Aile Konutu Nedir? Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?

Aile konutu kavramı 2002 yılında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle hayatımıza girmiş olup, net bir tanımı kanunumuzda yapılmamıştır. Eşlerin ve ailenin bir arada yaşadığı, yaşamsal faaliyetlerini devam ettirdiği taşınmaz olarak tanımlanabilir.

Aile konutu tektir ve yayla, tarla gibi taşınmazlar aile konutu olamayacaktır. Bir taşınmazın aile konutu olması, onu diğer taşınmazlardan hukuki açıdan ayırır. Aile konutu olarak tapuya şerh edilmiş bir taşınmaz üzerinde, eşler birlikte söz sahibi olurlar. Bu şerhin verilebilmesi için eşler TMK anlamında evli olmalıdır. Yani birlikte yaşama ve imam nikahı bu şerh için yeterli olmayacaktır. Aile konutu başlıklı TMK 194. Maddede aile konutunun eşlere sağladığı haklar belirtilmiştir. Şöyle ki:
“II. Aile konutu
 Madde 194– Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. 
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. (1)
Konut eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.”
Görüldüğü gibi aile konutu eğer kiralanmış bir taşınmaz ise kira sözleşmesinin feshi için her iki eşin rızası gerekmektedir.
Günlük hayatta sıkça rastlanıldığı üzere, ayrılma kararı sonrası evi terk eden eş, evi terk etmesi sonrasında, diğer eşe zarar vermek amacıyla kira sözleşmesini tek taraflı fesih etmek suretiyle, ayrılmak üzere olduğu eşine mağduriyet yaşatmak isteyebilmektedir.  Bu durum özellikle, kadın ve müşterek çocuklar açısından ciddi mağduriyetlere yol açmakta idi. Kanun Koyucu tarafından yapılan bu düzenleme ile yaşanan bu tarz mağduriyetlerin önüne geçilmek istenmiştir.
Yine tapuda malik olan eş, aile konutu üzerinde diğer eşin rızasını almadıkça, tasarruf işlemlerinde bulunamayacaktır. Yani tapuda malik olarak gözükmeyen eşin rızası olmadan, aile konutu satılamayacak, kiraya verilemeyecek ve üzerindeki haklar sınırlandırılamayacaktır. Kanun koyucu aile kavramına ne kadar önem verdiğini göstermiş ve mülkiyet hakkını dahi sınırlayıcı bir düzenleme yapmıştır. Ancak bu noktada özellikle belirtmek gerekir ki, haklı bir sebebe rağmen rıza göstermeyen eş olduğu takdirde, bu izin hâkimden alınabilecektir.
Taşınmaz üzerindeki bu haklardan yararlanmak için, tapuda aile konutu şerhi olması gereklidir. Aksi takdirde, ilgili konut satıldığında alıcı iyiniyetli ise yani o konutun aile konutu olduğunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan bir kişi ise satış geçerli olacaktır.
Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?
Bu şerhi tapuya işletmek isteyen eş, konutun aile konutu olduğuna dair muhtardan alacağı bir belge ve evlilik cüzdanı ile ilgili tapu müdürlüğüne başvuru yapmalıdır.
Aile konutuna dair korumalar evlilik süresince devam edecektir ve bu süre içerisinde koruma, mal rejimi seçiminden de etkilenmeyecektir. Aile konutuna ilişkin koruma; evliliğin bitimiyle yani boşanma, ölüm, evliliğin iptali gibi sebepler sonucunda sona erecektir. Boşanma halinde bu hakkın yerini aralarında sözleşme yoksa yasal mal rejimi alacaktır. Yine boşanma halinde aile konutu eğer kiralık bir taşınmazsa, hâkim tarafların sosyoekonomik durumlarına göre hangi eşin aile konutunda oturmaya devam edeceğine karar verecektir. Ölüm halinde ise sağ kalan eşin hakları miras ve katılma alacağıdır. Sağ kalan eş miras payı ve katılma alacağı yeterli ise bu haklara mahsuben aile konutunu üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını talep edebilecektir. Yine sağ kalan eş alacaklarına mahsuben oturma ve intifa hakkı taleplerinde de bulunabilir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar