Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
30 Kasım 2011 Çarşamba
"Gayrimenkul sektörü bu yıl yüzde 10-15 büyür"
"Gayrimenkul sektörü bu yıl yüzde 10-15 büyür"
Van depreminden sonra gayrimenkul sektörünün çıkarması gereken derslere ilişkin değerlendirmelerde bulunuluyor.
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Işık Gökkaya, Türkiye'de maliyeti 400 milyar doları bulması beklenen kentsel dönüşüm için finansman sağlanmasında, ''imar haklarının menkulleştirilmesi, imar haklarının transferi ve deprem tahvili çıkartılması'' modellerini önererek, ''Bu enstrümanlar genişletilebilir. Burada amaç, kentsel dönüşüm projesinde devletin kaynaklarını minimum kullanmasını sağlamak'' dedi.
Türkiye'de bir an önce bina stokunun çıkartılması gerektiğini ifade eden Gökkaya, 18 milyon konut stokunun yüzde 45'inin yenilenmesi gerektiğinin ifade edildiğini belirtti. Bunlar için pilot bölge oluşturmak gerektiğini söyleyen Gökkaya, ''Çünkü bahsettiğimiz rakamlar çok büyük. 7 milyon konutun bir anda dönüşmesi çok zor. Buna belli pilot bölgelerle başta İstanbul, Ankara, İzmir ve birinci derece deprem bölgesi olan yerlerde başlamamız lazım'' dedi.
Yapı denetim mekanizmasını yenilemek gerektiğini ifade eden Gökkaya, şunları anlattı:
''Şimdi parasını verdiğimiz şirket sizin yapı denetiminizi yapıyor. Bu çok doğru değil. Bunun içinde belli bir oto kontrolün, belli birtakım yaptırımların da olması gerekiyor. Belli müeyyideler olacak ki, insanlar imza atarken veya karar verirken belli şeylerin sorumluluğunu almış olacaklar. İnşaat malzemelerinin standardizasyonu da olması lazım. Türkiye'nin bütün genelinde aynı malzemeyi kullanabilmek gerekiyor. Bir de müteahhitlik kavramında belli bir kriter koymamız gerekiyor. Bugün Türkiye'de herkes müteahhitlik yapabiliyor, bunun artık bir kriterinin oluşması gerekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yaptığı çalışmalarda, bunlarda birtakım değişiklikler ve bizim istediğimiz şekilde birtakım düzeltmeler olacağına inanıyoruz.''
-''Projelerin ekonomik getirisini artıracak''-
Bu çalışmalar yapılırken kamu-özel sektör işbirliğinin ne şekilde önemli olacağını vurgulayan Gökkaya, ''Çünkü kentsel dönüşümün gerektirdiği maliyet 400 milyar dolar. 10 yılda yapsanız yıllık 40 milyar dolar ediyor. Bunun için de depremden öte kentsel dönüşüm için finansman modelleri de oluşturmamız lazım'' dedi.
''İmar haklarının menkulleştirilmesi ve imar haklarının transferi'' finansman modellerini öneren Gökkaya, şunları anlattı:
''İmar haklarının menkulleştirilmesi; arsa sahibinin imar hakkını kullanmayıp, bu hakkı, yerel yönetim işbirliği ile bir başka projede kullanılmak üzere likidite çevirmesi üzerine kurulmuştur. Bu borsa kanalıyla da olabilir belediye bünyesinde kurulacak bir havuzla da olabilir. Çünkü Türkiye'de kentsel dönüşüm sırasında, mülkiyet haklarına sahip olan kişilerin ödeme gücü olmama ihtimali yüksek. Siz binasını yenileyeceksiniz ama ondan talep edeceğiniz miktarı ödeme şansı olmayabilir. Ona bir değer tespiti yapılacak ve nakit olarak verilecek. Veya bir sertifika verilecek ve bu sertifikayı başka yerde kullanabilecek. İmar haklarının menkulleştirilmesi New York'ta da kullanılıyor.
İmar haklarının transferinde ise var olan imar hakkının başka bir bölgedeki projeye transferi sağlanıyor. İmar yasasında yapılacak yeni düzenlemelerle ele alınması gereken bu iki yöntemin hayata geçirilmesi projelerin ekonomik olarak getirisini artıracaktır.''
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya yerel yönetimlerin ''deprem tahvili'' çıkartabileceğini de belirten Gökkaya, bunların priminin diğer tahvillerden yüksek tutularak vatandaşa satılabileceğini kaydetti.
Gökkaya, ''Bu enstrümanlar genişletilebilir. Burada amaç kentsel dönüşüm projesinde devletin kaynaklarını minimum kullanması sağlamak'' diye konuştu.
Kentsel dönüşümün uygulanması sırasında kamulaştırmada ve değer tespitlerinde sıkıntılar yaşanabileceğine işaret eden Işık Gökkaya, ''Burada devlet otoritesini kullanacak. Çünkü karşımızda bir can var, insan çok kıymetli. Bu söylediğimiz 400 milyar, insan hayatından daha kıymetli olamaz. Van;da yaşadığımız şeyleri inşallah bir daha yaşamayız. Onun için bizim bir an önce hukuki altyapıyı yapmamız, kanunları çıkarmamız lazım'' dedi.
-''Gayrimenkul sektörü bu yıl yüzde 10-15 büyür''-
Gayrimenkul sektörünün bu yıl yüzde 10-15 arasında büyümesini öngördüklerini belirten GYODER Başkanı Gökkaya, konut kredilerinin beklentilerinin altında büyüdüğüne, faizlerin arttığına dikkati çekti.
Konut kredilerinin, konut satışında çok önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Gökkaya, ''Bu yıl büyüme yüzde 10-15 arasında olur, ama devletin Orta Vadeli Programı ve mali politikalarda yapılacak değişiklikler 2012'de yüzde 3-4 arasında büyüme öngörüyor. Ekonomi büyüdükçe gayrimenkul sektörü büyüyor. O çerçevede 2012'de net bir şey ifade edemiyoruz. Çünkü alınacak kararlar çok önemli. Buna karşın kentsel dönüşümle ilgili devletin alacağı kararlar önemli'' değerlendirmesinde bulundu.
AA
Yıkım konusunda zorlayıcı olacağız!
Yıkım konusunda zorlayıcı olacağız!
'Deprem riskini İstanbul için kesinlikle bir fırsata dönüştürmek zorundayız. Tarihi sorumluluğumuz var. Bu konuda kararlıyız.'
Bu sözler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın.
İşinin zor olduğunun farkında. 'Dile kolay, 1 milyon 600 bin bina var' diyor. Görevi süresince 16 bin bina yıkmış. Rekor olduğunu söylüyor.
Dün konuştuk, Çukurova Grubu'na bağlı Türk Medya'nın televizyon kanallarıyla radyolarının Ayazağa'daki yeni yayıncılık merkezini ziyaret etti.
İstanbul'u anlattı, altyapısını, üst yapısını ve geleceğini...
'Büyük deprem olduğunda karşılaşacağı manzarayı düşünen herkes size destek veriyor. Kamuoyu yanınızda' diyerek söze girdim. 'Sizin katkınız büyük oldu. İlk siz, AKŞAM'da başlattınız, ısrarla da sürdürüyorsunuz. Bizi de vatandaşı da zorluyorsunuz, gündemde tutuyorsunuz' karşılığını verdi.
Sadece İstanbul için değil, Türkiye için buna mecbur olduğumuzu söyledim. İstanbul'u vuracak büyük bir depremin Türk ekonomisinde derin hasara yol açacağını, çok ağır can kayıplarıyla karşılaşacağımızı düşünüyoruz. Bunları Başkan'la da daha önce konuşmuştuk.
Birkaç soruyla detay almaya çalıştım. Kentsel dönüşümde başarı öyküsü çıkması gerektiğinden söz ederek...
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'la konuşmuş. Haliç-Sütlüce bölgesinde, tarihi dokuya uygun bir kentsel dönüşüm projesi üzerinde çalışıyorlarmış. Medyanın da halkın da ilgisini doğrudan çekecek bir çalışma...
Riskli bölgelerde yıkım ve yeniden yapım konusundaki yasal hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Biraz onlar hakkında bilgi verdi. Bu arada önemli bir haber de aldık. Başkan'ın ağzından şöyle:
'Bugün oturduk, yetki konusunu görüştük. Vatandaşların bazıları razı gelmediği zaman nasıl ilerleyeceğiz, hangi kurum ne kadar yetkiye sahip olacak, gibi konuları tartıştık.'
Benim anladığım Başbakan bunun üzerinde çok duruyor, Topbaş tüm riski üstlenerek AKP-CHP-MHP demeden bütün ilçe belediyelerini de yanına alarak ilerlemek istiyor. Şehircilik Bakanlığı tam yetkili olacak, TOKİ ve Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği halinde 'İstanbul'u depremden kurtarma projeleri' ilerleyecek.
İSTANBUL'UN RİSK HARİTALARI DEĞİŞTİ Mİ?
Topbaş, 'Biz kapıyı açacağız, daha güvenli yerlerde oturabilme imkanının kapısını... Oradan vatandaş girecek. Kamu güvenliği söz konusu. Bu nedenle zorlayıcı da olacağız' diye anlattı.
Kadir Başkan'a bir soru daha sordum. 'İstanbul'un ilçeler bazında deprem haritaları güncellendi' diye bilgiler geliyordu. DASK'ın da bina deprem sigortalarıyla ilgili ücretlendirmede buna göre fiyatlarını değiştirdiği belirtiliyordu. Eskiden 2'nci derece deprem bölgesi olan bazı ilçelerin 1'inci dereceye kaydırıldığı... Topbaş, 'Biz de sürekli taramalar yapıyoruz. DASK bunlardan da faydalanıyor. Hatta binaların durumları değerlendirilirken yurtdışı sismik raporlar bile göz önüne alınıyor olabilir' dedi. Bu ilginç bir konu, biz de üzerinde durmaya devam edeceğiz.
Topbaş, 'İstanbul'un geleceği'ni şöyle hayal ediyor: Metro yaygınlaşacak, üçüncü köprü gerçekleşecek, daha fazla turist için çok sayıda 5 yıldızlı otel yapılacak, yeni bir havaalanı inşa edilecek, çılgın proje gerçek olacak ve mutlaka İstanbul bir finans başkenti haline getirilecek...
AKŞAM
Katlı otopark yapımı karşılığı arsa kiralanacak
Katlı otopark yapımı karşılığı arsa kiralanacak
Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü, katlı otopark yapımı karşılığı arsa kiralayacak.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan ihale ilanına göre, İstanbul'un Bakırköy ilçesi Kartaltepe Mahallesi Pelinli ve Ahu Sokakta bulunan ve 602,88 metre karelik, toplam inşaat alanı 4 bin 614,80 metre kare olan arsa, katlı otopark yapılmak üzere yap-işlet-devret modeliyle kiraya verilecek.
Kiralama ihalesi, kapalı teklif usulüyle 20 yıl süreyle inşaat yapım karşılığı gerçekleştirilecek.
Muhammen bedeli 2 milyon 67 bin 430,40 lira olarak belirlenen ihale, 22 Aralık 2011 tarihinde yapılacak.
AA
Mağdur arsa sahibini sevindirecek karar!
Devletin yıllarca kamulaştırma yapmadan el koyduğu arazilere bir çivi dahi çakamayan vatandaşın imdadına Yargıtay yetişti. Alınan karar binlerce mağdur arsa sahibini sevindirecek.
Türkiye genelinde binlerce arazi imar planları değiştirilerek, yol, yeşil alan, park alanı ve okul alanı gibi kamusal hizmet alanları olarak belirlendiği için üzerine sahibi tarafından bir civi dahi çakılamıyor.
Vakti zamanında birikimleri ile bin bir umutla yatırım amaçlı aldıkları araziler üzerinde piknik yapmak çadır kurmak gibi geçici eğlence aktiviteleri dışında hiçbir tasarrufta bulunamayan mülk sahipleri kamulaştırılma yapılmadığı içinde yıllardır devlet tarafından el konulan arazilerinin vergisini de kuruşu kuruşuna ödemeye devam ediyor.
Türkiye genelinde toplam değeri milyarlarca TL olan bu arazilerin sahipleri ise tabiri caiz ise varlık içinde yokluk çekiyor. Söz konusu uygulamanın mağdurlarından olan ve yaşadığı köyde farklı farklı alanlarda 60 dönüme yakın arazisi bulunan mağdur bir mal sahibi ise bu kadar mülkü olmasına rağmen halen kirada oturuyor.
MECLİS ŞİKÂYET YAĞMURUNA TUTULDU
Yıllarca kamulaştırma yapılmasını bekleyen vatandaşlar Meclisi de şikâyet yağmuruna tuttu. Konu ile alakalı çok sayıda şikayet dilekçesi gelmesi üzerine Meclis Dilekçe Komisyonu konu ile alakalı gelen onlarca dilekçeyi değerlendirdi ve belediyelerle kamu kurumlarını kusurlu bularak Meclise sunulmak üzere bir rapor hazırladı. Konun neden çözülmediğinin ve çözüm önerilerinin yer aldığı rapor TBMM Genel Kurulu’nda yakın zamanda görüşülecek.
SADECE OKUL ARAZİSİ OLARAK GÖRÜLEN 8 BİNE YAKIN ARSA VAR!
Türkiye genelinde toplam değeri milyarlarca TL’yi bulan binlerce arazi bu durumda bulunuyor. Meclis dilekçe Komisyonunun hazırladığı raporda yer alan bilgiye göre ise Türkiye genelinde sadece 7 bin 435 adet okul alanı olarak belirlenen 64 bin 422 m2 arsa bulunurken bu arazilerin toplam değeri ise 11,5 milyar TL gibi astronomik bir rakam ile telaffuz ediliyor.
YARGITAY’DAN TARİHİ KARAR!
Devletin ilgili birimleri tarafından bütçe yetersizliğinden dolayı yatırım planlarına alınamadıkları için yıllardır kamulaştırma bekleyen ve üzerlerine kamu amaçları doğrultusunda bir çivi dahi çakılamayan bu arazilerin sahipleri yasal yollardan haklarını aramak için her ne kadar mahkeme kapılarını aşındırsalar da kanuni bir takım boşluklardan ötürü söz konusu idarelerin kamulaştırmaya veya eyleme zorlanamayacağı gibi gerekçeler öne sürüldüğü için hiçbir şekilde olumlu sonuç alamıyordu.
Fakat durumun evrensel hukuk kurallarına (AIHS Ek Protokol No -1) açık aykırılığı Yargıtay’ın konu hakkında görüş değiştirmesine neden oldu.
Artık imar planından sonra ilgili idare söz konusu mülkü her hangi bir işlem yapmadan bekletirse idarenin bu tutumu mülkiyet hakkının özüne dokunduğundan bu durum hukuka aykırı olarak değerlendirilecek ve devlet tarafından el atılan ve yasal sureler içerisinde kamulaştırması yapılmayan arazilerin sahipleri dava yoluyla kamulaştırmasız el atma hükümleri uyarınca devletten arazisinin bedele çevrilmesini ve değer karşılığının verilmesini isteyebilecek.
DEVLETİN KASASINA CİDDİ YÜK BİNECEK
Yargıtay’ın konu ile ilgili vermiş olduğu karar devletin bütçesinede ciddi yük bindirecek. Sadece okul arazilerinin toplam değerinin 11.5 milyar TL olduğu göz önüne alındığında ve yol, yeşil alan, park alanı gibi kamusal hizmet alanlarının yer aldığı kamulaştırmasız el atma pastasında en ufak payı okul arazilerinin aldığı düşünüldüğünde ortaya on milyarlarca TL’lik çok ciddi rakamlar çıkacak.
‘’ESKİDEN EL ATILAN MÜLKÜN ÜSTÜNE BİR BARDAK SU İCİLİYORDU’’
Yargıtay’ın son aldığı karardan önce özel mülkünün imarı kamusal hizmetler doğrultusunda yeşil alan, okul veya sağlık alanı seklinde değiştirilen vatandaşa mevcut idare tarafından fiilen el atma olmadığı ( Kamu amacı doğrultusunda kullanılmadığı ) sürece her hangi bir bedel ödenmediğini söyleyen Gayrimenkul Hukukçusu Avukat Emre Alcan;
''Sızın boğazın en güzel yerinde 15 milyon TL’lik araziniz olsa bile imar planlarında yapılan değişiklik ile arazinizin yeşil alan olması durumunda arazinize hiçbir yatırımcı bırakın 15 mılyon doları 500 bin dolar dahi vermez. Yani böyle bir durum karsısında vatandaş eskiden arazisinin etrafındaki emsalleri ne kadar değerli olursa olsun mülkünün üstüne tabiri caizse oturup bir bardak su içiyordu ve ancak isterse hafta sonu gidip piknik yapabiliyordu. O yüzden böylesine ciddi mağduriyetler yaşatan uygulamalar ile ilgili düzenlemeler şarttı, bu adımda geçte olsa atıldı. ’’ dedi.
Yargıtay’ın 2010 yılının Aralık ayında vermiş olduğu karar ile Kamulaştırmasız el atma davalarında yeni bir dönemin başladığını söyleyen Alcan, evvelden mağduriyetin giderilmesine yönelik bedelin tazmini davası açılabilmesi için ön şart olarak idarenin fiilen el atması şartı aradığını ancak yeni alınan kararın ilgili idare işgal etmesede yapılan imar değişikliklerinde dolayı siz arazinizden faydalanamıyorsanız buranın bedelini tazmin edebilmeniz için bedel tazmin davasını açmaya imkan verdiğini belirtti.
ARTIK 1 YIL GİBİ KISA SÜREDE ÇÖZÜLÜYOR
Yargıtay’ın emsal teşkil eden kararından sonra bu mağduriyetlerin 1 yıl gibi kısa bir sürede çözüleceğini dile getiren Alcan, arazilerin bedellerinin tespiti noktasında ise yakın yerlerde yer alan emsallerine bakılarak ortaya bir rakam çıkartıldığını ve bilirkişi raporu ile ilgili mahkemeye sunulduğunu söyledi.
İmar Kanunu'ndaki Müteahhitlik Sektöüyle İlgili Düzenleme 2012'de Yürürlüğe Girecek
İmar Kanunu'ndaki Müteahhitlik Sektöüyle İlgili Düzenleme 2012'de Yürürlüğe Girecek
Bakan Mustafa Demir: Yeni sistem yürürlüğe girdikten sonra her konutun 'Sağlam' raporu olacak. Ayrıca enerji kimlik belgesi bulunacak
Hükümet sağlam ve sağlıklı konut için düğmeye bastı. Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, İmar Kanunu içinde müteahhitlik sektörüne yönelik yaptıkları düzenlemenin 1 Ocak 2012'de yürürlüğe gireceğine işaret ederek, 'Mesleğe girişe sınırlama getirmiyoruz. Yine herkes müteahhitlik yapabilecek ama artık kuralına uygun yapacak'' dedi. Müteahhitleri kayıt altına alan, iş ve işlemlerini sağlıklı yerine getirmelerini temin edecek bir düzenlemeye gittiklerini dile getiren Demir, 'Bunlarla ilgili yönetmeliği de hazırladık, 1 Ocak 2012 tarihinde sistem yasal olarak çalışmaya başlayacak. Sağlıklı ve sektörü geliştirecek, sektör üzerinde bugüne kadar güvensizlik adına ne olmuşsa onları ortadan kaldıracak bir sistem üzerinde çalışıyoruz'' şeklinde konuştu.
DETAYLI BİLGİSİ OLACAK
Demir, 'Projeye uygun, sağlam ruhsat ve eklerine uygun yapı yapılması noktasında ciddi sıkıntılarımız vardı ülkemizde, bunları ortadan kaldırmaya yönelik bir uygulama gerçekleştiriyoruz'' dedi. Bakan Demir, yeni sistemin yaşama geçmesiyle birlikte alınan her konut hakkında detaylı bilgi içeren belgenin bulunacağını söyledi. Bu yıl başında uygulamaya konulan binalarda enerji kimlik belgesi uygulaması hakkında da bilgi veren Demir, yeni yapılan binalarda, enerji tüketimini gösteren kimlik belgelerinin zorunlu hale geldiğini anlattı. Bakan Demir, geçmişte yapılan yapıların enerji verimli hale dönüştürülmesine ilişkin proje üzerinde çalıştıklarını, 2012'de uygulamayı başlatmayı planladıklarını söyledi.
İmar yetkisi belediyelerden bakanlığa geçiyor
İmar yetkisi belediyelerden bakanlığa geçiyor
İmar Kanunu'nda değişiklik öngören teklif, belediyelerin imar planı yetkilerinin Bayındırlık Bakanlığı'na geçmesini öngörüyor. Teklifin mera alanlarını yapılaşmaya açacağı öne sürülüyor
Meralar yapıya açılacak
Belediyelerin Köyde plan aranmayacak Köy yerleşik Meralar imara açılacak Turizm Teşvik imar planı yetkileri Bayındırlık Bakanlığı'na geçiyor. Meclis'e sunulan ve İmar Kanunu'nda değişiklik öngören teklif ile Bayındırlık Bakanlığı, gerekli görülen hallerde ve ilgili idarenin belediye meclisi tarafından bir ayda karara bağlanmaması halinde, uygunluk görüşü verdiği yatırımlara dair her tür ve ölçekteki plan değişikliğini yapmaya, yaptırmaya, değiştirmeye yetkili olacak. Teklifin mera alanlarını yapılaşmaya açacağı öne sürülüyor.
Gerekçe hız
Düzenlemenin gerekçesi 'Kıyı ve dolgu alanlarındaki yapıların planlarında bu konuda yetki ve tecrübe sahibi olan bakanlıkça hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlandırılması hedeflenmiştir' şeklinde açıklandı.
Danışmanlık hizmeti alacaklar
Kamu kuruluşlarına, yaptıracağı yapılarda kendi mimar ve mühendisleri veya müşavirlik kuruluşlarından danışmanlık hizmeti satın almak kaydıyla yapı kullanma izni verilecek.
Köyde plan aranmayacak
Köy yerleşim alanlarında yapılacak okul, cami, sağlık tesisi, güvenlik tesisi gibi küçük ölçekli kamu yapılarında imar planı şartı aranmayacak. Valilik tarafından oluşturulacak komisyon tarafından yer seçimi yapılacak ve ruhsata bağlanacak.
Köy kahvesi ve bakkal için izin alınmayacak
Belediye ve mücavir alanları dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik alanları ile civarında ye mezralarda yaptıracak konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı yapılar bakkal, manav, berber ve köy kahvesi gibi yapılar İçin inşaat ve iskan ruhsatı aranmayacak.
Sit alanında evi olana yeni hak
Tarihi yerler ve 2'nci ve 3'üncü derece sit alanlarında ev ve çeşitli mülkleri bulunanlar hem bölgenin dokusuna aykırılık içermeden yapılarını yenileyebilecek hem de ruhsat ve irtifak hakkı alabilecek. Belediye ve il özel idareleri, kat mülkiyeti ve kat irtifakını re'sen tapu siciline tescil ettirmeye yetkili olacak.
Meralar yapıya açılacak
Turizm Teşvik Kanunu çerçevesinde turizm amaçlı kullanıma ayrılan alanlar, Hazine'ye tescil edilecek ve ilgili belediyelere tahsis edilecek. Belediyelere tahsis edilen alanlardan ot bedeli alınmayacak.
Bu alanlar yapılaşma şartları içinde talep sahiplerine tahsis edilecek. Umumi yapılar hariç, inşa edilecek yapılar bodrum hariç iki katlı olacak ve 200 metrekareyi geçmeyecek.
İmara açılacak bu mera alanları için valilik bünyesinde komisyon kurulacak.
Düzenleme bir hesaplaşma
Yasa teklifini değerlendiren Türkiye Mimarlatfye Mühendisler Odası Başkanı Mehmet Soğancı, "Sadece kıyı belediyelerini değil, bütün belediyelerin kanunda sayılan hükümler çerçevesindeki imar yetkileri bakanlığa devrediliyor. Bakanlık belediyelere veya ilgili yönetimlere 'Bir ay içinde karar verdin verdin, vermedin bu işi ben hallederim' diyerek kararı alacak" dedi. CHP Milletvekili Tayfur Süner, bu düzenlemenin Ak Parti'nin kaybettiği kıyılarla hesaplaşması anlamına geldiğini söyledi.
İstanbul Emlakçılar Derneğinden
İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davalarında bazı bozma nedenleri
Kamulaştırmasız el atmada yeni dönem
27 Kasım 2011 Pazar
GAP’tan Sonra Bölgedeki En Büyük Yatırım Antepia
GAP’tan Sonra Bölgedeki En Büyük Yatırım Antepia
GAP’tan Sonra Bölgedeki En Büyük Yatırım Antepia
Sinpaş Yapı Genel Müdürü Ahmet Çelik, Antepia projesinin 1,2 milyar Dolar ile bölgede GAP’tan sonraki en büyük yatırımı olduğunu söyledi.
Antepia Projesi ortaklarından Sinpas Yapı Genel Müdürü Ahmet Çelik, Gaziantep’in batısının 5 yıl içerisinde şehrin modern yüzü olacağını söyledi.
Çelik, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) tarafından gerçekleştirilen “Gelişen Kentler Zirvesi”nde “Yatırımcı Gözü ile Gelişen Kentler, Gaziantep” konulu panelde konuştu.
Sinpaş Yapı Genel Müdürü Ahmet ÇELİK, Antepia Projesi ile ana sponsor oldukları panelin üçüncü oturumunda söz aldı. Çelik, 1,2 milyar Dolar ile bölgede GAP’tan sonraki en büyük yatırımın Antepia Projesi olduğunu kaydetti.
Çelik, ekonomik gelişmelere paralel olarak iç göçle artan nüfusu da göz önüne alındığında Gaziantep’te yeni yapılaşmanın kentin batısına kaydığını ve 5 yıl gibi kısa bir sürede batı bölgesinin, şehrin modern yüzü olacağını öngördüklerini dile getirdi.
Antepia projesinin yatırım programı hakkında bilgi veren Çelik, şöyle konuştu:
“Hedef kitlemizi belirledik ve bunların beklentilerini çok detaylı analiz ettik. Projemizi gerçekleştirirken kentin tarihi ve sosyal dokusunu bozmadık. Şehrin ve bölgenin kentsel gelişimine katkı sağladık. Çalışmalarımızda bu noktalara dikkat ettik. Kurum olarak taklit eden ve birbirinin tekrarı projeler yapmadık. Satış ofisimizi yaparken, Gaziantep Kalesi’nden esinlendik. ve çok hoş bir yapı ortaya çıktı. Villalarımızı yaparken, Gaziantep’in müthiş taş evleri var, bunları yorumlayarak villalarımızı projelendirdik.”
Sinpaş Yapı’nın 37 yıllık bir geçmişi olduğunu anımsatan Çelik, bu güne kadar onlarca proje, on binlerce konut yaptıklarını belirtti. Bu projelerin birçoğunun şehrin merkezinde olmadığını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
“Projelerimizin çoğunluğunu şehrin kenarına yaptık. Tüm projelerimiz, bulunduğu şehrin ve bölgenin kentsel gelişimine katkı sağlamış projelerdir. Tespit ettiğimiz iki unsur var. Kentlerin iş yoğunluğu, gürültüsü ve sosyal kirliliğinden insanlar bunalıyor stres ve sıkıntı içinde kalıyor. İnsanın fıtratı gereği huzur bulduğu iki unsur var, su ve yeşil. Suyun ve yeşilin bulunduğu ortamlarda huzur buluyor. Dikkat edin; fırsatını bulduklarında ormanlara, parklara, göl ve deniz kenarlarına koşarlar. O noktalarda huzur bulurlar. Biz de su ve yeşili yoğun şekilde projelerimizde kullanıyoruz. Antep projemizde de kullandık.”
Yüksek aidat ödeyenler ne yapmalı ?
Yüksek aidat ödeyenler ne yapmalı
Toplu yapılarda; yapıların konumları, ortak nitelikteki yerler ve tesisler, bunların kullanılma amacı ve şekilleri, tüm parselleri kapsayacak şekilde hazırlanacak.
Kat Mülkiyeti Kanunu’na 2007 yılında yapılan düzenleme ile toplu yapılara ait özel hükümler ile sitelerin idaresi ile ilgili yeni maddeler eklendi. Bu maddelerde toplu yapının tanımı yapılmış, ortak kullanım yerleri, sosyal tesis ve hizmetler ile bunların bakım ve işletmelerinin ne şekilde olacağı hükme bağlanmıştır.
Toplu yapılarda; yapıların konumları, ortak nitelikteki yerler ve tesisler, bunların kullanılma amacı ve şekilleri, tüm parselleri kapsayacak şekilde hazırlanacak vaziyet plânlarında ve projelerde belirtilir. Bu vaziyet plânları ve projeler imar planı hükümlerine göre hazırlanmış olmalı ve ilgili makamlarca da onaylanmalıdır. Yasaya göre, toplu yapı kapsamındaki siteler, toplu yapı kat malikleri kurullarınca yönetilir. Bağımsız bölüm maliklerinin seçtiği parsel ya da ada temsilcileri tarafından seçilen bu kurul, aynı zamanda kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla Yönetim Plânını düzenler. Bu plân bütün bağımsız bölüm mâliklerini bağlar. Yönetim Plânında yapılacak değişiklikler için ise tüm maliklerin beşte dördünün oyu gereklidir.
Sabah
22 Kasım 2011 Salı
Elit Grand Palas
Bulut İnşaat'tan Kıbrıs’a Muhafazakâr Otel !
Bulut İnşaat'tan Kıbrıs’a Muhafazakâr Otel !
Uzun yıllardır inşaat alanında konut projeleri üreten Temel Bulut, “Kıbrıs’ta muhafazakâr kesime hitap eden ve istendiğinde haremlik selamlık olabilecek bir otel planlıyoruz” dedi.
İnşaat alanında 1987′de yılında çalışmaya başlayan ve o yıldan bu yana sürekli inşaat ve konut alanında hizmet veren Bulut İnşaat’ın patronu Temel Bulut, inşaatı süren ve planlanan pek çok projeyle artık farklı alanlara açılıyor. Tüm projelerini Evviva markası altında geliştiren Bulut İnşaat, 2009′a kadar daha çok Bahçelievler ve Avcılar çevresinde mahalle aralarında konut yapmış. 2009 sonunda Beylikdüzü, Esenyurt bölgesine gelerek toplu konut projelerine start veren Temel Bulut, yaptığı kampanyalarla da adından söz ettiren biri. Başbakan Erdoğan’ın üç çocuk çağrısından esinlenerek, üç çocuklu ailelere ve üçüncü çocuğa sahip olacağını taahhüt eden çiftlere Evviva Yaşam Merkezi ve Evviva Gümüş City projelerinde yüzde 33 indirimli kampanyası en çok akılda kalanlar arasında. Bulut, İstanbul merkezli geliştirdiği projelerin yanı sıra şimdi de Kıbrıs’a açılıyor. Kuzey Kıbrıs’ta Girne’de konut ve 1500 odalı bir otel projeleri olduğunu dile getiren Bulut, mevcut projelerini ve planlarını anlattı:
Projelerinizi Beylikdüzü, Esenyurt bölgesinde geliştiriyorsunuz. Projelerin özelliklerinden bahseder misiniz?
Bu bölgede çok büyük potansiyel gördük, çok iyi gelişen bir bölge. Bu bölgede hedefimiz 15 bin konut yapmak. Şu anda 10 binlerdeyiz. Biz daha çok B grubu tüketiciye hizmet veriyoruz. Projelerde, sosyal alanların hepsinde aynı standardı oturtmaya çalışıyoruz. İnşaat olarak da, hepsinde aynı malzemeyi kullanıyoruz. Evviva Residence projesinde evleri teslim etmeye başladık. 2170 dairelik 250 milyon dolara malolacak Evviva Yaşam Merkezi’nin inşaatı devam ediyor. Şu anda yine inşaatı devam eden 4600 konutluk Evviva Gümüş City de ise, evleri 2013′ün 6′ıncı ayı itibariyle teslim edeceğiz. Burada 2+1 daireleri 110 bin liradan satacağız. Bu projenin maliyeti ise 400 milyon dolar. Yine aynı bölgede, 150 milyon dolarlık yatırımla 1800 konutluk Evviva Tower ve 1 milyon dolarlık 190 dairelik küçük bir proje olan Evviva İnci adlı projelerimiz var.
Bu bölgedeki 15 bin konutu tamamladıktan sonraki hedefleriniz nedir?
Bu 15 bin konutu 2014 sonuna kadar bitirip, başta bir bölgeye geçmek istiyoruz. Esenyurt’ta artık yer bulmakta zorlanıyoruz. Hedefimiz de Anadolu illeri var. Modern konuta ihtiyacı olan, konut çalışması olmayan bir ile geçmeyi düşünüyoruz. Bunun için Doğa ve Güneydoğu Anadolu illeri olabilir. En büyük hedefim, Hakkari’ye bir konut projesi yapmak.
Esenyurt ve Beylikdüzü bölgesi dışında yapacağınız şimdiden somutlaşmış projeleriniz var mı?
Kuzey Kıbrıs’ta Girne kentinde yine Evviva markasıyla konut ve otel yapma planlarımız var. Şirketi kurduk, yerleri aldık. 160 dönümlük bir arazi aldık, Lapta’da bir koy kiraladık. Daha çok muhafazakâr kesime hitap eden 1500 odalı bir otel yapma niyetimiz var. Oteli, istendiğinde haremlik selamlık olabilecek bir yapıda yapmak istiyoruz. Burada böyle bir ihtiyaç olduğunu düşündük. Yine Girne’de 1000 civarında villa ve konut yapmak istiyoruz. Toplamda maliyetinin 500 milyon dolar olmasını planlıyoruz, ancak niyetimiz orada yapacağımız konutların sayısını arttırmak. Bu durumda, yatırım rakamı 2 milyar dolara kadar çıkacak. 2014′e kadar İstanbul’daki yatırımlarımızı tamamlandıktan sonra yatırımların yüzde 20-25′ini oraya kaydıracağız.
Kuzey Kıbrıs’ta son zamanlarda yatırımların durduğundan bahsediliyor? Siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Biz araziyi İngilizlerden aldık, fiyatlar daha önce dört katı civarındaydı.Biz 100 dönümü 6 milyon sterline aldık, bu rakam üç dört yıl önce 20 milyon sterlindi. Şu sıralarda KKTC’de fiyatlar çok düştü. Eskiden 1800-2000 lira metrekare fiyatı konuşuluyordu, şimdi bu 1200- 1300 lira seviyelerine düştü. Bizim amacımız ucuza konut satmak.
Ucuza konut satmak yönünde çeşitli projeleriniz oluyor. Üç çocuklu aileler için cazip fiyatlı kampanyanız olmuştu. Buna benzer kampanyalar olacak mı?
Krizin etkisini azaltmak için kampanyanlar yaptık. Günde 10 liraya, 10 yıl vadeli faizsiz ev sattık. Bu şekilde 424 adet daire sattık. Bu kampanyanın geri dönüşü çok iyi oldu. Daha sonra Başbakan Erdoğan’ın “Üç çocuk yapma” önerisinde yola çıkarak, üç çocuğu olan ve üç çocuk yapmayı taahhüt edenlere 3+1 daireyi üçte iki fiyatına verdik. Bu şekilde de 500′den fazla aileye ev sattık.
İnşaat sektörü 2011′de genel olarak nasıl bir yıl geçirdi? Yılsonu beklentileriniz nedir?
Bu yıl satış bazında 2010′a göre, yüzde 50 oranında daralma oldu. Projeler uzun vadeli yapılıyor, ancak tabi kurdaki iniş çıkışlarda satışlarda etkili oluyor. Ancak, 2011′deki gerilemeye rağmen 2012 yılında yeniden canlanma bekliyoruz. Satışların 2010′daki rakamlardan daha fazla olacağı yönünde bir beklentimiz var. Kur aşağı yukarı seviyesini buldu. Gayrimenkule yatırım ister istemez olacak, sonuçta altına, dövize yatırım yapanlar bir şekilde bir zaman geldiğinde bu birikimlerini harcayacak.
( Taraf )
Belediyeler Kanalizasyonlardan da Para Kazanacak !
Başta internet olmak üzere telekomünikasyon altyapısı kurmak için kanalizasyonları kullanmak isteyen şirketler harekete geçti. Türk Telekom dışındaki işletmeler, şehir içi fiberoptik altyapı için belediyelerin kapısını çalıyor.
Başta internet olmak üzere telekomünikasyon altyapısı kurmak için kanalizasyon savaşı başladı. Türk Telekom dışındaki alternatif işletmeler şehir içi fiberoptik altyapı için belediyelerin kapısını çalıyor.
Kanalizasyonları kiralamak isteyen işletmeler, buradan geçirecekleri fiberoptik kablo ile şehir içi ağlarını genişletmeyi hedefliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), 2012 yılı iş planında yeraltı tesislerinin paylaşımına ilişkin erişim yükümlülüğü düzenlemelerini yapacağını açıkladı.
Bu düzenlemenin yapılmasıyla özellikle şehir içinde fiberoptik kablo ağının yaygınlaşmasının önü açılmış olacak. Asfaltın yeniden kazılmasının maliyetli olması, belediyelerin yüksek geçiş ücreti istemesi nedeniyle kanalizasyondan fiber kablo geçirmek de çok ucuza mal olacak.
İşletmeler, sık sık kapısını çaldıkları belediyelerden istedikleri kanalizasyonu kullanmak için yüksek miktarda ücret ödemeyi kabul ediyor ancak başka işletmenin kanalizasyonu kullanmasını istemiyordu. Bu nedenle şehir içi altyapısında tekel olma ihtimali üzerine harekete geçen BTK, kanalizasyon geçişleri için düzenleme yapacak.
Dünya örnekleri incelenerek gerçekleşecek düzenlemeyle tekelleşmenin önüne geçilirken, altyapı kiralamasında referans ücret belirleyecek.
Sabah
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...