9 Nisan 2013 Salı

Gayrimenkul satarken vergiye takılabilirsiniz!

Gayrimenkul satarken vergiye takılabilirsiniz!
Gayrimenkul satarken vergiye takılabilirsiniz!
Gayrimenkul alım-satımı günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan bir olay. Değişik nedenlere bağlı olarak ev, işyeri, arsa ve benzeri gayrimenkuller alınıp satılıyor. Bu noktada bazı sürprizlerle karşılaşmak mümkün


Gayrimenkul alım-satımı günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan bir olay. Değişik nedenlere bağlı olarak ev, işyeri, arsa ve benzeri gayrimenkuller alınıp satılıyor. Bu noktada, okurlarımızın dikkatini çekmek istediğimiz bazı ince noktalar var. Eğer konu yeterince bilinmiyorsa gayrimenkul alıp satanların ileride ciddi vergi sürprizi ile karşılaşması mümkün...
ALIŞ BEDELİ DÜŞÜK GÖSTERİLİYOR
Gayrimenkullerde mülkiyet tapu siciline tescil ile kazanılıyor. Tapu siciline yapılan tesciller için tapu harcı alınıyor. Gayrimenkul satışlarının tapuya tescilinde satış bedeli üzerinden toplam binde 33 harç alınıyor.
Kanuna göre bu harcın yarısı olan binde 16,5'ini alıcının, diğer yarısını da satıcının öde- ı günün sozu "Başkasının izinde yürüyen iz bırakamaz.
J. Brannon mesi gerekiyor.
Gayrimenkul alışlarında en çok karşılaşılan durum, daha az tapu harcı ödemek amacıyla alış bedelinin düşük gösterilmesi. Yasaya göre tapu harcı alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı alındığından, bedelin düşük gösterilmesi her iki tarafın da çıkarına gibi gözüküyor.
Tapuda bildirilecek değer konusunda tek kısıt, emlak vergisi değeri. Yani tapu harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen satış değeri üzerinden hesaplanıyor. Bunun sonucu olarak, genellikle gerçek değerin çok altında bir satış değeri bildiriliyor ve tapu harcı da bu bedel üzerinden hesaplanıyor.
ALINAN GAYRİMENKUL SATILIRSA Tapuda düşük bedel gösterilerek satın alınan gayrimenkul, değişik nedenlerle satılırsa tapu harcından kurtulmak için yapılan düşük beyan sorun yaratabiliyor. Olay şu şekilde gelişiyor: Alıcı, satışın gerçek bedel üzerinden yapılmasında ısrar ediyor. Satıcı, müşteriyi kaçırmamak için kabul ediyor. Bu noktadan sonra, satıcının gayrimenkulü alırken tapuya yapmış olduğu düşük beyan başına dert açabiliyor.
DEĞER ARTIŞ KAZANCI
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80. maddesine göre; gayrimenkullerin alındığı tarihten itibaren 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazanç değer artış kazancı kabul ediliyor. Değer artış kazancı hesaplanırken, alış bedeli satışın yapıldığı ay hariç UFE endeksindeki artışa göre artırılıyor. Bu şekilde bulunan değer, satış bedeli ile kıyaslanıyor. Bulunan farkın 2012 yılında 8 bin 800 TL'yi aşması halinde, aşan kısım gelir vergisine tabi tutuluyor.
Tapu harcından kaçınmak için alış bedeli düşük gösterilen gayrimenkulün satılması halinde ortaya çıkarabilecek sorunların anlaşılabilmesi için konuyu bir örnekle açıklayalım. 2008 yılında 250 bin TL'ye alınan ancak alış bedeli 150 bin TL gösterilen bir gayrimenkulün 2012 yılında 420 bin TL'ye satıldığını varsayalım. (Okurlanmızın kafasını karıştırmamak için endekslemeyi dikkate almayacağız) Gayrimenkulü alan kişi alış bedelini 250 bin TL yerine 150 TL göstererek kendisine isabet eden tapu harcından 1.650 TL "tasarruf" etmiştir. Söz konusu gayrimenkul 420 bin TL'ye satıldığında gerçekte bu satış dolayısıyla elde edilen kazanç 170 bin TL'dir. Ancak alış bedeli düşük gösterildiğinden satış kazancı sanal olarak 270 bin TL'ye çıkmaktadır.
Gerçek değerden alım yapıldığında ortaya çıkan kazançtan 8 bin 800 TL'lik istisna düşüldüğünde geriye kalan 161 bin 200 TL ve bunun üzerinden hesaplanan gelir vergisi ise 49 bin 530 TL'dir.
Örnekte olduğu gibi düşük bedelle alım yapıldığında ise ortaya çıkan 270 bin TL kazançtan istisna düşüldüğünde kalan 261 bin 200 TL üzerinden 84 bin 530 TL gelir vergisi hesaplanacaktır. Yani, 1.650 TL'lik tapu harcı ödememek için fazladan 35.000 TL gelir vergisi ödenecektir.
AKLINIZDA BULUNSUN Vergi müfettişi arama yapabilir mi?
VERGİLENDİRMEYE esas olan, bilgi ve belgelerin doğrudan yükümlüden istenmesi ve yükümlünün de istenenleri rızası ile idareye vermesidir. Ancak, yükümlü bilgi ve belgeleri gizliyor, idareye veya yetkililere vermiyorsa bilgi ve belgelerin rızaya dayanan olağan yolla edinilmesi mümkün olmaz. O zaman yapılacak şey, yükümlünün rızası aranmaksızın idarenin kendiliğinden harekete geçerek gizli bilgi ve belgeleri ele geçirmektir.
Arama, haklarında ihbar bulunan veya yapılan vergi incelemeleri sırasında vergi kaçırdıkları yolunda kuvvetli belirti bulunan yükümlüler veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer kişilerin işyerlerinde, evlerinde ya da üzerlerinde arama yapılması şeklinde gerçekleştirilir. Arama yapılabilmesi için;
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna lüzum göstermesi ve gerekçeli bir yazı ile arama kararı vermeye yetkili sulh yargıcından bunu istemesi,
Sulh yargıcının istenilen yerlerde arama yapılmasına karar vermesi şarttır.
NİŞANLIM 23.03.2011 tarihinde işe başladı. Temmuz ayında evleniyoruz. 15 Temmuz'da 15 günlük senelik izne çıkıp 30 Temmuz'da işi bırakacak. Ne kadar kıdem tazminatı alır? Nişanlımın daha önce açmış olduğu şirketten dolayı SGK'dan maaşının 3/1'ne haciz koydular. Bu haciz kıdem tazminatını etkiler mi veya kıdem tazminatına da haciz koyabilirler mi? S. Akkaya Nişanlınız 23.03.2011-23.03.2012 dönemi için 30 günlük ücreti tutannda, 23-03.201230.07.2012 dönemi içinde oranlama yoluyla hesaplanacak tutarda (toplam 40 günlük ücreti tutannda) kıdem tazminatı alır. Yasalarda kıdem tazminatının haczedilemeyeceğine ilişkin bir hüküm yok. Bu nedenle kıdem tazminatına haciz koyulabilir.
Hizmet tespit davası açabilirsiniz
BABAM 1987-1988 yıllan arasında bir nakliye şirketinde çalışmış ama işveren sadece üç ay SSK primi yatırmış. Elimizde oranın kayıt defteri mevcut. Babam 08.09.1992 tarihinde öldü. 560 gün askerlik, 245 gün SSK primi mevcut. Anneme aylık bağlatmak istiyoruz. Biz bunları mahkemeye versek yatırmadıklan 9 ayı öderler mi veya bunun başka yolu var mı? İ. Coşkun Babanızın SGK'ya bildirilmeyen prim günleri için hizmet tespit davası açabilirsiniz. Dava dilekçenizde işverenle birlikte Sosyal Güvenlik Kurumunu da davalı olarak göstermeyi unutmayın. Elinizdeki kayıtlar davanın lehinize sonuçlanmasını sağlayabilir. Mahkemenin lehinize sonuçlanması halinde SGK karann gereği olarak prim günlerini dikkate alır ve annenize aylık bağlar.
Metin Taş-Sezgin Özcan-Akşam
                       
