37 hisseli bir küçücük adacık
Başbakan Erdoğan’ın sahiplerinin hibe edeceğini söylediği tapulu
tek adacığın çoğunun soyadı bile belli olmayan 37 kişi ve kuruluşa ait
olduğu ortaya çıktı. Üstüne çay bahçesi bile yapılamayan adacığın
sahipleri arasında Osmanlı torunları olduğu da belirtiliyor.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kağıthane’de düzenlenen, “İstanbul Boğazı’ndan Haliç’e Denizsuyu Aktarma Projesi’nin açılış töreninde yaptığı, “Da Vinci’nin 1502’de Haliç için tasarladığı köprü hayata geçiriliyor. Bu projeyle birlikte Haliç’te adacıklar da artık tarih oluyor. Bir tane tapulu ada var onu da hibe edeceklermiş” açıklaması, Haliç adacıklarının sahiplerini gündeme getirdi.
ÇAY BAHÇESİ OLACAKTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Haliç’in temizlenme projesi kapsamında 1996’da adacıkları çay bahçesi yapma girişimi kamulaştırmaya takılmış ve bazılarının belediyeye ait olduğu ortaya çıkan adacıklardan birinin adresleri ve çoğunun soyadının bile belli olmadığı 37 kişi ve kuruluşa ait olduğu ortaya çıkmıştı.
FRANSA’DAN GELEN VAR
Haliç’te 15 yıldır balıkçılık yaptığını söyleyen Savaş Çoşkun, Haliç Adaları’nın sahiplerinden birinin yaklaşık sekiz yıl önce geldiğini söyledi. Çoşkun, “Burada temizlik çalışmaları yapıldığı zamanlar bir kadın gelerek adacıkların sahibi olduğunu söylemişti. Fransa’dan geldiğini ve eski Osmanlı torunlarından olduğunu anlatmıştı. Biz onu sahilden adaya geçirmiştik. Sonra da gitmişti. Bazıları da bu adaların sahiplerinin Irak’ta yaşadığını söyler” dedi.
SADRAZAMLARIN ADASIYMIŞ
Yaklaşık sekiz yıldır balıkçıkla uğraştığını söyleyen Ahmet Bonel ise adanın sahipleriyle ilgili onlarca rivayet olduğunu anlatarak “Bu adacıkları Osmanlı torunlarının. Burada yaşayan sadrazamların adalarıymış. Şimdi de onların torunlarına kalmıştır. Ama uzun yıllardır burada yaşarım. Bunlarla ilgili hiçbir şey durmadım” dedi.
BİZE HİBE EDECEKLER
Başbakan Erdoğan, önceki günkü törende Haliç’te adacıkların artık tarih olduğunu belirterek, “Sadece bir tane tapulu ada var. İnşallah o adayı da o Leonardo Da Vinci’nin orayla ilgili bir projesi var. Köprü projesi. Sayın Topbaş’a ‘ne oldu o’ dedim. Dedi ki, ‘Şu anda hazırlıklarını yapıyorlar. Belki de o bize kendilerinin bir hibesi olarak yapacaklar.’ O da yapıldığı anda köprüden yaya olarak geçme imkanı bulacağız” dedi.
HALİÇ'TEKİ ADACIĞIN SAHİBİ
* İTALYAN ressam Lenonardo Da Vinci’nin tasarladığı köprünün üzerinden geçeceği adacığın 37 sahibi kayıtlarda şu isimlerden oluşuyor:
* Eyüp’te 73 pafta 24 ada 4 parsel, 4 bin 654 metrekare sazlık alan: İbrahim Ayad, Adil Ayad, Fazıla, Rukiye İlhami, Mehveş, Emine, Bezme, İbrahim, Tevhide, Mahmut, Mehmet Ali Ayad, Fatma, Azize, Zeynep Nazlı, Ali Fazıl, Ahmet Hüsammettin, Zehra, Ali Kamil, Mehmet Ali, Haydar Şinasi, Ülfet, Mehmet Ali, Bedia, Fazıl, Abdülmecit Vakfı.
