Vergi Usul Kanunu’nun emlak vergisi ile ilgili maddeleri düzenlenmeli


Vergi Usul Kanunu’nun emlak vergisi ile ilgili maddeleri düzenlenmeli

Hürriyet Gazetesi’nde her zaman beğeniyle takip ettiğim Prof. Dr. Şükrü Kızılot’un “Emlak Vergisi artık kuzu kuzu ödenmeyecek” başlıklı yazısı dikatimi çekti.

Ulvi Özcan


22.10.2012 Yazıyı dikkatlice okudum; yazıda Emlak Vergi Kanunu ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nde bireysel dava açılabileceğinden söz ediyordu.

Mevcut 213 Sayılı Vergi Usul  Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre arsa ve araziye ait asgari ölçüde birim değerlerinin tesbitinde takdir komisyonlarına yetki verilmiştir. Bu yetki uyarınca; takdir komisyonlarınca her dört yılda bir belirlenen asgari birim değerleri,  emlak vergisinin tarh ve tahakkukunda esas alınmaktadır. Ancak belirlenen asgari emlak değerlerine itiraz edebilme hakkı belirli kurumlara verilerek emlak sahibi ve aynı zamanda emlak vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler bu haktan mahrum bırakılmıştır.

Bursa’da yaşayan bir vatandaşımız Bursa Vergi Mahkemesi’ne başvurarak;  vergi mükellefi olan gerçek kişi veya tüzel kişinin takdir edilen değere itiraz edebilme hakkının Anayasa’nın 125. maddesinde belirtilen idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yoluna açık olduğu hususunun değerlendirilmesi ve 213 Sayılı Kanunun mükerrer 49. maddesinin (b) fıkrasının 3. bendinde yer alan “Takdir Komisyonlarının bu kararlarına karşı kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekküller ve ilgili mahalle muhtarlıkları onbeş gün içinde ilgili vergi mahkemesinde dava açabilirler…” cümlesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını talep ediyordu.

Bursa Vergi Mahkemesi talebi inceledikten sonra oybirliği ile davanın kabulü ile Anayasa Mahkemesi’ne dava açılmasına karar veriyordu…
Anayasa Mahkemesi’de dosyayı inceledikten sonra 31.05.2012 gün ve 2011/38 Esas , 2012/89 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne oy çokluğu ile karar veriyordu. Karara bir üye muhalefet şerhi koyarken, bir üye de ek bir gerekçe ile kararı gerekçelendiriyor ve destekliyor.
Bu karar gecikmiş ve doğru bir karardır. Duyarlı davacıyı , Bursa Vergi Mahkemesi başkan ve üyelerini , Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerini kutlamak gerekir. Dünyada hiçbir demokratik hukuk devletinde bu tür uygulamalar yoktur , ülkemizde de olmamalıdır.

Takdir Kıymet Komisyonu Üyeleri Kimler Olmalı
Ancak; ilgili yasanın emlak vergisi ile ilgili yanlışlıkları sadece dava açma hakkı ile sınırlı değildir. Örneğin takdir kıymet komisyonlarının oluşumu ayrıca ele alınmalıdır. Odaların (ticaret odaları, sanayi odaları, sanayi ve ticaret odaları vb…) kontenjanınından görevlendirilen takdir kıymet komisyonu üyelerinin piyasadaki emlak değerinden ne kadar anladığı nasıl ölçülebilir? Komisyon üyesi muhtarların durumu da  aynı… Elinde yeterli bir bütçe olmayıp, vatandaşın hergün bir taleple karşısına dikildiği muhtar; vergi gelirlerinin gideceği makam (belediye)  aleyhine nasıl dava açabilir?

Oysa bu komisyonlarda yukarıda belirttiğim ve kuvvetler ayrılığı prensibi gereği “olması sakıncalı” takdir kıymet komisyonu üyeleri yerine; kurumsal bir meslek haline gelen ve yasa ile birlik hüviyetine de kavuşan “Değerleme Uzmanı” unvanına sahip, SPK lisanslı bir değerleme firmasının yöneticisi bir üye ile, sözkonusu takdir kıymetinin yapılacağı ilçede en az beş yıldır faaliyet gösteren ve ticaret odalarına (olmadığı yerlerde ticaret ve sanayi odası) bağlı bir aracılık firmasının yöneticisi “emlak danışmanı” ünvanı taşıyan bir üye olması şartı düzenlenebilir.

Maliye Bakanlığı’na Önalım Hakkı Yasa ile Düzenlenebilir
Bugun emlak vergisi ile ilgili yapılabilecek en iyi düzenleme idareye (Maiye Bakanlığı, Belediye, Toki  vb...) önalım hakkı verilip, emlak vergisinin beyana bağlanmasıdır…

Boğazda satılık yalı ile ilgili bir örnek vermek istiyorum; Vaniköy’de, Vaniköy Caddesi üzerinde bir yalının m2/satış fiyatı 35.000 USD’dir…  Aynı caddede bir yalı dairesinin m2/fiyatı 25.000 USD, (yalı arkası) boğaz manzaralı dairenin fiyatı 15.000 USD, deniz görmeyen bir dairenin m2/fiyatı ise 5.000 USD’dir. Ödedikleri emlak vergisi m2 / fiyatı ise hepsinin aynıdır. M2/fiyat=8.000 TL. … Bu durumda bir adalatsizlik olduğu tartışmasızdır. Bazen vergi mükellefi vatandaşlarımız mağdur olup zarar ederken , bazen de idare vergi kaybına uğramaktadır.

Oysa bu durum yerine vergi mükellefine beyanname verirken bir taahhütname alınarak, idarenin önalım hakkı olacağı olduğu ihbarı yapılabilir. Bu konu bir mevzuat düzenlemesi ile düzenlenirken, kamuoyunda ciddi bir pr oluşturulabilir.

Her emlak vergisi dönemi geldiğinde ciddi bir yaygara koparken, bir hafta sonra herşey unutulmaktadır. Nasreddin Hoca’nın dediği gibi “testi kırılmadan” bir düzenleme yaparak, emlak vergi dönemi gelmeden bir taraftan emlak vergisi mağduriyetini, diğer taraftan da idarenin vergi kaybını önlemeliyiz. 23.10.2012

Ulvi Özcan
Ito 17. Donem Meclis Üyesi, Bosforce Yönetici Ortağı
ulvi.ozcan@bosforce.com.tr

Yorumlar

Popüler Yayınlar