Yasal Uyarı:
Yayınlanan köşe yazısı, haber veya fotoğrafın tüm hakları www.emlaktasondakika.com'a aittir. Ancak alıntılanan köşe yazısı, haber veya fotoğraf, www.emlaktasondakika.com linki verilerek kullanılabilir.

8 Nisan 2013 Pazartesi

Konut Değerini Düşük Gösterenleri Korku Sardı

Konut Değerini Düşük Gösterenleri Korku Sardı

Yüksek tapu harcını ödememek için konutun değerini düşük gösteren alıcıları ve inşaat firmalarını vergi cezası korkusu sardı.


Konut Değerini Düşük Gösterenleri Korku Sardı
Yüksek tapu harcını ödememek için konutun değerini düşük gösteren alıcıları ve inşaat firmalarını vergi cezası korkusu sardı. Emlakçılar, "gerçek beyan için düşük harç şart" dedi


Bugün'den Emine Açar'ın haberine göre, yüksek tapu harcını ödememek için çareyi konutun değerini düşük göstermekte bulan konut alıcıları ve bazı inşaat firmalarına emlakçılardan ve vergi uzmanlarından destek geldi. Özellikle İstanbul'da boğaza nazır yerlerde milyon dolarlık konutlar yapan bazı inşaat firmaları satışı düşük gösterme nedeni olarak birden fazla konut satışını ve bu satıştan dolayı ödenen yüksek vergiyi gerekçe gösterdi. İnşaat firmasının birden fazla konut satışı yapmasından dolayı izlediği bu yola konut alıcıları da bugüne kadar çok fazla ses çıkarmadı. Çünkü tapuda yüksek değer üzerinden gösterilen gayrimenkulün tapu harcı konut alıcısının da cebinden ekstra fazla para çıkması anlamına geliyordu.


Alıcı ve satıcı eşit ödüyor


Mevcut sistemde tapu harcı olarak talep edilen oran emlak değerinin yüzde 1,65'i olarak hesaplanıyor. 1 milyon liralık konutun gerçek beyan üzerinden gösterildiği taktirde tapu harcı bedeli 16 bin 500 lira olarak hesaplanıyor. Bu bedeli hem alıcının hem de satıcının eşit miktarlarda ödemesi gerekiyor.

Bu noktada 1 milyon liralık evin karşılığında devletin kasasına tapu harcı olarak 33 bin liranın girmesi gerekiyor. Ancak 1 milyon liralık evin değerinin 300 bin lira olarak gösterilmesi durumunda alıcının ve satıcının cebinden tapu harcı olarak 4 bin 950'şer lira para çıkıyor ve bu durumda devletin kasasına da 33 bin lira yerine 9 bin 900 lira girmiş oluyor.


Talep, harcın düşmesi


Ancak vergi uzmanları ve emlakçılar tapu harcı olarak alınan yüzde 1,65'lik değerin çok yüksek olduğunu dile getiriyor. Bugün Gazetesi Yazarı ve vergi uzmanı İsmail Kökbulut, "Devlet tapu harcını aşağıya çekerek gerçek beyanı özendirmeli. Tapu harcı olarak alınan rakam devletin verdiği hizmetin karşılığı olarak vatandaştan alınan paradır. 1 milyon liralık evi baz aldığımızda devlet tapu dairesinde vatandaşa ve inşaat firmasına bu alım satım için 33 bin liralık hizmet vermiyor. Devletin gelir kalemi KDV ve kurumlar vergisi olmalı. Tapu harç oranları aşağıya çekildiğinde tüm gayrimenkuller gerçek değerler üzerinden gösterilir" bilgisini verdi.


Devlet son 5 yıla gidecek


Bu tür işlemleri yapan kişilere yönelik başlatılan sıkı takip çapraz kontrolle yapılacak. Maliye Cihangir, Etiler ve Ulus'ta satılık ilanına çıkan gayrimenkulleri alıcı gibi arayarak satıcının kaç lira bedel isteyeceğini öğrenecek. Bunun üzerine tapuda belirtilen değerle karşılaştıracak ve bedel arasında ciddi farklılıklar varsa konut satıcısına neden tapuda gerçek değerini göstermediği sorulup ceza kesilecek. Aynı yöntem konut inşa edip satan inşaat firmasına yönelik de yapılacak. Cezalar ise son 5 yıl gözetilerek gecikme faiziyle birlikte talep edilecek.

Değer Artışı Kazancı Vergisinde 5 Yıl Sınırı Kalkıyor

Konut satışlarında elde edilen kazanca uygulanan değer artışı kazancı vergisinde 5 yıl sınırı kalkıyor. Bu düzenlemenin ev sahiplerini, evlerinin değerlerini tapu dairesine düşük fiyattan beyan etmemeye teşvik etmesi bekleniyor.
Maliye Bakanı’nın 31 Aralık’ta vergilerde ve harçlardaki gelecek düzenlemelere dair yaptığı açıklama özellikle halk arasında ‘zengin vergisi’ olarak da bilinen, sıfır konutlara uygulanacak yeni KDV oranlarının açıklanmasıyla dikkat çekti. Ancak satır aralarında gözlerden kaçan en az KDV artışı kadar önemli başka bir düzenleme vardı. Mehmet Şimşek’in yaptığı açıklamaya göre konut alım satımında “değer artışı kazancı” vergisinde 5 yıllık süre sınırı kalkıyor. Bu düzenlemenin ikinci el konut satışlarında elde edilen gelirlerde azalmaya neden olacağı gibi, ev sahiplerinin tapu dairesine tapu alırken beyan ettiği miktarlara da etkisi olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla “evin satış değerini tapu dairesine düşük gösterip daha düşük tapu harcı ödemeli miyim?” diye düşünenlerin de bu yazıyı dikkatlice okuması gerekiyor.
Değer artışı kazancı vergisi nedir? Nasıl hesaplanır?
Değer artışı kazancından doğan gelir vergisi, gayrimenkul alım satımını yatırım enstrümanı olarak kullanan kişilere uygulanması amaçlanmış gelir vergisidir. Bir kişinin aldığı evin alış değeriyle evi sattığındaki satış değeri arasında farklılık varsa bu fark kazanç olarak kabul edilir ve gelir vergisine tabi tutulur. Ödenecek miktar hesaplanırken evin alış bedeli, alış ve satış işlemi arasında gerçekleşen enflasyon oranıyla çarpılır ve bu enflasyon etkisinden arındırılmış alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden vergi alınır. Bunu bir örnek üzerinde anlatalım.
Örneğin 2009 Ocak’ta 100.000 TL’ye alınan ev 2012 Eylül’de 250.000 TL’den satılıyor olsun. Öncelikle 100.000 TL arada geçen sürede gerçekleşen enflasyonla çarpılır. 100.000 TL için bu rakam 128.993 TL olur. Sonra gerçekleşen satış fiyatıyla bu rakamın farkı gelir vergisine tabi olan net kazanç olarak alınır. 250.000 TL’den 128.993 TL çıkarılırsa matrahımız 121.007 TL olur. Bu kazancın miktarına göre aşağıda belirtilen dilimlerde ve oranlarda vergi alınır.
10.700 TL’ye kadar:% 15
26.000 TL’nin 10.700 TL’si için 1.605 TL, daha fazlası için:% 20
60.000 TL’nin 26.000 TL’si için 4.665 TL, daha fazlası için:% 27
60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.845 TL, daha fazlası için:% 35
Üstteki hesap uygulandığında bu durumda ödenecek vergi yaklaşık 35200 TL oluyor.
Devlet bu vergiyi almış olduğu evi yalnızca 5 yıl dolmadan satmak isteyen kişilere uygulamaktadır. Eğer satış, alıştan 5 yıl veya daha sonra gerçekleşmişse evin değeri ne kadar armış olursa olsun değer artışı vergisine tabi tutulmamaktadır. Maliye Bakanlığınca açıklanan düzenlemeyle bu 5 senelik süre sınırı kalkacak.
Yeni düzenleme tapu değerlerini de etkileyecek.
Önceki sistemde alış tarihinden 5 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra satılan evlerden herhangi bir vergi alınmıyordu. Ancak şimdi evin satış bedeli, alış bedelinden fazla olduğu takdirde her durumda gelir vergisi ödenecek. Bu durum tapu dairesine beyanlara da etki edecek.
Günümüzde piyasada gerçekleşen satışların büyük kısmı tapu dairesine gerçek değerden daha düşük bildiriliyor. Zira alıcı ve satıcı için toplam %4 oranında ödenen ev satışlarında tapu harcını oldukça yüksek bulunuyor ve ödenecek harçtan tasarruf edilmeye çalışılıyor. Ancak bu evi satın alan kişi için riskli bir adım, çünkü cezai yaptırımları var. Maliye Bakanlığı da bu konuda denetimlerini her geçen gün sıkılaştırıyor.
Süre sınırının kalkması tapu dairelerine beyanlarda satışların asıl bedeli üzerinden beyan edilmesini teşvik edecek.
Tapu dairesine gerçek satıştan düşük beyan vermenin bir sakıncası daha var. Diyelim ki 100.000 TL’ye bir ev aldınız ancak tapu dairesine 50.000 TL gösterdiniz. Evi 5 sene geçmeden satarsanız ve eve yeni giren alıcı evi gerçek satış değeri üzerinden beyan ederse, iki beyan arasındaki farkın vergisini ödüyorsunuz. Örneğin evi 1 sene sonra yine 100.000 TL’den satarsanız (diyelim ki o sene %10 enflasyon olsun), Maliye Bakanlığı sizi yaklaşık net 45.000 TL’lik bir gelir elde etmiş kabul ediyor ve bundan vergi kesiyor. Bu vergi de tapu harcından kurtaracağınız 1000 lira harçtan çok daha yüksek oluyor.
Bugüne kadar “Ben nasıl olsa evimi en az 5 sene kullanacağım” diyen pek çok ev sahibi evinin değerini düşük göstermeye devam etti. Ancak artık bu vergi 5 yıldan önce veya sonra fark etmeksizin bütün ev satışlarında olacağı için ev sahipleri tapu değerini düşük göstermeye daha az yanaşacaklar. Zira artık ufak bir tapu harcı kazancı için çok daha büyük bir değer artış kazancı vergisi ödeme riski almak zorunda kalacaklar.
Riske girmeyin, evinizi gerçek satış bedelinden beyan edin.
Maliye Bakanlığı’nın bu düzenlemesiyle beraber ev alacakların bu riske girmeyip evlerini gerçek bedellerinde göstermeye başlamalarını bekliyoruz. Evlerini önceden düşük değerde beyan edenler ise pişmanlık beyanında bulunup borçlarını yasal faiziyle ödedikten sonra tapularındaki değeri düzelttirebilecekler. Yalnız bu işe girişmeden önce evi önceden aldıkları satıcılarla anlaşmış olmalarında fayda var, zira tapu harcı hem alıcı hem satıcı tarafından ödendiği için tapu değerinde pişmanlığın maliyeti iki tarafa da yansıyor.
Biz de tapu değerini düşük göstermeyi düşünen okurlarımıza fazladan gelir vergisi ödeme riskini almamayı tavsiye ediyoruz. Daha önce tapu idaresine düşük beyanda bulunmuş okurlarımızın ise pişmanlık sürecini gözden geçirmelerinde fayda var.
Evimin tapusu zamanında düşük gösterilmiş, ne yapmalıyım?
Eğer satın aldığınız evin tapusu -sizin bilginiz dışında veya dahilinde- gerçek değerinden düşük gösterilmiş olsa bile, yüksek vergi riskinden kurtulma şansınız hala mevcut. İlgili vergi dairesine pişmanlık beyanında bulunanlar tapu değerlerini vergilerinin geri kalan kısmını yasal faiziyle ödeyip düzeltebiliyorlar. Bu durumdaki okurlarımıza ilgili daireye gidip pişmanlık beyanı hakkında bilgi almalarını öneriyoruz.
Nazım Adaklı - Konutkredisi.com.tr İçerik Editörü

Konut Kresiyle Alınan Evin Değeri Düşük Gösterilemiyor

Ankara Tüm Emlakçılar Esnaf Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Rıfat Yetkin mülkün değerini düşük gösterme gibi yöntemlerin, son yıllarda konut alımında banka konut kredisi kullanımının artmasından dolayı azaldığını söyledi.
 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yaptığı açıklamaya göre internet sitelerinde ve gazetelerde yer alan konut satış bedelleri ile tapu müdürlüklerine beyan edilen rakamlar arasındaki büyük fark olduğunu bildirdi. Şimşek bu farkın, vatandaşların mülk satışı sırasında ödediği yüksek tapu harç bedelinden kaçmak için konutun fiyatını düşük göstermesinden kaynaklandığı belirtti.
Bakan Şimşek, Maliye Bakanlığı'nın gazetelerden, internet sitelerindeki ilanlardan gayrimenkullerin kiralama ve satış fiyatlarını toplamaya başladığını bildirdi. Vergi Denetim Kurulu'nun başlattığı proje ile pilot bölgeler seçilerek, İstanbul'daki lüks semlerde (Cihangir, Etiler, Ulus vb.) emlakçıların ya da müteahhitlerin verdikleri ilanlarla satış beyanları çapraz kontrole tabi tutulacağı ifade edilmişti.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ankaralı Emlak Müşaviri Salim Taşçı, Bakan Şimşek'in dikkati çektiği konunun Türkiye'de yaygın olarak başvurulan bir vergi kaçırma yöntemi olduğunu belirtti. Taşçı, Türkiye'de 4 yıl önce mülklerin satış bedeli üzerinden alınan harç bedellerinin belirlenmesinde vatandaşın beyanının esas alındığını, bugün ise konutların satış öncesi rayiç bedelinin belirlenmesinin belediyelerin yetkisi altında olduğunu dile getirdi.

Gerçek Mülk Değerini için Tapu Harç Bedelleri Düşürülmeli

Tapu harç bedellerin yüksek olduğunu savunan Taşçı, ''Mülk alım satımlarında gerçek dışı beyanların önüne geçmek için yüksek harç bedellerinin düşürülmesi gerekir. Rayiç bedel belirleme işi de belediyeler yerine Maliye Bakanlığı tarafından yapılmalıdır'' dedi. Taşçı, herm alıcı hem de satıcıdan alınan bin 650'şer civarında olan tapu harç bedellerinin bin lira seviyelerine düşürülmesi halinde vatandaşın mülkün değerini düşük gösterme gibi bir yola başvurmayacaklarını ifade etti.

Ankara Tüm Emlakçılar Esnaf Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Rıfat Yetkin de,
konut kredisi ile mülk sahibi olma yöntemlerinin artmasıyla mülkün değerini düşük gösterme gibi yöntemlerin azaldığını söyledi.


Konut kredsi kullandırımlarında konut ekspertiz değerinin mülkün gerçek değerine yakın değerler ortaya çıkardığını belirten Yetkin, satış bedelini düşük göstererek vergi kaçırma yönteminin geçmiş yıllarda yaygın olduğunu kaydetti. Uygulamanın daha çok emlakçılar dışında bireysel olarak ev alıp satanları ilgilendirdiğini belirten Yetkin, ''Kayıtlı emlakçılar zaten bu konularla ilgili vatandaşları ikaz ediyor. Vatandaşlara kayıtlı emlakçılarla çalışmalarını öneriyoruz'' dedi.


Emlakçı Osman Kabala da benzer açıklmalarda bulunarak alıcı ve satıcıların yüksek tapu harç bedellerinden dolayı mülkün değerini düşük gösterme eğiliminde olduklarını belirterek, ''İskan raporu olan bina ile iskansız bina arasında dahi tapu harç bedeli farkllıkları olduğunu bildirdi. Tapu harç bedel farklarının 2 kata kadar çıkabildiğini belirten Kabala, özellikle yap-sat şeklinde çalışan kişilerin mülkün değerini düşük göstererek harç bedelinin bir kısmını aldıklarının bildirdi. Çoğu bölgede mülkün değerinin olduğundan daha düşük gösterildiğini ifade etti.

Emlakçıların ''tapu harç bedelleri yüksek'' görüşüne konutlarını kendileri satan bazı vatandaşlar da katılıyor. Ankara-Batıken'te 280 bin liralık dairesini satışa çıkaran Oğuzhan Filiz, kendi konutu için ödenmesi gereken tapu harç bedelinin 5 bin-5 bin 500 lirayı bulduğunu söyledi.

Harç bedellerinin düşürülmesi halinde kimsenin konutun bedelini düşük gösterme gibi bir yola başvurmayacağını dile getiren Filiz, bugünkü piyasa koşullarının çok gerisinde kalan belediye rayiç bedellerinin de yeniden güncellenmesi gerektiğine dikkati çekti.

Lüks Semtler Mercek Altında

Maliye Bakanlığı'nın yeni uygulaması kapsamında pilot bölge seçilen İstanbul'un lüks semtlerindeki konut fiyatları yüksek bedelleri ile dikkati çekiyor. Pilot bölgelerden Etiler'deki konutların fiyatı oda sayılarına göre, 1 milyon 200 bin dolardan 2 milyon 250 bin dolar arasında değişiyor. Aynı semtteki ortalama 10-15 yıllık bir binadaki konut 625 bin liradan alıcı buluyor.

Pilot bölge olarak seçilen bir diğer semt olan Cihangir'de de fiyatlar Etiler kadar olmasa da yüksek oranlarda seyrediyor. Söz konusu semtte 2 artı 1 şeklindeki bir dairenin fiyatı 980 bin dolara, 25-30 yıllık binalardaki dairelerin fiyatları da 500 bin dolara kadar çıkabiliyor. Pahalı konutların yer aldığı bir başka pilot semt Ulus'ta da fiyatlar diğer semtlerle pek farklılık göstermiyor. Bu semtte de fiyatlar 550 bin dolar ile 4 milyon 300 bin dolar arasında değişiyor.

İstanbul Ulus'ta emlakçılık yapan bir vatandaş, vergi kaçırmanın önüne geçmek için belediyenin belirlediği rayiç bedel tutarlarının artması gerektiğini söyledi. Özellikle pilot bölge olarak seçilen semtlerdeki konut fiyatları ile belediye rayiç bedelleri arasındaki farka değinen emlakçı, ''Etiler'deki bir dairenin fiyatı ortalama 1 milyon 750 bin dolar, buna karşın Etiler için belirlenen en yüksek rayiç bedel 600 bin lira civarında. Hatta 100 bin lira rayiç bedel belirlenen konutlar var. Siz Etiler'de 100 bin liraya gecekondu bile satın alamazsınız'' dedi.

Tapuda satış bedelini, gerçek satış değerinden düşük göstererek vergi kaçırmanın cezası var mıdır?

Tapuda satış bedelini, gerçek satış değerinden düşük göstererek vergi kaçırmanın cezası var mıdır? Ya da rayiç bedel üzerinden satış göstermek vergi kaçakçılığı mıdır ?



Düzenleyen: Hayber Gürsoy

Tapu harçları belediyenin açıkladığı m2 fiyatları üzerinden hesaplanan emlak vergi değerinden az olmayan beyan değeri üzerinden hesaplanır. Belediyenin açıkladığı rakamlar da piyasa rayiç bedelinden düşüktür.
Net satış bedelini (ister fatura toplayın ister toplamayın ) tapuda bildirmeniz gerekiyor.Eğer satış bedeli,Belediye elmak değerinden az ise ki şu vakte kadar yaşanılmış bir olay değil o takdirde Belediye emlak değerini göstermeniz yeterli,

Siz gerçek alış bedelini tapuya bildirmediyseniz;

*Tapuya bildirdiğiniz tutar ile gerçek alış tutarı arasındaki fark;
*Aradaki farkın üç katı vergi cezası
*Farkın satış gününden itibaren faizi
*Eksik bildirimden doğan harç farkı,farkın 3 katı usulsüzlük cezası ve ilave olarak gecikme faizi

Yani kısaca 6 çeşit ceza ile karşı karşıyasınız demektir.


Kısaca bu, evinizi bir kez daha satın alacak kadar ceza ödeyeceğiniz anlamına geliyor.


Bir de kaçakçılığı ve bu (tapu harcı bakımından usulsüzlük olarak bilinen ama alım bildirimi bakımından kaçakçılık) kaçakçılık sebebiyle oldukça büyük bir sorun yaşayacaksınız: Bunun adı kabus!
Önemli: Alıcı bütün bunlardan sonra gerçek satış değeri üzerinden emlak vergisini verecek,eğer günün birinde satacak olursa tapuya beyan olunan yüksek değer üzerinden satış gerçekleşeceği için harç yüksek çıkacak,satış sorun olacaktır.
Durumun tespiti halinde eksik ödediğiniz tutarın sizden tahsil edileceğini ve % 25 vergi ziyaı cezası ödeyeceğinizi unutmayınız
Ayrıca kimse tapuda beyanının gerçek olmadığı yanı işlemin muvazaalı olarak yapıldığı yönünde bu muvazaalı işleme katılan sıfatıyla iddiada bulunamıyor.Bu iddiaya muvazaaya taraf olduğunuz için başvuramıyorsunuz.

Müteahhitin o kadar fatura bulamayacağı yani en azından sıva-boya-seramik işçilikleri vs gibi işçilik ücretlerini gösteremeyeceğini Maliye de kabul etmiş durumda .Bu takdirde vergi mükellefinin gerçek maliyetinin ne olduğu konusunda araştırma yapmak ve bu gerçek maliyeti belirlemek zorundalar.Bu takdirde gerçek maliyet ( bu maliyete gerçekten gerçek maliyet demek mümkün ...Gösteremediğiniz yada fatura alamadığınız örn komisyon-sıva -seramik-bahçe tanzimi-havuz-çatı işçiliği dahi giriyor )
ile satış bedeli arasındaki fark sizin gerçek geliriniz demektir.Bu gelir dolayısıyla devletten kaçırdığınız vergi sebebiyle vergi kaçakçılığı iddiasıyla hakkınızda şikayette bulunulması çok mümkündür.

Yine tapu harçları ile ilgili aklınızda yanlış bilgi kaldığını düşünüyorum.Uygulama aynen aktardığım gibidir.Üstelik
10 yıl müddetle bu cezaların ilgililere yöneltilmesi sözkonusudur.
Özellikle yatırım amacına yönelik gayrimenkul alımlarında,gayrimenkulün, edinme tarihinden itibaren, beş yıl içinde (2007 yılından önce edinilen konutlarda 4 yıl)elden çıkartılmasından doğan kazanç "değer artış kazancı" olarak vergiye tabi . Alış bedeli düşük gösterilince, satış kazancı da gerçeğin üzerinde çıkar. Sonuçta, daha çok vergi ödenir. Dolayısıyla yatırım amaçlı gayrimenkul alanların ,özellikle beş yıldan önce satışı öngörülen gayrimenkullerin alış bedellerinin düşük gösterilmemesi doğru olur.Düşük tapu değeri satış sırasında yüksek kar oranları yaratabilir.Bu gibi durumlarda beyanname verilecek.Aksi halde, Değer artışı tespit edilenlerden yüzde 15 ila yüzde 35 arasında Gelir Vergisi tahsil edilecek. Örneğin 15 bin yeni liralık bir değer artışı olması halinde 3 bin yeni liralık Gelir Vergisi tahakkuk ettirilecek.

Son olarak da hisseli gayrimenkul alacakların , diğer hissedarın, tapuda yazılı bedel üzerinden şuf’a (önalım) hakkını kullanıp, gayrimenkulü düşük bedelle alabileceği riski , gözardı edilmemelidir. Aksi takdirde mahkemeler ve davalarla uğraşılması gerekir.


Bir başka önemli sorun ise herhangi bir anlaşmazlıktan dolayı doğacak olan hukuki sonuç ile ilgili. Bu durumda tapuda gösterilen bedel üzerinden mahkeme size bir takdirde bulunacaktır. Herhangi bir anlaşmazlık nedeniyle mahkemye düştüğünüzde aldığınız gayrimenkulün değeri tapuda ödediğiniz harca esas olan değer üzerinden olacaktır. Buda bir başka mağduriyeti doğuracaktır.

Çözüm ne?
Düşük beyanda bulunup huzursuz olanlar veya ceza ödemek istemeyenler pişmanlık beyanında bulunabiliyorlar.Unutmayın vergide zaman aşımı beş yıl. Maliye beş yıl içinde kapınızı çalabilir.
Gayrimenkulün alım-satım bedelinin düşük gösterildiği durumlarda, gerçek değerin, Vergi Usul Kanunu'nun 371. maddesine göre pişmanlıkla beyan edilmesi durumunda, zamanında ödenmeyen tapu harcı ile tahakkuk eden pişmanlık zammını, dilekçe ile haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödeyenler, gayrimenkulün tapu harcına esas olan değerini yükseltmiş olurlar.
Satıcının da ,gelir ya da kurumlar vergisi yönünden de yine pişmanlık dilekçesi ile beyanda bulunması mümkündür.
Pişmanlık beyanı vermeden önce ,satıcı ve emlakçıyla bu durumu konuşmanızda fayda var.

4 Nisan 2013 Perşembe

Farklılaşan Projeler Aynılaşan Reklamlar "Ayrımenkul "


Ayrımenkul

Farklılaşan Projeler Aynılaşan Reklamlar

Ceren Kumbasar

 
Her proje birbirinin ne kadar aynı değil mi? Tum ilanlar, reklamlar sanki aynı şeyi vaadediyor. Hangi ilana inanıp, ev alırsak alalım bizi olağanüstü bir ‘yaşam tarzı’ bekliyor! Çoğu firmanın şu andaki yaşam tarzınızdan çok şikayetçi olduğunuzu bildikleri kesin! Ama nasıl? Şöyle bir araştırma var mı bu ilanların arkasında; 1000 kişiye sorduk ( tabii 1000 hedef kitleye uygun kişiye) 997’ si ‘yasam alanlarından’ (!) şikayetci. İki kişi çok mutlu, memnun, bulundukları evi degiştirmek istemiyor, daha iyisini istemem ben bu kadarına layigim diyor. Geriye kalan tek kişi de kararsız; acaba daha iyisine layik mıyım değil miyim? Bu derin sorunun cevabini felsefe kitaplarında arıyor. Bulunca cevap verecek.