* 73 pafta, 24 ada, 1 parsel 12 bin 121 metrekare sazlık alan: İbrahim Çehreli, Süleyman Çehreli, Mehmet Halit, Nuri.
* 73 pafta 24 ada 3 parsel 4 bin 438 metrekare sazlık alan: Şah Sultan Dergahı Vakfı.
* 73 pafta 24 ada, 5 parsel,
2 bin 699 metrekare sazlık alan: Süleyman Çehreli, İbrahim Çehreli, Emine Hepter Özenek, Salha Şevki Bedir, Abdülvehap Semih Çelikkanat, Şerife Hatice, Merzuka, Mevhibe Çelikkanat, Hatice Nevhayat Bucak.
YÜKSELEN İSTANBUL'UN YENİ SİMGESİ
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Boğaz’dan Haliç’e deniz suyu verme töreninde yaptığı konuşmada, Haliç’te Leonardo Da Vinci’nin hayali olan köprüyü hayata geçireceğini ve Leonardo’nun dehasından etkilenen uzmanlardan oluşan uluslararası ve gönüllü bir kültür grubunun çalışmaları yürüttüğünü açıklaması gözleri bu projeye çevirdi. Osmanlı padişahı Sultan II. Beyazıt’ın isteği üzerine Leonardo Da Vinci’nin 1502 yılında Haliç üzerinde Eyüp Sütlüce yakaları arasında tasarladığı, ancak o dönemde yapımı gerçekleşemeyen yaya köprüsünün kurulmasıyla ilgili uzun süredir çalışmalar ve araştırmalar yaptığı bilinen Yüksek Mimar Hakan Kıran, Leonardo Da Vinci Yaya Köprüsü’nün Türkiye’nin modern yüzünün sembolü olacağını söyledi.
YÜKSELİŞİNİN SİMGESİ
Mimar Kıran, “Da Vinci’nin İstanbul’dan Pera’ya hayalinin 21. yüzyılda gerçekleştirecek olan bu proje, İstanbul’a sadece bir yaya köprüsü değil, aslında yeni bir anıt kazandıracak. Da Vinci Köprüsü 500 yıl önceden bugüne uzanan kültürler arası, dinler arası, uluslararası ve medeniyetler arası bir kültürel anıt olacak. Projenin İstanbul’da yeniden gündeme gelmesi, İstanbul’un yükselişinin de bir simgesi olacaktır. Başbakanımızın önemli desteği ve İBB Başkanımızın vizyonu ile de birleşerek, dünyanın farklı yerlerindeki bir çok insanın hayalinin de gerçekleşmesini sağlayacak” dedi.
DÜNYA PROJESİ OLACAK
Köprünün, İstanbul’un tanıtımına da büyük katkı sağlayacağını dile getiren Hakan Kıran, Leonardo gibi bir dahinin eserine hayat verecek olmaktan onur duyduğunu ifade etti. Konuyla ilgili çeşitli sivil toplum örgütlerini araştırdıklarını belirten Kıran, köprüyü Norveç’te inşa eden sanat yönetmeni Vebjorn Sand ile bağlantı içinde olduklarını söyledi. Projeyi hayata geçirmek için Vebjorn Sand ile iş birliği yapacaklarını anlatan Kıran, “Leonardo ve köprüsü uluslararası iletişimin aracı olmuş. Biz de bu süreci, uluslararası iletişimin parçası olarak kullanma konusunda var gücümüzle çalışıyoruz. Bu, bizim için ticari bir iş değil, gönül verdik. Bu köprü bir dünya projesi” dedi.
II. BEYAZIT'A TEKLİF ETTİ
İSTANBUL, köprü ile 1800’lü yılların sonunda tanışırken, Leonardo da Vinci 500 yıl önce Haliç’e ve Boğaziçi’ne köprü yapmayı önerdi, ancak kabul görmedi. Leonardo Da Vinci, 1500’lü yılların başında yapmayı düşündüğü bazı işleri bir mektupla 2. Beyazıt’ a bildirdi. Paris’te 1795’ de kurulan Fransa Enstitüsünde Da Vinci’nin çizim ve açıklamaları ile dolu deri kaplı bir defter bulunmaktadır. Bu defterde, Vera’ dan Constantinapolis’ e uzanan köprü 40 braccia genişliğinde, sudan 70 braccia yükseklikte, 600 braccia uzunluğunda, yani denizin 400, karanın 200 braccia üzerinde olduğu yazıyor. Braccia yerel bir ölçü birimidir. 1 metre, 1,64 braccia ediyor. Haliç’in yaklaşık genişliği 244 metre olduğuna göre, 400 bracciası, denizin üzerinde ifadesi tamı tamına doğrudur. Köprünün uzunluğunun
600 braccia yani 365 mt olacağı söylendiğine göre o güne kadar inşa edilmiş dünyanın en uzun köprüsünden söz ediliyor demektir.
DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİ
LEONARDO Da Vinci’ ye ait olan köprüyü dünyaya tanıtan isim, Norveçli Sanatçı Vebjörn Sand oldu. 2001 yılında, Oslo yakınlarındaki Aas kasabasında, köprüyü aslının dörtte biri büyüklüğünde bir otoyol üst geçidi olarak yaptıran sanatçı, sonrasında aynı köprüyü Güney kutbunda buzdan yaparak küresel ısınma sorununa dikkat çekti. Geçen yılbaşında ise, aynı köprüyü, yine buzdan, bu kez New York’ ta Birleşmiş Milletler Genel Merkezinin önündeki meydanda yaptı. Amacı modern krize, küresel ısınmaya dikkat çekmekti.
Da Vinci köprüsü üzerine çalışan mimar Hakan Kıran:
LDV projesi 220 metre açıklığa sahip, deniz üzerindeki en yüksek noktası yaklaşık 25 metre yüksekliğe ulaşan ve 10 metre genişliğinde taş bir yaya köprüsü olarak tasarlanmış. Yapısal tasarımın asıl özelliği, döneminin teknolojik imkanlarının ötesinde, bu genişlikte te bir açıklığın daha stabil hale getirilebilmesi için iki taraftan birer kemer ile destekleniyor olmasında.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kağıthane’de düzenlenen, “İstanbul Boğazı’ndan Haliç’e Denizsuyu Aktarma Projesi’nin açılış töreninde yaptığı, “Da Vinci’nin 1502’de Haliç için tasarladığı köprü hayata geçiriliyor. Bu projeyle birlikte Haliç’te adacıklar da artık tarih oluyor. Bir tane tapulu ada var onu da hibe edeceklermiş” açıklaması, Haliç adacıklarının sahiplerini gündeme getirdi.
ÇAY BAHÇESİ OLACAKTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Haliç’in temizlenme projesi kapsamında 1996’da adacıkları çay bahçesi yapma girişimi kamulaştırmaya takılmış ve bazılarının belediyeye ait olduğu ortaya çıkan adacıklardan birinin adresleri ve çoğunun soyadının bile belli olmadığı 37 kişi ve kuruluşa ait olduğu ortaya çıkmıştı.
FRANSA’DAN GELEN VAR
Haliç’te 15 yıldır balıkçılık yaptığını söyleyen Savaş Çoşkun, Haliç Adaları’nın sahiplerinden birinin yaklaşık sekiz yıl önce geldiğini söyledi. Çoşkun, “Burada temizlik çalışmaları yapıldığı zamanlar bir kadın gelerek adacıkların sahibi olduğunu söylemişti. Fransa’dan geldiğini ve eski Osmanlı torunlarından olduğunu anlatmıştı. Biz onu sahilden adaya geçirmiştik. Sonra da gitmişti. Bazıları da bu adaların sahiplerinin Irak’ta yaşadığını söyler” dedi.
SADRAZAMLARIN ADASIYMIŞ
Yaklaşık sekiz yıldır balıkçıkla uğraştığını söyleyen Ahmet Bonel ise adanın sahipleriyle ilgili onlarca rivayet olduğunu anlatarak “Bu adacıkları Osmanlı torunlarının. Burada yaşayan sadrazamların adalarıymış. Şimdi de onların torunlarına kalmıştır. Ama uzun yıllardır burada yaşarım. Bunlarla ilgili hiçbir şey durmadım” dedi.
BİZE HİBE EDECEKLER
Başbakan Erdoğan, önceki günkü törende Haliç’te adacıkların artık tarih olduğunu belirterek, “Sadece bir tane tapulu ada var. İnşallah o adayı da o Leonardo Da Vinci’nin orayla ilgili bir projesi var. Köprü projesi. Sayın Topbaş’a ‘ne oldu o’ dedim. Dedi ki, ‘Şu anda hazırlıklarını yapıyorlar. Belki de o bize kendilerinin bir hibesi olarak yapacaklar.’ O da yapıldığı anda köprüden yaya olarak geçme imkanı bulacağız” dedi.
HALİÇ'TEKİ ADACIĞIN SAHİBİ
* İTALYAN ressam Lenonardo Da Vinci’nin tasarladığı köprünün üzerinden geçeceği adacığın 37 sahibi kayıtlarda şu isimlerden oluşuyor:
* Eyüp’te 73 pafta 24 ada 4 parsel, 4 bin 654 metrekare sazlık alan: İbrahim Ayad, Adil Ayad, Fazıla, Rukiye İlhami, Mehveş, Emine, Bezme, İbrahim, Tevhide, Mahmut, Mehmet Ali Ayad, Fatma, Azize, Zeynep Nazlı, Ali Fazıl, Ahmet Hüsammettin, Zehra, Ali Kamil, Mehmet Ali, Haydar Şinasi, Ülfet, Mehmet Ali, Bedia, Fazıl, Abdülmecit Vakfı.
* 73 pafta, 24 ada, 1 parsel 12 bin 121 metrekare sazlık alan: İbrahim Çehreli, Süleyman Çehreli, Mehmet Halit, Nuri.
* 73 pafta 24 ada 3 parsel 4 bin 438 metrekare sazlık alan: Şah Sultan Dergahı Vakfı.
* 73 pafta 24 ada, 5 parsel,
2 bin 699 metrekare sazlık alan: Süleyman Çehreli, İbrahim Çehreli, Emine Hepter Özenek, Salha Şevki Bedir, Abdülvehap Semih Çelikkanat, Şerife Hatice, Merzuka, Mevhibe Çelikkanat, Hatice Nevhayat Bucak.
YÜKSELEN İSTANBUL'UN YENİ SİMGESİ
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Boğaz’dan Haliç’e deniz suyu verme töreninde yaptığı konuşmada, Haliç’te Leonardo Da Vinci’nin hayali olan köprüyü hayata geçireceğini ve Leonardo’nun dehasından etkilenen uzmanlardan oluşan uluslararası ve gönüllü bir kültür grubunun çalışmaları yürüttüğünü açıklaması gözleri bu projeye çevirdi. Osmanlı padişahı Sultan II. Beyazıt’ın isteği üzerine Leonardo Da Vinci’nin 1502 yılında Haliç üzerinde Eyüp Sütlüce yakaları arasında tasarladığı, ancak o dönemde yapımı gerçekleşemeyen yaya köprüsünün kurulmasıyla ilgili uzun süredir çalışmalar ve araştırmalar yaptığı bilinen Yüksek Mimar Hakan Kıran, Leonardo Da Vinci Yaya Köprüsü’nün Türkiye’nin modern yüzünün sembolü olacağını söyledi.
YÜKSELİŞİNİN SİMGESİ
Mimar Kıran, “Da Vinci’nin İstanbul’dan Pera’ya hayalinin 21. yüzyılda gerçekleştirecek olan bu proje, İstanbul’a sadece bir yaya köprüsü değil, aslında yeni bir anıt kazandıracak. Da Vinci Köprüsü 500 yıl önceden bugüne uzanan kültürler arası, dinler arası, uluslararası ve medeniyetler arası bir kültürel anıt olacak. Projenin İstanbul’da yeniden gündeme gelmesi, İstanbul’un yükselişinin de bir simgesi olacaktır. Başbakanımızın önemli desteği ve İBB Başkanımızın vizyonu ile de birleşerek, dünyanın farklı yerlerindeki bir çok insanın hayalinin de gerçekleşmesini sağlayacak” dedi.
DÜNYA PROJESİ OLACAK
Köprünün, İstanbul’un tanıtımına da büyük katkı sağlayacağını dile getiren Hakan Kıran, Leonardo gibi bir dahinin eserine hayat verecek olmaktan onur duyduğunu ifade etti. Konuyla ilgili çeşitli sivil toplum örgütlerini araştırdıklarını belirten Kıran, köprüyü Norveç’te inşa eden sanat yönetmeni Vebjorn Sand ile bağlantı içinde olduklarını söyledi. Projeyi hayata geçirmek için Vebjorn Sand ile iş birliği yapacaklarını anlatan Kıran, “Leonardo ve köprüsü uluslararası iletişimin aracı olmuş. Biz de bu süreci, uluslararası iletişimin parçası olarak kullanma konusunda var gücümüzle çalışıyoruz. Bu, bizim için ticari bir iş değil, gönül verdik. Bu köprü bir dünya projesi” dedi.
II. BEYAZIT'A TEKLİF ETTİ
İSTANBUL, köprü ile 1800’lü yılların sonunda tanışırken, Leonardo da Vinci 500 yıl önce Haliç’e ve Boğaziçi’ne köprü yapmayı önerdi, ancak kabul görmedi. Leonardo Da Vinci, 1500’lü yılların başında yapmayı düşündüğü bazı işleri bir mektupla 2. Beyazıt’ a bildirdi. Paris’te 1795’ de kurulan Fransa Enstitüsünde Da Vinci’nin çizim ve açıklamaları ile dolu deri kaplı bir defter bulunmaktadır. Bu defterde, Vera’ dan Constantinapolis’ e uzanan köprü 40 braccia genişliğinde, sudan 70 braccia yükseklikte, 600 braccia uzunluğunda, yani denizin 400, karanın 200 braccia üzerinde olduğu yazıyor. Braccia yerel bir ölçü birimidir. 1 metre, 1,64 braccia ediyor. Haliç’in yaklaşık genişliği 244 metre olduğuna göre, 400 bracciası, denizin üzerinde ifadesi tamı tamına doğrudur. Köprünün uzunluğunun
600 braccia yani 365 mt olacağı söylendiğine göre o güne kadar inşa edilmiş dünyanın en uzun köprüsünden söz ediliyor demektir.
DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİ
LEONARDO Da Vinci’ ye ait olan köprüyü dünyaya tanıtan isim, Norveçli Sanatçı Vebjörn Sand oldu. 2001 yılında, Oslo yakınlarındaki Aas kasabasında, köprüyü aslının dörtte biri büyüklüğünde bir otoyol üst geçidi olarak yaptıran sanatçı, sonrasında aynı köprüyü Güney kutbunda buzdan yaparak küresel ısınma sorununa dikkat çekti. Geçen yılbaşında ise, aynı köprüyü, yine buzdan, bu kez New York’ ta Birleşmiş Milletler Genel Merkezinin önündeki meydanda yaptı. Amacı modern krize, küresel ısınmaya dikkat çekmekti.
Da Vinci köprüsü üzerine çalışan mimar Hakan Kıran:
LDV projesi 220 metre açıklığa sahip, deniz üzerindeki en yüksek noktası yaklaşık 25 metre yüksekliğe ulaşan ve 10 metre genişliğinde taş bir yaya köprüsü olarak tasarlanmış. Yapısal tasarımın asıl özelliği, döneminin teknolojik imkanlarının ötesinde, bu genişlikte te bir açıklığın daha stabil hale getirilebilmesi için iki taraftan birer kemer ile destekleniyor olmasında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder