Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
29 Şubat 2012 Çarşamba
TOKİ, İstanbul’u Hazırlamak İçin Kaynak Sağlayabilir!
Prof. Dr. Naci Görür, ‘İstanbul’u depreme hazırlamak için TOKİ’den kaynak sağlanabilir. Kenti depreme hazırlamada, çürük bina yıkımından önce yapılması gerekenler var. Ciddi bir bina analizi olmadan yıkıma gitmek, hem para hem zaman kaybı’ diyor…
İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da depreme hazırlık çalışmalarının neler olması gerektiğini Milliyet’e anlatarak, “Van depremleri hükümetin dikkatini 1999 Kocaeli depreminden daha fazla çekti. Umutlar tekrar yeşerdi. Ancak yola çıkış şekli yanlış” dedi.
İstanbul’u depreme hazırlamak denilince akla sadece çürük binaların yıkılması geldiğini belirten Görür, şunları söyledi:
“Kentleri depreme hazırlamada, çürük bina yıkımından önce yapılması gereken öncelikli işler var. İstanbul’da en az 1 milyon 600 bina var, bunlar arasında çürük olanları ayıklayıp yıkmak kolay değil. Gecekondular çürük, diğerleri sağlamdır da diyemezsiniz. Van’da yeni yapılmış binalar yıkılmadı mı?
Ciddi bir bina analizi yapmadan yıkıma gitmek, hem para hem de zaman kaybıdır. Onun için hemen heyecanlanıp plansız programsız iş yapmamalıdır; aksi halde yaratılacak olan kaos ülkeye beklenen depremden çok daha büyük zarar verebilir.”
‘Bir amaç ve hedef olmalı’
Kentsel dönüşüm projelerinin kulağa hoş geldiğini, ancak bir kenti deprem güvenli hale getirmeye yetmediğini anlatan Görür, şöyle devam etti:
“Başta TOKİ olmak üzere birçok inşaat firması kentsel dönüşüm adı altında yabancı isimlerle anılan çeşit çeşit bina toplulukları veya siteler yaparak kentin çehresini değiştiriyor. İstanbul’un tahrip edilen doğasına, tarihi dokusuna, özgün mimarisine, çevresine ve yaşam biçimine bakıldığında neye dönüştüğümüzü ve niçin bu şekle büründüğümüzü anlamak mümkün değil.
Kentsel dönüşümün bir amacı ve hedefi olmalıdır. Neye dönüşeceğimiz halka anlatılmalı ve onların onayı alınmalıdır. Buna rantiyeciler karar vermemeli. Eğer amaç deprem odaklı bir kentsel dönüşüm ise kütlesel yıkım ve yeniden yapım doğru bir yol değildir. Zaten İstanbul boyutundaki bir mega kentte bu mümkün de değildir. Deprem odaklı kentsel dönüşümde hedef insanların ciddi bir depremden sonra içinden sağ çıkabilecekleri binalara, açık toplantı alanlarına, sağlam bir alt yapıya ve afeti yönetecek bilgi, beceri ve donanımda yönetimlere sahip olmaktır.”
‘Risk analizi yapılmalı’
Görür, İstanbul’u ciddi anlamda depreme hazırlayabilmek için her ilçede ciddi bir şekilde “tehlike ve risk analizleri” ile “zarar azaltma” çalışmaları yapılması gerektiğini kaydeden Görür sözlerini şöyle sürdürdü:
“Analizlerden sonra depremin vereceği zarar nasıl azaltılabilir diye düşünülüp, gerekli hazırlık çalışmaları yapılmalı. Bu hazırlık çalışmalarının en önemlisi bireylere ve ailelere deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında doğru davranış biçiminin öğretilmesidir.
Eğer insanlar bir deprem kentinde yaşadıkları halde bunun farkında değillerse, eşyalarını ona göre seçip evlerini ona göre döşemiyorlarsa, tüm ailenin riayet edeceği bir deprem planını hazırlamıyorlarsa, deprem esnasında nereye gideceklerini, nerede ve nasıl duracaklarını ve ilk yardım ve müdahaleyi nasıl yapacaklarını bilmiyorlarsa, o kentte sürdürülebilir bir deprem hazırlığı yapılamaz.”
‘İşbirliği gerekli’
Amacın, binaların olası bir depremde ayakta kalabilmelerinin sağlanması olduğunu vurgulayan Görür, şunları söyledi:
“Her bina elbette deprem sırasında az veya çok hasar alabilir, ancak ‘yassı kadayıf’ gibi çökerek içinden sağ çıkılma umutlarını da söndürmemeli. Binalar aciliyet durumuna göre sıraya konularak önceden saptanmış bir bilimsel yöntemle elden geçirilmeli ve kusurlu olanları ayıklanmalı. Belediye-üniversite-özel sektör-vatandaş işbirliğiyle bu başarılabilir. Tarama işlemi için gerekli kaynak belediye ve vatandaş tarafından karşılanabilir.