On beş yılı aşkın süredir reklam ajanslarıyla, inşaat sektorünün çeşitli firmaları için hemen her hafta toplantılar yapıyorum. Bir projeyi hatta inşaat şirketini sırtlayan, piramidin üstüne taşıyanlara da şahit oldum, bizlerin verdigi briefi basliğa taşıyıp geri getireni de.  Ancak çok azında bir araştırma bilincini gözlemledim. Özellikle bizimki gibi coğrafyalarda, duygusal zekanın daha yuksek olduğu ülkelerde, araştırmalar ne yazik ki sezgilerle yapılıyor. Eğer uzun zamandır gunceli, ekonomiyi takip eden sektor tecrubesi de olan biriyseniz, bilgilerinizi de yeterince iyi paketleyebiliyorsanız sizden daha iyi bir araştırma sonucu olamaz. Evet, sahsen sizden. Siz her seyi bilirsiniz, hangi grup insan nasıl ev alır? Neden alır? Sizi tercih etmesinin en onemli gerekçesi nedir? Sadece bunları bilmekle kalmaz aynı zamanda gerekirse satiş da yaparsınız. Ha bir kalem satmışsınız ha bir villa, farketmez oyle değil mi?

Degil. Yillarca emlakçılık da yapmış olsanız, henüz ortada hiçbir şey yokken maketten satılacak bir evi nasıl satmanız gerektiğini bilemezsiniz. O kisiye bir kez ev satabilirsiniz ancak deneyimli, bilinçli bir satış temsilcisi gibi müşteriden yüksek bir verim elde edemezsiniz. Bütün dünyanin pazarlama 3.0 diye çalkalandiği, Steve Jobs’ un ölümüyle ’anlayabileceğimiz dahiler’ boşluğu oluştuğu bir dünyada artık, önünüze gelen hedef kitle sandığınız kişilere, aklınıza gelen iyi paketlenmiş başlıklarla ev satamazsınız. Satış başarınız ancak eğer şansınız yaver gidiyorsa, bir projeyle sınırlı olur. Üstelik artık özellikle yatırım amacıyla çoğu projeden mülk alan müşterilerimiz çok bilinçli. Nihayet.

Ancak sürekli başarı tesaduf değildir.
Surekli başarının da kuralları, gerekleri yüzyıllardır dönemsel olarak yazılıyor. Bu çağınkiler de o kadar net o kadar ortada ki. Ama nedense iş stratejik pazarlamaya gelince ne yazık ki bir küçümseme sıfatı olarak kullandığımız  ‘oryantal’ yaklaşım, firma sahipleri için bu küçümsenmeyi hakedecek kadar bariz. Tek projelik başarılarla umutlanıp, başarısızlıkla karşılaşınca da şoka giriyoruz. Sürekli başarının sürekli yenilikçilik ve müşteri sadakatiyle mümkün olabileceğini bir türlü kestiremiyoruz. Ülkemizde bu kadar ciddi bir konut ihtiyacı varken hepsine ilk aşamada cevap bulmamız da gerekşart değil. Ancak elbette bizim de bazı olmazsa olmaz’larımız olmalı; her proje ayni şeyi vaadederek satmamalı, satamamalı. Fark yaratmak, yenilikçi olmak elbette en büyük hedefimiz ama ‘yenilikçilik’  ten kastettiğimiz şey kendi firmanızın daha önce yapmadığı yeni bir şeyi yapmak değil. Büyük resimde kitleleri ve durumları değiştirme yetisine muktedir bir yenilikçilik yapabilmek. İnşallah.

Ceren Kumbasar
ceren.kumbasar@cubeistanbul.com

Mütekabiliyete Yabancı Kalmayın


Mütekabiliyete Yabancı Kalmayın

Son zamanlarda hepimizin hayatında bir ‘mütekabiliyet’ konusu var. Acaba yabancılar uzun vadede yurdumuzu istila mı edecek? Vatan satılıyor mu? Kuleli Askeri Lisesi bile satılacak, yurdumuzun dört bir yanı yabancılarla mı istila edilecek?

Ceren Kumbasar

 
Şu anda yerli gazoz değil de kolalı yabancı içecekler içtiğimizde, Türk kahvesi değil de latte istediğimizde, mantı değil de ravioli yedigimizde, bir Turk otelinde değil de yabancı bir otel zincirinde kaldığımızda nasıl ki hayatımızda ya da memleketimizde bir şey değişmiyor ama gelişiyorsa mütekabiliyet konusunda da mevzu aynı aslında. Konu şu: bizim hali hazırda yabancılara satışına izin verilmeyen, bizi hiçbir durumda yabancıların mülk sahibi olmalarıyla ilgili zorlamayacak bazı taşınmazlarda onların mülk edinme hakkı olacak. Bu haklarını da ülkemizi istila etmek amacıyla kullanmak isteseler dahi, tıpkı bizim  Londra yı işgal edemeyeceğimiz gibi onlar da memleketi ele geçirmek için kullanamayacak.

Mütekabiliyet konusunun ülke ekonomisine, sosyal ve kültürel hayatımıza sağlayacağı etkiler bir yana, ülkemizde tuhaf bir şekilde konu ne olursa olsun, kendi uyruğumuzdan olmayanlarla ilgili iki temel fikir var. Birincisi, akıl almaz bir özenti hali. İkincisi de en az onun kadar tuhaf olan akıl almaz bir kin. Bu ikisinin ortasında, mantıklı bir çerçevede değerlendirme yapabilenler ne yazık ki oldukça düşük bir yüzde. Hal böyle olunca, konudan bağımsız olarak verdiğimiz tepkiler böyleyken, bir de konu “memleket toprağı, malı, mülkü” olunca bu tepkilerin nasıl katlanacağını bilmek için zeki olmak gerekmez. Ekonomi ve inşaat çevrelerinde büyük bir heyecan ve sabırsızlık hali oluşa dursun, sokaktaki (aslında satış ofislerindeki)  durum biraz daha farklı. Kafalar karışmış, zaman geçtikçe varsayımlar ve sonunda da senaryolar türemiş durumda. Felaket senaryolarının trajikomik halini bir yana bırakacak olursak, bir de kentsel dönüşümü rant haline getirmeye çalışmakla tatmin olamamış, bu rantı bir de yabancıya satışla taçlandırmak isteyen ilginç bir kitle var. Bakınız kentsel dönüşüm kapsamına gireceği belli olan lokasyonlardaki arsa sahiplerinin arazilerine biçtiği fiyatlar.

