15 Nisan 2013 Pazartesi

Kiracılara soğuk duş!

Kiracılara soğuk duş!

Şükrü KIZILOT
08.04.2013
 
 
 


Mal sahipleri, 10 yılı dolduran kiracıları, hiçbir gerekçe göstermeden faaliyet gösterdiği işyerinden veya evden çıkartabilecekler. Bu durum eski kiracısı düşük kira ödeyen veya kiracıyı çıkartabilse işyerini yüklü bir hava parası ve kira ile verebilecek olanlar için büyük fırsat yaratırken, kiracılar için ise soğuk duş etkisi yaratacak.



DÜKKÂN ve mağazalarda ve diğer işyerlerinde uzun süredir kiracı olanlar, ciddi bir tehlike ile karşı karşıyalar. Sadece onlar değil, oturdukları evde eski kiracı olanlar da. Çok kişi farkında değil, mal sahipleri “hiç bir gerekçe göstermeden” eski kiracılarını işyerlerinden veya evlerinden çıkartabilecekler!
NE KADAR ESKİ
10 yılı aşkın süredir, bir işyerinde veya evde kiracı olanları, mal sahipleri gerekçesiz olarak işyeri veya evden çıkartabilecek. 10 yılı doldurmayan ama 5 yılı aşan kiracılar da diğerlerinden “üç yıl sonra” çıkartılabilecek. “Bu da nereden çıktı?” diye soranlar için açıklayalım. Bununla ilgili kanun maddesi bile var!

10 yılı dolduran kiracılar, herhangi bir gerekçe dahi gösterilmeden, 10 yılı izleyen yeni kira yılının bitiminden “üç ay önce” bildirimde bulunulmak suretiyle, işyeri ve evden çıkartılabilecekler.

Şimdi bunu okuyan mal sahipleri “Aman ne güzel, benim kiracı tam 12 yıl oldu. Kira da çok düşük kaldı. Hemen yarından itibaren çıkarma işlemlerine başlayayım” diye düşünmesinler.

10 yılını doldurmuş kira sözleşmeleri için fesih hakkı 1 Temmuz 2014 tarihinden sonra olacak.

10 yılını doldurmamış ancak 5 yılı geçmiş kira sözleşmelerinde ise, fesih haklarını yani kiracıyı çıkarma haklarını 1 Temmuz 2017 tarihinden sonra kullanabilecekler.

Görüldüğü gibi 10 yılı dolduran kiralamalarda, Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2012 tarihinden başlayarak iki yıl sonra (yani 1 Temmuz 2014’ten itibaren), beş yılı dolduran kiralamalarda ise, beş yıl sonra (yani 1 Temmuz 2017’den itibaren) uygulanacak (6101 Sayılı Kanun Geçici Md.2).

2020’YE KADAR SERBEST ARTIŞ
1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren, “konut kiralamalarında” yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak artış; bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki (ÜFE), artış oranını geçmeyecek şekilde belirleniyor (Yeni Borçlar Kanunu Md.344).

İşyeri kira artışlarında ise durum farklı.

ÜFE artış oranına göre belirlenen kira artışı, işyeri kiraları için 8 yıl süreyle yani 1 Temmuz 2020 tarihine kadar uygulanmayacak. İşyerlerinde, sözleşme serbestisi geçerli olacak (6217 Sayılı Kanun Geçici Md.2).

Örneğin, kira artışı; ÜFE artış oranı +3 puan ya da doğrudan yüzde 10 veya 15 gibi belirlenebilecek.

Özellikle bu yıl yenilenecek işyeri kira sözleşmelerinde, “eski kiracılara” mal sahibinin “yüksek oranda kira artışı” yapması söz konusu olabilir.

Yeni Borçlar Kanunu’nun, “kiracının güvence vermesi (Md.342), kira bedelini kiracı aleyhine düzenleme yasağı (Md.344), kira ilişkisinin devri (Md.323)” gibi bazı maddeleri de 1 Temmuz 2020 tarihinden önce uygulanamayacak.
KONUT KİRA ARTIŞI
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Yeni Borçlar Kanunu’nun, “konut kira artışları” ile ilgili 344/1. maddesi aşağıdaki gibi.

“Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır.”

Burada yer alan “ÜFE’deki artış oranı” deyimi çok önemli.

Burada tanımlanan artış oranının;

1) Bir önceki yılın aynı ayına göre göre değişim oranı mı?

2) 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı mı?olduğu, yasa maddesi ya da gerekçesinde net olarak belirtilmemiş.

Böyle olunca, tabloda da görüldüğü gibi “kiracı” açısından birincisi, “mal sahibi” yönünden de ikincisi daha avantajlı oluyor.

Ağırlıklı görüş, “12 aylık ortalamaya göre değişim oranı” olarak gözüküyor. Ancak böylesine önemli olan ve milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı ilgilendiren bir konunun, hiç bir yoruma gerek kalmaksızın, yasa maddesinde “net olarak” belirtilmesi gerekirdi.

Borçlar Kanunu’nun konut kira artış oranının nasıl belirleneceği ile ilgili maddesi yeniden düzenlenmeli. İşyeri kira artış oranı da mal sahibinin insafına ve 2020 yılına bırakılmadan “enflasyona göre” tanımlanmalı..
İlgili yasa ve maddeler
6098 SAYILI YENİ BORÇLAR KANUNU
MADDE 347- Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az 15 gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarda bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak 10 yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde , kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından 10 yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre, fesih bildirimiyle sözleşmeye son verebilir.

GEÇİCİ MADDE 2
- Türk Borçlar Kanununun 347 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden, 10 yıllık uzatma süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre 5 yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinden itibaren beş yıl; 10 yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinden itibaren iki yıl sonra uygulanır.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Yabancıya mülk satışı 'daralarak' Meclis’ten geçti

Yabancıya mülk satışı 'daralarak' Meclis’ten geçti
Yabancılara mülk satışı konusunda Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen yasa, bazı daraltıcı hükümlerle yeniden düzenlenerek Meclis’te dün kabul edildi. Yasaya göre, yabancılar, sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda, stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz edinemeyecekler.

İl bazında sınırlama

Yabancılara satılabilecek toplam arazi miktarıyla ilgili sınırlama Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen yasada “Her ilin yüzölçümünün binde 5’i” olarak düzenlenmişti. Bu alan daraltılarak “Her ilde imarlı alanın yüzde 10’u” ile sınırlandırıldı. Böylece Antalya’da satılabilir alanın 10 bin 363 hektardan 3 bin 607 hektara, Muğla’da 5 bin 426 hektardan 2 bin 22 hektara, Bodrum’da 328 hektardan 103 hektara düşeceği belirtildi.
Şirketlere faaliyet kıstası
Yasaya göre, yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya katıldıkları tüzel kişiliğe sahip şirketler, “Ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere” taşınmaz edinebilecek ve kullanabilecek. Bu malların başka bir yabancı şirkete devredilmesinde ana sözleşmedeki faaliyet şartları aranacak.
Genelkurmay bölgeleri
Askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri, stratejik bölgelerdeki satışların “valilerin iznine” bağlı olmasından vazgeçildi. Askeri bölgeler arasında ayırım yapıldı. Buna göre, askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ve stratejik bölgelerdeki taşınmaz edinimleri, Genelkurmay Başkanlığı veya yetkilendireceği bir komutanlığın iznine bağlı olacak. Özel güvenlik bölgelerindeki taşınmazların yabancı şirketlere satışına ise yine valilikler izin verebilecek. Satışlarla ilgili uygulama komisyonunun yapısı da değiştirildi. Daha önce Hazine, İçişleri ve Bayındırlık bakanlıklarının bulunduğu komisyona Milli Savunma Bakanlığı temsilcisi de alındı.

Öncekiler tasfiye edilecek

Yeni hükümlere aykırı edinildiği veya kullandığı tespit edilen taşınmazlar Maliye Bakanlığı’nca verilecek sürede sahibince tasfiye edilecek. Aksi halde bedele çevrilecek ve hak sahibine ödenecek.

Tapuda değeri düşük gösterene yüzde 25 ceza

Tapuda değeri düşük gösterene yüzde 25 ceza
Gayrimenkul satışları sırasında tapu işleminde az vergi ödemek için satış değerinin düşük gösterilmesi ve bunun tespiti halinde fark yüzde 25 oranında vergi ziyaı cezasıyla tahsil edilecek.
Maliye, Harçlar Kanunu’nda yapılan düzenlemelere açıklık getirdi. Kanunun 42’inci maddesinde yapılan düzenlemeyle kamu idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen davranış kurallarına uyulacağına ilişkin taahhütnameler, değer gösterilmesi gereken işlemler kapsamından çıkarıldı. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), yapacağı işlemlerde tapu harcından bağışık tutulacak. Gayrimenkul alım-satımlarında olduğu gibi, karşılıklı harç mükellefiyeti doğrudan tapu işlemlerinde söz konusu hüküm münhasıran TOKİ’ye uygulanacak olup karşı tarafa ait olan harç tahsil edilecek.

