Mera Kanunu Binlerce Vatandaşı Rahatlattı

Kirişci, yaptığı açıklamada, TBMM'nin genel seçim nedeniyle gerçekleştirdiği son toplantıda görüşülen ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanan 4342 sayılı "Mera Kanunu"nun binlerce vatandaşı rahatlattığını belirtti. Kirişci, "Yasalar bir bölge için veyahut da münhasıran bir yöre için çıkarılmaz, mutlak surette genele hizmet etmesi gerekir. Ama biz, eğer Akçatekir örneğine ele alırsak burada 1936 yılında vergi kaydı olan yerleşim yerleri var. 1951 yılında haritası olan, resmi olarak 1951

yılında devlet tarafından yayımlanmış olan haritaları olan köyler var. Dolayısıyla tapusu var. Türkiye Cumhuriyeti'nden önceki döneme ait 'Halep Tapusu' diye nitelendirilen tapuları olan insanların bir mağduriyeti vardı. Dolayısıyla, yapmış olduğumuz düzenlemeyle, insanlarımızın gerçekten bu zamana kadar çekmiş oldukları sıkıntıları bir nebze de olsa hafifletmiş olacağız" dedi.

Kanundaki değişiklikle geçici 3. maddede yer alan 'mera' ifadesine yaylak ve kışlakların eklendiğine dikkat çeken Kirişci, şunları kaydetti:

"Burada üç temel şart var. Bu üç şarttan biri belediye mücavir alanı sınırları içerisinde olması, ikincisi, üzerinde bir şekilde mera ve yayla olarak kullanılma imkanının kalmamış olması, birtakım yapıların bulunması, üçüncüsü ve çok daha önemlisi 1 Ocak 2003 tarihinden önce imar uygulaması görmüş olması şartı var."

Kanun çıkmadan önce Adana'nın Pozantı ilçesine bağlı Akçatekir beldesinde toplam 11 bin 800 dosyadan yaklaşık 5 bin 300'ünün dava olarak mahkemelerde devam ettiğini bunlardan 4 bin 500'ünün sonuçlandığını hatırlatan Kirişci, "Bu insanların ellerinde var olan tapuları iptal edilmiş durumda. Geri kalan kısmı, yaklaşık 2 bin civarındaki tapuyla ilgili işlem de tıpkı diğer 5 bin 300 davada olduğu gibi, artık dava açılabilecek noktaya gelmişti. Fakat kanunda yapılan değişikliğin ardından bu tartışmalar

tamamen sona ermiş oldu. Vatandaşlarımız zaten yıllardır üzerinde oturduğu evlere fiilen olduğu gibi resmen de sahip olmuştur" diye konuştu.

Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte söz konusu taşınmazlardan, ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilenlerin tescilleri, bedel talep edilmeksizin aynen devam edeceğini kaydeden Kirişci, bunlar hakkında dava açılmayacağını, açılmış davalardan da vazgeçileceğini vurguladı.

Hazine adına tescil edilmesi gerekirken, gerçek veya tüzel kişiler adına tescil edilen taşınmazlar hakkında Hazinece açılan davalardan, emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçileceğini belirten Kirişci, bu nitelikteki taşınmazların tapularının da talep edilmesi halinde sahiplerine devredileceğini söyledi.

Kirişci, belediyelerin, konut veya iş yeri yapmak üzere bedelsiz ya da bedeli karşılığında gerçek ve tüzel kişilere tahsis ettiği, ancak Hazinenin açtığı davalar sonucunda önce mera olarak kabul edilen, daha sonra meralık vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen araziler üzerinde yapılan konutların, bedelinin Hazineye ödenmesi şartıyla, sahibine devredileceğini de sözlerine ekledi.

(AB-AB-MEF-E)

Yorumlar

Popüler Yayınlar