Bugün birçok insan evinin deprem güvenli olup olmadığını merak etmekte, bunun için inceleme yaptırmaya hazır olmakla birlikte nereye ve kime başvuracağını bilemediklerinden harekete geçmemektedir. Öngörülen takviye veya tahliye çalışmalarında kendisinden ne istendiği ve kendisine nasıl yardım yapılacağı açık ve net olarak söylenmelidir. Önerilen bu tür iyileştirme çalışmaları doğrudan doğruya bina kusurlarının giderilmesine yönelik olacağı için vatandaş tarafından daha kolay benimsenecek ve desteklenecektir.”
‘Evden çıkartmadan takviye yapılabilir’
Hemen yıkıp yapma telaşına kapılmadan “yerinde takviye” veya “güçlendirme” konusu üzerinde durmak gerektiğini anlatan Görür, “Birçok üniversitemizin insanları evlerinden çıkartmadan, kısa sürede ve ekonomik bir biçimde deprem güvenli hale getirilmesi üzerinde çalıştıklarını ve uygun teknikler geliştirdiklerini biliyorum. Takviyesi mümkün olmayan binalar için yıkım veya tahliye kararları alınmalı” dedi. İstanbul’u depreme hazırlamak için parasal kaynağın TOKİ’den sağlanabileceğini belirten Görür, “TOKİ’nin başarısı sayılırken, yetkililer birkaç yıl içerisinde yüz binlerce konutun yapıldığından söz ediyor. Daha geçenlerde gazeteler TOKİ’nin yeni evlenen her çifte çok düşük bir taksitle ev vereceklerini yazdı. Bunlar doğruysa ve telaffuz edilebiliyorsa, İstanbul’un yapı stokunu depreme hazırlamada sorun yok demektir” dedi.
Önay Yılmaz / MİLLİYET
TOKİ’nin 513 Bin Konutunda Zorunlu Deprem Sigortası Var!
Van’daki deprem, zorunlu deprem sigortasının önemini bir kez daha gündeme getirdi.Deprem sonrasında yıkılan binaların çoğunda Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından yapılan zorunlu deprem sigortasının olmadığı dikkati çekti. Van’da sigorta kapsamına giren yaklaşık 80 bin konut bulunmasına rağmen, bunların sadece 7 bin 318’inin sigortalı olduğu belirlendi. Elazığ, Simav ve Van depreminde, yapılarında herhangi bir hasar meydana gelmeyen TOKİ’nin ürettiği 513 bin konutun depreme karşı sigortalı olduğu belirtildi. TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel, zorunlu deprem sigortasının inşa ettikleri konutların tamamında yapıldığını söyledi.
Deprem sigortası şart
TOKİ binalarının depreme dayanıklılığının yanısıra en önemli avantajlarından birinin de kamu güvencesi olduğunu vurgulayan Karabel, şunları söyledi: “TOKİ konutlarının satışı esnasında zorunlu deprem sigortası yaptırılması şart. İnşaat sürecinde de konutlar müteahhitler tarafından sigortalanıyor. TOKİ’den konut sahibi olanlar tapusunu alana kadar DASK sigortasını yaptırmış oluyor. Konutlarımızın 10-20 yıl arası taksitlerle satıldığı ve tapunun da borç bittiği zaman verildiği düşünüldüğünde TOKİ’nin deprem sigortasına verdiği önem daha iyi anlaşılıyor.”
Standarda uygun
TOKİ’nin yaptığı konutların zemininin ilgili belediye ve kuruluşlar tarafından incelendiğini hatırlatan Karabel, jeolojik, jeofizik, jeoteknik ve imar planına esas etüt raporları hazırlandığını kaydetti. Bu etütlerle birlikte proje çalışmalarına başlandığını dile getiren Karabel, şöyle konuştu: “Projelere göre inşaat yapılacak alanda, gerekli temel sondajı, arazi deneyleri, laboratuar deneyleri ve jeoteknik değerlendirmeler yapılarak zemin etüt raporları hazırlanıyor. İnşaatlar depreme dayanıklı radye temel ve tünel kalıp teknolojisiyle yapılıyor. Kaba inşaatta standartlara uygun hazır beton kullanılıyor, dökülen betonların numuneleri yetkili laboratuarlarda kontrol ediliyor. Beton çeliği de tüm teknik şartnamelere ve standartlara uygun olarak kullanılıyor ve beton donatı çubukları ilgili şartnameye göre gerekli sıklıkta çekme deneylerine tabi tutuluyor.”
Erdinç ÇELİKKAN/Hürriyet
Deprem Sigortasına Zam Geldi!
Zorunlu Deprem Sigortası’nda sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedelleri; çelik, betonarme, karkas yapılarda 640 lira, yığma kagir yapılarda 460 lira, diğer yapılarda ise 240 lira oldu
”Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatında Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife ve Talimat”, Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayımlandı.
Buna göre, sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedelleri; çelik, betonarme, karkas yapılarda 590 liradan 640 liraya, yığma kagir yapılarda 425 liradan 460 liraya, diğer yapılarda ise 220 liradan 240 liraya çıkarıldı.
Buna karşın, Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli, her halde 150 bin liradan fazla olamayacak.
Zorunlu Deprem Sigortası, Doğal Afet Sigortaları Kurumu nam ve hesabına sigorta yapmaya yetkili sigorta şirketleri ve bu şirketlerin acenteleri ile Doğal Afet Sigortaları Kurumu Yönetim Kurulunca yetkilendirilmiş diğer kuruluşlar tarafından yapılacak. Bu tarife ve talimata göre belirlenen prim tutarı, peşin olarak tahsil edilecek. Prim tutarının, taksitler Kuruma yansıtılmamak koşuluyla, kredi kartı ile veya benzeri başka düzenli ödeme yöntemleriyle taksitlendirilmesi mümkün olacak.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu Yönetim Kurulunca Zorunlu Deprem Sigortası yapmaya yetkilendirilmiş söz konusu diğer kuruluşlara ödenecek komisyon, zorunlu deprem sigortası primi tutarı üzerinden İstanbul ili dahilinde bulunan rizikolar için yüzde 12,5 oranını, diğer illerde bulunan rizikolar için ise yüzde 17,5 oranını aşmamak üzere yönetim kurulunca belirlenecek.
Akşam
Kira Geliri Olan da Beyannameyi İnternetten Verecek!
Kira gelirlerinin vergilendirilmesine dair uygulamanın esasları belirlendi…
Resmi Gazete’de yer alan vergi usul kanunu genel tebliğine göre, 2011 yılından başlamak üzere sadece gayrimenkul sermaye iradı (GMSİ-kira geliri) elde eden mükelleflerin bu iratlarına ilişkin beyannamelerinin Gelir İdaresi Başkanlığınca önceden doldurulup mükelleflerin onayına sunulacağı önceden hazırlanmış kira beyanname sisteminin uygulanmasına başlanacak.
Otomatik hazırlanmış kira beyanname sisteminde kira gelirinin tespitinde, mükelleflere ilişkin banka, tapu, sigorta şirketleri gibi üçüncü taraflardan elde edilen bilgiler esas alınacak.
Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi’ne girişler www.gib.gov.tr internet adresi üzerinden gerçekleştirilecek.
Mükellefler internet vergi dairesi şifrelerini kullanarak veya kendileri için hazırlanmış güvenlik sorularını cevaplayarak sisteme giriş yapabilecekler. İnternet vergi dairesi şifresi bulunmayan mükellefler ise herhangi bir vergi dairesine bizzat başvurarak kullanıcı adı, şifre ve parola alabilecekler.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından üçüncü taraflardan elde edilen bilgiler ve diğer bilgiler kullanılarak hazırlanan ve internet vergi dairesinde onaya sunulan beyannameler, mükellefler tarafından kontrol edilecek; eksiklik, hata veya yanlışlıkların bulunması halinde mükelleflerce düzeltilerek onaylanacak.
Dünya
2b Yasası ile Devlet-Vatandaş İhtilafları Çözülecek!
2b Yasası ile Devlet-Vatandaş İhtilafları Çözülecek!
2b arazileri ile Hazineye ait tarım arazilerinin değerlendirilmesine yönelik kanun tasarısı çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Şimşek, tasarının yasalaşmasıyla devlet ile vatandaş arasındaki ihtilafların giderilmesinin mümkün olacağını söyledi
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi kanunlarını, gelir politikası hedefleri doğrultusunda gözden geçireceklerini bildirdi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bakanlığının 2012 yılı bütçesini sunan Şimşek, Maliye Bakanlığının 2012 yılı gider bütçesi için teklif ettiği ödenek tutarının 88,5 milyar lira olduğunu ifade etti. Şimşek, bu ödeneğin yüzde 1,8’ine karşılık gelen yaklaşık 1,6 milyar liranın bakanlığın ihtiyaçları için kullanılacağını, yüzde 98,2’sini oluşturan 86,9 milyar liranın ise diğer kamu hizmetlerinin finansmanını karşılamak üzere, ilgili idarelere aktarılacağını bildirdi.
Bakan Şimşek, Bakanlığın çalışmaları hakkında bilgi verirken, kamuda ücret dengesizliğine son verdiklerini kaydederek, “eşit işe eşit ücret” politikasının gereği olarak 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi çıkardıklarını hatırlattı.
Şimşek, böylece aynı hizmet sınıfında, aynı veya benzer kadrolarda bulunan personel arasındaki ek ödemelerden kaynaklanan ücret dengesizliğinin ortadan kaldırıldığını ve kurumlar arası geçişi özendiren ve verimsizliğe neden olan ücret farklılıklarını gidererek kamuda daha etkin ve verimli çalışmanın önünü açtıklarını söyledi.
Önümüzdeki dönemde, kaynakların belirlenen amaç ve hedefler doğrultusunda etkin ve verimli kullanımı konusunda çalışmalara devam edeceklerini ifade eden Şimşek, bu kapsamda, harcama programlarını gözden geçirmeyi ve program bazlı sınıflandırma çalışmalarına başlamayı hedeflediklerini belirtti.
“DÖNER SERMAYELERİ YENİDEN YAPILANDIRIYORUZ”
Bakan Şimşek, 2011 yıl sonu itibarıyla 27 milyar liraya ulaşacağı tahmin edilen döner sermayelerin, yeniden yapılandırma sürecini başlattıklarını kaydederek, bu kapsamda, mevzuattaki dağınıklığı ortadan kaldıracak Döner Sermaye Kanun Tasarısı Taslağını hazırladıklarını bildirdi. Kamu taşınmazlarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılması ve ekonomiye kazandırılması için gerekli tedbirleri aldıklarını ifade eden Şimşek, devlete ait taşınmazların ekonomiye kazandırılması amacıyla bu taşınmazların Hazine adına tescili işlemlerine hız verdiklerini belirtti.
Bakan Şimşek, bu çalışmalar sayesinde, Hazineye ait kayıtlı taşınmaz varlığını, 2003 yılından 2011 yılı Ekim ayına kadar yüzölçümü olarak yüzde 89 artırdıklarını, Hazine taşınmazlarının yönetimi ve satışı sonucunda, 2003 yılından 2011 yılı Eylül ayı sonuna kadar 8,4 milyar lira gelir sağladıklarını söyledi.
Önümüzdeki dönemde kamu idarelerine tahsisli olan ve tahsis amacına uygun kullanılmayan Hazine taşınmazlarını tespit etmeye devam edeceklerini belirten Şimşek, bu taşınmazları, imarları yapılıp hissedarlıkları giderildikten sonra yatırımlara yönlendireceklerini de ifade etti.
2B ARAZİLERİ
2B olarak bilinen orman vasfını kaybetmiş araziler ile Hazineye ait tarım arazilerinin değerlendirilmesine yönelik kanun tasarısı çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Şimşek, tasarının yasalaşmasıyla devlet ile vatandaş arasındaki uzun süreli hukuki ihtilafların giderilmesinin mümkün olacağını söyledi. Bakan Şimşek, hazine taşınmazlarının yönetiminde etkinliği artırmak için dağınık olan mevzuatı tek bir kanunda toplayacaklarını da bildirdi.
Gayrimenkul Sermaye İradı İzleme ve Değerlendirme Projesini hayata geçireceklerini kaydeden Şimşek, gayrimenkul sermaye iradı beyannamelerinin idarece önceden düzenlenmesi uygulamasına başlayacaklarını bildirdi. Şimşek, sistem aracılığıyla 750 bin mükellefin gayrimenkul sermaye iradı beyannamesi vermesini beklediklerini söyledi.
AA
Atıl Durumdaki Okul Arazileri Eğitime Kazandırılacak!
Milli Eğitim Bakanlığı okul yaptıracak arazi bulamazken, okul yeri olarak görünmesine rağmen atıl bekleyen Büyükada’nın 12 katı büyüklüğünde 64.4 kilometrekarelik 7 bin 435 arazinin kamulaştırılması için çalışma başlatıldı
Milli Eğitim Bakanlığı, bir yandan sınıf mevcutlarını düşürmek için okul yaptıracak arazi bulamazken, 81 ilde tam 64.4 kilometrekarelik 7 bin 435 adet arazinin, 1960′lardan bu yana imar planında ‘okul yeri’ görünmesine rağmen atıl bekletildiği ortaya çıktı. Vatandaşların, “Arsam okul arazisi olarak belirlendi. Satamıyorum. Çivi çakamıyorum. Üstüne bir de emlak vergisi ödüyorum” diyerek sorunu TBMM’ye bildirmesi üzerine Milli Eğitim, Maliye, Bayındırlık ve İçişleri Bakanlıkları çalışma başlattı.
Devletin, birçok arsa için yarım asır önce kamulaştırma kararı vermesine rağmen arsa sahiplerinin bir daha kapışım çalmadığı da anlaşıldı.
12 MİLYAR TL GEREKLİ
Milli Eğitim Bakam Ömer Dinçer, tüm illere geçen hafta bir talimat gönderdi ve imar planlarında okul arsası görünen ancak bedeli ödenmediği için kamulaştınlmayan arsalar ile okul-derslik ihtiyaçları¬nın belirlenerek bir rapor halinde Bakanlığa bildirilmesini istedi. Arazilerin durumları ve yaklaşık bedelleriyle ilgili rapor, hafta başında Dinçer’e sunulacak.
Büyükada’nın tam 12 katı büyüklüğünde olan tüm Türkiye’deki arazilerin kamulaştırma bedelinin yaklaşık 12 milyar TL’yi bulması bekleniyor, istanbul’da bu durumdaki 1500 arazinin bulunduğu ve rayiç bedelinin 3.5 milyar TL’yi bulduğu öğrenildi. Dinçer’in de istanbul’daki çalışmaları bizzat kendisinin takip ettiği, bürokratlarıyla birlikte geçtiğimiz hafta sonu Esenler’de bazı okul arazilerini incelediği belirtildi.
Sultan Uçar / HABERTÜRK
Gayrimenkul Satışında Ticari Kazanç ve Değer Artış Kazancı!
Gerçek kişiler tarafından yapılan gayrimenkul (ev, işyeri, arsa, arazi) satışından elde edilen kazançlar, vergilendirme açısından iki şekilde değerlendiriliyor. Duruma göre ya ticari kazanç ya da değer artış kazancı kabul ediliyor
600 bin vatandaştan biriyseniz…
Geçtiğimiz hafta 2011 Ocak-Haziran dönemi bütçe uygulama sonuçlarını açıklayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi gelirlerini artırmak için beklemeyeceklerini ve en iyi yöntemin vergi tabanını genişletmek olduğunu belirtip, bu yıl 600 bin vatandaşın kapısını çalacaklarını söyledi…
KİM BU 600 BVATANDAŞ?
Maliye Bakanının ifadesine göre 600 bin vatandaşı, başta gayrimenkul ve otomobil alım satımı yapanlar ile kira gelirini gizleyen ve kendisine miras kalanlar olmak üzere kazanç elde edip de vergi ödemeyenler oluşturuyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı önümüzdeki dönemde bu kişilere mektup göndererek gönüllü vergi ödemeleri çağrısında bulunacakmış…
Biz de hedef kitle içinde yer alanlardan kimlerin beyanname verip vergi ödemesi gerektiğini özet bilgilerle hatırlatalım istedik.
Siz de hedef kitle içinde yer alıyorsanız öncelikle bu yazıyı ve önümüzdeki günlerde detaylarını ayrı ayrı ele alacağımız yazılarımızı mutlaka okumanızı ve durum değerlendirmesi yapmanızı öneriyoruz.
OTOMOBİL ALIM SATIMI YAPANLAR
Vergi kanunlarına göre, ticari faaliyet kapsamına giren bir işlemin aynı yıl içerisinde birden fazla veya aynı işlemin birbirini izleyen yıllarda yapılması o faaliyetin sürekli olarak yapıldığı şeklinde değerlendiriliyor.
Bu bağlamda yıl içinde birden fazla araç alım satımı yapanların, bu alım satımdan elde ettikleri kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekiyor.
GAYRİMENKUL ALIM SATIMI YAPANLAR
Gerçek kişiler tarafından yapılan gayrimenkul (ev, işyeri, arsa, arazi) satışından elde edilen kazançlar, vergilendirme açısından iki şekilde değerlendiriliyor. Duruma göre ya ticari kazanç ya da değer artış kazancı kabul ediliyor.
Gayrimenkul satışının devamlılık arz etmesi ve ticari bir organizasyon içinde sürdürülmesi halinde elde edilen kazanç, ticari kazanç olarak vergilendiriliyor. Gayrimenkulün devamlılık arz etmemek ve ticari bir organizasyon dahilinde yapılmamak koşuluyla satılmasından elde edilen kazanç ise değer artış kazancı sayılıyor.
İvazsız (bedelsiz) olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere, gayrimenkullerin iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançların istisna tutarını aşması halinde beyan edilmesi ve aşan kısım üzerinden gelir vergisi ödenmesi gerekiyor.
İstisna tutarı 2010 yılı için 7 bin 700 liraydı. 2011 yılı için ise 8 bin lira.
Gayrimenkul alım satımının, otomobil alım satımı ile ilgili başlık altında yaptığımız açıklamalar çerçevesinde süreklilik arz edecek şekilde yapılması halinde ise elde edilen kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekiyor.
KİRA GELİRİ ELDE EDENLER
Sadece konut kira geliri elde edip, 2010 yılında elde ettiği konut kira geliri 2 bin 600 lirayı aşanların, elde ettikleri konut kira gelirlerini beyan etmeleri gerekiyordu. İstisna tutarı 2011 yılı için 2 bin 800 lira.
Sadece gelir vergisi tevkifatına (stopaja) tabi işyeri kira geliri elde edip, 2010 yılında elde ettiği işyeri kira tutarı 22 bin lirayı aşanların, elde ettikleri işyeri kira gelirini beyan etmeleri gerekiyordu.
2010 yılında hem konut hem de işyeri kira geliri elde edenlerin ise konut kira gelirinin istisna tutarını (2 bin 600 lira) aşan kısmı ile işyeri kira gelirleri toplamının 22 bin lirayı aşmış olması halinde, hem konut kira gelirini hem de işyeri kira gelirini, aşmaması halinde ise sadece konut kira gelirini beyan etmesi gerekiyordu.
KENDİLERİNE MİRAS KALANLAR
Ölüm halinde, veraset yoluyla intikal eden menkul ve gayrimenkul malların mirasçılar tarafından dört ay içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekiyor.
Eş ve çocuklara intikal eden miras payının belli bir kısmı ise veraset ve intikal vergisinden müstesna tutuluyor.
İntikal eden miras nedeniyle eşe ve çocukların her birine tanınan istisna tutarı 2010 yılı için 109 bin 971 lira idi… Miras payının 109 bin 971 lirası için veraset ve intikal vergisi ödenmesi gerekmiyordu.
Çocuk ve torun bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinde istisna tutarı ise 220 bin 73 lira idi.
Şimdilik ön bilgi verdik. Önümüzdeki günlerde, gayrimenkul satış kazanları ve kira gelirlerinin beyanı ile kendilerine miras kalanların veraset ve intikal vergisi beyanıyla ilgili detayları ele alacağız.
Kaç gün prim ödersem emekli olurum?
03.02.1949 doğumluyum. İşe giriş tarihim 01.06.1973 SSK, çıkış 13.10.1977. 21.08.2008 tarihinde tekrar SSK’lı oldum ve halen devam ediyor. Toplam 2080 SSK günüm var. 27.03.1994-18.04.1999 tarihleri arasında 5 yıl 21 gün (1.821 gün) Bağ-Kur sigortam var. 550 gün askerlik hizmetimi borçlanmadım. Emekli olabilmek için kaç hizmet günümün olması lazım? Şu an yaştan Bağ-Kur veya SSK’dan emekli olma şansım var mı? Şu an emekli olma şansım yoksa en erken hangi kurumda emekli olabilirim? B. Can
Yaştan, Bağ-Kur’dan emeklilik için 5400 gün, SSK’dan emeklilik için ise 3600 gün prim ödemiş olmanız gerekiyor. 3600 prim gününüz var, ancak hem Bağ-Kur hem de SSK statüsünde prim ödemiş olanların hangi statüden emekli olacaklarının belirlenmesinde son yedi yıllık fiili prim ödemeleri dikkate alınıyor. Son yedi yıllık prim ödeme süresinde en fazla hangi statüde prim ödenmiş ise o statüden emekli olunuyor. Buna göre, Bağ-Kur’dan (21.08.2008 tarihinden) sonraki SSK kapsamında prim ödeme gün sayınızı 1260 güne tamamlamanız gerekiyor. 21.08.2008′den itibaren başlayan ve devam etmekte olan SSK sigortalılığınızda boşluğunuz yoksa 8 ay daha prim ödediğinizde 1260 günü tamamlamış olursunuz ve SSK’dan emekliliğe hak kazanırsınız. Askerlik borçlanmasının yararı olmayacağından borçlanmanıza gerek yok.
GÜNÜN SÖZÜ
‘Yaşlanmak bilge olmak değildir, eğer gençken aptalsan yaşlandığında sadece yaşlı bir aptal olursun.’ Osh
Akşam/Metin Taş-Sezgin Özcan
Boğaziçi İmarına Kentsel Dönüşüm Düzenlemeleri Geliyor!
Hükümet, İstanbul Boğazı’nın “geri görünüm ve etkilenme alanı” olarak tanımlanan sahile 9 kilometreye kadar olan bölümlerini, kentsel dönüşüme açan düzenleme yaptı
Böylece bu alanlardaki araziler kentsel dönüşüm kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ve belediyelere devredilebilecek. Kamuoyunda “kentsel dönüşüm” olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nda, değiştirilerek kabul edildi. Tasarı askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile askerin atıl durumdaki gayrimenkullerinin belli şartlar altında TOKİ ve belediyelere devrine de olanak sağlıyor.
Boğaziçi son dakikada
Tasarıda son dakika önergesiyle Boğaziçi Kanunu’na atıf yapılarak, Boğaziçi de kentsel dönüşüm kapsamına alındı. Önergede, “9. maddenin 2. fıkrasında (ı) bendinden sonra gelmek üzere (i) bendi olarak; ‘Geri görünüm ve etkilenme bölgeleri bakımında 18.11.1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun’ ibaresinin eklenmesi” ifadesi yer aldı. Değişikliğin gerekçesi ise “boğaziçi kanunu kapsamında kalan geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde kalan alanlarda da kanunun uygulanabilmesi amacıyla bu değişiklik yapılmıştır” şeklinde açıklandı
Komisyonun CHP’li Üyesi İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, Milliyet’e, “Deniz manzaralı gökdelenleri dikip geri bölgelerde rant yaratacaklar. Yüksek fiyatlarla lüks inşaat peşindeler. İstanbul’un her yeri bitti kusur sadece Boğaziçi’nde mi kaldı da bu değişikliği yaptılar? İstanbul’un silüetini bozacak girişimler kentsel dönüşüm olmaz” dedi.
‘Rant yasası değil’
Milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “tasarının aceleyle çıkarılmaya çalışıldığı” yönündeki eleştiriler üzerine, “Biz bu yasayı çıkarmalıyız. Buna ’rant yasası’ diyemeyiz. Mecburi bir yasadır, bunu çıkarmalıyız. Vatandaşın canını korumalıyız” dedi.
Milliyet
Veysel Eroğlu: 2B Son İmzalara Kaldı!
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2B kapsamındaki alanların yaklaşık olarak 410 bin hektarlık alanı kapsadığını belirterek, Geçmişte 2B’nin satılması konusunda herkes gayret etmiş. Ama altyapı ve gerekli tespitler olmadığı için satmaları mümkün değil, dedi
Tapulu orman…
‘Nereye satılacak, kime satılacak? Mülk sahibi kim?’ konularında düzenlemelerin yapıldığını ifade eden Eroğlu, şöyle devam etti: “Konu, Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldı. Şu an Meclis tatilde. İnşallah başlayınca konu komisyonlara sevk edilecek. Bu tarihi bir yaraydı. Kangren olan meseleyi çözmek istiyoruz. Buradan elde edilecek gelirle orman köylülerine destek verilecek, yeni ormanlık alanlar kurulacak. 410 bin hektardan çok daha büyük yeni ormanlık alanlar kuracağız. Bu gelirle ormanlık alanlarımız daha da artacak.” Eroğlu, bölge müdürlerden ormanların tapusu almaları isteyerek, 1 Ocak 2015’ten itibaren tapusu olmayan ormanı orman olarak kabul etmeyeceğini kaydetti.
Milliyet
Simsarlar 2B Arazisi Satıyor! Dolandırıcılara Dikkat !!!
2B arazileri daha satışa çıkmadan, dolandırıcılar cirit atmaya başladı. Maliye, ‘Danışmanım’ diyen simsarlara karşı uyardı
Devletin yaklaşık 25 milyar lira gelir beklediği orman vasfını yitirmiş yaklaşık 400 bin hektarlık 2B arazilerinin satışı için geri sayım sürerken; bu konuda yeni sektörler ortaya çıkmaya başladı. İnternet ve gazetelere ilan veren ’2B arazileri yönetim danışmanlığı’ şirketleri, geniş bir yelpazede hizmet vaat ediyor. İlanlarla boy gösteren 2B simsarları, tapulama işlemleri için defterdarlığa verilen dosyayı kendilerinin hazırlayacağını belirterek, özel kadastro çalışması, hava fotoğrafları, saha aplikasyonu gibi uygulamaların ek hizmet ve özel ücrete tabi olduğunu ifade ediyor. İlanlarda, “Ecrimisil ihbarnamenizi bize gönderin, araziniz hakkında size bilgi verelim. Dosyalarınız eksiksiz olarak tamamlanacak” deniliyor.
PAZARLIK USULÜ…
Şirketler, yapılacak işlemlere karşılık alınacak ücretleri özel pazarlık usulüne göre belirliyor. Maliye Bakanlığı yetkilileri ise simsarlara karşı vatandaşları uyardı. Tapulama işlemleri sırasında dolandırıcılığa karşı dikkatli olunması gerektiğini belirten Maliye yetkilileri, “Vatandaşlar kendi işlerini kendileri yapsın. Her türlü kolaylık gösterilecek” dedi.
Takvim
Nurettin Canikli: Yüzde 10 Peşin, 2B Senin!
Orman vasfını yitirmiş 2B arazileriyle ilgili kanunun detayları ortaya çıkmaya başladı. AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, arazi bedelinin yüzde 10’unun peşin alınacağını ve ödemede 5 yıl vade uygulanacağını açıkladı
Orman vasfını yitiren arazi olarak tanımlanan ‘2B’ler için engel kalmadı. Arazilerin satışının iptal istemini reddeden Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Artık, 2B arazilerin satış bedellerinin nasıl belirleneceği merak ediliyor. NTV’nin yayınına katılan AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Türkiye’nin gündemini uzun süre meşgul eden konunun bundan sonra ne olacağı ile ilgili açıklık getirdi.
Canikli, “Milyonlarca metrekare arazi, mülkiyet problemi nedeni ile kullanılamıyor. Yani arsa başkasına, üzerindeki yapı bir başkasına ait. Üzerinde yasal anlamda bir yapılaşma olamıyor ve devletin kontrolü dışında çarpık yapılaşmaya da imkân sağlıyor” dedi. Canikli, arazi bedelinin yüzde 10’unun peşin alınacağını ve ödemede 5 yıl vade uygulanacağını belirtti. Konunun, Meclis açıldıktan sonra hemen gündeme alınacağını söyleyen Canikli, şunları söyledi: “Bu düzenlemeler, 31.12.1981 tarihi itibarıyla orman vasfını kaybetmiş arazilerin (2B) kullanıcılarına belli şartlarla satılması şeklinde olacak. Taslaklar hazır, TBMM’ye sevk edilme aşamasına geldi. Sadece bir kaç konu üzerinde karar verilmesi gerekiyor.”
Çiftçilere kolaylık
Arazi devrinin Emlak Vergisi değeri üzerinden yapılacağını belirten Canikli, satış aşamasında dikkat edilecek ilkeleri de anlattı:
“Büyük şehirlerde yer alan bu araziler, bir bedel ödeyerek satın alınmıştır. Bu hususun dikkate alınması gerekir. Eğer bu arazileri, bedel ödeyerek satın alanlara tekrar rayiç rakam üzerinden satmaya kalkışırsanız bir haksızlık söz konusu olabilir. Emlak Vergisi üzerinden, makul bir rakamla devredilecek. Kırsal alanda, çiftçilerimize çok cüzi bir rakamla, Emlak Vergisi değeri üzerinden devretmeyi düşünüyoruz. Çiftçilerin kullandığı araziler için Emlak Vergisi esas alınacak, diğerlerinin fiyatı ise değeri ve konumuna göre katlanacak. Burada dikkat ettiğimiz nokta; çiftçinin mağdur edilmemesi. Onun için çiftçiye, makul fiyattan ve yüzde 10’u peşin şekilde, 5 yıl vadeli satış yapılacak.”
Para orman köylerine harcanacak
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, “2B satışında amaç kesinlikle devletin para kazanması değil. Elde edeceğimiz paralar yine ormanların ve orman köylerinin ıslahı için kullanılacak” diye konuştu.
Bazı araziler TOKİ’ye devredilecek
Tüm arazilerin kullanıcılarına devredilmeyeceğine işaret eden Nurettin Canikli, “Eğer arazi üzerine çarpık yapılaşma var ve ilgili bakanlık tarafından dönüşüme konu edilmesi gerektiği karar verilmiş ise satış gerçekleşmeyecek. O araziler, dönüşüm için TOKİ’ye devredilecek” dedi. Bu devir sırasında hak sahiplerinin hiçbir şekilde mağdur edilmeyeceğini söyleyen Canikli, “Örneğin; İstanbul’da bir gecekondu semtinde, 2B arazisi üzerine yapılan çarpık bir yapılaşmayı kullanıcılarına aynen devrederseniz kalıcı hale getirirsiniz ve bozuk şehirciliği daha da ağırlaştırırsınız” diye konuştu.
Vatan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...