Sahip olduğumuz eşsiz ve olağanüstü tarih, sadece genetik kodlarımızdan geldiğine inandığım duyarlı ve duygusal halimiz yaşadığımız coğrafyanın kıymetini, o coğrafyanın özelliklerinden bağımsız olarak bile arttırıyorÜzerine bir de eşsiz bir doğa, tüm dünyanın imrendiği bir iklim ve ne ekersen gerçekten biçebileceğin bir toprak kalitesi. Sizce de memleketin tüm toprakları “dünyalı” olmayı haketmiyor mu? Sizce de ekonomimizin büyümesi, eğitim kalitemizin yükselmesi, kültürel varlıklara sahip çıkma bilincimizin artması ve yaygınlaşması için kapılarımız dünyaya açmak gerekmiyor mu?
Sevgili Okuyucu, hadi bakalım karar verin, milliyetçi miyim değil miyim?

Gerçek, Yaşanmış Bir Hikaye

Geçen hafta metrekaresi 3500 liradan satılan bir projede oldukça ilginç bir soruyla ve mütekabiliyet yorumuyla karşılaştık. Satış temsilcimiz  küçük bir şok anının ardından durumu kurtarabildi ama satış yapmamak için de çaba sarfetmesi gerekti, zira sanılanın aksine artık kaliteli projelerde müşteri seçme şansına sahibiz. Müşterimiz ısrarla projeden yabancılara ev satılması halinde akıllı uzun namlulu silahlarla askeri alanlara ateş edilebileceğini, dolayısıyla da bu alanlara yakınlık uzaklık gözetilmeksizin yabancılara ev satışının yapılmaması gerektiğini söyledi. Laz fıkrası gibi, inansanız mı inanılmaz mı karar veremiyorsunuz.

  
Ceren Kumbasar
ceren.kumbasar@cubeistanbul.com

Bir Ev Sadece Bir Ev Değildir!


Bir Ev Sadece Bir Ev Değildir!

Her konuda bahar ayları iştahları kabartan aylar ama söz konusu şey konut olunca bu iştah net bir şekilde gözlemlenebiliyor.

Ceren Kumbasar                    

 Bütün avantajların, fırsatların önümüze serildiği bu ay konut alma işinden avantajlı olarak çıkabilmemiz için tüm kapıları sonuna kadar aralıyor. Rekabetin gözle görülür hatta ölçülebilir hale geldiği bu aylarda birçok firma sayısız kampanya ve ödeme seçenekleriyle görücüye çıkıyor. Özellikle nakit değil, küçük ödemeler yaparak bir ev sahibi olmak istiyorsanız yılın en avantajlı zamanındasınız. Yılda iki kere olan, bayram havasında geçen bu kampanyaların en avantajlı olanıysa kuşkusuz Mayıs  kampanyaları. Neden? Çünkü henüz Eylül- Ekim zammı konutlara yansımamış oluyor. Yazı rahat rahat geçirmek isteyen konut firmaları sunabilecekleri bütün fırsatları sunuyor. Kışın nasılsa satış yavaş da olsa devam eder diye düşünmüyor. Bu aylarda ise herkesin aklındaki sorular çoğalıyor, seçenek arttıkça seçim yapmak imkansızlaşıyor. Benim de telefonlarım susmuyor. Acaba nasıl doğru evi seçebilirim? Doğru yatırım nasıl olmalıdır? Ne kadar kazanabilirim? Nelere dikkat etmeliyim?  İşte size aslolan yöntem:

Ev Almak Konut almak başka hiçbir yatırıma benzemez. Ev almak, yuva kurmaktır içinde siz oturmayacaksanız bile. Hayal ettiğiniz hayatın çerçevesini çizmektir. Sadece o evin bir yatırımcı olarak bile sahibiyseniz, kiracınız olacaksa bile bu sizin kim olduğunuzun göstergesidir. Öyle ya, bugün  o evde kiracı yarın belki oğlunuz, kızınız, torununuz? Hayatın size belgeli olarak sunduğu ve hayata gözlerinizi yumduğunuzda kalanlara bir şey söylemek demektir.  ‘ Seni düşündüm evladım’ mesajıdır aslında onlar için yaptığınız bir yatırım. Hayatı için edeceği  mücadelenin ilk adımıdır. Bilmesidir evladınızın, başını sokacak bir evi olmasının ne büyük güç olduğunu. Ona ‘şimdi yapman gereken tek şey bu evde istediğin hayatı kurmak’ demektir. Hayata eksilerde değil de, en azından 0 noktasında başlayabilmesini sağlamaktır.
Bir ev sadece bir ev değildir. Akşam varabilmek için gün boyu ter döktüğünüz şeydir, başkalarının yanında asla giymeyeceğiniz şeyleri giydiğiniz, yemeyeceğiniz şeyleri yemeyeceğiniz şekilde yiyebildiğiniz yerdir. Size ama gerçek size tanık olandır. Gözyaşlarınızdır kimsenin bilmediği, belki kimsenin duymadığı kahkahalarınız, belki o aynanın karşısında söylediğiniz popstar şarkıları. Belki ilk aşkınız, belki hiç bitmeyen kimselere çaktırılmayan yalnızlığınız. Belki aslında daha mini giymek istediğiniz eteğiniz, herkesten daha başarılı yaptığınız catwalkların gizli tanığı.

Duvarların dili yoktur ama evlerin ruhu vardır. Ne satılır ne elde edilir. Sadece hissedilir. Henüz görebildiğin şey sadece bir katalog olsa bile, bilinir. O an sadece bilirsiniz. Nedenini  bilmeseniz  bile o evin sizi çağırdığını bilirsiniz. Size kazandıracaklarını, sizin sayenizde belki de başkalarının yaşamasına vesile olacağınız şeyleri bilirsiniz.
Neden biriyle aile olma sözünü verdiğimizde buna ‘evlenmek’ diyoruz sizce? Bence aile olmak asla evlere, tapulara, kontratlara bağlı değil ama aileyi geliştirmek, korumak, birarada tutmak için ev’ lenmek şart. Bu ev sadece bir oda olsa bile.  Hatta henüz toprak üstünde gözle görünür olmasa bile.

Bütün matematik hesaplarınızı yapın, dikkat etmeniz gereken şeylere ( bakınız eski yazılarım) mutlaka dikkat edin ama sonra kapatın gözlerinizi. İçinizdeki sesi duyacak kadar sessiz olun kendinize karşı ve size sizin asıl söylediğinizi dinleyin, duyun kendinizi ve ev’lenin.

Ceren Kumbasar
ceren.kumbasar@cubeistanbul.com

Gayrimenkul sezonu açıldı... Hayır'lı olsun!


Gayrimenkul sezonu açıldı... Hayır'lı olsun!