Hem alıcı hem satıcı

Kanunun 63’üncü maddesinde yapılan düzenlemeyle gayrimenkul devir ve iktisaplarında gerçek alım-satım bedeli üzerinden tapu harcı tahsil edilmesi esasına geçildi. Söz konusu değişiklik, münhasıran gayrimenkul devir ve iktisaplarına yönelik olduğundan, yapılacak tapu işlemlerinde ilgili mevzuatta gösterilen değer üzerinden tapu harcı hesaplanacak. Böylece 6 Haziran 2008 tarihinden itibaren, yapılacak gayrimenkul devir ve iktisaplarında gerçek alım-satım bedelinin tapu işlemlerine yansıtılmadığının tespit edilmesi halinde, alıcı ve satıcı adına cezalı tarhiyat yapılacak. Tapuda işlem yapıldıktan sonra, harcın gerçek alım-satım bedelinden daha düşük bir bedel üzerinden beyan edilip ödendiğinin tespiti halinde, aradaki farka isabet eden harç, yüzde 25 oranında vergi ziyaı cezası ile birlikte tahsil edilecek.Düzenleme ile adli ve idari yargıya ilişkin temyiz ve itiraz başvuruları
harç kapsamına alındı. Söz konusu başvurular için ‘başvuru harcı’ihdas edilerek, yargı organlarının daha hızlı ve verimli çalışmasına imkân sağlandı.

Ev Almak İçin Gereken Bilgiler ve Mali İşlemler

Ev Almak İçin Gereken Bilgiler ve Mali İşlemler

 

Satış, bir malın mülkiyetinin belli bir bedel karşılığında bir başkasına devredilmesi işlemidir.
Satış sözleşmesinin iki unsuru vardır. Bunlar satılan taşınmaz mal ve satış bedelidir. Satış bedelinin belirlenmesi taraflara aittir. Az veya çok belirlenebilir. Tapu sicil müdürlüğünün bu bedelin az veya çok olduğu yönünde müdahale yetkisi yoktur. Ancak tapu sicil müdürlüğü, satış bedelinin emlak beyan değerine yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle bulunacak değerden düşük olmaması gerektiğini, aşağı olması halinde aradaki farkın Vergi Usul Kanununa göre cezalı olarak tahsil edileceğini resmi senede yazarak taraflara hatırlatır. Satış bedelinin çok düşük gösterilmesi halinde, müdürlük işlem yapmaktan kaçınamaz. Satıcının istemi halinde satış bedelinden arta kalan kısım için kanuni ipotek tesis edilebilir. Satıcı satış bedelinin tamamını aldığını beyana zorlanamaz. Satış bedelinin ödenmesi konusunda taraflar arasındaki hususlar ve vadeler resmi senede yazılır
İstenecek Belgeler
  • Satılması istenilen taşınmaz mala ait varsa tapu senedi, yoksa taşınmaz malın ada ve parsel numarasını belirtir belge veya malikin sözlü beyanı,
  • Satıcı ve alıcıların fotoğraflı nüfus cüzdanları veya pasaportları ile satıcıların birer, alıcıların ikişer adet son altı ay içinde çekilmiş 6 x 4 cm. büyüklüğünde vesikalık fotoğrafları,
  • İstem, tarafların temsilcisinden geliyor ise, temsile ilişkin belge (vekaletname, vasi kararı, kayyım kararı vb.) ile temsilcinin fotoğraflı nüfus cüzdanı ve bir adet vesikalık fotoğrafı,
  • İstem, bir tüzel kişi adına yapılıyorsa tüzel kişinin taşınmaz mal tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi (Tapu K.2),
  • Satıcı ve alıcının vergi kimlik numaralarını gösterir vergi dairesinden alınmış belge.
  • Taşınmaz malın niteliği bina ise Deprem Sigortası aranır.
İşlemin Mali Yönü
  • Satış işleminin tapu siciline tescili için, 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı Tarifenin 20.a pozisyonu uyarınca genel beyan döneminde beyan edilen emlak vergisi değerinden (diğer yıllarda bir önceki senenin emlak vergisi değerine her yıl Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca belirlenecek yeniden değerleme oranı uygulanarak bulunacak değerden) az olmamak üzere, satış için beyan edilen değer üzerinden satıcı ve alıcıdan ayrı ayrı, Binde 15 oranında tapu harcı tahsil edilir.
  • Döner Sermaye İşletmesince belirlenen tarifeye göre ücret tahsil edilir.
  • Ayrıca, taşınmaz malın varsa veraset ve intikal vergisi ilişiği kestirilir.
  • Veraset ve intikal vergisi ilişiği olup olmadığını anlamak için, satacak kimsenin bu taşınmaz malı bağış veya intikal gibi bedelsiz bir şekilde iktisap edip etmediğine bakılır. Bedel ödemeden iktisap etmiş ise vergi dairesinden veraset ve intikal vergisi kesildiğine veya bu vergiden muaf olduğuna dair yazı getirmesi istenir.
Bu bilgiler TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 'nden alınmıştır.

Tapu İşlemlerinde Gerekli Belgeler Nelerdir?

Tapu İşlemlerinde Gerekli Belgeler Nelerdir?

Gayrimenkul Satıcı Taraf
1. Fotoğraf
2. Nufus cüzdanı aslı
3. Vergi no
4. Deprem sigortası fotokobisi
5. TC kimlik numarası
Gayrimenkul Alıcı Taraf
1. Fotoğraf
2. Nufus cüzdanı aslı
3. Vergi no
4. TC kimlik numarası
Tapu müdürlüklerine hazırlıklı olarak (istenilen bilgi ve belgelerle birlikte) başvuruda bulunması durumunda, işlemleri daha da süratli sonuçlandırılması mümkündür. Başvurularda izlenecek yöntem, belge ve işlemler şunlardır;
  • Tapu Sicil Müdürlüklerine mutlaka kendiniz veya yasal yolla tam yetkili kıldığınız vekiliniz aracılığı ile başvuruda bulununuz.
  • Yürürlükteki mevzuat gereği tapu işlemlerinde kimlik belgesi olarak nüfus cüzdanı ve pasaport"tan başka belgenin kullanılması mümkün olmadığından, bu belgelerden herhangi birinin aslını ibraz ediniz.
  • İşlemin taraflarından en az biri okuma yazma bilmiyor ise iki tanıkla birlikte, şayet işitme engelli ise veya Türkçe bilmiyorsa iki tanık yanında ayrıca yeminli tercümanla birlikte başvurunuz.
  • Tapu işlemlerinde kullanılacak vekaletnamelerin gerekli şekilde düzenlenmiş ve fotoğraflı zorunludur. (fotoğraf tel zımba ile tutturulamaz ve fotokopi olamaz)
  • Tapu sicil müdürlüklerinde imzalayacağınız evrakları mutlaka okuyunuz. Bir konuda tereddüde düşmüş iseniz, evrakı; görevli memur veya müdür ile görüşerek tereddüdünüzün giderilmesi akabinde imzalayınız.
  • İşlemin tarafı Türk Ticaret Kanununa tabi bir şirket ise, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicil memurluğundan, işlem yılı içerisinde alınmış yetki belgesi ve imza sirküleri ile birlikte (asıl veya noter tasdikli) başvuruda bulunmalısınız.
  • Tüm işlemlerde işlemin taraflarının T.C. kimlik numarası ile vergi kimlik numarasını belgeli olarak ibraz ediniz. Tüzel kişilerin taraf olduğu işlemlerde şirketin vergi numarasını, yetkilendirilmiş şirket temsilcisinin T.C. kimlik numarasını ibraz ediniz.
  • Taşınmaz malın mülkiyetinin sözleşme ile devrine yönelik işlemlerde devir edenin bir, devir alanın iki adet 6x4 ebadında son altı aylık fotoğraflarını, işlem vekaleten yapılıyor ise vekilin aynı nitelikte ki fotoğrafını ibraz ediniz.
  • İsteminiz murisiniz adına kayıtlı taşınmazın mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti halinde tescili ise, mirasçılardan birinin, paylı mülkiyet (müşterek mülkiyet) halinde tescili ise mirasçıların tamamının başvurusu ile yukarıda sayılan belgelerin yanında sulh hukuk hakimliğinden alınmış mirasçılık (veraset) belgesini ibraz etmelisiniz.
  • Murisiniz adına kayıtlı taşınmaz malların adınıza tescili ile birlikte mirasçılar arasında taksimi veya üçüncü şahıslara devri veya taşınmaz malın kaydı üzerine ayni ve şahsi hak tesisi gibi bir istemde bulunuyorsanız, yukarıda belirtilen belgeler yanında murisin son ikametgahının bulunduğu vergi dairesinden alınmış veraset ve intikal vergi ilişiğinin bulunmadığını belirtir yazı aslını ibraz etmelisiniz.
  • İsteminiz, arsa niteliğindeki taşınmazınızın üzerine yapacağınız binaya yönelik olarak kat irtifakı tesis etmek ise; Maliklerin kimlik belgeleri (nüfus cüz./pasaport), vergi ve T.C. kimlik numaraları, ikişer adet fotoğraf, belediyece tasdikli genel inşaat projesi, bağımsız bölümlerin bulunduğu kat, no, nitelik varsa eklentilerini, arsa payı ve maliklerini gösterir noter tasdikli bağımsız bölüm listesi (bu listeye değerleri de yazılabilir) ile yönetim planınıibraz ediniz.
  • Taşınmaz malınızın mülkiyetini kat mülkiyetine çevirmek istiyorsanız, öncelikle kadastro müdürlüklerine yapacağınız başvuru ile oradan alacağınız tescil bildirimi belgesine göre parselin cinsini mevcut duruma uygun hale getirilmesinden (cins tashihi) sonra, (J) bendinde belirtilen belgelerin yanı sıra, binanın ön ve arka mümkünse yan cephelerini gösterir en az 13x18 cm boyutlarında belediyece tasdikli fotoğrafları ile tüm bağımsız bölümlerin yapı kullanma izin belgelerini ibraz ediniz.
  • Taşınmaz malınızın cinsi mesken ise veya cinsi işyeri olmakla birlikte üzerinde mesken nitelikli bağımsız bölümler bulunuyorsa zorunlu deprem sigortasına ait poliçeyi (DASK) ibraz etmelisiniz.
Satış İçin Gerekli Evraklar
SATICI
  • Tapu veya Fotokopisi
  • 1 Resim
  • Nüfus Cüzdanı + 1 Tane Fotokopisi
  • T.C. Kimlik Numarası
  • Vergi Kimlik Kartı (Aslı ve 1 Adet Fotokopisi)
  • Emlak Vergi Makbuzları
  • İkametgah Adresi ve Telefon
  • Kooperatife Borcu Yoktur Kağıdı
  • Tapu işlemlerini Takibi için Vekaletname (Emlakçı Adına)
ALICI
  • 2 Resim
  • Nüfus Cüzdani + 1 Tane Fotokopisi
  • T.C. Kimlik Numarası
  • Vergi Kimlik Kartı (Aslı ve 1 Adet Fotokopisi)
  • İkametgah Adresi ve Telefon
  • Tapu işlemlerini Takibi için Vekaletname.

9 Nisan 2013 Salı

TAPU HARCI TARTIŞMASI






Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapuda hangi tutar üzerinden değer belirleneceği öteden

beri tartışma konusu olmuş bir konudur. Tartışma 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 63.

maddesinin düzenlenişinden kaynaklanmaktaydı. Bu maddenin yeniden düzenlenmesiyle

gerçek alım satım bedeli üzerinden tapu harcı tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır. Bu

makalemiz yapılan son düzenlemeler ve eski uygulamaların karşılaştırılmasını içermektedir.

II- 06.06.2008 TARİHİNDEN ÖNCEKİ ESKİ UYGULAMA


492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun “
Kayıtlı Değer, Emlak Vergisi Değeri” başlıklı 63

Maddesinde aynen “
Tapu ve kadastro harcı, vergi değeri ile mükellef tarafından beyan

edilmiş olan değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanır.

Mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde, harcın hesabında

vergi değeri esas alınır. Aradaki farka isabet eden harç, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa

göre hesaplanan vergi ziyaı cezası %25 oranında uygulanmak suretiyle ikmalen tarh edilir.


hükmüne yer verilmiştir.

Maddeye yön veren Maliye Bakanlığı’nın 13.09.2005 tarih ve 25935 Sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanan 48 Nolu Harçlar Tebliği ile, bürokrasi ve kırtasiyeciliği artıran işlemlerin

ayıklanması, etkin ve verimli hizmet sunulması ve vatandaş memnuniyetinin artırılması

amacıyla tapu ve kadastro müdürlüklerince yapılan işlemler nedeniyle
tahsil edilecek

harçların, belediyelerce tespit edilen emlak vergisi değeri esas alınarak hesaplanacağı


açıklanmıştır. (Ek: 48 Nolu Harçlar Tebliği)

Ancak mükelleflerin
emlak vergisi değerinin üzerinde bir değer beyan etmek istemeleri

halinde,

beyan edilen değer tapu harcı tarhiyatına esas alınacağı belirtilmiştir. Görüldüğü

üzere bu tebliğde emlak vergisi değerinin üzerinde bir beyan mükellefin isteğine bırakılmıştır.

Bu düzenlemeler çerçevesinde gayrimenkul alım satımında emlak vergisi değeri esas alınarak

hem alan hem satan satış bedeli üzerinden binde 15 oranında harç ödenmiş, emlak vergisi

değerinin altında beyan edenlerden ise ileriki dönemlerde %25 oranında vergi ziyaı cezası

uygulanarak harçlar talep edilmiştir.

Örnek ile açıklamak gerekirse ;

GAYRIMENKUL DEVRİNDE TAPU HARCI

TARTIŞMASI


Emlak vergisi değeri 45.000 YTL olan bir gayrimenkul 150.000 YTL gerçek değer ile

satılmış ancak tapu idaresinde satış tutarı 40.000 YTL olarak gösterilmiş ve tapu harcı

ödenmiştir.

Eski uygulamada bu durumun tespit edilmesi halinde mükellefe emlak vergisi değeri ile

tapuda mükellefin belirttiği değer arasındaki fark olan 5.000 YTL için tapu harcı tarhiyatı ve

%25 oranında vergi ziyaı uygulanmakta idi.

Şayet mükellef satış değerini emlak vergisi değeri olan 45.000 YTL olarak göstermiş ve tapu

harcını bu tutar üzerinden ödemiş olsaydı daha sonra yapılan bir inceleme sonucunda gerçek

değerin 150.000 YTL tutarında olduğu tespit edilse dahi herhangi bir tapu harcı tarhiyatı

yapılmamakta ve vergi ziyaı cezası kesilmemekteydi.

III- 06.06.2008 TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ OLAN YENİ UYGULAMA

ARTIK VERGİ DEĞERİ DEĞİL GERÇEK ALIM SATIM DEĞERİ ÜZERİNDEN

HARÇ ÖDENECEK


06.06.2008 Tarih ve 26898 Sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 5766 Sayılı Kanun

ile Harçlar kanunu’nun 63. Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (Yürürlülük yayımı

tarihinde)

Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az

olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanır

Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden

harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının

tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re'sen tarh edilir. Bu

suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan

vergi ziyaı cezası % 25 nispetinde uygulanır. Takdir komisyonu kararlarına istinaden bu fıkra

uyarınca tarhiyat yapılamaz

.”

Yapılan bu düzenleme ile gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı beyan

edilen
devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanması zorunlu hale gelmiştir. Ancak bu

değer emlak vergisi değerinden az olamayacaktır.

Ancak, tapuda yapılan işlemden sonra emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel

üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu

yansıtmadığı tespit edilirse aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re'sen tarh edilecek,

% 25 oranında vergi ziyaı cezası kesilecektir.

Yukarıda verdiğimiz örneği yeni uygulama açısından değerlendirecek olursak;

Emlak vergisi değeri 45.000 YTL olan bir gayrimenkul 150.000 YTL gerçek değer ile

satılmış ancak tapu idaresinde satış tutarı 40.000 YTL olarak gösterilmiş ve tapu harcı

ödenmiştir.

Yeni uygulamaya göre; bu durumun tespit edilmesi halinde mükellefe gerçek değer ile ile

tapuda mükellefin belirttiği değer arasındaki fark olan 110.000 YTL fark için için tapu harcı

tarhiyatı ve %25 oranında vergi ziyaı uygulanacaktır.

Şayet mükellef satış değerini, emlak vergisi değeri olan 45.000 YTL olarak göstermiş ve tapu

harcını bu tutar üzerinden ödemiş olsa, daha sonra yapılan tespit sonucunda gerçek değerin

150.000 YTL tutarında olduğu tespit edilse, bu kez de aradaki fark olan 105.000 YTL fark

üzerinden tapu harcı tarhiyatı yapılacak ve vergi ziyaı cezası kesilecektir.

IV- SONUÇ


06.06.2008 tarihinden önce Harçlar kanunu’nun 63. maddesi ve bu maddeye yön veren 48

Seri Nolu Harçlar Kanunu Tebliği’ne göre gayrimenkul devir ve iktisaplarında emlak vergisi

değerinin altında olmamak şartıyla mükellefin beyan ve isteğine göre belirtilen satış değeri

üzerinden tapu harcı tahsil edilmekteyken, 06.06.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere

Harçlar Kanunu’nun 63. maddesinde yapılan düzenleme ile gayrimenkul devir ve

iktisaplarında
gerçek alım-satım bedeli üzerinden tapu harcı tahsil edilmesi esasına

geçilmiştir

. Bir başka deyişle alıcı ve satıcının beyanına göre değil gerçek alım satım

bedeline göre harç tahsil edilecektir. Bu bedel de vergi değerinden düşük olamayacaktır.

Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç

ödendiğinin
veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının

tespit edilmesi halinde

, aradaki farka isabet tapu harcının %25’i nispetinde vergi ziyaı

cezasıyla birlikte tahsil edilecektir.

Eki:

1- 13.09.2005 Tarih ve 25935 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan 48 Seri Nolu Harçlar

Kanunu Genel Tebliği

2- 12.07.2008 Tarih ve 26934 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan 56 Seri Nolu Harçlar

Kanunu Genel Tebliği

13 Eylül 2005 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 25935

Maliye Bakanlığından :

Harçlar Kanunu Genel Tebliği

(Seri No : 48)


Bürokrasi ve kırtasiyeciliği artıran işlemlerin ayıklanması, etkin ve verimli hizmet

sunulması ve vatandaş memnuniyetinin artırılması amacıyla tapu ve kadastro müdürlüklerince

yapılan işlemler nedeniyle tahsil edilecek harçların emlak vergisi değeri üzerinden

hesaplanmasının sağlanması, ayrıca bu idarelerin işlemleri sırasında doğan vergi ve harçların

kolaylıkla tahsil edilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.

1-Tapu harcı hesaplamasında esas alınacak hususlar ve Bilgi Formu ile ilgili

yapılan düzenlemeler


Bilindiği gibi, 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde “Bu Kanunda sözü edilen

“kayıtlı değer” veya “emlak vergisi değeri” deyimi; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29

uncu maddesine göre belirlenen vergi değerini ifade eder.

Tapu ve kadastro harcı, vergi değeri ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan

değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanır.

Mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde, harcın

hesabında vergi değeri esas alınır. Aradaki farka isabet eden harç, 213 sayılı Vergi Usul

Kanununa göre hesaplanan vergi ziyaı cezası %25 oranında uygulanmak suretiyle ikmalen

tarh edilir.

Harcın hesabında 10 Yeni Türk Lirasına kadar olan matrah kesirleri dikkate alınmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespite Maliye Bakanlığı

yetkilidir” denilmiştir.

Buna göre, mükellef ile vergi daireleri arasında yaşanan tapu harcı ihtilaflarının sona

erdirilmesi amacıyla belediyelerce 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu hükümlerine göre her

yıl belirlenen emlak vergisi değerlerinin, belediyeler tarafından elektronik ortamda ve eksiksiz

olarak tapu dairelerine gönderilmesi uygun bulunmuştur. Tapu harçları her yıl 1 Ocak

tarihinden itibaren o yıl için belirlenen emlak vergisi değerleri esas alınarak

hesaplanacağından, emlak vergisi değerlerinin bu tarihten önce tapu dairelerine intikal

ettirilmesi gerekmektedir.

492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin I-Tapu işlemleri bölümünün, 3,

4, 6/a, 6/b ,6/c, 8 ,9, 12, 13/a, 13/b, 13/c, 15, 18, 19, 20/a bentleri ile II-Kadastro ve tapulama

işlemlerinde tapu harcı, belediyelerce tespit edilen emlak vergisi değeri esas alınarak

hesaplanacaktır. Bu işlemler sırasında mükellefler, emlak vergisi değerinin üzerinde bir değer

beyan etmek istemeleri halinde, beyan edilen değer tapu harcı tarhiyatına esas alınacaktır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 127 nci maddesinde, “Bu kanunda aksine hüküm

bulunmadıkça harçların tamamı peşin olarak ödenmeden harca mevzu olan işlem yapılamaz.”

denilmiş; 128 inci maddesinde ise, “Gerekli harçları tamamen almadan işlem yapan memurlar

harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumludurlar.” hükmü yer almıştır.

Bu hükümlere göre, gerekli harçlar ödenmeden işlem yapan tapu memurları, harcın

ödenmesinden mükellef ile birlikte sorumlu olacaklarından, harçların yukarıda açıklanan

esaslara göre emlak vergisi değeri üzerinden hesaplanarak tahsil edilmesini sağlamaları

gerekmektedir.

Tapu daireleri, harca konu işlemler için beş nüsha olarak düzenleyerek belediye, vergi dairesi

ve Maliye Bakanlığına gönderdikleri 1 no’lu bilgi formu yerine, ekte örneği bulunan bilgi

formunu bir nüsha olarak düzenleyeceklerdir.

İpotekli işlemler için düzenlenen 2 no’lu bilgi formunda herhangi bir değişiklik

yapılmadığından, yapılan her bir ipotek işlemi için 2 no’lu bilgi formu öteden beri olduğu gibi

iki örnek olarak düzenlenecektir.

Bu formlar, 492 sayılı Harçlar Kanununun mükerrer 69 uncu maddesi gereğince işlemin

yapıldığı tarihi izleyen ay başından itibaren en geç 15 gün içinde Maliye Bakanlığı Gelir

İdaresi Başkanlığı, Yeni Ziraat Mahallesi Etlik Caddesi No:16 06110 Dışkapı/ANKARA

adresine taahhütlü olarak gönderilecektir.

Bilgi formunu düzenlemeyen, istenilen bilgileri eksik, yanlış veya yanıltıcı olarak veren veya

yukarıda belirtilen sürede göndermeyen yetkili makam ve memurlar hakkında 213 sayılı

Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası

uygulanacaktır.

Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi Projesinin uygulanmaya başlandığı tapu sicil müdürlükleri,

Maliye Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yapılacak protokol uyarınca bilgi

formlarını elektronik ortamda göndermeleri durumunda, söz konusu bilgi formlarını ayrıca

kağıt olarak göndermeyeceklerdir.

2-Tapu harcı ve buna bağlı damga vergisi tahsilatı ile ilgili yapılan düzenlemeler


Bilindiği üzere, tapu harçlarının tahsiline ilişkin esaslar, 12 seri nolu Harçlar Kanunu

Genel Tebliği
[1] ile 20 seri no.lu Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde[2] açıklanmıştır.

[[

20 seri nolu Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde, tapu harçlarının yetkili vergi dairesince

veya yetkili vergi dairesinin ilgili banka şubesindeki hesabına ödenmek suretiyle, gerektiğinde

malmüdürlüğünce, tahsil edilmesi öngörülmüş olup, mükelleflere kolaylık sağlamak amacıyla

mahallin icabına göre, tapu harçlarının ilgili banka şubesi yerine bağımsız vergi dairesi veya

malmüdürlüğüne ödenmesi hususunda defterdarlıklara yetki verilmiştir.

Yukarıda belirtilen düzenlemelerin yanısıra, tahsilatın kolaylıkla yapılamadığı il ve

ilçelerde tapu harçlarının; vergi dairesince görevlendirilecek memurlar vasıtasıyla tahsil

edilmesi veya sayman mutemedi görevlendirilmesi hususunda vergi dairesi başkanlıkları,

vergi dairesi başkanlıkları olmayan yerlerde defterdarlıklar yetkili kılınmıştır.

Öte yandan, tapu harcı ile birlikte damga vergisinin de tahsil edileceği durumlarda

yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde hareket edilmesi gerekmektedir.

12 seri no.lu ve 20 seri no.lu Harçlar Kanunu Genel Tebliğlerinin bu Tebliğe aykırı

hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Tebliğ olunur.

12 Temmuz 2008 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 26934

Maliye Bakanlığından:

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 56)

Kapsam


Bilindiği gibi, 6/6/2008 tarihli ve 26898 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak

yürürlüğe giren
5766 sayılı "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Ve

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

"
un 11 ile 15 inci maddelerinde

492 sayılı Harçlar Kanununa ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Bu Tebliğde, Harçlar Kanunu uygulamasına ilişkin olarak 5766 sayılı Kanunla getirilen

düzenlemelere yönelik açıklamalara yer verilmiştir.

I - 492 SAYILI HARÇLAR KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

A - 42 nci maddede yapılan değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (a) bendi ile, 492 sayılı Harçlar Kanununun 42 nci

maddesinin ikinci fıkrası;

"Menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım, taahhüt ve rehinle ilgili her nevi

mukavele, senet ve kâğıtlarda değer gösterilmesi mecburidir. Rehin bordroları ile kamu

idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen kurallara uyulacağına ilişkin

olarak düzenlenen taahhütnameler hakkında bu hüküm uygulanmaz."


şeklinde değiştirilmiştir.

Yapılan düzenleme ile, kamu idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen davranış

kurallarına uyulacağına ilişkin olarak düzenlenen taahhütnameler, değer gösterilmesi gereken

işlemler kapsamından çıkarılmıştır.

Bu çerçevede, davranış kurallarına uyulacağına ilişkin olarak düzenlenen taahhütnamelerin,

belli bir değer ihtiva etmemeleri halinde maktu esasa göre; değer gösterilmesi zorunlu

olmamakla birlikte, belli bir değeri ihtiva etmeleri halinde ise nispi esasa göre harca tabi

tutulması gerekmektedir.

B- 59 uncu maddede yapılan değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (b) bendi ile, 492 sayılı Kanunun 59 uncu

maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
"Genel ve katma bütçeli dairelerle"

ibaresi
"Genel ve özel bütçeli idarelerle", (l) bendinde yer alan "ek 1 inci" ibaresi "ek 2

nci"

olarak değiştirilmiş ve (r) bendi madde metninden çıkarılmıştır.

5766 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile de, 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut

Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

"EK MADDE 12- Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ve

492 sayılı Harçlar Kanunu uygulaması açısından özel bütçeli idareler kapsamında

değerlendirilir."


5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile bütçe türleri açısından "katma bütçe"

uygulamasına son verildiğinden, yapılan düzenleme ile 492 sayılı Harçlar Kanununun 59

uncu maddesinde yer alan "katma bütçe" ibaresi "özel bütçe" olarak değiştirilerek, 492 sayılı

Harçlar Kanunu 5018 sayılı Kanun ile uyumlu hale getirilmiştir.

2985 sayılı Toplu Konut Kanununa eklenen madde ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının,

492 sayılı Harçlar Kanunu uygulaması açısından özel bütçeli idarelere tanınan imkanlardan

yararlanması sağlanmıştır. Bu suretle, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı 492 sayılı Harçlar

Kanununun 59 uncu maddesinin (a) ve (j) bentleri kapsamında yapacağı işlemlerde tapu

harcından bağışık tutulacaktır.

Gayrimenkul alım-satımlarında olduğu gibi, karşılıklı harç mükellefiyeti doğuran tapu

işlemlerinde söz konusu hüküm münhasıran Toplu Konut İdaresi Başkanlığına uygulanacak

olup, karşı tarafa ait olan harç tahsil edilecektir.

492 sayılı Kanunda özel bütçeli kuruluşlara yönelik olarak başka bir istisna veya muafiyet

hükmü bulunmadığından, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının Kanunun 59 uncu maddesinin

(a) ve (j) bentleri kapsamı dışında kalan işlemlerinde harç aranılacaktır.

Ayrıca, 492 sayılı Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin (r) bendinde yer alan Toplu Konut

İdaresi Başkanlığının işlemlerine yönelik olarak istisna hükmü, mükerrerliğin önlenmesi

amacıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

C - 63 üncü maddede yapılan değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (c) bendi ile, 492 sayılı Kanunun 63 üncü

maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden

az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanır.

Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel

üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu

yansıtmadığının tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya

re’sen tarh edilir. Bu suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi

Usul Kanununda yer alan vergi ziyaı cezası % 25 nispetinde uygulanır. Takdir

komisyonu kararlarına istinaden bu fıkra uyarınca tarhiyat yapılamaz."


Yapılan düzenleme ile, gayrimenkul devir ve iktisaplarında gerçek alım-satım bedeli

üzerinden tapu harcı tahsil edilmesi esasına geçilmiştir. Söz konusu değişiklik, münhasıran

gayrimenkul devir ve iktisaplarına yönelik olduğundan, (4) sayılı tarifenin diğer bentlerine

göre yapılacak tapu işlemlerinde ilgili bentte gösterilen değer üzerinden tapu harcı

hesaplanacaktır.

Bu itibarla, 6/6/2008 tarihinden itibaren, yapılacak gayrimenkul devir ve iktisaplarında gerçek

alım-satım bedelinin tapu işlemine yansıtılmadığının tespit a l o m a l i y e . c o m edilmesi

halinde, alıcı ve satıcı adına cezalı tarhiyat yapılacaktır. Tapuda işlem yapıldıktan sonra,

harcın gerçek alım-satım bedelinden daha düşük bir bedel üzerinden beyan edilip ödendiğinin

tespiti halinde, aradaki farka isabet eden harç, %25 oranında vergi ziyaı cezası ile birlikte

tahsil edilecektir.

Alıcı ve satıcıların cezalı tarhiyatla karşılaşmamaları için, tapuda yapılacak gayrimenkul devir

ve iktisap işlemlerinde gerçek alım-satım bedelinin beyan edilmesine özen göstermeleri

gerekmektedir.

Kanun hükmü uyarınca, gayrimenkul devir ve iktisaplarında, gerçek alım-satım bedelinin

tespitine ilişkin takdir komisyonu kararlarına dayalı tarhiyat yapılamayacaktır.

Örnek 1 :

(A) şahsı, elinde bulunan gayrimenkulü (B) şahsına 12/6/2008 tarihinde 100.000

YTL karşılığında satmıştır. Söz konusu gayrimenkulün emlak vergisi değeri 40.000 YTL dir.

Taraflar, tapuda alım-satım bedelini 70.000 YTL olarak beyan ederek, bu tutar üzerinden tapu

harcı ödemişlerdir.

Yapılan işlemin tapu harcı uygulaması açısından değerlendirilmesi:


Alım-satım işlemi için beyan edilmiş olan 70.000 YTL, emlak vergisi değerinin üzerinde

olmakla birlikte, gerçek alım-satım bedeli olmadığından, gerçek alım-satım bedeli idarece

tespit edilerek aradaki fark matrah (100.000 YTL - 70.000 YTL =30.000 YTL) üzerinden alıcı

ve satıcı adına cezalı harç tarhiyatı yapılacaktır.

Örnek 2 :

(A) şahsı konut almak üzere, halihazırda arsa olan gayrimenkul üzerinde tesis

edilen kat irtifakı sonucu ortaya çıkan arsa payını (B) şahsından 20/6/2008 tarihinde 300.000

YTL karşılığı satın almıştır. Söz konusu arsa payının emlak vergisi değeri 5.000 YTL olup,

tapuda bu değer (5.000 YTL) üzerinden harç ödenmiştir.

Yapılan işlemin tapu harcı uygulaması açısından değerlendirilmesi:

Burada, üzerine kat irtifakı tesis edilmiş arsaya inşa edilecek binaya ait bağımsız bölüme

isabet eden arsa payının satışı söz konusu olup, arsa payı satışının inşaatı tamamlanmış konut

satışından bir farkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, arsa payı vasfındaki gayrimenkulün alımsatımında

alıcı ve satıcı gerçek satış bedeli üzerinden harç ödeyecektir.

Örneğimizde; beyan edilen değer, arsa payı için belirlenen emlak vergisi değeri olmakla

birlikte, gerçek alım-satım bedelini yansıtmamaktadır. Dolayısıyla, gerçek alım-satım bedeli

ile emlak vergisi değeri arasındaki fark matrah (300.000 - 5.000 =295.000 YTL) üzerinden

alıcı ve satıcı adına cezalı tapu harcı tarhiyatı yapılacaktır.

D- 123 üncü maddede yapılan değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (ç) bendi ile, 492 sayılı Kanunun 123 üncü

maddesinin son fıkrasında yer alan
"harca tabi tutulmaz." ibaresi "bu Kanunda yazılı

harçlardan müstesnadır."

şeklinde değiştirilmiştir.

492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin son fıkrasında Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve

Kefalet Kooperatifleri ile (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma

Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil)

bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin

temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemlerde harç aranılmayacağı

hükme bağlanmıştır.

Kanunda sayılan kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini, teminatları ve geri

ödenmelerine ilişkin olarak noterde, tapuda, yargıda ve icrada yapılacak alomaliye.com

işlemlerden harç aranılmaması gerekmektedir. Ancak, kredilerin geri dönüşüne ilişkin icra

işlemlerinde söz konusu istisna hükmünün yargı harçlarını kapsayıp kapsamadığı hususunda

icra dairelerinde tereddütler yaşanmıştır. Yapılan bu düzenleme ile, kredilere ilişkin 123 üncü

maddede yer alan istisna hükmü daha açık bir şekilde vurgulanarak, söz konusu işlemlerin

hiçbir şekilde harca tabi tutulmayacağı belirtilmiş ve yargı harcı açısından uygulamada oluşan

tereddütlerin ortadan kaldırılması sağlanmıştır.

II- 492 SAYILI HARÇLAR KANUNUNA EKLİ TARİFELERDE YAPILAN

DEĞİŞİKLİKLER

A - (1) Sayılı Tarifede Yapılan Değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (d) bendi ile, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1)

sayılı tarifenin "A) Mahkeme Harçları" bölümünün sonuna;

"IV. Temyiz ve itiraz harçları:

a) Yargıtay ve Danıştay’a yapılacak temyiz başvurularında 60 YTL

b) Yürütmenin durdurulmasına ilişkin itirazlar dahil olmak üzere

Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerine

itirazen yapılacak başvurularda 40 YTL

c) Ağır Ceza Mahkemelerine itirazen yapılacak başvurularda 30 YTL",

B - (3) Sayılı Tarifede Yapılan Değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (e) bendi ile, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3)

sayılı tarifenin "I- Başvurma harcı" başlıklı bölümüne;

"c) Danıştay’a temyiz başvurularında 60 YTL

d) Bölge İdare Mahkemesine itirazen yapılan başvurularda 40 YTL",


fıkraları eklenmiştir.

Yapılan düzenleme ile, daha önce 492 sayılı Harçlar Kanununda yer almayan adli ve idari

yargıya ilişkin temyiz ve itiraz başvuruları harç kapsamına alınmıştır. Söz konusu başvurular

için "başvuru harcı" ihdas edilerek, yargı organlarının daha hızlı ve verimli çalışmasına imkan

sağlanmıştır.

C - (8) Sayılı Tarifede Yapılan Değişiklikler


5766 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (f) bendi ile 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (8)

sayılı tarifenin sonuna aşağıdaki madde eklenmiştir.

"XII- Transfer fiyatlandırması ile ilgili yöntem belirleme anlaşması harçları:

1- Başvuru harcı 25.000 YTL

2- Yenileme harcı 20.000 YTL"


5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasında, "İlişkili

kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin

tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak

belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen

süre ve şartlar dahilinde kesinlik taşır." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, uygulayacağı yöntem konusunda tereddüdü bulunan mükelleflerin gerekli bilgi ve

belgelerle birlikte Maliye Bakanlığına başvurarak belli bir dönem için yöntem tespiti

talebinde bulunabilmesi mümkündür. Yapılan düzenlemeyle, söz konusu anlaşma sürecine

ilişkin başvuru ve yenileme işlemleri harca tabi tutulmuştur.

Tebliğ olunur.

Gayrimenkul satarken vergiye takılabilirsiniz!

Gayrimenkul satarken vergiye takılabilirsiniz!
Gayrimenkul satarken vergiye takılabilirsiniz!
Gayrimenkul alım-satımı günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan bir olay. Değişik nedenlere bağlı olarak ev, işyeri, arsa ve benzeri gayrimenkuller alınıp satılıyor. Bu noktada bazı sürprizlerle karşılaşmak mümkün


Gayrimenkul alım-satımı günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan bir olay. Değişik nedenlere bağlı olarak ev, işyeri, arsa ve benzeri gayrimenkuller alınıp satılıyor. Bu noktada, okurlarımızın dikkatini çekmek istediğimiz bazı ince noktalar var. Eğer konu yeterince bilinmiyorsa gayrimenkul alıp satanların ileride ciddi vergi sürprizi ile karşılaşması mümkün...
ALIŞ BEDELİ DÜŞÜK GÖSTERİLİYOR
Gayrimenkullerde mülkiyet tapu siciline tescil ile kazanılıyor. Tapu siciline yapılan tesciller için tapu harcı alınıyor. Gayrimenkul satışlarının tapuya tescilinde satış bedeli üzerinden toplam binde 33 harç alınıyor.
Kanuna göre bu harcın yarısı olan binde 16,5'ini alıcının, diğer yarısını da satıcının öde- ı günün sozu "Başkasının izinde yürüyen iz bırakamaz.
J. Brannon mesi gerekiyor.
Gayrimenkul alışlarında en çok karşılaşılan durum, daha az tapu harcı ödemek amacıyla alış bedelinin düşük gösterilmesi. Yasaya göre tapu harcı alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı alındığından, bedelin düşük gösterilmesi her iki tarafın da çıkarına gibi gözüküyor.
Tapuda bildirilecek değer konusunda tek kısıt, emlak vergisi değeri. Yani tapu harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen satış değeri üzerinden hesaplanıyor. Bunun sonucu olarak, genellikle gerçek değerin çok altında bir satış değeri bildiriliyor ve tapu harcı da bu bedel üzerinden hesaplanıyor.
ALINAN GAYRİMENKUL SATILIRSA Tapuda düşük bedel gösterilerek satın alınan gayrimenkul, değişik nedenlerle satılırsa tapu harcından kurtulmak için yapılan düşük beyan sorun yaratabiliyor. Olay şu şekilde gelişiyor: Alıcı, satışın gerçek bedel üzerinden yapılmasında ısrar ediyor. Satıcı, müşteriyi kaçırmamak için kabul ediyor. Bu noktadan sonra, satıcının gayrimenkulü alırken tapuya yapmış olduğu düşük beyan başına dert açabiliyor.
DEĞER ARTIŞ KAZANCI
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80. maddesine göre; gayrimenkullerin alındığı tarihten itibaren 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazanç değer artış kazancı kabul ediliyor. Değer artış kazancı hesaplanırken, alış bedeli satışın yapıldığı ay hariç UFE endeksindeki artışa göre artırılıyor. Bu şekilde bulunan değer, satış bedeli ile kıyaslanıyor. Bulunan farkın 2012 yılında 8 bin 800 TL'yi aşması halinde, aşan kısım gelir vergisine tabi tutuluyor.
Tapu harcından kaçınmak için alış bedeli düşük gösterilen gayrimenkulün satılması halinde ortaya çıkarabilecek sorunların anlaşılabilmesi için konuyu bir örnekle açıklayalım. 2008 yılında 250 bin TL'ye alınan ancak alış bedeli 150 bin TL gösterilen bir gayrimenkulün 2012 yılında 420 bin TL'ye satıldığını varsayalım. (Okurlanmızın kafasını karıştırmamak için endekslemeyi dikkate almayacağız) Gayrimenkulü alan kişi alış bedelini 250 bin TL yerine 150 TL göstererek kendisine isabet eden tapu harcından 1.650 TL "tasarruf" etmiştir. Söz konusu gayrimenkul 420 bin TL'ye satıldığında gerçekte bu satış dolayısıyla elde edilen kazanç 170 bin TL'dir. Ancak alış bedeli düşük gösterildiğinden satış kazancı sanal olarak 270 bin TL'ye çıkmaktadır.
Gerçek değerden alım yapıldığında ortaya çıkan kazançtan 8 bin 800 TL'lik istisna düşüldüğünde geriye kalan 161 bin 200 TL ve bunun üzerinden hesaplanan gelir vergisi ise 49 bin 530 TL'dir.
Örnekte olduğu gibi düşük bedelle alım yapıldığında ise ortaya çıkan 270 bin TL kazançtan istisna düşüldüğünde kalan 261 bin 200 TL üzerinden 84 bin 530 TL gelir vergisi hesaplanacaktır. Yani, 1.650 TL'lik tapu harcı ödememek için fazladan 35.000 TL gelir vergisi ödenecektir.
AKLINIZDA BULUNSUN Vergi müfettişi arama yapabilir mi?
VERGİLENDİRMEYE esas olan, bilgi ve belgelerin doğrudan yükümlüden istenmesi ve yükümlünün de istenenleri rızası ile idareye vermesidir. Ancak, yükümlü bilgi ve belgeleri gizliyor, idareye veya yetkililere vermiyorsa bilgi ve belgelerin rızaya dayanan olağan yolla edinilmesi mümkün olmaz. O zaman yapılacak şey, yükümlünün rızası aranmaksızın idarenin kendiliğinden harekete geçerek gizli bilgi ve belgeleri ele geçirmektir.
Arama, haklarında ihbar bulunan veya yapılan vergi incelemeleri sırasında vergi kaçırdıkları yolunda kuvvetli belirti bulunan yükümlüler veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer kişilerin işyerlerinde, evlerinde ya da üzerlerinde arama yapılması şeklinde gerçekleştirilir. Arama yapılabilmesi için;
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna lüzum göstermesi ve gerekçeli bir yazı ile arama kararı vermeye yetkili sulh yargıcından bunu istemesi,
Sulh yargıcının istenilen yerlerde arama yapılmasına karar vermesi şarttır.
NİŞANLIM 23.03.2011 tarihinde işe başladı. Temmuz ayında evleniyoruz. 15 Temmuz'da 15 günlük senelik izne çıkıp 30 Temmuz'da işi bırakacak. Ne kadar kıdem tazminatı alır? Nişanlımın daha önce açmış olduğu şirketten dolayı SGK'dan maaşının 3/1'ne haciz koydular. Bu haciz kıdem tazminatını etkiler mi veya kıdem tazminatına da haciz koyabilirler mi? S. Akkaya Nişanlınız 23.03.2011-23.03.2012 dönemi için 30 günlük ücreti tutannda, 23-03.201230.07.2012 dönemi içinde oranlama yoluyla hesaplanacak tutarda (toplam 40 günlük ücreti tutannda) kıdem tazminatı alır. Yasalarda kıdem tazminatının haczedilemeyeceğine ilişkin bir hüküm yok. Bu nedenle kıdem tazminatına haciz koyulabilir.
Hizmet tespit davası açabilirsiniz
BABAM 1987-1988 yıllan arasında bir nakliye şirketinde çalışmış ama işveren sadece üç ay SSK primi yatırmış. Elimizde oranın kayıt defteri mevcut. Babam 08.09.1992 tarihinde öldü. 560 gün askerlik, 245 gün SSK primi mevcut. Anneme aylık bağlatmak istiyoruz. Biz bunları mahkemeye versek yatırmadıklan 9 ayı öderler mi veya bunun başka yolu var mı? İ. Coşkun Babanızın SGK'ya bildirilmeyen prim günleri için hizmet tespit davası açabilirsiniz. Dava dilekçenizde işverenle birlikte Sosyal Güvenlik Kurumunu da davalı olarak göstermeyi unutmayın. Elinizdeki kayıtlar davanın lehinize sonuçlanmasını sağlayabilir. Mahkemenin lehinize sonuçlanması halinde SGK karann gereği olarak prim günlerini dikkate alır ve annenize aylık bağlar.
Metin Taş-Sezgin Özcan-Akşam
                       
Yasal Uyarı:
Yayınlanan köşe yazısı, haber veya fotoğrafın tüm hakları www.emlaktasondakika.com'a aittir. Ancak alıntılanan köşe yazısı, haber veya fotoğraf, www.emlaktasondakika.com linki verilerek kullanılabilir.

8 Nisan 2013 Pazartesi

Konut Değerini Düşük Gösterenleri Korku Sardı

Konut Değerini Düşük Gösterenleri Korku Sardı

Yüksek tapu harcını ödememek için konutun değerini düşük gösteren alıcıları ve inşaat firmalarını vergi cezası korkusu sardı.


Konut Değerini Düşük Gösterenleri Korku Sardı
Yüksek tapu harcını ödememek için konutun değerini düşük gösteren alıcıları ve inşaat firmalarını vergi cezası korkusu sardı. Emlakçılar, "gerçek beyan için düşük harç şart" dedi


Bugün'den Emine Açar'ın haberine göre, yüksek tapu harcını ödememek için çareyi konutun değerini düşük göstermekte bulan konut alıcıları ve bazı inşaat firmalarına emlakçılardan ve vergi uzmanlarından destek geldi. Özellikle İstanbul'da boğaza nazır yerlerde milyon dolarlık konutlar yapan bazı inşaat firmaları satışı düşük gösterme nedeni olarak birden fazla konut satışını ve bu satıştan dolayı ödenen yüksek vergiyi gerekçe gösterdi. İnşaat firmasının birden fazla konut satışı yapmasından dolayı izlediği bu yola konut alıcıları da bugüne kadar çok fazla ses çıkarmadı. Çünkü tapuda yüksek değer üzerinden gösterilen gayrimenkulün tapu harcı konut alıcısının da cebinden ekstra fazla para çıkması anlamına geliyordu.


Alıcı ve satıcı eşit ödüyor


Mevcut sistemde tapu harcı olarak talep edilen oran emlak değerinin yüzde 1,65'i olarak hesaplanıyor. 1 milyon liralık konutun gerçek beyan üzerinden gösterildiği taktirde tapu harcı bedeli 16 bin 500 lira olarak hesaplanıyor. Bu bedeli hem alıcının hem de satıcının eşit miktarlarda ödemesi gerekiyor.

Bu noktada 1 milyon liralık evin karşılığında devletin kasasına tapu harcı olarak 33 bin liranın girmesi gerekiyor. Ancak 1 milyon liralık evin değerinin 300 bin lira olarak gösterilmesi durumunda alıcının ve satıcının cebinden tapu harcı olarak 4 bin 950'şer lira para çıkıyor ve bu durumda devletin kasasına da 33 bin lira yerine 9 bin 900 lira girmiş oluyor.


Talep, harcın düşmesi


Ancak vergi uzmanları ve emlakçılar tapu harcı olarak alınan yüzde 1,65'lik değerin çok yüksek olduğunu dile getiriyor. Bugün Gazetesi Yazarı ve vergi uzmanı İsmail Kökbulut, "Devlet tapu harcını aşağıya çekerek gerçek beyanı özendirmeli. Tapu harcı olarak alınan rakam devletin verdiği hizmetin karşılığı olarak vatandaştan alınan paradır. 1 milyon liralık evi baz aldığımızda devlet tapu dairesinde vatandaşa ve inşaat firmasına bu alım satım için 33 bin liralık hizmet vermiyor. Devletin gelir kalemi KDV ve kurumlar vergisi olmalı. Tapu harç oranları aşağıya çekildiğinde tüm gayrimenkuller gerçek değerler üzerinden gösterilir" bilgisini verdi.


Devlet son 5 yıla gidecek


Bu tür işlemleri yapan kişilere yönelik başlatılan sıkı takip çapraz kontrolle yapılacak. Maliye Cihangir, Etiler ve Ulus'ta satılık ilanına çıkan gayrimenkulleri alıcı gibi arayarak satıcının kaç lira bedel isteyeceğini öğrenecek. Bunun üzerine tapuda belirtilen değerle karşılaştıracak ve bedel arasında ciddi farklılıklar varsa konut satıcısına neden tapuda gerçek değerini göstermediği sorulup ceza kesilecek. Aynı yöntem konut inşa edip satan inşaat firmasına yönelik de yapılacak. Cezalar ise son 5 yıl gözetilerek gecikme faiziyle birlikte talep edilecek.

Değer Artışı Kazancı Vergisinde 5 Yıl Sınırı Kalkıyor

Konut satışlarında elde edilen kazanca uygulanan değer artışı kazancı vergisinde 5 yıl sınırı kalkıyor. Bu düzenlemenin ev sahiplerini, evlerinin değerlerini tapu dairesine düşük fiyattan beyan etmemeye teşvik etmesi bekleniyor.
Maliye Bakanı’nın 31 Aralık’ta vergilerde ve harçlardaki gelecek düzenlemelere dair yaptığı açıklama özellikle halk arasında ‘zengin vergisi’ olarak da bilinen, sıfır konutlara uygulanacak yeni KDV oranlarının açıklanmasıyla dikkat çekti. Ancak satır aralarında gözlerden kaçan en az KDV artışı kadar önemli başka bir düzenleme vardı. Mehmet Şimşek’in yaptığı açıklamaya göre konut alım satımında “değer artışı kazancı” vergisinde 5 yıllık süre sınırı kalkıyor. Bu düzenlemenin ikinci el konut satışlarında elde edilen gelirlerde azalmaya neden olacağı gibi, ev sahiplerinin tapu dairesine tapu alırken beyan ettiği miktarlara da etkisi olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla “evin satış değerini tapu dairesine düşük gösterip daha düşük tapu harcı ödemeli miyim?” diye düşünenlerin de bu yazıyı dikkatlice okuması gerekiyor.
Değer artışı kazancı vergisi nedir? Nasıl hesaplanır?
Değer artışı kazancından doğan gelir vergisi, gayrimenkul alım satımını yatırım enstrümanı olarak kullanan kişilere uygulanması amaçlanmış gelir vergisidir. Bir kişinin aldığı evin alış değeriyle evi sattığındaki satış değeri arasında farklılık varsa bu fark kazanç olarak kabul edilir ve gelir vergisine tabi tutulur. Ödenecek miktar hesaplanırken evin alış bedeli, alış ve satış işlemi arasında gerçekleşen enflasyon oranıyla çarpılır ve bu enflasyon etkisinden arındırılmış alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden vergi alınır. Bunu bir örnek üzerinde anlatalım.
Örneğin 2009 Ocak’ta 100.000 TL’ye alınan ev 2012 Eylül’de 250.000 TL’den satılıyor olsun. Öncelikle 100.000 TL arada geçen sürede gerçekleşen enflasyonla çarpılır. 100.000 TL için bu rakam 128.993 TL olur. Sonra gerçekleşen satış fiyatıyla bu rakamın farkı gelir vergisine tabi olan net kazanç olarak alınır. 250.000 TL’den 128.993 TL çıkarılırsa matrahımız 121.007 TL olur. Bu kazancın miktarına göre aşağıda belirtilen dilimlerde ve oranlarda vergi alınır.
10.700 TL’ye kadar:% 15
26.000 TL’nin 10.700 TL’si için 1.605 TL, daha fazlası için:% 20
60.000 TL’nin 26.000 TL’si için 4.665 TL, daha fazlası için:% 27
60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.845 TL, daha fazlası için:% 35
Üstteki hesap uygulandığında bu durumda ödenecek vergi yaklaşık 35200 TL oluyor.
Devlet bu vergiyi almış olduğu evi yalnızca 5 yıl dolmadan satmak isteyen kişilere uygulamaktadır. Eğer satış, alıştan 5 yıl veya daha sonra gerçekleşmişse evin değeri ne kadar armış olursa olsun değer artışı vergisine tabi tutulmamaktadır. Maliye Bakanlığınca açıklanan düzenlemeyle bu 5 senelik süre sınırı kalkacak.
Yeni düzenleme tapu değerlerini de etkileyecek.
Önceki sistemde alış tarihinden 5 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra satılan evlerden herhangi bir vergi alınmıyordu. Ancak şimdi evin satış bedeli, alış bedelinden fazla olduğu takdirde her durumda gelir vergisi ödenecek. Bu durum tapu dairesine beyanlara da etki edecek.
Günümüzde piyasada gerçekleşen satışların büyük kısmı tapu dairesine gerçek değerden daha düşük bildiriliyor. Zira alıcı ve satıcı için toplam %4 oranında ödenen ev satışlarında tapu harcını oldukça yüksek bulunuyor ve ödenecek harçtan tasarruf edilmeye çalışılıyor. Ancak bu evi satın alan kişi için riskli bir adım, çünkü cezai yaptırımları var. Maliye Bakanlığı da bu konuda denetimlerini her geçen gün sıkılaştırıyor.
Süre sınırının kalkması tapu dairelerine beyanlarda satışların asıl bedeli üzerinden beyan edilmesini teşvik edecek.
Tapu dairesine gerçek satıştan düşük beyan vermenin bir sakıncası daha var. Diyelim ki 100.000 TL’ye bir ev aldınız ancak tapu dairesine 50.000 TL gösterdiniz. Evi 5 sene geçmeden satarsanız ve eve yeni giren alıcı evi gerçek satış değeri üzerinden beyan ederse, iki beyan arasındaki farkın vergisini ödüyorsunuz. Örneğin evi 1 sene sonra yine 100.000 TL’den satarsanız (diyelim ki o sene %10 enflasyon olsun), Maliye Bakanlığı sizi yaklaşık net 45.000 TL’lik bir gelir elde etmiş kabul ediyor ve bundan vergi kesiyor. Bu vergi de tapu harcından kurtaracağınız 1000 lira harçtan çok daha yüksek oluyor.
Bugüne kadar “Ben nasıl olsa evimi en az 5 sene kullanacağım” diyen pek çok ev sahibi evinin değerini düşük göstermeye devam etti. Ancak artık bu vergi 5 yıldan önce veya sonra fark etmeksizin bütün ev satışlarında olacağı için ev sahipleri tapu değerini düşük göstermeye daha az yanaşacaklar. Zira artık ufak bir tapu harcı kazancı için çok daha büyük bir değer artış kazancı vergisi ödeme riski almak zorunda kalacaklar.
Riske girmeyin, evinizi gerçek satış bedelinden beyan edin.
Maliye Bakanlığı’nın bu düzenlemesiyle beraber ev alacakların bu riske girmeyip evlerini gerçek bedellerinde göstermeye başlamalarını bekliyoruz. Evlerini önceden düşük değerde beyan edenler ise pişmanlık beyanında bulunup borçlarını yasal faiziyle ödedikten sonra tapularındaki değeri düzelttirebilecekler. Yalnız bu işe girişmeden önce evi önceden aldıkları satıcılarla anlaşmış olmalarında fayda var, zira tapu harcı hem alıcı hem satıcı tarafından ödendiği için tapu değerinde pişmanlığın maliyeti iki tarafa da yansıyor.
Biz de tapu değerini düşük göstermeyi düşünen okurlarımıza fazladan gelir vergisi ödeme riskini almamayı tavsiye ediyoruz. Daha önce tapu idaresine düşük beyanda bulunmuş okurlarımızın ise pişmanlık sürecini gözden geçirmelerinde fayda var.
Evimin tapusu zamanında düşük gösterilmiş, ne yapmalıyım?
Eğer satın aldığınız evin tapusu -sizin bilginiz dışında veya dahilinde- gerçek değerinden düşük gösterilmiş olsa bile, yüksek vergi riskinden kurtulma şansınız hala mevcut. İlgili vergi dairesine pişmanlık beyanında bulunanlar tapu değerlerini vergilerinin geri kalan kısmını yasal faiziyle ödeyip düzeltebiliyorlar. Bu durumdaki okurlarımıza ilgili daireye gidip pişmanlık beyanı hakkında bilgi almalarını öneriyoruz.
Nazım Adaklı - Konutkredisi.com.tr İçerik Editörü

Konut Kresiyle Alınan Evin Değeri Düşük Gösterilemiyor

Ankara Tüm Emlakçılar Esnaf Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Rıfat Yetkin mülkün değerini düşük gösterme gibi yöntemlerin, son yıllarda konut alımında banka konut kredisi kullanımının artmasından dolayı azaldığını söyledi.
 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yaptığı açıklamaya göre internet sitelerinde ve gazetelerde yer alan konut satış bedelleri ile tapu müdürlüklerine beyan edilen rakamlar arasındaki büyük fark olduğunu bildirdi. Şimşek bu farkın, vatandaşların mülk satışı sırasında ödediği yüksek tapu harç bedelinden kaçmak için konutun fiyatını düşük göstermesinden kaynaklandığı belirtti.
Bakan Şimşek, Maliye Bakanlığı'nın gazetelerden, internet sitelerindeki ilanlardan gayrimenkullerin kiralama ve satış fiyatlarını toplamaya başladığını bildirdi. Vergi Denetim Kurulu'nun başlattığı proje ile pilot bölgeler seçilerek, İstanbul'daki lüks semlerde (Cihangir, Etiler, Ulus vb.) emlakçıların ya da müteahhitlerin verdikleri ilanlarla satış beyanları çapraz kontrole tabi tutulacağı ifade edilmişti.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ankaralı Emlak Müşaviri Salim Taşçı, Bakan Şimşek'in dikkati çektiği konunun Türkiye'de yaygın olarak başvurulan bir vergi kaçırma yöntemi olduğunu belirtti. Taşçı, Türkiye'de 4 yıl önce mülklerin satış bedeli üzerinden alınan harç bedellerinin belirlenmesinde vatandaşın beyanının esas alındığını, bugün ise konutların satış öncesi rayiç bedelinin belirlenmesinin belediyelerin yetkisi altında olduğunu dile getirdi.

Gerçek Mülk Değerini için Tapu Harç Bedelleri Düşürülmeli

Tapu harç bedellerin yüksek olduğunu savunan Taşçı, ''Mülk alım satımlarında gerçek dışı beyanların önüne geçmek için yüksek harç bedellerinin düşürülmesi gerekir. Rayiç bedel belirleme işi de belediyeler yerine Maliye Bakanlığı tarafından yapılmalıdır'' dedi. Taşçı, herm alıcı hem de satıcıdan alınan bin 650'şer civarında olan tapu harç bedellerinin bin lira seviyelerine düşürülmesi halinde vatandaşın mülkün değerini düşük gösterme gibi bir yola başvurmayacaklarını ifade etti.

Ankara Tüm Emlakçılar Esnaf Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Rıfat Yetkin de,
konut kredisi ile mülk sahibi olma yöntemlerinin artmasıyla mülkün değerini düşük gösterme gibi yöntemlerin azaldığını söyledi.


Konut kredsi kullandırımlarında konut ekspertiz değerinin mülkün gerçek değerine yakın değerler ortaya çıkardığını belirten Yetkin, satış bedelini düşük göstererek vergi kaçırma yönteminin geçmiş yıllarda yaygın olduğunu kaydetti. Uygulamanın daha çok emlakçılar dışında bireysel olarak ev alıp satanları ilgilendirdiğini belirten Yetkin, ''Kayıtlı emlakçılar zaten bu konularla ilgili vatandaşları ikaz ediyor. Vatandaşlara kayıtlı emlakçılarla çalışmalarını öneriyoruz'' dedi.


Emlakçı Osman Kabala da benzer açıklmalarda bulunarak alıcı ve satıcıların yüksek tapu harç bedellerinden dolayı mülkün değerini düşük gösterme eğiliminde olduklarını belirterek, ''İskan raporu olan bina ile iskansız bina arasında dahi tapu harç bedeli farkllıkları olduğunu bildirdi. Tapu harç bedel farklarının 2 kata kadar çıkabildiğini belirten Kabala, özellikle yap-sat şeklinde çalışan kişilerin mülkün değerini düşük göstererek harç bedelinin bir kısmını aldıklarının bildirdi. Çoğu bölgede mülkün değerinin olduğundan daha düşük gösterildiğini ifade etti.

Emlakçıların ''tapu harç bedelleri yüksek'' görüşüne konutlarını kendileri satan bazı vatandaşlar da katılıyor. Ankara-Batıken'te 280 bin liralık dairesini satışa çıkaran Oğuzhan Filiz, kendi konutu için ödenmesi gereken tapu harç bedelinin 5 bin-5 bin 500 lirayı bulduğunu söyledi.

Harç bedellerinin düşürülmesi halinde kimsenin konutun bedelini düşük gösterme gibi bir yola başvurmayacağını dile getiren Filiz, bugünkü piyasa koşullarının çok gerisinde kalan belediye rayiç bedellerinin de yeniden güncellenmesi gerektiğine dikkati çekti.

Lüks Semtler Mercek Altında

Maliye Bakanlığı'nın yeni uygulaması kapsamında pilot bölge seçilen İstanbul'un lüks semtlerindeki konut fiyatları yüksek bedelleri ile dikkati çekiyor. Pilot bölgelerden Etiler'deki konutların fiyatı oda sayılarına göre, 1 milyon 200 bin dolardan 2 milyon 250 bin dolar arasında değişiyor. Aynı semtteki ortalama 10-15 yıllık bir binadaki konut 625 bin liradan alıcı buluyor.

Pilot bölge olarak seçilen bir diğer semt olan Cihangir'de de fiyatlar Etiler kadar olmasa da yüksek oranlarda seyrediyor. Söz konusu semtte 2 artı 1 şeklindeki bir dairenin fiyatı 980 bin dolara, 25-30 yıllık binalardaki dairelerin fiyatları da 500 bin dolara kadar çıkabiliyor. Pahalı konutların yer aldığı bir başka pilot semt Ulus'ta da fiyatlar diğer semtlerle pek farklılık göstermiyor. Bu semtte de fiyatlar 550 bin dolar ile 4 milyon 300 bin dolar arasında değişiyor.

İstanbul Ulus'ta emlakçılık yapan bir vatandaş, vergi kaçırmanın önüne geçmek için belediyenin belirlediği rayiç bedel tutarlarının artması gerektiğini söyledi. Özellikle pilot bölge olarak seçilen semtlerdeki konut fiyatları ile belediye rayiç bedelleri arasındaki farka değinen emlakçı, ''Etiler'deki bir dairenin fiyatı ortalama 1 milyon 750 bin dolar, buna karşın Etiler için belirlenen en yüksek rayiç bedel 600 bin lira civarında. Hatta 100 bin lira rayiç bedel belirlenen konutlar var. Siz Etiler'de 100 bin liraya gecekondu bile satın alamazsınız'' dedi.