000
TL
Maliyet bedeli ve diğer giderler toplamı: (241.000 4.000))= 245.000
TL
Değer artışı kazanç tutarı: 280.000 TL – 245.000 TL = 35.000 TL Vergi matrahı: 35.000 TL – 7.600 TL (2009 yılı için istisna tutarı)
= 27.400 TL
Hesaplanan gelir vergisi tutarı = 5.423 TL
Başka bir kişi de 2009 yılı Ocak ayında 300 bin liraya bir arsa satın
almış ve 2010 yılı Temmuz ayı içinde 400 bin liraya elden çıkarmıştır.
Arsanın elden çıkarılma esnasında komisyoncuya 5 bin lira komisyon bedeli ve 6 bin 600 lira da tapu işlemleri için ödemede bulundu. Bu kişinin değer artışı kazancının vergilendirilmesi de şu şekilde olacak:
Aralık 2008 ÜFE endeksi 156,29
Haziran 2010 ÜFE endeksi 173,73
Endeksleme oranı: 173,73/156,29 = yüzde 11,1
Endekslenmiş maliyet bedeli: 300.000 TL (300.000 TL x 0,111) = 333.300
TL
Maliyet bedeli ve diğer giderler toplamı: (333.300 5.000 6600)=
344.900 TL
Değer artışı kazanç tutarı: 400.000 TL – 344.900 TL = 55.100 TL Vergi Matrahı: 55.100 TL – 7.700 TL(2010 yılı için istisna tutarı)
= 47.400 TL
Hesaplanan gelir vergisi tutarı = 10.818 TL
2006 yılı Ocak ayında 150 bin liraya bir daire satın alan ve bunu, 2010
Temmuz ayında 300.000 liraya satan bir kişi ise değer artış kazancına bağlı gelir vergisi ödemeyecek. Çünkü, 1 Ocak 2007 tarihinden önce iktisap edilmiş gayrimenkullerde esas alınan süre 4 yıl olduğundan, bu süreden fazla elde tutulan gayrimenkulün satışından edilen kazanç, gelir vergisine tabi tutulmuyor.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞINDAN UYARI
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın “gayrimenkullerin elden çıkarılmasında vergisel sorumluluklar” konusunda hazırladığı broşürde, gayrimenkul alım satımında bulunan mükellefler, gayrimenkul alım-satım bedellerini tapuda gerçek değerleri üzerinden beyan etmeleri konusunda uyarıldı.
Bedelin tapuda düşük gösterilerek değer artış kazancının eksik beyan edilmesi ve durumun idarece tespit edilmesi halinde, eksik beyan edilen vergi ve vergi ziyaı cezasının idare tarafından tarh edilerek, gecikme faiziyle tahsil edileceği vurgulandı.

Mehmet Şimşek'ten vergi uyarısı: Konut projesi yaparken dikkat!

Mehmet Şimşek'ten vergi uyarısı: Konut projesi yaparken dikkat!

Mehmet Şimşek'ten vergi uyarısı: Konut projesi yaparken dikkat!

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Zamanımız var, herkes projesini yaparken bu durumu dikkate alsın. O yönde hassas bir çalışma yapılacaktır, sektörle de konuşacağız. Burada amacımız vergide adaleti sağlamaktır” dedi.



Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 yılı bütçesi üzerinde çalışacaklarını, bu süreçte ilave tedbir gerekip gerekmediğine bakacaklarını, gerekirse ilave tedbirlerin alınacağını bildirdi.


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, düzenlediği basın toplantısında makro ekonomik gelişmeler ve Ocak-Haziran 2012 dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.


Şimşek: Bütçe açığı çok büyük


Bir gazetecinin, “6 aylık bütçe uygulama sonuçlarına göre ek vergi gelebilir mi?” şeklindeki sorusu üzerine Bakan Şimşek, 2013 yılı bütçesi üzerinde çalışacaklarını, bu süreçte ilave tedbir gerekip gerekmediğine bakacaklarını, dolayısıyla bu aşamada bir şey söyleyemeyeceğini, fakat gerekirse ilave tedbirlerin alınabileceğini ifade etti.


Şimşek, son dönemde gündeme gelen futbolcuların ödediği vergilerle ilgili soruyu yanıtlarken, şu değerlendirmelerde bulundu:


“Bu, geçmişte kontrolü zor diye vergi oranları bizim dönemde indirilmiş. Ama yeni gelir vergisinde bu hususlar değerlendirilir dedim. Yani dolayısıyla yeni gelir vergisi tasarısının üçüncü taslağı hazır. Şimdi Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda tartışılıp sonra Bakanlar Kurulu'na daha sonra TBMM'ye gönderilmesi gerekiyor. Dolayısıyla orada, bu ve benzer hususların tamamı tartışılacak, değerlendirilecek ve karara bağlanacak. Benim şahsi görüşüm, kamu vicdanını yaralayan bir durum sözkonusu ise bunun düzeltilmesinin taraftarı olacağım diye bugünden bu beyanı vereyim.”


Konutlardaki vergilendirme çalışmaları


Konutlarda birim fiyat üzerinden verginin belirlenmesi konusundaki çalışmaların sorulması üzerine Şimşek, konut sektöründe bir miktar yavaşlamanın olduğunu, Haziran başı itibariyle mevcut stoku da dışarıda tuttuklarını ifade ederek, “Zamanımız var, herkes projesini yaparken bu durumu dikkate alsın. O yönde hassas bir çalışma yapılacaktır, sektörle de konuşacağız. Burada amacımız vergide adaleti sağlamaktır” dedi.


Özelleştirmelerle ilgili soru üzerine de Bakan Şimşek, gelir amaçlı özelleştirmelerin bir kenara bırakılması halinde reform amaçlı özelleştirmelerin daha zorlu ve sıkıntılı olduğunu söyledi.


Şimşek, aslında Özelleştirme İdaresi'nin ihale anlamında, uygulama anlamında elektrik dağıtım şebekelerinin tamamını bitirdiğini belirterek, şöyle konuştu:


“Fakat şirketlerimiz hesaplarını iyi yapamadıkları için bir de dış konjonktürde olumsuz bir gelişme yaşandığı için o gerçekleşen ihalelerin önemli bir kısmı tamamlanamadı. Dolayısıyla o süreci yeniden başlatmak lazım. Bugün kayıp kaçak oranları özellikle bazı bölgelerimizde çok yüksek. Bunu özel sektör eliyle yaparsak ben eminim kayıp kaçak oranlarını düşüreceğiz. Zaten onlara hedef de veriyoruz. Yani 'siz kayıp kaçak oranını mevcut seviyeden şu seviyeye indirirseniz siz toplam ciro üzerinden yüzde 2,3 oranında bir gelir elde edeceksiniz' diyoruz. 'Hedefleri tutturamazsanız biz sizden o farkı alırız' diyoruz. Yani kayıp kaçakların da parasını o zaman şirket ödemiş olacak.”


ÇAYKUR, BOTAŞ gibi kurumların özelleştirilme programı kapsamına alınmasının da Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun vereceği bir karar olduğunu anlatan Şimşek, bugün itibariyle böyle bir kararın söz konusu olmadığını bildirdi.


AA

Konut sektörü vergi paniğine düştü!

Konut sektörü vergi paniğine düştü!
 Konut sektörü vergi paniğine düştü!

Konutun değerini düşük gösteren alıcıları ve inşaat firmalarını vergi cezası korkusu sardı...

 Kaynak : Emlak Kulisi

Yüksek tapu harcını ödememek için çareyi konutun değerini düşük göstermekte bulan konut alıcıları ve bazı inşaat firmalarına emlakçılardan ve vergi uzmanlarından destek geldi. Özellikle İstanbul'da boğaza nazır yerlerde milyon dolarlık konutlar yapan bazı inşaat firmaları satışı düşük gösterme nedeni olarak birden fazla konut satışını ve bu satıştan dolayı ödenen yüksek vergiyi gerekçe gösterdi. İnşaat firmasının birden fazla konut satışı yapmasından dolayı izlediği bu yola konut alıcıları da bugüne kadar çok fazla ses çıkarmadı. Çünkü tapuda yüksek değer üzerinden gösterilen gayrimenkulün tapu harcı konut alıcısının da cebinden ekstra fazla para çıkması anlamına geliyordu.


Alıcı ve satıcı eşit ödüyor


Mevcut sistemde tapu harcı olarak talep edilen oran emlak değerinin yüzde 1,65'i olarak hesaplanıyor. 1 milyon liralık konutun gerçek beyan üzerinden gösterildiği taktirde tapu harcı bedeli 16 bin 500 lira olarak hesaplanıyor. Bu bedeli hem alıcının hem de satıcının eşit miktarlarda ödemesi gerekiyor. Bu noktada 1 milyon liralık evin karşılığında devletin kasasına tapu harcı olarak 33 bin liranın girmesi gerekiyor. Ancak 1 milyon liralık evin değerinin 300 bin lira olarak gösterilmesi durumunda alıcının ve satıcının cebinden tapu harcı olarak 4 bin 950'şer lira para çıkıyor ve bu durumda devletin kasasına da 33 bin lira yerine 9 bin 900 lira girmiş oluyor.


Talep, harcın düşmesi


Ancak vergi uzmanları ve emlakçılar tapu harcı olarak alınan yüzde 1,65'lik değerin çok yüksek olduğunu dile getiriyor. Bugün Gazetesi Yazarı ve vergi uzmanı İsmail Kökbulut, "Devlet tapu harcını aşağıya çekerek gerçek beyanı özendirmeli. Tapu harcı olarak alınan rakam devletin verdiği hizmetin karşılığı olarak vatandaştan alınan paradır. 1 milyon liralık evi baz aldığımızda devlet tapu dairesinde vatandaşa ve inşaat firmasına bu alım satım için 33 bin liralık hizmet vermiyor. Devletin gelir kalemi KDV ve kurumlar vergisi olmalı. Tapu harç oranları aşağıya çekildiğinde tüm gayrimenkuller gerçek değerler üzerinden gösterilir" bilgisini verdi.


Devlet son 5 yıla gidecek


Bu tür işlemleri yapan kişilere yönelik başlatılan sıkı takip çapraz kontrolle yapılacak. Maliye Cihangir, Etiler ve Ulus'ta satılık ilanına çıkan gayrimenkulleri alıcı gibi arayarak satıcının kaç lira bedel isteyeceğini öğrenecek. Bunun üzerine tapuda belirtilen değerle karşılaştıracak ve bedel arasında ciddi farklılıklar varsa konut satıcısına neden tapuda gerçek değerini göstermediği sorulup ceza kesilecek. Aynı yöntem konut inşa edip satan inşaat firmasına yönelik de yapılacak. Cezalar ise son 5 yıl gözetilerek gecikme faiziyle birlikte talep edilecek.


Bugün

Emlakta değer artışı kazancı ve vergisi nasıl hesaplanır

Emlakta değer artışı kazancı ve vergisi nasıl hesaplanır

Kaynak:Emlak Kulisi

Emlakta değer artışı kazancı ve vergisi nasıl hesaplanır
Gayrimenkulünü, edinme (iktisap) tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkartanların, "değer artışı kazancı" olarak gelir vergisi ödeyecek
Gayrimenkulünü, edinme (iktisap) tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkartanların, "değer artışı kazancı" olarak gelir vergisi ödeyeceklerini dün açıklamıştık. Bu durumda olan çok sayıda okuyucumuz, "Kazancı nasıl hesaplayacağız" diye soruyorlar. Onu da açıklayalım…
KAZANCIN HESABI
2011 yılında satılan gayrimenkulün değer artış kazancı hesaplanırken;
• Önce iktisap (edinme) bedeli, satışın yapıldığı ay hariç olmak üzere, TUİK'in internet sitesinde bulabileceğiniz Üretici Fiyat Endeksindeki (UFE) artış oranında artırılacak. Ancak endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının yüzde 10 veya üzerinde olması gerekiyor.
• Endekslenmiş edinme bedeli ile satış dolayısıyla yapılan masraflar, satış bedelinden çıkarılacak.
• Ortaya çıkan kazançtan 2011 yılı için belirlenen 8 bin TL istisna düşülecek.
• Kalan kısım değer artış kazancı olarak yüzde 15 ten başlayan gelir vergisi tarifesine göre vergilendirilecek. Satış kazancı, 26 Mart 2012 günü mesai bitimine kadar beyan edilecek. Hesaplanan vergi Mart ve Temmuz 2012 aylarında iki taksit halinde ödenecek.
BİR ÖRNEK
Abdi Bey, 15 Eylül 2009'da 200 bin liraya satın aldığı daireyi, beş yıl dolmadan 20 Kasım 2011'de 300 bin liraya satmış, satış bedeli üzerinden binde 16,5 oranında (4.950 lira) tapu harcı ödemiş olsun.
Önce, TÜİK'in internet sitesinde bulabileceğiniz ÜFE Ağustos 2009 endeksi (160,93) ve Ekim 2011 endeksi (200,94) baz alınarak ÜFE artış oranı bulunacak. Buna göre, endekslemede esas alınacak oran;
(200,94 - 160,93) / 160,93 = 0,2486 Değer artış kazancının safi tutarının hesaplanmasında esas alınacak, gayrimenkulün endekslenmiş iktisap bedeli;
(1+ 0,2486) x 200.000 = 249,720 TL
Safi kazanç ise;
300.000 - (249,720 + 4,950) = 45,330 TL olacaktır.
Bu tutar, 2011 yılı istisna tutarı olan 8.000 TL'yi aştığı için beyan edilecek ve istisna tutarını aşan kısım 37.330 üzerinden aşağıdaki tarifeye göre gelir vergisi ödenecek.

9.400 TL'ye kadar Yüzde 15
23.00OTL'nin 9.400TL'si için 1.410 TL, fazlası Yüzde20
53.000 TL'nin 23.000TL'si için 4.130 TL, fazlası Yüzde27
53.000 TL'den fazlasının 53.000 TL'si için 12.230 TL, fazlası Yüzde35 oranında vergilendirilir.

Şükrü Kızılot/Hürriyet

Gayrimenkul değer artışı vergisi

Olay Emlak Vergisi ile bitmiyor.
Gayrimenkulün kiralanmasından elde edilen“gayrimenkul sermaye iradı” nedeniyle vergi mükellefi olanların sayısında“olağanüstü artış” var. Örneğin gelir vergisi ve KDV mükellefi, 10 yıl öncesine kıyasla azalırken, kira geliri beyan edenlerin sayısı yaklaşık yüzde 300 arttı.
Ev ya da başka gayrimenkulün satışından elde edilen “değer artışıkazancı” nedeniyle ödenecek olan “Gelir Vergisi”, ölüm veya bağış nedeniyle ödenen “Veraset ve İntikal Vergisi”, gayrimenkul alımında ödenen KDV, alım-satımda ödenen “Tapu harçları”, önem arz ediyor. Ayrıca, şirketlerin gayrimenkul alımı-satımı nedeniyle ortaya çıkan vergiler, “kooperatif” yoluyla edinilen konutlar, üyeliğin devri, inşaatın tamamlanması, kura çekimi, konutların üyelere dağıtımı ve tapu işlemleri, şirketlerin edindiği “gayrimenkuller”,bunların kiralanması ve satışındaki vergiler ve “vergi avantajları” yönüyle olaya baktığımızda, gayrimenkullerle ilgili konular neredeyse herkesi ilgilendiriyor.
Beş gün devam edecek olan bu dizide yukarıdaki konular, değişik yönleriyle açıklanacak, özellikli durumlara yer verilecek. Daha sonra da sorularınız yanıtlanacak.
Sıfır oranlı emlak vergisi için ‘evde bizzat oturma’şartı var mı?
İNDİRİMLİ emlak vergisi uygulamasından yararlanabilmek için konutta “bizzat oturma” koşulu aranmıyor.
Bu nedenle, sahip olduğu tek konutu kiraya verip, başka bir konutta kira ile oturanlar da diğer koşulları taşımaları halinde, emlak vergisi ödemezler.
Konuyla ilgili olarak, Maliye Bakanlığı tebliğile;
“indirimli vergi oranının uygulanması için konutta “bizzat oturma”koşulu aranmamaktadır. Bu nedenle, sahip oldukları tek konutu kiraya verip, kirada oturanlar da şartları taşımaları kaydıyla, indirimli vergi oranından yararlanabilirler” şeklinde açıklama yapmıştır (Bkz. 31 Aralık 2003 tarih ve 25333 sayılı üçüncü mükerrer baskı Resmi Gazete’de yayınlanan 38 Seri No.lu Emlak Vergisi Genel Tebliği).
Uygulamada bazı belediyelerin, evini kiraya verip kendisi kirada oturan emekli, ev hanımı ve işsizleri “sıfır oranlı” emlak vergisinden yararlandırmadıklarına rastlanabiliyor. Bu durumda olanların ilgili belediyeye, yukarıdaki tebliği de belirtmek suretiyle, “düzeltme” başvurusu yapmalarında yarar var.
Emekliye, ev hanımına, işsize ve engelliye ‘sıfır emlak vergisi’ avantajı var
SIFIR oranlı emlak vergisi avantajı, 10 milyon civarında emekli, ev hanımı,işsiz ve engelli vatandaşlarımızı yakından ilgilendiriyor.
Çok kişinin farkında olmadığı bu avantajdan yararlanabilmek için bazı koşullar aranıyor.
KİMLER YARARLANABİLİYOR?
1- Geliri sadece kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından, örneğin SSK (4/a), Bağ-Kur (4/b) ve TC Emekli Sandığı’ndan (4/c) aldıkları emekli aylığından ibaret olanlar ile bunların dul ve yetimleri,
2- Hiç bir geliri olmayan ev hanımları ve işsizler,
3- Gaziler,
4- Engelliler,
5- Şehitlerin dul ve yetimleri,
“indirimli (sıfır oranlı) emlak vergisi” uygulamasından yararlanabiliyorlar.
200 M2 VE TEK KONUT KOŞULU
İndirimli yani “sıfır oranlı” emlak (bina) vergisi avantajından, Türkiye sınırları içinde;
1. Brüt alanı 200 m2’yi aşmayan,
2. Tek konuta sahip olanlar (intifa hakkına sahip olunması dahil),
yararlanabiliyorlar.
BİLDİRİMDE BULUNMAK GEREKİYOR
Konutu nedeniyle, “sıfır oranlı emlak vergisi” avantajından yararlanmak isteyenlerden;
- Hiçbir geliri olmayanların, “Hiçbir Geliri OlmadığınıBelgeleyenlerin Tek Meskenine Ait Form” ile “Hiçbir Geliri Olmayanların Tek Meskenlerine Ait Taahhüt Belgesi”ni,
- Emekliler ile bunların dul ve yetimlerinin “Tek Meskeni Olan Emeklilere, Dul ve Yetimlere Ait Form”u,
-Gaziler ile şehitlerin dul ve yetimlerinin “Tek Meskeni Olan Şehitlerin Dul ve Yetimlerine ve Gazilere Ait Form”u,
- Özürlülerin ise “Tek Meskeni Olan Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu” ile “Sağlık Kurulu Raporu”nu ilgili belediyeye vermeleri gerekmektedir.
Bildirim formları belediyelerden“ücretsiz” olarak temin edilebileceği gibi www.gib.gov.tr adresinden de indirilebilir.
Söz konusu taahhüt belgesi veya formları daha önceki yıllarda vermiş olup, durumlarında değişiklik olmayanların, izleyen yıllarda tekrar taahhütname veya form vermeleri gerekmiyor.
FAİZ VE REPO 23 BİN TL’Yİ GEÇERSE VERGİ VAR
Emekliler, ev hanımları ve işsizlerin 2011 yılında 23 bin TL’yi aşan menkul sermaye iradı (mevduat faizi, repo, döviz tevdiat hesabı faizi, fon payı geliri vb.) geliri varsa, 2012 yılında sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanamazlar. Altındaysa yararlanırlar (Bkz. 45 No.lu Emlak Vergisi Tebliği).
Bu tutar 2013 yılı için 25 bin TL olarak uygulanacak.
2012’DE EMEKLİ OLANA “SIFIR VERGİ” 2013’DE BAŞLAR
Yıl içinde emekli olanlar, emekli oldukları yılın emlak vergisini öderler.
Emekliler; gerekli koşulları taşımaları ve bildirimde bulunmalarıhalinde, emekli oldukları tarihi izleyen yıldan itibaren, sahip oldukları “bir konut” nedeniyle emlak vergisi ödemezler.
2012’DE SATILAN EVİN EMLAK VERGİSİNİ KİM ÖDEYECEK?
Alan kişi, 1 lira dahi emlak vergisi ödemeyecek.
2012 yılında örneğin Ocak ayında evini satan kişi, Mayıs 2012’de ve Kasım 2012’de, sattığı evin emlak vergisinin tamamını ödeyecek!
Alan kişi ise, 2013 yılından itibaren emlak vergisi ödemeye başlayacak
EMEKLİNİN İKİ EVİ VARSA BİRİ Mİ MUAF?
Hayır, ikisi de emlak vergisine tabi.
Bir evi olsaydı, koşullarıtaşımasına bağlı olarak, emlak vergisi ödemeyecekti.
EMLAK VERGİSİNDE İKİ YARIM BİR TAM ETMİYOR
Emlak Vergisi uygulamasında; emekli, işsiz, ev hanımı ve engelli açısından, iki yarım bir tam etmiyor.
ÖRNEK: Emekli Nuri Bey’in 1/2 hisse ile maliki olduğu, her biri 90 m2 iki evi vardır.
Bu durumda Nuri Bey, “sıfır oranlı”emlak vergisinden yararlanamaz ve her iki evi için de emlak vergisi öder.
EMEKLİ OLUP ÇALIŞAN EKREM BEY VERGİ ÖDEYECEK
Emekli olduktan sonra, ücretli ya da kendi adına bağımsız olarak çalışanlar, indirimli “sıfır oranlı” emlak vergisinden yararlanamazlar.
Bu nedenle, 140 m2’lik bir konutu olan Ekrem Bey, emekli olduktan sonra çalıştığı için emlak vergisi ödemeye devam edecek.
Ancak engellilerin durumu farklı. Engelliler, emekli olduktan sonra çalışsalar dahi birden fazla konutu olmadığında, emlak vergisi ödemezler.
Evi olan üniversite öğrencisine emlak vergisi yok
ÖĞRENCİLER de hiç bir geliri olmayanlar sınıfına dahil oldukları için 200 m2 yi aşmayan bir evleri varsa, emlak vergisi ödemezler.
ÖRNEK: Gazi Üniversitesi’nde öğrenci olan Arda’ya, babasından 130 m2 bir ev miras kalmıştır. Arda bu evde annesi ile birlikte oturmaktadır.
Arda, üniversite öğrencisi olduğu için geliri yoktur. Evi de 200 m2 ‘nin altında olduğundan, emlak vergisi ödemeyecektir.
KOCASINDAN HARÇLIK ALAN FATMA HANIM’A “GELİRİ VAR”DENİLEMEYECEK
Emlak vergisi uygulaması bakımından ev hanımları, hiç bir geliri olmayanlar sınıfına dahil edilir. Brüt alanı 200 m2 ‘yi aşmayan bir evi varsa emlak vergisi ödemez.
Bu nedenle, Fatma Hanım’ın eşinin çalışması ve mutfak masrafı, evin diğer ihtiyaçları ve alış veriş yapması için ona düzenli olarak para vermesi, Fatma Hanım’ın “geliri olduğu” anlamına gelmez.
2012’de Bedriye Teyze’nin emlak vergisi yüzde kaç arttı?
BEDRİYE Teyze’nin İstanbul’da bir evi, Bodrum’da da yazlığı var.
Yılın sekiz ayı İstanbul’da, dört ayı da Bodrum’da kalıyor. Yazın torunları da geldiği için çok mutlu oluyor.
Bedriye Teyze bu yıl emlak vergisi yönünden birazşanssız!
Nedenine gelince, her yıl evinin emlak vergisi değeri, “yeniden değerleme oranının yarısı kadar” artıyordu. 2012’de Bakanlar Kurulu olaya müdahale etti ve evlerinin değeri “yeniden değerleme oranının tamamı kadar”artırıldı. Böyle olunca, ödeyeceği vergideki artış da beklentisinin üzerinde oldu.
Buna göre, Bedriye Teyze de dahil Türkiye’deki tüm gayrimenkullerin emlak vergisi hesaplamasına esas değeri “yüzde 10,26 oranında” arttı.
Özellikli bazı durumlar dışında, 2012’de ödenecek emlak vergileri de yüzde 10,26 oranında arttı.

Gayrimenkul Değer Artış Kazancına Dikkat

Gayrimenkul vergileri yaşantımızın adeta bir parçası

TÜRKİYE’de 23 milyon “Emlak Vergisi mükellefi” var. Buna göre, neredeyse her ailenin, bir ya da bir kaç gayrimenkulleri nedeniyle Emlak Vergisi ile ilişkisi var.

Olay Emlak Vergisi ile bitmiyor.
Gayrimenkulün kiralanmasından elde edilen“gayrimenkul sermaye iradı” nedeniyle vergi mükellefi olanların sayısında“olağanüstü artış” var. Örneğin gelir vergisi ve KDV mükellefi, 10 yıl öncesine kıyasla azalırken, kira geliri beyan edenlerin sayısı yaklaşık yüzde 300 arttı.
Ev ya da başka gayrimenkulün satışından elde edilen “değer artışıkazancı” nedeniyle ödenecek olan “Gelir Vergisi”, ölüm veya bağış nedeniyle ödenen “Veraset ve İntikal Vergisi”, gayrimenkul alımında ödenen KDV, alım-satımda ödenen “Tapu harçları”, önem arz ediyor. Ayrıca, şirketlerin gayrimenkul alımı-satımı nedeniyle ortaya çıkan vergiler, “kooperatif” yoluyla edinilen konutlar, üyeliğin devri, inşaatın tamamlanması, kura çekimi, konutların üyelere dağıtımı ve tapu işlemleri, şirketlerin edindiği “gayrimenkuller”,bunların kiralanması ve satışındaki vergiler ve “vergi avantajları” yönüyle olaya baktığımızda, gayrimenkullerle ilgili konular neredeyse herkesi ilgilendiriyor.
Beş gün devam edecek olan bu dizide yukarıdaki konular, değişik yönleriyle açıklanacak, özellikli durumlara yer verilecek. Daha sonra da sorularınız yanıtlanacak.
Sıfır oranlı emlak vergisi için ‘evde bizzat oturma’şartı var mı?
İNDİRİMLİ emlak vergisi uygulamasından yararlanabilmek için konutta “bizzat oturma” koşulu aranmıyor.
Bu nedenle, sahip olduğu tek konutu kiraya verip, başka bir konutta kira ile oturanlar da diğer koşulları taşımaları halinde, emlak vergisi ödemezler.
Konuyla ilgili olarak, Maliye Bakanlığı tebliğile;
“indirimli vergi oranının uygulanması için konutta “bizzat oturma”koşulu aranmamaktadır. Bu nedenle, sahip oldukları tek konutu kiraya verip, kirada oturanlar da şartları taşımaları kaydıyla, indirimli vergi oranından yararlanabilirler” şeklinde açıklama yapmıştır (Bkz. 31 Aralık 2003 tarih ve 25333 sayılı üçüncü mükerrer baskı Resmi Gazete’de yayınlanan 38 Seri No.lu Emlak Vergisi Genel Tebliği).
Uygulamada bazı belediyelerin, evini kiraya verip kendisi kirada oturan emekli, ev hanımı ve işsizleri “sıfır oranlı” emlak vergisinden yararlandırmadıklarına rastlanabiliyor. Bu durumda olanların ilgili belediyeye, yukarıdaki tebliği de belirtmek suretiyle, “düzeltme” başvurusu yapmalarında yarar var.
Emekliye, ev hanımına, işsize ve engelliye ‘sıfır emlak vergisi’ avantajı var
SIFIR oranlı emlak vergisi avantajı, 10 milyon civarında emekli, ev hanımı,işsiz ve engelli vatandaşlarımızı yakından ilgilendiriyor.
Çok kişinin farkında olmadığı bu avantajdan yararlanabilmek için bazı koşullar aranıyor.
KİMLER YARARLANABİLİYOR?
1- Geliri sadece kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından, örneğin SSK (4/a), Bağ-Kur (4/b) ve TC Emekli Sandığı’ndan (4/c) aldıkları emekli aylığından ibaret olanlar ile bunların dul ve yetimleri,
2- Hiç bir geliri olmayan ev hanımları ve işsizler,
3- Gaziler,
4- Engelliler,
5- Şehitlerin dul ve yetimleri,
“indirimli (sıfır oranlı) emlak vergisi” uygulamasından yararlanabiliyorlar.
200 M2 VE TEK KONUT KOŞULU
İndirimli yani “sıfır oranlı” emlak (bina) vergisi avantajından, Türkiye sınırları içinde;
1. Brüt alanı 200 m2’yi aşmayan,
2. Tek konuta sahip olanlar (intifa hakkına sahip olunması dahil),
yararlanabiliyorlar.
BİLDİRİMDE BULUNMAK GEREKİYOR
Konutu nedeniyle, “sıfır oranlı emlak vergisi” avantajından yararlanmak isteyenlerden;
- Hiçbir geliri olmayanların, “Hiçbir Geliri OlmadığınıBelgeleyenlerin Tek Meskenine Ait Form” ile “Hiçbir Geliri Olmayanların Tek Meskenlerine Ait Taahhüt Belgesi”ni,
- Emekliler ile bunların dul ve yetimlerinin “Tek Meskeni Olan Emeklilere, Dul ve Yetimlere Ait Form”u,
-Gaziler ile şehitlerin dul ve yetimlerinin “Tek Meskeni Olan Şehitlerin Dul ve Yetimlerine ve Gazilere Ait Form”u,
- Özürlülerin ise “Tek Meskeni Olan Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu” ile “Sağlık Kurulu Raporu”nu ilgili belediyeye vermeleri gerekmektedir.
Bildirim formları belediyelerden“ücretsiz” olarak temin edilebileceği gibi www.gib.gov.tr adresinden de indirilebilir.
Söz konusu taahhüt belgesi veya formları daha önceki yıllarda vermiş olup, durumlarında değişiklik olmayanların, izleyen yıllarda tekrar taahhütname veya form vermeleri gerekmiyor.
FAİZ VE REPO 23 BİN TL’Yİ GEÇERSE VERGİ VAR
Emekliler, ev hanımları ve işsizlerin 2011 yılında 23 bin TL’yi aşan menkul sermaye iradı (mevduat faizi, repo, döviz tevdiat hesabı faizi, fon payı geliri vb.) geliri varsa, 2012 yılında sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanamazlar. Altındaysa yararlanırlar (Bkz. 45 No.lu Emlak Vergisi Tebliği).
Bu tutar 2013 yılı için 25 bin TL olarak uygulanacak.
2012’DE EMEKLİ OLANA “SIFIR VERGİ” 2013’DE BAŞLAR
Yıl içinde emekli olanlar, emekli oldukları yılın emlak vergisini öderler.
Emekliler; gerekli koşulları taşımaları ve bildirimde bulunmalarıhalinde, emekli oldukları tarihi izleyen yıldan itibaren, sahip oldukları “bir konut” nedeniyle emlak vergisi ödemezler.
2012’DE SATILAN EVİN EMLAK VERGİSİNİ KİM ÖDEYECEK?
Alan kişi, 1 lira dahi emlak vergisi ödemeyecek.
2012 yılında örneğin Ocak ayında evini satan kişi, Mayıs 2012’de ve Kasım 2012’de, sattığı evin emlak vergisinin tamamını ödeyecek!
Alan kişi ise, 2013 yılından itibaren emlak vergisi ödemeye başlayacak
EMEKLİNİN İKİ EVİ VARSA BİRİ Mİ MUAF?
Hayır, ikisi de emlak vergisine tabi.
Bir evi olsaydı, koşullarıtaşımasına bağlı olarak, emlak vergisi ödemeyecekti.
EMLAK VERGİSİNDE İKİ YARIM BİR TAM ETMİYOR
Emlak Vergisi uygulamasında; emekli, işsiz, ev hanımı ve engelli açısından, iki yarım bir tam etmiyor.
ÖRNEK: Emekli Nuri Bey’in 1/2 hisse ile maliki olduğu, her biri 90 m2 iki evi vardır.
Bu durumda Nuri Bey, “sıfır oranlı”emlak vergisinden yararlanamaz ve her iki evi için de emlak vergisi öder.
EMEKLİ OLUP ÇALIŞAN EKREM BEY VERGİ ÖDEYECEK
Emekli olduktan sonra, ücretli ya da kendi adına bağımsız olarak çalışanlar, indirimli “sıfır oranlı” emlak vergisinden yararlanamazlar.
Bu nedenle, 140 m2’lik bir konutu olan Ekrem Bey, emekli olduktan sonra çalıştığı için emlak vergisi ödemeye devam edecek.
Ancak engellilerin durumu farklı. Engelliler, emekli olduktan sonra çalışsalar dahi birden fazla konutu olmadığında, emlak vergisi ödemezler.
Evi olan üniversite öğrencisine emlak vergisi yok
ÖĞRENCİLER de hiç bir geliri olmayanlar sınıfına dahil oldukları için 200 m2 yi aşmayan bir evleri varsa, emlak vergisi ödemezler.
ÖRNEK: Gazi Üniversitesi’nde öğrenci olan Arda’ya, babasından 130 m2 bir ev miras kalmıştır. Arda bu evde annesi ile birlikte oturmaktadır.
Arda, üniversite öğrencisi olduğu için geliri yoktur. Evi de 200 m2 ‘nin altında olduğundan, emlak vergisi ödemeyecektir.
KOCASINDAN HARÇLIK ALAN FATMA HANIM’A “GELİRİ VAR”DENİLEMEYECEK
Emlak vergisi uygulaması bakımından ev hanımları, hiç bir geliri olmayanlar sınıfına dahil edilir. Brüt alanı 200 m2 ‘yi aşmayan bir evi varsa emlak vergisi ödemez.
Bu nedenle, Fatma Hanım’ın eşinin çalışması ve mutfak masrafı, evin diğer ihtiyaçları ve alış veriş yapması için ona düzenli olarak para vermesi, Fatma Hanım’ın “geliri olduğu” anlamına gelmez.
2012’de Bedriye Teyze’nin emlak vergisi yüzde kaç arttı?
BEDRİYE Teyze’nin İstanbul’da bir evi, Bodrum’da da yazlığı var.
Yılın sekiz ayı İstanbul’da, dört ayı da Bodrum’da kalıyor. Yazın torunları da geldiği için çok mutlu oluyor.
Bedriye Teyze bu yıl emlak vergisi yönünden birazşanssız!
Nedenine gelince, her yıl evinin emlak vergisi değeri, “yeniden değerleme oranının yarısı kadar” artıyordu. 2012’de Bakanlar Kurulu olaya müdahale etti ve evlerinin değeri “yeniden değerleme oranının tamamı kadar”artırıldı. Böyle olunca, ödeyeceği vergideki artış da beklentisinin üzerinde oldu.
Buna göre, Bedriye Teyze de dahil Türkiye’deki tüm gayrimenkullerin emlak vergisi hesaplamasına esas değeri “yüzde 10,26 oranında” arttı.
Özellikli bazı durumlar dışında, 2012’de ödenecek emlak vergileri de yüzde 10,26 oranında arttı.