Ne mutlu ki bizim de bir sezonumuz var. Aylarca çalışıp, projeyi hazırlayıp ya da projenin restyling’ ini yapıp yeniden pazara sunduğumuz heyecanlı bir ay.

Ceren Kumbasar                    

Bizim için böyle de acaba sizin için de aynı mı? Bu sezon pek çok fırsatı da beraberinde getiriyor. Ama her fırsatta olduğu gibi tehditler de peşi sıra bir hata yapmamızı bekliyor. Bu başlangıç biraz astroloji sitelerinden fırlamış gibi oldu ama nasıl ki astroloji  fal değilse, bizim işimizin de çok kullanılan tabirle ‘kısmet’ le ilgisi yok. Şimdi size bazı önemli noktalarla ilgili uyarılarda bulunacağım.  İlk ve en önemli konu, bu ay bir fırsat, kaçırmayın. Ödemekte zorlanmayacağınız bir gayrimenkul alın, illa ev olması gerekli de değil. Ama bu sezonun nimetlerinden faydalanın. İşte size sezon tüyoları:
1.    Gayrimenkulünüzü nakit alacaksanız, bütün bu uyarılardan nispeten en az faydalanacak kesimsiniz. Zira sizin bu dönemi kaçırdığınızda en fazla %2-%5 zararınız olacak.
2.    Yapacağınız yatırımı ne kazanmak için yaptığınıza karar verdiğinizde sizi yatırımı nasıl yapacağınız kararı bekler. Sadık takipçilerim bilir, bu önemli kararla ilgili en önemli nokta aslında budur. Sorsanız her zaman en iyi ürünü en iyi fiyata almaktır amaç. Ama niye alırsınız? Cevabı boşluk. Hatta daha kötüsü cevabı şu: gayrimenkul her zaman paradır. İyi de kimsenin nerde olduğunu bilmediği, altı sıfırının çoktan atıldığı bir para ne işinize yarar? Bu parayı nasıl değerlendireceğiniz nasıl ki en önemli noktaysa, gayrimenkulünüzü de nasıl değerlendireceğiniz çok önemlidir. Kiraya mı vereceksiniz? Fiyatlarının en yüksek noktada olduğu teslimat zamanında satıp başka bir projede mi değerlendireceksiniz? Yoksa yatırımınız ailenizin oturacağı ev mi bu?Ki bu aslında gerçek anlamıyla yatırım değildir.  Bu sezon bu kararı veremeden kendinizi bir satış ofisinde bulursanız, size sunulan ödeme tablolarına göre karar verin. Bu kararı buna göre vereceğinizi de satış temsilcinize açıkça söyleyin. Bakalım cool bir tavır mı takınacak yoksa sizin için elinden geleni yapabilmek için yöneticisiyle mi konuşacak?
3.    Hemen her projede artık çok düşük peşinatlar ve ara ödemelerin olduğu seçenekler var. Açıkçası nakit paranın tapudan güçlü olduğu dönemler geçirmiş bir ekonomide, geleceğiniz için paradan para kazanmak için nasıl ki inşaat en iyi yatırımsa, paranızı koruyup düşük peşinatlı ödeme seçenekleri  çok karlı. Bu noktada dikkat etmeniz gereken konu şu: Ara ödemelerde, ki bunlar genellikle bir yıl sonraya konar, sözkonusu tutar peşinat sırasında ödenseydi ne kadar olurdu? Ne kadar faiz hesaplanmış bu miktar bir yıl sonraya atılırken, hesaplanmış mı?
4.    Size özel bir ödeme planını önce kendiniz çıkarın, sonra da en kötü olasılıkla bankacınızla görüşün ki faiz hesabı yapabilsin. Sonra da mantıklı bir çerçevede bu planı temsilcinize önerin. Benim ekiplerimden birine önerirseniz cevabımız belli ama bakalım hangi ofislere gideceksiniz?
5.    Projelerdeki konseptlere lütfen kayıtsız şartsız kanmayın. Projede bir konsept varsa, o konseptin her aşamada projeye yedirilmiş olması gerekir. Yani sizin evinize bir karı olmayan, sadece sosyal tesislerde uygulanan buna rağmen tvlerde bangır bangır konsept reklamı yapan projelere kanmayın. Çünkü asıl parayı o konsepte ödüyorsunuz.
6.    Özellikle bu sezon lansmanı yeni yapılmış çok sayıda proje var. Onları çok iyi inceleyin. Sezonun en büyük fırsatları onlar.
7.    İkinci evler için müthiş fırsatlar var. Özellikle çiftlik evleri, yazlıklar çok iyi koşullarla satılıyor.
8.    Yalova, Çayırova bölgeleri yükselen değerler. Özellikle yabancıların gözdesi.
9.    Başlıkta söylediğim gibi, hiçbir şey ‘şart’ değil. Görüşmeleriniz hem hayırlı, hem hayır’ lı olsun.

Ceren Kumbasar
ceren.kumbasar@cubeistanbul.com

DİĞER KAZANÇ VE İRATLARDA İSTİSNA TUTARLARI

DİĞER KAZANÇ VE İRATLARDA İSTİSNA TUTARLARI
Değer Artışı Kazançlarına İlişkin İstisna Tutarı
 
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinde yer alan değer artışı kazançlarına ilişkin istisna tutarı, 2013 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 9.400 TL olarak tespit edilmiştir.
 


 
    
    
Diğer Kazanç Ve İratlarda (Değer Artış Kazançları) İstisna Tutarları:
Yıllar İstisna Tutarları
20139.400 TL
20128.800 TL
20118.000 TL
20107.700 TL
20097.600 TL
20086.800 TL
20076.400 TL
20066.000 TL
200513.000 TL
200412.000 YTL
200310.000 TL
20023.500 TL
20013.500 TL
 
 
Diğer Kazanç Ve İratlarda (Arızi Kazançlar) İstisna Tutarları:
Yıllar İstisna Tutarları
2010Yapım aşamasında
200917.900 TL
200816.000 TL
200715.000 TL
200614.000 TL
200513.000 TL
200412.000 TL
200310.000 TL
20023.500 TL
20013.500 TL
 

2 Nisan 2013 Salı

kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz

KAT MÜLKİYETİ KANUNU

II – ANAYRİMENKULÜN BAKIMI, KORUNMASI VE ZARARDAN SORUMLULUK:

Madde 19 - Kat malikleri, anagayrimenkulün bakımına ve mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar.
(Değişik fıkra: 13/04/1983 – 2814/8 md.;Değişik fıkra: 14/11/2007-5711 S.K./8.mad.) Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz. Ancak, ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluğun anayapıya veya bağımsız bir bölüme veya bölümlere zarar verdiğinin ve acilen onarılması gerektiğinin veya anayapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmiş olması halinde, bu onarım ve güçlendirmenin projesine ve tekniğine uygun biçimde yapılması konusunda kat maliklerinin rızası aranmaz. Kat maliki kendi bağımsız bölümünde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile anayapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir.
Her kat maliki anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumludur.