Baro Dergisi Eylül - Ekim 2013 Sayısı - page 736 ARSA PAYI DÜZELTİLMESİ

6306 Sayılı Yasa... • Prof. Dr. E. S. ÖZMEN - Av. B. ÇAKMAK
bildirici tescil yalnızca aleniyeti sağlamak koşuluyla mülkiyet karinesini
kat malikleri adına işletecektir. KMK m. 5 uyarınca
“anagayrimenkulde,
kat mülkiyetine bağlanmamış veya lehine kat irtifakı kurulmamış arsa
payı bırakılamaz”
hükmünün getirdiği emredici kural ile mahkemece
verilen tespit hükmünün tapuda sadece arsa payları oranlarını
değiştirdiği açıkça gözlemlenmektedir. Düzeltilen yeni pay oranları
işletme masraflarına katılım oranındaki arsa payına bağlı belirlenmekte
ise, Borçlar Hukukuna has etki ile ödeme niceliğini değiştirmektedir. Bu
sayede verilen tespit hükmüyle düzeltilen arsa payları ayni etkisini, ancak
kat irtifakı/kat mülkiyeti sonlandıktan sonra göstermektedir. Böylece,
payın hak olarak niceliğine bağlı hüküm ve sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
İşte 6306 Sayılı Yasa uygulaması ile birlikte açılacak arsa payı davalarının
yoğunlaşmasının sebebi bu noktada artmaktadır.
ARSA PAYI DÜZELTİLMESİ DAVASININ HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE/
ZAMANAŞIMINA TABİ OLMAMASI
Yukarıda belirttiğimiz gibi; yolsuz tescilin düzeltilmesi davası
niteliğindeki istihkak barındıran arsa payının düzeltilmesi davasının
hak düşürücü süre ve zamanaşımına tabi olması asla düşünülemez. Bu
konuda hatalı bir Yargıtay kararını eleştirerek sonuç bağlamak istiyoruz.
Bu kararda, ilk derece mahkemesi hukuki nitelemeyi son derece
yerinde yapmışken Yargıtay fahiş hatalı gerekçelerle 6306 Sayılı Yasa
uygulamasında zihinleri karıştıracak bir sonuca varmış bulunmaktadır.
İçtihada konu kararda; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi odaklı
uyuşmazlıkta, arsa payının düzeltilmesi davasına ilişkin kavramlar
tamamen birbirine karıştırılmıştır. Yargıtay tarafından verilen bu karar;
6306 Sayılı Yasa uygulaması ile yoğunluk kazanacak arsa payı karşılığı
inşaat sözleşmelerinde hatalı savlara yer verilmesine dayalı sonuçlar
doğurabilecek niteliktedir. Bu konudaki kararın gerekçeleri şu şekildedir.
“Davacı vekili dilekçesi ile, müvekkili ile davalıların müşterek
malik bulundukları ... parsel nolu ( 389.15 m² yüzölçümündeki )
taşınmazı, komşu ... parsel numaralı taşınmazın müşterek malikleri
ile anlaşarak tevhit edip, arsa sahipleri olarak taşınmazlar üzerine
iş merkezi inşa edilmesi hususunda müteahhit firma ile kat karşılığı
inşaat sözleşmesi imzaladıklarını; sözleşme gereğince, iş merkezinin
% 50’sinin arsa sahiplerine, % 50’sinin müteahhide ait olacağını,

27.04.1994 tarihinde tesis edilen kat irtifakından sonra arsa sahiplerin


736 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 87 • Sayı: 5 • Yıl: 2013
düşen bağımsız bölümlerin tescilinin sağlandığını; ancak, davacı
müvekkilinin, diğer parsel sahipleri aleyhinde, kat irtifakı tesisinde
yanlışlık olduğunu ileri sürerek, Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde
açtığı davada; tüm iş merkezinin değeri 100 puan kabul edilerek, iş
merkezindeki konumuna göre her işyerinin 100 üzerinden kaç puan
edeceği konusunda müteahhit tarafından yapılan puanlamanın doğru
olmadığının anlaşıldığını; davalıların, fazla puanlı işyeri kullanmaları
nedeniyle, davacının eksik olan puanının parasal değerini ödemeleri
gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere,
135.000 TL’nin H. Ş. D.’den, 140.000 TL’nin N. Ö.’dan, 62.000 TL’nin
H. S. İ.’den ve 62.000 TL’nin de M. L. İ.’den, dava tarihinden işleyecek
yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın süresi içinde açılmadığını belirterek
zamanaşımı def’inde; esası bakımından da, davanın reddinin
gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacıların davalarının sebepsiz zenginleşmeye
dayalı alacak davası olduğunu, 1 yıllık zamanaşımı süresinin
davacıların mal varlıklarında eksilmeye yol açan eylem ve işlemin
haksız olduğunu tam olarak öğrendikleri tarihten başlayacağı,
mahkemenin 2001/678 Esas sayılı kesinleşen dosyasında davacıların
taraf sıfatına sahip olup, bilirkişi raporu ve ek raporunun içeriğini
öğrendiklerini ve bu hükmün 06.06.2008 tarihinde kesinleştiği; bu
sebeple, 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek; davanın
ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş,
hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Bir davada, maddi olayları ve vakıaları açıklamak tarafların,
hukuki nitelendirmeyi ve davayı aydınlatmak görevi ve ilgili kanun
maddesini bulup uygulamak ise hakimin görevidir. ( HUMK’nun 76.
madde, 6100 Sayılı Yasa'nın 31.md. )
Taraflararasındakiuyuşmazlık;kat irtifakınınkurulması sırasında,
puanlamada yanlışlık sonucunda arsa payının sözleşmeye uygun
olarak belirlenip belirlenmediği noktası üzerinde toplanmaktadır. Arsa
paylarının bağımsız bölümlerinin gerçek değerleri ile orantılı olarak
düzeltilmesi isteminden ibarettir. O halde dava, ayni mahiyette bir
uyuşmazlık niteliğindedir. Bir yapının İmar Hukukuna uygun meydan

Yorumlar

Popüler Yayınlar