Lisanslı Emlak Müşavirliği Kanunu Neden Çıkmalı

Lisanslı Emlak Müşavirliği Kanunu Neden Çıkmalı

Metin Yeşil


İstanbul Ticaret Odasınca hazırlanan Lisanslı Emlak Müşavirliği ve Lisanslı Emlak Komisyonculuğu Kanun Tasarısı Taslağı Bayındırlık ve İskan Bakanı Sayın Mustafa Demire sunuldu Taslak önemli değişiklikleri içeriyor.


Lisanslı Emlak Müşavirliği Kanunu Neden Çıkmalı

İstanbul Ticaret Odasınca hazırlanan Lisanslı Emlak Müşavirliği ve Lisanslı Emlak Komisyonculuğu Kanun Tasarısı Taslağı Bayındırlık ve İskan Bakanı Sayın Mustafa Demire sunuldu Taslak önemli değişiklikleri içeriyor. Bu taslağın önemli bir tarafı sektör temsilcilerince taslağın onaylanarak imzalanmış olmasıdır. Bu Kanun Taslağının önemli bir ihtiyaçtan doğduğu bir gerçek.

İTO 24 Nolu Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesini ve taslağa destek veren tüm sektör temsilcilerini bu çalışmasından dolayı kutluyoruz. Tabi önemli olan konunun takip edilip,i htiyaçlara cevap veren bu taslağın bir an önce yasalaşması.

Tapu sicil hizmeti

Şimdi konuya girmeden biraz tapu sicil hizmeti üzerinde duralım. Tapu sicil hizmeti, basit bir tanımlamayla taşınmaza yönelik akit ve tescil işlemleridir.

Gayrimenkule yönelik akit ve tescil işlemleri ülkemizde devlet tarafından yerine getiriliyor.

Bugün değil, tam 1847 yılından bu yana 164 yıldır bu hizmet devlet tarafından sunulmaktadır. Bu hizmetin devlet tarafından sunulmasının en önemli üç temel nedeni var. Bunları şöyle sıralayabiliriz.

a) Gayrimenkulun önemli ve değerli bir varlık olması.(Son krizin ABD de konut finansmanına yönelik kredilerden kaynaklanmış olması bize gayrimenkulun önemini bir daha göstermiştir.)

b) Hizmetin geniş bir vatandaş kitlesini ilgilendirmesi, (Tapu sicil müdürlükleri yılda yaklaşık 13 milyon vatandaşa hizmet vermekte, yaklaşık 6 milyon işlem yapılmaktadır.)

c) Hizmet kusurundan dolayı telafisi zor zararların doğabilmesi. (Bu nedenle devlet bu hizmeti sunarken doğacak zararları da doğrudan üstlenmiş, bir ölçüde işlemlerin sigortası olmuştur).

d) Devletin vergi, harç döner sermaye adı altında bu hizmetten önemli bir gelir elde etmesi.

Tapu sicil hizmeti sunulurken şüphesiz bazı olumsuzluklarda olabiliyor.

Devlet kurumlarında yaşanan genel olumsuzluklardan, şüphesiz tapu sicil müdürlüklerini ayırmak mümkün değildir. Her kurumda hata yapanlar olabilir. Ancak hataları tüm kuruma mal etmek çalışan işini doğru yapanlara haksızlık olur.

Olumsuzlukları değerlendirirken yapılan işlem hacmi ve hizmet sunulanların oranına bakmak doğru olacaktır. Yukarıda verilen işlem hacmi karşısında olumsuzlukların oranının ne olduğu önemlidir. Ayrıca bu olumsuzluklar tapuya kadastroya olan güveni hiçbir zaman sarsacak boyutta olmamış, bu güne kadar tapular delinmemiştir. Vatandaş tapuyu güvenilir bir belge olarak görüyor ve şüphe etmiyorsa, bu görevlerini zor şartlarda yapan tapu çalışanlarının sayesindedir.

Verelim kurtulalım mantığı



Son yıllarda yazılı ve görsel basında yer alan bazı olumsuz haberlere bakılarak bu işleri tapu daireleri yapamıyor öyleyse verelim noterler yapsın gibi bir yaklaşım doğru bir yaklaşım değildir.

Tapu hizmetleri öyle ver kurtul mantığı ile bir yerlere devredilemez. Bu mantıkla hareket ederseniz taşları yerinden oynatır, yürüyen bir sistemi de işlemez hale getirirsiniz. İşte o zaman, 164 yıldır, tapu çalışanlarınca bu güne kadar deldirilmesine müsaade edilmeyen tapuyu deldirirsiniz. Kimse bu vebalin altından kalkamaz.

Sistemde değişiklik yapılacaksa hesabını kitabını iyi yapmak,sonucunu iyi kurgulamak gerekir.Yoksa, işlemleri verelim noterler yapsın ,Avrupa da da bu işi noterler yapıyor şeklinde kolaycı bir yaklaşım ,ileride telafisi imkansız zararlara neden olacaktır.Biz Avrupa’ dan farklıyız..


Avrupa ile neden farklıyız

Her şeyimizde Avrupa’yı örnek alıyoruz. Şüphesiz girmeyi devlet politikası haline getirdiğimiz Avrupa’yı örnek alacağız. Ancak, bu örnek almayı birebir aynen uygulama olarak değerlendirmemek gerekir. Farklı yapıya aynı sistemi uygulamak, yanlış ve geri dönülmesi güç sonuçlar doğuracaktır. Bizim nedense Avrupalının aynısını yapmak gibi bir hastalığımız var. Bu az gelişmişliğin verdiği bir eziklik sanırım. Bu hastalık hali geçmişte de vardı. Zaman zaman da nüksediyor.Noterlere devirde bu hastalığın bir tezahürü olsa gerek.

Şimdi Avrupa ile aramızda ne fark var ona bir bakalım.


a) Avrupa da kırsal kesimin genel nüfusa oranı yaklaşık %10, bizde ise hale % 25 ‘ lar seviyesinde Bizde kırsal kesimden kente göç süreci hala devam ediyor ve yaklaşık bir 20 –30 yıl daha bu süreç. Devam edecek. Nüfus artış oranımız neredeyse Avrupa’nın iki katı. Bu durumlar taşınmaz işlem hızını artıran önemli bir faktör. Avrupa da ülkemiz gibi hızlı bir işlem hızı yok. Bizde bazen sabah alınan taşınmaz ertesi gün satılıyor veya başka bir işleme konu oluyor. Bunu Avrupa da göremezsiniz.

b) Avrupa da gayrimenkul bir yatırım aracı değil. Kimse üçe alırım, değerlenir beşe satarım diye düşünmüyor. Bizde gayrimenkul hem yatırım, hem de enflasyona karşı korunma aracı olarak görülüyor.

c) Avrupa da devlet vatandaşının sosyal güvenliğini garanti etmiş, doğru bir şekilde uyguluyor. Bizlerse işler iyi giderken para biriktirmek yerine, taşınmaz biriktirmek peşindeyiz. Hepimiz imkânımız olduğunda ileriyi düşünerek bir gayrimenkul almak kiraya vermek isteriz.

d) Avrupa da vatandaşın tapu derdi yok. Onlar mülkiyete değil, daha çok kullanıma önem veriyorlar. Taşınmaz kullandıkları ölçüde onlar için bir değer ifade ediyor. Bu nedenle Avrupa da mülkiyet değişiklikleri sık değil. Daha çok kullanıma yönelik sözleşmeler ağırlıkta. Sanırım
bizlerin geninde var, bizler ihtiyacımız olsun olmasın, kullanalım veya kullanmayalım bit tapumuz olsun istiyoruz.

e) Avrupa da, taşınmazlar genellikle uzun vadeli kredilerle alındığı için, borç bitene kadar tapular bankada kalıyor. Bu nedenle borç bitene kadar, Avrupalı tapu senedini dahi görmüyor. Bizde vatandaş tapu senedini eline almazsa rahat etmiyor.

Bu ve benzeri birçok nedenle biz Avrupa’dan farklıyız. Bu farklılıklar bizde gayrimenkule yönelik işlem sayısını, çeşidini ve hızını arttırıyor. Şimdi bu farklılıklara rağmen, Avrupa’ da ki sistemi aynen uygulayalım, bu işi noterlere devredelim derseniz, Rahmetli Prof Dr İsmet Sungurbey Hocanın dediği gibi, zücaciye dükkanına filin girmesi gibi bir sonuçla karşılaşırsınız.

Mevcut yürüyen bir düzeni bozarsanız ,sonra bozulan düzeni de yeniden kuramazsınız..Bu nedenle yeni maceralara gerek olmadan ,mevcut sistemin ıslah edilmesi,sistemde sorunları ortadan kaldıracak mekanizmaların geliştirilmesi gereklidir.Bu anlamda ITO tarafından hazırlanan Lisanslı Emlak Müşavirliği ve Lisanslı Emlak Komisyonculuğu Kanun Tasarı Taslağı Yasalaştığında ,sistemin düzeltilmesi yönünde önemli araç olacaktır.



Neden Lisanslı Müşavirlik

Bugünkü sistemin mükemmel olduğunu, çok iyi yürüdüğünü de kimse söyleyemez. Ancak olumsuzlukları gidermek İçin bizim şartlarımıza uygun yeni sistemler geliştirebiliriz.Bu mümkün .

İşlemler ve belge düzeni hakkında iş sahiplerinin yeterli bilgiye sahip olmaması, önemli olumsuzluk nedenlerinden birisidir.



Tapu işlemleri, gümrük müşavirlerinin yaptığı gümrük işlemlerinden, mali müşavirliklerin sunduğu muhasebe işlemlerinden daha basit midir? Değildir. Niye değildir bakalım.

Hemen belirtelim, tapu işlemleri hukuki,teknik ,idari ve mali bilgiyi gerektiren işlemlerdir.

Tapu işlemleri neden hukuki bilgiyi gerektiriyor

Türk Medeni Kanununun büyük bir bölümü doğrudan tapu sicil uygulamakları ile ilgidir. Bunun yanında .Borçlar,Kamulaştırma,İmar,İcra İflas,gibi yüzlerce kanunda tapu siciline yönelik hükümler yer almaktadır.Bu kanunlar sürekli değişiyor.Bu kanunların yanında ,tüzük yönetmelik,genelge gibi mevzuatında bilinmesi ve takibi gerekiyor.

Tapu işlemleri neden mali bilgiyi gerektiriyor

İş sahipleri tapu işlemlerinde harç, vergi, döner sermaye adı altında çeşitli ödemeler yapıyor. Bu ödemelerin bazısı sabit, bazısı oransal. Harca esas alınacak değerlerle, oranlar değişebiliyor. Bu nedenle iş sahiplerinin işlemlerin mali yönünü ve değişiklikleri bilmesi ve takip etmesi gerekiyor.

Tapu işlemleri neden idari bilgiyi gerektiriyor

Tapu işlemleri sadece tapu dairelerinde değil, belediye, vergi dairesi, ticaret sicil memurluğu adli idari yargı gibi pek çok kurumla ilgili işlem yapmayı gerektiriyor. Hatta bazı işlemlerde (özellikle yabancı ve yabancı sermayeli şirketler) emniyet ve askeri makamlarla dahi yazışmalar yapılıyor.



Şimdi biz diyoruz ki, vatandaş tüm bu bilgi donanımına sahip olacak, işlerini takip edecek.

Konunun uzmanı olmayan iş sahiplerinden bu donanıma sahip olunması beklenemez. Bu konuda yapılacak bilgilendirmeler de yeterli olmamaktadır. Bu nedenle tapu işlemlerinde belge düzeninin sağlanması, işlemlerin takip ve sonuçlandırılması, bu işte uzmanlaşmış ‘’Lisanslı Tapu Müşavirliği Büroları ‘’ tarafından yerine getirilmelidir. Böylece tapu kayıtları işlem öncesinde sağlıklı olarak incelenecek, belge düzeni kontrol edilecek, işlemler sağlıklı olarak sonuçlandırılacaktır. Böylece tapu sicil müdürlüklerinde yığılma olmayacak, bundan kaynaklanan sızlanma ve şikâyetlerde en aza inecektir.

Hazırlanan yasa tasarısı taslağı olumlu bir gelişmedir.



Hizmet alanların takip ve danışmanlık hizmetini Lisanslı Müşavirliklerinden alması, sorunları önemli şekilde giderecektir. Üstelik günümüzde, mali müşavirlik, gümrük müşavirliği,gibi benzer örnekleri varken, hala tereddüt etmek ,tapu işlemlerinin önemini bilmemektir.

Tapu işlemlerinin notere devri gibi, bünyemize uymayan, tapu sicil müdürlüğü ile noterler arasında vatandaşa mekik dokutacak olan, sahtekar ve dolandırıcıların avuçlarını ovuşturup heyecanla beklediği arayışlar yerine, İTO tarafından hazırlanan sektöründe onayını alan Lisanslı Emlak Müşavirliği ve Lisanslı Emlak Komisyonculuğu Kanun Tasarı Taslağının Yasalaşması için sektör olarak elimizden geleni yapalım.

Yorumlar

Popüler Yayınlar